S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 11.691 başlık/FaRk ile birlikte,
11.691 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(31/48)
- SİDERİT[Fr. < Lat. < Yun.] ile SİDEROZ[Fr.]
( İçinde, sadece demir ve nikel bulunan göktaşı. İLE Çoğunlukla kahverengi demir karbonat bileşimli, demir cevheri. )
- SİDİK RENKLERİNDE:
MAVİ/YEŞİL ile KOYU SARI ile TURUNCU ile KAHVERENGİ ile SİYAH ile ŞEFFAF
( Kolera ya da tifüse yakalanılmıştır.[İkisi de ölümcüldür.] İLE Çok fazla protein alınmıştır. İLE Ateşlenilmiş ve terleyerek çok fazla su kaybediliyorsa. İLE Kötü bir tropikal hastalığa yakalanılmışsa. İLE Bir hayvandan kan nakli yapılmışsa. İLE Çok fazla sıvı alınmışsa. )
- SİDİK ile/ve/||/<>/> ÜREMİ
( ... İLE/VE/||/<>/> Ürenin dışarı atılmaması nedeniyle kanda birikmesi. )
- SİDİK(ÇİŞ) TUTMAMALI!
- SIDK ve/ EMÂNET ve/ FETÂNET ve/ TEBLİĞ ve/ İSMET
( Peygamberin olmazsa olmaz sıfatları. [ve ümmetinin de!] )
- SIDK ile/ve HAK
( Önermenin gerçekliğe uygunluğu. İLE/VE Gerçekliğin önermeye uygunluğu. )
- SIDK[Ar.] ile HAKK[Ar.]
- SIDK[Ar.] ile İÇTEN BAĞLILIK
( Doğruluk, gerçeklik. | İçten bağlılık. )
- SIDK >< KİZB
- SIDKIN SIYRILMASI ile/ve/<> GÖZÜNDEN DÜŞMEK
- SIDKIN SIYRILMASI ile HOŞLANMAMAK
- SIDNEY HUNİAĞI ÖRÜMCEĞİ ile/ve/||/<> KIZILSIRTLI ÖRÜMCEK
( Avustralya'nın en zehirli örümcekleridir. )
- SİDON SET ile/||/<> SUM-FREE SET
( Sidon tüm toplamlar farklı, sum-free a+b≠c koşulu. )
( Formül: Distinct sums İLE no internal sum )
- SİDRET-ÜL MÜNTEHÂ ile/ve/||/<> AŞK-I MÜNTEHA/MÜNEZZEH
( Yaratılmışlığın sınırı. | Son sedir ağacı. | Kâmilin kaşı, kirpiği. İLE Sınırsız/sonsuz/bitimsiz aşk. | Yalnızlar cenneti/çölü. | Yedi cennet/beyza ve/artı sekizinci cennet. )
- SİESTA ile/ve/||/<> FİESTA
( Öğle arası. İLE/VE/||/<> Şenlik. )
- SİF[İng. COST-INSURANCE-FREIGHT] değil/yerine/= MALİYET
( Bir malın fiyatı, sigortası ve navlunu birlikte olmak üzere maliyeti. )
- ŞİF ile BEYLEM[Ar.]
( Pamuk kozası. | Şırası alınmış üzüm posası. İLE Açılmamış pamuk kozası. | Kazma, rende. )
- ŞİF[Erm.] değil/yerine/= KOZA | POSA
( Pamuk kozası. | Şırası alınmış üzüm posası. )
- ŞİFA CAMİİ :
( Nalbant Çeşme Caddesi üzerinde ve Şifa suyu mesiresine yakın yerdedir. Osmanlı mimarı tarzında yapılmış olup, tarihi bir özelliği yoktur. )
- ŞİFA SUYU BAĞLAR CAMİİ :
( Şifa Suyu mesiresinin üst kısmında ve Bağlar Sokakta olduğu için bu ismi almıştır. Tarihi bir özelliği yoktur. )
- ŞİFA SUYU ÇEŞMESİ :
( Sarıyer'in ünlü Şifa Suyu mesiresinin içinde sağ ve solda olmak üzere iki ayrı çeşmeden Şifa suyu akmaktadır. )
- ŞİFA SUYU KONAKLARI :
( Sarıyer'in önemli ve en eski mesirelerinden biri olan Şifa Suyu mesiresi 1980 yılından sonra eski özelliğini kaybetti. 2000 yılına gelindiğinde ise mesire kapatıldı. Zamanla bu geniş, asırlık ağaçların bulunduğu alan imara açıldı. Büyük bölümü yeşil alan olarak ayrıldı, kalan bölüme de Şifa Suyu mesiresinin sahibi olan SALMAN Ailesi tarafından birkaç villa yapıldı. Alana da Sarıyer Şifa Suyu Konakları ismi verildi. )
- ŞİFA SUYU MESİRESİ :
( Çok eski bir mesire yeridir. Dört asırdan beri mesire yeri olarak kullanılmaktadır. İçinde iki su bulunmaktadır. Kışlık kapalı yeri de vardır. Ne var ki 2008'de mesire kapatılmış ve imara açılarak yeni bir yerleşim bölgesi meydana getirilmiştir. Sarıyer'in bu en eski bu mesiresi olan Şifa Suyu mesire olmaktan çıkarıldı ve siteye dönüştürüldü. )
- ŞİFÂ ile/ve ÂFİYET
- ŞİFÂ ile/ve/||/<>/> SADRA ŞİFÂ
- ŞİFÂ ile/ve/<> TEDAVİ
( İçeriden. İLE/VE/<> Dışarıdan. )
- ŞİFÂ[çoğ. EŞFİYET] ile ŞİFÂH[< ŞEFE]
( İyileşme, iyi olma, hastalıktan kurtulma, sağalma. İLE Dudaklar. )
- ŞİFÂHEN ile/ve/||/<> ŞİFÂHÎ[>< TAHRİRÎ]
( Ağızdan, sözle söyleyerek. İLE Sözlü. )
- ŞİFÂHÎ BEYAN değil/yerine/= SÖZLÜ AÇIKLAMA
- ŞİFAİ ile/ve/||/<> PRAKRİT
( [Aktarım biçimi] Ağızdan ağıza, sözlü gelenek. İLE/VE/||/<> Halk arasında, konuşmada.
[Yazılılık durumu] Yazıya sonradan geçirilir. İLE/VE/||/<> Yazılı Hintçe’nin karşısında sözlü kökenlidir.
[Toplumsal düzey] Halk, ozan, meddah, halk bilgesi. İLE/VE/||/<> Halk, köylü, sıradan konuşur.
[Üst düzey dil karşılığı] Yazılı - edebî - medrese dili [Arapça/Osmanlıca]. İLE/VE/||/<> Hintçe [kutsal ve yazılı dil].
[İşlevi] Halk kültürünü, duyguyu, doğrudan anlatımı taşır. İLE/VE/||/<> Doğal konuşma, halk edebiyatı, sade tanım. )
- ŞİFAİ değil/yerine SÖZEL
- SİFAKA ile AKROBATİK, DEKINT SİFAKASI
- SİFAKA ile HIRSIZ SİFAKA
- SİFAKA ile TAÇLI SİFAKA
- SIFAT-FİİL/PARTİSİP[Fr.] değil/yerine/= NİTEM EYLEM/ORTAÇ
( Tümleç alabilen, ad ve sıfat gibi kullanılan, eylem soylu sözcük. )
- SIFAT[Ar.] ile HÂL[Ar.]
- SIFAT[Ar.] ile HEY'ET[Ar.]
- SIFAT ile/ve KAYIT
( CAPACITY vs./and ENTRY/RECORD )
- SIFAT[Ar.] ile NA'T[Ar.]
- SIFAT ile NİTELİK
( CAPACITY vs. QUALITY )
- SIFAT değil/yerine/= NİTEM
- SIFAT ile SIFAT TÜMCECİĞİ
( ADJECTIVE vs. RELATIVE CLAUSE )
- SIFAT[Ar.] ile TAHLİYE[Ar.]
- SIFAT[Ar.] ile VASF[Ar.]
- SIFAT-I NOKSAN ile/değil/yerine/||/<>/>< SIFAT-I KEMÂL
( Bilgisizlik/cehalet. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilgililik/bilgelik. )
( Cehl. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İlim. )
- SIFÂT-I ZÂTİYE ile SIFÂT-I SÜBÛTİYE
( Sadece Allah'a mahsustur. İLE *Asli, *Selbî. )
- SIFATIN, ...:
SÖZCÜKTEN ÖNCE KULLANILMASI ile SÖZCÜKTEN SONRA KULLANILMASI
- SIFFEYN/SIFFİN SAVAŞI:
KARDEŞ KAVGASI ile/ve/değil/||/<>/>/< DEVRİM KARŞITLARIYLA DEVRİM ÇATIŞMASI ve/sonra tekrar/||/<>/> KARŞI DEVRİM
- SIFIR BİÇİM ile SIFIR TÜRETİM
( ZERO MORPH vs. ZERO DERIVATION )
- SIFIR KAVRAMI ile/||/<> YOKLUK KAVRAMI
( Sıfır matematiksel bir sayı İLE yokluk felsefi bir kavramdır. Aryabhata sıfırı sayı olarak kullandı. )
( Aryabhata tarafından 500 yılında keşfedildi/formüle edildi. (476-550) (Ülke: Hindistan) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Sıfır kavramı, ondalık sistem, trigonometri, güneş merkezli sistem teorisi) )
- SIFIR TOPLAMLI İLE KOOPERATİF İLE EVRİMSEL ile/||/<> OYUN TÜRLERİ
( Farklı oyun sınıflandırmaları. )
( Formül: Minimax = Maximin (sıfır toplam) )
- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA
- SIFIR ile/ve/değil SALT BOŞÇA/MUTLAK SIFIR
( ... İLE/VE/DEĞİL -273 Kelvin )
( Mutlak Sıfır yazısı için burayı tıklayınız... )
- SIFIR ile/||/<> SAYI
( Sıfır ve Hint-Arap rakam sistemi )
( Harezmi tarafından 825 yılında keşfedildi/formüle edildi. (780-850) (Ülke: Harezm) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Cebir ve algoritma, Hint rakamları, astronomi tabloları) )
- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR
- SIFIR[0] ile/ve SONSUZ
( Yutan sayılar. )
- SIFIRI TÜKETMEK değil ZAFİRİ TÜKETMEK
( ZAFİR: Soluk/nefes. )
- SIFIRLA İŞLEMLER ile/||/<> SAYILARLA İŞLEMLER
( Sıfırla işlemler özel kurallar gerektirir İLE sayılarla işlemler standart kurallara uyar. )
( Brahmagupta tarafından 628 yılında keşfedildi/formüle edildi. (598-668) (Ülke: Hindistan) (Alan: Matematik, Astronomi) (Önemli katkıları: Negatif sayılar, sıfırla işlemler) )
- ŞİFONER[Azr.] = GARDIROP[Tr.]
- ŞİFONYER[Fr. CHIFFONNIER] değil/yerine/= DOLAP
( Çekmecelerine, çamaşır konulan dolap. )
- ŞİFRE[Fr. CHIFFRE] = KOD[Fr., İng. CODE]
( Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü, kod. | Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam/harf. )
- ŞİFRE ÇÖZÜCÜ / DECODER ile/ve/||/<> FİZİKSEL ÇÖZÜCÜ / ENCODER
- ŞİFRE OLARAK KALMASI GEREKEN ile/ve DEŞİFRE EDİLMESİ GEREKEN
( HAS TO BE CIPHER/CODE vs./and HAS TO BE DECIPHERED )
- ŞİFRE ile/ve/değil EŞİK
- ŞİFRE değil/yerine/= GİZGE
- ŞİFRE ile/ve/değil KAPI
- ŞİFRE ile/ve/değil KAPI
- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME
( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )
- SİFTAH[Ar. < İSTİFTAH] değil/yerine/= İLK ALIŞVERİŞ/İLK KEZ
( Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )
- SİFTİNMEK/ZİFTİNMEK = OYALANMAK
( Oyalanmak, vakit geçirmek. | Bir yere sürtünerek kaşınmak. )
- sig.[Lat. < SIGNA, SIGNETUR] değil/yerine/= TARİF ET, İLÂCIN KULLANILIŞINI ETİKETE YAZ
- SIĞ ile/ve/<> ÇİĞ
- SIĞ ile FİLET[İt.]
( ... İLE Derinliği aynı olan sığ su alanı. )
- SIĞ ile/ve/||/<> KOF ile/ve/||/<> GÜDÜK
- SİGA/SAGA/SIYGA[Ar.] değil/yerine/= KİP
( Fiilin çekiminden oluşan türlü biçimlerden her biri. | Kalıba dökmek. )
- SİGAR[Ar. < SAGÎR]["ga" uzun okunur] ile SİGAR ile SİGÂL[Fars.]
( Küçükler. İLE Küçüklük, ufaklık. İLE Düşünce/fikir. | Kuruntu. )
- SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )
( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )
- SİGARA İÇİLMEYEN BÖLÜM yerine SİGARA İÇİLEN BÖLÜM
( NONSMOKING AREA instead of SMOKING AREA )
- SİGARA (İÇMEK) yerine BİSİKLET(E) (BİNMEK)
- SİGARA (TÜTÜN "ÜRÜNLERİ/MAMULLERİ") İÇMEMELİ/KULLANMAMALI!!!
- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI
( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, kişilerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir. "YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır. Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )
- SİGARADA:
YANGI ile/ve/||/<> DAMAR DARLIĞI ile/ve/||/<> KANSER
- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA
( Burayı tıklayarak izleyiniz... )
- SIGH :/yerine İÇ ÇEKMEK
- SIGHT :/yerine GÖRÜŞ, MANZARA
- SİĞİL(TAVUKGÖTÜ) ile ETBENİ
( Deride oluşan, zararsız, pürtüklü, küçük ur. İLE ... )
( SÜ'LÛL[çoğ. SEÂLÎL] ile SÜÛL )
( ÂJEH, ÂZEH, BÂLÛ, GENDEME ile BÂDÂME )
- SIĞINIK ile SIĞINTI
( Başka bir ülkeye ya da yere sığınmış olan kişi. İLE Bulunduğu yerde kalması istenmeyen, varoluşu gereksiz görülen kişi. )
- SIĞINMA ya da BUNALIM
- SIĞINMACI ile/ve/||/<> GÖÇMEN ile/ve/||/<> MÜLTECİ
( ASYLUM SEEKER vs./and/||/<> MIGRANT vs./and/||/<> REFUGEE )
- SIĞIN/MUS:
AVRUPA ile DOĞU ile BATI ile ALASKA ile SHIRAS ile SİBİRYA
( Finlandiya, İsveç ve Norveç'te. İLE Kanada'nın doğusunda ve ABD'nin kuzeydoğusunda. İLE Kanada'nın Batı'sında. İLE Alaska ve Yukon'da. İLE Wyoming ve Utah'ta[ABD]. İLE Sibirya ve Moğolistan'ın Doğu'sunda. )
- SIĞINTI ve/||/<>/> SIKINTI
- SIĞIR ile BALİ SIĞIRI
- SIĞIR ile HONA
( ... İLE Eril sığır. )
( Sığır, çok yemeyi simgeler. )
( BUZAĞI/İCL[Ar.]: Sütten kesilmemiş eril sığır, dana. )
( TEBÎ[Ar.]: Sığır yavrusu, mal. )
( SİGOR[Tuna Bulgarları'na ait kitâbelerde] ile ... )
( [Altay Türkçesi] BOOS ile ... )
( BAKARÎ: Sığır cinsinden olan hayvanlarla ilgili. | BAKARİYYE: Hayvanbilimdeki genel adı, sığırlar.
BAKAR, BAKARA [çoğ. BUKUR, BUKAR, BUKARÂT] ile ... )
( BOSKAP ile ... )
- SIĞIR ile KARASIĞIR
( ... İLE Orta Anadolu'da yetişen, sert ve kurak iklime dayanıklı, küçük yapılı bir tür sığır. )
- SIĞIR ile TİBET SIĞIRI
- SIĞIR ile ZEBİ
( ... İLE Asya'ya özgü bir sığır. )
- SIĞIRCIK/ÇEKİRGEKUŞU/ÇOĞURCUK ile KARABAKAL
( Serçegillerden, siyah renkli, uzun gagalı, serçeden iri, ötücü bir kuş. İLE ... )
( STURNUS VULGARIS cum ... )
- SIĞLA YAPRAĞI ile ÇINAR YAPRAĞI
- SİGMA BAĞI ile/||/<>/> Pİ BAĞI
( Birinci oluşan kovalent bağ. İLE/||/<>/> İkinci ve üçüncü oluşan kovalent bağ. )
( İki atom arasında eksenel bakışıma sahip bağ. İLE İki atom arasında eksen dışı bakışıma sahip bağ. )
- SIGMUND FREUD (1895 ve 1896 ve 1897)
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> ANNA FREUD
( ... İLE/VE/||/<>/> S. Freud'un kızı. )
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> CARL GUSTAV JUNG ile/ve/||/<>/> ALFRED ADLER
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT
( Birbirine sadece selâm verecek kadar görüşmüşler. )
- SIGMUND FREUD ve/||/<> LUDWIG BINSWANGER
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> SANDOR FERENCZI
- SIGMUND FREUD ve/||/<> WILHELM FLIESS
- SIGN :/yerine İŞARET, İMZALAMAK
- SIGNAL :/yerine SİNYAL, İŞARET
- SIGNIFICANCE :/yerine ÖNEM
- SIGNIFICANT :/yerine ÖNEMLİ
- SIGNIFICANTLY :/yerine ÖNEMLİ DERECEDE
- SIGNIFIER vs. SIGNIFIED
- SİGORTA ile/ve/değil EŞİK
- SİGORTA[İt.]/ASFALYA[Yun.] değil/yerine/= KORUNÇ
- SİGORTA[İt.] ile REASÜRANS[Fr.]
( Bir şeyin ya da birinin, herhangi bir yönden, ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için, önceden ödenen önödeme karşılığında, bu işle uğraşan kuruluşla yapılan bağlnatı sözleşmesi. | Bu tür sözleşmeleri yapan şirket. | Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda, eriyerek, güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne ya da düzenek. İLE Bir sigorta ortaklığının, sigorta ettiği paranın bir bölümünü, olabilecek zarara karşı, başka bir ortaklığa yeniden sigorta ettirmesi işi. )
( INSURANCE vs. REINSURANCE )
- SİGORTA ile/ve/<> TEDBİR
- SİGORTALAYAN SİGORTALANAN
- SİHÂ'[çoğ. ESHİYE] ile ...
( İnce deri. | Beyin zarı. )
- SİHÂ'[Ar. çoğ. ESHİYE] ile SİHÂH/SIHÂH[Ar. < SAHÎH]
( İnce deri. | Beyin zarı. İLE Doğrular, gerçekler. )
- SİHÂM[< SEHM]:
OKLAR -<
- ŞIHBIZINCI ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< KANI ALMAZ
( Açıkgöz, uyanık. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Kıskanç, çekemeyen. )
- SIHHAT[Ar.] ile 'ÂFİYET[Ar.]
- SIHHAT[Ar.] değil/yerine/= SAĞLIK
- SIHHAT[Ar.] ile SELÂMET[Ar.]
- SIHHÎ TESİSAT değil/yerine/= SAĞIL DÖŞENEK
- SIHHÎ değil/yerine/= SAĞIL
- SİHİR" ile/ve/değil/=/||/<> YETERİNCE GELİŞMİŞ TEKNOLOJİ
- SİHR[Ar.] ile ŞA'BEZE[Ar.]
- SİHR[Ar.] ile TEMVÎH[Ar.]
- SİHR-İ HELÂL ile ...
( Sihir haramdır fakat dilde, şiirlerde yapılan çok anlamlılık çabalarına verilen ve helâl kabul edilen "sihir". )
- ŞİİR:
"BELA" ile/ve/değil/<> "DEVA"
( Başa. İLE/VE/DEĞİL/<> Kalbe. )
- ŞİİR "DİLİ" değil ŞİİR BİÇİMİNDE
- ŞİİR:
"DUYGULANMAK" İÇİN değil DUYUMSAMAK İÇİN
- ŞİİR:
"GENİŞ" ve/<> "KIRMIZI"
- ŞİİR:
HAKİKATTEN DEĞİLSE ile/değil/yerine HAKİKATTEN İSE
( "Baykuşun sesi". İLE/DEĞİL/YERİNE "Bülbülün sesi". )
- ŞİİR OKUMAK ile/ve/değil/yerine ŞİİR YAZMAK
- ŞİİR:
ŞAİRİN ile/ve/değil/||/<>/< HAKİKATİN
- ŞİİR:
YAZMAK ile/ve/değil/||/<> İNŞÂ ETMEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Akrostiş. )
- ŞİİR ile ...
( (ERİL) ARSLAN )
( SÜT (HEMŞİRE) )
- ŞİİR ile AKROSTİŞ/İSTİHRÂC[< HURÛC]/MUVAŞŞAH[< VİŞÂH]
( ... İLE Mısra başlarındaki harflerden, şiirin ithaf edildiği kişinin adı okunan şiir biçimi. )
( YAŞAR akrostişlerini okumak için burayı tıklayınız... )
- ŞİİR ile/ve/||/<> BALAD[Fr. < BALLADE]/BALAT
( ... İLE/VE/||/<> Orta Çağ'da, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü. | Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir şarkı türü. | Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan ya da şarkı olarak okunan yapıt. )
- ŞİİR ile/ve/||/<>/> BESTE
( ... İLE/VE/||/<>/> Bir şarkının, makam ile uyumu. | Kapalı, bağlı, bitiştirilmiş, bağlanmış. | Donmuş. )
- ŞİİR ile/ve DEME
( ... İLE/VE Halk edebiyatında şiir. )
- ŞİİR ile/ve/değil DUYGU BOŞALIMI
- ŞİİR ile/ve/||/<> GARAMİ[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<> Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan sanat yapıtı. )
- ŞİİR ile/ve/<> GELİŞ(TİRİL)MİŞ DİL
- ŞİİR ile/ve İCAZ
( ... İLE/VE Az sözle çok şey anlatma. )
- ŞİİR ile/ve KOŞMA
( ... İLE/VE Sazla beraber okunan halk şiiri. )
- ŞİİR ile/ve/değil MÂNİ
( ... İLE/VE/DEĞİL Eğin'deki Mâni Yolu'nda yürümenizi salık veririz. )
- ŞİİR ile/ve/<> MÜZİK
( Şiir, ifade edilemez olanı sözlere dökme sanatıdır. )
( Tanrı Toth'un konuşmasının taklidi. )
( Şiir şişmanlatmaz fakat (egoyu) şişirir. )
( el-ARÛZ ile/ve/<> ... )
( POEM vs./and/<> MUSIC
Poetry is the art of putting into words the inexpressible. )
( CI: Lirik şiir. )
- ŞİİR ile NA'T-I ŞERİF
( HZ. PEYGAMBER HAKKINDA YAZILAN ŞİİRLER )
- ŞİİR ile/ve/= NEFES
- ŞİİR ile/ve/değil/<> NEŞÎD/E
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. )
- ŞİİR ile/ve OD
( ... İLE/VE Bir tür lirik şiir. )
- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]
- ŞİİR ile RETORİK
- ŞİİR ve/<> SES
- ŞİİR ile ŞİTAİYE[Ar.]
( Divan edebiyatında, kış mevsimini konu olarak işleyen şiir. | Bir kasidenin, kışı anlatan giriş bölümü. )
- ŞİİR ile/ve SONE[Fr.]
( ... İLE/VE İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, ondört dizeli bir batı koşuk türü. )
- ŞİİR ve/<> ŞUUR
- ŞİİRDE, (")MANTIK("):
"YOK" değil ARANMAZ!
- ŞİİR/LER ve/||/<>/>/< ŞAİR/LER
( Az bilinen ["]çoklar["]. )
- ŞİİR/POEM değil/yerine/= OZ
- ŞİİRSEL/LİK ile/ve/değil/yerine SİMGESEL/LİK
- ŞİİR-ŞİFA BULMAK
- ŞİİR/YAZI ile/ve/||/<>/> MÜKÂLEMELİ/KONUŞTURMALI ŞİİR/YAZI
- ŞIK[Ar. < ŞIKK] ile ŞIK[Fr. < CHIC]
( İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. İLE Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. )
- ŞIK[Ar. < ŞİKK] ile ŞIK[Fr. < CHIC]
( Seçenek. İLE Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. )
- SİKA'["ka" uzun okunur] ile SİKA[Ar. < VÜSÛK | çoğ. SİKAT]
( Kırba, sakaların içine su koydukları köseleden yapılmış kab. İLE Güven, emniyet. | İnanılır, güvenilir kişi. )
- ŞİKÂF[Fars.] ile -ŞİKÂF[Fars.]
( Yarık, yırtık, çatlak. | Boya ile yaldızın birlikte kullanılması suretiyle yapılan süslemeler. İLE "yırtan, yaran" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[MÛ-ŞİKÂF: Kıl yaran, kılı kırk yaran.] )
- ŞİKÂL[Ar.] ile ŞİKÂR[Ar.]
( Üç ayağı beyaz[sekili] olan at. İLE Avlanan hayvan. | Ganimet, düşmandan ele geçirilen mal. | Ender bulunan şey. )
- SİKALAR
( Açıktohumlulardan bir bitki ailesi. )
- SİKATİF[Fr.]
( Yükseltgenerek, polimerleşmeye uygun olma. | Özellikle maden bileşiklerden oluşan, katalitik özellikler taşıyan ve çabuk kurumasını sağlamak amacıyla, boya, vernik ve yağlıboyalara az miktarda katılan madde. )
- SİKATRİS değil/yerine/= (KAPANMIŞ, İYİLEŞMİŞ) YARA YERİ
- ŞİKÂYÂT ile/değil HİKÂYÂT
( Bizimki şikâyât değil, hikâyât. )
- SİKÂYE ile ...
( SU İÇİLEN KAB | İÇİLECEK SUYUN TOPLANMASI İÇİN YAPILAN YER, BÜĞET )
- ŞİKÂYET ETMEK/SÖYLENMEK değil/yerine NE YAPABİLECEĞİNİ VE NASIL YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK VE EYLEME GEÇMEK
- ŞİKÂYET ETMEK ile/değil/yerine/>< DURUMU(NU)/ZİHNİ(Nİ) DEĞİŞTİRMEK
- ŞİKAYET ETMEK değil/yerine/= YETKEYE BİLDİRMEK
- [ne yazık ki]
ŞİKÂYET ile İSRAF ile SIRADÜZENSİZLİK[ANARŞİ] ile BASKI/İSTİBDÂD ile İFRÂD-TEFRÎT
değil/yerine/><
KANAAT ile İNFAK ile HUZUR/SELÂMET ile ADÂLET ile İSTİKÂMET
( [ne yazık ki]
Bilgisizlik + Yoksulluk >= Şikâyet İLE
Bilgisizlik + Varsıllık >= İsraf İLE
Bilgisizlik + Özgürlük >= Anarşi İLE
Bilgisizlik + Güç >= Baskı/İstibdâd İLE
Bilgisizlik + Din >= İfrâd - Tefrit İLE
DEĞİL/YERİNE/><
Bilgi/(b)ilim + Yoksulluk >= Kanaat İLE
Bilgi/(b)ilim + Varsıllık >= İnfâk İLE
Bilgi/(b)ilim + Özgürlük >= Huzur, Barış/Selâmet İLE
Bilgi/(b)ilim + Güç >= Adâlet İLE
Bilgi/(b)ilim + Din >= Yön/İstikâmet )
- ŞİKÂYET ve/||/<>/> EŞKIYÂ
( Şikâyet eden, eşkıyâdır. )
- ŞİKÂYET ile GAMMAZLAMA
( TO COMPLAIN vs. TO SQUEAL/SNITCH )
- ŞİKÂYET ile/ve/<>/değil GEREKSİNİM/İHTİYAÇ
- ŞİKÂYET ile/ve HAYIFLANMAK
( ... İLE Acınmak, üzülmek, yerinmek, esef etmek. )
( HAYIF: Haksızlık, insafsızlık. | Acınma, üzülme. | Yazık! Vah vah! Heyhat! )
- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine HAYRET
( COMPLAINT vs./and ASTONISHMENT/AMAZEMENT
ASTONISHMENT/AMAZEMENT instead of COMPLAINT )
- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/></>/< HİKÂYET
( Yaşanılmış bir sorun üzerine konuşulduğunda, o konuya değinmenin gereği, sorunun kendini değil daha sonraki durum ve/ya da süreçlerde, kişinin, davranış-tutumlarını ve dilini düzeltmesine, gelişerek değişmesine katkıda bulunulacak biçimde düşünülmeye/konuşulmaya çalışılmasıdır. Biri, bir sorundan konu açıyorsa, bunu, o sorundan "şikâyet ediyor" olarak değil daha sonrası için bir çözüm arıyor ve/ya da sunuyor olarak düşünmek/konuşmak ve algılamaya çabalamak gerekir. Bir serzeniş ya da isyan olarak algılanmamalıdır.
Bu tür durumlarda, ötekine bilgi vererek, değinilecek konu/sorun için, "Benimki/bizimki*, bir şikâyât değil hikâyât![olan-bitenin öyküsü/hikâyesi]" biçiminde, öncelikle, kişinin kendinde ve daha sonra çevresinde, adâleti ve dengeyi sağlamasına destek vermek üzere, çevresiyle olan iletişimini ve ilişkisini sürekli kılmak üzere, bir bilgi verilir ve/ya da açıklama/anımsatma/uyarı yapılır.
[ * "Bizimki" sözü/sözcüğü, "bu konuda/alanda, bu ayrıntılarda, ben ve benim gibi düşünenler" olarak/anlamında ve bencilliğe/tekbenciliğe düşülmemesi için kullanılır. ] )
- ŞİKÂYET ile/ve/<> İHBAR
- ŞİKÂYET ile İSPİYON
- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine RİCÂ
( [not] COMPLAINT vs./and/but REQUEST
REQUEST instead of COMPLAINT )
- ŞİKÂYET[Ar.] ile SERZENİŞ[Fars.]/TAKAZA[Ar.]
( Hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma, yakınma. İLE Başa kakma, sitem etme. )
- ŞİKÂYET ile SÖYLENME
- ŞİKÂYET ile/değil/yerine ŞÜKÜR
( Derdi artırır. İLE/DEĞİL/YERİNE Nimeti artırır. )
- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine/||/<> TESPİT
- ŞİKÂYET[Ar.] ile/değil YAKINMA
( Uyumsuzluk yaratıyor, sonra da yakınıyorsunuz. )
( You create disharmony and then complain! )
( [not] TO COMPLAIN vs./but COMPLAINING )
- ŞİKÂYETÇİ/MÜŞTEKÎ[Ar.] değil/yerine/= YAKINAN
- SIKBOĞAZ (ETMEK)
- SIKÇA KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSATMAK
- SİKE SİKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖKE SÖKE (AL[DIR]MAK/YAP[TIR]MAK)
- SİKE SİKE ile/ve/değil/||/<> SİKKE SİKKE (ÖDEMEK)
- ŞİKEN[Fars.] ile ŞİKEN[Fars.]
( Büklüm, kıvrım. İLE "kıran, kırıcı" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[DİL-ŞİKEN: Gönül kıran/kırıcı.] )
- ŞİKESTE[Fars.] değil/yerine/= DARGIN, KIRILMIŞ/KIRGIN
( Kırılmış, kırık. | Yenilmiş, yenik düşmüş. | Gücenmiş, kırgın, kederli. )
- ŞIK[Fr. CHIC] ile ŞIK[Ar. ŞİKK]
( Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. İLE Seçenek. )
- SIKI-FIKI (ARKADAŞ/DOST, YAKIN OLMAK)
- SIKI SIKI (BAĞLAMAK)
- SIKI ile/ve/||/<> DAR
- SIKICI ile ÇILDIRTICI
- SIKICI ile İÇ KARARTICI
- SIKICI ile/ve/değil ZORLAYICI
- ŞIKIDIM ŞIKIDIM (OYNAMAK)
- SIKI-FIKI (OLMAK) ile/ve İÇLİ-DIŞLI (OLMAK) ile/ve YÜZ-GÖZ (OLMAK)
- SİKİK ile "SİKİNDİRİK"
- SIKI/LAŞMA ile KATI/LAŞMA
( STRICT/NESS vs. STERN/NESS )
- SIKILIK ile/ve/değil AÇI
- SIKILMA ile "BOĞULMA"
- SIKILMA ile/değil KANIKSAMA
- SIKILMAK ile/ve SALLANMAK
( Sallanmak, o ortamdan/mekândan sıkıldığınız anlamına gelir. )
( Ne kadar sıkılsanız da, bir toplantı ya da derste, dinleme/bekleme gibi durumunda sallanmamak/bacakları sallamamak gerekir. )
- S.KİLMİŞ GÖTÜN DAVASI OLMAZ ile/ve GEÇTİ BOLUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE
- SIKINTI-STRES (YARATMAK)
- SIKINTI ZAMANINDA ALLAH DEMEK yerine GENİŞ ZAMANDA ALLAH'I ZİKRETMEK
- SIKINTI ile ...
( Varoluşun sesi. )
- SIKINTI ile/ve ARAYIŞ
( SIKINTI: Varoluşun sesi. )
( DISTRESS vs./and SEARCHING | SEEKING )
- SIKINTI ile/> BUNALTI
- SIKINTI ile/ve/> ÇÖZÜMLER / ÇARE/LER
( DERMAN ARAR İDİM, DERDİME
DERDİM, BANA DERMAN İMİŞ
BURHAN ARARDIM, ASLIMA
ASLIM, BANA BURHAN İMİŞ )
( "Çare/ler" yazısı için burayı tıklayınız... )
( I was seeking the recipe to my trouble...
I saw that, my trouble was the recipe...
I was seeking the evidence to my essense...
I saw that, my essense was the evidence... )
( DISTRESS/BOREDOM vs./and/> REMEDY )
- SIKINTI ile/ve/değil HOŞNUTSUZLUK
- SIKINTI ile ISTIRAP
- SIKINTI ile/ve/değil/yerine/<> KARANLIK
( Duygu durumu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Algı durumu. )
( Zorlamalı, değişken, keyfî. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Zorunlu, doğal. )
- SIKINTI ile/ve/değil/<> SAKINCA
- SIKINTI/KAHIR[Ar.] ile SIKINÇ/KASVET[Ar.]
( ... İLE İç sıkıntısı, gönül darlığı. | Katılık, sertlik. | Merhametsizlik, acımasızlık. )
( BANYO YAP, SPOR YAP, GIDANA DİKKAT ET, [zayıfsan] KİLO AL / [şişmansan] KİLO VER )
- SIKINTI ile/ve/> SIRADANLAŞTIRMA
- SIKINTILI ile/değil SIKINTIDA
- SIKINTILI ile ÜZGÜN
- ŞIKIR ŞIKIR (İŞLEMEK)
- ŞIKIRTI ile/değil ŞIRILTI
( Nesnelerde, katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda, akışkanlarda. )
- SIKIŞ-TEPİŞ (OTURMAK)
- SIKIŞ-TIKIŞ (OTURMAK)
- SIKIŞIKLIK ile KISIR DÖNGÜ
- SIKIŞMA ile/ve BÜZÜŞME
- SIKIŞMIŞLIK ile/ve/||/<>/> SIKILMIŞLIK
- SIKIŞTIRILABİLİR ile/||/<> SIKIŞTIRILAMAZ
( Sıkıştırılabilir ρ değişir (gaz) İLE sıkıştırılamaz ρ=sabit (sıvı). )
( Formül: ∇·v ≠ 0 İLE ∇·v = 0 )
- SIKIŞTIRMAK ile BASTIRMAK
- SIKIŞTIRMAK ile KISTIRMAK
- SIKIŞTIRMAK ile PAKETLEMEK
- SIKIT/KOMPRİME[Fr.] ile SIKIT
( Çoğu kez yassı ya da silindir biçiminde katı ilaç. | Bir konuyla ilgili olarak, derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi. İLE Düşük. )
- [ne yazık ki]
SIKIYA ile/ve/||/<> SIKILMAYA GELEMEMEK
- SİKKE[Ar.] ile SİKKE
( Madeni para. | Madeni paralara vurulan damga. | Ağırlık, yük. İLE Mevlevi dervişlerinin giydikleri, yüksek ve tepesi düz, keçe külah. )
- ŞIKK-I:
EVVEL ile/ve/||/<>/> SÂNÎ ile/ve/||/<>/> SÂLİS
( [Mâliye teşkilâtının ayrıldığı, ...] birinci mâlî bölge. İLE/VE/||/<> İkinci mâlî bölge. İLE/VE/||/<> Üçüncü mâlî bölge. )
- SİKLAMEN[Fr. < Yun.] ile SİKLAMEN[Fr. < Yun.]
( Tavşankulağı, buhurumeryem. İLE Kırmızıya çalar, eflatun renk. | Bu renkte olan. )
- SIKLAŞTIRMA ile SIKILAŞTIRMA
- SİKLET değil SIKLET[Ar.]
( Ağırlık, yük. | Sıkıntı. )
(1996'dan beri)