Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 3.183 başlık/FaRk ile birlikte,
3.183 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(13/14)


- TEVFİKAT:
TAM ile/ve/değil/yerine/<> KISMÎ

( Ayrıntılarını okumak için burayı tıklayınız... )


- TEVKÎD[Ar. < EKD] ile TEVKİD[Ar. çoğ. TEVKİDÂT] ile TEVKİT[Ar. < VAKT]

( Sağlamlaştırma. İLE Tutuşturup yakma. İLE Vakti, saati belirli kılma. )


- TEZ[Fars.] ile TEZ[Fr.]

( Çabuk olan, hızlı. | Hızlı bir biçimde. İLE Sav. | Üniversitelerde öğrencilerin ya da öğretim üyelerinin hazırlayıp bazen bir sınav kurulu önünde savundukları bilimsel çalışma. )


- TEZAYÜT[Ar.] değil/yerine/= ÇOĞALMA, ARTMA


- TEZBÎL[Ar.] ile TEZBÎR[Ar. < ZEBR | çoğ. TEZBÎRÂT]

( Toprağı gübreleme. İLE Yazma, yazılma. )


- TİCARET, BİLİM VS. ile SANAT ve FELSEFE

( Ortalama akıl, yeterlidir. İLE Ortalama akıl, yetmez. )


- TİCARET:
T ile/ve/||/<> İ ile/ve/||/<> C ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> R ile/ve/||/<> E ile/ve/||/<> T

( Tecrübe/deneyim. İLE/VE/||/<> İtibar/saygınlık. İLE/VE/||/<> Cesaret. İLE/VE/||/<> Risk. İLE/VE/||/<> Emek. İLE/VE/||/<> Tedbir. )


- TİCARET ile/ve BİLGİ


- TİCARET ve/= HİDÂYET


- TİCARET ile/değil KAÇAKÇILIK


- TİCARETGÂH/TİCARETHANE değil/yerine/= TECİMEVİ


- TİCARETLE KAZANILAN PARA (-NIN RİSK EDİLMESİ) ile EMEKLE KAZANILAN PARA (-NIN RİSK EDİLMESİ)


- TİCARETTE:
PARA ARTIRMAK değil/yerine ÜRÜN ARTIRMAK


- TIKAMA KURALI ile ...

( BLOCKING RULE )


- TIKANMAK ile/ve/||/<>/>/< TÜKENMEK


- TİPİK[Fr./İng.] ile/değil/yerine ALIŞILAGELMİŞ

( Birini ya da nesneyi niteleyen. | Çok özgün olan. İLE ... )

( "TYPICAL" vs./and TO BE HABBITED
TO BE HABBITED instead of "TYPICAL" )


- TİYATRO ile/ve/||/<> KUMPANYA[İt. < COMPAGNIA]

( ... İLE/VE/||/<> Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık. | Tiyatro topluluğu. | Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapanlar topluluğu. )


- TON[Fr. < TONNE] ile TON[Fr. < TON]

( Bir metreküp oylumda ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE İnsan seleninin ya da çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi. | Konuşmada selenin duyguları belirtecek biçimde çıkması. | Bir rengin koyuluk ya da açıklık derecesi. )


- TOPARLAMAK ile AYAKTA TUTMAK

( TO PACK/TIDY [UP] vs. TO KEEP ALIVE )


- TOPLAM ile/ve/değil AŞILMIŞ BİRLİK


- TOPLAM ile/ve/değil TOPTAN


- TOPLAMA ile "AYARLAMA"


- TOPLAMAK ile/değil TOPARLAMAK


- TOPLANTI ile/ve OTURUM


- TOPLU ile ...

( COLLECTIVE )


- TOPLU ile TOPTAN


- TOPLUMSAL KALKINMA ile/ve/<> BİREYSEL DONANIM


- TOPRAK/TIMAR[Fars.] ile/ve/||/<> VASAL[Fr. < VASSAL < Lat.]

( Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak. İLE/VE/||/<> Ortaçağ Avrupa'sında hizmet ve vergi gibi yükümlülükler karşısında kendisine toprak ve köylü verilen tımar sahibi kişi. )


- TÖRE ile/değil GELENEK

( Tarihsel deneyim. İLE/DEĞİL Toplumsal deneyim. )


- TÖREN -ile

( Maddi dünyaya, metafizik yorum getirme. )


- TRAFİK ile/ve/<> SIKIŞAN TRAFİK

( ... İLE/VE/<> TAPONES: Porto Riko'daki adı. )


- TRANSFER[İng., Fr.] değil/yerine/= AKTARIM, AKTARMA


- TRÖST[Fr. < TRUST] ile KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT]

( Aynı alanda iş yapan çeşitli ortaklıkların hisse senetlerinin, bir denetim kuruluna teslim edilmesi ve yönetimin bir kurulu yöneten gruba aktarılmasıyla oluşan, tekelci sermayedarlığa dayanan ortaklıklar birliği. İLE Yığışım. | Molozların çimento durumuna dönüşmesiyle oluşan kütle. )


- TÜCCAR[Ar.] değil/yerine/= TECİMEN


- TUHAF ile GARİP ile ACAYİP


- TÜKENME ile/ve/<>/> ÇÖZÜNME


- TÜKETENLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< ÜRETENLER

( Eşek arısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/< Bal arısı. )

( Fare(mouse) kullanıcısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/< Klavye kullanıcısı. )


- TÜKETİCİ = CONSUMER[İng.] = CONSOMMATEUR[Fr.] = KONSUMENT[Alm.] = CONSUMATORE[İt.] = CONSUMIDOR[İsp.]


- TÜKETİCİ ile/ve/<>/değil/yerine UYGULAYICI


- TÜKETİM ile/değil/yerine KULLANIM


- TÜKETİM ve/ SIKILMA ve/ TÜKETİM


- TÜM ile AYRINCASIZ/İSTİSNASIZ[Ar.]


- TUPAMAROS ve/<> SOL DÜŞÜNCE

( 60'lı yıllarda, güç koşullarda yaşayan Uruguay'lı köylülerin, sendikalaşma hareketi olarak başlayıp, kentlerdeki sol düşünce ile birleşen örgüt. VE/<> ... )


- TÜR ile AŞAMA

( KIND vs. PHASE )


- TÜR ile BÖLÜM

( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )

( KIND vs. PART )


- TÜR ile İŞLEV

( KIND vs. FUNCTION )


- TÜR = NEVİ = SPECIES[İng., Lat.] = ESPÈCE[Fr.] = ART[Alm.] = EIDOS[Yun.] = ESPECIE[İsp.]


- TÜR ile NİTELİK

( KIND vs. CHARACTER )


- TÜR ile TİP

( KIND vs. TYPE )


- TURA ile TURA ile TUĞRA

( Metal paranın resimli yüzü. | Halat gibi örülmüş iplik çilesi. | Kıvrılarak sıkıştırılmış iplik çilesi. | Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil. | Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan ya da yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu. İLE Ev duvarlarını dış etkenlerden korumak için üzerlerine çakılan tahta perde. | Bahçe kapısını korumak için beşik örtüsü biçiminde tahtadan yapılan örtü. | Kadınların başlarına taktığı küçük altın dizisi. | Çatı. | Çatı arası. | Odalardan başka evdeki öteki bölümler. | Sergen. | Düğünlerde oynanan bir çeşit oyun. | Karşı. | Topuz. İLE Osmanlı sultanlarının imza yerine kullandığı, özel bir biçimi olan simgeleşmiş im. )


- TURFA[Ar. < TURFE] ile TURFANDA[Fars. < TERVENDE]

( Az bulunur, eski, nadir. | Değeri düşük, işe yaramaz. | Acayip, tuhaf. İLE Mevsimin başında ilk yetişen (meyve, sebze). | Yeni, ilk kez ortaya çıkan. )


- TÜRKİYE'DE, BÖLGESEL FaRkLaR

( Türkiye'de Bölgesel FaRkLaR yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- TUTMA ile/ve/> GENİŞLETME

( TO HOLD vs./and/> TO WIDEN )


- TUTMAK ile/ve BAĞLAMAK/BAĞLAYICILIK

( TO HOLD vs./and TO ATTACH )


- TÜYO ile ÖNERİ


- 3 ANA RENK ve/<> 3 ANA BİÇİM

( Sarı, Kırmızı, Mavi. VE/<> Daire, Kare, Üçgen. )


- ÜÇ AYLAR/ŞÜHÛR-İ SELÂSE:
RECEP ve/> ŞABAN ve/> RAMAZAN


- UC BİRİM ile UZANTI

( TIP UNIT vs. EXTENSION )


- ÜCRET ile ULÛFE[Ar. ALEF | çoğ. ALÂİF, ULÛF]

( ... İLE Hayvan yemi. | Osmanlılar'da, kapıkulu askerlerine, saray ve devlet örgütlerindeki bazı görevlilere, üç ayda bir verilen ücret. )


- UCUZ ile/değil "UYGUN" (FİYATLI)


- UCUZLAMA ile YAYILMA


- UGİYA ile ...

( Moritanya'nın para birimi.[Paranın üzerinde, geleneksel motifler bulunur.] )


- UĞRAŞMAK ile İLGİLENMEK

( TO STRIVE vs. TO INTEREST )


- ULAŞ/IM ile/ve/değil/<>/ne yazık ki BULAŞ/IM


- ULAŞMA ile/ve/değil ERİŞME


- ULAŞMAK ve/||/=/<>/< ÜLEŞMEK


- ULUSAL/ULUSLARARASI) ÖRGÜT ile (ULUSAL/ULUSLARARASI) KURUM


- ULUS/ULUSAL ile/ve/<> TOPLUM/TOPLUMSAL


- ULUSLARARASI ŞİRKET/LER ile/değil/ne yazık ki "ULUS AŞIRI" ŞİRKET/LER

( ... İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ Hedef ülkeleri/kitleleri ve dünyayı, çıkarları doğrultusunda yönetme/yönlendirme çabası/"başarısı" peşinde koşan şirketler. )


- ULUSLARARASI ile/değil DEVLETLERARASI


- OLANAK/SIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT/SİZ/LİK


- ÜMİTSİZ/LİK ile YILGIN/LIK


- UN ile/ve/<> PAÇAL

( ... İLE/VE/<> Ekmek yapmak için çeşitli tahılların, yasaca gerekli karışım oranı. | Türlü şeylerin karışımı. )


- ÜNİVERSİTEDE:
BURS ile/ve/<> KREDİ

( * Burs, başbakanlık tarafından verilir ve geri ödemesi yoktur fakat kredinin geri ödemesi vardır.

* Bursunuzun devamı için çeşitli koşulları sağlamanız gerekmektedir. [Disiplin ve not şartı.]

* Kredi alırsanız, geri ödemesi vardır ve beyaz eşyaya bağlı faiz oranlarına göre anaparaya faiz eklenerek sizden tahsil edilir.

* Kredi ödemesi ilk sigorta başlangıcında ya da öğrencilikten 2 yıl sonra başlar. Bu süreyi uzattırabilir, taksitlendirme yapabilir ve çeşitli yollar deneyebilirsiniz.

* Bursunuz, başarısızlık nedeniyle düşerse artık burs değil kredi almış olursunuz. Bursunuz, krediye dönüşür. )


- ÜNİVERSİTENİN:
EVRENSELLİĞİ ile/ve/değil EVRENSELLEŞTİRİCİLİĞİ


- UNUTULMUŞ ile/ve/değil/yerine UNUTULMAYA YÜZ TUTAN


- UPUCUZ


- ÜRETİM ile "DOĞUM"


- ÜRETİM/İMALÂT[Ar.] ve/> DÖNÜŞÜM

( PRODUCTION and/> TRANSFORMATION )


- ÜRETMEK ile YENİ BİR ŞEY ÜRETMEK

( TO PRODUCE vs. TO PRODUCE BRAND NEW )


- ÜRÜN ile/ve/<> YAPIT ile/ve/<> MEYVE


- US ile ZİHİN

( REASON vs. MIND )


- ÜSTÜN ile/ve/değil ÖTE

( [not] SUPERIOR vs./and/but BEYOND )


- ÜSTÜN" ile/değil ÜSTTE DURAN


- ÜSTÜNLÜK ile/yerine ÇEŞİTLİLİK

( SUPERIOR/ITY vs. VARIETY
VARIETY instead of SUPERIOR/ITY )


- ÜSTÜN/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKLI/LIK

( [not] SUPERIOR/ITY vs./and/but/||/<> DIFFERENT/DIFFERENCE, DIVERSITY
DIFFERENT/DIFFERENCE, DIVERSITY instead of SUPERIOR/ITY )


- ÜSTÜNLÜK ile/değil/yerine ÖNCELİK


- USÛLSÜZ/LÜK ile HAKSIZ/LIK/GADR[Ar.]

( ILLEGAL vs. UNFAIR )


- ÜŞÜTME ve ÜZÜNTÜ

( FREEZING/TO CATCH COLD and SORROW/TROUBLE/DISTRESS )


- ÜTMEK ile ÜTMEK

( Ateşten ya da yüksek bir ısıdan geçirmek. | Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. | Taze buğday ya da mısırı, ateşe tutup pişirmek. İLE Oyunda, kumarda kazanmak, yenmek. )


- ÜTOPYA >< DİSTOPYA

( Bin/bir, Olmayan, Güzel Yer: "Ütopya" - B [yazısını okumak için burayı tıklayınız...] )


- UYANIK ile AYIK

( AWAKE vs. SOBER )


- UYARMAK ile/ve/değil/yerine BİLGİLENDİRMEK


- UYDURMAK ile/değil/yerine UYARLAMAK

( TO IMPROVISE vs./and TO ADAPT )


- UYGARLIKLARARASI/LIK ile/ve/<> KÜLTÜRLERARASI/LIK


- UYGUNLUK ile/ve/<>/>< ENGEL


- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK

( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )


- UYUM ile/ve/||/<> EŞZAMANLILIK


- UZAK ile BÜYÜK

( FAR/DISTANT vs. BIG )


- UZAK ile GEREKSİZ

( DISTANT vs. UNNECESSARY )


- UZAK ile İLERİ

( DISTANT vs. ADVANCED )


- UZAK ile KÜÇÜK

( FAR/DISTANT vs. SMALL )


- UZAK/LIK ile/ve BAĞIMSIZ/LIK

( DISTANCE vs./and INDEPENDENCE )


- UZATMAK ile/değil AYRINTIYA GİRMEK


- UZMANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> MESLEK

( [not] PROFESSION vs./and/||/<>/but JOB
JOB instead of PROFESSION )


- UZMANLIK ile/ve ORGANİZASYON

( SPECIALIZATION vs./and ORGANISATION )


- UZUN SÜRME = SÜRERLİK


- VAAD/VÂDE ile/ve BORÇ

( Vâde, söz demektir. )

( Sakın para için evlenmeyin! Çok daha uygun koşullarda borç bulabilirsiniz. )


- VABESTE[Fars.] değil/yerine/= BAĞLI


- VÂDE FARKI değil/yerine/= SÜREV ARTISI


- VÂDE[Ar.] değil/yerine/= ERİM


- VAHÂMET ile/ve/<> HEZİMET


- VAKF-I AKAR/ASL-I VAKF değil/yerine/= GELİR KAYNAĞI


- VAKIF ile/ve/||/<> İRSÂDÎ VAKIF


- VAKIF ile/ve/<> TESİS


- VAK(İ)T ile ...

( SAAT, GÜNÜN ÇEŞİTLİ SAATLERİ | MEVSİM | BELİRTİLEN ZAMAN | VAK(İ)T ile ABCDEF ( FIRSAT | ZAMAN )


- VAKİTLİCE ile ZAMANINDA


- VAKT-İ MERHÛN değil/yerine/= BEKLENİLEN ÇAĞ VE ZAMAN


- VALİ[EPARHOS]:
< LONCA ÖRGÜTÜ ile/ve/||/<> LAGATARIOS ile/ve/||/<> SIMPANOS

( Genel denetimi sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Yabancı tüccarların denetimini sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Esnaf localarını denetleyenler.[2 kişi] )


- VÂLİ ve/||/<> VELÎ ve/||/<> HÂMİ ve/||/<> RÂB

( [Koruyucu] Dışta. VE/||/<> İçte. )

( Maddî koruyucu. VE/||/<> Manevî koruyucu. )


- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile/değil/yerine ESİN/İLHAM

( Yıllık/aylık gelir. | Hatıra gelen, içe doğan şeyler. İLE/DEĞİL/YERİNE Etkilenme, çağrışım ya da içe doğmayla akla gelen, yaratıcı düşünce, duygu. )


- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile ŞUÛNAT/ŞÜÛNAT[Ar. < ŞU'ÜN < ŞE'N]

( Gelirler, gelir. | Kulun kastı ve dahli olmaksızın kalbe gelen mânâlar, feyizler, ilhamlar. İLE İşler, durumlar, olaylar, hâdiseler. )


- VAROLANLARDA:
YANSIMA ile/ve İKİNCİLLİK


- VAROLDUĞUNDAN DOLAYI DÜŞLENEN ile/ve/||/<> DÜŞLENDİĞİNDEN DOLAYI VAR OLACAK OLAN


- VAROLUŞ'TA:
KUŞKULANILAMAZLIK ile/ve KANITLANAMAZLIK


- VARSIL/LIK(ZENGİN[Fars. < SENGİN]/LİK) ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/&gt;&lt;/< YOKSUL/LUK(FAKİR/LİK)

( Malı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( Rezilliğin yardımcısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( )

( Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip olana kadar varsıl değilizdir. )

( "Beş parasızmış" gibi yaşadıklarından dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( Yoksulluğu över. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( )


- VARTA[Ar.] değil/yerine/= TEHLİKELİ DURUM


- VÂZIH[Ar.] ile ...

( Açık, meydanda, belirli, kapalı olmayan söz/tümce. )


- VEFÂ ile/ve/<> HİLM

( Sözünde durma, sözünü yerine getirme. | Dostluğu devam ettirme. | Onun yanındayken nasılsan, uzaktayken de aynı olmak. İLE/VE/<> Kişinin doğasında olan yumuşaklık. )

( Doğanızdaki yumuşaklığı anımsayarak kimseye hesap/borç takmayın! )


- SAVAŞ:
VEKİL ile/ve/||/<>/> MELEZ


- VERESİYE değil/yerine KONSİNYE


- [ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK


- VERGİ ile HARÇ

( BÂC )


- VERGİ ile/ve KİRA

( RÜSÛM[< RESM]: Vergiler, gümrük vergileri. | Usûl, merasim. İLE/VE ... )

( BÂC, BÂJ [vergi harç. | Gümrük vergisi.] ile/ve ... )


- VERGİ ile OKTRUVA[Fr.]

( ... İLE [eskiden] Kente giren şeylerden alınan vergi. )


- VERGİ ile ŞEREFİYE

( Belediyenin, yol yapmak/genişletmek gibi hizmetleri nedeniyle değeri artan mülk sahibinden, artan değerin üçte biri miktarı üzerinden alınan vergi. )


- VERİM ile/ve BEREKET

( Bereket maddeyle ölçülmez. )

( YIELD vs. ABUNDANCE )


- VERİMLİLİK ve/> BAŞARI

( PRODUCTIVITY vs./> SUCCESS )


- VERMEK ile ALMAK

( TO GIVE vs. TO TAKE )


- VERMEK/ALMAK ile PAYLAŞMAK

( Paylaşmak, zevki bir kat artırır. )

( TO GIVE/TO TAKE vs. TO SHARE )


- VESÎLE ile BAHÂNE

( İyi niyetle. İLE Kötü niyetle. )


- VİRAN KÖYDEN ile ...

( HARAÇ DA, ÖŞR DE ALINMAZ/DI )


- VİRMAN[İng. < VIREMENT] değil/yerine/= AKTARIM


- VİZİTE[İt.] ile VİZİTE[İt.]

( Hekimin, hastahanedeki hastaları dolaşıp yoklaması. İLE Bir muayene için hekime ödenen ücret. )


- VOYVODA[Slavca] ile VOYVODALIK

( Osmanlılar'ın, Eflak ve Buğdan Beylerine verdikleri san. İLE Voyvoda egemenliği. | Voyvoda egemenliği altındaki ülke. )


- WHO yerine DSÖ

( WORLD HEALTH ORGANIZATION yerine DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ )


- WIND vs. WIND

( Yel/rüzgâr. İLE Saat/i kurmak. )


- YABANCILAŞMA ile/ve DUYARSIZLIK

( ALIENATION vs./and INSENSITIVITY )


- YABANCILAŞMA ile/ve/<> İNKÂR

( ALIENATION vs./and/<> TO DENY )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> KORKU

( ALIENATION vs./and/> FEAR )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> ÖZYİTİMİ

( YABANCILAŞMA: Kendi özvarlığının yerine koymak. )

( ALIENATION vs./and/> SELF-LOSS )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YALAN

( ALIENATION vs./and/> LIE )


- YABANCILAŞMA ile/ve YANILSAMA


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YİTİM

( ALIENATION vs./and/> LOSS )


- YABANCILAŞ(TIR)MAK ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)MEK


- YAKALAMAK" ile/ve TUTTURMAK


- YAKIN HEDEF ile/ve UZAK HEDEF


- YAKIN ile/ve/değil ARDIŞIK

( [not] NEAR vs./and/but CONSECUTIVE )


- YAKIN ile/ve UZAK

( NEAR vs./and FAR/DISTANT )


- YAKLAŞIK DEĞER ile TAM DEĞER


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK

( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )


- YALAN ile AD/TANIM DEĞİŞTİRMEK

( LIE vs. TO RENAME )


- YALAN ile BAHÂNE


- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK

( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )


- YALAN ile FARKLILAŞTIRMA


- YALAN ile İFTİRA


- YALAN ile KAMUFLAJ

( LIE vs. CAMOUFLAGE )


- YALAN ile ŞAKA

( Dürûg-zen(yalancı) olursa bir evde, düzen olmaz o evde. )

( Zekâ, doğruluk Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )

( LIE vs. JOKE )


- YALAN ile/değil ÜSTLENME

( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )


- YALIN/LIK ile/ve/||/<>/>/< ŞIK/LIK


- YALITMA/YALITIK/İZOLE[Fr., İng. ISOLE < Lat.] ile YOK ETME, GİDERME/İZALE[Ar.]


- YAN ile YÖN

( NEZT ile ... )


- YANAŞMAK ile/ve YARANMAK


- YANILSAMA(İLÜZYON) ile/değil ZİHİNSEL(MENTAL)

( Yapılacak işlem/eylem, önceden söylenmez. İLE/DEĞİL Zihin/düşünce gücüyle gerçekleştirilecek olan, önceden söylenir/belirtilir. )


- YANIT ile/ve AÇIKLAMA

( ANSWER vs./and EXPLANATION )


- YANIT ile KARŞILIK

( ANSWER vs. EQUIVALENT/RESPONSE )


- YANIT ile ONAY

( ANSWER vs. APPROVAL )


- YANIT ile/ve SORU

( Soruyu bulana kadar yanıtı bildiğimiz de, bilmediğimiz de ortaya çıkmaz. )

( ANSWER vs./and QUESTION )


- YANLIŞ ZAMAN VE YER ile/ve/||/<> "KÖRÜN TAŞI, KELİN KAFASINA DENK GELİRMİŞ"


- YANLIŞ ile/değil FARKLI

( [not] WRONG/FALSE vs./but DIFFERENT )


- YANSIMA ile/ve DERİNLİK

( REFLECTION vs./and DEPTH )


- YANSIMA ile/ve GÖSTERGE

( REFLECTION vs./and SIGN )


- YANSIMA ile/ve KARŞILIK BULMA

( REFLECTION vs./and CORRESPONDENCE )


- YANSIMA ile/değil UZANTI

( [not] REFLECTION vs./but EXTENSION )


- YAPAY ile/ve/değil/||/<> KURGU/SAL


- YAPAY ile YAPMACIK


- YAPAYLIK ile/değil OYUN


- YAPI ile/ve KALIP

( Sınırlama ve zorlama anlamına gelebilir. )

( Enerjimizi ve zamanımızı, zihnimizin, çevrenizde örmüş olduğu duvarı yıkmak için saklamalıyız. )

( STRUCTURE vs./and MOULD/MATRIX/PATTERN
Save all your energies and time for breaking the wall your mind had built around you. )


- YAPILAN ile/ve/||/<>/>< YAPIL(MA)MASI GEREKEN


- YAPILANMA ile/ve/||/<>/>< KARŞI YAPILANMA


- YAPTIRIM ile/ve/değil DAYANAKÇA

( [not] SANCTION vs./and/but THE BASE ON )


- YARA ile/ve/||/<> PARA

( İt bile dayanır. İLE/VE/||/<> Paraya ve/ya da parasızlığa [kolay kolay] kayıtsız kalın[a]maz. )


- YARANMAK ile/ve YARAŞMAK


- YARAR ile/yerine/değil KARŞILIKLI YARAR

( [not] BENEFIT vs./but RECIPROCAL BENEFIT
RECIPROCAL BENEFIT instead of BENEFIT )


- YARARLANMA ile KAZANIM

( İNTİFÂ'[< NEF'] ile ... )

( BENEFIT vs. TO ACQUIRE )


- YARARLI ile DOĞRU ile İYİ ile GÜZEL ile SEVAP

( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )

( Kavram ve nesnenin uygunluğu. İLE Düşünce ve eylemin uygunluğu. İLE Biçim ve içeriğin uygunluğu. İLE ... )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: bunlar kerimdir.
2. Taklid yoluyla yapanlar: bunlar hakîmdir.
3. Engelleyenler: bunlar eşkiyadır.
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: bunlar kötü niyetlilerdir. )

( DEMIURGE: İYİ İDEASI (TANRI VE DÜNYANIN MİMARI) )

( Rational. WITH Ethic. WITH Aesthetics. WITH Religious.
Appropriateness of concept and object. WITH Appropriateness of thought and action. WITH Appropriateness of shape and content. WITH ... )

( RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION] )

( SATYAM ile SHIVAM ile SUNDARAM ile ... )


- YARARLI/LIK ile/ve/<> ANLAMLI/LIK

( USEFUL/NESS vs./and/<> MEANINGFUL/NESS )


- YARAR(LI)/LIK ile KAZANÇ(LI)/LIK

( BENEFICIAL[NESS] vs. HAVING PROFITED[NESS] )


- YARATICILIK ile YENİLİK/TİCARİLEŞTİRME

( CREATION vs. INNOVATION )


- YARILMA ile/ve/<> DEVRİM


- YARILMA > FARKINDALIK


- YARIM ile/ve/<> BUÇUK


- YARIMI KADAR değil YARISI KADAR


- YARIŞ(TIR)MAK ile/değil/yerine KARŞILAŞ(TIR)MAK


- YAŞ ile YAŞ ile YAŞ

( Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman. | Yaşamın, çeşitli evrelerinden her biri, çağ. | Bir kurum/kuruluş, düzen vb.'nın kurulduğundan bu yana geçen zaman. | Bir gökcisminin oluşmaya başladığı günden bugüne dek geçirdiği zaman süresi. İLE Nemli, ıslak. | Kendi suyunu, canlılığını yitirmemiş, kurumamış, kurutulmamış, taze. | Ağlandığında, gözlerden akan berrak sıvı, gözyaşı. | Kötü, korkulu, zor. İLE Yüksek Askeri Şûra. )


- YASA ile/ve ARAÇ

( LAW vs./and VEHICLE )


- YASA ve/<> KOŞUL/LAR


- YASA ile/ve KUVVET

( LAW vs./and STRENGTH/POWER )


- YASA ile MUTLAK

( LAW vs. ABSOLUTE )


- YASA ile/ve OLGU

( LAW vs./and FACT )


- YASA ile/ve UYUM

( LAW vs./and HARMONY )


- YASA ile/ve YAPTIRIM

( KANUN ile/ve MÜEYYİDE )

( LAW vs./and SANCTION )


- YASA ile YÖNERGE

( LAW vs. DIRECTIVE )


- YASA ile YÖNETMELİK

( LAW vs. STATUTES )


- YASAK ile/ve/değil/yerine/||/<> VİCDAN


- YASAKLAMA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİRME


- YASA/LAR ile/ve/değil KOŞUL/LAR

( Yasalar değil, ancak koşullar/ı değiştirilebilir. )

( Şeriat, şeriatın koşullarını belirler. )

( ŞERİAT ile/ve/değil ŞURÛT[< ŞERAİT, ŞART]: Şartlar. )

( [not] LAW/S vs./and/but CONDITION/S )


- YASALARA UYGUNLUK(MEŞRÛİYET) ile/ve/<> YAYGINLIK


- YAŞAM:
GÜN/HAFTA/AY/YIL[UZUN ARALIKLARDA]
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
TUVALET[EN KISA İKİ ZORUNLULUK ARASI/NDA]

( 24 saatin uyuma süresi olan 7-8 saatlik dışında 16 saat içinde yaptıklarımız/yapabileceklerimiz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki zorunlu boşaltım[işeme] arasındaki 2-3 saatlik sürede yaptıklarımız/yapabileceklerimiz.[Ne kadar bölünse/kesilse de ve buna engel olamayacağımız gibi] )


- YAŞAM/HAYAT ve/= SONSUZ/LUK

( LIFE and/= ETERNITY )


- YAŞAM/HAYAT ile/ve TUTARLILIK

( LIFE vs./and CONSISTENCY )


- YAŞAM ile/ve AMAÇ

( Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. )


- YAŞAM ile/ve HAREKET

( LIFE vs./and MOVEMENT )


- YAŞAM ile/ve HERŞEY

( LIFE vs./and EVERYTHING )


- YAŞAM ile/ve KOŞUL/LAR

( LIFE vs./and CONDITION/S )


- YAŞAM ile/ve PAYLAŞIM

( LIFE vs./and SHARING )


- YAŞAM ile/ve/değil/yerine YAŞAM DEĞERLERİNİN BİLİNCE TAŞINMASI


- YAŞAM ile YAŞAMAK

( Hayat hayatla beslenir. Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır. )

( Sorgulanmayan yaşam, yaşam değildir. )

( Yaşam, suyun toprağa karışmasıdır. )

( LIFE vs. SURVIVE
Life lives on life. In nature the process is compulsory, in society it should be voluntary. )


- YAŞAM ile YAŞANTI

( LIFE vs. LIVING )


- YAŞAMAK ile/ve DUYUMSAMAK

( TO LIVE vs./and TO SENSE )


- YAŞAMAK ile/ve YAŞATMAK


- YAŞAMAKTA/YAŞIYOR OLMAK ile/ve/değil ÖLMEKTE/ÖLÜYOR OLMAK


- YAŞAM'DA:
ANLATIM ile/ve ANLAM

( Yaşam, anlatım ile anlamın birbirinden ayrılmasıyla aydınlanır. )

( The life gets the enlightenment by seperation of expression from meaning. )

( EXPOSITION/EXPRESSION vs./and MEANING (:IN LIFE) )


- YAŞAM/HAYAT ve/= SÜRPRİZ

( LIFE and/= SURPRISE )


- YAŞAMI ÖĞÜTMEK değil/yerine YAŞAM ÜRETMEK


- YAŞAM/IM ÇOK SIKICI değil (YETERİNCE) PARA(N) YOKTUR


- YAŞAMIN ANLAMI ile/ve YAŞAMIN DENEYİMİ


- YAŞAMIN:
"DAYATTIKLARI" ile/ve/değil/yerine/<> GETİRDİKLERİ


- YAŞAMLAR:
YARI MADDÎ ile/ve YARI MANEVÎ

( İçinde manevî bir boşluk bulunan ve dışa sürekli neşe vuran kişi değersiz, boş zevklere kanacaktır. Mutlaka, giderek kendiyle olan bağını koparacaktır. )


- YAŞANILAN ile/ve/||/<>/>< YAŞANIL(MA)MASI GEREKEN


- YAŞANTI ile/ve ANLATIM

( LIVING vs./and EXPOSITION/EXPRESSION )


- YAŞLILARDA GÖRMEMİZ GEREKEN:
GEÇMİŞ ile/ve/değil/yerine/<> GELECEK


- YATAY RASTGELELİK ile/ve DİKEY RASTGELELİK

( RANDOM IN HORIZONTAL vs. RANDOM IN VERITICAL )


- YATIRIM GİDERLERİ / CAPEX ile/ve/||/<>/> DİZİ EYLEM GİDERLERİ / OPEX

( İşi başlatmak için varlık ve para giderleri. [Yatırım giderleri, makineleri, önemli araç ve iş için başka herhangi bir nesneyi alabilmek için gereklidir.] İLE/VE/||/<>/> İşletmeninin günlük giderleri. [İşletmenin değerini artırmak için doğrudan bir etkiye sahiptir. Günlük giderler büyük oranda etkilenmeden işletme giderleri karşılanabiliyorsa işletme geliri yüksek olasılıkla artacaktır.] )


- YATIRIMIN(PARANIN/ALTININ) ...:
"DEĞERLENMESİ" ile/ve/değil/||/<>/< DEĞERİNİ KAYBETMEMESİ


- YAVAN/LIK" ile/ve/||/<> "YÜZEYSEL/LİK"


- YAVAŞ YAVAŞ ile ADIM ADIM

( Olgun kişi, kendini, küçük başlangıçları adım adım büyük başarılara dönüştürmeye adamıştır. )

( En uzun yokculuklara bile, ufak bir adımla başlanır. )

( İlk adım belki tavanı tepenize indirebilir, fakat az zamanda kargaşa bitecek ve barış ve sevinç gelecektir. )

( Bir sonraki adımınızın ne olması gerektiği hakkında hiçbir zaman bilgisiz bırakılmadınız. )

( Her adım, bir sonraki için yeterli enerji üretecektir. )

( SLOWLY vs. STEP BY STEP
The first steps may bring the roof down on your head, but soon the commotion will clear and there will be peace and joy.
You are never left without knowing what your next step should be.
Each step will generate enough energy for the next. )


- YAYGIN ile BÜYÜK

( COMMON vs. BIG )


- YAYGIN ile ENDER/NADİR

( COMMON vs. UNCOMMON )


- YAYGIN ile/değil/yerine SAYGIN

Bugün[17 Kasım 2025]
itibarı ile 3.183 başlık/FaRk ile birlikte,
3.183 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(13/14)
Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde.
Nazarımızda kadın, erkek farkı yok.
Noksanlıkla senin görüşlerinde.


Söylediklerinize dikkat edin,
düşüncelere dönüşür...
Düşüncelerinize dikkat edin,
duygularınıza dönüşür...
Duygularınıza dikkat edin,
davranışlarınıza dönüşür...
Davranışlarınıza dikkat edin,
alışkanlıklarınıza dönüşür...
Alışkanlıklarınıza dikkat edin,
değerlerinize dönüşür...
Değerlerinize dikkat edin,
karakterinize dönüşür...
Karakterinize dikkat edin,
kaderinize dönüşür...


ZAMAN

Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün, hesabına her sabah $ 86.400 para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın, ertesi güne transfer edilemez. Paranı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsın? Tabi ki hepsini harcamaya çalışırsın. Hepimiz Zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz. Her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz, her akşam gün boyunca kullanmadığımız saniyelerimiz kadar zarara girmiş oluyoruz, yarına transfer edilemez. Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüş yok, saniyelerini ŞU AN`ı yaşayarak harca, en iyisi bunlarla iyi bir yatırım yap. Sağlık, mutluluk ve başarı için! Zaman kaçıyor. Her gün işinin en iyisini yap.

Bir senenin değerini anlamak için,
sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.

Bir ayın değerini anlamak için,
8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.

Bir haftanın değerini anlamak için,
haftalık dergi çıkaran bir editöre sor.

Bir saatin değerini anlamak için,
kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.

Bir dakikanın değerini anlamak için,
trenini kaçıran yolcuya sor.

Bir saniyenin değerini anlamak için bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.

Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Her anını değerlendir, her dakikanı çok özel biriyle paylaş.
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma zaman hiç kimse için durmaz.

Geçmiş zaman Tarih,
Gelecek zaman Gizemli,
ŞU AN ise
sana verilen gerçek bir armağandır.

------------------------------

1000 yılın değerini anlamak için sene değerini iki hane olarak programlamış olan bir programcıya sorun.


100 yılın değerini anlamak için El değiştirmeye (Handover) tanık olmuş bir Hong Kong vatandaşına sorun.


70 yılın değerini anlamak için ölmekte olan bir insana sorun.
40 yılın değerini anlamak için çölde dolaşmış (traveled in the wilderness) bir Yahudi'ye sorun.
7 yılın değerini anlamak için 7 yıllık iznini (sabbatical leave) alamamış bir profesöre sorun.


5 yılın değerini anlamak için bir daha seçilememiş bir milletvekiline sorun.


Bir milisaniyenin değerini anlamak için şehri karanlığa gömen bir elektrik (power) mühendisine sorun.


Bir mikrosaniyenin değerini anlamak için pentium makine almış olan birine sorun.


Bir nanosaniyenin değerini anlamak için yeni terfi etmiş bir dijital devreler tasarımcısına sorun.


Bir pikosaniyenin değerini anlamak için birçok patentin sahibi olan analog devreler tasarımcısına sorun.


Bir femtosaniyenin değerini anlamak için Nobel Ödülü kazanmış fizikçiye sorun.




DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM

Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,
Katılacağım.

İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım,
Yardımcı olacağım.

İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Anlayışlı olacağım.

Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
Çalışacağım.

Ögretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlham vereceğim.

Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.

Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.

Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.

Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.

Denemekten daha fazlasını yapacağım,
BAŞARACAĞIM!