Bugün[25 Ekim 2025]
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(74/94)


- SANRILARDAN "KURTULMAK" ile/ve/değil/||/<>/< SANRILARI TEKRAR EDEREK KURTULMAK


- ŞANS (VERMEK) ile/ve/değil/||/<>/< KOZ (VERMEK)


- SANSAR ile KAYA SANSARI


- SANSAR ile/ve KESELİ SANSAR


- ... "ŞANSI" YOK değil ... OLASILIĞI/OLANAĞI YOK


- ŞANSIZ ile ŞANSSIZ

( Ünsüz. | Gösterişsiz. | Kılıksız, kıyafetsiz. İLE Şansı olmayan. )


- SANSKRİTÇE değil SANSKRİT


- ŞANSLI (OLAN) ile/ve/değil/yerine ŞANSINI YARATAN (OLMAK)

( Kişileri değil de, konu/kavram, olgu ve olayları düşünerek yaşamanın ve konuşmanın önemli(öncelikli) olduğunu anımsayarak, kişinin "şanslı" olup olmadığı değil, olanaklarını, fırsatlarını değerlendirmesini/yaratmasını, olasılıkları yönetmenin esas olduğunu düşünmektir aslolan. )


- ŞANSÖLYE[Fr. CHANCELIER]:
BAŞBAKAN ile/ve MALİYE BAKANI

( Almanya ve Avusturya'da. İLE/VE İngiltere'de. )


- SANTİAR[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAM[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAT[Fr.] ile/ve/<> SANTİLİTRE[Fr.] ile/ve/<> SANTİM[Fr.] ile/ve/<> SANTİMETRE[Fr.]

( Bir ar'ın, yüzde biri, bir metrekare. İLE/VE/<> Bir gramın, yüzde biri, bir desigramın onda biri. İLE/VE/<> Suyun, buz olma noktasını sıfır, buharlaşma noktasını 100 sayarak, arası, derece olarak adlandırılan yüz eşit kısma bölme yoluyla bulunan ısı ölçeği. İLE/VE/<> Bir litrenin, yüzde biri. İLE/VE/<> Herhangi bir birimin, yüzde biri. İLE/VE/<> Bir metrenin, yüzde biri. )


- SANTRANÇ değil SATRANÇ


- [İng.] SANTRFOR ile SANTRHAF

( [ayaktopunda] gol atmakla görevli, ortada oynayan oyuncu. İLE Üç kişilik haf düzleminin ortasında yer alan oyuncu. )


- SANZEN[Jap.] = SAN-CH'AN[Çince]


- SAP, DÖNER; KESER, DÖNER ve/||/<>/> GÜN GELİR, HESAP DÖNER


- ŞAP ŞAP (TOKATLAMAK/ÖPMEK)


- SAP ile SAMAN

( Bitkinin dal, yaprak, çiçek vb. bölümlerini taşıyan, ağaçlarda odunlaşarak gövde durumunu alan bölüm. | Çiçek ya da meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak. İLE Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan ufalanmış sapları. )


- ŞAP ile ŞAP[Ar. < ŞABB]/ALÜN[Fr.] ile ŞAP

( İstekle öperken çıkan ses. | Birden yere düşme ya da çarpma sırasında çıkan ses. İLE Alüminyum ve potasyum sülfatından ya da amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde. İLE İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası. )


- SAP ile SAPÇIK

( Bitkinin, dal, yaprak, çiçek gibi bölümlerini taşıyan, ağaçlarda, odunlaşarak, gövde durumunu alan bölüm. | Çiçek ya da meyveyi dala bağlayan ince bölüm, sak. | Bir aracı tutmaya yarayan bölüm. | İplik, tire, ibrişim gibi şeylerde, iğneye geçirilen bir dikişlik iplik. | Demet durumundaki sap. İLE Küçük sap. | Bir örgeni, organizmanın öteki bölümlerine bağlayan, içinde damarlar, sinirler ve görevsel kanallar bulunan öğelerin tümü. | Ucunda çiçek bulunan dalcık. )


- SAPA ile SAPAK

( Gidilen yol üzerinde olmayan, sapılarak varılan. İLE Bir anayoldan ayrılan yolun, başlangıç noktası. )


- SAPIK/LIK" ile SAPKIN/LIK | ile/değil/yerine/||/<>/< SAPMA

( "Yükleme". İLE Tespit. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum. )


- SAPITMA ile/değil/||/< SAPTIRMA ile/değil/||/< SAPMA


- SAPKIN EŞEYSELLİK ile/değil YOĞUN EŞEYSELLİK


- SAPKIN" ile/değil/yerine ÇAPKIN


- SAPLAMA ile/değil SAPTAMA

( Hızla batırmak. İLE/DEĞİL Bir şeyi belirgin kılma, tespit. | Yıkanmış gümüş bromürlü tabakanın, gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi. )


- SAPLAMAK, BATIRMAK = SANÇMAK


- SAPMA ile/ve/<> SAPLANMA


- SAPMA ile/ve/||/<> YAŞAMDA KALMA SAPMASI

( II. Dünya Savaşı sırasında, müttefikler, Naziler tarafından vurulan uçaklardaki kurşun deliklerini haritaladı ve düşman topçularının ağır hasar verdiği alanları güçlendirmeye çalıştı.

Hedefleri, uçağın daha fazla kırmızı noktalı (ya da daha fazla merminin isabet ettiği) alanları yeniden inşâ etmek ve güçlendirmekti.

Kuramsal olarak, bu mantıklı bir çıkarımdı. Sonuç itibariyle bunlar en çok etkilenen bölgelerdi.

Ama bir matematikçi olan Abraham Wald, farklı bir sonuca vardı: Kırmızı noktalar, sadece eve dönebilen uçaklara verilen hasarı temsil ediyordu.

Gerçekten güçlendirilmesi gereken alanlar, mermilerin isabet etmediği yerlerdi. Çünkü bunlar, uçak vurulduğunda yaşamda kalamayacağı yerlerdi.

Buna, "yaşamda kalma sapması" denir.

Yalnızca yaşamda kalan örneklere odaklanmamızdan kaynaklı bir hatadır. )

( image )


- SAPOTAĞACI ve/<> SAPOTGİLLER

( Sapotgillerin örnek bitkisi olan, lezzetli meyvesi ve çiklet yapımında kullanılan salgısı için sıcak ülkelerde yetiştirilen bir ağaç. VE/<> İkiçeneklilerden, örnek bitkisi sapotağacı olan, sıcak ülkelerde, genellikle Orta Amerika'da yetişen, bazı cinslerinden gütaperka çıkarılan bir bitki ailesi. )

( ACHRAS SAPOTA )


- ŞAPPADAK ile ŞARKADAK

( Apansız/ansızın. İLE Ani bir "şapırtı" sesi çıkararak. )


- SAPROFİT[Fr. < Yun. SAPROS: Çürük. | PHYTON: Bitki.]/SAPROTROF değil/yerine/= ÇÜRÜKÇÜL

( Doğal olarak hayvan ve bitki kalıntılarının üzerinde yaşayan ve onların çürümesine yol açan bitki ve organizmalar. )


- SINIR:
SAPTANABİLİR ile/ve/||/<>/> HESAPLANABİLİR


- SAPTIRMA ile/değil/yerine SAPTAMA


- ŞAR ŞAR / ŞARIL ŞARIL (AKMAK)

( Su ya da yağmurun, bol ve sesli bir biçimde akması, yağması. )


- SAR'/SAR'A[Ar.] ile SÂR[Ar.] ile -SÂR[Ar.]

( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Öc, intikam. İLE "yer" bildirerek birleşik sözcükler yapar.[ÇEŞME-SÂR: Çeşmeleri çok olan yer. | KÜH-SÂR: Dağlık yer.] )


- SAR'/SAR'A[Ar.]/TUTARAK/TUTARIK/TUTARGA/YİLBİK[Ar.] ile SÂRÂ[Ar.]

( Tutarık, tutarak, bayıltıcı bir sinir/beyin hastalığı. İLE Katkısız, hâlis. )


- SARAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SAĞAN


- TESTİ ile/ve/> SU KABAĞI/SUSAK


- ŞARAP[Ar. < ŞERÂB]/MÜDÂME/MEY[Fars.] ile/değil HAMR


- ŞARAP ile/değil KEVSER ŞARABI


- ŞARAP ile/ve/değil/> SERAP


- SARAY ile/ve/değil/yerine/<> ÇAYIR-BAYIR


- SARAY ile HATİCE SULTAN SARAYI


- SARF[Ar.] ile/ve/||/<> NAHV[Ar.]

( Sözcük bilgisi/(b)ilimi. İLE/VE/||/<> Tümce/cümle bilgisi/(b)ilimi. )


- SARF-I NAZAR[Ar.] değil/yerine/= SAYILMASA DA, VAZGEÇİLSE DE


- SARGAÇ/KORSA/KORSE[Fr. < CORSET] ile KORSAJ[Fr. < CORSAGE]

( İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi. | Herhangi bir darbeden zarar görmemesi için boyna takılan, bel fıtığı gibi durumlarda gövdeyi düzgün tutmaya yarayan nesne. İLE Küçük, kısa sargaç. )


- SARGILI ile/değil SARILI


- SARHOŞ İKEN ile/değil SARHOŞ İSEN


- SARHOŞ[Fars. SER:Baş. + HOŞ] değil/yerine/= ESRİK/ESRÜK[dvnlgttrk]


- SARHOŞ ile KÖR KANDİL/GÖK KANDİL

( ... İLE Aşırı derecede sarhoş. )


- SARHOŞ[Fars. < SER-HOŞ] ile MASTOR/MASTUR

( ... İLE İleri derecede sarhoş. )


- SARHOŞLUK ile ZAFER SARHOŞLUĞU

( ... İLE En kötü sarhoşluk. )


- SARI "BULGUR" ile/değil/yerine DOĞAL BULGUR


- SARI KİRAZ ile/ve/||/<> PEMBE KİRAZ ile/ve/||/<> İTALYAN KİRAZ


- SARI MERCİMEK ile/değil SOYULMUŞ YEŞİL MERCİMEK


- SARI SALTUK = DERVİŞ SALTUK

( "Sarı" sözcüğü ve "kullanımı", başağın/buğdayın olgunlaşması ve rengiyle bağlantılandırılır. )


- SARI ile ERMİŞ/ERGİN


- SARİ ile SÂRİ

( Budist rahiplerin giydiği sarı renkli giysi. İLE Bulaşıcı sayrılık. )


- SAR'Î ile SARÎ' ile SÂRÎ[Ar. < SİRÂYET] ile SÂRÎ[Fars.] ile SARÎH[Ar. < SARÂHAT]

( Sar'a hastalığı ile ilgili. | Sar'alı. İLE Yere yığılmış sar'alı kişi. İLE Bulaşan/bulaşıcı. [İng. CONTAGIOUS, Fr. CONTAGIEUX] İLE Sürücü, süren. İLE Açık, meydanda. | Belirli. | Saf, halis. | Safkan Arap atı. )


- SARIGÜZEL CADDESİ değil/< SARIGÖREZ CADDESİ


- SARILMAK ile SARINMAK

( Sarma eyleminin yapılması. | Bir şeyin üzerine, bir ya da birkaç kez dolanmak. | Kollarını dolamak, kucaklamak. | Tüm gücü ile ele almak. | Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek. | Hemen yapmaya koyulmak, girişmek. İLE Kendi üstüne sarmak. )


- SARIMSAK ile KURTLUCA/SU SARIMSAĞI

( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarımsağı andıran, göl, akarsu kıyıları vb. nemli yerlerde yetişen bir bitki, meşecik, yer meşesi/palamudu/pelidi. | Lohusa otu. )


- SARIMSAK ile SARIMSAKOTU

( ... İLE Turpgillerden, beyaz, küçük çiçekli, ovulduğunda sarımsak kokusu veren bir bitki. )

( ... cum ALLIARIA OFFICINALIS )


- SARIMSAKTA:
YEŞİL FİLİZİ OLAN değil/yerine BEYAZ FİLİZİ OLAN


- SARIMSI = SARIMTIRAK

( Sarıya çalan/benzeyen. )


- SARIP SARMALAMAK / SARINIP SARMALANMAK


- SABIR/SARISABIR[Süryanice ŞABRÂ] ile SARISALKIM

( Zambakgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, yaprakları, oldukça yüksek bir sapın tepesinde, rozet biçiminde toplanmış bulunan bir süs bitkisi. | Bu bitkinin, etli ve kalın yapraklarından çıkarılan, kırmızımsı esmer renkli, tıpta ve boyacılıkta kullanılan bir madde. İLE Baklagillerden, salkım durumunda sarı çiçekleri bulunan, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç. )

( ŞİBÂRU[Akatça]: Sivri bir araç. İlâç olarak kullanılan bir bitki. )

( ALOES cum LABURNUM )


- ŞARK ile Şark

( Yön. İLE Özel ad, bölge adı. )


- SARKAÇ ile SARKIK ile SARKIL ile SARKINTI ile SARKIŞ ile SARKIT

( Durağan bir nokta çevresinde, ağırlığının etkisiyle salınım yapan, devingen katı nesne. İLE Aşağı doğru uzanmış, sölpük, salpa, gevşek. İLE Sarkaçla ilgili, devinimi, sarkaç devinimine benzeyen. İLE Aşağı doğru uzanan, sarkan şey. İLE Sarkma eylemi ya da biçimi. İLE Mağaraların tavanında oluşan, genel olarak koni biçiminde, kalker birikintisi, damlataş, istalaktit. )


- ŞARKI MEŞK ETMEK değil ŞARKI/YI İCRÂ ETMEK


- ŞARKI OKUMAK/SÖYLEMEK ile/yerine/değil ŞARKI İCRÂ ETMEK


- ŞARKÎ/ŞARKLI değil/yerine/= DOĞULU


- ŞARKI ile KANTO[İt. < CANTO]

( ... İLE Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri. | Bu gösteri sırasında söylenen şarkı. )


- ŞARKI ile ŞANSON

( ... İLE Hafif şarkı. )


- ŞARKI[< ŞARKÎ] ile/ve TÜRKÜ[< TÜRKÎ]

( Bestecisi bilinir. İLE/VE Bestecisi bilinmez. )

( YIR / IR: Ezgi, türkü, nağme. | Şiir. | Şarkı. )


- ŞARKILARINA EŞLİK ETMEK/EDİLMESİ ile/ve/||/<>/> ŞARKILARININ HEP BİRLİKTE SÖYLENMESİ


- ŞARKIYI ...:
BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< DUYMAMIŞ OLMAK


- ŞARLATAN[İt./Fr.] ile/ve/<> ŞAKLABAN

( Kendi bilgi ve niteliklerini ya da mallarını överek, çevresindekileri kandıran, dolandıran kişi. | Bilir geçinen kişi. İLE Şen, şakacı ve güldürücü kişi. | Dalkavuk. )


- SARMA ile SARMAL/YILANKAVİ/HELİSEL/HELEZONİ[Ar., Yun.] ile SARMAN ile SARMAŞAN/SARILGAN ile SARMAŞIK

( Sarma eylemi. | Saran, içine alan şey. | Yaprak ya da başka şeylerle, içlik malzeme konup sarılarak yapılan yemek. | Güreşçinin, kendi ayağını, arkasında bulunan rakibin ayağının iç tarafına sokup dolaması. | Sarılarak yapılan. İLE Sarmal biçiminde olan. İLE Azman, iri. | Sarı tüylü kedi. İLE Sarılgan. İLE Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan, küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. )


- SARMAŞ DOLAŞ (GEZMEK, YÜRÜMEK)


- SARMAŞIK ile ÇİTSARMAŞIĞI

( ... İLE Çitsarmaşığıgillerin örnek bitkisi olan, daha çok, tarla kenarlarında yetişen, beyaz çiçekli, sarılıcı, otsu bitki. )

( ... cum CONVOLVULUS ARVENSE )


- SARMAŞIK ile JAPONSARMAŞIĞI

( Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. İLE Asmagillerden, ana vatanı Çin ve Japonya olan, sülüklerinin ucu duvarlara tutunmak için genellikle daire biçiminde genişlemiş olan, sarılcı süs bitkisi. )

( HEDERA HELIX cum AMPELOPSIS JAPONICA )


- SARMAŞIK ile SARILGAN

( ... İLE Sapı yakınındaki başka bitkilere ya da başka şeylere sarılıp yükselen, otsu ya da odunsu bitki. )


- SARMAŞIK ile/değil SARMAL


- SARMAŞIK ile SARMAŞIK İNCİRİ


- SARRÂF ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHHÂF


- SARSIM ile SARSINTI

( Sarsma eylemi. | Gök nesnelerinin[cirim], genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık. İLE Birden sallanma, sarsılma. | Titreme. | Deprem. | Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. | Bir kurum ya da kuruluşun dengesini etkileyen bozukluk. | Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü. )


- ŞART ile/ve/<> ŞATR

( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )


- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART


- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF


- ŞART-I İNFİSÂHÎ ile/ve ŞART-TÂLİKÎ

( Bozucu şart. [Evimi eşime bağışlarım fakat benden önce ölürse ev benimdir.] İLE/VE Belirli bir zamana/koşula bağlı şart. [Eğer sınıfı geçersen bisiklet alırım.] )


- KOŞULLARDA:
HAKİKÎ ile/ve/||/<> CALÎ ile/ve/||/<> İLLET HÜKMÜNDE ile/ve/||/<> SEBEP HÜKMÜNDE


- ŞARTSIZ-ŞURTSUZ (KABUL ETMEK, ÖNE SÜRMEK)


- ŞARZ değil ŞARJ


- ŞAŞA ile ŞATAFAT


- ŞÂŞAA/LI["ŞAŞALI" değil!] değil/yerine/= GÖRKEM | PARILTI, PARLAKLIK


- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR

( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )

( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )

( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )


- ŞASE[Fr. SACHET] ile ŞASİ[Fr. CHÂSSIS]

( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. İLE Motorlu kara taşıtlarının iskelet bölümü. | Fotoğrafçılıkta içine duyarlı bir cam ya da kâğıt konulan, yassı, ışık geçirmez kutu. | Yapı işlerinde sürme çerçeve. )


- ŞAŞI/LIK ile/değil ŞAŞIL/ŞEHLÂ

( Birbirine paralel görme ekseni olmayan (göz ya da kişi.) | Gözlerini çarpıtarak. İLE Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı göz. )

( AHVEL ile/değil ... )

( LÛC ile/değil ... )

( [not] GOGGLE/CROSS-EYE/SQUINT vs./and/but ... )


- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/> SUSKUN/LUK / SUSMA


- ŞAŞMAK/ŞAŞALAMAK ile ŞAŞIRMAK

( Şaşan ve şaşıran kişi, bilmediğini bilen kişidir. )


- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK


- SASTRA(/ŞASTRA) ile ...

( Kutsal belge ya da sutraların yorumu. (Şerh) )


- ŞÂT[Ar.] ile ŞAT/ŞATT[Ar. çoğ. ŞUTÛT] ile ŞATH[Ar.] ile ŞAT[Fr. CHATTE]

( Koyun. İLE Büyük ırmak. İLE Ciddi bir hissi ya da düşünceyi mizahî bir edayla anlatan şiir. İLE Sığ sularda, ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz, bir çeşit tekne. )


- SATEN ile/değil ZÂT-EN


- SATH ile/||/<> SATH MÜSTEVÎ

( Yüzey. | İki boyutluların yüzeyi. İLE/||/<> Düzlemsel yüzey. )


- SATHEN[Ar.] ile SATHÎ[Ar.]

( Dıştan, dış yüzden. İLE Dış yüzeyle ilgili. | [matematikte] Yüzeysel. [İng. SUPERFICIAL, Fr. SUPERFICIEL] | Üstünkörü. )


- ŞATHİYAT ile ŞATHİYE

( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum yapıt. | Tasavvuf konularını mizahlı bir biçimde işleyen, coşku hâlinde söylenen bir şiir türü. )


- ŞATHİYE[Ar.] ile ŞÂTIİYE[Ar.]

( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Uzunbacaklılar.[Fr. ECHASSIERS] )


- SATI ile SATIH[Ar.]

( Satmak, satış. İLE Yüz, yüzey. )


- SATIH/SATHİ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEY/SEL


- SATIP SAVMAK


- ŞÂTIR[Ar. < ŞETÂRET | çoğ. ŞUTTÂR] ile ŞÂTR[Fars.]

( Neşeli, zevkli, şen, şenlik. | Büyük bir kişinin atı yanında gitmekle görevli ağa. | Tören ve alaylarda, sultanın, vezirin yanında yürüyen görevliler. İLE Yarı, yarım. | Bölüm, parça, kısım. | Dize/mısra. )


- SATIR[Ar.] değil/yerine/= DİZEK/ÇİZEK


- ŞATIR ile/||/<> RİKABDAR

( Tören ve alaylarda Sultan'ın, Vezir'in yanında yürüyen görevliler. İLE/||/<> Sultan'ın ata binerken üzengisini tutan görevli. )


- SATIR ile/ve SADIR


- SATIR'DAN ile/ve/yerine SADIR'DAN (OKUMAK/KONUŞMAK)


- SATIRSONU ile SATIRBAŞI


- SATIŞ/SATIM ile SATIN (ALMAK)

( Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın, alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir eder alınması yoluyla yapılan işlem, satma eylemi. İLE Ederini vererek bir şey almak. )


- SATIŞ VAADİ değil/yerine/= SATIŞ ÜSTLENİMİ


- SATRANÇ TAHTASINDA:
AK TAŞLAR ile/ve/<>/>< KARA TAŞLAR

( a1 ile başlar. İLE/VE/<>/>< h8 ile başlar. )


- SATRANÇ TAŞLARININ HAMLE HARFLERİ/KODLARI:
Ş | V | K | F | A ile/ve/||/<> K | Q | R | B | N

( Ş[ah] | V[ezir] | K[ale] | F[il] | A[t]
ile/ve/||/<>
K[ing] | Q[ueen] | R[ook] | B[ishop] | [K]N[ight] )

( PİYON: simgesizdir/harf karşılığı yoktur
X: Alış.
o - o: Küçük rok.
o - o - o: Büyük rok.
ŞAH ÇEKME: +
ŞAH - MAT: #
)

( Türkçe'de. İLE/VE/||/<> İngilizce'de. )


- SATRANÇ ile ÂRİFLERİN SATRANCI/YILANLI DAMA

( ... İLE Mat yoktur. )

(

)

( )


- SATRANÇ ile BİSÂT-I SATRANÇ

( Satranç tahtası. )


- SATRANÇ = CHESS[İng.] = ÉCHESS[Fr.] = SCHACH[Alm.] = SCACCHI[İt.] = AJEDREZ[İsp.]


- SATRANÇ ile ŞATRANÇ


- S.A.V. değil/yerine/= S.A.S.


- SAV ile/||/<> SAVA

( Haber. İLE/||/<> Havadis. )


- SAV/İDDİAYA KARŞI, KANIT ORTAYA KOYMA SORUMLULUĞU:
GÜMRÜKTE ve/||/<> KİŞİ(İNSAN) HAKLARINDA ve/||/<> KİŞİSEL VERİ İŞLEMEDE

( Kişiye aittir.[Bunların dışındakilerde, "sav/iddia" sahibinindir.] )


- SAVAB - HATA ile SEVAP - GÜNAH


- SAVÂB[Ar.] ile SEVÂB[Ar.] ile SEVVÂB[Ar.] ile SAVB[Ar.]

( Doğruluk, dürüstlük. Doğru hareket/davranış/düşünce. | Doğru, dürüst. İLE Ödüllendirilen hareket/davranış/tutum. | Hayırlı hareket, hayır işleme. İLE Elbiseci. İLE Yön/cihet, taraf. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA

( POLEMOS ile STAZIS )


- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş


- SAVAŞ değil/yerine/>< SANAT


- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM


- [ne yazık ki]
SAVAŞTAN GERİYE KALANLAR:
ÖLÜLER "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> YAS TUTANLAR "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> HIRSIZLAR "ORDUSU"


- SAVCI/LIK ile GENEL SORGU SAVCI/LIĞI


- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"(HERHANGİ) (BİR) ZANLI YAKALAMAK" değil (İLGİLİ/KANITLI) ZANLIYI YAKALAMAK


- ŞAVK/ŞEVK[Ar.] değil/yerine/= IŞIK


- SAVM ile/ve ZÜHD


- SAVM-I DÂVÛD ile ...

( BİR GÜN ORUŞ TUTMAK, BİR GÜN TUTMAMAK )


- SAVRUK ile SAVSAK

( Aklını işine vermeyen, dikkatsiz. | Düzensiz, dağınık. İLE İşlerine önem vermeyip onları gelişigüzel yapıveren ya da daha sonraya bırakan. )


- SAVSAKLAMA ile/ve/<> SALLAMA


- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]

( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )


- SAVT[Ar.] ile SAVT[Ar.] ile ŞAVT[Ar.]

( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE Kamçı, kırbaç. İLE Tavafta, her dönüşün adı. )


- SAVT[Ar.] ile SIYÂH[Ar.]


- SAVUNMA HAKKI ile/ve/||/<> KENDİNİ İFADE ETME HAKKI


- SAVUNMA İÇİN BAHANE (BULMAK) ile/yerine/değil ŞÜKÜR İÇİN BAHANE (ARAMAK/BULMAK)

( Bulmak için değil, kaybetmek için arıyoruz. )

( Her mazharata bir mazeret bulunur. )

( [not] EXCUSE FOR DEFENSE vs./but EXCUSE FOR GRATITUDE
EXCUSE FOR GRATITUDE instead of EXCUSE FOR DEFENSE )


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine ARKASINDA/ARDINDA DURMA


- SAVUNMA ile CAHİLLERİN "SAVUNMASI"

( Konu/olgu çerçevesinde kalarak geçerli dayanakçaları öne sürme çabası ve hakkı. İLE Konuyu/olguyu değerlendirmek yerine ya kendilerini savunurlar ya da kişileri örnek gösterir ve saldırırlar. )

( Duygular, bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )

( DEFENCE vs. DEFENCE OF IGNORANTS )


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA


- SAVUNMAK ile KORU(N)MAK

( TO DEFEND vs. TO (GET) SAVE )


- SAVUNUCU YAKLAŞIM/AÇIKLAMA ile/değil/yerine İKİNCİL/ALTERNATİF YAKLAŞIM/AÇIKLAMA


- SAVURGAN/LIK ile/değil/yerine/>< SADÂKAT


- SAVURMAK ile SALLAMAK


- SAVURMAK ile/değil/yerine/>< SAVUNMAK


- SAVUŞMA/CIZLAM[argo] ile SIVIŞMA

( Kaçma. İLE Ortadan kaybolma. )


- SA'Y/SA'Y Ü GAYRET ile ...

( ÇALIŞMA, ÇABALAMA, GAYRET, EMEK | GEÇİNMEK İÇİN İŞ İŞLEME )


- SAY ile/||/<> SAYA

( Düz tabaka biçiminde ince, yassı taş, çakıl. İLE/||/<> Yumuşak taş. )


- SAYDAM ile YARI SAYDAM

( TRANSPARENT vs. TRANSLUCENT )


- SAYDAM ile YARISAYDAM

( İçinden, ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan cisim. | Açık seçik, belirgin. İLE Işığı geçiren fakat arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimini belirgin olarak göstermeyen nesne. )


- SAYDIRMAK ile/ve/||/<>/> SALDIRMAK


- SÂYE[Fars.] ile SÂYEBÂN[Fars.]

( Gölge. | Koruma, sahip çıkma. | Yardım. İLE Gölgelik. )


- SAYFA[Ar. < SAHİFE] ile/ve/değil/||/<>/< YAPRAK

( PAGE vs. PAPER )


- SAYGI DUYMAK ile/ve/değil/<> SAYGILI OLMAK, SAYGI GÖSTERMEK

( İçsel. İLE/VE/DEĞİL/<> Dışsal. )

( Saygı duymak zorunda değilsinizdir fakat saygılı olmak zorundasınızdır. )

( [not] TO RESPECT vs./and/but/<> TO SHOW RESPECT, TO BEHAVE RESPECTFULLY
[not] Inner. WITH/AND/BUT/<> Outer/exterior.
You don't have to respect but you have to behave respectful. )


- SAYGI "DUYMAMIZ" GEREK/LÂZIM değil "SAYGI GÖSTERMEMİZ GEREK/LÂZIM"


- SAYGI (GÖSTERMEK) ile/ve/||/<>/> ANLAYIŞ (GÖSTERMEK)


- SAYGI GÖSTERMEK ve/<> SAYGI AŞILAMAK


- SAYGI ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Geçmiş için. VE/||/<> Gelecek için. )


- SAYGI ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR

( [çoğu kişiye] Sonsuz olmalı. İLE/VE/<> Sınırlı olmalı! )

( RESPECT vs./and/<> PATIENCE )


- SAYGI ile/ve/<> EDEB

( ... ile/ve/<> HUMANITAS )

( RESPECT vs./and/<> PERTINENCE )


- SAYGI = HÜRMET = RESPECT[İng., Fr.] = ACHTUNG[Alm.] = RESPECTO[İsp.]


- SAYGI ile/ve/< ÖZSAYGI

( HÜRMET ile/ve/< EDEB )

( HÜRMET ile/ve/< İZZET-İ NEFS )


- SAYGI ile/ve/||/<>/> YÜKSEK SAYGI/TAZİMAT[Ar.]


- SAYGILI ile SAYGIN

( Kişinin, başkalarına gösterdiği tutum dolayısıyla. İLE Başkalarının, kişiye gösterdiği tutum dolayısıyla. )


- SAYGINLIK/PRESTİJ[Fr.,İng. < PRESTIGE] ile GÖSTERİŞ

( ... ile NÜMÂYİŞ )

( ... ile AFİLİ[Gösterişli, çalımlı.] )


- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)


- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine (FAZLA/AŞIRI/AYKIRI) RAHATLIK


- SAYI DÜZENLERİNDE:
10 TABANLI ile/ve 12 TABANLI ile/ve 60 TABANLI ile/ve 150 TABANLI


- ŞÂYİ'[< ŞÜYÛ] ile ŞÂYİA

( Duyulmuş, herkesçe bilinmiş. Belirli olan, duyulan. | Bölüşülmemiş ortak hisse. | Bir şeyin her noktasıyla ilgili bulunan. İLE Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu. )


- SAYI = ADET = NUMBER[İng.] = NOMBRE[Fr.] = ZAHL[Alm.] = NUMERUS[Lat.] = ARITHMOS[Yun.] = NUMERO[İsp.]


- SAYI ile/ve/||/<>/> NARSİSİST SAYI/ARMSTRONG SAYISI/MÜKEMMEL KUVVETLİ SAYI

(

Bir sayının basamaklarının her birinin, toplam basamak sayısı kadar üssü alınıp toplandığında yine aynı sayıyı vermesi durumu.

Matematiksel Açıklama

Bir n basamaklı X sayısı için:

X = d1 + d2 + ... + dn

biçimindeki denklem sağlanıyorsa X bir narsisist sayıdır.

Örnekler

  • 153 sayısı:
  • 13 + 53 + 33 = 1 + 125 + 27 = 153
  • 9474 sayısı:
  • 94 + 44 + 74 + 44 = 6561 + 256 + 2401 + 256 = 9474

Bu tür sayılar, belirli bir düzende ortaya çıkmaz ve genellikle belirli bir aralıkta bulunmaları için özel algoritmalar kullanılır.

)


- SAYI ile TAM SAYI ile ASAL SAYI

( Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet. | Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha. | Bir spor karşılaşmasında, taraflardan her birinin başarı derecesini gösteren nicelik, skor. İLE Bir bütünü oluşturan tekler için kararlaşmış bulunan sayı, aded-i mürettep. | Kesirsiz sayı. )


- SAYI/LABİLEN ile/ve/||/<> ÖLÇÜ/LEBİLEN


- SAYILABİLİR SONSUZ/LUK ile/ve SAYILAMAZ SONSUZ/LUK

( Tam sayılar kümesidir. [Tam sayıların sonu yoktur. Herhangi bir tam sayıya, 1 eklerseniz, yeni ve daha büyük bir tam sayı elde edersiniz.] İLE/VE Sayılamaz sonsuz sayılara "irrasyonel" sayılar denilir. Herhangi iki tam sayının bölümü olarak ifade edilemezler. [Bu tür sonsuzluğa örnekler, Pi sayısı[3.141592654...] ve e sayısı[2.718281828...] olabilir.] [Doğa ve evren ile ilgili matematik modellerde sabit olan sayılar, e ve Pi sayılarını içerdiklerinden, evrende ve öznede, sayılamaz bir sonsuzluk bulunduğunu gözönünde bulundurmak zorundayız.] )

( "Sonlu Ötesi Sayılar (Alef Sayıları)" adlı yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SAYILABİLİR/SAYILAMAZ SONSUZLUK ile/ve/<> NOKTASAL SONSUZLUK

( ... İLE/VE/<> Bu sonsuzluk türü, hem geometrik, hem de aritmetik olması bakımından, doğrudan doğa ile ilgilidir. Bu tür sonsuzluğa "singülarite" denilmektedir. [Doğada bir merkeze doğru odaklanan -anafor adını verdiğimiz- sudaki ve hortum denilen havadaki noktasal sonsuzluklar buna örnek gösterilebilirler.] )


- SAYIM/TÂDÂT[Ar.] ile SAYIMLAMA/SAYIMBİLİM/İSTATİSTİK ile SAYIŞ ile SAYIŞMA

( Sayma eylemi. İLE Bir dizi olayın ya da sayı ile gösterilen olguların, yöntemli öbekleştirilmesine dayanan ve ilkelerini, olasılık kuramlarından alan, matematiğin uygulamalı dalı. İLE Sayma eylemi ya da biçimi. İLE Takas. | Çocuk oyunlarında, sayı sayarak, ebeyi belirleme. )


- SAYIN APARTMAN YÖNETİCİLİĞİ değil SAYIN APARTMAN YÖNETİCİSİ/YÖNETİMİ


- SAYININ:
KATI ile/değil KARESİ/KÜPÜ ile/değil ÜSTÜ(/ÜSSÜ)

( 2x2 İLE/DEĞİL 2²/³ İLE/DEĞİL 24/5/6/...~ )


- SAYISIZ:
KONUŞMALAR değil KONUŞMA


- SAYRI/HASTA/HİPOKONDRİAK ile/değil SAYRIMSAK

( ... İLE/DEĞİL Gerçekte sayrı olmadığı halde, kendini sayrı gösteren/sanan. )


- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK

( DISEASE vs./and ENDEMIC )


- SAZ ŞAİRİ/ŞAİRLİĞİ değil/yerine/= KOŞUKÇU/LUK


- SAZ ile DRABUT SAZI

( ... İLE Sadece Amasya'ya özgü bir sazdır. )


- SAZ ile KOPUZ/KHUMUZ(TAMUR, PANDUR)

( ... İLE Ozanların çaldığı telli Türk sazı. )


- SÂZ[Fars.] ile -SÂZ[Fars.]

( Çalgı. | Araç, aygıt, âlet. | Silah. | At takımı. | Sıra, düzen. | Kuvvet, kudret. | Öğrenme. | Ustalık. | Hile. | Eş, benzer. | Çıkar/menfaat. İLE "Yapan, uyduran, düzen" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar [ÇÂRE-SÂZ: Çare bulan. | HÂTIR-SÂZ: Hatır, gönül yapıcı.]. )


- SÂZENDE ile/ve HÂNENDE[Fars.] ile/ve RAKKÂSE

( Enstrüman çalan. İLE/VE Musikî icra eden. İLE/VE Semâ eden. )


- SAZ/GİTAR VB. ÇALMADA:
ALTTAN ÇIRPMA ile/ve/değil/||/<> ÜSTTEN ÇIRPMA


- Sb ile Sc ile Se

( Antimon'un simgesi. İLE Skandiyum'un simgesi. İLE Selenyum'un simgesi. )


- -SCHESIS ile/||/<> -SCHISIS/SCHISTO- ile/||/<> FLUX- ile/||/<> ISCH-/ISCHO-

( Süpresyon, denetim, birikim, akışın önlenmesi. İLE/||/<> Yırtık, dalak, fissür, yapışıklıkların önlenmesi. İLE/||/<> Akış. İLE/||/<> Denetim, eksiklik, durdurma, baskı altına alma. )


- SCIENCE ile PSEUDO SCIENCE


- SCOTO- ile/||/<> SKİA- ile/||/<> NOCT-/NOCTİ-/NYCT-/NYCTİ-/NYCTO-

( Karanlık. İLE/||/<> Gölge. İLE/||/<> Gece. )


- SDK değil STK

( "Sivil Devlet Kuruluşu" DEĞİL Sivil Toplum Kuruluşu )


- ŞE / BİŞEY/BİŞE/BİŞİ/BİŞİY değil ŞEY / BİR ŞEY


- SEANS/SESSION[İng.] değil/yerine/= OTURUM


- SEARCH ENGINE OPTIMIZATION(SEO) ile/ve/||/<> SEARCH ENGINE MARKETING(SEM)


- SEB/SEBB[Ar.] ile SEB'[Ar.]

( Sövme, sövüp sayma. İLE Yedi/7. )


- SEB'A[Ar.] ile Sebâ[Ar.] ile SEBBÂH[Ar. < SİBÂHAT]

( Yedi/7. İLE Hz. Süleyman'ın eşi/zevcesi Belkîs'in, Yemen'de, hükmü altında bulundurduğu mâmur olan şehri. İLE Suda yüzen, yüzücü. | Yüzgeç. )


- ŞEB'ÂN[Ar. < ŞİB | çoğ. ŞİBÂ'] ile ŞEBÂN[Fars.]

( Tok, doymuş. [Fars. SÎR] İLE Geceler. )


- ŞEBB[Ar.] ile ŞEB[Ar.]

( Şap. İLE Gece. )


- SEBB[Ar.] ile ŞETM[Ar.]


- SEBEB:
HAFİF ile/ve/<> SAKÎL

( Kapalı hece. İLE/VE/<> Açık hece. )

( Harfin 1.'si harekeli, 2.'si sakîl ise. İLE/VE/<> 2 harekeli harf. )


- SEBEB[Ar.] ile ÂLET[Ar.]


- SEBEB ile/ve/<> MÜSEBBİB-ÜL ESBÂB


- SEBEB ile/ve/<> VETED ile/ve/<> FÂSILA

( İp. İLE/VE/<> Kazık. İLE/VE/<> İp ile kazıkların arası.
[Çadır terimlerinden.] )

( 2 harf. İLE/VE/<> 3 harf. İLE/VE/<> 4 harf ve fazlası. )


- SEBEP ile İLLET


- SEBEP ile MENŞE


- SEBEP ile NEDEN

( REASON vs. REASON )


- SEBEP ile SEBEB-İ HİKMET


- SEBÎ[Ar. çoğ. SEBÂYÂ] ile SEB'Î[Ar.]

( Savaşta esir düşen. İLE Yedi sayısıyla ilgili olan. | Yedi günde bir gelen sıtma. )


- SEBİL ile/ve SERSEBİL

( ... İLE/VE Sadece su akıtılır. [Sadece suyun sesini dinlemek ve konuşulanların duyulmamasını sağlamak için] )

( Kutsal günlerde, karşılık beklemeden, hayır için dağıtılan içme suyu. | Genellikle camilere bitişik, özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden, hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı. | Meyankökü şerbetini, bir hayır için dağıtma. | Büyük cadde. İLE Tatlı ve hafif su. | Cennette, bir çeşmenin adı. )


- SEBİL/HANE ve SIBYAN MEKTEBİ

( Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu. | Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı. | Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma. İLE Küçük çocukların okuma yazma ve Kur'ân okumayı öğrendiği okul. )


- SEBT GÜNÜ:
DİNLENME GÜNÜ değil/yerine DİNGİNLİK/DÖNÜŞÜM GÜNÜ

( YEVM-İ SEBT[Ar.]: Cumartesi günü. )


- SEBÛ'[çoğ. SİBÂ'] ile SEBÛ[Fars.] ile SEBÛH[Ar. < SİBH]

( Yırtıcı hayvan. İLE Testi. | Şarap kabı. İLE Yüzgeç. )


- SEBZE/SEBZEVAT/ZERZEVAT değil/yerine/= GÖVERİ/GÖVERTİ/GÖVLÜK/YEŞERTİ/YEŞİLLİK


- SEBZELER:
TOPRAK ALTINDAKİLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TOPRAK ÜSTÜNDEKİLER

( [beslenmemizin] %25'inde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< %75'inde. )


- SEBZELERDE:
EN DAYANIKLILAR ile EN DAYANAKSIZLAR, EN KOLAY/HIZLI ÇÜRÜYENLER

( Pancar, havuç, soğan. İLE Kuşkonmaz, Brokoli, Mısır. )


- ŞEC ile ŞECC

( ... İLE Geminin, denizi yararak yol alması. )


- ŞECÂAT[Ar.] ile ŞECCÂT[Ar. < ŞECCE]

( Haksızlığa karşı olan öfke. | Yiğitlik, yüreklilik. İLE Başta ve yüzde oluşturulan yaralar. )


- SECÂVEND[Fars.] ile ...

( Kur'ân-ı anlama uygun doğru okumak için konulan işaret/ler. )


- ŞECERE[Ar. çoğ. ŞECERÂT] ile ŞECÎR[Ar.]

( Soyağacı. | Atların soyunun yazılı olduğu çizelge. | Küçük ağaç, tek bir ağaç. | Olgun insan./İnsan-ı Kâmil. İLE Kısa, küçük ağaç. )


- ŞECERE[Ar.]["SECERE" değil!]/PEDIGRI/PEDIGREE[İng.] değil/yerine/= SOYAĞACI/SOYKÜTÜĞÜ


- ŞECERE-İ TÛBA/İLLİYÎN ile ŞECERE-İ ZAKKUM/SİCCÎN


- SEÇİM MALZEMESİ ile/ve/değil/||/<> SEÇİM FIRSATI


- SEÇME ... ile/değil SEÇMELİ ...


- -SECT ile/||/<> TME- ile/||/<> -TOME ile/||/<> -TOMY

( Kesmek. İLE/||/<> Kesmek. İLE/||/<> Kesici araç, kesilen bölüm, kesi. İLE/||/<> Kesme işlemi. )


- SEDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ-Yİ PESÎN

( İnsan sesi. İLE/VE/||/<>/> En son sedâ/selen. )


- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA


- SEDASYON/SEDATION[İng.] değil/yerine/= SAKINLEŞTİRME


- SEDATİF/SEDATIVE[İng.] değil/yerine/= SAKINLEŞTİRICİ


- SEDEF KABUKLULAR ile SERT KABUKLULAR

( Salyangoz, istiridye gibi. İLE Kitin kaplı böcekler. [Hamam böceği, bok böceği gibi.] )


- SEDÎD[Ar. < SEDÂD] ile SEDÎD[Ar.] ile ŞEDÎD[Ar.]

( Doğru, hak. İLE [anatomide] Kapak. İLE Yeğin, şiddetli. )


- SEDÎL[Ar. çoğ. SEDÂİL] ile SEDÎR[Ar. < SADR]

( Askı, perde, zar, örtü. İLE Odanın baş tarafına konulan döşenmiş kerevet. | Karyola. )


- SEDİR[Fr. < CEDRE] ile AKSEDİR

( Kozaklılardan, çiçekleri sarı ya da açık yeşil renkli, boyu 40 metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı. İLE Kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahverengi öz odunlu olan bir ağaç. )

( CEDRUS cum THUYA OCCIDENTALIST )


- SEDİR ile SEKİ


- SEFÂ ile/ve/||/<>/&gt;&lt;/< CEFÂ/ÜZGÜ

( Vefâ yoktur. İLE/VE/||/<>/< Bekâ yoktur. )

( Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. | Eğlence, zevk, neşe. İLE/VE/||/<>/< Büyük sıkıntı, eziyet. )

( (")Saçın uzamasına.(") İLE/VE/||/<>/>


- SEFÂ ve/||/<>/> SEFÂLET


- SEFÂLET ile/ve/değil İÇ SEFÂLET


- SEFER ile/ve SEFERÂN

( Arabî ayların ikincisi.[yılbaşının Muharrem olması itibariyle] İLE Muharrem ve Sefer ayları. )


- SEFERBER/LİK değil/yerine/= ELBİR/LİK

Bugün[25 Ekim 2025]
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(74/94)