Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(38/39)


- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK


- YENMEK ile/ve ÜSTESİNDEN GELMEK


- KÜTLE/YER ÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> KÜTLE/YER ÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- KÜTLE/YER ÇEKİMİ ile/ve/<> AŞK

( Doğa'da. İLE/VE/<> İnsan'da. )

( Yerçekiminin tutumu, en yüksek bağlantıda olmaktır. )

( The attitude of the gratitude is the highest yoga. )

( In nature. VS./AND On Human. )

( GRAVITATION vs./and LOVE )


- YERE/SOKAĞA/DIŞARI ...:
ÇÖP ATMAK yerine/değil CEPTE/ÇANTADA TUTMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- YERLERDEYİZ ile/değil/yerine/>< AYAKTAYIZ

( Ayrıysak/ayrıyken. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birlikteysek/birlikteyken. )

( )


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YERLİ YERİNCE ile/ve/||/<> YETERİNCE


- YERYÜZÜ ile/ve/||/<>/> (")ACUN/DÜNYA(")

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> İnsan ve anlam ile. )


- YERYÜZÜNÜ SÜSLEYEN ile/ve/değil GÖKYÜZÜNÜ SÜSLEYEN


- YEŞİL ALAN ile/ve/||/<>/> BAHÇE


- YEŞİL YOL(THE GREEN MILE) ile/ve/||/<> HÜCRE NO: 7 MUCİZESİ(MIRACLE IN CELL NO: 7)

( Filmlerini izlemenizi salık veririz... )


- YETENEĞİNİN ...:
"SAHİBİ OLMAK" ile/ve/değil/||/<>/> KÖLESİ OLMAK


- YETENEK ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Ortalamanın üzerine çıkarır. VE/||/<>/> Yeteneklilerin üzerine çıkarır. )


- YETENEK/Lİ ile/ve/||/<>/> DEHÂ/DÂHİ

( "Başkalarının güç bulduğunu yapmak". İLE/VE/||/<>/> Yeteneklilerin "olanaksız gördüğü"nü yapmak. )

( Kimsenin vuramadığı hedefi vurur. İLE/VE/||/<>/> Kimsenin göremediği hedefi vurur. )

( Yitirilebilir. İLE/VE/||/<>/> Yitiril(e)mez. )


- YETENEK(YETEN EK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK


- YETENEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK


- YETENEK ve/<> ÖZGÜRLEŞTİRİCİ İLİŞKİ


- YETENEK ile/ve/||/<>/> TAKIM OYUNU

( Maçı kazandırır. İLE/VE/||/<>/> Şampiyonluğu getirir. )


- YETENEK ile/ve/||/<>/< YATKINLIK


- YETENEK ile/ve/değil/||/<> YÜREK


- YETER! ile/ve/||/<> HAYIR!


- YETERİNCE SU: İÇMEMEK ile/değil/yerine/>< İÇMEK

( Gövdede, çok fazla, bilinmedik ve beklenmedik hastalık/sorun oluşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sağlık durumu pek bozulmaz. )


- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK


- YETERİNCE/LİK ve/||/<>/> DOĞRU/LUK


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİ = ADEQUATE[İng.] = ADÉQUATE[Fr.] = ADEQUATUS[Lat.]


- YETERLİ ile/ve/değil/yerine/<>/< TATMİN EDİCİ


- YETERSİZ ÇÖMEZ ile/ve ORTA NİTELİKLİ ÇÖMEZ ile/ve İYİ ÇÖMEZ

( Yetersiz bir çömez, öğretmenin ününden yararlanır. İLE/VE Orta nitelikli bir çömez, öğretmenin sevecenliğine hayrandır. İLE/VE İyi bir çömez ise öğretmenin düzencesiyle(disipliniyle) güçlenir, gelişir. )


- YETERSİZ" ile/değil/yerine/>< AKILLI

( Daha fazla bilinmek için "uğraşırlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha fazla bilmek için çalışırlar. )


- YETERSİZLİKLERİ/Nİ İNKÂR ETMEK ile/ve/||/<> KUSURLARI/NI İHMAL ETMEK


- YETİ ile/ve/<> NİTELİK


- YETİ ve/||/<>/> YETENEK

( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )


- YETİŞKİN ile/ve OLGUN

( Yaşlı olanlara rahatlık sağlamak, arkadaşlara içtenlikle, gençlere de incelikle davranmak isterim. )

( ADULTHOOD ile MATURE )


- YETİŞKİN ile/ve/||/<>/< YATIŞKIN


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- YETKE ile/değil/yerine/>/>< ÖZERKLİK

( )

( [not] AUTHORITY vs./but/>/>< AUTONOMY
AUTONOMY instead of AUTHORITY )


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YETKİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ve/||/<> SORUMLULUK


- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK


- YETKİNLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> TAMAMLA(N)MAK

( KEMÂL/TEKÂMÜL )


- YETKİNLİK ile/ve ERDEM

( ARETA )


- YETKİNLİK ile/ve/<> TAMAMLANMA


- ...'YI DUYMUŞ OLMAK ile ...'YI DUYMAMIŞ OLMAK


- ...'YI GÖRMÜŞ OLMAK ile ...'YI GÖRMEMİŞ OLMAK


- ...'YI OKUMUŞ OLMAK ile ...'YI OKUMAMIŞ OLMAK


- ...'YI SORMAMAK ile/ve/||/<>/> ...'YA BAKMAMAK


- ...YI/UYUMU:
GÖSTERMEK ile/ve/||/<>/> GÖRMEYİ ÖĞRETMEK


- YIKAR:
ASIK SURAT ve AŞIRI SÜRAT ve ARSIZ AVRAT ve HAYIRSIZ EVLAT

( Esnafı. VE Sürücüyü. VE Zengini. VE Aileyi. )


- YIKICI ELEŞTİRİ YAPMA! ile/ve/||/<> SAVUNMA! ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA! ile/ve/||/<> KÜSME!


- YIKILIŞ ile/değil/yerine KALKIŞ

( )

( Bazı "yıkılışlar", daha parlak kalkışların habercisi/teşvikçisi olabilir. )

( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... )


- YIKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< AŞMAK


- YILDAN YILA (GELİŞMEK/ESKİMEK)


- YILLAR ile/ve/||/<> YOLLAR


- YILMAZ ile/ve/<> YORULMAZ ile/ve/<> YENİLMEZ


- YİN ile/ve/<> YANG

( İnsanlığın ilk simgelerindendir. ( İlki EL [çizen araç] olarak kabul edilir! [Eller beynin uzantısıdır!] )
Tüm insanlığa aittir!
Herhangi bir disiplinin ya da kültürün [özellikle Uzakdoğu'nun], tekeli altında kalamayacak kadar ortaktır.
Uyum, bütünlük ve dengeyi simgeler. (Zıtlıkla ya da "Her iyiliğin içinde kötülük, her kötülüğün içinde iyilik vardır" gibi basit tanımlarla tanımlanamayacak kadar derinliği olan bir simgedir!)
Aynı zamanda insanı, duruşunu, omurgayı simgeler!
Varolanları, yaşamı, olan biten herşeyi simgeleyebilecek kadar yalın ve sadedir. )

( Yaşam, [özellikle insan için] üzerinedir! [Yin-Yang'ın da iki ayrı ve içiçeliğini yansıtan en verimli yaklaşımlardandır] )

( )

( )

( )

( )

( )

( )

( )


- YİNELEME/TEKRAR ile/ve/||/<>/> İÇSELLEŞTİRMEK


- YİRMİ YIL ÇALIŞAN ÖĞRETMEN:
[ya] BİR YILLIK "DENEYİMİNİ", YİRMİ YIL BOYUNCA TEKRAR EDEN
ile/değil/yerine/ne yazık ki/ya da/><
YİRMİ YILLIK DENEYİMİ OLAN


- [ne yazık ki]
YIRTICI ile/ve/<> YIKICI


- ...('YI/YA) YAPMAMA/UYGULAMAMA/UYMAMA:
"ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil/yerine OLANAĞI/OLANAKLILIĞI/İHTİYÂRI


- YİYECEK/İÇECEKLERİN, KİŞİYİ YAŞLANDIRMASI/ESKİTMESİ/BOZMASI
ile/değil/yerine/&gt;&lt;/<
KİŞİNİN, YİYECEK/İÇECEK/GİYSİLERİ ESKİTMESİ/TÜKETMESİ


- YOGİ ile GNANİ ile EYLEM İNSANI

( Gerçeği arayan bir YOGİ olur, bilgeliği arayan bir GNANİ olur, mutluluğu arayan biri ise EYLEM KİŞİSİ olur. )


- YOĞUN BAKIM ve/||/<>/> YOK'UM(YOĞUM)! BAKIN!

( Dün. VE/||/<>/> Bugün. )


- YOĞUNLUK ile/ve/<> OLGUNLUK

( Olgunluk nasıl meydana gelir?
Zihnimizi berrak ve temiz tutarak, yaşamımızın her anını tam bir farkındalık hali içinde yaşayarak, korkularımızı ve arzularımızı belirdikleri anda hemen inceleyerek ve gidererek. )

( Meyve bir anda düşer ama olgunlaşması zaman alır. )

( Hazır olmak, olgun olmaktır. )

( How does maturity come about?
By keeping our mind clear and clean, by living our life in full awareness of every moment as it happens, by examining and dissolving our desires and fears as soon as they arise.
The fruit falls suddenly but the ripening takes time.
Readiness is ripeness. )

( INTENSITY vs./and/<> RIPENESS )


- YOĞUNLUK ile/ve PAYLAŞIM

( DENSITY vs./and SHARING )


- YOK ARTIK ile YOK DAHA NELER


- YOK DEMEK ile/değil/yerine BENİM İÇİN BU/BÖYLE BİR KONU/OLGU YOK DEMEK

( [not] TO SAY "THERE IS/ARE NOT" vs./but TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME"
TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME" instead of TO SAY "THERE IS/ARE NOT" )


- YOK DEMEK ile/değil/yerine GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK


- YOK ETMEK ile BAŞKALAŞTIRMAK


- YOK ETMEK ile/değil BİTİRMEK

( [not] TO DESTROY vs./but TO FINISH )


- YOK ETMEK ile ORTADAN KALDIRMAK


- YOK ETMEK ile/değil ÖRTMEK


- YOK ETMEK" ile/ve/<>/değil/yerine TIRNAK İÇİNE ALMAK "..."


- YOK ETMEK ile/değil/yerine/>< YAŞATMAK

( Yoketmek yerine yaşatmak )

( İMHÂ ile/değil/yerine/>< İHYÂ )


- YOK ETMEK ile/değil/yerine YOK OLUŞ


- YÖK HOCASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOK HOCASI


- YOK OLACAK OLAN ve/<> YOK HÜKMÜNDE DE OLABİLİR


- YOK OLAN ile/değil/yerine ORADA OLAN


- YOK OLMA ile AZALMA


- YOK OLMA ile/ve/değil "BUHARLAŞMA"


- YOK OLMA ile/ve RÜZGÂRLIĞI KALMAMA


- YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK ile/ve ORTAYA ÇIKIŞTAN SONRA/Kİ YOKLUK

( NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST vs./and NONEXISTENCE AFTER EXISTENCE )

( PRADHAVAMSA-ABHAVA ile/ve PRAG-ABHAVA )


- YOK OLMAK ile/ve/=/değil VAR OLMAK


- YOK ile/değil ANLAMIN(IN) OLMAMASI

( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./but LACK OF MEANING/SENSE )


- YOK ile/ve/değil/yerine CİSMİ OLMAYAN


- YOK ile DEĞİL

( LACK vs. NOT )


- YOK ile/ve/değil "DONMUŞ"(CEMÂDAT)

( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and/but FROZEN )


- YOK ile/ve/değil/yerine GÖSTERİLEMEYEN


- YOK yerine HAK VERE


- YOK ile/değil HENÜZ/ŞU ANDA BİLİNMEYEN

( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./but UNKNOWN AT THE MOMENT )


- YOK ile OLMAZ


- YOK ile/ve PAYLAŞILABİLİR OLMAYAN

( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and UNSHARED )


- YOK ile/ve/değil/yerine TESPİT EDİLEMEZLİK


- YOK ile/ve/değil/yerine VAR DEĞİL

( "YOK" değil/yerine "VAR DEĞİL"

Bazı kültürlerde, günlük dilde ve felsefede "Değil-leme" yöntemi ile bazı durumlar için üst bir bilinç kullanılmaktadır. Buna verilebilecek birkaç örnekten biri de Anadolu Kültürü ve Bilgeliği'nde "YOK" sözünün kullanılmamasıdır. "Yok", kavram olarak da, dil ve yaşamsallık açısından da o kadar yerini almıştır ki, bir kişinin farkında olmadan bile kullanması durumunda etrafındakilerden biri, "yok" sözünü kullanmaması gerektiğini uygun bir biçimde belirterek, uyarır o kişiyi. Yok sözünü kullanmak yerine "Var değil", "Hak getire", "Hak vere" sözleri kullanılır. Aynı biçimde "Bitti" yerine de "Bereketlendi" kullanılır. (aynı zamanda "Bitirmek" yerine "Tamamlamak" sözcüğünü kullanmak zihin programlaması, olgusallık ve dil açısından daha da yerinde bir tanımdır.)

"Evet!" ve "Hayır!" sözcüklerinde de buna benzer, hatta daha da öte bir durum vardır. "Hayır!" sözü, her ne kadar olumsuzluk anlamında kullanılıyor olsa da, bu duruma verilen ad, o olumsuzluktan bir hayır gelmesini ya da geleceğini düşünmekle bağlantılı bir olumlu kılma sözüdür. Derinlere ve uzun geçmişe dayanan Anadolu Kültürü'nün, din ve tasavvuftan da yararlandığı yaşamsal ve dil üzerindeki bilge tutumlarının günlük dile ve halka yansıtma çabaları birçok örnekte görülebilir. "Çok ..." yerine "Yeterli"; "Almak" yerine "Edinmek"; "Fakat" değil "Aynı zamanda" gibi, durumun karşılığını daha derinlemesine verebilecek sözlerin kullanılmasına yönelik çabaları gözlemlemek ve bunlardan üst düzeyde yararlanmak gerekir.

Bu tür çabalar nesne, kavram, olgu ilişkilerinde insanın ve toplumların yaşanmışlıklarındaki derinliklerden ve geleceğe bir miras olarak bırakılmak istenen, insanlığın gelişimine olan etkilerini öngörerek varılmış tutum ve sonuçlardır. Önceki ve "Hayır!" örneğinde olumsuz bir sözün söylenmiyor olmasında bir yasak, haram ya da günah bilincinden çok, bilgece, bilinçli bir tutum söz konusudur.

Bu tutumlar sadece sözler için değil, daha uygun karşılıkları bulunan davranışlar için de geçerlidir. Örneğin, birine -özellikle bir çocuğa- bir şey vermek istendiğinde, avuç aşağıya bakar biçimde uzatmak değil/yerine verilecek olanın, avucun içinde bulunduğu açık bir avuç uzatmaktır. Bu tür uygulama ve kavramlarda kullanılabilecek tanımlara da örnek olarak, "Aşure/Yemek Pişirmek" yerine/değil "Aşure Kaynatmak"; "Yemek"e yerine/değil "Lokma"ya katılmak/davet; ışığı/mumu/ateşi/ocağı "Söndürmek/Kapatmak" yerine/değil "Dinlendirmek"; "Yakmak/Açmak" yerine/değil "Uyandırmak"; "Ney Sesi" değil/yerine "Ney Sedâsı", "Ney Çalmak" değil/yerine "Ney Üflemek" dendiğini bilmeli; "Saç/sakal/kıyafet Düzeltmek" değil "Huy Düzeltmek" gibi hem zihinsel, hem yaşamsal kullanımlardan haberdar olmalı, kişi diline ve kendine gereken özeni ve önemi göstermelidir.

"Körü körüne Taklit" yerine/değil "Muhabbetle(Sevgiyle) Taklit" etmek, "Emir Eden" değil "Hizmet Eden" olmak, "Tutmak/Saklamak" yerine "Heybeye Atmak", "Hakkını Vermek" yerine "Hakkını Teslim Etmek" ve tüm bu ayrıntıları "Akılla Tartmak" yerine "Kalple Dinlemek" gerekir.

BU İNSAN DEDİKLERİ EL, AYAKLA, BAŞ DEĞİL,
ÂDEM MÂNÂ'YA DERLER, SURAT İLE KAŞ DEĞİL )

( [not] LACK vs./and/but NOT EXIST
NOT EXIST instead of LACK )


- YOK ile/değil/yerine YOK DENİLEBİLECEK KADAR AZ


- YOK ile/ve YOKLUK

( NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and NONEXISTENCE )


- YOK ile/ve/değil ZORUNLULUĞUNUN OLMAMASI

( [not] NONEXISTENT/THERE IS NOT vs./and/but LACK OF OBLIGATION )


- YOKLAMAK ile YOK-LAMAK


- YOKLUĞA DAYANAMAYAN ile/>< VARLIĞA DAYANAMAYAN


- YOKLUĞU PAYLAŞMAK değil VARLIĞI PAYLAŞMAK ve/||/<> İYİ GÜN DOSTU OLMAK değil KÖTÜ GÜN DOSTU OLMAK


- YOKLUĞUN ESASI VE USÛLÜ ile VARLIĞIN ESASI VE USÛLÜ


- YOKLUĞU/N İLE:
TEHDİT ile/değil/yerine TERBİYE


- YOKLUK:
TERBİYE EDER ve/+/||/<>/> ADAM EDER


- YOKLUK, YOKTUR değil YOKLUK, YOKTUR, YOKTUR!


- YOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine BELİRSİZ/LİK


- YOK/LUK ile/ve BİÇİMSİZ/LİK

( NONEXISTENCE vs./and UNSHAPELINESS )


- YOKLUK ile/=/||/<>/< BİR ŞEYİN YOKLUĞU


- YOK/LUK ile/ve BOŞ/LUK

( Görünmezler, tecelli etmezler. )

( NONEXISTENCE vs./and BLANK | CAVITY )


- YOK/LUK ile/ve EKSİK/LİK


- YOK/LUK ile/ve/<>/değil GÖRÜNMEZ/LİK, BİLİNMEZ/LİK

( AMÂ: Görünmezlik yeri/"ülkesi". )

( [not] NONEXISTENCE vs./and/<>/but INVISIBLE, UNKNOWN )


- YOK/LUK ile/değil MERKEZSİZ/LİK


- YOKLUK ile/ve MESBÛK Bİ'L-ADEM


- YOKLUK = NON-BEING[İng.] = NON ÊTRE[Fr.] = NICHTSEIENDE[Alm.] = NON-EUS[Lat.]


- YOKLUK ile/ve SALTIK/MUTLAK YOKLUK

( NONEXISTENCE vs./and ABSOLUTE NONEXISTENCE )

( ABHAVA ile/ve ATYANTA-ABHAVA )


- YOKLUK ile SIKINTI

( POVERTY vs. "STRAIT" )


- YOK/LUK değil/yerine SINIRLANAMAZ/LIK


- YOK/LUK ile/ve TANIMSIZ/LIK


- YOKLUK ile/ve/||/<>/>< VARLIK

( Gölgesi olmaz! İLE/VE/||/<>/>< Gölgesi mutlaka vardır. )

( Yokluğun varlığa gücü yeter de, varlığın yokluğa gücü yetmez. )

( Varlığımın değerini bilmeyeni, yokluğumla terbiye ederim! [en uzun süre 7 yıldır!] )

( Yoktur. İLE/VE/||/<>/>< Vardır. )

( There is no shadow! vs./AND/||/<>/>< Shadow is exist absolutely. )

( Yokluğunuzu hissetmeyeni, varoluşunuzla "rahatsız etmeyin!" )

( NONEXISTENCE vs./and/||/<>/>< EXISTENCE )


- YOK/LUK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- YOKLUK ile YOK İKEN

( NONEXISTENCE vs./and WHEN (IT IS) NOT EXIST )


- YOKLUK ile/ve YOK OLMADAN ÖNCEKİ YOKLUK

( NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE BEFORE TO BECOME NOT EXIST )

( ABHAVA ile/ve PRADHAVAMSA-ABHAVA )


- YOKLUK ile/ve YOKLUĞUN VAROLUŞU

( NONEXISTENCE vs./and BEING OF NON-BEING )

( ... ile/ve VU ZHI YOU )


- YOKLUK ile YOKLUK

( NONEXISTENCE vs. NONEXISTENCE )


- YOK/LUK ile/ve/değil ZİHİN

( Yok etmeyince, yok olmaz. )

( [not] NONEXISTENT/NONEXISTENCE vs./and/but THE MIND )


- YOKLUK'TA YOKLUK ile VARLIK'TA YOKLUK

( Yokluk, fazlasıyla zor ve ağır bir durumdur fakat yokluktan daha zoru da vardır ki, o da, varlıkta/olanaklar içinde yokluktur. )

( NONEXISTENCE AT NONEXISTENCE vs./and NONEXISTENCE AT EXISTENCE )


- YOKLUKTAN OLUŞAN YOKLUKLAR ile/ve/değil VARLIKTAN OLUŞAN YOKLUKLAR


- YOK(OLUMSUZ YANIT/HAYIR ANLAMINDA) ile HAYIR


- YOKSA ... ile AKSİ HALDE ...


- YOKSA ile YA DA


- YOKSUL:
AZA SAHİP OLAN değil "ÇOK"U İSTEYEN


- YOKSUL:
YENİ ile ÖZGÜR ile YARATICI ile BİRLEŞMİŞ ile DÜŞKÜN

( Eric Hoffer'ın, Kesin İnançlılar[Kitle Hareketlerinin Anatomisi] adlı kitabını okumanızı salık veririz... )


- YOKSUL/FAKİR ile/değil EZGİN

( ... İLE/DEĞİL Paraca durumu bozuk olan kişi. | Çok sıkıntı/cefa çekmiş kişi. | Çürük, ezik meyve. )


- YOKSULLUĞU SONLANDIRMAK:
HAYIR İŞİ ile/ve/değil/||/<> ADÂLET


- YOKSULLUK:
YİYECEK BİTİNCE ile/ve/değil/||/<>/> ADÂLET BİTİNCE


- YOKSULLUK ile/ve/ne yazık ki/> MUTLAK YOKSULLUK


- [ne yazık ki]
YOKSUL/LUK ve/değil/||/<> YOLSUZ/LUK


- YOKSUN ile/değil UZAK


- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM

( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )


- YOKSUNLUK ile/ve GEREKSİNİM

( DEPRIVATION vs./and NEED )


- YOKSUNLUK = PRIVATION[İng., Fr.] = MANGEL[Alm.] = PRIVATIO[Lat.] = STERESIS


- YOKSUN/LUK ile YOKSUL/LUK

( Yoksullukların en kötüsü, kendini aciz görmektir. )

( VITA VERE APOSTOLICA: Yoksulluğu yüceltme. )

( Yoksulluk korkusunu tanımadıysak, kendi yoksulluğumuzu yaratırız. )

( Elini cebine attığında boşsa. İLE Elini tutan yoksa. )

( DEPRIVATION vs. POVERTY )


- YOKTAN değil YOK İKEN


- YOKTU değil KAYITLARDA YOK/BULUNMUYOR


- YOKTUR:
YOLA ÇIKIP VARMAYAN ve/||/<> YOLDAN ÇIKIP VARAN


- YOKUŞ ile BAYIR

( ... İLE Küçük yokuş. )


- YOKUŞ ile/değil/yerine EĞİM/ŞEV[Fars. < ŞÎB]

( Bisiklet kullanmayan kişiler, bildikleri/gördükleri yollardaki eğimin açısına ve uzunluğuna göre, yolun/eğimin tamamını/bütününü "düşünerek", eğimli yollarda çok yorulacaklarını varsayarlar/zannederler. Hatta, o dik "yokuşun", çıkılamaz olduğunu zannederek, süreci düşünmeden/deneyimlemeden, sonuç merkezli bir (ön)"yargı"da bulunurlar. Gözlerini, yolun sonuna dikerek ve yetersizliklerine, güçsüzlüklerine bağlayarak ve ümitsizliğe düşürecek olan yüklü/şişmiş "yokuş" sözcüğü ile yanına bile yaklaşmazlar bisikletin.

Oysa ki, bisiklet kullananlar için durum böyle değildir. Bisiklet kullanımında ve bisiklet kullanıcıları için geçerli olan, basıyor oldukları pedaldır. Yeterli olacak olan bacak/kas gücü ve vites kullanımının sunduğu kolaylıklar ile çoğu zaman, neredeyse düz yolda pedal çevirdikleri kadar rahat pedal çevirirler. Bisiklet kullanmayanlar için zannedildiği kadar güç değildir pedal çevirmek ve yol almak.

Yokuş ile Eğim arasındaki fark, tamamen zihinsel ve dilseldir. Bisiklet kullan(a)mayan kişiler, zihinlerindeki yolun/eğimin tamamına "yokuş" diyerek, daha baştan, önyargı ve sonuç odaklılıklarının yarattığı zihinsel ve dilsel engele takılır. Ya da böylesine değiştirilebilecek bir "engel" yerine "yokuş" tanımından vazgeçerek, %90 oranında kolaylaştırabilirler bisiklet üzerine çıkmayı. Düz yol aramak gibi yersiz bir beklentiden de kurtulmuş olur ve bisikletleriyle yol alırlar.

Bisiklet üzerine çıkılır, "yokuş" denilen fakat bisiklet üzerindeyken sadece bir eğim olarak deneyimlenen bu yollarda bir süre bisiklet kullanılırsa, çevrilen pedalın kolaylığı kadar ve sadece yoldaki bir eğim olarak geçilir o süreç ve kolaylıkla tamamlanır, o gözde ve sözde büyütülen eğim. )


- YOKUŞ ile YURA/KABAN[Erm.]

( ... İLE Dik yokuş. )


- [ne yazık ki]
"YOKUŞA SÜRMEK" ile/ve/<> "BİN DEREDEN SU GETİRTMEK" ile/ve/<> "ENSESİNDE BOZA PİŞİRMEK"["kafasında" değil!] ile/ve/<> "TOPU, TACA ATMAK" ile/ve/<> TRİBÜNLERE OYNAMAK ile/ve/<> İPE UN SERMEK


- [ne yazık ki]
YOKUŞA SÜRMEK ile/yerine ÜMİTSİZLENDİRMEK

( TO MAKE DIFFICULTIES vs. TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR
TO GET HOPELESSNESS/DESPAIR instead of TO MAKE DIFFICULTIES )


- YOK-VAR ile/değil BOŞ-DOLU


- YOL ÜSTÜNDE TAŞ GÖRSEK, ...:
"YOLDAN VAZGEÇMEK" ile/değil/yerine/>< ÜSTÜNDEN GEÇMEK


- YOL VERMEK ile/değil/yerine YER VERMEK


- YOL YÜRÜMEK değil YOL SÜRÜMEK


- YOL ve/> YER ve/> YÖN

( Nereden? VE/> Nerede? VE/> Nereye? )


- YOL ve/<> YORDAM ve/<> YÖNTEM


- YOLA:
AKILLA ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> AKILDAN ÇIKMAK


- YOLA ÇIKAMAYAN ile/ve/<> YOL ALAMAYAN

( Niyetinden kuşku duyan. İLE/VE/<> Amacından kuşku duyan. )


- YOLA ÇIKMAK:
"İKNA EDİLMİŞLER" İLE ile/değil/yerine/>< İNANMIŞLAR İLE


- YOLA ÇIKMAK:
"YAŞAMDAN KAÇMAK İÇİN" ile/değil/yerine/>< YAŞAMI KAÇIRMAMAK ÜZERE


- YOLCU OLMAK ile/ve/değil YOLDA OLMAK

( MALAGA: Yolculuk. )


- YOL/CULUK:
DIŞARI DOĞRU değil İÇERİ DOĞRU


- YOLCULUK:
[önce] SÖZSÜZ BIRAKIR sonra/> ÖYKÜ ANLATICISINA DÖNÜŞTÜRÜR


- OKUMAK:
BEKLERKEN -ile/ve


- YOLDAN ÇIKAN ile/değil/yerine/>< YOLA ÇIKAN

( Yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan olmamıştır. )


- YOLDAŞ (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALDAŞ (OLMAK)

( Gövdeye. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Gönüle. )


- BAŞA GELEN:
YOLDAŞTAN ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAN


- YOLLAR ile/ve/değil/||/<>/< TEK/ORTAK YOL

( Kişi sayısınca. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Samimiyetle. )


- YOLU BULMAK ile/ve SUYU BULMAK


- YOLUN BAŞI ile/ve/||/=/<> YOLUN SONU


- YOL/YÖNTEM ile/ve İŞ ile/ve BİLGELİK

( WAY/METHOD vs./and BUSINESS vs./and WISDOM )


- YÖN DEĞİŞİMİ ile/ve/||/<> HIZ DEĞİŞİMİ


- YÖNELİM = INTENTION[İng., Fr.] = INTENTION[Alm.] = INTENTIO[Lat.] = INTENCIÓN[İsp.]


- YÖNELİMSEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZNEL/LİK


- YÖNELME ile/ve/||/<>/> YAKINLAŞMA (İSTEĞİ)


- YÖNETİCİ:
ORTALAMA ile/ve/||/<> İYİ ile/ve/||/<> İLERİ

( Para kazandırır. İLE/VE/||/<> Düzen kazandırır. İLE/VE/||/<> İnsan kazandırır. )


- YÖNETİCİ ile/ve/yerine/değil ÖNDER

( BUU/BUĞ: İnsan kümelerinin önderi/yöneticisi. [Birden fazla Buğ varsa içlerinden biri Baş Buğ olmuştur.] [Kişileri koruyup gözeten, birbirine sevgi ve saygıyla bağlayan Bağ, Buğ ve Ban olmuştur.] )

( Kişinin el parmakları, toplumsal örgütlenmeye köz/model olmuştur. Kişi öbekleri/grupları, 10'luk sisteme göre örgütlenmiştir. Buu, 10'luk düzenin önderi olmuştur. )

( İşi, doğru yapan. İLE/VE/YERİNE/DEĞİL Doğru işi yapan. )

( ZİMAMDAR ile/ve/yerine/değil PÎŞVÂ[Reis, başkan]/PÎŞDÂR )

( [not] MANAGER vs./and/but LEADER
LEADER instead of MANAGER )


- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM


- YÖNETİMDE:
YETKİ ve/||/<> BİÇİM/ŞEKİL ve/||/<> NEDEN ve/||/<> KONU ve/||/<> AMAÇ


- YÖNETME ile/ve/değil/+/||/<>/> YÜRÜTME


- YÖNETMEK = DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.]

( Yönetmek, dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen, kimse yanlış olmaya cesâret edemez. )


- YÖNETMEK ile/ve/||/<> "YÖN VERMEK"


- YÖNETMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< YÖNLENDİRMEK


- YÖNLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜZENLEME


- YÖNTEM (ÂDAB)


- YÖNTEM:
FELSEFÎ(EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK) ile/ve/||/<> KURGUL ile/ve/||/<> SALTIK


- YÖNTEM, METOD, SİSTEM = TARÎK = MÉTHODE, SYSTÈME


- YÖNTEM/METOD ile YOL


- YÖNTEM/TARZ/YAKLAŞIM SORUNU ile/ve/değil/daha çok SONUÇ ÇIKARMA SORUNU


- YÖNTEM/USÛL["USÜL" değil!]/METOD[İng. < METHOD] ile/ve ÜSLÛB


- YÖNTEM ile/ve/değil/yerine AHLÂK

( [not] METHOD vs./and/but MORALS
MORALS instead of METHOD )


- YÖNTEM ve/<> (BELİRLİ/BAZI) YÖNTEME, YÖNTEMLE(RLE)/BİLİNÇLE BAKMAK


- YÖNTEM ile/ve/<> BİLİNÇ

( METHOD vs./and CONSIOUSNESS )


- YÖNTEM ile FORMÜL

( vs./and/||/<> FORMULA )


- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İZİN


- YÖNTEM ile/ve/||/<> KAVRAM

( YÖNTEM: Kavramın bilinci. )

( Yöntem, mantığın içeriğinin, içsel özdeviniminin biçimi üzerindeki bilinçtir. )

( METHOD vs./and/||/<> CONCEPT )


- YÖNTEM ve/<> KOŞULLAR


- YÖNTEM ile/ve LOJİ[Yun. < LOGOS]

( METHOD vs./and LOGIC )


- YÖNTEM ile/ve SORU

( Doğru bir yanıtı nasıl alabilirim? Doğru bir soru sorarak! )

( Soru sorma, soru konusu yapılan alana ilişkin sorunların çözümü üzerine düşünüldüğünü gösterir. )

( Bellekte toplanan unsurları kullanma süreci soru ya da sorunla başlar. )

( METHOD vs./and QUESTION
How am I to get a true answer? By asking a true question! )


- YÖNTEM ile SÜREÇ

( METHOD vs. PROCESS )


- YÖNTEM ile/ve TARZ

( METHOD vs./and STYLE )


- YÖNTEM ile/ve/<> TUTUM

( METHOD vs./and/<> ATTITUDE )


- YÖNTEM ile/ve ÜSLÛB


- YÖNTEM ile/ve USÛL


- YÖNTEM = USÛL = METHOD[İng.] = MÉTHODE[Fr.] = METHODE[Alm.] = METHODUS[Lat.] = METHODOS[Yun.] = METODO[İsp.]


- YÖNTEM ile/ve/<>/değil/yerine YAKLAŞIM

( [not] METHOD vs./and/<>/but APPROACH
APPROACH instead of METHOD )


- YÖNTEM ile/ve/||/<>/< YEĞLEME/TERCİH


- YÖNTEM ile/ve/<>/değil/yerine YÖNTEMSELLİK

( Bir şeyler için önceden belirli bir yöntem yoktur(aranamayabilir/bulunamayabilir). İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Herşeye uygun bir yöntemsellik vardır(aranabilir/bulunabilir). )


- YÖNTEM ile YÖNTEMSİZ YÖNTEM

( METHOD vs. THE METHOD WITHOUT METHOD )


- YÖNTEM ile/ve YORDAM

( METHOD vs./and WAY )


- YÖNTEM ile YORDAM(MELEKE)


- YÖNTEMBİLİM = USULİYAT = METHODOLOGY[İng.] = MÉTHODOLOGIE[Fr.] = METHODOLOGIE, METHODENLEHRE[Alm.]


- YÖNTEMLER:
AŞKINSAL ile/ve/||/<>/> KURGUL ile/ve/||/<>/> EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> OLGUSAL/FENOMENOLOJİK

( Kant'ta. İLE/VE/||/<>/> Hegel'de. İLE/VE/||/<>/> Marx'ta. İLE/VE/||/<>/> XX. yüzyılda. )


- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İŞLEYİŞ


- [ne yazık ki]
YORAN:
KOŞULLARIN "AĞIRLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ETRAFINI ANLAMAYAN KİŞİLERİN SAĞIRLIĞI


- YORMAK ile YORMAK

( Yorgun duruma getirmek. İLE Bir nedenle bağlamak, bir duruma işaret saymak, bir anlam vermek, yorumlamak. )


- | YORULDUĞUMUZ ZAMAN/ZEMİN/KOŞULLAR ve DURULDUĞUMUZ ZAMAN/ZEMİN/KOŞULLAR |
ve/||/<>/>/<
KIRILDIĞIMIZ ZAMAN/ZEMİN/KOŞULLAR

( Olduğumuz/oluştuğumuz. VE/||/<>/>/< Kırıldığımız. )


- YORULDUĞUMUZDA:
"BIRAKMAK/VAZGEÇMEK" ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< DİNLENMEK


- YORULMADA:
HAREKET ile/değil DURGUNLUK

( Kişiyi, hareket değil durgunluk yorar. )


- YORULMAK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SÖZCÜK DAĞARCIĞI/N YETERSİZ


- YORULMAK ile/ve/<> YOĞRULMAK


- YORUM:
"DOĞRU ANLAMA" UĞRAŞI ile/ve/değil/<> YANLIŞ ANLAMAMA ÇABASI


- YORUM:
TİKELE DAYALI değil TÜMELE DAYALI


- YORUM ile/ve DÖNÜŞTÜRÜCÜ NİTELİKTE YORUM

( INTERPRETATION/COMMENT vs./and TRANSFORMER INTERPRETATION/COMMENT )


- YORUM ve ERDEM

( INTERPRETATION/COMMENT and VIRTUE )


- YORUM ve/||/<>/> KILAVUZLUK


- YORUM ile/ve YÖNTEM

( INTERPRETATION/COMMENT vs./and METHOD )


- YORUMLAMA ile/ve DEĞİŞİM

( TO INTERPRET vs./and ALTERATION )


- YORUMLAMA ile/ve/||/<>/> DİRİLTME


- YORUM(LAMA)DA:
VARLIK BAKIMINDAN ile/ve ANLAM BAKIMINDAN

( TO INTERPRET: IN EXISTENCE vs./and IN MEANING )


- YORUMLAMAK ve/< YORULMAK

( Yorumlayacaksan, önce (bilgilenmek üzere) yorulacaksın/yorulmalısın! )


- YORUMLANABİLİR/LİK ve/||/<>/> YÖNETİLEBİLİR/LİK


- YÜCEGÖNÜLLÜLÜK = GENEROSITY[İng.] = GÉNÉROSITÉ[Fr.] = EDELMUT[Alm.] = GENEROSITAS[Lat.]


- YÜKLEDİĞİN ile/ve/||/<> YÜKLENDİĞİN


- YÜKSEKLİK KORKUSU ile/değil/yerine "ALÇAKLIK" KORKUSU


- YÜKSEK/LİK ile/ve/değil/yerine AŞKIN/LIK, MÜTEAL, YÜCE/LİK

( ... ile/ve/değil/yerine PARA )


- YÜKSEKTEN KORKMAK ile/ve/değil DÜŞMEKTEN KORKMAK


- YÜKSELİP/İLERLEYİP BİRLEŞMEK ile/değil/yerine BİRLEŞİP YÜKSELMEK/İLERLEMEK

( 23 + 43 = 72 İLE/DEĞİL/YERİNE (2 + 4)3 = 216 )

( image )


- YÜKSELİŞ ile/ve/||/<>/> AŞMAK


- YÜKÜMLÜLÜK ve/||/<> ÖZ


- YUMURTANIN KABUĞUNUN KIRILMASI:
DIŞARIDAN ile/değil/yerine/>< İÇERIDEN

( Ölüm. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşam. )


- YUMUŞAK OLMA(!) ile/ve/<>/>< SERT OLMA(!)

( Ezilirsin. İLE/VE/<>/>< Kırılırsın. )


- YUMUŞAKÇA ile EŞİTÇENETLİ

( ... İLE İki çeneti birbirine eşit olan yumuşakçalar. )


- YUMUŞATMA ile/ve/<> DENGELEME


- YÜREKTEN ile/ve/||/<> YALIN


- YURT ile/ve YUVA


- YÜRÜMEK:
HIZLI OLSUN İSTERSEK ile/ve/değil/||/<> UZAĞA GİTMEK İSTERSEK

( Yalnız. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Birlikte. )


- YÜRÜMEK:
TOPUĞA BASARAK ile/değil/yerine TABANI BASARAK


- YÜRÜME/"YOL ALMA"[GELİŞİM, DEĞİŞİM]:
AYAKKABI İLE değil AKIL İLE!


- YÜRÜTME ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRME


- YÜRÜTMEK ile/değil/yerine/>< YÜRÜMEK

( Bir şeyleri, parçaları. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamı, yolu ve bütünü. )