Tüze(Hukuk) ve Türe/Adâlet'teki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 14.942 başlık/FaRk ile birlikte,
14.942 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(45/61)
- PROGRESS vs. TRANSFORMATION
- PROJE[İng. PROJECT] değil/yerine/= TASARI/İŞ
- PROMISSORY NOTE and BILL OF EXCHANGE
( Bono. VE Poliçe. )
- PROPORTION vs. BALANCE/PROPORTION
- PROPOSAL vs. INVITATION
- PROPOSAL vs. SUGGESTION
- PROTEST (TUTUM/TAVIR) değil/yerine TEPKİCİ/TEPKİSEL (TUTUM/TAVIR)
- PROTESTO[İt.] ile MANİFESTO[İt. < Lat.]
( Bir davranışı, bir düşünceyi, bir uygulamayı, haksız, yersiz, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme. | Herhangi bir davranışın, haksız, yersiz, gereksiz görülerek onanmadığını bildiren resmi açıklama. | Değerli evrak niteliğindeki borç senedinin ödenmemesi durumunda, özel bir biçime bağlı ve belirli hukuksal sonuçlar doğuran bildirim. İLE Bir gemideki malları göstermek için kaptan tarafından boşaltma işlemlerinin yapılacağı gümrük idaresine verilen dizin. | Bildiri. )
- PROTOKOL ile FORMALİTE
( PROTOCOL vs. FORMALITY )
- PROTOKOL değil/yerine/= SÖZLEŞME/ANTLAŞMA, SÖZ BELGE/TUTANAK | SEÇKİN, SEÇKİNLER
( Bir toplantı sonunda imzalanan belge. | Diplomaside uyulması gereken kurallar. )
- PROVIDE vs. SUPPLY
- PROVING vs./and PLAUSIBILITY/PERSUASIVENESS
- PROVOKASYON/PROVOCATION[İng.] değil/yerine/= KIŞKIRTMA
- PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTMACI
- PSİKOLOG ile PSİKİYATRİST
( PSYCHOLOGIST vs. PSYCHIATRIST )
- PSİKOLOJİDE/TÜZEDE KORUMA:
KENDİ İÇİN ve/||/<>/> YAKIN ÇEVRE İÇİN ve/||/<>/> TOPLUM İÇİN
- PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL SORUNLARIN KÖKENİNDE:
[ya] COŞKUNUN ile/ve/ya da/||/<> ÖFKENİN ile/ve/ya da/||/<> KORKUNUN DÜZENLENEMEMESİ
- PSİKOPAT ile/ve/değil/< CAHİL
- PSİKOPAT ile/değil/yerine SOSYOPAT
- [ne yazık ki]
PSİKOPAT/LIK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK
- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON
( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )
- PSYCHOLOGY vs. PSYCHIATRY
- PUNCTUATIONS
- PUNISHMENT vs. SANCTION
- PUNT[İt. < PUNTO] ile/ve/||/<>/> PUNDUNA GETİRMEK
( Bir işi yapmak için fırsat gözetleyip en uygun zamânı bulmak.
PUNTO: Yazaçların/harflerin boyunu gösteren ölçü birimi. | Ayakkabıda topuk yükseklik ölçüsü. )
- PURE vs. SIMPLE
- PURE vs. UNADULTERATED
- PURIFICATION vs./and ENLIGHTENMENT
- PURIFIED REASON vs./and INTENTION = HEART
( SAF(LAŞTIRILMIŞ) AKIL ile/ve NİYET = KALP )
- PURIFY vs. TO BE REFINED
- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK
( 1799 - 1837 ve/||/<> 1809 - 1852 ve/||/<> 1812 - 1891 ve/||/<> 1821 - 1881 ve/||/<> 1818 - 1883 ve/||/<> 1828 - 1910 ve/||/<> 1860 - 1904 ve/||/<> 1868 - 1936 ve/||/<> 1884 - 1937 ve/||/<> 1891 - 1940 ve/||/<> 1890 - 1960 )
(
)
- PUT IN SIDE BY SIDE vs. TO BRING TOGETHER
- PUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUT
( [not] IDOL vs./and/but/||/<>/< BLESSING/FORTUNE
BLESSING/FORTUNE instead of IDOL )
- [ne yazık ki]
PUTUNU, KENDİ YAPAR, KENDİ TAPAR" ve/||/<> KÖLELEŞTİRİRSİN ALDIRMAZ; "KÖLE" DERSİN, KALDIRMAZ
- QUALITY vs. BOUNDARY
- QUALITY vs. DOSE
- QUESTION-COMMENT vs. COMMENT-QUESTION
- QUESTION vs. DOUBT
- QUESTION IN DOUBT vs. COMPREHENSION QUESTION
( COMPREHENSION QUESTION instead of QUESTION IN DOUBT )
- [not] QUESTION vs. INSULT
- QUESTION vs. INTERPRETATION/COMMENT
- QUESTION vs. PERSON
- RA'D[Ar.] ile RÂD[Ar.] ile RÂDD[Ar.] ile RADH[Ar.]
( Gök gürlemesi. İLE Cömert ve eliaçık. | Erdemli/faziletli, üstün, değerli. İLE Reddeden, geri döndüren/çeviren/bırakan. İLE Az bir şey verme, az verilen şey. | [eskiden] Savaşa katılan kadınlara, çocuklara, kölelere, zimmîlere, ganîmetten verilen bir orandaki mal. )
- RADİKAL değil/yerine/= KÖKTENCİ
- RÂDÎ/RÂDÎYYE[Ar.] ile RÂDİYE[Ar. < RIZÂ] ile RA'DİYYE[Ar.]
( Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen. İLE Râzı olsun! İLE Torpil. )
- RAHAT-HUZUR (VERMEMEK)
- RAHAT ile ÇOLPA/MELEME
( Rahatına düşkün. )
- RAHATINA GELME(ME)K ile/ve/değil İŞİNE GELME(ME)K
- RAHATLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİLEN KİŞİNİN RAHATLIĞI
- [ne yazık ki]
!"RAHAT"/LIK ve/||/<>/>/< !KAYITSIZ/LIK
- RAHAT/LIK ile/ve ÖZGÜR/LÜK
( ÖZGÜR: Varoluş ve etkinliği öz belirlenimli. )
( COMFORT vs./and FREEDOM )
- RAHAT/LIK ile YAVŞAK/LIK
- RAHATSIZ ETMEK ile/ve RENCİDE[Fars.] ETMEK
( ... İLE/VE Kalbi kırılma, incinme. )
- RAHATSIZLIK ile ŞİKÂYET
- RAHİM ile/ve VİCDAN
( Kişinin/insanlığın oluştuğu yerler. )
- RAHMET ile/ve/<> ELİ AÇIKLIK, CÖMERTLİK
( Allah'ın vermesi. İLE/VE/<> Kişinin yeterince, zamanında, zemininde ve/ya da bol bol vermesi/paylaşması. )
- RÂİB[Ar. < RU'B] ile RAÎB[Ar.]
( Büyücü, göz bağlayıcı. İLE Korkmuş. )
- RAISE vs. RISE
- RAKABE ile/||/<> RAKABE ETMEK ile/||/<> MÜLK ARÂZİ
( Kuru mülkiyet, çıplak mülkiyet. | Bir arazinin asıl mülkiyeti. İLE/||/<> Vakfın gelirini aslına eklemek. İLE/||/<> Hem tasarruf hakkı, hem de geliri[rakabesi] kişilere ait olan her tür emlak. )
- RAKAMSAL ile/yerine İSTATİSTİKSEL
- RAKİP ile/ve/< KURBAN
( (gerektiğinde) Rakip olabilmek/olmak için kurban da olabilmelisindir. )
- RANDOM vs. COINCIDENCE
- RANT ve/ne yazık ki/> "RAHAT"/LIK
- RAPOR[İng.] değil/yerine/= YAZANAK
( Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucunu, düşünceleri ya da saptamaları bildiren yazı. )
- RAPOR/DA:
BAĞLAYICI/LIK ile/değil/yerine YOL GÖSTERİCİ/LİK
- RAPORTÖR değil/yerine/= DEĞERLENDİRME YAZAN/YAZICI
- RARELY vs. SCARCELY
- RÂST[Fars.] ile RÂST[Fars.]
( Doğru. | Tesadüf. | Hedefi vurma. İLE Türk müziğinde bir makam adı. )
- YÜRÜMEK:
RASTGELE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGİMİZLE
( Yaşam olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Şiir olur. )
- RASTGELE/LALETTAYİN değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL
- RASTLANTI["RASLANTI" değil!] = TESADÜF = CHANCE, HAZARD[İng.] = HASARD[Fr.] = ZUFALL[Alm.]
- RASTLANTI değil/yerine TÜZE
- RASTLANTI/SALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLANTI/SALLIK
- RASYONEL[İng. < RATIONAL] değil/yerine/= AKILCI, USSAL
- RATIO vs. ACCORDING TO
- RATIO vs. CONSIDERATION
- RATIO vs. TO COMPARE
- RATIO ile REASON ile INTELLECT
( Oran, karşılaştırma. Mevcut olanların karşılaştırma bilgisi. İLE/VE Nedenleri el/dikkate almak. İlliyet. İLE/VE Erekbilimsel akıl tipi. Olmayanın/Olmamış olanın aklı/bilgisi. )
( ... ile ... ile LIZHI )
- RAUF ile ÇOK ACIYAN, ESİRGEYEN, MERHAMET SAHİBİ
- RAYİÇ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER
( Bir malın, satış ve sürüm değeri. )
- RÂZI OLUNAN ÖFKE ile RÂZI OLUNMAYAN ÖFKE
( Bizi mahkum eden şey, huylarımız, ahlâkımızdır. )
- RÂZÎ/RAZİYYE[Ar. < RIZÂ] ile RAZÎ/RADÎ[Ar. çoğ. RUZAÂ] ile Râzî[Ar.]
( Kabul eden, boyun eğen, rıza gösteren. İLE Süt kardeş. | Süt emen çocuk. İLE Rey şehrine bağlı/mensup, bu şehirle ilgili olan. | İran'ın "Rey" şehrinden olan. | Sırra/râza bağlı/mensup. )
- [not] REACH/CLAIM TO THE FREEDOM - OBLIGATORY OF THE FREEDOM (AND CONSEQUENTLY TO GET RESPONSIBILITY OF THE FREEDOM
- REACTION vs. FEEDBACK
- REACTION vs./and RESPONSE
- REAL vs. LIKE
- REAL vs. RESULT BY APPROACH
- REALITY vs. MEASUREMENT
- REALITY vs. TRUTH
- REALIZATION vs./and PRINCIPLE
- REALİZM ile İDEALİZM
( Modernitedeki çelişkilerin billurlaştırılması. İLE/VE/DEĞİL Modernizmi forma sokmak. )
( Kayıp. İLE/VE/DEĞİL Kazanç/kazanım. )
( Fransız protestanlığını anlamadan Modernizm'i anlamak olanaksızdır. )
( Değerli maden stoklarının artırılmasını öngören ekonomik düzen. | Avrupa pazarında doğulu tüccar. [Merkantilistlere göre, devlet ancak altın stoğunun artırılmasıyla zengin olabilir] [1500-1600 yılları arasında geçerlilik/değer bulmuştur] İLE Fransız merkantilizmi. )
( Altın ve gümüş madenlerinin ülkeden çıkmasının önlenmesini ister. İLE Sanayi sayesinde altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister. İLE Ticaret sayesinde altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister ve ihracatın ithalattan çok olmasıyla artacağını iddia eder. )
( AGNOSTİK: Bilinemez; Sınırlarını çizmek. )
( FARÂBÎ )
( Bkz. İSLÂM DÜŞÜNCESİ - H. ZİYA ÜLKEN )
( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )
( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )
( QUIETISM vs./and AGNOSTICISM
QUIETISM vs./and EXISTENTIALISM )
- REALİZM ile İDEALİZM/LİBERALİZM ile MARKSİZM
- REASON vs. CONNECTION
- REASON vs. INTELLIGENCE
- REASON vs. MIND
- REASON vs. PROOF
- REASON vs. REASON IN FORCE
- REASON vs. STRATEGY
- REASON vs. TRIGGER
- REASON vs./and NATURE
- RECEIPT vs. INVOICE
- RECOGNIZE THE SELF vs. SELF REALIZATION
- REDÂ'[Ar. < RED] ile REDÂ'[Ar.]
( Önleme, yasak etme. İLE Süt emme. )
- REDÂAT[Ar.] ile REDÂET[Ar.]
( Süt emme. İLE Kötülük, fenalık, bayağılık. [REZÂLET: Niceliksel. | REDÂET: Niteliksel.] | Hastalık ve yara azgınlığı. )
- REDDEDİLDİ ile/ve/||/<> KABUL EDİLMEDİ
( DENIED vs/and/||/<> OVERRULED )
- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA
- REDDETMEK ile AŞAĞILAMAK
( REJECT vs. TO DESPISE )
- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK
( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )
- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMAK
- [ne yazık ki]
REDDETMEK ile/ve/||/<>/> YASAKLAMAK
- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine YÜZ ÇEVİRMEK
( [not] TO DENY vs./and/but TO TURN AWAY FROM
TO TURN AWAY FROM instead of TO DENY )
- REDDİYE ile/ve/değil/||/<>/< GÖNDERME
- REDUCE vs. DECREASE
- REAL[İng.]/REEL[Fr.] değil/yerine/= GERÇEK
- REFAH[Ar.] yerine GÖNENÇ
( Bolluk, rahatlık ve varlık içinde, iyi olanaklarda yaşama. )
- REFERANDUM[Lat.]/PLEBİSİT[Fr.] değil/yerine/= HALK OYLAMASI
( Biri ya da bir sorun için halkın olumlu ya da olumsuz kanısının belirmesi amacıyla yapılan oylama. )
( PLEBİSİT: Devletler hukukunda bir ulusun hangi devlete bağlanacağı ile ilgili eylem. )
- REFERANS DEĞER/REFERENCE VALUE[İng.] değil/yerine/= DAYANAK DEĞER
- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]
( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )
- REFÎ'[Ar. < RİF'AT] ile REFÎH[Ar. < REFAH]
( Yüksek, yüce. İLE Refah ve rahat içinde yaşayan. )
- REFİK[< RIFK]/ZEVC[Ar.] ile/ve/||/<> REFİKA/ZEVCE[Ar.]
( Eril olan eş. Koca. İLE/VE/||/<> Dişil olan eş. Karı. )
- REFLECTION vs. ECHO
- REFLEKS/REFLEX[İng.] değil/yerine/= TEPKE
( Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği, yansı. | Dıştan ya da içten gelen bir uyarım sonucunda organizmada tepkilere yol açan istemsiz sinir etkinliği. )
- REFLEKSİYON/REFLECTION[İng.] değil/yerine/= YANSIMA | DERİN DÜŞÜNME
- REFRACTION vs. TO PERISH
- REFS[Ar.] ile REFŞ[Ar.]
( Edep dışı söz söyleme. | Hanımlara söz atma. İLE Çapa, küçük kazma. | Bir tür ırmak kaplumbağası.[Fırat ve Dicle'de bulunur.] | Kulağı büyük olma. )
- REFT[Ar.] ile REFT[Ar.]
( Bir şeyi ufalama, kırıntı durumuna getirme. İLE Gitme, gidiş. | Yeniçeri ocağıyla sonraları askerlik dairelerinde kişiler için tutulan künye defterlerinde "ayrıldı" anlamına kullanılan bir sözcük. )
- REGRETTABLE vs. REGRETFUL
- REGULAR VERBS vs. IRREGULAR VERBS
- REGÜLASYON[Fr./İng. < REGULATION]/REGÜLE ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK, AYARLAMAK
- REGÜLASYON değil/yerine/= YÖNERGE | AYARLAMA, DÜZENLEME
- REHÂVET değil/yerine/>< CESÂRET
- REHBER[Fars.] ile REHDÂN[Fars.] ile REHZEN[Fars.]
( Yol gösterici/gösteren, kılavuz. | Derviş olanı, şeyh huzuruna götüren. | Hz. Cebrail. İLE Yol bilen. İLE Yol kesici. )
- REHİN[Ar. < REHN]/İPOTEK[Fr. < HYPOTHEQUE] değil/yerine/= TUTU
( Borcun ödeneceğine ilişkin borçlunun alacaklıya bir taşınmazı güvence olarak göstermesi. )
- REÎS[Ar.] ile/değil/yerine/= BAŞKAN
( KIYÂMÎ TEKKELERİNDE KIYÂMEN EDİLEN ZİKİRLERDE ZİKRİ İDARE EDEN )
- REJECT vs. REFUSE/TURN DOWN vs. REVERSE vs. REVOKE vs. RESCIND vs. REPEAL vs. ANNUL vs. VOID vs. RECONSIDER
( Reddetmek.[konuşma dilinde] İLE Reddetmek. İLE Kararı feshetmek, iptal etmek. İLE Geri almak.[özel hukukta kullanılır][REVOCABLE >< IRREVOCABLE] İLE Yürürlükten kaldırma, iptal etmek, feshetmek. İLE Yürürlükten kaldırma.[Anayasa ve İdare Hukuku'nda] İLE Bozmak, iptal etmek, feshetmek. İLE Geçersiz. İLE Tekrar gözden geçirme, tekrar düşünme. )
- REKABET ile/ve/değil/yerine/||/>< DAYANIŞMA
- REKLÂM VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ ve GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ ve SİGARA SORUNU
( )
- RELATED vs. IDENTICAL
- RELATION vs. PROCESS
- RELATION vs. RELATIONSHIP
- RELATION vs. TO BE IN COMPANY
- RELATION vs. TRANSITION
- RELATION vs./and CLOSENESS/SYMPATHY
- RELATION vs./and CONNECTION
- RELATION vs./and DISCRIMINATION(-/)UNION
- RELEVANT vs. RELATED
- RENKLİ GÖZ/LÜ ile GÜZELLİK
- RENK/Lİ ile/ve/değil/||/<>/< DERİNLİK/Lİ
- REQUEST SO MUCH vs. REALLY REQUEST/WANT
( REALLY REQUEST/WANT instead of REQUEST SO MUCH )
- (not RESEMBLANCE) RESEMBLANCE TO
- (not RESEMBLE TO) RESEMBLE
- RE'SEN[Ar.] ile RESEN[Fars.]
[ikisi de "REYSEN" değil!]
( Kendi kendine, kendi başına, kimseye danışmadan. İLE İp, urgan, halat. )
- REŞİD ve/||/<>/> MÜRŞİD
- REŞİT/RÜŞT[Ar.] değil/yerine/= ERGİN
( Kendini, kendine teslim ve emânet eden. )
- RESMEN ile KESİN
- RESMEN ile/değil RE'SEN
( Devlet adına, devletçe, resmî olarak. | Yasaya, yönteme uygun olarak, yöntemince. | Kesinlikle, açıkça, kesin olarak. İLE/DEĞİL Kendi başına, kendiliğinden. | Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın. )
- RESMÎ GEÇİT değil RESM-İ GEÇİT
- RESONANCE vs. VIBRATION
- RESPOND vs. REACT
- RESPONSIBILITY vs. OBLIGATION
- RESPONSIBILITY vs./and DECISION
- (not RESPONSIBLE TO) RESPONSIBLE FOR
- REST (ÇEKMEK) ile/ve/=/||/<> SİKTİR (ÇEKMEK)
- RESÛL ve MESÛL
( Resul ile mesul birdir. Resul olan mesuldür. Mesul olan resuldür. )
- RESULT vs. JUDGE
- RETREAD vs. RETREAT
( Lastik kaplamak, kaplanmış lastik. İLE Geri çekilmek, ricat. )
- REZÂ'/RIZÂ'[Ar.] ile RIZÂ'[Ar.]
( Süt emme. İLE Hoşnutluk, memnun olma. | "Peki" deme. | İstek, kişinin kendi isteği. )
- REZİL-KEPÂZE (OLMAK/EDİLMEK)
- REZİL-RÜSVÂ (OLMAK/EDİLMEK)
- REZİL[Ar.] ile/ve/||/<> RÜSVÂ(Y)[Fars.]
( Alçak, adi, utanmaz, hayâsız. İLE/VE/||/<> İtibarsız, ayıpları ortaya çıkarılmış, onursuz, rezil. )
- REZİL değil/yerine/>< ZEVİL
- REZİL/LİK(/REZÂLET) ile SEFİL/LİK(/SEFÂLET)
( VILENESS vs. MISERY )
- REZİL/LİK ile/ve/||/<> KEPAZE/LİK[Fars.]
( Utanılacak, ayıp şeyler yapan kişi. İLE/VE/||/<> Niteliksiz olan, değersiz olan. | Utanmaz, rezil olan. | Gülünç olan. | Tâlim yaparken kullanılan gevşek ok yayı. )
- REZİL/LİK ile/ve/||/<> SEFİL/LİK
( )
- | "REZİL" ve/ya da "SEFİL" |
değil/yerine/><
ASİL
( [ayrılıktan hemen sonra ...]
| Başkasının kollarına bırakana "denilen". VE/YA DA Alkole bırakana "denilen". |
DEĞİL/YERİNE/><
Zamana bırakana denilen. )
- REZZÂK[< RIZK] ile ...
( TÜM CANLILARIN RIZKINI VEREN ALLAH )
- RİÂYET değil/yerine/= GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA
( GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA )
- RİÂYETLÜ ile RÜTBETLÜ
( Saygılı anlamına bir Müslüman'ın bir Hristiyan'a yazdığı mektupta kullanılırdı. İLE Hristiyanlara, ruhani önderlere ve patriklere verilen unvan. )
- RİBÂ[Ar.] ile RİBÂ'[Ar. < REB]
( Bir şeyin artması/çoğalması. | Tartısı ve ölçüsü olan bir malı, aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak ya da veresiye değiştirmek. | Tefecilikle alınan fâhiş faiz. İLE Evler[bahçeleriyle birlikte], bahar evleri. | Barınılan yerler. | Araziler. | Yaz yağmurları. )
- RİBÂ ile RİBÂ-YI FAZL
( Bir şeyin artması/çoğalması. | Tefecilikle alınan fâhiş faiz. İLE Tartısı ve ölçüsü olan bir malı, aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak ya da veresiye değiştirmek. )
- RİCÂ/RECÂ[Ar.] ile RİC'Â[Ar.]
( Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. İLE Bir ya da iki kez boşanan erkeğin tekrar eşine dönmesi. )
- RİCÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]
( Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. İLE/VE/||/<> Merhamet dileme, yalvarma, yalvarış. )
- RIGHT vs. APPROPRIATE
- [not] RIGHT vs. CONSTANT
- RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION]
( Rational. vs. Ethic. vs. Aesthetics. vs. Religious. )
- RIGHT vs. LEFT
- RIGHT vs. PRIVILIGE
- RIGHT vs. RIGHT
- RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE
- RIGHT/TRUE(HONESTY) vs. APPROPRIATE(NESS)
- RIGHT/TRUE(HONESTY) vs. WRONG/FALSE
- RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE
- RİSÂLET ile/ve/||/<> SİYASET
- RİSK ALMAK ile/değil/yerine/>< ÖNLEM ALMAK
- RİSK ile/ve/değil/yerine/<>/>< RIZK
- RİSKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- RİTÜEL ve TÖRE[ÖRF] )
ile/ve/değil/yerine/<>/>
TÜZE(HUKUK)
( Köyde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Kentte. )
( [ Bilinçaltı. VE Bilinç dışı. ] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Bilinç. )
( Bir kültürün, ortalama kamusal bilgisinin belleği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> ... )
- RİTÜEL ile PROTOKOL[Fr. < Yun.]
( ... İLE Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge. | Diplomatlar arasında yapılan antlaşma tutanağı. | Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmi törenlerde, devlet başkanları ile onları temsilcileri arasındaki görüşmelerde uyulan kurallar. )
- RİVÂYET KAYDI ile/ve TEMELLÜK KAYDI
( Nüshanın ya da bilgi’nin zinciri. İLE/VE Nüshanın, sahip olunma tarihçesini gösterir. )
- RİVÂYET ile/ve/<> İŞÂRET
( Büyüklerden. İLE/VE/<> Âlimlerden. )
- RİYÂ ile NİFÂK
( Kendini "kandırma". İLE Başkalarını "kandırma". )
- RİYÂ'[Ar.] ile RİYÂH[Ar. < RÎH]
( Özü, sözü bir olmama, ikiyüzlülük. İLE Rüzgârlar. | Yeller, ağrılar, romatizmalar. )
- RİYA(KÂR) değil/yerine/= İKİYÜZLÜLÜK/(İKİYÜZLÜ)
- RİYÂSET[Ar.] ile BAŞKANLIK
( REİSLİK, BAŞ OLMA, BAŞKANLIK )
- RİYÂSET ile/ve/değil/yerine RİYÂET
- RİYÂZAT[Ar.] ile/ve/||/<> MÜCÂHEDE[Ar.]
- RIZÂ:
SATILAMAZ ve/||/<> SATIN ALINAMAZ
- RIZÂ ile AÇIK RIZÂ
- RIZÂ ve/<> BÜTÜNCÜL(KÜLLÎ) BENLİK
- RIZÂ ile/ve/değil EŞİK
- RIZÂ ile/ve HAKK
( Evrensel/ortak yasa. İLE/VE ... )
( Candır Hakk'ın bedeli. )
( Amaç bir rızâ! Allah'ı râzı edeceksin. Ondan sonra bak ki, o rızanın altında ne ilimler var. )
( Ek olma, Hakk ol! )
( Kul, Allah'tan razı olmadıkça, Allah, Kul'dan razı olmaz. )
( Hakk, bir yetimin gözündedir. )
- RIZÂ ve/< İKNÂ
- RIZÂ >< MÜLKİYET
( [her yer] Cennet. >< Cehennem. )
( Nesnesini tüketmek ister. >< Mülkiyet ister. )
- RIZÂ ile/ve/||/<> SABIR ile/ve/||/<> TAKVÂ
- RIZÂ ile/ve TESLİMİYET
( Teslim ol(a)mayan, teslim edemez. )
- RIZÂ ve ZİYÂDELİK
- RIZK >/<> KAZÛRAT >/<> RIZK
( RZK > KZR <> RZK [~] )
( Doğadan kişiye/hayvana. > Kişide/hayvanda. <> Doğaya. )
( Gıda. > Besin-posa. <> Gübre-toprak-gıda. )
( Tohum/fidan/ağaç. > Yaprak/çiçek/meyve. <> Çürük yaprak/meyve-gübre-toprak-fidan/ağaç. )
( Mürşid. > Mürid. > Mürşid. )
- RIZK ile/ve/||/<> NASİB ile/ve/||/<> KISMET
- ROL ALMAK/ALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖREV ALMAK/ALAN
- ROL ile TASLAMAK
- ROMAN ve/||/<> FELSEFE
- ROOT vs. DERIVE
- ROOT vs. USING FURTHER
- RÜÇHAN HAKKI ile YASAL ÖNCELİK HAKKI
- RÜCÛA KEFİL değil/yerine/= DÖNÜŞE YÜKÜMCÜ
- RUHANİYET ile ...
( Kendine ve başkalarına iyilik yapma. )
- RUHSAT[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİK
- RUK'A[Ar. < RAKABE] ile RUKA'/RIKA'[Ar. < RUK'A]
( Üzerine yazı yazılan kâğıt parçası. | Kısa mektup.[ŞUKKA] | Yama. | Dilekçe. İLE Üzerine yazı yazılan kâğıt parçaları. | Kısa mektuplar. | Yamalar. | Dilekçeler. )
- RÜKN ile ...
( BİR ŞEYİN EN SAĞLAM TARAFI, TEMEL DİREĞİ | KOLON, DİREK | NÜFUZLU, ÖNEMLİ, KUVVETLİ KİŞİ | İSLÂM HUKUKUNDA SÖZLEŞMENİN KURULMUŞ SAYILMASI İÇİN BULUNMASI GEREKLİ ŞARTLAR )
- RÜKÛN:
ASLÎ ile/ve/||/<> ZAİT
- RÜKÛN[Ar. < REMS] ile RÜKN[Ar. çoğ. ERKÂN] ile RÜKÛNET[Ar.]
( Can ve gönülden eğilim/meyil. İLE Bir şeyin en sağlam tarafı, temel direği. | Kolon, direk. | Güçlü, nüfuzlu, önemli kişi. | İslâm tüzesinde/hukukunda sözleşmenin kurulmuş sayılması için bulunması gerekli şartlar. İLE Ağırbaşlılık, gururluluk. )
- RÜKÛN ile/ve/||/<> ŞART ile/ve/||/<> HÜKÜM ile/ve/||/<> SENET
( SUPPORT avec/et/||/<> CONDITION avec/et/||/<> CONSEQUENCE LEGALE avec/et/||/<> PREUVES A L'APPUI )
- RULE vs. LAW
- RUMİNE ile/||/<> VERSAILLES
( Lozan Antlaşması'nın yapıldığı saray. İLE/||/<> I. Dünya Savaşı sonunda İtilâf Devletlerinin 28 Haziran 1919'da Almanya ile imzaladığı antlaşmanın yapıldığı yer. )
- RÜŞD ile ...
( AŞKTA KEMALİNE ERMEK | DOĞRU YOLU BULUP GİTME, DOĞRU YOLDA GİTME | DOĞRU DÜŞÜNME, AKIL SAHİBİ OLMA | BÂLİĞ OLMA, BÜLÛĞA ERME, ERGİNLİK | HAYRA İSABET | TEVAZÛ )
- RÜŞVET[Ar.] değil/yerine/= ORUNÇ/URUNÇ, ETTİREÇ
- RÜÛS[Ar. < RE'S] ile RÜZZ[Ar.]
( Başlar. | Sadrazam'ın verebileceği küçük rütbeler için verilen resmî yazı. | İlmiye, âlimler/ulemâ derecelerinden biri.[Medrese öğrenimini tamamlayıp mülâzim olanlar, yedi yıllık mülâzemet süresini de tamamladıktan sonra Şeyhülislâm'ın bulunduğu yeterlik/rüûs sınavına girerken, kazananlar müderris tayin olunurdu.] İLE Pirinç.[ERZ] )
- RÜYÂ ile/<> RİYÂ
( Olmadığı gibi görmek. İLE/<> Olmadığı/n gibi görünmek. )
- RUZNAME[Fars.] değil/yerine/= GÜNLÜK/GÜNCE
( Günlük olayların yazıldığı defter. | Gündem. | Olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter. )
- SAATİ SAATİNE (TAKİP ETMEK)
- SÂBIK[Ar.] ile SÂDIK[Ar.]
( Önceki. İLE Sadakatli. | Doğru, gerçek. )
- SABIR:
"BEKLEME BECERİSİ" değil BEKLERKEN, DOĞRU DAVRANIŞ SERGİLEME
- SABIR ile/ve/değil/<>/ne yazık ki ÇIKAR
- SABİT ile/ve/||/<> ÇAKILI
- SABİT ile/ve/||/<> DONMA
- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<> SÂDIK
( [not] CONSTANT/FIXED vs./and/but/||/<> TRUE/TRUTHFUL
TRUE/TRUTHFUL instead of CONSTANT/FIXED )
- SABİT ile ZÂBİT
( Sabitleyen kişi/şey. İLE Tutan, saklayan, zabteden kişi/şey. | Rütbesi, teğmenden, binbaşıya kadar olan asker, subay. | Yönetme gücü olan, dediğini yaptıran. )
(1996'dan beri)