Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... ile ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 28 Ekim 2024 ]
itibariyle 40292 başlık/FaRk yer almaktadır.

- KÜREK ile/ve/||/<>/> FIRIN

( Düzgün. İLE/VE/||/<>/> Kızgın. )


- KÜREK ile ISIRAN

( ... İLE Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. | Fırında, ekmek, börek çörek çevirmeye yarayan, bir tür kürek. )


- KÜREK ile SIYIRGA

( ... İLE Harmanda, samanı, bir yere toplamaya ya da damlardan, karı küremeye yarayan araç. )


- KÜRESEL AYNA ile DÜZLEM AYNA

( Işığı bir noktada toplayan ya da dağıtan eğimli ayna. İLE Işığı düz bir biçimde yansıtan düz ayna. )


- KÜRESEL ile/ve/değil/||/<>/< BASKIN YEREL


- KÜRESEL ile/ve/değil DAİRESEL


- KÜRESELLEŞ(TİR)ME ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)ME

( )


- KÜRESELLEŞME:
[ne yazık ki]
"ULUSLARARASILAŞMANIN GENİŞLEMESİ" ile/ve/||/<> KURUMSAL ZORBALIK


- KÜRESELLEŞMENİN ARTMASI ile/ve/değil/||/<> SINIRLARIN AZALMASI


- KURFORSE ile ...

( Bir paraya, hükümetçe verilen (belirtilen) değer. )


- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK


- KURGU/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURAM/SAL


- KURGU ile "MİMARİ"


- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM


- KURGU ile/ve DİLE GETİRME

( Madem ki o olaylara/durumlara elimiz bulaşmadı, öyleyse dilimizi de bulaştırmayalım. )


- KURGU ile/ve HAYAL GÜCÜ

( Olduğu haliyle görün, olduğunu hayal ettiğiniz gibi değil. )

( Şeyleri hayal ettiğiniz gibi görmek yerine, onları oldukları gibi görmeyi öğrenin. )

( See your world as it is, not as you imagine it to be. Instead of seeing things as imagined, learn to see them as they are. )

( FICTION vs. IMAGINATION )


- KURGU ile KABUL


- KURGU ile KURUNTU


- KURGU ile/ve/değil/yerine/&gt;&lt;/< OLGU

( [not] FICTION vs./> FACT instead of FICTION )


- KURGUDA:
KESMEK ile/ve/||/<>/> YONTMAK ile/ve/||/<>/> EKLEMEK


- KURGUL ile/ve/değil/yerine SİMGESEL


- KURGUSAL TARİH FELSEFESİ ile/ve ELEŞTİREL TARİH FELSEFESİ


- KÜRİYUM[Fr. < CURIUM] ile KÜRİT[Fr. < CURIDE]

( Atom numarası 96, atom ağırlığı 248 olan, aktinitlerden, plütonyum 239'un helyum çekirdekleriyle bombardımanından elde edilen radyoaktif bir öğe. [simgesi: Cm] İLE Atom numaraları, 96 - 103 arasında bulunan öğelerin genel adı. )


- KURMACA AÇMAZI ile/ve/||/<> TRAJEDİ AÇMAZI


- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK


- KURMACA ile DOĞAÇLAMA


- KURMACA ile DÜZMECE


- KURMACA ile KURGULAMA

( Nesne. İLE Olay. )


- KURMAK ile/ve/değil DİZGELEŞTİRMEK/SİSTEMLEŞTİRMEK

( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )


- KURMAK ile/yerine DÜŞÜNMEK

( Kuruntu/vesvese ile zihne düşenler düşünme değildir! [kuruntulardan vazgeçebilmeli!] )

( Bırak, farklı düşünce/duygu kuşları başının üzerinden uçsunlar. Sen ancak başının üzerinde yuva yapmamalarını sağlayabilirsin! )


- KURMAK ile/ve/> GELİŞTİRMEK


- KURMAK ile ÖNCÜLÜK ETMEK

( TO ESTABLISH vs. PIONEERING )


- KURMAK ile/ve/||/<> ÖRMEK


- KURMAK ile UYDURMAK


- KURMAK ile/ve YAPILANDIRMAK

( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )


- KURMAK ile/ve YÜRÜ(T)MEK


- KURNA[Ar. < KURNE] ile/ve/||/<> ZURNA[Fars. < SURNÂY]

( Hamama gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. İLE/VE/||/<> Düğüne gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. )

( Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş ya da plastik tekne. İLE/VE/||/<> Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla ya da dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı. )


- KURNAZ/LIK ile/değil/=/<>/>/< APTAL/LIK

( İkisinin de hiçbir "kazanımı", kalıcı değildir/olamaz. )


- KURNAZ/LIK ile BENCİL/LİK


- KURNAZ/LIK ile/değil CERBEZE

( ... İLE/DEĞİL İyi konuşma. | Beceriklilik, girginlik. | Kurnazlık, hilekârlık. )


- KURNAZ/LIK ile SİNSİ/LİK


- KURNAZ/LIK ile/değil/yerine ZEKİ/LİK


- KURNAZLIK ile/değil/yerine AKIL


- KURNAZLIK ile/değil/yerine ZEKÂ/ZEKİ


- KURS[Ar. < KURŞ] ile KURS[Fr.]

( Ağırşak. | Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek. İLE Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen derslere dayanan ve belirli bir süresi olan eğitim etkinliği. )


- KÜRSÎ ile ...

( OTURULACAK YÜKSEKÇE YER | TAHT | MAKAM, VAZİFE )


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] ile PODYUM


- KÜRSÜ ile AMBON[Fr.]

( ... İLE İlkel bazilikaların sahnında vaaz yeri ya da kürsüsü. | Çağdaş Balkan ve Yunan kiliselerinde büyük kürsü. )


- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ


- KURT ile AMERİKA BOZKURDU

( ... İLE ABD ve Kanada ormanlarında yaşar. )

( WOLF vs. TIMBER WOLF )

( CANIS LUPUS vs. CANIS LUPUS OCCIDENTALIS )


- KURT ile ASENA

( ... İLE Dişil kurt. )


- KURT ile ETİYOPYA KURDU


- KURT ile/ve GÜRBÜZ

( ... İLE/VE Davar şeklinde kurt.[GURK: KURT, BUZ: DAVAR] )

( BİHÂK/BUHAK[Ar.]: Eril kurt. )


- KURT ile KESELİ KURT

( ... İLE Genellikle omurgalılarda, kasların içinde gelişen şerit kurtçuklarının genel adı. )


- KURT ile KIR KURDU


- KURT ile KIZIL KURT

( ... İLE Amerika'da yaşarlar. )

( Gebelik süreleri 63-70 gündür. İLE ... )

( KELBİYYE-İ ZENEBİYYE, SİRHÂN[çoğ. SERÂHÎN], Zİ'B ile ... )

( GÜRG ile ... )


- KURT ile KURT ile KANCALI KURT

( Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus). | Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. | İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz. İLE Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız ya da çok ilkel ayaklı küçük hayvan. | Bazı böceklere ya da bazı böcek kurtçuklarına verilen ad. İLE İpsiler familyasından, 10 milimetre boyunda, ağzı çift çengelli, ince bağırsakta yaşayan asalak solucan. )


- KURT ile KURT ile KURT

( Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan. | Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. | İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz. İLE Yumuşak ve uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız ya da çok ilkel ayaklı küçük hayvan. | Bazı böceklere ya da bazı böcek kurtçuklarına verilen ad. İLE Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız. )

( image )

( WOLF vs. WORM vs. ... )

( CANIS LUPUS cum ... cum ... )


- KURT ile MOĞOL KURDU


- KURT ile SİYAH KURT

( ... İLE Bozkurtun melanistik bir renk çeşididir. Kuzey Amerika dağlarında ve Asya'nın yüksek kesimlerinde yaşar. )


- KURT ile/ve/||/<> TEL KURDU

( ... İLE Ekin ve sebze köklerini kemirerek büyük zararlara yol açması nedeniyle tarım için çok zararlı tarla böceği kurtçuklarına verilen ad. )


- KURT ile YELELİ KURT

( WOLF vs. MANED WOLF )


- KURTAĞZI ile KURTAYAĞI ile KURTBAĞRI

( Gemi ve sandallarda halatın geçmesi için teknenin kenarına tutturulmuş, açık ağız biçiminde metal parça. | Doğramanın birbirine geçen dişleri. | Çatıdaki dışa açılan küçük pencere. İLE Damarlı çiçeksizlerden, küçük yapraklarla örtülü ince bir sap görünüşünde olan bir bitki. İLE Zeytingillerden, yaprakları mızrağa benzer, çiçekleri beyaz, kokulu ve salkım durumunda olan, çit yapmakta kullanılan bir süs bitkisi. )

( ... cum LYCOPODIUM CLAVATUM cum LIGUSTRUM VULGARE )


- KURTARMAK" ile "DOĞRULTMAK"


- KURTARMAK ile TOPARLAMAK


- KURTLU ile "KURTLU"

( İçinde kurt bulunan, kurtlanmış. İLE Yerinde rahat duramayan, sürekli kıpırdanan kişi. )


- KURTLUCA/MEŞECİK/YERMEŞESİ/YERPALAMUDU/SUSARMISAĞI ile KURTMANTARI

( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarmısağı andıran, göl ve akarsu kıyıları gibi nemli yerlerde yetişen bir bitki. İLE Tazeyken yenebilen, olgunlaştığında, basılınca sporlar saçan, beyaz renkli, yuvarlak biçimli, bazitli bir mantar. )

( ARISTOLOCHIA cum LYCOPERDON )


- KURTULMA ile TERK


- KURTULMAK ile ÖZGÜRLEŞMEK

( Özgürleşme, kişinin kendi kendine empoze etmiş olduğu yanlış fikirlerden kurtulmasıdır. )

( Bir canlı varolan, kurtuluşun onun ulaşabileceği bir yerde olduğunu bir kez işitir ve anlarsa, asla unutmayacaktır. )

( Liberation is of the self from its false and self-imposed ideas.
Once a living being has heard and understood that deliverance is within his reach, he will never forget, for it is the first message from within. )

( DELIVERANCE, EXTRICATION vs. TO BECOME FREE )

( PRAJNA ile ... )

( NECÂT ile HÜRRİYET )


- KURTULMAK ile REDDETMEK

( Kurtulmak, reddetmekle olanaklı değildir. )

( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş, halas olmuş. )


- KURTULMAK ile SIYRILMAK


- KURU ÇİÇEK ile BAŞAK


- KURU FASULYE ile/< ŞİŞERKA

( ... İLE/< Yaşken toplanıp, yaş olarak saklanan fasulye. )


- KURU GÜRÜLTÜ, KAVARA ile/ve KAKOFONİ


- KURU KURU "ÜZÜLMEK" / "ÜZÜLÜYORUM" DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAPABİLECEĞİN BİR ŞEY/LER

( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Var. )


- KURU MEYVE ile/ve TAZE MEYVE

( KAK: Meyve kurusu, dilimlenmeden kurutulmuş meyve. )


- KURU OT ile/ve/değil/||/<>/< TAZE OT


- KURU SARIMSAK ile/ve TAZE SARIMSAK

( ... İLE/VE Yedikten sonraki ağız kokusu daha fazla olabilir. )


- KURU ile KUPKURU


- KURUÇEŞME ile KURUÇEŞME ile KURUÇEŞME

( Ortaköy - Arnavutköy arasında. İLE Üsküdar, Fıstıkağacı - Bağlarbaşı arasında. İLE Acıbadem'de, Küftüncü Sokağı başında. )

( XV. yüzyılda, Tezkereci Osman tarafından, Kuru Çeşme Camisi ile birlikte yapılmıştır. İLE ... İLE 1845'te, Kızlarağası Tayfur Ağa tarafından yaptırılmıştır. )


- KURUCU BAĞLILIK ile NEDENSEL BAĞLILIK


- KURUCU İKTİDAR ile "KURULMUŞ İKTİDAR"

( POUVOIR CONSTITUANT avec POUVOIR CONSTITUE )


- KURUCU KLÂSİK ile BÜYÜK SENTEZ KLÂSİĞİ ile MEDENİYETLERİ YATAY/DİKEY(/HEM YATAY, HEM DİKEY) KESEN KLÂSİKLER

( FOUNDER CLASSIC vs. BIG SYNTHESIS CLASSIC vs. CLASSICS IN, TO CEASE THE CIVILIZATIONS VERTICAL/HORIZONTAL(/BOTH) )


- KURUCU/LUK ile/ve KALICI/LIK


- KURUCU/LUK ile/ve/||/<>/< KURGUCU/LUK


- KURUCU/YAPICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUKAVVİME) ile TAMAMLAYICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUTEMMİME)

( Nutkiyet/düşünmenin kişinin faslı/ayrımı olması gibi. İLE ... )


- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI


- KURUCU ile/ve SAVUNUCU


- KURUL/HEYET[Ar.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL]/ASAMBLE[ASSEMBLEE] ile KURULTAY/KONGRE[Fr. < CONGRES]

( Bir işi yapmak, yönetmek ya da bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türklerde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclis. )


- KURUL/HEYET ile/||/<> HEYET-İ TEMSİLİYE

( ... İLE/||/<> Temsil kurulu. Sivas Kongresi sonucu oluşturulan ve Anadolu'yu temsil eden kurul. )


- KURUL/KONSEY ile/ve/||/<>/> ALT KURUL/KOMİSYON


- KURUL ile/ve/||/<> KOL


- KURUL ile/ve/yerine/değil KOORDİNASYON

( [not] COMMITTEE vs./and/but COORDINATION
COORDINATION instead of COMMITTEE )


- KURULMA ile/ve/||/<> KIRILMA


- KURULTAY ile/||/<> KABİNE ile/||/<> KURIA

( Genel toplantı, kurul/meclis. İLE/||/<> Bakanlar kurulu. İLE/||/<> Roma'da kurul. )


- KURULU ile KURGUL


- KURULUŞ ile/ve/||/<>/> KURTULUŞ


- KURULUŞ ile/ve YIKILIŞ


- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL


- KURUM ile KURUM ile KURUM

( Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı ya da birlik. İLE Bacalarda biriken kalın is. İLE Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. )


- KURUM ile/ve/||/<>/> KURUN!


- KURUMLU ile KURUMLU

( Kurum tutmuş olan [yer/nesne]. İLE Gururlanarak kasılan, mağrur, dikbaşlı. )


- KURUMSAL BİR KARARI(/A):
BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> UYMAK


- KURUMSAL DEVLET ile KİŞİ DEVLET


- KURUMSAL DİN ile/ve BİREYSEL DİN


- KURUNTU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİ


- KURUNU ULÂ ile/ve KURUNU VUSTA ile/ve KURUNU UHRA

( İlkçağ. İLE/VE Ortaçağ. İLE/VE Sonçağ. )


- KURUŞ[Alm. < GROSCHEN] ile KURUŞ

( Liranın yüzde biri değerinde Türk parası. İLE Kurma işi, durumu. )


- KURUSIKI ile KURUSIKI

( Yalnız barut doldurulmuş, çekirdeksiz tüfek ya da tabanca mermisi. | Bu mermiyi patlatan bir tür tabanca. İLE Korku. | Blöf. )


- KURUTAÇ ile KURUTMAÇ

( Kurutma kabı. İLE Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç. )


- KURUTAN ile ...

( Bir tür hayvan hastalığı. )


- KURUTULMUŞ MEYVE ile ÇEMİÇ

( ... İLE Dut/üzüm kurusu. )


- KUŞ DİLİ ile ...

( HAKÎKAT DİLİ, ÂRİFLER DİLİ )


- KUŞ GRİBİ ile PSİTTAKOZ


- KUŞ TÜYÜ ile/ve ŞEH-PER[Fars.]

( ... İLE Kuş kanadının en uzun tüyü. )


- KUŞ TÜYÜ ile/ve YONDA

( ... İLE Kuşun tüyleri altındaki ince kıllar. )


- KUŞ TÜYÜNÜN BİR KILI ile TÜY

( BARB vs. FEATHER, PLUME, PILE )


- KUŞ ÜZÜMÜ ile KURU ÜZÜM


- KÛS[Fars.] ile KÜS[Fars.]

( Savaşlarda, alaylarda deve ya da araba üstünde taşınarak çalınan büyük davul. Kös. İLE Dişillik örgeni, vajina. )


- KUŞ/LAR ile/ve/değil/||/<>/< DİNOZOR/LAR

( Kuşların ataları, dinozorlardır. )


- KÜS/LÜK ile/ve/||/<> DARGIN/LIK


- KUŞ ile "PAÇALI"

( ... İLE Tüyleri, ayaklarına kadar uzanan kuş. )


- KUŞ ile AK BAŞLI BUFALO DOKUMACI KUŞU

( ... vs. DINEMELLIA DINEMELLI )


- KUŞ ile ARIKUŞU

( Arıkuşugillerden, sırtı sarı, karnı mavimsi yeşil, Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Asya'da, az ağaçlıklı, açık yerlerde yaşayan bir kuş.[Lat. MEROPS APIASTER] )

( ... İLE Boyu, 25-29 cm.; kanat açıklığı, 36-40 cm. arasındadır. Ağırlıkları ise 50-70 gr. arasındadır. Parlak sarı, kızıl-kahve, mavi-yeşil renklerdedir. Ülkemizde görülen, en renkli kuşlardan biridir. Eşsiz bir avcıdır. Adından da anlaşılacağı gibi, başta arı olmak üzere, her türlü uçan böceği yer. Her gün, yaklaşık 250 arı tüketirler. )


- KUŞ ile BEYAZ ÇAM KUŞU


- KUŞ ile BOKİ BOKİ


- KUŞ ile BURUŞUK BOYNUZ GAGA KUŞU

( ... ile )


- KUŞ ile BÜYÜK KUM KUŞU


- KUŞ ile ÇAVUŞKUŞU/İBİBİK

( ... İLE Çavuşkuşugillerden, uzun yay biçimli gagalı, güvercinden küçük, başı sorguçlu, kısa kanatlı bir kuş. )

( ... ile HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHÎD], EBÛ-R-REBÎ' )

( ... ile BÜDBÜDEK )

( ... cum UPUPA EPOPS )


- KUŞ ile ÇAYIRKUŞU/TARLAKUŞU

( ... İLE Tarlakuşugillerden, tarlalarda yuva yapan, uzunluğu 20 santimetre, sırtı kahverengi, karnı beyaz olan, küçük, ötücü kuş, çayır kuşu, toygar. )

( ... cum ALAUDA ARVENSIS )


- KUŞ ile ÇELTİKÇİ KUŞU

( image )


- KUŞ ile CENNET KUŞU

( Papua Yeni Gine'nin bayrağında yer alan, upuzun kuyruk tüyleri bulunan, siyah, endemik kuş.[Kumul Lodge'da, doğal ortamında görülebilir] [Lat. PARADISEA APODA] )

( ... ile )


- KUŞ ile DEMİRCİ KIZ KUŞU

( )


- KUŞ ile DOKUMACI KUŞU

( ... İLE Afrika, Avustralya ya da Avustralya çevresinde bulunan adalarda yaşar. Yapmış oldukları yuvaların sanatsal olmasından dolayı, "Dokumacı Kuşu" olarak adlandırılırlar. )

( ... İLE Özellikleri:
Büyüklükleri ve ağırlıkları, bir serçe kadardır.
Erillerin kafasının üzerinde kırmızı renk bulunmaktadır.
Dişilin kafası üzerinde sarı renk bulunmaktadır.
Yuvanın dışını eril kuş yapmaktadır. Dişi kuş, sadece iç kısmını yapmaktadır. )

( image )

( )


- KUŞ ile FAREKUŞU

( ... İLE Afrika'ya özgü bir kuş. )

( TAYR ile ... )

( MÜRG ile ... )


- KUŞ ile FERÎD[Fars.]

( ... İLE Avcı kuş. )


- KUŞ ile FREGA KUŞLARI

( ... İLE Karayipler'de yaşarlar. )


- KUŞ ile FREGAT/MANOWAR KUŞU

( ... İLE Tropik Atlantik bölgesinde yaşarlar. )


- KUŞ ile GRANDALA

( ... İLE Himalayalar’ın yüksekliklerinde yaşar. )

( image

image

image

image

)


- KUŞ ile GÜMÜŞ YANAKLI BOYNUZ GAGALI KUŞ


- KUŞ ile/ne yazık ki HUBARA KUŞU

( ... İLE/NE YAZIK Kİ Soyu tükenmiştir. :( (((((( )


- KUŞ ile İSPİNOZ

( Hawaii Adaları'nda, 60 tür ispinoz bulunmaktaydı. )

( BIRD vs. CHAFFINCH )

( ... cum FRINGILLA COELEBS )


- KUŞ ile İSTİRİDYE KUŞU(AFRİKA KARA İSTİRİDYE AVCISI)


- KUŞ ile JAKAMAR

( Bir tür kuş. )


- KUŞ ile KAUAİ KUŞU

( Ne yazık ki, soyu tükenmiş/tüketilmiş kuşlardandır. Hawaii adalarından Kauai adasında yaşardı. En son 1985 yılında görülmüştür. )


- KUŞ ile KIRMIZI GAGALI BUFALO DOKUMACI KUŞU


- KUŞ ile KIRMIZI KNOUS


- KUŞ ile KİVİ/APTERİKS

( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşar. )

( image

image

image )

( BIRD vs. KIWI )

( ... cum APTERYX AUSTRALIS )


- KUŞ ile KİVİGİLLER

( ... İLE Omurgalı hayvanlardan, kuşlar sınıfına giren bir aile. )


- KUŞ ile KIZKUŞU

( ... İLE Yağmurkuşugillerden, uzunluğu 34 santimetre olan, başı sorguçlu, koyu yeşilimsi renkte esmer, küçük bir kuş. )

( ... cum VANELLUS VANELLUS )


- KUŞ ile KOLİBRİ[Fr. < COLIBRI]

( ... İLE Kolibrigillerden, Amerika'da yaşayan, çok renkli, geriye doğru uçma özelliği olan, uzun gagalı, küçük göçmen kuş. )


- KUŞ ile/değil MULAN/YULAN MANOLYASI

( image )

( ... cum MAGNOLIA LILIIFLORA )


- KUŞ ile/değil ORMANTAVUĞU

( ... DEĞİL Ormantavuğugillerden kuşların, özellikle Avrupa ve Asya'da yaşayan, siyah tüylü türlerinin ortak adı. )

( ORMANTAVUĞUGİLLER: Dünyanın, soğuk ve ılıman bölgelerinde yaşayan, orta ya da büyük yapıda, mat ya da parlak renkli, ormantavuğu, çil ve çayırtavuğunu içine alan bir aile/familya. )


- KUŞ ile PALA BIYIKLI KUŞ

( ... İLE Şili ve Peru sahillerindeki kayalıklarda görülürler. )


- KUŞ ile PERİ KUŞU

( ... İLE Eril peri kuşu, her yıl mat kahverengi tüylerini dökerek, göz alıcı parlak mavi tüylere kavuşur ancak bu kadar küçük bir kuş için göz alıcı tüylere sahip olmak, çok tehlikelidir. Parlak, üstelik mavi olmak, onları yırtıcıların hedefi durumuna getirir. )

( )

( ... cum MALURUS CYANEUS )


- KUŞ ile PO'OULİ KUŞU


- KUŞ ile SAKSONYA KRALI CENNET KUŞU

( ... İLE Batı Yeni Gine'de görülürler. )


- KUŞ ile SARIASMA/SARICIK

( ... İLE Ötücü kuşlar takımının, sarıasmagiller ailesinden, parlak sarı tüylü kara kuyruklu bir kuş. )

( ... cum ORIOLUS ORIOLUS )


- KUŞ ile ŞEKER/NEKTAR KUŞU

( ... İLE Yalnızca, Cape Town'un Finbos flora bölgesinde yaşarlar. )


- KUŞ ile ŞEMSİYE KUŞU

( ... İLE Orta ve Güney Amerika'daki yağmur ormanlarında yaşarlar. )


- KUŞ ile TARAGOZ KUŞU

( El Salvador'un simgesi olan yeşil-mavi kuyruklu bir kuş. )


- KUŞ ile UÇAR KUS KUS


- KUŞ ile UZUN KUYRUKLU DUL KUŞU

( ... İLE Güney Afrika'da yaşarlar. )


- KUŞA ile ...

( Buda'cı felsefe okulu. )


- KÜŞÂD ile AÇILIŞ


- KUŞAK ile ZÜNNÂR[Ar. çoğ. ZENÂNÎR]

( ... İLE Papazların, bellerine bağladıkları, ucları sarkık, ipten örme kuşak. )


- KUŞANMA ile/ve/değil/yerine BÜRÜNME


- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK


- KUŞATAN ile/ve/||/<> KAPSAYAN


- KUŞATILMIŞLIK ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK


- KUŞATMA/KUŞATICI ile KAPSAMA/KAPSAYICI


- KUŞATMAK ile/ve KİLİTLEMEK


- KUŞÇU ile KUŞÇU

( Kuşlarla ilgilenen. | Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kişi. İLE Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı. )


- KUŞDİLİ ile KUŞ DİLİ

( Dişbudak. İLE Çocuk dili. )


- KÜSEĞEN ile KÜSEĞEN/KÜSKÜN/KÜSTÜM OTU

( Çabuk ve sık sık küsen kişi. İLE Baklagillerden, dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki. )

( ... cum MIMOSA PUDICA )


- KUŞEVLERİNDE:
CAMİ BİÇİMİNDE OLANLAR ile/ve MEDRESE BİÇİMİNDE OLANLAR ile/ve KERVANSARAY BİÇİMİNDE OLANLAR

( Camilerde, köprülerde ve çeşitli eski mimari yapılarda yer verilmiştir. )

( Ayazma Camisi örnekleri birarada görebilmek açısından önerilir. )

( Özellikle Kayseri'de geniş alanlarda ve çokça ayrılmış alanlar vardır. )

( UŞŞ/AŞŞ, VEKR, VEKN: Kuş yuvası. )

( ÂŞİYÂN/E, LÂNE/LÂNE-İ MÜRG: Kuş yuvası. | Mesken, ev. )


- KUŞEVLERİNDE:
TAŞTAN OLANLAR ile/ve TUĞLADAN OLANLAR ile/ve CEPHE GİYDİRME OLANLAR


- KUŞKANADI ile KUŞ KANADI

( Göz akı zarının göz bebeğine doğru bir ok ucu biçiminde ilerlemesi. İLE Kuşların kanadı. )


- KUŞKONMAZ CAMİİ ile KUŞKONMAZ MESCİDİ

( Üsküdar iskelesi yakınındadır. İLE Haliç - Hasköy'dedir. )

( 1580'de, Beylerbeyi Ahmed Şemsi Paşa emriyle, Mimar Sinan yapıtı olarak inşâ edilmiştir. [1940'ta onarım görmüştür.] İLE Handan Ağa tarafından. )

( Boğaziçi'nden eser rüzgâr nedeniyle kuşların bu camiye konamamaları nedeniyle Kuşkonmaz Camisi ve kubbe alemindeki güneş[şems] şeklinden dolayı da Şems Camisi, Şemsi Paşa Camisi adıyla da bilinir. İLE Handan Ağa Mescidi adıyla da bilinir. )


- KUŞKONMAZ ile ENİŞ

( Tarlada yetiştirilen. İLE Dağlarda yetişen. )


- KUŞKU SORUSU ile/yerine ANLAMA SORUSU

( Yanıtlarını bildiğiniz, boş sorular sormamalısınız. )

( [Felsefede] BED-GÜMÂN[Fars.]/SEPTİK[İng.]: Şüpheci, her şeyden şüphe eden. )

( QUESTION IN DOUBT vs. COMPREHENSION QUESTION
COMPREHENSION QUESTION instead of QUESTION IN DOUBT
You must not ask idle questions, to which you already know the answers. )


- KUŞKU:
GÜÇLÜ ile ZAYIF


- KUŞKU:
NİYETTE ile/ve/||/<> AMAÇTA

( Yola çıkarmaz. İLE/VE/||/<> Yol aldırtmaz. )


- KUŞKU/ŞÜPHE ile ŞEKK[çoğ. ŞUKÛK]

( Olumsuz emin olmama. İLE %50 - %50 | Ne o, Ne o. )

( LA REYB: Şüpheyi kaldıran ne ise. )

( Haram ya da helâl olduğu hakkında kesin yargı verilemeyen durum. | Doğru ya da yanlış olduğu tespit edilemeyen durum. [Cezada şüphe, sanık lehine yorumlanır.] İLE ... )


- KUŞKU/ŞÜPHE ile/ve/değil/yerine TERK


- KUŞKU ile ÇELİŞKİ

( DOUBT vs. CONTRADICTION )


- KUŞKU ile/değil/yerine ÇÖZÜMLEME

( DOUBT vs. ANALYSIS )


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< EMİN OLMA[İMAN]


- KUŞKU ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU


- KUŞKU ile/ve/<> İKİRCİK

( ŞÜPHE ile/ve/<> TEREDDÜD )


- KUŞKU ile/ve/<> İNKÂR

( SUSPICION vs./and/<> TO DENY | DISAVOWAL )


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/>< İYİMSERLİK ve DAYANÇ/SABIR

( Hastalıkların yarısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< İlâçların yarısı. VE/||/<> İyileşmenin ilk adımı. )


- KUŞKU ile/ve/||/<> KAYGI

( SUSPICION/DOUBT vs./and/||/<> ANXIETY )


- KUŞKU ile/ve KORKU

( Eğer kuşku varsa korku da var olacaktır. )

( SUSPICION/DOUBT vs./and FEAR )


- KÜSKÜ ile KÜSTERE/KÖSTERE[Yun.]

( Taşa ya da duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir. | Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk ya da basit, ağaçtan kaldıraç. İLE Değirmen taşı yapılan taş. | Bileği çarkı. )


- KUŞKU ile PSİKASTENİ[Fr.]

( ... İLE Aşırı kuşku. | Düşünce kararsızlığı. )


- KUŞKU ile SANI

( DOUBT vs. SURMISE )


- KUŞKU ile/yerine SORGULAMA

( Sorgulamak ve reddetmek gereklidir. )

( Gerçek soruşturma bir şeyin içine doğru yapılır, dışa doğru değil. )

( Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değmez. )

( Bilinecek/bilinebilecek şeye yaklaşmanın biricik yolu soru sormaktır. )

( Kuşkuculuğumuz hakkında bile kuşkucu olmalıyız. )

( Temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise sürekli kuşku içinde olmalarıdır. )

( SUSPICION vs. INTERROGATE
INTERROGATE instead of SUSPICION
To question and deny is necessary.
True enquiry is always into something, not out of something. )


- KUŞKUCULUK ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- KUŞKULANMA ile İŞKİLLENME[Fars.]


- KUŞKULANMAK ile/değil/yerine/>< YAPMAK

( )

( [not] DOUBT vs./but/>< DO
DO instead of DOUBT )


- KUŞKULU/ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI ile/değil KUŞKULU/ŞÜPHELİ'NİN İFADE TUTANAĞI


- KÜSKÜN/LÜK ile/ve/+/||/<>/> BIKKIN/LIK

( Yaşama değil yanlış kişilere. İLE/VE/+/||/<>/> Yanlış/yetersiz "zihinliler"in, yüzlerine bakmak zorunda kalmaktan. )


- KUŞKUSUZ SEVGİ ile/ve/||/<>/>/< KOŞULSUZ SEVGİ

( UNSUSPECTING LOVE vs. UNCONDITIONAL LOVE )


- KUŞLAR ile/ve/||/<> KARS KUŞLARI

( )

( Türkiye'de 400'ün üzerinde kuş çeşidi bulunmaktadır. Sadece 276'sı Kars'ta görülebilmektedir. )

( Sayın Ahmet Yılmaz'ı, çalışmalarından dolayı tebrik eder ve katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz...

instagram.com/ahmdylmz36

500px.com/ahmdylmz36

youtu.be/dL5SOT1jpPw )


- KUŞLUK (ZAMANI) ile/ve KABA KUŞLUK (ZAMANI)


- KUŞLUK ile/ve/> ÖĞLE


- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK

( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )


- KUSMAK ile/ve KUSAR GİBİ OLUP KUSAMAMAK

( TEHVÎ: Kusturma, kusturulma. )

( ... ile/ve TAKAYYÜ' )


- KUSMAK ile/ve SIÇMAK/YESTEHLEMEK

( Fiziksel ve psikolojik hastalıklarda/uyumsuzluklarda. İLE/VE Doğal ve zorunlu. )

( İSTİFRAĞ[< FERÂG], GASEYAN, TEHVÎ'[: Kusturma, kusturulma.], KAY' ile/ve DEF'İ-HÂCET, ITRAH, TEGAVVUT[< GAİTA] )

( BİŞKÛFE ile/ve ... )

( VOMIT/EXCRETE vs./and TO SHIT/DEFECATE/EGESTION/EXCRETION/PUPE )


- KÜSMEK ile/değil/yerine KONUŞMAMAK

( "Görüşmemek, birarada olmamak üzere". İLE/DEĞİL/YERİNE Görüşme, birarada olma durumu söz konusudur. )


- KUSMUK ile KARA KUSMUK

( ... İLE İçinde bol miktarda kara kan bulunan kusmuk. )


- KÜSPE[Fars. < KUSBE] ile KÖFTÜN

( Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı ya da suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı. İLE Sığırlara yedirilen susam ya da keten küspesi. )


- KÜSTAH/LIK ile FODUL/LUK[Ar.]

( ... İLE Üstünlük taslayan, kibirlenen. )


- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI


- KÜSTAH ile HARFENDAZ[Ar., Fars.]

( ... İLE Onur kırıcı söz söyleyen. )


- KÜSTAHLIK:
EMEK YOKSA ile/ve/||/<>/< BİLGİ YOKSA


- KÜSÛD[Ar.] ile KÜSÛD[Ar.]

( Kesad. İLE Çekilme, amaca ulaşmadan geri dönme. [RİC'AT] )


- KÜSÛL[Ar.] ile KÜSÛR[Ar.]

( Tembel, üşenici. İLE Parçalar, artan parçalar, atıklar. | Kesirler. )


- KUSUR:
BİRİNCİL/ASLİ ile İKİNCİL/TÂLÎ

( Tartışmaya tamamen kapalı olan durumlar.[Genellikle, araç sürücülerinin sorgusuz hatalı olduğunu gösteren durumlardır. Bu durumlardan biri, herhangi bir araca arkadan çarpmaktır.(arkadan çarpan araç her zaman hatalıdır.)] İLE Alkollü araç kullanma ya da "Dur!" işaretlerine uymama gibi durumlar için geçerlidir.[Bu gibi durumlarda araştırma yapılır ve yapılan araştırmaya göre sürücüye ceza kesilir.] )


- KUSÛR[Ar. < KASÎR < KASR] ile KUSÛR[Ar. < KASR]

( Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. )


- KUSURA BAKMA(MA)K ile/ve GÖNÜL KOYMA(MA)K


- KUSURLU SORUMLULUK(/HİZMET ve GÖREV) ile/ve/||/<> KUSURSUZ SORUMLULUK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL OLASILIK


- KUSURLU ile/değil/yerine/>< HUZURLU

( [kişi/kul hakkına] Dikkat etmeyenin "yaşamı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dikkat edenin yaşamı. )


- KUSURSUZ DİL ARAYIŞI ile TEK KÖKEN VARSAYIMI

( KUSURSUZ DİL ARAYIŞI (UMBERTO ECO - LİTERATÜR) kitabını okumanızı salık veririz. )


- KUSURSUZ DİL ile/ve EVRENSEL DİL

( Nesnelerin doğasını yansıtabilecek bir dil aramak. İLE/VE Herkesin konuşabildiği ve konuşmak zorunda olduğu bir dil aramak. )

( Kusursuz bir dili az sayıda kişinin kullanmaması ve evrensel olarak kullanılan bir dilin kusurlu olmaması için hiçbir neden yoktur. )


- KUSURSUZ ile DÜZGÜN

( FLAWLESS vs. PROPER )


- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME


- KUSURSUZLUK ile/ve/<>/||/>< UYUMSUZLUK

( Yaşam, kusursuzluk ile/ve uyumsuzluk arasında bir yerlerde akıp gider. )


- KUŞYEMİ ile KUŞ YEMİ

( Buğdaygillerden, durgun sularda yetişen bir bitki. | Bu bitkinin taneleri. İLE Kuşlara verilen yem, buğday, arpa, darı. )

( PHALARIS CANARIENSIS cum ... )


- KÜT ile KÜT ile KÜT

( Kısa ve kalınca. | Keskin olmayan. İLE Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses. İLE Smaç. )


- KUTB-I İRŞÂD ile/ve/<> KUTB-I MEDÂR

( Manevi alanda/kilerin. İLE/VE/<> Dünyada/kilerin. [İkisinin de tâbi oldukları imama GAVS denilir.] )


- KUTB-ÜL İRŞÂD ile KUTB-ÜL TASARRUF

( KUTB: Aramayı kesen. )


- KUTB[çoğ. AKTÂB | KUTÛB] ile ...

( BİR GRUBUN, BİR KAVMİN BAŞI, BİR TARÎK'İN ULU'SU, [GAVS'DEN SONRA GELİR] | KUTUPLARIN KUTBU, DEVRİN KUTBU | ALLAH'IN, O KİŞİYE, TASARRUF KUDRETİ VERMİŞ OLDUĞU VELÎ )


- KUTB ile/ve KUTB-U ÂLEM


- KUTBİYET ile/ve UHUDİYET


- KUTCHING [BORNEO'nun başkenti, (Sarawak Eyaleti'nde)] ile ...

( Kedi. )


- KÜTİKÜL[Fr. < CUTICULE] ile KÜTİN

( Yaprakların iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmamasıla bitkinin kurumasına engel olan ince zar. | Kabukluların ve böceklerin örteneğinin koruyucu, kitinli katmanı. İLE Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında nesne. )


- KÜTİKÜL[Fr.] ile ...

( Yaprakların iki yüzünde de bulunan ve suyu sızdırmadığı için bitkinin kurumasına engel olan ince zar. )


- KUTİKULA ile EPİDERMİS

( Bitkilerin yapraklarında su kaybını önleyen mumlu tabaka. İLE Bitkilerin ve hayvanların dış yüzeyini kaplayan göze tabakası. )


- KUTLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ANMA


- KUTLAMA ile/ve BAYRAM

( [Tatarlar'da] "Beyremi bar balık, bay balık"[Bayramı olan halk, zengin halktır.] )


- KUTLAMA ile/ve KUTSAMA


- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ

( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )

( )

( )

( )


- KÜTLE ile/ve/||/<> AĞIRLIK

( Bir nesnenin miktarı.[Kavram] İLE/VE/||/<> Bir nesnenin yerçekimi gücü ile çekilmesi. )

( )

( 1 gram [g] = 0.001 kilogram [kg]

1 milligram [mg] = 1.0E-6 kilogram [kg]

1 ton (metric) [t] = 1000 kilogram [kg]

1 pound [lbs] = 0.45359237 kilogram [kg]

1 ounce [oz] = 0.0283495231 kilogram [kg]

1 carat [car, ct] = 0.0002 kilogram [kg]

1 ton (short) [ton (US)] = 907.18474 kilogram [kg]

1 ton (long) [ton (UK)] = 1016.0469088 kilogram [kg]

1 Atomic mass unit [u] = 1.6605402E-27 kilogram [kg]

1 exagram [Eg] = 1.0E+15 kilogram [kg]

1 petagram [Pg] = 1000000000000 kilogram [kg]

1 teragram [Tg] = 1000000000 kilogram [kg]

1 gigagram [Gg] = 1000000 kilogram [kg]

1 megagram [Mg] = 1000 kilogram [kg]

1 hectogram [hg] = 0.1 kilogram [kg]

1 dekagram [dag] = 0.01 kilogram [kg]

1 decigram [dg] = 0.0001 kilogram [kg]

1 centigram [cg] = 1.0E-5 kilogram [kg]

1 microgram [µg] = 1.0E-9 kilogram [kg]

1 nanogram [ng] = 1.0E-12 kilogram [kg]

1 picogram [pg] = 1.0E-15 kilogram [kg]

1 femtogram [fg] = 1.0E-18 kilogram [kg]

1 attogram [ag] = 1.0E-21 kilogram [kg]

1 dalton = 1.6605300000013E-27 kilogram [kg]

1 kilogram-force square second/meter = 9.80665 kilogram [kg]

1 kilopound [kip] = 453.59237 kilogram [kg]

1 kip = 453.59237 kilogram [kg]

1 slug = 14.5939029372 kilogram [kg]

1 pound-force square second/foot = 14.5939029372 kilogram [kg]

1 pound (troy or apothecary) = 0.3732417216 kilogram [kg]

1 poundal [pdl] = 0.0140867196 kilogram [kg]

1 ton (assay) (US) [AT (US)] = 0.02916667 kilogram [kg]

1 ton (assay) (UK) [AT (UK)] = 0.0326666667 kilogram [kg]

1 kiloton (metric) [kt] = 1000000 kilogram [kg]

1 quintal (metric) [cwt] = 100 kilogram [kg]

1 hundredweight (US) = 45.359237 kilogram [kg]

1 hundredweight (UK) = 50.80234544 kilogram [kg]

1 quarter (US) [qr (US)] = 11.33980925 kilogram [kg]

1 quarter (UK) [qr (UK)] = 12.70058636 kilogram [kg]

1 stone (US) = 5.669904625 kilogram [kg]

1 stone (UK) = 6.35029318 kilogram [kg]

1 tonne [t] = 1000 kilogram [kg]

1 pennyweight [pwt] = 0.0015551738 kilogram [kg]

1 scruple (apothecary) [s.ap] = 0.0012959782 kilogram [kg]

1 grain [gr] = 6.47989E-5 kilogram [kg]

1 gamma = 1.0E-9 kilogram [kg]

1 talent (Biblical Hebrew) = 34.2 kilogram [kg]

1 mina (Biblical Hebrew) = 0.57 kilogram [kg]

1 shekel (Biblical Hebrew) = 0.0114 kilogram [kg]

1 bekan (Biblical Hebrew) = 0.0057 kilogram [kg]

1 gerah (Biblical Hebrew) = 0.00057 kilogram [kg]

1 talent (Biblical Greek) = 20.4 kilogram [kg]

1 mina (Biblical Greek) = 0.34 kilogram [kg]

1 tetradrachma (Biblical Greek) = 0.0136 kilogram [kg]

1 didrachma (Biblical Greek) = 0.0068 kilogram [kg]

1 drachma (Biblical Greek) = 0.0034 kilogram [kg]

1 denarius (Biblical Roman) = 0.00385 kilogram [kg]

1 assarion (Biblical Roman) = 0.000240625 kilogram [kg]

1 quadrans (Biblical Roman) = 6.01563E-5 kilogram [kg]

1 lepton (Biblical Roman) = 3.00781E-5 kilogram [kg]

1 Planck mass = 2.17671E-8 kilogram [kg]

1 Electron mass (rest) = 9.1093897E-31 kilogram [kg]

1 Muon mass = 1.8835327E-28 kilogram [kg]

1 Proton mass = 1.6726231E-27 kilogram [kg]

1 Neutron mass = 1.6749286E-27 kilogram [kg]

1 Deuteron mass = 3.343586E-27 kilogram [kg]

1 Earth's mass = 5.9760000000002E+24 kilogram [kg]

1 Sun's mass = 2.0E+30 kilogram [kg] )


- KÜTLE ile/ve/||/<> ELEKTRİK YÜKÜ ile/ve/||/<> AKIM/SPIN

( p = 0
ile/ve/||/<>
J = 0 )


- KÜTLE ile SPIN


- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM


- KÜTLEÇEKİM ile ELEKTROSTATİK

( Kütlelerin birbirine uyguladığı çekim gücü. İLE Elektrik yüklerinin birbirine uyguladığı çekim ya da itme gücü. )


- KUTSAL NESNELERİ TUTMADA:
ELLE ile/ve/değil/yerine KUMAŞLA


- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ


- KUTSAL/LIK ile/ve/||/<> GİZLİ/LİK


- KUTSAL/MUKADDES[Ar.] ile/ve/değil İDUK/MÜBÂREK

( Kutsallık, herşeye verilmez. )


- KUTSAL ile/ve/<>/değil DEĞERLİ


- KUTSAL ile KUTSAL OLMAYAN

( Ölümsüz. İLE Ölümlü. )


- KUTSAL ile/ve/<> MUKADDES

( Kişi, inanırsa. İLE/VE/<> Kişiler/toplum, kişiye inanırsa. )


- KUTSALLAŞTIRMA ile KUTSAMA


- KUTSALLAŞTIRMA ile/ve/<> VAAZ (ETME)


- KUTSALLIĞIN AŞKINLIĞI ile/ve KUTSALLIĞIN İÇKİNLİĞİ

( KUTSALLIK: İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )

( TRANSCENDENCE OF THE HOLINESS vs./and IMMANENCE OF THE HOLINESS )


- KUTSALLIK ile ...

( İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )


- KUTSALLIK ile/ve/değil DUYGU YÜKLÜLÜK


- KUTSAMA ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA


- KUTSAMA ile TANRISALLAŞTIRMA


- KUTÛ'[Ar.] ile KUTU

( Kuşların göç etmesi. )


- KUTÛ'[Ar.] ile KUTÛ'[Ar.]

( Kesintiler. İLE Bir yoldan ya da sudan geçme. | Kuşların göç etmesi. )


- KUTU[Yun.] ile KOLİ[Fr. < COLIS]

( İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap. | Bu kabın alabildiği miktarda olan. | Elektrik ya da telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap. | Birinde, bir yerde, bir şeyde iyi ya da kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz. İLE Posta paketi. | İçinde türlü nesne bulunan çeşitli büyüklükte paket. )


- KUTUB ile/ve/< EBRÂR[Ar. < BERR]

( ... İLE/VE Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar. | Kutub'dan sonra veliler arasında 300 ahyâr, 40 abdal, 7 ebrâr, 4 nakîb vardır. )

( Bu dönen dünyanın üzerinde dönmeden durmak. )


- KÜTÜK ile (")KÜTÜK(")

( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. | Asma fidanı. | Kütük demir. İLE Resmî kayıt defteri. | Nüfus kütüğü. | Birarada işlenen ve birbiriyle ilgili olan kayıtların tümü. | Görgüsüz, kaba kişi. )


- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< FİDE/FİDAN

( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>


- KUTUP IŞIKLARINDA:
KIRMIZI VE YEŞİL ile/ve MAVİ

( Oksijenden. İLE/VE Azottan. )


- KUTUP TİLKİSİ ile KUTUP AYISI


- KUTUP YILDIZI ile/ve "KUYRUKLU YILDIZ"

( DEMİRKAZIK ile/ve KOMET )

( POLARIS vs./and COMET )


- KUTUP ile/ve/değil EŞİK


- KUTUP ile KUTUP ENGEL

( ... İLE Bir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan kimyasal nesnelerden her biri. )


- KÜTÜPHANE ile/ve/değil/||/<> EŞEKLİ KÜTÜPHANE

( Mustafa Güzelgöz - Videoyu izlemek için burayı tıklayınız... )


- KUTUPLAŞMA ile/ve/||/<>/> ÇOKLU BÖLÜNME


- KUTUPLAŞMA ile KAMPLAŞMA


- KUTUPLU/POLAR BAĞ ile/>< KUTUPSUZ/APOLAR BAĞ

( Elektronların eşit olmayan biçimde paylaşıldığı kovalent bağ. İLE/>< Elektronların eşit biçimde paylaşıldığı kovalent bağ. )


- KUTUPSUZ/LUK ile TEK KUTUPLU/LUK


- KUVÂ[çoğ. KUVVET]:
KUVÂ-YI TABİİYE ile/ve KUVÂ-YI HAYVÂNİYE ile/ve KUVÂ-YI NEFSÂNİYE


- KUVÂDİYYE[Ar.] ile SIÇANGİLLER

( Sıçangiller. )


- KUVANTUM KİMYASI ile/||/<> KLASİK KİMYA

( Kuantum mekaniği prensiplerine dayanan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Klasik fizik prensiplerine dayanan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )


- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK


- KUVANTUM MEKANİĞİ ile/ve/||/<> KUVANTUM TÜNELLEME


- KUVANTUM NOKTALARI ile/||/<> KUVANTUM KÜMELERİ

( Kuvantum noktalarının kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kuvantum kümelerinin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- KUVANTUM NOKTALARI ile/||/<> NANO TÜPLER

( Kuantum noktalarının kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Nanotüplerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- KUVANTUM'DA:
PARİS "ÇEVRESİ"/YORUMU ile/ve/>< KOPENHAG "ÇEVRESİ"/YORUMU


- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"


- KUVANTUM ile/ve/||/<>/> SİCİM KURAMLARI


- KUVANTUMDA:
KUVANTUMLANMA ile DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile TÜNELLEME ile SÜPERPOZİSYON ile KUVANTUM GİRİŞİMİ ile DOLAŞIKLIK


- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile MOR YAKUT/AMETİST[Fr. < AMETHYSTE]

( Türlü silislerin genel adı. | Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü. İLE Süs taşı olarak kullanılan, mor renkte bir kuvars türü. )


- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile YILDIZTAŞI

( ... İLE İçinde, ışık altında parlayan mika tanecikleri bulunan, sarı esmer renkte bir kuvars türü. )


- KÜVET[Fr. < CUVETTE] ile JAKUZİ[< Jacuzzi]

( İçinde bazı şeyler ya da el yıkanan kap. | Banyoda içinde yıkanılan tekne. İLE Sağlık havuzu. )


- KUVVE-İ ÂKILE ile KUVVE-İ ÂMİLE


- KUVVE-İ GAZABİYYE ile/ve KUVVE-İ ŞEHVİYE


- KUVVE-İ HÂFIZA ile/ve/<> KUVVE-İ ZÂKİRE


- KUVVE ile/ve/||/<> FİİL


- KUVVET[Ar.] ile METÂNET[Ar.]


- KUVVET[Ar.] ile ŞEHÂMET[Ar.]


- KUVVET[Ar.] ile ŞİDDET[Ar.]


- KUVVET/KUDRET ile/ve İSTÎDÂD

( İki uca da açık olan. İLE/VE Birinde kararlılık. )


- KUVVET ile/ve/||/<> AĞIRLIK


- KUVVET ile/ve CEMÂL


- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK

( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )


- KUVVET ile GÜÇ


- KUVVET ile/ve KUDRET


- KUVVETLER AYRILIĞI ile/ve/<>/|| KUVVETLER BİRLİĞİ


- KUYRUĞU DİK TUTMAK" ile/değil "OMURGALI" DURMAK/DAVRANMAK


- KUYRUK KEMİĞİ ile KUYRUK SOKUMU

( Omurganın alt ucunda bulunan, kuyruk sokumu kemiği ile eklemlenen, önden arkaya doğru yassı, üçgen biçiminde kemik. İLE/VE/||/<> İnsanda omurganın alt ucunun bitim yeri. )


- KUYRUK SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZ KIRPMAK


- KUYRUK UCU BEYAZ ÇAKAL ile/||/<> ALTIN RENGİ ÇAKAL ile/||/<> MAVİ TÜYLÜ ÇAKAL ile/||/<> KARA SIRTLI ÇAKAL ile/||/<> ÇİZGİLİ ÇAKAL

( Orta Afrika'da yaşar. İLE/||/<> Kuzey Afrika'da, Hindistan'da ve çeşitli kıtalarda görülürler. İLE/||/<> Afrika'da yaşar. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )

( Herbiri kendine ait 30 km.lik bir bölgede avlanırlar. )

( Görme ve işitme kapasiteleri çok yüksek olduğundan avın kokusunu 1 km. öteden alabilirler. )

( Yılda 500-1500 kadar kemirgen avlarlar. )

( Avlanmanın yanısıra çöplerden de yararlanırlar. )

( Genellikle aile olarak yaşar ve avlanırlar. )

( Avlarının %35'i leştir. )

( 6 yıldan uzun yaşayanı pek yoktur. )

( Haklarında çok fazla efsane yazılmıştır. )

( ... cum CANIS AUREUS cum ... cum CANIS MESOMELAS cum CANIS ADUSTUS )


- KUYRUK ile/yerine SIRA

( QUEU vs. TURN
TURN instead of QUEU )


- KUYRUKLU YILDIZDA:
İYON KUYRUĞU ile/ve/||/<> TOZ KUYRUĞU


- KUYRUKLU YILDIZLAR ile/ve/||/<> NÖTRON YILDIZLARI ile/ve/||/<> MAVİ SÜPER DEV YILDIZLARI


- KUYRUKSOKUMU KEMİĞİ ile ...

( UCA, PÖÇ, SACRUM )


- KUYTU ile/ve/<> İZBE[Rusça]

( ... İLE/VE/<> Basık, loş, nemli yer. )


- KUYTU ile KUYTULUK

( Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha yer. | Uğrak olmayan, içerlek, sapa yer. | Güneş ışığı ya da rüzgâr almayan yer. İLE Kuytu olma durumu. | Kuytu, sessiz yer. )


- KUYU ile ARTEZYEN[Fr. < ARTÉSIEN]

( Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur. | Toprağa kazılan derince çukur. | İçinden çıkılamayan durum ya da yer. | Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey ya da düşeye yakın bağlantı yolu. İLE Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu. )


- KUYU ile BİRBÂS[Ar.]

( ... İLE Derin kuyu. )


- KUYU ile DÜDEN

( ... İLE Kireçli bölgelerde, kirecin erimesi ya da yeraltındaki kartlı bir çukur tavanının çökmesiyle oluşan doğal kuyu. )


- KUYU ile GAYYA[Ar.]

( ... İLE Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun ya da derenin adı. )


- KUYU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İP

( Derin olan, kuyu değil kısa olan, iptir. )


- KUYU ile KAK

( ... İLE Ağaç ve kaya kovuklarındaki su birikintisi. | Su birikmiş çukur. )


- KUYU ile/ve KAYNAK/KÜZ


- KUYU ile/değil KÖR KUYU

( ... İLE/DEĞİL Suyu kurumuş, su çıkmayan, susuz kuyu. )


- KUYU ile TİLMA

( ... İLE İlk kuyunun başı. )


- KUYUMCU ile SARRÂF

( ... İLE Mesleği, kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kişi. )

( ZERGER ile ... )

( JEWELLER vs. GOLD DEALER )


- KUYUNUN:
DERİN OLMASI ile/ve/değil/||/<>/< DOLU OLMASI


- KÛZ[Ar.] ile KÛZ[Ar.]

( Bardak. | Tas, çanak. İLE Kanbur. )


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- KUZEY KUTBU ile/ve GÜNEY KUTBU

( Düzlük değildir. Tepeler ve engebeler bulunur. İLE/VE Düzlüktür. )

( Antarktika'da kaydedilmiş en soğuk derece -89,2°C'dir. )

( Güneş sistemindeki en düşük sıcaklık Neptün'ün uydularından Triton'un yüzeyinde -235°C'dir. [Voyager II, 1989] )


- KUZEY KUTUP IŞIKLARI ile/ve/<> GÜNEY KUTUP IŞIKLARI

( NORTHERN LIGHTS vs./and/<> SOUTHERN LIGHTS )

( AURORA BOREALIS cum/et/<> AURORA AUSTRALIS )


- KUZEY YEMEN('LİLER) ile/ve/<> GÜNEY YEMEN('LİLER)

( [1990 öncesinde] İslâm'a sıkı sıkıya bağlıydı. İLE/VE/<> İlk ve belki de son Marksist bir Arap ülkesiydi. )

( Kuzey ve Güney Yemen'in sınırında bulunan bölgenin adı Dala'dır. )


- KUZEY YERUCU/ARKTİK[Yun./İng.] ile GÜNEY YERUCU/ANTARTİKA

( Kuzey. İLE Güney. )

( ... İLE Hava, -93 °C'ye kadar düşebilir. )

( ARCTIC vs. ANTARCTICA
North. VS. South. )


- KUZEY-GÜNEY ile ALT-ÜST

( Yön. İLE Konum. )


- KUZEY ile/ve GÜNEY/KÜNEY

( Ekvatorun üstü. İLE/VE Ekvatorun altı. )

( ŞİMAL ile/ve CENUP )

( NORTH vs./and SOUTH )


- KUZGUN ile GÖKKUZGUN

( ... İLE Gökkuzgunumsular takımının, gökkuzgungiller ailesinden, başı, kanatları mavi, boynu ve karnı yeşil göçücü kuş. )

( ... cum CORACIAS GARRULUS )


- KUZGUNCUK ile Kuzguncuk

( Hapishane kapılarındaki demir kafesli pencere. İLE Üsküdar'da bir semt. )


- KUZU KESTANESİ ile AT KESTANESİ ile HİNT KESTANESİ

( TOPUR: Kestanenin dikenli dış kabuğu. )

( ... ile BİRNÎS ile ... )

( ... cum AESCULUS HIPPOCASTANUM cum ... )


- KUZU KUZU ile/ve SS / S.KE S.KE


- KUZU ile EKDİ/İKTE

( ... İLE Öksüz kuzu. | Anası ölüp de başka bir koyuna alıştırılan ya da elde beslenilen kuzu. )


- KUZULU ile KUZULU

( Kuzusu olan koyun. İLE Kendine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan meyve/sebze. )


- KVKK ile/ve/||/<> GDPR


- KWACHA ile EMALANGANİ ile METİKEŞ

( Malawi'nin para birimi. İLE/VE/<> Swaziland'ın para birimi. İLE/VE/<> Mozambik'in para birimi. )


- KYDAROS ile ...

( ALİBEYKÖY )


- KYOTO PORSELENİ ile KUTANI PORSELENİ


- KYOTO ile/ve/||/<> TOKYO ile/ve/||/<> FUKUOKA ile/ve/||/<> HİROŞİMA ile/ve/||/<> İNOKAŞİRA ile/ve/||/<> GİNZA

( [Japonca'daki anlamı/karşılıkları]
Başkent. İLE/VE/||/<> Doğu başkenti. İLE/VE/||/<> Mutlu tepe. İLE/VE/||/<> Büyük ada. İLE/VE/||/<> Kuyubaşı. İLE/VE/||/<> Darphane. )


- l/L ile L ile La ile la[İt.]

( Türk abecesinin on beşinci yazacı/harfi. Sesbilim bakımından, dişeti ünsüzlerinin ötümlüsüdür. İLE Romen rakamları dizisinde, 50 rakamını gösterir. İLE [kimya] Lantan'ın simgesi. İLE [müzik] Gam (ll) dizisinde, "sol" ile "si" arasındaki ses. | Bu sesi gösteren nota imi. )


- LÂ EDRÎ ile ANONİM/YAZARI BİLİNMEYEN


- LÂ İLÂHE İLLALLÂH ile/ve HÛ

( TEHLÎL: İslâm'ın tevhid akidesini özetleyen "Lâ ilâhe illâllah" sözünü tekrarlama. )


- LÂ İLÂHE İLLALLÂH ile/ve MUHAMMEDÜN RESULLULLÂH

( Hz. Muhammed'in virdi. İLE Hz. ALLAH'ın virdi. [Kalp] )


- LÂ İLÂHE ile/ve LÂ MEVCÛDE ile/ve LÂ MAKSÛDÎ ile/ve LÂ FAİLE


- LA RUHBAN-I FİD-DİN ile/ve/||/<> LA İKRAH-I FİD-DİN


- LÂ TAAYYÜN ile ...

( BAŞLANGIÇ )


- LÂ YAĞFİRU EN YUŞREKE BİHÎ[Ar.] ile LÂ YAĞFİRU'Ş-ŞİRKE BİHÎ[Ar.]

( Kendine şirk koşulmasını mağfiret etmez. İLE Kendine olan şirki mağfiret etmez. )


- LÂ-YÜS'EL ile ...

( MES'UL OLMAZ, SORULMAZ )


- LA'L[Ar.] ile LÂL[Ar.]

( Kırmızı, al. | Kırmızı ve değerli bir süs taşı. | Dudak. İLE Dilsiz. )


- LÂ'L ile ...

( KIRMIZI YAKUT )


- LÂ'N[Ar.] ile LÂN[Ar.]

( İlenç, lanetleme. İLE Vefâsızlık, hakikatsizlik. )


- LÂ[Ar.] ile MÂ[Ar.]


- LÂ ile İLLÂ ile MERECECELBAHREYN(MECMA-ÜL BAHREYN)


- LABİRENT[Fr. < Yun.]/YILANKAVİ ile DOLAMBAÇLI YOL

( Çıkış yeri, kolaylıkla bulunamayacak kadar karışık koridorları olan yapı. | [mecaz] İçinden çıkılması güç ya da olanaksız durum, sorun. İLE ... )

( MAZE vs. MEANDER )


- LABRADOR ile AKINTI

( Bir tür su akıntısı. )


- LABRADORİT ile/||/<> KRİZOKOL

( Işık altında renkli yansımalar yapar. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )


- LABRADORİT ile/||/<> MOONSTONE

( Işık altında renkli yansımalar yapar. İLE/||/<> Işığı yansıtan mavi bir parlaklığa sahiptir. )


- LABRADORİT ile/||/<> SPEKTROLİT

( Işık altında renkli yansımalar yapar. İLE/||/<> Daha geniş bir renk yelpazesine sahiptir. )


- LABRADORİT ile/||/<> SUNSTONE

( Işık altında renkli yansımalar yapar. İLE/||/<> İçindeki hematit ya da götit pulları nedeniyle parlayan bir feldspat. )


- LÂC[Ar.] ile LÂC[Ar.]

( Dar şey. İLE Çıplak. )


- LADANG ile/ve MİLPA

( Bir tür tarım. İLE/VE Orta Amerika'da yapılan tarım. )


- LADEN[Fars.] ile LADİN

( Ladengillerden, beyaz, kırmızı, pembe çiçekli, reçinesi tıpta kullanılan bir ağaççık. | Bu ağaççıktan elde edilen sürme, rastık. İLE Çamgillerden, 50-60 m. kadar yüksekliği olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi çok beğenilen, çam türüne çok yakın bir orman ağacı. )

( CISTUS LADENIFOLIUS cum PICCA )


- LAF ETMEK ile DİL UZATMAK


- LÂF GETİREN ile/ve/> LÂF GÖTÜREN


- LÂF YETİŞTİRMEK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ YETİŞTİRMEK


- LÂF ile/ve/değil/yerine ÖNERME


- LÂFIZ ile/ve KELİME

( Anlamsız. İLE/VE Anlamlı. )


- LÂFIZ ile LÂF ile SÖZCÜK/KELİME ile KAVL ile TERİM/ISTILAH ile KELÂM

( Anlam taşıyıp taşımadığı dikkate alınmaksızın ağızdan çıkan sesler. İLE Hiçbir anlam taşımıyorsa. İLE Bir anlam taşıyorsa. İLE Tamlamaları kapsıyorsa. İLE Belirli bir öbek/grup/kesim tarafından özel olarak kullanılan sözcükler. İLE Tümceyi/cümleyi kapsıyorsa. )


- LAFZ-I DÂLL ile LAFZ-I GAYR-I DÂLL

( Sözcük(kelime). İLE Lafız(Ağızdan çıkan ses). )


- LAFZ-I MÜSTA'MEL ile LAFZ-I MÜHMEL


- LAFZ ile MÂNÂ ile NAZM


- LAFZATULLAH ile ALLAH'IN KELÂMI


- LÂFZEN[Ar.] ile LÂF-ZEN[Ar.]

( Sözcüğün söylenilişine/yapısına göre, yazılı olmayarak. İLE Geveze, lâfazan. | Övünen, övüngen. )


- LÂFZEN[Ar.] ile LÂFZÎ[Ar.]

( Sözcüğün söylenilişine/yapısına göre, yazılı olmayarak. İLE Sözcüğün söylenilişine/yapısına ait, onlarla ilgili. )


- LÂFZÎ ZİKİR ile/ve KALBÎ ZİKİR


- LÂGAR[Fars.] ile ...

( Arık, zayıf, cılız hayvan. )


- LAĞAŞ ile ...

( Mezopotamya'da bir şehir devlet. )


- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]

( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )

( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )


- LAHANA ANITI ile ...

( Topkapı Sarayı'ndadır. [1790] )


- LAHANA:
BEYAZ ile KIRMIZI ile KARA


- LAHANA[Yun.] ile BAŞLAHANA

( ... İLE Yaprakları sıkı, yuvarlak başlı lahana. )

( BRASSICA OLERACEA )


- LAHANA/KELEM ile KARALAHANA

( Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve çok sayıda türü olan bitki. İLE Yaprakları koyu yeşil olan bir tür lahana. )

( BRASSICA OLERACEA cum SABELLICA )


- LAHANA ile KIRMIZILAHANA


- LAHANA ile YABANİLAHANA

( Ballıbabagillerden, küçük yapraklı, hoş kokulu bir saksı bitkisi. İLE Turpgillerden, kumlu yerlerde yetişen ve sebze gibi yenen bir bitki. )


- LAHANACILAR ile/ve BAMYACILAR

( )


- LAHİD KABARTMALARINDA:
ERKEK ile KADIN

( Kadın da yanında yer alır. İLE Tek başına yer alır. )


- LÂHİN ile ...

( ÖZELLİKLE KUR'ÂN-I KERÎM'İ OKURKEN TELÂFFUZDA YANLIŞLIK YAPAN )


- LÂHÎZ[Ar.] ile LÂHÎZ[Ar.] ile LÂHİS[Ar.]

( Benzer. İLE Sel suyu, seylâb. İLE Sıcaktan ya da susuzluktan dilini çıkararak soluyan köpek. )


- LÂHZE ile ...

( AN | GÖZ UCU İLE BAKIŞ [daha çok LAHZA diye geçer fakat doğrusu LAHZE'dir] )


- LÂİK ile LAYIK


- LAİKLER:
!"SOYLU" ile/ve ASKER ile/ve RENÇBER ile/ve YAHUDİ


- LAİKLİK ile SEKÜLERLİK

( Yönetim biçimi. İLE Dindışılık. )

( LAICISM vs. SECULARISM
Management style. WITH To be out/far of religion. )


- LÂİKLİK ile YERİNE KOYMA


- LÂKÂP/LÂKÂB[Ar.] ile/ve/||/<> NAM[Fars.] ile/ve/||/<> SIFAT[Ar.]

( Takma ad. İLE/VE/||/<> Ad. | Ün. İLE/VE/||/<> Birinin görev, ödev, toplumsal ya da tüzel bakımdan yeri ve özelliği. | Bir adın önüne gelerek o adı nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımlardan belirten sözcük. | Yüz, kılık ve dış görünüş. )


- LAKTASYON ile/||/<> GALAKTORE

( Doğum sonrası süt üretimi ve emzirme süreci. İLE/||/<> Emzirme dönemi dışında ya da aşırı süt üretimi. )


- LAKTAZ EKSİKLİĞİ ile/||/<> GALAKTOZEMİ

( Laktozun sindirilememesi. İLE/||/<> Galaktozun metabolize edilememesi ile ilişkili genetik bir durum. )


- LAKTOZ İNTOLERANSI ile/ve/değil/||/<> SİBO

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnce bağırsaklarda aşırı miktarda bakteri üremesine bağlı olarak gelişen, yeni tanımlanmış bir hastalıktır. [Mide ağrısı, hazımsızlık, gaz, ishal ya da kabızlık başlıca belirtileridir. Zamanla beslenme bozukluğu gelişebilir. Hastalık, solukta hidrojen ve metan ölçümü ile teşhis edilir. Tedavide geniş spektrumlu antibiyotiklerden ve özel diyetten yararlanılır.] )

( )


- LAKTOZ[Fr. < LACTOSE] ile KOLOSTRUM[Fr. < COLOSTRUM]

( Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri [C12H22O11]. İLE İnsanın ve tüm memeli canlıların meme salgısına verilen genel ad. )


- LALA ile/||/<> LALADAŞ

( Yetiştirici, bakıcı ya da eğitici. [Osmanlı'da, saray içinde saygın olanların, ileri gelenlerin ya da varsıl kişilerin çocuklarını yetiştirmek için tuttuğu kişi.[Geleceğin sultanını yetiştirmek üzere görevlendirilen ve çeşitli yetenekleri olan bu görevlilerdir. Osmanlı'da, lalalar, yetiştirdiği şehzadenin Sultan olması ile güç ve etki kazanmıştır. Başarısızlığa uğrayan ve yaşamını kaybeden şehzadelerin lalaları ise ölümden kurtulabilirse de siyasi yaşamını kaybetmiş olurdu. Şehzadeler sancağa çıkarken, emirlerine tayin edilen devlet görevlileri içinde bir ya da birkaç lala da bulunurdu. Bunlardan en önde geleni ve şehzadenin veziri derecesinde bulunanı "Lala Paşa" sanını taşırdı. Lalalık, duyarlılık ve tam bir güvene dayanan görevlerdendi. Şehzadenin iyi bir devlet adamı olarak yetiştirilmesinin yanı sıra şehzadenin sultana karşı itaatinin devam ettirilmesi de gerekmekteydi. Güveni sarsacak olaylarda, haberler ve ihbarlar sonunda lalaların görevinden alınması yetkisi hükumetindi. Şehzadeler de zevkine göre lalaları bir dereceye kadar kabul edip etmemekte hak sahibiydi. Şehzadeler için kafes yöntemi uygulanmaya başladıktan sonra, şehzade bir yaşında sütten kesilince, kendisine ayrılan görevlilerden üçü has odalılardan seçilirdi. Bunların en yaşlısı ve en deneyimlisi baş lala sanıyla onun yetiştirilmesinden sorumlu tutulurdu. Lala deyimi, ayrıca, eğitici anlamında, halk arasında, konak ve evlerde durumuna göre çocukların yetiştirilmesi için seçilen kişilere verildiği gibi saraylarda, acemilerin yetiştirilmesi görevinde bulunan kişilere de verilirdi. Aynı lalanın idaresinde bulunan acemiler "Laladaş" sanını alırdı. Lalaların acemileri yetiştirme sırasında onların kusurunu düzeltmesine ve öğütte bulunmasına "Lala nizam etti"; bir konuyu inceleme, öğretme çabalarına "Lala divan etti" denirdi.] İLE/||/<> Lalanın altındaki acemilerin birbirine sesleniş biçimi. )


- LALA ile SADRAZAM

( Sultanların sadrazamlara verdikleri unvan. )


- LÂLE-SÜMBÜL ile/ve MENEKŞE-GÜL


- LÂLE[Fars.] ile GELİNCİK

( ... ile HÜDDÜDÜ )

( TULIPA GESNERIANA cum PAPAVER RHOEAS )


- LÂLE[Fars.] ile/ve/<> LALEZÂR[Fars.]

( ... İLE/VE/<> Lâle yetiştirilen yer, lâle bahçesi. )


- LÂLE ile ACEMLÂLESİ[Ar., Fars.]/GÜNEŞTOPU

( ... İLE Taşkırangillerden, turuncu ve sarı renkte çiçekli, yıllık ve çok yıllık türleri olan, tohumla saksıda ve tarlada üretilebilen bir süs bitkisi. )


- LÂLE ile ÂLİ-ŞÂN

( ... İLE Ünlü bir çeşit lâle. )


- LÂLE ile ANTEDON

( ... İLE Deniz lâlesi. )


- LÂLE ile DAĞ LÂLESİ/MANİSA LÂLESİ/ANEMON[Yun.]

( ... cum ANEMONE VULGARIS )


- LÂLE ile/ve/<> FÜRÛG-İ ASEFÎ


- LÂLE ile KATMER LÂLE

( Tüm lâleler 6 yapraklıdır. İLE Yaprak sayısı 6'dan fazla olan lâleler. [sonradan üretilip güle benzetilmişlerdir] )


- LÂLE ile LÂLEAĞACI

( Zambakgillerden, yaprakları uzun ve mızraksı, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte, bir süs bitkisi. | Meyve koparmak için ucuna üçlü ya da dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık. | [tarih] Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka. İLE Manolyagillerden, anayurdu Güney Amerika olan, çiçekleri laleye benzeyen bir süs ağacı. )

( TULIPA GESNERIANA cum LIRIODENDRON TULIPIFERA )


- LÂLE ile MUATTAR[Ar. < ITR]

( ... İLE Hoş kokulu, ıtırlı. | Ünlü bir lâle. )


- LÂLE ile/ve SAHİBKIRAN


- LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( ... İLE/VE Dünyada yalnızca Hakkari Cilo Dağı'nda yetişen bu nadide çiceğe, Asur'lular, her sabah göbeğinden su damlattığı için "Ağlayan Lâle" adını verdiler ve kutsal saydılar. )

( ... İLE/VE Her dalında altı adet lâlenin ters büyüdüğü, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan Ters Lâle'nin; sarı, turuncu ve kırmızı renkleri bulunmaktadır. )

( ... İLE/VE Selimiye Camii'ndeki. )

( LÂLEZAR: Lâle bahçesi. )

( BAHÂ-PÎRÂ-Yİ İSMÂİL: Ünlü bir çeşit lâle. )

( Lâlezar Sergisi )

( Lâle, İstanbul'dan, Hollanda'ya, 1554'te gönderilmiştir. )


- LÂLELİ ÇEŞME ile LÂLELİ ÇEŞMESİ ile LÂLELİ SEBİLİ ile LÂLİ ÇEŞMESİ

( Galata'da, Okçu Musa Camisi arkalarındadır. [İtalyan mimar Rayomonda D'Aranco] İLE Lâleli'de, Çukur Çeşme Sokağı'ndadır. [Lâleli Camii külliyesine aittir.] [Çukur Çeşme adıyla da bilinir.] İLE Lâleli'de, Lâleli Türbesi yanında bulunan, Sultan III. Mustafa tarafından, Rokoko üslûbunda yaptırdığı bir sebil. [1763] İLE Eski Edirnekapı Mezarlığı'nın başında. )


- LÂLESAR[Fars.] ile LÂLE-ZÂR[Fars.]

( Sığırcık kuşu. | Lâlelik. İLE Lâlelik, lâle yetişen yer, lâle bahçesi. )


- LÂLESAR[Fars.] ile/ve LÂLESAR[Fars.]

( Lâle bahçesi. İLE/VE Sığırcık kuşu. )


- LÂM[Ar.] ile/ve LÂM-ELİF[Ar.]

( Osmanlı abecesinin yirmialtıncı harfi.[ebced hesabında 30 sayısının karşılığıdır] | Şevval ayı. İLE/VE Osmanlı abecesinde lâm ile elif harflerinin birarada yazılmış şekli. | Eğri, dolambaç. )


- LAM[Fr.] ile/ve/<> LAMEL[Fr.]

( Mikroskopla incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası. | Dar, çok ince metal parça. İLE/VE/<> Mikroskopla yapılan incelemede, bazen lamların üzerine kapatılan dört köşe ve ince cam parçası. )


- LAMA ile DEVE(HECİN)

( Güney Amerika'nın dağlık bölgelerinde yaşar. Tükürmesiyle ünlüdür. İLE ... )

( Lama ile Hecin )

( LÂME ile ZELÛL[çoğ. EZİLLE, ZÜLÜL] )

( LAMA cum CAMELUS )


- LAMA ile/ve/değil GUANAKO

( ... İLE/VE/DEĞİL Yabani lama. Lamaların atası. Güney Amerika ve özellikle Patagonya'da bulunur. )

( Lama ile Guanako )


- LAMA ile OKAPİ


- LAMA ile VİGONİ


- LAMBA[Yun.] ile FENER[Yun.]

( Petrol gibi yanıcı bir nesne yakarak ya da elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren araç. | Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış ya da içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik ya da çelikten ampul. | Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti. İLE Saydam bir nesneden yapılmış ya da böyle bir nesne ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı. | Gemilere yol gösteren ışık kulesi. | Askı. )

( LAMP vs. LANTERN )


- LAMBA[Yun.] ile KEDİGÖZÜ

( ... İLE Taşıtların arkasındaki kırmızı renkli işaret lambası. | Yollarda, ışık vurduğunda parlayan trafik işareti. )


- LAMBA[Yun.] ile STROBOSKOP[Fr.]

( Petrol gibi yanıcı bir nesne yakarak ya da elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren araç. | Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış ya da içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik ya da çelikten ampul. | Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti. İLE Dönme ve titreşim hareketi yapan bir nesneyi, kısa ve eşit aralıklarla aydınlatmaya yarayan araç. )


- LAMEDH ile ...

( İBRANÎ )


- LÂMİ'[Ar. < LEMEÂN] ile LÂMÎ/LÂMİYYE[Ar.]

( Parlayan/parıldayan, parlak, lemeân eden. İLE Lâm harfi şeklinde olan. | Lâm kafiyesi ile düzenlenmiş olan kasîde. | Lâm harfi ile yapılmış isim tamlaması[izâfet terkibi]. )


- LÂMİH[Ar.] ile LÂMİH[Ar. < LEMH]

( Hz. Nûh'un kardeşi.[eril] İLE Parlayan/parıldayan, parlak. )


- LANTAN[Fr. < Yun.] ile LANTANİT[Fr. < Yun.]

( Atom numarası 57, atom ağırlığı 138.9 ve yoğunluğu 6.1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak bir alevle yanan, seyrek bulunur bir öğe. [Simgesi La] İLE Birbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57 ile 71 arasında olan, seyrek bulunan öğelerin genel adı. )


- LAP ile LARP

( Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan sesi anlatan sözcük. İLE Ansızın ve güçlü bir biçimde. )


- LAPAROSKOPİ ile HİSTEROSKOPİ


- LAPİN ile AY LAPİNİ

( ... İLE Asya ile Avustralya arasındaki cennet adalarında yaşarlar. )


- LAPİN ile ÇUBUKLU LAPİN


- LAPİNA ile KİKLA

( ... İLE Lapinagillerden, güzel renkli, 50 santimetre uzunluğunda bir balık. )

( ... cum LABRUS BERGGYLTA )


- LAPİNA ile LABROS[Lat.]

( Lapinagillerden, kayalık kıyılarda, sığ sularda yaşayan 25-35 cm. uzunluğunda, kırmızı benekli, mavi ya da yeşil balık. İLE Lapina balığının büyüğü. )

( CRENILABRUS PAVO cum ... )


- LAPİS LAZULİ ile/||/<> AZURİT

( Mavi renkli bir kayaç. İLE/||/<> Mavi renkte bakır karbonat minerali. )


- LAPİS LAZULİ ile/||/<> KRİZOKOL

( Mavi renkli bir kayaç. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. )


- LARENJİT/LARİNGİT ile/||/<> FARENJİT

( Gırtlak yangısı ile ses kısıklığı ve boğaz ağrısı. | Ses tellerinin yangılanması ile ses kısıklığı. İLE/||/<> Boğaz yangısı ile boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü. | Boğazın arka bölümünün yangılanması. )


- LARGO ile ...

( Ağır tempo. )


- LARİNGOMALAZİ ile/||/<> LARENJİT/LARİNGİT

( Gırtlak kıkırdaklarının yumuşak olması nedeniyle solunum güçlüğü. İLE/||/<> Gırtlak yangısı ile ses kısıklığı ve boğaz ağrısı. )


- LARİNGOMALAZİ ile/||/<> TRAKEOMALAZİ

( Gırtlak kıkırdaklarının yumuşak olması nedeniyle solunum güçlüğü. İLE/||/<> Soluk borusu kıkırdaklarının yumuşak olması nedeniyle solunum güçlüğü. )


- LARİNGOSPAZM ile/||/<> BRONKOSPAZM

( Gırtlak kaslarının ani ve istemsiz kasılması. İLE/||/<> Bronş kaslarının ani ve istemsiz kasılması. )


- LARVA ile/ve/||/<>/> PUPA ile/ve/||/<>/> IMAGO

( [İnsanda] EMBRİYON ile/ve/||/<>/> FETÜS ile/ve/||/<>/> HOMO SAPIENS SAPIENS )

( )

( CATERPILLAR vs./and/||/<>/> CHRYSALIS vs./and/||/<>/> BUTTERFLY )


- LÂS[Fars.] ile ...

( Dişil hayvan. )


- LASTA[Hollanda dilinden] ile ...

( Gemi yüklerine uygulanan ağırlık ölçüsü birimi. Geminin alabildiği yük. | Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg.'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi. )


- LASTİK ile POLİÜRETAN[Fr.]

( ... İLE Yoğunluğu çok düşük cam, vernik, kauçuk ya da köpük görünüşündeki lastiğe benzeyen madde. )


- LATA[Alm.] ile LATA[İt.]

( Dar ve kalınca tahta. İLE Osmanlı'larda, ilmiyenin giydiği bir tür üstlük. )


- LATA[İt.] ile ...

( Osmanlılar'da, ilmiyenin giydiği bir tür üstlük. )


- LATAF[Ar.] ile LUTF[Ar.]


- LATEKS[Lat.] ile/değil LASTEKS[İng.]

( Bazı bitkilerin, genellikle süt görünüşünde olan özsuyu. İLE/DEĞİL Kauçuk ve pamuk karışımı bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- LÂTİF/E ile/ve/||/<> RİKKAT


- LÂTİF/LETÂFET ile/ve/||/<>/> AŞKIN/LIK


- LÂTİF ile ...

( YUMUŞAK, İNCE, HOŞ )


- LÂTÎF ile/ve/<> EDÎB

( İnce/zarif. İLE/VE Sınırını bilen. )


- LÂTİF ile KESİF


- LÂTİF ile/ve/||/<> NARİN


- LÂTİF ile ŞEFFAF


- LÂTİFE ile ...

( GÜLDÜRECEK GÜZEL SÖZ VE ÖYKÜ )


- LATİN ABECESİ ile/ve/değil/||/<>/> LATİN KÖKENLİ TÜRK ABECESİ


- LATİNÇİÇEĞİ ile ...

( Latinçiçeklerinden, kalkan biçiminde yuvarlak yapraklı, sarı ve kırmızı çiçekli, otsu bir süs bitkisi. [Lat. TROPEOALUM] )


- LATRİNA[Lat.] ile/ve/||/<>/< LAVATRİNA[Lat.]

( Tuvalet. İLE/VE/||/<>/< Banyo[< yıkanmak]. )


- LAUBALİ/LİK ile "SULU/LUK"


- LAUBALİ/LİK ile LAKAYİT/LİK


- LAUBALİLİK (YAPMAK/YAPMAMAK) ile/ve/değil/yerine YÜZ GÖZ (OLMAK/OLMAMAK)


- LAUBALİLİK ile/değil/yerine/< SAMİMİYET


- LAV ile/ve LAHAR

( ... İLE/VE Yanardağlarda oluşan çamur akıntısı. )


- LAV ile/ve/<> LAPİLLİ[İt. < Lat.]

( ... İLE/VE/<> Yanardağlardan fırlayan, çok küçük katı parça. )


- LAV ile/ve/||/<>/> TÜF[Fr.]

( Yanardağların püskürme sırasında yeryüzüne çıkardıkları, dünyanın derinliklerinden gelen kızgın, erimiş nesneler, püskürtü. İLE/VE/||/<>/> Yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan, çoğunlukla açık renkli, hafif gözenekli bir tür çökelti taşı. )


- LAVAJ[Fr.] ile LAVMAN[Fr.]

( [metalurji] Bir işlem sonrasında, metal yüzeyleri su ile yıkama. | Bir örgeni, su vererek yıkayıp temizleme. İLE Kalınbağırsağı, anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama. | Bu iş için kullanılan araç ve sıvı. )


- LAVOLTA/LEVALTO/LAVATOE ile ...

( İtalyan kökenli bir dans. )


- LAVROVİT[Fr.] ile LAVSONİT[A. Camper Lawson'un adından]

( Piroksen grubundan, doğal silikat. İLE Hidratlı alüminyum ve kalsiyum çift silikatı. )


- LAVTA[Alm. < Ar.] ile LAVTA[İt.]

( Mızrapla çalınan, gövdesi uddan küçük bir çalgı. İLE Ebe. | Doğacak çocuğu, ana rahminden çekmeye yarayan araç. | [eskiden] Erkek doğum uzmanı. )


- LÂY[Fars.] ile LÂY[Ar. < LÂYÎDEN][Fars.]

( Çamur. | Tortu. | Kül. İLE Söyleyen/söyleyici. )


- LAZER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BUZ LAZER


- LAZERDE:
A SABİTLERİ ile/ve/||/<>/> B SABİTLERİ

( Einstein )


- LDL ile/ve HDL ile/ve VLDL

( Kötü kolestrol. İLE/VE İyi kolestrol. İLE/VE ... )

( LOW DENSITY LIPOPROTEIN vs./and HIGH DENSITY LIPOPROTEIN vs./and ... )


- LE CHATELİER İLKESİ ile/||/<> HESS YASASI

( Dengeye etki edildiğinde yapının/sürecin bu etkiye karşı tepki vereceğini belirten ilke. İLE/||/<> Toplam entalpi değişiminin adımlardan bağımsız olduğunu belirten yasa. )


- LEAD ile LEAD

( Önderlik [etmek]. İLE Kurşun. )


- LEB DEMEDEN, LEBLEBİYİ ANLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< LEB DEMEDEN LÜB'Ü ANLAMAK


- LEBÂN[Ar.] ile LEBBÂN[Ar.]

( Göğüs. İLE Sütçü. )


- LEBRON JAMES ile/||/<>/>< KAWHI LEONARD


- LEC[Fars.] ile LECC ile LEÇ[Fars.]

( Tepme. İLE Dar şey. | İnad etme, ayak direme. İLE Yanak. | Yüz. )


- LECÂC/LECÂCET[Ar.] ile LECCÂC[Ar.]

( Ayak direme, çekişme. İLE İnatçı. | İnatçılık. )


- LECCE ile KOTOR

( İtalya'da. İLE Karadağ'da. )


- LECLÂC ile ...

( Ustası Dahir. Sısa'nın icad ettiği bu oyunu İran'a getirip yaymıştır. İran'da geliştiği için mûcidi Leclâc sanılır. )


- LED:
EDGE-LIT ile FULL-ARRAY ile RGB ile OLED ile QLED


- LEDÜN ile ...

( ALLAH YANI [bkz. İLM-İ LEDÜN] )


- LEGA ile ...

( Papalık elçisi. )


- LEGAL PRESUMPTION ile PRESUMPTION OF FACT ile SIMPLE PRESUMPTION ile CONCLUSIVE PRESUMPTION

( Yasal karine. İLE Fiilî karine. İLE Adi karine. İLE Kesin karine. )


- LEGATO[İt.] ile ...

( Bir parçanın notalarının, ara vermeden birbirine bağlanarak söyleneceğini ya da çalınacağını anlatır. )


- LEĞEN[Fars.] ile LENGER[Fars.]

( Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan, metal ya da plastikten, yayvan kap. İLE Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap. | Bir lengerin alabileceği miktarda olan. | Gemi demiri. )


- LEĞEN[Fars.] ile TEŞT[Fars.]

( ... İLE Çamaşır leğeni. )


- Leh ile/değil LEH[Ar.]

( Polonya halkından olan kişi. İLE Onun için, onun tarafına, ondan yana. | Bir şeyden ya da birinden yana olma. | Yarar. )


- Lehçe ile LEHÇE[Ar.]/DİYALEKT[Yun.]

( Polonya dili. İLE Bir dilin, tarihsel, bölgesel, siyasal nedenlerden dolayı, ses, yapı ve sözdizimi özellikleriyle ayrılan kolu. )


- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından] ile/değil/yerine KAYNAK

( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )


- LEHİM ile BRONZ/TUNÇ ile FAKFON ile KUPRONİKEL ile PERMALLOY

( Kalay ve kurşun alaşımı. İLE Bakır ve kalay alaşımı. İLE Bakır, çinko ve nikel alaşımı. İLE Bakır ve nikel alaşımı. İLE Demir ve nikel alaşımı. )


- LEHV[Ar.] ile LA'İB[Ar.]


- LEJYON[Fr. < Lat.] ile/değil/yerine KARA KUVVETLERİ

( Eski Romalılar'da, piyade ve süvarinin oluşturduğu askeri birlik. | Birkaç takımdan oluşan asker birliği. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- LEJYON ile ...

( Altıbin kişilik asker topluluğu. [Eski Roma'da] )


- LEK ile LEK[Fars.] ile LEK[Fars.]

( Sana, senin için. İLE Ahmak, sersem. | Yüz bin. İLE Kırmızı boya çıkarmaya yarayan maden. )


- LEKE ile İZ

( ŞAİBE[< ŞEVB] )


- LEKENDE ile/ve OYULGA

( Kaba dikiş. İLE/VE El ile yapılan gelişigüzel/eğreti dikiş. )


- LEM YENFEKKE[Ar.] ile LEM YEBRAH[Ar.] ile LEM YEZEL[Ar.]


- LEM'[Ar.] ile LEMH[Ar.]


- LEM'A[Ar.] ile/ve BALG/BALK

( Parıltı, parlayış. İLE/VE Ufukta görülen parıltı. )


- LEM ile/ve LEMMÂ

( Olasılık. İLE/VE Hiç! )

( Fiil-i muzârinin başına gelerek nunsuz sıgaların sonunu sessiz kılar. )

( Fiil-i muzârinin başına gelerek nunlu sıgaların nunlarını düşürür. )


- LEMEÂT[Ar. < LEM'A] ile LEMEHÂT[Ar.]

( Parıltılar, parlayışlar. İLE Bir kezlik bakışlar, bir göz atışlar. )


- LEMMÂ[Ar.] ile LEM[Ar.]


- LEMS[Ar.] ile MESS[Ar.]


- LEMUR ile (KALIN KUYRUKLU) CÜCE LEMUR

( ... İLE Yedi aylık kış uykusuna yatarlar. )


- LEMUR ile AY AY


- LEMUR ile BARDRO

( ... İLE Kuzey Madagaskar bataklıklarında yaşarlar. )


- LEMUR ile FARE LEMURU

( ... İLE 50 gr. kadar ağırlıkları vardır. )

( ... İLE En küçük primatlardır. )


- LEMUR ile HALKA KUYRUKLU LEMUR

( Çiftleşme dönemleri sadece dişillerinin kızıştığı 24 saattir. )

( ... İLE En fazla, 30'arlık öbekler oluşturarak yaşarlar. )


- LEMUR ile MİRZA


- LEMUR ile SİFAKA

( ... İLE Sifakalar, primatlar takımının lemur ailesindendir. Lemurlar, dünyada sadece Madagaskar adasında yaşarlar. Lemur, Latince'de, "hayalet" demektir. Madagaskar yerlileri, lemurların, ölmüş kişilerin hayaletleri olduğuna inanır. Lemurların ortak özelliği, gövdelerinin maymuna, yüzlerinin ise köpeğe benzemesidir. Sifakalar, otoburdur. Sifakaların da içinde bulunduğu indrigiller alt ailesinin ortak özelliği, bu hayvanların dikey tırmanıcı ve atlayıcı[vertical clinger and leaper] olmasıdır.

İndrigillerin hepsi, çok iyi birer sıçrayıcıdır. 15 metre kadar ileri sıçrayabilirler. Sıçrarken arka ayaklarını kullanırlar ve yine arka ayakları üzerine iniş yaparlar. İndrigiller, yerde arka ayakları üzerinde zıplayarak ilerler.

Hiçbir maymun türü, indrigiller kadar sıçrayamaz. İndrigillerin kollarında, dirseklerinden bellerine kadar uzanan deriden kanatçıkları vardır. Bu, onların havada süzülmelerine ve yön değiştirmelerine yardımcı olur.

Sifakalar, indrigiller arasında en ünlü olanıdır ve en iyi sıçrayandır. Sifakaların boyları, ayağa kalktıkları zaman 50-60 cm.yi bulur. Ağaçtan ağaca, uçarcasına hareket ederler. Madagaskar'da, hiçbir yırtıcı hayvan onları yakalayamaz. )

( )


- LEMUR ile SPAKA


- LEMUR ile TAÇLI LEMUR [PROSIMIAE]


- LEMUR ile YAKALI LEMUR


- LEMYENSUR ile LEMMAYENSUR

( Yardım etmedi. İLE Hiç yardım etmedi. )


- LENDUHA ile ...

( Çok iri ve kaba şey. )


- LENF DOKUSU ile/ve YAĞ DOKUSU ile/ve KEMİK DOKUSU ile/ve KIKIRDAK DOKUSU ile/ve GÖZENEKLİ DOKU ile/ve DESTEK, BAĞ DOKUSU ile/ve EPİTEL DOKU ile/ve KAS DOKUSU ile/ve SİNİR DOKUSU

( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Göze sayısı az, göze arası nesnesi çok ve genellikle öteki dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )

( ADENIT TISSUE vs./and ADIPOSE (FATTY) TISSUE vs./and BONY TISSUE vs./and CARTILAGE TISSUE vs./and CELLULAR TISSUE vs./and CONNECTIVE TISSUE vs./and EPITHELIAL TISSUE vs./and MUSCULAR TISSUE vs./and NERVOUS TISSUE )


- LENGALENGA ile ...

( Muz, patates ve Burundi ıspanağı ile hazırlanan bir lapa. [Burundi'nin en tipik yemeği] )


- LENINGRAD EKOLÜ ile/ve MOSKOVA EKOLÜ


- LEONARDO DA VINCI ile RAFFAELLO DI SANZIO


- LEONHARD EULER ile ULF VON EULER

( 15 Nisan 1707 - 18 Eylül 1783 İLE 07 Şubat 1905 - 09 Mart 1983 )


- LEOPAR ile AMUR LEOPARI

( ... İLE Sadece Rusya'nın uzakdoğusunda, Sibirya'da yaşarlar.[Dünyada 100 kadar kaldılar.][2021] )


- LEOPAR ile ANADOLU LEOPARI

( LEOPARD vs. ANATOLIAN LEOPARD )


- LEOPAR ile ASYA LEOPARI


- LEOPAR ile KALAHARİ LEOPARI


- LEOPAR ile KAR LEOPARI


- LEOPAR ile TEKİR

( LEOPARD vs. OUNCE )

( ACINONYX JUBATUS cum PANTHERA PARDUS )


- LEOPAR ile VISAYAN LEOPARI


- LEOPAR ile ZANZİBAR LEOPARI

( LEOPARD vs. ZANZIBAR LEOPARD )


- LERZÂN ile ...

( İNLEMEK )


- LES'/LEDG[Ar.] ile ...

( Yılan, akrep gibi hayvan ya da böceklerin sokması. )


- LEŞ ile/değil/||/<> CESET


- LESEPASE ile/ve PRATİKA

( Sınırı geçmek için verilen yazılı izin. İLE/VE Gemilere verilen giriş ve çıkış izni. )


- LESLIE GREENBERG ile/ve/||/<> JUAN PASCUAL-LEONE


- LETÂFET(LÂTİF) ile/ve KESÂFET(KESİF)

( Lâtife lâtif gerek. )


- LETÂFET ile/ve LETÂFET


- LETARJİ ile LİOPELMA


- LEUKONYCHIA:
GERÇEK ile YALANCI

( Tırnağı tamamını etkiler. VE/||/<> Tırnağa bastırınca kaybolur. )

( Çinko ve B6 vitaminin eksikliğinden kaynaklanır. VE/||/<> Albümin eksikliğinden kaynaklanır. )


- LEV[Ar.] ile LEV'[Ar.] ile LEV'[Ar.]

( Olsa bile. İLE Yısa etme, çekme. İLE Yakma. | Yanma. )


- LEV ile LEVA

( Romanya para birimi. İLE Bulgar para birimi. )


- LEVENT ile ...

( Deniz erlerine verilen ad. | Boylu-boslu, güçlü delikanlı. )


- LEVH-İ DİL ile ...

( MÜ'MİNİN GÖNLÜ )


- LEVH ile ...

( YASSI, DÜZ NESNE [RESİM ÇİZİLEBİLEN, YAZI YAZILABİLEN] )


- LEVHA[Ar.]/TABELA[İt. < TABELLA] ile ARMADURA[İt. < ARMATURA]

( Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha. Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret ya da resim bulunan, tahta ya da sac parçası. | Hastahane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge. | Hastahanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt. İLE Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha. )


- LEVHA[Ar.] ile ANTERLİN/ENTERLİN[Fr.]

( ... İLE Basımcılıkta, satır aralarını denkleştiren ince kurşun levha. )


- LEVHA ile ...

( Levha, serlevha, başlık. Küçüğüne kıt'a. )


- LEVLÂK SIRRI

( DÜNYANIN YARATILIŞ SIRRI )


- LEVM[Ar.] ile TESRÎB[Ar.] ile TEFNÎD[Ar.]


- LEVNÎ[Ar.] ile Levnî[Ar.]

( Renkle ilgili, renge ait. İLE XVIII. yüzyılda yaşamış, Edirne'li, ünlü Türk minyatürcüsü. )


- LEVREK[Yun.] ile MİNAKOP

( ... İLE Taş levreği. )

( BASS vs. ... )

( LABRAX LABRAX cum ... )


- LEVREK ile/değil BARGAM

( ... İLE/DEĞİL Levreğe benzer bir balık. )


- LEVREK ile BUHAR LEVREĞİ


- LEVREK ile ÇARPANBALIĞI

( ... İLE Levrekgillerden, yüzgeçleri dikenli ve zehirli bir balık. )

( ... cum TRACHINUS DRACO )


- LEVREK ile NİL LEVREĞİ

( ... İLE Viktorya Gölü'ne [Doğu Afrika] sonradan sokulmuştur. [Bu nedenle 200 tür yok olmuştur!] )

( ... İLE Boyu 2 metreye, ağırlığı 450 kiloya kadar erişebilmektedir. )


- LEVREK ile PERKİ[Yun.]

( ... İLE Tatlı su levreği. )

( ... cum PERCA FLUVIATILIS )


- LEVREK ile SİYAH LEVREK


- LEVREK ile SUDAK

( Levrekgillerden, tatlı sularda yaşayan bir balık. )

( LUCIOPERCA FLUVIATILIS )


- LEVREK ile UZUNLEVREK

( ... İLE Kemiri balıklar takımından, 50-100 cm. boyunda, Avrupa tatlı sularında yaşayan, etçil ve yırtıcı bir balık. )

( ... cum LUCIOPERCA SANDRA )


- LEVZA'Î[Ar.] ile ELMA'Î[Ar.]


- LEWİS ASİDİ ile LEWİS BAZI

( Elektron çifti kabul eden nesne. İLE Elektron çifti veren nesne. )


- LEWİS YAPISI ile/ve/||/<> VSEPR KURAMI

( Moleküllerdeki atomların elektron dağılımını gösterir. İLE/VE/||/<> Moleküllerin biçimini ve geometrisini belirlemeye yardımcı olan bir model. )


- LEYÂN[Ar.] ile LEYÂN[Ar.]

( Konforlu/lüks hayat. İLE Parlayan/parlayıcı. )


- LEYL[Ar.] ile ...

( Gece. | Yılın en karanlık gecesi. )


- LEYL ile LEYL-İ SECÂ

( Gece. İLE Tam kararmış gece. )


- LEYLÂ İLE/VE MECNUN ile/ve ROMEO VE JULIET

( FUZULÎ ile/ve SHAKESPEARE )

( 1534 ile/ve 1605 )


- LEYLA ve MECNUN ile/ve/||/<> FERHAD ve ŞİRİN ile/ve/||/<> ZÜHRE ve TAHİR


- LEYLÂ'[Ar.] ile Leylâ'[Ar.]

( Çok karanlık gece. | Arabî ayların son gecesi. İLE Leylâ ile Mecnûn öyküsünün kadın kahramanı. )


- LEYLÂ ile/ve/||/<>/> MEVLÂ


- LEYLAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> LEYLAK[Ar.]

( Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık. [Lat. SYRINGA VULGARIS] İLE/VE/||/<>/> Bu ağacın, koni durumunda toplanmış, beyaz, eflatun ya da pembe renkte, güzel kokulu çiçekleri. )


- LEYLEK YUVASI MESCİDİ ile ...

( Yedikule'dedir. )


- LEYLEK ile AÇIK GAGALI LEYLEK


- LEYLEK ile AYAKKABI GAGALI LEYLEK

( )

( ... cum BALAENICEPS REX )


- LEYLEK ile/değil GRİ BALIKÇIL


- LEYLEK ile İNSAN-I KÂMİL

( İNSAN-I KÂMİL )


- LEYLEK ile/ve JABİRU, MARABU


- LEYLEK ile KARA LEYLEK

( 100 – 115 cm. uzunluğunda, 2.3 ile 4.5 kg. ağırlığındadır. Kanat açıklığı, 155 – 215 cm.'dir. [Kanatlarındaki uçuş tüyleri dışında tamamen beyaz renge sahiptir. Yavruların gagası siyah iken; erişkinlerde kırmızıdır.] )

( Uçarken balıkçılların aksine, boyunlarını gergin ve uzun tutarlar. Balıkçıl kuşlarda ise boyun "S" şeklinde kıvrılır. )

( Uzun göç kuşlarıdır. Göç mevsiminde Sahra Altı Afrika'ya kadar göç ederler. Ardından havalar ısınınca tekrar Avrupa'ya dönerler.[28 Şubat] [Göç ederken, Akdeniz üzerinden değil, Doğu'da Levant üzerinden, Batı'da da Cebelitarık Boğazı üzerinden geçerler.(Uçmak için gereksinim duydukları sıcak termal akımların deniz üzerinde oluşmamasından dolayı)] )

( Etçillerdir. Küçük memeliler, amfibiyenler, sürüngenler ve balıklar ile beslenirler. )

( )

( CICONIA CICONIA cum CICONIA NIGRA )


- LEYLEK ile MURABIT/MURABUTKUŞU

( ... İLE Uzunbacaklılardan, leyleğe benzeyen, gagası iri ve uzun bir kuş. )

( ... cum LEPTOPTILUS )


- LEYLEK ile SARI GAGALI LEYLEK

( CICONIA CICONIA cum MYCTERIA IBIS )


- LEYLEK ile TURNA

( ... İLE Japon kültüründe, 1000 yıllık uzun bir yaşamı simgeler. )

( LAKLAK ile ... )

( LEGLEG ile BÂTİR )

( STORK vs. CRANE )

( CICONIA CICONIA cum GRUS GRUS )


- LEYLEKGİLLER ile/ve/<> LEYLEKSİLER

( Leyleksilerden bir familya. İLE/VE/<> Kuşlar sınıfından leylekler, sümsükgiller, balıkçıllar ve flamanları içine alan, omurgalı hayvanlar takımı. )


- LEYLÎ ile ...

( Yatılı öğrenci. )


- LEYS[Ar.] ile LEYS[Ar.]

( Aslan. | Hızla hücum eden kişi. İLE Yokluk, adem. )


- LEYTE LAALLE ile ...

( "BAKALIM, BUGÜN, YARIN" GİBİ SÖZLERLE ZAMAN GEÇİRME, İŞİ SÜRÜNCEMEDE BIRAKMA, SAVSAKLAMA )


- LEYTE ile ...

( OLSAYDI, KEŞKE, NE OLURDU )


- LEZÂYİZ-İ/LEZZET-İ CİSMÂNİYE ile/ve SIFÂT-I KEMÂLİYE


- LEZZÂT-I CİSMANİYE ile/ve SIFAT-I KEMÂLİYE


- LEZZET-ŞİNÂS[Ar.] ile LEZZET-YÂB[Ar.]

( Tat alan, tadına varan. İLE Lezzet alan, tat duyan. )


- LEZZET[Ar.]/TAT ile TATMAK

( Lezzet yeterli miktarda kalarak oluşur. )

( Ağız yoluyla alınan tat. | Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz.[mecâz] İLE Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. )

( FLAVOR vs. TO TASTE )

( RASA ile ... )


- LEZZET[Ar.] ile Nİ'MET[Ar.]


- LEZZET[Ar.] ile RÂHAT[Ar.]


- LEZZET ile/ve/<> HEYECAN


- GER ile TİGON

( Eril aslanla dişil kaplanın yavrusu. İLE Eril kaplanla dişil aslanın yavrusu. )

( Liger ile ... )


- LİBÂN[Ar.] ile LİBÂN[Ar.]

( İnsan sütü. İLE Süt emzirme. )


- LİBÂS[Ar.] ile LİBS[Ar.]

( Giysi. İLE Kâbe'ye örtülen örtü. )


- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> NEOLİBERALİZM

( LİBERALİZM'DE
- Bireycilik
- Özgürlük
- Akılcılık
- Eşitlik
- Hoşgörü
- Sınırlı Devlet

İLE/VE/||/<>/>

NEOLİBERALİZM'DE
- Özelleştirme
- Muhafazakârlık
- Otoriter Devlet
- Deregülasyon
- Strateji ve Yönetişim
- Yeniden Dağıtım ve Rekabet
- Kriz ve Şiddet
- Demokrasinin Çöküşü ve Neo-Feodalizm
- Neoliberal Özne
- Esneklik ve Girişimcilik )


- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> SOSYALİZM ile/ve/||/<>/> MUHÂFAZAKÂRLIK

( * Bireycilik
* Özgürlük
* Sınırlı devlet
* Piyasa ekonomisi

İLE/VE/||/<>/>

* Birliktelik
* Eşitlik
* Yeniden dağıtım
* Dayanışma

İLE/VE/||/<>/>

* Aile
* Aşamalı değişim
* Ara kurumlar
* Sınırlı etkinlik olarak siyaset )


- LİBERALİZM ile/ve/||/<> TOPLUMSAL REFAH LİBERALİZMİ


- LİBRE ile ...

( Fransa'da 500 gr., İngiltere'de 454 gr. gelen ağırlık ölçüsü. )


- LİD ile ...

( Batı mûsikîsinde şarkı. )


- LİDER[İng.] ile/değil/yerine ÖNDER

( Bulunulan durumu, var olanı yönlendirir. İLE/DEĞİL/YERİNE Ufuk açar. )


- LIGARE ile/> RELIGARE


- LİGATURA/LİKADURA ile ...

( Gemide kullanılan bir ip. )


- LİHÂ'[Ar.] ile LİHÂ[Ar. < LİHYE] ile LİHÂ[Ar. < LEHÂT]

( Ağaç kabuğu. İLE Sakallar. İLE Küçük diller. )


- LİKA'["ka" uzun okunur] ile LÎKA[Ar.]

( Görme, rastgelip kavuşma. | Yüz, çehre. İLE Mürekkep hokkalarına konulan ham ipek, lök. )


- LİKA' ile ...

( GÖRME, RASTGELİP KAVUŞMA, YÜZ YÜZE GELME | YÜZ, ÇEHRE )


- LİKEN[Yun.] ile LİKEN[Yun.]

( Bir mantarla bir suyosununun ortakyaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı. İLE Kaşındırıcı bir deri hastalığı. )


- LİKOPEN:
DOMATESTE ile/ve/||/<>/> KAN VE DOKULARDA

( All-trans izomeri(all E-izomeri)[%90'a yakın oranda]. İLE/VE/||/<>/> Cis-izomeri(Z-izomeri). )

( Çiğ domateste bulunan likopen molekülü, "çizgi" biçimindedir. [Likopenin bağırsaklardan emilmesi ve kana geçmesi için uygun değildir.] İLE/VE/||/<>/> Kanda dolaşan likopen molekülü, "bükük" biçimdedir. )

( [Likopenin ...] Çizgisel biçimi, kümelenme ve kristalleşme eğilimi gösterir.[Emilmesini azaltır.] İLE/VE/||/<>/> Bükük biçimi, bağırsaklarda oluşan misellere kolayca geçer.[Emilimi daha fazla olur.] )

( [Miseller, yağların bağırsaklarda daha kolay emilmelerini sağlayan küçük damlacıklar biçimindeki oluşumlardır. Bağırsak gözeleri tarafından kolaylıkla alınır, şilomikron biçiminde paketlenir ve böylece kan dolaşımına geçerler.] )

( Domatesin pişirilmesi ve özellikle de bu işlem sırasında yağın da bulunması, çizgi biçimindeki moleküllerin bükük biçime dönüşmelerini kolaylaştırır.

Yapılan bir araştırmada, domatesin yağla beraber işlenmesiyle elde edilen domates sosu (cis-izomeri) yiyenlerin kanlarında, çiğ domates yiyenlere (all E-izomeri) göre daha fazla likopen bulunduğu tespit edilmiştir.

Z-izomerlerinin antioksidan etkileşimi de laboratuvar koşullarında all E-izomer biçimine göre çok daha yüksektir yani sağlığa daha yararlıdır. )

( Daha fazla likopen alabilmek için domatesin çiğ değil yağ ile birlikte pişirilmesi gerekiyor.
[Pişirme işlemi, başta C vitamini olmak üzere çoğu besin öğesinin de etkisinin azalmasına neden olur.]

Domatesin çiğ yenilmesi, hem de yemeklerle birlikte pişirilerek tüketilmesinde yarar vardır.
[Endüstri ürünü markalı sos, ketçap ya da salça kullanmamalıyız.] )


- LİKYA'LILAR ile/ve LİDYA'LILAR

( M.Ö. 1450 - 350 ile/ve M.Ö. 685 - 547 )


- LİKYA ile ...

( IŞIK ÜLKESİ )


- LİLA ile ...

( Oyun, şaka, bir ilâhi oyun olarak bakılan kozmos. Lila, Brahman'ın Mutlak gerçeğini temsil etmez. O ancak kısmi gerçektir ki gerçek olmayandan farklı değildir. Örneğin, buz kimilerine göre su, kimilerine göre ise buhar olarak tanımlanır fakat iki beyan da kısmen doğrudur. )


- LİMAN ile MENDİREK[Yun.]

( ... İLE Dalgakıranı bulunan liman. )


- LİMNOLOJİ ile ...

( Tatlı suların fiziksel ve biyolojik durumlarını inceleyen bilim dalı, gölbilim. )


- LİMON ile AĞAÇ KAVUNU

( ... İLE Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yaprakları mavimsi pembe, küçük bir ağaç. | Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi. )

( ... cum CITRUS MEDICA )


- LİMON ile LİM

( Turunçgillerden, bir ağaç. | Bu ağacın, sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyvesi. İLE Küçük limon, misket limonu. )

( CITRUS LIMONUM cum ... )


- LİMON ile LİMONİT[Fr.]

( ... İLE Sarı ya da kahverengi doğal hidratlı demir oksit. )


- LİMON ile MİSKET LİMON

( Genellikle büyük, oval/elips biçiminde ve kalın, pürüzlü bir kabuğa sahiptir. Rengi olgunlaştıkça sarıya döner. İLE Misket büyüklüğünde küçük ve oval ya da yuvarlak biçimdedir. Kabuğu ince ve parlaktır. Limona benzer ancak daha parlak bir tonu vardır. )

( Güçlü bir ekşi tat yapısına sahiptir ve bazı çeşitleri tatlılığa da sahip olabilir. İLE Limona kıyasla daha tatlı bir yapısı vardır. Ekşi tat, misket limonunda daha az belirgindir ve genellikle daha yumuşak bir lezzet sunar. )

( C vitamini bakımından zengin olup ayrıca lif, potasyum ve vitamin B6 gibi besin nesneleri içerir. İLE Limona benzer biçimde C vitamini içerir ancak daha az miktarda bulunur. Daha tatlı bir içeriğe sahiptir. Limonata ve tatlılar gibi kullanımlar için daha uygundur. )

( Yemeklerde, içeceklerde, temizlik ve doğal ilaçlar için kullanılır. İLE Genellikle garnitür ya da süsleme amaçlı kullanılır ve tatlılar, kokteyller ve bazı özel yemeklerde yeğlenir. )


- LIMOUSINE ile/değil HUMVEE

( Uzun, konforlu araç. İLE/DEĞİL Çok uzun, konforlu araç. )


- LİNÇ:
ÖRGÜTLÜ VE PLANLI KİTLELER ile ÖRGÜTSÜZ AMA PLANLI KİTLELER ile ÖRGÜTSÜZ VE PLANSIZ KİTLELER

( Yasadışı örgütler, terör örgütleri. İLE Bir suçu işlemek için bir araya gelmiş kişiler. İLE Linç kitlesi.[a) Feryat Kitleleri | b) Yığınlar] )


- LİNÇ ile/ve/||/<> İDAM


- LİNÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İFŞÂ


- LİNİN[Fr.] ile ...

( Göze çekirdeğinde bulunan ve kromatin tanelerini taşıyan, ağ biçimindeki ipliksi yapıya verilen ad. )


- LINK ile/ve/||/<> HYPERLINK


- LİNK ile LİNK[İng.]

( Atın, eşkin yürüyüşü. İLE İletişim dizgesi birliği. )


- LİNK ile LINK[İng.]/URL

( Atın eşkin yürüyüşü. İLE İlişim, ilişik, bağlantı.[site bağlantısı, url] )


- LİR/LÂVUTA/LAVTA/BER-BATT[Ar., Fars.]/LYRE[Fr.] ile ...

( Eski Türk'lerin kopuzu ile aynıdır. Kiriş tellerinin iki yanında ikişer demir tel olduğu ve Muğla'da icat edildiği söylenilir. )


- LİR ile/ve KİTARA


- LİRA ile LİRA[< İt. Altın para]

( Telli bir çalgı. İLE Yüz kuruş değerinde, Türkiye para birimi. )


- LÎSAN ile/değil LİSÂN

( İstanbul ağzı. İLE Anadolu ağzı. )


- LİTERATÜRDEN PAY ALMAK ile/ve/<> LİTERATÜRE KATILMAK


- LİTOLOJİ ile ...

( Taşbilim. )


- LİTRE ile KİLO


- LİTRE ile RATL

( ... İLE Litreye yakın bir sıvı ölçeği. )


- LİTÜRJİ ile ...

( Bir dinin törenlerine ya da tapınma biçimine ilişkin kurallarının tümü. )


- LIVE ile LIVE

( Yaşam. İLE Canlı. )


- LIVERPOOL'LU KÖPEKLER ile İSKOÇ KÖPEKLER

( Daha yüksek perdeden sese sahiptirler. İLE Daha düşük perdeden sese sahiptirler. )


- LİVRE/LİBRETTO ile ...

( Operanın söz kısmı. Opera kitabı. )


- LİYÂKAT ile HAK

( Lâyık oluş. İLE ... )

( İktidar, beceri, erdem. İLE ... )


- LİYAZ ile/>< LİGAZ

( Moleküller arası bağları kıran enzim. İLE/>< Moleküller arası bağları oluşturan enzim. )


- LLULL KOMBİNATUVARI ile/ve BRUNO KOMBİNATUVARI


- LOB ile/değil (YARIM)YUVAR


- LOBELYA[Lat. LOBELIA] ile ...

( Salkım durumunda, mavi çiçekleri bulunan, bir ya da çok yıllık, Kuzey Amerika bitkisi. )


- LOCA[Fr. < İt.] ile LOÇA[İt.]

( Bazı izleyicilerin oturdukları özel bölüm. | Masonların, toplantı yeri. İLE Gemilerin baş bodoslamalarının iki yanında, çapayı içine alabilen ve güverteye açılan demir zincirin geçtiği delik. )


- LOĞ/YUVAK/YUVGU/YUVGUZ ile/değil/yerine/= SİLİNDİR[Fr. < Yun.]/ÜSTÜVANE[Ar.]

( Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine koşut iki yüzeyin sınırladığı cisim. | Metalleri inceltmek, kumaşları parçalatmak, kâğıt üzerine baskı yapmak gibi işler için sanayide kullanılan merdane. | Motorlu taşıtların motorunda, pistona güçlü bir itiş sağlamak ve gaz karışımının yandığı ya da patladığı yer. | Yollarda, toprak damlarda, yeri bastırmak ya da tarlalarda, toprakları ezmek için gezdirilen taş silindir. )


- LOGOS ile/ve NOUS

( Akıl, yasa, düzen. İLE/VE ... )

( Ateşli söz. Etki eden söz. Sohbette geçen söz. İLE/VE ... )

( Doğadan kopmuş/uzaklaşmış. İLE/VE Doğa. )

( Bir şeyde bulunan düzen ve yasalılık. İLE/VE ... )

( Dilde/sözcüklerde gö(ste)rebilmek. İLE/VE ... )

( Parçaların, bütün ile olan ilişkisi. İLE/VE ... )

( PRAJNA ile/ve ... )

( SHENGZHI ile/ve ... )


- LOGOS ile GEOMETRİ


- LOK ile ...

( Gemileri farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz. (PANAMA KANALI) )


- LOKANTA ile LOSTARYA

( ... İLE Küçük lokanta. )


- LOKANTA ile/ve RESTORAN

( [İt.] TRATTORIA ile RISTORANTE )


- LOKMA ile/ve/> KİMÜS

( ... İLE/VE/> Yemeklerin mide özsuyuyla karıştıktan sonra aldığı durum. )

( İSTİHLÂB[Ar.]: Yemeğin, bağırsaklarda sindirilmek üzere yoğun sıvı kıvamına geçmesi. )

( PEPSIN: Mide özsuyunun hazmı kolaylaştıran bir maddesi. )

( TEKEYLÜS: Yiyeceklerin midede ve bağırsaklarda ezilerek lenf damarları tarafından emilmeye elverişli duruma gelmesi. )

( BOLUS vs./and/> CHYME )


- LOKMA ile/ve/> MEBLÛ/A

( ... İLE/VE/> Yutulmuş, bel olunmuş. )


- LOKMA ile/ve/<> RIZÂ


- LOKMANIN TADI ile/ve/||/<>/> YEMEĞİN TADI

( Ne kadar çok çiğnersek. İLE/VE/||/<>/> Ne kadar az yersek. )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! İLE/VE/||/<>/> Çok yiyen, az tad alır; az yiyen, çok tad alır. )


- LOKMAYI ÇABUK YUTMAK ile/değil/yerine/><
YETERİNCE ÇİĞNEDİKTEN SONRA YUTMAK

( Yemek yerken bir sonraki lokmayı hazırlamak yerine ağızdaki lokmayı iyice çiğnemek, yavaş yemek ve yiyeceğin tadını/zevkini tam olarak almaya çalışmaktır doğru olanı! )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! )


- LOKOMOTİF[Fr./İng. < LOCOMOTIVE] ile/ve/||/<> AMİGO[İsp.]

( Tren vagonlarını çeken makina. | Öncü. İLE/VE/||/<> Arkadaş. | Spor yarışmalarında taraftarları coşturan kişi. )


- LÖKOPENİ ile/||/<> LÖKOSİTOZ

( Kanda düşük seviyede beyaz kan gözesi bulunması. İLE/||/<> Kanda yüksek seviyede beyaz kan gözesi bulunması. )


- LOKUM ile KUŞLOKUMU

( ... İLE Lokumun küçük olanı. | Un ve şekerle yapılan bir kurabiye türü. )


- LONGYİ:
PASO ile/<> HTA MEİN

( [Myanmar'da] Erillerin giydiği etek. İLE/<> Dişillerin giydiği etek. )


- LÖNK ile/değil LÖK


- LORİ ile LORİ

( Kuyruksuz bir maymun. İLE Parlak renkli bir papağan. )


- LÖSEMİ ile/||/<> LENFOMA

( Kemik iliğinde olağandışı beyaz kan gözelerinin çoğalması ile ilişkili bir kanser türü. İLE/||/<> Lenfatik düzende olağandışı göze büyümesi ile ilişkili bir kanser türü. )


- LOSTRA[İt.] ile ...

( Ayakkabı boyama. )


- LOTUS ile/ve/<> PAPİRUS

( Yukarı Mısır. İLE/VE/<> Aşağı Mısır. )


- LOZAN ANTLAŞMASI ile/değil UŞİ ANTLAŞMASI

( ... İLE/DEĞİL Osmanlı'nın Afrika'daki son toprak parçasını kaybettiği antlaşma.[1912] )

( RUMİNE SARAYI: Lozan Antlaşması'nın yapıldığı saray. )


- LSD ile DMT


- LÜBB ile ...

( İÇ, ÖZ | NÛR-I İLÂHÎ )


- LÜBNAN[< LABNE] ile ...

( Beyaz. )


- LÜBORULARI ile ...

( Üflemeli bir Çin çalgısı. )


- LÜFER ile/değil AKYA


- LÜFER ile SARIKANAT

( ... İLE Çinakoptan biraz büyük lüfer. )


- LÜFER ile/değil/<> SIRTIKARA

( ... İLE/DEĞİL/<> Lüferin bir türü. )


- LÛGAT ile/ve KAMÛS

( Sözlük. İLE/VE Büyük sözlük. )

( Hakikî. İLE Sözlük/Ahit. )

( Lûgat'lerde Hakikî anlamı bulursunuz. İLE Sözlük ya da sözlükçelerde farklı anlamlar yüklenmiş olabilir. )


- LUKATA ile ...

( Buluntu mal. )


- LUKIANOS ile/ve/||/<> JULES VERNE

( )


- LÜKS ile/ve/||/<>/> İSRAF


- LÜKS ile/ve/||/<>/< KEYİF/KEYFİ / KİŞİSEL


- LÜKS ile ŞANS

( LUXURY vs. CHANCE )


- LÜKS ile/değil/yerine TOKGÖZLÜLÜK

( Yapay yoksulluk. İLE/DEĞİL/YERİNE Doğal zenginlik. )


- LÜKS ile UC


- LÜKSEMBURG ile/ve/<> LÜKSEMBURG

( Ülke. İLE/VE/<> Lüksemburg'un, -aynı adlı- başkenti. )


- LUMBAGO ile ...

( Bel ağrısı. )


- LÜMEN[Lat.] ile ...

( Işık yeğinliği, 1 mum olan, eşit dağıtımlı bir nokta kaynağının 1 steradyan içine yayımladığı ışık akışı. )


- LÜMİNESANS ile ...

( Işıldama. )


- LUPUS ile/||/<> ROMATOİD ARTRİT

( Deri, eklemler ve organlarda yangılanma ve bağışıklık düzeninin gövdenin kendi dokularına saldırması ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Eklem yangısı ve deformasyonu ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. )


- LUPUS ile/||/<> SJÖGREN BELİRGESİ/SENDROMU

( Bağışıklık düzeninin gövdenin kendi dokularına saldırması ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Gözyaşı ve tükürük bezlerinin yangılanması ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. )


- LURIANİK KABALA ile/ve GELENEKSEL KABALA

( Isaac Luria. İLE/VE Isaac the Blind. )


- LÛT GÖLÜ ile/ve/<> TABERYA GÖLLERİ

( Deniz seviyesinden 400 m. aşağıda olan Lût Gölü, Ürdün ile İsrail sınırındadır. İLE/VE/<> Dünyanın en alçak ırmağı olan Şeria Irmağı, Lût Gölü ile deniz seviyesinden 210 m. aşağıda bulunan Taberya Gölleri'ni birbirine bağlayan ırmaktır. )


- LÛT[Ar.] ile Lût[Ar.]

( Çıplak. | Tatlı yemekler. İLE Hz. İbrahim'in yeğeni olan peygamber. )


- LUTF[Ar.] ile MUDÂRE[Ar.]


- LUTF[Ar.] ile RIFK[Ar.]


- LUTF[Ar.] ile TEVFÎK[Ar.]


- LÜTFEN[< LÂTİF]/LÜTÛFEN ile/ve/< RİCÂ[< REC' | çoğ. RÜCÛ]

( Kabalaşmış/kesif olandan değil en ince olandan (noktadan), hepimizin başlangıç/hareket/buluşma noktasından sesleniyorum/istiyorum. İLE/VE En ince olana (noktaya) geri dönüyorum. Orada buluşuyor ve oradan sesleniyorum/istiyorum. )


- LÜTFEN ile/ve RİCA EDERİM


- LÜTÛF ile/ve İMTİYAZ

( FAVOUR vs./and SPECIAL PRIVILEGE )


- LÜTÛF ile/ve/||/<> SIR


- LUZÛMİYYE ile İTTİFÂKIYYE

( Gereklilik bildiren.(Eğer Güneş doğarsa gündüz olur). İLE Rastlantı bildiren.(Eğer insan düşünense, eşek de anırandır). )


- M-N-O:
MISIR ile/ve/||/<>/> PROTOSINAİTİK ile/ve/||/<>/> FENİKE ile/ve/||/<>/> ERKEN YUNAN ile/ve/||/<>/> KLASİK YUNAN ile/ve/||/<>/> LATİN

( image )


- M.Ö. 3500 ile M.S. 1550...1750


- M.Ö. ile/ve/değil/||/<>/< G.Ö.

( Milattan önce. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Günümüzden önce. )


- M'BORORO ile/ve/<> FULANİ

( Orta Afrika Cumhuriyeti nüfusunun %15'ini oluşturan müslüman kabileler. )


- MÂ HADDUHÛ[Ar.] ile MÂ HUVE[Ar.]

( Onun tanımı/haddi nedir? İLE O nedir? )


- MÂ LEKE LÂ TEF'ALU KEZÂ[Ar.] ile LİME LÂ TEF'ALU[Ar.]

( Sana ne oluyor böyle yapmıyorsun? İLE Neden yapmıyorsun? )


- MÂ-BA'D ile/ve MAK'AD


- MÂ'[Ar. çoğ. MİYÂH] ile MÂ-[Ar.] ile MA'/MAA[Ar.] ile MÂ[Ar.]

( Su. İLE O şey ki, şu nesne, ...daki. | Olumsuzlama/nefi edatı. İLE İle, beraber, birlikte. İLE Biz. )


- MA'A[Ar.] ile 'INDE[Ar.]


- MA'BÛD Bİ HAKKIN[Ar.] ile İLÂH[Ar.]


- MA'KAD ile/değil MAK'AD[Ar.]

( Akd edilecek, sözleşilecek yer. İLE/DEĞİL Oturulacak yer, minder. | Oturak yeri, geri, kıç. )


- MA'NÂ[Ar. çoğ. MAÂNÎ] ile MÂNÂ[Ar.]

( Anlam. | İç, iç yüz. | Düş/rüya. | Akla yakın neden. İLE Eş, benzer. )


- MA'NÂ[Ar.] ile MEVSÛF[Ar.]


- MA'RÂ[Ar.] ile MA'REF[Ar.]

( Gövdenin, çoğu zaman çıplak yeri/yerleri. İLE Yüzün, sürekli açık görünen yeri/yerleri. )


- MA'REC[Ar. çoğ. MAÂRİC] ile MAHREC[Ar. < HURÛC | çoğ. MAHÂR] / ÇIKAK[Ar.]

( Çıkacak yer, merdiven. İLE Dışarı çıkılacak kapı. | Ağızdan harflerin çıktığı yer. Çıkak, boğumlama yeri.[Fr. POINT D'ARTICULATION] | İlmiyye rütbesinden, İstanbul tarîk-i mevleviyetlerinin ilk pâyesi. | [mat.] Payda. )

( ... avec POINT D'ARTICULATION )


- MA'RÛF[Ar.] ile MEŞHÛR[Ar.]


- MA'SÛM[Ar. < İSMET] ile MASÛN[Ar. < SAVN]

( Suçsuz, kabahatsiz. | Küçük çocuk. İLE Saklanmış. | Korunmuş, korunan, sıyânet olunmuş. | Sâlim, sağlam. )

( INNOCENT vs. PROTECTED )


- MA'SÛR[Ar. < USRET | çoğ. MA'SÛRÂT] ile MA'SÛR ile MÂSÛR[Fars.]

( Zor, güç. İLE Sıkılmış, suyu ya da yağı alınmış şey. İLE Birbirine katılmış şey. )


- MAİYET ile MAHİYET

( Birlikte bulunma. İLE Nitelik. )


- MÂ ile ...

( BİZ )


- MAA-MÂ-FÎH[Ar.] ile BİNÂEN ALEYH[Ar.]

( Bununla birlikte, (b)öyle iken, (b)öyle ise de. İLE Bunun üzerine, bundan dolayı. )


- MAÂBİD[Ar. < MA'BED] ile MAÂBÎD[Ar. < MA'BÛD]

( İbâdet edilecek yerler, tapınaklar. İLE İbâdet edilecek yerler. )


- MAAN[Ar.] ile MAÂN[Ar.]

( Beraber, birlikte. İLE Mekân. )


- MAÂZIR[Ar. < ME'ZER] ile MAÂZIR[Ar. < MA'ZERET] ile MAÂZÎR[Ar. < Mİ'ZÂR]

( Sığınılacak yerler. İLE Mâzeretler. İLE Perdeler. )


- MÂBED'E ÇAĞRIDA:
SUR ile/> ÇAN ile/> EZAN


- MÂBED ile/ve BELDE


- MÂBED ile/ve/değil EŞİK

( Mâbed, zamanın aşkınlaştırıldığı "ebedî şimdi"dir. )


- MÂBED ile MESCİD-İ DIRAR

( ... İLE Hz. Muhammed zamanında, münâfıkların, fitne ve fesat yuvası ve de silah deposu olarak kullandıkları, Kuba denilen yerde yaptırdıkları mâbed. )


- MÂBED ile/ve/değil/<> MİTOLOJİK MÂBED

( Fiziksel ve mekânsal. İLE/VE/DEĞİL/<> Zihinsel ve içsel merkezli. )

( İntisâb/inisiyasyon, içsel mâbedin oluşturulmasını başlatır/sağlar. )

( Mâbed, ferâgat ahlâkıyla kurulur. )


- MÂBEYAN ile/||/<> MÂBEYİN ile/||/<> SELÂMLIK

( Konaklarda, harem ile selâmlık arasındaki daire. İLE/||/<> Sultan sarayında harem dairesi ile dış daireleri arasındaki bölüm. İLE/||/<> Saray, köşk ve konaklarda erkeğin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm. )


- MAÇA[İt.] ile MAÇA[İt.]

( Oyun kâğıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah benek, pik. İLE Döküm parçasında, içi boş kopya elde etmek için kullanılan kum, maden ya da ergimiş durumdaki döküm maddesine dayanıklı başka bir maddeden yapılmış dolgu kalıp. )


- MACAR FORİNTİ ile PENGÖ

( ... İLE İkinci Dünya Savaşı sonuna değin kullanılan, Macar para birimi. )


- macOS'TA:
.pkg ile .dmg


- MADÂ/MAZÂ[Ar.] ile MÂ-ADÂ[Ar.]

( Geçti. İLE Başka, fazla, gayrı. )


- MADALYA[İt.] ile MADALYON[İt.]

( Yararlık gösterenlere, yarışlarda ve sergilerde derece alanlara ödül, bazen de önemli bir olay dolayısıyla, ilgililere, andaç olarak verilen metal nişan. İLE İçine küçük resim, saç teli gibi andaçlar konulan, bona zincirle asılan, genellikle değerli metalden yapılmış, türlü biçimde süs eşyası. )


- MADAM RÉCAMIER KOLTUK ile JOSEPHINE KOLTUK


- MADARA (OLMAK/ETMEK) ile REZİL (OLMAK/ETMEK)

( Kötü duruma düşmek, yalanı, yanlışı ortaya çıkmak. İLE ... )


- MADDE BAĞIMLI/LIĞI ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL BAĞIMLI/LIK


- MADDE VE HAREKET ile/ve MADDE YA DA HAREKET ile/ve MADDE İLE HAREKET


- MADDE/MÂNÂ:
İŞLEV ile/ve/<> AMAÇ


- MADDE ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> SÛRET

( Yayılan. İLE/VE/||/<>/> Maddenin biçim almış durumu. İLE/VE/||/<>/> ... )


- MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( "İdrak edilenlerin bütünlüğü/toplamı" denilen. İLE "İdrak edenlerin bütünlüğü" denilen. )

( MADDE: KÜTLE ve HACİM ve EYLEMSİZLİK )

( Her düzeyde berrak bir zihne gereksinim vardır. )

( Zihin ve dünya ayrı değildir! )

( Dünyanın ne olduğunu düşünüyorsanız, o, sizin kendi zihninizdir. )

( Tüm uzay ve zaman, zihindedir. )

( Gerçeğin zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )

( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )

( MATTER vs. UNIVERSAL MIND
Mind and the world are not separate.
What you think to be the world is your own mind. )


- MADDE ile/ve KARANLIK MADDE


- MADDE ile/ve MADDETÜ'N-MUAYYENE MADDE


- MADDE ile/değil MADDÎ

( Görünmez. İLE/DEĞİL Görünür. )


- MADDE ile/ve MÂNÂ

( Mânânın kesifleşmiş hali. İLE/VE Seni senden soyan. )

( Verdikçe "azalan". İLE/VE Verdikçe artan/artar. )

( Mânânın hakimiyeti madde sayesinde olur. )


- MADDE ile/ve SÛRET

( Cins. İLE/VE Fasıl. )

( MADDE: Olma ve olmama olanağı. )


- MADDE ile/ve/||/<>/> SÛRET ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> NEFS ile/ve/||/<>/> AKIL


- MADDE ile/ve/<> YOĞUNLUK


- MADDE ile/ve/<> ZİHİN

( Madde, şekildir; zihin, isimdir. )

( MATTER vs. MIND
Matter is the shape, mind is the name. )


- MADDECİLİK ile/ve ELEYİCİ MADDECİLİK ile/ve İNDİRGEYİCİ MADDECİLİK ile/ve SONSAL İNDİRGEMECİLİK

( ... İLE/VE Zihinsel olguları kabul etmezler. İLE/VE Zihinsel olguları kabul ederler. İLE/VE Kuvantum alanını göz önünde bulundururlar/tutarlar. )


- MADDECİLİK ile FİZİKSELCİLİK


- MADDİ HAZ ile/ve MANEVİ HAZ

( Zamana bağlı olarak. İLE/VE AN'da. )


- MADDÎ İKRAM ile/ve/<>/|| MANEVÎ İKRAM

( Anımsayamayabiliriz. İLE/VE/<>/|| Unutmayız. )


- MADDÎ KEYİFLER/ZEVKLER ile/ve/değil/yerine MANEVÎ ZEVKLER

( Başta istek, sonrasında bıkkınlık verir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Başta isteksizlik, sonrasında şevk verir. )


- MADDÎ RIZK ile/ve MANEVÎ RIZK

( Anadan doğanlar zamanla büyüdükleri gibi, maneviyet âlemine doğanlar da zamanla büyürler. )

( Altına yok olmak yoktur, maneviyat gibidir. )

( Maneviyat da altın gibi herşeyde gizlidir ve mahvolmaz. )


- MADDÎ ZEKÂT ile/ve MÂNEVÎ ZEKÂT

( Malı temizler. İLE/VE Nefsi temizler. İlim ve sevgiyle verilir. )

( Olgun bir meyve koparılmaz da sapının ya da çöpünün üstünde kalırsa, tevek onu sömürür, meyvenin içindeki gıda, geldiği yere geri gider. )


- MADDÎ ile/ve MÂNEVÎ


- MADDÎ ile/ve MEKANİK

( MATERIAL vs./and MECHANICAL )


- MADDÎ ile/ve/değil/>&lt; MÜCERRED

( ... İLE/VE/DEĞİL/>< Maddî olmayan. )


- MADEN YATAĞI ile/ve/||/<>/> MADEN OCAĞI


- MADEN/TAŞ/LİNYİT[Fr. < Lat.] KÖMÜRÜ ile/değil ODUN KÖMÜRÜ

( Madenleri odunla, maden kömürüyle ya da linyit kömürüyle eritmek olanaklı değil/di. İLE/DEĞİL Maden, ancak odun kömürüyle eritilebilir/di. )

( Bileşimindeki karbon oranı %60-70 olan, kahverengi ya da siyah, taşıl kömür. İLE Odunun kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür, mangal kömürü. )

( Jeolojik dönemler boyunca dönüşüme uğrayarak büyük bir kalori gücü kazanan, bitki fosillerinden oluşan doğal yakıt. İLE/DEĞİL Odunun, kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür. )

( ... ile/değil ÂLÂS )


- MADEN ile/ve/<> ERGENE

( ... İLE/VE/<> Maden yeri. )


- MADIMAK ile/||/<> SİNOP MADIMAĞI

( İlkbaharda, kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, yenilebilen bir kır bitkisi. )


- MADREPORLAR

( Mercanlar sınıfının kalkerli hayvanları içine alan bir takımı. )


- MAFYA ile/ve/<> (")HÜKÜMET(")

( FaRkLaR'ı değil önemli bir ortak yanları vardır. İkisinde de haktan, hukuktan eser yoktur ve/ya da olmayabilir (ne yazık ki[hükümet için]). )


- MAFYA ile/ve/||/<> CUNTA


- MAGANDA ile MAÇO


- MAGÂNİM[Ar. < MAGNEM] ile MAGÂRİM[Ar. < MAGREM]

( Ganimetler, düşmandan ele geçirilen mallar. İLE Ödenilecek borçlar, diyetler. )


- MAĞARA ile/ve/||/<>/> BARAKA


- MAĞAZA ile/ve/<> REYON[Fr. < RAYON]

( ... İLE/VE/<> Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü. )


- MAĞDUR HAKLARI ile/ve/<> SANIK HAKLARI


- MAĞDUR/HASTA EDEN/ETMEK ile/ve/değil/||/<>/< MAĞDUR/HASTA OLAN/OLMAK


- MAĞDUR/İYET ile MAHCUB/İYET


- MAĞDUR ile/ve/||/<> MUZDARİP/MUZTARİB[< DARB]


- MAĞDUR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>< ZÂLİM


- MAĞDURİYET:
TARİHSEL ile/değil EKİNSEL/KÜLTÜREL


- MAGNEZYUM ile KELİFİT[Fr. < KELYPHITE]

( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. İLE Hidratlı doğal magnezyum silikat. )


- MAGNEZYUM ile TALK[Ar.]

( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [simgesi Mg] İLE Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum. )


- MAGRİB-İ AKSÂ[Ar.] ile MAGRİB-İ EDNÂ[Ar.] ile MAGRİB-İ ESVÂT[Ar.] ile MAGRİB OCAKLARI[Ar.]

( Fas, Marakeş. İLE Trablus ve Berberiye. İLE Tunus, Cezâyir. İLE Trablus, Tunus ve Cezâyir. )


- MAGRİB[Ar. < GARB | çoğ. MAGARİB] ile Magrib[Ar.]

( Batı. | Akşam. İLE Batı tarafında olan ülkeler. | [Afrika için] Mısır ötesindeki kuzey bölümü.[İspanya, Portekiz] )


- MAGRİS[Ar. < GARS | çoğ. MAGARİS] ile MAGRİZ[Ar. çoğ. MAGARİZ]

( Fidanlık, fidan yetiştirilen yer. İLE Bir şeyin dahil edildiği yer, bir şeyin çıktığı, büyüdüğü geliştiği yer, kuyruk dibi. | Büyükayı[Dübb-i Ekber] denilen yıldız takımının dörtgeniyle kuyruğunun birleşme noktasında bulunan, kümenin dördüncü parlak yıldızı. )

( ... cum URSUS MAJORIS )


- MAĞRUR ile/ve/değil/yerine/||/>< MAĞDUR

( Mağdur olan, mağrur olur. )

( "Mağrurun" değil mağdurun yanında olmayı yeğleriz/yeğlemeliyiz... )


- MAGRÛS/E[Ar. < GARS] ile MAGRÛZ[Ar.]

( Toprağa dikilmiş. İLE Taze. )


- MAGZÂ[Ar.] ile MAGZÂ[Ar. çoğ. MAGAZÎ]

( Amaç, istek, meram. İLE Gazâ, savaş öyküleri. | Savaş. )


- MÂH[Fars.] ile MÂH[Fars.]

( Ay. | Yılın 1/12'si. İLE Geçersiz [para]. | Rezil, münâfık, alçak. )


- MAHSUR ile MAHZUR


- MAHABBET[Ar.] ile İŞK[Ar.]


- MAHABBET[Ar.] ile SADÂKAT[Ar.]


- MAHABBET[Ar.] ile ŞEHVET[Ar.]


- MAHABBET ile ŞİRK


- MÂHÂBİS[Ar. < MAHBES] ile MAHÂBÎS[Ar. < MAHBÛS] ile MAHÂBİZ[Ar. < MAHBEZE]

( Hapishaneler. İLE Hapsedilmiş, bir yere kapatılmış olanlar. İLE Ekmek fırınları/dükkanları. )


- MAHADAKASH ile CHIDAKASH ile PARAMAKASH

( Mahadakash doğadır, var olanlar, okyanusudur, duyular aracılığıyla temas kurulabilen her şeyi ile fiziksel uzaydır. İLE Brahman'ın sınırsız bilgi yönü, farkındalık alanı. Hem bireysel, hem evrensel bilinç anlamında da kullanılır. Zamanın zihinsel uzayıdır, algılama ve idraktir. İLE Paramakash zamansız ve uzaysız (mekânsız) gerçektir, zihinsiz, ayırt edilemez, sonsuz potansiyel güçtür. )

( Mahadakash is nature, the ocean of existences, the physical space vs. all that can be contacted through the senses. WITH Chidakash is the expanse of awareness, the mental space of time, perception and cognition. WITH Paramakash is the timeless and spaceless reality, mindless, undifferentiated, the infinite potentiality. )


- MAHÂFİL[Ar. < MAHFİL] ile MAHÂFİR[Ar. < MİHFER/E]

( Oturulacak, görüşülecek yerler, toplantı yerleri. | Büyük camilerde, sultanlara ya da müezzinlere ayrılmış etrafı parmaklıkla çevrilmiş olan yerler. İLE Hattatların, yanlışı kazımakta kullandıkları, bir çeşit kalemtraş. | Beller. Kazmalar. )


- MAHALL[Ar. < HULÛL | çoğ. MAHÂLL] ile MAHÂLL[Ar. < MAHALL]

( Yer. İLE Yerler. )


- MAHALLE BASKISI ile/değil ÖRGÜTLÜLÜK


- MAHARET/BECERİ ile/ve MEZİYET

( SKILL/ABILITY vs./and MERIT )


- MAHÂRET ile/ve/||/<> HAMARAT

( Beceri. İLE/VE/||/<> Ev işlerinde, çok çalışkan ve becerikli kadın. )


- MAHAYANA (OKULU) ile/ve HİNAYANA (OKULU)

( Büyük yol. İLE/VE Küçük yol. )

( DA CHENG ile/ve XIAO CHENG )


- MAHÂZÎL[Ar. < MAHZÛL] ile MAHÂZÎR[Ar. < MAHZÛR]

( Rezil/rüsva olan kişiler. İLE Sakınılacak, korkulacak, hazer olunacak şeyler, engeller, sakıncalar. )


- MAHBES[Ar. < HABS] ile MAHBEZ[Ar. çoğ. MAHÂBİZ]

( Hapsolunma yeri, hapishane, zindan, cezaevi. İLE Ekmek fırını/dükkanı. )


- MAHCÛB ile MEKŞUF


- MAHCUBİYET ile/ve İKÂZ


- MAHDUM[Ar.] ile/ve/||/<> KERÎME[Ar.]

( Erkek çocuk. İLE/VE/||/<> Kız çocuk. )


- MAHFİL[Ar.] ile MECLİS[Ar.]


- MAHFÛZ[Ar. < HIFZ] ile MAHFÛZ[Ar.]

( Saklanmış, hıfz olunmuş. | Korunmuş, gözetilmiş. | Gizlenmiş. | Ezberlenmiş. İLE Alçalmış. )


- MÂHÎ[Ar. < MAHV] ile MÂHÎ[Fars. | çoğ. MÂHİYÂN]

( Yok edici/mahvedici, yok eden/mahveden. İLE Balık. | Güneybalığı'nın a yıldızı. [Fr. FORMALHAUT] | Aylık. )


- MAHİYET'TE VARLIK:
AYNİYET ile/ve GAYRİYET ile/ve CÜZZİYET


- MAHİYET[Ar.] ile MAİYET[Ar.]

( Öz. İLE Tören alayı. )


- MAHİYET ile CEVHER

( Mâhiyet + Suret + Ârazlar. İLE/VE Öz. )

( Mâhiyet, taksim edilmez. )

( Mâhiyetten istisna yapılmaz. )

( CONFIGURATION vs./and QUIDITY/ESSENCE )


- MAHİYET ile/ve/<> MALİYET


- MAHİYET ile/ve/||/<> MUHTEVÂ


- MAHİYET ile/ve/değil/= VARLIK

( Hiçbir nitelik ve nicelik, mahiyete yüklen(e)mez. )

( [not] QUIDITY/ESSENCE vs./and/but/= EXISTENCE )


- MAHKEME ile/||/<> AREOPAJ[Fr.]

( ... İLE/||/<> Eski Atina'da mahkeme. )


- MAHKEME ile/ve/<> İSTİNAF (MAHKEMESİ)

( ... İLE/VE/<> Mahkemenin verdiği kararı kabul etmeyerek, bir kararı, istinaf mahkemesine götürme. | [eskiden] [MAHKEMESİ]: İlk derecedeki mahkemelerle Yargıtay arasında yer alan mahkeme. )


- MAHKEME ile/ve/||/<>/> UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ


- MAHKÛM ETMEK ile/ve/yerine ELEMEK


- MAHKUM İKİLEMİ ile/ve/||/<> NEWCOMB SORUNU


- MAHKÛM OLMAK ile/ve MECBUR OLMAK


- MAHKÛMİYET ile/ve/> MAHRÛMİYET

( İki ucta da olmayacak/kalmayacak biçimde hareket etmek gerek. )


- MAHLAS ile/ve/||/<> TAPŞIRMA

( Şair ya da yazarların kullandığı takma ad. İLE/VE/||/<> Şairin adına son dörtlükte yer vermesi. )


- MAHLEB[Ar. çoğ. MAHÂLİB] ile MAHLEB[Ar.]

( Aslan, kedi, doğan gibi hayvanların çengelli pençeleri. İLE İdris ağacı. | Bal. )


- MAHLEB[Ar.] ile MAHLEB[Ar. çoğ. MAHÂLİB]

( Gülgillerden, 6-10 m. yüksekliğinde bir ağaç. Kokulu kiraz, İdris ağacı. | Bu ağacın, baharat olarak kullanılan, nohut büyüklüğündeki yemişi. | Bal. İLE Aslan, kedi, doğan gibi hayvanların çengelli pençesi. )

( PRUNUS MAHALEB cum ... )


- MAHLÛK[Ar. < HALK] ile MAHLÛK[Ar.]

( Yaratılmış, halk olunmuş. İLE Traş edilmiş baş/yüz. )


- MAHLÛK/ÂT ile/ve MEVCÛD/ÂT


- MAHLÛL[Ar. < HALL] ile MAHLÛL[Ar.]

( Çözülmüş, dağılmış, hallolunmuş. | Erimiş, eritilmiş, eriyik. | Sahipsiz maaş ya da memurluk. | Mirasçısı bulunmayan ve hükümete kalan miras. İLE Delinmiş, öbür tarafına işlenmiş olan şey. )


- MAHMUD BEY TÜRBESİ ile MAHMUD PAŞA TÜRBESİ

( Üsküdar'da, Aziz Mahmud Hüdai Sokağı başındadır. İLE Bayezıd'ta, Mahmud Paşa Camisi arkasındadır. )

( Sadrazam Kayseri'li Halil Paşa'nın oğlu Mahmud Bey'in türbesidir. [XVII. yy.] İLE Sadrazam Mahmud Paşa [ö. 1474] ve oğlunun türbesidir. )


- MAHMUD I ÇEŞMESİ ile MAHMUD I ÇEŞMESİ ile MAHMUD I ÇEŞMESİ ile MAHMUD I ÇEŞMESİ ile MAHMUD I ÇEŞMESİ ile MAHMUD I ÇEŞMESİ

( Fatih'te, İskender Paşa Camisi karşısındadır. İLE Nişantaşı, Bayıldım Caddesi'ndedir. İLE Kandilli'dedir. İLE Taksim - İstiklâl Caddesi'nin başındadır. İLE Topkapı Sarayı'nda, 3. bahçedeki Kuşhane Kapısı'nın yanındadır. İLE Tophane Meydanı'nda, Tophane[Nusretiye] Camisi ile Kılıç Ali Paşa Camisi arasındaki meydandadır. )

( 1747'de. [Barok üslûbunda.] İLE 1748'de. İLE 1751'de. İLE 1732'de. İLE 1735'te, Sultan II. Mahmud tarafından. İLE 1732'de, Sultan I. Mahmud emriyle, annesi Saliha Sultan için, Türk Rokoko üslûbunda, Mimar Mehmed Ağa'ya yaptırtılmıştır. [İstanbul'un en yüksek çeşmesidir.][Tophane Çeşmesi olarak da bilinir.] )


- MAHMUD II ÇEŞMESİ ile MAHMUD II ÇEŞMESİ ile MAHMUD II ÇEŞMESİ ile MAHMUD II ÇEŞMESİ ile MAHMUD II ÇEŞMESİ

( Emirgan'ın güneyinde, Boyacıköy'de, Fıstıklı Yokuşu'nun başındadır. İLE Emirgan'ın güneyinde, Boyacıköy Polis Merkezi ilerisindeki meydandadır. İLE Çemberlitaş'ta, Emin Sinan Camisi önündedir. İLE Bostancı'da, Bostancıbaşı Köprüsü yakınındadır. İLE İstinye'dedir. )

( 1838'de. İLE 1837'de. İLE 1819'da. İLE XIX. yüzyıl başında. İLE 1834'te. )


- MAHMUD PAŞA CAMİSİ ile MAHMUD ÇAVUŞ CAMİSİ

( Kapalı Çarşı yakınında, Mahmud Paşa semtindedir. İLE Sütlüce'dedir. )

( 1463'te, Sadrazam Mahmud Paşa emriyle, Mimar Atik Sinan'a yaptırtılmıştır. [Türkler'in İstanbul'da yaptırdığı ilk camilerdendir.] İLE 1538'de, Kızlar Ağası Mahmud Ağa tarafından. [Sütlüce Camisi olarak da bilinir.] )


- MAHMÛD[Ar. < HAMD] ile Mahmûd[Ar.] ile Mahmûd (Kaşgarlı)[Ar.]

( Övülmeye değer, hamdolunmuş, senâ edilmiş. | Hz. Peygamber'in adlarından biri. İLE Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. İLE Türk bilgini, sözlük yazarı ve edibi. | Dîvân-ü Lügat-it Türk'ün yazarı. )


- MAHREF[Ar.] ile MA'REF[Ar.]

( Yemiş sepeti. İLE Yüzün, sürekli açık görünen yeri/yerleri. )


- MAHREK[Ar. < HAREKET] ile MAHREK[Ar.]

( [mat.] Hareketli bir noktanın güttüğü yol. | Bir gök nesnesinin hareketinde, ağırlık merkezinin geometri bakımından yeri, yörünge. [Fr. ORBITE] İLE Yakacak yer. )


- MAHREM-İ ESRÂR ile/ve/||/<> MAHREM-İ RÂZ

( Kendine sır söylenilen kimse, sırdaş. İLE/VE/||/<> Kendine sır verilmiş kişi. | Allah'ın sırrıan âşinâ olmayan başlayan kişi, velî. )


- MAHREM[Ar. < HARÂM | çoğ. MAHÂRİM] ile MAHREM[Ar.]

( Haram. Şeriatın yasak ettiği şey. | Nikâh düşmeyen, şeriatçe evlenilmesi yasak edilen. | Şeriatçe, kadının kendinden kaçmadığı erkek. | Biriyle çok samimi, içli-dışlı olan. | Gizli olan, herkese söylenilmeyen. | Herkesçe bilinmemesi gereken. | Tanrı'nın sırlarını öğrenmeye başlayan kişi. İLE İki dağ arasındaki yol. )


- MAHRUM ile MAZLUM


- MAHRÛMİYET ile/ve/||/<>/> MAĞDURİYET


- MAHRÛMİYET ile/ve ÖLÇÜ

( DEPRIVATION vs./and MODERATION )


- MAHŞER[Ar.] ile MAŞER[Ar.]

( Kıyâmet günü dirilenlerin toplanacaklarına inanılan yer. | Büyük kalabalık. İLE İnsan topluluğu, toplum. )


- MAHSUB[Ar. < HİSÂB | çoğ. MAHÂSİB] ile MAHSÛB[Ar.]

( Hesaba katılmış, hesap edilmiş. | Büyük bir zâta mensup kişi. İLE Kızamık çıkarma. )


- MAHSÛD[Ar. < HASED] ile MAHSÛD[Ar.]

( Kıskanılan, hased olunan/edilen. İLE Ekini biçilmiş, hasad edilmiş. | Biçilmiş ekin. )


- MAHSUN[Ar. < HISN] ile MAHZÛN[Ar. < HAZÎNE] ile MAHZÛN[Ar. < HÜZN]

( Güçlendirilmiş, istihkâmlı. İLE Hazinede saklanılan şey. İLE Hüzünlü, tasalı, kaygılı. )


- MAHSÛR[Ar. < HASR] ile MAHSÛR[Ar.] ile MAHZUR[Ar.]

( Yorulmuş, feri gitmiş göz. İLE Kuşatılmış, muhâsara edilmiş. | Sınırlanmış, belirli edilmiş, hasredilmiş. | Men edilmiş. | Sıkıştırılmış, tazyik edilmiş. İLE Sakınılacak, korkulacak şey. | Engel. | Sakınca. )


- MAHSUS[< HAS] ile MAHSÜS[< HİS]


- MAHSÛS[Ar. < HİSS] ile MAHSÛS[Ar. < HUSÛS | çoğ. MAHÂSÎS, MAHSÛSÂT] ile MAHZÛZ[Ar. < HAZZ]

( Duyumsanan, hissedilen. İLE Başkasında bulunmayan, sadece bir kişiye ait olan. | Birine ayrılmış olan. | Lâyık. | Ayrı, müstakil, başlı başına. | Özel olarak. | İsteyerek, bile bile. | Şakadan. İLE Hoşlanmış, haz etmiş. )


- MAHSUS ile/ve/değil/yerine MÂKUL

( Elimizle/gözümüzle, duyularımızla. İLE/VE/DEĞİL Beyin, akıl ile. )


- MAHSÛSA ile KÜLLİYYE MÜSEVVERE ile CÜZ'İYYE MÜSEVVERE ile MÜHMELE


- MAHV OLMAK ile MUHAF OLMAK


- MAHYA KURULAMAYAN CAMİ

( BAYEZİD CAMİİ [Minare aralığı en fazla olan cami.] )


- MÂHYA ile MÂHYA

( Ramazan gecelerinde, camilerde, iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil ya da elektrik ampulleriyle yazılan yazı ya da yapılan resim. İLE Çatılarda, iki eğik yüzeyin birleştiği bölüm. )


- MAHYALARDA:
YAZI ile/ve/||/<>/> RESİM

( [Ramazan ayının ...] ... ilk onbeş gününde. İLE/VE/||/<>/> İkinci onbeş gününde. )

( )


- MAHZEN[Ar.] ile/ve/||/<> KİLER[Fars. < KİLÂR]/ARDİYE[Ar. < ARZİYE] ile/ve/||/<> DEPO[Fr. < DÉPÔT]/DEBBOY ile/ve/||/<> ANTREPO[Fr. < ENTREPOT] ile/ve/||/<> SAKLAK/AMBAR[Fars. < ANBAR]

( Yapılarda yer altı sakla[n]ma/koru[n]ma alanı. İLE/VE/||/<> Evlerde saklanılabilecek yiyecek ve içeceğin [Ar. erzak] saklandığı oda, ambar ya da dolap. İLE/VE/||/<> Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için nesnelerin konulduğu/saklandığı yer. | Nesnelerin toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu nesne ve araçlarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer. İLE/VE/||/<> Vergileri ödenmemiş, gümrüğe ait nesnelerin korunması için kurulan alan. İLE/VE/||/<> Genellikle tahıl saklanılan yer. | Yiyecek ve bazı nesnelerin saklanıldığı yer. | Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. | Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. | Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. | Nesne taşıma işleri yapan kurum ya da ortaklık. )


- MAHZÛR[Ar. < HAZR] ile MAHZÛR[Ar. < HAZER]

( Haram edilmiş, yanına yaklaşılması yasak edilmiş, haram. İLE Sakınılacak, korkulacak şey. | Engel. | Sakınca. )


- MÂIZ[Ar.] ile/ve TEYS[çoğ. ETYÂS, TİYESE, TÜYÛS]

( ... İLE/VE Eril keçi. )

( TEKE ile/ve BÜZ )


- MAKADÎR-İ MÜŞTEREKE[Ar.] ile MAKADÎR-İ MÜTENÂSİBE[Ar.]

( Aynı ölçü ile ölçülebilen miktarlar. İLE Orantılı çokluklar. )


- MAKADÎR[Ar. < MİKDÂR/MAKDÛR] ile MAKADİR[Ar. < MAKDERET]

( Miktarlar, kısımlar. İLE Kudretler, kuvvetler. )


- MAKAK/LAR ile REŞİKEŞ MAKAKLARI


- MAKAK ile ASLAN KUYRUKLU MAKAK

( )

( Uzunluğu 60 cm., kuyruğu 30 cm.'dir. Kuyruğunun ucu püsküllüdür. Hindistan'da yaşarlar. )

( ... cum MACACA SILENUS )


- MAKALE ile DENEME


- MAKAM ile/ve/<> AYAK

( Şarkılarda. İLE/VE/<> Türkülerde. )


- MAKAM ile/ve HAL


- MAKAM ile/ve HUZUR


- MAKAM ile/ve KİŞİ


- MAKAM ile KÜRDÎ

( ... İLE Klasik Türk müziğinde si bemol notasını andıran perde. | Dügâh perdesindeki bir makam. )


- MÂKAM ile MAHLÂS


- MAKAM ile/ve MERCİ


- MAKAM ile/ve MERTEBE


- MAKAM ile/ve TAHT

( ... ile/ve ERÂİK[< ERÎKE] )


- MAKAMDA BULUNMA:
MÂRİFET'TEN ile/ve/değil/||/<>/< TÂLİP ÇIKMAMIŞ OLMASINDAN DOLAYI


- MAKAMDA OLMAK ile/ve/değil MAKAMDAN GÖRÜNMEK


- MAKAMDA OLMAK ile/ve/değil MAKAMDAN GÖRÜNMEK


- MAKAMDA YÜKSELİŞ ile/ve/değil/yerine HİZMETTE YÜKSELİŞ

( Allah'ın kudretiyle bitişen kişi, hepimize ücretsiz ve menfaatsiz olarak hizmet eder. )

( Bir meyve ağacı, uzaktan hep yaprak görünür. Yanına yaklaşınca meyveleri görünmeye başlar. Yaprak olmasa meyve yetişemez. O kadar yaprağın hizmeti o meyveler içindir. )

( Keşkül Dergisi'nden: Hizmet I, Hizmet II )


- MAKARA ile ÇARK

( PULLEY vs. WHEEL )


- MAKARA ile MANDAR[Yun.]

( ... İLE Gemilerde kullanılan küçük makara. )


- MAKARA ile TURNO[İt. ]

( ... İLE Tek dilli, bir tekerlekli makara. )


- MAKARNA ile ERİŞTE


- MAKAS/SINDI ile AYMAKAS

( ... İLE Üst ve alt başlıkları bir hilâl biçimi oluşturacak biçimde farklı eğrilikte bükülerek düzenlenmiş makas. [Alt ve üst başlıkların arasında köşegenler bulunur.] )


- MAKBUL OLAN ile/ve/<> KOLAY OLMAYAN


- MAKBUL ile/ve MERGUB


- MAKET HELİKOPTERDE:
4 KANALLI ile/ve/<>/> 6 KANALLI

( )


- MAKİ[İt.] ile MAKİ/LEMUR

( Akdeniz dolaylarında, yaygın, bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü. İLE Makigillerden, Madagaskar Adası'nda sık rastlanılan, uzun kuyruklu, yumuşak tüylü bir memeli primat. )


- MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< MAKİNA YAPAN MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< "YAPAY ZEKÂ" ÜRÜNLERİ/ARAÇLARI GELİŞTİRMEK/OLUŞTURMAK


- MAKİNA ile/ve/değil MEKANİZMA


- MAKİNE ÖĞRENMESİ:
GÖZETİMSİZ ile/ve/değil/||/<>/< GÖZETİMLİ


- MAKİS[Ar. < KIYÂS] ile MÂKİS[Ar.]

( Kıyas edilebilir, benzetilebilir. İLE Duraksayan, mekseden. )


- MAKLÛB-İ MUAVVEC ile/ve/<> MAKLÛB-İ MÜCENNAH

( Bir sözcükteki harflerin, düzensizce yer değiştirmesiyle ortaya başka bir sözcüğün çıkması. İLE Söylenişleri aynı iki sözcükten birini, beytin başında, öbürünü sonunda getirme sanatı.
[Gül ruhun hecriyle lâl olmuş gönül ey gonca-fem
Gel bana ben ağlayayım bülbül gibi sen bak da gül.] )


- MAKRO MİNERALLER ile/ve MİKRO MİNERALLER(ESER ÖĞELER/ELEMENTLER)

( Gövdenin günlük gereksiniminin 100 miligramdan fazla olduğu öğeler. İLE/VE Gövdenin günlük gereksiniminin 100 miligramdan az olduğu öğeler. )


- MAKROFAJ ile LENFOSİT

( Patojenleri fagositoz yapan büyük beyaz kan gözesi. İLE Bağışıklık tepkisinde görev alan beyaz kan gözesi. )


- MAKSAT/MAKSAD[Ar.] ile/ve/değil/||/<> MURAT/MURAD[Ar.]


- MAKSAT ile/ve/||/<>/> HÜKÜM


- MAKSİMUM ile EN GEÇ


- MAKSÛR/E[Ar. < KASR] ile MAKSÛRE[Ar. çoğ. MAKASÎR]

( Kısalmış/kısaltılmış, kasr olunmuş. | Alıkonulmuş. | Bir şeye ayrılmış. | Bazı Arapça sözcüklerin sonunda bulunan "Y" şeklinde yazılan Elif harfi. İLE Camilerde, etrafı parmaklıklı yüksek yer.[Biraz daha yüksek olursa "mahfil" denilir.] )


- MAKSÛRE[< KUÛD] ile ...

( CAMİLERDE ETRAFI PARMAKLIKLI YÜKSEK YER )


- MAKSÛRE[Ar. çoğ. MAKASÎR] ile MAHFÎL[Ar. çoğ. MAHÂFİL]

( Camilerde, etrafı parmaklıklı yüksek yer. İLE Oturulacak/görüşülecek yer, toplantı yeri. | Büyük camilerde, sultanlara ya da müezzinlere ayrılmış ve etrafı parmaklıkla çevrilmiş olan, yerden ve maksûreden daha yüksek yer. )


- MAKSÛRE ile MAHFİL

( Camilerde etrafı parmaklıklı yüksek yer. İLE Biraz daha yüksek ise mahfil denilir. )


- MAKSÛRE ile/ve ZÜ'VÂR(ZİYARETÇİ) MAKSÛRESİ


- MAKTA'[Ar. < KIYÂS] ile MAKTAA[Ar.]

( Kesilen yer, bir şeyin kesildiği yer, eski kamış kalemlerin, yontulduktan sonra üzerine yatırılıp uclarının kesildiği, sert ağaçtan ya da kemikten yapılan alet. | [mat.] Kesit. | Bir gazel ya da kasîdenin son beyti. İLE Üzerinde kamış kalemin ucu kesilerek düzeltilen kemik, şimşir ya da madenden yapılmış alet. )


- MAKTA ile/ve HÜSN-Ü MAKTA

( Kasîde ya da gazelin ilk beyiti. İLE/VE Kasîde ya da gazelin sondan bir önceki beyiti. [yazarın mahlası makta beyitinde değilse bu beyittedir] )


- MAKTÛ'/MAKTÛA[Ar. < KAT | çoğ. MAKATÎ'] ile MAKTÛA[Ar. < KAT | çoğ. MAKTÛAB]

( Kesilmiş, kat olunmuş. | Değeri biçilmiş, pazarlıksız. | Götürü. İLE Gazete, dergi ve benzeri şeylerden kesilmiş parça. [Fr. COUPURE] )


- MAKUL KUŞKU ile YETERLİ KUŞKU ile AĞIRLIKLI KUŞKU

( ... İLE Dava açmadaki belirleyeci. İLE ... )


- MAKUL[Ar. < KAVL]["ku" uzun okunur] ile MA'KUL/MA'KULE[Ar. < AKL]["ku" uzun okunur]

( Söylenilmiş, denilmiş. Söylenilen söz. İLE Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı. )


- MÂKUL ile/ve MEŞRÛ

( Usa/akla uygun olan. | Akıllıca iş gören, mantıklı. | Aşırı olmayan, uygun, elverişli. İLE/VE/+/||/<> Yasanın, kamu vicdanının ve dinin doğru bulduğu. )


- MAKULÂT[Ar. < MAKULE]["ku" uzun okunur] ile MA'KULÂT[Ar. < MA'KUL]["ku" uzun okunur] ile ME'KÛLÂT[Ar.]

( Takımlar, çeşitler, sınıflar/kategoriler. İLE Aklın uygun bulduğu, akıl ile bilinen şeyler. [Fr. PRÉDICABLES] İLE Yiyecekler. )


- MÂKULÂT ile MÂHİYET


- MÂKULÂT ile/ve MÂNEVİYAT


- MÂKÛLÂT ile/ve/değil/||/<>/> MEKÛLÂT(DENKÖBEKLER/SONSAL SINIFLAR/KATEGORİLER)

( Akıllar/akledilirler. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Sonsal sınıflar/kategoriler. )


- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA

( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )


- MAKYAJ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜLÜMSE/MEK

( Kişinin en güzel/iyi/büyüleyici/olmazsa olmaz/değerli/etkili/sınırsız/sürekli makyajı, gülümsemesidir. )


- MAKYAJLI ile/yerine MAKYAJSIZ


- MAL "TAKASI" ile/ve KÜLTÜR "TAKASI"


- MAL ALMAK ile MAL ÇEKMEK


- MÂL[Ar. çoğ. EMVÂL] ile -MAL[Ar.]

( Bir kişinin tasarrufu altında bulunan değerli ve gerekli şey. | Varlık, servet. | Para, nakit, gelir. | Tüccar eşyası. İLE "Süren, sürülen, takılan, sarılan" anlamlarıyla oluşumlar yapar.[RÛ-MÂL: Yüz süren.] )


- MÂL[Ar.] ile NEŞEB[Ar.]


- MAL/META ile/değil/yerine CAN


- MAL ile/ve/||/<> DEĞER/TUTAR/SEMEN[Ar. çoğ. ESMÂN]


- MAL ile/ve/||/<> EMTİA

( Birinin, tüzel kişinin sahip olduğu, taşınır ya da taşınmaz varolanların tümü. İLE/VE/||/<> Alınıp satılabilen, her türlü tecim nesnesi. )


- MAL ile/ne yazık ki/>< KAPAROZ

( ... İLE/NE YAZIK Kİ/>< Yolsuzca ya da zorla elde edilen mal. )


- MAL ile MARDA[Yun.]

( ... İLE Değerini kaybetmiş[ıskarta(İt.)] mal. )


- MALA GÜVENMEK ile/ve/<> AMELE GÜVENMEK

( İkisi de yanlışa/hataya götürür. )


- MALA KEFÂLET ile/ve KİŞİYE KEFÂLET


- MALAK/BALAK ile/ve/||/<>/> MANDA

( Manda yavrusu. İLE/VE/||/<>/> ... )


- MALAKİT ile/||/<> AZURİT

( Yeşil renkte bakır karbonat minerali. İLE/||/<> Mavi renkte bakır karbonat minerali. )


- MALAKİT ile/||/<> KRİZOPRAZ

( Yeşil renkte bakır karbonat minerali. İLE/||/<> Elma yeşili renkte bir kalsedondur. )


- MALAKİT ile/||/<> RODOKROZİT

( Yeşil renkte bakır karbonat minerali. İLE/||/<> Pembe ile beyaz çizgili bir karbonat. )


- MALAKOLOJİ ile/ve/||/<> HELMİNTOLOJİ[Fr. < Yun.]

( Yumuşakçalar bilimi. İLE/VE/||/<> Kurtbilim. )


- MÂLÂYÂNÎ ile/ve "KELLİM KELLİM LÂ YENFÂ'"


- MÂLÂYÂNÎ ile/ve ABES


- MÂLÂYÂNÎ ile/ve GIYBET


- MÂLÂYÂNÎ ile/değil LÂTÎFE(MİZAH)


- MALAYLAR ile/ve/<> DAYAKLAR

( [Borneo Adası'nda yaşayan] Müslüman olan yerel halk. İLE/VE/<> Öteki dinlerden olan yerel halk.[Ada nüfusunun 1/4'ünü oluşturmaktalardır.(Yaklaşık 3.5 milyon)]
[Yerel halkla birlikte, Hint, Çin ve Avrupa'lı topluluklar da yaşamaktadır.] )


- MALI SEVME ile/değil/yerine KENDİNİ SEVME

( Kendini sevemeyenin sevdiği. İLE ... )


- MALİ'DE:
CENNE ile/ve/<> TİMBUKTU ile/ve/<> BANDIAGARA FALEZİ ile/ve/<> ASKİA MEZARI

( Mali'nin, UNESCO Dünya Mirası dizininde bulunan, görülmeye değer dört önemli mekânı. )


- MÂLÎ[Ar.] ile MÂLÎ[Ar.] ile MALİ[Ar.] ile MÂLİH[Ar.]

( Malla, parayla ilgili. | Devlet, gelir ve giderlerinin yönetimine ait. İLE Çok fazla. | Dolu. İLE Afrika'da bir ülke. İLE Tuzlu. )


- MALICE ile/ve/||/<> SIDE EFFECTS

( Alec Baldwin, Nicole Kidman, Bill Pullman İLE/VE/||/<> Jude Law, Rooney Mara, Catherine Zeta-Jones )

( ile/ve/||/<> )


- MALİK ASİT ile SİTRİK ASİT/LİMON ASİDİ

( ... İLE Birçok meyve ve sebzede, serbest durumda ya da potasyum, kalsiyum tuzu olarak bulunan, hafifçe mayalanmış limon suyunun, kaynar durumdaki kalsiyum karbonatla işlenmesinden elde edilen asit. )


- MÂLİK[< MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile/ve/değil/yerine/||//<>/>/< SÂLİK[< SÜLÛK]

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bir tarikata girmiş bulunan. | Yolcu, Allah'a giden yolu tutana, seyr hâlinde bulunduğu sürece verilen isim. )


- MÂLİK[Ar. < MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile Mâlik[Ar.] ile Mâlikî[Ar.]

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE Yedi Cehennem'in hâkimi ve kapıcısı olan, Zebânileri idâre eden melek. RIDVÂN )


- MÂLİK[Ar.] ile MELİK[Ar.]


- MÂLİK[Ar.] ile RABB[Ar.]


- MÂLİK ile/ve/değil MUHÂFIZ


- MÂLİYET ile/ve/değil BEDEL


- MALİYET ile KÜLFET


- MALİYET ile/ve/<> SONUÇ


- MALTEPE ile MALTEPE

( Küçükyalı - Kartal arasında bulunan bir ilçe. İLE Zeytinburnu'nda, Merkez Efendi mezarlığının kuzeyinde bir semt. )


- MALTIZ[< Malta Adası] ile Maltız

( Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklı ve taşınır ocak. İLE Malta Adası halkından olan kişi. )


- MALUF ile ...

( Fasulye ezmesi. [Lübnan mutfağı mezelerinden] )


- MÂLUM ile/ve ÂŞİKÂR


- MALUM ile/||/<> MÂLUM

( Elma. İLE/||/<> Bilgi. )

( Latince. İLE/||/<> Arapça. )

( ELEMA: Gizli, gizlenmiş. )


- MÂLUM ile/ve MEÇHUL

( Etken. İLE/VE Edilgen. )

( Parmak/el açık. İLE/VE Parmak bükülü.[başparmakla birleştirerek!] )


- MALUMAT NAKLİ ile/ve SOHBET

( ... İLE/VE Kalplerin buluşması. )


- MALUMAT ile/ve/yerine FEYZ


- MALÛMÂT ile/ve/değil HAL

( Hâlsiz ilim, ihyâ edeyim derken imhâ eder. )


- MALÛMAT ile/ve/değil HAL


- MALUMAT ile İLİM


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> ANIMSARSANIZ ...


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> BİLDİĞİNİZ GİBİ


- MALZEME ile/ve/değil/||/<> BAHARAT


- MALZEME ile/ve/||/<> MAL

( Ara ürün ve kullanım. İLE/VE/||/<> Sonsal ürün ve kullanım. )


- MALZEME ile/ve POTANSİYEL

( MATERIAL/SUPPLIES vs./and POTENTIAL )


- MALZEME ile SONUÇ


- MALZEME ile/ve VERİ


- MAMUT ile ASYA FİLİ/ELEPHAS

( )

( )

( MÂMUUT ile ... )

( MAMMOTH vs. ELEPHAS )

( ELEPHAS PRIMIGENIUS cum ... )


- MAMUT ile MASTADON

( ... İLE Sadece fosili bulunan Mamut'a benzer bir fil. )

( MAMMOTH vs. MASTADON )


- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM


- MANTIK ile/ve MATEMATİK

( Matematiksel olan ilişkileri verir, mahiyeti vermez. )

( "Doğruluk Tablosu" yazısı için burayı tıklayınız... )


- MÂNÂ ÂLEMİ ile/ve ŞEHÂDET ÂLEMİ


- MANA, MANAS ile ...

( Zihin, anlayış. Manas, düşünme, ayırt edebilme yetisidir. Nyaya felsefesinde manas, Atman'dan(ruhtan) farklı bir cevher olarak kabul edilir. | Duygular. )


- MÂNÂ/ANLAM ile/ve MEFHUM ile/ve MUSTALAH ile/ve MA'SADAK/MİSDAK ile/ve DELÂLET

( Sözcüğe aittir. Demek istenilen. Her sözcükte konuşanın irâdesi içkindir; bu iradeye anlam denilir. Nesnenin anlamı olmaz. İLE/VE Nesneyi anlamayı olanaklı kılan kavram. Tekil olarak zihne, tümel olarak akla yöneliktir. Nesnenin mefhumu olur. İLE/VE Belirli bir alana ilişkin kavramlar. İLE/VE Mefhumun nesnesine mutabakatı; referansı. İLE/VE Bir şeyin bilgisinin başka bir şeyin bilgisini gerektirmesi. )


- MÂNÂ ile ...

( SENİ SENDEN TAMAMIYLA SOYAN )


- MÂNÂ ile/ve MADDE

( Seni senden soyan. İLE/VE ... )


- MÂNÂ ile/ve/> MAHMUL ile/ve/> HADD ile/ve/> RÂBITA ile/ve/> İLLET


- MÂNÂ ile MÂKULÂT


- MANANA ile ...

( Meditasyon, tefekkür. )


- MANASTIR[Yun.] ile/ve/değil/>< KİLİSE

( Bazı kesin kurallara bağlı rahip ya da rahibelerin, dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı. İLE ... )


- MANAT/MANET ile ...

( Rus parası, ruble. )


- MANATİ:
KARAYİP ile AMAZON ile BATI HİNT ile BATI AFRİKA

( image )

( TRICHECHUS MANATUS cum TRICHECHUS INUNGUIS cum TRICHECHUS SENEGALENSIS cum TRICHECHUS SENEGALENSIS )


- MANCINIK[Ar. < MANCANIK] ile SCORPIONE

( Top yapımının bilinmediği çağlarda, kale kuşatmalarında, ağır taş gülle fırlatmakta kullanılan basit bir savaş aracı. | Çıkrık. İLE ... )


- MANDA ile AFRİKA MANDASI


- MANDA ile/ve EVERE

( ... İLE/VE Dört yaşına kadar dişil manda. )

( CAMIZ ile ... )


- MANDA ile/ve KORABO

( ... İLE/VE Malezya'da yaşar. )


- MANDA ile MANDA[Fr.]

( Susığırı. İLE Birinci Dünya SAvaşı'ndan sonra, bazı azgelişmiş ülkeleri, kendilerini yönetebilecek bir düzeye eriştirip, bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Uluslar Birliği adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik. )


- MANDAL[Ar.] ile MANDAL[Ar.]

( Kapı, pencere kanadı, dolap kapağı gibi şeyleri kapalı tutmaya yarayan, döner tahta ya da metal parça. | İpe serilen çamaşırı tutturmak için kullanılan yaylı kıskaç. İLE Ud, keman gibi çalgıların tellerini geren düğme. )


- MANDALALAR ile ...

( Kendi vasıtasıyla meditasyon yapılan resimler. )


- MANDALİN ÇİNCESİ ile/ve ÇEŞİTLİ ÇİNCELER

( Pekin'de kullanılan temel/esas/geçerli/ağırlıklı Çince. İLE/VE Öteki bölgelerde kullanılan Çince'ler. )


- MANDALİNA ile PORTAKAL

( Kabuğu soyulduktan sonra meyvenin etrafındaki/üstündeki ince kabuk "kalıntılarını"(/beyaz lifleri) soymadan, birlikte yemekte yarar vardır! )

( [kökeni/etimolojisi] MANDARİN PORTAKALI: Mandarin denen ülkede yetişen yemişli ağaç. İLE ... )

( TANGERINE vs. ORANGE )

( CITRUS NOBILIS cum CITRUS AURANTIUM )

( ÇİN TURUNCU ile ... )

( MANDARINA con ... )


- MANDALİNADA:
SATSUMA ile AKDENİZ ile KRAL ile NORMAL

( 10 ay boyunca bakım gerektirir. İnce kabuklu, sulu ve çekirdeksizdir. Kuytu bölgelerde yetişir. Edremit'te 240.000 ağacı bulunur. Ülkemizde Satsuma mandalina, adıyla bilinen Owari çeşidi ilk kezJaponya'dan, Batum yolu ile Doğu Karadeniz bölgesine gelmiş ve buradan Ege Bölgesi ve öteki bölgere yayılmıştır. Meyve kabuğu, hasat döneminde açık sarı portakal renginde ve hafif pürüzlüdür. Kabuğun meyve etine bağlılığı gevşektir. Depolamaya, taşımaya elverişli bir çeşittir. Olgunlaştıktan sonra kabuğun meyve etinden ayrılması yani putlaşmaya eğilimi oldukça fazladır. Orta büyüklükte, basık biçimlidir. Meyve eti, koyu portakal rengindedir. Meyveler, aromalı, yüksek nitelikli ve çekirdeksizdir. Bu gibi özelliklerinden dolayı mandalina çeşitleri arasında en çok yeğlenendir. İLE ... İLE ... İLE ... )

( Mandalina[mandarin], Rutaceae ailesinin, Aurantioideae alt ailesinde, Citrus cinsi içinde yer alan bir türdür. )

( CITRUS UNSHIU, MARC vs. CITRUS DELICIOSA vs. CITRUS NOBILIS vs. CITRUS RETICULATA BLANCO )


- MANDELBROT KÜMESİ ile/ve/<>/< JULIA KÜMESİ

( f(x) = z² + c )

( Zn+1 = Zn² + C )


- MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( Eski dünya maymunu. İLE Yeni dünya maymunu. )

( Tehlikeli bir maymun. İLE Orta ve Güney Amerika'da yaşarlar. )

( Kuyrukları yoktur. İLE Saran/uzun kuyruğu vardır. )

( Burun kılları birbirine yakın ve biraradadır. İLE Burun kılları taşar ve yayılır. )

( ... İLE Parmak uclarıyla tutunabilirler. )

( MANDRILL vs. CAPUCHIN )

( MANDRILLUS SPHINX cum ... )


- MANET ile VAN GOGH


- MANEVİ SOHBET ile/ve DÜNYEVÎ SOHBET ile/ve LÂTÎFE(MİZAH)


- MANEVÎ[< MÂNÂVÎ] ile METAFİZİK

( MORAL vs. METAPHYSICS )



(25/42)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 1056 kez incelenmiş/okunmuştur.