Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(39/39)


- ZİHİNSEL SEZGİ ile/ve/değil AKILSAL SEZGİ

( Zihin, fukarâ olursa akıl, ukalâ olur. )


- ZİHNİ ve GÖNLÜ:
DAR OLAN ile/değil/yerine/>< ZENGİN OLAN

( Dünyayı da sunsan, "Daha yok mu?" der. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kuru ekmek de versen, şükreder. :) )

( Yüzünü asar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüzü güler. :) )


- ZİHNİ YORMAK ile/değil/yerine ZİHNİ ZORLAMAK

( Körü körüne zorlukların üstüne gitmek şanssızlığa yol açar. Uyumlu zaman koşullarını beklerken gelişmelerle mutlu olun. )


- ZİHNÎ ile/ve AYNÎ

( MENTAL vs./and ... )


- ZİHNİN ALTINDA EZİLİRSEK ile/değil/yerine/>< ZİHNİ AŞABİLİRSEK

( Deli oluruz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Veli oluruz. )


- ZİHNİN BURUŞMASI ile/değil/>< TENİN BURUŞMASI

( "Heyecanımızdan vazgeçmemizle".[Olmamalı!] İLE/DEĞİL/>< Yıllarla.[Olabilir.] )


- ZİHNİYET ile/ve/<> NİYET


- ZİHNİYET ile YAKLAŞIM


- ZİLLET ile TENEZZÜL


- ZIT ile/değil İHTİLÂF

( [not] OPPOSITE vs./but CONFLICT )


- ZIT ile/yerine/değil ÖBÜR/ÖTEKİ UC

( [not] OPPOSITE vs./but OTHER TIP
OTHER TIP instead of OPPOSITE )


- ZITLAR ile/değil/yerine FARKLAR

( Zıtlar vardır fakat zıtlık yoktur. )

( Zıtları, birbirinden farklı ve ayrı haller olarak düşünürüz. Değillerdir. )

( Zihnin ötesinde, tüm farklar biter. )

( Fark gözetmeyin ve ayrılmaz olanı ayırmayın. )

( There are opposites, but no opposition.
You imagine that they are distinct and separate states. They are not.
Beyond the mind all distinctions cease.
Make no distinction, don't separate the inseparable. )

( DIDD ile/değil/yerine FURKAN )

( ÂHŞÎG/ÂN ile/değil/yerine ... )

( [not] CONTRARIES/ANTONYMS vs./but DIFFERENCES
DIFFERENCES instead of CONTRARIES/ANTONYMS )


- ZIT/LIK ile/değil İKİ/LİK

( [not] ANTONYM vs./but DICHOTOMY )


- ZITLIK ile/değil SORUNSALLIK


- ZIT/LIK ile/ve/değil/yerine TAMAMLAYICI/LIK / TAMAMLAYICI/LAR

( [not] ANTONYM vs./and/but COMPLEMENTARY
COMPLEMENTARY instead of ANTONYM )


- ZİYÂ[Ar.] değil/yerine/= IŞIK/AYDINLIK


- ZİYAN ile/değil/yerine/>< EHLİYET/EHİL

( Ehline denk gelmeyen hizmetler[/işler, kişiler, konular/sorunlar, araçlar/nesneler], ziyan olur. )


- ZİYARETİN, "KISA"SI MAKBULDÜR ile/ve/değil/||/<>/< ZİYARETİN, "KISAS"I[KARŞILIKLI OLANI] MAKBULDÜR


- ZOR ZAMANDA, YALNIZ BIRAKMAK değil/yerine/>< GEREKSİNİM ANINDA, YANINDA OLMAK


- [ne yazık ki]
ZORA KOŞMA ile/ve/||/<> "YOKUŞA SÜRME"


- ZORLA GÜZELLİK OLMAZ değil ZORLAMAYLA/ZORLAYARAK, GÜZELLİK OLMAZ


- ZORLANMA ve/||/<>/> DEĞİŞİM

( Kişiyi zorlamıyorsa, değiştirmeyecektir. )

( If it doesn't challenge you, it won't change you. )

( CHALLENGE and/||/<>/> CHANGE/ALTERATION )


- ZORLANMAK ve/fakat/||/<>/>/< KAÇMAMAK


- ZORLUKLAR KARŞISINDA:
"PES ETMEK" ile/değil/yerine/>< OLGUNLAŞMAK


- ZORLUKLARA/SIKINTILARA:
KATLANMAK ile/ve/||/<> AYAK UYDURMAK


- ZORUNDA DEĞİL/İM ile/değil/yerine/>< ZORUNLULUĞU YOK/OLMAZ


- ZOR(UN)DA KALMAMIŞ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ÇOCUK KALMIŞ/LIK


- ZORUNLU HAREKET ile/ve/değil ZORLAMALI HAREKET


- ZORUNLU KOŞUL(OLMAZSA OLMAZ) = CONDITIO SINE QUA NON


- SÜKÛT:
ZORUNLU(ZARÛRÎ) ile/ve/<> DOĞAL(TABİÎ)


- ZORUNLU ile BAŞKA TÜRLÜ OLAMAZ OLAN


- ZORUNLU ile/değil/yerine/>< GÖNÜLLÜ

( [not] COMPULSORY vs./but VOLUNTARY
VOLUNTARY instead of COMPULSORY )

( ... ile/değil/yerine ZIYUAN )


- ZORUNLU ile/ve/<> SORUNLU


- ZORUNLU ile ZORLAYARAK/ZORLANARAK


- ZORUNLULUK AHLÂKI ile/ve VAROLMA AHLÂKI

( MORALS OF OBLIGATION vs./and MORALS OF EXISTENCE )


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/<>/< BAĞLAYICILIK


- ZORUNLULUK ve/||/<>/> GÜZELLİK

( Bazı/çoğu zorluk ve/ya da zorunluluklar, bazı/bazen güzelliklere yönelebilir ve/ya da dönüşebilirler. )

( and BEAUTY )


- ZORUNLU/LUK ile/değil/yerine İHTİYÂR


- ZORUNLULUK ile/ve İLİŞKİLİLİK

( COMPULSORY vs./and RELATENESS )


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK


- ZORUNLULUK ile/ve/<>/> KORKU

( COMPULSORY vs./and/<>/> FEAR )


- ZORUNLULUK ile/ve KURALLILIK

( COMPULSORY vs./and REGULARNESS )


- ZORUNLULUK ile OLMAZSA OLMAZ

( OBLIGATION vs. IF NOT HAPPENS, NOTHING HAPPENS
... ile CONDITIO SINE QUA NON )


- ZORUNLULUK ile/ve/||/<>/>< ÖZGÜRLÜK

( COMPULSORY vs./and/||/<>/>< FREEDOM )


- ZORUNLULUK ile/değil/yerine/||/<>/>/>< SAMİMİYET


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<> SORUMLULUK

( Her kişi, herkes karşısında, her şeyden sorumludur. )

( COMPULSORY vs./and/<> RESPONSIBILITY )


- ZORUNLU/LUK ile/ve/değil/yerine/<> TUTARLI/LIK


- ZORUNLULUK ile/ve/<> YASALILIK


- ZORUNLULUK ile/ve/> ZEKÂ

( COMPULSORY vs./and/> INTELLIGENCE )


- ZÜBÜK ve/||/<> PIRT

( )


- ZÜLCENAHEYN:
İLİM ve/ HİKMET ve/ AŞK ve/ MUHABBET


- ZULÜM ile/ve/değil/||/<> İHMALKÂRLIK


- ZULÜM değil/yerine/>< ŞEFKÂT

( İlimsiz şefkat, zulümdür. )


- ZULÜM ile/<>/>< "ZEVK"

( Eziyet, başkaları tarafından kendinize/birine yapılmış/yapılıyor ise. İLE/<>/>< Eziyeti, kendi, kendine yapıyor ise/niz. )


- ZUNÛN ile/ve/||/<> ŞUKÛK ile/ve/||/<> SÜKÛN ile/ve/||/<> SÜKÛT

( Bilgide[malûmâtta]. İLE/VE/||/<> Uygulanan bilgide[marifette]. İLE/VE/||/<> (B)ilimde. İLE/VE/||/<> Bilgelikte[irfânda]. )