HÂL[çoğ. AHVÂL]
Annenin eril kardeşi, dayı.
ile
HÂL[çoğ. AHVÂL]
Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek olmayan zaman. | Oluş, bulunuş, sûret, keyfiyet, durum, vaziyet.
ile
HAL[Ar.]
Pazar yeri; Çözme.
ile
HAL'[Ar.]
Soyma. | Boşanma. | Tahttan indirme. Sultanın makamını terk etmek zorunda bırakılması.
ile
HÂL[Fars., Ar.]
Gövdede oluşan ben, nokta.
Annenin eril kardeşi, dayı.
ile
HÂL[çoğ. AHVÂL]
Şimdiki zaman, geçmiş ve gelecek olmayan zaman. | Oluş, bulunuş, sûret, keyfiyet, durum, vaziyet.
ile
HAL[Ar.]
Pazar yeri; Çözme.
ile
HAL'[Ar.]
Soyma. | Boşanma. | Tahttan indirme. Sultanın makamını terk etmek zorunda bırakılması.
ile
HÂL[Fars., Ar.]
Gövdede oluşan ben, nokta.
FaRkLaR Kılavuzu
12.03.2012 [01:47]
(1996'dan beri)
Henüz yorum eklenmemiş. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz...