M ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 8.190 başlık/FaRk ile birlikte,
8.190 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(15/34)
- MEKANİK DİZGE ile/ve ORGANİK DİZGE
( Bütün için. İLE/VE/||/<> Hem kendi, hem de düzen için. )
( MECHANICAL SYSTEM vs./and ORGANICAL SYSTEM )
- DUYULAR'DA:
MEKANİK ile/ve/<> KİMYASAL ile/ve/<> TERMAL ile/ve/<> ELEKTROMANYETİK
- MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON
- MEKANİK İLE ELEKTROMANYETİK İLE MADDE ile/||/<> DALGA SINIFLARI
( Üç temel dalga kategorisi. )
( Formül: λ = h/p (de Broglie) )
- MEKANİK MÜHENDİSLİĞİ değil/yerine/= İŞLEYBİLİM ÖLÇMENLİĞİ
- SİNDİRİM:
MEKANİK ile/ve/||/<>/> KİMYASAL
- MEKANİK değil/yerine/= DÜŞÜNMESİZ
- MEKANİK ile/ve İKİLİK
- MEKANİK değil/yerine/= İŞLETSEL
- MEKANİK değil/yerine/= İŞLEYBİLİM
- MEKANİK ile/ve/||/<> KİNEMATİK[Fr. < CINEMATIQUE]
( ... İLE/VE/||/<> Nesnelerin hareketlerini yörünge, hız ve ivme vb. konular bakımından inceleyen mekanik kolu. )
- MEKANİK ile/ve MATEMATİK
( Hareket. İLE/VE Biçim. )
( MECHANICS vs./and MATHEMATICS )
- MEKANİK ile MEKANİKÇİ/LİK
- MEKANİK[Fr. < Yun.] ile MEKANİZE[Fr.] ile MEKANİZMA
( Kuvvetlerin özdekler ve devinimler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. | Denge ve devinim kurallarıyla ilgili. | El ya da makine ile yapılan. | [mecaz] Düşünmeden yapılan. İLE Savaş ve taşıma gereçleriyle donatılmış kıta ya da birlik. İLE Belirli bir sonuca ulaşmak için karmaşık bir biçimde düzenlenmiş organ ya da parçalar bileşimi, düzenek. | Örgenlerin işleyiş biçimi. | Ateşli silahların işlemesini sağlayan mekanik bölüm. | [mecaz] Oluş, ortaya çıkış, işleyiş. )
- MEKANİK ile ORGANİK
- MEKANİK ile OTOMATİK
( MECHANICAL vs. AUTOMATIC )
- MEKANİK/Çİ/LİK/MEKANİZM değil/yerine/= İŞLEYSEL/Cİ/LİK
- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE
( )
- MEKANİZE ile MEKANİZASYON ile MEKANİZE BİRLİĞİ
- MEKANİZMA/MECHANISM[İng.] değil/yerine/= DÜZENEK
- MEKANİZMA değil/yerine/= DÜZENEK
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> İLKE
( vs./and/||/<> PRINCIPLE )
- MEKANİZMA değil/yerine/= İŞLEYİŞ
- MEKANİZMA ile MEKANİZMALI
- MEKANİZMA ile/değil METABOLİZMA[Fr. < Yun. METABOLE: Değişme.]
( ... İLE/DEĞİL Canlı organizmada ya da canlı gözelerde, hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, dirimbilimsel ve kimyasal değişimlerin tümü. )
- MEKANİZMA ile/ve/||/<> ORGANİZMA
( Değer üretmez. İLE/VE/||/<> Değer üretir. )
( İşlev. İLE/VE/||/<> Eylem. )
- MEKANİZMA/SİSTEM/TERTİBAT/MAKİNE değil/yerine/= DÜZENEK
- MEKANOKİMYA ile/||/<> FOTOKİMYA
( Mekanokimya mekanik kuvvet ile reaksiyon gerçekleştirirken İLE fotokimya ışık enerjisi kullanır )
( Formül: Piezoelektrik etki )
- MEKÂRİMEL AHLÂK ve/<> EFENDİMİZ/HZ. MUHAMMED
( MEKÂRİM: Kerâmetin bulunduğu birçok yer. | İstemeden verilenlerin[merhamet, kanaat, hilmiyet, af, cömertlik] makamı. )
- MEKARÎS[Ar. < MIKRÂS]["ka" uzun okunur] ile MEKARÎZ[Ar. < MİKRÂZ]["ka" uzun okunur]
( Kesecek aletler, makaslar. İLE Kesecek aletler, makamlar. )
- MEKİK ile MEKİK OYASI ile MEKİK DİPLOMASİSİ
- MEKİK[Fars.] ile/ve/<> SERÇİN[Fars.]
( El ya da otomatik dokuma tezgâhlarında, atkı ya da argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç. | Oya yapmakta kullanılan, kemik, ağaç ya da plastikten, iki ucu sivri, arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan küçük araç. | Genellikle karın kaslarının güçlendirilmesi için yapılan gövde hareketi. | Uzay gemisi. İLE/VE/<> Mekik dili. | Seçme, seçkin olan. )
- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH
- MEKKÂRE ile ...
( Osmanlı ordusundaki at vb. )
- MEKKARE ile MEKKARECİ/LİK
- MEKKE NUR CAMİİ :
( Cumhuriyet mahallesinde Osmanlı tarzındea inşâ edilen bir camidir. )
- MEKKE ile ...
( Hicaz'da, Hz. Muhammed'in doğduğu ve Kâbe'nin bulunduğu kent. )
- MEKKE ile/ve MEDÎNE
( BESSÂSE: Mekke-i Mükereme. )
( ... İLE Mahkemenin olduğu yer. )
- MEKKE ile/ve/<> MEDİNE ile/ve/<> KUDÜS
( Allah'ın mahremi. İLE/VE/<> Hz. Muhammed'in mahremi. İLE/VE/<> İnsanlık'ın mahremi. )
- MEKKEH ile MÜREKKEP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çin'den getirilen bir mürekkep.[Türk kitapları bu mürekkeple yazılırdı.] İLE ... )
- MEKNÛS[Ar.] ile MEKNÛZ/E[Ar.]
( Süpürülmüş. İLE Yere gömülü, hazinede saklı. )
- MEKNÛZ[< KENZ] değil/yerine/= YERE GÖMÜLÜ, HAZİNEDE SAKLI
- MEKRÛH[Ar. < KERH] ile/ve/değil/||/<>/< METRUK
( İğrenç. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Terk edilmiş. )
- MEKRUH ile/ve HARAMA YAKIN MEKRUH
- MEKRUH[Ar.] değil/yerine/= İĞRENÇ
( İğrenç, tiksindirici. | İslâm'da, dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenilen. )
- MEKRÜMETLÜ/MEKREMETLÜ ile FAZÎLETLÜ ile SEMÂHATLÜ ile FÜTÜVVETLÜ ile MEVEDDETLÜ ile ZEHÂDETLÜ
( İlmiyede sadreyn pâyesinin resmi unvanı. İLE İlmiye sınıfına ait olanlardan, İstanbul ve Harameyn unvanını alanlara hitapta kullanılan unvan. İLE Din âlimleri arasında kazaskerlik pâyesinde bulunanlara özel resmî takma ad. İLE Askerlikte mülâzım[teğmenler] ile kol ağası ve yüzbaşılara mülkiyede, rabia ve hâmise rütbeleri taşıyan kimselere verilen unvan. İLE Rütbesi olmayan kadılara verilen unvan. İLE Şeyhlere ve din adamlarına hitâben kullanılan unvan. )
- MEKS[Ar.] ile MEKS[Ar. çoğ. MÜKÛS]
( Durma, bekleme, bir yerde kalma, eğlenme. İLE Vergi, öşür, bâç. | Öşür, bâç, cibâyet etme. )
- MEKSİKA PESOSU ile FİLİPİN PESOSU
- MEKSİKALI ile MEKSİKA DALGASI
- MEKTEB-İ TIBBİYE-İ MÜLKİYE[Ar.] ile MEKTEB-İ TIBBİYE-İ ŞAHÂNE[Ar.]
( Tıp fakültesi. İLE Askerî tıp okulu. )
- MEKTEP SOKAK :
( Rum kilisesinin üst kısmında bulunan sokakta Rum İlkokulu olması nedeni ile sokağa Mektep Sokak adı verilmiştir. Zamanla Rum ilkokul 1930 yılların sonunda yandı, okul kilisenin içinde eğitime devam etti bir süre. Okul zamanla yıkılıp gitti, arsası üzerinde Yenimahalle Spor Kulübü binası var. )
- MEKTEP TERBİYESİ ile/ve/<> MEYDAN TERBİYESİ
- MEKTEP ile MEKTEPLİ/LİK ile MEKTEP KAÇAĞI ile MEKTEP ÇOCUĞU ile MEKTEPLİ KAHVESİ
- MEKTEP[Ar.] değil/yerine/= OKUL
- MEKTUP değil/yerine/= BİTİ/BETİK
- MEKTUP ile/ve FERMAN
( BİTİK/G[Sözün yakalanıp saklandığı, muhafaza edildiği yer. | Sözün bittiği(türediği), ozlaştığı yer.] ile/ve YARLIĞ )
- MEKTUP ile SİRKÜLER
( ... İLE Birçok kişiye ulaştırılmak üzere çoğaltılmış mektup. )
- MEKTUP ZARF
- MEKTUPLARDAKİ FELSEFE:
HANNAH ARENDT ile KARL JASPERS ile MARTIN HEIDEGGER
(
)
- MEKTUPLAŞMAK ile MEKTUP ile MEKTUPÇU/LUK
- MEKTUP/NÂME değil/yerine/= İLETE
- MEKÛLÂT = ECNÂS-I ÂLİYE
- MEKYÛL ile ...
( Kile ve benzeri gibi ölçekle ölçülmüş. )
- MEL- ile/||/<> BUCCO- ile/||/<> -MELİA/-MELAS ile/||/<> MEL-/-MELO- ile/||/<> BRACHİ-/BRACHİO- ile/||/<> -PELLİC/PELYCO- ile/||/<> POD-/-POD/-PODİA/PODO-
( Yanak. İLE/||/<> Yanaklarla ilgili. İLE/||/<> Kol ve bacaklar. İLE/||/<> Ekstremite, kol ve bacaklarla ilgili durumlar. İLE/||/<> Kollarla ilgili, kol. İLE/||/<> Belirli tipte, pelvisle ilgili. İLE/||/<> Ayakla ilgili, ayaklı, ayakların oluşumuyla ilgili. )
- MELÂ[Ar.] ile MELÂ'[Ar.] ile MELÂH[Ar.]
( Sahra, ova. İLE Cemaat. İLE Çekirge. )
- MELÂHAT[Ar.] ile/ve SABÂHAT[Ar. < SUBH] ile/ve BEŞENC[Fars.]
( Güzellik, yüz güzelliği. İLE/VE Güzellik, lâtiflik, yüz güzelliği. İLE/VE Yüz lâtifliği, güzelliği, parlaklığı ve gençliği. )
- MELÂİK[Ar. < MİL'AKA] ile MELÂİK/E[Ar. < MELEK]
( Tahta kaşıklar. İLE Melekler. )
- MELÂİKE-İ KERUBİYUN[Ar.] değil/yerine/= MELEKLERİN EN BÜYÜKLERİ
- MELÂİN[Ar. < MEL'ANE/T] ile MELÂİN[Ar. < MEL'ÛN]
( Lânete neden olanlar, lânet edilmeye değer işler/hareketler. İLE Herkesin lânet ve nefretini kazanmışlar, mel'unlar. )
- MELÂL[Ar.] ile/ve/||/<> MEHCUR/E[Ar. < HİCR]
( Sıkıntı. İLE/VE/||/<> Uzaklaşmış, uzakta kalmış, ayrı düşmüş. Bırakılmış, metruk, unutulmuş, gayr-i müstâmel. | Saçma sapan, hezeyan. Amel edilmeyen. Kullanılmaz olmuş. Ayrılmış. )
- MELÂL[Ar.] / GAM/M[Ar.] değil/yerine/= SIKINTI
- MELÂMET[< LEVM] ile ...
( AYIPLAMA, KINAMA | AZARLAMA, ÇIKIŞMA )
- MELÂMET ile KALENDERÎLİK
( Yetro ekolü. İLE ... )
- MELÂMET ile MEL'ANET[Ar. < LÂ'N]
- MELÂMETİYE ile ...
( ZİKİR, FİKİR, ÖZEL GİYİNİŞ, TEKKE GİBİ ÂDETLERİ, TÖRENLERİ KABUL ETMEYEN BİR TARÎKAT )
- MELÂMİ'[Ar. < LEM'A] ile MELÂMÎ[Ar. < MELÂMET | çoğ. MELÂMİYYÛN] ile MELÂMİH[Ar. < LEMHA]
( Parıltılar. İLE Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği, rintliği kendine ilke edinen kişi. Melâmiye tarikatından olan.[Hem tarikattir, hem de değildir | Ne tarikat, ne de değildir] İLE Lemhalar[: Bir kez bakma. | Parıltı, parlama.]. | Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. | Güzellik ya da çirkinlik yapıtları. )
- MELAMİ/LİK ile MELAMİN ile MELAMİN REÇİNESİ
- MELÂMÎ ile/değil/yerine MELÂMET NEŞELİ/NEŞESİ OLAN (BİRİ)
- [ne yazık ki]
LÂNET ETMEK, LÂNET OKUMAK ["NALET" değil!]/MELÂNET[Ar. < LA'N] değil/yerine/= BÜYÜK KÖTÜLÜK/İLENÇLİK/KARGIŞLIK, KARGIMAK/UZAKLAŞTIRMA
- [Fr.] MELANİT ile MELANİT[< Lat.]
( Doğal demir ve kalsiyum silikat. İLE Aslı pikrik asit olan patlayıcı bir madde. )
- MELANKOLİ[Fr. < Yun. melan/kara + khole/safra] değil/yerine/= KARASEVDÂ/MALİHULYA[Ar. < Yun.]
( Kara Sevdâ/Safra. | Kuruntu. )
- MELANKOLİ değil/yerine/= KARAKAYGI
- MELANKOLİ ile/>< MANIA
( ["coşku"] İçe dönük. İLE/>< Dışa dönük. )
- MEL-ANKOLİK" değil MELANKOLİK
- MELANOM ile/||/<> KARSİNOM
( Derideki melanositlerden kaynaklanan bir kanser türü. İLE/||/<> Epitel dokulardan kaynaklanan bir kanser türü. )
- MELAS[Fr. < İsp.] ile ...
( Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa. )
- MELCE'[< MELÂCİ'] ile ...
- MELDEK ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Keçeleşmiş olan. İLE ... )
- MELDÛG[Ar. < LEDG] ile ...
( Zehirli bir hayvan tarafından ısırılmış/sokulmuş. )
- MELEK ile İNSAN
( Memur. İLE Halîfe. )
- MELEK ile/ve/||/<>/> MELEKE
( Doğa/da, canlı/da[bitki/de, hayvan/da]. İLE/VE/||/<>/> İnsan/da. )
( Kavram. İLE/VE/||/<>/> Yeti. )
- MELEK ile MELEKE ile MELEK OTU
- MELEK ile ÖLÜM MELEĞİ ile MELEKSİ ile MELEKLER
( ANGEL vs. ANGEL OF DEATH vs. ANGELIC vs. ANGELS )
( فرشته ile ملک الموت ile ملکي ile فرشتهي ile ملائک )
( FARSHTEH ile ملک الموت ile ملکي ile فرشتهي ile MOLAEK )
- MELEK ile ŞEYTAN(İBLİS[Ar.]/HANNÂN)/SATAN
( Gökten inen/gelen. [Akadca'dan] İLE ... )
( Melek denilen, manevi ve ilâhi haldir. )
( Semavi dinlerin içinde yer alan Melek sözcüğü, Amoriler'de Milkom ve Sur Kenti'nin tanrısı olarak Melk-Kart(Kentin Kralı), Süryaniler'de ve İbraniler'de Molek ya da Moleke, Araplar'da Melek'tir. )
( MELEK ile AZÂZİL[Şeytanın melekler arasında yaşadığı ve henüz Hz. Âdem'e secde etme emrini alıp da isyan etmediği zamanki adı.] )
( FİRİŞTE/FERİŞTE(H) ile ... )
- MELEKE[Ar.] değil/yerine/= YETİ
( TEKRARLAYA TEKRARLAYA MEYDANA GELEN ALIŞIKLIK, YATKINLIK, YORDAM | YETİ )
- MELEKLER:
BAŞLANGIÇTA ve/<> SONUNDA
( 4 ve/<> 8 )
- MELEKLERDE:
"KANAT" değil İLİŞKİ
- MELEKOTU
( Maydanozgillerden, çiçekleri yeşilimtırak beyaz, su kenarlarında yetişen bir bitki. )
( ANGELICA )
- MELEKUT < MÜLK
( Melekut âlemi, mülk âleminden izlenir. )
- MELEMEK ile MEL MEL
- MELES ile MELEZ[Ar. < MELES] ile MELEŞ
( Köpeklerin yaşı. İLE İki kuzulu koyun. İLE Değişik türden hayvan ya da bitkiden üremiş [hayvan ya da bitki]. | Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan kişi. | Katışık, karışık. )
- MELEŞMEK ile MELEŞ
- MELEVÂN değil/yerine/= GECE VE GÜNDÜZ
- ÇANDIR/MELEZ[Ar.]/METİS[Fr.] ile/ve TOPA
( ... İLE/VE Hindistan'daki melezler. )
- MELEZ[Ar. < MELES]/METİS[Fr.] değil/yerine/= KIRMA/AZMA/ARADA
- MELEZ ile MELEZLEŞTİRMEK
( HYBRID vs. HYBRIDIZE )
( گياه پيوندي ile دوتخمه ile جفت کردن )
( GYAH PEYVANDY ile DOTOKHMEH ile JOFT KARDAN )
- MELEZ[Ar.]/METİS[Fr.] ile MESTİZO
( ... İLE Kızılderili-İspanyol melezi. )
- MELEZLEMEK ile MELEZLENMEK ile MELEZLEŞMEK ile MELEZLEŞTİRMEK ile MELEZ/LİK
- MELHÛZ[Ar.] değil/yerine/= UMULAN/BEKLENEN
( Düşünülebilen, olabilen, hatıra gelen, mülâhaza edilen. )
- MELİHA AVNİ SAHİLHANESİ :
( Sarıyer Mehmet Akif Ersoy Parkı karşısındadır. 19. yy. sonunda yapılan bir sahilhanedir. Meliha Avni Sözen'e aittir. )
- MELİK[Ar. çoğ. MÜLÛK] ile MELÎK[Ar. çoğ. MÜLEKÂ]
( Hükümdar, sultan, padişah, hâkan. | Allah'ın adlarındandır. İLE Allah'ın adlarındandır. | Mal sahibi. | Hükümdar, sultan, padişah, hâkan. )
- MELİK ile MELİKE
- MELİK[Ar.] ile MİLK[Ar.]
- ...MELİ/MALI ile/değil/yerine OLSA GEREK
- MELİSA ile MELİSA RUHU
- MELİSA[Yun.] değil/yerine/= OĞULOTU
- MELİSSA/MALISSA[Lat.] değil/yerine/= OĞULOTU
- MELODİ/K ile MELODİLİ ile MELODİSİZ
- MELODİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= EZGİ
- MELODİ ile MÜZİK
( MELODY vs. MUSIC )
- MELODİ ile/ve/||/<> RİTİM ile/ve/||/<> ARMONİ
( EZGİ ile/ve/||/<> DİZEM ile/ve/||/<> UYUM )
( Tek sesli. | Kurallı ses dizisi. İLE/VE/||/<> Düzenli aralıklarla yineleme niteliği. | Bir dizede ya da notada, vurgu, uzunluk ya da ses özelliklerinin, durakların, düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan ses uygunluğu. | Uyumlu üslûp. | Vezin. [DÜZÜN/TARTIM] İLE/VE/||/<> Çok sesli/porteli. )
( Müziğin, ikinci kategorisidir. [Tek sesli(monofonik) ya da eş sesli(homofonik) olabilir.] [Melodi dünyasındaki hareket yeteneği, 30 hz. ile 15.000 hz. arasında sınırlıdır.] İLE/VE/||/<> Müziğin, ilk ve en temel kategorisidir. Müziğin her tarzı, ritme sahiptir; ritim olmaksızın hiçbir müzik var değildir. İLE/VE/||/<> Müziğin, üçüncü ve son kategorisidir. Ritim ve melodi, ardışıktır. Armoni ise kendi içinde, art ardalığa ve bir birlikte oluşa sahiptir. )
- MELODİ ile TINI
- MELODİ'DE:
TEK SESLİ(MONOFONİK) ile/<> EŞ SESLİ(HOMOFONİK)
( Seslerin, bir müzik cümlesinde, yatay bir çizgide bulunması. İLE/<> Seslerin, bir müzik cümlesinde, hem yatay, hem de dikey bulunması. )
- MELODİK değil/yerine/= EZGİLİ/EZGİSEL
- MELODİ/NAĞME değil/yerine/= EZGİ
- MELODY vs. MUSIC
- MELTEM BOZOFLU ile MELTEM BOZOKLU
( Yönetmen. İLE Oyuncu. )
- MELTEM ile FRİŞKA[İt. < Cerm.]
( ... İLE Yelkeni dolduramayacak kadar hafif rüzgâr. )
- MELTEM ile IPILTI/NESİM
( ... İLE Hafif esinti. )
- MELTEMLERDE:
KARA VE DENİZ MELTEMLERİ ile DAĞ VE VADİ MELTEMLERİ
( Gündüz, deniz meltemi; gece, kara meltemi oluşur. İLE Gündüz, vadi meltemi; gece, dağ meltemi olur. [Dağlarda nem oranı az olduğundan vadi ve ovalara göre daha erken ısınır, daha erken soğur.] )
( Deniz meltemi, özellikle Ege kıyılarında görülen, öğleden sonra, denizden karaya doğru esmeye başlayan yeldir. )
- ME'LÛF[< ÜLFET] ile ...
( ÜLFET EDİNİLMİŞ, ALIŞILMIŞ, ALIŞMIŞ | HUY EDİLMİŞ, HUY )
- MELUL ile MELUL MELUL ile MELUL MAHZUN
- MELUN/LUK ile MELUNCA
- MELUN[Ar.] değil/yerine/= İLENÇLİ/KARGINMIŞ/KARGIŞLI
- MELVE ile/ve/<> CAHİRE
( [Yemen'de] Buğday ve darı unundan yapılan pide. İLE/VE/<> Arpadan yapılan pide. )
- MEMAT ile MEMALİK
- MEMÂT[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜM
( ÖLÜM )
- MEMBA/MENBA değil/yerine/= BULAK/KAYNAK/PINAR
( MENBA'[< NEBEÂN: Kaynama.]: Kaynağın görünmeyen bölümü. Kaynak. )
- MEMBA ile MEMBA SUYU
- MEMBER :/yerine ÜYE
- MEMBERSHIP :/yerine ÜYELİK
- MEMDÛH[< MEDH]:
ÖVÜLMÜŞ, ÖVÜLECEK, MEDHOLUNMUŞ -<
- MEMDUH PAŞA YALISI :
( Tarabya Kireçburnu arasında ve deniz cepheli olup bahçe içindedir. Bu yalıya Nazlı Tılabar Yalısı ve Şinasi Bilgin Sahilhanesi de denilmektedir. İnşa tarihi 1900'dır. Yalı birkaç kez el değiştirdi. Önce Nazlı Tılabar'a daha sonra da Bilgin ailesine geçti. Tarihi eser bir yalıdır (bkz. Memduh Paşa). )
- MEMDUH PAŞA :
( Memduh Paşa (1839 - 1925), II. Sultan Abdülhamid (1876 - 1909) döneminde 13 yıl Dâhiliye Nazırlığı yapmıştır. 1893'te Ankara valisi iken vezir oldu ve 1895'te Dâhiliye Nazırlığına getirildi. 1908 inkılâbından sonra jurnalcilik ve rüşvetçilik suçlanarak birçok adamı ile birlikte Sakız'a sürüldü. Umumi af üzerine İstanbul'a döndü. Boğaziçi'nde Kireçburnu'nda uzun müddet yaşadıktan sonra 86 yaşında öldü. "Avsad - ı Sudur" ismini taşıyan bir divanı vardır. )
- MEME:
BEBEĞİ/ÇOCUĞU BESLEYEN ve/||/<> KENDİNİ/DİŞİLİ/ANNEYİ BESLEYEN
- MEME KANSERİ ve/<>/< ALKOL VE SİGARA
- MEME KANSERİNDE:
GENETİK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEVRESEL/DIŞ KOŞULLAR
( %27 ile/ve/değil/||/<>/< %73 )
- MEME KANSERİNDE:
İLERİ EVRE / ÖLÜM değil/yerine TARAMA
( Memedeki olası kanserleri hücrelerin, 2., 3., 4. evrelerde tespit edilmesi ya da ölümle sonuçlanabilecek çok geç evrelerde tanı koymak. DEĞİL/YERİNE Mamografinin, 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yaptırılması ve elle takip edilmesiyle gecikmiş olmamak için tarama ve korunmanın önemi/farkı çok büyüktür. )
- MEME YAPMAK ile PATLAK VERMEK
- MEME/CİCİK ile KULAK MEMESİ
( CİCİK: İnsan ya da hayvan memesi. )
( SEDY/SEDYE/SEDYÜN ile ŞAHME
HALME[çoğ. HALEMÂT]: Meme başı.
HALME-İ SINÂİYYE: Emzik. )
( BREAST vs. EAR LOBE )
( PİSTÂN ile ... )
- MEME ile MEME
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Harman döverken ortada bulunan ve öteki öküzlerin etrafında döndüğü öküz. İLE ... )
- MEME ile MEMELİ ile MEMESİZ ile MEME BAŞI ile MEME BEZİ ile MEMELİLER ile MEME SÜNGERİ
- MEMELİ DERİLERİNDEKİ BEZLER:
SEBASÖZ ile/ve/||/<> APOKRİN ile/ve/||/<> EKRİN
( Bu bezler, birlikte çalışarak ter üretir. Birçok memeli türde, sebasöz ve apokrin bezleri, baskın ter bezleridir ve kıl köklerine yakın bir yerde bulunur. Bu bezlerin salgıları, kılları; yağlı, bazen köpüren bir karışım haline getirir. )
( Kürkü olmamasının yanı sıra, insan, olağanüstü sayıda ekrin bezi sahibidir. Bu sayı, 2 milyon ile 5 milyon arasında değişkenlik gösterir ve günde 12 litreye kadar ince, sulu ter üretilebilmesini sağlar.
Ekrin bezleri, kıl kökleri yakınında kümelenmez, bunun yerine deri yüzeyine görece yakın bir yerde bulunur ve küçük delikler[porlar] aracılığıyla ter boşaltımı yapar. Çıplak derinin ve sulu terin bu kombinasyonu, terin doğrudan kürkte birikmesinden çok doğrudan çıplak deride birikmesine neden olur ve insanın aşırı ısınmasını engeller. Bu soğutucu sistemimiz sayesinde, sıcak bir günde yapılacak bir maratonda, atlara üstünlük sağlayabiliriz. )
- MEMELİ TAKIMLARI:
MONOTREMATA ve/||/<> MARSUPIALIA ve/||/<> PROBOSCIDAE ve/||/<> SIRENIA ve/||/<> EDENTATA ve/||/<> RODENTIA ve/||/<> LAGOMORPHA ve/||/<> PRIMATA ve/||/<> CARNIVORA ve/||/<> CETARTIODACTYLA [ARTIODACTYLA | CETACEA] ve/||/<> PERISSODACYLA ve/||/<> CHIROPTERA ve/||/<> INSECTIVORA
( Platypus, ekidna. VE/||/<> Kangurular, opossumlar, kolalar. VE/||/<> Filler. VE/||/<> Deniz inekleri[manatlar]. VE/||/<> Tembel hayvanlar, karıncayiyenler, armadilolar. VE/||/<> Sincaplar, kunduzlar, oklu kirpiler, fareler. VE/||/<> Tavşanlar, Amerikan tavşanları, pikalar. VE/||/<> Lemurlar, maymunlar, insan benzeri maymunlar, kişiler. VE/||/<> Köpekler, kurtlar, ayılar, kediler, sansarlar, susamurları, ayıbalıkları, morslar. VE/||/<>
[ARTIODACTYLA]
* Koyunlar, domuzlar.
* Sığırlar, geyikler.
* Zürafalar.
||
[CETACEA]
Balinalar, yunuslar, domuz balinaları. VE/||/<> Atlar, zebralar, tapirler, gergedanlar. VE/||/<> Yarasalar. VE/||/<> "Gerçek böcekçiller", bazı köstebekler, bazı cüce fareler. )
( Yumurta bırakırlar. Meme ucları yoktur.[Sütü annenin kürkündenn emerler.] VE/||/<> Embriyonik gelişimlerini marsupial kese içinde tamamlarlar. VE/||/<> Uzun kaslı bir hortuma, kalın gevşek deriye, üst azı dişlerinin uzamasıyla oluşmuş iki uzun fildişine sahiplerdir. VE/||/<> Sucul otoburlardır. Yüzme özelliğine sahip yüzgeç benzeri ön üyeleri vardır fakat arka üyeleri yoktur. VE/||/<> Dişilleri yok ya da indirgenmiştir. VE/||/<> Törpüleme özelliğine sahip törpü biçiminde sürekli büyüyen kesici dişlere sahiptirler. VE/||/<> Törpü benzeri kesici dişleri vardır. Ön üyelerinden daha uzun olan arka üyeleri zıplamak ve koşmak üzere uyum sağlamıştır. VE/||/<> Hepçillerdir[Omnivor]. Başparmaklarını öteki parmaklarının karşısına getirebilirler. Yüzün önüne yönelmiş gözler, çok iyi gelişmiş beyin kabukları vardır. VE/||/<> Etçillerdir. Kesici özellikte, kesip koparmak üzere sivri uclu kesici dişlere sahiplerdir. VE/||/<> Her bir ayakta çift tırnaklı toynağa sahiplerdir. Otoburlardır. || Balık benzeri gövdeye sahip deniz hayvanlarıdır. Ön üyeleri kürek biçiminde ve arka üyeleri yoktur. Yalıtım için kalın bir yağ tabakaları vardır. VE/||/<> Otoburlardır. Her bir ayakta tek tırnaklı bir toynağa sahiplerdir. VE/||/<> Uçmaya uyum sağlamışlardır. Uzun olan parmaklarında gövde ve bacaklara kadar uzanan, geniş, katlanabilen deriye sahiplerdir. Böcek yiyen memelilerdir. )
- MEMELİ/LER ile TEKDELİKLİ/LER
( ... İLE Kuşlar gibi yumurtlayarak üreyen, dışkılığı olan memeliler takımı. )
- MEMELİ/LER ile YUMURTLAYAN/LAR
( Kendi boyuyla karşılaştırıldığında en küçük yumurtayı yumurtlayan hayvan devekuşu [kendi ağırlığının %1.5'undan hafiftir], en büyük yumurtayı yumurtlayan benekli küçük kividir. [kendi ağırlığının %26'sı kadardır] )
( Herhangi bir hayvan tarafından yumurtlanmış en büyük yumurta [dinozorlar da içinde] Madagaskar'da yaşayan Fil Kuşu[Lat. Aepyornis maximus]'na aitti. [Soyu 1700'de tükenmiştir] [9 litre oylumda, 180 tavuk yumurtasına denktir.] )
( ZÂT-ÜS-SEDÂYÂ/HAYVÂNÂT-I SÜTVER/SÜTVER/SÜTDAR HAYVÂNÂT ile HAYVÂNÂT-I BEYZA/ZÂT-ÜL-BEYZ/YUMURTA VAZ )
( MAMMALS vs. OVIPAROUS )
( MAMMIFÈRES avec OVIPARES[< Lat. < OVUM: Yumurta. + PARERE: Doğurmak.] )
( SÜDYİYYE[< SÜDÎ] ile BEYUDİYYAT/BEYDİYYAT )
( STANADHARI[STAN: Meme. + DHARI: Taşıyan, sahip olan.] ile ANDAJ[AND: Yumurta.] )
- MEMEŞ ile ...
( Sığırın ağzından akan salya. )
- MEMLAHA[Ar. < MİLH: Tuz]: Tuz çıkan yer. -<
- ÖYKÜLER:
MEMLEKET ile/ve/||/<> GURBET
- MEMLEKET ile MEMLEKETLİ/LİK ile MEMLEKETÇİ/LİK ile MEMLEKETSİZ/LİK ile MEMLEKET HAVASI ile MEMLEKETLER ARASI
- MEMLEKET ile/ve YÖRE
- MEMLEKET[Ar. çoğ. MEMÂLİK] değil/yerine/= YURT/ELİ
- MEMNÛ[< MEN] ile ...
( YASAK EDİLMİŞ, YASAK )
- MEMNU/LUK ile MEMNUN/LUK ile MEMNUNCA ile MEMNU MEYVE ile MEMNU MINTIKA
- MEMNUN KALMAK ile MÜTEESSİR OLMAK
- MEMNUN OLMA ile/ve/değil UYGUN OLMASI
- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/||/<> HOŞNUT (OLMAK) ile/ve/||/<> TATMİN (OLMAK)
- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RÂZI (OLMAK)
- MEMNUN OLMAMAK ile/ve/değil/||/<>/< ŞİKÂYETÇİ OLMAK
- MEMNUN[Ar.] ile/ve/||/<> MECNUN[Ar.]
- MEMNUNİYET ile KABUL
( SATISFACTION vs. ACCEPTANCE )
- MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANIKLIK
- [Ar.] MEMNUNİYET ile MEMNUİYET
( Kıvanma, kıvanç. İLE Yasak olma, yasak edilme durumu. )
- MEMNUNİYET ile MEMNUNİYETSİZ/LİK
- MEMNUNİYET ile MUTLULUK
( Tüm mutluluk, öz varlığınızı hoşnut etmekle gelir. )
( Mutluluğumuzun, nesnelere, olaylara ve kişilere bağlı olduğuna "inanmak", gerçek doğamızla ilgili bilgisizliğimizden kaynaklanır. )
( Mutluluğu, saldırıya ve değişikliğe uğratılamaz olan gerçek mutluluğu ararsanız, dünyayı, acıları ve hazları ile ardınızda bırakmalısınız. )
( Bağımsızlığınızı idrak edin ve mutlu kalın. )
( Kederin nedeni, cehalettir. Mutluluk, anlayışı izler. )
( PLEASED/GLAD vs. HAPPINESS
All happiness comes from pleasing the self.
To believe that you depend on things and people for happiness is due to ignorance of your true nature.
If you seek real happiness, unassailable and unchangeable, you must leave the world vs. its pains and pleasures behind you.
Realise your independence and remain happy.
Ignorance causes sorrow. Happiness follows understanding. )
- MEMNUNİYETSİZLİK ile TATMİN EDİCİ DEĞİL ile MEMNUN DEĞİL ile MEMNUN OLMAMAK
( DISSATISFACTION vs. DISSATISFACTORY vs. DISSATISFIED vs. DISSATISFY )
( نارضايتي ile ناخشنودي ile ناخرسندي ile عدم رضايت ile عدمرضايت ile ناخرسندکننده ile ناراضي ile ناخرسند کردن ile ناراضي کردن ile ناخشنود کردن )
( NAREZAYTY ile NAKHSHNODY ile NAKHARSANDY ile ADAM REZAYT ile عدمرضايت ile NAKHARSANDKONANDEH ile NARAZY ile NAKHARSAND KARDAN ile NARAZY KARDAN ile NAKHSHNOD KARDAN )
- MEMORIES vs. MEMOIRS
- MEMORY vs. REASON
- MEMORY :/yerine HAFIZA
- MEMS ile/||/<> NEMS
( MEMS mikro μm mekanik İLE NEMS nano nm kuantum etki. )
( Formül: μm klasik İLE nm kuantum )
- MEMSÛS[Ar.] ile MEMSÛS[Ar.]
( Dokunulmuş, mesolunmuş. İLE Emilmiş, sorulmuş, massolunmuş. | Baldır, incik. )
- MEMTÛL[Ar.] ile MEMTÛR[Ar.]
( Çekiçle döğülmüş, işlenmiş. İLE Üzerine yağmur yağmış. )
- ME'MÛL[Ar. < EMEL] ile ME'MÛR[Ar. < EMR | çoğ. ME'MÛRÎN, MEÂMÎR]
( Ümit olunan/edilen, beklenilen, amaç edinilen. | Ümit. İLE Emir almış olan kişi. | Bir işle görevlendirilen kişi. Devlet hizmetinde maaş ya da ücretle çalıştırılan kişi, görevli. | Emrolunan, emirle yaptırılmış olan iş/şey. )
- MEMUR/LUK ile MEMURE
- MEMUR ile/değil/yerine AHBAB
- MEMUR ile ASKER
- [Ar.] MEMUR ile MEMUL
( Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kişi, görevli. | Bir işle görevlendirilmiş olan, yükümlü. İLE Umulan, düşünülen. )
- MEMUR/İYET değil/yerine/= İŞYAR/LIK
- MEMURLUKTA:
DERECE ile/ve/||/<> KADEME
( Memurlar ilk olarak sınava tâbi tutularak geçerli olan puanı aldıktan sonra ilk olarak devlet bünyesinde çalışma üzere atanmaktadır. Bu atama işlemi ile ilk olarak derece sahibi olarak görevlerine başlamaktadır. İLE/VE/||/<> memurun çalışma süresine ve daha sonrasındaki puanlarına göre ilerleyişine bağlıdır. )
( Devlet memurluğu puanlama düzeni, ilk olarak 9 rakamı ile devlet memuru olarak derecelenerek göreve başlamaktadır. Derece sözcüğü, memurluk durumu içinde genel olarak yükselme olarak tanımlanmaktadır. Buna ek olarak dereceden sonra kademe olarak yükselerek çalışmaya devam edilmektedir. Kademe ise genel olarak memurluk durumu için ilerleme sözcüğü ile tanımlanmaktadır.
Derece ile başlanılan memurluk görevi, puanlama düzeni ile yükselerek kademe olarak devam etmektedir. Memurluk içinde kademe sahibi olan yani derecesi yükselen memurlar, sadece durum olarak değişmemektedir. Buna bağlı olarak maaşları da belirli bir oranda artmaya devam etmektedir.
Memurluk için derecenin ilerlemesi yani kademe sahibi olmak maşın da yükselmesi demektir.
En düşük memurluk derecesi 15 sayısı ile başlamaktadır. Bu sayıdan başlayarak ilerleyen dönemlerde elde edilen derece ilerlemesine bağlı olarak en yüksek kademe rakamı olan 1 rakamına kadar çıkabilmektedir. Derece olarak en yüksek 1 rakamı kabul edilirken kademe söz konusu olduğunda bu rakam değişkenlik gösterebilmektedir. Kademe puanlama düzeni ise en düşük 1 rakamından başlayarak en yüksek 3 rakamına kadar devam edebilmektedir.
Memurların derecesinin ve kademesinin belirlenmesi ise örneğin 6/2 biçiminde bir tanımlama yapılmaktadır. Bu biçimde tanımlanan memurluk durumunun açılımı ise 6. derece ile 2. kademe biçimindedir. )
- MEMURLUKTA, DİSİPLİN CEZALARI:
UYARMA ile KINAMA ile KISA SÜRELİ DURDURMA ile UZUN SÜRELİ DURDURMA ile GEÇİCİ OLARAK GÖREVDEN ÇIKARMA ile MEMURLUKTAN ÇIKARMA
- MEMZÛC[Ar. < MECZ] değil/yerine/= KARIŞIK, KARIŞMIŞ
- MEN (ETMEK) değil/yerine/= YASAK(LAMAK)
- MEN YE'TÎNÎ FE LEHÛ DİRHEMUN[Ar.] ile VELLEZÎ YE'TÎNÎ FE LEHÛ DİRHEMUN[Ar.]
( Kim bana gelirse bir dirhem ona aittir. İLE Bana gelene, bunun için bir dirhem veririm. )
- MEN[Ar.] ile MEN'[Ar.] ile MEN[Ar.] ile MENN[Ar.]
( O kişi ki, kim ki. İLE Yasak etme, bırakmama, durdurma, esirgeme, vermeme, önleme. İLE Ben. İLE Kudret helvası. | İyilik etme, bağışlama, ihsan etme. | Batman. | Edilen iyiliği başa kakma. )
- MEN ile/ve/||/<>/> MENDE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ben. İLE/VE/||/<>/> Bende, benim yanımda. )
- MEN ile MENİ ile MENÜ
- MEN- ile/||/<> -MENİA/MENO-
( Ay. İLE/||/<> Âdet/menstrüasyon, âdet/menstrüasyonla ilgili. )
- MEN'[Ar.] ile SADD[Ar.]
- MEN'Â'[Ar.] ile MEN'Â[Ar. çoğ. MENÂÎ]
( Ölüm haberi. İLE Ölüm haberi, kara haber. )
- MENÂBİ'[Ar. < MENBA] ile MENÂBİR[Ar. < MİNBER]
( Kaynaklar, menbalar. İLE Minberler. )
- MEN'AF[Ar. < MENÂİF] ile Menâf[Ar.]
( Dağın sivri tepesi. İLE İslâm'dan önce, Araplar'ın putu. )
- MENÂFİ'[Ar. < MENFAAT] ile MENÂFÎH[Ar. < MİNFÂH]
( Yararlar, çıkarlar, menfaatler. İLE Körükler. )
- MENAFİ[Ar.] değil/yerine/= YARARLAR
- MENAFİ-İ UMUMİYE değil/yerine/= KAMU YARARI
- MENÂHÎ[Ar. < MENHÎ] ile MENÂHİR[Ar. < MENHİR] ile MENÂİR[Ar. < MENÂRE]
( Haram olmuş, yapılması şer'an men edilmiş şeyler. İLE Burun delikleri. İLE Minâreler. )
- MENÂHİS[Ar. < MİNHAS] ile MENÂHİZ[Ar. < MİNHAZ]
( Uğursuz şeyler. İLE Burun delikleri. )
- MENÂÎ[Ar. < MEN'Â] ile MENÂÎH[Ar. < MENÂHE]
( Ölüm haberleri, kara haberler. İLE Ölü için ağlanacak yerler. )
- MENAJER[Fr. < MENAGE] ile/değil MENEJER[İng. < MANAGER]
( Yemek düzeninde [menaj], masada bulunması gereken araçların genel adı ve/ya da yedeklerinin bulundurulduğu küçük dolaplar. İLE/DEĞİL Yürütücü, yönetici, işgüder. )
- MENÂKIB ile SÎRET
- MENÂKIBNÂME ve/||/<> MAKÂMÂT
- MENÂKIBNÂME[Ar.] ile/ve/||/<> TEZKİRE[Ar.]
( Önemli kişilerin övülecek özelliklerini anlatan yazılar. İLE/VE/||/<> Divan şairlerinin yaşamlarını ve şiirlerini genellikle öznel bir bakış açısıyla değerlendiren yapıt. )
- MENÂKÎR[Ar. < MİNKAR] ile MENÂKİR[Ar. < MÜNKER]
( Yırtıcı kuşların gagaları. | Taşçı kalemleri. İLE Günah ve kötü şeyler. )
- MENÂM[< NEVM] ile ...
( UYUNACAK YER, YATAK ODASI | UYKU | RÜYA | DÜŞ )
- MENÂM[< NEVM] ile NEAM
( Uyunacak yer, yatak odası. | Uyku. | Düş, rüya. İLE Hayır! )
- MENAPOZ/MENOPOZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= YAŞDÖNÜMÜ
- MENÂR[Ar. < NÛR] ile MENÂRE[Ar. < NÛR | çoğ. MENÂİR/MENÂVİR]
( Nur, ışık yeri. | Fener kulesi. | Yol işaretleri. İLE Minâre. | Işık kulesi. )
- MENÂT[Ar.] ile Menât[Ar.]
( Asma yeri, ilişip asılacak yer. İLE [Cahiliye döneminde] Kâbe'de, "Hüzeyl" ve "Huzâa" kabîlelerinin ma'bûdu olmak üzere konulan sanem. )
- MENÂ'TÜHÛ 'ANİ'L-Fİ'Lİ[Ar.] ile SENEYTHU 'ANHU[Ar.]
- MENBA'[Ar. < NEBEÂN] ile KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN]
( KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN KISMI, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN ile ABCDEF ( KAYNAMA] )
- MENBÂ ile MASDAR
- MENBA değil MEMBA
- MENDEL 1. KURAL ile/||/<> MENDEL 2. KURAL
( 1. kural ayrışma, 2. kural bağımsız dağılım. )
( Formül: Segregasyon İLE assortment )
( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1884) (Ülke: Avusturya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Kalıtım yasaları, modern genetiğin kurucusu) )
- MENDEL YASALARI ile/||/<> KALITIM
( Mendel Yasaları ve Kalıtım arasındaki ilişki )
( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- MENDEL ile/||/<> YASALARI
( Mendel yasalarının yaygınlaştırılması )
( William Bateson tarafından 1902 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1861-1926) (Ülke: İngiltere) (Alan: Genetik) (Önemli katkıları: Genetik terimini icat etti, Mendel yasalarını destekledi) )
- MENDELEVYUM[Fr. < Mendeleyev'in adından]
( Atom numarası 101, kütle numarası 256 olan, izotopu 1957'de yapay olarak elde edilmiş olan öğe. [Simgesi: Md] )
- MENDİL HEDİYE ETMEK değil/ve İÇİNDEKİNİ GİZLEMEK
( Hediye edilen mendiller içindeki altın ya da paranın görünmemesini sağlamak içindi(r). )
- MENDİL/ULATU ile/ve/değil DESTMÂL
( ... İLE/VE/DEĞİL Nakışlı, süslemeli mendil. )
- MENDİL ile MENDİLLİ ile MENDİLSİZ
- MENDİL[Ar.] değil/yerine/= SUVLUK
- MENEKŞE(< BENEFŞE[Fars.], BENEFSEC[Ar.]):
AFRİKA MENEKŞESİ ile CEZAYİR MENEKŞESİ ile DENİZ MENEKŞESİ/ÇAN ÇİÇEĞİ ile HERCAİ MENEKŞE/ALACAMENEKŞE ile MISIR/FRENK MENEKŞESİ
( Cezayir Menekşesi'nde, kanser hücrelerinin çoğalmasını durduran alkaloitler bulunur. )
( [Menekşegillerden, bir ya da çok yıllık otsu bitki. | Bu bitkinin, mor renkli, güzel kokulu çiçeği.]: ... İLE Zakkumgillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kendine özgü, mavi, açık mor renkli çiçekleri ve ortası çukur taçyaprakları olan bir bitki. İLE ... İLE Menekşegillerden, mor, sarı, beyaz renkte, menekşeye benzer çiçekleri olan bir bitki. | Bu bitkinin çiçeği. İLE Turpgillerden, çiçekleri hoş kokulu bir süs bitkisi türü. )
( )
( VIOLA: SAINT PAULIA IONANTA cum VINCA | CATHARANTHUS ROSEUS cum ... cum VIOLA TRICOLOR cum HESPERIS )
- MENEKŞE ÇEŞMESİ :
( Rumilefeneri'nde ve mezarlık yolu üzerinde yapılmış bir hayrat çeşmedir. 2008'de Nuri Menekşe tarafından yapılıp hayrat edildiği için bu ismi almıştır. )
- MENEKŞE REÇELİ ile FULYA REÇELİ
- MENEKŞE, FERHAN (YENİMAHALLE/SARIYER, 1950) :
( Makine Mühendisi işadamı. Ticaretle uğraşmaktadır. Sarıyer Yeni Merkez Camii, Sarıyer Ali Kethüda Camii ve Yenimahalle Camii üyesidir. Yenimahalle ve Sarıyer yeni Merkez Camii yönetim kurullarında uzun süreler görev yaptı. )
- MENEKŞE, KEREM (İST. 1979) :
( Sarıyer altyapısında iken Beşiktaş'a gitti. Bu kulüpten geri alındı. Yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel kadroya alındı ve 7 sezon (1997 - 2004) profesyonel kadroda kaldı. Bu süre içinde 116 lig, 2 kupa, 1 turnuva, 33 PAF - Ümit, 15 Amatör lig maçı olmak üzere 167 resmi ve 42 özel maçla birlikte toplam olarak 209 maçta oynadı. Lig maçlarında 2 ve özel maçlarda da 2 olmak üzere 4 gol attı. Bu gollerden birini kendi kalesine attı. )
- MENEKŞE ile MENEKŞE GÜLÜ ile MENEKŞE GÖZLÜ ile MENEKŞE RENGİ
- MENEMEN["MELEMEN" değil!] ile Menemen
( Domates, soğan ve yeşil biber ile yapılan bir yemek. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. )
- MENEND/MÂNEND değil/yerine/= GİBİ, EŞSİZ, ÖRNEKSİZ
- MENENGİÇ AĞACI ile/>/= FISTIK AĞACI
( Aşısız. İLE/<>/= Aşılı. )
- MENENJİT[Fr.] ile ...
( Ateş, şiddetli baş ağrısı, kusma, ense katılaşması, sayıklama gibi belirtilerle ortaya çıkan beyin zarları yangısı. )
- MENENJİT ile/||/<> ENSEFALİT
( Beyin zarlarının yangılanması. İLE/||/<> Beyin dokusunun yangılanması. )
- MENETMEK ile MENEDİLMEK
- MENEVİŞ/HÂRE[Fars.]/DALGIR[yerel] ile MENEVİŞ[Fars.]
( Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler. | Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş. | Yeni yapılan duvarların arasına harçla birlikte doldurulan taş parçaları. İLE Terementi ağacının tohumu. )
- MENEVİŞLEMEK ile MENEVİŞLENMEK ile MENEVİŞ ile MENEVİŞLİ
- MENEVREK ile ...
( ... İLE Bir tür kumaş. )
- MENFÂ[< NEFY] ile ...
( Sürgün yeri. )
- MENFA[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN YERİ
- MENFAAT[Ar. < NEF] ile/ve/değil/yerine/> MASLÂHAT[Ar. < SULH]
( Yarar, kâr, çıkar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> İş, emir, husus, madde, keyfiyet. | Önemli iş. | Barış, dirlik-düzenlik. )
( Toplumun maslâhatı, bireyin menfaatı düşünülür. )
( Bir yığın olmaktan çıkıp ulus olmak, toplumsal maslahatı, kişisel menfaate yeğlemekle başlar. )
(1996'dan beri)