Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(34/37)


- UYGARLIK/MEDENİYET:
TA'MÎR-İ BİLÂD[Ar.] ve/||/<> TERFÎH-İ İBÂD[Ar.]

( Kentler/beldeler oluşturmak/inşâ etmek. VE/||/<> Bireylerin her türlü gönencini/refâhını sağlamak. )


- UYGARLIK ve/||/<>/< ADÂLET

( Ayakta durabilmek için. VE/||/<>/< Sürdürülebilirlik için. )


- UYGARLIK ve/<> BİREYSEL FEDÂKÂRLIK


- UYGARLIK ve/> HUZURSUZLUĞU


- UYGARLIK ve/||/=/<>/< İNSAN/LIK


- UYGARLIK ve/<> KAVRAMSALLIK


- UYGARLIK ve/<> SAYGI


- UYGARLIK ve/||/<> ZEKÂ


- UYGARLIKLARARASI/LIK ile/ve/<> KÜLTÜRLERARASI/LIK


- UYGARLIKTA(MEDENİYETTE):
SU ve YOL


- UYGULANMALI!:
[ne] YER ne de GEÇİT VERMELİ

( Adâletsizliğe ve hukuksuzluğa...
Görüntü ve reklâm kirliliğine, "yerel yönetimlerin", "yöneticilerin" keyfiyetine ve adâletsizliğine...
Gürültü/uğultu kirliliğine ve korna/zil çalanlara...
Işık kirliliğine...
Sigara ve tüm ürünleriyle çevreyi ve toplumu rahatsız eden nesnelere ve içen davranış/tutum ve kişilere...
Dilde, yazım hatalarına ve yazım kurallarına uymayanlara...
Beslenmede, abur-cubura, "et" ve "hayvansal ürünlere"...
Her türlü saygısızlık ve keyfiyete...


Ne yer, ne de geçit vermek üzere, haklarımızı sürekli bilmeli ve anımsamalı, hakkı/mızın biz almadıkça verilmeyeceğinin bilinciyle gereken her türlü eylem, tavır, tutum, duruş ve davranış içinde olmamız gerektiğini uygulayarak göstermek, paylaşmak, aktarmak, eğitmek, dayanışmak, işbölümü ve işbirliği içinde olmak durumunda ve zorundayızdır. )


- UYGULANMAYAN AHLÂK ile/değil/yerine/>< UYGULANAN AHLÂK

( Sözü edilir fakat kendi yoktur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sözü edilmez fakat uygulanır. )


- UYGUN OLMA/MA ile/ve/değil YETERİNCE UYGUN OLMA/MA


- UYGUN OLMAMAK ile YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK

( NOT TO BE IN APPROPRIATE vs. NOT ENOUGH AS MUCH AS TO BE IN APPROPRIATE )


- UYGUN OLMAMAK ile YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK


- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK

( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )


- UYGUN/LUK ile/ve TUTARLI/LIK

( SEZÂ ile/ve ... )

( CORRESPONDENCE vs./and COHERENCE )


- UYMAK ile/ve/||/<>/< AYAK UYDURMAK


- UYMAMAK ile AYKIRI OLMAK


- UYSAL ve/||/<> UYUMLU

( Hayvanlarda. VE/||/<> İnsanda. )


- UYUCANA" değil UYUYACAĞINA


- UYUM ile/ve/||/<>/> ÇATIŞMA ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME


- UYUM >< UYUMSUZLUK

( Küçük şeyleri büyütür. >< Büyük şeylerin çürümesine neden olur. )


- UYUM/AHENK ile/ve/değil/||/<> İNSİCÂM


- UYUMLULUK ile/ve AKLİMATİZASYON

( ... İLE/VE Çevresel etmendeki bir değişime, fizyolojik olarak kendini uyumlandırma. )

( HARMONIOUSNESS vs./and ACLIMATISING )


- UYUM/LU/LUK ile/ve/||/<> ESNEK/LİK


- UYUM/LU/LUK ile/ve YALIN/LIK

( HARMONY, HARMONIOUS/NESS vs./and SIMPLICITY )


- UYUŞ(TUR)MAK ile/değil/<>/< UYUMLAN(DIR)MAK


- UYUŞUK/TEMBEL[Fars. < TENBEL] ile/ve/=/||/<> HIMBIL


- UYUŞUK/LUK ile UYKULU/LUK


- UYUTMAK ile/ve/||/<> UYANDIRMAK

( Gövdeyi ameliyat etmek için gereklidir. İLE/VE/||/<> Zihni/ni "ameliyat etmek" için gereklidir. )


- KİTAP/MUSHAF:
UYUYAN BİREY/TOPLUM İÇİN değil/><
OKUYAN VE DÜŞÜNEN BİREY/TOPLUM İÇİN

( )


- UYUYAN ile/değil UYUMA NUMARASI YAPAN

( Uyandırabilirsin. İLE/DEĞİL Uyandıramazsın. )


- UZAK DURMALI!:
KÖRDEN değil NANKÖRDEN <>
YÜZSÜZDEN değil İKİYÜZLÜDEN <>
"TİPİ BOZUK"TAN değil "SÜTÜ BOZUKTAN"


- UZAK DURMAMAK/DURMAK ile/ve/=/||/<> RIZÂ GÖSTERMEK/GÖSTERMEMEK


- UZAK DURULMASI GEREKEN KİŞİLER:
"HEP HAKLILAR" ve/||/<> "HERŞEYE, SÜREKLİ İTİRAZ EDENLER" ve/||/<> "SADECE BEN" DİYENLER ve/||/<> BAŞKALARINI DEĞERSİZ GÖRENLER ve/||/<> ÇIKARCILAR ve/||/<> İSTEDİĞİ OLMADIĞINDA TUTUM DEĞİŞTİRENLER ve/||/<> ARAMADIĞIN SÜRECE ARAMAYANLAR ve/||/<> İŞİ DÜŞMEDİKÇE TANIMAYANLAR ve/||/<> İŞİ BİTTİĞİNDE, YANINDA DURMAYANLAR


- UZAK İLİŞKİLER ile/ve/||/<> YAKIN İLİŞKİLER


- UZAK ile/değil/yerine AŞKIN


- UZAK ile/ve/||/<>/> TUZAK


- UZAKDOĞU SİMGELERİ/KÜLTÜRÜ ile/ve ORTADOĞU SİMGELERİ/KÜLTÜRÜ

( Doğa bilgeliği. İLE/VE Toplum bilgeliği. )


- UZAKLAŞMAK ile/değil/yerine/>< UZLAŞMAK


- UZAKLAŞMAK ile YABANCILAŞMAK

( TO BE ESTRANGED vs./and ALIENATION )


- SORUNLAR:
UZAKLAŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< YAKINLAŞTIRAN


- UZATMA! ile/ve/||/<>/> UZLAŞ! ile/ve/||/<>/> UNUT!


- ÜZEN ...
YALAN SÖYLEMESİ ile/ve/değil/> ONA, DAHA SONRASINDA İNANAMAYACAK OLMAK

( Yalan söyleyerek dünyanın öteki ucuna ulaşırsın fakat dönemezsin. )


- ÜZGÜN/LÜK ve/||/<>/> DÜZGÜN/LÜK


- UZLAŞIM ile/ve/||/<> ALT/ASGARİ KOŞUl


- UZLAŞIM ve UNUTMAK


- UZLAŞIM/SAL ile UYLAŞIM/SAL


- UZLAŞMA ile/ve/||/<> BARIŞMA


- UZLAŞ(TIR)MA ile/değil ANLAŞ(TIR)MA


- UZLUK/EHLİYET/HAZAKAT ile/ve/<> DEĞİM/LİYÂKAT


- UZMANLAŞMA ile "KÖK SALMA"


- UZMANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİREŞİM/TEVHİD


- UZMANLIK ve/||/<>/>/< İŞBÖLÜMÜ


- UZÛBET[Ar.] ile UZÛBET/UZBET[Ar.]

( Tatlılık, şirinlik, lâtiflik. İLE Bekârlık, ergenlik. )


- ÜZÜLMEK ile/ve HESAP SORMAK


- UZUN KLİTORİSLİ KADIN (ERİL) ve "KISA PENİSLİ ERKEK" (DİŞİL):
İNSAN

( "WOMAN IN LONG CLIT" [male] and "MAN IN SHORT PENIS" [female]: HUMAN )


- UZUN KOLLU ile UZUN KOLLU ile/değil/yerine UZUN KOLLU

( Giyecek. İLE Hırsız. İLE/DEĞİL/YERİNE Uzaktan erişen/erişir. )


- (UZUN SÜRELİ) BELLEKTE:
ANISAL ile/ve/||/<> ANLAMSAL ile/ve/||/<> İŞLEMSEL


- UZUN/KISA) SÜRELİ/LİK (/ SOLUKLU/LUK) ile SÜREKLİ/LİK

( LONG PERIOD vs. CONTINUAL )


- UZUN UZUN BAKMAK ile GÖZ KIRPMAK

( ... İLE Bir kişinin, ortalama göz kırpma hızı, 100 - 400 milisaniye arasında gerçekleşmektedir. )

( LOOKING IN LONG PERIOD vs. WINK )


- UZUN UZUN DÜŞÜNMEK/BOŞ BOŞ OTURMAK ile/ve/değil/yerine AZ AZ (DA OLSA) EYLEMEK/BİR ŞEYLER YAPMAK

( Pek kolay olmasa da... )

( Kepçe tutan elim olsun, dış kapıda yerim olsun! )


- UZUN YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine DERİN/DÜRÜST/DOĞRU YAŞAMAK


- ÜZÜNTÜ ile/ve/||/<>/> YAS


- ÜZÜNTÜNÜN PAYLAŞIMI ve/||/<> SEVİNCİN PAYLAŞIMI

( Üzüntüyü azaltır. VE/||/<> Sevinci çoğaltır. )


- VAAZ KÜRSÜSÜ ile/||/<> SON CEMAAT YERİ ile/||/<> SAKIF ile/||/<> HÜNKÂR MAHFİLİ

( Belirli gün ve saatlerde, imamın vaaz vermek için çıktığı, koltuk ya da küçük balkon biçimindeki bölüm. İLE/||/<> XIV. yüzyıldan itibaren cami ve mescitlerde yaygın olarak kullanılan, ana mekânın dışında yarı açık hazırlık bölümü. İLE/||/<> Camilerde son cemaat yerinin dışında ek bir bölüm. Özellikle iç avlusu olan yapılarda, cemaatin hava şartlarından korunması amacına yöneliktir. İLE/||/<> Camilerde hükümdara ayrılan bölüm.[Bazen galerinin bir bölümü, bazen ayrı bir daire biçimindedir.] )


- VAHÂMET ile/ve/<> HEZİMET


- VAHİM/ÜZÜCÜ OLAN:
YALAN SÖYLEMİŞ OLMASI ile/ve/değil/||/<>/> ONA BİR DAHA GÜVENEMEYECEK OLMAK


- VAHİM ile/ve/değil/> VAHŞET


- VAHŞET[Ar.] değil/yerine/= YIRTINÇ/ACIMASIZLIK


- VAHŞÎ ile/<>/> BARBAR ile/<>/> UYGAR

( [İnsan/lık tarihinin] %66'sı. İLE/<>/> %33'ü. İLE/<>/> %1'i. )


- VAHŞİ ile/değil GÖÇER


- VAHŞİ ile/ve/değil/||/<> İLKEL


- VÂİZ[< VA'Z] ile ...

( DÎNÎ ÖĞÜTLERDE BULUNAN (İBADET YERLERİNDE) )


- VAKÂR[Ar.] değil/yerine/= AĞIRBAŞLILIK, TEMKİNLİLİK


- VAKIF TEMELLERİ/AMAÇLARI:
HAYRAT ile/ve/||/<> AKARAT ile/ve/||/<> VAKIF

( Düşünsel/fikrî temel. İLE/VE/||/<> Amaç/gaye aracı/vasıtası. İLE/VE/||/<> Yaşamsallık/hayatiyet ve hukuksallık. )


- VAKIF ile/ve/||/<> İNFAK


- VAKIFLAR [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- VAKIFLAR [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- VALİ[EPARHOS]:
< LONCA ÖRGÜTÜ ile/ve/||/<> LAGATARIOS ile/ve/||/<> SIMPANOS

( Genel denetimi sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Yabancı tüccarların denetimini sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Esnaf localarını denetleyenler.[2 kişi] )


- VANDAL/LIK ile !BARATARYA

( Miladın, başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda, acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Germen halkı. | Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan; bunların değerini bilmeyen kişi ya da halk. İLE Kaptanın, tayfaların, gemi sahibine, armatöre ya da sigorta ortaklığına, bilerek verdiği zarar. )


- VANTOK KÜLTÜRÜ ile ...

( "Tek ağız" anlamına gelen, Papua Yeni Gine'de bulunan bir kabilenin, üyelerinin aynı dili kullanmalarıyla birbirini her yönden korudukları bir kültür. )


- VAR ETMEK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK


- VAR KOŞULLARINDA
ile/ve/değil/||/<>/<
DAR KOŞULLARINDA


- VAR/OLANI:
TÜKETMEK ile/ve/değil/yerine/<>/< YÖNETMEK


- VAR OLUŞUMUZ:
"DÂVÂ" İÇİN ile/değil/yerine/>< SEVGİ/SEVİ İÇİN


- VAR ve/||/<> VAR'IN BİLGİSİ ve/||/<> VAR'IN PAYLAŞILABİLİRLİĞİ

( Vardır. VE/||/<>/> Bilinebilir. VE/||/<>/> Her zaman, zemin ve koşulda. )


- VÂRESTE[Fars.] değil/yerine/= KURTULMUŞ | SERBEST, RAHAT | İLİŞİKSİZ


- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile ŞUÛNAT/ŞÜÛNAT[Ar. < ŞU'ÜN < ŞE'N]

( Gelirler, gelir. | Kulun kastı ve dahli olmaksızın kalbe gelen mânâlar, feyizler, ilhamlar. İLE İşler, durumlar, olaylar, hâdiseler. )


- VARILAN/VARILACAK:
MEKÂN/MAHAL ile/ve/<> HAL(RIDVAN)


- VARLIĞIM ile BEN VARIM

( MY BEING vs. I EXIST )


- VARLIK İLKELERİ ile/ve/> VAROLUŞ NİTELİKLERİ


- VARLIK SIRADÜZENİ(HİYERARŞİSİ) ile/ve BİLGİ SIRADÜZENİ(HİYERARŞİSİ)

( EXISTENCE HIERARCHY vs./and KNOWLEDGE HIERARCHY )


- VARLIK-BİLGİ TASAVVURU ile/ve AHLÂK TASAVVURU

( Varlık ve Bilgi Tasavvuru olmayanın, Ahlâk Tasavvuru olmaz. )

( Ahlâk, kendimiz ve başkalarıyla kurduğumuz ilişkiler bütünüdür. )

( Ahlâk: İnsanla/kişilerle ilgili bilgileri birleştirmek. )

( Ahlâk: Ödev sorumluluğu. )

( )

( EXISTENCE-KNOWLEDGE IMAGINATION vs./and MORALS IMAGINATION )


- VARLIK-BİLGİ TASAVVURU ile/ve AHLÂK TASAVVURU

( Varlık ve Bilgi Tasavvuru olmayanın Ahlâk Tasavvuru olmaz. )


- VARLIK-YOKLUK ile/değil VERİP-VERMEMEK


- VARLIK ve/=/<> BÜTÜNLÜK


- VAROLAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- VAROLAN [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- VAROLAN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- VAROLUŞ ve/||/<> EŞİTLİK


- VAROLUŞUNDAN RÂZI OLUNMUŞ/LUK ile AHLÂKINDAN RÂZI OLUNMUŞ/LUK

( RÂZİYE ile/ve MARZİYE )


- VAROLUŞUNDAN RÂZI OLUNMUŞLUK ile/ve/<>/>/< AHLÂKINDAN RÂZI OLUNMUŞLUK

( RÂZİYE ile/ve/<>/>/< MARZİYE )


- VARSIL ile/ve/değil/yerine/||/<> KANAAT SAHİBİ


- VARSILLIK/ZENGİNLİK(") ile/ve/değil/||/<>/> VARLIK/SERVET

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Fısıldar. )


- VARSIL/ZENGİN ile/ve/<> GÖNÇ

( ... İLE Varlıklı. )


- VARSIL/ZENGİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGIN

( Yüksek bir makamda bulunan namuslu biri, görev süresi sona erdiği zaman, varsıl değil saygın biri olmalıdır. )


- VASIF[Ar. çoğ. EVSAF] değil/yerine/= NİTELİK


- VAS(I)F değil/yerine/= ÖZELLİK, NİTELİK | ÖVME


- VASİYET ile/ve/<> NASİHAT


- VATAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- VATAN-MİLLET (ELELE/SAKARYA)


- VATAN [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- VATAN ile YURT

( Vatan sevgisini içten duyanlar
Sıdk ile çalışır benimseyerek
Milletine, ulusuna uyanlar
Demez, "neme lâzım, neyime gerek"

Her ferdin hakkı var, bizimdir vatan
Babamız, dedemiz, döktüler al kan
Hudut boylarında can verip yatan
Saygıyla anarız, şehid diyerek

Vatan hakkıyla çalışan kafa
Muhakkak erişir öndeki saffa
Teshîr, nüfûz olur her bir tarafa
Herkes onu büyük tanır, severek

Olmak istiyorsan dünyada mesûd
Hakk'a, halk'a yarayacak bir iş tut!
Çalıştır oğlunu, kızını okut!
İnsan olmak için okumak gerek!

Vatan bizim, ülke bizim, el bizim
Emin ol ki, her çalışan kol bizim
Ay yıldızlı bayrak bizim, mal bizim
Söyle Veysel, övünerek, överek...

[ Veysel (Âşık) 'ın yazdığı ilk şiirlerindendir ]

[ Sürekli erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/11307 ]

)

( VATAN: Rüyayı, doğru ve birlikte görmek. )


- VATANDAŞ ile/ve/<> BİREY


- VATANDAŞ ile/ve HALK

( CITIZEN vs./and PUBLIC )

( GUOMIN )


- VATANDAŞ ile SEÇMEN


- VATANDAŞ değil/ile/ve/yerine/<>/= YURTTAŞ


- [ne yazık ki]
VATANDAŞIN "ÇIKARLARI/(HAKLARI)" ile/değil/yerine/>< KİŞİ(İNSAN) HAKLARI


- VATANDAŞ/LIK değil/yerine/= YURTTAŞ/LIK


- VATANINI SEVMEK ve/||/<> ALLAH'I SEVMEK


- VATANSEVER(/PERVER) değil/yerine/= YURTSEVER


- VATANSIZ/LAR ile/ve/||/<> KÂĞITSIZ/LAR


- KİŞİ(İNSAN) HAKLARI:
VAZGEÇİLEMEZ ve/||/<> DEVREDİLEMEZ


- VAZGEÇİL(E)MEZLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> TARAFTARLIK


- VAZGEÇİLİR/LİK ile/ve/||/<> SAMİMİYET/AÇIKLIK


- VAZGEÇİRMEDE/CAYDIRICILIKTA:
GENEL ÖNLEM ile/ve/||/<> ÖZEL ÖNLEM


- VAZGEÇMEK:
"ZAYIFLIK" değil/yerine/>< BIRAKABİLECEK KADAR GÜÇLÜ OLMAK


- VAZGEÇMEMEK ile/ve/||/<> KARARLILIK


- VAZGEÇMEYELİM!:
GÜLÜMSEMEKTEN ile/ve/||/<> SEVMEKTEN ile/ve/||/<>
ÖĞRENMEKTEN ile/ve/||/<> HAYALLERİMİZDEN


- VAZÎFE[Ar.] değil/yerine/= ÖDEV/GÖREV; İŞ


-
değil/yerine/><
, ve/||/<> . ve/||/<> ! ve/||/<> ? ve/||/<> :

( İnsanlık, bir gün...

(,) Virgülü kaybetti:
Söyledikleri, birbirine karıştı.

(.) Noktayı kaybetti:
Düşünceleri, uzayıp gitti. Ayıramadı onları.

(!) Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:
Sevincini, öfkesini, tüm duygularını kaybetti.

(?) Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.

(:) İki noktayı kaybetti başka bir gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.

Yaşamının sonuna geldiğinde...
Elinde sadece (") tırnak işareti kalmıştı...

“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."

Alex Kanevsky )


- VE ile/ve/||/<> İLE

( )


- VED ile GÜL | DOSTLUK


- VEDÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VEFÂ


- VEDÛD ile ...

( Çok şefkatli, kendine çok sevgi beslenilen. | Tanrı'nın bir isim-sıfatı; seven, sevginin kaynağı. )


- VEFÂ ile ...

( SÖZÜNDE DURMA, SÖZÜNÜ YERİNE GETİRME )

( DOSTLUĞU DEVAM ETTİRME )

( ONUN YANINDAYKEN NASILSAN, UZAKTAYKEN DE AYNI OLMAK )


- VEFÂ ile/ve/değil/<> SAYGI GÖSTERMEK


- VEGAN BESLEN("ME")MEK/OL("MA")MAK:
HAYVANLARA ve/değil/yerine/||/<>/> BİZE

( Pahalıya mal olur. VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Ucuza mal olur. )

( APUKURYA[Yun.]: Et yenilmeyen dönem. )


- VEGAN/LIK ve/||/<> CAYNACI/LIK(JAİNİZM)

( Hiçbir hayvanın etini ve/ya da ürünlerini yememenin yanısıra, hayvanları, mal/kaynak ya da köle olarak kullanmamayı esas alarak yaşam sürdürme tutumu. VE/||/<> Doğaya, düzene(sisteme) yük ya da olumsuz etki yaratmayacak biçimde, temel gereksinim/zorunlulukların ötesine geçmeyecek biçimde, doğayla uyumlu ve bütünlüklü bir yaşam sürdürme tutumu. )


- VEHÂMET[AR.] ile/ve/||/<> GARÂBET[AR.]


- VEHHÂB[< VEHB] değil/yerine/= ÇOK HÎBE EDEN, FAZLA BAĞIŞLAYAN, KARŞILIKSIZ VEREN


- VEKÂLET ile/değil İCÂZET


- SAVAŞ:
VEKİL ile/ve/||/<>/> MELEZ


- VELÂYET ile/ve/||/<> HIDÂNE HAKKI


- VELÂYETTEN KURTULMAK ile/ve VESÂYETTEN KURTULMAK

( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş. )


- VELÎ[Ar.] ile/ve/= DOST[Fars. < DÜST]

( KIYIM-KIYIM, KIYIL Kİ, DOST ÖNÜNE ÇIK(ABİL) )


- VELÎME[Ar. çoğ. VELÂİM] ile ...

( Düğün yemeği/ziyafeti, şölen. | Evlenme, düğün. )


- VELVELE[Ar.] değil/yerine/= BAĞRIŞMA

( Gürültü, bağrışma. | Gereksiz telaşa ve heyecana düşürmek. )


- VERBAL/NON-VERBAL değil/yerine/= SÖZEL/SÖZEL OLMAYAN


- VERDİĞİN ŞEYLERİ "GÖRMEMEK" ve/||/<>/>/< VEREBİLECEĞİN ŞEYLERİ ARTIRMAK


- VEREN EL, ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR" değil ALAN EL, VEREN ELDEN ÜSTÜNDÜR/ÜSTTEDİR


- [ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK


- VERGİ ile VERGİ

( Kamu hizmetlerine harcanmak üzere hükûmetin veya yerel yönetimlerin yasalara göre herkesten doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan topladığı para. | Bir evin, bir iş yerinin gideri, algı karşıtı. İLE Birinin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik. | Allah vergisi. )


- VERİ/BİLGİ:
DUYU ile/ve/||/<>/> AKIL
( ile/ve/||/<>/> HABER-İ SÂDIK)


- VERİ/BİLGİ/HABER:
"HEVESİMİZİ KAÇIRMAK İÇİN" değil SÜRECİMİZİ KOLAYLAŞTIRSIN VE YOĞUNLAŞALIM DİYE


- | VERİ ve/> BİLİ(ENFORMASYON) ve/> BİLGİ | ile/ve/+/<>/>/<
FARKINDALIK | BİLGELİK(İRFAN/HİKMET) ile/ve/+/<>/>/< ZARİFLİK/ZARÂFET

( BİLGİ: İnsan aklı sınırıları içerisinde evreni ve doğayı anlama çabası. )

( Bilgi, göklere uçabileceğimiz kanatlardır. )

( Yapmanız gereken şey farkında olmanın farkında olmaktır. )

( Tüm sonuçlarına katlanabilmektir. )

( Hiçbir uygarlık, varolan bilgiyle çatışmadan, bilgi üretemez. )

( KUTADGUBİLİG: Mutluluk/saadet veren bilgi, kutlu bilgi. Çinliler, ona Edebü'l-Mülûk der; Maçinliler, onu Enîsü'l-memâlik diye adlandırır. Bu meşrık ilinin büyükleri, buna doğruca Zînetü'l-ümerâ der.
İranlılar buna Şehnâme der, Turanlılar ise Kutadgu bilig diye anar. )

( )

( | Before AND/> After. AND/> Inside AND/> Outside |

vs./AND/+/<>/>/<

Time and place. )

( | [by] ... AND/> "What, where, when, who?" questions and answers. AND/> "How?" question and answers. |

vs./AND/+/<>/>

"Why?" question and answers. )

( | Letter, phoneme. AND/> Morpheme. AND/> Word. |

vs./AND/+/<>/>/<

Sentence. )

( [bilginin/kavramın/nesnenin/olgunun] | Öncesi VE/> Sonrası VE/> İçi ve dışı |

İLE/VE/+/<>/>/<

Zamanı ve Zemini )

( | Yazaç/harf. VE/> Hece. VE/> Sözcük. |

İLE/VE/+/<>/>/<

Tümce. )

( | ... VE/> "Ne, ne zaman, nerede, kim?" soruları ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. VE/> "Nasıl?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. |

İLE/VE/+/<>/>/<

"Neden?" sorusuyla ve yanıtlarıyla/karşılıklarıyla. )

( DATA vs./and/<>/>/< INFORMATION vs./and/<>/>/< KNOWLEDGE vs./and/<>/>/< WISDOM, AWARENESS vs./and/<>/>/< ELEGANCE )


- VERİ ile/ve/||/<>/> BİLİ ile/ve/||/<>/> BİLGİ ile/ve/||/<>/> BİLGELİK/FARKINDALIK

(

Veri - Bili - Bilgi - Bilgelik/Farkındalık

Veri Bili Bilgi Bilgelik
Harf Hece Sözcük Tümce
Nokta Çizgi Biçim Tasarım
Sayı İşlem Sonuç Yorum
Nota Melodi Şarkı Beste
Hava Durumu Ölçümü Sıcaklık Çizeneği İklim Çözümlemesi Küresel Eğilimler
Ham nesneler Malzemeler Ürün Bilinirlik Yönetimi
Ham Veri Çizenek/Grafik Yazanak/Rapor İş Yönetimi
)

(

Örnek Alan Veri Bili Bilgi Bilgelik
Doğa Bilimleri 25°C, 30°C, 28°C, 26°C (sıcaklık değerleri) Ortalama sıcaklık: 27°C Yaz mevsiminde hava normalden daha sıcak. Gelecekte su kaynaklarını korumak için önlem alınmalı.
Sağlık 70 kg, 1.75 m, 120/80 mmHg, 90 kalp atışı/dakika VKİ: 22.86 (ortalama aralıkta) Kişi, sağlıklı kiloda ancak kalp sağlığı için hareket etmesi gerek. Sağlıklı yaşam tarzı, süreğen sayrılıkları önler.
İş Dünyası 100, 500, 300 (aylık satış rakamları) Ortalama aylık satış: 300 adet Satışlar, yaz aylarında artıyor. Stok ve pazarlama yönetimi, yaz aylarına göre ayarlanmalı.
Eğitim 70, 85, 90, 65 (sınav notları) Not ortalaması: 77.5 Matematikte başarılı, tarihte ek çalışma gerekli. Öğrenme biçimlerine uygun eğitim ön çalışmaları başarıyı artırır.
Finans 1000 TL, 1500 TL, 2000 TL (aylık gelirler) Ortalama aylık gelir: 1500 TL Gelir düzenli ancak tasarruf oranı düşük. Bütçe ayarlaması ve yatırım araçları değerlendirilmeli.
Trafik 50 km/s, 60 km/s, 70 km/s (araç hızları) Ortalama hız: 60 km/s Trafik hız sınırlarına uyulmuyor. Hız denetimi ve eğitimle kazalar azaltılabilir.
Tarım 10 kg, 15 kg, 20 kg (ürün verimleri) Ortalama verim: 15 kg Toprak niteliği düşük, ... gerekli. Sürdürülebilir tarım yöntemleriyle verim artırılabilir.
)

( DATA vs./and/||/<>/> INFORMATION vs./and/||/<>/> KNOWLEDGE vs./and/||/<>/> WISDOM/AWARENESS )


- VERİLİ (ORTAK) AKIL ile/ve/> KURULU (ORTAK) AKIL

( Kültür. İLE/VE/> Uygarlık. )

( Nedenbilimsel. İLE/VE/> Erekbilimsel. )


- VERİLİ ile/ve/||/<>/> VAROLAN

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> Kültür. )


- VERİMLİLİK ve/||/<> BEREKET ve/||/<> ÜRETKENLİK


- VERİMLİLİK ile/ve/||/<>/< ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< AMAÇ


- VERİNCE, ALMAYI BEKLEMEK değil/yerine ALINCA, VERMEYİ BECERMEK


- VERİRKEN:
AVUÇ AŞAĞIYA BAKAR BİÇİMDE UZATMAK yerine/değil AÇIK AVUÇLA (YUKARI BAKAR BİÇİMDE) UZATMAK


- VERMEK:
SELENİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAĞINI

( Az kişiye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok kişiye. )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine DEVRETMEK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO TRANSFER
TO TRANSFER instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/<>/< NASIL VERECEĞİNİ BİLMEK

( Aslolan/esas. İLE/VE/<>/< Yöntem/usûl. )

( TO GIVE vs./and/<>/< WISDOM OF HOW TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine SUNMAK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO OFFER
TO OFFER instead of TO GIVE )


- VERMEK ve/||/<>/> VAR OLMAK


- VERMEK ve/||/<>/> VARMAK


- VERMEK ile/ve/değil ZAMANINDA VERMEK/İNFÂK[Ar.]

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE IN RIGHT TIME )


- VERMEK/ALMAK ile PAYLAŞMAK

( Paylaşmak, zevki bir kat artırır. )

( TO GIVE/TO TAKE vs. TO SHARE )


- VESVESE[AR.] ile/ve/||/<>/> VELVELE[AR.]

( Kuruntu. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz telâş, gürültü ve heyecan. )


- VEZİRLERİN SIFATLARI ile ...

( * Zeki (vâfiru'l-akl)
* Düzgün tabiatlı (selimu't-tab)
* Edebli (edibu'n-nefs)
* Mutedil mizaçlı (mutedilu'l-ahlâk)
* Doğru iş yapan (munâsibu'l-efâl)
* Çabuk karar veren (serîatu'l-bedîha)
* İyi görünüşlü (makbûlu's-sûre)
* Açık görüşlü (cezlu'r-rey)
* Fikri isabetli (saibu'l-fikre)
* Sır vermeyen (kalilu's-sirre)
* Yerinde tedbir sahibi (hasenu't-tedbîr) )


- VİCDAN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- VİCDAN ile AKIL

( Değerlere dayanır. İLE Kurallara dayanır. )


- VİCDAN[Ar. < VCD]["VİJDAN" değil!] değil/yerine/= BULUNÇ/DUYUNÇ


- VİCDÂNEN değil/yerine/= BULUNÇÇA


- VİCDÂNÎ AHLÂK ile/ve/<> İDRÂKÎ AHLÂK ile/ve/<> İRFÂNÎ AHLÂK

( MORALS OF CONSCIENCE vs./and/<> MORALS OF PERCEPTION vs./and/<> MORALS OF WISDOM )


- VİCDÂNÎ DİN ve/+/||/<> AHLÂKSIZLIK


- VİCDÂN-I MUNSİFÂNE değil/yerine/= DUYUŞLU BULUNÇ


- VİCDÂNÎ[Ar.] değil/yerine/= BULUNCUL


- VİCDANSIZ/LIK değil/yerine/>< YÜREKLİ/LİK


- VOYVO[İsp.] değil/yerine/= SATAŞMA

( Alay ederek sataşmak için söylenir. )


- VUSÛL ve/||/<>/< USÛL

( Yöntem olmadan, kavuşma olmaz. / Usûlsüz, vusûl olmaz. )


- [ya] "BİR YOL BULMAK/AÇMAK" ve/ya da/||/<>/>/< [ya] YOL AÇMAK ve/ya da/||/<>/>/< YOLDAN ÇEKİLMEK


- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM

( )


- [ya] KALMAK ile/değil/yerine/ya da İLERLEMEK


- ...'YA ÖZGÜ (OLMA) ile ...'YA AİT (OLMA)

( TO (BE) SPECIAL TO vs. TO (BE) BELONG TO )


- ...'YA RÂZI OLMA ile/ve/değil/||/<>/< ...'YI SAVUNMA HAKKI


- [ya] TÂLİP OLMA! ya da ŞİKÂYET ETME!


- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ


- YABAN DOMUZU ile/değil/yerine/>< TURNA

( İlkel toplumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gelişmiş toplum ve kültür. )


- YABANCI DİLDE EĞİTİM ile/değil/yerine YABANCI DİL EĞİTİMİ


- ÖZDEŞ KÜME/YABANCI TOPLULUĞU/SÖMÜRGE/GÖÇMEN/KOLONİ/COLONY ile TOPLULUK/NÜFUS/POPÜLASYON

( Aynı türden organizmaların bir arada yaşadığı topluluk. İLE Aynı türden organizmaların belirli bir alanda yaşadığı ve ürediği topluluk. )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI

( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN


- YABANCI ile DIŞARIDA TUTULAN

( YABANCİN ile ... )

( PAPALAGİ: Yabancı. | Göğü delen adam. [Göğü Delen Adam (Ayrıntı Yay.) kitabını okumanızı salık veririz] )


- YABANCI ile/ve YIRTICI ile/ve VAHŞİ

( PHALANG/GUAVA[Tayca] ile/ve ... )

( STRANGE vs./and WILD )


- YABANCILAŞMA ile/ve/||/<>/> YADSIMA


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YALAN

( ALIENATION vs./and/> LIE )


- YABANCILAŞMA ile/ve YANILSAMA


- YABANCILAŞ(TIR)MAK ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)MEK


- YABANCI/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<>/< TAŞRALI/LAŞTIRMA


- YABANCI/LIK / YABANCILAŞMA ile/ve YALNIZ/LIK / YALNIZLAŞMA


- YABANCI ile/ve/değil/||/<>/< YENİ

( [not] STRANGE vs./and/but/||/<>/< NEW )


- YABGU ile ...

( Han'ın yardımcısı. )


- YÂD ETME! ile/ve/||/<>/> FERYÂD ETME!

( Geçmişi. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe.
Geçmişi yâd etme, geleceğe feryâd etme! )


- YAD ile YÂD[Fars.]

( Yabancı. İLE Anma. | Hatır, gönül. )


- YADERKLİK = İĞTİYAR = HETERONOMY[İng.] = HÉTÉRONOMIE[Fr.] = HETERONOMIE[Alm.] = HETEROS:BAŞKASI, NOMOS:YASA[Yun.]


- YADIRGAMA ile/değil/yerine/<> BENİMSE(YE)MEME


- YADIRGAMAK ile/ve/||/<> TUHAF KARŞILAMAK


- YADIRGAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> "YARGILAMAK"


- YADSIMA ile/ve/||/<> GÖZARDI ETME


- YADSIMAK ile YADIRGAMAK


- YAHUDİ ile/değil/yerine/= MUSEVÎ


- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER


- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN


- YAKALAMA ile/ve/||/<> BELİRLEME


- YAKARIŞ ile/ve/<> HAYKIRIŞ


- YAKARIŞ ve/||/<>/> TÖVBE


- YAKARMAK ile YAKINMAK

( Israrla istemek, yalvarmak. İLE Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek. )

( NİYÂZ ile ŞEKVÂ )


- YAKICI ile YIKICI


- YAKIN İLİŞKİ ve/||/<>/< "DÖRT MEVSİM" BOYUNCA GÖRMEK/YAŞAMAK

( İlişki/yakın ilişki, dört mevsim boyunca görmeden ol(uş)maz! )


- YAKIN İLİŞKİ ile/ve/||/<> YOĞUN İLİŞKİ


- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI


- YAKIN ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"


- YAKIN/YAKINEN ile YAKÎN[< YAKN]/YAKÎNEN

( Yakın: Uzaklık/mesafeyle ilgilidir[uzakta olmayan] | Muhabbet ve sevgi duyulan, dayanışma içinde olunan kişi/ler. İLE/DEĞİL Kesinlik, eminlik. | Ölüm. | İlm-el-Yakîn > Ayn-el-Yakîn > Hakk-el-Yakîn )

( Yakından tanımak/bilmek, bir yakını olarak değerlendirmek. İLE/DEĞİL Kesin veri/bilgi ile değerlendirmek/bilmek. )

( YAKÎN ile ZANN ile ŞEKK ile VEHM
[ %100 İLE %50 üzeri. İLE %50 İLE %50 altı. ] )


- YAKINDIĞIMIZ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< (")YAKINIMIZ(")


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ


- YAKINLAŞMA ve/<> YAKINSAMA


- YAKINLAŞMAK ve/||/<> YALINLAŞMAK


- YAKINLAŞTIRMA ile YAKIŞTIRMA


- YAKINLIK[< KURBİYET / KURBAN] BAYRAMIMIZ:
HAYVAN KESEREK / CAN ALARAK değil/yerine
SEVDİKLERİMİZİ, BİRBİRİMİZİ ANLAMAK VE
YAKINLAŞMAK[< KURBİYET / KURBAN] İÇİN BİR ŞEYLER(İN)DEN VAZGEÇEREK/VEREREK...


- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA


- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK


- YAKINLIK/KURBİYET ile/ve KAVUŞMA/VUSLAT


- YAKINLIK-UZAKLIK ile/ve/||/<> BAŞATLIK-ÇEKİNGENLİK


- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET


- YAKINSAMA ile/ve/||/<> YAKLAŞMA


- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- YAKLAŞIM ile TEPKİ

( Sonsuz oluştaki su, meziyete karşı olgun yaklaşımı simgeler. )

( Kişi, olaylara, iç gerçeğinin ve mantığının belirlediği biçimde tepki vermelidir. )

( APPROACH vs. REACTION )


- [ne yazık ki]
YALAKA/LIK/DALKAVUK/LUK ile/ve/<> YARDAKÇI/LIK

( ... İLE/VE/<> Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )

( TEKÂPÛ ile/ve/<> ... )


- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI


- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER

( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK


- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK

( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )

( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )

( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK