HA'dan HU'ya ilk iki yazacı aynı olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 2.950 başlık/FaRk ile birlikte,
2.950 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(7/13)
- HAN ile HAN BEKÇİSİ
( INN vs. INN KEEPER )
( سراي ile مسافر خانه ile مسافرخانه ile رباط ile مهمان خانه ile مهمانخانهدار )
( SARAY ile MOSAFER KHANEH ile MOSAFARKHANEH ile RABAT ile MOTEOMAN KHANEH ile MOTEOMANAKHANEHDAR )
- HAN ile HANE/LİK ile HANİ ile HANELİ ile HANT HANT
- HAN ile HANLAR
( KHAN vs. KHANS )
( خان ile خوانين )
( خان ile KHANYNE )
- HANA ile HATA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ana. İLE Ata. )
- HANÂN[Ar.] ile HÂNÂN[Fars. < HÂN]
( Yürek yufkalığı, acıma, merhamet. İLE Hükümdarlar, hanlar. )
- HANÇER ile CENBİYE/CEMBİYE
( ... İLE Yemenli'lerin, genç yaşlarından ölünceye kadar bellerinde taşıdıkları bir hançer. )
- HANÇER ile HANÇER OPERASYONU
( DAGGER vs. DAGGER OPERATION )
( خنجر ile دشنه ile عمل خنجري )
( KHANJER ile DASHNEH ile AMEL KHANJERY )
- HANÇERLEMEK ile HANÇERLENMEK ile HANÇERLETMEK ile HANÇER ile HANÇERE ile HANÇER ÇİÇEĞİ
- HANÇERLİ ÇAVUŞ SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Belediye görevlisi çavuş görevi sırasında ve görevi dışında hançerini belinden çıkarmamakta ısrar ettiğinden bu lakapla anılmış ve oturduğu sokağa "Hançerli Çavuş Sokak" adı verilmiştir. )
- HANCI, ORHAN (1923 - 202) :
( Rumelihisarlıdır. Ticaretle uğraşır. İki dönem R. Hisar muhtarı olarak görev yaptı. )
- HAND :/yerine EL
- HANDÂN[Fars.] ile HÂNDE-KÂR[Fars.] ile HANDE-RÎZ[Fars.] ile HANDE-RÛY[Fars.] ile HANDE-ZEN[Fars.]
( Gülen, gülücü, güler, sevinçli. | Sürekli gülen. İLE Gülen, gülücü. İLE Gülüp duran. İLE Güleryüzlü. İLE Gülen. )
- HANDERÎS[Ar.] ile HANDE-RÎZ[Ar.]
( Şarap, yıllanmış şarap. İLE Gülüp duran. )
- HANDFUL :/yerine AVUÇ DOLUSU, AZ MİKTAR
- HANDİKAP"[İng. < HANDICAP] değil/yerine/= ENGEL
- HANDİKAP ile ENGELLİ ile EL SANATLARI
( HANDICAP vs. HANDICAPPED vs. HANDICRAFT )
( فلج ile معلول ile آوانس ile صنعت دستي ile دستورزي ile هنردستي ile هنر دستي )
( FALAJ ile MALOOL ile AVANS ile SANAT DASTY ile DASTORZY ile NPANNARDASTY ile NPANNAR DASTY )
- HANDLE :/yerine İDARE ETMEK, SAP
- HANDSOME/BEAUTIFUL vs. LIKABLE
- HÂNE-İ HAMMAR -ile
( MÜRŞİT )
- HÂNE[Ar. < HÂNÂT] ile HÂNE[Fars.]
( Meyhane. İLE Ev. | Bir şeyin bölündüğü, ayrıldığı kısımlardan her biri. | Basamak.[matematik] | Hayâlî me'vâ. | Türk müziğinde bir müzik parçasının oluşturulduğu lâhnî topluluklara verilen bir ad. | Halk şairlerinin beyte verdikleri ad. )
- HANE[Ar.] ve/> KÖY[Fars. < KÛY] ve/> NÂHİYE[Ar.] ve/> KAZÂ[Ar.]
( Ev/ocak. VE/> Yerleşim birimi. VE/> Bucak, bölge. VE/> İlçe. )
- HÂNE[Fars.] ile/değil/yerine/||/<>/< BASAMAK
- HÂNE ile/||/<> MENZİL ile/||/<> RAB ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
- HANEDÂN ile HANEDÂN ile HANEDÂN
( KÖKTEN ASÎL VE BÜYÜK AİLE, OCAK ile CÖMERT ile KAPISI AÇIK )
- HANEDAN ile HANEDAN ile HANEDAN
( DYNAST vs. DYNASTIC vs. DYNASTY )
( سردودمان ile دودماني ile سلسلهاي ile دودمان ile خاندان ile سرسلسله ile سلسله )
( SARDODMAN ile DODMANY ile SALSALEYAY ile DODMAN ile KHANDAN ile SARSALSALEH ile SALSALEH )
- HANEDÂN değil/yerine/= SOY
- HANEDANLIK değil HANEDAN
- HANEF[Ar.] ile HAYF[Ar.]
- HANEK[Ar. :
Damak.] değil/yerine SÖZ/KONUŞMA
- HANG :/yerine ASMAK
- HANGİ ile HANGİ BİR ile HANGİ BİRİ
- HANGİLERİNLE/N değil HANGİLERİYLE
- HANGİMİZ ...? ile/ve/değil KAÇIMIZ ...?
- HANİ[Ar.] ile HANİ[Yun.] ile HÂNİ'[Ar.] ile HANİ[Ar.]
( Nerede, ne oldu, nerede kaldı? | Ötekinin daha önceden bildiği bir şey kendine anımsatılmak istendiğinde kullanılır. | Verilen sözü anımsatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatır. | Kimi zaman "bari" anlamında kullanılır. | "Doğrusunu söylemek gerekirse", "Kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılır. İLE Hanigillerden, Akdeniz'de yaşayan, alaca kırmızı renkli orta büyüklükte bir balık.[Lat. SERRANUS CABRILLA] İLE Boşanmış.[ikisi için de] İLE Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri. )
- HANİ ile BARİ
- HÂNİF[Ar.] ile HANÎF[Ar. çoğ. HUNEFÂ]
( Küskün, dargın. | Gururlu. İLE İslâm dinine sımsıkı bağlı bulunan kişi. )
- HÂNİF ile/değil HANÎF
( Dargın, küskün. İLE/DEĞİL İslâm dinine sımsıkı bağlı bulunan kişi. )
- HANIM HANIMCIK -ile
- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)
- HANIMBÖCEĞİ = GELİNBÖCEĞİ
- HANIMELİ ile HANIM ELİ
( Çiçek. İLE Eşin/kadının eli ya da emeği, hizmeti, katkısı, bakımı. )
- HANIMELİ ile TÜRÜZ OTU
( Hanımeligillerden, tırmanıcı, korularda, çalılıklarda yetişen bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu çiçeği. İLE Hanımeligillerden, sarı, kırmızı çiçekli, güzel kokulu ve tırmanıcı bir süs bitkisi. )
( Yaklaşık 180 türü vardır. 100 kadarı, Çin'dedir. Avrupa ve Kuzey Amerika'da 20'şer türü vardır. İLE ... )
( LONICERA CAPRIFOLIUM cum LEONICERA JAPONICA )
- HANIMLAŞMAK ile HANIM/LIK ile HANIMELİ ile HANIM BÖCEĞİ ile HANIM EVLADI ile HANIM İĞNESİ ile HANIM HANIMCIK/LIK
- HANÎS[Ar.] ile HÂNİS[Ar.]
( Yemini bozup altından çıkmayan. İLE Ettiği yemini yerine getirmeyen. )
- Hanisiz KONUŞ!!!
- HÂNMÂN -ile
( EV BARK, OCAK )
- HANNÂN -ile
( ÇOK ACIYAN, ÇOK ACIYICI [ALLAH'IN ADLARINDAN] )
- HANNÂN ile/ve/+ MENNÂN ile/ve/+ DEYYÂN ile/ve/+ SÜBHÂN
( Hakk yönünden. İLE/VE/+ Halk yüzünden. İLE/VE/+ ... İLE/VE/+ Hakikatte. )
( FİRAVUN ile/ve/+ KÂRUN ile/ve/+ BELÂM ile/değil/yerine KENDİN )
- HANOI -ile
( İki ırmak arasındaki kent.[Vietnam'da] )
- HANTAL/LIK ile/ve/değil/||/<>/< HAM/LIK
- HANTALLAŞMAK ile HANTAL/LIK
- HANTALLIK ile/ve/> ATÂLET
( Hantallık, atâlete ve sonrasında da gittikçe kişinin kendini tüketmesine yöneltir/neden olur. )
- HANÜMAN[Fars.] değil/yerine EV/BARK/OCAK
- HANÛT[Ar.] ile HÂNÛT[Ar.]
( Ölüyü ilâçlamakta/tahnît etmekte kullanılan ilâç. İLE Dükkân. | Meyhane. )
- HANUT ile HANUTÇU/LUK
- HANYA'YI-KONYA'YI GÖRMEK ile "EBESİNİN ÖREKESİNİ/AMINI/NİKAHINI" GÖRMEK
- HAPAZLAMAK ile HAPAZ ile HAPAZLAMACI/LIK
- HAPI YUTTUK" ile/ve/||/<> "AYVAYI YEDİK"
- HAPIR HAPIR ile HAPIR HUPUR
- HAPİS/LİK ile HAPİS OYUNU
- HAPİS ile HAPSEDİLMİŞ ile HAPSETME
( IMPRISON vs. IMPRISONED vs. IMPRISONMENT )
( زندانکردن ile بزندان انداختن ile حبس کردن ile زنداني کردن ile محبوس ile حبس )
( ZANDANKARDAN ile BOZANDAN ANDAKHTAN ile HEBS KARDAN ile ZANDANY KARDAN ile MOHBUS ile HEBS )
- HAPİS değil/yerine/= KISINGI
- HAPİSHANE ile HAPİSHANE KAÇKINI
- HAPİSHANE ile HAPİSHANECİ ile HAPİSHANECİLER
( JAIL vs. JAILOR vs. JAILORS )
( محبس ile دستاق ile زندان ile زندانبان ile زندانيان )
( MOHBAS ile DASTAGH ile ZANDAN ile ZANDANBAN ile ZANDANYAN )
- HAPİSHANE değil/yerine/= KISINGIDAM
- HAPLOİD ile DİPLOİD
( Tek takım kromozomlu gözeler. İLE Çift takım kromozomlu gözeler. )
- HAPLOİD ile/||/<> DİPLOİD
( Haploid tek set kromozom İLE diploid çift set. )
( Formül: n İLE 2n )
- HAPLOİT/HAPLOID[İng.] değil/yerine/= YARI KROMOZOMLU
- HAPLOİT ile/||/<> DİPLOİT
( Haploit tek kromozom seti (n) İLE diploit çift settir (2n) )
( Formül: Gamet İLE vücut hücresi )
- HAPLOLOJİ[Fr.] -ile
( Orta hece yutumu. )
- HAPPEN :/yerine OLMAK, MEYDANA GELMEK
- HAPPENNED WHAT vs. NOT HAPPENNED WHAT
- HAPPY vs. PLEASED/GLAD
- HAPPY :/yerine MUTLU
- HAPPYNESS vs./and PEACE
- HAPSETME ile/||/<> ASİMPTOTİK ÖZGÜRLÜK
( Hapsetme düşük enerji serbest kuark yok, asimptotik yüksek enerji serbest. )
( Formül: IR İLE UV )
- HAPSETMEK ile HAPSEDİLMEK ile HAPSETTİRMEK ile HAPSEDEBİLMEK
- HAPSETMEK değil/yerine/= KISINGILAMAK
- HAPŞIRIK ile HAPŞIRIKLI
- HAPŞIRIRKEN:
AÇIĞA/HAVAYA DOĞRU değil/yerine/>< ELİMİZLE/KOLUMUZLA AĞZIMIZI KAPATARAK
- HAPŞIRMA ile AKSIRMA
( MÜTEATTIS: Aksıran. )
- HAPŞIRMA ile IŞINSAL HAPŞIRMA YANSIMASI
( )
( SNEEZING/STERNUTATION vs. PHOTIC SNEEZE REFLEX(AUTOSOMAL-DOMINANT) COMPELLIN HELIO OPHTALMIC OUTBURSTS) )
- HAPŞIRMAK ile HAPŞIRTMAK ile HAPŞIRABİLMEK ile HAPŞIRIVERMEK ile HAPŞIRTABİLMEK
- HAPŞIRMAK ile ÖKSÜRMEK
( NAHNAHA: Öksürük. | Hırıltılı soluma. )
( TO SNEEZE/STERNUTATION vs. TO COUGH )
- HAPSOLMAK değil/yerine/= KISINGILANMAK
- HAPTİK DISKRİMINASYON/HAPTIC DISCRIMINATION[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL AYIRT ETME
- HAPTİK/HAPTIC[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL
- HAPUR HUPUR/HAPPURU HUPPURU (YEMEK, "GÖTÜRMEK")
- HAPUR-HUPUR (YEMEK)
- HAR HAR (YAKMAK)
- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK
- HÂR-İSTÂN[-ZÂR] -ile
( DİKENLİK, ÇALILIK )
- HAR[Fars.] ile HÂR[Fars.] ile HÂR[Fars.] ile HÂR[Ar.][Fars.]
( Eşek. İLE Diken. İLE Hor, hakir, aşağı, bayağı. | Yiyici, yiyen. İLE Yıkılmış. )
- HÂR ile GÜLİZAR
- HAR ile HÂR
( Eşek. İLE Diken. )
- HARÂBÂT[çoğ.][< HARÂBE] -ile
( DERGÂH )
- HARABAT ile HARABATİ/LİK
- HARAÇ[Ar. < HARÂC] ile/ve/||/<> BAÇ[Fars. < BÂC] ile/ve/||/<> BÂD-I HAVA
( Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para. | Osmanlı Devleti'nde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi. | Osmanlı Türklerinde genellikle toprak sahiplerinden devletçe alınan vergi. İLE/VE/||/<> Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi. | Zorla alınan para. İLE/VE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. )
- HARAÇ ile/değil/yerine/>< ARAÇ
- HARAÇ ile HARAÇLI ile HARAÇÇI/LIK
- HARAKET değil HAREKET
- HARAKİRİ ile/ve/||/<> SEPPUKU
- HARALA-GÜRELE (YAŞAMAK, UĞRAŞMAK)
- HARAM Lİ AYNİHÎ ile/ve HARAM Lİ GAYRIHÎ
- HARÂM[Ar.] ile MAHZÛR[Ar.]
- HARÂM[Ar.] ile SUHT[Ar.]
- HARAM/LIK ile HARAMİ/LİK ile HARAMSIZ ile HARAM PARA ile HARAM LOKMA
- HARAM ve HADD
( Haram nedir? Kendi nefsine revâ görmediğini başkasına yapmaktır. )
( Bir kiloluk demirden havayı çekseler, bir tondan ağır gelir. )
- HARAM ile HARAM
( Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı. Caiz olmayana davet eden. İLE Yasak. )
- HARAM ile/ve HARAMA YAKIN MEKRUH
- HARAM ve/>/hem de HÜRMET
( FORBIDDEN and/>/also RESPECT/REVERENCE )
- HARAM ile/değil/yerine/>< HUZUR
( Haramda huzur ararsan, huzur sana haram olur. )
- HARAM ile MEKRUH
- HARÂMÎ/KORSAN[İt./Lat. < KORSO] ile/ve IZBANDUT[İt. SBANDATO < Cerm.] ile/ve EŞKIYÂ/PİRAT
( Bir devletin koruması altında ve uluslararası kurallara göre tâbi olarak hareket eder/di. İLE/VE Görünüşü ve davranışı ile korku veren, iriyarı adam. | Rum korsanlarına verilen ad. İLE/VE Deniz haydutu. )
( Haksız saldırıları dava etme olanağı/hakkı söz konusudur. İLE/VE ... İLE/VE Hiçbir hak söz konusu değildir. )
- HARAP[Ar.]/VİRÂN[Fars.] değil/yerine/= YIKKIN/YIKIK
- HARAPLAŞMAK ile HARAP/LIK
- HARARET-İ GARÎZİYYE değil/yerine/= DOĞAL ISI
- HARARET[Ar.] değil/yerine/= COŞKUNLUK
- HARÂRET[Ar.] değil/yerine/= ISI
- HARÂRET değil/yerine/= SICAKLIK; ISI; SUSUZLUK
- HARARET değil/yerine/= SICAKLIK/KIZINÇ
- HARARETLENMEK ile HARARETLENDİRMEK ile HARARET ile HARARETLİ/LİK
- HARARETLİ değil/yerine/= COŞKUN/COŞKULU
- HARAZA ile HARAZA
( Kavga, gürültü, karışıklık. | Öfke, sinir. İLE Sığırın öd kesesinden çıkan taş. )
- HARBİ/LİK ile HARBİCİ/LİK
- HARBİ ile HARBİ
( Ateşli silahların içini temizlemekte kullanılan çubuk, harbe. | Doğru, hilesiz, temiz, mert. İLE Savaşla ilgili. Osmanlı Devleti'yle henüz barış durumunda bulunmayan, bir antlaşma yapmamış devletler ve bu devletlerin uyrukları. | Osmanlı ülkelerinde ticaretle uğraşan yabancı uyruklulara verilen ad. )
- HARBİDEN yerine GERÇEKTEN
- HARBİYE ÇİÇEK ÇEŞMESİ :
( Tarabya'da çarşı içinde ve Karakolun karşısındadır (M.1996). Tamamıyla mermer olan çeşme dört sütunludur. Çatının cephe yüzlerinde "Bismillahirrahmanirrahim" besmele yazısı yer almaktadır. Ön cephedeki kitabesinin üst kısmında hayratı yapan Harbiye Çiçek'in bir resmi konulmuş, alttaki kitabede şöyle bir yazı vardır: Harbiye Çiçek hayratı, 1996". Çeşmenin suyu memba suyu olup, üç cephesindeki musluğundan su akışı vardır. Çeşme aslında 1972 yılında bir kısım Tarabyalı hayırsever tarafından yapılmıştır. Ancak, Harbiye Çiçek isimli hayırsever tarafından bugünkü duruma getirilmiştir. )
- HARBİYE ile Harbiye ile Harbiye
( Savaş işleri. İLE Subay yetiştiren yüksekokul, Harp Okulu. İLE Elmadağ - Taksim ile Pangaltı - Nişantaşı arasındaki bölgenin adı. )
- HARBİYE ile HARBİYELİ/LİK
- HARBOUR vs. JETTY vs. PIER vs. PORT vs. QUAY vs. WHARF
- HARÇ BİTTİ ve/||/<>/> YAPI PAYDOS
- HARÇ[Ar. < HARC] ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HARAÇ[Ar. < HARÂC]/BAÇ[Fars. < BÂC]
( Harcanan para. | Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı. İLE Bir yerden, birinden zorbalıkla alınan para. )
- HARÇ ile !HARAÇ
( Ne yazık ki, üniversiteler, harç değil haraç topluyor! En kısa sürede düzeltilmesi ümidiyle... )
- HARC ile/ve/> MECZ
- HARC ile SARF
- HARÇ ile/ve/||/<> SIVA
( Harcanan para, masraf. | Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı. | Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı ya da süsleyici şeyler. | Bahçıvanlıkta, değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak. | Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin tümü. | Resmî işlerde, devlet veznesine yatırılan para. | Yapıda tuğla ya da taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan karışım. İLE/VE/||/<> Herhangi bir yapıdaki yüzeyleri düzgünleştirmek için kullanılan, yarı akışkan, kum, kireç, çimento karışımı ya da toprak harç. | Bir yapının, duvarlarına sürülen, ince harç tabakası. )
- HARCADIKLARINDAN KALANI BİRİKTİRMEK değil/yerine/>< BİRİKTİRDİKTEN SONRA, KALANI HARCAMAK
- Harcadıklarını/tükenenleri unut ve SUS!!! -ve
- HARCAMA değil/yerine/= GİDER
- HARCAMA ile HARCAMA KALEMİ
- HARCAMA ile/değil/yerine KULLANMA
( [not] TO SPEND vs./but TO USE
TO USE instead of TO SPEND )
- HARCAMA ile/ve/<>/> YALNIZLIK
( Kazanmak için etrafındakileri harcayanların elde edeceği şey "galibiyet" değil yalnızlıktır. )
- HARCAMAK ile HARCANMAK ile HARCATMAK ile HARCANILMAK ile HARCATILMAK ile HARCANABİLMEK ile HARCAYABİLMEK ile HARCAYIVERMEK
- HARCAMAK ile TÜKETMEK
( TO SPEND vs. TO CONSUME )
- HARCAMALARINDAN KALANI TASARRUF ETMEK değil/yerine TASARRUFLARINDAN KALANI HARCAMAK
- HARCANABİLİR ile HARCAMA
( EXPENDABLE vs. EXPENDITURE )
( مصرف پذير ile برآمد ile مخارج )
( MASRAF PAZYR ile برآمد ile MOKHARJ )
- HARCANILACAK PARA ile/ve BİRİKTİRİLECEK/SAKLANILACAK PARA
( THE MONEY TO SPEND vs./and THE MONEY TO SAVE )
- HARCIRAH[Ar., Fars.] değil/yerine YOLLUK
- HARCIRAH[Ar.] değil/yerine/= YOLLUK
- HARD ASİT ile/||/<> SOFT ASİT
( Hard küçük yüksek yük Al³⁺, soft büyük polarize Hg²⁺. )
( Formül: HSAB teorisi )
- HARD DISK:
SSD ile M2 SSD
- HARD vs. TIGHT
- HARD-SOFT ACİD-BASE ile/||/<> HSAB KURAMSİ
( Asit ve bazların sınıflandırılması. )
( Formül: Hard-Hard > Hard-Soft )
- HARD[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HARD :/yerine ZOR, SERT
- HARDAL[Ar.] ile HARDALA[Ar.]
( Sofrada kullanılan. İLE Hardal tanesi. )
- HARDAL/LIK ile HARDALLI ile HARDALSIZ ile HARDAL GAZI ile HARDAL RENGİ ile HARDAL YAKISI
- HARDAL ile AKHARDAL
( Turpgillerden, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu, tıpta kullanılan, tadı acı bir bitki. | Bu tohumun toz durumuna getirilmiş ya da sirke ile karıştırarak yapılmış macunu. İLE Hekimlikte, iç sürdürücü olarak kullanılan hardal türlerinden biri. )
( BARASSICA ALBA cum SINAPIS ALBA )
- HARDLY :/yerine NEREDEYSE HİÇ
- HARDY SPACE ile/||/<> BERGMAN SPACE
( Hardy H^p boundary değer, Bergman L² area measure. )
( Formül: Boundary İLE area integrability )
- HARDY-RAMANUJAN ile/||/<> ERDŐS-KO-RADO
( H-R asimptotik formül, E-K-R kombinatorik set. )
( Formül: Partisyon İLE intersection )
- HARDY-WEİNBERG İLE WRİGHT-FİSHER İLE MORAN ile/||/<> POPÜLASYON GENETİĞİ MODELLERİ
( Popülasyon genetiğinde kullanılan farklı matematiksel modeller. )
( Formül: p² + 2pq + q² = 1 )
( G.H. Hardy tarafından 1908 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1877-1947) (Ülke: İngiltere) (Alan: biyoloji) )
- HARDY-WEİNBERG ile/||/<> EVRİM
( H-W denge sabit, evrim değişim. )
( Formül: Equilibrium İLE change )
( G.H. Hardy tarafından 1908 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1877-1947) (Ülke: İngiltere) (Alan: biyoloji) )
- HARE[Ar.]/MENEVİŞ[Fars.] değil/yerine/= DALGIR
( Bir yüzeyde, renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. | Terementi ağacının tohumu. )
- HAREKAT değil/yerine/= EYLEMGE
- HAREKELEMEK ile HAREKETLENMEK ile HAREKETLENDİRMEK ile HAREKE ile HAREKET ile HAREKELİ ile HAREKESİZ ile HAREKETLİ/LİK ile HAREKETSİZ/LİK ile HAREKET DAİRESİ ile HAREKET NOKTASI ile HAREKET HASTALIĞI
- HAREKET DURUMUNDAKİ TEK BUZUL:
PERITO MORENO
( Dünyanın, hareket halindeki tek buzulu olan bu buzul, adını, Patagonya'da uzun süre bilimsel çalışmalar yapan, Şili-Arjantin sınırının da çizilmesine yardımcı olan, ancak bu buzulu hiç görememiş olan Francisio Moreno'dan almıştır. [Buzullar, genellikle yükseklerde (Tibet, Himalaya gibi) ya da Kutup'a çok yakın enlemlerde (Grönland, Alaska, Antartika gibi) oluşur. Bu durumda, iki etmen de bulunmamaktadır. Bu buzulu, bol kar, rüzgâr ve nem ortaya çıkarmıştır.] )
( 257 km² yüzeye, 34 km. uzunluğa ve 4 km. genişliğe sahiptir. Gölle buluştuğu noktada yüksekliği 60 m.[su altında 100 m. daha | gölden 6 km. geride ise 400 m.] )
( Her gün 1-2 cm. ilerleyen buzulun hacminde pek bir azalma olmadığı belirtiliyor. )
- HAREKET DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> DOLAŞIM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SOLUNUM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNİR DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ ile/ve/||/<> BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ
( Kemikler, eklemler ve kaslar. İLE/VE/||/<> Kalp, damar, kan. İLE/VE/||/<> Solunum yolu ve akciğerler. İLE/VE/||/<>. İLE/VE/||/<> Beyin, beyincik, omurilik, omurilik soğanı. İLE/VE/||/<> Dil ve dişler, yemek borusu, mide, karaciğer, safra kesesi, pankreas, bağırsaklar. İLE/VE/||/<> Böbrek, sidik/idrar kesesi, sidik/idrar kanalları. )
( Zehirlenmelerde genel belirtiler:
Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal.
Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, hareketlerde uyumsuzluk.
Solunum sistemi bozuklukları: Soluk darlığı, morarma, solunum durması.
Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, kalp durması.
)
- HAREKET EDEN ŞEY ile HAREKET ETMESİ BAKIMINDAN ŞEY
- HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN
( Bir cismin belirli konumlarda belirli aralıklarda bulunması. İLE/VE ... )
( * Hareket nedir? * Şey nedir? * İlke nedir? * Aralarındaki ilişki nedir? İLE/VE Değişenin bilgisi elde edilebilen şey değildir, kesin olarak elde edilemez. )
( ACTIVATOR vs./and ALTERATION )
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DAVRANMAK
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DEVİNMEK/KIMILDA(N)MAK/KIPIRDA(N)MAK
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= YOLA GİTMEK/YOLA ÇIKMAK
- HAREKET ETTİRİLMEK değil/yerine/= DEVİNDİRİLMEK/KIMILDATILMAK/KIPIRDATILMAK
- HAREKET ETTİRMEK değil/yerine/= DEVİNDİRMEK/KIMILDATMAK/KIPIRDATMAK
- HAREKET-İ MÜSTAKÎME ile HAREKET-İ UFKİYE ile HAREKET-İ MENKÛSE
- HAREKET:
CEVHER'DE ile NİCELİK'TE ile NİTELİK'TE ile MEKÂN'DA
- HAREKET:
DOĞAL ile/ve/||/<> ZORLAMALI
- HAREKET:
GÖRELİ ile/ve/<> BAĞIL
- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI
- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM
- HAREKET:
SABİT HIZLA DÜZ ÇİZGİDE ile DAİRESEL
- HAREKET'İN:
NEDEN'İ ile/ve NASIL'I
- HAREKET'TE:
İŞÂRÂT-I HİSSİYE ile/ve MAKSADÜ'L HAREKET
- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK
- HAREKET" ile/ve "NUMARA"
- HAREKET[Ar.] ile IZDIRÂB[Ar.]
- HAREKET[Ar.] ile NUKLE[Ar.]
- HAREKET/AKSİYON değil/yerine/= DEVİM/DEVİNİM
- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM
( MOVEMENT vs./and ACTION )
- HAREKET ile/ve/||/<>/>< (HAREKETİN) TERS YÖN(ÜN)DE(Kİ) HAREKET
- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK
- HAREKET ile/ve/||/<> BAĞIL HAREKET/HIZ
- HAREKET ile/ve BELİRLEYİCİLİK
( MOVEMENT vs./and DETERMINATION )
- HAREKET ile/ve BELİRSİZLİK
( MOVEMENT vs./and INDEFINITENESS )
- HAREKET ve/<> BEREKET
( Varoluşu sağlar. VE/<> Varoluşun sürekliliğini sağlar. )
- HAREKET ve/<> BİÇİM ve/<> UZAM
- HAREKET ve/<> DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve DİRİLİK
- HAREKET ile/ve/||/<> DUYGU
( MOTION vs./and/||/<> EMOTION )
- HAREKET ve/||/<> DUYGULANIM ve/||/<> BENZETME
( İki kişi arasındaki tüm ilişkilerde ve temelinde, anne ile çocuğun ilişkisinde, yerli yerinde ve yeterince bulunması gerekenler... )
- HAREKET ile/ve ETKİLEŞİM
- HAREKET ile/ve ETKİNLİK
( Hareket, tamamlanmamış etkinlik; etkinlik ise tamamlanmış harekettir. )
( Geçmiş-Şimdi-Gelecek'in bütünlüğü. )
( MOVEMENT vs./and ACTIVITY )
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs./and/||/<>/> ACTION )
- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ
( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )
( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )
- HAREKET ile/ve FİİL
- HAREKET ve/||/<>/>/< HAKİKAT
- HAREKET ve/= HAKK
- HAREKET ile/ve/değil/||/<>/> HARARET
- HAREKET ile HAREKÂT
- HAREKET ile/ve HAREKETİN AMACI
( MOVEMENT vs./and THE AIM OF THE MOVEMENT )
- HAREKET ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve HİKMET
- HAREKET ile/ve İMAR
( MOVEMENT vs./and TO IMPROVE )
- HAREKET ile İNTİKAL
( MOVEMENT/MOTION vs. TRANSITION )
- HAREKET ve KEMÂL/SINIR
( Her hareket, kemâline erer/sonlanır. )
- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK
- HAREKET ile/ve KIMILDAMA
- HAREKET ile KIPIRTI
- HAREKET ile/ve KUVVET
( MOVEMENT vs./and POWER )
- HAREKET ve NESNE
( MOVEMENT and MATTER )
- HAREKET ve OLUŞ ve YOKOLUŞ
- HAREKET ve SABİTLİK
( MOVEMENT and CONSTANCY )
- HAREKET ile SES ile KONUŞMA
( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )
- HAREKET ile/ve ŞEY
( Çırpıntı ve su ayrı değildir. Bizi suyun var oluşundan haberdar eden de o çırpıntıdır. )
( vs./and/||/<> THING )
- HAREKET ile/ve SINIRLILIK
- HAREKET ve/<> SÜKÛN
( Kendi halini/yerini bulmak/bulmaya çalışmak. VE/<> Tamamlanma. )
( Hareket, sükûn ister. VE/<> Sükûn/et, hareketin ademidir/yokluğudur. )
( Kasların, harekete; zihnin, sükûna gereksinimi vardır. )
( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )
( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )
( HAREKET: Doğal yerinde bulunmama. )
- HAREKET ve/> SÜREKLİLİK
( MOVEMENT/MOTION and/> CONTINUITY )
- HAREKET ile/ve SÜRÜKLENME
( MOVEMENT vs./and TO DRAG )
- HAREKET ile/ve/<> TELÂŞ
- HAREKET ve/> TİN/PSİŞE ve/> ZEKÂ
( Değiştirir. VE/> Birleştirir. VE/> Dönüştürür. )
( Alterates. AND/> Combines. AND/> Tranforms. )
( MOVEMENT and/> PSYCHE and/> INTELLIGENCE )
- HAREKET ve/> ÜMİT/UMUT
( MOVEMENT and/> HOPE )
- HAREKET ile/ve/||/<> UYUMLULAŞTIRILMIŞ HAREKET
- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)
( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )
- HAREKET ve/> YÖN
( Hareketin başladığı andan itibaren yön oluşmaya başlar. )
( Hareketin, yöne gereksinimi vardır. )
( Yön, İbni Sinâ'nın tüm kitapları, ayrı ayrı ve başlı başına bir bölümdür. )
( MOVEMENT and/> DIRECTION )
- HAREKETİ-İ İRÂDİYE ile İRÂDE-İ AKLİYE
( Hayvan/da. İLE İnsan'da. )
- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI
- HAREKETİN SÜREKLİLİĞİ:
DOĞADA ile/ve/<> YAŞAMDA
( Sürekli oluşum. İLE/VE/<> Sürekli insanlaşma. )
( Yaşamdaki temeddün, doğadaki tekevvün'ün devamıdır. [ve bunun da sonsal amacı, kişinin, daha da insanlaşarak, olgunluğa/kemâle ermesidir.] )
( DOĞA: Hareket ile sükûnun ilkesi. )
( TEKEVVÜN ile/ve/<> TEMEDDÜN )
- HAREKETİN:
KAYNAĞI ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİĞİ
- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK
- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK
- HAREKETSİZ ile HAREKETSİZLİK ile HAREKETSİZ KILMAK
( IMMOBILE vs. IMMOBILITY vs. IMMOBILIZE )
( غير متحرک ile جنبش ناپذير ile بي جنبشي ile سکون ile بي حرکتي ile بي بسيج کردن )
( GHYR MOTAHRAK ile JONBASH NAPAZYR ile BEY JONBASHY ile SEKON ile BEY HARKATY ile BEY BESYJ KARDAN )
- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME
- HAREKETTE YETENEK:
ÖNGÖRÜLEBİLİR ile/ve/||/<> ÖNGÖRÜLEMEYEN
- HAREM DAİRESİ ile/ve HAREM DAİRESİ
( HAREM-İ HÜMÂYÛN: Sultan'ın Harem'i. )
( Topkapı Sarayı'nda. İLE/VE Dolmabahçe Sarayı'nda. )
( İkinci ve üçüncü bahçelerin solunda. [1588] İLE/VE Pembe Salon. )
( 259 oda, 46 tuvalet, 12 sandık odası, 8 hamam, 4 mutfak, 6 kiler bulunmaktadır. [6720 m2] İLE/VE ... )
- HAREM[Ar.] ile HAREM[Ar.]
( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE "mefâilün"den "me"yi atarak "fâilün" sözcüğünü "mef'ûlün"e çevirme. )
- HAREM/LİK ile HAREM AĞASI ile HAREM KAHYASI ile HAREM SELAMLIK
- HAREM ile/||/<> HAREM-İ HÜMÂYUN ile/||/<> HATUN ile/||/<> MELİKA ile/||/<> KARİN ile/||/<> KURENA ile/||/<> VALİDE SULTAN
( Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan yer. İLE/||/<> Topkapı Sarayı'nın harem dairesine verilen ad. İLE/||/<> Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen ad. İLE/||/<> Padişah karısı. İLE/||/<> Padişah yakınlarına ve emrinde bulunanlara verilen ad. İLE/||/<> Padişaha yakın olan görevliler, mabeyinciler. İLE/||/<> Padişahın annesine verilen ad. )
- HAREM ile/ve/<> HAREMEYN
( EHLİ DIŞINDA GİRMESİ YASAK OLAN YER ile/ve/<> MEKKE İLE MEDÎNE-İ MÜNEVVERE [MÜSLÜMAN OLMAYANLAR GİREMEZ )
(1996'dan beri)