Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... ve ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 28 Ekim 2024 ]
itibariyle 20664 başlık/FaRk yer almaktadır.

- VARLIK-BİLGİ TASAVVURU ile/ve AHLÂK TASAVVURU

( Varlık ve Bilgi Tasavvuru olmayanın Ahlâk Tasavvuru olmaz. )


- VARLIK/VAROLUŞ ve/||/<> HAK ve/||/<> HAREKET


- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET

( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )

( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )

( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )

( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )

( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )

( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )

( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )

( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )

( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )

( Birlik, barış ve varlık üretir. )

( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )

( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )

( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )

( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )

( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )

( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )

( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )

( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )

( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )

( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )

( Gerçek varoluşunuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihninizin, yüzeydeki oyunlarının sizi pek az etkilediğini göreceksiniz. )

( Varoluşta, süreklilik olamaz. )

( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )

( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )

( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )

( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )

( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )

( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )

( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )

( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )

( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )

( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )

( HEN TO ON )

( CUNZAI ile/ve ... )


- VARLIK ile/ve / ile/ve OLASI SONSAL SOYUTLAMA/LAR

( En son soyutlama. İLE/VE Yapılabilen/yapılabilecek soyutlamalar. )


- VARLIK ile/ve MANTIK

( EXISTENCE vs./and LOGIC )


- VARLIK ile/ve MANTIK

( EXISTENCE and LOGIC )


- VARLIK ile/ve BİÇİM

( EXISTENCE vs./and FORM )


- VARLIK ile/ve BİR/LİK

( Çeşitlilik içinde birlik, doğaldır ve iyidir. )

( Herkes diye bir şey yok. Varlık birdir fakat biz kendimizi yok edersek görürüz. )

( )

( EXISTENCE vs./and UNITY )

( HEN ile ON )

( VÜCUD ile/ve VAHDET )


- VARLIK ve/=/<> BÜTÜNLÜK


- VARLIK ve/<> DARLIK


- VARLIK ve/= DİRENÇ[+]/DİRÂYET[YETENEK]


- VARLIK ile/ve ENSTRÜMAN

( EXISTENCE vs./and INSTRUMENT )


- VARLIK ile/ve/= HAREKET

( EXISTENCE vs./and/= MOVEMENT )


- VARLIK ile/ve İKİLEM

( EXISTENCE vs./and DILEMMA )


- VARLIK ile/ve/< İNSAN

( Kişinin, varoluşunu açıklayabilecek hiçbir örnek olamaz/yoktur. )

( EXISTENCE vs./and HUMAN )


- VARLIK ile/ve İNSAN


- VARLIK ile/ve İRÂDE

( EXISTENCE vs./and WILL )


- VARLIK ile/ve İRÂDE


- VARLIK ve/<>/||/= İYİLİK


- VARLIK ve/<> KUDRET


- VARLIK ve KÜRE

( Küre, varlığı simgeler. )

( ... VE Bir düzlemin üzerinde, aynı anda iki noktaya birden değemez. )

( EXISTENCE and SPHERE
The sphere symbolize the existence. )


- VARLIK ile/ve/<> METAFİZİK

( ... İLE Fiziğin konusu olanları/olabilecekleri konu kılmaz. )

( Varlık, metafiziğin söz konusudur. )


- VARLIK ile/ve MÜRİD


- VARLIK ile/ve MÜRİT

( EXISTENCE vs./and DISCIPLE )


- VARLIK ile/ve NOKTA

( Nokta, uzayın yokluğu, olumsuzlamasıdır. )

( Noktada yol yoktur. )

( ... İLE/VE Ahâdiyet simgesi. | Tanımsız. )

( EXISTENCE vs./and POINT )


- VARLIK ile/ve OLANAK

( ... İLE/VE Akılsal olarak olasılık verme. )

( EXISTENCE vs./and POSSIBILITY )


- VARLIK ile/ve OLASI SONSAL SOYUTLAMA/LAR

( En son soyutlama. İLE/VE Yapılabilen/yapılabilecek soyutlamalar. )

( EXISTENCE vs./and PROBABLE APOSTERIORI UNIVERSALISATION/S )


- VARLIK ile/ve/||/<> ÖZ ile/ve/||/<> KAVRAM


- VARLIK ve RAHMET

( EXISTENCE and MERCY AND GRACE )


- VARLIK ile/ve RIZÂ'

( EXISTENCE vs./and CONSENT )


- VARLIK ile/ve SINIRLILIK

( EXISTENCE vs./and LIMITEDNESS )


- VARLIK ve/> SÜREKLİLİK

( EXISTENCE vs./> CONTINUITY )

( VÜCUD ve/> BEKÂ )


- VARLIK ile/ve TAHSİL EDİLEN VAROLUŞ


- VARLIK ile/ve VARLIK OLARAK VARLIK

( ... ile/ve MİN-HAYSU-HÜVE-HÜVE )


- VARLIK ile/ve/<> VAROLAN ile/ve/<> TİN

( Hakk. İLE/VE/<> Halk. İLE/VE/<> Hüve. )


- VARLIK ile/ve VAROLMA ile/ve YOKLUK

( Akla ilişkindir. İLE/VE Zamana ilişkindir. İLE/VE Zemine/mekâna ilişkindir. )

( ... İLE/VE Gerçeklik alanıdır. İLE/VE Gerçeklik kavramıyla karşılanamaz. )


- VARLIK ile/ve VAROLUŞ


- VARLIK ve/<> VAROLUŞ ve/<> İNSAN


- VARLIK ve VAROLUŞ ve İNSAN


- VARLIK ile/ve/değil/<> YAŞAMSALLIK/HAYATİYET[Ar.]


- VARLIK ile/ve YOK VARLIK

( ... İLE/VE Tin. )

( Sadece kişi, yoktan varolur. )

( ONTOS ON >< UK ON )


- VARLIK ile/ve/değil/<> YOKLUĞUN VARLIĞI

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> İnsan. )


- VARLIK ile/ve YOKLUK

( İzzetiyet. İLE/VE Zilletiyet. )

( dır. İLE/VE değildir. )

( Kurtuluş, yokluktadır. Yani aczimizi anlayıp, tam bir teslimiyetle teslim olmaktadır. )

( Manevî ilmin nihayeti yokluktur. )


- VARLIK ile/ve YÖNTEM

( EXISTENCE OF WHAT vs./and METHOD )


- VARLIK ile/ve/<> YORUMLANMIŞ VARLIK

( ... İLE/VE/<> Dil. )


- VARLIKBİLİM ile/ve ARKETİPLER


- VARLIKBİLİM ile/ve FİZİK

( ONTOLOGY vs./and PHYSICS )


- VARLIKBİLİM ve HAKİKAT

( ONTOLOGY and TRUTH )


- VARLIKSAL ile/ve/değil VAROLUŞSAL


- VAROLAN BİLİM(ONTOLOJİ) ile/ve VARLIK FELSEFESİ


- VAROLAN BİLİMİ ile/ve/||/<> UYGULAMALI VAROLAN BİLİMİ


- VAROLAN BİLİMİNDE:
ALAN ile/ve/||/<> ÜST SEVİYE


- VAROLAN:
SÜREKSİZ OLAN ile/ve/||/<> TANE ÜZERİNDEN DÜŞÜNME


- VAROLAN'DA:
DOĞRULUK ile/ve GEÇİCİLİK

( ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY )


- VAROLAN/LAR'DA:
BİRLİK ve ÖZDEŞLİK ve SÜREKLİLİK ve TÜRDEŞLİK

( ON EXISTENCE: UNITY and IDENTITY and CONTINUITY and HOMOGENEITY )


- VAROLAN/LAR ile/ve KULLANIMI

( Kullanın, fakat kötü(ye) kullanmayın! )

( EXISTENCE vs./and USING TO EXISTENCE
Use them but don't misuse them. )


- VAROLAN/MEVCÛD ile/ve/=/||/<>/> BİLİNEN/MALUM


- VAROLAN/VAROLUŞ GÜDÜSÜ:
AZ ENERJİ HARCAMA ile/ve ÇOK ENERJİ DEPOLAMA

( Kişi, ikisinin de dengesini kuran/sağlayandır. )


- VAROLAN/VAROLUŞ ile/ve GEÇİCİ VAROLAN/VAROLUŞ

( EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE )


- VAROLAN ile/ve/değil DUYU

( [not] EXIST vs./and/but SENSORIAL
[not] EXIST vs./and/but APPEARANCE
EXIST vs. DETERMINATION
EXIST vs./and CONCEPT
ON EXISTENCE: UNITY and IDENTITY and CONTINUITY and HOMOGENEITY
ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY
STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS
EXIST and TO COMPARE
EXIST vs./and IF NOT HAPPENS, NOTHING HAPPENS
EXISTENCE OBJECT vs./and EXISTENCE SUBJECT
NOT EXIST/NONEXISTENCE vs./and EXIST ON USE
EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE
[not] EXISTENCE vs./and/but SENSE )


- VAROLAN ile/ve/değil DUYUMLANAN

( [not] EXIST vs./and/but SENSORIAL )


- VAROLAN ile/ve/değil GÖRÜNÜŞ

( [not] EXIST vs./and/but APPEARANCE )


- VAROLAN ile/ve HAREKET


- VAROLAN ve KARŞILAŞTIRMA

( EXIST and TO COMPARE )


- VAROLAN ile/ve/<> OLANAKLI ile/ve/<> OLASILIKLI

( MEVCUT ile/ve/<> MÜMKÜN ile/ve/<> MUHTEMEL )


- VAROLAN ile/ve OLMAZSA OLMAZ

( EXIST vs./and IF NOT HAPPENS, NOTHING HAPPENS )


- VAROLAN ile/ve OLMAZSA OLMAZ


- VAROLAN ile/ve/değil ŞEKİLLENDİRİLMİŞ


- VAROLAN ile/ve/değil/<> SÖZ KONUSU OLAN

( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )

( ... İLE Fiziğin konusu olanları/olabilecekleri konu kılmaz. )

( Varlık, metafiziğin söz konusudur. )

( EXISTENCE vs./> CONTINUITY )


- VAROLAN ile/ve/||/<> TÜRÜM

( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )


- VAROLAN ile/ve/<> VAR OLMASI GEREKEN ile/ve/<> HAYAL ETTİĞİNİ/N GERÇEKLEŞTİR(İL)ME(Sİ)

( Bilim. İLE/VE/<> Felsefe. İLE/VE/<> Sanat. )


- VAROLAN ile/ve VAROLUŞ


- VAROLANBİLİMİ ile/ve/||/<>/> BİLGİBİLİMİ

( ONTOLOGY vs./and/=/||/<>/> EPISTEMOLOGY )


- VAROLANLAR ile/ve ARA-VAROLAN/LAR(NOUS)

( Önce gerçek varlığınıza dönün ve sevginin yüreğinden harekete geçin. )


- VAROLANLARDA:
YANSIMA ile/ve İKİNCİLLİK


- VAROLANLARIN, VAROLMASI...:
GÖZLEMLEYEBİLSEK DE ve/||/<> GÖZLEMLEYEMESEK DE


- VAROLDUĞUNDAN DOLAYI DÜŞLENEN ile/ve/||/<> DÜŞLENDİĞİNDEN DOLAYI VAR OLACAK OLAN


- VAROLUŞ NESNESİ ile/ve VAROLUŞ ÖZNESİ

( EXISTENCE OBJECT vs./and EXISTENCE SUBJECT )


- VAROLUŞ:
TÖZ ile/ve/||/<>/> ERK ile/ve/||/<>/> ETKİ ile/ve/||/<>/> EDİM ile/ve/||/<>/> NEDENSELLİK


- VAROLUŞ'TA:
KUŞKULANILAMAZLIK ile/ve KANITLANAMAZLIK


- VAROLUŞ ile/ve/<> DEĞİŞTİRİLEMEZLİK


- VAROLUŞ ile/ve/||/<> DİL ile/ve/||/<> MANTIK


- VAROLUŞ ve/<> DİRENÇ


- VAROLUŞ ve/<> DUYARLILIK


- VAROLUŞ ile/ve/<> EGEMENLİK


- VAROLUŞ ile/ve/değil EŞİK


- VAROLUŞ ve/||/<> EŞİTLİK


- VAROLUŞ ile/ve/<> ETKİNLİK


- VAROLUŞ ile/ve/<> İDRÂK EDİLMİŞLİK

( MEVCÛDİYET ile/ve/<> MUDREK )


- VAROLUŞ ve/||/<> KARAR ALABİLME


- VAROLUŞ ve/= KENDİNİ AŞKINLIK


- VAROLUŞ ile/ve/yerine/= NEFS MERTEBELERİ


- VAROLUŞ ve/||/<> ÖLÇÜ ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> TÜZE ve/||/<> SANAT ve/||/<> SPOR ve/||/<> BÜTÜNLÜK ve/||/<> SUSABİLMEK ve/||/<> YOK/LUK

( Saygı gerek önce
Sonra ölçü
Sonra anlayış gerek
Sonra hak gözetmek
Özen ve duyarlılık gerek
Sürekli hareket gerek
Her an bütünlük
Çoğunlukla susabilmek
Herşeyin ölçütü yok(luk)

[En sonunda, Yaşam ve İnsan/Kişilik] )

( Üzerine düşünülebilecek ve konuşulabilecekler, düşünülmesi ve konuşulması gerekenler/öncelikliler... )


- VAROLUŞ ile/ve/||/<> TARİH


- VAROLUŞ ile/ve/değil/<> VAROLAN

( Varolan, olasıların en iyisidir. )

( Saf varoluşta, parça fikri yoktur. )

( Varoluş başlangıçsızdır ve sonsuzdur. )

( In pure being the very idea of the particular is absent. )


- VAROLUŞUMUZ:
ANLAMLI! ve/||/<> YETERLİ!

( Sadece, varolmamız/varoluşumuz bile, (yeterince) anlamlı ve yeterlidir!
[ Bir miktar fazlası da, -beklenti içine düşmeden!- olabilir elbette! ] )


- VAROLUŞUNDAN RÂZI OLUNMUŞLUK ile/ve/<>/>/< AHLÂKINDAN RÂZI OLUNMUŞLUK

( RÂZİYE ile/ve/<>/>/< MARZİYE )


- VARSAYIM ve CESÂRET


- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< DOLAYIM


- VARSAYIM ile/ve DÜŞ/HAYAL


- VARSAYIM ile/ve/değil OLASILIK


- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< YAKLAŞIM


- VARSAYMAK ile/ve/<>/değil/yerine ZANNETMEK


- VARSIL/LIK(ZENGİN[Fars. < SENGİN]/LİK) ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/&gt;&lt;/< YOKSUL/LUK(FAKİR/LİK)

( Malı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( Rezilliğin yardımcısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( )

( )

( Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip olana kadar varsıl değilizdir. )

( "Beş parasızmış" gibi yaşadıklarından dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( Yoksulluğu över. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>


- VARSIL/ZENGİN ile/ve/<> GÖNÇ

( ... İLE Varlıklı. )


- VARSIL/ZENGİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGIN

( Yüksek bir makamda bulunan namuslu biri, görev süresi sona erdiği zaman, varsıl değil saygın biri olmalıdır. )


- VARSIL ile/ve/değil/yerine/||/<> KANAAT SAHİBİ


- VARSILLIK/ZENGİNLİK(") ile/ve/değil/||/<>/> VARLIK/SERVET

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Fısıldar. )


- VAŞAK ile/ve GAPAR


- VAŞAK ve KURT

( Ehlileştirilmişleri: KEDİ ve KÖPEK )

( Doğadaki en vahşi hayvanlardandır. )


- VAŞAK ile/ve UŞEK/ÜŞEK

( ... İLE/VE Küçük vaşak. )


- VASAT ile/ve/değil/<> İTİDAL


- VASİYET ile/ve/<> NASİHAT


- VATAN:
MEZAR ve/||/<> İNSAN ve/||/<> DİL ve/||/<> DÜZEN/NİZAM ve/||/<> TARİH ve/||/<> DESTAN/LAR ve/||/<> GAZÂVATNÂME ve/||/<> TÜRKÜ VE AĞIT ve/||/<> NİNE VE NİNNİ ve/||/<> ROMAN ve/||/<> HATIRAT


- VATAN ve/=/||/<> YÂR


- VATANDAŞ ile/ve/<> BİREY


- VATANDAŞ ile/ve HALK

( CITIZEN vs./and PUBLIC )

( GUOMIN )


- VATANDAŞ değil/ile/ve/yerine/<>/= YURTTAŞ


- VATANINI SEVMEK ve/||/<> ALLAH'I SEVMEK


- VATANSIZ/LAR ile/ve/||/<> KÂĞITSIZ/LAR


- VATNAJÖKULL ile/ve/<> LANGJÖKULL ile/ve/<> HOFSJÖKULL

( Kuzey Kutbu'nda ve İzlanda yakınlarındaki üç büyük buzul. )


- Vâz et ve KONUŞ!!!


- VAZGEÇ! ile/ve/||/<> VAZGEÇME!

( Dünyadan. İLE/VE/||/<> Kendinden! )


- VAZGEÇİRMEDE/CAYDIRICILIKTA:
GENEL ÖNLEM ile/ve/||/<> ÖZEL ÖNLEM


- VAZGEÇMEK ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

( TO GIVE UP vs./and MODESTY )


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> DEĞİŞMEK


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PEŞİNDE KOŞMAMAK


- VAZGEÇMEK ile/ve TESLİMİYET

( TO GIVE UP vs./and SUBMISSION )


- VAZGEÇMEYELİM!:
GÜLÜMSEMEKTEN ile/ve/||/<> SEVMEKTEN ile/ve/||/<>
ÖĞRENMEKTEN ile/ve/||/<> HAYALLERİMİZDEN


- VAZGEÇMEYELİM ve ERTELEMEYELİM ve
ÜŞENMEYELİM

( TO GIVE UP vs. TO POSTPONE/DELAY )


- VE ile/ve +(ARTI)


- VE ile/ve/||/<> İLE

( )


- VEBÂ/COCOLIZTLI[Aztek dili]:
HIYARCIKLI/BUBONİK ile/ve/||/<> AKCİĞER/PNÖMONİK ile/ve/||/<> PULMONER/SEPTİSEMİK

( )


- VECD ile/ve CEZBE ile/ve İSTİĞRAK


- VECD ve/> VİCDAN ve/> ZEVK

( LAF-Ü-GÜZAF, KIL-Ü-KÂL KALKTIĞINDA GERİYE ZEVK VE VİCDAN KALIR )


- VECD ile/ve VÜCÛD

( 12. İLE/ve Sevilenin sevene ikramı. / Bulmak. Zatın kendini kendinde bulması. )

( Zatın sıfatları açısından kendini kendinde bulması. )


- VECD ile/ve ZANN

( Allah, icat etti.[buldu değildir!] İLE/VE Peygamber, ilm-el yakîn bilir.["zann" tanımı kullanılmış olsa bile] )


- VECHE ile/ve/değil İTİBAR


- VEDA'LARDA:
RIG ile/ve SAMA ile/ve YACUR ile/ve ATHARVA


- VEDÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VEFÂ


- VEDALAŞMAK ile/ve HELÂLLEŞMEK


- VEFÂ ile/ve/<> HİLM

( Sözünde durma, sözünü yerine getirme. | Dostluğu devam ettirme. | Onun yanındayken nasılsan, uzaktayken de aynı olmak. İLE/VE/<> Kişinin doğasında olan yumuşaklık. )

( Doğanızdaki yumuşaklığı anımsayarak kimseye hesap/borç takmayın! )


- VEFÂ ile/ve/değil/<> SAYGI GÖSTERMEK


- VEGAN BESLEN("ME")MEK/OL("MA")MAK:
HAYVANLARA ve/değil/yerine/||/<>/> BİZE

( Pahalıya mal olur. VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Ucuza mal olur. )

( APUKURYA[Yun.]: Et yenilmeyen dönem. )


- VEGAN/LIK ve/||/<> CAYNACI/LIK(JAİNİZM)

( Hiçbir hayvanın etini ve/ya da ürünlerini yememenin yanısıra, hayvanları, mal/kaynak ya da köle olarak kullanmamayı esas alarak yaşam sürdürme tutumu. VE/||/<> Doğaya, düzene(sisteme) yük ya da olumsuz etki yaratmayacak biçimde, temel gereksinim/zorunlulukların ötesine geçmeyecek biçimde, doğayla uyumlu ve bütünlüklü bir yaşam sürdürme tutumu. )


- VEHÂMET ile/ve/<> HEZİMET


- VEHİM ile/ve/||/<> SAFSATA


- VEHİM ve ŞEKK


- VEHİM ve ŞEKK


- VEHİM ile/ve/||/<> TELÂŞ


- VEHM ile/ve VEHİM/VÂHİME

( Kuruntu. İLE/VE Tekil/tikel anlamları tespit eden güç. )

( ... avec/et FACULTE ESTIMATIVE )


- VEKÂLET:
MÜŞTEKÎ ile/ve/değil/||/<> MÜDÂFİ

( [Vekâletnâme] Gerekir. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Gerekmez. )

( Müştekinin vekili olur. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Sanığın/şüphelinin müdâfisi olur. )


- VEKTÖR:
YEĞİNLİK/ŞİDDET ve/||/<>/> YÖN


- VEKTÖR ile/ve/değil/||/<>/< VEKTÖR UZAYI

( )

( Bir vektör, vektör uzayının öğesidir. )


- VELÂYET:
ÖZGÜRLÜK ve/<> ÖZGÜNLÜK


- VELÂYET ile/ve/||/<> HIDÂNE HAKKI


- VELÂYET ile/ve RİSÂLET

( Kişinin, kendine. İLE/VE Herkese/Topluma. )

( Gidip alınıp gelinen. İLE Verilen. )

( Çağrılmaz. İLE Çağrılarak. )

( Özel/e. İLE Genel/e. )


- VELÂYET ile/ve VESÂYET

( Korunma. İLE/VE Sakınma. )

( GUARDIONSHIP vs./and TUTORSHIP/TUTELAGE/CUSTODY )


- VELÂYETTEN KURTULMAK ile/ve VESÂYETTEN KURTULMAK

( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş. )


- VELÎ[Ar.] ile/ve/= DOST[Fars. < DÜST]

( KIYIM-KIYIM, KIYIL Kİ, DOST ÖNÜNE ÇIK(ABİL) )


- VEN ile/ve/<> VENÜL

( Kanı, kalbe doğru götüren toplardamarlar. İLE/VE/<> Kılcal damar yatağı ve bir ven arasında kan taşıyan kan damarı. )


- VENA:
AŞK ve/<> ŞARAP


- VENUS URANIA ile/ve/||/<> VENUS PANDEMUS

( Saf Aşk. İLE/VE/||/<> Duygularla olan. )

( Gökte. İLE/VE/||/<> Yerde. )


- VENÜS:
SABAH TANRISI ile/ve AKŞAM TANRISI

( Aşk. İLE/VE Savaş. )


- VER(EBİL)MEK:
OLDUĞUNDA/BOLLUKTA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLMADIĞINDA/KITLIKTA/ZORLUKTA/YOKLUKTA


- VERDİĞİN ŞEYLERİ "GÖRMEMEK" ve/||/<>/>/< VEREBİLECEĞİN ŞEYLERİ ARTIRMAK


- VEREM ve/||/<> VEREM/KOH BASİLİ(MİKROBU)[< R. Koh adından]


- VERGİ ile/ve KİRA

( RÜSÛM[< RESM]: Vergiler, gümrük vergileri. | Usûl, merasim. İLE/VE ... )

( BÂC, BÂJ [vergi harç. | Gümrük vergisi.] ile/ve ... )


- VERİ BİLİMİNDE:
YAPAY ZEKÂ ile/ve/||/<>/> MAKİNE ÖĞRENMESİ ile/ve/||/<>/> DERİN ÖĞRENME

( image )

( image
image
image
)


- VERİ ile/ve/> BİLİ ile/ve/> BİLGİ ile/ve/> FARKINDALIK

( DATA vs./and/> INFORMATION vs./and/> KNOWLEDGE vs./and/> AWARENESS )


- VERİ ile/ve/=/<> HABER

( DATA vs./and/=/<> NEWS )


- VERİ ile/ve/> SPERMATA

( Bilgi nesnesi. İLE/VE/> Dönüştürücü/dölleyici bilgi. )


- VERİLİ (ORTAK) AKIL ile/ve/> KURULU (ORTAK) AKIL

( Kültür. İLE/VE/> Uygarlık. )

( Nedenbilimsel. İLE/VE/> Erekbilimsel. )


- VERİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAZANILMIŞ

( VEHBÎ İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< KESBÎ )


- VERİLİ ile/ve/||/<>/> VAROLAN

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> Kültür. )


- VERİM ile/ve BEREKET

( Bereket maddeyle ölçülmez. )

( YIELD vs. ABUNDANCE )


- VERİM ile/ve/||/<> YAPIT


- VERİMLİ/LİK ile/ve/||/<> ÇİLECİ/LİK


- VERİMLİLİK ve/> BAŞARI

( PRODUCTIVITY vs./> SUCCESS )


- VERİMLİLİK ve/||/<> BEREKET ve/||/<> ÜRETKENLİK


- VERMEK:
SELENİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAĞINI

( Az kişiye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok kişiye. )


- VERMEK/VERİLMİŞ OLAN ile/ve/değil EMÂNET ETMEK/EDİLMİŞ OLAN


- VERMEK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN VERMEK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE WITHOUT EXPECTATION
TO GIVE WITHOUT EXPECTATION instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN VERMEK


- VERMEK ile/ve/değil/yerine DEVRETMEK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO TRANSFER
TO TRANSFER instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/<>/değil GERİ VERMEK


- VERMEK ile/ve/değil/yerine HEDİYE ETMEK

( TUHFE: Armağan, hediye. | İlâhî hediye. )

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE AS A GIFT
TO GIVE AS A GIFT instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/yerine İKRAM


- VERMEK ile/ve KATMAK

( TO GIVE vs./and TO ADD )


- VERMEK ile/ve/<>/< NASIL VERECEĞİNİ BİLMEK

( Aslolan/esas. İLE/VE/<>/< Yöntem/usûl. )

( TO GIVE vs./and/<>/< WISDOM OF HOW TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine SUNMAK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO OFFER
TO OFFER instead of TO GIVE )


- VERMEK ve/||/<>/> VAR OLMAK


- VERMEK ve/||/<>/> VARMAK


- VERMEK ile/ve/||/<>/>/< VAZGEÇMEK

( TO GIVE vs./and TO GIVE UP )


- VERMEK ile/ve/değil ZAMANINDA VERMEK/İNFÂK[Ar.]

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE IN RIGHT TIME )


- VERTIGO ve/||/<> HITCHCOCK

( Alfred Hitchcock'un en çok sevilen filmi. )


- VERTİGO ve/<> TİP 1 DİYABET ve/<> HEMATOİD ARTRİT ve/<> LUPUS ve/<> MS ve/<> HAŞİMATO


- VESAİRE ile/ve/> VE ŞAİRE


- VETED:
MECMÛ ile/ve/<> METRÛK

( İlk ikisi harekeli, sonundaki sakin ise. [örnek: sekiz] İLE/VE/<> Sondaki sakin, ortaya gelmişse. [örnek: altı] )

( Kısa hece önce ve uzun hece sonra. İLE/VE/<> Uzun hece önce ve kısa hece sonra. )


- VEZİN ile/ve UYAK/KÂFİYE, AYAK SUNMAK

( Eskiden bazı meclislerde, bazı zamanlarda söylenecek sözün şiirle söyleme gerekliliği ve zorunluluğu bulunurmuş. )


- VEZİR/AYGUCI ile/ve NEDİM


- VİCDAN ile/ve/değil EŞİK


- VİCDAN ve/||/<> İHLÂS

( Tek (")tapınağımız/mâbedimiz("). VE/||/<> Yönetimimiz/yöneticimiz, hâkimiyetimiz//hakimimiz. )


- VİCDAN ve/=/||/<> MÂBED


- VİCDAN ile/ve NAZAR

( Zihnin kendini gözlemlemesi, mütâlâ ve müşâhede etmesi. İLE/VE Aklın kendini gözlemlemesi, mütâlâ ve müşâhede etmesi. )


- VİCDAN ile/ve/<> VAHİY


- VİCDÂNÎ AHLÂK ile/ve/<> İDRÂKÎ AHLÂK ile/ve/<> İRFÂNÎ AHLÂK

( MORALS OF CONSCIENCE vs./and/<> MORALS OF PERCEPTION vs./and/<> MORALS OF WISDOM )


- VİCDÂNÎ DİN ve/+/||/<> AHLÂKSIZLIK


- VICTOR FRANKL ve/||/<> IRVIN YALOM


- VICTORIA GÖLÜ ve/||/<> MALAWI GÖLÜ

( Afrika'nın en büyük, dünyanın ikinci büyük tatlı su kaynağıdır. VE/||/<> Dünya üzerindeki öteki tatlı su düzeninde bulunmayan canlılara ev sahipliği yapmaktadır. )


- VİDA[İt. < VITE] ile/ve/||/<> TORNAVİDA[İt. < TORNO-VITE]

( Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi. İLE/VE/||/<> Vidaları söküp takmakta kullanılan, ucu düz, yıldız ya da farklı biçimlerde olabilen araç. )


- VİETNAM'IN:
ADALARI ve/<> HA LONG BAY

( [Vietnam'ın] Doğal güzelliği ile Tayland, Malezya ya da Filipinler ile rekabet edecek durumda 3000 adası bulunmaktadır.[Ancak 1600'ünün adı bulunmaktadır.] VE/<> Etkileyecilikleri çok yüksek olan turistik adaları. )


- VİGİZM(WHIGGISM) ile/ve ANAKRONİZM

( Bugünün kavramlarını/olgularını, geçmişe taşımak. | Zamanın, gelenek ve ahlâk anlayışına uymayan tutum. | Olay tarihinde yanılma. İLE/VE Geçmişi, bugünün kavramlarını verecek biçimde düzenlemek. | Tarihî gelişimi, günümüzdeki herhangi bir kavramı ortaya çıkaracak biçimde örgütlemek. )


- VİLLA[İt.] ile/ve ŞALE/CHALET

( Yazlıkta ya da kent dışında, bahçeli ve güzel, müstakil ev. İLE/VE İsviçre'ye özgü villa tipi ev. )


- VİNÇA DAMGALARI ile/ve/||/<>/> ORHUN ABECELERİ


- VİRD ile/ve ZİKİR


- VIRILDAMAK ile/ve/<> VIZILDAMAK

( Usandıracak, sinirlendirecek biçimde, durmadan konuşmak. İLE/VE/<> Vız diye ses çıkması. | Hafif seste ve bezdirici biçimde yakınmak, sızlanmak. )


- VİRTÜÖZ ile/ve/> SANATÇI

( Aleti/ni unutan. İLE/VE/> Kendini unutan. )


- VİSKOZ[Fr.] ile/ve/<> VİSKOZİTE

( Selülöz türevlerinin üretiminde kullanılan, koloidal selülöz çözeltisi. İLE/VE/<> Ağdalı, koyu kıvamlı bir maddenin özelliği, ağdalık. )


- VİTAMİN:
D2(ERGOKALSİFEROL) ile/ve/||/<> D3(KOLEKALSİFEROL)

( D vitamini, metabolizma için gerekli olan kalorisiz bir organik nesnedir. Yağlarda çözünür ve yağ dokusunda depolanır. İkisi de D vitamininin etkin biçimine dönüştürülür. D vitamini, sağlık için gerekli olan birçok süreçte yer alır. Kas gücünü artırır, bağışıklık düzenini güçlendirir, yangıyı önlemeye yardımcı olur, ince bağırsakta kalsiyum emilimini artırır, kemik oluşumu, bileşimi, büyümesi ve onarımı için gerekli olan yeterli kalsiyum ve fosfat seviyelerinin korunmasına yardımcı olur. İkisi de karaciğerde kalsifediol'e metabolize edilir. Bu nesne, böbreklere geçer ve D vitamininin etkin biçimi olan kalsitriolün salınmasını sağlar. Gıdalardan D vitamini alımı düşük olduğundan, birçok uzman takviye almayı önermektedir. Yeterli dozlar konusunda düşünce birliği yoktur. Ayrıca güneş koruyucu olmadan her gün 10-15 dakika güneşlenmek D vitamini seviyesini artıracaktır. D3 vitamininden daha az kararlı olan D2 vitamini, nem ve ısıya daha duyarlıdır. D3 vitamini gövdedeki kalsitriol seviyesini D2 vitamininden daha fazla artırmaktadır. Uzmanlar, gövde tarafından daha iyi emildiğinden, D3 vitamini desteği önermektedir. )

( Bitki kökenlidir. İLE/VE/||/<> Ultraviyole ışığın kolesterol üzerindeki etkisi ile ciltte üretilir. )

( Tahıllar gibi çoğu gıdada az oranda bulunur. İLE/VE/||/<> Yağda çözünen bir vitamindir. Gıda yoluyla alınabildiği gibi güneşlenme yoluyla da deride üretilir. )


- VITRIOL / V.I.T.R.I.O.L.:
VISITA ile/ve/||/<> INTERIORE ile/ve/||/<> TERRAE ile/ve/||/<> RECTIFICANDO ile/ve/||/<> INVENIES ile/ve/||/<> OCCULT ile/ve/||/<> LAPIDEM


- VIZ ile/ve/||/<> TIRIS

( ... İLE/VE/||/<> Atların kısa adımlarla hızlı yürüyüşü. )

( Gelir. İLE/VE/||/<> Gider. )


- VOLKAN/SAL ile/ve/||/<> MAGMA/SAL


- VOLT ile/ve/||/<> AMPER[< AMPÈRE (Fizikçi)] ile/ve/||/<> OHM/OM

( Elektrikte kullanılan potansiyel farkı (gerilim) birimi. İLE/VE/||/<> Elektrik akımında yeğinlik/şiddet birimi. İLE/VE/||/<> Elektrik direnci. )

( )


- VOLT ile/ve WATT

( Elektrikte kullanılan potansiyel fark(gerilimin) ve/ya da elektromotor gücün birimi.[Bir ohmluk direnç üzerinden, bir amperlik elektrik akımı geçmesi durumunda direncin iki ucu arasındaki gerilim bir volttur.][simgesi: V][Alessandro Volta'nın adına ithafen kabul edilerek kullanılmaya başlanmıştır.(İngiliz Kraliyet Cemiyeti - 1881)] İLE/VE/||/<> Saniyede bir julluk iş yapan bir motorun enerji dönüşümü oranını ölçen uluslararası standart güç birimi.[Buhar makinesi mucidi James Watt'a(1736-1819) ithafen SI birim sisteminde güç birimi olarak kabul edilmiştir.] )

( 1 exawatt [EW] = 1.0E+18 watt [W]

1 petawatt [PW] = 1.0E+15 watt [W]

1 terawatt [TW] = 1000000000000 watt [W]

1 gigawatt [GW] = 1000000000 watt [W]

1 megawatt [MW] = 1000000 watt [W]

1 kilowatt [kW] = 1000 watt [W]

1 hectowatt [hW] = 100 watt [W]

1 dekawatt [daW] = 10 watt [W]

1 deciwatt [dW] = 0.1 watt [W]

1 centiwatt [cW] = 0.01 watt [W]

1 milliwatt [mW] = 0.001 watt [W]

1 microwatt [µW] = 1.0E-6 watt [W]

1 nanowatt [nW] = 1.0E-9 watt [W]

1 picowatt [pW] = 1.0E-12 watt [W]

1 femtowatt [fW] = 1.0E-15 watt [W]

1 attowatt [aW] = 1.0E-18 watt [W]

1 horsepower [hp, hp (UK)] = 745.6998715823 watt [W]

1 horsepower (550 ft*lbf/s) = 745.6998715823 watt [W]

1 horsepower (metric) = 735.49875 watt [W]

1 horsepower (boiler) = 9809.5000000002 watt [W]

1 horsepower (electric) = 746 watt [W]

1 horsepower (water) = 746.043 watt [W]

1 pferdestarke (ps) = 735.49875 watt [W]

1 Btu (IT)/hour [Btu/h] = 0.2930710702 watt [W]

1 Btu (IT)/minute [Btu/min] = 17.5842642103 watt [W]

1 Btu (IT)/second [Btu/s] = 1055.05585262 watt [W]

1 Btu (th)/hour [Btu (th)/h] = 0.292875 watt [W]

1 Btu (th)/minute = 17.5724999996 watt [W]

1 Btu (th)/second [Btu (th)/s] = 1054.3499999744 watt [W]

1 MBtu (IT)/hour [MBtu/h] = 293071.07017222 watt [W]

1 MBH = 293.0710701722 watt [W]

1 ton (refrigeration) = 3516.8528420667 watt [W]

1 kilocalorie (IT)/hour [kcal/h] = 1.163 watt [W]

1 kilocalorie (IT)/minute = 69.78 watt [W]

1 kilocalorie (IT)/second = 4186.8 watt [W]

1 kilocalorie (th)/hour = 1.1622222222 watt [W]

1 kilocalorie (th)/minute = 69.7333333333 watt [W]

1 kilocalorie (th)/second = 4184 watt [W]

1 calorie (IT)/hour [cal/h] = 0.001163 watt [W]

1 calorie (IT)/minute [cal/min] = 0.06978 watt [W]

1 calorie (IT)/second [cal/s] = 4.1868 watt [W]

1 calorie (th)/hour [cal (th)/h] = 0.0011622222 watt [W]

1 calorie (th)/minute = 0.0697333333 watt [W]

1 calorie (th)/second = 4.184 watt [W]

1 foot pound-force/hour = 0.0003766161 watt [W]

1 foot pound-force/minute = 0.0225969658 watt [W]

1 foot pound-force/second = 1.3558179483 watt [W]

1 pound-foot/hour [lbf*ft/h] = 0.0003766161 watt [W]

1 pound-foot/minute = 0.0225969658 watt [W]

1 pound-foot/second = 1.3558179483 watt [W]

1 erg/second [erg/s] = 1.0E-7 watt [W]

1 kilovolt ampere [kV*A] = 1000 watt [W]

1 volt ampere [V*A] = 1 watt [W]

1 newton meter/second = 1 watt [W]

1 joule/second [J/s] = 1 watt [W]

1 exajoule/second [EJ/s] = 1.0E+18 watt [W]

1 petajoule/second [PJ/s] = 1.0E+15 watt [W]

1 terajoule/second [TJ/s] = 1000000000000 watt [W]

1 gigajoule/second [GJ/s] = 1000000000 watt [W]

1 megajoule/second [MJ/s] = 1000000 watt [W]

1 kilojoule/second [kJ/s] = 1000 watt [W]

1 hectojoule/second [hJ/s] = 100 watt [W]

1 dekajoule/second [daJ/s] = 10 watt [W]

1 decijoule/second [dJ/s] = 0.1 watt [W]

1 centijoule/second [cJ/s] = 0.01 watt [W]

1 millijoule/second [mJ/s] = 0.001 watt [W]

1 microjoule/second [µJ/s] = 1.0E-6 watt [W]

1 nanojoule/second [nJ/s] = 1.0E-9 watt [W]

1 picojoule/second [pJ/s] = 1.0E-12 watt [W]

1 femtojoule/second [fJ/s] = 1.0E-15 watt [W]

1 attojoule/second [aJ/s] = 1.0E-18 watt [W]

1 joule/hour [J/h] = 0.0002777778 watt [W]

1 joule/minute [J/min] = 0.0166666667 watt [W]

1 kilojoule/hour [kJ/h] = 0.2777777778 watt [W]

1 kilojoule/minute [kJ/min] = 16.6666666667 watt [W] )


- VOLTAJ ile/ve/||/<> AKIM

( Elektriksel potansiyel farkı. İLE/VE/||/<> Bir iletkenden geçen elektrik yükü miktarı. )


- VOLTMETRE[Fr. < Yun.] ile/ve/<> VOLTAMETRE[Fr. < Yun.]

( Bir elektrik devresindeki gizilgüç farkını volt cinsinden ölçmeye yarayan aygıt. İLE/VE/<> Bir elektrotta, açığa çıkan madde miktarına göre devreden geçen elektrik miktarını ölçmeye yarayan aygıt. )


- VS. VS. ... ile/ve/||/<> GİBİ ... GİBİ ...


- VÜCUB EHLİYETİ > HAK EHLİYETİ ve/||/<> EDÂ EHLİYETİ ve/||/<> CEZAİ EHLİYET ve/||/<> FİİL EHLİYETİ


- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR


- VÜCÛD-U MEVHÛBE ile/ve VÜCÛD-U MÜKTESEBE

( Kişinin hiçbir katılımı olmaksızın, Allah tarafından kişiye bahşedilmiş olan kesif gövde. İLE/VE Kişinin yaşantısı boyunca kendi çabalarıyla meydana getirdiği latif bir ahiret varlığı. )

( Dağların, taşların dayanamadığı zatî tecelliye dayanabilen tek yapı gövdedir. )


- VUCÛD ile/ve VÂKÎ


- VÜCÛD ile/ve VİCDAN

( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )


- VÜCÛD ile/ve VİCDAN

( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )


- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)

( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )

( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )

( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )

( Küre ile gövde birdir. )

( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )

( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )

( Gövdemizde... )

( ... ile/ve/değil/yerine BER )

( SOMA: Hapis. )

( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma - Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)

( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )

( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )


- VUKÛF-İ ADEDÎ ile/ve VUKÛF-İ KALBÎ ile/ve VUKÛF-İ ZEMANÎ


- VUKÛFİYET ile/ve/||/<>/> HAKİMİYET


- VUKÛFİYET ile/ve/||/<> İHÂTA


- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"


- VURGULAMAK ile/ve ALTINI ÇİZMEK


- VÜS'AT ile/ve TÂKAT


- VUSLAT'TAN ÖNCEKİ SÖZ ile/ve VUSLAT'TAN SONRAKİ SÖZ

( Eski haline getiremeyeceğin şeyi yapma/söyleme! )


- VUSLAT/VÂSIL ve/< CEM


- VUSLAT ile/ve HALVET

( Yaşanılan. İLE/VE Mekân ve mekânda. )

( ... İLE/VE Kişinin, kendiyle meşgul olmama durumu. )

( Kendinden uzaklaşmak için halvete girilir, başkalarından uzaklaşmak için değil! )

( Kavuşma. İLE Yalnız/tenha kalma, tenhaya çekilme. | Tenha yer. | Hamamın sıcak bölmesi. | bkz. Tasavvuf'ta )


- VUSLAT ile/ve HASRET

( Her lezzetin vuslatı, hasretindedir. Doğada ise, vuslattan sonra hasret kalmaz. O Âlem, bu âlem gibi değildir. )

( Ses ayrılıkta çıkar, vuslatta ses olmaz. )


- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK


- VUSLAT ile/ve ÜLFET ile/ve HİDÂYET


- VUSLAT ile/ve/<> VAHDET


- VUSÛL ve/||/<>/< USÛL

( Yöntem olmadan, kavuşma olmaz. / Usûlsüz, vusûl olmaz. )


- WABP:
WERNICKE ve/||/<> ANGULER GIRUS ve/||/<> BROCHA ve/||/<> PREFRONTAL KORTEKS


- WAI:
TEŞEKKÜR EDİYORUM ile/ve/||/<> MERHABA ile/ve/||/<> HOŞÇAKAL


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> BERTOLT BRECHT

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 10 Şubat 1898 - 14 Ağustos 1956 )


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> FREUD

( Benjamin, Freud'un yazı ve kitaplarının iyi bir okuyucusudur. )


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 05 Aralık 1897 - 21 Şubat 1982 )


- WEB:
WEB 1.0 ile/ve/||/<>/> WEB 2.0 ile/ve/||/<>/> WEB 3.0


- WEBER KATSAYILARI'NDA:
GÖRME/PARLAKLIK ile/ve KİNESTEZİ ile/ve ACI [ısıyla ortaya çıkan] ile/ve İŞİTME [orta frekanslar] ile/ve BASINÇ [deri] ile/ve KOKU ile/ve TAD [tuz]

( 1/60 ile/ve 1/50 ile/ve 1/30 ile/ve 1/10 ile/ve 1/7 ile/ve 1/4 ile/ve 1/3 )


- WILHELM VON HUMBOLDT ve/||/<> ALEXANDER VON HUMBOLDT

( 22 Haziran 1767 - 08 Nisan 1835 VE/||/<> 14 Eylül 1769 - 06 Mayıs 1859 )

( )


- WILLIAM STERN ile/ve/||/<> ALLAN SCHORE ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT


- WOLFGANG AMADEUS MOZART ile/ve/||/<> LUDWIG VAN BEETHOVEN

( 27 Ocak 1756 - 05 Aralık 1791 ile/ve/||/<> 17 Aralık 1770 - 26 Mart 1827 )

( ... İLE/VE/||/<> Kulağı, duyma yetisini kaybetmiş olan.[1801'de işitme sorunları yaşamaya başlamış ve 1817'de tamamen duymamaya başlamıştır.] )


- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI

( Yeni Kaledonya'nın üç önemli adasından biri olan Lifou'da yaşayan 3 kabile.
[Lifou'nun başkentinin adı ise "We"dir.] )


- WUHAN'DAN[ - ÇİN], (BAZI) HAYVANLARLA OLAN YAKIN İLİŞKİLERİNDEN DOLAYI ÇIKAN HASTALIKLAR:
SUÇİÇEĞİ ve/||/<>/> VEBÂ ve/||/<>/> KORONA

( )


- XENIA[Yun.] ile/ve/||/<> IMAGO

( [İmge:] Yunan'da. İLE/VE/||/<> Roma'da. )


- XOCHIMILCO ve/||/<> TRAJINERA

( Meksika'da, "Çiçeklerin yetiştiği yer" anlamına gelen su kanalı. VE/||/<> Geleneksel Meksika tekneleri. )

( )


- YA DOĞRUYSA ile/ve/||/<> YA ÖYLE DEĞİLSE

( Tüzede(hukukta). İLE/VE/||/<> Bilimde. )


- YA/YA DA ile/ve/değil/yerine/||/+/<>
( HEM, HEM DE ve/||/<> NE, NE DE )

( Ayrım. | İLE/VE/<> Birlik/bütünlük. )

( 0 1 ile/ve/<> [ 1 ile/ve/<> 0 ] )

( "Ne, ne de", "hem, hem de" ile birliktedir![ayrı değildir!] [sadece insana/gelişmiş zihinlere özgüdür!] )

( Doğada/fizikte/hayvanlarda, deneyde/laboratuvarda. İLE/VE/<> Sadece İNSAN'da. )

( Bir şey(ler)i bildirtir. İLE/VE/<> Kendini bildirtir. )

( EL: [Bağlamına/işlevine/yerine/gereksinime göre]
Hem kirli, hem de temiz
Ne kirli, ne de temiz. )

( DEKOLTE:
Hem açık, hem de kapalı
Ne açık, ne de kapalı. )


- YANLIŞ ve/< YALNIZ


- YABAN KEDİSİ ile/ve OSELO/T

( ... İLE/VE Bir tür yabani kedi. )

( WILDCAT vs./and ... )

( FELIS SILVESTRIS cum/et ... )


- YABAN KÖPEĞİ ve ÇİTA

( Aslan da içinde olmak üzere öteki etçillerin birkaç güne kadar leş yediği gibi ya da leşçiller gibi leş eti yemezler. )


- YABANCI/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<>/< TAŞRALI/LAŞTIRMA


- YABANCI/LIK ile/ve YALNIZ/LIK


- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI

( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN


- YABANCI ile/ve VAHŞİ

( PHALANG/GUAVA[Tayca] ile/ve ... )

( STRANGE vs./and WILD )


- YABANCILAŞ(TIR)MA ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)ME


- YABANCILAŞMA ile/ve DUYARSIZLIK

( ALIENATION vs./and INSENSITIVITY )


- YABANCILAŞMA ile/ve/<> İNKÂR

( ALIENATION vs./and/<> TO DENY )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> KORKU

( ALIENATION vs./and/> FEAR )


- YABANCILAŞMA ile/ve/> ÖZYİTİMİ

( YABANCILAŞMA: Kendi özvarlığının yerine koymak. )

( ALIENATION vs./and/> SELF-LOSS )


- YABANCILAŞMA ile/ve/||/<>/> YADSIMA


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YALAN

( ALIENATION vs./and/> LIE )


- YABANCILAŞMA ile/ve YANILSAMA


- YABANCILAŞMA ile/ve/> YİTİM

( ALIENATION vs./and/> LOSS )


- YABANDOMUZU ile/ve CÜCE DOMUZ

( SUS SCROFA cum ... )


- YABANGÜLÜ ile/ve/<> İTBURNU

( Gülgillerden, çiçekleri soluk pembe, beyaz, yemişi parlak kırmızı renkte bir bitki. İLE/VE/<> Yabangülünün meyvesi. )

( ROSA CANINA cum/et/<> ... )


- YABANİ LAHANA ile/ve/||/<>/> ALABAŞ ile/ve/||/<>/> MANGIR ile/ve/||/<>/> BROKOLİ ile/ve/||/<>/> BRÜKSEL LAHANASI ile/ve/||/<>/> LAHANA ile/ve/||/<>/> KARNABAHAR

( image )


- YABANMERSİNİ ve EKŞİ NAR

( Kan şekerini dengelemede doğal ürünler olarak yararlanılabileceklerden. )

( )

( LİKAPA/LİGARBA ve ... )


- YABANSI/ACAYİP[Ar. < ACAİB] ile/ve/||/<> GARAYİP[Ar.] ile/ve/||/<> [Ar. < GARAİB]

( Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı. | Şaşırma anlatan bir söz. İLE Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar. )


- YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> TANRILAR AÇMAZI


- YÂD ETME! ile/ve/||/<>/> FERYÂD ETME!

( Geçmişi. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe.
Geçmişi yâd etme, geleceğe feryâd etme! )


- YADIRGAMA(MA)K ile/ve/değil/||/<> YABANA ATMA(MA)K


- YADIRGAMA ile/ve/> RED

( TO REGARD AS A STRANGER vs./and/> TO DENY )


- YADIRGAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> "YARGILAMAK"


- YADIRGAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAYAMAMAK


- YADIRGAMAK ile/ve/||/<> TUHAF KARŞILAMAK


- YADSIMA ile/ve/||/<> GÖZARDI ETME


- YADSIMA ile/ve/<> ÖNEMSEMEME


- YADSIMA ile/ve/değil/yerine SORGULAMA

( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO INTERROGATE
TO INTERROGATE instead of TO DENY | REJECT )


- YADSIMAK ile/ve GELİŞTİRMEK

( TO DENY | REJECT vs./and TO DEVELOPE/IMPROVE )


- YAĞ BEZESİ ile/ve/<> YAĞ KİSTİ ile/ve/<> YAĞ BİRİKİNTİSİ


- YAĞ DAMLASI DENEYİ ve/||/<> ELEKTRONUN YÜKÜNÜN ÖLÇÜLMESİ

( 1909 yılında yapılan bir deneyde, elektronun yükünün büyüklüğü ölçüldü. Robert A. Millikan[] 22 Mart 1868 - 19 Aralık 1953], ayrıca bu yükün en küçük birim yük olduğunu ve bu yükün kuantize olduğunu da ortaya koydu... )


- YAĞ DOKUSU:
BEYAZ ile/ve/||/<> KAHVERENGİ ile/ve/||/<> KEMİK İLİĞİ

( Deri altında, karın içinde, iç örgenlerin çevresinde birikir. Çoğunlukla kalça ve göbek olarak görürüz. İç örgen yağlanmasını ise göremeyiz. Araçlarla ölçmek gerekir. Beslenme yanlışları, metabolizmadaki sorunlar, bu yağ dokusunu artırır, şişmanlama nedeni ve sonucudur. İLE/VE/||/<> Sırtta, kürek kemiklerinin arasında ve omuzda bulunur. Yattığımız yerden kalori yakmamızı sağlar. Gövde ısısının dengesinde çok önemlidir. İLE/VE/||/<> Uzun kemiklerin iki ucunda, kan yapımında görevli kırmızı kemik iliği, kemiğin ortasında ise sarı kemik iliği bulunur. Bu yağlı ilik salgıladığı büyüme etmenleriyle kemiğin yenilenmesinde çok önemlidir. )


- YAĞ ile/ve/değil SELÜLİT


- YAĞLARDA:
UÇUCU ile/ve SABİT

( Çiçek, yaprak, kokulu. [biberiye, nane] İLE/VE Meyve, tohum. [badem, ısırgan, z.yağı] )


- YAĞLI CİLT ile/ve/<> SİVİLCELİ CİLT

( Organik Yağlı ve Sivilceli Ciltler için özel kremler )


- YAĞMUR ADAM ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN

( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )

( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )


- YAĞMUR ile/ve "AHMAK ISLATAN" YAĞMURU


- YAĞMUR ile/ve/= BUHARLAŞMA:
Saniyede 16 milyon ton. 8 km./saat hız ile.


- YAĞMUR ile/ve/> GÖKKUŞAĞI/ALKIM/ELEĞİMSAĞMA[ALÂİM-İ SEMÂ]/YAĞMURKUŞAĞI/EBEMKUŞAĞI/ARKANSİYEL[Fr.]

( ... ile/ve/> ALKIM, EBEKUŞAĞI, EBEMKUŞAĞI, ELEĞİMSAĞMA, HACILARKUŞAĞI, YAĞMURKUŞAĞI, AL-YEŞİL KUŞAK )

( GAYS ile/ve/> ÂLÂİM-İ SEMÂ, KAVS-İ KUZAH )

( MATAR, BÂRÂN, BÂRİŞ ile/ve/> ÂDYENDE, ÂFENDÂK, SÂM, TÎRÂJE )

( RAIN vs./and/> RAINBOW )


- YAĞMUR ile/ve/değil/<> HAMSİN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kum yağdırır. )


- YAĞMUR ile/ve KIRK İKİNDİLER

( ... İLE/VE Haziran-Temmuz aylarında 40 gün boyunca, ikindi zamanları 20-30 dakikalık sağnak yağış. )


- YAĞMUR ile/ve NİSAN YAĞMURU

( Yağmur taneleri gözyaşı şeklinde değil küre şeklindedir. )

( GAYS ile/ve ... )

( MATAR, BÂRÂN, BÂRİŞ ile/ve ... )


- YAĞMUR ile/ve/değil/||/<>/< YAĞIŞ


- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER


- YAK(IN)LAŞMAK ve/< TÖVBE


- YAKALAMA ile/ve/||/<> BELİRLEME


- YAKALAMAK" ile/ve TUTTURMAK


- YAKARIŞ ile/ve/<> HAYKIRIŞ


- YAKARIŞ ve/||/<>/> TÖVBE


- YAKAZA ve/> BERZAH


- YAKIN HEDEF ile/ve UZAK HEDEF


- YAKIN İLİŞKİ ve/||/<>/< "DÖRT MEVSİM" BOYUNCA GÖRMEK/YAŞAMAK

( İlişki/yakın ilişki, dört mevsim boyunca görmeden ol(uş)maz! )


- YAKIN İLİŞKİ ile/ve/||/<> YOĞUN İLİŞKİ


- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI


- YAKÎN:
KESİN/LİK ile/ve/değil YAKLAŞIK/LIK


- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK


- YAKIN ile/ve/değil ARDIŞIK

( [not] NEAR vs./and/but CONSECUTIVE )


- YAKÎN ile/ve BURHAN


- YAKÎN ile/ve/değil CEZM


- YAKÎN ile/ve/<> KEŞF


- YAKIN ile/ve UZAK

( NEAR vs./and FAR/DISTANT )


- YAKIN ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"


- YAKÎN ve ZANN


- YAKINDIĞIMIZ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< (")YAKINIMIZ(")


- YAKÎNİYÂT ile/ve MEŞHÛRÂT ile/ve MÜSELLEMÂT ile/ve MAKBÛLÂT ile/ve ZANNİYÂT ile/ve MUHAYYELÂT ile/ve VEHMİYÂT

( Yakîniyât: En üst derecedeki önerme. - Bedihiye. - Nazariye.

Bedihiye: Apaçık. - Bedâhet-i Akliye. - Bedâhet-i Hissiye.

Bedâhet-i Akliye: - Evveliyât. - Fıtriyât.

Bedâhet-i Hissiye: - Müşâhedât. - Hadsiyât. - Mücerrebât. - Mütevâtirât. )

( VÂHİME: Gerçekliği/karşılığı olmayan "değerler" "üretmek". )


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> BEKLENTİ > HÜSRAN ile/ve/||/<>/> ÖFKE


- YAKINLAŞMA ile/ve/||/<>/> UZAKLAŞMA GEREKSİNİMİ


- YAKINLAŞMA ve/<> YAKINSAMA


- YAKINLAŞMAK ve/||/<> YALINLAŞMAK


- YAKINLIK-UZAKLIK ile/ve/||/<> BAŞATLIK-ÇEKİNGENLİK


- YAKINLIK:
FİZİKSEL ile/ve/||/<> UYGULAYIMSAL ile/ve/||/<> DUYGUSAL ile/ve/||/<> EŞEYSEL


- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU

( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )


- YAKINLIK/KURBİYET ile/ve KAVUŞMA/VUSLAT


- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA


- YAKINMA ile/ve/değil/||/<>/> DÜŞ KIRIKLIĞI


- YAKINSAMA ile/ve/||/<> YAKLAŞMA


- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- YAKIŞIKLI/LIK ile/ve ŞIK/LIK


- YAKIŞMAMA ile/ve/değil/||/<>/< ALIŞMAMA


- YAKIŞTIRMAK ile/ve "YAPIŞTIRMAK"

( ASCRIPTION vs./and "TO STICK" )


- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV

( Newton. İLE/VE/||/<>/> Kant. )

( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )


- YAKLAŞIK ile/ve/değil/yerine YÜKSEK OLASILIKLA


- YAKLAŞIM ile/ve DÜZEN

( APPROACH vs./and SYSTEM )


- YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> İRDELEME


- YAKLAŞMA!:
BOĞAYA ile/ve/||/<> EŞEĞE ile/ve/||/<> BİLGİSİZE/CAHİLE

( Önünden. VE/||/<> Arkasından. VE/||/<> Hiçbir yerinden. )


- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK

( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )


- YAKLAŞMAK ile/ve YANAŞMAK


- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK


- YAKUTİSTAN'DA:
KUŞLAR ve BALIKLAR

( 350 cins. VE 50 çeşit. )


- YAKUTİSTAN'IN İKİ RESMİ DİLİ:
YAKUTÇA ile/ve/<> RUSÇA

( Yakutça, Türk dilinin kuzey grubundan S kolu olarak kabul ediliyor.[YAZ=SAS, YOL=SOL] )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK

( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK


- YALAN SÖYLEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK ile/ve/<> YALAN SÖYLEYEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK

( Öğrenmiş ve uyguluyor olmak gerek. İLE/VE/<> [hâlâ öğrenilemediyse] Özellikle çocuklardan öğrenilebilir. )


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER

( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )


- YALAN/YANLIŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> "ÇOK AKILLICA OLAN"/KANDIRMA

( Yapılmaması gereken [yapılmamalı!]. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<> Yapılan, yapılmaya çalışılan. )


- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA


- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE

( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )


- YALAN ile/ve İLGİLENMEME/UĞRAŞMAMA (İSTEĞİ)

( LIE vs./and (INCLINATION OF) NOT TO INTEREST )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"


- YALAN ile/ve/||/<> KURT MASALI

( ... İLE/VE/||/<> Birini oyalamak, kendini suçsuz göstermek için ileri sürülen gereksiz, inandırıcı olmayan sözler. )


- YALAN ile/ve/değil OYALAN

( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ

( )


- YALAN ile/ve PALAVRA[İsp. < PALABRA]/MARTAVAL[argo]

( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )


- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL


- YALAN ile/ve/=/<>/< ŞİRK


- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ

( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )

( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )

( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )

( LIE vs./and WRONG )

( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )


- YALAN ile/ve/||/<>/> YAVAN


- YALANCI İLAÇ AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNANÇ AÇMAZI


- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA

( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )


- YALÇIN ile/ve KAYGAN


- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM


- YALIN KARBONHİDRAT ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK KARBONHİDRAT

( Kısa zincirli şeker molekülleri. İLE/VE/||/<>/> Uzun zincirli şeker molekülleri. )


- YALIN NESNE ile/ve BİLEŞİK NESNE

( CORPORA SIMPLICISSIMA cum/et CORPORA COMPOSITA )


- YALIN ÜNDEŞ ile/ve/<> YAPIŞIK ÜNDEŞ

( B - D - G - L ile/ve/<> LB - LD - LG - LL | NB - ND - NG - NL | RB - RD - RG - RL [hem başta, hem de sonda] )


- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]


- YALIN/LIK ile/ve/<> DURU/LUK


- YALIN/LIK ve/||/<> ESNEK/LİK


- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK

( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )


- YALIN/LIK ile/ve/||/<>/>/< ŞIK/LIK


- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK


- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET


- YALINLIK ve AKIL

( BARE and REASON )


- YALINLIK ile/ve/||/<> BİREYLİK


- YALINLIK ile/ve BİRLİK

( BARE vs./and UNITY )


- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK


- YALITILMIŞLIK ile/ve İKİLİK

( INSULATED vs./and DUALITY )


- YALITILMIŞLIK ile/ve/yerine YALNIZLIK

( INSULATEDNESS vs./and LONELINESS
LONELINESS instead of INSULATEDNESS )


- YALITIM ile/ve DUYARSIZLIK

( INSULATION vs./and INSENSITIVITY )


- YALITIM ile/ve SOYUTLAMA

( ISOLATION vs./and ABSTRACTION )


- YALNIZ OLMAK/KALMAK/BIRAKILMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SENİ, YALNIZ HİSSETTİREN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMAK

( Daha kötü. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> En kötüsü. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> (")ÇIPLAK/LIK(")


- YALNIZ/LIK ile/ve/<> ÇARESİZ/LİK

( Kişiyi, katılaştırır. )


- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK


- YALNIZ ile/ve TEK

( LONE vs./and ALONE )


- YALNIZLAŞMA ile/ve/||/<> YABANCILAŞMA


- YALNIZLIK:
BİREYSELLİKTE ile/ve/<> AŞKTA

( Bireysellik, yalnızlığı (da) yönetebilmektir. İLE/VE/<> Aşk, birlikte ve/ya da ayrı ayrı olmak üzere yalnızlığı (da) kabul edebilmektir. )

( Tek kişilik yalnızlık. İLE/VE/<> İki kişilik yalnızlık. )


- YALNIZLIK/LAR ile/ve/<> YANLIŞLIK/LAR


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"


- YALNIZLIK ile/ve/||/<> İLİŞKİ

( Yanılsama[ilüzyon]. İLE/VE/||/<> Nesnesiz "algı"[halüsünasyon]. )


- YALNIZLIK ve/< KUŞKU


- YALNIZLIK ile/ve SIKINTI


- YALVARMAK ile/ve YAKARMAK


- YAMA ile/ve NIYAMA ile/ve ASANA ile/ve PRANAYAMA ile/ve PRATYAHARA ile/ve DHARANA ile/ve DHYANA ile/ve SAMADHI

( Eylem kontrolü. İLE/VE Kişisel eylem kontrolü. İLE/VE Duruşlar ve gövde çalıştırma teknikleri. İLE/VE Soluk ve enerji yönetimi. İLE/VE Çakra ve Kundalini teknikleri. İLE/VE Odaklanma teknikleri. İLE/VE Derin odaklanma teknikleri. İLE/VE Üstün odaklanma teknikleri. )


- YAMAÇ ile/ve GÜZEY

( ... İLE Az güneş alan çok gölgeli kuzey yamaç. )

( Dağların güzeyindeki karlar geç erir. )


- YAN SANAYİ(") ile/ve/||/<> DOLAYLI NEDENLER/SONUÇLAR


- YAN YANA/LIK | ARD ARDA/LIK ile/ve/||/<>/> BİRARADA/LIK


- YAN YANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CAN CANA


- YANAK ile/ve/||/<> ENEK

( ... İLE/VE/||/<> Yanağın alt yanı. )

( SÎB: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli olarak elmaya benzetilir.] )


- YANAK ile/ve/||/<> KANAT


- YANARDAĞLARDA:
GAZ ile/ve/<> FÜMEROL[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Etkin olmayan dönemlerde, yanardağların ağzından yayılan gaz. )


- YANAŞMAK ile/ve YARANMAK


- YANGIN ile/ve/değil/||/<> DENETİMLİ/KONTROLLÜ YANGIN

( )


- YANGININ/İLTİHABIN:
ÇOĞU ile/ve/||/<> AZI

( Yaşlandırır. İLE/VE/||/<> Kanser (olasılığını) artırır. )

( )


- YANİ ile/ve SONUÇTA


- YANİ ile/ve/değil/yerine/||/<> YA DA


- YANIK VE SICAK ÇARPMALARINDA:
5 YAŞ ALTI ve/||/<> 65 YAŞ ÜSTÜ

( Yanık ciddiyetini etkileyen ve risk oluşturan yaşlardır. )

( [Sıcak çarpmasında risk öbekleri]
- Kalp ve tansiyon hastaları.
- Şeker ve kanser hastaları.
- Normal kilosunun çok altında ve çok üzerinde olanlar.
- Psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlığı olanlar.
- Böbrek hastaları.
- 65 yaş üzeri kişiler, 5 yaş altı çocuklar.
- Hamileler, sürekli ve bilinçsiz rejim uygulayanlar.
- Yeterli miktarda su içmeyenler. )

( [Sıcak Çarpmasından Korunmak İçin Alınması Gereken Önlemler]
- Özellikle şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır.
- Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, açık renkli ve hafif giysiler giyilmelidir.
- Bol miktarda sıvı tüketilmelidir.
- Gövde, temiz tutulmalıdır.
- Her öğünde yeteri miktarda gıda alınmalıdır.
- Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır.
- Doğrudan güneş ışığında kalınmamalıdır.
- Kapalı ortamların düzenli aralıklarla havalandırılmasına özen gösterilmelidir. )


- YANIK ile/ve/||/<>/> KÜL

( )


- YANIKLARDA:
ISI ile/ve/||/<> ELEKTRİK ile/ve/||/<> IŞIN ile/ve/||/<> SÜRTÜNME ile/ve/||/<> KİMYASAL ile/ve/||/<> DONMA

( Yanık, derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak örgen ve düzende işleyiş bozukluğuna yol açar. Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana gelir. Hastanın/yaralının kendi gövdesinde bulunan mikrop ve toksinlerle enfeksiyon oluşur. )

( [Isı ile oluşan yanıklarda ilk yardım]
- Kişi hâlâ yanıyorsa paniğe engel olunur, koşması engellenir.
- Hastanın/yaralının üzeri battaniye ya da bir örtü ile kapatılır ve yuvarlanması sağlanır.
- Yaşam belirtileri değerlendirilir.
- Solunum yolunun etkilenip etkilenmediği kontrol edilir.
- Yanık bölge, en az 20 dakika soğuk su altında tutulur.[yanık yüzeyi büyükse ısı kaybı çok olacağından dolayı önerilmez]
- Ödeme karşı, yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır.
- Yanmış alandaki deriler kaldırılmadan giysiler çıkarılır.
- Takılan yerler varsa kesilir, temizliğe dikkat edilir.
- Su toplamış yerler patlatılmaz.
- Yanık üzerine ilaç ya da yanık merhemi gibi maddeler de sürülmemelidir.
- Yanık üzeri temiz bir bezle örtülür.
- Hasta/yaralı, battaniye ile örtülür.
- Yanık bölgeler birlikte bandaj yapılmamalıdır.
- Yanık geniş ve sağlık kuruluşu uzaksa hastanın/yaralının kusması yoksa bilinçliyse ağızdan sıvı[1 litre su - 1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı] verilerek sıvı kaybı önlenir.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )

( [Kimyasal yanıklarda ilk yardım]
- Deriyle temas eden kimyasal maddenin en kısa sürede deriyle teması kesilmelidir.
- Bölge, tazyiksiz ve bol suyla, en az 15-20 dakika yumuşak bir biçimde yıkanmalıdır.
- Giysiler çıkarılmalıdır.
- Hasta/yaralı, örtülmelidir.
- Tıbbî yardım istenmelidir[112]. )

( [Elektrik yanıklarında ilk yardım]
- Soğukkanlı ve sakin olunmalıdır.
- Hemen elektrik akımı kesilmelidir.
- Hastanın/yaralının, hava yolunun açık olup olmadığı, solunumu ve kan dolaşımı değerlendirilmelidir.
- Hastaya/yaralıya, kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir.
- Hasta/yaralı, hareket ettirilmemelidir.
- Hasar gören bölgenin üzeri temiz bir bezle örtülmelidir.
- Tıbbî yardım istenmelidir[112]. )

( [Sıcak Çarpması Belirtileri]
Yüksek derece ısı ve nem sonucu gövde ısısının ayarlanamaması sonucu ortaya bazı bozukluklar çıkar.
- Kas krampları.
- Güçsüzlük, yorgunluk.
- Baş dönmesi.
- Davranış bozukluğu, sinirlilik.
- Solgun ve sıcak deri.
- Bol terleme.
- Mide krampları, kusma, bulantı.
- Bilinç kaybı, hayal görme.
- Hızlı nabız. )


- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"


- YANILGI ile/ve/<> YANILTI

( Yanılma durumu, yanlış davranış. | Bir sanatla, bir bilimle ilgili kuralların gereği gibi uygulanmayışından doğan sonuç. | Yanlışı doğru ya da doğruyu yanlış sanma. İLE/VE/<> Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. )


- YANILMA ile/ve/||/<> YAMULMA


- YANILMA ile/ve/değil/||/<> YANILSAMA


- YANILMA ile/ve/<>/>/< YARILMA


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YANILABİLİR/LİK


- YANILSAMA:
JASTROW ile/ve/||/<> PUNZO


- YANILSAMA/İLÜZYON ile/ve/değil/||/<> HOLOGRAM


- YANILSAMA ile/ve GÜVENSİZLİK

( ILLUSION vs./and LACK OF TRUST/CONFIDENCE )


- YANILSAMA ile/ve HİPNOZ

( ILLUSION vs./and HYPNOSIS )


- YANILSAMA ile/ve/||/<> JASTROW YANILSAMASI


- YANILSAMA ile/ve/||/<>/> TUZAK


- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"

(

)

( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )


- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN


- YANINDA ile/ve/<>/< YAKININDA


- YANIT:
AHLÂKSIZA ve/||/<> BİLGİSİZE

( [ya(kı)nından] Uzaklaşmak. VE/||/<> [imâsızca] Susmak. )


- YANIT ile/ve/değil/yerine AÇIKLAMA


- YANIT ile/ve AÇIKLAMA

( ANSWER vs./and EXPLANATION )


- YANIT ile/ve SORU

( Soruyu bulana kadar yanıtı bildiğimiz de, bilmediğimiz de ortaya çıkmaz. )

( ANSWER vs./and QUESTION )


- YANITI OLAN ile/ve/değil/yerine SORUSU OLAN

( Yetişkin/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Çocuk ve çocuksu yanını/zihnini sürdürebilen/ler. )

( [not] WHO HAS GOT ANSWER vs./and/but WHO HAS GOT QUESTION
WHO HAS GOT QUESTION instead of WHO HAS GOT ANSWER
[not] Adults. WITH/AND/BUT Children and who can continue to think childish.
Children and who can continue to think childish. INSTEAD OF Adults. )


- YANITLARI DİKKATE ALMAK ile/ve/değil/yerine SORULARI DİKKATE ALMAK


- YANKI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SELEN/SES

( AKSİSEDÂ, BİNT-ÜL-CEBEL[ )

( Yankı değil ses ol! )

( [not] ECHO vs./and/but/||/<>/< VOICE
VOICE instead of ECHO )


- YANLI ile/ve/||/<> YANILGILI


- YANLIŞ ANLA(ŞIL)MAK ile/ve/<>/değil BEKLENTİ


- YANLIŞ ANLAMAK ile/ve/<> ÇARPITMAK


- YANLIŞ TANIMLAMA YOLUYLA HATA YAPMAYA BAĞIŞIKLIK'TA:
EYLEYENLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> SAHİPLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> TEKİLLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> ÖZELLİK DÜŞÜNCESİ


- YANLIŞ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK


- YANLIŞ YORUMLAMA ile/ve/değil/<> ÇARPITMA


- YANLIŞ ZAMAN VE YER ile/ve/||/<> "KÖRÜN TAŞI, KELİN KAFASINA DENK GELİRMİŞ"


- YANLIŞ/I YAPMAYACAK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK ile/ve ANLATABİLECEK/AKTARABİLECEK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK

( HAVING KNOW-HOW TO NOT TO DO WRONG vs./and TO KNOW ABOUT/WAY TO EXPRESS/TRANSMIT )


- YANLIŞ/KÖTÜ/AŞIRI/ABARTILI KULLANILANLAR:
"SIKINTI YOK!" ve/<> "AYNEN" ve/<> "KESİNLİKLE" ve/<>
"HAYIRLISI" ve/<> "KISMET" ve/<> "TABİİ Kİ DE" ve/<>
"YAPILACAK BİR ŞEY YOK" ve/<> "BENCE DE"

( )

( )


- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK

( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )


- YANLIŞ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERSİZ/LİK


- YANLIŞ ile/ve/değil "ÇARPIK"


- YANLIŞ ile/ve/değil ANLAMSIZ

( [not] FALSE/WRONG vs./and/but SENSELESS | ABSURD )


- YANLIŞ ve DOĞRU


- YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EKSİK

( [not] WRONG/FALSE vs./and/but INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT
INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT instead of WRONG/FALSE )


- YANLIŞ ile/ve HATA PAYI

( Bu kılavuzdaki herşey[/bazıları], yanlış olabilir. )

( Everything might be wrong in this guide. )


- YANLIŞ ile/ve/değil OLMAMIŞ


- YANLIŞ ile/ve/değil/||/<> TERS TEPEN


- YANLIŞ ile/ve/<>/< YANLI İŞ


- YANLIŞ ile/ve/değil/||/<>/< YÜZEYSEL


- YANLIŞA GİTMEMEK ve DOĞRUYA YÖNELMEK


- YANLIŞI SAVUNACAK KADAR BİLGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> DOĞRUYU İNKÂR EDECEK KADAR NANKÖR/LÜK


- YANLIŞIN/HATANIN/SUÇUN:
SAHİBİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEDENİ


- YANLIŞLANABİLİRLİK ile/ve/>/değil/yerine DAHA DA İYİ BİR ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA


- YANLIŞLIK/YANLIŞSIN ve/> "YANMIŞLIK"/YANMIŞSIN

( SEHV ve/> ... )

( MISTAKE and/> ... )


- YANLIŞLIKLA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< TANIMADAN


- YANMA/ATEŞ İÇİN:
ENERJİ ve/||/<> YAKIT ve/||/<> OKSİJEN

( )


- YANMA ile/ve/||/<>/> TÜTME

( Birleşiminde karbon bulunan nesnelerin, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olması. İLE/VE/||/<>/> Duman ya da buhar çıkarma. | Dumanı geri verme. | Yaşamak, var oluşunu sürdürme. | İyi ya da kötü kokma. )


- YANMA ile/ve/||/<> UYUŞMA


- YANMAK ve/||/<>/> KURTULMAK


- YANMAK ve/<> PARLAMAK


- YANMAK ile/ve/||/değil/yerine/>< UYANMAK


- YANSIMA ile/ve "SIRITMA"


- YANSIMA ve/||/<> ANIMSAMA


- YANSIMA ile/ve/||/<> BAKIŞIM/SİMETRİ


- YANSIMA ile/ve DERİNLİK

( REFLECTION vs./and DEPTH )


- YANSIMA ile/ve GÖSTERGE

( REFLECTION vs./and SIGN )


- YANSIMA ile/ve KARŞILIK BULMA

( REFLECTION vs./and CORRESPONDENCE )


- YANSIMA ile/ve/||/<>/> YANILSAMA


- YANSITICI/LIK ile/ve/<> İLETKEN/LİK


- YANSITMA ile/ve/||/<> TEMSİL ETME


- YANSITMA ile/ve/||/<> YANKILAMA


- YANSITMAK ile/ve/<> IŞIMAK

( TECELLİ ile/ve/<> ZUHUR )


- YANSITMAK ile/ve/değil/yerine TAŞIMAK


- YANSIYAN ile/ve/||/<> HABERİ ALINAN


- YANYANA/LIK ile/ve ART ARDA/ARDIŞIK/LIK/MÜTERÂDİF[Ar. < RİDF]

( Uzay/mekân. İLE/VE Zaman. )

( SIDE BY SIDE vs./and ONE AFTER ANOTHER )


- YANYANA ile/ve/<> KARŞILIKLI


- YANYANALIK ile/ve DIŞTALIK

( (TO BE) SIDE BY SIDE vs./and (TO BE) OUTER )


- YAPABİLECEKLERİMİZ ile/ve/||/<> YAPAMADIKLARIMIZ

( Heyecan verir. İLE/VE/||/<> Rahatsızlık verir. )


- YAPAMAMA/GERÇEKLEŞTİREMEME:
YOĞUNLUKTAN DOLAYI ile/ve/değil/<> ÖNCELİKLER(İN)DEN DOLAYI


- YAPAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR ile/ve/değil/||/<>/< BAŞARAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR


- YAPAN ile/ve/<> YAPTIRAN


- YAPAR ile/ve/<> YAŞAR


- YAPAY "ZEKÂ":
OTONOM ile/ve/<> OTONOM OLMAYAN ile/ve/<>
YARI OTONOM


- YAPAY ZEKÂ ve/||/<> SÜRÜ ZEKÂSI


- YAPAY ZEKÂDA:
1972 ile/ve/||/<>/> 1972 - 1980 ARASI ile/ve/||/<>/> 1980 - 2000 ARASI ile/ve/||/<>/> 2000 VE SONRASI

( "İnsan gibi düşünen makina yapabilir miyiz?" düşüncesi/sorusu dönemi. İLE/VE/||/<>/> Kış dönemi.[Margaret Boden] İLE/VE/||/<>/> "Gelişmiş Simge/Düzen[Expert System]" dönemi. İLE/VE/||/<>/> Ticarî dönem. )


- YAPAY/BOŞ "GÜZELLİKLER":
HAZ ve/||/<> ZENGİNLİK ve/||/<> ÜN/ŞÖHRET


- YAPAY ile/ve/değil/<> KURGU


- YAPI/İMAR:
"BARIŞI" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> "AFFI"


- YAPI/SAL ile/ve DÖNEM/SEL, (KONJONKTÜR/EL)

( STRUCTURAL vs./and CONJUNCTIONAL )


- YAPI ile/ve KALIP

( Sınırlama ve zorlama anlamına gelebilir. )

( Enerjimizi ve zamanımızı, zihnimizin, çevrenizde örmüş olduğu duvarı yıkmak için saklamalıyız. )

( STRUCTURE vs./and MOULD/MATRIX/PATTERN
Save all your energies and time for breaking the wall your mind had built around you. )


- YAPICI YAKLAŞIM ile/ve/<> İNCELTİCİ YAKLAŞIM


- YAPICI/LIK ve/||/<>/>/< YAPILANDIRICI/LIK


- YAPICI ile/ve OLGUNLAŞTIRICI

( CONSTRUCTIVE/POSITIVE vs./and TO BRING RIPEN )


- YAPILACAK İŞ ile/ve/||/<>/> YAPILABİLECEK İŞ

( Yeterince çoktur. İLE/VE/||/<>/> Daha da çoktur. )


- YAPILACAK ile/ve YAPILABİLECEK

( Yapılan her şey sizin tarafınızdan, yani evrensel ve tükenmez enerji tarafından yapılır. )

( GOING TO DO vs./and SHOULD TO DO
Whatever is done, is done by you, the universal and inexhaustible energy. )


- YAPILAMAZLIK ile/ve/değil/||/=/<>/< MANTIKDIŞILIK


- YAPILAN İLE YAPIL(MA)MASI GEREKEN ile/ve/||/<>/>< YAŞANILAN İLE YAŞANIL(MA)MASI GEREKEN


- YAPILAN İŞ:
ELİNE YAKIŞSIN ile/ve/değil/||/<>/< ELİNE YAPIŞSIN


- YAPILAN/SÜRDÜRÜLEN YANLIŞA:
KİMSE BİR ŞEY DİYEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< KİMSE ENGELLEYEMEZ


- YAPILAN ile/ve DOLUNAN


- YAPILAN ile/ve/||/<>/>< YAPIL(MA)MASI GEREKEN


- YAPILAN ile/ve/<> YAPILMAKTA OLAN


- YAPILANDIRILMIŞ VERİ ile/ve/||/<> YAPILANDIRILMAMIŞ VERİ


- YAPILANDIRMA ile/ve/||/<>/> BİÇİMLENDİRME


- YAPILANDIRMA ile/ve/<>/değil/yerine İLİŞKİLENDİRME


- YAPILANMA ve/||/<>/< ACI-KEDER


- YAPILANMA ile/ve/<> BOZULARAK YAPILANMA

( ... İLE/VE/<> Özellikle kasların gelişiminde. )


- YAPILANMA ile/ve/||/<>/>< KARŞI YAPILANMA


- YAPILAR:
KAMUSAL ile/ve/||/<>/> ÖZEL


- YAPILMASI İSTENİLEN ile/ve/< YAPILMAMASI İSTENİLEN

( REQUESTED vs./and/< NOT ALLOWED )


- YAPILMAYACAKLAR ve/|| DİLLENDİRİLEMEYECEKLER

( [ne yazık ki] Dillendiriyorsun. VE/|| Yapıyorsun. )

( İNTAK: Konuşturma, söyletme. | Dillendirme. )


- YAPIM EKLERİNDE:
ADDAN AD ile/ve/||/<> ADDAN EYLEM ile/ve/||/<> EYLEMDEN AD ile/ve/||/<> EYLEMDEN EYLEM

( )


- YAPISAL ALGI ile/ve/<> DOĞRUDAN ALGI

( CONSTRUCTIVE PERCEPTION vs./and/<> DIRECT PERCEPTION )


- YAPISAL DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM

( )


- YAPIŞTIRICI/TUTKAL SÜRME ile/ve/||/<> KEDİBASTI

( ... İLE/VE/||/<> Tüm yüzeye tutkal sürmeyi gerektirmeyen işlerde, fırçayı aralıklı bastırarak yapıştırıcı/tutkal sürme biçimi. )


- YAPIT/ESER[Ar.] ile/ve/değil KALINTI


- YAPITLAR/KÜLLİYELER:
SELÂTİN[< SULTAN] ile/ve/||/<>/> SADRAZAM ile/ve/||/<>/> TEKKE

( Sultanların adına yaptırılan ve birden çok minaresi bulunan büyük camilere ve yapıtlara verilen ad. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- YAPMA!:
SUSACAKKEN KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞACAKKEN SUSMAK


- YAPMACIK/LIK ile/ve/<> "ZORLAMA"


- YAPMACIK ile/ve/<> ABARTI


- YAPMACIKLIK ile/ve GÖSTERMELİK


- YAPMADIĞIN ile/ve/değil EŞİK


- YAPMAK İSTENİLEN ile/ve YAPILMASINA İZİN VERİLENLER ile/ve YAPILABİLENLER

( Güdülenme. İLE/VE Görev tanımı. İLE/VE Yetkinlikler. )


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEKLEŞTİRMEK


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/=/||/<> OLMAK

( Yapmak, olmaktır; olmak, yapmaktır. )

( TO DO is TO BE, TO BE is TO DO )

( [not] TO DO vs./and/but/=/||/<> TO BE
TO BE instead of TO DO )


- YAPMAK ile/ve OLUŞTURMAK


- YAPMAK ve SUSMAK

( Yaşamla tek buluşma noktamız, yapmak/eylem; kişiyle/insanla tek buluşma noktamız susmak/susabilmektir. )


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine YAPILANDIRMAK


- YAPMAK ile/ve/||/<>/< YAPILANDIRMAK


- YAPMAK ile/ve/yerine YAŞAMAK

( TO DO vs./and TO LIVE
TO LIVE instead of TO DO )


- YAPRAK ve AYA

( ... VE Yaprakların düz ve parlak yanı. )


- YAPRAK ve BALSIRA

( ... VE Yaprak üzerindeki küf. )


- YAPRAK ile/ve GAZEL/KAZEL

( ... İLE/VE Sonbaharda kuruyan ağaç yaprağı. )


- YAPRAK ile/ve/değil/||/<> HAYVAN

( )


- YAPRAK ile/ve İBRE

( ... İLE/VE Çam, ardıç, sedir gibi ağaçların yaprağı. )

( BERG ile/ve ... )


- YAPRAKLARDA:
TAÇ ile/ve ÇANAK


- YAPTIĞIMIZ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> YAPMAYABİLECEKKEN YAPTIĞIMIZ

( Her birinin sorumluluğu ve olumlu ya da olumsuz bir karşılığı vardır/oluşur. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Karşılığı, seviyeli olarak çok daha ağırlaşır. )

( İstenç/irâde ile yaparız. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Direncimizi/ihtiyârımızı etkin tutmayı yeğleyerek yapmayabiliriz. )


- YAPTIĞIN İŞİ SEVMEK ile/ve/||/<>/>/< SEVDİĞİN İŞİ YAPMAK


- YAPTIĞIN ile/ve/değil EŞİK


- YAPTIKLARIMIZ/I ve/||/<> SÖYLEDİKLERİMİZ/İ

( Söylememek. VE/||/<> Yapmak. )


- YAPTIKLARIN ile/ve/> YAPACAKLARIN

( Yaptıkların, yapacaklarının göstergesidir/güvencesidir(teminatıdır). )


- YAPTIKLARINI, "SEVMEYE ÇALIŞMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVDİKLERİNİ YAPMAYA ÇALIŞMAK


- YAPTIRIM ile/ve/değil DAYANAKÇA

( [not] SANCTION vs./and/but THE BASE ON )


- YAPTIRIM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞER


- YAPTIRIM ile/ve/||/<> TEDBİR


- YÂR ile/ve/< YARDIMCI/MUÎN[Ar. < AVN: İâne eden.]

( LAURUS NOBILIS cum DAPHNE PONTICA cum DAPHNE GNIDIUM )


- YAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAREN


- YÂR ile/ve/değil/<> ZÜLF-İ YÂR

( Âşık nezdinde, zülf-i yâr, yârdan değerlidir. )


- YARALANMA/TRAVMA ÇEŞİTLERİNDE:
DOĞA KAYNAKLI ile/ve/ne yazık ki/||/<> "İNSAN KAYNAKLI"


- YARALANMA/TRAVMA SAĞALTIMI/TERAPİSİ BASAMAKLARI/NDA:
İŞLEYİŞ ile/ve/||/<> KAPSAMA ile/ve/||/<> GÜÇLENDİRME ile/ve/||/<> BİLİŞSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> İÇGÖRÜSEL VE DİNAMİK DEĞİŞİM

( )


- YARALANMA/TRAVMA:
PSİKOJENİK ile/ve/||/<> VAROLUŞSAL ile/ve/||/<> BAĞLANMA ile/ve/||/<> KAYIP ile/ve/||/<> BAĞLANMA DÜZENİ/SİSTEMİ

( bkz. FRANZ RUPPERT )


- YARALANMA/TRAVMA ile/ve/||/<>/> EYLEME VURMA


- YARALANMADA/TRAVMA'DA:
MAĞDUR ile/ve/||/<> ZÂLİM
ile/ve/||/<>
GÖZLEMCİ


- YARALANMAK / YARALANABİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YARARLANMAK / YARARLANILABİLİR/LİK


- YARALANMALARDA:
GÖGÜS ile/ve/||/<> KARIN ile/ve/||/<> KAFATASI/OMURGA

( )

( [İlkyardım]
- Hastanın/yaralının bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın/yaralının yaşam bulguları değerlendirilir.
- Yaranın üstü, plastik poşet naylon vb. sarılmış bir bezle kapatılır.
- Soluk alma sırasında, yaraya hava girmesini engellemek, soluk verme sırasında havanın dışarı çıkmasını sağlamak üzere yara üzerine konulan bezin bir ucu açık bırakılır.
- Hasta/yaralı, bilinci açık ise yarı oturur biçimde oturtulur.
- Ağızdan hiçbir şey verilmez.
- Yaşam bulguları sık sık kontrol edilir.
- Açık pnömotoraksta şok olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle, şok önlemleri alınmalıdır.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )

( [Delici göğüs yaralanmalarında görülebilecek sorunlar] Göğsün içine giren nesne, akciğer zarı ve akciğeri yaralar. Bunun sonucunda şu belirtiler görülebilir:
- Yoğun ağrı.
- Solunum zorluğu.
- Morarma.
- Kan tükürme.v - Göğüsteki yarada, soluk alıyor görüntüsü[Açık pnömotoraks] )

( [Delici karın yaralanmalarında görülebilecek sorunlar]
- Karın bölgesindeki örgenler zarar görebilir.
- İç ve dış kanama ve buna bağlı şok oluşabilir.
- Karın, tahta gibi sert ve çok ağrılı ise durum ciddidir.
- Bağırsaklar dışarı çıkabilir. )

( [Delici Karın Yaralanmalarında İlkyardım]
- Hastanın/yaralının bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın/yaralının yaşam bulguları kontrol edilir.
- Dışarı çıkan örgenler içeri sokulmaya çalışılmaz, üzerine geniş ve nemli temiz bir bez örtülür.
- Bilinç yerinde ise sırt üstü biçimde bacaklar bükülmüş olarak yatırılır, ısı kaybını önlemek için üzeri örtülür.
- Ağızdan yiyecek ya da içecek bir şey verilmez.
- Yaşam bulguları sık sık izlenir.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )


- YARALAR:
KESİK ile/ve/||/<> DELİCİ ile/ve/||/<> EZİKLİ ile/ve/||/<> PARÇALI ile/ve/||/<> KİRLİ(ENFEKTE)

( - Bir travma sonucu deri ya da mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır.
- Aynı zamanda, kan damarları, kas ve sinir gibi yapılar etkilenebilir.
- Derinin koruma özelliği bozulacağından, enfeksiyon riski artar. )

( Bıçak, çakı, cam gibi kesici aletlerle oluşur.[Genellikle basit yaralardır. Derinlikleri kolay belirlenir.] İLE/VE/||/<> Uzun ve sivri aletlerle oluşan yaralardır.[Yüzey üzerinde derinlik hakimdir. Tetanos tehlikesi vardır.] İLE/VE/||/<> Taş yumruk sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpmasıyla oluşan yaralardır. İLE/VE/||/<> Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile oluşue. Doku ile ilgili tüm örgen, saçlı deri de zarar görebilir. İLE/VE/||/<> Mikrop kapma olasılığı bulunan yaralardır. | Gecikmiş yaralar.[6 saatten fazla] | Dikişleri ayrılmış yaralar. | Kenarları düzgün olmayan yaralar. | Çok kirli ve derin yaralar. | Ateşli silah yaraları. | Isırma ve sokma ile oluşan yaralar. )

( [Ciddi yaralanmalar]
- Kenarları birleşmeyen ve ya 2-3 cm. olan yaralar.
- Kanaması durdurulamayan yaralar.
- Kas ya da kemiğin göründüğü yaralar.
- Delici aletlerle oluşan yaralar.
- Yabancı nesne saplanmış olan yaralar.
- İnsan ya da hayvan ısırıkları.
- Görünürde iz bırakma olasılığı bulunan yaralar. )

( [İlk yardım]
- Yaraya saplanan yabancı nesneler çıkarılmaz.
- Yara içi kurcalanmamalıdır.
- Yarada kanama varsa durdurulur.
- Yara, temiz bir bezle örtülür.
- Yara üzerine bandaj uygulanır.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )


- YARALI KİMLİK ile/ve/||/<> YAŞAMDA KALAN

( Kendini koruyacak kadar. )


- YARALI/HASTA TAŞIMADA:
OMUZ DESTEĞİ ile/ve/||/<> KUCAKTA ile/ve/||/<> SIRTTA ile/ve/||/<> OMUZDA(İTFAİYECİ YÖNTEMİ) ile/ve/||/<> ELLERİN ÜZERİNDE[ALTIN BEŞİK] ile/ve/||/<> KOL VE BACAKLARDAN TUTARAK ile/ve/||/<> SANDALYE İLE ile/ve/||/<> BATTANİYEDEN SEDYE YAPARAK ile/ve/||/<> KAŞIK ile/ve/||/<> KÖPRÜ ile/ve/||/<> KARŞILIKLI DURARAK ile/ve/||/<> RENTEK

( Hasta/yaralı taşınmasında ilk yardımcı, kendi sağlığını riske sokmamalıdır.
Gereksiz zorlama ve yaralanmalara engel olmak için aşağıdaki kurallara uygun davranmalıdır:
- Hastaya/yaralıya yakın mesafede çalışılmalıdır.
- Daha uzun ve güçlü kas öbekleri kullanılmalıdır.
- Sırtın gerginliğini korumak için dizler ve kalçalar bükülmelidir.[Omurilik yaralanmaları riskini azaltır].
- Yerden destek alacak biçimde iki ayağı da kullanarak, biri ötekinden biraz öne yerleştirilmelidir.
- Kalkarken, ağırlığı, kalça kaslarına vererek dizler en uygun biçimde doğrultulmalıdır.
- Baş, her zaman düz tutulmalı, eşit ve düzgün bir biçimde hareket ettirilmelidir. - Yavaş ve düzgün adımlarla yürünmeli ve adımlar omuzdan daha geniş olmamalıdır.
- Ağırlık kaldırırken, karın, düzgün tutulup kalça kasılmalıdır.
- Omuzlar, leğen kemiğinin ve omuriliğin sırasında tutulmalıdır.
- Yön değiştirirken, ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalıdır.
- Hasta/yaralı, olabildiğince az hareket ettirilmelidir.
- Hasta/yaralı, baş-boyun-gövde ekseni esas alınarak, en az 6 destek noktasından kavranmalıdır.
- Tüm hareketleri yönlendirecek sorumlu bir kişi olmalıdır. Bu kişi, hareketler için gereken yönergeleri["Dikkat! Kaldırıyoruz!" gibi] vermelidir. Bu kişi, genellikle, ağırlığın en fazla olduğu ve en fazla dikkat edilmesi gereken bölge olan baş ve boyun bölümünü tutan kişi olmalıdır.
- Hasta/yaralı taşınırken mükemmel bir takım çalışması gerekmektedir. )

( [Acil taşıma teknikleri]
- Genel bir kural olarak, hasta/yaralının yeri değiştirilmemeli ve dokunulmamalıdır. Olağanüstü bir tehlike söz konusuysa, taşıdığı her türlü riske karşın acil taşıma zorunludur.
- En kısa sürede, yaralılar, güvenli bir yere taşınmalıdır.
)

( OMUZDAN DESTEK OLARAK


ile/ve/||/<>

KUCAKTA


ile/ve/||/<>

SIRTTA


ile/ve/||/<>

OMUZDA


ile/ve/||/<>

ALTIN BEŞİK TEKNİĞİ


ile/ve/||/<>

KOL VE BACAKLARDAN TUTARAK


ile/ve/||/<>

SANDALYE İLE


ile/ve/||/<>

SEDYE İLE


ile/ve/||/<>

BATTANİYE İLE



ile/ve/||/<>

KAŞIK TEKNİĞİ

- Bu teknik, hastaya/yaralıya, sadece bir taraftan ulaşılması durumunda üç ilk yardımcı tarafından uygulanır.
- İlk yardımcılar, hastanın/yaralının tek bir yanında, bir dizleri yerde olacak biçimde diz çökerler.
- Hasta/yaralının elleri göğsünde birleştirilir.
- Birinci ilk yardımcı, baş ve omzundan, ikinci ilk yardımcı, sırtının alt bölümü ve uyluğundan, üçüncü ilk yardımcı, dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi ellerini hastanın/yaralının gövdesinin altından geçirerek kavrar.
- Başını ve omzunu tutan birinci ilk yardımcının yönergesi ile tüm ilk yardımcılar aynı anda hastayı/yaralıyı kaldırarak dizlerinin üzerine koyar.
- Aynı anda tek bir hareketle hastayı/yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler. Sonra uyumlu bir biçimde ayağa kalkar ve aynı anda düzgün bir biçimde sedyeye koyarlar.

ile/ve/||/<>

KÖPRÜ TEKNİĞİ

- Hastaya/yaralıya, iki taraftan ulaşılması durumunda dört ilk yardımcı tarafından yapılır.
- İlk yardımcılar, bacaklarını açıp hastanın/yaralının üzerine hafifçe çömelerek yerleşirler.
- Birinci ilk yardımcı, başı koruyacak biçimde, omuz ve ensesinden, ikinci ilk yardımcı, kalçalarından, üçüncü ilk yardımcı da dizlerinin altından tutar.
- Birinci ilk yardımcının yönergesi ile üç ilk yardımcı hastayı kaldırır.
- Dördüncü ilk yardımcı, sedyeyi arkadaşlarının bacakları arasına iterek yerleştirir ve hasta/yaralı, sedyenin üzerine konulur.

ile/ve/||/<>

KARŞILIKLI DURARAK

- Omurga yaralanmalarında ve kuşkusunda kullanılır. Üç ilk yardımcı tarafından uygulanır.
- İki ilk yardımcı, hastanın/yaralının göğüs hizasında karşılıklı diz çöker. Üçüncü ilk yardımcı, hastanın/yaralının dizleri hizasında diz çöker. - Hastanın/yaralının kolları, göğsünün üzerinde birleştirilerek, düz yatması sağlanır.
- Baş bölümündeki ilk yardımcılar, kollarını baş-boyun eksenini koruyacak biçimde hastanın/yaralının sırtına yerleştirirler.
- Hastanın/yaralının dizleri hizasındaki üçüncü ilk yardımcı, kollarını açarak hastanın/yaralının bacaklarını düz olacak biçimde kavrar. Verilen yönergeyle tüm ilk yardımcılar hasta/yaralıyı düz olarak kaldırarak sedyeye yerleştirir.

ile/ve/||/<>

RENTEK TEKNİĞİ/MANEVRASI

- Kaza ortamı değerlendirilir; patlama, yangın tehlikesi belirlenir, çevre ve ilk yardımcının kendi güvenliği sağlanır.
- Hastanın/yaralının omuzlarına hafifçe dokunarak ve "iyi misiniz?" diye sorarak bilinci kontrol edilir, çevrede birileri varsa 112'yi araması istenir.
- Hastanın/yaralının solunum yapıp yapmadığı gözlemlenir[göğüs hareketleri izlenir].
- Eğer solunum yok ise, hastanın/yaralının ayaklarının pedala sıkışmadığından emin olunur; emniyet kemeri açılır.
- Hastaya/yaralıya yan tarafından yaklaşılır ve bir elle kolu, öteki elle de çenesi kavranarak kafamızın da desteğiyle boynu sabitlenir.[Hafif hareketle]
- Baş-boyun-gövde hizasını bozmadan, araçtan dışarı çekilir.
- Hasta/yaralı, yavaşça yere ya da sedyeye yerleştirilir.
[Kaza geçirmiş yaralı bir kişiyi eğer bir tehlike söz konusu ise omurgaya zarar vermeden çıkarmada kullanılır. Bu uygulama solunum durması; yangın tehlikesi, patlama gibi tehlikeli durumlarda uygulanır.] )


- YARANMAK ile/ve YARAŞMAK


- YARAR/LI/LIK ile/ve/||/<>/> ONUR/LU/LUK


- YARAR ile/ve/<> HAYIR

( Hayır! dedikleriniz, hayır/yarar getirir. )


- YARAR ve/||/<>/> SAYGI


- YARARCI/PRAGMATİK (YAKLAŞIM) ile/ve/değil/yerine ALGI DÜZENSEL/PARADİGMATİK (YAKLAŞIM)

( [not] USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) vs./and/but PARADIGMAL (APPROACH)
PARADIGMAL (APPROACH) instead of USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) )


- YARARCILIKTA/PRAGMATİZMDE:
JOHN STUART MILL ve/||/<>/> CHARLES SANDERS PEIRCE ve/||/<>/> WILLIAM JAMES ve/||/<>/> JOHN DEWEY

( 20 Mayıs 1806 - 08 Mayıs 1873 ve/||/<>/> 10 Eylül 1839 - 19 Nisan 1914 ve/||/<>/> 11 Ocak 1842 - 26 Ağustos 1910 ve/||/<>/> 20 Ekim 1859 - 01 Haziran 1952 )


- YARARIN SAĞLANMASI ile/ve/değil/yerine/< ZARARIN UZAKLAŞTIRILMASI

( IZRAR[Ar.]: Zarar verme, zarara sokma. )


- YARARLI >< ZARARLI ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH

( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )

( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )

( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )

( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )

( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )

( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )

( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )

( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )

( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )

( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )

( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )

( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )


- YARARLI/LIK ile/ve/<> ANLAMLI/LIK

( USEFUL/NESS vs./and/<> MEANINGFUL/NESS )


- YARARLI/LIK ile/ve/||/<> İŞ GÖRME/GÖREN


- YARARLI ile/ve YARARCI


- YARARLILIK ile/ve/<>/< HESAPLANABİLİRLİK


- YARARSIZ DOĞRU ile/ve/değil/yerine DOĞRU


- YARATICI İMGELEM ile/ve/<> KAVRAMSALLIK/GÖRÜNÜRLÜK

( MUHAYYİLE ile/ve/<> NAZARİYE )


- YARATICI İMGELEM ve/<> YENİ YAŞAMLAR/KOŞULLAR


- YARATICI/LIK ve BİLGE/LİK

( TO CREATE and WISDOM )


- YARATICI/LIK ile/ve/||/<> ÇÖZÜMCÜ/LÜK


- YARATICI ile/ve/değil ÖZGÜN


- YARATICILIK ile/ve CANLANDIRMAK ile/ve HAREKET KATMAK

( Kuralları önce bilmek, sonra [yeri geldiğinde ve gerektiğince] unutmak/unutabilmek gerek! )


- YARATICILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLILIK


- YARATILAN ile/ve ZUHUR

( Sadece insandır. İLE/VE İnsan dışındaki herşey. )


- YARATIM ile/ve DÖNÜŞÜM

( CREATION vs./and TRANSFORMATION )


- YARATIR ile/ve/değil OLUŞTURUR


- YARATMA ile/ve/değil AÇIĞA ÇIKARMA


- YARATMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< BESLEMEK


- YARATMAK ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK

( TO CREATE vs./and TO TRANSFORM )


- YARATMAK ile/ve/değil/||/<>/< YAŞATMAK


- YARATTIĞIN ETKİ ile/ve/<> BIRAKTIĞIN ETKİ/İZ


- YARAYI DEŞMEK ile/ve/||/<> SIKINTIYI PERÇİNLEMEK


- YARDIM... YÜKÜN, ...:
"YERE BIRAKILMASINDA"
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
"KALDIRILMASINDA"

( Kendi sorumluluğundan kaçmaya çalışanlara yardım edilmemesi gerektiği ve tembelliği/hazcılığı teşvik etmenin, büyük yanlış olduğu anımsatılmaktadır. )


- YARDIM ile/ve/||/<> DESTEK


- YARDIM ile/ve/<> İÇ YARDIM

( Hizmet. İLE/VE/<> Himmet. )

( Başkasından/dışarıdan. İLE/VE/<> Kendinden. )


- YARDIM ile/ve/değil/yerine İŞ

( [not] HELP vs./and/but BUSINESS
BUSINESS instead of HELP )


- YARDIM ile/ve/<> YATAKLIK


- YARDIMCI OLMAK ile/ve FIRSAT VERMEK

( Tekrarlanması gereken yardım, yardım değildir. )

( Yapılmaya değer tek yardım, yardıma gereksinim duymaktan kurtuluşu sağlamaktır. )

( Bizi, insan yapacak olan, berraklık ve yardımseverliktir. )

( En önemli yardımcı, gerçeğin, içimizde bulunuşudur. )

( The main thing that helps is to have reality within. )

( image

Bunu mu istiyorsunuz?

• Çocuğunuz...

– Varsın, bir çivi bile çakamasın... Ama dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın... Ama matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin... Ama notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın... Ama fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün... Ama sınıfın birincisi olsun.
– Varsın, kendinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin... Ama öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “Ya siz nasılsınız?” diyemesin... Ama yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın... Ama sınavlarda “on” çeksin.

– Varsın;
– Taziye nedir, bilmesin,
– "Başın sağ olsun" ne demek, anlamasın,
– "Geçmiş olsun" kime denir, niçin denir, haberi olmasın,
– "Uğurlar olsun", ne anlama gelir farkında olmasın,
– Ama... Karneleri süper olsun.
– Evet… Varsın, tek dostu olmasın... Ama iyi gelir getiren bir mesleği olsun...

Üstün Dökmen )

( TO HELP vs./and TO GIVE AN OPPORTUNITY )


- YARDIMCI OLMAK ile/ve/<> KOLAYLIK SAĞLAMAK/SUNMAK


- YARGI ETİĞİ ile/ve/||/<> BANGALOR YARGI ETİĞİ


- YARGI SONUCU/HÜKÜM[Ar.] ile/ve/||/<> KARAR

( SENTENCE vs./and/||/<> VERDICT )


- YARGI:
ADLÎ ile/ve/||/<> İDÂRÎ ile/ve/||/<> ASKERÎ

( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> 2017'de kaldırılmıştır. )


- YARGI:
TRANSANDANTAL ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ve YANSIMALI ile/ve/||/<> ALGI ve DENEYİM

( URTEIL )


- YARGI ile/ve/<> ÇIKARIM


- YARGI ile/ve/<> ÇÖZÜM


- YARGI ile/ve/||/<>/< SAVUNMA

( Savunma olmadan, yargı olmaz. )


- YARGI ve/||/<>/> TERİM ve/||/<>/> KAVRAM


- YARGI ile/ve/||/<>/> YÜRÜTÜM(İNFAZ)

( Süreç. İLE/VE/||/<>/> Sonuç. )


- YARGILAMA SIRASINDA, SUSMANIN ...:
YORUMLANMASININ GENİŞLİĞİ ve/||/<> KULLANILDIĞI AŞAMA ve/||/<> AVUKATININ, ORADA/YANINDA BULUNMASI ve/||/<> ZANLININ BİLGİLENDİRİLMESİ

( ... VE/||/<> Duruşmada susma polis tarafından gerçekleştirilecek ifade alma sırasındaki susmaya nazaran daha geniş yorumlanır. Zira bu görüşe göre duruşma aşamasında sanık panik içinde ya da hazırlıksız olduğunu ileri süremez VE/||/<> Burada, kişinin bir hukukçunun yardımından yararlandığı, haklarından haberdar olduğu önkabulünden hareket edilmektedir. VE/||/<> Polisin, sorgusundan önce bilgilendirme yapması durumunda, susma, daha dikkatli irdelenmektedir. )


- YARGILAMA SÜRECİNDE:
İTHAM ile/ve/||/<> TAHKİK ile/ve/||/<> İŞBİRLİĞİ


- YARGILAMA" ile/ve/<> DAYATMA


- YARGILAMA ile/ve/> YARGILANMA


- YARGILAMAK ile/ve/||/<>/> YAFTALAMAK ile/ve/||/<>/> YÜRÜTÜM/İNFAZ[Ar.]


- YARGILAMAK ile/ve/değil/yerine/> YARLIGAMAK

( Bir karara varmak üzere davalı ile davacıyı dinlemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Birinin suçunu bağışlamak, mağfiret etmek. )

( HÜKÜM ile/ve/değil/yerine/> MAĞFİRET/GUFRAN )


- YARGILARIN SINIFLANDIRILMASINDA:
ANALİTİK | SENTETİK ile/ve/||/<> A PRIORI | A POSTERIORI

( --------------- |     A PRIORI      |     A POSTERIORI      |
------------------------------------------------------------------------ |
ANALİTİK     | Analitik a priori   |    Analitik a posteriori   |
------------------------------------------------------------------------ |
SENTETİK   | Analitik a priori   |    Sentetik a posteriori  |
------------------------------------------------------------------------- | )


- YARGISIZ "İNFAZ" ile/ve/değil/ne yazık ki/<>/> "YARGILI" İNFAZ


- YARI İLETKEN ile/ve/||/<> İLETKEN

( Elektriksel iletkenliği yalıtkanlar ve iletkenler arasında olan nesneler. İLE/VE/||/<> Elektrik akımını kolayca ileten nesneler. )


- YARIK:
DİKEY ile/ve/||/<> YATAY

( İnkâr vardır. İLE/VE/||/<> Bastırma vardır. )


- YARIK ile/ve/değil ÇATLAK


- YARIK ile/ve/değil EŞİK


- YARIKLAR ile/ve LOBLAR


- YARILMA ile/ve/<> DEVRİM


- YARIM BAKMA ile/ve/||/<> BÖLME


- YARIM/AZ/EKSİK "ANLAŞILAN" ve/||/<> YARIM/AZ/EKSİK YAŞANILAN

( Ekinin düşmanıdır. VE/||/<> Yaşamın düşmanıdır. )


- YARIM ile/ve/<> BUÇUK


- YARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< TAM/AM

( Gülmezsen/gülmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Gülersen/gülersek. )

( Soran beni, yarım bulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Sen bir tek gül, ey yar! Tamam olur. (ALDANIRIM - Yaşar)

)


- YARIMADA ile/ve/<> KISTAK/BERZAH

( Yalnız bir yanından anakaraya bağlı, öbür yanları denizle çevrili kara parçası. İLE/VE/<> Bir yarımadayı karaya bağlayan, iki yanı su, dar kara parçası. )


- YARININI İYİLEŞTİRMENİN YOLU/YÖNTEMİ ve/||/<>/&lt;/: BUGÜN, NEYİ YANLIŞ YAPTIĞINI BİLMEK


- YARISINI ve/||/<> İKİ KATI ve/||/<> ÜÇ KATI ve/||/<> SINIRSIZ

( Ye! VE/||/<> Yürü! VE/||/<> Gül! VE/||/<> Sev! )


- YAŞ ...:
"SINIFLANDIRMASI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLANDIRMASI


- YAŞ GERİLETME ile/ve/||/<> ZAMAN İLERLETME


- YAŞ TAHTAYA BASMAK ile/ve/||/<> SERT KAYAYA ÇARPMAK


- YAŞ:
40 ile/ve/> 50

( Gençliğin, yaşlılığı. İLE/VE/> Yaşlılığın, gençliği. )


- YAŞ:
ÇOCUKLUKTA/GENÇLİKTE ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİKTE

( Girilen/gün alınan. İLE/VE/||/<>/> Tamamlanılan/yaşanılan. )


- YAŞ/TARİH TESPİTİ:
KETEBE ve/||/<> ZAHRİYE ve/||/<> FİLİGRAN ve/||/<> MÜREKKEP

( Zahriye, XIII. yy.'a kadar bulunmaktadır. | Ser levha, XVI. yy.'dan sonra kullanılmaya başlanmıştır. | Eski yapıtlarda, cetvel yoktur. )


- YAS ile/ve/||/<>/> BUNALIM/DEPRESYON


- YAS ile/ve/||/<>/> MELANKOLİ

( (FREUD) )


- YAS ile/ve/||/<>/> YAŞ


- YAŞ ve/||/<>/> YAVAŞ(LIK)


- YASA/HUKUK:
KARMAŞIKSIZ ile/ve/||/<> UYULABİLEN ile/ve/||/<> ETKİLİ


- YASA/KANUN ve/<> KORUMA

( Değişir. VE/<> Değişmez. )


- YASA/LAR" ||/<> "ÖRÜMCEK AĞI"NDA:
BÜYÜK SİNEK ile/ve/değil/||/<>/>< KÜÇÜK SİNEK

( Ağı deler geçer. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>< Ağa takılır. )


- YASA/LAR ile/ve/değil KOŞUL/LAR

( Yasalar değil, ancak koşullar/ı değiştirilebilir. )

( Şeriat, şeriatın koşullarını belirler. )

( ŞERİAT ile/ve/değil ŞURÛT[< ŞERAİT, ŞART]: Şartlar. )

( [not] LAW/S vs./and/but CONDITION/S )


- YASA ile/ve/||/<>/< ANAYASA


- YASA ile/ve ARAÇ

( LAW vs./and VEHICLE )


- YASA ile/ve/değil EŞİK


- YASA ve/<> KOŞUL/LAR


- YASA ile/ve KUVVET

( LAW vs./and STRENGTH/POWER )


- YASA ile/ve OLGU

( LAW vs./and FACT )


- YAŞA ve/||/<> SEV ve/||/<> DİNLE ve/||/<> KONUŞ

( Mış gibi yapmadan. VE/||/<> Dayanmadan. VE/||/<> Savunmadan. VE/||/<> İncitmeden. )

( [Without] Pretending. AND/||/<> Depending. AND/||/<> Defending. AND/||/<> Offending. )

( DİNLE ve/||/<> KONUŞ )

( LIVE and/||/<> LOVE and/||/<> LISTEN and/||/<> SPEAK )


- YASA ile/ve UYUM

( LAW vs./and HARMONY )


- YASA ile/ve YAPTIRIM

( KANUN ile/ve MÜEYYİDE )

( LAW vs./and SANCTION )


- YAŞADIKLARIMIZI:
CİDDİYE ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> Tİ'YE ALMAK


- YASAK ile/ve/değil/yerine/<> OLANAKSIZLIK

( [not] PROHIBITION vs./and/but/<> IMPOSSIBILITY
IMPOSSIBILITY instead of PROHIBITION )


- YASAK ile/ve/değil/yerine SINIRLAMA/KISITLAMA

( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, bireylerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir.

"YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır.

Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )

( [not] PROHIBITION vs./and/but LIMITING
LIMITING instead of PROHIBITION )


- YASAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIRLILIK/KISITLILIK

( Kişi, özellikle başkalarını yönettiği koşullarda, amacına ulaşmak için kendinin kabullenemeyeceği kısıtlamaları başkalarına uygulamamalıdır. Eğer duruma uyan, ama özgürlüğü de sınırlamayan sınırlar konulabilirse büyük başarılar elde etmek olanaklıdır. )

( PROHIBITION vs. RESTRICTIVENESS )


- YASAK ile/ve/değil/||/<>/< TEHLİKELİ

( "Yasak" sözcüğünün kullanımı, çoğunlukla bir şeyin engellenmiş olmasından dolayı değil bilgi ve deneyime dayalı olarak tehlike olasılığından dolayıdır. )


- YASAK ile/ve/değil/yerine/||/<> VİCDAN


- YASAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAPTIRIMA TÂBİ


- YASAK ile/ve/||/<> YAZIK


- YASAKLAMA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİRME


- YASAL EHLİYETTE:
<0 ile/ve/||/<>/> 0-15 ile/ve/||/<>/> 15-22 ile/ve/||/<>/> 22-70 ile/ve/||/<>/> 70>

( 9 AY ile/ve/||/<> SİNN-İ SEBÂVET ile/ve/||/<> SİNN-İ BÜLÛĞ ile/ve/||/<> SİNN-İ RÜŞT ile/ve/||/<> SİNN-İ ATEH(BUNAMA) )


- YASAL/KANUNÎ EHLİYETTE:
EHLİYET-İ HUKUK ve/||/<> MALİKİYET ve/||/<> HÜRRİYET ve/||/<> İSMET


- YASALAR/KANUNLAR:
"İLÂHÎ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/⊇/< BEŞERÎ/İNSANİ

( (Olan ve olması gereken...
Belirli ve yaygın bir kesime. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/⊇/< [ne iyi ki] Herkese. )

(Çoğunluk/yaygın/baskın olmasına karşın olmaması gereken...
Herkese. İLE/VE/||/<> [ne yazık ki] Belirli bir kesime. )


- YASALARA UYGUNLUK(MEŞRÛİYET) ile/ve/<> YAYGINLIK


- YASALARA UYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> ADÂLET


- YASALILIKTA:
KEYFÎLİK ile/ve ZORUNLULUK


- YASALLIK İLKESİ ve/||/<> NEDENE BAĞLILIK ve/||/<> DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİ OLMA


- YASALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HUKUKÎLİK


- YASALLIK ile/ve/||/<>/< SUÇUN TANIMLANMASI


- YAŞAM AĞACI ile/ve/||/<> DARWIN

( )

( Yaşam Ağacı Belgeseli(BBC)'ni de izlemenizi salık veririz... )


- YAŞAM ALANI ile/ve/değil HAREKET ALANI

( Bazı düşünürlerin/sanatçıların, [turistlerin ya da turist gibi yaşayanların vb.] her hareket alanlarının, yaşam alanı olmadığı gibi. )

( [not] LIFE FIELD vs./and/but MOTION/ACTIVITY FIELD )


- YAŞAM ARAÇLARI ile/ve/||/<> YAŞAM BİÇİMLERİ


- YAŞAM BİÇİMİ ile/ve/<> PAYLAŞIM BİÇİMİ


- YAŞAM BULGULARINDA:
BİLİNÇ ile/ve/||/<>/> SOLUNUM ile/ve/||/<>/> DOLAŞIM/NABIZ ile/ve/||/<>/> GÖVDE ISISI ile/ve/||/<>/> KAN BASINCI/TANSİYON


- YAŞAM DERSİ ALMA:
AÇ BİR MİDEDE ile/ve/||/<> BOŞ BİR CEPTE ile/ve/||/<> KIRIK BİR KALPTE


- YAŞAM HAKKI ile/ve/||/<> MAHREMİYET HAKKI


- YAŞAM HAKKI ile/ve/=/||/<>/< SAVUNMA HAKKI


- YAŞAM ÖYKÜNÜ:
İYİ YAZ ve/||/<> SIKLIKLA DÜZENLE


- YAŞAM ÖYKÜSÜNDE:
İLK ADIMLAR ve/||/<>/> BÜYÜME ve/||/<>/> EV ve/||/<>/> GÜÇ ve/||/<>/> EŞİNİ BULMA ve/||/<>/> EBEVEYNLİK

( "NTV - Yaşam Öyküsü" bölümlerini izlemek için burayı tıklayınız... )


- YAŞAM VE ÇOĞU ŞEY:
DOYUMLUK ile/ve/değil/yerine TADIMLIK


- YAŞAM:
YAŞIMIZ ile/ve/değil/yerine/||/<> YAŞADIKLARIMIZ


- YAŞAM:
(NE) "AŞK", (NE DE) "EKMEK" ile/ve/değil/||/< İNSAN OLABİLMEK/KALABİLMEK


- YAŞAM:
| ADÂLET ve/||/<>/< RIZÂ
ve/||/<>/<
BİLGİ/HABER |

( Bilgi/haber vermek, rızânın;
rızâ, adâletin;
adâlet de yaşamın temeli(nde)dir/merkezi(nde)dir. )

( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )

( |
  | )


- YAŞAM:
İNANÇ ve/<> DAYANÇ/SABIR


- YAŞAM:
MASAL ile/ve/||/<>/> ROMAN ile/ve/||/<>/> FIKRA

( Başlangıçta. İLE/VE/||/<>/> Yaşandıkça. İLE/VE/||/<>/> Anlattıkça. )


- YAŞAM:
OYUN ile/ve/ne yazık ki/||/<> "KÖŞE KAPMACA" OYUNU

( Yaşam oyunu, sadece "köşe kapmaca" oyununa düşürüldüğünden ve bu oyunu da, bir köşeyi tutanın, eline geçirdiği köşeyi hiç bırakmamasından dolayı tıkanmasıyla ne oyun, ne barış, ne de huzur kalmıştır. Oyun, tekrar eşit koşullardan başlatılana kadar bir şeylerin düzelmesi de pek olası görünmüyor. )


- YAŞAM:
OYUN ve/||/<>/ya da KEÇİBOYNUZU ve/||/<>/ya da PAMUK - DEMİR


- YAŞAM:
SINANDIĞIMIZ YERDE ve/||/<> HESAP VERECEĞİMİZ YERDE

( Başlar. VE/||/<> Biter. )


- YAŞAM:
SOLUK ALDIĞIMIZ ANLAR ile/ve/değil SOLUĞUMUZU KESEN ANLAR


- YAŞAM:
YÖNETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARŞILAŞILAN


- YAŞAM:
YORUM ve/||/<> KELÂM

( Değişir. VE/||/<> Değişmez. )


- YAŞAM'DA:
ANLATIM ile/ve ANLAM

( Yaşam, anlatım ile anlamın birbirinden ayrılmasıyla aydınlanır. )

( The life gets the enlightenment by seperation of expression from meaning. )

( EXPOSITION/EXPRESSION vs./and MEANING (:IN LIFE) )


- YAŞAM(AK):
GERİYE DOĞRU ile/ve/değil/||/<>/> İLERİ DOĞRU

( Anlaşılır. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Yaşanır. )


- YAŞAM(AY)I ÖĞRENMEK ile/ve/değil/=/||/<>/< SAÇMALAMAMAYI ÖĞRENMEK


- YAŞAM(DA):
"ÇOK (ŞEY/İ) BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOK (DURUMU) ANLAMAK


- YAŞAM/BİLİNÇ ile/ve/değil/=/< BELLEK

( Bellekte, bir boşluğun olması, bilinçte (de), bir boşluğun olmasını gerektirmez. )

( [not] CONSCIOUSNESS vs./and/but/=/< MEMORY )


- YAŞAM/HAYAT ve/> ETKİNLİK/FAALİYET ve/> BİLİNÇ/ŞUUR

( LIFE and/> ACTIVITY and/> CONSCIOUSNESS )


- YAŞAM/HAYAT ve/=/<> HAYIR!

( Yaşam/ın, "Hayır!"lar(ın) ile/üzerinden, "Ne yapmayacağını bilerek" oluşur/oluşturulur. )


- YAŞAM/HAYAT ve/= SONSUZLUK

( LIFE and/= ETERNITY )


- YAŞAM/HAYAT ve/= SÜRPRİZ

( LIFE and/= SURPRISE )


- YAŞAM/HAYAT ile/ve TUTARLILIK

( LIFE vs./and CONSISTENCY )


- YAŞAM/HAYAT ve/=/<> ÜMİT

( Hayat, teselli olmaktır. )

( Erip, eriyip, biten. VE/=/<> Hiç bitmeyen, bitmemesi gereken. )

( LIFE and/=/<> HOPE )


- YAŞAM/TASAVVUF:
ARINMA/SÂFİYET ve/||/<> ANLAMA/İRFÂNİYET ve/||/<> AŞK

( PURITY and WISDOM and LOVE )


- YAŞAM/YAZIN/ŞİİR/MÜZİK/DANS:
KURT, ... ve/||/<> KUŞ, ... ve/||/<> AT, ...

( ...'un, sürüsüyle gittiği gibi. VE/||/<> ...'un, havada uçtuğu gibi. VE/||/<> ..'ın, ovada koştuğu gibi. )


- YAŞAM ile/ve AMAÇ

( Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. )


- YAŞAM ve/||/=/<> BİLİNÇ/FARKINDALIK/ŞUUR

( KENDİNİN SORUMLULUĞU )


- YAŞAM ve/<> BİSİKLET

( Yaşam, bisiklete binmek gibidir. Bisiklette, pedalları çevirdiğin sürece, yaşamda ise hareket ettiğin sürece yol alır ve dengede durabilirsin. )


- YAŞAM ve/||/<> BİSİKLET

( Yaşam, bisiklete binmek gibidir. Bisiklette, pedalları çevirdiğin sürece,
yaşamda ise hareket ettiğin sürece yol alır ve dengede durabilirsin. )


- YAŞAM ile/ve DOĞA

( LIFE vs./and NATURE )


- YAŞAM ile/ve HAREKET

( LIFE vs./and MOVEMENT )


- YAŞAM ile/ve HERŞEY

( LIFE vs./and EVERYTHING )


- YAŞAM ile/ve KOŞUL/LAR

( LIFE vs./and CONDITION/S )


- YAŞAM ve/||/<> KURAM


- YAŞAM ile/ve ÖNGÖRÜLEBİLİR YAŞAM

( ... İLE/VE Kişinin en çok istediği/"aradığı". )

( LIFE vs. FORSIGHTABLE LIFE )


- YAŞAM ile/ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> MÜLKİYET

( bkz. John Locke )


- YAŞAM ile/ve PAYLAŞIM

( LIFE vs./and SHARING )


- YAŞAM ve/=/||/<>/>/< PAYLAŞIM


- YAŞAM ve/||/<>/>/< YAŞ


- YAŞAM ile/ve/değil/yerine YAŞAM DEĞERLERİNİN BİLİNCE TAŞINMASI


- YAŞAMA ANLAMI/AMACI/NEDENİ[IKIGAI]:
SEVDİĞİN ve/+/||/&cap;/<>/>/<
(DÜNYANIN/TOPLUMUN) GEREKSİNİM/İ ve/+/||/&cap;/<>/>/<
KARŞILIĞI/MALİYETİ, İYİ OLDUĞUN/YAPTIĞIN ŞEY DOLAYI ÖDENEN/ÖDENEBİLECEK ve/+/||/&cap;/<>/>/<
İYİ OLDUĞUN/YAPTIĞIN

( [2'liler]
[∩: Kesişim]
[1: SEVDİĞİN | 2: GEREKSİNİM | 3: KARŞILIĞI/MALİYETİ, İYİ OLDUĞUNDAN DOLAYI ÖDENEN | 4: İYİ OLDUĞUN/YAPTIĞIN]
1 ve/∩/+/||/<> 2 = GÖREV/HEDEF(MISSION)
2 ve/∩/+/||/<> 3 = MESLEK(VOCATION)
3 ve/∩/+/||/<> 4 = UZMANLIK(PROFESSION)
4 ve/∩/+/||/<> 1 = COŞKU/TUTKU(PASSION)

ve/+/||/∩/<>/>

[3'lüler]
1 ve/∩/+/||/<> 2 ve/∩/+/||/<> 3 = Coşku/heyecan ve gönül rahatlığı fakat "kesinliğin" bulunmaması
2 ve/∩/+/||/<> 3 ve/∩/+/||/<> 4 = Rahatlık fakat boşluk duyumu
3 ve/∩/+/||/<> 4 ve/∩/+/||/<> 1 = Tatmin fakat işe yaramazlık "düşüncesi/zannı"
4 ve/∩/+/||/<> 1 ve/∩/+/||/<> 2 = Neşe, dolgunluk/doluluk fakat "servetleştirilemeyen"

ve/+/||/∩/<>/>

1 ve/∩/+/||/<> 2 ve/∩/+/||/<> 3 ve/∩/+/||/<> 4 = YAŞAMA ANLAMI/AMACI/NEDENİ[IKIGAI] )

( [2's]
[∩: Intersection]
[1: WHAT YOU LOVE | 2: WHAT THE WORLD NEEDS | 3: WHAT YOU CAN BE PAID FOR | 4: WHAT YOU ARE GOOD AT]
1 &/∩/+/||/<> 2 = MISSION
2 &/∩/+/||/<> 3 = VOCATION
3 &/∩/+/||/<> 4 = PROFESSION)
4 &/∩/+/||/<> 1 = PASSION

&/+/||/∩/<>/>

[3's]
1 &/∩/+/||/<> 2 &/∩/+/||/<> 3 = Excitement and complacency, but sense of uncertainty
2 &/∩/+/||/<> 3 &/∩/+/||/<> 4 = Comfortable but thought/"feeling" of emptiness
3 &/∩/+/||/<> 4 &/∩/+/||/<> 1 = Satisfaction but thought/"feeling" of uselesness
4 &/∩/+/||/<> 1 &/∩/+/||/<> 2 = Delight and fullness but no "wealth"

&/+/||/∩/<>/>

1 &/∩/+/||/<> 2 &/∩/+/||/<> 3 &/∩/+/||/<> 4 = REASON TO LIVE/HAVING A PURPOSE IN LIFE[IKIGAI] )

( )

( REASON TO LIVE/HAVING A PURPOSE IN LIFE[IKIGAI]:
WHAT YOU LOVE and/∩/+/||/<> WHAT THE WORLD NEEDS and/∩/+/||/<> WHAT YOU CAN BE PAID FOR and/∩/+/||/<> WHAT YOU ARE GOOD AT )


- YASAMA SORUMSUZLUĞU ile/ve/<> YASAMA DOKUNULMAZLIĞI


- YASAMA ve/||/<>/> YÜRÜTME ve/||/<>/> YARGI

( LEGISLATIVE ORGAN and EXECUTIVE ORGAN and JUDICIAL ORGAN )


- YAŞAMAK:
BİRBİRİMİZİ İDARE EDEREK ile/ve/değil/yerine/<> UZLAŞARAK (ORTAK NOKTALARDA/ALANLARDA BULUŞARAK)


- YAŞAMAK ve/||/<>/>/< ÇÖZÜM ÜRETMEK

( Yaşamakla meşgul olmazsan, ölmekle meşgul olursun. VE/||/<>/>/< Çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçasısındır. )


- YAŞAMAK ile/ve/||/<> DENEYİMLEMEK / TECRÜBE ETMEK

( TO LIVE vs./and EXPERIENCE )


- YAŞAMAK ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK

( Yaşayan yaratamaz, yaratan yaşayamaz. )

( TO LIVE vs./and TO TRANSFORM )


- YAŞAMAK ile/ve DUYUMSAMAK

( TO LIVE vs./and TO SENSE )


- YAŞAMAK ile/ve EYLEMİNDE BULUNMAK

( TO LIVE vs./and TO ACT )


- YAŞAMAK ile/ve/||/<>/> NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Duyu, "duygu" ve hayal ile. İLE/VE/||/<> Us/akıl ile. )


- YAŞAMAK ile/ve/<>/&gt;&lt;/< ÖLMEK

( Biliyor olmak. İLE/VE/<>/


- YAŞAMAK ve/||/<> SEVMEK

( Direnmektir. VE/||/<> Güvenmektir. )


- YAŞAMAK ile/ve YAŞANTILAMAK

( TO LIVE vs./and EXPERIENCE )


- YAŞAMAK ve/||/<>/>/< YAŞARKEN YAŞATMAK

( )


- YAŞAMAK ile/ve YAŞATMAK


- YAŞAMAKTA/YAŞIYOR OLMAK ile/ve/değil ÖLMEKTE/ÖLÜYOR OLMAK


- YAŞAMDA KALMAK ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMAK

( Canlılarda. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsanda. )

( [not] TO SURVIVE vs./and/but/||/<>/> TO LIVE )


- YAŞAMDA:
GÖZESEL(HÜCRESEL) ORGANİZASYON ve/||/<> ÜREME ve/||/<> METABOLİZMA ve/||/<> HOMEOSTAZ ve/||/<> KALITIM ve/||/<> UYARANLARA TEPKİ ve/||/<> BÜYÜME VE GELİŞME ve/||/<> EVRİLEREK UYUMLANMA


- YAŞAMDA/BİSİKLETTE:
KİŞİLERE ÇARPMAMA ve/||/<> ARAÇLARA VE KİŞİLERE ÇARPILMAMA


- YAŞAMI:
GELDİĞİ GİBİ KARŞILAMAK ile/ve/değil OLDUĞU GİBİ KARŞILAMAK


- YAŞAMIMIZA GİRENLERİ BELİRLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAMIMIZDAN ÇIKARILACAKLARI BELİRLEMEK


- YAŞAMIN ...:
"GENİŞLEMESİ" ile/ve/||/<> "DARALMASI"

( Kişinin cesareti oranındadır. )


- YAŞAMIN "ZORLUKLARINI" KOLAYLAŞTIRMADA:
AŞK ve/||/<> (KOŞULSUZ) SAYGI VE SEVGİ ve/||/<> SANAT


- YAŞAMIN ANLAMI ile/ve YAŞAMIN DENEYİMİ


- YAŞAMIN DEĞİŞTİRDİĞİ ile/ve/<>/değil/yerine YAŞAM(LAR)I/NI DEĞİŞTİREN


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YAŞAMIN UZAMASI ile/ve/değil/= BEREKETLENMESİ


- YAŞAMIN YALINLIĞINDA:
BİLİM ile/ve/||/<> FELSEFE ile/ve/||/<> SANAT ile/ve/||/<> DİN

( Sınırlar. İLE/VE/||/<> Yorumlar. İLE/VE/||/<> Betimler. İLE/VE/||/<> Kutsar. )


- YAŞAMIN, NEYİ, (NE KADAR VE NE ZAMAN):
(")GETİRİP(") ile/ve/ya da/hem de/ne yazık ki/||/<> (")GÖTÜRECEĞİ(")


- YAŞAMIN:
ANLAŞILMASI ile/ve/||/<>/> YAŞANMASI

( Geriye doğru. İLE/VE/||/<>/> İleri doğru. )


- YAŞAMIN:
"DAYATTIKLARI" ile/ve/değil/yerine/<> GETİRDİKLERİ


- YAŞAMIN:
"UZUNLUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GENİŞLİĞİ


- YAŞAMIN(IN):
İZLEYİCİSİ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OYUNCUSU OLMAK


- YAŞAMINA, GÜN EKLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GÜNÜNE, YAŞAM EKLEMEK


- YAŞAMLAR:
YARI MADDÎ ile/ve YARI MANEVÎ

( İçinde manevî bir boşluk bulunan ve dışa sürekli neşe vuran kişi değersiz, boş zevklere kanacaktır. Mutlaka, giderek kendiyle olan bağını koparacaktır. )


- YAŞAMSAL(VİTAL) ile/ve/<> YAYILMACI/BULAŞICI(VİRAL)


- YAŞAMSAL/VITAL ÖRGENLER:
BEYİN ile/ve/||/<> KARACİĞER ile/ve/||/<> AKCİĞER ile/ve/||/<> BÖBREK ile/ve/||/<> KALP


- YAŞANILAN ile/ve/||/<>/>< YAŞANIL(MA)MASI GEREKEN


- YAŞANMIŞLIK/YAŞANMAMIŞLIK ile/ve ANLAMLILIK/ANLAMSIZLIK


- YAŞANTI ve İMGE ve/||/<>/> TASARIM ve SİMGE


- YAŞANTI ile/ve ANLATIM

( LIVING vs./and EXPOSITION/EXPRESSION )


- YAŞANTI ile/ve/||/<> DENEYİM


- YAŞANTI ile/ve/değil/yerine HAL


- YAŞANTIYLA ile/ve/||/<> YAŞANTIDA


- YAŞAR'IM/IZ ve/+/||/<> 24 YIL

( image )

( YAŞAR'ımız için oluşturulan özel sayfamızı görmek için burayı tıklayınız... )


- YAŞARKEN ve/||/<> ÖLÜRKEN

( Yaşamdan/yaşamaktan başka hiçbir şey yoktur/olmamalıdır. VE/||/<> Ölmekten başka hiçbir şey yoktur/olmamalıdır. )


- YASAYA UYGUNLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EVRENSEL ADÂLET


- YAŞAYAMAMAK ile/ve/değil YAŞADIĞINI, GÖNLÜNCE YAŞAYAMAMAK

( Hayallerini/istediklerini gerçekleştirememek. İLE/VE/DEĞİL Gerçekten istediklerini ve gerekenlerini yaptığın halde hayallerini gerçekleştirememek. )


- YAŞAYAN MİT ile/ve KURGUSAL MİT


- YAŞAYAN/YAŞAMAK/"YAŞAMASI" ile/ve/<>/değil VAROLAN/LAR

( İnsan için geçerlidir. İLE/VE/<>/DEĞİL İnsan ve insan/lar dışındaki herşey için geçerlidir. )

( Herkes. İLE/VE/<>/DEĞİL Herşey. )


- YAŞLA "İLGİLENENLER/UĞRAŞANLAR" ile/ve/değil "YAŞ İŞLERLE" UĞRAŞANLAR


- YAŞLANDIĞINDA/N DOLAYI OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKMAK DEĞİL ile/ve/değil/||/<> OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKTIĞINDA/N DOLAYI YAŞLANMAK


- YASLANMA! ile/ve AYAKTA DURMA!

( Uyursun. İLE/VE Yorulursun. )


- YAŞLANMA ve/<> DAĞA TIRMANMA

( [çıktıkça] Soluğunuz daralır, yorgunluğunuz artar. VE/FAKAT/<> Görüş/bakış açınız genişler. )


- YAŞLANMA ile/ve/değil/yerine/||/<> YIPRANMA

( FERSUDE[Fars.]: Eskimiş, yıpranmış, aşınmış. )


- YAŞLANMAK ile/ve/değil/yerine KOCAMAK/KARIMAK/KARTALMAK/KARTLAŞMAK

( COTTURUK: Kocamış, çirkinleşmiş kişi. )


- YAŞLANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLGUNLAŞMAK


- YAŞLARDA:
0-1 ve/||/<>/> 1-3 ve/||/<>/> 3-6 ve/||/<>/> 6-12 ve/||/<>/> 12/20 ve/||/<>/> 20-40 ve/||/<>/> 40-65 ve/||/<>/> 65 >

( "Temel güven"e karşı, güvensizlik. VE/||/<>/> Özerkliğe karşı, kuşku ve utanç. VE/||/<>/> Girişimciliğe karşı, suçluluk. VE/||/<>/> Başarıya karşı, aşağılık/yetersizlik "düşüncesi". VE/||/<>/> Kimliğe karşı, kimlik/rol karmaşası. VE/||/<>/> Yakınlığa karşı, uzaklık-yalnızlık-yalıtılmışlık. VE/||/<>/> Üretkenliğe karşı, durgunluk. VE/||/<>/> Benlik bütünlüğüne karşı, ümitsizlik. )


- YAŞLI/LIK ile/ve/||/<>/> AĞIR BAŞLI/LIK


- YAŞLI/LIK ve/<> BİSİKLET


- YAŞLILARDA GÖRMEMİZ GEREKEN:
GEÇMİŞ ile/ve/değil/yerine/<> GELECEK


- YAŞLILIK ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> KITLIK ve/||/<> ÖLÜM

( "Mahşerin dört atlısı." )


- YASSI ADA ile/ve SİVRİ ADA

( ... İLE/VE "Hayırsız Ada" olarak da adlandırılır. )

( Menderes Hükümeti'nin yargılandığı adadır. İLE/VE ... )

( RHODUSSA, PLATİ[PLATEIA] ile/ve OKSİYA[Sivri anlamına gelmektedir] )

( IX. yüzyılda bir manastır ile kırk azizler adına bir kilise inşa edilmiştir. İLE/VE Bir manastır bulunmaktadır. [Aziz Mikhael'e adanmış bir kilise vardı.]
XI. yüzyılda siyasi suçluların sürgün yeri olarak kullanılmıştır. İLE/VE Sürgün yeri olarak kullanılmıştır. )


- YASTIK/OYUNCAK AYI VS. ile/ve/yerine ARKADAŞ


- YATAK ile/ve BELEK

( ... İLE/VE Beşiğe konulan yatak. )


- YATAK ile/ve BERHÂBE[Fars.]

( ... İLE/VE Minder, döşek, yatak. | Bir döşekte birlikte yatılan kişi. )


- YATAK ve SANDALYE/KOLTUK ve AYAKKABI

( Zamanımızın en uzun süre üzerinde geçtiği nesneler. )

( Olabildiğince nitelikli olanlarını tercih etmek ve kullanmakta yarar vardır! )

( ... ve ... ve PAPUÇ[< PÂ-PÛŞ: Ayak örten.][PÂ: Ayak.]
PÂY-GÂH[: Derece, rütbe.| Ayakkabılık.][Türkçe'de PEYKE şeklinde galat olarak kullanılmıştır.][PEYKE: Genellikle eski evlerde bulunan, duvara bitişik, alçak, tahta sedir, kerevet.][KEREVET(Rus.): Üzerine şilte serilerek oturmaya ya da yatmaya yarayan tahtadan seki, sedir.] )


- YATAK ile/ve/||/<>/> YASAK


- YATARAK TEDAVİ GÜVENCESİ ve/||/<> AYAKTA TEDAVİ GÜVENCESİ ve/||/<> HASTAHANE AĞI ve/||/<> BEKLEME SÜRESİ

( "Bilinmesi Gereken Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Terimleri"ni okumak için burayı tıklayınız... )


- YATAY DUDAKLAR ile/ve DİKEY DUDAKLAR

( Oldukça sık sorun çıkarır. İLE Hiçbir sorun bırakmaz. )

( HORIZONTAL LIPS vs. VERTICAL LIPS )


- YATAY RASTGELELİK ile/ve DİKEY RASTGELELİK

( RANDOM IN HORIZONTAL vs. RANDOM IN VERITICAL )


- YATAY/LIK ile/ve GEÇİŞKEN/LİK


- YATAY/UFKÎ ile/ve/değil YASSI

( Durgun bir su yüzeyine koşut, düşey doğrultusuna dikey olan. İLE/VE/DEĞİL Yayvan ve düz. )


- YATAY ile/ve DİKEY/DÜŞEY

( UFKÎ ile/ve ŞÂKULÎ["ku" uzun okunur] )

( HORIZONTAL vs./and VERTICAL )

( HORIZONTAL avec/et VERTICAL )


- YATIRIM GİDERLERİ / CAPEX ile/ve/||/<>/> DİZİ EYLEM GİDERLERİ / OPEX

( İşi başlatmak için varlık ve para giderleri. [Yatırım giderleri, makineleri, önemli araç ve iş için başka herhangi bir nesneyi alabilmek için gereklidir.] İLE/VE/||/<>/> İşletmeninin günlük giderleri. [İşletmenin değerini artırmak için doğrudan bir etkiye sahiptir. Günlük giderler büyük oranda etkilenmeden işletme giderleri karşılanabiliyorsa işletme geliri yüksek olasılıkla artacaktır.] )


- YATKIN/LIK ile/ve/||/<> YETKİN/LİK


- YATKINLIK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> EĞİLİM


- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> KATILIM ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİK

( PRE-DISPOSITION vs./and/||/<>/> PARTICIPATION vs. PERPETUATION )


- YATMAK/UYUMAK:
SIRTÜSTÜ ile/ve/<> YAN ile/ve/<> YÜZÜKOYUN


- YATMAK ile/ve/değil UZANMAK

( Uykulu. İLE/VE/DEĞİL Uyumadan. )


- YAVAN/LIK" ile/ve/||/<> "YÜZEYSEL/LİK"


- YAVAŞ/LIK ile/ve "UYUŞUK/LUK"

( MIYMINTI: Kişinin sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören. )

( Doğadaki en yavaş canlı/hayvan Bradipus'tur. )

( BATÂET )

( SLOW/NESS vs. INDOLENCE )


- YAVAŞLA(T)MA ile/ve/değil/||/<>/>/< AZAL(T)MA


- YAVAŞLIK ile/ve/||/<> ESNEKLİK


- YAVİ ile/ve/||/<> KUZGUN AÇMAZI


- YAVUZ SELİM CAMİSİ ve YAVUZ SELİM TÜRBESİ

( Fatih'te, Yavuz Sultan Selim semtindelerdir. [Türbesi, caminin arka bahçesindedir.] )

( Yavuz Sultan Selim'in başlatmıştır, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlamıştır. [1522] [Mimar Acem Ali] VE 1583'te inşa edilmiştir. )


- YAVUZ SELİM CAMİSİ ve YAVUZ SELİM TÜRBESİ

( Fatih'te, Yavuz Sultan Selim semtindelerdir. [Türbesi, caminin arka bahçesindedir.] )

( Yavuz Sultan Selim'in başlatmıştır, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlamıştır. [1522] [Mimar Acem Ali] VE 1583'te inşa edilmiştir. )


- YAVUZ SULTAN SELİM ve ZEMBİLLİ ALİ (HASANÎ) EFENDİ


- YAYGIN AĞRI(LAR) ile/ve BÖLGESEL AĞRI/LAR

( )


- YAYGIN BİLGİ ile/ve/<> ÖZEL BİLGİ ile/ve/<> BİLGİ

( 1- Ammeden, ammeye aktarılan yaygın bilgi.
2- Alimlerden, alimlere aktarılan özel bilgi.
3- Tek bir kişiden, tek bir kişiye aktarılan bilgi. )

( COMMON INFORMATION vs./and/<> SPECIAL INFORMATION vs./and/<> INFORMATION )


- YAYGIN EĞİTİM ile/ve/<> ÖRGÜN EĞİTİM


- YAYGIN ÖLÜMCÜL HASTALIK ile/ve/değil/||/<> KÜRESEL SALGIN HASTALIK

( ... İLE 1- Nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı. | 2- Hastalığa neden olan etmenin kişilere bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması. | 3- Hastalık etmeninin kişiler arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması. )


- YAYGIN/LIK ile/ve ZENGİN/LİK


- YAYGIN ile/ve/||/<> BİLİNEN


- YAYGINLAŞMA ile/ve/değil/||/<>/< İTİBAR GÖRME


- YAYILMADA:
[ya] TİCÂRET ve [ya] DİYÂNET ve [ya] SİYÂSET


- YAYINDIRMA ile/ve/<> YAYINDIRICI ile/ve/<> YAYINIK ile/ve/<> YAYINTI

( Bir ışığı, pürüzlü bir yüzeyde yansıtma. İLE/VE/<> Işığın yayınmasını sağlamak için ışık kaynağı önüne konulan türlü yapıda yüzeyler. İLE/VE/<> Pürüzlü yüzeyde yansıyan ışık. İLE/VE/<> Yayılmış, dağılmış şeyler. | İçinde radyoaktif öğeler bulunan bir kaptan yapılan gaz ya da sıvı. )


- YAYINLARDA:
CANLI ile/ve/değil/yerine NAKLEN


- YAYMA ile/ve/değil ALAN/INI GELİŞTİRME

( [not] TO EXTEND vs./and/but TO GET WIDE THE/IT'S FIELD )


- YAYMAK ile/ve/||/<> UYARLAMAK


- YAYVAN ile/ve/değil/||/<>/< YAVAN


- YAZ GÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZ GÜNÜ


- YAZ SEBZE VE MEYVELERİ ile/ve KIŞ SEBZE VE MEYVELERİ

( Domates, salatalık, patlıcan, biber, kabak, taze fasulye, bezelye, bamya, semizotu, enginar, taze bakla. Erik, kiraz, çilek, karpuz, kavun, kayısı, şeftali, nektarin, yaz armudu, yaz elması, ayva, incir, üzüm, kızılcık. İLE/VE Lahana, ıspanak, karnabahar, pırasa, havuç, turp, pazı, brokoli. Elma, muz, portakal, mandalina, greyfurt, kış armudu, kivi. )

( )

( FA'KİHE/FEVA'KİH[çoğ.] )


- YAZ TATİLİ ve/ne yazık ki/||/<>/> PARANIN KATİLİ


- YAZ(HIDIR/HIZIR) AYLARI ile/ve/||/<> KIŞ(KASIM) AYLARI


- YAZ(IL)MAYA GEREK/DEĞER DUYULAN (/DUYULMUŞ/DUYULACAK OLAN) ile/ve YAZ(IL)MAYA GEREK/DEĞER DUYULMAYAN (/DUYULMAMIŞ/DUYULMAYACAK OLAN)


- YAZMA ile/ve MATBÛ


- YAZAR ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLGE

( Bir şeylerin üzerine yazar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İnsana yazar. )


- YAZAR ile/ve/||/<> ÜDEBÂ[Ar. < EDÎB]

( ... İLE/VE/||/<> Yazarlar, edîbler. )


- YAZAR ile/ve/değil/yerine YAZAN


- YAZDIĞINI YAP!(MAK) ve/<> YAPTIĞINI YAZ!(MAK)

( Yapacağını yaz, yazdığını yap! )

( Yaşamak için ayağa kalkmıyorsan, yazmak için masaya oturma! )

( TO DO WHAT YOU WROTE and/<> TO WRITE WHAT YOU DO/DONE )


- YAZI MERKEZCİLİK ile/ve/||/<> SES MERKEZCİLİK ile/ve/||/<> SÖZ MERKEZCİLİK


- YAZI VE NOKTALAMA ÖZELLİKLERİ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜK VE BAĞLAM ÖZELLİKLERİ

( Yazanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. İLE/VE/||/<>/< Söyleyenin/konuşanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. )


- YAZI ve/||/<>/> KÂĞIT ve/||/<>/> MATBAA ve/||/<>/> BİLGİSAYAR ve/||/<>/> İNTERNET ve/||/<>/> BLOK ZİNCİR


- YAZI ile/ve/|| YAŞAM ile/ve/|| KUL ile/ve/|| RAB

( Bâkî. İLE/VE/|| Fânî. İLE/VE/|| Âsi. İLE/VE/|| Âfi/bağışlayıcı. )


- YAZIK ETMEK ile/ve AYIP ETMEK


- YAZIK ve/<> KAZIK


- YAZILANLARIN ANLAŞILMASI:
OKUNDUĞU KADAR ile/ve/değil/||/<>/> DOKUNDUĞU KADAR


- YAZILI (OLAN/OLABİLİR/OLMALI) ile/ve/||/<> KAZILI (OLAN/OLABİLİR/OLMALI)

( Us'a/akıl'a. İLE/VE/||/<> Bulunç'a/vicdan'a. )


- YAZILI KURALLAR ile/ve YAZILI OLMAYAN KURALLAR

( WRITTEN RULES vs./and UNWRITTEN RULES )


- YAZILI OL(A)MAYAN KURALLAR ile/ve/değil KONUŞUL(A)MAYAN KURALLAR

( Gelenek-görenek, töre gibi sözel/şifâhî[Ar.] kurallar. İLE/VE/DEĞİL Bazı/birçok özel/ayrıntı konu ve kuralları. )


- YAZILI ile/ve/değil/||/<>/< BASILI


- YAZILIM UZMANI ile/ve/<> YAZILIM GELİŞTİRİCİ ile/ve/<> YAZILIM KORSANI

( )

( Çoğu yazılım uzmanı ve geliştiriciler bile yazılım korsanlarının göz önünde bulundurdukları kadar yaratıcı değildir. İLE/VE/<> Çoğu yazılım uzmanı ve yazılım korsanı, geliştiricilerin eğitim ve deneyimlerine sahip değildir. İLE/VE/<> Tüm yazılım korsanları, aynı zamanda yazılım "uzmanı ve geliştiricisidir". )

( Many programmers, and even developers, are not creative enough to be considered hackers. VS./AND/<> Many programmers, and even hackers, are not educated or experienced enough to be considered developers. VS./AND/<> All hackers and developers are programmers. )

( The Difference Between a Programmer, a Hacker, and a Developer )

( PROGRAMMER vs./and/<> DEVELOPER vs./and/<> HACKER )


- YAZILIM:
SİSTEM ile/ve/||/<>/> UYGULAMA


- YAZILMASI GEREKENLER ile/ve SÖYLENİLMESİ GEREKENLER


- YAZIN/EDEBİYAT (TARİHİ) ve/<>/|| MANEVİYAT (TARİHİ)


- YAZIN/EDEBİYAT ile/ve/değil BELLEK


- YAZIN/EDEBİYAT ile/ve/||/<> SAMİZDAD YAZIN/EDEBİYAT


- YAZIN ve ÂDEMCİLİK

( ... VE XX. yüzyılın başında, simgeciliğe karşı bir tepki olarak Rusya'da ortaya çıkan bir yazın akımı. )


- YAZININ KALICILIĞI ile/ve TAŞIN KALICILIĞI


- YAZMA ile/ve/> BASMA/BASKI

( Elle yazılan her her şeye yazma denir. )

( Yazma, elle yazılan kitaptır. )

( Yazma kitap terimiyle, elle yazılmış mektup, ahid-nâme, vesika, vb. unsurlar dışarıda bırakılır. )

( Yazma kitap terimiyle, ister sahife, ister tomar, isterse kitap şeklinde olsun, defter suretinde birbirine iliştirilip ciltlenmiş eser anlaşılır. )

( Yaprak/varak numarası alır.[1b[sağ]/1a[sol] İLE/VE/> Sayfa numarası alır. )


- YAZMAK ve/=/||/<> BİRLİĞE GETİRMEK


- YAZMAK ile/ve/||/<>/>< YAŞAMAK


- YAZMAK ile/ve/değil/önce/||/<>/< YÜZMEK

( Bir çocuğun yazmaya başlamadan önce yüzmeyi öğrenmesi[ni sağlamak] gerek. )


- YAZMALAR ile/ve/||/<> VOYNICH YAZMASI

( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YAZMALARIN KORUNMASINDA:
ISI ile/ve/||/<> BAĞIL NEM

( 18 - 20 °C ile/ve/||/<> %45 - 55 )


- YAZMANIN:
"ZORLUĞU" ile/ve/değil/<>/< "DOĞUM SANCISI"


- yDNA ile/ve/||/<> mtDNA

( )

( Hablogrup. İLE/VE/||/<> Hablotip. )


- YEDİ BİLİM:
ÜÇ İLİM ile/ve/<>/sonra DÖRT BİLİM DALI

( DİLBİLGİSİ(GRAMER) VE MANTIK(LOGIC) VE HİTÂBET(RETORİK) ile/ve/<>/sonra MATEMATİK VE GEOMETRİ VE ASTRONOMİ VE MÛSİKÎ )

( SEPTUM ARTES LIBERALES: YEDİ ÖZGÜR(SERBEST) BİLİM ["Art" sözcüğü sanat değil bilim anlamına kullanılırdı.] )


- YEDİCE(HAFTA):
BAŞGÜN ile/ve/||/<>/> TOZGÜN ile/ve/||/<>/> ODGÜN ile/ve/||/<>/> ORTAGÜN ile/ve/||/<>/> YEYGÜN ile/ve/||/<>/> ELGÜN ile/ve/||/<>/> ARAGÜN

( Pazartesi İLE/VE/||/<>/> Salı İLE/VE/||/<>/> Çarşamba İLE/VE/||/<>/> Perşembe İLE/VE/||/<>/> Cuma İLE/VE/||/<>/> Cumartesi İLE/VE/||/<>/> Pazar )


- YEDİĞİMİZİ ile/ve/||/<> İÇTİĞİMİZİ

( İçelim! İLE/VE/||/<> Yiyelim!
[O kadar çok ve uzun süre çiğneyelim ki, lokmamız, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğimiz şeyi yutma ve ancak içmiş olalım! İçtiklerimizi de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yutalım!] )


- YEDİĞİN/DEN | İÇTİĞİN/DEN ile/ve/değil/yerine YEMEDİĞİN/DEN | İÇMEDİĞİN/DEN

( Kâr. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yarar. )


- YEDİĞİN/İÇTİĞİN ile/ve/değil EŞİK


- YEDİKULE ile/ve YEDİKULE

( Zeytinburnu. İLE/VE Selânik.[adı geçen Yedikule Zindanları, Selânik'tekidir!] )


- YEDİRMEK ile/ve GİYDİRMEK


- YEDİTEPE ile/ve ÖTEKİ İSTANBUL TEPELERİ


- YEGÂNE HANIM ile/ve/||/<>/> MÜCAP OFLUOĞLU

( )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> AYIRDINDALIK, FARKINDALIK

( ... ile/ve/<> BÂZGÜŞÂ )

( PREFER vs./and/<> DISTINGUISHNESS, AWARENESS )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> BEĞENİ

( TO PREFER vs./and/<> LIKING )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> KARAR

( PREFER vs./and/> DECISION )


- YEĞLEME/TERCİH ve/> MUHABBET


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve ÖNCEL/LEMEK

( TO PREFER vs./and PREDECESSOR )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/değil ÖNCELİK

( [not] TO PREFER vs./and/but PRIORITY )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<>/>< TERK


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> TUTUM

( PREFER vs./and/> ATTITUDE )


- YEĞLEME ile/ve/||/<> KİMLİK

( Ergenin, kimliği mi var ki, yeğlediği olsun. )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK


- YEL/RÜZGÂR:
SÖNDÜRÜR ile/ve/||/<>/> ALEVLENDİRİR

( Mumu. İLE/VE/||/<>/> Yangını. )


- YELEK ile/ve HIRKA


- YELKEN/ŞİRÂ'[Ar.]/BÂD-BÂN[Fars.] ile/ve KÜREK/MİCDÂF[Ar.]

( )


- YELKEN ve/<> İSKOTA[İt.]

( ... VE/<> Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım. )


- YELKEN ile/ve/||/<> KAVANÇO[İt. < CANGIA]

( ... İLE Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme. | Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma. | Bir işi başka birine yükleme, başına sarma. )


- YELKENCİ ile/ve/değil/||/<>/< DENİZCİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ya dalan, ya iyi ve uzun yüzebilen, ya kürek çeken ya da üçünü birden yapabilen. )


- YELKENLİ ile/ve/<> ISKUNA

( ... İLE/VE/<> İki direkli, yelkenli gemi. )


- YELKENLİDE:
ORSA ALABANDA ve/||/<> EĞLENME


- YEM ile/ve YAL

( ... İLE/VE Köpek ve inekler için un ve kepekle hazırlanan bulamaç. )


- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME

( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )


- YEMEDİĞİN/İÇMEDİĞİN ile/ve/değil EŞİK


- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK


- YEMEĞE" ile/ve/değil/||/<>/< YEMEYE


- YEMEĞİ PİŞİRMEK ve "DERVİŞİ PİŞİRMEK"


- YEMEK DÜZENİ ve ÇATAL-BIÇAK KULLANIMI!

( Yemek yenilebilmesi için hazırlanan, masanın üzerinde bulunan tüm araç ve gereçlere "Kuver" denir.
"Ala Carte Kuver, Tabldot Kuver, Fiks Menü Kuveri, Kahvaltı Kuveri, Çay Kuveri" olarak düzenlenir. )

( - Önce yenilecek yemeğin takımı, kuverin en dışına, en son yenilecek yemeğin takımı, en içe konulur.
- En dıştaki takımdan başlanılır, içe doğru devam edilir.
- Çatal ve bıçaklar, boyları itibariyle masanın kenarına, takımların saplarına göre hizalandırılır.[Büyüklüklerine göre sıralandırılmaz/hizalandırılmaz!]
- Bıçaklar, kesici tarafı tabağa bakacak biçimde, sağ tarafa konulur.
- Ekmek tabağı, sol tarafımızda bulunur ve bıçağı da üzerinde, kesici tarafı sola/dışa bakacak biçimde bulundurulur.
- Bardaklar, sağ tarafta ve bıçaklarımızın önünde bulundurulur.
- Tatlı takımında ise çatal, hemen tabağın üzerinde, sağ tarafa dönük[sapı solda!], bıçak(keskin tarafı içe/aşağıya dönük) ve kaşık ise çatalın üstüne, sol tarafa dönük(sapı sağda!) konulmalıdır. Sadece dondurma kaşığı[ucu düz kaşık], çatalın alt tarafına[tabağın hemen üstüne], sola bakacak biçimde[sapı sağda!] konulur. Tabağın önündeki tatlı takımı, tatlı gelene kadar kullanılmaz.[Yedi yaşın altındaki çocuklara verilebilir.]
- Çorba kaşığı, sağda ve en dışta bulunur.[Sol taraftaki kaşık, solumuzda oturan kişiye aittir!]
- Üzüm, kiraz gibi meyveler için takım bulunmaz.
- Hardal ve ketçap türevleri, önceden masaya konulmaz.
- Sürahi ve şişeler için altlık kullanılmalıdır.
- Ekmek Tabağı 15 cm., Salata ve Tatlı Tabağı 17 cm., Zeytinyağlı Tabağı 19 cm., Çukur Çorba Tabağı 19 cm., Ordövr Tabağı 21 cm., Ana Yemek Tabağı ise 24 cm.dir.
- Yemek peçetesi [35 cm. X 50 cm.]dir.
[Çeşitli biçimlerde katlanmış bez peçeteler, bir köşesi tabağın altına sıkıştırılarak kucağa doğru sarkıtılır. Gerektiğinde kullanılmalıdır! Kâğıt peçete aranılmamalıdır! Çok gereksinim duyulduğunda garsondan istenilebilir ya da yanımızda bulundurulmalıdır!]
- Çatal ve bıçak, kalem tutar gibi tutulmaz! Sapları hiçbir zaman baş parmak ve işaret parmağının arasında kalmamalıdır.
- Sapı avuç içinde kalacak biçimde, işaret parmağıyla desteklenecek biçimde tutulur.
- İkide bir, el değiştirilerek kullanılmaya çalışılmaz!
- Bazı yiyecekler[pizza gibi], gerektiğinde ve/ya da çevreye/çoğunluğa/ülkeye göre elle de yenilebilir.
- Salata için ana yemek çatal ve bıçağı kullanılır.
- Çatal-bıçağı doğru tutmak için bazı şeyler kesmeye alışmak için önceden, kendi başımıza çalışma yapmamız yararlı olacaktır!
- Bıçağın üzerine herhangi bir şey konulmaz, bıçakla bir şey alınmaz, bıçakla bir şey yenilmez! Hiçbir zaman, hiçbir biçimde, bıçak ağza götürülmez! Bıçak, sadece yardımcı bir araçtır! Bıçağın işlevi, ekmekle ya da başka bir şeyle karşılanmaya çalışılmaz![Bazen, "çatalın kenarıyla bölünebilir" düşüncesinde bile, [olabildiğince] çatal yerine bıçak kullanmak gerekir.]
- Çatalı sağ elde tutmak için [sağ elle yemek için], yemek önceden lokmalara ayrılmaz, parça parça duruma getirilmez!
- Tabaktan alınan parçaları, çatalın alacağı kadar küçük/az tutmak gerekir. Çatalın ucu saplanarak alınan parçaları, çatalın içbükey tarafının aşağıya bakacak biçimde[sapının avuç içinde kalacak biçimde] ağza götürülmesi gerekir.
- Yere düşen çatal ve/ya da bıçak, eğilip alınmaya çalışılmaz ya da herhangi bir telâfiye ya da çabaya girişilmez, utangaçlık duyulmaz, hata olarak yorumlanmamalı/algılanmamalıdır ve üstünde durmamak gerekir![Garsondan yenisi istenir ve sağ tarafımızdan verilmesi üzerine beklememiz gerekir.]
- Yemeğinizi bitirdiğinizde/doyduğunuzda çatal ve bıçak birleştirilerek, saat 4 ya da 5 yönünde, sapı dışta kalacak biçimde yan yana tabağın üzerine bırakılır(tamamen tabağın içine konulmaz![Garsonun tabakları üstüste koyması gerektiğinde ona yardımcı olmak açısından da.]). Eğer yemeğe devam ediliyorsa çatal ve bıçağın ucu, tabağa, sapları masaya dayanacak biçimde ya da çapraz olarak tabağın ve yemeğin üzerinde bırakılır.(Bu durumdayken tabağınızda yemek kalmasa bile garsonların tabağınızı alma girişiminde bulunmaması gerekir. [Gerekirse bunu garsona tekrar anımsatmamızda hiçbir sakınca yoktur.])
- Metaller üzerinde kesim yapılmaz!
- Servis tabağına/fayansına el değdirilmez!
- Tabaklar aşırı doldurulmamalıdır!
- Tek bir parça servis ediliyorsa tabağın tam ortasına gelecek biçimde konulur.
- Lokmalar, küçük tutulmalıdır. Çataldan düşürmemek ve dökmemek açısından da gereklidir. Ayrıca, dökmemek için tabağın üzerine fazla eğilmemek gerekir.
- Dirsekler ve kollar etrafımızdakileri rahatsız etmeyecek biçimde denetim altında tutulmalıdır. Tabağımız ve masanın üzerinde büyük açılar oluşturacak biçimde açılmamalıdır.
- "Etrafımızdakilerin bizi gözlemliyormuş düşüncesi ve duygusu"ndan uzak kalmak gerekir.
- Gerekirse bazı ayrıntıları öğrenmek üzere bilgisinden emin olduğunuz kişilerin eylem ve tutumları gizlice gözlenebilir. Gördüklerinizi taklit etmek yerine neyin, nasıl olacağı üzerine emin olmak gerekir.
- 7 - 8 yaşından itibaren çatal-bıçak kullanımının olanağı, fırsatı ve eğitimi verilmiş/alınmış olmalıdır! Bilgi ve kurallar yaşam boyunca her yerde, her koşulda tam olarak uygulanmalıdır!
- Afiyet olsun! :) )

( )


- YEMEK PİŞİRMEK ve/<> SEVGİ

( TABH: Pişirme, pişirilme. | İlâç kaynatma. )

( TABHİYYE: Pişirmek/pişirilmek üzere birine verilen ücret, pişirmelik. )

( TANZÎH: Gereği gibi pişirme/pişirilme. )

( Gönülsüz yapılan aş, ya karın ağrıtır, ya da baş. )


- YEMEK YEME "YARIŞI":
ÇOCUKLUKTA ile/ve/değil/yerine YETİŞKİNLİKTE

( Oyalanmadan, "hızlıca" yemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olabildiğince yavaş ve lokmaları çok çiğneyerek. )


- YEMEK:
TENCEREDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TABAKTAN


- YEMEK ile/ve/||/<> İLAÇ


- YEMEK ile/ve SEVİŞME SONRASI YEMEK


- YEMEYİ (SEVMEK/İSTEMEK)
ile/ve/değil/||/<>
YEMEĞİ (SEVMEK/İSTEMEK)


- YEMİN ile/ve/<> İNTİKAM

( En anlamlı/büyük yemin, söz vermektir. İLE/VE/<> En etkili/büyük intikam, affetmektir. )


- YEMİN ve/< TAHLÎF/TEHÂLÜF[< HALF]

( ... VE Yemin ettirme. | Yargıcın, taraflardan birine yemin ettirmesi. )


- YENGEÇ ile/ve KAMUFLAJLI YENGEÇ


- YENGEÇ ile/ve KEŞİŞ YENGEÇ


- YENGEÇ ile/ve KIZIL YENGEÇ

( ... İLE/VE Karayipler'de ve Küba'da yaşarlar. )


- YENGEÇ ile/ve LUPA, RANİNA


- YENGEÇ ile/ve NAL YENGECİ


- YENGEÇ ile/ve ÖRÜMCEK YENGECİ


- YENGEÇ ile/ve/<> SİYAH YENGEÇ

( ... İLE/VE/<> Mozambik'te bulunurlar. )


- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ


- YENİ SARAY / SARAY-I HÜMÂYÛN / CEDİDE-İ ÂMİRE ile/ve ESKİ SARAY / SARAY-I ATİK

( Topkapı Sarayı. İLE/VE İlk saray. )

( Şu anda müze olarak ziyaret edilebilen, Gülhane Parkı üstündedir. [700 dönümlük bir alanda kurulmuştur.][Yeni Saray adını Fatih Sultan Mehmet vermiştir.] İLE/VE Bayezıd'ta, İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu yerde, Fatih Sultan Mehmet'in, 1457'de İstanbul'u fethinden sonra yaptırdığı saray. )


- YENİ ZELANDA'NIN İKİ TEMEL SİMGESİ:
KİVİ KUŞU ve/+/||/<> EĞRELTİ OTU


- YENİ/ESKİ ile/ve/değil/yerine FARKLI

( [not] NEW/OLD vs./and/but DENSE
DIFFERENT instead of NEW/OLD )


- YENİ ile/ve/değil AYRI


- YENİ ile/ve GARİP

( NEW vs./and WEIRD )


- YENİ ile/ve YABANCI

( NEW vs./and STRANGE )


- YENİ ile/ve/> YENİLEYİCİ

( ... ile/ve/> MÜCEDDİD[< CEDÎD] )


- YENİ ile/ve YOĞUN

( NEW vs./and DENSE )


- YENİÇERİ ve/||/<>/> KULOĞLU

( Kapı kulu teşkilatının piyade sınıfı. | Bu asker sınıfından olan er. VE/||/<>/> Ölen evli yeniçerilerin, babaları gibi ocakta askerlik yapan çocukları. )


- YENİDEN PAZARLAMA ile/ve/||/<> YENİDEN HEDEFLEME

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( RE-MARKETING vs./and/||/<> RE-TARGETING )


- YENİDEN ÜRETMEK ile/ve/<> ÇOĞALTMAK


- YENİLEME ile/ve DEĞİŞTİRME

( TO RENOVATE vs./and TO CHANGE )


- YENİLEN/DEN ile/ve YENİLMEYEN/DEN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- YENİLENEBİLİR ile/ve ÇOĞALTILABİLİR

( RENEWAL vs./and ABLE TO INCREASE )


- YENİLİK ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> ZARARDAN KAÇINMA ile/ve/||/<>/> SEBAT


- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM


- YENİLİK ile/ve/||/<>/> İLERLEME


- YENİLİKLER ve/< DELİLİKLER


- YENİLME ile/ve/<> YANILMA


- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK


- YENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ETKİSİ ALTINA ALMAK


- YENMEK ile/ve ÜSTESİNDEN GELMEK


- YER (TUTMAK) ile/ve/<>/> YURT (TUTMAK)


- YER ADI/TOPONYMIE[Yun. < tópos/τόπος: yer + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> DAĞ ADI/ORONYMIE[Yun. < ὄρος/óros: dağ + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> SU/IRMAK/GÖL ADI/HYDRONOMIE[Yun. < ὕδωρ/hydor: su + ónoma/ὄνομα: ad]


- YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<>/< ELEKTROMANYETİK ÇEKİM

( [Gücü] Elektromanyetik çekimden daha az. İLE/VE/||/<>/< Yer çekiminden daha fazla. )

( Çivi. İLE/VE/||/<>/< Mıknatıs. )


- YER DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<> YANLIŞ (YERE) YERLEŞTİRME


- YER DEĞİŞTİRMEK ile/ve/<> BİÇİM DEĞİŞTİRMEK


- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK


- YER YUVARI:
UÇUTYUVAR/KATMAN ile/ve/<> SU YUVARI/KATMANI ile/ve/<> TAŞ YUVARI/KATMANI(YER KABUĞU) ile/ve/<> SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile/ve/<> AĞIR YUVAR(ÇEKİRDEK KATMANI)

( 30.000 km. İLE/VE/<> 12 km. İLE/VE/<> 150 km. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> 5.000 km. )


- YER ile/ve/değil EŞİK


- YERÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> YERÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- YERÇEKİMİ ile/ve/<> AŞK

( Doğa'da. İLE/VE/<> İnsan'da. )

( Yerçekiminin tutumu, en yüksek bağlantıda olmaktır. )

( The attitude of the gratitude is the highest yoga. )

( In nature. VS./AND On Human. )

( GRAVITATION vs./and LOVE )


- YERÇEKİMİ ile/ve/||/<> ENERJİ

( F = G M1 M2 / r²

İLE

F = G q1 q2 / r² )


- YERÇEKİMİNE:
"MÂRUZ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TÂBİ OLMAK


- YERE BAKAN YÜREK YAKAN ile/ve UMMADIK TAŞ, BAŞ YARAR


- YEREBATAN SARNICI ile/ve BİNBİRDİREK SARNICI / FLOKSENUS SARNICI ile/ve ŞEREFİYE SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve/>/yerine III. AHMED ÇEŞMESİ


- YEREL DEĞERLER ve/<> EVRENSEL DEĞERLER


- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ

( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )

( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farklılıkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )

( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )

( [not] LOCAL LANGUAGE/S vs./and/but/||/<>/< BODY LANGUAGE vs./and/but/||/<>/< MIND LANGUAGE
[not] MIND LANGUAGE instead of BODY LANGUAGE instead of LOCAL LANGUAGE/S )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YEREL ile/ve ÖZEL


- YERİN İÇ YAPISINDA:
ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> MANTO ile/ve/||/<> KABUK

( 1.9 x 1027 g İLE/VE/||/<> 4.1 x 1027 g İLE/VE/||/<> 2.3 x 1025 g )

( [ortalama yarıçap] 0 İLE/VE/||/<> 3480 km. İLE/VE/||/<> 6350-6370 km. )


- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( CONGRUOUS vs./and VALID )


- YERİNDEN ETME ile/ve/<> RAYINDAN ÇIKARMA


- YERİNE KOYMA ile/ve/değil/yerine/<>/> DÖNÜŞTÜRME

( [not] SUBSTITUTION vs./and/but/||/<>/> TRANSFORMATION
TRANSFORMATION instead of SUBSTITUTION )


- YERKABUĞU ile/ve/<> YERKÜRE

( Yeryuvarlağının dışını çepeçevre kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm, yeryüzü. İLE/VE/<> Yeryuvarlağı. )


- YERLERDE SÜRÜNME ile/ve/||/<> AYAKLAR ALTINA AL(IN)MA


- YERLERİN:
ESKİ ADI ile/ve/> YENİ ADI

( * ABYDOS - ASOS
* ADRIAKE - KALE-DEMRE
* AINOS - ENEZ
* AIZANOI/AEZANI - ÇAVDARHİSAR
* AKALISSOS - ASARÖNÜ, GAVÜRİSTANLIK
* ALABANDA - ARAPHİSAR
* ALÂİYE - ALANYA
* ALİNDA - KARPUZLU
* AMU - CEYHUN
* ANDRİACE - ÇAYAĞZI
* ANTİGONEİA - İZNİK
* ANTIOCHEIA - YALVAÇ
* ANTIPHELLOS - KAŞ
* APERLAI - SIÇAK İSKELESİ
* APOLLONIA - KILINÇLI
* ARAXA - ÖREN
* ARMENO KASTRON - PAZARCIK/PAZARYERİ[resmî](BİLECİK)
* ARNEAI - ERNEZ
* ARSADA - ARSA, ARSAKÖY, KAYADİBİ
* ARYKANDA - ARİF
* ARNEAI - ERNEZ
* ARYCANDA - AKİF, AYKIRÇAY
* ÂSGÛN[Fars.] - HAZAR DENİZİ
* ATTALEİA - ANTALYA
* AXOIS - VARDAR
* BÂBÂ-Yİ ATÎK - BABAESKİ
* BAHR-İ AHDAR - HİNT OKYANUSU
* BAHR-İ HAZER - HAZER DENİZİ
* BAHR-İ KULZUM/AHMER - KIZILDENİZ, ŞAP DENİZİ
* BAHR-İ LÛT - LÛT TUZ GÖLÜ (FİLİSTİN/İSRAİL)
* BAHR-İ SEFİD - AKDENİZ
* BAHR-İ SİYAH - KARADENİZ
* BAKTRIA - BELH
* BALBURA - ÇÖLKAYIĞI-DİRMİL, KATARA-SEYİTLER
* BEKKE - MEKKE
* BELEKOMA - BİLECİK
* BUBON - İBECİK/EBECİK
* CADYANDA/KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* CAESAREA - KAYSERİ
* CHIMAERA - YANARTAŞ
* CİHANNÜMA - BEŞİKTAŞ
* CORACESIUM - ALANYA
* CYANEAE/KYANEAE - YAVİ, YUVA KÖYÜ
* DAIDALA - GÖCEK- İNLİCE ASARI
* DEFTER-İ HAKÂNÎ - TAPU KADASTRO
* DIDYMA - DİDİM
* DİYARBEKİR/ÂMİD - DİYARBAKIR
* DOLICHISTE - KEKOVA ADASI
* EDESSA - URFA
* EPHESOS - EFES, SELÇUK
* GAGAI - AKTAŞ
* GLAVANİ - KALLÂVİ (SOKAK)
* HATTUSAŞ - BOĞAZKALE, BOĞAZKÖY
* HEBROS - MERİÇ
* HERAION TEICHOS - KARAEVLİALTI
* IDEBESSOS - KOZAĞACI-KARACAÖREN, YENİKIŞLA KARAAĞAÇ MAH.
* IDYROS - KEMER
* ISINDA - BELENLİ KÖYÜ
* ISTLADA - KAPAKLI, HAYITLI (ESKİ HOYRAN)
* İMROZ - GÖKÇEADA
* İRVA - RİVA
* İSHAKLI - SULTANDAĞI
* ISTROS - TUNA
* KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* KALAMAKİ - KALKAN
* KANDYBA - GENDEVE, GENDİYE, KENDİBA
* KANESH - KÜLTEPE
* KEŞİŞ DAĞI - ULUDAĞ
* KHALKİTİS - HEYBELİADA
* KHOMA - ESKİHİSAR (HACIMUSALAR)
* KIBYRA - HORZUM, GÖLHİSAR
* KIRKKİLİSE - KIRKLARELİ
* KLAZOMENAİ - URLA
* KOLOPHON ve NOTION - DEĞİRMENDERE ve AHMETBEYLİ
* KORMOS, KORMİ - KARABÜK
* KORYDALLA - KUMLUCA
* KYAENAI - YAVU
* KYLLANDOS - ELMALI
* KYPSALA - İPSALA
* LABRANDA - LABRAUNDA
* LAODIKEA (LAODICEIA AD LYCUM) - GONCALI
* LEFKE - OSMANELİ(BİLECİK)
* LETOON/LETOUM - BOHSULLU, BOZOLUK
* LIMYRA - ZENZERLER, TURUNÇOVA
* LYKOS - BAYRAMPAŞA DERESİ
* MAGNESIA AD MEANDRUM - MENDERES MAGNESİA'SI, ORTAKLAR, TEKKEKÖY
* MAKRIKÖY - BAKIRKÖY
* MA'MÛRET-ÜL-AZÎZ - ELAZIĞ
* MEĞRİ - FETHİYE
* MELİD - MALATYA
* MILETUS - BALAT, AKKÖY
* MYRA - NOEL BABA KİLİSESİ
* MYRA - DEMRE, KALE
* MYUS - AVŞAR KALESİ
* NESTOS - MESTA
* NİCAEA - İZNİK
* NISA - MERYEMLİK, SÜTLEĞEN
* NYSA - SULTANHİSAR
* ODYRSIA - EDİRNE
* OENOANDA - İNCEALİLER
* OKSİYA - SİVRİADA
* OLYMPOS - ÇIRALI
* PANARMOS - BURGAZADA
* PANTOKRATOR KİLİSESİ - ZEYREK CAMİİ
* PATARA - GELEMİŞ, OVAGELEMİŞ, KELEMİŞ
* PERGE - AKSU
* PERINTHOS - MARMARA EREĞLİSİ
* PHASELIS - TEKİROVA
* PHELLOS - PINARBAŞI, FELEN YAYLA
* PINARA - MİNAREKÖY
* PİTA - KAŞIKADASI (Burgazada'nın karşısında)
* PİTYOUSSA - BÜYÜKADA
* PODALIA - SÖĞLE, AVLAN
* PRAKONNESOS - PAŞALİMANI ADASI
* PRIENE - GÜLLÜBAHÇE, SÖKE
* PYDNAI - ÖZLEN, GAVUR AĞILI
* PYTHIA - YALOVA
* RAIDESTOS/RODOSTO - TEKİRDAĞ
* RHODIAPOLIS - HACIVELİLER, ŞEYHKÖY
* RİVA - ÇAYAĞZI
* SALYMDESSES - MİDYE
* SARDİS - SART
* SEBASTE - SİVAS
* SEBASİYON - SÖĞÜT(BİLECİK)
* SELVMBRIA - SİLİVRİ
* SESTOS - YALOVA
* SEYLAN - SRI LANKA
* SIDYMA - DODURGA ASARI
* SIMENA - KALE
* STRYMON - STRUMA
* SURA - SURA
* TAMTA - TUZGÖLÜ
* TANTALİS - İZMİR
* TEKE - ANTALYA
* TELMESSOS - FETHİYE
* THEIMISSA - KALE İSKELESİ, ÜÇAĞIZ
* TLOS - KALESAR, DÜVER
* TONDOS - TUNCA
* TRALLEIS - AYDIN
* TRYSA - GÖLBAŞI
* TYSSA - TÜSE
* XANTHOS - KINIK
* ZÜLLİYE - YENİ CAMİİ )

( TOPONMIE )


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YERLEŞİM ile/ve ÜRETİM

( TO LOCATE vs./and TO PRODUCE )


- YERLEŞME ve/<>/> KAPLAMA


- YERLEŞME ile/ve/> YAYGINLAŞMA


- YERLEŞMEK ve/||/<>/> KÖK SALMA


- YERLEŞMEK ile/ve/<> KONUŞLANMAK


- YERLEŞMEK ile/ve SAKİNLEŞMEK


- YERLİ YERİNCE ile/ve/||/<> YETERİNCE


- YERLİ ile/ve YEREL


- YERYAĞI/PETROL[Fr. < Lat.]:
HAM ile/ve/||/<> BRENT

( Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da üretilir. İLE/VE/||/<> Kuzey Denizi'nde üretilir. )

( Düşük nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde yüksek miktarda kükürt ve öteki kirleticiler bulunur. İLE/VE/||/<> Daha nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde kükürt miktarı düşüktür. )

( Brent petrol'e göre daha ucuzdur.[Nedeni, düşük niteliği ve işlenmesinin daha zor olmasıdır.] İLE/VE/||/<> ... )


- YERYUVARLAĞI/YERYUVARI ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Üstünde yaşadığımız gökcismi, Yerküre. İLE/VE/<> Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu. | Dünya, yaşam. )


- YERYÜZÜ/ARZ[Ar.] ile/ve YERKÜRE

( )


- YERYÜZÜ ile/ve/||/<>/> (")ACUN/DÜNYA(")

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> İnsan ve anlam ile. )


- YERYÜZÜ ve/||/<> HİPSOMETRİK EĞRİ

( )


- YERYÜZÜNÜ SÜSLEYEN ile/ve/değil GÖKYÜZÜNÜ SÜSLEYEN


- YEŞİL ALAN ile/ve/||/<>/> BAHÇE


- YEŞİL KURBAĞA ve BÜYÜK KURBAĞA

( Koltuk altlarında bir zehir vardır. VE 125 yıl yaşayan büyük kurbağaların da koltuk altlarında bir zehir vardır. )


- YEŞİL YOL(THE GREEN MILE) ile/ve/||/<> HÜCRE NO: 7 MUCİZESİ(MIRACLE IN CELL NO: 7)

( Filmlerini izlemenizi salık veririz... )


- YEŞİLBAŞ ile/ve/||/<> GRİ BALIKÇIL ile/ve/||/<> UZUNBACAK

( Büyüklükleri, 50-65 cm. civarında, kanat açıklıkları 81-98 cm. genişliğindedir. Bitki ağırlıklı diyetinden ötürü yaklaşık 5 cm. civarında geniş gagaları bulunur. Ağırlığı 1 kg. civarında olduğundan, öteki birçok yaygın ördek türünden ağırlardır. İki cinsiyette de kanatlarının spekulum adı verilen bölgesinde, beyaz köşeli mavi renkte tüylere sahiplerdir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )

( ANAS PLATYRHYNCHOS cum ARDEA CINEREA cum HIMANTOPUS HIMANTOPUS )


- YESRİB ile/ve/<>/değil/yerine MEDİNE-İ MÜNEVVERE


- YETENEK(YETEN EK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK


- YETENEK/Lİ ile/ve/||/<>/> DEHÂ/DÂHİ

( "Başkalarının güç bulduğunu yapmak". İLE/VE/||/<>/> Yeteneklilerin "olanaksız gördüğü"nü yapmak. )

( Kimsenin vuramadığı hedefi vurur. İLE/VE/||/<>/> Kimsenin göremediği hedefi vurur. )



(21/21)




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 498 kez incelenmiş/okunmuştur.