Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
...D ve ...T
harfi ile biten sözcüklerde
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 Eylül - 30 Ekim 2024 arasında... ]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 Eylül - 30 Ekim 2024 arasında... ]
( 1 yeni ekleme, 0 katkı(bilgi/açıklama) )
- ABSOLU/ABSOLUT/ABSOLUTE ile/||/<> ABSOLU/T/E DUYARSIZ DÖNEM/PERİYOT
[Eklenme Tarih ve Saati: 11 Eylül | 20:59 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/68905(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Tam, kesin, saf. İLE/||/<> Kesin duyarsız dönem. )
- AD ile/ve ÖNAD/SIFAT
( Ayırd edici. İLE/VE Nitelendirici. )
( Sıfatı, ad yapabiliriz fakat adı, sıfat yapmamalı ya da titiz davranılmalıdır. )
( NAME vs./and CAPACITY )
- ADVICE vs. ADVISE vs. OFFER vs. PROPOSE vs. RECOMMEND vs. SUGGEST
- ARÛSİYE ile/||/<> AŞAR/ÖŞÜR ile/||/<> AVÂRIZ ile/||/<> BÂÇ/BÂC[Fars.] ile/||/<> BÂD-I HAVA ile/||/<> BERAYA ile/||/<> CİZYE ile/||/<> ÇİFT BOZAN ile/||/<> GEVARE ile/||/<> HİM ile/||/<> İMDADİYE ile/||/<> İRÂD-I CEDÎD ile/||/<> LEZ ile/||/<> MAKİRİYE ile/||/<> OTLAKİYE ile/||/<> REAYA ile/||/<> TAPU ile/||/<> ZEAMET
( Yeni evlenen erkeklerden alınan bir tür vergi. İLE/||/<> Müslümanlardan 1/10 oranında alınan toprak vergisi. İLE/||/<> Osmanlılarda önceleri halktan yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak toplanan vergi. İLE/||/<> Pazar/gümrük/yol/köprü vergisi. İLE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. İLE/||/<> Vergi ve haraç vermeyen Müslüman ahaliye verilen ad. İLE/||/<> Eskiden müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde nedensiz yere toprağı işlemeyi bırakanlardan alınan vergi. İLE/||/<> Turfanda sebze meyvelerden alınan vergi. İLE/||/<> Bingazi ve Trablusgarp'tan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Savaş giderlerini karşılamak için alınan vergi. İLE/||/<> III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd Ordusu için oluşturduğu, bazı vergileri kapsayan hazine. İLE/||/<> Trablus ve Bingazi'deki hurma ve zeytin ağaçlarıyla kuyulardan aldığı vergi. İLE/||/<> İskelelerden alınan vergi. İLE/||/<> Malı otlaklardan alınan vergi. İLE/||/<> Bir sultanın yönetimi altında vergi veren halk için kullanılan bir terim. Genellikle yetiştirdiği ve ürettiği mallardan vergi ödeyen köylüler için kullanılır. Böylece, toplum tabakalarından köle ve esirlerin üstünde, kentli esnaf ve tüccarların altındaki, tarımla uğraşan halk topluluğu demektir. Osmanlı'da ise bu terim zamanla özelleşerek müslüman olmayan tebaaya ayrılmıştır.[Reaya hukukunun düzenlenmesi Hz. Peygamber'in ehl-i zimmete verdiği ahidnamelerle başlar. Fetih yıllarında İslâm ordularının kumandanları ile dört halife, Hz. Peygamber'in yolunda giderek yeni açılan ülkeler halkına ahidnameler vermiştir. Bu ahidnamelerde, zimmeti kabul eden kent ve köy halkının, nüfuslarına ve gelirlerine göre tayin edilen vergi karşılığında korunması sağlanırdı.] İLE/||/<> Hazine arazisini ekip biçenlerin ödediği vergi. İLE/||/<> Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri 20.000 akçeyle 100.000 akçe arasında olan topraklar ve bu topraklardan alınan vergi. [Eyalet merkezlerinde oturan üst düzey yöneticilere(hazine ve tımar defterdarına, sancaklardaki alay beylerine, kale dizdarlarına, divan kâtiplerine, vs.) verilirdi.] )
- ASTEROID ile METEOR/İT
( Güneş etrafında dönen kayalık ve metalik gök nesneleridir. İLE Geceleri gökyüzünde "ateş küresi" ya da "akan yıldız" biçimde görülen nesne. [Yeryüzüne çarpanlarına göktaşı/meteoroit denir] )
(
Özellik | Asteroid | Meteor |
---|---|---|
Tanım | Güneş etrafında dönen kayalık ve metalik gök nesneleri | Dünya atmosferine giren asteroid ya da kuyruklu yıldız parçaları |
Boyut | Birkaç metreden yüzlerce kilometreye kadar değişebilir | Birkaç milimetre ile birkaç metre arasında olabilir |
Konum | Genellikle Mars ve Jüpiter arasındaki Asteroid Kuşağı'nda bulunur | Atmosferde gözlemlenir; atmosferden önce meteoroid olarak adlandırılır |
Özellikler | Çoğunlukla kayalık ya da metalik; gezegenlerin oluşum sürecinden arta kalan parçalar | Atmosfere girerken sürtünme nedeniyle yanar ve ışık saçan çizgiler oluşturur; yeryüzüne ulaşırsa meteorit adını alır |
- (B)İLİM İÇİN GEREKENLER:
GURBET ve/||/<> SABIR ve/||/<> KILAVUZ/ÜSTAD ve/||/<> FAKR-U ZARÛRET
- BİREŞİM/TEVHÎD ve/<> HİZMET
( Hüvviyete/Allah'a bağlamak. VE Herkese ve her şeye. )
- BU'UD değil/yerine/= BOYUT
- CEDÎD ile BİD'AT
( Yeni. İLE Sonradan ortaya çıkan. )
- CEHD ile/ve/||/<> GAYRET
- DERBENT[Fars. < DERBEND] ile DERBENT
( Geçit. | Dağ üzerindeki geçit boğazda bulunan karakol ve sınır üzerinde bulunan küçük kale. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )
- FİKS/FIXED[İng.] değil/yerine/= SABİT
- GARK ve/> VECD ve/> MEVT
- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET
( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )
( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )
- HİND ile HİNT
( Yabancı kişi. )
- İRŞÂD ile VELÂYET
( Vefatla sonlanır. İLE Vefatla bile sonlanmaz. )
- İSTİ'DÂD[Ar.] değil/yerine/= AKILLILIK | ANLAYIŞLILIK | DOĞAL EĞİLİM, BECERİ/KABİLİYET
- İSTİ'DÂD ile/ve KÂBİLİYET
- KUR'AN-I KERÎM:
TEVHİD ile/ve/<> HAŞR/ÂHİRET ile/ve/<> NÜBÜVVET ile/ve/<> İBÂDET ve ADÂLET
- LSD ile DMT
- M-RNA MESSENGER RİBONUCLEİC ACİD[İng.] değil/yerine/= HABERCİ RİBONÜKLEİK ASIT
- MÂNÂ ile/ve/> MAHMUL ile/ve/> HADD ile/ve/> RÂBITA ile/ve/> İLLET
- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZÂT
( YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZAT )
- MÜRİT ve TİRİT[Fars. < TERİD] ve KÖR YİĞİT
( Üçünden de gerekli. )
( ... VE Yemek suyuna kızartılmış ya da bayat ekmek konularak yapılan yemek. | Yemeğin suyu. | Yaşlı ve zayıf kişi. VE ... )
- ÖD ile ÖD ile ÖT
( Safra. İLE Hz. Muhammed'in ruhaniyetine işarettir. İLE Kuşların ötmesi. | [argo] Konuşmak/konuşturmak, itiraf etmek/ettirmek[ötmek/öttürmek]. )
- OD ile/ve/=/||/<>/< OT
( Ateş. İLE/VE/||/<> Toprak üstündeki bölümleri odunlaşmayıp yumuşak kalan, ilkbaharda bitip bir iki mevsim sonra kuruyan küçük bitkiler. | Ateş. )
- RETREAD vs. RETREAT
( Lastik kaplamak, kaplanmış lastik. İLE Geri çekilmek, ricat. )
- RİJİT/RIGID[İng.] değil/yerine/= SERT
- RNA/RIBONUCLEIC ACID[İng.] değil/yerine/= RİBONÜKLEİK ASIT
- SADED[Ar.] ile ÖZET
( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )
- SAMED ve/||/<> SOMUT
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT
- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT
( Birbirine sadece selâm verecek kadar görüşmüşler. )
- ŞÜHÛD ile VÜCUT
- TEVHÎD ve/< ADÂLET ve/< MUHABBET
- TEVHİD ile/ve/||/<> FITRAT
- TEVHİD ve SÜKÛNET
( Tevhîd, sükûnettir. )
- TEZAD ile KONTRAST
( OPPOSITION vs. CONTRAST )
- UWB/ULTRA-WIDEBAND[İng.] değil/yerine/= ULTRA GENİŞ BANT
- VECD ile ŞEHVET
- ZÜHD ile FERÂGAT
- ZÜHD ve KANAAT
- ZÜHD ile UZLET
- ÂBİD ile ABÎD
( İbâdet eden. İLE Kulluk[ubûdiyyet]. )
- AHED ve/<> AHMED
( Mim, eti/gövdeyi simgeler. )
- AKD ile ŞİBH AKD
( Sözleşme (yapmak.) İLE Sözleşme benzeri.[Fr. QUASI-CONTRAT] )
- AMİNO ASİT ile PEPTİD
( Proteinlerin yapı taşları niteliğindeki organik asit. | Bir ya da birçok amin ve asit işlevi içeren bileşikler. İLE İki ya da daha çok amino asitten oluşan protein bileşiği. )
( AMİNO-[Fr.]: Organik bileşiklerde bir amin görevi bulunduğunu gösteren ön ek. )
( AMINO ACID vs. PEPTIDE )
- AT ile/ve/<> AD
- BİLGİ:
MEŞHÛD ile/ve/||/<> MERSÛD
( Görünebilir. İLE/VE/||/<> Gözlemlenebilir. )
- BULUT ile GERD
( ... İLE Toz bulutu. )
- CEHÂLET ve/> RED
( Cahilin reddi/inkârı, ne kadar hızlı ve uzunsa o kadar cahildir. )
- GAYRET ile/ve/> TEVHİD
- HAD ile HADD
( Sınır. İLE Küllî varlığın müşâhedesine erdiren bir yol. )
- HAMD ve/<>/>/< AHAD
- HAMD:
HAMÎD ile/ve/||/<>/> AHMED ile/ve/||/<>/> MUHAMMED
( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. İLE/VE/||/<>/> Kur'ân-ı Kerîm. )
- HAMD İLE AMD
( Yüceltme. İLE Niyet, kast, karar. )
- HAMÎD ve MECÎD
- HAT ile HAD
- HÜRMET ve HADD
- İBÂDET ve/||/<>/>/< SADED
- İBÂDET ve/<> TEVHİD
( Hizmet. VE/<> Birlik. )
- İMAN ile/ve/<> HİCRET ile/ve/<> CEHD
- İT ile İD
( Köpek. İLE Dürtü, bilinçaltı.[İd-egp-süper ego] )
- [Ar.] KEBÂD ile KEBBÂD/KÜBBÂD
( İri limon. İLE Ağaç kavununa benzer bir çeşit büyük ve yumuşak bir limon.[dilim dilim kesilerek tatlısı yapılır] )
- KELİME-İ TEVHÎD ve/||/<> KUR'ÂN-I MECÎD
- KIZIL MESCİD ile KIZIL MESCİD
( Eyüp, Kalenderhane Sokağı'ndadır. İLE Fatih-Draman'da, Tercüman Yunus Sokağı'ndadır. )
( 1581'de, Kiremitçi Süleyman Çelebi tarafından. [Kiremitçi Süleyman Çelebi adıyla da bilinir.] İLE Hüseyin Ağa tarafından. [Hüseyin Ağa Mescidi adıyla da bilinir.] )
- KUVVET/KUDRET ile/ve İSTÎDÂD
( İki uca da açık olan. İLE/VE Birinde kararlılık. )
- LED:
EDGE-LIT ile FULL-ARRAY ile RGB ile OLED ile QLED
- MÂ-BA'D ile/ve MAK'AD
- MÂBED ile/ve/değil/<> MİTOLOJİK MÂBED
( Fiziksel ve mekânsal. İLE/VE/DEĞİL/<> Zihinsel ve içsel merkezli. )
( İntisâb/inisiyasyon, içsel mâbedin oluşturulmasını başlatır/sağlar. )
( Mâbed, ferâgat ahlâkıyla kurulur. )
- MADDE > MEVCUD > VUCUD
- MEVCÛD ve/||/<>/> İCÂD
( Varolanlar olmadan, türetme[/icâd] olmaz. )
( İnsan. VE/||/<>/> Ürettikleri/üretilenler. )
- MEVT-İ EBYED ile/ve MEVT-İ AHMER ile/ve MEVT-İ AHTER ile/ve MEVT-İ ESVED
( BEYAZ ÖLÜM ile/ve KIRMIZI ÖLÜM ile/ve YEŞİL ÖLÜM ile/ve SİYAH ÖLÜM )
( Yeme-içmeyi tutmak/kesmek. İLE/VE Şehveti tutmak/kesmek. İLE/VE Dış görünüşe önem vermemek. [hem başkalarının, hem de kendinin] İLE/VE Halkın arasına karışmak. [TERK-İ TERK] )
- MÜFRED ile MÜFRED
( Yalın. İLE Tekil. )
- MÜRŞİD ile/ve HURŞİD
( Aydınlatan [kişi]. İLE/VE Güneş. )
( Kişiye kişiyi gösteriyorsa. Ayna. İLE/VE Kişiye başka bir şeyi gösteriyorsa. )
( BİR MÜRŞİD BUL, OL ONA KUL )
- MÜR(Ş)İD ile/ve İÇTEKİ MÜR(Ş)İD
( İrşâd eden, aydınlatan. )
( Dıştaki Mürşit'e götüren içteki Mürşit'tir. )
( Dıştaki Mürşit talimat verir, içteki Mürşit güç gönderir; atik ve dikkatli uygulama Mürit'e düşer. )
( Mürşit'in rolü sadece öğretmek, direktif ve cesâret vermektir. )
( Bir mürşidin gerçek rolü, müritlerinin zihinlerindeki ve gönüllerindeki cehaleti kovmaktır. )
( Mürşit'in işi, kendi deneyimi ve başarısı sayesinde size cesâret vermektir. )
( Mürşit, yalnızca cesâret verebilir. )
( Mürşit, talebi doğurandır / talep edilmeyi sağlar. )
( Bilincinize vâki olan her şey sizin Mürşit'inizdir. )
( Bilincin ötesindeki Saf Farkındalık, en yüce Mürşit'tir. )
( Mürit içtenlikli değilse ona bir Mürit denilemez. Mürşit, tepeden tırnağa sevgi ve özveri değilse, ona bir Mürşit denilemez. )
( Mürit bir kez anladığında, o anlayışı doğrulayan eylemi yerine getirmek de ona düşer. )
( Mürit ve kişinin iç gerçeği aslında birdir ve aynı hedefe doğru birlikte çalışır - zihnin kurtarılması ve esenliği. )
( Mürit, tüm düzeylerde kendi evinde gibidir ve onun enerjisi ve sabrı tükenmek bilmez. )
( Kişinin müritliği sözel düzeyde değil, fakat onun varlığının sessiz derinliklerindedir. )
( Tüm evren, Mürşit'inizdir. )
( Asla Mürşit-siz değilsiniz. )
( Allah, gövdeyi ve zihni verir, Mürşit ise onları kullanma yolunu gösterir. Fakat kaynağa geri dönüş, o sizin işinizdir. )
( Mürşit, sadece gökyüzünü işaret edebilir, yıldızları görmek sizin işinizdir. )
( Mürşit ve mürit, tek bir şeydir; tıpkı mum ve alevi gibi. )
( Ebedi Mürşit yolun kendidir. Hedefin yol olduğunu ve sizin de her zaman yolda olduğunuzu, hedefe varmak için değil, fakat onun güzelliğinin ve bilgeliğinin tadına varmak için yolda olduğunuzu bir kez idrak ederseniz; hayat bir görev, bitirilmesi gereken bir iş olmaktan çıkar, doğal ve sade bir hal alır, başlıbaşına bir vecit hali olur. )
( Mürşit'in kim olduğu önemli değildir - onların hepsi sizin iyiliğinizi ister. Önemli[öncelikli] olan, mürittir - onun dürüstlüğü, ciddiyeti ve içtenliği. )
( Doğru Mürit, sürekli doğru Mürşit'i bulacaktır. )
( Reşit olmayınca mürşit olunamaz. )
( Anlamıyorsak kalbimizi, görmüyorsak gözümüzü, teslim ederiz bilene. )
( Sarhoşluk, ilham iledir. İlham, mürşid sözüdür. )
- MÜSTEZÂD ile/ve/||/<>/> SERBEST MÜSTEZÂD
- MUVAHHİD ile ÜMMET-İ MUHAMMED
- NİHÂVEND ile NİHÂVEND
( Makam. İLE İran'ın batısında bulunan şehir. )
- NİYET ile KASIT/AMD
( INTENTION vs. PURPOSE )
- REŞİD / MÜRŞİD
( Reşid olmadan, mürşid olunmaz. )
- REŞİD ve/||/<>/> MÜRŞİD
- RUBAİ MÜCERRED ile/ve RUBAİ MEZİD
( 1 BAB ile/ve 1 BAB [2, 15, 50, 70] )
( FETHÜ ZAMMİN, FETHİ KESRİN, FETHÂTEN, KESRU FETHİN, ZAMMU ZAMMİN, KESRATEN )
( EZBERLEYİNİZ!!! )
- ŞEHVET ile/ve İFRAT/İFRÂD
- SER-BEST ile/ve SER-ÂZÂD
( Başı[ser] bağlı[best], sorumluluğunu alan/üstlenen, bağlamını ve çevresini dikkate alan. | Engelsiz. | "Başıboş, kayıtsız." | "İstediği gibi hareket eden." | "Sıkılmayan." İLE/VE Serbest, hür, başıboş. | Rahat, dertsiz. )
- SEYYIAT-I SUBÛD ile SEYYIAT-I VÜCÛD
- SİNOD ile SENSİNOD
( Diyakosluk'ta din işlerini konuşmak üzere toplanan kilise meclisi. İLE Eski Rus kilisesi büyük meclisi. )
- SUCÛD ile/ve/||/<> VUCÛD
( Dışsal bağ. İLE/VE/||/<> İçsel bağ. )
- SÜLÂSİ MÜCERRED ile/ve SÜLÂSİ MEZİD
( 6 BAB ile/ve 3 BAB[1 harf] | 5 BAB[2 harf] | 4 BAB[3 harf] )
- SULTAN ABDÜLMECİD ile HALİFE ABDÜLMECİD
( 1839-1861 ile 1922-1924 )
- T ile D
- TAKLİT ile TEVÂCÜD
- TAKLİT ve/<>/= TEZAD
- TAT değil TAD
- TEVHÎD ile/ve/<> İTTİHÂD
- TEVİL-İ GARİB ile TEVİL-İ BAİD ile TEVİL-İ MÜSTEBÂD
( Yakın yorum. İLE Uzak yorum. İLE Zoraki yorum. )
- TEZAD ile TAHDE TEZAD
- TEZAD ile TAHT-EL-TEZAD
- TEZVÎD ile/ve/||/<> TEZEVVÜD
( Yol için yiyecek/azık verme, azıklandırma. İLE/VE/||/<> Yol için yanına yiyecek/azık alma. )
- VAAD ile TAAHHÜT/D
- VÂCİB-ÜL VUCUD ve/||/<>/> VAHDET-İ VÜCUD
( Var oluşu gerekli olan. | Allah. VE/||/<>/> Varlığın tek oluşu. | Tasavvuf. )
- VAHDET ile/ve/<> TEVHÎD
( Olgu/durum. İLE/VE/<> İlke/kavram. )
( Durum. İLE/VE/<> Eylem. )
( ... İLE/VE/<> Kendinden memnun olmak. )
( TEVHÎD'E GEL, TEVHÎD'E
ZİKR ET! HAKK'I, HER YERDE )
( İnsan - İnsan ilişkisi. İLE/VE/<> İnsan - Tanrı ilişkisi. )
- VAHDET-EL VÜCÛD ile/ve/||/>/< VAHDET-EL MEVCÛD
( Çeşitlilik. İLE/VE/||/>/< Aynılaşma. )
- VAHDET-İ ŞUHÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ KUSÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ MEVCÛD ile/ve/||/<>/hem de VAHDET-İ VUCÛD
- VAHDET-İ VÜCÛD ile/ve VAHDET el-VÜCÛD
- VAHDET-İ VUCUD ile VAHDET-İ ŞÜHÛD
- VAHDET-İ VÜCÛD ile VAHDET-İ VÜCÛD
- VÂHİD ile/ve ÂHİD/AHÂD
( Bir, ikincisi düşünülemeyen. Sıfat. İLE/VE Tek. Zât. )
- VAHİDİYETTE KESRET ile KESRETTE VAHİDİYET ile KESRETTE VAHİD
( Kesreti saklayamazsın fakat birliği/tevhidi istediğin kadar saklayabilirsin. )
( Asıl tevhid, kesretten sonraki tevhiddir. )
( İş, bu kesreti tevhid etmektedir. )
( Kesreti saklayamazsın fakat birliği, tevhidi istediğin kadar saklayabilirsin. )
- VECD ile/ve VÜCÛD
( 12. İLE/ve Sevilenin sevene ikramı. / Bulmak. Zatın kendini kendinde bulması. )
( Zatın sıfatları açısından kendini kendinde bulması. )
- ZÂT ile/ve/<> MEVCUD
- ZÜMRÜT ile ZEBERCED
( ... İLE Zümrütten daha açık yeşil olan ve zümrüt kadar değeri olmayan bir süs taşı. )
- ZÜMRÜT ile ZEBERCED
( ... İLE Zümrütten daha açık yeşil olan fakat zümrüt kadar değeri olmayan bir süs taşı. )
itibariyle 295 başlık/FaRk ile birlikte,
376 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(1/2)
- !TAHKİR ile/değil/yerine TENKİT/TENKİD
( Bir kaçıştır.[kendinden, utancından, küçüklüğünden] İLE/DEĞİL/YERİNE Bilmeyi zorunlu kılar. )
- (B)İLİM İÇİN GEREKENLER:
GURBET ve/||/<> SABIR ve/||/<> KILAVUZ/ÜSTAD ve/||/<> FAKR-U ZARÛRET
- [Ar.] KEBÂD ile KEBBÂD/KÜBBÂD
( İri limon. İLE Ağaç kavununa benzer bir çeşit büyük ve yumuşak bir limon.[dilim dilim kesilerek tatlısı yapılır] )
- [ne yazık ki]
PEZEVENK/TERES/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]/GODOŞ[Erm. < KODOŞ]/PIMP/COCKOLD[İng.] ile/değil PUZEVENK
- ABSOLU/ABSOLUT/ABSOLUTE ile/||/<> ABSOLU/T/E DUYARSIZ DÖNEM/PERİYOT
( Tam, kesin, saf. İLE/||/<> Kesin duyarsız dönem. )
- ABSÜRD değil/yerine/= SAÇMA
- ADETİ değil ADEDİ
- AĞAÇ ile/ve ŞATOK/ŞADOK
( ... İLE Bir tür ağaç ve meyvesi. )
- AH ile/ve/> AMAN ile/ve/> YETİŞ[MEDED]
( 66 ile/ve/> 92 )
( ALLAH ile/ve/> HZ. MUHAMMED ile/ve/> HZ. ALİ )
( Allah, din ile, mezhep ile bulunmaz, aşk ile bulunur. )
( Bazıları Allah'ı aramaya Hicaz'a giderler. Aklı yetenler, Allah'ı aramak için bir adım atarlarsa kâfir olur. )
( AH diyene, AMAN edilir. )
( Allah'tan, AH edersin; AMAN'ı, Hz. Muhammed'den dile. )
- AHD-İ ATİK ile/ve/||/<>/> AHD-İ CEDÎD
( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. )
- AHED ve/<> AHMED
( Mim, eti/gövdeyi simgeler. )
- AHİD[AHD]
( DEVİR, ZAMAN, GÜN | AND, YEMİN | SÖZ, SÖZLEŞME, SÖZ VERME )
- AHLÂK ile/ve/<> HADD
( Ahlâk, haddini bilmektir. )
( Başkasından nefret edeceğimize, kendi ahlâkımızdan nefret edelim. )
( MORALS vs./and/<> BORDER
Morals is to know the border. )
- ALİ ŞİR NEVÂÎ ve BİHZAD
- ANLAM ile/ve/<> TAD
( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )
( MEANING vs./and/<> EFFECT )
- ANTLAŞMA/AHİT/MİSAK ve UYUŞMA/AHENK
( PACT/TREATY and HARMONY )
- ASELBENT[Ar. ASEL + Fars. BEND] ile/ve/||/<>
( Hekimlikte ve koku yapımında kullanılan aselbent ağacından gövdesi çizilerek elde edilen bir reçine türü. )
- ASTEROID ile METEOR/İT
( Güneş etrafında dönen kayalık ve metalik gök nesneleridir. İLE Geceleri gökyüzünde "ateş küresi" ya da "akan yıldız" biçimde görülen nesne. [Yeryüzüne çarpanlarına göktaşı/meteoroit denir] )
(
Özellik | Asteroid | Meteor |
---|---|---|
Tanım | Güneş etrafında dönen kayalık ve metalik gök nesneleri | Dünya atmosferine giren asteroid ya da kuyruklu yıldız parçaları |
Boyut | Birkaç metreden yüzlerce kilometreye kadar değişebilir | Birkaç milimetre ile birkaç metre arasında olabilir |
Konum | Genellikle Mars ve Jüpiter arasındaki Asteroid Kuşağı'nda bulunur | Atmosferde gözlemlenir; atmosferden önce meteoroid olarak adlandırılır |
Özellikler | Çoğunlukla kayalık ya da metalik; gezegenlerin oluşum sürecinden arta kalan parçalar | Atmosfere girerken sürtünme nedeniyle yanar ve ışık saçan çizgiler oluşturur; yeryüzüne ulaşırsa meteorit adını alır |
- AYDINLANMA ile/ve MİLÂD
- AYIP ile/ve < TEZAD
- AYIRD ETMEK/EDEBİLMEK ile/değil/yerine AYIRMAK
- AYRIMLI ÖZDEŞLİK ile/ve/<> BİREŞİM(TEVHİD)
- AZAR/TEKDİR/TEVBİH değil/yerine/= KIZGI/PAYLAMA
- BEDR-İ BÜLEND ile BEDR-İ KÂMİL ile BEDR-İ MÜNÎR
( Ayın ondördü. İLE Ayın öndördüncü gecesi. İLE Parlak dolunay. )
( BEDR: Dolunay, ayın ondördüncü gecesi. )
- BEKÂR ile/değil MÜCERRED
- BERMUTAT[Fars. BER + Ar. MUTÂD] değil/yerine/= ALIŞILAGELEN BİÇİMDE, HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ
- BERR-İ ATÎK ile/ve BERR-İ CEDÎD
( Eski karalar/topraklar. [Asya, Avrupa, Afrika] İLE/VE Yeni karalar/topraklar. [Amerika, Avustralya] )
- BOĞAZ ile ARGIT/DAĞ BOĞAZI/DERBENT[Fars.]
- BOYUT ile/ve/değil ÖLÇÜ/EBAT
( [not] DIMENSION vs./and/but SIZE )
- BU'UD değil/yerine/= BOYUT
- BÜTÜNLÜK ile/ve/||/<> BİREŞİM/TEVHİD
- BÜYÛD[Ar.] ile BÜYÛT[Ar. < BEYT]
( Yok olma. İLE Mesken, hane, ev, oda, oba. )
- CAN ile/ve/değil/||/<>/< GÖVDE/CESET
- ÇAP ile/ve HAD
- CEDÎD ile BİD'AT
( Yeni. İLE Sonradan ortaya çıkan. )
- CEDVEL/HARK[Ar.] ile CETVEL
( Su yolu, su akacak yarık. İLE Ölçüm aracı/tablosu. )
- CEHÂLET ve/> RED
( Cahilin reddi/inkârı, ne kadar hızlı ve uzunsa o kadar cahildir. )
- ÇEKİM (MURAD)
- ÇELEBİ ile/> ŞEHZÂDE[Fars.] ile/> VELİAHD
( Görgülü, terbiyeli ve olgun. | Bay. | Bektâşî ve Mevlevî Pîr'lerinin, en büyüklerine verilen san. İLE/||/<> Sultanların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san. İLE/||/<> Bir hükümdarın ölümünden ya da tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kişi. | Herhangi bir göreve ya da makama geleceği beklenilen kişi. )
- CELLAT[Ar. < CELLAD] değil/yerine/= ÖLDÜRMEN
- CESEDİ:
SIRIKLAR ÜSTÜNE BIRAKMAK ile YAKMAK ile TOPRAĞA GÖMMEK
( Yakutistan'lılar, cenazelerini bu 3 biçimde kaldırırlar. [Ölüleri için yas tutmazlar.] )
- CESET/CESED ile/ve/değil/||/<>/> CENÂZE
( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsan için. )
- CESET = CESED[Ar., Fars.] = CETHE/T, NAŞ/NAAŞ[Ar.] = CORPSE[İng., Fr.] = CADAVRE[Fr.] = CADAVER[Lat., İsp.] = LEICHE[Alm.] = HO NEKROS[Yun.] = CADAVERE[İt.] = LIJK[Fel.] = LIGET[Dan.] = TRUP[Rus.]
- DAL-TAŞAK (GEZMEK, DOLAŞMAK, ORTALIKTA GEZİNMEK)
- DAMAT[Fars. < DAMAD] değil/yerine/= GÜVEY
- DEK ile DEK[Fars.] ile DEK/TEK
( "...ya kadar" gibi, bir eylemin sona erdiği noktayı ya da zamanı anlatır. Bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı ya da yeri gösteren bir söz; kadar, değin. | Belirtilen zamanı, yeri vb.ni içine almayacak bir biçimde; kadar, değin. İLE Düzen, hile, desise, entrika. | Dilenci. | Tokuşma, çatışma. | Sağlam. İLE Tek. )
- DERBENT[Fars. < DERBEND] ile DERBENT
( Geçit. | Dağ üzerindeki geçit boğazda bulunan karakol ve sınır üzerinde bulunan küçük kale. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )
- DERT[Fars. < DERD] ile TASA
( Dert icat etmek zorunda değiliz! )
( Üzüntü. | Hastalık. | Ağrı. | Sorun, kaygı. | Ur. İLE Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam. | Tatmin edici olmayan ya da tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici düşünce ve duygu. )
( ... ile TÂSE )
( We need not invent trouble. )
- DOLU ile BERED[Ar.]
( ... İLE En çok fırtınalı havada yağan dolu. )
- EBAD-I SELÂSE değil/yerine/= ÜÇ BOYUT
- EBED ile/değil SONRA
- EDEB ve/=/<> TEVHİD
- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT
- ELEŞTİRİ/TENKİD ile/ve/||/<> MİHENK/MİHENGE/ÖLÇÜYE (BAŞ)VURMAK
- ELİF:
İBTİDÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİVÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İNFİRÂD[Ar. < FERD] ile/ve/||/<> İNKITÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİĞNÂ[Ar.] ile/ve/||/<> ÜLFET[Ar.]
- ELMA ile ARMUT[Fars. < EMRUD]
( Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
[Elma, kabuğu soyularak, armut da aşırı gidilmeyerek, sayı ile yenilmelidir.] )
( Armudun önü, kirazın sonu. Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. )
( Her gün bir elma, doktor uzakta! )
( Elma, birçok uyarandan daha etkili bir uyku açıcıdır. )
( SİG: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli elmayla betimlenir.] )
( Elmayı, ayışığı kızartır. )
( Gülgillerden, çiçekleri pembe ya da beyaz bir ağaç. | Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi ya da tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi. İLE Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi. | Çok bön, çok aptal. )
( TÜFFÂH[çoğ. TEFÂFÎH] ile İCCÂS )
( APPLE vs. PEAR
ONE APPLE A DAY, KEEP DOCTOR AWAY! )
( PYRUS MALUS cum PIRUS COMMUNIS )
- ETÜT/ETÜD[Fr. < ETUDE] değil/yerine/= ÇALIŞMA
( Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma. | Ön çalışma. | Belirli bir konuyu inceleyen, araştıran yapıt ya da yazı. | Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışması, mütalaa, müzakere. )
- EVRÂD[< VİRD]
( OKUNMASI ÂDET OLUNAN DÎNÎ DUALAR, HER ZAMAN DİLDE VE AĞIZDA DOLAŞAN SÖZLER )
- EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD
- EVTÂD[< VETED]
( ZÜMRE-İ RİCÂLULLAHTAN DÖRT KİŞİ | DÖRT MENZİLİ VARDIR )
( ŞARK, GARB, ŞİMAL, CENÛB | AĞAÇ YA DA DEMİR KAZIKLAR, DİREKLER )
- FETVÂ ile/ve/||/<>/< İCTİHÂD
( ... İLE/VE/||/<> Müçtehitler tarafından kabul[ittihaz] edilen ictihâdın ifade biçimi. | İctihâd ile ortaya çıkan sonuçların, ifade edilmesinde bir araç. )
( EFFORT VEGISLATIF avec AVIS DOCTRINAL )
- GABT/GEBT/ĞEBT[Ar.] ile HASED[Ar.]
( Yoksulluk/fakirlik. [Genellikle kişinin maddi zorluk içinde olduğu ya da yoksul olduğu bir durumu ifade etmek için kullanılır.] İLE ... )
( [Kur'ân-ı Kerîm'de[Nur Suresi, 55]
Kişilerin Allah'ın hükmüne karşı döndüğü ya da inkâr ettiği durumu ifade etmek için kullanılmıştır.] İLE ... )
- GAYRET ile/ve/> TEVHİD
- GÖVDE ve/<> MÂBED
( Mâbedine[gövdesine] bakmayan, mâbâdına[kıçına] bakmak zorunda kalır. )
( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )
- GÜNEŞ/ŞEMS[Ar.] ile ŞÎD/HÛRŞÎD[Fars.]
- HACC:
İFRÂD ile/ve/<> TEMETTÛ ile/ve/<> KIRÂN
- HACER-İ ESVED
( GÖZBEBEĞİ )
( TÜM GÖZBEBEKLERİNİN ORTAK SİMGESİ )
- HAD ile/ve HARAM
( Akılda. İLE/VE Dinde. )