Bugün[31 Aralık 2025]
itibarı ile 9.979 başlık/FaRk ile birlikte,
9.979 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(15/41)


- BHAVA ile

( Varolma, -olumluluk-. )


- BHD/BIG HEALTHCARE DATA değil/yerine/= BÜYÜK SAĞLIK VERİSİ


- BHD/BSV BİG HEALTHCARE DATA değil/yerine/= BÜYÜK SAĞLIK VERİSİ


- BHEL = ŞİŞME, KABARMA


- BHIKŞU[Sansk.] = BİKKU[Palice]


- BHİKŞU[Sansk.](BİKKU[Palice]) ile BHIKKHU

( Budist rahip/keşiş, edebi olarak dilenci. İLE Münzevî. )


- BHOGA, BHOGİ ile

( Dünyevi sevinçler ve kederler deneyimi. "Bhoga Marga", Dünyevi şeylerin -sevinçlerin, kederlerin- peşinde olma yolu. "Bhogi", dünyevi sevinç ve kederlerle hemhal olan kişi. )


- BHUTATHATA -ile

( Evrensel rahim olarak görülen Mutlak. )


- BI/BIOMEDICAL INFORMATICS değil/yerine/= BİYOMEDİKAL BİLİŞİM


- Bİ-REY" değil BİREY


- Bİ-[Ar.] ile BÎ-[Ar.]

( Başlarına eklendiği zaman sözcükleri -e haline getirir. [Bİ-HAKKIN: Hakkıyla.] İLE -sız, -maz. [BÎ-ÂR: arsız, utanmaz] )


- BÎ ile/ve BİLÂ


- Bİ[Oğuz] = BÖY/BÖG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zehirli bir örümcek. )


- BIANNA -ile

( VİYANA [Kıtlık yüzünden Girit Adası'ndan kaçan genç bir kız, adını bu şehre vermiştir.] )


- BIAS İLE EXPLAINABILITY ile/||/<> PRIVACY ile/||/<> AI GÜVENİLİRLİĞİ

( Yapay zeka sistemlerinin etik boyutları. )

( Formül: Fairness metrics )


- BİAS ile BİSTÜRİ

( Yan tutma, yanlılık, kayırma. İLE Bıçak. )


- BİAS ile/||/<> VARİANCE

( Bias E[θ̂]-θ sistematik hata İLE variance E[(θ̂-E[θ̂])²]. )

( Formül: Systematic error İLE random error )


- BÎAT[aslı BEY'AT] -ile

( KABUL VE TASDİK, İNTİSAB MUÂMELESİ, İNÂBE, İNTİSAB ETMEK, NASİB ALMAK, DERVİŞ OLMAK, AHD Ü PEYMÂN )


- BÎAT değil BEY'AT(ONAMA)


- BİAT[Ar.] ile BÎ-ADD[Ar.]

( Kabul ve onay uygulaması. İLE Sayısız. )


- BİAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİMAT


- bib.[Lat. < BIBE] değil/yerine/= İÇİNİZ


- BİBER[Yun.] ile ARNAVUT BİBERİ

( Patlıcangillerden, yurdumuzda çok yetişen ve çeşitli türleri bulunan bir bitki. | Bu bitkinin tazeyken sebze olarak yenilen ürünü. | Bu bitkinin kurutulup baharat olarak yararlanılan ürünü. İLE Acı kırmızı biber. )

( CAPSICUM ANNUUM cum ... )


- BİBER ile KIRMIZIBİBER

( ... İLE Patlıcangillerden bir tür biber. | Bu bitkinin olgunlaştığında kızarıp yakıcı bir acılık kazanan, kurutulup dövülerek yemeklerde baharat olarak kullanılan tozu. )

( ... cum CAPSICUM ANNUUM )


- BİBERDE:
ÇARLİSTON ile ACI ÇARLİSTON ile İNCE SİVRİ ile KALIN SİVRİ ile KIL SİVRİ ile KILÇIK SİVRİ ile DOLMA ile KAPYA ile ÜÇBURUN ile KIRMIZI ŞİLİ ile YEŞİL ŞİLİ ile MACAR ÇARLİ ile MACAR DOLMA ile JELAPENO ile KAMPARİ ile SARI KALİFORNİYA ile KIRMIZI KALİFORNİYA ile CİN


- BİBERLEMEK ile BİBER/LİK ile BİBERCİ/LİK ile BİBERLİ ile BİBERSİZ ile BİBER GAZI ile BİBER DOLMASI ile BİBER SALÇASI


- BİBEROĞLU, OSMAN :

( Ticaret adamı. Anavatan Partisinde siyasete atıldı. Teşkilatın çeşitli kademelerinde İlçe Başkanlığı gibi çeşitli görevler yaptı. 1994/1999 yerel seçimlerinde Anavatan Partisi listesinden Sarıyer Belediye Meclisine üye seçildi. )


- BİBERON değil/yerine/= EMZİK


- BİBİ ile BİBİ HAMİD ile BİBİ NAHİD ile BİBİ NAJME ile BİBİ ZAHRA ile BİBİ ZAKİYE

( BIBI vs. BIBI HAMIDE vs. BIBI NAHID vs. BIBI NAJME vs. BIBI ZAHRA vs. BIBI ZAKIYE )

( بيبي ile بيبيحميده ile بيبيناهيد ile بيبينجمه ile بيبيزهرا ile بيبيزکيه )

( بيبي ile بيبيحميده ile بيبيناهيد ile بيبينجمه ile بيبيزهرا ile BEYBEYZAKYYEH )


- Bİ-/BİN- ile/||/<> BİO-/BİS-/-BİOSİS/-BİOTİC ile/||/<> Dİ- ile/||/<> Dİ- ile/||/<> DİA- ile/||/<> DUO- ile/||/<> DEUT-/DEUTER-/DEUTERO-/DEUTO- ile/||/<> DİPLİ-/DİPLO-

( İki, çift, iki kez, yaşamla ilgili, özel yaşam nitelikleri ile ilgili, iki taraflı. İLE/||/<> Yaşamla ilgili, canlılıkla ilgili, özel yaşam nitelikleri ile ilgili. İLE/||/<> Karşıdan karşıya, bir yanda, arasında, -den doğru, birbirinden ayrılmış olarak. İLE/||/<> Çift, iki kat, ikili, ikiz. İLE/||/<> Karşıdan karşıya, -den geçerek, -den doğru, bir yanda, arasında. İLE/||/<> İki, ikili. İLE/||/<> İkinci, ikincil. İLE/||/<> Çift, iki, iki kat, ikiz, iki kez. )


- BIBLE :/yerine İNCİL


- BİBLİ ile BİTMÜL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Karabibere benzeyen, uzun taneli bir baharat. )


- BİBLIOTHERAPY değil/yerine/= OKUMA SAĞALTIMI


- BİBLİYOGRAFYA YAZARI ile KAYNAKÇA ile KİTAPLIK

( BIBLIOGRAPHER vs. BIBLIOGRAPHY vs. BIBLIOTHECA )

( کتاب شناس ile کتاب شناسي ile فهرست کتب )

( KETAB SHENAS ile KETAB SHENASY ile FANPAREST KETAB )


- BİBLİYOGRAFYA[İng.] değil/yerine/= KAYNAKÇA


- BİBLİYOGRAFYA değil/yerine/= KAYNAKÇA


- BİBLİYOMAN ile BİBLİYOMANİ


- BİBLİYOTEK ile BİBLİYOTEKÇİ/LİK


- BIÇ ile/ve/||/<> BİÇ

( Kabadan kesmek. İLE/VE/||/<> Belirli bir biçim vererek kesmek. )


- BİCÂD[Ar.] ile BİCÂD/E[Ar.]

( Yol yol, çizgili olarak dokunulmuş kilim, halı, aba. | Hz. Abdullah'ın takma adı. İLE Kehribar gibi saman çöpünü kendine çeken, yâkuttan daha az değerli kırmızı bir taş. | Kırmızı dudak. )


- BIÇAK, KEMİĞE DAYANINCA ile/ve DOĞUM SANCISI BAŞLAYINCA


- BIÇAK SIRTI ile/ve/değil EŞİK


- BIÇAK ile/||/<> AKVA

( ... İLE/||/<> Osmanlı'da ileri gelenlerin kullandığı bir bıçak türü. )


- BIÇAK ile BIÇAK DEĞİRMENİ ile BIÇAK BIÇAKLAYICI ile BIÇAK SAPLAMA ile BIÇAKÇI

( KNIFE vs. KNIFE GRINDER vs. KNIFE STABBER vs. KNIFE STABBING vs. KNIFESMITH )

( کارد ile چاقو زدن ile چاقو ile چاقو تيز کن ile چاقو کش ile چاقو کشي ile کارساز )

( KARD ile CHAGHO ZADAN ile CHAGHO ile CHAGHO TYZ KON ile CHAGHO KESH ile CHAGHO KESHY ile KARSAZ )


- BIÇAK ile/ve/||/<> BİTKİ ile/ve/||/<> SÖZ

( Hem olumlu, hem de olumsuz yönde kullanılabilir. )


- BIÇAK ile EKMEK BIÇAĞI


- BIÇAK ile FALÇETA/FALÇETE[İt.]

( ... İLE Eğri, kunduracı bıçağı. )


- BIÇAK ile IŞKI

( ... İLE Kazımakta kullanılan, iki ucunda da sapı olan eğri bıçak. )


- BIÇAK ile JİLET

( KNIFE vs. RAZOR )

( MÛS, SİKKÎN ile ... )

( KÂRD ile ... )


- BIÇAK ile KAMA

( ... İLE Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak. | Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş ya da cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat öğeleri üstüne ya da arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası. | Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı. | Topun gerisini kapayan kapak. | Oyunda kazanılan her parti. | Oyunda sayı. )


- BIÇAK ile KASATURA[İt. < CACCIATORA]

( ... İLE Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan ya da bel kayışına asılı olarak taşınan bir bıçak türü. )


- BIÇAK ile KESKİ

( ... İLE Ağaç, taş, metal vb. yontmaya yarayan, bir ucu keskin çelik araç. | Demir ve sac kesmek için üzerine çekiçle vurularak yürütülen keskin araç, tırnak. | Pulluk gövdesi önüne takılan ve toprağı kesip ayıran, bıçak ya da disk biçiminde çelikten yapılmış pulluk parçası. )


- BIÇAK yerine KESKİN


- BIÇAK ile/ve/||/<> MASAT[Ar. MİŞHAZ]

( ... İLE/VE/||/<> Bıçak bilemeye yarayan, çelikten, çubuk biçiminde araç. )


- BIÇAK ile/ve/<> PIRAZVANA[Fars.]

( ... İLE/VE/<> Kılıç, bıçak gibi saplı şeylerin, sap içinde kalan bölümü. )


- BIÇAK ile/değil TAHRA

( ... İLE Bir tür eğri budama bıçağı. )


- BIÇAK ile YATAĞAN

( ... İLE Namlusu eğimli, iki yanı da kesici, bir tür uzun savaş bıçağı. )


- BIÇAK ile YÜLGÜ/YÜLİGÜ/KEREY/USTURA

( ... İLE Tıraş için kullanılan bıçak. )


- BIÇAKLAMAK ile BIÇAKLANMAK ile BIÇAKLATMAK ile BIÇAKLAYABİLMEK ile BIÇAK/LIK ile BIÇAKLI ile BIÇAKÇI/LIK ile BIÇAK SIRTI


- BIÇAL = İĞDİŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sünnet edilmiş kadın ya da iğdiş edilmiş erkek, at ya da herhangi bir hayvan. )


- BÎ-ÇÂRE değil/yerine/= ÇARESİZ, ZAVALLI


- BİÇEK ile/> BIÇAK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BİÇEMLEMEK ile BİÇEM ile BİÇEM BİLİMİ ile BİÇEM BİLİMCİ


- ... değil BİÇERDÖVER


- BIÇGAS ile BIÇIG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kişiler arasında yapılan sözleşme/ahit. İLE Sözleşme, ahit. )


- BIÇGIL ile/||/<> BIÇILGAN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Eldeki/ayaktaki çatlaklar. | Topraktaki çatlaklar. İLE Çatlak. Elde, ayakta ya da toprakta olan çatlakların tümü. )


- BICI BICI (YIKANMAK)


- BICIL -ile

( Aşık kemiği altındaki küçük kemik. )


- BICIL ile BICI BICI ile BICIR BICIR


- BİÇİLMEK ile BİÇİLEBİLMEK


- BİÇİM -ile

( MORPH, FORM )


- BİÇİM DEĞİŞTİRMEK ile/değil KILIK DEĞİŞTİRMEK


- BİÇİM ESTETİĞİ ile/ve/||/<> İÇERİK ESTETİĞİ

( Kant'ta. İLE/VE/||/<> Hegel'de. )


- BİÇİM ile BİÇEM

( Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü. | Biçme işi. İLE Anlatma, oluş, deyiş ya da yapış biçimi, tarz, üslûp. )


- BIÇIM =/> DİLİM
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BİÇİM ile/ve DÜZEN

( Çoklukta, birlik olan/olduran. )

( SHAPE/MORPH vs./and ORDER/REGULARITY )


- BİÇİM ile/ve/||/<> İÇERİK

( Bir şey bir şeyin içeriğiyse, içeriği olduğu şey onun biçimidir. )

( FORM/MORPH vs./and/<> CONTENT )


- BİÇİM ile/ve/||/<> İDOLA/PUT/SANEM

( EIDOS ile/ve/||/<> EIDOLON )


- BİÇİM ile KİP


- BİÇİM ile NASIR OLUŞTURMAK ile APSE OLUŞTURMAK ile BİR İZLENİM OLUŞTURMAK ile KORKUNÇ BİÇİM ile RESMİ ile BİÇİMSEL MANTIK ile FORMALİTELER ile FORMALİTE ile RESMEN ile FORMASYON ile ÖNCEKİ ile ESKİ SOVYETLER BİRLİĞİ ile ESKİDEN ile FORMİK KOL ile RESMİ EVRAK

( FORM vs. FORM A CALLUS vs. FORM AN ABSCESS vs. FORM AN IMPRESSION vs. FORM FRIGHTFUL vs. FORMAL vs. FORMAL LOGIC vs. FORMALITIES vs. FORMALITY vs. FORMALLY vs. FORMATION vs. FORMER vs. FORMER SOVIET UNION vs. FORMERLY vs. FORMICARM vs. FORMICARY )

( فرم ile تشکيل يافتن ile تشکيل دادن ile ورقه ile سرشتن ile شکل گرفتن ile صيغه ile شکل ile شکل دادن ile وجه ile پينه زدن ile پيله کردن ile نقش بستن ile وهم کردن ile رسمي ile مجلسي ile تشريفاتي ile قرار دادي ile منطق رمزي ile تشريفات ile تکلف ile رسميت ile رسما ile تشکل ile تشکيل ile تکون ile قالب گير ile سابقي ile اسبق ile پيشين ile سابق ile شوروي سابق ile سابقا ile پيشتر ile لانه مور )

( FARAM ile TASHKYLE YAFTAN ile TASHKYLE DADAN ile VARGHEH ile سرشتن ile SHEKL GARAFTAN ile SEYGHEH ile SHEKL ile SHEKL DADAN ile VAJEH ile PEYNAH ZADAN ile PEYLAH KARDAN ile NAQSH BASTAN ile VAHAM KARDAN ile RASMY ile MOJALSY ile TASHARYFATY ile GHARAR DADY ile منطق رمزي ile TASHARYFAT ile TAKOLF ile RASMYT ile RASMA ile TASHEKL ile TASHKYLE ile TAKON ile GHALEB GYR ile سابقي ile ASBAGH ile PEYSHYNE ile SABAGH ile SHOROY SABAGH ile سابقا ile PEYSHTAR ile LANEH MOOR )


- BİÇİM ile/ve ÖZ

( SHAPE/MORPH vs./and ESSENCE )


- BİÇİM = SÛRET = FORM[İng.] = FORME[Fr.] = FORM[Alm.] = FORMA[Lat.] = MORPHE, EIDOS[Yun.] = FORMA[İsp.]


- BİÇİMBİLİM -ile

( MORPHOLOGY )


- BİÇİMBİLİMSEL KOŞULLANMA -ile

( MORPHOLOGICAL CONDITIONING )


- BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT -ile


- BİÇİMBİRİM ile BİÇİMBİRİMSEL

( MORPHEME vs. MORPHEMIC )


- BİÇİMDE/YAMUKTA:
ALT ALAN ile/ve/<> ÜST ALAN


- ... BİÇİMİNDE DÜŞÜNMEK ile ... BİÇİMİNDE BAKMAK


- [... BİÇİMİNDE ...]
... DÜŞÜNMEK/DÜŞÜNÜYORUM" ile/ve/değil/||/<>/< ... VARSAYMAK/VARSAYIYORUM


- ... BİÇİMİNDE:
OLSA/OLMASI GEREK ile OLMALI!


- BİÇİMİNİ KORUMAK ve ÜREMEK

( HIFZ-I TERKİB )


- BİÇİMLEMEK ile BİÇİMLENMEK ile BİÇİMLENDİRMEK ile BİÇİMSİZLEŞMEK ile BİÇİMLENEBİLMEK ile BİÇİMSELLEŞTİRMEK ile BİÇİMSİZLEŞTİRMEK ile BİÇİMSİZLEŞEBİLMEK ile BİÇİMSİZLEŞTİRİLMEK ile BİÇİM ile BİÇİMCE ile BİÇİMCİ/LİK ile BİÇİMLİ/LİK ile BİÇİMSEL/LİK ile BİÇİMSİZ/LİK ile BİÇİMSİZCE ile BİÇİM BİLİMİ ile BİÇİM BİRİMİ


- BİÇİMLENDİRİLMİŞ ile/ve/değil YARATILMIŞ

( Doğa. İLE/VE/DEĞİL İnsan. )


- BİÇİMLENDİRME (GİRİŞİMİ/ÇABASI) ile/ve/<>/değil/yerine YÖNLENDİRME (GİRİŞİMİ/ÇABASI)


- BİÇİMLENDİRME ile/ve/<> İLİŞKİLENDİRME

( TO GIVE SHAPE vs./and/<> TO GET RELATION )


- BİÇİMLENİVERMEK ile BİÇİMLENDİRİLMEK


- BİÇİMLENME ile/ve/<> BELİRLENME


- BİÇİMSEL SESBİLİM ile BİÇİMSEL SESBİRİM

( MORPHOPHONOLOGY, MORPHOPHONEMICS vs. MORPHOPHONEME )


- BİÇİMSEL SİSTEM ile/||/<> DOĞAL DİL MANTIĞI

( Biçimsel sistem aksiyom ve kurallarla tanımlı İLE doğal dil mantığı sezgisel anlayışa dayanır. Biçimsel sistem kesin ve belirsizliksiz İLE doğal dil belirsizlik içerebilir. Biçimsel sistem matematiksel İLE doğal dil günlük konuşmada kullanılır. )

( David Hilbert tarafından 1900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1862-1943) (Ülke: Almanya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Hilbert uzayı, 23 problem) )


- BİÇİMSELCİLİK ile/||/<> SEZGİCİLİK

( Biçimselcilik matematiği biçimsel sistem oyunu İLE sezgicilik matematiği zihinsel inşa olarak görür. Biçimselcilik Hilbert programı İLE sezgicilik Brouwer yaklaşımıdır. Biçimselcilik semboller İLE sezgicilik yapılandırmacı kanıtlar ister. )

( David Hilbert tarafından 1900 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1862-1943) (Ülke: Almanya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Hilbert uzayı, 23 problem) )


- BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR

( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )


- BİÇİMSİZ/LİK ile ÇİRKİN/LİK

( UNSHAPELINESS vs. UGLY/UGLINESS )


- BICIR BICIR (KONUŞMAK, HAREKET ETMEK)

( Küçük, şirin çocuklar için söylenilen. )


- BICIRGAH -ile

( Boru biçimindeki maden paraların içini düzleştirip parlatmakta kullanılan aygıt. )


- BİÇKİ ile BİÇKİCİ/LİK ile BİÇKİ YURDU ile BİÇKİ DİKİŞ KURSU ile BİÇKİ DİKİŞ YURDU


- BIÇKI ile HIZAR[Fars. < HARAS]

( ... İLE Tahta ve kereste biçmeye yarayan, çoğu su gücüyle çalışan, büyük bıçkı. )


- BIÇKINLAŞMAK ile BIÇKI ile BIÇKIN/LIK ile BIÇKICI/LIK ile BIÇKINCA ile BIÇKI TOZU


- BIÇMA ile BIÇUK/BIÇUQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Biçilmiş. İLE Herhangi bir şeyden kesilen bir parça. | Bir şeyin yarısı. )

( BIÇUK YARMK/BIÇUQ YARMAAQ: Yarım para. )


- BİÇTİĞİN ve/||/<>/>/< EKTİĞİN

( "Biçtiğimizi" beğenmiyorsak, "ektiğimize" bakmalıyız! )


- BİÇTİRMEK ile BİÇTİRİLMEK ile BİÇTİREBİLMEK ile BİÇTİRİVERMEK


- BID'/BID'A[Ar.] -ile

( Geceden bir bölüm. )


- b.i.d.[Lat. < BIS IN DIE] değil/yerine/= GÜNDE İKİ DEFA


- BÎD[Ar.] ile BİD[Ar.] ile BÎD[Ar.]

( Yok olma. İLE Arapça'daki bi edatının d,t ile başlayan sözcüklere katıldığı zamanki biçimidir. [Sözcüğü zarf yapar. (Bİ-D-DA'VÂ: Dâvâ ederek.)] İLE Söğüt ağacı. )


- BID'/BID'A[Ar.] ile BIDÂA/T[Ar.]

( Geceden bir bölüm. İLE Anapara, sermaya. | Bilgi. )


- BİDA' ile BİD'AT[Ar. < BİDA'] ile BİDÂD ile BÎ-DÂD/GÜRDÂS[Fars.]

( Sonradan meydana çıkan şeyler. İLE Sonradan meydana çıkan şey. | Peygamber zamanından sonra dinde meydana çıkarılan şey. İLE Hisse, bedel verme. | Arkadaşlar arasında nöbetle satın alma. İLE Zulüm, işkence. | Zâlim.[Ar. GAŞÛM] )


- BİDAK[Fars.] -ile

( Don, pantolon gibi ayaktan giyilenlerin paçası. )


- BİDÂL[Ar.] ile BÎDÂR[Ar.]

( Bir şeyi başka bir şeyle değişme. İLE Uyanık, uyumayan, uykusuz. )


- BİD'AT HASENE ile BİD'AT-I KERAHA


- BİDAT ile/ve/||/<> DALÂLET


- BİD'AT ile HURÂFE


- BİD'AT ile KÜFÜR


- BİD'AT değil/yerine/= SONRADAN MEYDANA ÇIKAN | PEYGAMBER ZAMANINDAN SONRA DİNDE MEYDANA ÇIKAN


- BİD'AT-I KABÎHA ile/değil/yerine BİD'AT-I HASENE


- BİD'AT-I SEİYYE ile/ve/değil/yerine BİD'AT-I HASENE


- BİDÂYET[Ar.] değil/yerine/= BAŞLAMA, BAŞLANGIÇ


- BİDÂYET ile/||/<> MEBDE

( Başlangıç. İLE/||/<> Başlangıç. )


- BİDÂYET ile/ve/||/<>/> NİHÂYET


- BİDÂYET ve SONRASI

( Kelime-i Tevhid ile. VE Fatiha-i Şerîfe ile. )


- BİDAYUH ile/ve/<> İBAN ile/ve/<> ORANG-ULU ile/ve/<> RUMAH TİNGGİ ile/ve/<> MALAY

( Kara Dayak uzun evi. İLE/VE/<> Irmak Dayak uzun evi. İLE/VE/<> Melanav evi. İLE/VE/<> Malay evi. )

( Malezya'nın Borneo Adası'nda bulunan Sarawak eyaletindeki, Sarawak Kültür Köyü'nde hepsi birarada görülebilmektedir. )


- BIDIK ile BIZDIK

( Kısa ve tıknaz. İLE Ufak çocuk. )


- BIDIK/BIDIQ =/> BIYIK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BİDİSTİLE ile BİFAZİK ile BİFİD ile BİFOKAL ile BİFÜRKASYO/N ile BİGEMİNE ile BİKÜSPİT ile BİLATERAL ile BİMANUEL ile BİMODAL ile BİNOKÜLER ile BİPARTİT/E ile BİPEDAL ile BİPOLAR ile BİVALAN

( İkil damıtık. İLE İki evreli. İLE Ayrık, çatallı, yarık. İLE İki odaklı. İLE Çatallanım, çatallanma. İLE Eş, çift, ikiz. İLE İkili kapakçık. İLE İki yanlı/taraflı. İLE İki/çift elle. İLE İki tepeli. İLE İki bakarlı. İLE İki parçalı. İLE İki ayaklı. İLE İki kutuplu. İLE İki değerli. )


- BİDON ile BİDONCU/LUK


- BİFAZİK/BIPHASIC değil/yerine/= İKİ EVRELİ


- BİFİT ile/||/<> BİFOKAL ile/||/<> BİFÜRKASYON ile/||/<> BİGEMİNE ile/||/<> BİKÜSPİDASYON ile/||/<> BİKÜSPİT ile/||/<> BİLATERAL ile/||/<> BİPLAN ile/||/<> BİPOLAR ile/||/<> BİVALAN

( Ayrık. İLE/VE/|| İki odaklı. İLE/VE/|| Çatal. | Çatallanma. İLE/VE/|| İkiye bir. | İkiz. İLE/VE/|| İkili yapraklanma. İLE/VE/|| İki yapraklı. İLE/VE/|| İki yanlı. İLE/VE/|| İki kutuplu. İLE/VE/|| İki düzlemli. İLE/VE/|| İki değerlikli. )


- BİFOKAL/BİFOCAL değil/yerine/= İKİ ODAKLI


- BİFOKAL ile/||/<> BİFİD

( İki odaklı. İLE/||/<> Ayrık, çatallı, yarık. )


- BİFTEK ile BİFTEK MANTARI


- BİFTEK ile SIĞIR BEYİNLİ ile SIĞIR ETİ ile SIĞIR STRAGANOFU ile BİFTEK

( BEEF vs. BEEF BRAINED vs. BEEF CATTLE vs. BEEF STROGANOFF vs. BEEFSTEAK )

( گوشت گاو ile کند ذهن ile گاو پرواري ile بيف استروگانف ile بيفتک گاو )

( GUSHT GAV ile KAND ZEAN ile GAV PARVARY ile بيف استروگانف ile BEYFATAK GAV )


- BİFURASYON ile/||/<> ANASTOMOZ

( Bir damar ya da tüpün iki dala ayrılması. İLE/||/<> İki damar ya da tüpün cerrahi olarak birleştirilmesi. )


- BİFÜRKASYON/BİFURCATION değil/yerine/= ÇATALLANMA


- BİFURKASYO/N ile/||/<> BİFAZİK

( Çatallanma. İLE/||/<> İki evreli. )


- BİFURKASYON ile BİFİD

( ikiye ayrılma. İLE ikiye bölünmüş. )


- BİFURKASYON ile/||/<> FAZ GEÇİŞİ

( Bifurkasyon dinamik değişim İLE faz geçişi termodinamik. )

( Formül: Period doubling İLE 1./2. derece )


- BİG BANG ile/||/<> STEADY STATE

( Big Bang genişleyen sıcak başlangıç İLE steady state sürekli yaratım. )

( Formül: CMB kanıt İLE reddedildi )


- BIG DATA değil/yerine/= BÜYÜK VERİ


- BIG vs. LARGE vs. GREAT


- BIG :/yerine BÜYÜK


- BÎ-GÂNE değil/yerine/= KAYITSIZ, İLGİSİZ


- BIGRIG/BOGRUG ile BOGRUL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Saman çuvalı, tulum ve benzerlerinde görülen şişkinlik. İLE Dolu bir heybe, bir tulum ya da benzeri nesnelerde görülen şişkinlik, çıkıntı. )

( BOGRUL KOY/BOGRUL QOY: Boğazı ak koyun. )


- BİGUDİ değil/yerine/= SARMAÇ


- BİH ile BÎH[Fars.] ile BÎD[Fars.]

( O, onu, ona, ondan, onunla. İLE İyi, yeğ. | Ayva. İLE Kök, asıl, temel. | Kaynak. )


- BÎ[Fars.]-HABER[Ar.] değil/yerine/= ÇAVSIZ


- BİHÂR[Ar. < BAHR] ile BÎ-HÂR[Fars.]

( Denizler. İLE Dikensiz. )


- BİHASEBİL VERASE değil/yerine/= KALITÇILIK NEDENİYLE


- BİHİM[Ar.] ile BİHÎN/E[Ar.]

( O, onları, onlara, onlardan, onlarla. İLE Pek/en iyi, seçkin. | Hallaç. )


- BİHR[Ar.] -ile

( Ağız kokusu. )


- BİHTER/EK[Fars.] ile/değil BİHTEREK[Fars.]

( Daha, en, pek iyi. İLE/DEĞİL Farslılarca 120 yılda bir kere onüç ay olarak sayılan yılın adı. [sonraları, dört yılda bir gün fazlası olan SENE-İ KEBÎSE biçimine konulmuştur.] )


- BİHTER/EK ile/değil BİHTEREK

( Daha, en, pek iyi. İLE/DEĞİL Fars'lılarca 120 yılda bir kere onüç ay olarak sayılan yılın adı. [sonraları, dört yılda bir gün fazlası olan SENE-İ KEBÎSE biçimine konulmuştur.] )


- BİHTER/EK[Fars.] ile BİHTERÎ[Fars.] ile BİHTERÎN[Fars.]

( Daha, en, pek iyi. İLE En iyi olma, üstünlük. İLE En iyi, pek iyi. )


- BİJEN[Fars.] ile BİJENG[Fars.]

( İran söylencesinde(mitolojisinde] kahraman ünlü Rüstem'in kızkardeşinin oğlu. [Efrâsyab'ın kızı Münije'ye âşık olmasından dolayı Efrâsyab tarafından bir kuyuya hapsedilmişse de Münije'nin yardımıyla Rüstem tarafından kurtarılmıştır.] İLE Kapı anahtarı. )


- BÎKA[Ar.] ile BİKA'[Ar. < BUK'A]

( Mercimek. İLE Yerler, topraklar, ülkeler. )


- BIKE :/yerine BİSİKLET


- BIKILMAK ile BIKILABİLMEK


- BIKIN/BIQIN =/> KALÇA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- BIKIŞMAK ile BIKIŞ


- BIKKIN/LIK ile/ve SIKKIN/LIK


- BIKMAK ile/ve/değil/||/<>/< BEZMEK


- BIKMA(MA)K ile/ve/||/<> DOYMA(MA)K


- BIKMAK ile KANIKSAMAK


- BIKMAK/USANMAK ile/ve SIKILMAK

( GINA ile/ve ... )

( TO BE FED UP vs./and TO BE/GET BORED )


- BIKTIRMAK ile BIKTIRILMAK ile BIKTIRABİLMEK


- BİL BAKALIM ...:
BEN KİMİM? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEN KİMSİN?


- Bil ki, DİNLE!!!


- Bil ki, SUS!!!


- Bİ'L-MUTÂBAKA ile Bİ'T-TAZAMMUN ile Bİ'L-İLTİZÂM

( Örtüşme. İLE İçlem. İLE Gereklilik. )


- BİL, MUZAFFER ( ? - 1949) :

( Uzun yıllar Rumelihisarı'nda oturdu. Galatasaray Lisesinden sonra mimarlık okudu. Dolmabahçe'deki İnönü Stadının yapımını gerçekleştiren mimarlardan birisidir. )


- BİL ile/ve/değil/||/<>/> BEN/O OL DA BİL


- BİL-[Ar.] ile BÎL[Ar.]

( -ile anlamına gelip, eklendiği -kameriyye harfleriyle başlayan- sözcükleri zarf yapar. [BİL-İKTİFÂ: Yetinerek, iktifâ ederek.] İLE Bel; çapa. | Hindayvası denilen Hindistan'a özgü bir meyve. | Gübre sepeti. )


- BİLÂ KAYDÜ ŞART/KAYITSIZ ŞARTSIZ değil/yerine/= KOŞULSUZCA/YAZGASIZ KOŞULSUZ


- BİLÂ ile/||/<> BİLÂ-ZEVC ile/||/<> BİLÂ-ZEVCE ile/||/<> BİLÂ-VELED ile/||/<> BİLÂ-EBEVEYN

( -sız ekinin görevinde olmak üzere Arapça sözcüklerin başına getirilerek sıfat yapar ve bitişik yazılır. İLE/||/<> Kocasız, kocası sağ olmadığı halde. İLE/||/<> Karısız, karısı sağ olmadığı halde. İLE/||/<> Çocuksuz, çocuğu olmayan. İLE/||/<> Anası ve babası olmayan. )


- BİLÂDER değil BİRÂDER[Fars.]


- BİLÂD-I AŞERE ile BİLÂD-I ERBAA ile BİLÂDI-I İSNÂ AŞER

( 10 şehir. [İzmir, Eyüp, Kandiye, Halep, Selânik, Sofya, Trabzon, Galata, Kudüs, Lârisa] İLE 4 şehir. [Edirne, Bursa, Şam, Kahire] İLE 12 şehir. [Adana, Erzurum, Bağdat, Beyrut, Diyarbakır, Rusçuk, Bosnasaray, Sivas, Maraş, Trablusgarp, Antep, Çankırı] )


- BİLÂD-I AŞERE ile BİLÂD-I ERBAA ile BİLÂDI-I İSNÂ AŞER

( 10 şehir. [İzmir, Eyüp, Kandiye, Halep, Selânik, Sofya, Trabzon, Galata, Kudüs, Lârisa] İLE 4 şehir. [Edirne, Bursa, Şam, Kahire] İLE 12 şehir. [Adana, Erzurum, Bağdat, Beyrut, Diyarbakır, Rusçuk, Bosnasaray, Sivas, Maraş, Trablusgarp, Antep, Çankırı] )


- BİLÂD-I RÛM -ile

( Osmanlı Devleti içinde bulunan kentler. Anadolu. )


- BİLÂD-I SELÂSE ile VİLÂYAT-I SELÂSE

( Üç şehir. İLE Üç vilâyet. )

( * Üsküdar, Galata, Eyüp.
* İstanbul, Edirne, Bursa.
İLE
Selânik, Manastır, Yanya. )


- BİLÂHARE[Ar.]["BİLÂHERE" değil!] değil/yerine/= SONRADAN/DAHA SONRA/SONRALARI


- BİLANÇO[İt. < BILANCIO] değil/yerine/= DENGELEM


- BİLARDO MASASININ:
BOYU ile/ve/<> ENİ

( 284 cm. İLE/VE/<> 142 cm. )


- BİLARDO ile BİLARDOCU/LUK ile BİLARDO TOPU ile BİLARDO MASASI ile BİLARDO SALONU ile BİLARDO SOPASI


- BİLÂSEBEP değil/yerine/= NEDENSİZCE


- BILATERAL AGREEMENT and MULTILATERAL AGREEMENT

( İki taraflı antlaşmalar. VE Çok taraflı antlaşmalar. )


- BİLATERAL ile BİLATERALİTE

( İki taraflı. İLE İki taraflılık. )


- BİLÂVÂSITA ile BİLVÂSITA

( Vasıtasız. İLE Vasıtalı. )


- BİLBAŞAR, SEMİRAL (SARIYER, 1932 - ?) :

( İstanbul Erkek Lisesinden mezun oldu. Bir süre üniversite tahsili gördükten sonra gazeteciliği seçti ve genç yaşta haftalık "Hafta" ve "Ses" dergilerinde çalıştı. Daha sonra "Hayat" ve "Ses" dergilerinde görev yaptı. Hürriyet, Milliyet, Tercüman ve Akşam gazetelerinde spor ve magazin kısmında çalıştı. 1963 yılında reklamcılığa geçti. Basın Organizasyon Reklam Ajansını kurdu ve uzun yıllar hizmet verdi. Dünyanın ünlü firmalarının reklamlarını yaptı. Avrupa'da Rizolli Reklamcılık yarışmasında 2 kez birincilik ödülü aldı. Ayrıca üyesi olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin düzenlediği yarışmalarda Mizanpaj ve ayrıca Burhan Felek Basın Hizmet ödülüne lâyık görüldü. Avrupa'nın önemli reklam firmalarından eğitim aldı. İngiliz ITV, Granada TV kanallarında TV program yapımı üzerinde staj yaptı. Hobi olarak at yetiştiriciliği yaptı. Türkiye Jokey kulübünde yönetim kurullarında görev yaptı. )


- BİL/BEYYİNE değil/yerine/= KANITLIK/LA


- Bildiği bir şey vardır! de DİNLE!!!


- Bildiği bir şey vardır! de SUS!!!


- BİLDİĞİM/İNANDIĞIM ŞEYİ YAPARIM ile/değil BİLDİĞİM/İNANDIĞIM ŞEYİ, YAPARIM


- BİLDİĞİMİZİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLMEDİĞİMİZİ

( Bilmeyelim! İLE/VE/||/<>/< Bilelim! )


- Bildiğin anlaşılacak şekilde SUS!!!


- Bildiğin anlaşılmasın diye SUS!!!


- BİLDİĞİN GİBİ ile/ve BİLDİĞİN KADAR

( Hiçbir şey bildiğin/gördüğün gibi/kadar değildir/olmayabilir. )


- BİLDİĞİN GİBİ ve/||/<> SEVDİĞİN GİBİ ve/||/<>
DİLEDİĞİN GİBİ
... OLSUN!:

( AS ...:
YOU WISH and/||/<> YOU LIKE and/||/<> YOU WISH )


- BİLDİĞİNDEN DOLAYI KONUŞMAYAN ile BİLMEDİĞİNDEN DOLAYI KONUŞMAYAN

( Bilgelik/le, bilgelikte. İLE Özgüvensizlik/ten, taklitte. )

( THE PERSON DOES NOT TO TALK BY/IN THE WISDOM vs. THE PERSON DOES NOT TO TALK IN IGNORANCE )


- BİLDİĞİNE GİDEN ile/ve/değil/yerine/<> BİLMEDİĞİNE GİDEN


- [ne yazık ki]
"BİLDİĞİNİ OKUMAK" ile/değil/yerine/>< GÖRDÜĞÜNÜ OKUMAK

( Gördüğünü okumaya çalışmamak/çalışmayan, bildiğini okumaya neden olur/devam eder. )


- BİLDİĞİNİ:
YAPMAZSAN ile/değil/yerine YAPARSAN

( Sadece zihnin, bir miktar/bölüm bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE Her/bir yerin (tam) bilir/yetkindir. )

( Yetersizdir. İLE/DEĞİL/YERİNE Yeterlidir. )


- BİLDİĞİNİ/BİLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KONUŞMAK değil/yerine GERİBİLDİRİM

( [not] TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION but FEEDBACK
FEEDBACK instead of TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION )


- BİLDİĞİNİZ GİBİ ile/değil/yerine BİLENLERİN BİLDİĞİ GİBİ


- BİLDİK değil BİLİNDİK


- BİLDİKLERİMİZ ve/||/<>/> BİLMEDİKLERİMİZ

( Bildiğinizle amel/hizmet edin; bilmedikleriniz, size sunulacaktır. )

( Damla. VE/||/<>/> Okyanus. )


- Bildiklerine KONUŞ!!!


- Bildiklerini KONUŞ!!!


- BİLDİKLERİNİ YAPMAK ve/<> BİLMEDİKLERİNİ ÖĞRENMEK

( Bildiğinizle amel/hizmet edin; bilmedikleriniz, size sunulacaktır. )

( TO DO WHICH YOU KNOW and/<> TO LEARN WHICH YOU DON'T KNOW )


- Bildiklerinle KONUŞ!!!


- BILDIRCIN ile BILDIRCIN KILAVUZU

( ... İLE Afrika'dan, İskoçya'ya göçerler. )


- BILDIRCIN ile KEKLİK

( FERİK: Keklik, bıldırcın gibi kuşların yumurtadan yeni çıkmış yavruları. )

( Tavukgillerden, boz renkli, benekli, göçebe kuş. İLE Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş. )

( SEMÂN ile [eril] HIRT, YA'KUB[çoğ. YEÂKİB] )

( BÛDENE, SEMÂNE ile KEBK/KEBG
KEBG-İ DERÎ: Bir tür keklik. )

( QUAIL vs. PARTRIDGE )

( COTURNIX COTURNIX cum ALECTORIS CHUKAR, PERDRIX, PERDIX PERDIX )


- BILDIRCININ "BEYLİĞİ" ile/ve/||/<>/> ARPA BİÇİMİ

( Bıldırcının beyliği, arpa biçimine kadardır. )


- BİLDİREN ile/ve/değil/yerine BULDURAN


- Bildirerek KONUŞ!!!


- BİLDİRGE ile/ve/değil PAYLAŞIM

( [not] DECLARATION vs./and/but TO SHARE )


- BİLDİRİLENİ BİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEK


- DİN:
BİLDİRİLMİŞ ile/ve/||/<> İNDİRİLMİŞ

( İnsan. İLE/VE/||/<> Doğa. )


- BİLDİRİLMİŞ TANRI ile AKLEDİLMİŞ TANRI


- BİLDİRİM ile BİLDİRİM ÖDENCESİ


- BİLDİRİM ile İŞAR[Ar.]

( ... İLE Yazı ile bildirme. )


- Bildirişim için DİNLE!!!


- Bildirişim için SUS!!!


- Bildirişimli KONUŞ!!!


- BİLDİRİŞMEK ile BİLDİRİŞ


- BİLDİRME ile BİLDİRME EKİ ile BİLDİRME KİPİ ile BİLDİRME CÜMLESİ


- BİLDİRME ile/değil/yerine ÇEKME/ÇEKİM(CÂZİBE)


- BİLDİRME ile/ve/değil/yerine/<> ÖNERME


- Bildirmek için DİNLE!!!


- Bildirmek için SUS!!!


- BİLDİRMEK ile BİLDİRTMEK ile BİLDİRİLMEK ile BİLDİREBİLMEK ile BİLDİRİVERMEK ile BİLDİRİ


- BİLDİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞMAK


- BİLDİRMEK ile/ve/değil/yerine/<> UYANDIRMAK


- BİLE BİLE (YAPMAK)

( AN-KASDİN )


- BİLE BİLİRİZ ile/ve/değil/||/<> BİLEBİLİRİZ


- BİLE[Ar.] ile BÎLE[Ar.]

( Birlikte. | Aynı zamanda. | Üstelik. İLE Ada. | Yanak. | Yan. | "Kesme" denilen küçük bahçıvan beli biçimindeki ok temreni. | Kayık küreği, gönderi. )


- ... BİLE ile/değil/yerine/||/<> ... DA


- BİLE değil/yerine/= İLE


- BİLECEN/UKALÂ ile "ÇOK BİLMİŞ"


- BİLECİK ÇİFTLİĞİ :

( Demirciköy Bilecik Çiftliği İstanbul'un önemli mesire yerlerinden biriydi. Padişahlar avlanmaya geldiklerinde istirahata çekildikleri önemli bir çiftlikti. Birkaç kez el değiştirdikten sonra çiftlik havasından uzaklaştı. )


- BİLECİK:
DÖRT COĞRAFÎ BÖLGEYE SINIRI OLAN TEK KENT

( Hem Marmara, hem Ege, hem İç Anadolu, hem de Karadeniz'de toprağı bulunan tek kent, Osmanlı'nın kurulduğu kent olan Bilecik'tir. )


- BİLECİK < BELEKOMA


- BİLECİK ile BİLECİKLİ/LİK


- BİLECİK ile BİRECİK

( İl. İLE İlçe.[Urfa] )

( ... İLE Kelaynak kuşlarının koruma altına alındığı bölge. )