B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 9.979 başlık/FaRk ile birlikte,
9.979 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(26/41)
- BULAŞTIRABİLMEK ile BULAŞTIRIVERMEK
- BULAŞTIRMAK ile İMA ile ÖRTÜLÜ ile ÖRTÜLÜ OLARAK
( IMPLICATE vs. IMPLICATION vs. IMPLICIT vs. IMPLICITLY )
( بهم پيچيدن ile القاء ile تضمن ile مستلزم بودن ile آلودگي ile تلويحي ile اشاره شده ile ضمني ile ضمنا ile تلويحاً )
( BACPAM PEYCHYDAN ile ELGHA ile تضمن ile MOSTELZAM BODAN ile ALODEGY ile تلويحي ile ESHAREH SHODEH ile ZAMANY ile ZAMNA ile تلويحاً )
- BULAŞTIRMAK ile YAYMAK
( TO SMUDGE vs. TO EXTEND )
- BÜLBÜL[< Fars., Ar. | çoğ. BELÂBİL, ANDELÎB] ile/ve ÖTLEĞEN/ÇALIBÜLBÜLÜ
( ... İLE/VE Çalıbülbülü. )
( MÜRG-İ SEHERÎ ile/ve ... )
( MÜRG-İ BÂG/BÂM/ÇEMEN/HEZÂR/HOŞ-HÂN/SEHER/SEHER-HÂN/SUBH/ŞEB-ÂHENG/ŞEBHÂN/ŞEB-HÎZ/TARAB, HÂKİSTER[mecaz] ile/ve ... )
( LUSCINIA MEGARHYNCHOS cum SYLVIA COMMUNIS )
- BÜLBÜL DALYANI :
( Piyasa Caddesinin bittiği ve Mesarburnu caddesinin başladığı yerde ve Bülbül Sokağın tam karşısında kurulan bir dalyandır. Bu dalyan boğazın en büyük Kurtağzı dalyanlarından biridir. 1980'li yıllara kadar dalyan kuruldu. 1980'de dalyanın deniz kıyısındaki küçük dalyan evi belediye tarafından yıktırıldı. Daha sonra da dalyan kurulamaz oldu. Dalyanın mağazası Bülbül Sokağı'nda idi. )
- BÜLBÜL SOKAK :
( Büyükdere ile Merkez Sarıyer'i ayıran sokaktır. Büyükdere'deki İspanya Büyükelçiliği yazlık binasının önünden başlayan Piyasa Caddesi ile Mesarburnu Caddesini bu sokak ayırır. Bu sokağa girdikten kırk elli metre sonra ağaçlık kısım başlar ve tepelere kadar gider. Bu sokakta eski yıllarda 18.yy sonu ile 19.yy başında gazino vardı. Bu nedenle önemli bir eğlence merkezi idi. Aynı zamanda sokağın hemen her tarafı ağaçlarla çevrili olması nedeni ile bilhassa geceleri bülbül sesleri dinlemek isteyenler bu sokağı mesken tutarlardı. Bu nedenle sokağa "Bülbül Sokak" ismi verilmiştir. Sokağın tam karşısında İstanbul'un en büyük dalyanlarından biri olan Bülbül Dalyanı vardı. Bu dalyanın mağazası Bülbül sokağa girişte ve 25 metre kadar ileride sağ tarafta bulunuyordu. Bülbül Sokak 1970'li yıllarda imara açıldı ve apartman ve villalarla doldu. )
- BÜLBÜL YUVASI ile BÜLBÜL YUVASI
( Küçük kadeh. İLE Bir hamurlu tatlıya verilen "ad". )
- BÜLBÜL ile BAYIRKUŞU
( ... İLE Çalıbülbülü. )
- BÜLBÜL ile LİR
- BÜLBÜL ile ŞEB-HÂN[Fars.]
( ... İLE Gece öten bir cins bülbül. )
- BÜLBÜL ile SÖĞÜT BÜLBÜLÜ
- BÜLBÜLLEŞMEK ile BÜLBÜL ile BÜLBÜLSÜZ ile BÜLBÜL ÇANAĞI
- BÜLBÜL'ÜN:
"SESİ" ile/ve/değil/||/<>/< DERDİ
- BULB/US ile BULBUS OKULİ
( Yuvar. İLE Göz yuvarı, göz küresi. )
- BULBUS değil/yerine/= SOĞANCIK | OMURİLİK SOĞANI | YUMRU
- BULDGING ile HUMP ile KREST
( Şişkinlik, çıkıntı. İLE Tümsek, hörgüç, kambur. İLE Kabartı, çıkıntı. )
- BULDOG ile BAKSIR/BOXER
( BULLDOG vs. BOXER )
( CANIS FAMILIARIS MOLOSUS HIBERNICUS cum ... )
- (BUL)DOZER değil/yerine/= YOLDÜZLER
- BULDURMAK ile BULDURTMAK ile BULDURABİLMEK
- BULGAK/BULGAQ ile BULGAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle topluluğu saran korku ve kaygı. İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle topluluğu saran itaatsizlik durumu. )
- BULGAMAK/BULGAMAQ ile BULGANMAK/BULGANMAQ ile BULGAYUK/BULGAYUQ ile BULGAMA ile BULGAK/BULGAQ ile BULGAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bulandırmak. İLE Bulanma.[Suyun bulanması] İLE Bulanık. İLE Yağsız ve tatsız bulamaç.[yulaf lapası] İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle halkı saran korku ve kaygı. İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle halkı saran itaatsizlik durumu. )
- BULGAR ile BULGARİ ile BULGARCA
- BULGARİSTAN ile BULGARCA
( BULGARIA vs. BULGARIAN )
( بلغار ile بلغارستان ile بلغاري )
( BOLGHAR ile BOLGHARESTAN ile بلغاري )
- BULGU ile/ve/<> KANIT
( FINDING vs./and/<> EVIDENCE )
- BULGULAMAK ile BULGULANMAK ile BULGURLAMAK ile BULGURLANMAK ile BULGULANABİLMEK ile BULGULAYABİLMEK ile BULGU ile BULGUR/LUK ile BULGURCU/LUK ile BULGURLU ile BULGUSAL ile BULGUR PİLAVI ile BULGUR ÇORBASI ile BULGURLU KÖFTE ile BULGUSAL YÖNTEM
- BULGUNA/MALGUNA[dvnlgttrk] ile/= ÇALI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Esnek, kızıl renkli bir çalı.[Ilgın ağacına benzer.] )
- BULGUR ile DÜĞÜ/DÜYÜ/DÜĞÜRCÜK/SİMİT
( ... İLE Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. | Pirinç. )
- BULGUR ile FİRİK
- BULGUR ile HEDİK
( ... İLE Kaynatılmış buğday/bulgur. )
- BULGUR ile SİYAZ BULGURU
- BULIT = BULUT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- bull.[Lat. < BULLI] değil/yerine/= KAYNAT, KAYNATINIZ
- BULLDOG vs. BOXER
- BULLET :/yerine MERMİ
- BULMAK :/ile/ve/değil/>/|| BİLDİĞİNLE BULUŞMAK
- BULMAK ile BİR TEDAVİ BUL ile BİR FIRSAT BUL ile MÜŞTERİ BUL ile KUSUR BUL ile SUÇLU BULMAK ile FIRSAT BUL ile ANLAMAK ile ÇÖZÜM BUL ile GENÇLİĞİ YENİDEN BUL
( FIND vs. FIND A CURE vs. FIND AN OPPORTUNITY vs. FIND CUSTOMER vs. FIND FAULT vs. FIND GUILTY vs. FIND OPPORTUNITY vs. FIND OUT vs. FIND SOLUTION vs. FIND YOUTH AGAIN )
( پيدا کردن ile کشف کردن ile يافتن ile پيدا کرد ile چاره انديشيدن ile مجال پيدا کردن ile خريدار پيدا کردن ile عيب گرفتن ile عيبجوئي کردن ile مجرم شناختن ile مجال کردن ile در يافتن ile مکشوف کردن ile دريافتن ile اطلاع يافتن ile پي بردن ile يافتندرمان ile جواني را باز يافتن )
( PEYDA KARDAN ile KESHOF KARDAN ile YAFTAN ile PEYDA KARD ile CHAREH ANDYSHYDAN ile MOJAL PEYDA KARDAN ile KHARYDAR PEYDA KARDAN ile EYBE GARAFTAN ile EYBEJOYEY KARDAN ile MOJRAM SHENAKHTAN ile MOJAL KARDAN ile DAR YAFTAN ile MAKESHOOF KARDAN ile دريافتن ile ETLA YAFTAN ile PEY BARDAN ile YAFTANDARMAN ile JAVANY RA BAZ YAFTAN )
- BULMAK ile BULMACA
- BULMAK ile/ve TESPİT ETMEK
- BULMAK ile/ve/<> UYANMAK
( TO FIND vs./and/<> TO AWAKE/AWARE )
- BULMAK ile/ve UYANMAK
- BULMAK ile YAKALAMAK
- BULMAK/BULMAQ ile BULDUKMAK/BULDUQMAQ / BULDUKTI/BULDUQTI ile BULDUZMAK/BULDUZMAQ ile BULDUNI[Kençek]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bulmak. İLE Nesne/nin bulunması/bulundu. İLE Bulmasını sağlamak. İLE İçine kuru ya da yaş üzüm konan tatlı. )
- BÜLTEN ile/ve/değil/yerine BELLETEN
- BULUCU/KEŞFEDİCİ DENEY ile/ve/||/<>/> DOĞRULAYICI DENEY
- BULUCU ile BULMA
( FINDER vs. FINDING )
( يابنده ile يابش ile يافت )
( يابنده ile يابش ile YAFT )
- BÜLUĞ ile BÜLUĞ ÇAĞI
- BÜLUĞ değil/yerine/= ERGENLİK/ERİNLİK/YENİYETMELİK
- BÜLÛĞ ile REŞİT
( En erken başlangıcı erilde 12, dişilde 9 yaşındadır. Sonu, ikisinde de 15-16'dır. [İklime ve kişiye göre değişebilir.] İLE Reşit olma yaşı, [yasalarca] 18 yaşını tamamlayıncadır. )
( SİNN-İ BÜLÛĞ ile REŞÎD[< RÜŞD] )
- BÜLUĞA ERMEK değil/yerine/= ERGEN/ERİN OLMAK
- BÜLÛĞA ERMEK ile/değil RÜŞTÜNÜ İSPAT ETMEK
- BULUN ile BULNAMAK/BULNAMAQ ile BULNATMAK/BULNATMAQ ile BULUNG ile BULUŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tutsak. İLE Düşmanı tutsak etmek. İLE Tutsak almayı emretmek. İLE Köşe. İLE Başka birinin yaptığı işten birinin elde ettiği kazanç. )
- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.]:
DIŞARIDA ile/değil/yerine/>< İÇERİDE
( İlâh. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölçü. )
- BULUNÇ/VİCDAN ve/=/||/<> ÖLÇÜ/MİZAN
- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.] ile/ve/<> BİLİNÇ
( CONSCIOUS vs./and/<< CONSCIOUSNESS )
- BULUNÇ/VİCDAN ve/||/=/<> TARİH
( Kişide. VE/||/=/<> Toplumda. )
- BULUNCU(VİCDANI), TATMİN ETMEK ile/ve/||/<> AKLI, İKNÂ ETMEK
( TO SATISFY THE CONSCIENCE/CONSCIOUS vs./and TO CONVINCE THE REASON )
- BULUNDUĞUN YER ile/ve/değil EŞİK
- BULUNDUĞUN YER ile/ve/değil/yerine YÖNÜNÜN NERESİ OLDUĞU
- BULUNDURMA ile BİRİKTİRME
( KEEPING vs. COLLECTING )
- BULUNMA ile BULUNMAZ/LIK ile BULUNMA DURUMU
- BULUNMAK ile BULUNDURMAK ile BULUNABİLMEK ile BULUNUVERMEK ile BULUNDURULMAK
- BULUNMAK ile/ve/||/<>/> TERK ETMEK
- BULUNTU ile/değil BULGU
- BULUP BULUŞTURMAK
- [ne yazık ki]
"BULUP DA BULAMAK"["BUNAMAK" değil!] ile/ve/||/<> "AZIP DA AZIMSAMAK"
- BULUŞ
( INVENTION )
- BULUŞ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- BULUŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- BULUŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- BULUŞ ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAMA
- BULUŞ ile YAKALAMA
( Ondokuzuncu yüzyılın en büyük buluşu, buluşun yöntemlerinin bulunmasıydı. )
( INVENTION vs. CATCH )
- BULUŞARAK, ANLAŞMAK ile/ve/||/<> ANLAŞARAK, BULUŞMAK
- BULUŞMA "NOKTASI" ile "KESİŞME NOKTASI"
- BULUŞMA = APPOINTMENT/MEETING[İng.] = RANDEVU/RENDEZ-VOUS[Fr.] = RENDEZVOUS/VERABREDUNG[Alm.] = APPUNTAMENTO[İt.] = CITA[İsp.]
- BULUŞMA ile BULUŞMA YERİ
- BULUŞMA ile/ve/değil EŞİK
- Buluşmada, selamlaş ve KONUŞ!!! -ve
- BULUŞMADA ve YAŞAMDA:
GEÇ ile/değil/yerine/>< ZAMANINDA ile/değil/yerine/>< (")ERKEN(")
( Kabul edilemez olan/olabilen. İLE/DEĞİL Geç kalınmış olan/olabilen. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanında olan/olabilen. )
( Unacceptable. VS. Late. VS. On time. )
( AT MEETING and LIFE:
[not] LATE vs./but ON TIME vs./but (")EARLY(") )
- Buluşmak için SUS!!!
- BULUŞMAK:
NESNE(SİN)DE ile NESİNDE/NEDENİNDE
- BULUŞMAK ile BULUŞULMAK ile BULUŞABİLMEK ile BULUŞUVERMEK ile BULUŞ ile BULUŞ HAKKI ile BULUŞ BELGESİ
- BULUŞMAK ile/ve ÖZDEŞLEŞMEK
- BULUŞMAK ile/ve UYUŞMAK
( TO MEET vs./and TO HARMONIZE )
- BULUŞMAK ile/ve UZLAŞMAK
( TO COME TOGETHER vs./and AGREEMENT )
- BULUŞMALI!
- BULUŞTURMAK ile BULUŞTURULMAK ile BULUŞTURABİLMEK ile BULUŞTURUVERMEK
- BULUT BİLİŞİM'DE(CLOUD COMPUTING):
IAAS ile/ve/+/<>/> PAAS ile/ve/+/<>/> SAAS
( Infrastructure as a service. İLE/VE/+/<>/> Platform as a service. İLE/VE/+/<>/> Software as a service. )
- BULUT, M. GÖKHAN (BAKIRKÖY, 1969) :
( Sanatçı/yönetmen. İstanbul Kocasinan lisesini bitirdi. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu. Tiyatro hayatına 1987 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tiyatro Kulübü'nde (MİFTOK) başladı. Bu kurumda oyuncu, eğitmen ve yönetmenlik yaptı, 1989'da Yedi Bölge Oyuncuları ile çalışmaya başlamış, sonrasında sırasıyla Sivas Dayanışma Derneği (SİDAD), Ataköy İmar ve Kültür Derneği, YU - GO DER (Yugoslavya Göçmenler Derneği, Kâğıthane Belediyesi, Silivri Belediyesi, Sarıyer Sanat Tiyatrosu'nda çalışmalarını sürdürdü, Bahçelievler Lisesi, Ar - El Koleji ve Cibali Lisesi'nde eğitmenlik yaptı. 1995 yılında açılan MASK - KARA Tiyatrosunun kurucularındandır. 2000 - 2008 yılları arasında Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kulübü (SHEM - TK) bünyesinde eğitmenlik, yönetmenlik ve oyunculuk yaptı. 2009 yılı Eylül ayından itibaren Sarıyer Belediyesi Tiyatrosu'nun Genel Sanat Yönetmenliğini sürdürmektedir. OYÇED (Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği) yönetim kurulu üyesidir. Yazarlık hayatına 2002'de başladı ve o günden bu yana; Kapkacak Öyküsü (Michail Ende'nin kısa hikâyesinden - Oyunlaştırma (2002), Pamuk ile Bobo (2006), İnatçı Keçi Okula gidiyor (2007), Altın Kalpli Gökkartal (2008), Ağustos Böceği ile Karıncanın Gerçek Hikâyesi ((2011), Neye Niyet Neye Kısmet ((2912), Kızın Var mı Yandun (2013), Üç günlük Dünya (2014), Bir Evlenme Teşebbüsü (2015) isimlerini taşıyan 10 tiyatro eseri kitap yazdı. Üç Günlük Dünya oyunu ile Anadolu Tiyatro Ödülleri, Haşmet Zeybek Ödülünü kazandı. Ayrıca 50'den fazla oyunu yöneten M. Gökhan Bulut 40'dan fazla oyunda oynadı. )
- BULUT ile ALTIGEN BULUT
- BULUT ile ÂMÂ
( ... İLE Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. )
- BULUT ve/||/<> BOYUT
( CLOUD and/||/<> DIMENSION )
- BULUT ile BULUTSUZ
( CLOUD vs. CLOUDLESS )
( توده ابر ile ابر دار کردن ile ابري شدن ile ابري کردن ile ميغ ile ابر ile سحاب ile بدون ابر ile بي ابر )
( TOUDEH ABAR ile ABAR DAR KARDAN ile ABARY SHODAN ile ABARY KARDAN ile ميغ ile ABAR ile SAHAB ile BEDON ABAR ile BEY ABAR )
- BULUT ve/<> FRAKTAL
- BULUT ile GERD
( ... İLE Toz bulutu. )
- BULUT ile GÜRLEYEN BULUT
( ... ile RÂİDE[çoğ. REVÂİD] )
- BULUT ile KARABULUT
( ... İLE Sıkıntı, felaket. )
- BULUT ile MAMMATUS BULUTLARI
( ... İLE En nadir görülen bulut kümelerinden biri... )
(
)
- BULUT ile MERCİMEK BULUTU
- BULUT ile NİSAN BULUTU/EBR-İ NÎSÂN[Fars.]
( Nisan bulutu. )
- BULUT ile/ve/||/<> PERDE ile/ve/||/<> KAPI
- BULUT ile RAF BULUTU
( CLOUD vs. SHELF CLOUD )
- BULUT ile SAÇAKBULUTU
( ... İLE İnce, tüy gibi, saçaklı görünüşü olan, buz parçalarından oluşmuş beyaz bulut. )
( ... cum SIRRUS )
- BULUT ile YAĞMUR/KAR GETİREN BULUT
( Bulutlar, atmosferde asılı kalan minik su damlacıkları ya da buz kristalleri yığınlarıdır. Bu damlacık ya da kristaller su buharının duman ya da tuz gibi daha da küçük parçacıklar etrafında yoğunlaşmasıyla oluşur.[Yoğunlaşma çekirdekleri olarak adlandırılırlar.] )
( CEHÂM: Yağmur vermeyen bulut. )
( SEHÂB, GAMÂM/E ile ... )
( EBR/EBİR/EBRÛ[< EBRÎ: Bulutumsu. | ÂB-RÛ: Su yüzü. | Kaş.] ile ... )
( CLOUD vs. NIMBUS )
- BULUTLANMAK ile BULUTLANABİLMEK ile BULUT ile BULUTLU ile BULUTSUZ/LUK
- BULUTLU LEOPAR ile FORMOZA BULUTLU LEOPAR
(
ile
)
( ... İLE Tayvan'da görülmektedir. )
( ... vs. FORMOSAN CLOUDED LEOPARD )
( NEOFELIS NEBULOSA cum NEOFELIS NEBULOSA BRACHYURA )
- BULUTSULAR ile/ve/||/<> GALAKSİLER ile/ve/||/<> KARA DELİKLER
- BULVAR ile BULVARLI
- BÛM[Ar.] ile BÛN[Ar.]
( ... İLE Kolay. | Dip, nihâyet. | Rahim. )
- BÛM/E[Ar., Fars.] ile BÛM[Ar.]
( Baykuş. İLE Yer, toprak, yurt. | Sürülmemiş tarla. | Tabiat, huy. )
- BUMERANG ile/ve BURGAÇ/EĞRİM/GİRDAP[Fars.]/ANAFOR[Yun.]
( ... İLE/VE Bir engelle karşılaşan su ya da hava akımının, dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri. )
- BUMERANG ile/ve FRİZBİ[İng. FRISBEE]
( BOOMERANG vs./and FRISBY )
- BUN/BLOOD UREA NİTROGEN değil/yerine/= KAN ÜRE AZOTU
- BUNA BAĞLI OLARAK ile DOLAYISIYLA
- BUNAKLAŞMAK ile BUNAKLAŞABİLMEK ile BUNAK/LIK ile BUNAKÇA
- BUNALIM/KRİZ ile/ve/||/<> YARALANMA/VURUK/TRAVMA
- BUNALIM ile BUNALIMLI ile BUNALIMSIZ
- BUNALIM ile/değil BUNALTI
- BUNALIM ile/ve DUYARSIZLIK
- BUNALIM ile/ve KIRILMA
- BUNALIM ve/> KÖTÜLÜK
- BUNALIM/BUNGUN ile/ve SIKINTI/LI
( DEPRESSION vs./and DISTRESS/BOREDOM )
- BUNALIM ile/ve YORUM
- BUNALMA ile BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA]
( Sonsuz sonucu olmayan hiçbir küçük iş yoktur. )
( ... ile ATEH [ATÛH: Bunak] )
- BUNALMAK ile BUNALTMAK ile BUNALTILMAK ile BUNALABİLMEK ile BUNALIVERMEK ile BUNALTABİLMEK
- BUNALTI ile/ve DUYARLILIK
- BUNAMADA:
VASKÜLER ile/ve/||/<> LEWY CİSİMCİKLİ ile/ve/||/<> FRONTOTEMPORAL ile/ve/||/<> PARKINSON ile/ve/||/<> HUNTINGTON
- BUNAMAK ile BUN
- BUNAYABİLMEK ile BUNAYIVERMEK
- BÜNBEK/BENBEK ile KADIRGA BALIĞI
( Kadırga balığı denilen bir tür deniz canlısı. )
- BUNCH :/yerine DESTE
- BUNDA, ANLAŞIL(A)MAYACAK ...:
"... BİR ŞEY Mİ VAR?" / ... NE VAR?" ile/değil/yerine/>< ANLAŞIL(A)MAYAN BİR ŞEY VAR MI?
( İkisi de soru değil "soru" "kipinde"/"biçiminde", yukarıdan/dikey bir dille, yargı/yükleme sözleridir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlamaya çalışmak üzere ve anlayışla, yatay bir dille âdil/tarafsız/yüksüz/yargısız/nötr yaklaşım sözü/sorusu. )
- BUNDA değil/yerine/= BURADA
- BUNDUK[Fars.] ile BUNDUKÎ[Fars.]
( Fındık. İLE Bir altın para. [Türkçe'de "Fındık altını" denilen Bundukî adı, Venedik şehrinin Arapça adı olan Bundukiyye'den gelmiştir.] )
- BUNGUNLAŞMAK ile BUNGUNLAŞTIRMAK ile BUNGUN/LUK
- BUNLARDAN KAÇINAMAZSIN/IZ değil BUNLARDAN KAÇAMAZSIN/IZ
- BUNLARIN DIŞINDA ile ARTI OLARAK
- BUNLARIN HEPSİ BİR "PAKET" değil BUNLARIN HEPSİ BİR BÜTÜN
- BUNLARIN "HİÇBİRİSİ" değil BUNLARIN HİÇBİRİ
- BUNLARIN YÜZÜNDEN değil BUNLAR YÜZÜNDEN
- BUNLU ile BUNLUK
- BUNU ALDIM <>/||/>/< BUNALDIM değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM
- BUNU DA İTİRAF ETMEK GEREK ile/ve/değil/||/<>/< BUNU DA İFADE ETMEK GEREK
- BUNU ile/ve ONU
( THIS vs. THAT )
- BUNUN/ONUN 'ANLAM'I YOK! ile/değil BUNUN/ONUN YARARI YOK!
- BUNUN/ŞUNUN/ONUN GİBİ ile/ve/||/<> BUNA/ŞUNA/ONA BENZER
- BUNUNLA BERABER ile BUNUNLA BİRLİKTE
- BÜNYÂD değil/yerine/= TEMEL | BİNÂ, İNŞAA, YAPI
- BÜNYE ile BÜNYECE
- BÜNYE ile/ve/||/<> GENETİK
- BÜNYE değil/yerine/= İÇYAPI
- BÜNYE[Ar. < BUNYE] ile/ve/||/<>/> ÖRGEN
- BÜNYESİNDE) BULUNDURMA ile (BÜNYESİNDE) BARINDIRMA
- BU/O İŞTE ELİ VAR/DIR ile/değil BU/O İŞTE (BİR) PARMAĞI VAR/DIR
- BÛR[Ar.] ile BÛR[Ar.]
( Dünya ve ahirete hayrı olmayan kişi. İLE Fıstıkî renk. | Doru, kızıla çalar at. | Sülün. )
- BURA DA ... DEĞİL değil BURASI DA ... DEĞİL
- BURABİLMEK ile BURA ile BURAK ile BURALI ile BURAM BURAM
- BURADA ile BURADAN
- BURADA ile KALITSALLIK ile KALITSALLIK ile DOĞUŞTAN ile DOĞASI GEREĞİ
( INHERE vs. INHERENCE vs. INHERENCY vs. INHERENT vs. INHERENTLY )
( ماندگار بودن ile جبلي بودن ile لزوم ذاتي ile ذاتي ile بالذت )
( MANDEGAR BODAN ile JABLY BODAN ile LEZOM ZATY ile ذاتي ile بالذت )
- BURADAN GİDİLİYOR ile/değil/yerine BURADAN DA GİDİLİYOR
- ... BURADAN GELİ(YO)R ile/ve/değil ... BUNA/ŞUNA DAYANI(YO)R
- BURADAYDILAR" değil BURADALARDI
- BURÂK -ile
( HZ. MUHAMMED'İN MÎRAÇ'TA BİNDİĞİ AT )
( ŞİMŞEK [IŞIK HIZINDA] )
- BURAK ve/> CEBRAİL ve/> REFREF/REF Ü REF(KALDIR VE KALDIR)
( Gövdenin bineği. VE/> Akıl bineği. VE/> Aşk. )
- BURAK ile/ve DÜLDÜL
( BURAK: İnsanı, imana yaklaştıran amellere sevk eden. )
- BURAM BURAM (KOKMAK)
- BURAYA/KONUŞMAYA/KONUYA TEŞRİF ETTİ değil BURAYI TEŞRİF ETTİ(ŞEREFLENDİRDİ/ONURLANDIRDI)
- BURAYA ile ŞİMDİYE KADAR
( HITHER vs. HITHERTO )
( به اينجا ile تاکنون ile تابحال )
( BAH AYNAJA ile TAKNON ile TABHAL )
- BURÇ ile BURÇ
( Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe ya da çok köşeli kale çıkıntısı. | Zodyak üzerinde yer alan 12 takımyıldıza verilen ortak ad. İLE Ökseotu. )
- BURÇ ile BURÇLAR IŞIĞI ile BURÇLAR KUŞAĞI
- BURÇ değil GENELLEME
( Kişileri, burçlarına göre ayırmak ve tanımlamak, ciddi bir karşılığı bulunmayan, gerçekliklerden, yaşamın ayrıntılarından ve/ya da kendinden kaçışlara hizmet eden genellemelerdir. )
- BURÇAK ile HÜRLE
( ... İLE Bir cins burçak. )
- BURÇAK/BURÇAQ ile BURÇAK/BURÇAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bezelye, fasulye, bakla gibi şeylerin tanesi, tohumu. İLE Ter damlası. )
- BÜRÇEK ile PERÇEM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnsan perçemi. İLE Atın perçemi, yelesi ya da kuyruk tüyü. )
- BURCU BURCU -ile
- BURCUMAK ile BURCU ile BURCU BURCU
- BÜRD[Ar.] ile BÜRD[Ar.]
( Bir çeşit çubuklu kumaş, aba. İLE Bilmece, bulmaca, muammâ. )
- BÜRDE[Ar.] ile -BÜRDE[Ar.]
( Arapların giydiği bir çeşit aba, hırka. İLE Adlara eklenerek "götürülmüş, götürmüş, götüren" anlamlarına birleşik sözcükler yapar.. )
- BURDEN :/yerine YÜK
- BURDURMAK ile BURDURULMAK ile BURDURABİLMEK ile BURDUR ile BURDURLU/LUK
- BU'RE[Ar.] ile BÛRE[Ar.]
( Çukur. | Çölde çukur biçiminde yapılan ocak. İLE Kuyumcuların kullandıkları, tuza benzer bir madde. | Nebat şekeri.[TEBERZED] )
- BUREAUCRACY vs. "DEEP STATE"
- BURETTE[Fr.] değil/yerine/= DAMLAÇ
( Tüketilen suyu ölçen aygıt. | Oylumsal çözümlemelerde tüketilen sıvı niteliklerini doğru olarak belirlemeye yarayan, bir ucu açık, öteki ucu musluklu, üzeri santimetre küpün onda birini gösterecek biçimde derecelendirilmiş uzun cam boru. )
- BÜREYDE -ile
( SERİNLİK )
- BURGAÇ/EĞRİM/GİRDAP[Fars.] ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- BURGATA[< İt.] -ile
( Tel ve bitkisel halatların pus[2.54 cm.] olarak çevresini belirten birim. )
- BURGAZADA ile/ve KAŞIK ADASI / "PİDE"[< PİTA] ADASI
( ... İLE/VE Burgazada'nın önünde bulunan küçük ada. )
( Tarihi kaynaklara göre bilinen ilk tarihsel olay, Büyük İskender'in komutanı Antigonos'un oğlu Dimitrios Polyerkides'in M.Ö. 298 yılında, babası adına Panarmos adasında bir kale inşa ettirmesi ve adaya Antigoneia adını vermesidir. İLE/VE ... )
( Bizans döneminde üç manastır yaptırılmıştır. )
( )
( )
- BÜRGE ile BÜRGE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Pire. İLE Aklı olmayan, deli. )
- BÜRGU[Fars.] -ile
( Boru denilen bir çalgı. )
- BURGU ile/||/<> BASBAL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE/||/<> Burgulu bir şeyin tek bir kıvrımı. )
- BÜRGÜ ile BÜRGÜLÜ ile BÜRGÜSÜZ
- BURGULAMAK ile BURGULANMAK ile BURGU ile BURGULU ile BURGUSUZ ile BURGU MAKARNA
- BURGULU KAZIK ile ÇAKMA KAZIK ile FORE KAZIK ile KUM KAZIK ile MİNİ KAZIK ile SÜRTÜNME/ADERANS KAZIĞI
( Ucundaki burgu aracılığıyla burularak yere sokulan kazık. İLE Bir şahmerdan ile başına vurularak yere çakılan, ucu çelik çarıklı kazık. İLE Zemine çakılan bir kılıf borusunun içindeki toprağı boşaltıp çelik donatı indirdikten sonra yerinde beton dökülerek yapılan kazık.[Beton döküldükçe, kılıf, yukarıya çekilir.] İLE Çok çürük zeminlerde, delinen zemine kum doldurarak yapılan bir çeşit kazık. İLE Geçici toprak işleri için kullanılan, çapı 25 cm. kadar olan ve yanyana çakılarak ya da açılan deliklere beton dökülerek uygulanan kısa boylu kazıklara verilen ad. İLE Sağlam zemine ulaşılması olanaksız durumlarda, beton dökülerek yapılan ve yanlarak sürtünerek duran kazık. )
- BURHAN TÜRLERİ
( I. - Burhân-ı Vicdânî/Kalbî, - Burhân-ı Nazarî.
II. - Burhân-ı Tecrübî, - Burhân-ı Mahlût.
III. - Burhân-ı Limmî(Sonsal/Deneysel/Aposteriori), - Burhân-ı İnnî(Önsel/Kuramsal/Apriori).
IV. - Burhân-ı Riyâzî: *Burhân/İsbat bi'l-hutut(1. Terkîbî, 2. Tahlîlî), * Burhân/İsbat bi'l-misal.
V. - Burhân-ı Hulfî/Nakz. )
- BURHAN[Ar.] ile BUHRAN[Ar.]
- BURHÂN[Ar.] ile DELÂLET[Ar.]
- BURHAN ve İRFAN
- BURHAN ile/ve IYÂN
( ... İLE/VE Doğrudan deneyim/gözlem. [İşrâkilik'te!] )
- BURHAN ile/ve IYÂR
( ... İLE/VE Saadete doğru gitme. [> AYÂR: Altının, gümüşün ve öteki değerli madenlerin karışma derecesi.] )
- BURHANEDDİN-İ MUHAKİK TIRMÎZÎ ve/<> HZ. MEVLÂNÂ
- BURHAN-I LİMMÎ ile/ve BURHAN-I İNNÎ
( Fizik. İLE/VE Matematik. )
( Niçin? İLE/VE Nasıl? )
( Tabii. İLE/VE Tâlimî. )
( Zihinde. İLE/VE Hem zihinde, hem dışarıda. )
( Aposteriori. İLE/VE Apriori. )
- BÜRİ/BAŞAK BÜRİSİ ile BÜRİ ile BÜRGÜÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Okun ucuna geçirilen temrenin oyuğu. İLE Ark ya da kuyu gibi şeylerin ağzına takılan ve bu ağızları destekleyerek suyun şiddetiyle yarılmasını engelleyen yuvarlak içi boş tahta parçası. İLE Fırın içindeki ekmeyi çevirmeye yarayan, kılıca benzeyen geniş bir tahta parçası. )
- BÜR'/İLTİYÂM[Ar.] -ile
( Yaranın iyileşip kapanması, onulma. )
- BURJUVA/LIK ile BURJUVACA ile BURJUVA EDEBİYATI
- BURJUVA ile BURJUVAZİ
( BOURGEOIS vs. BOURGEOISIE )
( طبقه دوم ile بورژوازي )
( TABAGHEH DOM ile BORZHVAZY )
- BURJUVA/Zİ değil/yerine/= KENTSOYLU/LAR / KENTLİ
( Ortaçağ Avrupası'nda tüccarlara verilen ad. | Orta durumlu halk. )
- BURKA/BÜRKA'[Ar.]/PÜRGÜ değil/yerine/= YAŞMAK
( Peçe, tül, yaşmak, yüzörtüsü. )
- BURKİNA FASO =/< YUKARI VOLTA
( ... =/< Önceki adı. )
- BURKİNA FASO'DA:
YOL SORMA ve/<> HAL-HATIR SORMA
( Herhangi birine yol soracak olursanız, önce tokalaşırlar. Hal-hatır sorarak, size gideceğiniz yeri tarif eder ve sonra tekrar tokalaşarak ayrılırlar. )
- BURKMAK ile BURKULMAK ile BURKABİLMEK ile BURKUVERMEK
- BURKSAN/BURXAN/FURKSAN/FURXAN ile BUSUG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Put [Budha heykeli]. İLE Pusu. )
- BURKULABİLMEK ile BURKULUVERMEK
- BURKULMA ile/değil BURULMA
- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI
( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )
( BURÛT: Bıyık. )
- BURMA ile BURMA ile BURMA
( Burmak. | Burularak yapılmış altın bilezik. Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış. | Yaşken burularak kurutulan ot. | Kuru incir. | Sarığıburma. İLE Musluk. | Kapı tokmağı/kolu. İLE Myanmar/Birmanya. [ülke] )
- BURMAK/BURMAQ ile BURUTMAK/BURUTMAQ ile BURIŞ(BURUŞMA) ile BURKI/BURQI ile BURKITMAK/BURQITMAQ ile BURKIG/BURQIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kokma. | Buharının yükselmesi. İLE buharlanmasına neden olmak. İLE Kırışıklık.[deride ya da kumaşta] İLE Kırışık/buruşuk. İLE Buruşturmak. İLE Deride ya da benzer bir nesnede oluşan kırışıklık/buruşma. )
- BURN-OUT değil/yerine/= TÜKENMİŞLİK
- BURN :/yerine YANMAK
- BURNU BÜYÜK/LÜK ile BURNU HAVADA
- BURNU BÜYÜK/LÜK ile/değil/yerine SEÇKİN/LİK
- BURNUN AKMASI ile/ve/değil/yerine SÜMKÜRMEK
( MÜTEMAHHIT: Sümküren, temahhut eden. )
- BURNUNU SOKMAMALI!
- BÜRO ile EMLAK BÜROSU ile BÜROKRASİ ile BÜROKRAT
( BUREAU vs. BUREAU OF PROPERTIES vs. BUREAUCRACY vs. BUREAUCRAT )
( شورا ile سرويس ile اداره ile گنجه جالباسي ile ديوان ile اداره اماکن ile کاغذ پراني ile اداره بازي ile مامور دولتي )
( SHORA ile SOROYS ile EDAREH ile GONJEH JALBASY ile DYVAN ile EDAREH EMAKON ile KAGHZ PARANY ile EDAREH BAZY ile MAMOR DOLATY )
- BÜROKRASİ ile "DERİN DEVLET"
- BÜROKRASİ değil/yerine/= KAMUÜSTLER
- BÜROKRASİ ile/ve/ne yazık ki/<>/>< YOLSUZLUK
- BÜROKRAT ile BÜRO OFİSİ ile BÜRO İŞLERİ
( CLERICAL vs. CLERICAL OFFICE vs. CLERICAL WORK )
( دفتري ile کار دفتري )
( DAFTARY ile KAR DAFTARY )
- BÜROKRAT değil/yerine/= KAMUÜST
- BÜROKRATİK değil/yerine/= KAMUYÖNETSEL
- BÜROKRATLAŞMAK ile BÜROKRAT
- BURS ile BURSA ile BURSLU/LUK ile BURSALI/LIK ile BURSSUZ
- BURS- ile/||/<> CYST-/CYSTİ-/CYSTO-/CYSTİDO- ile/||/<> VESİCO-
( Kese. İLE/||/<> Kese, torba. İLE/||/<> İdrar kesesi, kese, kabarıklık. )
- YASTIKÇIK/KESE/TORBA/BURSA[Lat. < BURSA SYNOVIALIS] ile Bursa
( Eklem bölgelerinde bulunan, içi sıvı dolu küçük kesecikler. [Kaslar, tendonlar ve kemikler arasındaki sürtünmeyi azaltarak hareketi kolaylaştırır.] İLE Türkiye'de, Marmara bölgesindeki bir il. | M.Ö. II. yüzyılda kurulan kent, Prusias[Bitinya Kralı] adını almış ve zamanla Bursa biçiminde değişmiştir. )
- BURSA ve FLORANSA
- BURSLAN = KAPLAN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BÜRT = KÂBUS
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BURTA = VARAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çok ince altın tabaka. )
- BURTLAK -ile
( Taşlık, çalılık yer. )
- BURTLAK/MOZAK/MERDEK ile ÇORPA
( Domuz yavrusu. İLE Dağ domuzu yavrusu. )
( PIGLET vs./and ... )
- BURÛDET -ile
( KALPTEKİ SOĞUKLUK )
- BÜRÛK[Ar.] ile BÜRÛK[Ar. < BERK]
( Un helvası. İLE Şimşekler. )
- BURUK ile BURUKLUK
( ACRID vs. ACRIDITY )
( تند ile دبش ile گس ile گسي )
( TAND ile دبش ile GOS ile گسي )
- BURULMA ile BURULMA DAYANIMI
- BURULMAK ile BURUŞMAK ile BURUNLAMAK ile BURUKLAŞMAK ile BURUNLATMAK ile BURULABİLMEK ile BURUŞABİLMEK ile BURUŞUVERMEK ile BURU ile BURUK/LUK ile BURUN/LUK ile BURUKÇA ile BURUNLU ile BURUN OTU ile BURUK BURUK ile BURUM BURUM ile BURUŞ BURUŞ ile BURUN BURUNA ile BURUN DELİĞİ ile BURUN DİREĞİ ile BURUN KANADI ile BURUN PERDESİ ile BURUN BOŞLUKLARI
- BÜRÜMCÜK SOKAK :
( Merkez Sarıyer'de Dereboyu Caddesinin solunda bulunan, meşhur Sarıyer Muhallebicisinin bitişiğindeki sokaktır. Bu sokak Şehit Mithat Caddesi ile birleşir. Bürümcük sokağın sağ başındaki birinci binanın yeri arsa/bahçe idi ve bu arsada balıkçılar ağ dokur, yıkar, boyar ve meremet (onarırlardı) ederlerdi. Ayrıca buradaki birkaç evde dokuma tezgâhı vardı. İşlenmemiş iplikten ince bez dokunur, satılırdı. Bilhassa "Bürümcük Çarşafı" adı ile dokunan çarşaflar çok ünlü olduğu için sokağa Bürümcük sokak adı verilmiş. )
- BÜRÜMEK ile BÜRÜNMEK ile BÜRÜNDÜRMEK ile BÜRÜNEBİLMEK ile BÜRÜNÜVERMEK ile BÜRÜYEBİLMEK ile BÜRÜK ile BÜRÜN ile BÜRÜLÜ ile BÜRÜM BÜRÜM
- BURUN BURUNA (ÇARPIŞMAK)
- BURUN KANAMASINDA...
BAŞ:
ARKAYA DOĞRU değil/>< ÖNE DOĞRU
- BURUN YANGISI ile DİŞETİ YANGISI/PİYORE[Fr.]
( NEZLE | ZÜKÂM[Ar.] | ZÜKÂM-I MÜZMİN )
- BURUN ile BURNAZ
( ... İLE İri ve uzun burunlu. )
- BURUN ile BURUN ile BURUN ile BURUNG ile BULUNG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Burun. İLE Dağın doruğu. | Herhangi bir şeyin ilk parçası. İLE Ön. İLE Olanağı bulunan en uzak noktaya göre kabul edilen ok atım uzaklığı. İLE Köşe. )
(1996'dan beri)