İlk ve Son Yazaç/Sözcük Değişken'leri olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 23.129 başlık/FaRk ile birlikte,
23.129 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(3/94)
- ADİNAMİ[Fr.]/ADYNAMIA[İng.] değil/yerine/= KAS ZAYIFLIĞI/GÜÇSÜZLÜK
- ADINI:
"BAHŞ ETMEK" ile/ve/||/<> "BAĞIŞLAMAK"
- ADINI BİLMEK ile TADINI BİLMEK
( Haberdar olmak. İLE Deneyimlemiş olmak. )
( İLM el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN )
- ADİPOSİR[Fr.] ile ADİPOZ[Fr.]
( Kadavraların çürümesi sırasında lipitlerin bozulması sonucu ortaya çıkan amonyaklı sabun. İLE Yağ dokusu. | Göze dokusunun aşırı yağ yüklenmesiyle belirgin sayrılıklı durum. )
- ADİPOZ ile/||/<> ADİPOZ DOKU
( Yağlı. İLE/||/<> Yağ dokusu. )
- ADİSYON ile/||/<> ADJUVAN ile/||/<> ADNEKS
( Ek, ekleme, katma. İLE/||/<> Ek, tamamlayıcı, artırıcı, yardımcı. İLE/||/<> Ekler. )
- ADİSYON[Fr./İng. ADDITION] değil/yerine/= TOPLAMA | HESAP FİŞİ/PUSULASI
- ADİTİF ETKİ değil/yerine/= KATMA ETKİ
- ADL ETMEK değil ADDETMEK[Ar.]
( ... DEĞİL Saymak. | Îtibâr etmek. )
( ADD: Sayma, sayılma. | Îtibâr etme, edilme. )
- ADL[Ar.] ile IDL[Ar.]
- ADLÎ TATİL SÜRESİNCE:
AVRUPA'DA ile/>< TÜRKİYE'DE
( [Süreler] İşler. İLE/>< İşlemez. )
- YARGI:
ADLÎ ile/ve/||/<> İDÂRÎ ile/ve/||/<> ASKERÎ
( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> 2017'de kaldırılmıştır. )
- ADOBE PHOTOSHOP ile/ve/<> ADOBE ILLUSTRATOR
( )
- ADOLESANS/ADÖLESANS ile/||/<> ADOLESAN/ADÖLESAN
( Ergenlik. İLE/||/<> Ergen. )
- ADRENAL ile/ve/||/<> ADRENAL BEZLER ile/ve/||/<> ADRENALİN/EPİNEFRİN ile/ve/||/<> ADRENOKORTİKOTROPİK HORMON[ACTH]
( Böbrek üstü bezi. İLE/VE/||/<> Böbreklerin üzerinde yer alan, üçgen biçimine benzer bir çift endokrin bezi. İLE/VE/||/<> Adrenal bezlerin ürettiği hormon. [Korku ve kaçış anlarında kana bol oranda karışır.] İLE/VE/||/<> Hipofiz bezinin ön lob tarafında üretilen polipeptit yapıda olan bir hormon.[Adrenal bezlerin dış bölgesinin etkinliğini düzenleyen bir polipeptit hormon.][Hipofiz tarafından salgılanması, hipotalamus tarafından atılan başka bir polipeptit olan, "kortikotropin salan hormon(CRH)" tarafından düzenlenir.] )
- ADRENALİN ile/ve/||/<>/> ADRENOKROM
( ... İLE/VE/||/<>/> Gövdede salgılanan adrenalinin oksitlenmiş durumu. [Kimyasal bir uyuşturucu. Gövde, bu kimyasalı korku ya da heyecan sırasında gerçekleşen adrenalin patlaması ile salgılar.] )
- ADRENALİN[İt./Fr. ADRENALINE]/EPİNEFRİN ile/değil/yerine ENDORFİN
( Hekimlikte damarları daraltma, bronşları açma, kanamaları kesme vb. amaçlarla kullanılan, kan şekerinin yükselmesine yol açan böbrek üstü bezlerinin salgısı. İLE/DEĞİL/YERİNE Mutluluk salgısı/hormonu. )
( Hekimlikte damarları daraltma, bronşları açma, kanamaları kesme vb. amaçlarla kullanılan, kan şekerinin yükselmesine yol açan böbrek üstü bezlerinin salgısı. İLE/DEĞİL/YERİNE Mutluluk salgısı/hormonu. )
- ADRES[İng. ADDRESS] değil/yerine/= BULUNAK
- ADSIZ NARKOTİKLER değil ADSIZ NARKOTİK (ARKADAŞ BİRLİĞİ)
( Adsız Narkotik Arkadaşlık Birliği Tel.: 536. 341 01 89 )
- ADUD[Ar.] ile ADÛD[Ar.]
( Kol, pazı. | Yardımcı, arka. İLE Isırımlı, bir lokma. | Acıklı, ıstırap verici. | Zâlim. )
- ADVERS ile/||/<> ADVERS ETKİ
( Yan, istenmeyen, ters. İLE/||/<> Yan etki. )
- ADVICE vs. ADVISE vs. OFFER vs. PROPOSE vs. RECOMMEND vs. SUGGEST
- AER-/AERO- ile/||/<> ETH- ile/||/<> PHYSO- ile/||/<> PNEUM-/PNEUMA-/PNEUMAT-/PNEUMATO- ile/||/<> PNE-/-PNEA/PNEO-/-PNOEA ile/||/<> LARYNG-/LARYNGO- ile/||/<> PNEUMO-/PNEUMON-/PNEUMONO-
( Hava, havayla/gazla ilgili, gaz. İLE/||/<> Hava. İLE/||/<> Gaz ya da hava bulunması. İLE/||/<> Hava, yel, solunumla ilgili, bir bölümde hava ya da gaz olması. İLE/||/<> Solunum, belirli tipte solunumla ilgili. İLE/||/<> Soluk borusu ile ilgili, larinks. İLE/||/<> Akciğer, hava ya da solunumla ilgili. )
- AERO/AIR CHAMBER ile/||/<> AEROB ile/||/<> AEROBİK ile/||/<> AEROFİL ile/||/<> AEROSOL ile/||/<> AEROTERAPİ ile/||/<> AİR-BORN[E]
( Hava kutusu. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Havacıl, oksijenli. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Püskürtü, [havada] asıltı. İLE/||/<> Hava sağaltımı. İLE/||/<> Havayla bulaşan, havadan bulaşan. )
- AEROBİ[Fr.] ile AERODİN[Fr.] ile AERODİNAMİK[Fr.]
( Hava ya da oksijen bulunan yerlerde gelişebilen mikro organizma. İLE Aerodinamik güçlerle havada tutulan her türlü uçar araç. İLE Gazların devinimini inceleyen fizik dalı. )
- AEROBİK ile/||/<> AEROFAJİ ile/||/<> AEROP ile/||/<> AEROSOL
( Havacıl. İLE/||/<> Hava yutma. İLE/||/<> Havacıl, havasever. İLE/||/<> Püskürtü. )
- AEROGLİSÖR[Fr.] değil/yerine/= HAVA YASTIKLI KARA YA DA DENİZ TAŞITI
- AEROGRAF[Fr.] İLE AEROGRAFİ[Yun.]
( Hava basınçlı boya püskürtme tabancası. İLE Basınç, nem ve sıcaklık gibi olguların özelliklerini inceleyen bilim dalı. )
- AEROLİK[Fr.] ile AEROLİT[Fr.]
( Sıkıştırılmış havanın borulardaki akışını inceleyen bilim dalı. İLE Özellikle silikattan oluşmuş bir tür göktaşı. )
- AEROLOJİ[Fr.] ile AEROLOJİK[Fr.]
( Yeryüzü engebelerinin etkisi dışındaki atmosferi inceleyen bilim dalı. İLE Atmosfer koşulları ile ilgili. )
- AEROMETRE[Yun.] ile AERONOMİ[Fr.]
( Hava ölçer. İLE Gezegenlerin atmosfer özelliklerini koşullandıran fiziksel ve kimyasal olayları incleyen bilim dalı. )
- AEROSİT[Yun.] ile AKONDRİT[Fr.]
( Göktaşı. İLE Kumsuz göktaşı. )
- AEROTERAPİ[Fr.] ile AEROTERMOTERAPİ[Fr.]
( Hava ile sağaltım, hava kürü. İLE Gövdeye sıcak hava gönderilerek yapılan sağaltım. )
- AFAK[Fr.] ile/ve/||/<>/> AFAKİ[Fr.]
( Göz merceği olmayan göz. İLE/VE/||/<>/> Göz merceği yokluğu. )
- AFAKAN değil HAFAKAN
( ... DEĞİL Istırap, sıkıntı. | Mustarip olmak ve deprenmek. | Yürek oynaması. )
- AFALAMAK değil AFALLAMAK
- AFAZİ ile AFONİ
( Söz yitimi. İLE Ses yitimi. )
- AFEDERSİN ile/||/<> AFFEDERSİN
- AFEKT/AFFECT[İng.] değil/yerine/= DUYGULANIM
- AFEREZ:
UYGULANAN KİŞİYE GÖRE
ile/||/<>
AYRIŞTIRILAN KAN BİLEŞENİNE GÖRE
( Uygulanan kişiye göre...
Tedavi edici. VE Bağışçı aferezi.
[Eğer bir hastalığı düzeltmek için yapılıyorsa "tedavi edici aferez" denilir. Örneğin, bir kas hastalığı olan Myastania Gravis gibi hastalıklarda uygulanan yöntem bu bölüme girer.
VE
Bağışçı aferezi, genelde kan bankacılığı ve kök hücre uygulamalarında kullanılır. Örneğin, kan bankasında, bağışçılardan, isteğe göre kan pulcukları (trombosit-platelet), plazma, kırmızı küre(eritrosit) ve kemik iliği aktarımı bağışçısından, kök hücre toplanması, bu bölüme girer.]
İLE/||/<>
Ayrıştırılan kan bileşenine göre...
A. Sitaferez[herhangi bir bileşenin uzaklaştırılması]
1) Lökaferez[Beyaz kürelerin uzaklaştırılması]
Granülosit Aferezi
Lenfosit Aferezi
Kök Hücre Aferezi
2) Tromboferez[kan pulcuklarının uzaklaştırılması]
B.Komponent Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Plazma Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Eritrosit Değişimi
C. Seçici Aferez
Cascade Filtrasyonu (Çift Filtrasyon)
LDL Aferezi (Lipid Aferezi)
Fotoferez
Yapay Karaciğer Desteği (KC Diyalizi)
Sepsis Uygulamaları )
- AFERİM değil AFERİN
- A'FET[Ar.] ile ÂFET[Ar.]
( Solak. | Pek akılsız kişi. | En güç şey. İLE Büyük felâket, belâ. | [mec.] Çok güzel insan. )
- ÂFET ile/ve/||/<>/> EKSİK/NOKSAN[Ar. NUKSAN]
- ÂFET değil/yerine/>< İFFET
- AF[F]EKSİYON ile/||/<> AF[F]EKT ile/||/<> AF[F]EKTE ile/||/<> AF[F]EKTİF
( Duygulanım, sayrılığa yakalanma. İLE/||/<> Duygu durum. İLE/||/<> Sayrılığa yakalanmış. İLE/||/<> Duygusal. )
- AFİLİ[Y]ASYON ile/||/<> AFİLİYE
( Bağlantı. İLE/||/<> Bağlantılı. )
- AFİLİYE/AFFILIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIMLI (KURUM)
- AFİLLİ değil AFİLİ[Yun. < AFİ]
( Gösteriş, çalım, caka. )
- AFİŞ[Fr.] ile AFİŞE[Fr.]
( Resimli duvar ilanı. İLE Görülür durumu getirme. )
- AFONİ[Yun.] ile AFTONJİ[Fr.]
( Ses yitimi. İLE Ses çıkarma yetisinin kaybolması. )
- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] ile/ve/değil/||/<>/< REFÜZE[İng./Fr. REFUSE] (ETMEK/OLMAK)
( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen topluluktan kovma cezası. | Dışlamak, darılmak, konuşmamak. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma. | Birini sergilediği olumsuz eylemleri nedeniyle toplum ya da bir topluluktan dışlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek. )
- AFRA TAFRA (YAPMAK)
- AFRİKA (SAVANA/ORMAN) FİLİ ile/ve ASYA FİLİ
( Daha iri. İLE/VE Daha küçük. )
( Her biri, her gün 200 kilo ot yer. )
( Hortumları, 3 metre uzunluğunda ve 200 kilo ağırlığındadır. [4 litre suyu bir anda çekebilecek yapıdadır.] [Ucundaki parmak benzeri bölümler sayesinde tek bir pirinç tanesini yerden alabilecek kadar duyarlıdır.] [Bir aslanı tek darbede öldürebilecek kadar güçlüdür.][Gövdemizdeki tüm kasların toplamından 100 kat daha fazla kas bulunur.] )
( Ayak uclarında yürürler. [Tabanı ile topuk kemiği arasında kalın ve yüksek bir kıkırdak tabakası bulunur.] )
( Koşamaz ve zıplayamazlar fakat yürüyüşleriyle saatte 25 km. hıza ulaşabilirler.] )
( Öteki fillerin 10 km. öteden gelen düşük frekanslı sesleri ayaklarıyla duyabilirler. )
( Yunuslar ve bazı primatlar gibi kendilerini aynada tanıyabilirler. )
( Her gün, 100 litre su içmeleri gerekmektedir. [her bir emişte 8 litre su içebilmektelerdir] )
( Günde, sadece 2 saat uyurlar. )
( Sürü önderleri dişillerdir. )
( Ortalama ömürleri 50 yıldır. [80 yaşına kadar yaşamış olanı da vardır.] )
( Az sayıda doğal düşmanı olan filler genellikle yaşlandıkça aşınan dişlerinden dolayı aç kalarak ölürler. )
( Ölülerini sık sık ziyaret ederler. [Ölenlerin kemik ve dişlerini hortumlarıyla okşarlar.] )
( Gebelik süresi en uzun hayvan. [22 ay / 600-360 gün] )
( Her bir filin kan damarları, kendine özgü bir yapı sergilediğinden, tıpkı insandaki parmak izi gibi ayırt ettirici özelliğe sahiptir. )
( Filler, ehllileştirilebilir fakat evcilleştirilemez. )
( En yakın akrabaları denizinekleri[yaşayan] ve damanlardır. )
( Ayaklarıyla sismik hareketleri duyarlar ve çeşitli göç ve hareketlerini yeraltı verilerine[verilerinden aldıkları yorumlara] göre de belirlemektelerdir. )
( NEHÎM[Ar.]: Aslan kükremesi ve fil sesi. )
(
)
( Tek başlarına hareket edebilirler. İLE/VE Ancak/daha çok eşleriyle birlikte hareket ederler. )
( Zıplamayan tek memelidir. )
(
)
( )
( Afrika'da, 1980'de 1 milyonu aşkın olan fillerin sayısı, günümüzde[2020] 300 bin civarındadır ne yazık ki. :( ((( )
( PÎL
PÎLESTE: Fildişi. )
( AFRICAN ELEPHANT vs. INDIAN ELEPHANT )
( ELEPHAS )
( EL ELEFANTE )
- AFRİKA:
SAHRA ÜSTÜ ile/ve/||/<> SAHRA ALTI
- AFRODİZYAKTA[Yun.]:
EŞEYSEL İSTEĞİ ARTIRAN ile/ve/||/<> EŞEYSEL GÜCÜ ARTIRAN ile/ve/||/<> EŞEYSEL HAZZI ARTIRAN
- AFŞAR = AVŞAR
( Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri. )
- AFT[Yun./Fr. APHTE] ile/ve/||/<> AĞIZ YARALARI
( Vitamin eksikliğinden ya da alerjiden kaynaklanan ağız yaraları. | Ağız mukozasında görülen ufak, kirli sarı lekeler. )
- AFUR TAFUR (ÇALIM) -
- AĞ ile/ve BAĞ
( NETWORK vs./and BOND )
- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ
- AGA ile AĞA
( Babacan, mert, kalender kişi. İLE Kırsal kesimde, geniş toprakları olan, güçlü, sözü geçen, varlıklı kişi. | Halk arasında sayılan ve sözü geçen kişilere verilen san. | Büyük kardeş, ağabey. | Okur-yazar olmayan, yaşlıca kişilerin, adlarıyla birlikte kullanılan san. | Osmanlı döneminde, kimi örgütlerin başında bulunanlara verilen resmi san. )
- AĞA ile/||/<>/> AĞNAM NEZARETİ/ADÂLET BAKANLIĞI
( Osmanlı sarayında yönetimsel ve askeri örgütte belirli konumlarda bulunan kişilere verilen san.[Kızlar ağası, Yeniçeri ağası] İLE/||/<>/> Osmanlı Devleti'nde adâlet düzeninin bağlı olduğu en üst makam. )
- AĞABEY/ABİ ile/değil ABİ[Fr.]
( ... İLE/DEĞİL Toplantılarda giyilen, kara, uzun ceketinin ön tarafı kesik tören giysisi. )
- AĞAÇ (EV) ile/ve/değil AHŞAP (EV)/HIMIŞ
- AĞAÇ KURBAĞASI ile KIRMIZI GÖZLÜ AĞAÇ KURBAĞASI
( ... İLE Yan taraflarında mavi-sarı çizgiler taşıyan yeşil bir gövdesi, turuncu ayak parmakları ve ateş kırmızısı gözleri vardır. )
( ... İLE Kosta Rika'da yaşarlar. )
( ... İLE Çıngıraklı yılanın yavrusu gibi ses çıkarırlar fakat tamamen zararsızlardır. )
( Bazı zehirli kurbağa türü dışında çoğu kurbağa türü tehlikeli değildir fakat öyleymiş gibi görünecek biçimde evrimleşmişlerdir. )
( BATES TAKLİDİ: Henry Walter BATES [1852 - 1892 yılları arasında Alfred Russel ile Amazon'larda yedi yıllarını geçirerek bilim dünyasına 8000 yeni tür kazandırmışlardır.] )
- AĞAÇ/ÇAM SAKIZI/REÇİNE[Yun.] ile AKINDIRIK/AKMA
- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE[Yun.]/BALSAM[Fr.] ile AKAMBER["AKAMBAR" değil]
( Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı nesnesi. | Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay nesne. İLE Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. )
- AĞAÇ ve/||/<>/> DOKUZ/9 DAL
- AĞAÇ ile ACI AĞAÇ/KAVASYA[Fr. < QUASSIA]
( ... İLE Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç. )
( ... cum QUASSIA AMARA )
- AĞAÇ ile AĞAÇ BİLGİSİ ile AĞACIN BİLGİSİ
- AĞAÇ ile AĞAÇ MİNESİ
( ... İLE Mine çiçeğigillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı, mor çiçekli bir ağaççık. )
( ... cum LANTANA )
- AĞAÇ ile AĞAÇÇIK
( ... İLE Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç. )
- AĞAÇ ile AĞAÇSI/AĞACIMSI
( ... İLE Ağacı andıran, ağaca benzeyen, ağaç gibi. )
- AĞAÇ ile AKAĞAÇ
( ... İLE Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan, beyaz kabuklu bir türü. )
( ... cum ZELKOVA CARPINIFOLIA )
- AĞAÇ ile AKÇAAĞAÇ/İSFENDAN[Fars.]
( ... İLE Akçaağaçgillerden, süs ağacı olarak da dikilen, tahtası hafif ve sağlam bir ağaç. )
( ... cum ACER )
- AĞAÇ ile ANZAROT[Ar. < ANZARUT]
( ... İLE Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç. | Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. )
( ... cum SARCOCOLLA )
- AĞAÇ ile AVİZE AĞACI
( ... İLE Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı. )
( ... cum YUCCA GLOSIOSA )
- AĞAÇ ile BAKAM/BAKKAM[Ar.]
( ... İLE Baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç. )
( ... cum HAEMATOXYLON CAMPECHIANUM )
- AĞAÇ ile DİKENLİ DİDİERA AĞACI
- AĞAÇ ile EJDERHA KANI AĞACI
- AĞAÇ ile HAYAT AĞACI
( ... İLE Beyinciğin kesitinde, dıştaki bozmadde bölümüne yayılarak, dallanma gösteren akmaddenin oluşturduğu ağaç biçimi. )
- AĞAÇ ile JABUTICABA AĞACI
- AĞAÇ ile KARAAĞAÇ/NÂRVEN[Fars.]
( ... İLE Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç. )
( ... cum ULMUS )
- AĞAÇ ile KIZILAĞAÇ/KIZILSÖĞÜT
( ... İLE Gürgengillerden, dişil çiçekleri küçük ve sarımtırak, eril çiçekleri püskül biçiminde olan, boyu 30 metre kadar olabilen, kerestesi kolay işlenebilir bir ağaç. )
( ... cum ALNUS )
- AĞAÇ ile MANTARAĞACI
( ... İLE Turunçgillerden, kerestesi çok gözenekli, süngerimsi, açık sarı renkli bir ağaç. )
( ... cum PHELLODENDRON AMURENSE )
- AĞAÇ ile PAŞAAĞACI
( ... İLE Kerestesi açık sarı, yeşilimsi renkte, iri gözenekli, genellikle kaplama olarak kullanılan değerli bir mobilya ağacı. )
( ... cum TRIPLOCHITON SCLEROXYLON )
- AĞAÇ ile ROMENSERA AĞACI
- AĞAÇ ile RÜZGÂR AĞAÇLARI
- AĞAÇ ile SANDAL AĞACI/ÇIPLAK AĞAÇ(HEŞİŞVEL)
( ... cum ARBUTUS ANDRACHNE )
- AĞAÇ ile/ve ŞATOK/ŞADOK
( ... İLE Bir tür ağaç ve meyvesi. )
- AĞAÇ ile ŞİMŞİR/ŞEMŞÎR[Fars.]
( En sert ağaç. )
( ... İLE Şimşirgillerden, yaprakları her mevsimde yeşil kalan, taşlık, çorak bölgelerde kendiliğinden yetişen ya da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, odunu sarımsı renkli ve çok sert olan bir ağaççık. | Bu ağaççığın sert, düzgün sarı renkte kerestesi. | Bu keresteden yapılan. )
- AĞAÇ ile TİK AĞACI
( ... İLE Çift çeneklilerden, kaplamada kerestesinden yararlanılan, doğal rengi sarı, zamanla havada kendiliğinden koyulaşan bir sıcak iklim ağacı. | Bu ağacın tahtasından yapılan. )
( ... cum TECTONA GRANDIS )
- AĞAÇ ile TİMBUL/TEMBUL/TENBUL[Fars.]
( ... İLE Hindistan'a özgü, tırmanıcı bir tür biber ağacı. )
( ... cum PIPER BETLE )
- AĞAÇ ile/ve TÛBÂ AĞACI
( ... İLE Tûbâ ağacı insandır, meyvesi de Kelâm'dır. )
- AĞAÇ ile VAKVAK AĞACI
- AĞAÇ ile YAPRAĞINI DÖKMEYEN AĞAÇ VE BİTKİ
( Çok ağaç olan yerde serinlik çoktur. )
( TREE vs. EVERGREEN TREE )
- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ
( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )
(
)
- AĞAÇKAKAN ile AKSIRTLI AĞAÇKAKAN
( ... vs. WHITE-BACKED WOODPECKER )
( ... cum DENDROCOPOS LEUCOTOS )
- AĞAÇKAKAN ile ALTIN AĞAÇKAKAN
( Bir çift ağaçkakan, Discovery adlı uzay mekiğinin dış tankının köpük kaplaması üzerinde 200'den fazla delik açmıştı. [Mekiğin fırlatılmasının gecikmesine neden olmuşlardı.] [1995] )
( ... vs. YELLOWHAMMER/YELLOW-SHAFTED FLICKER )
( ... cum COLAPTES AURATUS )
- AĞAÇKAKAN ile BENEKLİ AĞAÇKAKAN
( ... vs. GREAT SPOTTED WOODPECKER )
( ... cum DENDROCOPOS MAJOR )
- AĞAÇKAKAN ile KIRMIZI ŞAPKALI/KOKARTLI AĞAÇKAKAN
( ... vs. RED COCKADED WOODPECKER )
( ... cum PICOIDES BOREALIS )
- AĞAÇKAKAN ile KÜÇÜK AĞAÇKAKAN
( ... vs. LESSER SPOTTED WOODPECKER )
( ... cum DENDROCOPOS MINOR )
- AĞAÇKAKAN ile ORTANCA AĞAÇKAKAN
( ... vs. MIDDLE SPOTTED WOODPECKER )
( ... cum DENDROCOPOS MEDIUS )
- AĞAÇKAKAN ile SİYAH/KARA AĞAÇKAKAN
( ... vs. BLACK WOODPECKER )
( ... cum DRYOCOPUS MARTIUS )
- AĞAÇKAKAN ile SURİYE/ALACA AĞAÇKAKANI ile GÖKNAR AĞAÇKAKANI ile GRİ AĞAÇKAKAN ile KIZIL AĞAÇKAKAN ile ORMAN AĞAÇKAKANI ile SARI AĞAÇKAKAN ile TEPELİ AĞAÇKAKAN
( ... vs. SYRIAN WOODPECKER vs. GREAT SPOTTED WOODPECKER vs. GREY-FACED WOODPECKER vs. REDHEADED WOODPECKER vs. GREAT-SPOTTED WOODPECKER vs. WOODPECKER vs. PILEATED WOODPECKER )
( ... cum PICOIDES TRIDACTYLUS cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum DRYOCOPUS PILEATUS )
- AĞAÇKAKAN ile ÜÇ PARMAKLI AĞAÇKAKAN
( ... vs. THREE-TOED WOODPECKER )
( ... cum PICOIDES TRIDACTYLUS )
- ÂGÂH ile ÂRİF
- AG[G]LÜTİNASYON ile/||/<> AG[G]LÜTİNİN[Fr. AGGLUTININE]
( Kümeleşim. İLE/||/<> Kümeleştirici. | Serumda oluşan ve pıhtılaşmaya neden olan antikor. )
- AĞI AĞACI ile/ve AVİZE AĞACI ile/ve BAN AĞACI ile/ve ÇUBUK AĞACI ile/ve DANTEL AĞACI ile/ve IĞ AĞACI ile/ve KÂĞIT AĞACI ile/ve LÂLE AĞACI ile/ve LÂSTİK AĞACI ile/ve MANTAR AĞACI ile/ve MERCAN AĞACI ile/ve ÖD AĞACI ile/ve PELESENK AĞACI[Lat. GUAIACUM OFFICINALE] ile/ve PORSUK AĞACI ile/ve SAKIZ AĞACI ile/ve SÜT AĞACI ile/ve TESPİH AĞACI/ÇALISI, ÇİN LEYLAĞI[Lat. MELIA AZEDARACH] ile/ve KÖR AĞAC
- AĞIR ALAŞIM ile HAFİF ALAŞIM ile SERT ALAŞIM
( Tungsten asıllı alaşım. İLE 1939 yılından beri kullanılmakta olan alüminyum ya da magnezyum alaşımları. Alüminyum alaşımlarının yoğunlukları, ortalama 2,7; magnezyum alaşımlarınki ise 1,8'dir. İLE Demir ailesinden, bağlayıcı bir maden ya da alaşım[kobalt, nikel] yardımı ile meydana gelen alaşım. )
- AĞIR CEZA SAVCISI değil AĞIR CEZA MAHKEMESİ NEZDİNDEKİ SAVCI
- AĞIR YUVAR ile DÜZLEM YUVAR ile HAVA YUVARI ile IŞIK YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YARI YUVAR ile YARIM YUVAR
- AĞIR ile/ve MUTLAK AĞIR
( ... İLE/VE Toprak. )
( Toprak doğası gereği dingin olur. Doğal yerinden ayırılırsa tekrar aslî yerine döner. Bundan dolayı mutlak ağırdır. )
- AĞIR ile/ve/||/<> SAĞIR
( Baş. İLE/VE/||/<> Kulak. )
- AĞIRBAŞLILIK/AYIKLIK = SOBRIETY[İng.] = SOBRIÉTÉ[Fr.] = NÜCHTERNHEIT[Alm.] = SOBRIEATAS[Lat.]
- AĞIRLIK ile/değil/||/<> AĞIRŞAK
( ... İLE/DEĞİL/||/<> İplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik parça. | Teker biçiminde yassı nesne, kurs. )
- AĞIŞ >< YAĞIŞ
( Ağma işi. | Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı. >< Yağma işi. | Havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı ya da katı durumda yere düşmesi, ağış karşıtı. | Yağan yağmur ya da kar miktarı. | Yağmur. )
- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI
( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )
- AĞIZ DALAŞI ile/||/<> İT DALAŞI
- AĞIZ UCUYLA SÖYLEMEK ile SÖYLEMEK
- AĞIZ ile/ve/<> DUDAK/LAR
( [Divan şiirinde] YÂKUT, FİKR-İ DEHÂN ile/ve ... )
( NUN harfi ve NOKTA ile simgelenir. İLE/VE ... )
( Ağızda, 6 - 10 milyon bakteri bulunmaktadır. )
( HASREME: Üst dudağın, alt dudak üzerine taşması.
BUZRA: Üst dudağın ortasından dışarı doğru taşan et parçası. )
( BERFÛZ/BERFÛS: Ağzın dış kenarı, dudakların çevresi.
DEHÂN-I TENG: Küçük ağız.
NEMEK-DÂN[Fars.]: Sevgilinin dudağı. )
( FEM ile/ve ŞEFE/TEYN, BÂSİA[: Çok kırmızı dudak.] )
( DEHÂN/DEHEN, FEM ile/ve LEB, LA'L )
( MOUTH vs./and LIP/S )
- SİNDİRİM:
AĞIZDA ile/ve/> MİDEDE ile/ve/> İNCE BAĞIRSAKLARDA
- AĞIZDAN SOLUK ALMAK ile/yerine BURUNDAN SOLUK ALMAK
- AĞLAMA DUVARI ile/değil/yerine BATI DUVARI
- AĞLAMAK ile/ve/||/<>/> BAĞLAMAK
- AĞLANACAK DURUMUNA ...:
AĞLAMAK ile/değil/yerine GÜLMEK
- AĞLAYAN SÖĞÜT, SALKIMSÖĞÜDÜ ile SULTÂNÎ SÖĞÜT ile KEÇİSÖĞÜDÜ ile KIZILSÖĞÜT ile SEPETÇİSÖĞÜDÜ/SORKUN
( BÎD-İ GİRYÂN/MECNÛN/NÂLÂN/PİYÂDE/REVÂN/SERNİGÛN ile BÎD-İ MÜŞK ile BÎD-İ ... ile BÎD-İ SÜRH ile BÎD-İ ... )
( SALIX BABYLONICA cum ... cum SALIX CAPREA cum ... cum SALIX VIMINALIS )
- AĞLIYORSUNUZ ile/ve/değil/||/<>/> ALIYORSUNUZ
- AGLOMERASYON ile/||/<> AGLOMERE OLMAK
( Yığınlaşma, yığılma, yumaklaşma. İLE/||/<> Yığınlaşmak, yığılmak, yumaklaşmak. )
- AGLOS[Yun.] ile AGLOSİ[Fr.]
( Doğuştan, ağzında dili olmayan. İLE Dilin, doğuştan yokluğu. )
- AĞNİYÂN-İ ŞÂKİRÎN ile/ve/<> FUKARÂ-İ SÂBİRÎN
- AGNOZİ/AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMAZLIK, TANIMA YİTİMİ
- AGONİ ile/||/<> AGONİST
( Can çekişme. İLE/||/<> Etkidaş. )
- AGONİ[Yun.]/AGONY[İng.] değil/yerine/= CAN ÇEKİŞME
- AGORA ile/||/<> AKROPOLİS ile/||/<> BOULEUTERİON ile/||/<> FORUM ile/||/<> GYMNASION ile/||/<> STADION/STADIUM ile/||/<> HIPPODROMOS ile/||/<> ODEON[< ODEION: ŞARKI SÖYLEMEK]
( Antik Yunan kentlerinde, stoalar ile çevrelenmiş, içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dini ve resmi yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan. İLE/||/<> Antik Yunan kentlerinin en yüksek tepesinde bulunan, savunma amaçlı surlarla sarılıp bir tepe üzerine inşâ edilen özel bölge. İLE/||/<> Antik Yunan kentinde yönetimle ilgili işlerin görüldüğü meclis binası[günümüzdeki kent kurulu/senato karşılığı]. İLE/||/<> Antik Roma kentlerinde, kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki ağora ile aynı işlevi taşıyan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma kentlerinde beden eğitimi ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma'da atletizm için kullanılan, çevresinde oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzunlamasına, dikdörtgen plana sahip olan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve özellikle Roma kentlerinde at ve araba koşularının yapıldığı, etrafı izleme yerleri ile çevrili alanlar. İLE/||/<> İçinde müzik yapılan yer.[Çoğu kez küçük bir tiyatro biçiminde ve genellikle üstü kapalı bir yapı.] )
- AGRAFİ[Yun.] değil/yerine/= AGRAMATİZM[Fr.]
( Yazma yitimi. İLE Sözcük ve tümcelerin, dilbilgisine uygun olarak kurulamaması. | Sözcüklerde bazı harflerin atlanması biçiminde beliren söyleyiş/telâffuz bozukluğu. )
- AGRAFİ/AGRAPHIA[İng.]/AGRAPHIE[Fr.] değil/yerine/= YAZAMAMAZLIK, YAZMA YİTİMİ
- AGRANDİSMAN[Fr.] ile AGRANDİSÖR[Fr.]
( Resim ya da fotoğraf büyütme. İLE Resim ya da fotoğraf büyütücü araç. )
- AGRANÜLOSİTOZ ile/||/<> LÖKOSİTOZ
( Kanda granülosit adı verilen beyaz kan gözelerinin sayısının ciddi biçimde azalması. İLE/||/<> Kanda beyaz kan gözelerinin sayısının artması. )
- AGREGA[Lat.] ile AGREGASYON[Fr.]
( Harç ve betondaki âtıl bileşenlerin tümü. İLE Agraje olmak için geçirilen sınav. )
- AGREGAN/AGGREGANT[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞTIRICI
- AGREGASYON/AGGREGATION[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞMA, TOPLANMA, BİR ARAYA GELMEK
- AGREGASYON ile/||/<> AGREGAN ile/||/<> AGREGAT
( Yığışım. İLE/||/<> Yığıştırıcı. İLE/||/<> Yığışan. )
- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN
- AGREVE ETMEK ile/||/<> AGREVE OLMAK
( şiddetlendirmek, artırmak. İLE/||/<> Şiddetlenmek, artmak. )
- AĞRI KESEN = AĞRI KESİCİ
( Ağrı duyusunu ortadan kaldıran ilaç vb. analjezik. )
- AĞRI ile Ağrı
( Gövdenin herhangi bir yerinde duyulan sürekli ve şiddetli acı. İLE Türkiye'nin, Doğu Anadolu bölgesinde bulunan bir kenti. )
( VECA[çoğ. EVCÂ, VİCÂ] ile ... )
- AĞRI ile KALP AĞRISI/KRİZİ
( ... İLE Ölüm korkusu yaratan tek ağrı. )
- AĞRINIZA" GİTMESİN değil AĞARINIZA GİTMESİN
- AĞRIYA DUYARLI OLMAYAN ÖRGENLER(ORGANLAR) ile AĞRIYA DUYARLI OLAN ÖRGENLER
( SEDATİF: Ağrı dindiren/kesen. )
( *Visseral ve parietal perikard; *Mide, bağırsak, kolon(gerilme, konjeksiyon hariç); *Akciğerler alveolleri; *Safra kanalları; *Karaciğer parankimi; *Dalak(Spleen); *Böbrek; *Beyin dokusu; *Damarlar İLE *Myokard; *Pankreas; *Duedenum; *Kas, tendon, periosteum; *Deri; *Arter. )
- AGROFOS NOMOS ile/ve/||/<> NOMOS FIZIOS ile/ve/||/<> NOMOS EMSIOS
- AGROMEGALİ/AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= GÖVDE ÖRGENLERİNİN DÜZENSİZ OLARAK BÜYÜMESİ/UZAMASI | ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME
- AGROMETRE/AGGREGOMETER[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞIMÖLÇER
- AGRONOM[Fr.] ile AGRONOMİ[Fr.] ile AGRONOMETRİ[Fr.]
( Tarımcılık uzmanı. İLE Tarım bilimi. İLE Toprağın verim gücünü ölçen bilim dalı. )
- ÂGUL[gu uzun okunur][Fars.] ile ÂGÛR[Fars.]
( Göz ucuyla bakma. [hiddetlenerek] İLE Tuğla. | Kerpiç. | Kiremit. )
- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ/ZAMBULA[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]
( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )
- AĞUSTOS BÖCEĞİ ile CIRCIR BÖCEĞİ
( Genellikle daha büyük, iri yapılı ve iri gözlüdür.[Genellikle 2 - 5 cm. uzunluğundadır.][Kanatları geniş ve şeffaf olabilir. Damarlıdır.] Gövdeleri genellikle kahverengi ya da yeşil renklidir. İLE Genellikle daha küçüktür.[Genellikle 1 - 2.5 cm uzunluğundadır.][Kanatları genellikle daha küçüktür ya da bazen hiç bulunmaz. Kanatları daha dar ve daha az belirgindir.] Gövdeleri genellikle ovaldir ve genellikle yeşil ya da kahverengi tonlarda olabilir. )
( Ötme sesi genellikle yüksek ve belirgindir. Genellikle gündüzleri ağaçların, bitkilerin ya da çalılıkların üzerinde duyulur. Bu ötme, erkeklerin dişileri çekmek için kullandığı bir çiftleşme çağrısıdır.[Kanatlarını kullanarak yüksek sesler çıkarır.] İLE Genellikle geceleyin cırlama sesleri çıkarır ve bu sesler genellikle daha düşüktür.[Cırlama sesi, erkeklerin dişileri çekmek ve etkileşim kurmak için kullandığı bir etkileşim aracıdır.][Antenleriyle ses üreten ve daha ince, sürekli ses çıkaran bir böcektir.] )
( Genellikle ağaçlık ya da bitki örtüsüyle kaplı çalılık bölgelerde bulunur. İLE Genellikle otların, bitkilerin yakınında, çimenlik alanlarda, yaprak döküntüleri ve taşların altında gibi çeşitli doğal ortamlarda yaşar. )
( Genellikle gündüzleri etkindir ve gün boyu öter.[Kanatlarını hızla hareket ettirerek yüksek ve kesik kesik sesler çıkarır.] İLE Genellikle geceleyin etkindir ve karanlıkta öter. Genellikle güneşli ve sıcak havalarda etkin olurlar.[Kanatlarını sürterek daha ince, sürekli ve cır cır biçiminde ses üretir.] )
- AĞUSTOS'UN İLK 15'İ ile AĞUSTOS'UN İKİNCİ 15'İ
- AĞYÂR ile/ve/değil/yerine/>< YÂR
( Ne bilir? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilir. )
- ÂĞYÂRINI CÂMÎ, EFRÂDINI MÂNÎ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< önce ÂĞYÂRINI MÂNÎ sonra EFRÂDINI CÂMÎ
( Benzetme. [Ölçünün ve tanımın bulunmadığı yerde, ne yazık ki kişisel "görüş/yorum", "dolaylı ilişki" ve "çağrışımların" öne çıktığı/çıkarıldığı [boş] sözler.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Tanım[ın tanımıdır]. [Bir kavramın tüm bireylerini kuşatıp ötekileri dışarıda bıraktığını tanımlar.] )
( "İnsan, düşünen bir canlıdır" tanımı kullanıldığında bu tanımın içinde tüm insan bireylerini içerir. Girmeyen hayvan[behaim], bitki ve nesneyi dışarıda bırakır. )
- AH-AMAN (DEME[ME]K) ile/ve/||/<>/> AH'TAN AMAN'DAN ÇEKİLME(ME)K
- AH[Ar.] ile ÂH[Ar.] ile ÂH[Ar.]
( Ah, yazık. İLE Kardeş. | Dost. İLE Âferin, bravo anlamına kullanılır. )
- AH ile/ve/> AMAN ile/ve/> YETİŞ[MEDED]
( 66 ile/ve/> 92 )
( ALLAH ile/ve/> HZ. MUHAMMED ile/ve/> HZ. ALİ )
( Allah, din ile, mezhep ile bulunmaz, aşk ile bulunur. )
( Bazıları Allah'ı aramaya Hicaz'a giderler. Aklı yetenler, Allah'ı aramak için bir adım atarlarsa kâfir olur. )
( AH diyene, AMAN edilir. )
( Allah'tan, AH edersin; AMAN'ı, Hz. Muhammed'den dile. )
- AHAD[Ar.] ile ÂHÂD[Ar. < AHAD] ile AHADD[Ar. < HADD]
( Bir. [sayı] | Kişi, kimse. İLE Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. İLE [daha/çok/pek] Keskin. )
- AHÂDİYET ile/ve/<> UHÛDİYET
( Karanlık. İLE/VE/<> Aydınlık. )
- AHÂDİYET ile/ve/||/<> ULÛHİYET
- AHBAP değil/yerine/= TANIDIK/TANIŞ
- AHBÂS[Ar. < HABS] ile AHBÂZ[Ar. < HUBZ]
( Su bentleri. | Su bentleriyle meydana getirilen havuzlar. | Hapisler, zindanlar. | Gayr-i meşrut vakıf durumunda bulunan topraklar ya da binâlar. İLE Ekmekler. )
- AHÇI değil AŞÇI
( ... değil TABBÂH[< TABH | çoğ. TABBÂHÎN], TÂBİH[< TABH] )
( ... değil ÂŞ-PEZ )
- AHD[Ar.] ile MÎSÂK[Ar.]
- AHDEB[Ar.] ile AHDEB[Ar.]
( Kambur. İLE Kimsenin oy ve düşüncesini beğenmeyen. Uzun boylu ahmak. )
- AHD-İ ATİK ile/ve/||/<>/> AHD-İ CEDÎD
( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. )
- AHED ve/<> AHMED
( Mim, eti/gövdeyi simgeler. )
- AHESTE AHESTE ile AVAL/AVEL AVAL
- AHFÂ[Ar. < HAFÎ] ile/ve/||/<> AHFİYE[Ar. < HIFÂ]
( [daha/pek/çok] Gizli, en gizli. İLE/VE/||/<> Gizli olanlar. | Ağaç çiçeğinin tomurcuğunu örten dış kabuklar. )
- AHFÂD[Ar. < HAFÎD] ile AHFAZ[Ar.]
( Torunlar. | Yardımcılar, hizmetkârlar. İLE Alçak ve çukur yer. | Alçakgönüllü kişi. )
- AHİD[Ar. AHD] ile AKİT[Ar. AKD]
( DEVİR, ZAMAN, GÜN | AND, YEMİN | SÖZ, SÖZLEŞME, SÖZ VERME )
- ÂHÎLİK ile/||/<> AHİLER ile/||/<> BÂCİYÂN-I RUM
( Ahilik, dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu'da yaşayan Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlâkî yönden yetiştiren, çalışma yaşamını ve iyi bireylerin becerilerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik, iyi ahlâkın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası tüm güzel becerilerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran Hazretlerine Ahi Baba da denir. Ahiler, 1290 yılında, Ankara'da kurulan bir Anadolu beyliğidir. 1354 yılında Osmanlı egemenliğine giren Ahiler, varlıklarını Osmanlı Devleti içerisinde sürdürmüşlerdir. Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Ahiler, gerek Anadolu Selçuklularında gerekse Osmanlılarda önemli ekonomik etkinliklere sahipti. İLE/||/<> Anadolu Selçukluları Döneminde ortaya çıkan, esnaf örgütü. İLE/||/<> Anadolu Selçukluları Döneminde ortaya çıkan, esnaf örgütü. İLE/||/<> Anadolu kadınları birliği Ahilerin kadınlar kolu olarak yetim, kimsesiz genç kızları korumasına almış, onların eğitiminde, ev bark sahibi olmalarından, sorumlu olmuşlardır. Bunun dışında kimsesi kalmayan yaşlı kadınların bakımı, genç kızların evlendirilmesi gibi bazı toplumsal hizmetlerde bulunmuşlar, maddî sıkıntıda olanlara yardım etmişlerdir. Ahi zâviyesinde gelen konuklara yemek hazırlamada, savaş zamanlarında ordunun gereksinimi olan giysi ve savaş malzemelerinin bakımında ve onarımında yardımcı olmuşlardır. Anadolu kadınları örgütü, üyelerine şu telkinde bulunurdu. “İşine, aşına, eşine sahip ol!” Bu söz, Âhî kadın örgütünün ana ilkesi olmuştur. \"İşine sahip ol!\" yani bilge ve becerikli ol ki, evinin düzenini koruyabilesin. Tasarruf et, fazla savurgan olma ki, ocağın devamlı tütsün. Eşine sahip ol ki, evine bağlı kalsın. Anadolu kadınları sosyal yardımlar yanında ekonomiye önemli katlı sağlayan çeşitli el sanatlarında uğraşı vermişlerdir. Çadırcılık, keçecilik, halı, nakışçılık, örgücülük, kilim dokumacılık, oya dantelcilik ve kumaş üretiminde ve bunlardan giysi yapılmasında etkinlik göstermişlerdir. )
- ÂHIM ŞÂHIM (DEĞERDE/NİTELİKTE OLMAMA) -
- ÂHIM-ŞÂHIM
- ÂHİR[Ar.] ile ÂHAR[Ar.]
- ÂHİZE ile AVİZE
( Telefon alıcısı. İLE Tavana asılan süslü aydınlatıcı. )
- AHLÂK BİLİMİ değil/yerine/= TÖRE BİLİMİ
- AHLÂK/ERDEM ve/||/<> EYLEM/SELLİK
- AHLÂK ve/||/<>/>/< AHLÂK-I İLÂHÎ
- AHLÂK ile/ve DÖNÜŞTÜRÜCÜ AHLÂK
( MORALS vs./and TRANSFORMAL MORALS )
- AHLÂK ile/ve/<> HADD
( Ahlâk, haddini bilmektir. )
( Başkasından nefret edeceğimize, kendi ahlâkımızdan nefret edelim. )
( MORALS vs./and/<> BORDER
Morals is to know the border. )
- AHLÂK ile/ve İŞTİYÂK AHLÂKI
- AHLÂK ile/ve TESPİH
- AHLÂKİ ÇOĞULCULUK ile AHLÂKİ TEKÇİLİK/MONİZM
( Birden fazla ahlâki düzenin bir arada var olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )
- AHLÂKİ ÇOĞULCULUK/PLÜRALİZM ile AHLÂKİ SALTIKÇILIK/MUTLAKÇILIK
( Birden fazla ahlâki düzenin geçerli olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )
- AHLÂKÎ(DİANOETİK) ERDEM/LER ile/ve ENTELEKTÜEL ERDEM/LER
- AHLÂK-I FÂZILA ile AHLÂK-I HAMÎDE ile AHLÂK-I HASENE ile AHLÂK-I ZEMÎME ile !AHLÂK-I REZÎLE
( Erdemli huylar. İLE Övülecek huylar. İLE Güzel huylar. İLE Kötü/lenecek huylar. )
- AHLÂKİ GÖRELİLİK ile AHLÂKİ REALİZM
( ahlâki değerlerin kültür, birey ya da bağlama göre değiştiğini savunan görüş. İLE ahlâki değerlerin nesnel ve evrensel olduğunu savunan görüş. )
- AHLÂKİ GÖREV ETİĞİ ile SONUÇÇU ETİK
( Eylemlerin ahlâki değerinin niyet ve kurallara uygunluğuna bağlı olduğunu savunan etik düzen. İLE Eylemlerin ahlâki değerinin sonuçlarına bağlı olduğunu savunan etik düzen. )
- AHLÂKİ HİÇÇİLİK/NİHİLİZM ile AHLÂKİ ÖZNELCİLİK/SUBJEKTİVİZM
( Ahlâki değerlerin hiçbir gerçekliği olmadığını savunan görüş. İLE ahlâki değerlerin bireysel inanç ve yeğlemelere bağlı olduğunu savunan görüş. )
- KEFÂRET:
AHLÂKÎ ile/ve/||/<> HUKUKÎ
( [bkz.] Kant. İLE/VE/||/<> Hegel. )
- AHLÂKÎ OLAN ile/ve/<> TÜZEL OLAN ile/ve/<> POLİTİK OLAN
- AHLÂKÎ OLGU değil OLGULARIN, "AHLÂKÎ" "YORUMLARI"
( Yoktur. | Vardır. )
- AHLÂKİ ÖZERKLİK/OTONOMİ ile AHLÂKİ YADERKLİK/HETERONOMİ
( Bireyin kendi ahlâki kurallarını özgürce belirlemesi. İLE Bireyin ahlâki kurallarını dış otoritelerden alması. )
- AHLÂKLI değil AHLÂK KİŞİSİ
- [ne yazık ki]
AHLÂKSIZ ile İKİ KERE AHLÂKSIZ
( Bir kişi, dindar bilindiği halde, ahlâklı değilse, ya bâtıl bir inanca, "din" adı vermektedir, ya da sahtekârdır. )
- AHLÂKSIZ ile/değil KÖTÜ AHLÂKLI
- YANIT:
AHLÂKSIZA ve/||/<> BİLGİSİZE
( [ya(kı)nından] Uzaklaşmak. VE/||/<> [imâsızca] Susmak. )
- AHLÂKSIZLIK ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI
- AHLÂKSIZLIK ile/ve/değil KÖTÜ/OLUMSUZ AHLÂK
( [not] IMMORALITY vs./and/but BAD/NEGATIVE MORALS )
- AHLANIP VAHLANMAK
- AHLAT ile AHLÂT[< HILT] ile AHLAT
( Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yabanarmudu. | Bu ağacın, armuda benzeyen ve ancak iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi. | Kaba adam, yol-iz bilmeyen kişi. İLE Bir karışım içindeki parçalar, öğeler. Karışan şeyler. | Gövde yapısının temelini oluşturan öğeler.[AHLÂT-I ERBAA: Kan, salya, safra, dalak.] İLE Bitlis'in bir ilçesi.[Tarihte, mühendis ve mimarların yetiştiği kent.] )
( PIRUS PIRASTER ile ... )
- AHMÂ[Ar. < HAMÂ] ile AHMÂ[Ar. < HAMİYYET] HAMİYET
( Kayınbirâderler. İLE [daha/çok/pek] Hamiyetli. )
- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI
( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )
- AHMAK ile/ve APTAL | ile/değil/yerine/>< ABDAL
( | Tehlike gelse de görmeyenler. İLE/VE Tehlike geldiğinde görenler. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tehlike gelmeden görenler. )
( Yapabilecekken yap(a)mayan. İLE/VE Yapmayabilecekken yapan.[dallama/dalyarak] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )
- AHMED ve/||/+/<>/> MUHAMMED ve/||/+/<>/> MAHMUD ve/||/+/<>/> MUSTAFA
( Düşünce/de. VE/||/+/<>/> Gerçekleştiğinde. VE/||/+/<>/> Sonucunda[olumlu/olumsuz] VE/||/+/<>/> Vazgeçilebildiğinde. )
- AHMES[Ar.] ile AHMEZ[Ar.]
( Kuvvetli, en yiğit kişi. | Katı [yer]. İLE Sağlam, çok sağlam ve dayanıklı. | Suyun içinde sürekli açılıp kapanan ve "denizağzı" denilen bir hayvan. )
- AHMET NÂŞİT:
SELİM NÂŞİT ile/ve/||/<>/> ÂDİLE NÂŞİT
( )
- AHMET RASİM ile/ve/||/<>/< AHMET MİTHAT EFENDİ
- AHRAS[Ar.] ile AHRÂS[Ar. < HÂRİS] ile AHRAZ[Ar.]
( Dilsiz. İLE Koruyucular, muhafızlar. İLE Kirpikleri dökülmüş, çipil gözlü kişi. )
- AHRES[Ar.] ile AHREŞ[Ar.]
( Eski [şey]. İLE Sert, katı [şey]. )
- AHŞÂ[Ar.] ile AHŞÂ'[Ar. < HAŞÂ]
( [daha/çok/pek] Korkunç. İLE Gövdede bulunan bağırsaklar, ciğer gibi şeyler, içirik. | Cihetler, mahaller, bölgeler. )
- AHŞAP DİREKLİ CAMİ ile/||/<> ALTI DAYANAKLI CAMİ ile/||/<> SEKİZ DAYANAKLI CAMİ ile/||/<> TEK KUBBELİ CAMİ ile/||/<> İKİ YARIM KUBBELİ CAMİ ile/||/<> DÖRT YARIM KUBBELİ CAMİ ile/||/<> FEVKÂNÎ(YÜKSEK/YÜKSELTİLMİŞ) ile/||/<> SELÂTİN[< SULTAN] ile/||/<> ULU CAMİ/MESCİD-İ CUMA[İRAN\'DA]
( Örtü bölümünü taşıyan ahşap direklere sahip cami biçimi.[Çok sayıda direkle taşınan ahşap çatılı bu yapılar, genellikle XIII. yüzyıl Anadolu Selçuklu mimarlığında ve sonrasında inşâ edilen bir yapıdır.] İLE/||/<> Merkezi planlı, üzerini örten büyük kubbesi altı sütun ya da paye tarafından taşınan cami biçimi. İLE/||/<> Merkezi planlı, büyük kubbesi sekiz paye ya da sütunça olan cami biçimi. İLE/||/<> İbâdet mekânının tamamını ya da tamamına yakın bölümünü kubbenin örttüğü cami biçimi. İLE/||/<> Merkezi planlı, büyük kubbesi ana eksen üzerindeki iki yarım kubbe tarafından desteklenen cami biçimi. İLE/||/<> Merkezi planlı, büyük kubbesi dört yandan birer yarım kubbe ile desteklenen cami biçimi. İLE/||/<> Bulunduğu yerin eğimi ya da çevresindeki yapıların durumu yüzünden, bir alt yapı üzerine oturtulan camiler. Alt katta genellikle gelir getiren dükkanlar bulunur. İLE/||/<> Sultanlar tarafından yaptırılan büyük camilere Selatin Camii denir. İLE/||/<> Her kentin ya da büyükçe yerleşme merkezinin en büyük camisi.[Cuma namazının topluca kılınması yanı sıra cemaatin bir araya gelmesini gerektiren durumlarda kullanılır.] )
- AHŞAP ile/ve/||/<> KÖRAĞAÇ
( ... İLE/VE/||/<> Kontratablada orta katı oluşturan ve genellikle yumuşak ağaçlardan hazırlanan bölüm. | Kontratablanın orta kısmında tabla kalınlığının en az yarısını oluşturan, yumuşak ağaçlardan değişik yöntemlerle elde edilen masif ağaç tabakası. )
- AHSEN[Ar.] ile AHZEN[Ar.]
( Pek güzel. İLE Çok hüzünlü, kederli. )
- AHTAPOT[Yun.] ile ARGONOT[Yun.]
( Sekiz dokunacında/kolunda yaklaşık 1000 duyarga bulunur. Üç kalbi, dokuz da beyni vardır. İLE Deniz dibinde, kayalara tutunarak yaşayan bir türdür. [Deniz anemonu gibi bitkiye benzer.] )
( Dokunaçlarının herhangi bir parçası koptuğunda/kesildiğinde kopan parça 3 saat canlılığını ve hareketini devam ettirir. İLE ... )
( Eril ahtapotların kollarından biri çiftleşmek içindir ve bu kol altındaki oluk ve kavramaya yarayan ligula adında bir burunla ötekilerden ayrılır. [Bazı ahtapot türlerinde, öteki memelilerin penisinde olduğu gibi kanla dolar.] İLE Erilin eşeysel örgeni(penisi), çiftleşme zamanında, gövdesinden ayrılır, gider başka bir kayada yaşayan dişil argonotu bulur, döller ve sahibine geri döner. [Çok eşli olma çabasındaki baylara da bu "Argonot" adı takılmıştır.] )
( Çiftleşme kolları, bir paket spermi dikkatli bir biçimde dişinin hazne [kafa/gövde] içine yerleştirir. Ardından ligula kırılır ve dişilin içinde yapışık kalır. [Eriller çiftleştikten birkaç ay sonra ölür.] [Ahtapotlar öteki kollarını yenileyebilseler de yeni bir çiftleşme kolu (lingula) üretemezler.] İLE ... )
( Kavanozları açabilir, taşları istiridyeleri açmak için araç olarak kullanabilir ya da kopmuş denizanası dokunaçlarını silah olarak kullanabilirler. [Bazıları sanki iki ayaklı hayvanlar gibi iki kolunun üzerinde yürüyebilir.] İLE ... )
( Kaslarını, kendilerini ileri atmak üzere kullanır ve saatte 40 km. hıza ulaşabilirler. [Bu yöntem ile "uçabilirler" de.(yırtıcılardan kaçmak için kendilerini suyun dışına fırlatmak üzere)] İLE ... )
( İskeletleri olmadığı için gözbebekleri kadar küçük yerlerden bile geçebilirler. [tek sert parçaları papağanınkine benzeyen gagasıdır] İLE ... )
(
ile
)
( HEŞT-PÂ ile ... )
( OCTOPUS vs. ARGONAUT )
( OCTOPUS cum ARGONAUTA ARGO )
- AHTAPOT ile BATTANİYE AHTAPOTU
( Dişilleri, erillerden 40.000 kat daha büyük olabiliyor. Bu türün dişilleri, 2 metreye kadar büyüyebilirken; erilleri, sadece birkaç santimetreye kadar büyüyor.[Hayvanlar arasında, dişil ile eril arasındaki en zıt orandır.] )
- AHTAPOT ile HİNDİSTAN CEVİZİ AHTAPOTU
- AHTAPOT ile TAKLİTÇİ AHTAPOT
( )
- AHÛ[Ar.] ile ÂHÛ[Ar.]
( Kardeş. | Dost. İLE Ceylan, karaca. | Güzellerin gözü. )
- AHZ U KABZ ile/||/<> AHZ U İTÂ
( İki sözcük de almak anlamına gelir. İLE/||/<> Alıp verme. )
- AHZ[Ar.] ile İTTİHÂZ[Ar.]
- AHZÂR[Ar. < HAZER] ile AHZAR[Ar.]
( Endişeler, ihtiyatlar. İLE Yeşil. )
- AİDİYET "DUYGUSU" değil AİDİYET
- AİLE BASKISI ile/ve/||/<>/> MAHALLE BASKISI
- AİLE ile/ve/||/<>/> BÜYÜK AİLE/KÖY
- AİLE ile/||/<> MAAİLE
- AİLECEK değil AİLECE
- AİLE/OCAK ile KÖR OCAK
( ... İLE Çocuksuz aile. )
- AIRWAY/AIRWAY[İng.] değil/yerine/= HAVAYOLU | SOLUK YOLU AÇARI
- AİT OLMA ile/ve/||/<>/> BİREY OLMA ile/ve/||/<>/> BİRLİKTE OLMA
- AİT OLMAK ile PARÇASI OLMAK
( TO BELONG TO vs. TO BE PART OF )
- AİT ile/yerine İLGİLİ/İLİŞKİN
( Neye, nereye ait olduğumuz, kendi duygularımız ve kanı-mızla ilgilidir. )
( Akıllı kişi, hiçbir şeyi kendine ait saymaz. )
( Hiçkimseye ait olmadan, herkesindir! )
( Kim anlıyor ve/ya da zevk ediyorsa, onundur! )
( BELONG TO vs./and RELATING TO
RELATING TO instead of BELONG TO
Your belonging is a matter of your own feeling and conviction.
The wise man counts nothing as his own. )
- AJAN[< AGENT] ile/ve/||/<> MEDYA[< MEDIA]
- AJDA BARDAĞI değil AİDA BARDAĞI
- AJİTASYON[Fr.] ile AJİTE[Fr.]["ACİTE/ACITE" değil!]
( Sürekli ve tutarsız hareketler. İLE Sürekli ve tutarsız davranışları olan kişi. )
- AJİTASYON ile/||/<> AJİTE ile/||/<> AJİTE ETMEK
( Huzursuzluk, çalkalama. İLE/||/<> Huzursuz, çalkalanmış. İLE/||/<> Huzursuz etmek, çalkalamak. )
- AJİTASYON[Fr./İng. < AGITATION]["ACITASYON" değil!] değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KIŞKIRTI/KÖRÜKLEME ÇALKALAMA | ÇIRPINTI | DUYGU SÖMÜRÜSÜ | HUZURSUZLUK | ÇALKALAMA
- AJİTE ile/||/<> AJİTATÖR
( Huzursuz. İLE/||/<> Huzur bozucu | Çalkalayıcı. )
- AK/AQ[Oğuz] ile/||/<> AK SAY/AQ SAY ile/||/<> AK TEREK/AQ TEREK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BADEM:
AK ile/||/<> KAYA ile/||/<> RÜŞTÜ ile/||/<> NURLU ile/||/<> DİŞ ile/||/<> KARABAĞ ile/||/<> SIRA
- AK DEMİR = DÖVME DEMİR
- AK KEŞİŞ/LER ile/ve KARA KEŞİŞ/LER
( ... İLE/VE Benediktenler. )
(1996'dan beri)