Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... yerine ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 27 Ekim 2024 ]
itibariyle 13667 başlık/FaRk yer almaktadır.

- KOŞMAK ile/ve/<>/değil/yerine SEĞİRTMEK

( ... İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Hızlı adımlarla ya da sıçrayarak yakın bir yere doğru yürümek. )


- KÖSTEK değil/yerine/>< DESTEK


- KOSTİK[Fr. < CAUSTIQUE] değil/yerine/= DOKU YAKAN

( Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran. )


- KOŞUL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖNCELİK


- KOŞULLU ile/ve/yerine/değil İSTEKLİ

( [not] CONDITIONAL vs./and/but WILLING
WILLING instead of CONDITIONAL )


- KOŞULLULUK ile/değil/yerine KARŞILIKLILIK

( Yaparsa(n)/verirse(n) değil (o/sen) yaptıkça/verdikçe vermek/almak. )


- KOŞULSUZ/LUK ile/ve/değil/yerine/> HER KOŞULDA


- KOT değil/yerine KUMAŞ PANTOLON


- KOTER/CAUTER[İng.] değil/yerine/= DAĞLAÇ


- KOTERİZASYON/CAUTERIZATION[İng.] değil/yerine/= DAĞLAMA


- KOTRA[Fr. < COTRE] değil/yerine/= YELKENLİ

( Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli. | Irmak ve göl ağızlarında kurulan ve ince kazıklarla kamışlardan yapılma dalyan. )


- KÖTÜ "HABER" ile/ve/değil/yerine/||/<> "İYİ HABER"

( (")Hâlâ yaşıyoruz("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Henüz ölmedik. )


- KÖTÜ BAKIŞ(NAZAR) ile/değil/yerine GÖZLEMLEYİCİ BAKIŞ

( Yiğidi mezara, deveyi kazana götürür. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- KÖTÜ GÜN/DURUM/HAL DOSTU (OLMAK) ile/ve/yerine İYİ GÜN/DURUM/HAL DOSTU (OLMAK)

( Arkadaşlıkta ve evlilikte geçerli olabilir, olmalıdır. İLE/VE/YERİNE Sevgililikte geçerli olmalıdır. )


- KÖTÜ HABER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İYİ HABER

( Hiçbir şey, sonsuza kadar sürmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hiçbir şey, sonsuza kadar sürmez. )


- KÖTÜ NESNE - KÖTÜ KENDİLİK ile/ve/değil/yerine/>< İYİ NESNE - İYİ KENDİLİK


- KÖTÜ NİYET ("VAR") ile/değil/yerine/>< İYİ NİYET (YOK)


- KÖTÜ NİYETLE PLAN YAPIP "KAZANMAK" ile/değil/yerine/>< İYİ NİYETLE ÜMİT EDİP KAYBETMEK


- KÖTÜ ile/değil/yerine KULLANIŞSIZ


- KÖTÜ ile/ve/değil/yerine OLUMSUZ


- KÖTÜ ile/ve/değil/yerine/||/<> ZOR


- KÖTÜLEME ile/ve/değil/yerine TESPİT ETME


- KÖTÜLEMEK ile/değil/yerine NE OLDUĞUNU BELİRTMEK

( [not] "TO RUN DOWN" vs./but TO STATE
TO STATE instead of "TO RUN DOWN" )


- KÖTÜLÜKLERLE "YÜKSELMEK" değil/yerine/><
İYİLİKLERLE "KAYBETMEK"


- KÖTÜMSER/LİK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )

( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )


- KÖTÜMSERLİK değil/yerine/>< KONUŞABİLMEK

( Konuşabilirsek, "kötümserlik" oluşmaz. )


- KÖTÜYÜ, DOĞRUDAN GÖSTERMEK/ANLATMAK ile/ve/değil/yerine KÖTÜYÜ, DAHA KÖTÜSÜNÜ GÖSTEREREK GÖSTERMEK/ANLATMAK


- KOV(UL)MA ile/değil/yerine SÜR(ÜL)ME

( Eskiden bazı meclisten uzaklaştırılan/sürülen kişiler 7 yıl aynı meclise dönemezlermiş. )


- KOV(UL)MAK yerine ÇIKAR(IL)MAK


- KOVALAN/COVALENT[İng.] değil/yerine/= ORTAK DEĞERLİ


- KOVARYANS/COVARIANCE[İng.] değil/yerine/= ORTAK DEĞİŞKENLİK


- KOVUŞTURMA değil/yerine/>< TAKİPSİZLİK


- KÖYLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KÖY KÖKENLİ


- KOZMİK MADDE değil/yerine/= EVRENÖZDEK


- KOZMİK değil/yerine/= EVRENSEL


- KOZMİK değil/yerine/= EVRENSEL


- KOZMOGONİ değil/yerine/= EVRENDOĞUM


- KOZMOGONİK değil/yerine/= EVRENDOĞUMSAL


- KOZMOLOG değil/yerine/= EVRENBİLİMCİ


- KOZMOLOJİ değil/yerine/= EVRENBİLİM


- KOZMOLOJİK değil/yerine/= EVRENBİLİMSEL


- KOZMOS değil/yerine/= EVREN


- KPB/KARDİYOPULMONER BAYPAS/CARDIOPULMONARY BYPASS[İng.] değil/yerine/= KALP-AKCİĞER KÖPRÜLEMESİ


- KRAL OLMAK ile/değil/yerine/>< BABA OLMAK


- KRAL[Sırpça]/DESPOT ile/değil/yerine/>< DEVLET ADAMI

( Yöneten fakat yönetil(e)meyen "kişi". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yöneten ve yönetilen kişi. )


- KRALDAN ÇOK, KRALCI/LIK ile/ve/değil/yerine/<> KURALDAN ÇOK, KURALCI/LIK


- KRAMP[Fr. < CRAMPE] değil/yerine/= KASILMA/KASINÇ


- KRAMP/CRAMP[İng.] değil/yerine/= KASINÇ


- KRANİYAL/CRANIAL[İng.] değil/yerine/= BAŞ (İLGILİ)


- KRANİYUM/SKULL[İng.] değil/yerine/= KAFATASI


- KRATER[Fr. < CRATERE] değil/yerine/= YANARDAĞ AĞZI


- KREASYON[Fr./İng. < CREATION] değil/yerine/= YARATI/YARATMA

( Özel bir yetenekten yararlanılarak ortaya konulmuş şey. )


- KREATİF[İng. < CREATIVE] değil/yerine/= YARATICI


- KREATÖR[Fr./İng. < CREATOR] değil/yerine/= YARATICI


- KREDİBİLİTE değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK


- KREDİBİLİTE değil/yerine/= İNANILIRLIK


- KREM FONDOTEN ile/yerine TOZ FONDOTEN


- KREPITASYON/CREPITATION[İng.] değil/yerine/= ÇITIRDAMA


- KREŞ değil/yerine/= YUVA


- KREŞANDO değil/yerine/= GİDEREK ARTAN


- KREŞENDO/CRESCENDO[İng.] değil/yerine/= GİDEREK ARTAN


- KRESENTİK/CRESCENTIC[İng.] değil/yerine/= HİLALIMSİ


- KRETASE[Fr. < CRETACE] değil/yerine/= İKİNCİ ÇAĞIN SON DÖNEMİ

( Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağ'ın son dönemi. )


- KRETON[Fr. < CRETONNE] değil/yerine/= KETEN/BASMA

( Bir tür keten, patiska ya da basma. )


- KRİBRİFORM/CRİBRİFORM[İng.] değil/yerine/= ELEKSİ


- KRİKO[İt. < CRICCO] değil/yerine/= KALDIRICI

( Ağır bir yükün kaldırılmasını ya da alt tarafında yapılacak bir çalışmada otomobil vb. taşıtların yerden yükseltilmesini sağlayan araç. )


- KRİKO değil/yerine/= KALDIRICI


- KRİMİNOLOG değil/yerine/= SUÇBİLİMCİ


- KRIPTOGRAFİ/CRYPTOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= ŞİFRELEME BİLİMİ


- KRİSTAL[Fr. < CRISTAL] değil/yerine/= BİLLUR


- KRİSTALOİT[Fr. < CRISTALLOIDE] değil/yerine/= BİLLURSU


- KRİTİK[Fr./İng. < CRITIQUE] değil/yerine/= ELEŞTİRİ


- KRITİK/CRITICAL[İng.] değil/yerine/= CİDDİ | TEHLİKELİ


- KRİYOSKOPİ[Fr. < CRYOSCOPIE] değil/yerine/= TUZLU ERİYİK DONMASI BİLİMİ

( Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını inceleyen fizik kolu. )


- KRİYOTERAPİ/CRYOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK SAĞALTIM


- KRİZ değil/yerine/= BUNALIM


- KRİZANTEM[Fr. < CHRYSANTHÈME] değil/yerine/= KASIMPATI


- KROKİ[Fr. < CROQUIS] değil/yerine/= TASLAK


- KROM değil/yerine/= YİNİT


- KROMATİK değil/yerine/= RENKSER

( Renkser. | Kromozomlarla ilgili. | Yarım tonlardan oluşan ses dizisi. )


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KROMOSFER[Fr. < CHROMOSPHERE] değil/yerine/= RENK YUVARI

( Güneşin ışıkyuvarını saran, yaklaşık olarak 10.000 km. kalınlığındaki küre kabuğu. )


- KROMOTROPİZM[Fr. < CHROMOTROPISME] değil/yerine/= CANLI YÖNELİMİ

( Canlı bir var olanın, belirli renkte bir nesneye doğru yönelme hareketi. )


- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN


- KRONİK/VAKAYİNÂME değil/yerine/= OLAYLIK/SIRADİZİMLİK


- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN


- KRONOLOJİ/CHRONOLOGY[İng.] değil/yerine/= TARİH SIRASI


- KRONOLOJİ değil/yerine/= SÜREDİZİM


- KRONOMETRE[Fr. < CHRONOMETRE] değil/yerine/= SÜREÖLÇER


- KRONOTROPİK/CHRONOTROPIC[İng.] değil/yerine/= HIZ ETKİLER


- KROS[İng. < CROSS] değil/yerine/= DOĞADA KOŞU

( Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu. )


- KŞ/BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ


- KSE/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ


- KSK/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI


- KTB/PERSONAL IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ


- KUARTET[Fr. < QUARTETTE] değil/yerine/= DÖRTLÜ


- KUARTET değil/yerine/= DÖRTLÜ


- KUBBE/KÜMBET değil/yerine/= YUVARDAM


- KÜBİK[Fr. < CUBIQUE] değil/yerine/= KÜP BİÇİMLİ

( Küp ve kesme biçiminde olan. | Kübizm akımına uyularak yapılan. | Küp biçiminde olan. )


- KÜÇÜĞÜN, BÜYÜĞE SELÂM VERMESİ ile/ve/değil/yerine BÜYÜĞÜN, KÜÇÜĞE SELÂM VERMESİ


- KÜÇÜK HESAP ile/değil/yerine/>< AYRINTI

( "Küçük/güdük zihin"liler "uğraşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Profesyoneller uğraşır. )

( Gözü, tanede olan kuşun, ayağı, tuzaktan kurtulmaz. )

( FERİ[Ar.]: Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci derecede/n olan. )


- KÜÇÜK ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> ORTA ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> İLERİ ZİHİN

( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )

( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )

( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )

( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )


- KÜÇÜLMEK ile/değil/yerine İNCELMEK


- KÜÇÜMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖTEKİLEŞTİRMEK


- KUDRET değil/yerine/= ERKÜÇ


- KÜFE[Ar.] değil/yerine/= SEPET

( Genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet. | [argo] Kaba et, kıç. | Bir küfenin alabileceği miktar. )


- KÜFRÂN ile/değil/yerine ŞÜKRÂN


- KÜFÜR ETMEK/EDEN/ŞATİM[Ar. < ŞETM] ile/değil/yerine/>< ŞÜKÜR ETMEK/EDEN


- KÜFÜR ETMEK ile/değil/yerine "BU DA VAR(MIŞ)" DEMEK


- KÜFÜR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST

( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )

( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )


- KÜFÜR[Ar. KFR/KÂFİR: Örten. | Çiftçi.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖVGÜ/SÖVMEK


- KÜFÜR değil/yerine/>< FİKİR

( Gerçeğin üstünü örtmek. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçeğin örtüsünü açmak. )


- KÜFÜR değil/yerine/>< ŞÜKÜR


- KÜFÜRBAZ[Ar. + Fars.(-bâz)] değil/yerine/= SÖVGEN/SÖVÜCÜ/AĞZI BOZUK/KARA


- KUİNTET[Fr. < QUINTETTE] değil/yerine/= BEŞLİ


- KULAK KABARTMAK ile/değil/yerine SORMAK

( Ağız aramak, ya da kulak kabartmak yerine doğrudan öğrenmeye yönelik soru sormak gerek. [her ne kadar sorulamayacak/konuşulamayacak şeyler olsa da] )


- KULE değil/yerine/= SUYRAN


- KÜLFET[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜLFET[Ar.]

( Zahmet, sıkıntı, zorluk, yorgunluk, zorlu iş. | Tören, merasim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )

( Külfetsiz ülfet olmaz. )


- KÜLFET değil/yerine/= YÜKEÇ


- KULLANIM/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEV/SEL


- KULLANMA ile/ve/değil/yerine İŞLEME


- KULLANMAK ile/ve/değil/yerine UYGULAMAK


- KÜLLİYEN[Ar.] değil/yerine/= TAMAMEN, TÜMÜYLE


- KÜLT[Fr. < Lat.] değil/yerine/= TAPINÇ/TAPMA | DİN | DİNSEL TÖREN


- KÜLT ile/değil/yerine/<> KÜLTÜR

( Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> ... )


- KÜLTÜR değil/yerine/= EKİN, ÖZGEN


- KÜLTÜR ile/ve/değil/yerine İNSANLIK/İNSANLIĞIN KÜLTÜRÜ

( [not] CULTURE vs./and/but CULTURE OF HUMANITY
CULTURE OF HUMANITY instead of CULTURE )


- KÜLTÜREL KOŞULLANMIŞLIKLAR ile/değil/yerine KÜLTÜREL COŞKULAR


- KÜLTÜREL(DÖNEMSEL) "DEĞER YARGILARI"NI "ÖĞRETMEK" değil/yerine/>< EĞİTİLENİ, DEĞER(LER)İN DÜŞÜNSEL BİLGİSİYLE DONATMAK


- KÜLTÜREL[İng. < CULTURAL] değil/yerine/= EKİNSEL


- KÜLTÜREL ile/ve/değil/yerine/||/<> DÖNEMSEL


- KULÜP değil/yerine/= DERGEN


- KÜLÜSTÜR[Yun.] değil/yerine/= YIPRANMIŞ, ESKİ, BAKIMSIZ


- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- KUMAŞ İPLİKLERİNDE:
30'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 40'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 50'ye 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 60'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 70'e 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 80'e 1


- KÜMÜLASYON/CUMULATION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM


- KÜMÜLATİF/CUMULATIVE[İng.] değil/yerine/= TOPLU


- KÜMÜLÜS değil/yerine/= KÜME BULUT

( Üst bölümleri bembeyaz ve küme durumunda, tabanı da çoğu kez yatay ve esmer bulut. )


- KUNT/KUND[Fars.] değil/yerine/= DAYANIKLI, SAĞLAM, KALIN, AĞIR


- KÜNYE değil/yerine/= SANLIK


- KÜPEŞTE[Yun.]/PARAPET[İt. < PARAPETTO] değil/yerine/= KORKULUK

( Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )


- KUPLE değil/yerine BEYİT


- KUR'AN-I KERÎM:
EMİR ile/değil/yerine NASİHAT/ÖĞÜT


- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM


- KURA ÇEKMEK değil/yerine/= ÇEKİ YAPMAK


- KURA değil/yerine/= ÇEKİ


- KURABİYE[Ar. < QUREYBİYYE] değil/yerine/= ÇÖREK

( Şekerli ya da tuzlu küçük çörek. )


- KURÂDA[Ar.] değil/yerine/= İŞE YARAMAZ, YIPRANMIŞ/ESKİMİŞ/BOZULMUŞ, CILIZ


- KURAL KOYMAK ile/ve/değil/yerine KURAL/LARI BELİRLEMEK

( Bilenler kurallar koyar, bilmeyenler kurallara uyar. )

( Kuraldan çok kuralcı, kraldan çok kralcı olmamak gerek! )

( [not] "TO MAKE THE RULE" vs./and/but "TO DETERMINE THE RULE/S"
"TO DETERMINE THE RULE/S" vs./and "TO MAKE THE RULE" )


- KURAL KOYUCU/LUK ile/ve/değil/yerine KURAL BULUCU/LUK


- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR


- KURAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURUL


- KURALSIZLIK ile/değil/yerine/>< KURALLILIK

( En kötü "kurallılık", en iyi kuralsızlıktan iyidir. )


- KURAM ile/ve/değil/yerine YARAR

( [not] THEORY vs./and/but BENEFIT
BENEFIT instead of THEORY )


- KURAMIN:
DOĞRULUĞU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYGUNLUĞU


- KÜRATİF/CURATIVE[İng.] değil/yerine/= SAĞALTICI | İYİLEŞTİRICİ


- KURBAN BAYRAMI değil/yerine/= YAKINLIK BAYRAMI


- KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR


- KURBAN ile/değil/yerine/>< SORUMLU

( )


- KURD yerine YIRTICI


- KÜRDAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HILTAN

( ... İLE/VE/||/<> Top durumundaki çiçekleri kuruduktan sonra sapları kürdan olarak kullanılan yabani bir bitki. )


- KÜRE değil/yerine/= YUVAR


- KÜREK ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<>/>< LAVA[İt.]

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herhangi bir yere yanaşmış filikanın, kürek çekmeden ilerlemesi için söylenilen söz/emir. )


- KÜRESELLEŞ(TİR)ME ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)ME

( )


- KÜREYVE değil/yerine/= YUVAR

( Organizmadaki çeşitli sıvılarda[kan, lenf, süt] bulunan, genellikle yuvarlak ya da oval küçük cisim.[Alyuvar, akyuvar.] | Yeryuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim. )


- KURGU/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURAM/SAL


- KURGU ile/ve/değil/yerine/&gt;&lt;/< OLGU

( [not] FICTION vs./> FACT instead of FICTION )


- KURGUL ile/ve/değil/yerine SİMGESEL


- KÜRKAS[Fr. < CURCAS] değil/yerine/= HİNT FISTIĞI

( Sütleğengillerden, meyve çekirdekleri zehirli bir bitki. )


- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK


- KURMAK ile/yerine DÜŞÜNMEK

( Kuruntu/vesvese ile zihne düşenler düşünme değildir! [kuruntulardan vazgeçebilmeli!] )

( Bırak, farklı düşünce/duygu kuşları başının üzerinden uçsunlar. Sen ancak başının üzerinde yuva yapmamalarını sağlayabilirsin! )


- KURNAZ/LIK ile/değil/yerine ZEKİ/LİK


- KURNAZLIK ile/değil/yerine AKIL


- KURNAZLIK ile/değil/yerine ZEKÂ/ZEKİ


- KURS[Fr. < COURS] değil/yerine/= ÖĞRETİ/ÖĞRENEK


- KURS[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KURS değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSİ] değil/yerine/= KONUŞAK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] değil/yerine/= SEKİ

( Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. | Ana bilim dalı. | Sandalye. | Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. )


- KURU KURU "ÜZÜLMEK" / "ÜZÜLÜYORUM" DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAPABİLECEĞİN BİR ŞEY/LER

( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Var. )


- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI


- KURUL ile/ve/yerine/değil KOORDİNASYON

( [not] COMMITTEE vs./and/but COORDINATION
COORDINATION instead of COMMITTEE )


- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL


- KURUMSAL BİR KARARI(/A):
BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> UYMAK


- KURUNTU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİ


- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI

( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )


- KÜŞADE[Fars. < GUŞÂDE] değil/yerine/= AÇIK, AÇILMIŞ


- KUŞANMA ile/ve/değil/yerine BÜRÜNME


- KUŞKU SORUSU ile/yerine ANLAMA SORUSU

( Yanıtlarını bildiğiniz, boş sorular sormamalısınız. )

( [Felsefede] BED-GÜMÂN[Fars.]/SEPTİK[İng.]: Şüpheci, her şeyden şüphe eden. )

( QUESTION IN DOUBT vs. COMPREHENSION QUESTION
COMPREHENSION QUESTION instead of QUESTION IN DOUBT
You must not ask idle questions, to which you already know the answers. )


- KUŞKU/ŞÜPHE ile/ve/değil/yerine TERK


- KUŞKU değil/yerine/>< BİLGİ

( BİLGİ: Kuşkuyu yok eden neyse, o! | Kuşkunun giderildiği kavrayış. )


- KUŞKU ile/değil/yerine ÇÖZÜMLEME

( DOUBT vs. ANALYSIS )


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< EMİN OLMA[İMAN]


- KUŞKU ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/>< İYİMSERLİK ve DAYANÇ/SABIR

( Hastalıkların yarısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< İlâçların yarısı. VE/||/<> İyileşmenin ilk adımı. )


- KUŞKU ile/yerine SORGULAMA

( Sorgulamak ve reddetmek gereklidir. )

( Gerçek soruşturma bir şeyin içine doğru yapılır, dışa doğru değil. )

( Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değmez. )

( Bilinecek/bilinebilecek şeye yaklaşmanın biricik yolu soru sormaktır. )

( Kuşkuculuğumuz hakkında bile kuşkucu olmalıyız. )

( Temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise sürekli kuşku içinde olmalarıdır. )

( SUSPICION vs. INTERROGATE
INTERROGATE instead of SUSPICION
To question and deny is necessary.
True enquiry is always into something, not out of something. )


- KUŞKUCULUK ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- KUŞKULANMAK ile/değil/yerine/>< YAPMAK

( )

( [not] DOUBT vs./but/>< DO
DO instead of DOUBT )


- KUŞKULU SEVGİ yerine KOŞULSUZ SEVGİ

( UNCONDITIONAL LOVE instead of SUSPICIOUS LOVE )


- KUŞKULU SEVGİ yerine KOŞULSUZ SEVGİ

( UNCONDITIONAL LOVE instead of SUSPICIOUS LOVE )


- KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN

( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )

( CUSCUTA )


- KÜSMEK ile/değil/yerine KONUŞMAMAK

( "Görüşmemek, birarada olmamak üzere". İLE/DEĞİL/YERİNE Görüşme, birarada olma durumu söz konusudur. )


- KUSURA BAKMA AMA ... değil/yerine YANLIŞ ANLAMA AMA ...


- KUSURLU ile/değil/yerine/>< HUZURLU

( [kişi/kul hakkına] Dikkat etmeyenin "yaşamı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dikkat edenin yaşamı. )


- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME


- KUTLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ANMA


- KÜTLE değil/yerine/= YIĞIN


- KUTSAL NESNELERİ TUTMADA:
ELLE ile/ve/değil/yerine KUMAŞLA


- KUTSAMA ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA


- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< FİDE/FİDAN

( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>


- KUTUP değil/yerine/= UC


- KUTUP değil/yerine/= UCAY


- KUTUPLAŞMA değil/yerine KUCAKLAŞMA


- KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr./İng. < DIAGONAL/E] değil/yerine/= KÖŞEGEN

( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )


- KUTUR değil/yerine/= ÇAP


- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ

( )

( )

( )


- KUVARSİT[Fr. < QUARTZITE] değil/yerine/= KUM TAŞI

( Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit. )


- KUVÖZ[Fr. < COUVEUSE] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVÖZ/INCUBATOR[İng.] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA


- KUVVETLER AYRILIĞI değil/yerine KUVVETLER AYRILIĞI VE BİRLİĞİ


- KUYRUK SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZ KIRPMAK


- KUYRUK ile/yerine SIRA

( QUEU vs. TURN
TURN instead of QUEU )


- KUYU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İP

( Derin olan, kuyu değil kısa olan, iptir. )


- KUZEY YERUCU/ANTARTIC değil/yerine/= GÜNEY YERUCU


- KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN


- KVAA/WİRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI


- KVKK/PERSONAL DATA PROTECTION LAW[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU


- LÂ-YETEZELZEL[Ar.] değil/yerine/= SARSILMAZ | GÜVENİLİR


- LABIL/LABILE[İng.] değil/yerine/= OYNAK | DEĞİŞKEN


- LABORATUVAR/LABORATORY[İng.] değil/yerine/= DENEYLİK


- LACİVERT[Far.] değil/yerine/= KOVAK, KEVEK


- LACİVERT değil/yerine/= KOYUGÖK


- LÂF YETİŞTİRMEK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ YETİŞTİRMEK


- LÂF(Z) değil/yerine/= SÖZ


- LÂF ile/ve/değil/yerine ÖNERME


- LÂFIZ değil/yerine/= SÖZGE


- LÂFZÎ TEFSİR değil/yerine/= SÖZEL YORUM


- LAGÜN[Fr.] değil/yerine/= DENİZKULAĞI


- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]

( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )

( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )


- LÂHİKE/LÂHİKA[Ar. çoğ. LEVÂHİK] değil/yerine/= EK


- LÂİNLEŞMİŞ[Ar.] değil/yerine/= KOVULMUŞ, NEFRET KAZANMIŞ, İSTENİLMEYEN


- LÂKAP(/B) değil/yerine/= TAKMA AD | SAN/UNVAN["ÜNVAN" değil!]


- LAKONİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= DEYİM

( Kısa, özlü söz. )


- LAMBADER[Fr. < LAMPADAIRE] değil/yerine AYAKLI LAMBA

( Genellikle odanın köşelerine konulan. )


- LAMINA[İng.] değil/yerine/= KATMAN


- LAMINER KABİN/LAMINAR FLOW CABINET[İng.] değil/yerine/= ÇEKER OCAK


- LAMINER/LAMINARY[İng.] değil/yerine/= KATMANLI | TEK YÖNLÜ (AKIM)


- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI


- LANGUISHING[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA KARŞI "İSTEKSİZLİK"


- LANSE ETME değil/yerine/= TANITMA


- LANSE[Fr.] (ETMEK) değil/yerine/= ÖNE SÜRMEK


- LANSET/LANCET[İng.] değil/yerine/= DERİ DELICİ İĞNE


- LANSMAN[Fr. < LANCEMENT] yerine TANITIM/SUNUM


- LAP/LYMPHADENOPATHY LENFADENOPATİ[İng.] değil/yerine/= AKKAN BEZİ BÜYÜMESİ


- LASERASYON/LACERATION[İng.] değil/yerine/= PARÇALI YARALANMA/YIRTILMA


- LASIK/LASER ASSISTED İN SITU KERATOMILEUSIS[İng.] değil/yerine/= LAZER YARDIMLI YERİNDE KORNEA BİÇİMLENDİRME


- LASTİK değil/yerine/= SÜĞÜÇ


- LATENT PERİYOT/LATENCY PERIOD[İng.] değil/yerine/= YANITSIZLIK DÖNEMI | GİZİLLİK DÖNEMI


- LATENT[İng.] değil/yerine/= GİZLİ | SESSİZ


- LATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ YAN


- LATERALİZASYON/LATERALIZATION[İng.] değil/yerine/= YANLAŞMA


- LATERODORSAL[İng.] değil/yerine/= SIRT-YAN


- LATEROLATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-YAN


- LATEROMEDİYAL/LATEROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-İÇYAN


- LATEROVENTRAL[İng.] değil/yerine/= ÖN-YAN


- LÂÜBÂLİ/LİK değil/yerine/= YILIŞIK/LIK


- LAUBALİ değil/yerine/= SENLİ-BENLİ


- LAUBALİLİK (YAPMAK/YAPMAMAK) ile/ve/değil/yerine YÜZ GÖZ (OLMAK/OLMAMAK)


- LAUBALİLİK ile/değil/yerine/< SAMİMİYET


- LAVAJ/LAVAGE[İng.] değil/yerine/= YIKAMA


- LAVUK[argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN

( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )


- LAYETE GAYYER değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ/BOZULMAZ


- LAYİHA değil/yerine/= GÖRÜŞÇE


- LÂYIK değil/yerine/= YARAŞIK, YAKIŞIR


- LAZER ANJİYOPLASTİ/LASER ANGIOPLASTY[İng.] değil/yerine/= LAZERLE DAMAR AÇIMI


- LAZER/LIGHT AMPLIFICATION BY STIMULATED EMISSION OF RADIATION[İng.] değil/yerine/= UYARILMIŞ RADYASYON EMISYONLA IŞIK AMPLIFİKASYONU


- LAZER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BUZ LAZER


- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)


- LBS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ


- LDA/LATENT DİRICHLET ALLOCATION[İng.] değil/yerine/= OLASILIK DAĞILIMLARI TEMELLİ KÜMELEME


- LED/LIGHT EMITTING DIODE[İng.] değil/yerine/= IŞIK YAYAN YARI İLETKEN KAYNAK, IŞIK YAYAN DİYOT


- LEGAL[İng.] değil/yerine/= YASAL


- LEHÇE[Ar.]/DİYALEKT[Yun.] değil/yerine/= EYTİŞ


- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından] ile/değil/yerine KAYNAK

( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )


- LEJAND değil/yerine/= ALTYAZI


- LEJYON[Fr. < Lat.] ile/değil/yerine KARA KUVVETLERİ

( Eski Romalılar'da, piyade ve süvarinin oluşturduğu askeri birlik. | Birkaç takımdan oluşan asker birliği. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- LEKSİKOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZCÜKBİLİM/SÖZLÜKBİLİM


- LEKTÖR[Fr.] değil/yerine/= OKUTMAN


- LENGÜİST/FİLOLOG değil/yerine/= DİLBİLİMCİ/DİLCİ


- LENGÜİSTİK/LİSANİYAT/FİLOLOJİ değil/yerine/= DİLBİLİM


- LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK

( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )


- LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK


- LETAL/LETHAL[İng.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜ


- LEVÂZIM SINIFI değil/yerine/= SÜEL ARTGEREÇ


- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER


- LEVEL[İng.]/SEVİYE[Ar.] değil/yerine DÜZEY


- LEYLA VE MECNUN değil/yerine NACİ VE/<> NACİYE


- LEZYON[Fr.] değil/yerine/= DOKU BOZUKLUĞU


- LİBERAL[İng.] değil/yerine/= ERKİNSEL


- LİBERALİST/LİBERAL değil/yerine/= ERKİNCİ


- LİBERALİZM değil/yerine/= ERKİNCİLİK


- LİDER[İng.] ile/değil/yerine ÖNDER

( Bulunulan durumu, var olanı yönlendirir. İLE/DEĞİL/YERİNE Ufuk açar. )


- LİF değil/yerine/=/değil/yerine/= TELÇİK değil/yerine/=/değil/yerine/= KILCIK


- LIFO/LAST IN FIRST OUT[İng.] değil/yerine/= SON GİREN, İLK ÇIKAR


- LİG[Fr.,] değil/yerine/= KÜME


- LİGAMAN/LIGAMENT[İng.] değil/yerine/= BAĞ


- LİGANT/LIGAND[İng.] değil/yerine/= BAĞLANAN (MOLEKÜL, ATOM VB.)


- LİGASYON/LIGATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAMA


- LİKEFAKSİYON/LIQUEFACTION[İng.] değil/yerine/= SIVILAŞIM


- LİKİDİTE/LIQUİDITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞKANLIK


- LİKİT/LIQUİD[İng.] değil/yerine/= SIVI


- LİMİT[İng.] değil/yerine/= SINIR


- LIMITASYON/LIMITATION[İng.] değil/yerine/= SINIRLAMA | KISITLAMA


- LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( )

( Bisikletin konforu/artıları, limuzinde bile yoktur. )


- LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( Bisikletin konforu/artıları, limuzinde bile yoktur. )


- lin.[Lat. < LINIMENTUM] değil/yerine/= ETKİLİ NESNENİN YAĞ YA DA ALKOLDE ERİTİLMESİYLE HAZIRLANAN SIVI İLÂÇ


- LINAC/LINEAR ACCELERATOR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL HIZLANDIRICI


- LİNÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İFŞÂ


- LİNEER/LINEAR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL


- LİNET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN


- LİNGUİSTİK değil/yerine/= DİL(SEL)


- LİNK[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- LİNOTİP[İng.] değil/yerine/= DİZGİ MAKİNESİ

( Basımevinde, harfleri dizen ve satırları, blok durumunda döken makine. )


- LİNYİT değil/yerine/= GÖYNÜK


- LİPOPROTEİNLER değil/yerine/= YAĞLI ÖNBESİ


- liq.[Lat. < LIQUOR] değil/yerine/= SIVI İLAÇ, LİKÖR


- LIS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ


- LİSAN-I MÜNÂSİP (İLE)[Ar.] değil/yerine/= UYGUN BİR DİL (İLE)


- LİSÂN[Ar.] değil/yerine/= DİL


- LİSAN/ZEBAN değil/yerine/= DİL/DİLDEM


- LİSANS[İng. < LICENCE] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ / YETKİNLİK


- LİSE[Fr.] değil/yerine/= BİLGİTEY


- LİSTE[İng. < LIST] yerine DİZİN/DİZELGE/DÖKÜM


- LİTERATÜR değil/yerine/= YAZINCA


- LİTOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= TAŞBİLİM


- LİTOSFER değil/yerine/= TAŞYUVARI/TAŞKÜRE


- LİYÂKAT değil/yerine/= DEĞİM/YARAŞIRLIK


- LİYOFİLİZASYON/LYOPHILIZATION[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK KURUTMA


- LİZOZOM değil/yerine/= SİNDİRGEN


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LOBİ değil/yerine/= DALAN

( Bir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk. | Otel, tiyatro gibi yerlerde, girişe yakın, geniş yer. | Bazı çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk. )


- LOBUT[Ar. < NEBBUT]["LABUT" değil!] değil/yerine SOPA

( Kalın, kısa ve düzgün sopa. | Kol gücünü geliştirmek için kullanılan jimnastik aracı. [gürgenden] | Bovling oyununda devrilmesi amaçlanan, alt bölümü geniş, üst bölümü tek boğumlu, çeşitli malzemeden yapılmış hedef. )


- LOĞ/YUVAK/YUVGU/YUVGUZ ile/değil/yerine/= SİLİNDİR[Fr. < Yun.]/ÜSTÜVANE[Ar.]

( Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine koşut iki yüzeyin sınırladığı cisim. | Metalleri inceltmek, kumaşları parçalatmak, kâğıt üzerine baskı yapmak gibi işler için sanayide kullanılan merdane. | Motorlu taşıtların motorunda, pistona güçlü bir itiş sağlamak ve gaz karışımının yandığı ya da patladığı yer. | Yollarda, toprak damlarda, yeri bastırmak ya da tarlalarda, toprakları ezmek için gezdirilen taş silindir. )


- LOINC/LOGICAL OBSERVATION IDENTIFIERS NAMES AND CODES[İng.] değil/yerine/= MANTIKSAL GÖZLEM TANIMLAYICILARI ADLAR VE KODLAR


- LOJMAN[Fr. LOGEMENT] değil/yerine/= KURUM KONUTU

( Bir kuruluş ya da iş yerindeki çalışanlara, parasız ya da az bir kira karşılığında verilen konut. )


- LOKAL ANESTEZİ değil/yerine/= SINIRLI UYUŞTURMA


- LOKAL POTANSİYEL/LOCAL POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= YEREL GİZİL GÜÇ


- LOKAL değil/yerine/= DERNEKEVİ


- LOKAL değil/yerine/= YEREL


- LOKALİZASYON/LOCALIZATION[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİM


- LOKALİZE/LOCALIZED[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİMLİ


- LOKAVT değil/yerine/= İŞKAPAT


- LOKMA'NIN BEDELİ değil/yerine LOKMAN'IN TEDBİRİ(AKLI/BİLGİSİ)


- LOKMAYI ÇABUK YUTMAK ile/değil/yerine/><
YETERİNCE ÇİĞNEDİKTEN SONRA YUTMAK

( Yemek yerken bir sonraki lokmayı hazırlamak yerine ağızdaki lokmayı iyice çiğnemek, yavaş yemek ve yiyeceğin tadını/zevkini tam olarak almaya çalışmaktır doğru olanı! )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! )


- LOKOMOTİF[Fr. < LOCOMOTIVE] değil/yerine/= ÖNYEDEN


- LÖKOSIT FORMÜLÜ/DİFFERENTIAL BLOOD COUNT[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR DAĞILIMI


- LÖKOSİT/LEUKOCYTE[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR


- LOKÜLE/LOCULATED[İng.] değil/yerine/= YUVALI


- LOKÜS/LOCUS[İng.] değil/yerine/= KONUM, YER


- LONGITÜDİNAL ÇALIŞMA/LONGITUDİNAL STUDY[İng.] değil/yerine/= ZAMANA YAYILI ÇALIŞMA


- LONGITÜDİNAL/LONGITUDİNAL[İng.] değil/yerine/= UZUN EKSENDE, UZUNLAMASINA


- lot.[Lat. < LOTIO] değil/yerine/= İLAÇLI SU, LOSYON


- LP/LUMBAR PUNCTION[İng.] değil/yerine/= LOMBER PONKSİYON


- LSTM/LONG-SHORT TERM MEMEORY[İng.] değil/yerine/= UZUN-KISA SÜRELİ BELLEK


- LÛGAT[Ar.] değil/yerine/= SÖZLÜK


- LÜKS ile/değil/yerine TOKGÖZLÜLÜK

( Yapay yoksulluk. İLE/DEĞİL/YERİNE Doğal zenginlik. )


- LÜKSASYON/LUXATION[İng.] değil/yerine/= ÇIKIK


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ


- LUSITROPİ/LUSITROPY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME GÜCÜ


- LÜTFEN değil/yerine/= KAYRADAN


- LÜTFETMEK değil/yerine/= KAYRALAMAK


- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM


- LÜTÛFKÂR/ÂNE değil/yerine/= KAYRALI/CA


- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER


- LVAD/LEFT VENTRICULAR ASSIST DEVICE SOL VENTRİKÜL[İng.] değil/yerine/= SOL KARINCIK DESTEK AYGITI


- M-HEALTH/MOBILE HEALTH[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK, M-SAĞLIK


- M-RNA MESSENGER RİBONUCLEİC ACİD[İng.] değil/yerine/= HABERCİ RİBONÜKLEİK ASIT


- m.[Lat. < MISCE] değil/yerine/= KARIŞTIR, BİRLEŞTİR


- M/MOLAR[İng.] değil/yerine/= MOL


- MAALESEF[Ar.]["MALESEF" değil!]/DERDÂ[Fars.] değil/yerine/= NE YAZIK Kİ


- MAARİF/Çİ[Ar.] değil/yerine/= EĞİTİM/Cİ


- MAAŞ/MAHİYE[Fars., Ar.] değil/yerine/= AYLIK


- MÂBED/MÂBET[Ar.] değil/yerine/= TAPINAK


- MAÇ[İng. MATCH] değil/yerine/= KARŞILAŞMA/EŞLEŞME


- MACERA[Ar.]/SERÜVEN[Fars. SERVAN]/SERGÜZEŞT[Fars.]/AVANTÜR[Fr. AVENTURE | İng. ADVENTURE] değil/yerine/= OLAYCA


- MACERAPEREST değil/yerine/= OLAYCASEVER


- MADDE/(î) değil/yerine/= ÖZDEK/(SEL)


- MADDE değil/yerine/= EY/ÖZDEK/NESNE


- MADDÎ EDİM değil/yerine/= EYCİL EDİM


- MADDÎ KEYİFLER/ZEVKLER ile/ve/değil/yerine MANEVÎ ZEVKLER

( Başta istek, sonrasında bıkkınlık verir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Başta isteksizlik, sonrasında şevk verir. )


- MADDİ MALLAR değil/yerine/= EYCİL TAVARLAR


- MADDÎ değil/yerine/= EYCİL


- MADDİYAT değil/yerine/= EYCİLLİK


- MADERŞAHİ[Fars.]/MATRİARKAL[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ANAERKİL


- MAFSAL[Ar.] değil/yerine/= EKLEM


- MAĞARA[Ar.] değil/yerine/= İN

( Bir yamaca ya da kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu. | Karst bölgelerinde, kireçtaşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yeraltı kovukları. )


- MAĞAZA değil/yerine/= KEPİTEY


- MAĞDUR/İYET[Ar.] değil/yerine/= KIYGIN/LIK

( Haksızlığa uğramış kişi. )


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAGMA[Yun.] değil/yerine/= ISI/SICAK YUVARI

( Yerin içinde, sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik. )


- MAGNETOSPHERE değil/yerine/= KAPARYUVAR


- MAGNETOTELLURICS değil/yerine/= KAPARBALKI


- MAGNİFİKASYON/MAGNİFICATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜLTME


- MAGNİTÜT/MAGNİTUDE[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK | ÖNEM


- MAĞRUR[Ar.] değil/yerine/= GURURLU


- MAĞRUR ile/ve/değil/yerine/||/>< MAĞDUR

( Mağdur olan, mağrur olur. )

( "Mağrurun" değil mağdurun yanında olmayı yeğleriz/yeğlemeliyiz... )


- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MAHAL/MEVZİ[Ar.] değil/yerine/= YER/YÖRE


- MAHALLİ[Ar.] değil/yerine/= YÖRESEL/YEREL


- MAHÂRET değil/yerine/= BECERİ


- MÂHÂZÂ/MAAHÂZÂ değil/yerine/= BUNUNLA BİRLİKTE, BÖYLEYKEN, BÖYLE İSE DE


- MAHCUBİYET[Ar.] değil/yerine/= UTANGAÇLIK/SIKILGANLIK


- MAHCUR[Ar.] değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUR değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUZ değil/yerine/= ELKOYLU


- MAHDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIRLANMIŞ


- MAHDUT değil/yerine/= DAR


- MAHFAZA[Ar.] değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFAZA değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFİL-İ KAZÂ değil/yerine/= ADÂLET MEYDANI


- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= SAKLANMIŞ/KORUNMUŞ

( MAHFUZEN: Gözaltında olarak. )


- MAHFUZ değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI


- MAHFUZ değil/yerine/= SAKLI/KORUNUK


- MAHİR[Ar.] değil/yerine/= USTA/BECERİKLİ

( MÂHİRÂNE[Ar., Fars.]: Becerikli bir biçimde, becerikli olarak, ustaca. )


- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= İÇYÜZ


- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖZLÜK/İÇYÜZ

( Bir şeyin durumu. | Kişi. )


- MAHKÛK[Ar.] değil/yerine/= KAZILMIŞ


- MAHKÛM ETMEK ile/ve/yerine ELEMEK


- MAHLÛK[Ar.] değil/yerine/= YARATIK


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= ÇÖZÜLMÜŞ/DAĞILMIŞ


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= HALLOLMUŞ/ÇÖZÜLMÜŞ | ERİYİK


- MAHLUL/SOLÜSYON değil/yerine/= ERİYİK/ÇÖZELTİ


- MAHLUT[Ar.] değil/yerine/= KATIŞIK | KARIŞIM


- MAHMUL değil/yerine/= YÜKLETİLMİŞ/YÜKLÜ/DOLU


- MAHMUZ[Ar.] değil/yerine/= ÇIKINTI

( Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı. | Eski tür savaş gemilerinde, su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı. | Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı. )


- MAHPUS[Ar.] değil/yerine/= KAPATILMIŞ

( Kapatılmış, hapsedilmiş. | Bir çeşit tavla oyunu. )


- MAHPUS değil/yerine/= KISINIK


- MAHREC değil/yerine/= PAYDA


- MAHREK[Ar.] değil/yerine/= YÖRÜNGE

( Yürüyen bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. | Bir gökcisminin, devinme süresince aldığı yol. )


- MAHREM değil/yerine/= GİZLİ


- MAHREM değil/yerine/= İÇREK, GİZLİ


- MAHREMİYET değil/yerine/= GİZLİLİK


- MAHRUKAT[Ar.] değil/yerine/= YAKIT/YAKACAK


- MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN


- MAHRUM/İYET değil/yerine/= YOKSUN/LUK


- MAHRUT[Ar.] değil/yerine/= KONİ


- MAHSUBEN değil/yerine/= SAYILCA


- MAHSUL[Ar.] değil/yerine/= ÜRÜN/VERİM


- MAHSUL/HASILAT değil/yerine/= ÜRÜN


- MAHSUP değil/yerine/= SAYIŞIK


- MAHSUR[Ar.] değil/yerine/= KISIĞ


- MAHSUS[Ar.] değil/yerine/= ÖZELLİKLE


- MAHSUS ile/ve/değil/yerine MÂKUL

( Elimizle/gözümüzle, duyularımızla. İLE/VE/DEĞİL Beyin, akıl ile. )


- MAHÛLE[Ar.] değil/yerine/= DUL

( Kocası ölmüş kadın. İLE Eşi ölmüş ya da eşinden boşanmış kadın ya da erkek. )


- MAİ[Ar.] değil/yerine/= MAVİ


- MAİN[Ar.] değil/yerine/= KARE/EŞKENAR DÖRTGEN


- MAİŞETİ TEMİN[Ar.] değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK


- MAJOR CROSS MATCH[İng.] değil/yerine/= MAJOR ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA


- MAJÖR/MAJOR[İng./Fr.] değil/yerine/= BÜYÜK/ÖNEMLİ

( Büyük, önemli. | Bir makam, bir akort ya da bir aralığın oluşma biçimi. | Büyük önerme. )


- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM


- MAKALE değil/yerine/= YAZI


- MAKAM ŞÖFÖRÜ değil/yerine/= ORUN SÜRÜCÜSÜ


- MAKAM TAZMİNATI değil/yerine/= ORUN ÖDENEĞİ


- MAKAM/MANSIP/MESNET/MEVKİ değil/yerine/= ORUN


- MAKAMDA YÜKSELİŞ ile/ve/değil/yerine HİZMETTE YÜKSELİŞ

( Allah'ın kudretiyle bitişen kişi, hepimize ücretsiz ve menfaatsiz olarak hizmet eder. )

( Bir meyve ağacı, uzaktan hep yaprak görünür. Yanına yaklaşınca meyveleri görünmeye başlar. Yaprak olmasa meyve yetişemez. O kadar yaprağın hizmeti o meyveler içindir. )

( Keşkül Dergisi'nden: Hizmet I, Hizmet II )


- MAKARA değil/yerine/= SARDIRAÇ


- MAKBUZ[Ar.] değil/yerine/= ÖDENDİ BELGESİ


- MAKİNE değil/yerine/= İŞLERGE


- MAKİNİST değil/yerine/= İŞLERGECİ


- MAKSAT[Ar.] değil/yerine/= AMAÇ


- MAKSIMAL[/MAXIMAL[[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK


- MAKSİMİZASYON/MAXIMIZATION[İng.] değil/yerine/= EN ÇOKLAMA, EN ÇOKLAYIM, EN ÇOKLATIM


- MAKSIMUM/MAXIMUM[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK


- MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÇOK/YÜKSEK


- MAKSİMUM değil/yerine/= SON SINIR / EN FAZLA


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKTUL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜLEN


- MAKYAJ[Fr.] değil/yerine SÜSLEM / YÜZ BOYAMA


- MAKYAJ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜLÜMSE/MEK

( Kişinin en güzel/iyi/büyüleyici/olmazsa olmaz/değerli/etkili/sınırsız/sürekli makyajı, gülümsemesidir. )


- MAKYAJLI ile/yerine MAKYAJSIZ


- MAL/META ile/değil/yerine CAN


- MAL/MÜLK/MADDİ ZENGİNLİK değil/yerine/= OD, OCAK


- MALA[Fars.] değil/yerine/= SÜRGÜ

( Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, tahta saplı, duvarcı ve sıvacı aracı. )


- MALABSORPSİYON/MALABSORPTION[İng.] değil/yerine/= EMİLİM BOZUKLUĞU


- MALADJUSTMENT[İng.] değil/yerine/= UYUM BOZUKLUĞU


- MALAKİT[Fr. MALACIHTE < Yun.] değil/yerine/= BAKIRTAŞI

( Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat. )


- MALEZYA'DA:
KENT değil/yerine KÖY

( Malezya halkı, (daha çok) yerleşim ve yaşamak için kent yerine köyleri tercih etmektedir. )


- MALFORMASYON/MALFORMATION[İng.] değil/yerine/= OLUŞUM BOZUKLUĞU | BİÇİM KUSURU


- MALI SEVME ile/değil/yerine KENDİNİ SEVME

( Kendini sevemeyenin sevdiği. İLE ... )


- MALİGNANSİ/MALİGNANCY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MALİGNİTE/MALIGNITY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MÂLİK[< MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile/ve/değil/yerine/||//<>/>/< SÂLİK[< SÜLÛK]

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bir tarikata girmiş bulunan. | Yolcu, Allah'a giden yolu tutana, seyr hâlinde bulunduğu sürece verilen isim. )


- MALNÜTRİSYON/MALNUTRITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ BESLENME


- MALPOZİSYON/MALPOSITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ KONUM


- MALPRAKTİS/MALPRACTICE[İng.] değil/yerine/= HATALI TIBBİ UYGULAMA


- MALROTASYON/MALROTATION[İng.] değil/yerine/= KUSURLU DÖNÜŞ


- MALUL GAZİ değil/yerine/= SÖKEL BATUR


- MALÛL[Ar.] değil/yerine/= SÖKEL/SAKAT | GÜÇSÜZ


- MALUL değil/yerine/= SÖKEL


- MALULEN değil/yerine/= SÖKELCE/SÖKELLİKTEN


- MALUM/AKTİF değil/yerine/= ETKEN


- MALUMAT ile/ve/yerine FEYZ


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> ANIMSARSANIZ ...


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> BİLDİĞİNİZ GİBİ


- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ


- MAMUR[Ar.] değil/yerine/= BAYINDIR

( Gelişip güzelleşmesi, yaşayış koşullarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan. )


- man. pr.[Lat. < MANE PRIMO] değil/yerine/= SABAH ERKENDEN


- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM


- MÂNÂ[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MANCA[İt.] değil/yerine/= YİYECEK


- MANCANA[İt.] değil/yerine/= FIÇI

( Gemilerde, içme suyu konulan, büyük, yassı fıçı. )


- MANDREN/MANDRİN[İng.] değil/yerine/= DALGI KILAVUZU


- MANEN değil/yerine/= ÖZCE


- MANEVİ TAZMİNAT değil/yerine/= ÖZCÜL ÖDENCE


- MANEVİ değil/yerine/= ÖZCÜL


- MANEVİYAT değil/yerine/= ÖZCÜLLÜK


- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET

( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )


- MÂNİ OLMAK değil/yerine/= ÖNLEMEK


- MÂNİ[Ar.] değil/yerine/= ENGEL


- MÂNİ değil/yerine/= ÖNLEYİCİ/ENGEL


- MANİFATURA[İt. < Lat.] değil/yerine/= KUMAŞ/DOKUMA

( Fabrika yapımı her türlü kumaş ve bez gibi dokumalar. )


- MANİFESTASYON/MANIFESTATION[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNÜR BELİRTİ-BULGU


- MANİFESTO[İt. < Lat.] değil/yerine/= BİLDİRİ


- MANİK ATAK/MANIC EPISODE[İng.] değil/yerine/= TAŞKINLIK DÖNEMİ


- MANİK-DEPRESİF PSİKOZ değil/yerine/= TAŞKIN-ÇÖKÜMLÜ ÇILDIRI


- MANİKA[İt. < MANICA] değil/yerine/= BACA[Fars. < BÂCE]

( Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca. )


- MANİKÜR[Fr.] değil/yerine/= EL/TIRNAK BAKIMI


- MANİPÜLASYON/MANİPULATION[İng.] değil/yerine/= YÖNLENDİRME | GÜDÜMLEME | HİLEYLE YÖNLENDİRME | KARŞIDAKİYLE OYNAMA, KARŞIDAKINİ ÇIKARI İÇİN KULLANMA. | ELLE KULLANMA


- MANİPÜLASYON değil/yerine/= YÖNLENDİRİM


- MANİPÜLATİF değil/yerine/= YÖNLENDİRİMLİ


- MANİPÜLATÖR/MANİPLE değil/yerine/= YÖNLENDİREÇ/YÖNLENDİRİMCİ/YÖNLENDİREÇÇİ


- MANİVELA[İt.] değil/yerine/= KALDIRAÇ

( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )


- MANİVELA değil/yerine/= KALDIRAÇ


- MANOMETRE[Fr. < Yun. MANOS: Seyrek, yumuşak. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= BASIÖLÇER


- MANŞET değil/yerine/= ÖNBAŞLIK


- MANSİYON[Fr.] değil/yerine/= ÖZENDİRME ÖDÜLÜ

( Bir yarışmada, konulan ödüle yeterli nitelikte görülmemekle birlite, anılmaya değer bulunan kişiye ya da yapıta verilen derece. )


- MANŞON/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN


- MANTIK EYTİŞİMİ ile/ve/değil/yerine YAŞAM EYTİŞİMİ


- MANTIK KALIPLARI ile/ve/değil/yerine MANTIK


- MANTIK, MANTIKLI/LIK ile/ve/<>/değil/yerine TUTARLI/LIK

( LOGIC, LOGICAL/NESS vs./and/<> CONSISTENCY
CONSISTENCY instead of LOGIC, LOGICAL/NESS )


- MANTIK ile/değil/yerine UYGULAMA


- MANTIKEN değil/yerine/= ESTEMCE


- MANTIKÎ/MANTIKSAL değil/yerine/= ESTEMLİ


- MANTIKSIZ" ile/değil/yerine TUHAF


- MANUEL/MANUAL[İng.] değil/yerine/= EL KITABI | ELLE YAPILAN


- MANYETİK değil/yerine/= KAPGILI


- MANYETİZMA değil/yerine/= KAPGIBİLİM | KAPGILAMA/KAPGILIK


- MANZARA değil/yerine/= GÖRÜNÜM/GÖREY


- MARABA/RENÇBER[Fars.]/IRGAT[Yun.] değil/yerine/= ÇİFTÇİ/ORTAKÇI


- MARASMUS[İng.] değil/yerine/= ZAFİYET, ARIKLIK


- MARATON değil/yerine/= UZUN KOŞU


- MAREŞAL/MÜŞİR değil/yerine/= SAVAŞHAN


- MARGARİN yerine ZEYTİNYAĞI!


- MARİFETİYLE değil/yerine/= ELİYLE/ARACILIĞIYLA


- MARJ[Fr.] değil/yerine/= PAY

( Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan pay. | Yazılmış ya da basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk. )


- MARJ/MARGIN[İng.] değil/yerine/= SINIR


- MARJİNAL FAYDA değil/yerine/= SONBİRİM YARARI


- MARJİNAL/MARGINAL[İng.] değil/yerine/= SINIRDA | SIRA DIŞI


- MARJİNAL değil/yerine/= AYKIRI/SIRADIŞI


- MARKER[İng.] değil/yerine/= BELİRTEÇ


- MARKER değil/yerine/= BELİRTİCİ


- MARKETİNG[İng.] yerine PAZARLAMA


- MARN[Fr.] değil/yerine/= PEKMEZTOPRAĞI

( Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç. | Üzüm şırasının tortularını çöktürmek için kullanılan, kil ile karışık kireçli toprak. )

( MARNLAMAK: Kireci az olan toprağın içine marn katarak daha iyi duruma getirmek. )


- MARON[Fr. < MARRON] değil/yerine/= KESTANE RENGİ


- MARŞ[Fr. < Cerm.] değil/yerine/= ÇIĞIRI


- MARS değil/yerine/= MERÎH[Ar.]/SAKIT[Ar.]

( Güneşe olan uzaklığı, Yer'in Güneş'e olan uzaklığından daha çok olan dış gezegenlerin ilki. )

( Mars gezegeninde bulunan Olympus Mons, Güneş Sistemi'nde bilinen en yüksek volkan ve dağdır. Dağın yüksekliği, 26.4 km. olup Everest ile karşılaştırılırsa üç kat daha yüksektir. )

( el-KAHİRE[Ar.](al-QAHIRAH )


- MARTAVAL (OKUMAK) ile/ve/değil/yerine MASAL (ANLATMAK)


- MARUF değil/yerine/= SANLI


- MARUZ KALMAK ile/değil/yerine TÂBÎ OLMAK


- MÂRUZ[Ar.] değil/yerine/= EDİK


- MÂRUZAT[Ar.] değil/yerine/= SUNUŞLUK


- MAS[Ar.] değil/yerine/= SOĞURMA/EMME


- MASADA ile/ve/değil/yerine YERDE

( Daha çok yenilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yeterince, gerektiği kadarı yenilir. )


- MASAJ[Fr.] ile/değil/yerine/||/<> OVMAK

( ... ile/değil/yerine/||/<> DELK )


- MASAL/SI değil/yerine/= DÜŞÇE/MSİ


- MASALLAR:
ÇOCUKKEN ile/değil/yerine BÜYÜYÜNCE

( Uyuyana kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE Uyanana kadar. )


- MAŞERÎ[Ar.] değil/yerine/= ORTAK US/AKIL

( Topluluğun olan, ortaklaşa. )

( Hiçkimse, birlikte olduğumuz kadar akıllı değildir/olamaz. )


- MASİF[Fr.] değil/yerine/= SOM

( Kütlesi, görünürdeki tüm oylumu kaplayan, kaplama ya da doldurma olmayan. )


- MASKARALIK ile/değil/yerine/>< REKÂBET


- MASKE değil/yerine/= YAPAY YÜZ

( Boyalı karton, kumaş, plastikten yapılmış olan, tanınmamak için kullanılan yapma yüz. | Korunmak için özel olarak yapılmış, yüze geçirilen şey. | Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. | Gerçek duyguları ya da bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen, aldatıcı görünüş, davranış. | Kişinin oynadığı rol ya da hem kendine, hem de çevresine yönelik takındığı davranış. )


- MASKOT[Fr.] değil/yerine/= "UĞURLU" EŞYA

( Uğur getireceğine inanılan şey. | Uğur sayılan kişi ya da hayvan. )


- MASLAHATGÜZAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= İŞGÜDER

( Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda ya da o ülkeye gelmesinden önce, ona vekâlet eden diplomat. )


- MASLAHATGÜZAR değil/yerine/= İŞGÜDER


- MASRAF[Ar.] değil/yerine/= GİDER


- MASRAF değil/yerine/= GİDER


- MASTAR değil/yerine/= DÜZCÜ


- MASTER değil/yerine/= UNGAN


- MASUMDUR! ile/ve/değil/yerine/||/<> SUÇLU DEĞİL!

( "Suçlu değil!" demek, her zaman, zemin ve koşulda "Masumdur!" anlamına gelmez. )


- MASUMİYET KARİNESİ/PRESUMPTION OF İNNOCENCE değil/yerine/= SUÇSUZLUK İLKESİ


- MAT değil/yerine/= DONUK


- MAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİŞME YATAK


- MATAFYON[İt.] değil/yerine/= DELİK

( Yelkenlere ve tentelere açılan delik. )


- MATBAA[Ar.] değil/yerine/= BASIMEVİ


- MATBÛ[Ar.] değil/yerine/= BASILI/BASILMIŞ


- MÂTEM[Ar.] değil/yerine/= YAS


- MATEM değil/yerine/= YAS


- MATERNAL[İng.] değil/yerine/= ANADAN | ANNEYE AIT


- MATERYAL/MATERIAL[İng.] değil/yerine/= GEREÇ | MADDE


- MATİTE/MATITY[İng.] değil/yerine/= TOK SES


- MATKAP değil/yerine/= DELGİ


- MATRAH[Ar.] değil/yerine/= TEMEL ALINAN DEĞER

( Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer. )


- MATRİKS/MATRIX[İng.] değil/yerine/= GÖZELER ARASI DOLGU


- MATÛF[Ar. < ATF] değil/yerine/= YÖNELTİLMİŞ

( Bir yöne eğilmiş. | Yöneltilmiş. )


- MATÛH[Ar. < ATEH] değil/yerine/= BUNAMIŞ/BUNAK


- MATUH[Ar.] değil/yerine/= BUNAK


- MATÜR/MATURE[İng.] değil/yerine/= OLGUN


- MATÜRASYON/MATURATION[İng.] değil/yerine/= OLGUNLAŞMA


- MATÜRITE/MATURITY[İng.] değil/yerine/= OLGUNLUK


- MÂVERÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖTE

( Ard, geri, bir şeyin ötesinde, arkasında bulunan. | Türk müziğinin eski bir mürekkep makamı.[Biri, devr-i kebir, öteki, fahte usûlünde, iki tane müellifi belirli olmayan peşrev ile bir tane, yine müellifi bilinmeyen saz semaisi, bu makama örnektir.] )


- MAVİ[Ar.] değil/yerine/= GÖK, GÖKÇE


- MAVİ değil/yerine/= GÖKÇE


- MAVİMTIRAK değil/yerine/= GÖKÇEMSİ/GÖKÇEMTIRAK/GÖKÇÜL/GÖKŞİN


- MAYA[Hintçe]/İLÜZYON[İng. < ILLUSION]/DOXA[Yun.] değil/yerine/= YANILSAMA


- MAYİ[Ar.] değil/yerine/= SIVI


- MAYİ/LİKİT değil/yerine/= SIVI


- MAYİ/LIQUİD, FLUİD[İng.] değil/yerine/= SIVI


- MAYISTRA[İt.] ile/değil/yerine RÜZGÂR/YELKEN

( Grandi direğinin en alt sereni ve bu serene çekilen yelken. | Kuzeybatı rüzgârı. İLE ... )


- MAYMUN İŞTAHLI/LIK ile/değil/yerine ÇOK YÖNLÜ/LÜK


- MAYSTRO/MAESTRO değil/yerine/= UNGAN

( Besteci. | Orkestra şefi. )


- MAYTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= HAVAİ FİŞEK

( Yandığında renkli ve parlak ışıklar saçan, şenlik gecelerinde yakılan havai fişek. )


- MAZBATA[Ar.] değil/yerine/= TUTANAK


- MAZBUT VAKIF[Ar.] değil/yerine/= KAMUSAL TURGU


- MAZERET KAĞIDI değil/yerine/= NEDENLİK BELGESİ


- MAZERET-İ SAHİHA değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK


- MAZERET değil/yerine/>< EYLEM

( İstemiyorsak. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçekten istiyorsak. )


- MAZERET değil/yerine/= NEDENLİK


- MAZERET değil/yerine/= ÖZÜR


- MAZERETSİZ değil/yerine/= NEDENLİKSİZ


- MAZGAL[Yun.] değil/yerine/= DELİK

( Kale duvarlarında, iç yanı geniş, dış yanı dar delik. )


- MAZHARİYET değil/yerine/= ERGİ


- MÂZÎ değil/yerine/= GEÇMİŞ


- MAZLUM[Ar.] değil/yerine/= KIYILGIN


- MAZMUN değil/yerine/= İÇANLAM


- MAZNÛN[Ar. < ZANN] değil/yerine/= SANIK


- MAZNUN değil/yerine/= SANIK


- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK


- MAZRUB değil/yerine/= ÇARPAN


- MAZRUBÂT-I TEFRİK değil/yerine/= ÇARPANLARA AYIRMA


- MAZRÛF[< ZARF] değil/yerine/= ZARFLANMIŞ, ZARFA KONMUŞ | KALIPLI, KILIFLI | ZARFLI KÂĞIT


- MAZUR GÖRÜN ile/değil/yerine KUSURA BAKMAYIN


- MAZUR değil/yerine/= NEDENLİ


- MBIS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARITA TABANLI BİLGİ DÜZENİ


- MBS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MEKANSAL BİLGİ DÜZENİ


- MCI/MILD COGNITIVE IMPAIRMENT[İng.] değil/yerine/= HAFİF BİLİŞSEL BOZUKLUK


- MCS/MECHANICAL CIRCULATORY SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MCSD/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MD/DOCTOR OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIP DOKTORU


- MDC/MECHANICAL ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK (KALP) DESTEK AYGITI


- MDD/MICROWAVE DİATHERMY | MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MİKRODALGA DİYATERMİSİ, MİKRODALGAYLA SICAKLIK UYGULAMASI | MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MDDC/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ


- ME'YÛS[< YE'S]/NEVMÎD[Fars. < NÂ-ÜMÎD] değil/yerine/= ÜMİTSİZ


- MEA/COST EFFECTIVENESS ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET ETKINLİK ÇÖZÜMLEMESİ


- MEBLAĞ[Ar.] yerine TUTAR


- MEBLAĞ değil/yerine/= TUTAR


- MEBÛS[Ar.] değil/yerine/= SAYLAV/MİLLETVEKİLİ


- MECÂZ-I MÜRSEL değil/yerine/= DÜZÖZGEÇ/AD AKTARMASI


- MECÂZ/Î / METAFORİ/K değil/yerine/= ÖZGEÇ/Lİ


- MECAZ değil/yerine/= DEĞİŞMECE


- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK


- MECBUREN değil/yerine/= GÜCÜNLÜCE


- MECBURİ HİZMET değil/yerine/= GÜCÜNLÜ İŞGÖRÜ


- MECBURÎ/ZARURÎ değil/yerine/= GÜCÜNLÜ


- MECBURİYET/LE ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< MUHABBET/LE


- MECBURİYET değil/yerine/= GÜCÜNLÜK


- MECBURİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MEMNUNİYET


- MECHÛL[Ar. < CEHL] değil/yerine/= BİLİNMEYEN[BELİRSİZ değil!]


- MEÇLEŞME/MATCHLEŞME değil/yerine/= EŞLEŞME/"ÖRTÜŞME"


- MECMÂ[Ar.] değil/yerine/= YIĞINAK

( Bir şeyin biriktiği yer. | Bir şeyin, bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt. | Birgözeli bitkilerin biraraya gelerek oluşturdukları küme. )


- MECMUA değil/yerine/= DERGİ


- MECRÂ değil/yerine/= YÖNEY


- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ

( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )


- MECZUB OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine CÂZİB OLMAK


- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI, ÖVÜNÇLÜK, KIVANÇLIK


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK


- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT


- MEDED[Ar.] değil/yerine/= YARDIM


- MEDENÎ(YET) değil/yerine/= UYGAR/LIK


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDİKAL ETİK/MEDICAL ETHİCS[İng.] değil/yerine/= TIP ETİĞİ


- MEDİKAL ONTOLOJİ/MEDICAL ONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= TIBBİ VARLIKBİLİM


- MEDİKAL/MEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIBBİ


- MEDİKASYON/MEDICATION[İng.] değil/yerine/= İLAÇ SAĞALTIMI | İLAÇ


- MEDITASYON/MEDITATION[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL YOĞUNLAŞMA


- MEDIUM[İng.] değil/yerine/= ORTA | BESİYERİ


- MEDİYAL/MEDIAL[İng.] değil/yerine/= İÇ YAN


- MEDİYAN DÜZLEM/MEDIAN PLANE[İng.] değil/yerine/= ORTA HAT DÜZLEMI


- MEDİYAN/MEDIAN[İng.] değil/yerine/= ORTANCA


- MEDİYASTİN[Fr.] değil/yerine/= GÖĞÜS

( Göğsün, yanlardan akciğerle, önden göğüs kemiği, arkadan omurga ile sınırlanan orta bölgesi. )


- MEDİYATÖR/MEDİATOR[İng.] değil/yerine/= ARACI


- MEDİYOLATERAL/MEDIOLATERAL[İng.] değil/yerine/= ORTA-DIŞ YAN


- MEDJACKING/MEDJACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME GİRİŞİMİ


- MEDLÛL[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MEDYA/MEDIA[İng.] değil/yerine/= ORTA KATMAN | ORTAM, | BESİYERİ


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM


- MEFKÛRE[Ar.]/IDEAL[İng., Alm., İsp.]/IDÉAL[Fr.] değil/yerine/= ÜLKÜ/SEL


- MEFRUĞUNBİH değil/yerine/= GEÇİRİ KONUSU


- MEFRUĞUNLEH değil/yerine/= GEÇİRİ ALICI


- MEFRUŞAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEME

( Ev döşemek için gerekli eşya. )


- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ


- MEFTÛH[< FETH] değil/yerine/= AÇILMIŞ, AÇIK, FETHEDİLMİŞ | ELE GEÇİRİLMİŞ


- MEFÛL[Ar.] değil/yerine/= TÜMLEÇ

( Yapılmış, işlenmiş. | Bir eylemin etkisinde olan. | Tümleç. )


- MEH/KAMER(AKMÂR)[Ar.] değil/yerine/= AY


- MEHDÎ[Ar. < HEDY] değil/yerine/= DOĞRU YOLU TUTAN, HİDÂYETE EREN/ERDİREN


- MEHİL değil/yerine/= ÖNEL


- MEHL/MEHİL[Ar.] değil/yerine/= ÖNEL

( Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre. | İş sözleşmesine göre, işçinin, işten çıkarılması durumunda tanınan süre. )


- MEHTAP[Fars.] değil/yerine/= AY IŞIĞI


- MEHTAP değil/yerine/= IŞILAY


- MEKÂN değil/yerine/= UZAY


- MEKANİK MÜHENDİSLİĞİ değil/yerine/= İŞLEYBİLİM ÖLÇMENLİĞİ


- MEKANİK/Çİ/LİK/MEKANİZM değil/yerine/= İŞLEYSEL/Cİ/LİK


- MEKANİK değil/yerine/= DÜŞÜNMESİZ


- MEKANİK değil/yerine/= İŞLETSEL


- MEKANİK değil/yerine/= İŞLEYBİLİM


- MEKANİZMA/MECHANISM[İng.] değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA/SİSTEM/TERTİBAT/MAKİNE değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA değil/yerine/= İŞLEYİŞ


- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH


- MEKNÛZ[< KENZ] değil/yerine/= YERE GÖMÜLÜ, HAZİNEDE SAKLI


- MEKRUH[Ar.] değil/yerine/= İĞRENÇ

( İğrenç, tiksindirici. | İslâm'da, dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenilen. )


- MEKTEP[Ar.] değil/yerine/= OKUL


- MEKTUP/NÂME değil/yerine/= İLETE


- MEKTUP değil/yerine/= BİTİ/BETİK


- MELÂİKE-İ KERUBİYUN[Ar.] değil/yerine/= MELEKLERİN EN BÜYÜKLERİ


- MELÂL[Ar.] / GAM/M[Ar.] değil/yerine/= SIKINTI


- MELÂMÎ ile/değil/yerine MELÂMET NEŞELİ/NEŞESİ OLAN (BİRİ)


- MELANKOLİ[Fr. < Yun. melan/kara + khole/safra] değil/yerine/= KARASEVDÂ/MALİHULYA[Ar. < Yun.]

( Kara Sevdâ/Safra. | Kuruntu. )


- MELANKOLİ değil/yerine/= KARAKAYGI


- MELEKE[Ar.] değil/yerine/= YETİ

( TEKRARLAYA TEKRARLAYA MEYDANA GELEN ALIŞIKLIK, YATKINLIK, YORDAM | YETİ )


- MELEVÂN değil/yerine/= GECE VE GÜNDÜZ


- MELEZ[Ar. < MELES]/METİS[Fr.] değil/yerine/= KIRMA/AZMA/ARADA


- MELHÛZ[Ar.] değil/yerine/= UMULAN/BEKLENEN

( Düşünülebilen, olabilen, hatıra gelen, mülâhaza edilen. )


- MELİSA[Yun.] değil/yerine/= OĞULOTU


- MELİSSA/MALISSA[Lat.] değil/yerine/= OĞULOTU


- MELODİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= EZGİ


- MELODİ/NAĞME değil/yerine/= EZGİ


- MELODİK değil/yerine/= EZGİLİ/EZGİSEL


- MELUN[Ar.] değil/yerine/= İLENÇLİ/KARGINMIŞ/KARGIŞLI


- MEMÂT[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜM

( ÖLÜM )


- MEMBA/MENBA değil/yerine/= BULAK/KAYNAK/PINAR

( MENBA'[< NEBEÂN: Kaynama.]: Kaynağın görünmeyen bölümü. Kaynak. )


- MEME KANSERİNDE:
İLERİ EVRE / ÖLÜM değil/yerine TARAMA

( Memedeki olası kanserleri hücrelerin, 2., 3., 4. evrelerde tespit edilmesi ya da ölümle sonuçlanabilecek çok geç evrelerde tanı koymak. DEĞİL/YERİNE Mamografinin, 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yaptırılması ve elle takip edilmesiyle gecikmiş olmamak için tarama ve korunmanın önemi/farkı çok büyüktür. )


- MEMLEHA[Ar.] değil/yerine/= TUZLA

( Kıyılarda, tava denilen havuzlara deniz ya da göl suyu akıtıldıktan sonra kurutularak tuz çıkarılan yer. | Tuzlak. )


- MEMLEKET[Ar. çoğ. MEMÂLİK] değil/yerine/= YURT/ELİ


- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RÂZI (OLMAK)


- MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANIKLIK


- MEMUR/İYET değil/yerine/= İŞYAR/LIK


- MEMUR ile/değil/yerine AHBAB


- MEN (ETMEK) değil/yerine/= YASAK(LAMAK)


- MEN-İ MUARAZA DÂVÂSI değil/yerine/= SATAŞMANIN ÖNLENMESİ ARANCI


- MENAFİ-İ UMUMİYE değil/yerine/= KAMU YARARI


- MENAFİ[Ar.] değil/yerine/= YARARLAR


- MENAPOZ/MENOPOZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= YAŞDÖNÜMÜ


- MENDİL[Ar.] değil/yerine/= SUVLUK


- MENEND/MÂNEND değil/yerine/= GİBİ, EŞSİZ, ÖRNEKSİZ


- MENFA[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN YERİ


- MENFAAT[Ar. < NEF] ile/ve/değil/yerine/> MASLÂHAT[Ar. < SULH]

( Yarar, kâr, çıkar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> İş, emir, husus, madde, keyfiyet. | Önemli iş. | Barış, dirlik-düzenlik. )

( Toplumun maslâhatı, bireyin menfaatı düşünülür. )

( Bir yığın olmaktan çıkıp ulus olmak, toplumsal maslahatı, kişisel menfaate yeğlemekle başlar. )


- MENFAAT[Ar.] değil/yerine/= ÇIKAR/YARAR


- MENFAATPERESTLİK değil/yerine/= ÇIKARCILIK


- MENFAATPERVER değil/yerine/= ÇIKARCI


- MENFUR/MÜSTEKREH değil/yerine/= İĞRENÇ/TİKSİNÇ


- MENGENE[Yun.]/CENDERE[Fars.] değil/yerine/= KISKIÇ


- MENKUL değil/yerine/= TAŞINIR


- MENŞE/ORİJİN değil/yerine/= KÖKEN


- MENSUBİYET[< NESEB] ile/değil/yerine AİDİYET

( Soy, ırk üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE Uygarlık ve tarih üzerinden. )

( En "üst/son" noktalar üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE En geri gidilemez, en alt/temel/ortak noktalar üzerinden. )

( Hayvanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE İnsanda. )


- MENSUBİYET değil/yerine EHLİYET


- MENSUBİYET değil/yerine/= KATNAŞLIK


- MENSÛCÂT[Ar.]/TEKSTİL[Fr.] değil/yerine/= DOKUMA/LAR / KUMAŞ/LAR


- MENSUP[Ar.] değil/yerine/= ÜYE


- MENSUP değil/yerine/= KATNAŞ


- MENŞÛR[< NEŞR]/NEŞREDİLMİŞ değil/yerine/= AÇILMIŞ, YAYILMIŞ, DAĞITILMIŞ | PRİZMA


- MENŞUR/PRİZMA değil/yerine/= ...


- MENTAL[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL


- MENTALİTE[Fr.]["MANTALİTE" değil!] değil/yerine/= ANLAYIŞ, BAKIŞ, ALGILAMA


- MENTEŞE değil/yerine/= EKLEMEÇ


- MENZİL-İ CÂN değil/yerine/= İNSAN GÖVDESİ | ULVÎ ÂLEM


- MENZİL[Ar.] değil/yerine/= ERİM


- MERA değil/yerine/= OTLAK


- MERAK ETME(!) ile/ve/değil/yerine ENDİŞELENME(!)


- MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN


- MERAKLI/LIK ile/ve/değil/yerine HEVESLİ/LİK


- MERAKLI ile/ve/değil/yerine İLGİLİ


- MERAM (ETMEK) değil/yerine/= İSTEK (İSTEMEK)


- MERAM ANLATMAK değil/yerine/= İSTEĞİ BİLDİRMEK


- MERAMET ile/yerine TAMİR ETMEK

( Üstünkörü tamir. İLE/YERİNE ... )

( SUPERFICIAL REPAIR vs. REPAIR )


- MERASİM[Ar.]/SERAMONİ/CEREMONY[İng.] değil/yerine/= TÖREN


- MERDÂNE[Fars.] değil/yerine/= DÖNDÜRE


- MERDİVEN ile/değil/yerine ÖRCİN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İp merdiven. )


- MEREC-EL-BAHREYN değil/yerine/= İKİ DENİZİN BULUŞTUĞU YER/NOKTA/ALAN


- MEREMMET/Çİ[Ar.] değil/yerine/= TAMİR/Cİ


- MERHAMET:
ACIMAK değil/yerine/< ACITMAMAK


- MERİSTEM[Fr.] değil/yerine/= SÜRGEN DOKU

( Bitkilerde, kök ve sapların, gelişebilecek durumda olan uc bölümlerindeki, çok yüzlü, kolay üreyebilir hücrelerden oluşan bir doku türü. )


- MERİYET[Ar.] değil/yerine/= YÜRÜRLÜK, GEÇERLİLİK

( Gereğinin yapılır olması durumu. )


- MERİYET değil/yerine/= YÜRÜRLÜK


- MERKEZ[Ar.] değil/yerine/= ORTAY


- MERKEZ/SANTRAL/SENTIR[İng. < CENTER] değil/yerine/= ÖZEK


- MERKEZÎ değil/yerine/= ÖZEKSEL/ÖZEKLİ


- MERKEZİYET değil/yerine/= ÖZEKLİK


- MERKEZKAÇ/SANTRİFÜJ[Fr. < Yun. KENTRON: Merkez. | SOOMA: Gövde.] değil/yerine/= ÖZEKKAÇ

( Merkezden uzaklaşan. )


- MERMİ[Ar.] değil/yerine/= KURŞUN


- MERS CORONAVİRUS/MİDDLE EAST RESPIRATORY SYNDROME CORONAVİRUS MERS-COV ORTA DOĞU SOLUNUM YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ NEDENLİ KORONAVİRÜS


- MERS-COV/MIDDLE EAST RESPIRATORY SYNDROME CORONAVIRUS[İng.] değil/yerine/= ORTA DOĞU SOLUNUM YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ NEDENLİ KORONAVİRÜS


- MERS/MİDDLE EAST RESPIRATORY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= ORTA DOĞU SOLUNUM YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ


- MERSİYE[Ar.] değil/yerine/= AĞIT

( Birinin ölümü üzerine duyulan etkilenimi anlatmak için yazılan şiir. )


- MERT[Fars. < MERD] değil/yerine/= YİĞİT/ALP/KAHRAMAN

( CELÂDET: Yiğitlik, kahramanlık, bahadırlık. )


- MERTEK[Erm.] değil/yerine/= SIRIK

( Yapıda kullanılan, dört köşe ya da yuvarlak, kalınca sırık. )

( "Elif'i görse, mertek zanneder.": Bilgisizleri ve en alt seviyedeki bilgisizliklerinin derecesini tanımlamak üzere kullanılan deyim. )


- MESÂBE[Ar.] değil/yerine/= DERECE

( Derece, rütbe. | Kadar. | Konum, durum. )


- MESAFE KATETMEK değil/yerine/= YOL ALMAK


- MESAFE[Ar.] değil/yerine/= ARALIK

( [not] DISTANCE vs./and/but ... )


- MESÂHA ETMEK[doğrusu MİSÂHA/T] değil/yerine/= YERİ ÖLÇME | YÜZÖLÇÜMÜ

( Ölçmek. )


- MESAİ[Ar.]/VARDİYA[İt. < GUARDIA] değil/yerine/= ÇALIŞMA/EMEK

( Çalışma, emek. | Gemilerde, beklenen nöbet. | Gemide, nöbet yeri. | Nöbetleşe çalışma, posta. )

( TO WORK OVERTIME vs. SHIFT )


- MESAJ değil/yerine/= İLETİ


- MESAJ değil/yerine/= İLETİ/BİLDİRİ

( Bir devlet büyüğünün, bir sorumlunun, belirli bir nedenle ilgililere gönderdiği bildiri. | Yazı ya da sözle verilen, gönderilen bilgi. | Yazı ya da sözle anlatılması amaçlanan duygu ya da düşünce. )


- MEŞAKKAT[Ar.] değil/yerine/= ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK

( ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK )


- MEŞAKKATLİ değil/yerine/= İNCE İŞLİ/EMEK İSTEYEN


- MESAME[Ar. çoğ. MESAMAT] değil/yerine/= GÖZENEK/LER


- MESANE[Ar.] değil/yerine/= KAVUK/SİDİK TORBASI


- MESELE değil/yerine/= SORUN


- MESERRET[Ar. < SÜRÛR] değil/yerine/= SEVİNÇ, ŞENLİK


- MEŞFÛ[Ar.] değil/yerine/= ÖNALIMLIK


- MEŞGALE[Ar.] değil/yerine/= UĞRAŞI/İŞUĞRAŞ

( İŞ, İŞ GÜÇ, UĞRAŞILAN İŞ )


- MEŞGUL OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ETKİN OLMAK

( 13 Fark için burayı tıklayınız... )


- MEŞGUL OLMAK değil/yerine/= İŞLENMEK/OYALANMAK/UĞRAŞMAK


- MEŞGUL/İYET değil/yerine/= İŞLİ/LİK


- MEŞGUL ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN


- MESH/MEDICAL SUBJECT HEADING[İng.] değil/yerine/= TIBBİ KONU BAŞLIKLARI


- MESİH/HIZIR ile/değil/yerine DÜŞÜNCE(MİZ)


- MEŞİME/PLASENTA değil/yerine/= ETENE/SON/DÖLEŞİ

( Memelilerde, ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan örgen. | Meyya daprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm. )


- MESİRE[Ar.] değil/yerine/= GEZİNTİ/DİNLENME YERİ


- MESİRE değil/yerine/= GEZİYER


- MESKENET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK

( Miskinlik, beceriksizlik. | Yoksulluk. )


- MESKÛN değil/yerine/= OTURUMLU


- MESLEK YÜKSEK OKULU(MYO) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> FAKÜLTE


- MESLEK değil/yerine/= İŞGE


- MESLEKÎ değil/yerine/= İŞGESEL


- MESLEKTAŞ değil/yerine/= İŞGEDEŞ


- MESNED/SİZ[Ar.] yerine DAYANAK/SIZ


- MESNET/MESNED değil/yerine/= DAYANAK/ORUNÇ


- MEŞRUT/ŞARTLI değil/yerine/= KOŞULLU


- MEŞRUTİYET değil/yerine/= KOŞULLULUK


- MESUL MÜDÜR değil/yerine/= SORUMLU YÖNETÇİ


- MESÛL(İYET)[Ar.] yerine SORUMLU/LUK


- MESUT/BAHTİYAR değil/yerine/= MUTLU/KIVANÇLI


- MESUT/MESUD[Ar.] değil/yerine/= MUTLU


- MEŞVERET[Ar.] değil/yerine/= DANIŞMA

( Danışma, bir iş üzerinde konuşma. )

( CONSULTATION )


- MET değil/yerine/= KABARMA


- METAANALİZ/META-ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= TOPLU ÇÖZÜMLEME


- METABOLİK/METABOLIC[İng.] değil/yerine/= ÖZÜMLEME-YADIMLAMA (İLİŞKİLİ)


- METABOLIT/METABOLITE[İng.] değil/yerine/= ARA ÜRÜN


- METAFİZİK/METAPSYCHICS[İng.] değil/yerine/= FİZİK ÖTESİ


- METAFİZİK değil/yerine/= DOĞAÖTESİ/ÖTEDOĞA


- METAFOR/METAPHOR[İng.] değil/yerine/= EĞRETILEME


- METAKOGNİTİF değil/yerine/= ÜST BİLİŞ


- METAL KAŞIK ile/yerine TAHTA KAŞIK


- METALİK/METALOİT[Fr.] değil/yerine/= MADENSEL


- METALURJİ değil/yerine/= METALBİLİM


- METAMORFOZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= BAŞKALAŞMA


- METAMORFOZ/METAMORFİZM değil/yerine/= BAŞKALAŞIM/BAŞKALAŞMA


- METAMORFOZ/METAMORPHOSIS[İng.] değil/yerine/= BAŞKALAŞIM


- METAN[Fr. < Yun.] değil/yerine/= BATAKLIK GAZI

( Çürümekte olan karbonlu maddelerden çıkan, havada sarı bir alevle yanan, renksiz bir gaz.[CH4] )


- METÂNET[Ar.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK

( Dayanıklılık, güçlü olma, metin olma, sağlamlık, muhkemlik. )


- METANET değil/yerine/= DAYANIKLIK/SAĞLAMLIK


- METAPLAZİ/METAPLASIA YOZ[İng.] değil/yerine/= DÖNÜŞÜM


- METAPSİŞİK/PARAPSİŞİK değil/yerine/= ÖTEYİNCİLİK/ÖTEYİNSEL


- METASTATİK/METASTATIC[İng.] değil/yerine/= SIÇRAMALI, YAYILIMLI


- METASTAZ[Fr.] değil/yerine/= YAYILMA/SIÇRAMA


- METASTAZ/METASTASIS[İng.] değil/yerine/= SIÇRAMA


- METAZORİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZORLA


- METELİKSİZ/ZÜĞÜRT/KOKOZ[argo] değil/yerine/= PARASIZ


- METEOROLOG değil/yerine/= KALIKBİLİCİ/KALIKBİLİMCİ


- METEOROLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KALIKBİLİM/HAVABİLGİSİ

( Havayuvarı içinde oluşan sıcaklık değişmelerini, yel, yıldırım, yağmur, dolu gibi olayları inceleyen fizik dalı. )


- METEOROLOJİK değil/yerine/= KALIKBİLİMSEL/KALIKSAL


- METFUN[Ar.] değil/yerine/= GÖMÜLÜ

( Gömülmüş olan. )


- METH(İYE)/MEDİH[Ar.]/SENÂ[Ar.]/SİTAYİŞ[Fars.] değil/yerine/= ÖVME/ÖVGÜ

( [>< KADH/ZEMM] )


- METHETMEK değil/yerine/= ÖVMEK


- METİN[Ar. < METN]/TEKST/TEXT[İng.] değil/yerine/= ÖRÜT


- METİN[Ar.]/TEKSTİL[İng./Fr. < TEXTILE] değil/yerine/= DOKUMACILIK/DOKUMA


- METİN/METANETLİ değil/yerine/= DAYANIKLI/SAĞLAM


- METODİK/METOTLU değil/yerine/= YÖNTEMLİ


- METODOLOJİ/K değil/yerine/= YÖNTEMBİLİM/SEL


- METODOLOJİ/METHODOLOGY[İng.] değil/yerine/= YÖNTEM BİLİMİ


- METODOLOJİ değil/yerine/= YÖNTEMBİLİM


- METODOLOJİK/METHODOLOGICAL[İng.] değil/yerine/= YÖNTEM BİLİMSEL


- METOT(/D)//METHOD[İng.] değil/yerine/= YÖNTEM


- METROBÜSLERDE:
BULAŞIM değil/yerine ULAŞIM


- METROPOLİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ...

( Ortodoksların Patrik'ten sonra gelen ve bir bölgenin din işleriyle uğraşan din adamı. )


- METRUK[Ar.] değil/yerine/= TERK EDİLMİŞ


- MEVÂD-ÜL AKLÎSE değil/yerine/= TASIMIN/KIYASIN NESNELERİ[MADDET-ÜL KIYAS]


- MEVDUAT[Ar.] değil/yerine/= YATIRIM

( Belirli bir süre sonunda ya da istenildiğinde geri alınmak üzere, bankalara yatırılan para. )


- MEVKUT[Ar.]/PERİYODİK[Fr., İng.] değil/yerine/= DÖNEMSEL/SÜRELİ


- MEVSİM/SEZON[Fr., İng. < SEASON] değil/yerine/= YILYÜZÜ/SÜREM


- MEVZİLENME değil/yerine/= KONUŞLANMA


- MEVZU BAHİS değil/yerine/= SÖZ KONUSU


- MEVZÛ[Ar.] değil/yerine/= KONU


- MEVZÛ değil/yerine/= KONU


- MEVZUAT[Ar.] değil/yerine/= KONUDAM/KONULAKLAR

( Bir ülkede, yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb.'nin tümü. )


- MEVZUBAHİS[Ar.] değil/yerine/= SÖZ KONUSU


- MEYDAN OKUMA ile/değil/yerine DİRENÇ


- MEYDAN/CANINA OKUMAK değil/yerine/>< KİTAP OKUMAK


- MEYHANE değil/yerine/= ÇAKIREVİ


- MEYİL[Ar.] değil/yerine/= EĞİM


- MEYİL değil/yerine/= EĞİM/EĞİKLİK/AKINTI


- MEYNSTRİM[İng. < MAINSTREAM] değil/yerine/= ANA AKIM


- MEYVEHOŞ[Ar.] değil/yerine/= KURUYEMİŞ

( Kuruyemiş. | Yemiş çarşısı. )


- MEZARLIK/KABİR[Ar. < KABR] değil/yerine/= KABRİSTAN[Fars.] değil/yerine/= SİNLİK/GÖMÜT/LÜK


- MEZAT[Ar.] değil/yerine/= AÇIK ARTIRMA


- MEZELLET[Ar.] değil/yerine/= ALÇALMA, BAYAĞILAŞMA


- MEZENKİM/MESENCHYMA[İng.] değil/yerine/= DESTEK BAĞ DOKUSU


- MEZKÛR/ZİKREDİLEN/ZİKROLUNAN değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN/ADI GEÇEN/ANILAN


- MEZODERM değil/yerine/= ORTA DERİ

( Dış deri ile iç deri arasındaki göze katmanı. )


- MEZOZOİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= İKİNCİ ÇAĞ


- MEZUN[Ar.]/GRADUATE[İng.] değil/yerine/= TÜLEK, BİTİRMİŞ


- MEZUN[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİ


- MF/MULTIORGAN FAILURE değil/yerine/= ÇOKLU ORGAN YETMEZLİĞİ(ÇOY)


- MHC/MAJOR HISTOCOMPATIBILITY COMPLEX[İng.] değil/yerine/= BÜYÜK DOKU UYUMU BİLEŞİĞİ


- MHRS/CENTRAL HOSPITAL APPOİNTMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MERKEZİ HASTANE RANDEVU DÜZENİ


- MI/MYOCARDIAL INFARCTION | MEDICAL INFORMATICS | MUTUAL INFORMATION[İng.] değil/yerine/= MİYOKART ENFARKTÜSÜ, KALP KRİZİ | TIP BİLİŞİMİ | KARŞILIKLI BİLGİ


- MİÂD[Ar. < VA'D çoğ. MEVÂİD] yerine SÜRECİNİ TAMAMLADI


- MİĞFER[Ar.]/KASK değil/yerine/= TOLGA/BAŞLIK

( Başı, dış darbelerden koruyan, demir, çelik vb.'den yapılmış başlık. )


- MİĞFER değil/yerine/= TULGA/TUĞULGA/TOLGA


- MİGMATİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= KAYAÇ

( Tortul katmanlar arasına magma girmesiyle oluşan değişim kayacı. )


- MİGREN[Fr. < Yun.] değil/yerine/= YARIM BAŞ AĞRISI

( Yarım baş ağrısı. )


- MİHENK TAŞI değil/yerine/= DENEK TAŞI


- MİHENK[Ar.] değil/yerine/= DENEKTAŞI

( Denektaşı. | Birinin değerini, ahlâkını anlamaya yarayan ölçüt. )


- MİHNET(SIKINTI) ile/değil/yerine/<>/&gt;&lt;/< MİNNET


- MİHNET[Ar.] değil/yerine/= SIKINTI/ÜZÜNTÜ

( ZAHMET, EZİYET | GAM, KEDER, SIKINTI, DERT | BELÂ, MUSİBET )


- MİHRAK[Ar.] değil/yerine/= ODAK

( Bir ışık ya da ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer. | Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kişilerin, kaynağı ya da bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer. )


- MİK/MIC/MINIMUM İNHİBİTOR CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= MİNİMUM İNHİBİTÖR KONSANTRASYON, ENGELLEYİCİ EN DÜŞÜK YOĞUNLUK, MİGRASYON MIGRATION GÖÇ


- MİKA[Fr.] değil/yerine EVRENPULU


- MİKAB[Ar.] değil/yerine/= KÜP


- MIKNATIS değil/yerine/= KAPGI/ÇEKEÇ


- MİKOLOJİ[Fr.] değil/yerine/= MANTARBİLİM


- MİKRO değil/yerine/= KÜÇÜ


- MİKRO değil/yerine/= KÜÇÜK/DAR


- MİKROBİK değil/yerine/= KÜÇÜMLÜ


- MİKROBİYOLOG değil/yerine/= KÜÇÜDİRİMBİLİMCİ


- MİKROBİYOLOJİ değil/yerine/= KÜÇÜDİRİMBİLİM


- MİKROBİYOTA/MICROBIOTA[İng.] değil/yerine/= UFAK CAN ÖRTÜSÜ


- MİKROFİLAMENT değil/yerine/= İPÇİK


- MİKROORGANİZMA değil/yerine/= KÜÇÜÖRGENYAPI


- MİKROSKOBİK değil/yerine/= KÜÇÜGÖRCÜL


- MİKROSKOP/MICROSCOBE[İng.]/HURDEBÎN[Fars.] değil/yerine/= İRİLTEÇ


- MİKROSKOP değil/yerine/= KÜÇÜGÖREÇ


- MİKROTÜBÜL değil/yerine/= İLETGEN BORULAR, KÜÇÜKBORUL, BORULCUK


- MİKSER[İng.] değil/yerine/= ÇIRPICI/KARIŞTIRICI | KARMAÇ


- MİKST/MIXED[İng.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MİKTAR değil/yerine/= TUTAR


- MİLÂDÎ değil/yerine/= DOĞUL


- MİLÂT/MİLÂD[Ar.] değil/yerine/= DOĞUT/ÇAĞAÇAN


- MİLİTARİST değil/yerine/= ORDUCU/SÜERCİ


- MİLİTARİZM değil/yerine/= ORDUCULUK/SÜERCİLİK


- MİLLET[Ar.] değil/yerine/= ULUS


- MİLLÎ MARŞ değil/yerine/= ULUSAL YIR


- MİLLÎ[Ar.] değil/yerine/= ULUSAL


- MILYÖ/MILLİEU[İng.] değil/yerine/= ORTAM


- MİMARÎ ile/değil/yerine/||/<>/< YEŞİL MİMARÎ


- MİMETİK/MİMETIC[İng.] değil/yerine/= ÖYKÜNEN


- MİMİK değil/yerine/= YÜZİM


- min.[Lat. < MINIMUM] değil/yerine/= EN AZ, EN KÜÇÜK, EN DÜŞÜK


- MİNİK değil/yerine KÜÇÜK


- MINIMAL[[İng.] değil/yerine/= EN AZ, EN DÜŞÜK


- MINIMİZASYON/MINIMIZATION[İng.] değil/yerine/= EN AZLAMA, EN AZLAYIM, EN AZA İNDİRMEK


- MİNİMİZE ETMEK değil/yerine/= EN AZA İNDİRMEK


- MINIMUM[İng.] değil/yerine/= EN AZ, EN DÜŞÜK


- MİNKALE[Ar.] değil/yerine/= İLETKİ/AÇIÖLÇER


- MİNNET (DUYMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI (DUYMAK)


- MINOR CROSS MATCH[İng.] değil/yerine/= KÜÇÜK ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA


- MINOR[İng.] değil/yerine/= ÖNEMSİZ | HAFİF


- MİNTAN[Fars. < NİMTEN: Yarım gövde.] değil/yerine/= GÖMLEK


- MINTIKA[Ar.] değil/yerine/= BÖLGE


- MİNVAL[Ar.] değil/yerine/= BİÇİM/YOL | BAĞLAM


- MİNYATÜR/NAKKAŞLIK değil/yerine/= KÜÇÜLTÜ


- MİNYATÜR ile/yerine/< TASVİR


- MİRAS ŞİRKETİ değil/yerine/= KALIT ORTAKLIĞI


- MİRAS:
MADDE[YAPI] değil/yerine/>< İLİM


- MİRASÇI değil/yerine/= KALITÇI


- MİRİ KÂTİBİ değil/yerine/= YARGIÇ

( Osmanlı Devleti'nde, maliye ile halk arasındaki davalara bakan yargıç. )


- MIS/MANAGEMENT INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİM BİLGİ DÜZENİ


- MİSAFİR ETMEK değil/yerine/= KONUKLATMAK/KONUK ETMEK


- MİSAFİR/MİHMAN[Ar.] değil/yerine/= KONUK


- MİSAFİRHANE[Ar.] değil/yerine/= KONUKEVİ

( Resmî ya da özel kuruluşların kendi görevlilerinin yararlanması için yaptırdığı konut. )


- MİSAFİRHANE[Ar.] değil/yerine/= KONUKEVİ


- MİSAFİRPERVER değil/yerine/= KONUKSEVER


- MİSÂL[Ar.] değil/yerine/= ÖRNEK

( ÖRNEK | MASAL | RÜYÂ, DÜŞ | BENZER, ANDIRIR )


- MİSANTROP[Fars.]/MERDÜMGİRÎZ[Fars.] değil/yerine/= KİŞİLERDEN/İNSANDAN "KAÇAN"


- MİSDİYAGNOZ/MİSDİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= YANLIŞ TANI


- MİSK KOKUSU ile/ve/değil/yerine DOST KOKUSU


- MİSK Ü AMBER değil/yerine/= MİS KOKULARI


- MİSKİN[Ar.] değil/yerine/= YOKSU

( Allah'ta yok olan, fenafillah. )


- MİSL/MİSİL[Ar.] değil/yerine/= KAT

( Eş, benzer. | Miktar. | Kat. )


- MİSLİ değil/yerine/= KATI

( Sayı, tartı ve ölçü ile belirlenebilen. )


- MISMATCH[İng.] değil/yerine/= UYUMSUZLUK


- MISRA değil/yerine/= DİZE



(9/9)




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 335 kez incelenmiş/okunmuştur.