B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 9.979 başlık/FaRk ile birlikte,
9.979 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/41)
- BELİRLİ OLMAMA:
BAŞI SONU ile/ve/||/<> SAĞI SOLU
- BASI/RİFÂDE[Ar. çoğ. REFÂİD]/KOMPRES[Fr. < COMPRESSE] ile SIKMAÇ/KOMPRESÖR[Fr. < COMPRESSE]
( Yaraların bakımında ya da başka bir amaçla kullanılan katlı bez. İLE Bir akışkanı ya da gazı, gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan araç. | Yol yapımında, dökülen çakılları, kumları bastırıp sıkıştırmak için kullanılan ağır silindirli araç. | Sert nesneleri kırmak ve delmek için kullanılan makine. )
- BAŞIBOŞ:
İŞSİZLER ile/ve/değil/<> DAHA İYİSİNİ YAPABİLECEK OLANLAR
- BAŞIBOŞ/SERSERİ ile/||/=/<> BAŞLAG/BOŞLAG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BASIC :/yerine TEMEL
- BASICALLY :/yerine ASLINDA
- BASIG ile/||/<> BASINÇAK/BASINÇAQ ile/||/<> BASINDI ile/||/<> BASIKTI/BASIQTI ile/||/<> BASSIKTI/BASSIQTI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gece baskının yapılacağı yer. İLE/||/<> Baskı/eziyet altındaki kişi. İLE/||/<> Eziyet etti. İLE/||/<> Geceleyin saldırıya uğradı.[topluluk] İLE/||/<> Geceleyin saldırıya uğradı.[kişi] )
- BASIK ile KISIK
( Basılmış, yassılaşmış. | Çok yüksek olmayan, alçak. | Kısık. İLE Kısılmış olan. | Boğuk, güçlükle çıkan ses. | Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan göz kapağı. | Kanyon. )
- BASIKLAŞMAK ile BASIKLAŞTIRMAK ile BASIK/LIK
- BASİL/BACİLLUS değil/yerine/= ÇUBUKSU BAKTERİ
- BASİLLER ile BASİLLER ile BASİL
( BACILLAR vs. BACILLARY vs. BACILLUS )
( ميله ميله ile باسيل )
( ميله ميله ile باسيل )
- BASILMA ile BASILMA DAYANIMI
- BASILMAK ile BASILABİLMEK ile BASILA
- BASIM ile BASIMCI/LIK
- ... değil BASIMEVİ
- BASIMEVİ/MATBAA
( PRINTING )
- BAŞIMIZA GELEN ile/ve/değil/||/<>/>/< NASIL TEPKİ VERDİĞİMİZ
- BAŞIN AĞIRLIĞINDA:
"ÖNE EĞİK BOYUNDA" ile/değil/yerine/>< DİK BOYUN
(
)
- BASIN/MEDYA:
SİYASİ/EKONOMİK "GÜCÜN"/"İKTİDARLARIN"
değil
TOPLUMUN OLANAĞI/ÜRÜNÜ/HİZMETİ
- BAŞIN ve/=/||/<>/> BASIN (ÖNE EĞİLMESİN)
- BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil GAZETECİLERİN SERBESTLİĞİ
( [not] FREEDOM OF PRESS vs./and/but FREEDOM OF JOURNALIST )
- BAŞIN/IZ SAĞOLSUN/KAYBINIZ İÇİN ÜZGÜNÜM[İng. < SORRY FOR YOUR LOSS] değil YARANIZ SAĞALSIN/İYİLEŞSİN
- BASIN = PRESS[İng.] = PRESSE[Fr.] = PRESSE[Alm.] = STAMPA[İt.] = PRENSA[İsp.]
- BAŞINA GELECEK ile/ve/||/<>/> GÖZÜNE GÖRÜNECEK
- BAŞINA GELEN ile/ve BAŞINDAN GEÇEN
- BAŞINA GELEN ile/ve/||/<>/< OLMAMASI GEREKEN
- BASINÇ İLE GERİLME İLE YAMULMA ile/||/<> KATI CAD DEFORMASYONLARI
( Malzemelere uygulanan kuvvet türleri ve etkileri. )
( Formül: σ = F/A İLE ε = ΔL/L )
- BASINÇ ile/ve/||/<> DERİNLİK
( Basıncın daha çok olması için derinliğin de daha çok olması gerekir. İLE/VE/||/<> Derinlik azsa, basınç da az olur. )
( 1- Sıvının derinliğine bağlıdır. Sıvının derinliği arttıkça yaptığı basınç da artar.
2- Sıvının yoğunluğuna bağlıdır. Sıvının yoğunluğu arttıkça basıncı da artar.
[Sıvı basıncı, sıvının miktarına göredir,
kabın biçimine bağlı değildir.] ) )
( vs./and/||/<> DEPTH )
- BASINÇ ve/||/<> HIZ
( P1 + 1/2 + pv²1 + pgh1 = P2 + 1/2 + pv²2 + pgh2 )
( BERNOULILER )
- BASINÇ ile/ve/<> OTOKLAV[Fr. < Lat., Yun.]
( ... İLE/VE/<> Vida ve civatalarla tutturulmuş, basit bir kapağı olan, iç basınca dayanıklı kap. | Laboratuvar işlerinde ve ameliyatlarda yararlanılan, her türlü araç ve gereçleri mikropsuzlaştırmak için kullanılan, basınçlı buhar kazanı. )
- BASINÇ ile/||/<> SIVI
( Pascal yasası, hidrolik prensip )
( Blaise Pascal tarafından 1647 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1623-1662) (Ülke: Fransa) (Alan: Matematik, Fizik) (Önemli katkıları: Pascal üçgeni, olasılık teorisi) )
- BASINÇ ile/||/<> YOĞUNLUK
( Basınç birim alana düşen kuvvet İLE yoğunluk birim hacimdeki kütledir )
( Formül: P=F/A İLE ρ=m/V )
( Blaise Pascal tarafından 1647 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- BASINÇLAMAK ile BASIN ile BASINÇ ile BASINÇLI ile BASIN KARTI ile BASIN ÖZETİ ile BASINÇLANMA ile BASINÇLI SU ile BASIN YASAĞI ile BASINÇ BOYNU ile BASINÇ ODASI ile BASINÇ ÖLÇÜM ile BASIN ATAŞESİ ile BASIN DÜNYASI ile BASINÇ DUYUMU ile BASINÇLI HAVA ile BASIN BİLDİRİSİ ile BASIN DANIŞMANI ile BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ile BASINÇ ANAHTARI ile BASINÇ TEDAVİSİ ile BASIN TOPLANTISI ile BASIN DANIŞMANLIĞI
- BASINÇ/LI = PRESSURE[İng.] = PRESSION[Fr.] = DRUCK[Alm.] = PRESSIONE[İt.] = PRESIÓN[İsp.] = PRESSUS[Lat.] = HO PIESMOS[Yun.] = ZAĞD[Ar.] = FEŞÂR[Fars.] = DRUK[Felm.]
- BASINÇÖLÇER ile BASIÖLÇER
( Hava basıncını ölçerek, yer yükseltilerini ve hava değişimlerini saptamak için kullanılan aygıt, barometre. İLE Buharın ya da herhangi bir gazın bulunduğu kabın, yüzeyine yaptığı basıncı belirleyen aygıt, manometre. | Akışkanların basıncını ölçen aygıt. )
( )
( BAROMETER vs. MANOMETER )
- BAŞINDAN ...:
"SALMAK" değil SAVMAK
- BASIP GİTMEK
- BASÎR[Ar.] ile MUSTEBSIR[Ar.]
- BASİRET ile BASİRETLİ/LİK ile BASİRETSİZ/LİK
- BASİRET ile/<> BASİRETSİZLİK ile/<> AYMAZLIK
( Yanlış yapmadan önce düşünmek. İLE/<> Yaparken, düşünmemek. İLE/<> Yanlış yapabileceğini düşünmemek. )
- BASÎRET[Ar.] ile 'ILM/İLM[Ar.]
- BASÎRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/SAĞ/DOĞRU GÖRÜ
( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. )
- [ne yazık ki]
BASİRETSİZLİK ve/||/<>/> İHÂNET
( Sorumluları "yoksa". VE/||/<>/> Sorumluları bulunamaz. )
- BASİS SET ile/||/<> DÜZLEM DALGA
( Basis atom merkezli STO/GTO, düzlem dalga periyodik. )
( Formül: Molekül İLE kristal )
- BASİS ile/||/<> KOORDİNAT SİSTEMİ
( Basis bağımsız span seti, koordinat gösterim sistemi. )
( Formül: Spanning independent İLE representation )
- BASİT BAŞAK/SPİKA = SÜNBÜLE-İ ÂDÎYE = ÉPI SIMPLE
- BASİT "BİR ŞEKİLDE" ile/ve/değil/yerine KISA BİR ANLATIMLA
- BASİT FAİZ İLE BİLEŞİK FAİZ İLE ANÜİTE ile/||/<> FAİZ HESAPLAMALARI
( Finansal matematik temelleri. )
( Formül: FV = PV(1+r)^n )
- BASİT FAİZ İLE BİLEŞİK FAİZ İLE SÜREKLİ BİLEŞİK ile/||/<> FAİZ TÜRLERİ
( Farklı faiz hesaplama yöntemleri. )
( Formül: A = Pe^(rt) )
- BASİT FAİZ ile/||/<> BİLEŞİK FAİZ
( Basit sadece anapara, bileşik faizin faizi )
( Formül: A = P(1+rt) İLE A = P(1+r)^t )
- BASİT HARMONİK HAREKET ile/||/<> PERİYODİK HAREKET (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Basit harmonik sinüzoidal, periyodik tekrarlayan harekettir )
( Formül: x=Asin(ωt) )
( Aristoteles tarafından -350 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-384--322) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Felsefe, Mantık, Biyoloji) (Önemli katkıları: Mantık, etik, metafizik) )
- BASİT KAPİTULUM = KIMMÎYE-İ ÂDÎYE = CAPITULE
- BASİT KESİR ile/||/<> BİLEŞİK KESİR
( Basit pay ( Formül: 3/5 İLE 7/4 ) ( Bütün organ olarak aynı adı taşıyan ve aynı tanımla belirlenen, görülen ve idrak edilen kısımlardır, et ve sinir gibi. İLE/VE/<>
Bütün olarak farklı ölçüdeki kısımlardan meydana gelmiş olup, onların bu kısımları gerek doğa olarak, gerekse ad olarak, birbirinden farklıdır; el, ayak ve yüz gibi. ) ( Basit örgenler: Kemikler, Kıkırdak, Sinirler, Tendonlar, Bağ Dokusu, Arterler, Venler/Damarlar, Membranlar, Et. İLE/VE ... ) ( el-KÂNÛN fi't-TIBB ) ( AHŞÂ'[Ar. < HAŞÂ]: İç örgenler. | Gövdede bulunan bağırsaklar, ciğer gibi şeyler, içirik. | Cihetler, mahaller, bölgeler. ) ( MAÂRÎ[Ar.]: Kişinin sürekli açıkta olan/kalan örgenleri. ) ( TELÂSUK[Ar.]: Bitişme, bitişiklik. | Bir örgenin bir başkasına bitişip yapışması. ) ( Farklı salınım sistemleri. ) ( Formül: T = 2π√(L/g) ) ( SIMPLE / SIMPLEX WORD ) ( Basit toplum eşitlikçi küçük gruplar İLE karmaşık toplum hiyerarşik büyük yapılardır. Basit toplum avcı-toplayıcı İLE karmaşık toplum tarımsal-kentsel toplumdur. Göbeklitepe anıtsal mimari İLE basit toplumda karmaşıklık gösterir. ) ( Kolay, pratİk. İLE Aşağılayıcı, küçümseyici kullanım. ) ( ... İLE Bazit mantarların üreme örgeni. ) ( SIMPLE vs. UNITY ) ( SIMPLE vs./and GENERAL ) ( Yüzey. | Üç boyutluların, nesnelerin yüzeyi. İLE/||/<> Basit, mürekkeb/birleşik olmayan. | Rakam ya da en büyük basamağı dışındaki basamaklarının tamamı "sıfır" olan sayı. | Terim. | Birim. İLE/||/<> Birleşik. | Basamakları "sıfır"dan farklı olmak kaydıyla iki ve daha fazla basamaklı sayı. ) ( TO SIMPLIFY vs. TO LOSE ITS VALUE ) ( [not] TO SIMPLIFY vs./and/but TO THINK ) ( SIMPLICITY and SURROUNDING ) ( Bir örgeni uzatıp açan kas. ) ( Yoktur. DEĞİL Vardır, olanaklıdır. ) ( Duygular. İLE/VE/||/<>/>< Düşünceler. ) ( OTHER vs. ANOTHER ) ( ANOTHER vs. DIFFERENT ) ( "Güç" gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olmayı gerektirir. ) ( Affetmek, bir mahkûmu serbest bırakmaktır ve o mahkûmun kendin olduğunu keşfetmektir. ) ( AFFEDELİM!!! ( Kendini affetmeyen kişinin, tüm kusurları affedilebilir. ) ( FORGIVE THE OHTERS vs./and/||/<>/< FORGIVE THE SELF ) ( Zaman zaman. İLE/VE/<>/DEĞİL Her zaman. ) ( [Gidilecek yolu ...] ( METAMORPHISM vs./and ALTERATION ) ( İSTİHÂLE ile/ve ... ) ( METAMORPHISM vs. PROGRESS/DEVELOPMENT ) ( ... İLE Püskürük magmaların, soğurdukları kültelerin/kayaçların etkisi altında, bileşimlerinde oluşan başkalaşım. ) ( ... İLE Böceklerde, kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma türü. İLE Böceklerde, kurtçuk ve koza evresi geçiren başkalaşma türü. ) ( [not] TO CHANGE vs./and/but TO TRANSFORM ( ... İLE İkinci başkan. ) ( ... İLE Eski Türklerde baş, başkan, komutan. | Osmanlı Devleti'nde savaş zamanı başka birliklerden ayrılıp bir araya getirilerek oluşturulan birliğin ya da milis güçlerinin komutanı. ) ( Dernek, vakıf, parti, enstitü, belediye, spor kulübü vb. gibi, "başkanlık" konumu ile sürdürülen kurum ve kuruluşlarda, "Başkan" olarak görev yapan kişinin, öteki yönetim kurulu üyelerinden hiçbir farkı, önceliği ya da üstünlüğü yoktur ve de ol(a)maz! Sadece, üstlenmiş olduğu geçici görevinde, biraz daha sorumluluk ve çok büyük bir fark ya da ayrıcalık oluşturmayacak bazı küçük ama önemli yetkileri bulunmaktadır. Bu, sınırsız ve sonsuz olmayan "yetkilerini" de, öncelikle ve tamamen, kurumun/kuruluşun ve yönetim kurulunun ne yapacakları değil ne gibi yanlışlıkların, eksikliklerin kalmaması, sorunların daha az çıkması yönünde, bilgi ve deneyim artılarını, kurum/kuruluş ve topluma sunacağı hizmeti amacıyla kullanmak durumundadır. Söz ya da karar verme makamı diye bir üstünlüğü de söz konusu değildir. Ortak alınmış/alınacak olan uygulama, yürütme kararlarında, oy fazlalığının bulunması, kişisel isteği ya da çıkarları yönünde değil sadece toplumun ortak çıkarları yönünde kullanılmak üzere, biraz daha fazla olan bilgi ve deneyimiyle, olası yanlış karar ve uygulamalara engel olabilmesi içindir. Dolayısıyla, bir şeyleri kendilerine sormak ya da izin istemek gibi bir üstünlükleri de söz konusu değildir. Fakat ne yazık ki, "Aman, işimiz ve aramız bozulmasın" kaygısıyla, kişiler, olması ve yapılması gereken süreçlerde sessiz kalır ve bu da başkanlık görevinde bulunan kişinin yetkilerini aşmasına, kötüye kullanmasına ve bu yanlışlara göz yumulmasına kadar gitmektedir. Bu tıkanıklığın giderilmesi için de başta, yönetim ve yürütme kurulu olmak üzere, tüm üyelerin ve vatandaşların, kişi değil kavram, kurum ve hizmet esaslı bir çalışma sürecinde olunduğunu anımsaması gerekmektedir. ( (ABLE) TO SAY/TELL SOMETHING TO OTHERS vs. ONLY ABLE TO SAY TO YOURSELF ) ( Beşer. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE İnsan. ) ( (ABLE) TO SHARE WITH OTHERS vs. ONLY YOU ABLE TO EXPERIENCE ) ( Ankara[< ] ( CAPITAL vs. CAPITAL STOCK vs. CAPITALISM vs. CAPITALIST vs. CAPITALIZE vs. CAPITATE ) ( دست مايه ile دارالسلطنه ile دارالخلافه ile راسي ile مالالتجاره ile سرمايه ile کبيره ile سرلولهبخاري ile پايتخت ile سرستون ile سهام درآمده ile کاپيتاليسم ile سرمايهداري ile سرمايه داري ile سرمايه دار ile سرمايه گراي ile سرمايه جمع کردن ile مانند سر ) ( DAST MAYYEH ile DAROSSALTANEH ile DAROLKHLAFEH ile راسي ile MALALTEJAREH ile SARMAYYEH ile KABYRAH ile سرلولهبخاري ile PAYTAKHT ile SARESTON ile SACPEHAM DARAMODEH ile KAPYTALYSAM ile SARMAYCPEHDARY ile SARMAYYEH DARY ile SARMAYYEH DAR ile SARMAYYEH GERAY ile SARMAYYEH JAM KARDAN ile MANAND SAR ) ( [not] BASKETBALL vs./and/but/||/<>/> SLAMBALL ( Tek bir yönden. İLE/VE Her yönden. ) ( Baskı yapan şeyi/nesneyi gösterir/düşündürür. İLE/VE Baskı olunan şeyi/nesneyi/durumu gösterir/düşündürür. ) ( DOMINEER vs. DOMINEERING ) ( تحکم کردن ile تحکمآميز ) ( TAHKAM KARDAN ile TAHKAMAMYZ ) ( Bir genin iki kopyasının da aynı olması durumunda ortaya çıkan özellik. İLE Bir genin iki kopyasından sadece birinin olması durumunda ortaya çıkan özellik. ) ( Kişinin geni olduğu gibi, dünyanın da geni, insandır. ) ( DOMINANT GENE vs./and/<> RECESSIVE GENE ) ( DOMINANT GENE vs. RECESSIVE GENE ) ( BUST vs. BUSTARD ) ( خرد گشتن ile ورشکست شدن ile ورشکست کردن ile مجسمه نيمتنه ile هوبره ) ( KHARD GOSHTAN ile VARSHKAST SHODAN ile VARSHKAST KARDAN ile MOJASMEH NEYMOTANEH ile TEOOBREH ) ( DOMINANT vs. INTENSE ) ( "En" doğru zamanı beklemek. İLE/VE/||/<>/> [bazen/çoğunlukla] Olumsal/keyfî "bahane" (olabilir). ) ( Başlamak, başarmanın yarısıdır. ) ( Her iş, başlayana kadardır. ) ( BEGIN vs. BEGIN SPEECH vs. BEGIN TO IMPROVE vs. BEGIN TO SAY vs. BEGIN TO SPEAK vs. BEGIN TO TALK vs. BEGINING vs. BEGINNER vs. BEGINNING ) ( آغاز کردن ile شروع شدن ile ابتدا کردن ile شروع کردن ile بنا کردن ile آغاز گرديدن ile آغاز به کار کردن ile آغاز شدن ile آغاز نهادن ile زبان باز کردن ile رو ب بهبود گذاشتن ile لب تر کردن ile دهان باز کردن ile به زبان آمدن ile بادي ile نواموز ile آغازگر ile بدو ile اوايل ile شروع ile آغاز ile سرآغاز ile اول کار ile ابتدا ile بدايت ) ( AGHAZ KARDAN ile SHRU SHODAN ile EBTEDA KARDAN ile SHRU KARDAN ile BENA KARDAN ile AGHAZ GARDYDAN ile AGHAZ BAH KAR KARDAN ile AGHAZ SHODAN ile AGHAZ NEHADAN ile ZABAN BAZ KARDAN ile RO BE BACPEHBUD GOZASHTAN ile LAB TAR KARDAN ile DEHAN BAZ KARDAN ile BAH ZABAN AMADAN ile BADY ile NAVAMOZ ile AGHAZGAR ile BEDO ile AVAYLE ile SHRU ile AGHAZ ile SARAGHAZ ile OL KAR ile EBTEDA ile BEDAYT ) ( TO BEGIN-TO FINISH vs. TO BEGIN-TO COMPLETE ) ( BEGINNING ) ( INCEPT vs. INCEPTION ) ( در خود گرفتن ile بنياد نهادن ile درجه گيري ) ( DAR KHOD GARAFTAN ile BANYAD NEHADAN ile DARJEH GYRY ) ( Başlangıca en yakın olan, bilince, en uzak olandır. ) ( BEGINNING vs. ORIGIN ) ( BEGINNING vs. BEFORE ) ( COMMENCEMENT vs. COMMENDABLE vs. COMMENDATION vs. COMMENDATORY vs. COMMENSAL vs. COMMENSURABILITY vs. COMMENT vs. COMMENT CARD vs. COMMENTARY vs. COMMENTATOR ) ( فتح ile قابل تعريف ile سفارش ile تقريظ ile تعريفي ile تقديري ile هم سفره ile هم مقياسي ile قابليت قياس ile هم اندازگي ile همپيمانگي ile گفتن ile نظر دادن ile آزادانه بيان کردن ile کارت توضيحي ile سفرنگ ile مفسر ile سفرنگ گر ile شارح ) ( FATH ile GHABEL TARYFE ile SEFARSH ile تقريظ ile TARYFEY ile تقديري ile NPAM SAFAREH ile NPAM MOGHYASY ile GHABELYT GHYAS ile NPAM ANDAZGY ile NPAMPYMANGY ile GOFTAN ile NAZAR DADAN ile AZADANEH BEYAN KARDAN ile KART TOZYHEY ile SEFRANG ile MOFSAR ile SEFRANG GAR ile SHAREH ) ( ... İLE/VE Bir öncekini içeren, bir sonrakine yol açan gelişim. ) ( Ancak başlangıçta sizin olan sonda da sizin olarak kalır. ) ( Başlangıç ile son arasındaki fark ancak zihinde vardır. ) ( Only what is your own at the start will remain your own in the end. ( BEGINNING vs./and PROCESS ) ( BEGINNING vs./and INNOVATION/REFORM/NEWNESS ) ( HEADED vs. HEADER vs. HEADING vs. HEADLESS vs. HEADS vs. HEADS OVER HEEL ) ( سردار ile نوک دار ile روانه ile سرساز ile درساز ile شيرچه ile عنوان گذاري ile سرفصل ile سرنويس ile سرنامه ile بي سر ile رؤوس ile نا اميدانه ) ( SARDAR ile NOK DAR ile RAVANEH ile SARSAZ ile DARSAZ ile SHYRECHEH ile ONVAN GOZARY ile SARFASL ile SARNOYS ile SARNAMEH ile BEY SAR ile رؤوس ile NA AMYDANEH ) ( Erkek tarafı, gelin için verirdi. İLE/VE Kız tarafı, erkek için verirdi. [Musevilik'te.] ) ( ... İLE Osmanlı sarayında, genel olarak bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydikleri, kırmızı çuhadan yapılmış başlık. ) ( ... İLE Karagöz'ün başlığı. ) ( ... İLE Yağmur, soğuk vb. dış etkilere karşı başa geçirilen, giysiye dikili ya da ayrı olarak kullanılan başlık. ) ( TITLE vs. NOUN/PROPOSITIONAL PHRASE ) ( İstinye sınırları içinden çıkan içimi çok iyi olan bir memba suyudur. ) ( CHINTZ vs. CHINTZ MAKING ) ( چيت ile چيت سازي ) ( چيت ile چيت سازي ) ( Basmak eylemi. | Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua. | İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun. | Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılan. | Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı. | Basılmış, matbu. | Gübre, tezek. İLE Gövdenin ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere ya da bir şeyin üzerine koymak. | Küçük çocuklar ayakta durabilmek. | Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. | Sıkıştırarak yerleştirmek. | Bası işi yapmak, tabetmek. | Örtmek, bürümek, kaplamak. | Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. | Baskın yapmak. | Yaş almak. | Dumanın, sisin vb. çevreyi kaplaması, çökmesi. | Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. | Kümes hayvanları kuluçkaya yatması. | Uygunsuz vaziyette yakalamak. | Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak. ) ( ... İLE Camide ayakkabı konulan yer. | Sultanın anne, kız kardeş, kız ve hasekilerine bağlanan ödenek, has. ) ( Çarık. İLE/||/<> Silahsız (kişi). ) ( Sarıyerli. Pertevniyal ilkokulundan sonra Tophane Sanat Okulundan mezun oldu. Elektrik teknisyeni olarak iş hayatına atıldı. Siyasete ANAVATAN saflarında başladı ve 1984 yerel seçimlerinden Anavatan partisinden Sarıyer Belediye Meclisine üye seçildi ve bir dönem (1984 - 1989) bu görevi yaptı. Sarıyer Spor Kulübü üyesidir. ) ( Rumelihisarı Baltalimanı Caddesi üzerindedir. Sultan II. Mahmut döneminde (1808 - 1839) yapılmıştır. 1988'de kagir olarak yeniden inşâ edildi ve üzeri ahşap kaplama ile kaplandı. ) ( Levrek. İLE Bas [ses/gitar vb.] ) ( Çinli Zen ustası Ma-tsu'ya (709-788) Japonya'da verilen ad. İLE En kalın erkek sesi. | En kalın sesli orkestra çalgısı. ) ( YAYMA, AÇMA ) ( Kâmil kişinin ihtiyârındadır. ) ( EXPLAINING AT THE BEGINNING vs. EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS ( SER-Â-PÂ, SER-TE-SER ) ( Kuş. İLE Gitmek, etmek. ) ( ... İLE Mevimsi yeşil renkli bir baştankara. ) ( Zamanın uzamış gibi olması. İLE Zamanın kısalmış gibi olması. ) ( Sarıyerlidir. Ticaretle iştigal etti. Uzun süre Sarıyer'i temsilen İstanbul Belediyesinde Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. ) ( TO (GET) SURPASS vs. TO (GET) CROUCH DOWN ) ( Kişiler, neden/nasıl vazgeçerler?- BASİT ÖRGENLER/DOKULAR ile/ve/<> BİLEŞİK ÖRGENLER
- BASİT SALKIM = ANKÛD-I ÂDÎ = GRAPPE
- BASİT SARKAÇ İLE FİZİKSEL SARKAÇ İLE BURULMA SARKACI ile/||/<> SARKAÇ TÜRLERİ
- BASİT SÖZCÜK -ile
- BASİT TOPLUM ile/||/<> KARMAŞIK TOPLUM
- BASİT ile BASİT
- BASİT ile BAZİT[Fr. < BASIDE]
- BASİT ile BİRLİK
- BASİT ile/ve GENEL
- BASİT değil/yerine/= KOLAY | KARMAŞIK OLMAYAN | /OLAĞAN, YÖNEKEY | GÖRGÜSÜZ
- BASÎT ile/||/<> MÜFRED ile/||/<> MÜREKKEB
- BASİT ile MÜREKKEB
- BASİT ile/ve/değil/yerine ÖZET
- BASİT ile/ve/<> SABİT
- BASİT ile SIRADAN
- BASİTE İNDİRGEMEK değil BASİTE İNDİRMEK
- BASİT/KÜÇÜK/ÖNEMSİZ HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> BENİM ÖZENSİZLİĞİM/DİKKATSİZLİĞİM!
- BASİTLEŞMEK ile BASİTLEŞTİRMEK ile BASİTLEŞEBİLMEK ile BASİTLEŞTİRİLMEK ile BASİT/LİK ile BASİTÇE ile BASİT FAİZ ile BASİT RENK ile BASİT CİSİM ile BASİT CÜMLE ile BASİT KESİR ile BASİT TÜMCE ile BASİT KELİME
- BASİTLEŞTİRME ile DEĞERSİZLEŞTİRME
- BASİTLEŞTİRME ile/ve/değil DÜŞÜNCE
- BASİT/LİK ve KUŞATICI/LIK
- BASİTLİK ile/değil SIĞLIK
- BÂSIT-ÜR-RIZK[Ar.] -ile
- Başı ve sonu için BİŞNEV! -ve
- Başını ağrıtmamak için SUS!!!
- Başını kes ve SUS!!! -ve
- BAŞKA ALTERNATİF değil ALTERNATİF (ya da BAŞKA ÇÖZÜM)
- BAŞKA (BİR) ALTERNATİF/İ (ÇÖZÜM/Ü) değil ALTERNATİF (ÇÖZÜM)
- BAŞKA (BİR ÇÖZÜM) ile/ve/değil YENİ (BİR ÇÖZÜM)
- BAŞKA BİR DEYİŞLE ... ile/değil/yerine BAŞKA BİR DİLDEKİ KARŞILIĞIYLA ...
- BAŞKA BİR ...:
"DÜNYA" değil YAŞAM (BİÇİMİ)- BAŞKA BİR KONU ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<>/< SUSABİLMEK
- BAŞKA:
O İŞ ile O İŞ- BAŞKA (OLABİLİR/OLMAMALI):
"İÇİMİZDEKİ SAZLAR" ile/ve/||/<>/>< AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLER- BAŞKA ŞANSI YOK değil BAŞKA YOLU YOK
- Başka sözlere kulak kabartmadan DİNLE!!!
- BAŞKA ile BAŞKA
- BAŞKA ile FARKLI
- BAŞKA ile ÖTEKİ
- BAŞKA ile/ve/||/<>/> ÖZGÜRLEŞME
- BAŞKA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YENİ
- BAŞKALARI ...:
BİZİMLE YÜRÜYEBİLİR ve/fakat BİZİM İÇİN YÜRÜ(YE)MEYEBİLİR- BAŞKALARI değil BAZILARI
- BAŞKALARINA "EFENDİLİK" ile/değil/yerine/>< KENDİMİZE EFENDİLİK
- UTANMA:
BAŞKALARINDAN ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNDEN- BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK
Lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:
"Bir yaşam deneyimine katılmak ister misiniz?"
Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul
ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da
söz verin"
Öğrenciler bunu da yapar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın
hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"
Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah
hepsinin sıralarını üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendine
meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:
"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates
alın,o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."
Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının
torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine
ikinci açıklamasını yapar:
"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz
otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış
olan öğrenciler şikâyete başlar:
"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, kişiler, tuhaf bakıyor bana artık. Hem sıkıldık,
Hem yorulduk!"
Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:
"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır
yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,
halbuki affetmek, en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir. )- BARIŞ(TIR)MAK:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/<> KENDİNİ (KENDİNLE)- BAŞKALARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMAK ve/||/<>/> KENDİNİ DÜĞÜMLEMEK
- BAŞKALARINI DÜŞÜNMEK ile/değil/yerine BAŞKALARINI DA DÜŞÜNMEK
- KANDIRMA:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ- BAŞKALARINI) SUÇLAYAN ile/||/<> KENDİNİ SUÇLAYAN | ile/||/<> KİMSEYİ SUÇLAMAYAN
Çoktur. İLE/VE/||/<> Yarısı kalmıştır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çok azı kalmıştır. )- BAŞKALARININ (")TERBİYESİZLİĞİ(") ile/değil/yerine/>< KENDİ TERBİYEN
- BAŞKALARIYLA KIYASLAMA ile/değil/yerine/>< BAŞKALARINI ÖRNEK ALMA
- Başkalarıyla da KONUŞ!!!
- BAŞKALAŞIM ile/ve/||/<> (")CANLANMA(")
- BAŞKALAŞIM ile/ve DEĞİŞİM
- BAŞKALAŞIM ile GELİŞİM
- BAŞKALAŞIM ile İÇBAŞKALAŞIM
- BAŞKALAŞIM ile YARIBAŞKALAŞIM ile TÜMBAŞKALAŞIM
- BAŞKALAŞMAK ile BAŞKALDIRMAK ile BAŞKALAŞTIRMAK ile BAŞKALAŞABİLMEK ile BAŞKA/LIK ile BAŞKAN/LIK ile BAŞKACA ile BAŞKA BİRİ ile BAŞKA BAŞKA ile BAŞKAN VEKİLİ ile BAŞKANLIK MAKAMI ile BAŞKAN YARDIMCISI ile BAŞKANLIK SİSTEMİ
- BAŞKALAŞTIRMA ile/ve/değil/yerine DÖNÜŞTÜRME
TO TRANSFORM instead of TO CHANGE )- BAŞKALDIRI ile/değil/yerine ELEŞTİRİ
- BAŞKALDIRTMAK ile BAŞKALDIRABİLMEK ile BAŞKALDIRI ile BAŞKALDIRICI/LIK
- BAŞKA/LIK ile FARK(LI/LIK)
- BAŞKAN ile ASBAŞKAN
- BAŞKAN ile BAŞBUĞ
- BAŞKAN ile/ve/||/<> DANIŞMAN ile/ve/||/<> MUHTAR
İLE/VE/||/<>
Kişi, kurum ve kuruluşlara hizmet etmekte olan danışmanlar, kendilerine danışılan konuların uygulayıcısı durumunda değildir ve bu durumda bırakılamaz. Olası uygulamalardaki, girilmeyecek, sapılmayacak yönleri ve yolları işaret etmekle görevlilerdir. Ne yapılması hakkında, bilgi ve deneyim aktarımında bulunurlar fakat önerdikleri alanda daha fazla bilgili diye, işi ya da süreci, danışmana bırakmak gibi bir tutum ya da beklenti sergilenemez.
İLE/VE/||/<>
Halk tarafından seçilerek ve belirli bir dönem, koşul, sorumluluk, yetki ve görevlerle sınırlı kalmak üzere, yaşanılan bölgenin ilk yönetimsel yetkilisi olarak, bölgedeki ne yapılacaklarla değil ne yapılmayacaklarla, neyin, ne kadar süre ve koşulda, eksik ya da sorunlu kalmamasını sağlamak üzere, ihtiyâr heyeti desteği ile işbirliğinde bulunan kişidir. "Muhtar" sözcüğü, "Hayır!" kökünden gelerek, kendi ya da yakın çevresinin irâdesiyle değil ne yapılmayacağının ya da engel olunacağının bilgisine sahip olan kişi, ihtiyârını devrede tutan kişi anlamına gelmektedir. Fiziksel olarak yapılması gereken işlerde de belediye başkanını, güvenlik amacıyla da vali, kaymakam, polis, jandarma gibi ilgili kurum ve yetkililerle daha yakın ve doğrudan ilişki içinde olma görevindelerdir. Kaymakam ve valilerden daha alt bir yetki ve konumda olsalar da, belediye başkanından sonra değil önce gelirler. )- BAŞKA'NIN ile BAŞKAN'IN
- BAŞKA-NIN ile BAŞKAN-IN
- BAŞKAN/SERVER[Fars.] ile PATRON
- BAŞKASI İLE GELEN MUTLULUK
ile/ve/değil/||/<>/>
BAŞKASI İLE GİDEN MUTLULUK- BAŞKASINA:
BIRAKMA ile/ve/<> "YIKMA"- BAŞKASINA SÖYLEDİĞİN/SÖYLEYEBİLDİĞİN ile ANCAK/SADECE KENDİNE SÖYLEYEBİLECEĞİN
- BAŞKASINI "KANDIRMAK" değil KENDİNİ YADSIMAK
- BAŞKASININ, BİZİ KEŞFETMESİ ile/ve/>/değil/yerine KENDİNİ KEŞFETME
- BAŞKASININ SORUSU ile/değil/yerine KENDİ SORUN
- BAŞKASININ/BAŞKALARININ YANITLARI ile/ve/değil/yerine KENDİ(NİN) YANITLARI(N)
- BAŞKASIYLA PAYLAŞTIĞIN/PAYLAŞABİLDİĞİN ile ANCAK/SADECE KENDİN YAŞAYABİLECEĞİN
- SÜREKLİ/LİK:
BAŞKAYA GÖRE ile/ve/||/<>/< KENDİNDE- BAŞKENT/LİK ile BAŞKENTLİ/LİK
- BAŞKENT ile/ve/<> ÖTEKİ ŞEHİRLER
Ankyra
İLE/VE/<>
Anadolu[< Anatolia]
Amasya[< Amaseia]
Antakya[< Antiokheia]
Antalya[< Attaleia]
Bursa[< Prusa]
Çankırı[< Gangra]
Giresun[< Kerasus]
İzmir[< Smryna]
Kayseri[< Kaesarea]
Konya[< İkonion]
Ordu[< Kotyora]
İznik[< Nikea]
Malatya[< Meliddu]
Manisa[< Magnesia]
Maraş[< Markasi]
Mardin[< Marde]
Sinop[< Sinope]
Trabzon[< Trapezus] )- BAŞKENT ile SERMAYE STOĞU ile KAPİTALİZM ile KAPİTALİST ile BÜYÜK HARFLE YAZMAK ile TESLİM OLMAK
- BASKET ile BASKETÇİ/LİK
- BASKET :/yerine SEPET
- BASKETBALL :/yerine BASKETBOL
- BASKETBOL ile BASKETBOLCU/LUK
- BASKETBOL değil/yerine/= SEPETTOPU
- BASKETBOL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SİLEMBOL
SLAMBALL instead of BASKETBALL )- BASKI (YAPMAK) ile AĞIRLIK (KOYMAK)
- BASKI ile/ve BASINÇ
- BASKI ile/ve/||/<> DAYATMA
- BASKI ile/değil/yerine DENETİM
- BASKI ile/ve/değil/yerine/<> HAKİMİYET
- BASKI ile/ve/||/<>/> KORKU
- BASKI ile/ve/değil/||/<>/< REKABET
- BASKICI ile OTORİTER
- [ne yazık ki]
BASKICI/LIK ile/ve/||/<> DAYATMACI/LIK- BASKILAMA ile BASTIRMA
- BASKILAMAK ile BASKILANMAK ile BASKI/LIK ile BASKIN/LIK ile BASKICI/LIK ile BASKILI ile BASKINCI/LIK ile BASKISIZ/LIK ile BASKISIZCA ile BASKI GRUBU ile BASKI RESİM ile BASKI KALIBI ile BASKI SAYISI
- BASKILAYICI TUTUM ile/değil/yerine SINIRLAYICI TUTUM
- BASKIN/DOMİNANT ALEL ile EDİLGEN/RESESİF ALEL
- BASKIN/HAKİM GEN ile/ve/<> SAKLI GEN
- BASKIN GEN ile/ve/||/<> ALTGIN GEN
- BASKIN YAPMAK ile TOY KUŞU
- BASKIN ile BAŞAT
- BASKIN ile BASKILI
- BASKIN ile/ve/||/<> EGEMEN
- BASKIN ile/ve/değil/||/<> ÖNE ÇIKAN
- BASKIN ile/ve YAYGIN
- BASKIN ile YOĞUN
- BAŞKURT ile BAŞKURTÇA
- BAŞLAMA ile BAŞLAMA ATIŞI ile BAŞLAMA VURUŞU ile BAŞLAMA MERİDYENİ
- BAŞLAMAK İÇİN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BAŞLAMAMAK/YAPMAMAK İÇİN
- BAŞLAMAK ve/<> BAŞARMAK
- BAŞLAMAK ile BAŞLANMAK ile BAŞLATMAK ile BAŞLANILMAK ile BAŞLATILMAK ile BAŞLATTIRMAK ile BAŞLANABİLMEK ile BAŞLATABİLMEK ile BAŞLATIVERMEK ile BAŞLAYABİLMEK ile BAŞLAYIVERMEK
- BAŞLAMAK ile KONUŞMAYA BAŞLA ile İYİLEŞMEYE BAŞLA ile SÖYLEMEYE BAŞLA ile KONUŞMAYA BAŞLA ile KONUŞMAYA BAŞLA ile BAŞLANGIÇ ile ACEMİ ile BAŞLANGIÇ
- BAŞLAMAK-BİTİRMEK ile BAŞLAMAK-TAMAMLAMAK
- BAŞLANGIÇ
- BAŞLANGIÇ (BİDÂYET)
- BAŞLANGIÇ:
EYLEM ile/ve/değil/||/<>/< ÖRTÜK EYLEM- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER
- BAŞLANGIÇ ile BAŞLANGIÇ
- BAŞLANGIÇ ile BAŞLANGIÇ NOKTASI
- BAŞLANGIÇ ile/>< BİLİNÇ
- BAŞLANGIÇ ve/||/<> EMEK
- BAŞLANGIÇ ile/ve/değil EŞİK
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> GELİŞİM
- BAŞLANGIÇ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ, RESMİYET KAZAN(DIR)MA
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> KÖKEN ile/ve/||/<> DOĞUM
- BAŞLANGIÇ ile MAYA
- BAŞLANGIÇ ile ÖNCE
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> SON
- BAŞLANGIÇ ile ÖVGÜYE DEĞER ile ÖVGÜ ile ÖVEN ile KOMMENSAL ile ÖLÇÜLEBİLİRLİK ile YORUM ile YORUM KARTI ile YORUM ile YORUMCU
- BAŞLANGIÇ ile/ve SÜREÇ(VETÎRE)
The difference between the beginning and the end lies only in the mind. )- BAŞLANGIÇ ile/ve TÜRDEŞLİK
- BAŞLANGIÇ ve/=/||/<>/> VARSAYIM
- BAŞLANGIÇ ile/ve YENİLİK
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> ZEMİN
- BAŞLATICI/SI ile/değil/yerine/ BAŞLANGICI
- BAŞLAT(RESET) ile AÇMA-KAPAMA(POWER)
- BAŞLAYASIYA KADAR değil BAŞLAYINCAYA KADAR
- BAŞLAYIŞ ile BAŞLAYICI/LIK
- BAŞLI BAŞINA (ELE ALMAK)
- BAŞLI BAŞINA ile/ve AYRI AYRI
- BAŞLI BAŞINA ile TAMAMEN
- BAŞLI ile BAŞLIK ile BAŞLICA ile BAŞLIKLI ile BAŞLIKÇI ile BAŞLIKSIZ ile BAŞLI BAŞINA ile BAŞLIK PARASI
- BAŞLI ile BAŞLIK ile BAŞLIK ile BAŞSIZ ile KAFALAR ile TEPEDEN TIRNAĞA KAFALAR
- BAŞLI BAŞINA ile BAMBAŞKA
- BAŞLIK PARASI ile/ve !DRAHOMA
- BAŞLIK ile BARATA[< İt.]
- BAŞLIK ile IŞKIRLAK
- BAŞLIK ile KUKULETA[İt. < COCOLETTA]
- BAŞLIK ile TAMLAMA
- BAŞLISU :
- BAŞLU değil/yerine/= YARALI
- BASMA ile BASMA YAPIMI
- BASMA ile BASMAK
- BAŞMAK/LIK ile BAŞMAKÇI/LIK
- BASMAK ile BASMACI/LIK ile BASMALI ile BASMALIK ile BASMA KALIBI
- BAŞMAK ile/ve/||/<> BAŞMAKLIK
- BASMAK" ile/ve "TEPELEMEK"
- ... değil BASMAKALIP
- BASMAKALIPLAŞMAK ile BASMAKALIP/LIK
- BAŞMAK/BAŞMAQ[Oğuz] ile/||/<> BAŞNAK/BAŞNAQ/BAŞTAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BAŞOĞLU, FERİT (KEFELİKÖY, 1958 - 2008) :
- BAŞOKÇU/İFFET HANIM YALISI :
- BAŞÖRTÜ ile BAŞÖRTÜLÜ/LÜK
- BASRA OKULU ile/ve/<> KÛFE OKULU
- BASS ile BASS
- BAŞŞEHİR ile BAŞŞEHİRLİ/LİK
- BASSO[Jap.] ile BASSO[İt.]
- BAST -ile
- BAST (HALİ) ile/ve KABZ (HALİ)
- BAŞTA ile/ve/değil BAŞINDA
- BAŞTA ile BAŞTAN ile BAŞTAN BAŞA ile BAŞTAN SONA ile BAŞTAN AŞAĞI ile BAŞTAN SAVMA ile BAŞTAN SAVMACI/LIK
- BAŞTACI değil BAŞ TÂCI
- BAŞTAN ANLATMAK ile/yerine SORULURSA ANLATMAK
EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS instead of EXPLAINING AT THE BEGINNING )- BAŞTAN AŞAĞI
- BAŞTAN AŞAĞIYA değil BAŞTAN AŞAĞI
- BAŞTAN BAŞA (SARMAK, DOLAŞMAK)
- BAŞTAN BAŞA ile BOYDAN BOYA
- BAŞTAN ÇIKARMAK ile/ve YOLDAN ÇIKARMAK
- BAŞTAN ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> YOLDAN ÇIKMAK
- BAŞTAN DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK
- BAŞTAN SONA, SONDAN BAŞA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLDAN SAĞA, SAĞDAN SOLA / YUKARIDAN AŞAĞI, AŞAĞIDAN YUKARI
- BAŞTAN SONA ile TÜMEVARIM
- BAŞTANKARA ile BAŞTAN KARA
- BAŞTANKARA ile FANTA
- BAŞTANKARA ile MAVİ BAŞTANKARA
- BAST-I ZAMAN ile TAYY-İ ZAMAN
- BAŞTİMAR, BURHANETTİN (1912 - 1082) :
- BASTIRILMA ile/ve/<> DIŞLANMA
- BASTIR(IL)MAK ile SİNDİR(İL)MEK
- DUYGU:
BASTIRILMIŞ ile/ve/||/<> REDDEDİLMİŞ- BASTIRILMIŞ ile/ve GİZLİ
- BASTIRILMIŞ/LIK ile/ve VAZGEÇMİŞ/LİK
( Why people give up? )
Hızlı sonuç beklediklerinden dolayı...
( Expect fast results... )
Kendilerine inançlarını kestiklerinden dolayı...
( Stop believing in themselves... )
Geçmişe saplanıp kalmalarından dolayı...
( Get stuck in the past... )
Hatalarında yaşadıklarından dolayı...
( Dwell on mistakes... )
Gelecekten korktuklarından dolayı...
( Fear the future... )
Değişime direndiklerinden dolayı...
( Resist the change/alteration... )
Güçlerinden vazgeçtiklerinden dolayı...
( Give up the power... )
Güçsüzlüklerine inandıklarından dolayı...
( Believe in their weaknesses... )
Dünyaya sahip oldukları zannından dolayı...
( Feel the world owes them something... )
Başarıyı istemekten çok, hata yapma korkularından dolayı...
( Fear failure more than desire success... )
Nelerin olanaklar içinde olduğunu görememelerinden dolayı...
( Never visualize what is possible... )
Kaybedecek şeylerinin çok olduğu zannından dolayı...
( Feel they have something to lose... )
Fazla çalışmaktan dolayı...
( Overwork... )
Sorunlarının sadece kendilerine özgü ve biricik olduğunu zannetmelerinden dolayı...
( Assume their problems are unique... )
Geri dönmenin ve geri dön işaretinin,
hata yaptıkları anlamına geldiğini zannetmelerinden dolayı...
( See failure as the signal to turn back... )
Kendilerini, üzgün, güçsüz, acınası hissetmelerinden dolayı...
( Feel sorry for themselves... )
)- BASTIRMAK ile BASTIRILMAK ile BASTIRABİLMEK ile BASTIRIVERMEK ile BASTI ile BASTIK
(1996'dan beri)