PA'dan PU'ya ilk iki yazacı aynı olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 1.158 başlık/FaRk ile birlikte,
1.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(4/6)
- PAPAĞAN ile AFRİKA GRİ PAPAĞANI
( ... cum PSITACCUS ERITHACUS )
- PAPAĞAN ile AMAZON PAPAĞANI/YELPAZELİ PAPAĞAN/ŞAHİN BAŞLI
- PAPAĞAN ile ARA/MAKAV/MACAW
( PARROT vs. MACAW )
- PAPAĞAN ile/değil DENİZ PALYAÇOSU
- PAPAĞAN ile/değil HİNT KARGASI
- PAPAĞAN ile JAKO, KAKADU, KAKAPOEN, LORİ, AMAZON, ARA
- PAPAĞAN ile KAKAPO
( www.parrotsinternational.org )
( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşarlar. )
( ... İLE 80 yıl yaşarlar. )
(
)
- PAPAĞAN ile KEA PAPAĞANI
( ... İLE Dağlarda yaşayan tek papağan türü. )
(
)
- PAPAĞAN ile KIRMIZI GAGALI TUKAN
( ... İLE Güney Amerika'nın, tropikal ormanlarında yaşarlar. )
( ... İLE Gagalarını kullanarak serinlerler. )
- PAPAĞAN ile LEVRİ
( ... İLE Kırmızı papağan. )
- PAPAĞAN ile PALMİYE KAKADUS
( ... İLE Yeni Gine ve civarındaki adalarda görülmektedir. )
( ... İLE Uzunlukları, 65 - 75 cm. arasında değişmektedir. )
( ... İLE Kırmızı renkli yüzü vardır.[Heyecanlandıklarında, mavileşmektedir.] )
- PAPAĞAN ile PERU PAPAĞANI
- PAPAĞAN ile YEŞİL PAPAĞAN
- PAPALIK ile/||/<> PAPA
( Katolik Hıristiyanlığın başkanlığı. Vatikan Kilisesi. İLE/VE/||/<> Katolik Kilisesi'nin, bir kurul tarafından seçilen, Vatikan'da oturan ve Hz. İsa'nın vekili sayılan başkanı. )
- PAPATYA TOPLAMA:
HAZİRAN/TEMMUZ'DA değil/>< MAYIS'TA
( Zehirli. >< Zehirsiz. )
- PAPATYA ile AFRİKA PAPATYASI
- PAPATYA ile/ve ÇAYIR PAPATYASI
( UKHUVAN ile/ve ... )
( ANTHEMIS NOBILIS / MATRICARIA CHAMOMILLA cum/et ... )
( BÜLÜMBEBEK[Kayseri'de] )
- PAPATYA ile/değil GÜMÜŞDÜĞME
- PAPATYA ile/ve HOROZGÖZÜ, KOYUNGÖZÜ, SIĞIRGÖZÜ, TAVUKGÖZÜ
- PAPATYA ile/değil PYRENTUM
( ... İLE/DEĞİL Zehir olarak kullanılmaktadır. )
- PAPATYA ile SARI ÇALI PAPATYASI
- PAPATYA ile/ve SIĞIRGÖZÜ
( BÂBÛNE/C ile/ve BÂBÛNE-İ GÂV [Sarı bir papatya.] )
- PAPATYA ile/ve VİRÂNE PAPATYASI/VARATİKA
- PAPATYA ile YAYLA PAPATYASI
- PAPAZ ile/ve/<>/< DİYAKOZ[Yun.]
( ... İLE/VE/<>/< Papazın yardımcısı. )
- PAPAZ ile/ve/||/<>/> KARDİNAL[Fr. < CARDINAL]
( ... İLE/VE/||/<>/> Papa'yı seçen, danışmanlığını yapan başpapazlardan her biri. )
- PAPAZ ile/ve/<> PİSKOPOS[Yun.]
( ... İLE/VE/<> Katoliklerde, bir bölgenin din işlerine başkanlık eden, papazlığın en yüksek aşamasında olan din görevlisi. )
- PAPAZBURNU DALYANI :
( Rumelifener ile Garipçe arasındadır. Boğaziçine geçişleri önlemek için burada savunma amaçlı tabya inşâ edildi. Tabya'da Cami, kışlak binası, depo gibi binalar vardı. Tabyanın 1790 - 1802 yılları arasında inşâ edildiği, 1607 yılında inşaatın tamamlanarak asker sayısının arttırılmasına dair belgeden anlaşıyıyor. Tabya kalıntıları mevcuttur. )
- PAPAZBURNU :
( Rumelifeneri sınırları içindedir. Rumelifeneri ile Garipçe arasında ve yeni mezarlığın batısında, Bağlaraltı Dalyanının arkasındaki dik kayalıklara Papazburnu denilmektedir. Burada Osmanlılar döneminde Sultan IV. Murat (1623 - 1640) tarafından kale yaptırılmıştır. Kale içerisinde 60 asker evine, Sultan IV. Murad adına yaptırılmış bir cami, 100 adet büyük küçük top, kale muhafızı ve 300 asker bulunuyordu. Kıble yönüne bakan bir demir kapısı vardı. Günümüzde yıkıntı bir duvardan başka hiçbir şey yok. )
- PAPER :/yerine KAĞIT
- PAPILIONACÉES = FERÂŞÎYE
- PAPİRUS <> KÜREK KEMİĞİ <> CEYLAN DERİSİ <> KİL TABLETLERİ
- PAPUA YENİ GİNE KİŞİLERİ ile ...
( Kendi içlerinde evlenmenin sonucunda, kadın ve erkekler, kısa boylu ve gösterişsiz bir toplum oluşmuş. Bazıları, doğal olarak, çok farklı tonda bir sarı saça sahip. Ciltleri çok kuru olduğundan, çabuk buruşuyor ve yaşlarından çok daha yaşlı gösteriyorlar. )
- PAPUA YENİ GİNE'DE:
İNGİLİZCE ile/ve/<> PİDGİN
( Resmi dil. İLE/VE/<> Halkın kullandığı bozuk İngilizce.[Zaman kipi yoktur.]
[EM WANEY: Bu nedir? | YU ONAIT: Nasılsın?] )
- PAPUS = KANZA'A = AIGRETTE
- PARA (SAPLANTISI) değil/yerine KİŞİ[KARDEŞ/ARKADAŞ/OLANAKSIZ/MAĞDUR]
- PARA [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- PARA [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- PARA AKLAMAK ile/ve/değil "VİCDAN(LAR)I/NI" "RAHATLATMAK"
- PARA BİRİKTİRMEK ile/ve/değil/yerine PARA KAZANMAK
( Yaşamak için para kazanmak gerekir fakat para kazanmak için yaşanmaz. )
( [not] TO SAVE MONEY vs./and/but TO EARN MONEY
TO EARN MONEY instead of TO SAVE MONEY )
- PARA ÇEŞİTLERİ ve/||/<> PARA ÇİÇEĞİ(MONEY FLOWER[TAXONOMY OF MONEY])
(
)
- PARA HARCAMAK:
"SAHİP OLMAK" İÇİN ile/değil/yerine DENEYİM KAZANMAK ÜZERE
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha mutlu kılar. )
- PARA İLE:
MAL/HİZMET ELDE ETMEK ile/yerine/değil ZAMAN ELDE ETMEK
- Para kazanabilmek için SUS!!!
- PARA KAZANMAK ile/ve PARA HARCAMAK
( Beceri gerektirir. İLE/VE Kültür gerektirir. )
( Paraya ve bilgiye mahkum olma! )
( İğneyle kuyu kazmak gibi. İLE/VE Kuma su dökmek gibi. )
( ... ile/ve SARF[: Harcama. | Para bozma. | Çevirme, döndürme. | Değişme. | Dilbilgisi.] )
( TO EARN MONEY vs./and TO SPEND MONEY )
- PARA TUTKUSU/HAMAN ile/ve ORUN/MEVKİ TUTKUSU/BELÂM ile/ve RUHBANLIK/İLÂH OLMA TUTKUSU
( KÂRUN ile/ve FİRAVUN ile/ve BELÂM )
( Emeğin sömürücüsü. İLE/VE Siyasetin zâlimi. İLE/VE Maneviyatın gaspçısı. )
- PARA VAKFI(NUKUD) ile VEFÂEN SATIŞ
- PARA- ile PERİ- ile KO/CO-
( Yan, yanında. İLE Çevresinde, yakınında. İLE Birlikte, eşlik eden. )
- PARA-PUL (SAHİBİ OLMAK)
- PARA:
AKÇE ile/ve/||/<> SULTANÎ ile/ve/||/<> DUCAT ile/ve/||/<> FLORINS ile/ve/||/<> GURUS ile/ve/||/<> ŞÂHÎ
( Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> Osmanlı'da. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Venedik'te. İLE/VE/||/<> Macaristan'da. İLE/VE/||/<> Avrupa'da. İLE/VE/||/<> İran'da. )
- PARA:
DİJİTAL ile/ve/||/<> KRİPTO ile/ve/||/<> SANAL
- PARA:
GEREKSİNİM değil MASKELEME
- PARA" ile/değil/yerine İNSANLIK
( Ne önemi var? İLE/DEĞİL/YERİNE Önemli/mühim[öncelikli] olan. )
- PARA[Azr.] ile PARA[Tr.]
( Yarım, yarısı, bölüm/kısım. İLE Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt ya da metalden ödeme aracı, nakit. | Kazanç. | Kuruşun kırkta biri. )
- PARA/NUKUD[Ar. < NAKD]/SİPALİ[argo] ile/ve KAİME/KAYME[Ar.]
- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA
- PARA ve/||/<>/> DÜDÜK
( "Parayı veren, düdüğü çalar." [ne yazık ki] )
- PARA ve HARF
( Evrensel eşdeğerlik birimleri. )
- PARA ile/değil MADALYON
- PARA ile MAHMUDİYE
( ... İLE Bugün süs altını gibi kullanılan, Sultan II. Mahmut zamanında basılmış, ince altın sikke. )
- PARA yerine MANGIR
- PARA ile/||/<> META
( Para karşılıklı İLE meta çapraz konumdur )
( Formül: 1 ile4- İLE 1 ile3- )
- PARA = MONEY[İng.] = ARGENT[Fr.] = GELD[Alm.] = DENARO[İt.] = DINARO[İsp.]
- PARA ile PAPEL[argo < İsp. < Lat.]
( ... İLE Kâğıt para. )
- PARA ile PARA
( Yükseklik, yücelik. İLE Mangır, pul. )
- PARA ile SILE[Ar.]
( ... İLE Bir şaire, yazdığı övgü karşılığı verilen para. )
- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< VERİ > BİLGİ
( Bilgi peşinde koşmak, altın peşinde koşmaktan daha iyidir.
[Ar. Talebu'l-ilm hayrun min taleb'z-zeheb] )
( [not] MONEY vs./and/but/||/<>/>/< KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of MONEY )
- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZAMAN
( Parayı, paranın satın alabileceği şeyler için tüketmek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Para ile satın alınamayacak şeyler için tüketmek. )
- PARABOL[Fr. < Yun.] ile PARABOLOİT[Fr. < Yun.]
( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Odağı olmayan, yalnız bir bakışım[simetri] ekseni bulunan, ikinci dereceden yüzey. )
- PARABOL ile/ve HİPERBOL
( İki bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. İLE/VE Üç ve üzeri bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. )
( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )
( vs./and/||/<> HYPERBOLA )
- PARABOLA ile/||/<> HYPERBOLA
( Parabola bir odak bir directrix İLE hyperbola iki odak fark sabit. )
( Formül: Focus-directrix İLE focus difference )
- PARABRAHMAN ile ...
( En Yüce Gerçek. )
- PARADIGM vs./and ALTERATION
- PARADİGMA ile/||/<> DEVRİM
( Bilimsel devrimler )
( Thomas Kuhn tarafından 1962 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1922-1996) (Ülke: ABD) (Alan: Bilim Felsefesi) (Önemli katkıları: Paradigma kayması, bilimsel devrimler) )
- PARADİGMA ile KESİNLİK
- PARADİGMA ile PERSPEKTİF
( PARADIGM vs. PERSPECTIVE )
- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]
( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )
- PARADOKS ile ANTİNOMİ
( PARADOX vs. ANTINOMY )
- PARADOKSAL/PARADOXICAL[İng.] değil/yerine/= ÇELİŞKİLİ
- PARADOX vs. ANTINOMY
- PARAFİNDEN YAPILMIŞ MUM ile/yerine %100 STEARİN YA DA DONYAĞI İÇEREN MUM
- PARAGNA/PRAJNA ile ...
( "Benlik" ile meşgul olmayan bilgi, kavrayış, bilinç, saf farkındalık. [Üstün bilinç durumu anlamına gelir.] )
- PARAGRAF:
AÇMAK ile/ve/||/<> OLUŞTURMAK
- PARAGRAFİ/PARAGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YAZILI ANLATIM GÜÇLÜĞÜ
- PARAKETE[İt.] ile PAREKETE
( Geminin saatteki hızını ölçmek üzere bir ucu denize atılan araç. )
- PARAKRİN/PARACRINE[İng.] değil/yerine/= YEREL HORMON
- PARALAKS ile/||/<> DOPPLER METODU
( Paralaks geometrik uzaklık, Doppler radyal hız gezegen tespiti. )
( Formül: d = 1/p [pc] İLE v_r ölçümü )
( Christian Doppler tarafından 1842 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- PARALALİ/PARALALIA[İng.] değil/yerine/= HARF SÖYLEYİŞ GÜÇLÜĞÜ
- PARALANMAK ile PARALA(N)MAK
( Parasızken para elde etmek. İLE Parçala(n)mak. | Yıprat(/n)ıp eski(t)mek. )
- PARALEL EVREN değil ÇOKLU EVREN
( HUGH EVERETT )
- PARALEL HESAPLAMA ile/||/<> SERİ HESAPLAMA
( Paralel MPI/GPU çok işlemci, seri tek işlemci sıralı. )
( Formül: Speedup İLE sıralı )
- PARALEL VENASYON ile RETİKÜLER VENASYON
( Yaprak damarlarının koşut dizilimi. İLE Yaprak damarlarının ağsı dizilimi. )
- PARALEL/LİK ile BERABER/LİK
( PARALLEL/NESS vs. COOPERATION )
- PARALEL değil/yerine/= ENLEM/ENLEMLİ
- PARALEL ile EŞZAMANLI
( PARALLEL vs. SYNCHRONOUS )
- PARALEL ile/ve/değil/yerine/||/<> KATMANLILIK
- PARALEL ile/ve VE
( PARALLEL vs./and AND )
- PARALELKENAR ile/||/<> YAMUK
( Paralelkenar iki çift İLE yamuk bir çift paralel kenardır )
( Formül: 2 çift // İLE 1 çift // )
- PARALI SEKS ile PARAYLA SEKS
( Olabilir. İLE Olmaz! )
- PARALI ile/ve/<>/> PAHALI
- PARALI ile ZENGİN
- PARALİTİK/PARALYTIC[İng.] değil/yerine/= FELÇLİ
- PARALİZİ/PARALYSIS[İng.] değil/yerine/= FELÇ
- PARALİZİ ile PLEJİ
- PARALLEL(NESS) vs. COOPERATION
- PARALOJİ/PARALOGIA[İng.] değil/yerine/= YANLIŞ AKIL YÜRÜTME
- PARALOJİZM ile ...
( Mantığa uymazlık. )
- PARAMAKASH ile ...
( Büyük saha, zamanı ve uzayı olmayan Gerçeklik. Mutlak Varlık. )
- PARAMARTHA ile ...
( Yüce Gerçek. )
- PARAMEDİKAL/PARAMEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIPLA BAĞLANTILI
- PARAMEDİYAN/PARAMEDIAN[İng.] değil/yerine/= ORTAYA YAKIN
- PARAMETER vs. VARIABLE
- PARAMETER ile/ve/||/<> COMPONENT
- PARAMETRE/LER ile/ve DİNAMİK/LER
( "PARAMETER/S" vs./and "DYNAMIC/S" )
- PARAMETRE ile AÇI
( PARAMETER vs. ANGLE )
- PARAMETRE ile/||/<> İSTATİSTİK
( Parametre evren ölçüsü, istatistik örnek ölçüsüdür )
( Formül: μ ileσ İLE x̄ iles )
- PARAMETRE ile KOMPARTIMAN
- PARAMETRİC AMPLİFİCATİON ile/||/<> LİNEAR AMPLİFİCATİON
( Parametric amplification nonlinear süreçle sinyal güçlendirmeyken İLE linear amplification doğrudan güç amplifikasyonudur )
( Formül: Three-wave mixing )
- PARAMİMİ ile AMİMİ
( Düşünceler ile yüz ifadeleri arasındaki uyuşmazlık. İLE Bazı sinirsel hastalıklarda görülen mimik yitimi. )
- PARAMİTA ile PRAJNA PARAMİTA
( Buda doğasının yüzleri. Altı yüce edim. Karşı kıyıya geçmenin, böylelikle Nirvana'ya ermenin bir yolu. İLE Bilgelik Uygulaması. Mahayana Budizmi'nde filozof Nagarjuna'nın felsefesinin etkisiyle gelişmiş bir takım sutralardan oluşan bir yazın türü. Altıncı Kural. )
- PARAMNEZİ/PARAMNESIA[İng.] değil/yerine/= BELLEK YANILSAMASI
- PARAMPARÇA (OLMAK)
- PARAN:
VARSA ile/ne yazık ki YOKSA
( Sayarlar. İLE/NE YAZIK Kİ "Satarlar." )
- PARANIN "ÖNEMİ" değil/yerine/< İNSANLIK
- PARANIN İŞLEVLERİNDE:
HESAP BİRİMİ ile/ve/||/<>/> MÜBÂDELE ile/ve/||/<>/> MUHÂFAZA
- PARANIN KAYBI ile/ve/||/<> SAĞLIĞIN KAYBI ile/ve/||/<> KARAKTERİN KAYBI
( Çok da etkileyici olmayabilir. İLE/VE/||/<> Kaybımız, önemli, etkileyici ve büyük olabilir. İLE/VE/||/<> Herşeyi kaybetmiş oluruz. )
- PARANIN:
CEPTE OLMAMASI ile/ve/değil/yerine/>< CEPTE OLMASI
( [not] THE MONEY NOT IN THE POCKET vs./and/but/>< THE MONEY IN THE POCKET
THE MONEY IN THE POCKET instead of THE MONEY NOT IN THE POCKET
)
- PARANIN:
GİTMESİ ile/ve HARCANMASI
- Paranı söyleme! SUS!!!
- PARANKİM/PARENCHYMA[İng.] değil/yerine/= ÖZEK DOKU
- PARANLA "VEZİR", AKLINLA REZİL OLMAK
ile/değil/yerine/><
PARANLA "REZİL", AKLINLA "VEZİR" OLMAK
- PARANOYA:
ERDEM ve/||/<> AMAÇTAN UZAKLAŞMA/"SOYUTLANMA"
- PARANOYA/K[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÖTEKUŞKU/CU / ÖTEKUŞKUSAL
- PARANOYA/PARANOIA[İng.] değil/yerine/= AKIL DIŞI SAPLANTI
- PARANOYA ile KISKANÇLIK
- PARANOYA ile KOMPLO
- PARANOYA ile KORKU
( PARANOIA vs. FEAR )
- PARANOYA ile KURUNTU
( PARANOIA vs. APPREHENSION )
- PARANTEZ[İng.]/MUTARIZA[Ar.] değil/yerine/= AYRAÇ
- PARANTEZE ALMAK ile KENARA KOYMAK/ASKIYA ALMAK
- PARAPATRİK ile/||/<> PERİPATRİK
( Parapatrik sınırda hibrit İLE peripatrik küçük kenar. )
( Formül: Border İLE peripheral )
- PARAPET[İt.] ile/= KÜPEŞTE[Yun.] ile/= KORKULUK
( Gemi küpeştesi[Yun.]. | Korkuluk. | Pencere önlerindeki dar çıkıntı. İLE/= Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )
- PARAPLEJİ ile/ve TETRAPLEJİ
( İki bacakta da görülen felç. İLE/VE ... )
- PARAPRAKSİ/PARAPRAXIA[İng.] değil/yerine/= DİL-DEVİNIM SÜRÇMESİ
- PARAPSİKOLOG değil/yerine/= ÖTEUSBİLİMCİ
- PARAPSİKOLOJİ/PARAPSYCHOLOGY[İng.] değil/yerine/= FİZİK ÖTESİ "BİLGİSİ"
- PARAPSİKOLOJİ ile/||/<> PARANORMAL ile/||/<> PARAFİZİK ile/||/<> PARADİGMA ile/||/<> PARALEL ile/||/<> PARAZİT ile/||/<> PARALİMPİK ile/||/<> PARAMEDİK
(
| Parapsikoloji | Psikolojinin ötesindeki ruhsal/psişik olayları inceleyen alan. |
| Paranormal | Normalin dışında olan, açıklanamayan (örnek: hayaletler, "UFO"lar) |
| Parafizik | Fiziğin ötesindeki, fizik yasalarıyla açıklanamayan olaylarla ilgili. |
| Paradigma | Bir düşünce yapısının yanındaki örnek, model, kalıp, çerçeve. |
| Paralel | Yan yana giden, aynı doğrultuda. (matematiksel ya da mecâzî anlamda) |
| Parazit | Yanında yaşayıp zarar veren canlı. [mecâzen de "gereksiz ses vb."] |
| Paralimpik | Olimpiyatların yanında/desteğiyle düzenlenen engelli spor oyunları. |
| Paramedik | Doktorun yanında çalışan sağlık görevlisi [acil tıp teknikeri]. |
- PARAPSİKOLOJİK değil/yerine/= ÖTEUSBİLİMSEL
- PARASANG[İran ölçüsü][Yunan çağında, Anadolu'da] ile ...
( 30 stadion'a eşittir. [5 kilometre, 328 metre] )
- PARASEMPATİK ile/ve/||/<>/< SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ
(
)
( ALÂKAVÎ )
- PARASENTEZ/PARACENTESIS[İng.] değil/yerine/= KARIN ZARI SIVI ALIMI
- PARASINI ÖDEMEK ile/değil/yerine ÜCRETİNİ ÖDEMEK
- PARASIZLIK ile "YOKLUK"
( MÜZÂYAKA[< ZÎK, ZAYK/DÎK, DAYK] )
- PARAŞÜT değil/yerine/= DÜŞÜRTEÇ
- PARATİROİD BEZİ ile (KULAKALTI) TÜKÜRÜK BEZİ
( PARATHYROID GLAND vs. PAROTID GLAND/SALIVARY GLAND )
- PARATVA ile ...
( Uzaklık, terkedilmişlik. )
- PARAVAN[Fr. < PARAVENT] ile/ve/değil/||/<> KALKAN
- PARAVAN[Fr. < PARAVENT] değil/yerine/= PERDE[Fars.]
( Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda, bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır, çerçeveli perde. | Adından, yetkisinden, gücünden, kendine belirli etmeden yararlanılan kişi/kuruluş. )
- PARAVAN/A[Fr. < PARAVENT]/SEPERATÖR[İng. < SEPERATOR] değil/yerine/= AYRAÇ
( Menteşelerle birbirine bağlı birkaç parçadan oluşan ve yapılarda bazı bölümleri ayırmakta kullanılan, katlanır, taşınır çerçeveli perde. | Adından, yetkisinden, gücünden kendisine belirli etmeden yararlanılan [kişi ya da kuruluş]. )
- PARAYI, MEZARA GÖTÜREN >< PARANIN, MEZARA GÖTÜRDÜĞÜ
( Yoktur. >< Çoktur. )
- PARAZİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= (")ASALAK(")
( Asalak. | Radyo yayınına karışan yabancı ses. | Başkalarının sırtından geçinen kişi. )
- PARAZİT ile DİL PARAZİTİ
( ... cum CYMOTHOA EXIGUA )
- PARAZİT ile SAPROFİT
( Canlı konakçıdan beslenen organizma. İLE Ölü organik nesnelerden beslenen organizma. )
- PARAZİTİZM ile KOMENSALİZM
( Bir canlının ötekine zarar vererek yaşadığı ilişki türü. İLE Bir canlının yarar sağladığı, ötekinin etkilenmediği ilişki türü. )
- PARAZİTİZM ile/||/<> PREDATÖRLÜK
( Parazitizm konakçı canlı tutar İLE predatörlük öldürür )
( Formül: Yaşatır İLE öldürür )
- PARÇ ile ...
( Büyük bakır tas. )
- PARÇA PARÇA ile PARAMPARÇA
( PIECE BY PIECE vs. ALL IN PIECES )
( RÎZE RÎZE ile ... )
- PARÇA-PİNÇİK (ETMEK)
- PARÇA(NIN) SAPTA(N)MASI/KABULÜ ile BÜTÜN(ÜN) SAPTA(N)MASI/KABULÜ
( TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE PIECE vs. TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE ENTIRE/WHOLENESS )
- PARÇA[Azr.] = KUMAŞ[Tr.]
- PARÇA[Fars. < PÂÇE] ile SONAT[Fr. < SONATE]
( ... İLE Bir ya da iki çalgı için yazılmış, üç ya da dört bölümden oluşan müzik yapıtı. | Çeşitli türlerde [Allegro, Adacco, Andante] üç ya da dört bölümden oluşan müzik parçası. )
- PARÇA/SEGMENT[İng.] ile/ve/değil/||/<> SEKME/TAB[İng.]
( Bölüm. | Kesit. | Parça. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bölüm. )
- PARÇA ile/ve/||/<> ASKAT
( ... İLE Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri. )
- PARÇA ile/ve/değil/||/<>/< BİLEŞEN
- PARÇA ile/ve/||/<> LEKE
- PARÇA ile PAFTA[Fars. :Örmüş.]
( ... İLE Büyük harita, plan ya da modeli oluşturan ayrı parçalardan her biri. | Metal çubuk ve borulara diş açan aygıt, yivaçar. | Süs için takılan pul ya da çakılan iri başlı çivi. | Büyük benek, leke. )
- PARÇA ve/||/<>/>/< TAMAMLAYICI/LIK
- PARÇA ile/ve TAVIR
( PIECE vs./and MANNER )
- PARÇA ile/değil/yerine ÜYE
- PARÇA ile/ve/değil UZANTI
( [not] PIECE vs./and/but EXTENSION )
- PARÇACIK - DALGA
- PARÇACIK ile/||/<> DALGA
( De Broglie hipotezinin deneysel doğrulanması. Madde dalgalarının varlığının kanıtı. )
( George Paget Thomson tarafından 1927 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1975) (Ülke: İngiltere) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Elektron kırınımı keşfi, dalga-parçacık ikiliğinin deneysel kanıtı) (Nobel: 1937) )
- PARÇACIL ile ...
( PARTITIVE )
- PARÇALA(N)MAK ile DOĞRA(N)MAK
- PARÇALAMA ile/ve AÇIKLAMA
( TO BREAKT INTO PIECES vs./and EXPLANATION )
- PARÇALAMA ile/ve/değil/||/<> AYIRMA
- PARÇALAMA ile DAĞITMA
- PARÇALAMAK ile/değil/yerine YARGILAMAK
- PARÇALANMA ile/ve/> ÇOĞALMA
( TO BREAK INTO PIECES vs./and/> INCREASE )
- PARÇALANMA ile/ve/değil/yerine DAĞILMA
( [not] TO BREAK INTO PIECES vs./and/but TO DISPERSE
TO DISPERSE instead of TO BREAK INTO PIECES )
- PARÇALANMA ile KOPYALANMA
- PARÇALANMIŞ/LIK ile BÖLÜNMÜŞ/LÜK
( TO BREAK INTO PIECES vs. TO BE DIVIDED )
- PARÇALANMIŞLIK ile/değil AYRIM
- PARÇALARDA, PARÇAYI/LARI GÖRMEK ile/değil/yerine PARÇALARDA, BÜTÜNÜ GÖRMEK
( TO SEE THE PIECES/S ON PIECES vs. TO SEE THE INTEGRITY ON PIECES )
- PARÇALI YAPRAK = VARAK-I MÜNKASİM = FEUILLE DIVISÉE
- PARÇALI YAPRAK = VARAK-I MÜREKKEBE = FEUILLE COMPOSÉE
- PARÇALI/LIK ile/değil AYRI/LIK
- PARÇASI OLMAK ile/yerine/değil UZANTISI OLMAK
( [not] TO BE PART OF vs./but TO BE EXTENSION
TO BE EXTENSION instead of TO BE PART OF )
- PARÇAYI ZİKR-BÜTÜNÜ KASIT ile BÜTÜNÜ ZİKR-PARÇAYI KASIT
- PARDESÜ[Fr.] ile CÜPPE[Ar.]
( Serin havalarda, giysilerin üzerine giyilen ince üstlük. İLE Hukukçuların, bilimteylerde, belirli bir aşamaya ulaşmış bilimkişileri, dinadamlarının giysi üzerine giydikleri, uzun yenleri geniş, düğmesiz giysi. )
( Mİ'TAF ile CÜBBE )
- PÂRE[Fars.] ile -PÂRE[Fars.]
( Parça. | Tane, adet. | Sayı, bölük. | Para. İLE "parça" anlamıyla bileşik sözcükler yapar.[SEMS-PÂRE: Güneş parçası, güzel. | YEK-PÂRE: Tek/bir parça.] )
- PAREKENDE değil PERAKENDE
- PARENKİMA = NESC-İ HÜCREVÎ = TISSU CELLULAIRE
- PARENT :/yerine EBEVEYN
- PARENTERAL NÜTRİSYON/PARENTERAL NUTRITION[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM YOLU DIŞI BESLENME
- PARENTERAL[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM YOLU DIŞI
- PARENTHESES ( ) vs. BRACKETS [ ]
- PAREO ile ETEK
( ... ile ZEYL )
( ... ile DÂMEN )
- PAREZİ/PARESIS[İng.] değil/yerine/= HAFİF FELÇ
- PARFÜM (KOKUSU) ile/yerine TEMİZ TEN (KOKUSU)
- PARİDİYE[Ar.]/PARIDÉES[Fr.] değil/yerine/= BAŞTANKARAGİLLER
( ... cum TERMINALIA CITRINA )
- PARIL PARIL (PARLAMAK, PARILDAMAK)
- PARİMANA ile ...
( Boyut. )
- PARİPİNNAT YAPRAK = VARAK-I RÎŞÎ-İ TEV'EMÎ = FEUILLE CONJUGUÉE, FEUILLE PARIPENNÉE
- PARİS KOMÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZİ PARKI
( 83 gün sürmüştür. İLE/VE/||/<>/> 22 gün sürmüştür. )
- PARITE/PARITY[İng.] değil/yerine/= DOĞUM SAYISI
- PARİTE/PARITY[İng./Fr.] ile/ve/||/<> PARAMETRE[İng./Fr.]
( İki ülke parasının karşılıklı değeri. İLE Değişken. )
- PARK ÇEŞMESİ :
( Sarıyer'de Vapur iskelesi yanındaki Mehmet Akif Ersoy Parkı'nın içindedir.1987 yılında Türkiye Gazetesi tarafından yaptırılmıştır. Mermerden yapılmıştır, kubbelidir ve kubbe üzerinde alemi vardır. Köşeli çeşmenin her köşesinden musluğu vardır. Firdola mermer yalağı vardır. )
- PARK STANDARTLARI RAPORU-2015 ve/||/<>/> KENT İÇİ BİSİKLET YOLLARI KILAVUZU
( Okumak için burayı tıklayınız... VE/||/<>/> Okumak için burayı tıklayınız... )
- PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ :
( Yeniköy Mahallesindedir. 6.300,00 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 2.517,00 m²'lik yeşil alanı bulunmaktadır. )
- PARK YERİ değil/yerine BİSİKLET(Lİ) YOLU
- PARK :/yerine PARK
- PARKE[Fr. PARQUET] değil/yerine/= SAVCI
( Eskiden, hakim kürsüsünden aşağıda ve yerde oturmaları nedeniyle savcılara, parke adı verilirmiş. )
- PARKE ile MARLEY[bir marka adından]
( Küçük, biçimli tahta parçalarının, belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme. | Düzgün bir biçimde yontulmuş, köşeli taşlarla yapılmış kaldırım. İLE Yapılarda, düşeme gereci olarak kullanılan plastik madde. )
- PARKING :/yerine PARK YERİ
- PARKİNSON İLÂCI ile/değil HUZURSUZ BACAK İLÂCI
( Huzursuz Bacak tanısı bulunanlar, yazılan ilâcın, farklı dozda olması ve aynı zamanda Parkinson hastasına da yazılıyor olmasından dolayı, kendilerinin de Parkinson olup olmadığı şüphesine düşmemelidir. [Parkinson için yazılan ilâçtaki ilgili tamamlayıcı kimyasalın dozu, Huzursuz Bacak hastalığı ilâcındakinden 80 kat daha fazla ve ayrı bir yapıdadır.] )
- PARKINSON ile/değil ESANSİYEL TREMOR
- PARKİNSON ile/||/<> HUNTİNGTON
( Beyinde dopamin üreten gözelerin kaybı ile ilişkili bir devim bozukluğu. İLE/||/<> Genetik bir bozukluk sonucu beyinde sinir gözelerinin bozunumu ve zihinsel gerileme. )
- PARKİNSON ile/ve/||/<> KORA
( ... İLE/VE/||/<> Başlıca belirtisi, kısa, çabuk, değişken güçte istemsiz hareketler olan bir hastalık. )
- PARKUR[Fr.] ile/ve/||/<> KULVAR[Fr. < COULOIR]
( Bisiklet, atletizm gibi bazı yarış ve koşularda, yarışmaların yapıldığı yol. İLE/VE/||/<> Bazı yarışlarda, koşucunun koştuğu ya da yüzücünün yüzdüğü yarış aralığı/şeridi. )
- PARKUR değil/yerine/= YARIŞ YOLU
( Bisiklet, atletizm gibi bazı yarış ve koşularda, yarışmaların yapıldığı yol. )
- PARLAK/CİLÂLI = YALDIRAK
- PARLAK ile/||/<> ARJANTE[Fr.]
( ... İLE/||/<> Gümüş gibi parlak. )
- PARLAKLIK:
SALTIK/MUTLAK ile/ve/||/<> GÖRÜNÜR
- PARLAMA ile ALEVLENME
( İŞTİAL: Tutuşma, parlama, alevlenme. )
- PARLAMA ile ÇÖKME
- PARLAMENTO ile/ve/||/<> AMERİKA YENİ KUVVETLER AYRILIĞI
- PARLAMENTO ile DUMA[Rusça]
( Başlıca görevi yasama, devlet bütçesini çıkarma ve hükümeti denetleme olan, üyeleri halk oyu ile belirli bir süre için seçilen meclis ya da meclisler. İLE Çarlık zamanında, Rus meclisine verilen ad. )
- PARLAYICI ile/ve/||/<>/> PATLAYICI
- PARMAK BASMAK ile ALTINI ÇİZMEK
- PARMAK İZİ ÖBEKLERİ(GRUPLARI):
ARCH ile/ve TENTARCH ile/ve LOOP ile/ve DOUBLE LOOP ile/ve POCKED LOOP ile/ve WHORL ile/ve MIXED
( 8'er alt grupları daha vardır. )
( DAKTİLOSKOPİ[< Yun. DAKTYLOS: Parmak. | SKOPEIN: Gözlemlemek.]: Parmak izine dayanarak kimlik belirleme yöntemi. )
( Parmak iziyle kimlik tespitinde binde 2.5 ilâ 3'lük bir hata payı olabilmektedir. )
( İlgili ayrıntıları okumak için burayı tıklayınız... )
- PARMAK(LAR)/ELİG/ELEK ile/ve/||/<>/> AYA ile/ve/||/<>/> AVUÇ ile/ve/||/<>/> KOL ya da/= EL
( Elin/kolun ucuyla ayanın başladığı beş uzantı/çıkıntı. İLE/VE/||/<>/> Parmakların dibiyle bilek arasındaki iç bölüm. İLE/VE/||/<>/> Parmakların içi ve aya bölümü. İLE/VE/||/<>/> Parmak uclarından omuz başına kadar uzanan bölüm. )
( ELGE/ELİGE/ELİG/ELEG/ELEK: Elemek[: parmaklar arasından geçirmek] | İlk elek.[Daha sonraları elek görevini gören nesneler ve araçlar üretilmiştir.] )
- PARMAK/AYAK İZİ < DİL İZİ < RETİNA < DNA
- PARMAK ile EKMEK ile BIÇAK
- PARMAK ile/ve HAT ile/ve NOKTA
( Bir mimari arşının 1/24'ü.[3,158 cm.] İLE/VE Bir parmağın 1/12'si.[0,263 cm.] İLE/VE Bir hat'ın 1/12'si.[0,0219 cm.] )
( 1 mimari arşın = 24 parmak = 288 hat = 3456 nokta'dır. )
- PARMAK ile KISA PARMAKLILIK/BRAKİDAKTİLİ
- PARMAK ile/||/<> ÖRÜMCEK PARMAK/ARAKNODAKTİLİ
- PARMAKLA GÖSTERMEK ile/değil/yerine GÖSTERMEK
- PARMAKLAR ile/ve/||/<> SERÇE PARMAKLAR
( Yanyana, ayası[avuç içi] aşağıya bakacak konumda duran ellerin, geride/içte kalan, ötekilere göre daha geniş tırnaklı(/belki de boyu kısa) olan parmak(lar) "baş parmak".
Baş parmağın ve orta parmağın yanındaki/arasındaki parmağa "işaret parmağı".
İşaret parmağının ve yüzük parmağının yanındaki/arasındaki, aynı zamanda, iki tarafında da ikişer parmağın bulunduğu parmağa "orta parmak".
Orta parmak ve serçe parmağın yanındaki/arasındaki parmağa "yüzük parmağı".
Yanyana, ayası(avuç içi) aşağıya bakacak konumda duran ellerin, en dışta kalan parmak(lara) "serçe parmağı" denilir. )
( Kişinin el parmakları sosyal örgütlenmeye köz/model olmuştur. İnsan öbekleri/grupları 10'luk sisteme göre örgütlenmiştir. Bu 10'luk sistemin önderi olmuştur. )
( PARMAK: Bitişik ve dışı içine gelecek biçimde dizilmiş altı arpa tanesi uzunluğunda bir mesafe. | [Yunan çağında, Anadolu'da] Ayağın on altıda biri. [0,0185 metre] )
( PARMAK[< VARMAK]: Varmayı/ulaşmayı/gerçekleştirmeyi sağlayan araç. )
( SEBBÂBE[Ar.]: İşaret/şehâdet parmağı[başparmağın yanındaki]. | BİNSIR/BİNSÂR[Ar.]: Yüzük parmağı[Serçe parmak ile orta parmak arasındaki]. | HINSIR: Serçe parmak. )
( DAKTYLOS )
- PARMAKLARDA:
BAŞ ile/ve/||/<> İŞARET ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> YÜZÜK/ADSIZ ile/ve/||/<> SERÇE
itibarı ile 1.158 başlık/FaRk ile birlikte,
1.158 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/6)
(1996'dan beri)