
Sporun ve devimin yaşamımızdaki önceliğini anımsayalım...
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 970 başlık/FaRk ile birlikte,
970 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(5/5)
- ŞEKİLLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> "YEŞİLLENDİRMEK"
- SENDELEME ile YALPALAMA
( ... İLE Dengesi bozularak, bir sağa, bir sola eğilmek. [YALPA: Rüzgâr ya da dalgaların etkisiyle, geminin, bir sancağa(sağa), bir iskeleye(sola) yatıp kalkması.] )
- ŞENLENME ve/||/<>/> BEREKETLENME
- SERİ[Ar.] değil/yerine/= HIZLI
- SES ile/ve/değil/||/<>/>/< "ES"[< S][ARA (VERMEK)]
- SET[Ar.] ile SET[İng.]
( Toprağın kayıp akmasını ya da suyun yayılmasını önlemek için yapılan kalın duvar. | Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük. | Seki. | Ateşli silahlarda, namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü. İLE Oyunlarda, karşılaşmanın her bir bölümü. )
- SEVGİ ile/ve/<> İLİŞKİ
( LOVE vs./and/<> RELATIONSHIP )
- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY
- SEZGİYİ HAREKETE GEÇİRMEK ile/ve SEZGİYİ OLGUNLAŞTIRMAK
( ACTING THE INTUITION vs. RIPENING THE INTUITION )
- SIÇRAMAK ile GEÇMEK
- SIÇRAMAK ile ZIPLAMAK
( TO BOUNCE/SPRING vs. TO JUMP )
- SIKI/LAŞMA ile KATI/LAŞMA
( STRICT/NESS vs. STERN/NESS )
- SİKLET değil SIKLET[Ar.]
( Ağırlık, yük. | Sıkıntı. )
- SIMSIKI ile DİPDİRİ
( VERY TIGHT vs. FULL OF LIFE )
- SINIR ve/||/<>/> HAYIR
- SIRÇA/CAM[Fars. < KUPA] ile/ve/<>/> AYNA[Ar.]
( Sileriz, "ayna gibi" oldu "denilir". İLE/VE/<> Sileriz, "cam gibi" oldu "denilir". )
( ... İLE/VE/<>/> Camın sırlanmışı. )
- ŞİŞMAN OLAN BEYNİNİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİNİZ
- [ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK
( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )
- SKI ile/ve BLADE
- SKİ[İng.] değil/yerine/= KAYAK
- SKI ile SNOWBOARD
- SKOR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SPOR
- SOLUNUM ve/||/<>/> DOĞRU SOLUNUM ve/||/<>/> DİYAFRAMA ALMA
( Türkçe, soluk verirken konuşulan bir dildir. Konuşmanın etkili olabilmesi ve söyleyişin düzgün olabilmesi için, konuşan kişilerin, doğru solunum uygulamalarını biliyor ve kullanıyor olmaları gerekir. VE/||/<>/> İyi bir solunum, soluk alırken, akciğerlere yeterli ölçüde havayı alıp yorgunluk duymadan geri vermektir. [İyi bir solunum elde edebilmek için diyaframı kullanarak soluk almamız gerekmektedir.] VE/||/<>/> Akciğerleri çevreleyen kaburga kafesinin altında bulunan boşluğu kullanarak soluk almaktır. [Bebeklerin soluk alış-verişi, diyafram soluğuna, en iyi örnektir.] )
- SOMUT ve/=/||/<> EYLEM
- SORUMLULUK ve/||/<>/< (KENDİNİ) SAVUNABİLMEK("SALDIRI" değil/olmayan!)
- SPOR BİLİMİ ile SPOR FİZYOLOJİSİ
( Egzersiz ve sporun insan gövde üzerindeki etkilerini inceleyen bir bilim dalı. İLE Egzersiz sırasında gövdede oluşan fizyolojik değişimleri inceleyen bir alt dal. Bu iki dalın kesiştiği noktada, sporcuların performansı optimize edilmesi ve spor yaralanmalarının önlenmesi için çalışmalar yapılmaktadır. )
- SPOR[İng. SPORT] ile SPOR[Fr. SPORE < Yun.]
( Bedeni ya da zihni geliştirmek amacıyla kişisel ya da toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü. | Kullanışı rahat, kolay olan. İLE Çiçeksiz bitkilerde üreme organı. | tek hücreli hayvanların, çok özelleşmiş olan üreme gözesi. )
- SPOR YAPMAK ile STONE SENDROMU
- SPOR ile/değil FUTBOL
( Futbol, "spor yanı"nın olmasının ötesinde, daha çok, toplumları gütme aracı kullanıldığından, spor olmaktan çok fazla uzaklaşmıştır. )
( [not] SPORT vs. FOOTBALL )
- SPOR ile/ve/değil HAREKET
- SPOR = SPORT[İng., Fr., Alm., İt.] = DEPORTE[İsp.]
- SPRİNT/ER değil/yerine/= KISA KOŞU/CU
- STEP/STEPPE[Fr., Rus.] ile STEP[İng.]
( Bozkır. İLE Basketbolda, hatalı yürüme. | Basamak ve adımlarla yapılan spor etkinliği. )
- STRES ile/değil/yerine/>< TUTKU
( İnanmadığımız bir iş üzerine çok çalışmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İnandığımız bir iş üzerine çok çalışmak. )
- STRETCHING[İng.] değil/yerine/= GERME/GERİNME
- SU ile/ve/||/<> BARAJ[Fr. < BARRAGE]
( ... İLE/VE/||/<> Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent. | Futbol ya da hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları engel. | Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan koşul. )
- SUR'A[Ar.] ile SURÂH[Ar.] ile SURÂH[Ar.]
( Güreşte, çoğunlukla ters dönmüş olan. İLE Çığlık, feryad. İLE Delik, gedik. )
- SÜRDÜRMEK ile/ve/değil/||/<> YÜRÜTMEK
- SÜREKLİ/LİK, DEVAM ile/ve TEKRAR
( Tekrarlama, soluğunuza istikrar kazandırır. )
( Tekrara neden olan arzudur. )
( Arzunun olmadığı yerde tekrarlamalar da olmaz. )
( Repetition will stabilise your breath.
It is desire that causes repetition.
There is no recurrence where desire is not. )
( CONTINUAL/CONTINUITY vs./and REPETITION )
- SÜRÜNME ile SÜRÜNME
( Yerde. İLE Koku. )
- SUT[Fr. SOUDE] ile ŞUT[İng. SHOOT]
( Eskiden bazı bitkilerden, bugün sodyum klorürden elde edilen sodyum karbonatın ticaretteki adı. İLE Futbolda, bir oyuncunun, topu, kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş. )
- SUYUN ÜSTÜNDE YÜRÜMEK değil HAVADA KOŞMA/İLERLEME
( Yürünemez! DEĞİL Hız ile elde edilen ve yanılsama/çarpıtma ile "çıkarsanan"/indirgenen. )
- TAÇ[Ar. < TÂC] ile TAÇ[İng. TOUCH]
( Soyluluk, iktidar, güç ya da hükümdarlık simgesi olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık. | Gelinlerin başlarına takılan süs. | Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm. | Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi. | Bazı tarikatlarda, şeyhlerin giydikleri başlık. İLE [futbol] Yan, dokunma. )
- TAFRA[Ar.] değil/yerine/= SIÇRAMA
( Yukarıya sıçrama, atlama. | Yukarıdan atıp tutma. | İlimde, rütbe, derece alma. )
- TAHALLÜF[< HİLÂF] değil/yerine/= GERİDE KALMA, ARKADA BIRAKILMA | UYGUN GELMEME
- TAHRÎK[Ar. < HAREF] ile TAHRÎK[Ar. < HARK] ile TAHRÎK[Ar. < HAREKET | çoğ. TAHRÎKÂT]
( Yırtma, yırtılma, yarma, yarılma. İLE Çok yakma/yakılma. | Susatma/susatılma. İLE Kımıldatma, oynatma. | Kışkırtma, azdırma. | Yola çıkarma. | Uyandırma. | Meczum(cezimli) bir harfi hareke ile okuma.[İLM sözcüğünü İLİM olarak okuma.] )
- TAKALLÜS[Ar.] değil/yerine/= KASILMA
- TÂKAT değil/yerine/= GÜÇ
- TAKDİR ile/ve DESTEK
( APPRECIATION vs./and SUPPORT )
- [önce] TAKDİR[Ar.] ve/sonra/||/<>/> TAKDİM[Ar.]
- TAKINTILI TUTKU ile/değil/yerine UYUMLU TUTKU
- TAKLA = CUMBALAK
( ... İLE Halk dilinde. )
- TAKLA/K ile/ve/||/<> PERENDE[Fars.]
( Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp gövdeyi üstten aşırtarak öne ya da arkaya yapılan dönme hareketi. | Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma. | Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına ya da yanlamasına dönme hareketi. İLE/VE/||/<> Havada çark gibi dönerek atılan takla. )
- TAKTİR ile TAKDİR
- TA'LÎM(< İLM) ile TEMRÎN
( Aklı eğitmek, öğrenme, öğretim. İLE Alıştırma, idman yaptırma, egzersiz. )
- TANIKLIK ile/ve/||/<>/> TANIŞIKLIK
- TANSİYON değil/yerine/= GERİLİM, GERGİNLİK, BASINÇ
- TARAF OLMAK ile/değil/yerine/||/>< KATILIMCI OLMAK
- [ne yazık ki]
TARAF TUTMAK ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK
- TARAFTAR değil/yerine/= DESTEKÇİ
- TARAFTAR ile/değil/yerine TAKİPÇİ
- TARİH OLMAK ile/ve TARİHE MAL OLMAK
- TAVŞAN ile TAVŞAN
( Tavşangillerden, hızlı koşan, kemirgen, bir tür memeli. | Atletizm yarışlarında rekor kırılabilmesi için tempoyu yüksek tutup belirli bir mesafeyi öteki yarışmacıların önünde koşan atlet. İLE Değerli ağaçlar üzerine, ince oymalar işleyen sanatçı, tahta oymacısı. )
- TAVSİYE ile/ve/||/<> TEŞVİK
- TAZELEYİCİ ve/||/<> GENÇLEŞTİRİCİ
( Uyku, yıkanma, sarılmak, birlik, oyun, hareket, çalışma, spor, felsefe, dil, bilim, doga, yeşil, sanat, sevgili, dost, sohbet. )
- TEK ELİNİ KALDIRMAK ile İKİ ELİNİ BİRDEN KALDIRMAK
( "Durumu" kabul etmek. İLE "Durumu" kabul etmemek. )
- TEKE TEK (MÜCADELE ETMEK)
- TEKEMMÜL[Ar. < KEMÂL] değil/yerine/= YETKİNLEŞME
( KEMÂLE GELME, KEMÂL BULMA, OLGUNLAŞMA )
- TEKNOLOJİ ile/ve/<> BAĞIMLILIK
- TEKRAR ile/ve PEKİŞTİRME
( REPETITION vs./and TO CONSOLIDATE )
- TELLERİ(MİZİ) KARDEŞ EYLEMEK ve/||/<>/> SAZI(MIZI) DÜZENLEMEK
- TEMBEL değil/< HAREKETE GEÇİRİLEMEYEN
- TER KOKUSU ile KOLTUKALTI KOKUSU
( Koku koltukaltından geliyorsa, "koltukaltın kokuyor" ya da "koltukaltından koku geliyor" demek gerekir. "Kokuyosun!" ya da "Ter kokuyosun! / Terlemişsin sen!" denilmez! )
( PERSPIRATION SMELL/STINK vs. ARMPIT SMELL/STINK )
- Terazi ile TERAZİ
( Burç. İLE Ölçme/tartma aleti. Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan. | İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun sırık. | Gövdenin, asılarak ya da dayanarak yere paralel bulunduğu denge duruşu. )
- TERBİYE[< RÜBÜV) ile TA'LÎM[< İLM]
( Besleyip, bütütme; Eğitim; Görgü; Alıştırma; Bedeni eğitmek. İLE Aklı eğitmek, öğrenme, öğretim. )
- TERİM SOĞUMASIN değil/yerine DİNLENMEYİ BİLMEK
- TERMİN[Alm.] ile/değil TEMRİN[Ar.]
( Belirlenmiş zaman, randevu. İLE/DEĞİL Alıştırma. )
- TER-Ü-TAZE[Fars.] değil/yerine/= ÇOK TAZE, KÖRPE | DİNÇ BİR BİÇİMDE
- TİRENDAZ[Fars.] değil/yerine/= OK ATAN | BECERİKLİ | ÖZENLİ
- TIRPAN[Yun.] ile/ve/||/<> TIRMIK
( Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak. | Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun. İLE/VE/||/<> Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç. | Tırnak beresi. )
- TÖKEZLEME ile/ve/değil/||/<>/< SÜRÇME
- TÖKEZLEMEK ile TAKILMAK
- TOK/LUK ile/ve/||/<> DOYGUN/LUK
- TOKUŞTURMAK ile YARIŞTIRMAK
- TOP ile ARMUT TOP
( ... İLE İçi havalı, dışı deri, armut biçiminde top. )
- TOPUK ile TOPUK
( İnsan ayağının toparlakça olan alt arka bölümü. | Ökçe. | Belirli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku ya da cevher kütlesi. | Akarsu ağzının az ilerisinde oluşan kum birikintisi. | Sütun ve direklerin alt bölümü. İLE Kaçmak. )
- TOZLUK ile/ve/<> DOLAK
( ... İLE/VE/<> Bacaklara, ayak bileğinden, dize kadar dolanan, ensiz ve uzun kumaş parçası. )
- TRAMPLEN[Fr. < TRAMPLIN] değil/yerine/= SIÇRAMA TAHTASI
( Yüzme sporunda, suya yüksekten atlamada kullanılan bir ucu sabit, öteki ucu esneyen sıçrama tahtası. | Kayakta, atlamayı yapan sporcuya gerekli hızı sağlayan, özel olarak düzenlenmiş eğik alan. )
- TRAPEZ[Fr.] değil/yerine/= SALINCAK
( Alt uclarına bir çubuk bağlanmış bulunan iki düşey ipten yapılmış salıncağa benzer bir jimnastik aracı. | Trapezci. )
- TREKKİNG değil/yerine/= DAĞ YÜRÜYÜŞÜ
- TREKKING yerine YÜRÜYÜŞ/DAĞ YÜRÜYÜŞÜ
- TRİBÜN[Fr. < TRIBUNE] ile TÜRBİN[Fr. < TURBINE]
( Spor salonu, stadyum, hipodrom vb. yarışma ve gösteri yapılan yerlerde izleyicilerin oturduğu koltuklu ya da basamaklı bölüm, sekilik. | Burada oturan izleyiciler. İLE Su, buhar, gaz gibi herhangi bir akışkanın hareket enerjisiyle ve bazı özel düzenler yardımıyla dönerek çalışan araç. )
- TUĞRAKEŞ[Tr.+Fars.] ile/ve/||/<> KEMANKEŞ[Fars.]
( Nişancı. İLE/VE/||/<> Okçu. )
- TÜKENME:
"YENİLİNCE" değil "PES EDİNCE"
- TUŞ[Fr. < TOUCHE] ile TUŞ ile TUŞ
( Piyano, org vb. müzik aletleriyle daktilo, hesap makinesi, bilgisayar ve telefon gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı. | Yağlı boya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi. | Eskrimde kılıcın ucunun karşı oyuncunun göğüs ve karın bölgesini koruyan özel giysinin bir bölümüne değmesi. İLE Taraf, yön, cihet, rast gelme, karşısında duran. | Benzer, denk, eş. İLE Güreşte oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi. )
- TUTKU:
ISTIRAP değil/yerine/> DEĞİŞİM
( Tutku, kişiyi, ıstıraptan, gelişim ve değişime taşıyan köprüdür. )
- TUTUCU ile TUTUCU ile TUTUCU/İTİCİ[Fr. TENEUR] ile TUTUCU
( Süregiden toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen kişi. İLE Tutumlu. İLE Durmalı çıkışlarda, çiftekerciye yardım eden kişi. [Eskiden "itici" denilirdi. Çıkışta, koşucuyu itmek yasak olduğundan, bugün, bu yardımcılara "tutucu" denilmektedir.] İLE Ateş maşası. )
- TUTULMA ile TUTULMA[Ar. HUSÛF/ECLIPSE] ile TUTULMA ile TUTULMA
( Toplum tarafından sevilme, ünlü olma, iyi tanınma, popülarite. | Tutuk duruma gelmek. | Kapatılmak, sarılmak. | Bir örgen ya da bir nesnenin hareket edemez olması. | Yakalanmak. | Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncu yakından izlenmek, tutulmak, markaja alınmak. İLE Bir gök cisminin, araya başka bir cismin girmesiyle bütününün ya da bir bölümünün görünmez duruma gelmesi. | Gözlemciye göre, iki gökcisminden birinin, öbürünü örtmesi. Ay'ın, Güneş'i örtmesi[gün tutulması]; Yer'in, Ay'ı örtmesi[Ay tutulması]. İLE Birine tutkun olma, sevme, âşık olma. İLE Oyuncunun söyleyeceklerini unutması. )
- UCU AÇIK ile/değil/yerine/||/<> ÖNÜ AÇIK
- UMUT ile/ve/=/||/<> YAŞAMI UMURSAMAK
- USÛL ile/ve/||/<> TEAMÜL
- ÜTOPYA:
ÜMİT ve/||/<>/> EYLEM
- UYGARLIK/MEDENİYET ile/ve/||/<> EKİN/KÜLTÜR
( Evrensel. İLE/VE/||/<> Yerel. )
( Denetimli. İLE/VE/||/<> Bilinçdışı. )
( Toprak, kişiye aittir. İLE/VE/||/<> Kişi, toprağa aittir. )
( Uygarlık, olay ve olguları birbirinden büyük titizlikle ayırd edebilmektir. )
( Kültür, en geniş tanımıyla yaşam biçimini gösterir. )
( Kültür, insan-doğa ve kişi-kişi[toplum] ilişkilerinin toplamıdır. )
( Uygar kişi, dünyanın neresinde ve hangi kültürde üretilirse üretilsin, insanlık değerlerine sahip çıkan, onu benimseyen ve yaşamına katan kişidir. )
( Evrenseller kültürler içinde yer almış olmalıdır. )
( UYGARLIK/MEDENİYET = ZANAAT-FEN ve AHLÂK )
( MEDENİYET OLUŞTURABİLMEK İÇİN:
* TANRI/İLK İLKE,
* EVREN/DOĞA,
* İNSAN )
( Farkındalık ile. İLE/VE/||/<> Farkında olmadan. )
( Yöntemli. İLE/VE/||/<> Alışkanlıklar. )
( İnsan - İnsan ilişkisi (ile). İLE/VE/||/<> Doğa - İnsan ilişkisi (ile). )
( Sanat. İLE/VE/||/<> Zanaat. )
( Öğrenilir. İLE/VE/||/<> Yaşanır. )
( Kimsin/iz? İLE/VE/||/<> Kimlerdensin/iz? / Nerelisin/iz? )
( Uluslararası. İLE/VE/||/<> Ulusal. )
( ZAMAN: Doğrusal. İLE/VE/||/<> Döngüsel. )
( Us. İLE/VE/||/<> Us dışı. )
( Yasa. İLE/VE/||/<> Töre. )
( Medine. İLE/VE/||/<> Yesrib. )
( Çatışmalar içinde. İLE/VE/||/<> Zahmetler içinde. )
( Kâmil kültür, kendinden sonra gelecek kültürün gübresidir. )
( Gerçek üstü. İLE/VE/||/<> Gerçek. )
( Ancak, felsefenin getirebildiği/sağladığı/sunduğu. İLE/VE/||/<> Sanat ve dinin getirdiği. )
( Bilim. İLE/VE/||/<> Felsefe. )
( Saygıyla... İLE/VE/||/<> Sevgiyle... )
( CIVILIZATION vs./and CULTURE )
( MEDENİYET ile/ve HARS )
- UYGARLIK ve/||/<> ZEKÂ
- UYGUNLUK ile/ve/||/<> BECERİ
( LİYÂKAT ile/ve/||/<> MEZİYET )
- UYGUNLUK ile/ve/<>/>< ENGEL
- UYUM ile/ve/<> DENGE
( Her varolan, öteki bir varolan ile uyum içindedir. )
( Uyumun içinde, korkuya yer yoktur. )
( Şehvet gibi ateş, nefret gibi kötülük, uyumsuzluk gibi acı ve aydınlanma gibi de sevinç yoktur. )
( En büyük hastalık, doyumsuz istekler; en büyük acı da uyumsuzluktur. )
( Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. )
( Gerçek, Sattva'dan ötededir. )
( İFRÂT[< FART] - İTİDAL - TEFRİT )
( Tamas donuklaştırır, rajas çarpıtır, sattva uyumlu kılar. )
( İnsan-altı olanlar, Tamas'ın ve Rajas'ın egemenliği altındalardır; kişiler ise Sattva'nın. )
( Berraklık ve yardımseverlik, zihni ve eylemi etkilemesinden dolayı Sattva'dır. )
( Sattva'nın olgunlaşmasıyla tüm arzu ve korkular son bulur. )
( Tamas obscures, rajas distorts, sattva harmonises. )
( Every being is compatible vs. every other being.
In harmony there is no place for fear.
The sub-human - the 'humanoids' - are dominated by tamas and rajas and the humans by sattva.
Clarity and charity is sattva as it affects mind and action.
With the maturing of the sattva all desires and fears come to an end.
The real is beyond sattva. )
( HARMONY vs./and/<> BALANCE )
( SOPHROSYNE: İtidal. )
( RAJAS - SATTVA - TAMAS )
- UYUM/LU/LUK ile/ve/||/<> ESNEK/LİK
- UZAK ile/ve/||/<>/> TUZAK
- UZMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETKİN/LİK
- ÜZME TAHTASI ile/ve SNOWBOARD
( Meşe köyü - İkizdere - Rize'de. İLE/VE Dağlarda. )
( Çimende. İLE/VE Karda. )
- ÜZÜM ile HOŞKURAN/TİLKİKUYRUĞU
( ... İLE Çiçekleri, dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki. [Lat. AMARANTHUS LIVIDUS] | Uzun salkımlı bir çeşit üzüm. | Yağlı güreşte oturak kündesine geçen üstteki güreşçiye, alttakinin elini geri uzatarak çenesinden ya da gırtlağından çekmesi. )
- UZUN YOLCULUKTA, BİSİKLET TEKER TELİ:
32 ile/değil/yerine 36
- VALEYBOL değil VOLEYBOL
- VARLIK/VAROLUŞ ve/||/<> HAK ve/||/<> HAREKET
- VARLIK ile/ve/= HAREKET
( EXISTENCE vs./and/= MOVEMENT )
- VAROLAN ile/ve HAREKET
- VAROLUŞ ve/||/<> ÖLÇÜ ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> TÜZE ve/||/<> SANAT ve/||/<> SPOR ve/||/<> BÜTÜNLÜK ve/||/<> SUSABİLMEK ve/||/<> YOK/LUK
( Saygı gerek önce
Sonra ölçü
Sonra anlayış gerek
Sonra hak gözetmek
Özen ve duyarlılık gerek
Sürekli hareket gerek
Her an bütünlük
Çoğunlukla susabilmek
Herşeyin ölçütü yok(luk)
[En sonunda, Yaşam ve İnsan/Kişilik] )
( Üzerine düşünülebilecek ve konuşulabilecekler, düşünülmesi ve konuşulması gerekenler/öncelikliler... )
- VECÂ-İ BATN ile VECÂ-İ CENB ile VECÂ-İ MEFÂSIL
( Karın ağrısı, kuru buruntu. İLE Göğsün yan tarafındaki ağrı. İLE Eklem ağrıları. )
- VELÂYETTEN KURTULMAK ile/ve VESÂYETTEN KURTULMAK
( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş. )
- VERİLENİ/SUNULANI:
"YUT" DİYE değil TUT DİYE!
- VERTİGO ile VİTİLİGO/ALA
( ... İLE Kerevizde bulunan psoralenler, deride, melanin üretimini artırarak, vitiligodan[beyaz lekeler] kurtulmaya yardımcı olur. )
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGUN ile DERİNLİK SARHOŞLUĞU
- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET
- YALPALAMA(") ile/<> (")TÖKEZLEME(")
- YANSITMAK ile/ve/||/<>/> YAYGINLAŞTIRMAK
- YAPILAN ile/ve/<> YAPILMAKTA OLAN
- YAPIYIM" değil YAPAYIM
- YARA-BERE (İÇİNDE OLMAK/KALMAK)
- YARATICILIK ile/ve CANLANDIRMAK ile/ve HAREKET KATMAK
( Kuralları önce bilmek, sonra [yeri geldiğinde ve gerektiğince] unutmak/unutabilmek gerek! )
- YARIŞ ile REKABET
( CONTEST/RACE vs. COMPETITION )
- YARIŞ ile YARIŞMA
- YARISINI ve/||/<> İKİ KATI ve/||/<> ÜÇ KATI ve/||/<> SINIRSIZ
( Ye! VE/||/<> Yürü! VE/||/<> Gül! VE/||/<> Sev! )
- YARIŞMA = EMULATION[İng., Fr.] = WETTEIFER[Alm.] = AEMULATIO[Lat.]
- YARIŞMALARDA:
"(YARIŞ) KOŞULUYOR" değil/yerine "(YARIŞ) SÜRÜYOR/SÜRDÜRÜLÜYOR"
- YARIŞMAYI:
"KAYBETTİM" değil/yerine KAZANAMADIM
- YARIŞ(TIR)MAK ile/değil/yerine KARŞILAŞ(TIR)MAK
- YAŞAM ALANI ile/ve/değil HAREKET ALANI
( Bazı düşünürlerin/sanatçıların, [turistlerin ya da turist gibi yaşayanların vb.] her hareket alanlarının, yaşam alanı olmadığı gibi. )
( [not] LIFE FIELD vs./and/but MOTION/ACTIVITY FIELD )
- YAŞAM:
ANLAM değil TUTKU
- YAŞAM = FARKINDALIK || İNSAN = FARKINDALIK
- YAŞAM ile/ve HAREKET
( LIFE vs./and MOVEMENT )
- YAŞAM(AY)I ÖĞRENMEK ile/ve/değil/=/||/<>/< SAÇMALAMAMAYI ÖĞRENMEK
- YAŞAMIMIZA GİRENLERİ BELİRLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAMIMIZDAN ÇIKARILACAKLARI BELİRLEMEK
- YAŞLANMA ve/<> DAĞA TIRMANMA
( [çıktıkça] Soluğunuz daralır, yorgunluğunuz artar. VE/FAKAT/<> Görüş/bakış açınız genişler. )
- YATAK ile BEŞİK
( ... İLE Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta ya da demirden yapılmış sallanır bir tür küçük karyola. | Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça ya da parçaların tümü. | Bir şeyin doğup geliştiği yer. | Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma. )
- YATKINLIK ile/ve/değil ALIŞKANLIK
- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> EĞİLİM
- YATKIN/LIK ile/ve/||/<> YETKİN/LİK
- YAVAŞLIK ile/ve/||/<> ESNEKLİK
- YAZMAK ile/ve/değil/önce/||/<>/< YÜZMEK
( Bir çocuğun yazmaya başlamadan önce yüzmeyi öğrenmesi[ni sağlamak] gerek. )
- YELKEN ile AYIBACAĞI
( ... İLE Çift yan yelkenlerden birini sağdan, birini soldan kullanma biçimi. )
- YELKENCİ ile/ve/değil/||/<>/< DENİZCİ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ya dalan, ya iyi ve uzun yüzebilen, ya kürek çeken ya da üçünü birden yapabilen. )
- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME
( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )
- YEMEME ile ORUÇ/RİYÂZAT
( ... ile TECEVVÜ'[< CÛ'] )
- YENEN ile YENİLEN
( Boş konuşur. İLE Boşu boşuna susar ya da savunur. )
- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]
( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )
- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK
- YENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ETKİSİ ALTINA ALMAK
- YERİNDE KALMAK/SAYMAK ile/değil EVDE KALMAK
- YEŞİL ALAN ile/ve/||/<>/> BAHÇE
- YETENEĞİNİN ...:
"SAHİBİ OLMAK" ile/ve/değil/||/<>/> KÖLESİ OLMAK
- YETENEK ve/||/<>/> ÇALIŞMA
( Ortalamanın üzerine çıkarır. VE/||/<>/> Yeteneklilerin üzerine çıkarır. )
- YETENEK(YETEN EK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK
- YETENEK ile/ve ETKİLİLİK
( TALENT vs./and EFFECTIVENESS )
- YETENEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK
- YETENEK ile/ve/||/<>/> TAKIM OYUNU
( Maçı kazandırır. İLE/VE/||/<>/> Şampiyonluğu getirir. )
- YETENEK ile/ve/||/<>/< YATKINLIK
- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK
- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK
- YETİ = MELEKE = FACULTY[İng.] = FACULTÉ[Fr.] = VERMÖGEN, FÄHIGKEIT[Alm.] = FACULTAS[Lat.] = FACULTAD[İsp.]
- YOGA ile/ve/||/<> PİLATES
( Daha çok maneviyat ve solukla ilgilidir. İLE/VE/||/<> Dikkatli hareket ve güce odaklanır. )
( [Gövdeyi ...] Zihin ve iç benlikle bağlantı kurmak için kullanır. İLE/VE/||/<> Gövdenin iç işleyişine bağlanmak için kullanır. )
- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM
- YORULDUĞUMUZDA:
"BIRAKMAK/VAZGEÇMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< DİNLENMEK
- YORULMADA:
HAREKET ile/değil DURGUNLUK
( Kişiyi, hareket değil durgunluk yorar. )
- YORULMAK ile/ve/<>/değil SIKILMAK/BEZMEK
( Bilişsel[felsefe/bilim/sanat] konular, fiziksel değil zihinseldir! Kötü bir benzetmedir ve kişinin nalıncı keseri gibi kendine yonttuğu, asalaklaştırılmış bir sözcük olarak başka bir kötüye kullanımdır. [Acı ile/değil ıstırap farkı gibi.] )
- YORUMLAMA ile/ve/||/<>/> DİRİLTME
- YÜĞRÜK ...
( İyi yürüyen/koşan. | Çalışkan. | Çevik, güçlü. )
- YÜKSELİŞ ile/ve/||/<>/> AŞMAK
- YUMUŞATMA ile/ve/<> DENGELEME
- YÜRÜMEK:
TOPUĞA BASARAK ile/değil/yerine TABANI BASARAK
- YÜRÜMEK ile/ve BAHTERE[Ar.]/HİRÂM[Fars.]
( ... İLE/VE Salına salına, hoş yürüyüş. )
- YÜRÜYÜŞ ile HERVELE YÜRÜYÜŞÜ
- YÜZGEÇ ile YÜZGEÇ
( Balıklarda ve yüzen memelilerde, karın ve göğüste çift, sırt ve kuyrukta tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan örgenler. İLE Suda iyi yüzen kişi ya da hayvan. )
- YÜZME ile KRAVL[İng. < CRAWL]
( ... İLE Dizleri bükmeksizin bacakları hızla hareket ettirerek kulaçla yüzme. )
- YÜZMEDE:
1932 ile 2012
( İlgili videoyu, burayı tıklayarak izleyebilirsiniz... )
- YÜZME'DE:
KELEBEK ile/ve KURBAĞA
- YÜZMEK ve UÇMAK
( İkisinde de her yönde yapılabilecek hareketler çok geniştir. )
- YÜZÜSTÜ ile YÜZÜSTÜ
( Yüzü yere gelecek biçimde. İLE Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda. )
- (ZAMAN ZAMAN/SIK SIK) GERİNMELİ!
- ZAMAN ve/||/<>/< HAREKET ve/||/<>/< DEĞİŞİM
( Zaman, hareketin ölçüsüdür ve değişimin tanımlanma çabasıdır. )
( TIME and/||/<>/< MOVEMENT and/||/<>/< ALTERATION )
- ZAP ZAP ile RAP RAP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Adımların hızlı atılmasına ilişkin yansıma bir ilgeç. İLE Adımların atılmasına ilişkin yansıma bir ilgeç. )
- ZAYIFLAMAK ile/ve/değil/||/<> KEMERİN/LASTİĞİN ZAYIFLAMASI
- ZAYIF/LIK ile/ve/||/<> ZORUNLU/LUK
- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK
( Birleştirme/bağlantılandırma üzerine ve becerisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ayırabilme, dışarıda bırakabilme üzerine ve becerisi. )
( Kendini düşünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< [Önce kendiyle birlikte] Başkalarını da düşünür. )
( Sunulmuş/bahşedilmiş olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin kuracağı. )
( Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum. )
( "Savaşta". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Barış için! )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bağ. | Eskiden, develerin ayağına bağladıkları bağ. | Kendini, gereksinimi duyulan şeyi, kendi aracılığıyla elde edilen özel bir sıfatla kayıtlandırmış zât. )
( )
( Sözel/yazınsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Matematik. )
( Dilin becerisi/hüneri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Dilin freni. )
( Yakını gösteren ışık/huzme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uzağı gösteren ışık/huzme. )
( Ne yapacağını "bilmek", istenç/irâde[yapma bilgisi/gücü/isteği]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ne yapmayabileceğini bilme[bilgisi/gücü/isteği], direnç/ihtiyâr. )
( Kısa sürede [kazanırsa/belki/kısmen] "kazan[dır]ır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Orta ve uzun sürede kazan[dır]ır. )
( )
( [Kişileri ...] Ayrıştırır, uzaklaştırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birleştirir, buluşturur. )
( [öteki ucu] Asalaklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Aptallık. )
( Keskinleştirmek üzere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yetkinleştirmek üzere. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hind felsefesindeki temel kavram RTA, Yol (Rota, route, road) anlamına gelmektedir. Ratio'nun kaynağı olan Ratis ise, Lâtince'de, bağ çubuklarını boylarına göre düzlemektir, denk etmektir. Eski Yunan'da, muntazam dizilmiş kolye anlamında, "cosmos", düzenli evren ("Cosmos") ile, akıl, dil, "Logos (uyumlu dil ve Akıl)", "Nomos", "Ethos" [yüce değerlere yönelme] arasındaki eşdeğerlik demektir. Japonların "Kannagara no michi"si, Arapların "Şeria"sı da aynı, doğru yol, anlamındadır. )
( INTELLIGENCE vs./and/but/||/<>/< REASON/RATIO
REASON/RATIO instead of INTELLIGENCE )
( [nicht] INTELLIGENZ mit/und/||/<>/< VERNUNFT )
- ZEKÂ değil/ne yazık ki BOŞLAMA(İHMAL)
( Çocukların, telefonda/tablette oyun bulup oynaması, zeki olduğunu değil ne yazık ki, boşlandığını gösterir. )
- ZEKÂ ve/<>/>< EYLEM
- ZEMİN ile/ve HAREKET NOKTASI
( Zemini olmayanın ereği olmaz. )
- ZEVK ALARAK ile ZEVK VEREREK
- ZEVK ALMAK İÇİN/ÜZERE ile ZEVK VERMEK İÇİN/ÜZERE
- ZEVK ile/ve HEYECAN
- ZEVK ile/ve SEFA/SAFÂ[ZEVK Ü SEFÂ]
( ENJOYMENT vs./and TO ENJOY )
( SUKHA )
- ZEVK ve/||/<>/< ZEKÂ
- ZİNDE[Fars.] değil/yerine/= DİNÇ/DİRİMLİ/DİRİ/SAĞLAM
- ZİNDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> İZİNDE
- ZİNDE/LİK[Fars.] değil/yerine/= DİNGİN/LİK, DİNÇ/LİK
- ZIPKIN GİBİ ile/ve/||/<> DİPÇİK GİBİ
- ZIPLAMA ile/ve/değil/yerine SIÇRAMA
- ZIPLAMAK ile/değil ATILMAK
- YÜRÜMEK:
ZIPLAYARAK değil YAYLANARAK
- ZOR ile/ve ZORLA(N)MA!
( İse sev! İLE/VE Sevmiyorsa.
[Zor ise sev, sevmiyorsa zorlama!] )
- ZORLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZORLANMA
( Dışarıda/ki/ler/de. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçeride/ki/ler/de/n. )
- ZORUNLU HAREKET ile/ve/değil ZORLAMALI HAREKET
- ZORUNLU = NECESSARY[İng.] = NÉCESSAIRE[Fr.] = NOTWENDIG[Alm.] = NECESSARIA[Lat.]
itibariyle 970 başlık/FaRk ile birlikte,
970 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(5/5)