B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 9.979 başlık/FaRk ile birlikte,
9.979 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(23/41)
- BÖLGELERİNE GÖRE ile/ve KONULARINA GÖRE ile/ve TEKNİK YAPILARINA GÖRE ile/ve İCRADA KULLANILIŞ TÜRÜNE GÖRE
- BÖLGESEL BASINÇ ile TOPLAM BASINÇ
( Bir gazın karışımdaki basıncı. İLE Karışımdaki tüm gazların toplam basıncı. )
- BOLİVYA <> VELLAGRANDE
( Adını, İspanyollar'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Simon Bolivar'dan almıştır. <> Bu kasaba, adını, 1967'de, Bolivya dağlarında öldürülen Che Guevara için, yaklaşık 8.000 kişinin yaşadığı Vellagrande'de, ölümünün 30. yılında düzenlediği törenlerle, tüm dünyaya duyurmuş oldu.[Vellagrande sakinleri, evlerinin duvarlarını Che'nin portresi ve "Che yaşıyor!" sözüyle kaplamışlar.] )
- BOLLAŞMAK ile BOLLAŞTIRMAK ile BOLLAŞABİLMEK ile BOLLAŞIVERMEK ile BOLLAŞTIRILMAK
- BOLLUK ile BOLLUK ile BOL MİKTARDA
( ABUNDANCE vs. ABUNDANT vs. ABUNDANTLY )
( وفور ile فراواني ile انبوهي ile برکت ile وافر ile فراوان ile انبوه ile شيگان ile فره ile بفراواني )
( VAFFOR ile FARAVANY ile ANBUHY ile BARKAT ile VAFER ile FARAVAN ile ANBUH ile SHYGAN ile FAREH ile بفراواني )
- BOLLUK >< KITLIK
(
)
- BÖLME/BÖLÜMLEME ile/ve FARKLILAŞTIRMA
( CLASSIFICATION vs./and TO GET BECOME DIFFERENT )
- BÖLME ile BÖLÜK
- BÖLME ile/ve BÖLÜMLEME
( TO DIVIDE vs./and CLASSIFICATION )
- BÖLME ile/||/<> MOD ALMA
( Bölme bölüm verir, mod kalan verir )
( Formül: a÷b = q İLE a mod b = r İLE a = bq + r )
- BÖLME ile/ve/||/<> PAYLAŞTIRMA
- Bölmeden DİNLE!!!
- BÖLMEK ile AYIRMAK
( TO DIVIDE vs. TO SEPARATE )
- BÖLMEK ile BÖL VE YÖNET ile BÖLÜNMÜŞ ile TEMETTÜ ile BÖLÜCÜ ile BÖLME
( DIVIDE vs. DIVIDE AND RULE vs. DIVIDED vs. DIVIDEND vs. DIVIDER vs. DIVIDING )
( منقسم کردن ile سهم کردن ile بخش کردن ile تقسيمبندي کردن ile تسهيم کردن ile تقسيم کردن ile تفرقه بيانداز و حکومت کن ile منشعب ile بي توافق ile منقسم ile تقسيمشده ile مقسوم ile سود سهام ile مقسم ile تسهيم )
( MONAGHASM KARDAN ile SONPAM KARDAN ile BAKHSH KARDAN ile TAQSYMOBANDY KARDAN ile TASEHYM KARDAN ile TAQSYM KARDAN ile TAFARGHEH BEYANDAZ VE HOKOMET KON ile MONASHAB ile BEY TAVAFEGH ile MONAGHASM ile تقسيمشده ile MOGHSUM ile SOOD SACPEHAM ile MOGHASM ile TASEHYM )
- BÖLMEK ile BÖLMEÇ ile BÖLMELİ ile BÖLMESİZ ile BÖLME İŞARETİ ile BÖLME PERDESİ
- BÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< DIŞINA ÇIK(AR)MAK
- BÖLMEK ile/ve DOĞRAMAK
- BÖLMEK ile KATLAMAK
- BÖLMEK ile TOPLAMAK
( İkili. İLE Üçlü. )
- BÖLMEMELİ!
- BOLOMETER ile/||/<> PHOTODİODE
( Bolometer termal radyasyon enerji ölçümü yaparken İLE photodiode foton elektron dönüşümüyle ışık algılar )
( Formül: Thermal detection )
- BOLOMETRE -ile
( Siyah bir nesnenin iletkenliğindeki değişimlerden çok az miktardaki radyasyon enerjisini ölçebilen elektrikli bir aygıt. )
- BOLOMETRE değil/yerine/= IŞINIMÖLÇER
- BOLŞEVİKLER ile/ve MENŞEVİKLER
- BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME
- BÖLÜK-PÖRÇÜK (İŞ YAPMAK)
- BÖLÜK ile BÖLÜK/BELİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Herhangi bir tür hayvanın bir arada bulunduğu öbek. İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü, bölük, örgü. )
- BÖLÜK-İ RUMİYAN -ile
( Anadolular Bölüğü. )
- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR
( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )
( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )
- BÖLÜM ile BENT[Fars.]
( ... İLE Bağ, râbıta. | Yasa maddesi. | Kitaplarda, kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. | Gazete yazısı. | Yaz. )
- BÖLÜM ile BİRİM
( DIVISION vs. UNIT )
- BÖLÜM ile BÖLME
( DIVISION vs. PARTITION )
- BÖLÜM ile/ve/||/<> DÖNEM
- BÖLÜMLEME ile/ve/<> KÜMELEME
- BÖLÜMLEME ile/ve SINIFLANDIRMA
( Nesneleri, ilişkilendirdiğimiz belirli amaçlara göre düzenleme. İLE/VE Nesnelerin, kendilerine özgü özellikleri üzerine kurulur. )
( CLASSIFICATION vs./and CATEGORIZATION )
- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK
- ...:
"BÖLÜMÜ" ile/ve/||/<> ... "YANI"
- BÖLÜNEBİLİR ile BÖLÜM
( DIVISIBLE vs. DIVISION )
( بخش پذير ile انشقاق ile تفرقه ile سرشکني ile انشعاب ile بخش ile شعبه ile تقسيم ile جدايي )
( BAKHSH PAZYR ile ENSHGHAGH ile TAFARGHEH ile SARSHKANY ile ENSHOAB ile BAKHSH ile SHABEH ile TAQSYM ile JEDAYY )
- BÖLÜNEBİLİR ile BÖLÜNEBİLİRLİK
( FISSILE vs. FISSILITY )
( شکافتني ile قابليت انشقاق )
( SHKAFTANY ile GHABELYT ENSHGHAGH )
- BÖLÜNEBİLİR ile BÖLÜNME ile YARILMAK ile SATIR
( CLEAVABLE vs. CLEAVAGE vs. CLEAVE vs. CLEAVER )
( قابل شکافته شدن ile رخ پذير ile عمل شکافتن ile رخ ile شکافتگي ile شکافتن سلول ile ساطور ile ساتور )
( GHABEL SHKAFTEH SHODAN ile RAKH PAZYR ile AMEL SHKAFTAN ile RAKH ile SHKAFTAGY ile SHKAFTAN SELOL ile SATUR ile SATOR )
- BÖLÜNEBİLİR ile BÖLÜNMÜŞ
( FISSIPAROUS vs. FISSIPED )
( شکاف خورنده ile سم شکافته ile سم شکافتگان )
( SHKAF KHORANDEH ile SAM SHKAFTEH ile SAM SHKAFTEGAN )
- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK
( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )
- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK
( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )
- BÖLÜNEMEYEN -ile
( INDIVISIBLE )
- BÖLÜNEMEZ/LİK ile/ve/değil TAHLİL EDİLEMEZ/LİK
- BÖLÜNGÜ ile BÖLÜNTÜ ile BÖLÜT
( Bir siyasi partinin politikasını, mecliste, yerel yönetimlerde ve çeşitli örgülerde yürütmek üzere örgütlenmiş öbek/grup. Fraksiyon. | Bir siyasal partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasal çizgiye karşı olan, ayrı bir örgüt merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşım veren parti içi öbek. İLE Bölünmüş parça. İLE Eklembacaklıların, gövdelerini oluşturan, yan yana dizili parçaların her biri, halka. | Zigotun bölünmesinden sonra embriyonda ortaya çıkan ve az çok birbirine benzeyen parçaların her biri. )
- BÖLÜNME ile/ve/<>/değil/yerine AYRIŞMA
( Belirleyici olan, bölünme ya da birleşme değil ayrışmadır. )
( Hücreler, bölündükleri gibi, ayrılarak ve ayrışarak çoğalmaktadır. Daha sonra biraraya gelen bütünlük görüntüsü ise ayrışmışların biraradalığıdır.[Sperm de yumurtaya ulaşarak önce birleşir ve daha sonra ikiye bölünerek ayrılan ve ayrılan her bir hücrenin de ikiye bölünerek ayrışmasıyla ve daha sonra yanyanalığıyla/biraradalığıyla "organ/hayvan/insan" dediğimiz bir bütün oluştururlar. Parmakların arasında da deri/et vardır fakat zamanı gelince hücreler bütünden ayrılarak, parmaklara parmak olma özelliklerini kazandırmış olur.] )
- BÖLÜNME ile BÖLÜNMEZ/LİK
- BÖLÜNME ile DAĞILMA
( TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE )
- BÖLÜNME ile KATLANMA
( TO SPLIT vs. TO BE FOLDED )
- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK
( Yok eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tok eder. )
( Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.

Hat: Serçemeli Mustafa Necateddin el-Erzurumî (1912-1991) )
- BÖLÜNMEK ile BÖLÜŞMEK ile BÖLÜMLEMEK ile BÖLÜMLENMEK ile BÖLÜNEBİLMEK ile BÖLÜŞEBİLMEK ile BÖLÜŞÜVERMEK ile BÖLÜMLENDİRMEK ile BÖLÜ ile BÖLÜK ile BÖLÜM/LÜK ile BÖLÜT ile BÖLÜŞ ile BÖLÜCÜ/LÜK ile BÖLÜMLÜ ile BÖLÜTLÜ ile BÖLÜMSEL ile BÖLÜTSÜZ ile BÖLÜTLENME ile BÖLÜK BÖLÜK ile BÖLÜK PÖRÇÜK ile BÖLÜM BAŞKANI
- BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN
- BÖLÜNMEZLİK ve/<> NOKTA
( INDIVISIBILITY and/<> POINT )
- BÖLÜNTÜ ile BÖLÜNTÜLÜ ile BÖLÜNTÜSÜZ
- BOLUS değil/yerine/= BOL VERİŞ
- BOLUŞ ile ÖĞÜT (VERMEK)
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sözlü [konuşarak yapılan] yardım. )
- BÖLÜŞMEK ile/ve/||/<> ADÂLET
- BÖLÜŞTÜRME[TAKSİMAT] ile İKİRCİK(TEREDDÜT)
- BÖLÜŞTÜRMEK ile BÖLÜŞTÜRÜLMEK ile BÖLÜŞTÜREBİLMEK ile BÖLÜŞTÜRÜVERMEK
- BOMB :/yerine BOMBA
- BOMBA ile BOMBARDIMAN ile BOMBARDIMAN ile BOMBARDIMAN UÇAĞI ile BOMBALAMA
( BOMB vs. BOMBARD vs. BOMBARDMENT vs. BOMBER vs. BOMBING )
( بمباران کردن ile بمب ile بتوپ بستن ile به توپ بستن ile توپ زدن ile بمباران ile بمب افکن ile بمب انداز ile بمبگذاري )
( BAMBARAN KARDAN ile BAMB ile BETOP BASTAN ile BAH TOP BASTAN ile TOP ZADAN ile BAMBARAN ile BAMB AFKAN ile BAMB ANDAZ ile BAMBEGOZARY )
- BOMBA ile MAYIN
( ... İLE Toprak altına, üstüne ya da suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya ya da basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde. )
- BOMBA ile TNT
( BOMB vs. TRINITROTOLUENE )
- BOMBALAMAK ile BOMBALANMAK ile BOMBALATMAK ile BOMBALANABİLMEK ile BOMBALATABİLMEK ile BOMBALAYABİLMEK ile BOMBA ile BOMBAJ ile BOMBACI/LIK
- BOMBARDIMAN ile BOMBARDIMAN UÇAĞI
- BOMBARDON[< Fr.]
( En kalın sesi veren, pistonlu, nefesli çalgı. )
- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK
- BOMBELENMEK ile BOMBELENEBİLMEK ile BOMBE ile BOMBELİ ile BOMBESİZ ile BOMBE BEZİ
- BOMBING :/yerine BOMBALAMA
- BOMBOK
- BOMBOŞ
- BOME DERECESİ
( Derişimi ifade etmek için kullanılan kuramsal bir terim. Teknikte derişimi ölçme özel bomemetrelerle yapılır. Bome derecesiyle verilen çözeltilerin yüzdelerine geçmek için matematiksel bir bağıntı yoktur.
[ DERİŞİM: Bir karışımdaki bileşenlerin bağıl miktarlarını gösteren büyüklük. | Bir karışımın, çözeltinin ya da bir maddenin belirli bir kütle ya da hacminde bulunan herhangi bir bileşenin miktarı. ] )
- BÖN BÖN[< BÖNG] (BAKMAK)
- BONBON ile BONBONCU/LUK ile BONBON ŞEKERİ
- BONCUK ile BONCUK İŞİ ile BONCUK ile BONCUKÇU
( BEAD vs. BEADING vs. BEADS vs. BEADSMAN )
( مهره ساختن ile بريسمان کشيدن ile منجوق زدن ile مهره ile دانه ile خرمهره ile دانه تسبيح ile روکوب ile منجوق ile دعاخوان )
( MANPAREH SAKHTAN ile BARYSAMAN KESHYDAN ile MANJUGH ZADAN ile MANPAREH ile DANEH ile KHARMEHAREH ile DANEH TASBYHE ile ROKOB ile MANJUGH ile DOAKHAN )
- BONCUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNCİ
( İnciyi kuyumcuya götürmek gerek, semerciye götürürsen takar bir yere, boncuk diye. )
( ... ile LÜ'LÜ', DÜRR )
( BEAD vs. PEARL )
- BONCUKLANMAK ile BONCUKLAŞMAK ile BONCUK/LUK ile BONCUKLU ile BONCUKÇU/LUK ile BONCUKSUZ ile BONCUK BONCUK ile BONCUK MAVİSİ ile BONCUK FASULYE ile BONCUK TUTKALI
- BOND :/yerine BAĞ
- BONE :/yerine KEMİK
- BÖNG/BÖN ile/ve/||/<>/< ŞABANG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BONKÖR değil/yerine/= ELİAÇIK
( NE OLUR!
Arada bir, bonkör/insan ol! )
- BONKÖRLEŞMEK ile BONKÖRLEŞEBİLMEK ile BONKÖR/LÜK ile BONKÖRCE
- BOO ile BOO BOO
( BOO vs. BOO BOO )
( هو کردن ile دست پاچگي )
( TEOO KARDAN ile DAST PACHAGY )
- [not] BOOK vs. WORK
( WORK instead of BOOK )
- BOOK :/yerine KİTAP
- BOOLE CEBİRİ ile/||/<> KLASİK CEBİR
( Boole cebiri mantıksal işlemler İLE klasik cebir sayısal işlemlerle çalışır. Boole cebiri ve, ya da, değil İLE klasik cebir toplama, çarpma, çıkarma kullanır. Boole cebiri dijital devrelerin temeli İLE modern bilgisayarların mantıksal altyapısıdır. )
( George Boole tarafından 1854 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1815-1864) (Ülke: İngiltere) (Alan: Matematik, Mantık) (Önemli katkıları: Boole cebiri, matematiksel mantık, ikili mantık sisteminin temelleri, modern bilgisayar biliminin mantıksal altyapısı) )
- BOOM :/yerine PATLAMA
- BOOT :/yerine BOT
- BOOTSTRAP ile/||/<> JACKKNIFE ile/||/<> PERMÜTASYON ile/||/<> YENİDEN ÖRNEKLEME
( İstatistiksel çıkarım için simülasyon yöntemleri. )
( Formül: SE_boot = σ(θ*) )
- BOOTSTRAP ile/||/<> JACKKNIFE
( Bootstrap yeniden örnekleme İLE jackknife bir çıkar. )
( Formül: Resampling İLE leave-one-out )
- BOOTSTRAP ile/||/<> JACKKNIFE ile/||/<> CROSS-VALIDATION ile/||/<> RESAMPLING YÖNTEMLERİ
( İstatistiksel güvenilirlik teknikleri. )
( Formül: SE_boot = std(θ*) )
- BOOTSTRAP ile/||/<> POSTERİOR OLASILIK
( Bootstrap frekans desteği, posterior Bayesian olasılık. )
( Formül: Frequency İLE Bayesian support )
- BOR ile BOR
( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Atom numarası 5, atom ağırlığı 10.81, ergime sıcaklığı 2300°C, kaynama sıcaklığı 2550°C, yoğunluğu 2.34 g/cm³, kütle numarası 9-12 arasında izotopları olan, ancak doğada %19.7 oranında bulunan 10 kütle numaralı kararlı izotopu B¹0, (n, a) tepkimesiyle yayınladığı 2MeV enerjili alfaların sayımı yoluyla ısıl nötronların ölçümünde, %80.3 oranında bulunan 11 kütle numaralı kararlı izotopu B¹1, Am²41 ile birleştirilerek (a, n) tepkimesiyle nötron çoğaltıcı kaynak olarak ve ısıl (0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı) nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [759b], saçılma etki kesiti küçük [3.6b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, karbona benzeyen, doğada çoğunlukla borat biçiminde bulunan, önemli cevherleri boraks, kernit ve kolematit olarak bilinen ve 90°C'de sülfirik asitle tepkimeye girdiğinde, borik asidin elde edildiği bir ametal öğe. [simgesi B] )
( ... İLE TMMOB Bor Raporu )
( BORON vs. BORON )
- BOR ile BORAKS
( Atom numarası 5, atom kütlesi 10,81 g olan, kristal biçimi çok sert, renksiz, dörtgen kristal yapıda, asit ve bazlarda çözünmeyen, metalik biçimi endüstride katalizör olarak, metalürjide, sertlik vermek üzere kullanılan, nötronları soğurduğu için atom reaktörlerinde kullanılan alüminyum grubu metali. [simgesi B] İLE Formülü, Na2B4O7, 10H20 olan, eritken, mikrop öldürücü ve temizleyici, cam, emaye, çömlekçilik, roket yakıtları ve böcek öldürücü yapımında kullanılan, Kalifornia ve Anadolu'da bol miktarda bulunan, doğal sodyum tetraborat. )
( BORON vs. BORAX )
( BORE avec BORAX )
( BOR mit BORAX )
- BOR ile/ve/<> BORİK
( ... İLE/VE/<> Bordan türeyen bir asit ve anhidrite verilen ad. )
- BOR = ŞARAP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BORAK ile BORAKS
- BORAK ile BORAKS[< Fr.]
( İşlenmemiş, ekilmemiş toprak. İLE Yoğunlaşmış bir borik asitten türeyen sodyum tuzu. )
- BORAN ile BORANİ
- BORA'NIN ile BORAN'IN
( Bora adlı kişinin ... İLE Sert yel, şimşek ve gök gürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayının. )
- BORAT ile KOLEMANİT
( Bor asidi ile bir oksidin birleşmesinden oluşan tuz. İLE Hidratlı doğal kalsiyum borat. )
- BORAZAN ile BORAZANCI/LIK ile BORAZAN KUŞU
- BORBAG ile BORBADI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Erteleme, geciktirme. İLE Adam, işi savsakladı, üzerine düşünmedi. )
- BORBALDI ile BORBAŞDI ile BORBAŞDI ile BORBATTI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Onun işi karıştı. İLE İçinden çıkılamayacak derecede karışık olay. İLE Konu/durum karıştı. İLE O, onun işini karıştırdı ve geciktirdi. )
- BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN
- BORÇ ALMAK ile FAİZLE BORÇ ALMAK ile ÖDÜNÇ ALINMIŞ ile BORÇLU ile BORÇLANMA
( BORROW vs. BORROW ON INTEREST vs. BORROWED vs. BORROWER vs. BORROWING )
( عاريه گرفتن ile به امانت گرفتن ile قرض کردن ile تنزيل کردن ile عاريتي ile وام گير ile استقراض ile عاريه )
( ARYYEH GARAFTAN ile BAH EMANT GARAFTAN ile GHARZ KARDAN ile TANZYLE KARDAN ile عاريتي ile VAM GYR ile ESTEGHARAZ ile ARYYEH )
- BORÇ-HARÇ (İŞİNİ HALLETMEK)
- BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN
( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )
- BORÇ ile ALACAK
( GARÎM[çoğ. GUREMÂ], DÂİN[Ar. < DEYN | DÜYÛN(çoğulu): Borçlar. ]: Alacaklı. )
( DEBT vs. THE CREDIT )
- BORÇ ile BORÇ ÖDEMESİ ile BORÇLU ile BORÇLAR
( DEBT vs. DEBT SETTLEMENT vs. DEBTOR vs. DEBTS )
( دين ile بدهکاري ile بدهي ile انجام دين ile اداي دين ile وامدار ile دين دار ile مديون ile بدهکار ile ذمه دار ile ستون بدهکار ile ديون )
( DYNE ile BADEHKARY ile BADEHY ile ENJAM DYNE ile EDAY DYNE ile VAMDAR ile DYNE DAR ile MADYVAN ile BADEHKAR ile ZEMEH DAR ile SETON BADEHKAR ile DYVAN )
- BORÇ ile BORÇ/BORŞ
( Ödenmesi gerekli para ya da başka bir şey. | Birine yönelik bir şeyi yerine getirme gerekliliği. İLE Pancar, lahana vb. konularak yapılan sebze çorbası. )
- BORÇ ile/ve/değil/yerine "EMÂNET"
- BORÇ ile KARZ-I HASEN
( ... İLE Faizsiz verilen borç. )
( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )
( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )
- BORÇ ile KREDİ
( DEBT vs. CREDIT )
- BORÇ ile MİNNETTARLIK
( DEBT vs. GRATEFULNESS )
( ... cum GRATIA SEU GRATITUDO )
- BORÇ ile/değil/yerine ÖDEME/İTA[Ar.]
( DEYN[çoğ. DÜYUN] ile/değil/yerine VEFÂ )
( [not] DEBT vs./but LOYALTY
LOYALTY instead of DEBT )
- BORÇLANILMAK ile BORÇLANDIRILMAK
- BORÇLU OLMAK/KALMAK ile ALTTA/ALTINDA KALMAK
- BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK
- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)
- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEMEK" ile/değil/yerine ÖDEYEMEMEK
- BORCUNU ÖDE(YE)MEMEYE:
"BAHANE" değil/yerine/>< ÇARE
( Onursuz kişinin "davranışı". DEĞİL/YERİNE/>< Onurlu kişinin tutumu. )
- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI
- BORDA[İt.] >< ALABANDA[İt.] ile/ve PRUVA[İt.]
( Geminin yanı. >< Teknenin iç tarafı. İLE/VE Geminin önü. )
- BORDALAMAK ile BORDA ile BORDA AĞI ile BORDA BOTU ile BORDA ATIŞI ile BORDA HATTI ile BORDA ZIRHI ile BORDA FENERLERİ ile BORDA KAPLAMASI
- BORDER :/yerine SINIR
- BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ ile/ve/||/<>/>/< YÜKSEK/DÜŞÜK BORDERLINE KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ
- SINIRDA/BORDERLINE ile BIPOLAR
( )
- BORDRO ile BORDROLU ile BORDROSUZ
- BORDÜR[Fr. < BORDURE] değil/yerine/= KENARTAŞI
- BORDÜR ile/||/<> KONTUR
( Kenar, genellikle süslemeli kenar şeriti. İLE/||/<> Çevre çizgisi. Figürleri ya da motifleri çevreleyen çizgi. )
- BORDUZ = BOSTAN | SEBZE/MEYVE BAHÇESİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE
- (not BORED) GET/GOT BORED WITH
- BÖREK/LİK ile BÖREKÇİ/LİK
- BÖREK il/ve/||/<>/> ÇÖREK
- BÖREK ile KATMER
( ... İLE Yağda ya da sacda pişirilen bir börek türü. | Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği. | Bir şeyi oluşturan katlardan her biri. )
- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ
- BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA
- BÖREK-ÇÖREK
- BOREL-CANTELLİ ile/||/<> FATOU THEOREM
( B-C olasılık limiti, Fatou radial limit. )
( Formül: Probability limit İLE radial limit )
- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kurt. İLE Başlık. )
- BORİK ile BORİKLİ ile BORİK ASİT
- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]
- BORN-OPPENHEİMER İLE FRANCK-CONDON İLE JAHN-TELLER ile/||/<> MOLEKÜLER PRENSİPLERİ
( Temel kimyasal fizik prensipleri. )
( Formül: Ψtotal = Ψelec × Ψnuc )
- BORN :/yerine DOĞMAK
- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN
( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )
- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ
( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )
- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)
( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )
( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )
( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )
- BORNOVA ile BORNOVA MİSKETİ
- BORNOZ[< Ar. BURNÛS/BORNÛZ: Elbise üzerine giyilen giyecek.] ile/ve HAVLU
- BORROW vs. LEND
- BORROW :/yerine ÖDÜNÇ ALMAK
- BORSA ARACI KURUMLAR YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ :
( İstinye'deki İMKB binası içinde ve zemin katında faaliyet göstermektedir. Atilla Nizamoğlu, Münir Emekli, Zeki Döşlüoğlu, Türkay Ergun, Derviş Temel, Osman Semih Yıldız, İbrahim Kenan Atasavun, Mustafa Oğuz Yazman tarafından kuruldu. )
- BORSA AŞAĞISI TRAFO YANI YENİ PARK :
( Reşitpaşa Mahallesindedir. 400,00 m²lik bir alan üzerindedir. 80,00 m²lik yeşil alanı bulunmaktadır. )
- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT
- BORSA ile BORSACI/LIK ile BORSA OYUNU ile BORSA ÜYESİ ile BORSA DEĞERİ ile BORSA İŞLEMİ ile BORSA KAĞIDI ile BORSA ARACISI ile BORSA CETVELİ ile BORSA SİMSARI ile BORSA TAHTASI ile BORSA ACENTESİ ile BORSA KOMİSERİ ile BORSA ARACILIĞI ile BORSA SİMSARLIĞI ile BORSA KOMİSERLİĞİ ile BORSA KOMİSYONCUSU ile BORSA KOMİSYONCULUĞU
- BÖRTMEK ile BÖRTLEMEK ile BÖRTÜLMEK ile BÖRTÜ BÖCEK
- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)
- BORU, ODUN BORUSU = Vİ'Â = VAISSEAU
- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM
- BORU ile/ve/||/<> RAKOR[Fr.]
( ... İLE/VE/||/<> Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. )
- BORU ile/değil/yerine/>< SORU
- BORUK, DOĞAN (İST. 1936) :
( Vefa'dan transfer edildi (1967). Dört sezon kadroda kaldı. 61 resmi ve 6 özel maç olmak üzere 67 maçta oynadı. Lig maçlarında 17, özel maçlarda 2 olmak üzere 19 gol kaydetti. Yeşildirek Kulübüne transfer etti. )
- BORULAR, ODUN BORULARI = EV'İYE = VAISSEAUX
- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU
( ... İLE Deniz börülcesi. )
( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )
( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )
- BORUMSU UZANTI, STİLUS = İSTİTÂLE-İ ÜNBÛBÎYE = PROLONGEMENT TUBULAIRE, STYLE
- BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK -<
- BOŞ BİÇİM -ile
( EMPTY MORPH )
- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI
- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK
- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ
- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]
- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ
( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )
- Boş konuşmadan KONUŞ!!!
- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK
- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K
( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )
( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )
- Boş konuştuğun için SUS!!!
- BOŞ OTURMAMALI!
- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE
- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA
- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU
- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI
- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM
- BOŞ VAKİT ile BOŞ ZAMAN ile YAVAŞ
( LEISURE vs. LEISURE TIME vs. LEISURELY )
( وقت کافي ile فراغت ile اوقات فراغت ile تفريحانه )
( VAGHT KAFY ile FARAGHAT ile OQAT FARAGHAT ile TAFARYHANEH )
- BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK
- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN
- BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK
- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR
- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK
- BOŞ ile ELİ BOŞ
( EMPTY vs. EMPTY HANDED )
( تهي کردن ile پوک ile خالي کردن ile تهي ile خشک و خالي ile پفکي ile خالي ile توخالي ile مجوف ile مخلي ile دست خالي )
( TAHY KARDAN ile PUK ile KHALY KARDAN ile TAHY ile KHSHK VE KHALY ile POFAKY ile KHALY ile TOOKHALY ile MOJOOF ile مخلي ile DAST KHALY )
- BOŞ ile/ve GEREKSİZ
( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )
( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )
- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ
( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )
- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI
- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ
- BOŞ ile/ve/değil KOF
( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )
- BOŞ ile TENHA
- BOŞ ile/ve/||/<> YANLIŞ
- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN
- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"
- Boşa konuşmadan isabetli KONUŞ!!!
- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK
- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA
- Boşalmak için KONUŞ!!!
- BOŞALMAK ile BOŞALMA ile BOŞALMAYLA İLGİLİ ile BOŞALMA KANALLARI
( EJACULATE vs. EJACULATION vs. EJACULATORY vs. EJACULATORY DUCTS )
( انزال نمودن ile انزال کردن ile انزال ile انزالي ile مجاري انزلال )
( ENZAL NEMUDAN ile ENZAL KARDAN ile ENZAL ile انزالي ile مجاري انزلال )
- BOŞALMAK ile BOŞALTMAK ile BOŞALTILMAK ile BOŞALABİLMEK ile BOŞALIVERMEK ile BOŞALTABİLMEK ile BOŞALTIVERMEK
- BOŞALTILABİLMEK ile BOŞALTILIVERMEK ile BOŞALTI ile BOŞALTIM ile BOŞALTIŞ ile BOŞALTICI ile BOŞALTIM ORGANI
- BOŞALTMA ile BOŞALTMA HAVZASI
- Boşaltmak için KONUŞ!!!
- BOŞALTMAK ile DRENAJ BORUSU ile DRENAJ ile SÜZÜLMÜŞ
( DRAIN vs. DRAIN PIPE vs. DRAINAGE vs. DRAINED )
( زير آب زدن ile زير آب ile خشکاندن ile زهکشي کردن ile آبگذر ile زهکش ile زهکشي ile خشکانيده ile خالي شدن )
( ZYR AB ZADAN ile ZYR AB ile KHSHKANDAN ile ZAHAKESHY KARDAN ile آبگذر ile ZAHAKESH ile زهکشي ile KHSHKANYDAH ile KHALY SHODAN )
- BOŞAMAK ile BOŞ ile BOŞ BOŞ ile BOŞ LAF ile BOŞ KÜME ile BOŞ YERE ile BOŞ İNANÇ ile BOŞ KAFALI/LIK ile BOŞ KAĞIDI ile BOŞU BOŞUNA
- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ
- BOŞANMA ile BOŞANMA İLAMI ile BOŞANMA DAVASI
- BOŞANMAK ile BOŞANILMAK ile BOŞANDIRMAK ile BOŞANABİLMEK ile BOŞANIVERMEK ile BOŞANDIRILMAK
- BOŞANMAK ile BOŞANMIŞ
( DIVORCE vs. DIVORCED )
( طلاق دادن ile طلاق گرفتن ile متارکه ile طلاق ile مطلقه )
( TALAGH DADAN ile TALAGH GARAFTAN ile METARKEH ile TALAGH ile MOTALGHEH )
- BOŞATMAK ile BOŞATILMAK ile BOŞATTIRMAK ile BOŞATABİLMEK
- BOŞAYABİLMEK ile BOŞAYIVERMEK
- BOŞBOĞAZ/LIK ve/||/<>/> ATEŞ
( Ateşe atmışlar. VE/||/<>/> "Odunum az" demiş. )
- BOSBOL
- BÖSBÜYÜK
- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA
( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )
( )
( )
( )
(
)
- BOSE İLE FERMİ İLE ANYON ile/||/<> KUANTUM İSTATİSTİK PARÇACIKLAR
( Farklı spin istatistiğine uyan parçacıklar. )
( Formül: ψ(1 ile2) = ±ψ(2 ile1) )
- BOSE-EİNSTEİN CONDENSATE ile/||/<> FERMİ DEGENERATE GAS
( Bose-Einstein condensate bosonların tek kuantum durumuna yoğunlaşmasıyken İLE Fermi degenerate gas fermiyonların Pauli dışlama ile dolu durumlarıdır )
( Formül: Critical temperature )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- BOSE-EİNSTEİN İLE FERMİ-DİRAC İLE MAXWELL-BOLTZMANN ile/||/<> İSTATİSTİK DAĞILIMLAR
( Parçacıkların enerji seviyelerine dağılımı. )
( Formül: n = 1/(e^((E-μ)/kT) ± 1) )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- BOSE-EİNSTEİN YOĞUŞMASI ile/||/<> FERMİ DENİZİ
( BEC bozonlar taban durumda, Fermi denizi fermiyonlar dolu durumlar. )
( Formül: T < T_c makro kuantum )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1894-1974) (Ülke: Hindistan) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Bose-Einstein istatistiği, bozon) )
- BOSFOR GAZİNOSU :
( Büyükdere, Çayırbaşı caddesi üzerinde ve İspanya Büyükelçiliği yazlık binasının karşısında idi. Çok uzun yıllar Boğaziçi'nin en nezih gazinosu olarak hizmet verdi. Sonraları pek çok el değiştirdi ve eski şöhretini de kaybetti. )
- BOSFOR GAZİNOSU :
( İstinye'nin en eski ve ünlü gazinosu olan Niko'nun Bosfor Gazinosu 1936 - 1951 yılları arasında faaliyette bulundu. )
- BÖŞGEL[HAKANÎ] ile/= İNCE EKMEK/PİDE/YUFKA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yufka, pide gibi ince ekmek. İLE Ekmek. )
- BOŞGUT = ÇIRAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK
- BOŞLAMAK ile BOŞLATMAK ile BOŞLAŞMAK
- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK
- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK
- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA
( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS:
Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.
İLE/VE/||/<>
RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:
Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.
Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.
Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)
İLE/VE/||/<>
TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:
Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar.
Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir.
Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.
(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)
İLE/VE/||/<>
BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:
Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir.
Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.
BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:
Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.
Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.
Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )
- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK
- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK
- BOŞLUK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- BOŞLUK ile/ve/<> ABARA
( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )
- BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK
- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN
( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )
- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU
- BOŞLUK ile BOŞ BANT ile BOŞ AYET
( BLANK vs. BLANK TAPE vs. BLANK VERSE )
( ننوشته ile نانوشته ile سفيد ile نوار نانوشته ile شعر سپيد ile شعر منثور )
( NANUSHTEH ile NANUSHTEH ile SEFYD ile NAVAR NANUSHTEH ile SHER SEPYD ile SHER MONSUR )
- BOŞLUK ile BOŞLUKLU SERPME ile BOŞLUK TULUMBASI
- BOŞLUK ile DÜZ UZAY
( CAVITY vs. FLAT SPACE )
- BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK
- BOŞLUK HACİM
- BOŞLUK" ile "KÂBUS"
- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN
- BOŞLUK ile KOFUL
( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )
(1996'dan beri)