Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... = ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 27 Ekim 2024 ]
itibariyle 11016 başlık/FaRk yer almaktadır.

- KERESTE[Fars. < KERASTE] ile/= KALAS[< Romanya'da Galati kenti]

( Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç. | Ayakkabı yapımında kullanılan gereç. | Kaba saba kişi, "kalas". İLE/= Kalın biçilmiş uzun tahta. | Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta. | Kaba, anlayışsız kişi, "kereste". )


- KERHEN değil/yerine/= İĞRENEREK/TİKSİNEREK


- KERHEN değil/yerine/= İSTEMEYEREK/GÖNÜLSÜZCE


- KERRAKE/KERÂKE[Ar.] değil/yerine/= ÜSTLÜK

( İnce softan hafif ve dar bir üstlük. )


- KERRAT[Ar.] (CETVELİ) değil/yerine/= ÇARPMA/ÇARPIM (TABLOSU)


- KERTERİZ[Yun.] (ALMA) değil/yerine/= ÖLÇME, ÖLÇÜ ALMA

( Bir yerin nerede bulunduğunu pusula ile ölçme. Denizcilerin, denizde sığlıkları belirlemek için kullandıkları imlerin tümü. )


- KERTMEK = ÇENTME/SÜRTÜNME

( Bir şeyin kenarında kertik açmak. | Sertçe sürtünmek. )


- KESAT[Ar. < KESÂD] değil/yerine/= DURGUNLUK, YOKLUK, KITLIK


- KEŞİDE[Fars.] değil/yerine/= ÇEKİLİŞ

( Banka ve her tür piyango ikramiyesinde çekme. | Arap harfli yazıda bazı harflerin baş tarafı yazıldıktan sonra süs için çekilen uzatma. )


- KESİF[Ar.] değil/yerine/= YOĞUN

( Oylumuna oranla, ağırlığı çok olan. | Koyu, kalın. | Etkisi güçlü olan.[koku vb.] | Artmış, çoğalmış bir durumda olan. | Dolu, sıkı, çok. | Kaba, kalın, iri.[elek, iğne için] )


- KEŞİF değil/yerine/= BULUŞ


- KEŞİF ile/ve/= HAKİKAT

( Ancak hakikat/i olanlar keşfedilir. )


- KESİNKES/KESİN KEZ = KESİNLİKLE


- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]


- KEŞŞÂF[Ar.] değil/yerine/= İZCİ


- KESTERE = KİTRE

( Gevenden çıkarılan bir zamk türü. )


- KEVGİR[Fars. < KEFGÎR] değil/yerine/= SÜZGEÇ


- KEYFÎ/LİK değil/yerine/= OLUMSAL/LIK


- KEYFî değil/yerine/= İSTEĞE BAĞLI


- KEYFÎ değil/yerine/= İSTEĞİL


- KEYİF değil/yerine/= YAŞU/YAŞUĞ


- KEYLÜS/KİLÜS[Ar. < Yun.] değil/yerine/= AKKAN

( Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan kan. )


- KƏL[Azr.] = ERKEK CAMIŞ[Tr.]


- KƏLƏK[Azr.] = HİLE[Tr.]


- KƏND[Azr.] = KÖY[Tr.]


- KƏPƏNƏK[Azr.] = KELEBEK[Tr.]


- KİBAR-I KELÂM = BÜYÜKLERİN KELÂMI


- KİBÂR[< KEBÎR] değil/yerine/= İNCE/TAYLAN/KOSTAK

( Zarif, kibar, nazik, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı. | Yiğit, kabadayı, yürekli. | Büyükler, ulular. )


- KİBAR değil/yerine/= TAYLAN


- KİBAS/INCREASED İNTRACRANIAL PRESSURE SYNDROME[İng.] değil/yerine/= KAFA İÇİ BASINÇ ARTIŞI BELİRGESİ, KAFA İÇİ BASINÇ ARTIŞI SENDROMU


- KİBİR = PRIDE[İng.] = ORGUEIL[Fr.] = HOCHMUT[Alm.] = SUPERBIA[Lat.]


- KIBLE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> AMAÇ

( Güney ile güneybatı [Güneybatı ile güney arası]. [Türkiye'ye göre!] [Güney anlamına da kullanılır.] | Mekke'de Kâbe'nin batı köşesi ile altınok (Mizp) arasının doğrultusu. | Kabul etmek. | Güneyden esen rüzgâr. | Darlıkta başvurulan kapı. )


- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ


- KİBRİT[Ar.] değil/yerine/= KAV

( Ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen bir tür mantardan elde edilen ve çabuk tutuşan, süngerimsi nesne. )


- KIBT/CONE BEAM COMPUTERIZED TOMOGRAPHY, CONE BEAM COMPUTED TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= KONİK IŞINLI BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ


- KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)


- KİFAFLANMAK[Ar.] değil/yerine/= AZLA YETİNMEK

( Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek. )


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİ(Lİ)K


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİK


- KİFÂYETSİZ[Ar.] değil/yerine/= YETERSİZ


- KIĞ = KIĞI

( Koyun, keçi vb. ve deve dışkısı. )


- KİKLOTRON[Yun. ] değil/yerine/= HIZLANDIRICI

( ... İLE Atom araştırmalarında, elektriklenmiş nesnelere yüksek hız veren bir aygıt. )


- KILAVUZ = REHBER = GUIDE[İng., Fr.] = FÜHRER[Alm.] = GUIDA[İt.] = GUÍA[İsp.]


- KILGILI/KILGIN/UYGULAMALI = AMELÎ = PRACTICAL[İng.] = PRATIQUE[Fr.] = PRAKTISCH[Alm.] = PRAKTIKOS < PRAKTEIN[Yun.] = PRÂCTICO[İsp.]


- KILICINA = KILIÇLAMA

( Kalas, cetvel tahtası gibi kalınlığı eninden az olan nesnelerin, keskin ve dar tarafının yukarı gelmesi üzerine. )


- KİLİSE =/<> CEMAAT


- KILKIRAN = SAÇKIRAN

( Bir mantarın oluşturduğu, kılları döken bir deri sayrılığı. )


- KİMLİK ile/ve/||/<>/>/!= SÜREKLİLİK

( Kimlik ile süreklilik, aynı şey değildir. )

( IDENTITY vs./and/||/<>/>/!= CONTINUITY )


- KİNÂYE/İRONİ değil/yerine/= DOLAYSÖZ


- KİNAYE değil/yerine/= İMLEME


- KINESTETİK HALÜSİNASYON/KINESTHESİC HALLUCINATION[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSEL VARSANI


- KINESTETİK KOMÜNİKASYON/KINAESTHETIC COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL İLETİŞİM


- KİNETİK değil/yerine/= DEVİNGİ


- KİNETİK değil/yerine/= DEVİNGİL


- KINK[İng.] değil/yerine/= BÜKÜM


- KINNAP değil/yerine/= SİCİM


- KİP = CİHET, HAL, TAVIR = MODE, MOOD[İng.] = MODE[Fr.] = MODUS[Alm., Lat.] = MODO[İsp.]


- KIPI = AN = DEM = MOMENT[İng., Fr., Alm.] = ATTIMO/MOMENTO[İt.] = MOMENTO/RATO[İsp.]


- KİR/Lİ/LİK ile/ve/= PASAK/LI/LIK


- KIRANTA[İt. < QUARANTA] değil/yerine/= KIRÇIL

( Saçları ağarmaya başlamış eril kişi. | İlerlemiş yaşına karşın bakımlı, özenli eril kişi. | Kırlaşmış saç, sakal. )


- KIRIM ile/= TAURIS ile/= TAVRIA/TAVRIDA

( ... İLE/= Kırım'dan, ilk kez Antik Çağ'da, Heredotos söz etmiş ve bu adı vermiştir. İLE/= Roma'lılar da, bu adlarla anmıştır. )


- KİRLOŞ = KİRLOZ

( Kirli ve pasaklı. )


- KİRMAN = KİRMEN

( İp eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç. )


- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL


- KIRMIZI[Ar.] değil/yerine/= AL / KIZIL

( Parlak kırmızı renk. | Bu renkte olan. | Aşırı derecede olan. | Komünist. | Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. | Altın. )


- KIRNAP/KINNAP[Ar. < KİNNEB] değil/yerine/= SİCİM

( Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan, kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim ya da kalın ip. )


- KİROTERAPİ/CHIROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELLE SAĞALTIM


- KISA/UZUN VÂDELİ[Ar.] değil/yerine/= KISA/UZUN ERİMLİ


- KİŞİ ADEDİ[Ar.] değil/yerine/= KİŞİ SAYISI


- KİŞİ[Azr.] = ERKEK[Tr.]


- KİŞİ/İNSAN ve/||/=/<>/< DİL

( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )

( TALÂKAT: Dil açıklığı, düzgün sözlülük. | Güleryüzlülük. )

( Kişinin içi neyse, dili de odur. )

( Kişinin, dile; dilin, yola; yolun, ereğe gereksinimi vardır. )

( İnsan/kişi, dil varolanıdır; kelâmla terbiye olunur/edilir. )

( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri dildir. )

( SELÂSET: Sözün akıcı olma, kolay anlaşılma hali. )

( AĞZI TATLI: Hoş konuşan. )

( Üslûb-u lîsân, aynıyla insan. )

( Kişi, kendini, yazı aynasında görür/gösterir ve gerçekleştirir. )

( HUMAN(/SOCIETY) and/||/=/<>/< LANGUAGE )

( ... ve/||/=/<>/< LİSÂN )

( ... ve/||/=/<>/< ZEBÂN )


- KİŞİ/ADAM/İNSAN OLMAK ve/||/<>/=/: 72 MİLLETİ, BİR BİLMEK


- KİŞİ/İNSAN ve/= AKIL

( Akılla her şey bilinir de insan bilinmez. )


- KİŞİ/LER değil/yerine/||/=/<>/< ZİHİN/LER


- KİŞİ ve/= GÖNÜL

( GÖNÜL BİRDİR!
["Benim gönlüm"/"Senin gönlün"ü olmaz!] )

( HUMAN and/= HEART )


- KİŞİ = MİRASSIZ


- KİŞİ ve/= ÖYKÜ

( Kişi, mekândan, zamana geçendir. )

( HUMAN and/= STORY )


- KİŞİ = ŞAHIS/FERD = PERSON[İng.] = PERSONNE[Fr.] = PERSON[Alm.] = PERSONA[Lat., İsp.]


- KİŞİLİK = ŞAHSİYET = PERSONALITY[İng.] = PERSONALITÉ[Fr.] = PERSÖNLICHKEIT, PERSONALITÄT[Alm.] = PERSONALIDAD[İsp.]


- KISIM, PARÇA, BÖLÜM = KIT'A = PARTIE


- KISIMLAR = PARÇALAR, BÖLÜMLER = KITA'ÂT = PARTIES


- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]


- KİŞİSEL = ŞAHSİ = PERSONAL[İng.] = PERSONNEL[Fr.] = PERSÖNLICH, PERSONAL[Alm.]


- KISKANÇLIK = JEALOUSY[İng.] = JALOUSIE[Fr.] = EIFERSUCHT[Alm.] = ZELOTYPIA[Lat.]


- KISMÎ/PARSİYEL/PARTIAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMSEL/BÖLÜMLÜ/BÖLÜNMÜŞ


- KİSPET = KİSVET

( Yağlı güreşte pehlivanların giydiği, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı pantolon. )


- KISSA[Ar.] değil/yerine/= OLAY/DURUM ANLATI


- KIST/CYST[İng.] değil/yerine/= KESE


- KISTAS[Ar.]/CRITERION, CRITERIA[İng.]/KRİTER[Fr. < CRITERE] değil/yerine/= ÖLÇÜT/ÖLÇEK


- KİSVE[Ar.] değil/yerine/= KILIK


- KİT KEMIK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU/BONE MARROW TRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= KEMIK İLİĞİ AKTARIMI


- KITÂ[Ar.] değil/yerine/= ANAKARA | BİRLİK | DÖRTLÜK


- KITA değil/yerine/= KESİT


- KİTÂBET/KETEBE/MUKABELE/KUBİLE KAYDI = FERAĞ KAYDI = İSTİNSAH KAYDI

( İstinsah kayıtlarında, tarihler, yazıyla verilir.[nadiren de rakamla] )

( İstinsah kayıtları, genellikle Arapça'dır. [XI. yy.'dan sonra Farsça da görülmektedir. XIV. yy.'dan sonra çok az sayıda Türkçe olarak da görülmektedir. Bazen de ebced ile kaydedilmiştir.][bkz. İslâm İlimleri Dergisi - Esad Coşan, 2. Sayı, 55-56 s., 1975, Ankara] )


- KITAL[Ar. < KİTAL] değil/yerine/= SAVAŞ

( Vuruşma, birbirini öldürme. | Savaş. )


- KITİPİYOZ[Yun.] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI, KÖTÜ


- KİTLE değil/yerine/= TOPLULUK


- KITSCH değil/yerine/= BAYAĞI/ZEVKSİZLİK


- KIVAM[Ar.] değil/yerine/= KOYULUK/YOĞUNLUK


- KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN


- KIYAS KABUL ETMEZ değil/yerine/= KARŞILAŞTIRILAMAZ


- KIYAS(LAMA)/TASMİM[Ar.] değil/yerine/= TASIM(LAMA)


- KIYAS/MUKAYESE değil/yerine/= KARŞILAŞTIRI/KARŞILAŞTIRMA


- KIYAS değil/yerine/= DENK SAYMA/BİR TUTMA


- KIYASIYA = ŞİDDETLİ/YOĞUN BİR BİÇİMDE

( Çok şiddetli, korkunç, müthiş. | Şiddetli bir biçimde. )


- KIYMET-İ HARBİYE değil/yerine/= ETKİSİ DEĞERİ


- KIYMET/Lİ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER/Lİ


- KIYTIRIK[argo] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI


- KIZILGERDAN = | NAR BÜLBÜLÜ = KINALI = GÖĞSÜ KINALI |[yerel]


- KKDS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ


- KKE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KLASIFIKASYON/CLASSIFICATION[İng.] değil/yerine/= SINIFLAMA


- KLASİK ile/ve/=/||/<> ALGI KÖRLÜĞÜ OLUŞTURMAYAN


- KLAVSEN[< Fr.]/ÇEMBALO[< İt.] = PİYANO[İt. < PIANO]

( Klavyeli ve telli bir çalgı. )


- KLEPTOKRASİ değil/yerine/= HIRSIZERKİ


- KLEPTOKRAT değil/yerine/= HIRSIZERKÇİ


- KLEPTOKRATİK değil/yerine/= HIRSIZERKİL


- KLİŞE[Fr. < CLICHÉ] değil/yerine/= BASMAKALIP SÖZ / TANIKLIK


- KLİŞE[Fr. < CLICHE] değil/yerine/= KALIP/BASMAKALIP

( Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, biçim, yazı çıkarılmış metal levha. | Basmakalıp söz, görüş vb. )


- KLON değil/yerine/= EŞÇE


- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU


- KM/BY/KNOWLEDGE MANAGEMENT değil/yerine/= BİLGİ YÖNETİMİ


- KMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS


- KMY/BONE MINERAL DENSITY[İng.] değil/yerine/= KEMİK MINERAL YOĞUNLUĞU


- KOAGÜLASYON/COAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA


- KOAGÜLOPATİ/COAGULOPATHY[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA SAYRILIĞI


- KOAGÜLÜM/COAGULUM[İng.] değil/yerine/= PIHTI


- KOALİSYON[Fr./İng. < COALITION] değil/yerine/= ORTAKLIK, ORTAK YÖNETİM

( Çeşitli güçlerin biraraya gelmesiyle oluşturulan birlik. )


- KOAN[Jap.] = KUNG-AN[Çince]


- KOAPTASYON/COAPTATION[İng.] değil/yerine/= KAVUŞUM


- KOARKTASYON/COARCTATION[İng.] değil/yerine/= DAMAR DARALIMI


- KOÇAKLAMA = YİĞİTLEME


- KOCAMAN ALKIŞ değil/yerine/= BÜYÜK ALKIŞ


- KOENFEKSİYON/COINFECTION[İng.] değil/yerine/= EŞBULAŞ, BİRLİKTE BULAŞ


- KOENZİM/COENZYME[İng.] değil/yerine/= EŞENZİM


- KÖFTEHOR[Fars. < KUFTE HAR] değil/yerine/= ÇENESİ DÜŞÜK | ŞARLATAN | ÇAPKIN


- KOGNİTİF[İng. < COGNITIVE] değil/yerine/= BİLİŞSEL


- KOĞUŞ[Azr.] = AĞAÇ KAVUĞU[Tr.]


- KOHERANS/COHERENCE[İng.] değil/yerine/= EŞ EVRELİLİK | TUTARLILIK


- KOHEZYON/COHESION[İng.] değil/yerine/= YAPIŞMA, KAYNAŞMA, BÜTÜNLEŞME


- KOHORT ÇALIŞMASI/COHORT STUDY[İng.] değil/yerine/= ORTAK ÖZ ÇALIŞMASI, DÖNEMDAŞ ÇALIŞMASI


- KOHORT/COHORT[İng.] değil/yerine/= ORTAK ÖZ, DÖNEMDAŞ


- KOİL/COIL[İng.] değil/yerine/= SARMAL TIKAÇ, SARGI


- KOINSIDANS/COINCIDENCE[İng.] değil/yerine/= EŞ RASTLANTI


- KOINSIDENTAL/COINCIDENTAL[İng.] değil/yerine/= EŞ RASTLANTISAL


- KÖK KURDU ile/= DANABURNU

( Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek. | Aslanağzı çiçeği. )

( GRYLLOTALPA VULGARIS )


- KÖK = CEZR = RACINE


- KOKART[Fr. < COCARDE] değil/yerine/= SİMGE

( Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen simge/işaret. | Belirli bir topluluğa özgü olan simge/işaret. )


- KÖKÇÜK = CÜZEYR = RADICULE

( Ana kökün dallanmasıyla oluşan ikincil kök. )


- KÖKERTMEK ile/= KÖKLEMEK

( Köklemek. | Fide, sebze ya da asma çubuğunun ufaklarını köküyle çıkararak başka yere dikmek. )


- KÖKSAP, RİZOM = SÂK-I ZÂHİF = RHIZOME

( Süsende olduğu gibi her yıl kök süren ve yer üstüne sap çıkaran, çok yıllık yer altı gövdesi. )


- KÖKTENCİLİK = CEZRİYE = RADICALISM[İng.] = RADICALISME[Fr.] = RADIKALISMUS[Alm.] = RADICALMENTE[İsp.]


- KOKTEYL[İng. < COCKTAIL] değil/yerine/= YİYİMLİK-İÇİMLİK | KARIŞIM


- KOKULUKİRAZ = İDRİSAĞACI = MAHLEP[Ar. < MAHLEB]

( Gülgillerden, Anadolu'nun kuzey ve doğu kesimlerinde yüksek yerlerde yetişen, boyu 10 metreye ulaşabilen bir tür ağaç. )


- KOL SENTIR/CALL CENTER değil/yerine/= ÇAĞRI MERKEZİ


- KOLAPS/COLLAPSE[İng.] değil/yerine/= GÖÇME | ÇÖKME | SÖNME


- KOLATERAL/COLLATERAL[İng.] değil/yerine/= YANDAL (DAMAR YA DA SİNİR)


- KOLDAŞ = İŞ ARKADAŞI


- KOLEJ değil/yerine/= ÖZEL OKUL | BİLGİTEY


- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM


- KOLEKTİF ŞİRKET değil/yerine/= İŞBİRLİKSEL ORTAKLIK


- KOLEKTİF değil/yerine/= ORTAK(LAŞA)


- KOLEKTÖR[Fr. < COLLECTEUR] değil/yerine/= TOPLAÇ

( Atık suların akmasını sağlayan boru. | Elektrik dinamolarında, hareketli bölümün üzerindeki iletken devrelerde oluşan akımı toplayıp tek bir devreye veren araç. )


- KOLİK[Fr. < COLIQUE] değil/yerine/= SANCI

( Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda, aralıklı duyulan güçlü sancı. )


- KOLİK/COLIC[İng.] değil/yerine/= SANCI


- KOLIMASYON/COLLIMATION[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRME


- KOLIMATÖR/COLLIMATOR[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRICİ


- KOLLOİDAL değil/yerine/= TUTKALSI


- KOLOMBİYUM = NİYOBYUM[Fr. < NIOBIUM]

( Atom numarası 41, atom ağırlığı 92,91, yoğunluğu 8,57 olan, oksijen, kükürt, klor vb.nesnelerle birleşikler veren bir öğe. [simgesi Nb] )


- KOLONİZASYON/COLONIZATION[İng.] değil/yerine/= ÖZDEŞ KÜMELENME


- KOMBİNASYON/COMBİNATION[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİM


- KOMBINE/COMBINED[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK


- KOMBİNE/KOMBİNASYON değil/yerine/= BİRLEŞİK/BİRLEŞİM


- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME

( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )


- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ


- KOMEDYEN değil/yerine/= GÜLDÜRMEN


- KOMİSYON[Fr., İng.]/SİMSARİYE[Ar.] değil/yerine/= YÜZDE


- KOMİSYONCU/SİMSAR[Ar.] değil/yerine/= ARACI


- KOMİTE değil/yerine/= KURUL


- KOMMOSYO/COMMOTIO[İng.] değil/yerine/= SARSINTI


- KOMORBİDİTE/COMORBIDITY[İng.] değil/yerine/= EŞSAYRILIK


- KOMPAKSİYON/COMPACTION[İng.] değil/yerine/= KİLITLENME | TAKILMA


- KOMPAKT/COMPACT[İng.] değil/yerine/= SIKI | YOĞUN


- KOMPANSASYON/COMPENSATION[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEME | DENGELEME


- KOMPANSATUVAR/COMPENSATORY[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEYİCİ | DENGELEYİCİ


- KOMPANSE/COMPENSATED[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLENMİŞ | DENGELENMİŞ


- KOMPARATİF/COMPARATIVE[İng.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMALI


- KOMPARTIMAN/COMPARTMENT[İng.] değil/yerine/= ODACIK | BÖLÜM


- KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN


- KOMPETİTİF/COMPETITIVE[İng.] değil/yerine/= YARIŞMALI


- KOMPLEKS/COMPLEX[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK | BİRLEŞİM | KARMAŞA


- KOMPLEKSITE/COMPLEXITY[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIKLIK


- KOMPLEKSLİ değil/yerine/= ALINGAN


- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM


- KOMPLİKASYON/COMPLICATION[İng.] değil/yerine/= ART SORUN


- KOMPLİKASYON/İHTİLAT değil/yerine/= KARMAŞIKLIK


- KOMPLİKE/COMPLICATED[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK


- KOMPLİMAN[Fr. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.] değil/yerine/= İNCELİK

( Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )


- KOMPLİYANS/COMPLIANCE[İng.] değil/yerine/= UYUNÇ


- KOMPLO/TERTİP[Ar.] değil/yerine/= KURMACA


- KOMPONENT/COMPONENT[İng.] değil/yerine/= ÖGE, BİLEŞEN


- KOMPOZİSYON/COMPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİM


- KOMPOZİT/COMPOSITE[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİK


- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= ARACI

( Aracı. | Çok zengin kişi. | Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı. )


- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= İŞBİRLİKÇİ


- KOMPRES/COMPRESS[İng.] değil/yerine/= BASKIT


- KOMPRESÖR/COMPRESSOR[İng.] değil/yerine/= SIKIŞTIRICI


- KOMPRESYON/COMPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASI


- KOMPRIMEV COMPRIME[İng.] değil/yerine/= HAP


- KOMPÜLSİF/COMPULSIVE[İng.] değil/yerine/= ZORLANTILI


- KOMPÜLSİYON/COMPULSION[İng.] değil/yerine/= ZORLANTI


- KOMÜNİKAN/COMMUNICANT[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTILI


- KOMÜNİKASYON/COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM


- KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM


- KOMÜNİZM = COMMUNISM[İng.] = COMMUNISME[Fr.] = KOMMUNISMUS[Alm.] = COMMUNIS:ORTAK[Lat.] = COMUNISMO[İsp.]


- KOMÜTATÖR[Fr. < COMMUTATEUR] değil/yerine/= ÇEVİRGEÇ/ANAHTAR


- KON(N)EKTÖR[Fr. < CONNECTEUR] değil/yerine/= BAĞLAYICI

( Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve iki ucunda da kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça ya da düzen. )


- KONDANSASYON/CONDENSATION[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMA


- KONDANSATÖR[Fr.] değil/yerine/= YOĞUNLAÇ

( İçinde, akımsız elektrik yükü biriktirilen aygıt. )


- KONDANSATÖR/MEKSEFE değil/yerine/= YOĞUNLAÇ


- KONDANSÖR değil/yerine/= YOĞUŞTURUCU


- KONDİSYON[Fr./ing. < CONDITION]/ŞART[Ar.] değil/yerine/= KOŞUL


- KONDISYON/CONDİTION[İng.] değil/yerine/= DURUM | KOŞUL


- KONDISYONEL/CONDİTIONAL[İng.] değil/yerine/= KOŞULLU


- KONDÜKTÖR değil/yerine/= KILAVUZ


- KONDÜVİT/CONDUİT[İng.] değil/yerine/= YAPAY-BİYOLOJİK YOL


- KONFERANS[Fr./İng. < CONFERENCE] değil/yerine/= KONUŞMA/KONUŞTAY


- KONFİGÜRASYON/CONFİGURATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİM | DİZİLENİM


- KONFİRMASYON/CONFİRMATION[İng.] değil/yerine/= DOĞRULAMA


- KONFLİKT/CONFLICT[İng.] değil/yerine/= ÇATIŞMA


- KONFOBÜLASYON/CONFABULATION[İng.] değil/yerine/= MASALLAMA


- KONFOR[İng. < COMFORT] değil/yerine/= GÖNENCE


- KONFRONTASYON/CONFRONTATION[İng.] değil/yerine/= YÜZLES¸TİRME


- KONFÜZYON/CONFUSION[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇ BULANIKLIĞI


- KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT] değil/yerine/= YIĞIŞIM


- KONGRE[Fr. < CONGRES] değil/yerine/= KURULTAY


- KONGRÜENS değil/yerine/= EŞLEŞİM


- KONİK/CONIC değil/yerine/= SÜĞÜRÜ,


- KONİZASYON/CONIZATION[İng.] değil/yerine/= KONİK KESİM


- KONJENITAL/CONGENITAL[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN


- KONJESTİF/CONGESTIVE[İng.] değil/yerine/= GÖLLENDİRICİ


- KONJESTİYON/CONGESTION[İng.] değil/yerine/= GÖLLENME


- KONJONKTİVİTE değil/yerine/= GÖZ YANGISI


- KONJONKTÜR değil/yerine/= TOPLU DURUM/GEÇERLİ DURUM


- KONKASÖR değil/yerine/= TAŞKIRAN


- KONKOMITAN/CONCOMITANT[İng.] değil/yerine/= EŞLİK EDEN


- KONKORDAN/CONCORDANT[İng.] değil/yerine/= UYUMLU


- KONKORDANS/CONCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMLULUK


- KONKUR[Fr. < CONCOURS] değil/yerine/= YARIŞMA


- KONKÜZYON/CONCUSSION[İng.] değil/yerine/= SARSINTI


- KONNEKSİYON/CONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- KONNEKTİF DOKU/CONNECTIVE TISSUE[İng.] değil/yerine/= BAĞ DOKUSU


- KONNEKTÖR/CONNECTOR[İng.] değil/yerine/= BAĞLAYICI, BAĞLANTI (DONANIM)


- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM


- KONSANTRATÖR/CONCENTRATOR[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞTIRICI


- KONSANTRE/CONCENTRATED[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMIŞ | DERİŞİK


- KONSANTRİK/CONCENTRIC[İng.] değil/yerine/= EŞMERKEZLİ


- KONSENSUS[KONSENSÜS değil!] değil/yerine/= UZLAŞIM


- KONSENSÜS/CONSENSUS[İng.] değil/yerine/= UZLAŞMA, | OYDAŞMA


- KONSENT/CONSENT[İng.] değil/yerine/= ONAM


- KONSEPT[İng. < CONCEPT] değil/yerine/= KAVRAM


- KONSEPT/CONCEPT[İng.] değil/yerine/= KAVRAM


- KONSER SALONU değil/yerine/= DİNLETEY


- KONSER[İng. < CONCERT] değil/yerine/= DİNLETİ


- KONSERSİYUM değil/yerine/= YARDIM YÜRÜTÜM BİRLİĞİ


- KONSERVATİF TEDAVİ/CONSERVATIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= MUHAFAZAKÂR SAĞALTIM


- KONSERVATUVAR değil/yerine/= KORUNTAY


- KONSOL[Fr. < CONSOLE] değil/yerine/= DOLAP

( Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya. | Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, öteki bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi. )


- KONSOLİDASYON[İng. < CONSOLIDATION] değil/yerine/= SAĞLAMLAŞTIRMA | BÜTÜNLEŞME

( Borçlanmaların uzun süreli(vadeli) borç durumuna getirilmesi. )


- KONSOLIDASYON/CONSOLIDATION[İng.] değil/yerine/= PEKİŞME | KATILAŞMA | BÜTÜNLEŞTİRME


- KONSOLİDE[Fr. < CONSOLIDE] değil/yerine/= VADESİ UZATILAN BORÇ


- KONSOLİDE değil/yerine/= DESTEKLİ


- KONSORSİYUM[Fr. < CONSORTIUM] değil/yerine/= KURULUŞLAR/ŞİRKETLER BİRLİĞİ


- KONSTANT/CONSTANT[İng.] değil/yerine/= SABİTE


- KONSTİTÜSYONEL/CONSTİTUTIONAL[İng.] değil/yerine/= YAPISAL, BÜNYESEL


- KONSTRİKSİYON/CONSTRICTION[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLME


- KONSTRİKTİF/CONSTRICTIVE[İng.] değil/yerine/= KISITLAYICI, DARALTICI


- KONSTRİKTÖR/CONSTRICTOR[İng.] değil/yerine/= DARALTAN


- KONSTRÜKTİVİZM[Fr. < CONSTRUCTIVISME] değil/yerine/= KURMACILIK

( Resim ve heykelde, yapıtı, geometrik öğeleri ile kurmayı temel alan anlayış. )


- KONSÜLTAN/CONSULTANT[İng.] değil/yerine/= DANIŞMAN


- KONSÜLTASYON[Fr./İng. < CONSULTATION]/KONSULTO[İt. < CONSULTO] değil/yerine/= DANIŞIM/DANIŞMA


- KONSÜLTASYON/CONSULTATION[İng.] değil/yerine/= DANIŞIM


- KONSÜLTASYON değil/yerine/= TANI GÖRÜŞÜMÜ


- KONTAMINASYON/CONTAMINATION[İng.] değil/yerine/= BULAŞMA


- KONTAMINE/CONTAMINATED[İng.] değil/yerine/= BULAŞMIŞ


- KONTEKS/T değil/yerine/= BAĞLAM


- KONTENJAN[Fr. < CONTINGENT] değil/yerine/= AYRILAN YER

( Bir yükümlülük ya da yararlanma işinde, o işin kapsamına girenlerin oluşturduğu belirli sayıdaki topluluk. | Bir kuruluşun ya da bir kimsenin seçip almakta yararlanabileceği sayı miktarı. | Bir malın, alım satım ya da dağıtım işinde, ilgililerin her birine düşen pay oranı. )


- KONTEYNER değil/yerine/= TAŞIMALIK


- KONTİNÜ/CONTİNUOUS[İng.] değil/yerine/= SÜREKLİ | KESİNTISİZ


- KONTRAKSİYON/CONTRACTION[İng.] değil/yerine/= KASILMA


- KONTRAKTIL/CONTRACTILE[İng.] değil/yerine/= KASILABİLİR


- KONTRAKTILITE/CONTRACTILITY[İng.] değil/yerine/= KASILABİLİRLİK


- KONTRAKTÜR/CONTRACTURE[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLÜ KALIM


- KONTRALATERAL/CONTRALATERAL[İng.] değil/yerine/= KARŞI YAN


- KONTRAST MADDE/CONTRAST MEDIA[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜVERİR NESNE


- KONTRAST/CONTRAST[İng.] değil/yerine/= KARŞIT


- KONTRAST/ZIDDİYET değil/yerine/= KARŞITLIK


- KONTRAT[Fr. < CONTRAT] değil/yerine/= SÖZLEŞME


- KONTRENDİKASYON/CONTRAINDICATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM SAKINCASI


- KONTRENDİKE/CONTRAINDICATED[İng.] değil/yerine/= KULLANIM SAKINCALI


- KONTROL ETMEK/TEFTİŞ ETMEK değil/yerine/= DENETİM/DENETLEMEK


- KONTROL LİSTESİ/CHECKLIST CHECKLIST değil/yerine/= DENETLEME DİZİNİ


- KONTROLÖR[Fr. < CONTROLEUR] değil/yerine/= DENETÇİ


- KONTROLÖR/MURÂKIP değil/yerine/= DENETÇİ


- KONTRPULSASYON/COUNTERPULSATION[İng.] değil/yerine/= KARŞI VURUM


- KONTRTRANSFERANS/COUNTERTRANSFERENCE[İng.] değil/yerine/= KARS¸I AKTARIM


- KONTUR/CONTOUR[İng.] değil/yerine/= SINIR (ORGAN, TÜMÖR, VB.)


- KONTÜZYON/CONTUSION[İng.] değil/yerine/= FİZİKSEL ÖRSELENME


- KONUŞMAYI BİLMEK ve/= DÜŞÜNMEYİ BİLMEK


- KONVALESANS/CONVALESCENCE[İng.] değil/yerine/= TOPARLANMA


- KONVANSİYON[Fr./İng. < CONVENTION] değil/yerine/= ANTLAŞMA

( Antlaşma. | Bir anayasa yapmak ya da bir anayasayı değiştirmek için toplanan olağanüstü geçici meclis. )


- KONVANSİYONEL[İng., < CONVENTIONAL | Fr. < CONVENTIONNEL] değil/yerine/= GELENEKSEL | ALIŞILMIŞ


- KONVEKS/MUHADDEP değil/yerine/= DIŞBÜKEY


- KONVEKSİYON/CONVECTION[İng.] değil/yerine/= ISI YAYIMI


- KONVEKSİYON değil/yerine/= ISIYAYIM

( Devinen nesnelerle belirli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim. )


- KONVEKTÖR değil/yerine/= ISIYAYAR

( Bir akışkanda, ısıyı her tarafa eşit olarak yaymaya yarayan aygıt. )


- KONVERJANS/CONVERGENCE[İng.] değil/yerine/= TOPLANMA, | YAKINSAMA


- KONVOY[Fr. < CONVOI] ile/ve/değil/yerine/= KAFİLE[Ar. çoğ. KAVÂFİL]["ka" uzun okunur]

( Aynı yere giden taşıt ya da yolcu topluluğu. | Savaş gemilerince korunan yük gemileri taşıt dizisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Birlikte yolculuk eden topluluk, zümre, fırka. | Takım takım, sıra sıra gönderilen şeylerin her parçası. | Sıra ile gönderilen şeylerin her bir bölüğü. )


- KONVÜLZİYON/CONVULSION[İng.] değil/yerine/= HAVALE


- KOOPERASYON/COOPERATION[İng.] değil/yerine/= İŞBİRLİĞİ


- KOOPERE/COOPERATED[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM KURULABİLEN, İŞBİRLİĞİ YAPABİLEN


- KOORDİNASYON[İng./Fr. COORDINATION] değil/yerine/= DÜZENLEME/EŞGÜDÜM


- KOORDİNASYON/COORDİNATION[İng.] değil/yerine/= EŞGÜDÜM


- KOORDİNATÖR/COORDİNATOR[İng.] değil/yerine/= EŞGÜDER, EŞGÜDÜMCÜ


- KOORDİNE ETMEK değil/yerine/= EŞGÜDÜMLEMEK


- KOORDİNE[Fr. < COORDINNE] değil/yerine/= EŞGÜDÜMLÜ


- KOORDİNE değil/yerine/= EŞGÜDÜMLÜ


- KOPİ PEYST[İng. < COPY PASTE] değil/yerine/= KOPYALA YAPIŞTIR


- KOPYA[İng. < COPY]/NÜSHA[Ar.] değil/yerine/= EŞLEM


- KOPYA değil/yerine/= EŞLEME


- KORELASYON[Fr. < CORRELATION] değil/yerine/= BAĞINTI

( Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ. | Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık. | İki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme. | İki ya da daha fazla değişken arasındaki bağıntı. | Görelilik. | İki ya da daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık ya da eşitlik. )


- KORELE/CORRELATED[İng.] değil/yerine/= BAĞINTILI


- KORİDOR değil/yerine/= ARALIK/GEÇENEK


- KORİNDON[Fr. < CORINDON] = BOKSİT[Fr. < BAUXITE]

( Birleşimi alüminyum oksit olan, cam parlaklığında, saydam ve türlü renklerde, elmastan sonra en sert mineral, alüminyum taşı. )


- KORİST değil/yerine/= KÜMEKÇİ


- KORKU + BİLGİSİZLİK = NEFRET


- KORKU = FEAR[İng.] = CRAINTE[Fr.] = FURCHT[Alm.] = METUS[Lat.]


- KORNA[İt. < CORNA] ile/= KLAKSON[Fr. < KLAXON]

( )


- KORNEA[Lat.] değil/yerine/= SAYDAM TABAKA


- KORNER[İng. < CORNER] değil/yerine/= KÖŞE | KÖŞE ATIŞI


- KORO değil/yerine/= KÜMEK


- KORONAL DÜZLEM/CORONAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YANAY DÜZLEM


- KORONAL/CORONAL[İng.] değil/yerine/= YANAY-DİKEY


- KOROZİV/CORROSIVE[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL AŞINDIRICI


- KOROZYON/CORROSION[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL AŞINMA


- KORPORASYON[Fr./İng. < CORPORATION] = LONCA[İt. < LOGGIA]

( Belirli bir iş kolunda, usta, kalfa ve çırakları içine alan dernek, birlik. )


- KORPOREL/CORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDESEL


- KORPUS/BODY, CORPUS[İng.] değil/yerine/= GÖVDE | CİSİM


- KORPÜSKÜL/CORPUSCLE[İng.] değil/yerine/= CİSİMCİK


- KORSE değil/yerine/= SARGAÇ


- KORT[İng. < COURT]/SAHA[Ar.] değil/yerine/= ALAN

( Tenis oynanılan alan. | Adliye Sarayı. )


- KORTE[İt. < CORTE]/FLÖRT[Fr./İng. < FLIRT] değil/yerine/= ÂŞIKTAŞLIK

( Kadınla erkek arasındaki duygusal ilişki. | Birbirine duygusal ilgi duyan kadın ve erkek. | Siyasal bir parti, yabancı bir ülke vb.ne tam olarak bağlanmadan yaklaşma. )


- KORTEJ[Fr. < CORTEGE]/MAİYET[Ar.] değil/yerine/= TÖREN ALAYI

( Bir devlet büyüğünün yanında bulunan kişiler. | Alay. )


- KORTEKS/CORTEX[İng.] değil/yerine/= DIŞ KATMAN


- KÖRV[İNG. < CURVE] değil/yerine/= EĞRİ


- KÖŞEBEND[Fars. < GÛŞE + BEND] = SALVEK

( XV. yy.'a kadar yoktur. )

( Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt. | Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri. )


- KOŞMAK ile/= YORTMAK

( Koşmak, sürekli yol yürümek. | İşsiz güçsüz gezmek. )


- KÖSNÜ, ŞEHVET = LUST[İng.] = LUBRICETÉ[Fr.] = LÜSTERNHEIT[Alm.] = LIBIDO[Lat.]


- KOSTİK[Fr. < CAUSTIQUE] değil/yerine/= DOKU YAKAN

( Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran. )


- KOŞUK = KOŞMA = GAZEL

( İslâm'dan önce. = Halk yazınında. = Divan yazınında. )


- KOŞUL = BAYLAV = ŞART = CONDITION[İng., Fr.] = BEDINGUNG[Alm.] = CONDITIO[Lat.] = CONDICIONAR[İsp.]


- KOŞULSUZ = HAMLİ = CATEGORICAL[İng.] = COTÉGORIQUE[Fr.] = KATEGORISCH[Alm.] = KATEGORIKOS[Yun.]


- KOŞUTLUK = MÜVAZAT = PARALLELISM[İng.] = PARALLELISME[Fr.] = PARALLELISMUS[Alm.] = PARALLELOS[Yun.] = PARALELO[İsp.]


- KOTER/CAUTER[İng.] değil/yerine/= DAĞLAÇ


- KOTERİZASYON/CAUTERIZATION[İng.] değil/yerine/= DAĞLAMA


- KOTRA[Fr. < COTRE] değil/yerine/= YELKENLİ

( Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli. | Irmak ve göl ağızlarında kurulan ve ince kazıklarla kamışlardan yapılma dalyan. )


- KÖTÜ = ŞER = BAD, EVIL, WRONG[İng.] = MAL[Fr.] = BÖSE, UEBEL[Alm.] = MALUS[Lat.] = MALO[İsp.]


- KOVALAN/COVALENT[İng.] değil/yerine/= ORTAK DEĞERLİ


- KOVARYANS/COVARIANCE[İng.] değil/yerine/= ORTAK DEĞİŞKENLİK


- KOVULMUŞ = KOVUNTU

( Kovulmuş kişi. )


- KÖYDEŞ ile/ve/=/||/<> KÖYLÜ

( Aynı köyde oturan kişilerin birbirine göre her biri. )


- KOYUT = MEVZUA = POSTULATE[İng.] = POSTULAT[Fr., Alm.] = POSTULATUM[Lat.]


- KOZAK ile/= KOZALAK

( Kozalak. | Metalden yapılmış, içine antlaşma ve sultan mektuplarının konulduğu kutu. İLE/= Koza. | Kozalaklıların, genellikle dibi yuvarlak, tepesi koni biçiminde ve odunsu dokulu meyvesi, kozak. | Olmamış, kuru, ham meyve. | Bal mumuna basılmış mührün bozulmaması için üzerine yapıştırılan kapakçık. )


- KOZALAK = MAHRÛTÎYÜ'L-ESMÂR = CÔNE


- KOZMİK MADDE değil/yerine/= EVRENÖZDEK


- KOZMİK değil/yerine/= EVRENSEL


- KOZMİK değil/yerine/= EVRENSEL


- KOZMOGONİ değil/yerine/= EVRENDOĞUM


- KOZMOGONİK değil/yerine/= EVRENDOĞUMSAL


- KOZMOLOG değil/yerine/= EVRENBİLİMCİ


- KOZMOLOJİ değil/yerine/= EVRENBİLİM


- KOZMOLOJİK değil/yerine/= EVRENBİLİMSEL


- KOZMOS değil/yerine/= EVREN


- KPB/KARDİYOPULMONER BAYPAS/CARDIOPULMONARY BYPASS[İng.] değil/yerine/= KALP-AKCİĞER KÖPRÜLEMESİ


- KRAL =/<> ÇAR

( ... =/<> Bulgarlar'ın ve Ruslar'ın, kral için kullanmış olduğu sözcük.
[Bulgaristan, 913-1018, 1185-1422 ve 1908-1946 arası.
Sırbistan, 1346-1371 arası.
Rusya, 1480'dan (/1547) 1721'ye kadar. 1721'den sonra 1917'ye kadar ve resmi olarak sadece Rus imparatorlarının Polonya, Gürcistan gibi bazı bağımsız ülkeler üzerindeki yetki gücü için kullanılmıştır.] )


- KRAMP[Fr. < CRAMPE] değil/yerine/= KASILMA/KASINÇ


- KRAMP/CRAMP[İng.] değil/yerine/= KASINÇ


- KRANİYAL/CRANIAL[İng.] değil/yerine/= BAŞ (İLGILİ)


- KRANİYUM/SKULL[İng.] değil/yerine/= KAFATASI


- KRATER[Fr. < CRATERE] değil/yerine/= YANARDAĞ AĞZI


- KREASYON[Fr./İng. < CREATION] değil/yerine/= YARATI/YARATMA

( Özel bir yetenekten yararlanılarak ortaya konulmuş şey. )


- KREATİF[İng. < CREATIVE] değil/yerine/= YARATICI


- KREATÖR[Fr./İng. < CREATOR] değil/yerine/= YARATICI


- KREDİBİLİTE değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK


- KREDİBİLİTE değil/yerine/= İNANILIRLIK


- KREPITASYON/CREPITATION[İng.] değil/yerine/= ÇITIRDAMA


- KREŞ değil/yerine/= YUVA


- KREŞANDO değil/yerine/= GİDEREK ARTAN


- KREŞENDO/CRESCENDO[İng.] değil/yerine/= GİDEREK ARTAN


- KRESENTİK/CRESCENTIC[İng.] değil/yerine/= HİLALIMSİ


- KRETASE[Fr. < CRETACE] değil/yerine/= İKİNCİ ÇAĞIN SON DÖNEMİ

( Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağ'ın son dönemi. )


- KRETON[Fr. < CRETONNE] değil/yerine/= KETEN/BASMA

( Bir tür keten, patiska ya da basma. )


- KRİBRİFORM/CRİBRİFORM[İng.] değil/yerine/= ELEKSİ


- KRİKO[İt. < CRICCO] değil/yerine/= KALDIRICI

( Ağır bir yükün kaldırılmasını ya da alt tarafında yapılacak bir çalışmada otomobil vb. taşıtların yerden yükseltilmesini sağlayan araç. )


- KRİKO değil/yerine/= KALDIRICI


- KRİMİNOLOG değil/yerine/= SUÇBİLİMCİ


- KRIPTOGRAFİ/CRYPTOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= ŞİFRELEME BİLİMİ


- KRİSTAL[Fr. < CRISTAL] değil/yerine/= BİLLUR


- KRİSTALOİT[Fr. < CRISTALLOIDE] değil/yerine/= BİLLURSU


- KRİTİK[Fr./İng. < CRITIQUE] değil/yerine/= ELEŞTİRİ


- KRITİK/CRITICAL[İng.] değil/yerine/= CİDDİ | TEHLİKELİ


- KRİYOSKOPİ[Fr. < CRYOSCOPIE] değil/yerine/= TUZLU ERİYİK DONMASI BİLİMİ

( Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını inceleyen fizik kolu. )


- KRİYOTERAPİ/CRYOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK SAĞALTIM


- KRİZ değil/yerine/= BUNALIM


- KRİZANTEM[Fr. < CHRYSANTHÈME] değil/yerine/= KASIMPATI


- KROKİ[Fr. < CROQUIS] değil/yerine/= TASLAK


- KROM değil/yerine/= YİNİT


- KROMATİK değil/yerine/= RENKSER

( Renkser. | Kromozomlarla ilgili. | Yarım tonlardan oluşan ses dizisi. )


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KROMOSFER[Fr. < CHROMOSPHERE] değil/yerine/= RENK YUVARI

( Güneşin ışıkyuvarını saran, yaklaşık olarak 10.000 km. kalınlığındaki küre kabuğu. )


- KROMOTROPİZM[Fr. < CHROMOTROPISME] değil/yerine/= CANLI YÖNELİMİ

( Canlı bir var olanın, belirli renkte bir nesneye doğru yönelme hareketi. )


- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN


- KRONİK/VAKAYİNÂME değil/yerine/= OLAYLIK/SIRADİZİMLİK


- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN


- KRONOLOJİ/CHRONOLOGY[İng.] değil/yerine/= TARİH SIRASI


- KRONOLOJİ değil/yerine/= SÜREDİZİM


- KRONOMETRE[Fr. < CHRONOMETRE] değil/yerine/= SÜREÖLÇER


- KRONOTROPİK/CHRONOTROPIC[İng.] değil/yerine/= HIZ ETKİLER


- KROS[İng. < CROSS] değil/yerine/= DOĞADA KOŞU

( Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu. )


- KŞ/BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ


- KSE/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ


- KSK/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI


- KTB/PERSONAL IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ


- KUARTET[Fr. < QUARTETTE] değil/yerine/= DÖRTLÜ


- KUARTET değil/yerine/= DÖRTLÜ


- KUBBE/KÜMBET değil/yerine/= YUVARDAM


- KÜBİK[Fr. < CUBIQUE] değil/yerine/= KÜP BİÇİMLİ

( Küp ve kesme biçiminde olan. | Kübizm akımına uyularak yapılan. | Küp biçiminde olan. )


- KÜBİT = 45 cm.


- KÜÇÜK DELİKLER = MESÂMMÂT = PORES


- KÜÇÜK HÜCRELER = HÜCERÂT-I SIĞÂR = PETITES LOGES


- KÜÇÜK ŞALGAM = YAĞ ŞALGAMI

( Turpgillerden, çiçekleri kokulu, tohumlarından ışık araçlarında ve sabun yapımında kullanılan bir yağ çıkarılan, kolzaya benzeyen bir bitki. )

( BRASSICA RAPA )


- KÜÇÜMSEME = DISDAIN, CONTEMPT[İng.] = MÉSESTIME[Fr.] = UNTERSCHÄTZUNG[Alm.] = DESPECTUS[Lat.]


- KÜÇÜMSEMEK ve/||/=/<> ABARTMAK/"BÜYÜLTMEK"


- KUDRET değil/yerine/= ERKÜÇ


- KUDURGAN = AZGIN


- KÜFE[Ar.] değil/yerine/= SEPET

( Genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet. | [argo] Kaba et, kıç. | Bir küfenin alabileceği miktar. )


- KÜFÜR[Ar. KFR/KÂFİR: Örten. | Çiftçi.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖVGÜ/SÖVMEK


- KÜFÜR ile/ve/= AŞIRI ABARTI

( SEBBETMEK ile/ve/= ... )


- KÜFÜR ve/= SİHİR


- KÜFÜRBAZ[Ar. + Fars.(-bâz)] değil/yerine/= SÖVGEN/SÖVÜCÜ/AĞZI BOZUK/KARA


- KUİNTET[Fr. < QUINTETTE] değil/yerine/= BEŞLİ


- KUKU[Fr.] = GUGUK


- KULAK ve/= VAJİNA

( Düşüncenin başlangıcı/girişi. VE/= Gövdelenmenin başlangıcı/girişi. )

( İkisi de varoluşun başlangıcıdır. )

( SIMÂH ve/= FERÇ )


- KULE değil/yerine/= SUYRAN


- KÜLFET değil/yerine/= YÜKEÇ


- KÜLLİYEN[Ar.] değil/yerine/= TAMAMEN, TÜMÜYLE


- KÜLT[Fr. < Lat.] değil/yerine/= TAPINÇ/TAPMA | DİN | DİNSEL TÖREN


- KÜLTÜR değil/yerine/= EKİN, ÖZGEN


- KÜLTÜREL[İng. < CULTURAL] değil/yerine/= EKİNSEL


- KULUNLUK = DÖL YATAĞI

( Kısrak, eşek vb. hayvanlarda döl yatağı. )


- KULÜP değil/yerine/= DERGEN


- KÜLÜSTÜR[Yun.] değil/yerine/= YIPRANMIŞ, ESKİ, BAKIMSIZ


- KUMAN = KIPÇAK


- KUMAŞ = KÂLÂ, BÂFT[Fars. BÂFTE: Dokunmuş.]


- KÜMÜLASYON/CUMULATION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM


- KÜMÜLATİF/CUMULATIVE[İng.] değil/yerine/= TOPLU


- KÜMÜLÜS değil/yerine/= KÜME BULUT

( Üst bölümleri bembeyaz ve küme durumunda, tabanı da çoğu kez yatay ve esmer bulut. )


- KUNDALİNİ YOGA = LAYA YOGA

( Hinduizm, Şaktizm ve Tantra okullarından etkilenen bir yoga okuludur. Adını, meditasyon, pranayama, mantraların söylenmesi ve yoga duruşlarıyla/asanalarıyla kundalini enerjisini uyandırma üzerine odaklanarak üretir. Uygulayıcılar, "farkındalığın yogası" olarak adlandırır. Kundalini Yoga, "bir kişinin, yaratıcı olanaklarının, yeteneklerini değerlendirebilmek, gerçeği konuş(tur)mak ve başkalarına hizmet et(tir)mek, iyileş(tir)mek için gerekli merhamet ve bilinç üzerinde yoğunlaş(tır)mayı" amaçlar. )


- KUNT/KUND[Fars.] değil/yerine/= DAYANIKLI, SAĞLAM, KALIN, AĞIR


- KÜNYE değil/yerine/= SANLIK


- KÜPEŞTE[Yun.]/PARAPET[İt. < PARAPETTO] değil/yerine/= KORKULUK

( Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )


- KÜPƏ[Azr.] = KİREMİT KAP[Tr.]


- KUR'ÂN-I KERÎM'İ:
ARAPÇA'SINDAN OKUMAK ile/ve/= YÜZÜNDEN OKUMAK


- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM


- KURA ÇEKMEK değil/yerine/= ÇEKİ YAPMAK


- KURA değil/yerine/= ÇEKİ


- KURABİYE[Ar. < QUREYBİYYE] değil/yerine/= ÇÖREK

( Şekerli ya da tuzlu küçük çörek. )


- KURÂDA[Ar.] değil/yerine/= İŞE YARAMAZ, YIPRANMIŞ/ESKİMİŞ/BOZULMUŞ, CILIZ


- KURAL = KAİDE = RULE[İng.] = RÈGLE[Fr.] = REGEL[Alm.] = REGULA < REGERE[Lat.] = MANDO, REGLA[İsp.]


- KURAM = NAZARİYE = FUAD = THEORY[İng.] = THEÉORIE[Fr.] = THEORIE[Alm.] = THEORIA, THEOREIN[Yun.] = TEORIA[İsp.]


- KURAMSAL = NAZARÎ = THEORETIC[İng.] = THÉORIQUE, THÉORETIQUE[Fr.] = THEORETISCH[Alm.] = THEORIKOS, THEORETIKOS[Yun.]


- KÜRATİF/CURATIVE[İng.] değil/yerine/= SAĞALTICI | İYİLEŞTİRICİ


- KURBAĞA ADAM = DALGIÇ


- KURBAN BAYRAMI değil/yerine/= YAKINLIK BAYRAMI


- KURÇATOVYUM = RUTHERFORDYUM

( ... = Amerika'lıların verdiği ad. [Simgesi: Rf.] )


- KÜRE değil/yerine/= YUVAR


- KÜREMEK/KÜRÜMEK = KÜRELEMEK

( Kürekle atıp temizlemek. )


- KÜREYVE değil/yerine/= YUVAR

( Organizmadaki çeşitli sıvılarda[kan, lenf, süt] bulunan, genellikle yuvarlak ya da oval küçük cisim.[Alyuvar, akyuvar.] | Yeryuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim. )


- KÜRƏK[Azr.] = BEL[Tr.]


- KÜRKAS[Fr. < CURCAS] değil/yerine/= HİNT FISTIĞI

( Sütleğengillerden, meyve çekirdekleri zehirli bir bitki. )


- KURNAZ/LIK ile/değil/=/<>/>/< APTAL/LIK

( İkisinin de hiçbir "kazanımı", kalıcı değildir/olamaz. )


- KURS[Fr. < COURS] değil/yerine/= ÖĞRETİ/ÖĞRENEK


- KURS[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KURS değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSİ] değil/yerine/= KONUŞAK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] değil/yerine/= SEKİ

( Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. | Ana bilim dalı. | Sandalye. | Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. )


- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )

( ACUNITUM NAPELLUS )


- KURTPENÇESİ = KURTTIRNAĞI

( Karabuğdaygillerden, 20-50 cm. yüksekliğinde, pembe çiçekleri salkım biçiminde, sap ve kökünde bol tanen bulunan çok yıllık otsu bir bitki. )

( POLYGONUM BISTORTA )


- KURUNTU/YANILSAMA = VEHİM = ILLUSION[İng., Fr.] = ILLUSION, TÄUSCHUNG[Alm.] = ILLUSIO[Lat.] = DOXA[Yun.] = ILUSIÓN[İsp.] = MAYA[Sansk.]


- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI

( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )


- KÜŞADE[Fars. < GUŞÂDE] değil/yerine/= AÇIK, AÇILMIŞ


- KUŞAK = NESİL = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]


- KUŞEKMEĞİ = ÇOBANDAĞARCIĞI

( Turpgillerden, çorak yerlerde yetişen, beyaz ya mor çiçekli, eskiden hekimlikte kullanılmış olan otçul bir bitki. )

( THLASPI )


- KUŞKU = DOUBT[İng.] = DOUTE[Fr.] = ZWEIFEL[Alm.] = DUBITATIO[Yun.]


- KUŞKU ve/||/=/<>/> KARANLIĞA KOŞMAK


- KUŞKUCULUK = HİSBANİYE, REYBİYE = SCEPTICISM[İng.] = SCEPTICISME[Fr.] = SKEPTIZISMUS[Alm.] = SKEPTESTHAI[Yun.]


- KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN

( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )

( CUSCUTA )


- KÜŞNE = KARABURÇAK

( Baklagillerden, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılan bir tür. )

( ERVUM ERVILLA )


- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI


- KUŞTÜYÜMSÜ YAPRAK, PİNNAT YAPRAK = VARAK-I RÎŞÎ = FEUILLE PENNÉE


- KUSUNTU = KUSMUK


- KÜTLE değil/yerine/= YIĞIN


- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ


- KUTSAL = KUTSİ, MUKADDES = SAINT, HOLY[İng.] = SAINT[Fr.] = HEILIG[Alm.] = SANCTUS[Lat.] = SANTO/TA[İsp.]


- KÜTTEDEK = BİRDEN BİRE

( "küt" diye ses çıkararak. )


- KUTUP değil/yerine/= UC


- KUTUP değil/yerine/= UCAY


- KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr./İng. < DIAGONAL/E] değil/yerine/= KÖŞEGEN

( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )


- KUTUR değil/yerine/= ÇAP


- KUVARSİT[Fr. < QUARTZITE] değil/yerine/= KUM TAŞI

( Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit. )


- KUVÖZ[Fr. < COUVEUSE] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVÖZ/INCUBATOR[İng.] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA


- KUYUDAT = KAYITLAR


- KUZEY YERUCU/ANTARTIC değil/yerine/= GÜNEY YERUCU


- KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN


- KUZU DİŞİ = SÜT DİŞİ

( İlk çıkan, geçici dişler. | İleri yaşlarda çıkan diş. )


- KUZUKULAĞI = EKŞİKULAK

( Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki. )

( RUMEX ACETOSA )


- KVAA/WİRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI


- KVKK/PERSONAL DATA PROTECTION LAW[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU


- LÂ-YETEZELZEL[Ar.] değil/yerine/= SARSILMAZ | GÜVENİLİR


- LABIÉES = ŞEFEVÎYE


- LABIL/LABILE[İng.] değil/yerine/= OYNAK | DEĞİŞKEN


- LABORATUVAR/LABORATORY[İng.] değil/yerine/= DENEYLİK


- LACİVERT[Far.] değil/yerine/= KOVAK, KEVEK


- LACİVERT değil/yerine/= KOYUGÖK


- LÂF(Z) değil/yerine/= SÖZ


- LAFIZ +/+/= MÂNÂ +/+/= NAZIM +/+/= KELÂM

( KELİME )


- LÂFIZ değil/yerine/= SÖZGE


- LÂFZÎ TEFSİR değil/yerine/= SÖZEL YORUM


- LAGÜN[Fr.] değil/yerine/= DENİZKULAĞI


- LÂHİKE/LÂHİKA[Ar. çoğ. LEVÂHİK] değil/yerine/= EK


- LÂİNLEŞMİŞ[Ar.] değil/yerine/= KOVULMUŞ, NEFRET KAZANMIŞ, İSTENİLMEYEN


- LÂKAP(/B) değil/yerine/= TAKMA AD | SAN/UNVAN["ÜNVAN" değil!]


- LAKONİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= DEYİM

( Kısa, özlü söz. )


- LALƏ[Azr.] = GELİNCİK ÇİÇEĞİ[Tr.]


- LAMINA[İng.] değil/yerine/= KATMAN


- LAMINER KABİN/LAMINAR FLOW CABINET[İng.] değil/yerine/= ÇEKER OCAK


- LAMINER/LAMINARY[İng.] değil/yerine/= KATMANLI | TEK YÖNLÜ (AKIM)


- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI


- LANGUISHING[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA KARŞI "İSTEKSİZLİK"


- LANSE ETME değil/yerine/= TANITMA


- LANSE[Fr.] (ETMEK) değil/yerine/= ÖNE SÜRMEK


- LANSET/LANCET[İng.] değil/yerine/= DERİ DELICİ İĞNE


- LAP/LYMPHADENOPATHY LENFADENOPATİ[İng.] değil/yerine/= AKKAN BEZİ BÜYÜMESİ


- LASERASYON/LACERATION[İng.] değil/yerine/= PARÇALI YARALANMA/YIRTILMA


- LASIK/LASER ASSISTED İN SITU KERATOMILEUSIS[İng.] değil/yerine/= LAZER YARDIMLI YERİNDE KORNEA BİÇİMLENDİRME


- LASTİK değil/yerine/= SÜĞÜÇ


- LATENT PERİYOT/LATENCY PERIOD[İng.] değil/yerine/= YANITSIZLIK DÖNEMI | GİZİLLİK DÖNEMI


- LATENT[İng.] değil/yerine/= GİZLİ | SESSİZ


- LATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ YAN


- LATERALİZASYON/LATERALIZATION[İng.] değil/yerine/= YANLAŞMA


- LATERODORSAL[İng.] değil/yerine/= SIRT-YAN


- LATEROLATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-YAN


- LATEROMEDİYAL/LATEROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-İÇYAN


- LATEROVENTRAL[İng.] değil/yerine/= ÖN-YAN


- LÂÜBÂLİ/LİK değil/yerine/= YILIŞIK/LIK


- LAUBALİ değil/yerine/= SENLİ-BENLİ


- LAVAJ/LAVAGE[İng.] değil/yerine/= YIKAMA


- LAVUK[argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN

( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )


- LAYETE GAYYER değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ/BOZULMAZ


- LAYİHA değil/yerine/= GÖRÜŞÇE


- LÂYIK değil/yerine/= YARAŞIK, YAKIŞIR


- LAZER ANJİYOPLASTİ/LASER ANGIOPLASTY[İng.] değil/yerine/= LAZERLE DAMAR AÇIMI


- LAZER/LIGHT AMPLIFICATION BY STIMULATED EMISSION OF RADIATION[İng.] değil/yerine/= UYARILMIŞ RADYASYON EMISYONLA IŞIK AMPLIFİKASYONU


- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)


- LBS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ


- LDA/LATENT DİRICHLET ALLOCATION[İng.] değil/yerine/= OLASILIK DAĞILIMLARI TEMELLİ KÜMELEME


- LED/LIGHT EMITTING DIODE[İng.] değil/yerine/= IŞIK YAYAN YARI İLETKEN KAYNAK, IŞIK YAYAN DİYOT


- LEGAL[İng.] değil/yerine/= YASAL


- LEHÇE[Ar.]/DİYALEKT[Yun.] değil/yerine/= EYTİŞ


- LEJAND değil/yerine/= ALTYAZI


- LEKSİKOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZCÜKBİLİM/SÖZLÜKBİLİM


- LEKTÖR[Fr.] değil/yerine/= OKUTMAN


- LENGÜİST/FİLOLOG değil/yerine/= DİLBİLİMCİ/DİLCİ


- LENGÜİSTİK/LİSANİYAT/FİLOLOJİ değil/yerine/= DİLBİLİM


- LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK

( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )


- LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK


- LETAL/LETHAL[İng.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜ


- LEVÂZIM SINIFI değil/yerine/= SÜEL ARTGEREÇ


- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER


- LEZYON[Fr.] değil/yerine/= DOKU BOZUKLUĞU


- LİBÂ = ELBİSE | HIRKA

( ELBİSE | HIRKA )


- LİBERAL[İng.] değil/yerine/= ERKİNSEL


- LİBERALİST/LİBERAL değil/yerine/= ERKİNCİ


- LİBERALİZM değil/yerine/= ERKİNCİLİK


- LİF değil/yerine/=/değil/yerine/= TELÇİK değil/yerine/=/değil/yerine/= KILCIK


- LIFO/LAST IN FIRST OUT[İng.] değil/yerine/= SON GİREN, İLK ÇIKAR


- LİG[Fr.,] değil/yerine/= KÜME


- LİGAMAN/LIGAMENT[İng.] değil/yerine/= BAĞ


- LİGANT/LIGAND[İng.] değil/yerine/= BAĞLANAN (MOLEKÜL, ATOM VB.)


- LİGASYON/LIGATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAMA


- LİKEFAKSİYON/LIQUEFACTION[İng.] değil/yerine/= SIVILAŞIM


- LİKİDİTE/LIQUİDITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞKANLIK


- LİKİT/LIQUİD[İng.] değil/yerine/= SIVI


- LILIACEAE = ZANBAKÎYE


- lim | f(x) - f(x0) / x - x0 = f '(x)

( Δx -> 0 )


- LİMİT[İng.] değil/yerine/= SINIR


- LIMITASYON/LIMITATION[İng.] değil/yerine/= SINIRLAMA | KISITLAMA


- lin.[Lat. < LINIMENTUM] değil/yerine/= ETKİLİ NESNENİN YAĞ YA DA ALKOLDE ERİTİLMESİYLE HAZIRLANAN SIVI İLÂÇ


- LINAC/LINEAR ACCELERATOR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL HIZLANDIRICI


- LİNEER/LINEAR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL


- LİNET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN


- LİNGUİSTİK değil/yerine/= DİL(SEL)


- LİNK[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- LİNOTİP[İng.] değil/yerine/= DİZGİ MAKİNESİ

( Basımevinde, harfleri dizen ve satırları, blok durumunda döken makine. )


- LİNYİT değil/yerine/= GÖYNÜK


- LİPOPROTEİNLER değil/yerine/= YAĞLI ÖNBESİ


- liq.[Lat. < LIQUOR] değil/yerine/= SIVI İLAÇ, LİKÖR


- LIS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ


- LİSAN-I MÜNÂSİP (İLE)[Ar.] değil/yerine/= UYGUN BİR DİL (İLE)


- LİSÂN[Ar.] değil/yerine/= DİL


- LİSAN/ZEBAN değil/yerine/= DİL/DİLDEM


- LİSANS[İng. < LICENCE] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ / YETKİNLİK


- LİSE[Fr.] değil/yerine/= BİLGİTEY


- LİTERATÜR değil/yerine/= YAZINCA


- LİTOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= TAŞBİLİM


- LİTOSFER değil/yerine/= TAŞYUVARI/TAŞKÜRE


- LİYÂKAT değil/yerine/= DEĞİM/YARAŞIRLIK


- LİYOFİLİZASYON/LYOPHILIZATION[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK KURUTMA


- LİZOZOM değil/yerine/= SİNDİRGEN


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LOBİ değil/yerine/= DALAN

( Bir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk. | Otel, tiyatro gibi yerlerde, girişe yakın, geniş yer. | Bazı çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk. )


- LOĞ/YUVAK/YUVGU/YUVGUZ ile/değil/yerine/= SİLİNDİR[Fr. < Yun.]/ÜSTÜVANE[Ar.]

( Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine koşut iki yüzeyin sınırladığı cisim. | Metalleri inceltmek, kumaşları parçalatmak, kâğıt üzerine baskı yapmak gibi işler için sanayide kullanılan merdane. | Motorlu taşıtların motorunda, pistona güçlü bir itiş sağlamak ve gaz karışımının yandığı ya da patladığı yer. | Yollarda, toprak damlarda, yeri bastırmak ya da tarlalarda, toprakları ezmek için gezdirilen taş silindir. )


- LOGOS = LEGEIN[Yun.] = SÖYLEMEK, KONUŞMAK, DEYİ


- LOĞUSAHUMMASI = ALBASTI

( Doğum sırasında, temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden, loğusanın tutulduğu ateşli sayrılık. )


- LOHUSA ŞEKERİ = KIZAMIK ŞEKERİ


- LOINC/LOGICAL OBSERVATION IDENTIFIERS NAMES AND CODES[İng.] değil/yerine/= MANTIKSAL GÖZLEM TANIMLAYICILARI ADLAR VE KODLAR


- LOJİSTİK = HESAP = LOGISTIC[İng.] = LOGISTIQUE[Fr.] = LOGISTIK[Alm.] = LOGISTIKE[Yun.]


- LOJMAN[Fr. LOGEMENT] değil/yerine/= KURUM KONUTU

( Bir kuruluş ya da iş yerindeki çalışanlara, parasız ya da az bir kira karşılığında verilen konut. )


- LOKAL ANESTEZİ değil/yerine/= SINIRLI UYUŞTURMA


- LOKAL POTANSİYEL/LOCAL POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= YEREL GİZİL GÜÇ


- LOKAL değil/yerine/= DERNEKEVİ


- LOKAL değil/yerine/= YEREL


- LOKALİZASYON/LOCALIZATION[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİM


- LOKALİZE/LOCALIZED[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİMLİ


- LOKAVT değil/yerine/= İŞKAPAT


- LOKOMOTİF[Fr. < LOCOMOTIVE] değil/yerine/= ÖNYEDEN


- LÖKOSIT FORMÜLÜ/DİFFERENTIAL BLOOD COUNT[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR DAĞILIMI


- LÖKOSİT/LEUKOCYTE[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR


- LOKÜLE/LOCULATED[İng.] değil/yerine/= YUVALI


- LOKÜS/LOCUS[İng.] değil/yerine/= KONUM, YER


- LONGITÜDİNAL ÇALIŞMA/LONGITUDİNAL STUDY[İng.] değil/yerine/= ZAMANA YAYILI ÇALIŞMA


- LONGITÜDİNAL/LONGITUDİNAL[İng.] değil/yerine/= UZUN EKSENDE, UZUNLAMASINA


- lot.[Lat. < LOTIO] değil/yerine/= İLAÇLI SU, LOSYON


- LP/LUMBAR PUNCTION[İng.] değil/yerine/= LOMBER PONKSİYON


- LSTM/LONG-SHORT TERM MEMEORY[İng.] değil/yerine/= UZUN-KISA SÜRELİ BELLEK


- LÛGAT[Ar.] değil/yerine/= SÖZLÜK


- LÜKSASYON/LUXATION[İng.] değil/yerine/= ÇIKIK


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ


- LUSITROPİ/LUSITROPY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME GÜCÜ


- LÜTFEN değil/yerine/= KAYRADAN


- LÜTFETMEK değil/yerine/= KAYRALAMAK


- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM


- LÜTÛFKÂR/ÂNE değil/yerine/= KAYRALI/CA


- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER


- LVAD/LEFT VENTRICULAR ASSIST DEVICE SOL VENTRİKÜL[İng.] değil/yerine/= SOL KARINCIK DESTEK AYGITI


- M-HEALTH/MOBILE HEALTH[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK, M-SAĞLIK


- M-RNA MESSENGER RİBONUCLEİC ACİD[İng.] değil/yerine/= HABERCİ RİBONÜKLEİK ASIT


- m.[Lat. < MISCE] değil/yerine/= KARIŞTIR, BİRLEŞTİR


- M/MOLAR[İng.] değil/yerine/= MOL


- MAALESEF[Ar.]["MALESEF" değil!]/DERDÂ[Fars.] değil/yerine/= NE YAZIK Kİ


- MAARİF/Çİ[Ar.] değil/yerine/= EĞİTİM/Cİ


- MAAŞ/MAHİYE[Fars., Ar.] değil/yerine/= AYLIK


- MÂBED/MÂBET[Ar.] değil/yerine/= TAPINAK


- MAÇ[Azr.] = ÖPÜCÜK[Tr.]


- MAÇ[İng. MATCH] değil/yerine/= KARŞILAŞMA/EŞLEŞME


- MACERA[Ar.]/SERÜVEN[Fars. SERVAN]/SERGÜZEŞT[Fars.]/AVANTÜR[Fr. AVENTURE | İng. ADVENTURE] değil/yerine/= OLAYCA


- MACERAPEREST değil/yerine/= OLAYCASEVER


- MADDE/(î) değil/yerine/= ÖZDEK/(SEL)


- MADDE değil/yerine/= EY/ÖZDEK/NESNE


- MADDÎ EDİM değil/yerine/= EYCİL EDİM


- MADDİ MALLAR değil/yerine/= EYCİL TAVARLAR


- MADDÎ değil/yerine/= EYCİL


- MADDİYAT değil/yerine/= EYCİLLİK


- MADERŞAHİ[Fars.]/MATRİARKAL[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ANAERKİL


- MAFSAL[Ar.] değil/yerine/= EKLEM


- MAĞARA[Ar.] değil/yerine/= İN

( Bir yamaca ya da kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu. | Karst bölgelerinde, kireçtaşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yeraltı kovukları. )


- MAĞARUL = AVAR

( )


- MAĞAZA değil/yerine/= KEPİTEY


- MAĞDUR/İYET[Ar.] değil/yerine/= KIYGIN/LIK

( Haksızlığa uğramış kişi. )


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAGMA[Yun.] değil/yerine/= ISI/SICAK YUVARI

( Yerin içinde, sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik. )


- MAGNETOSPHERE değil/yerine/= KAPARYUVAR


- MAGNETOTELLURICS değil/yerine/= KAPARBALKI


- MAGNİFİKASYON/MAGNİFICATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜLTME


- MAGNİTÜT/MAGNİTUDE[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK | ÖNEM


- MAĞRUR[Ar.] değil/yerine/= GURURLU


- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MAHAL/MEVZİ[Ar.] değil/yerine/= YER/YÖRE


- MAHALLİ[Ar.] değil/yerine/= YÖRESEL/YEREL


- MAHÂRET değil/yerine/= BECERİ


- MÂHÂZÂ/MAAHÂZÂ değil/yerine/= BUNUNLA BİRLİKTE, BÖYLEYKEN, BÖYLE İSE DE


- MAHCUBİYET[Ar.] değil/yerine/= UTANGAÇLIK/SIKILGANLIK


- MAHCUR[Ar.] değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUR değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUZ değil/yerine/= ELKOYLU


- MAHDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIRLANMIŞ


- MAHDUT değil/yerine/= DAR


- MAHFAZA[Ar.] değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFAZA değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFİL-İ KAZÂ değil/yerine/= ADÂLET MEYDANI


- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= SAKLANMIŞ/KORUNMUŞ

( MAHFUZEN: Gözaltında olarak. )


- MAHFUZ değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI


- MAHFUZ değil/yerine/= SAKLI/KORUNUK


- MAHİR[Ar.] değil/yerine/= USTA/BECERİKLİ

( MÂHİRÂNE[Ar., Fars.]: Becerikli bir biçimde, becerikli olarak, ustaca. )


- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= İÇYÜZ


- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖZLÜK/İÇYÜZ

( Bir şeyin durumu. | Kişi. )


- MAHİYET ile/ve/değil/= VARLIK

( Hiçbir nitelik ve nicelik, mahiyete yüklen(e)mez. )

( [not] QUIDITY/ESSENCE vs./and/but/= EXISTENCE )


- MAHKÛK[Ar.] değil/yerine/= KAZILMIŞ


- MAHLÛK[Ar.] değil/yerine/= YARATIK


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= ÇÖZÜLMÜŞ/DAĞILMIŞ


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= HALLOLMUŞ/ÇÖZÜLMÜŞ | ERİYİK


- MAHLUL/SOLÜSYON değil/yerine/= ERİYİK/ÇÖZELTİ


- MAHLUT[Ar.] değil/yerine/= KATIŞIK | KARIŞIM


- MAHMUL değil/yerine/= YÜKLETİLMİŞ/YÜKLÜ/DOLU


- MAHMUZ BİÇİMİNDE PETAL = MİHMÂZ = PÉTALE CALCARIFORME


- MAHMUZ BİÇİMİNDE PETAL = VARAK-İ TÜVEYC-Î MİHMÂZÎ = PÉTALE CALCARIFORME


- MAHMUZ[Ar.] değil/yerine/= ÇIKINTI

( Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı. | Eski tür savaş gemilerinde, su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı. | Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı. )


- MAHPUS[Ar.] değil/yerine/= KAPATILMIŞ

( Kapatılmış, hapsedilmiş. | Bir çeşit tavla oyunu. )


- MAHPUS değil/yerine/= KISINIK


- MAHREC değil/yerine/= PAYDA


- MAHREK[Ar.] değil/yerine/= YÖRÜNGE

( Yürüyen bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. | Bir gökcisminin, devinme süresince aldığı yol. )


- MAHREM değil/yerine/= GİZLİ


- MAHREM değil/yerine/= İÇREK, GİZLİ


- MAHREMİYET değil/yerine/= GİZLİLİK


- MAHRUKAT[Ar.] değil/yerine/= YAKIT/YAKACAK


- MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN


- MAHRUM/İYET değil/yerine/= YOKSUN/LUK


- MAHRUT[Ar.] değil/yerine/= KONİ


- MAHSUBEN değil/yerine/= SAYILCA


- MAHSUL[Ar.] değil/yerine/= ÜRÜN/VERİM


- MAHSUL/HASILAT değil/yerine/= ÜRÜN


- MAHSUP değil/yerine/= SAYIŞIK


- MAHSUR[Ar.] değil/yerine/= KISIĞ


- MAHSUS[Ar.] değil/yerine/= ÖZELLİKLE


- MAHÛLE[Ar.] değil/yerine/= DUL

( Kocası ölmüş kadın. İLE Eşi ölmüş ya da eşinden boşanmış kadın ya da erkek. )


- MAİ[Ar.] değil/yerine/= MAVİ


- MAİN[Ar.] değil/yerine/= KARE/EŞKENAR DÖRTGEN


- MAİŞETİ TEMİN[Ar.] değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK


- MAJOR CROSS MATCH[İng.] değil/yerine/= MAJOR ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA


- MAJÖR/MAJOR[İng./Fr.] değil/yerine/= BÜYÜK/ÖNEMLİ

( Büyük, önemli. | Bir makam, bir akort ya da bir aralığın oluşma biçimi. | Büyük önerme. )


- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM


- MAKALE değil/yerine/= YAZI


- MAKAM ŞÖFÖRÜ değil/yerine/= ORUN SÜRÜCÜSÜ


- MAKAM TAZMİNATI değil/yerine/= ORUN ÖDENEĞİ


- MAKAM/MANSIP/MESNET/MEVKİ değil/yerine/= ORUN


- MAKARA değil/yerine/= SARDIRAÇ


- MAKARON[Azr.] = MAKARNA[Tr.]


- MAKASLIBÖCEK = BAĞKESEN

( Kınkanatlılardan, başı ve makasları iri bir böcek. )

( LUCANIUS )


- MAKBUZ[Ar.] değil/yerine/= ÖDENDİ BELGESİ


- MAKİNE değil/yerine/= İŞLERGE


- MAKİNİST değil/yerine/= İŞLERGECİ


- MAKSAT[Ar.] değil/yerine/= AMAÇ


- MAKSIMAL[/MAXIMAL[[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK


- MAKSİMİZASYON/MAXIMIZATION[İng.] değil/yerine/= EN ÇOKLAMA, EN ÇOKLAYIM, EN ÇOKLATIM


- MAKSIMUM/MAXIMUM[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK


- MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÇOK/YÜKSEK


- MAKSİMUM değil/yerine/= SON SINIR / EN FAZLA


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKTUL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜLEN


- MAL/MÜLK/MADDİ ZENGİNLİK değil/yerine/= OD, OCAK


- MALA[Fars.] değil/yerine/= SÜRGÜ

( Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, tahta saplı, duvarcı ve sıvacı aracı. )


- MALABSORPSİYON/MALABSORPTION[İng.] değil/yerine/= EMİLİM BOZUKLUĞU


- MALADJUSTMENT[İng.] değil/yerine/= UYUM BOZUKLUĞU


- MALAKİT[Fr. MALACIHTE < Yun.] değil/yerine/= BAKIRTAŞI

( Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat. )


- MALAWI(MORI-BUANCI) =/< NYASALİND

( Ülkenin bugünkü adı. =/< Önceki adı. )


- MALFORMASYON/MALFORMATION[İng.] değil/yerine/= OLUŞUM BOZUKLUĞU | BİÇİM KUSURU


- MALİGNANSİ/MALİGNANCY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MALİGNİTE/MALIGNITY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MALNÜTRİSYON/MALNUTRITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ BESLENME


- MALPOZİSYON/MALPOSITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ KONUM


- MALPRAKTİS/MALPRACTICE[İng.] değil/yerine/= HATALI TIBBİ UYGULAMA


- MALROTASYON/MALROTATION[İng.] değil/yerine/= KUSURLU DÖNÜŞ


- MALUL GAZİ değil/yerine/= SÖKEL BATUR


- MALÛL[Ar.] değil/yerine/= SÖKEL/SAKAT | GÜÇSÜZ


- MALUL değil/yerine/= SÖKEL


- MALULEN değil/yerine/= SÖKELCE/SÖKELLİKTEN


- MALUM/AKTİF değil/yerine/= ETKEN


- MALVACEAE = HUBBÂZÎYE


- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ


- MAMUR[Ar.] değil/yerine/= BAYINDIR

( Gelişip güzelleşmesi, yaşayış koşullarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan. )


- man. pr.[Lat. < MANE PRIMO] değil/yerine/= SABAH ERKENDEN


- MÂNÂ[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MANCA[İt.] değil/yerine/= YİYECEK


- MANCANA[İt.] değil/yerine/= FIÇI

( Gemilerde, içme suyu konulan, büyük, yassı fıçı. )


- MANDREN/MANDRİN[İng.] değil/yerine/= DALGI KILAVUZU


- MANEN değil/yerine/= ÖZCE


- MANEVİ TAZMİNAT değil/yerine/= ÖZCÜL ÖDENCE


- MANEVİ değil/yerine/= ÖZCÜL


- MANEVİYAT =/<> İHLÂS

( Her an taze olmak. =/<> ... Her durumda arı/doğru/yakın olmak. )


- MANEVİYAT değil/yerine/= ÖZCÜLLÜK


- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET

( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )


- MÂNİ OLMAK değil/yerine/= ÖNLEMEK


- MÂNİ[Ar.] değil/yerine/= ENGEL


- MÂNİ değil/yerine/= ÖNLEYİCİ/ENGEL


- MANİFATURA[İt. < Lat.] değil/yerine/= KUMAŞ/DOKUMA

( Fabrika yapımı her türlü kumaş ve bez gibi dokumalar. )


- MANİFESTASYON/MANIFESTATION[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNÜR BELİRTİ-BULGU


- MANİFESTO[İt. < Lat.] değil/yerine/= BİLDİRİ


- MANİK ATAK/MANIC EPISODE[İng.] değil/yerine/= TAŞKINLIK DÖNEMİ


- MANİK-DEPRESİF PSİKOZ değil/yerine/= TAŞKIN-ÇÖKÜMLÜ ÇILDIRI


- MANİKA[İt. < MANICA] değil/yerine/= BACA[Fars. < BÂCE]

( Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca. )


- MANİKÜR[Fr.] değil/yerine/= EL/TIRNAK BAKIMI


- MANİPLE[Fr.] ile/ve/=/<> MANİPÜLATÖR[Fr.]

( Telgraf imlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte ya da yeniden vermekte kullanılan aygıt. | Roma ordusunda, 60 ya da 120 erden ibaret bölük. | Bazı papazların ayinlerde sol kolun bileğine yakın taktıkları süslü şerit. İLE/VE/=/<> Manipleyi kullanan kişi/görevli. | Maniple. )


- MANİPÜLASYON/MANİPULATION[İng.] değil/yerine/= YÖNLENDİRME | GÜDÜMLEME | HİLEYLE YÖNLENDİRME | KARŞIDAKİYLE OYNAMA, KARŞIDAKINİ ÇIKARI İÇİN KULLANMA. | ELLE KULLANMA


- MANİPÜLASYON değil/yerine/= YÖNLENDİRİM


- MANİPÜLATİF değil/yerine/= YÖNLENDİRİMLİ


- MANİPÜLATÖR/MANİPLE değil/yerine/= YÖNLENDİREÇ/YÖNLENDİRİMCİ/YÖNLENDİREÇÇİ


- MANİVELA[İt.] değil/yerine/= KALDIRAÇ

( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )


- MANİVELA değil/yerine/= KALDIRAÇ


- MANOMETRE[Fr. < Yun. MANOS: Seyrek, yumuşak. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= BASIÖLÇER


- MANŞET değil/yerine/= ÖNBAŞLIK


- MANSİYON[Fr.] değil/yerine/= ÖZENDİRME ÖDÜLÜ

( Bir yarışmada, konulan ödüle yeterli nitelikte görülmemekle birlite, anılmaya değer bulunan kişiye ya da yapıta verilen derece. )


- MANŞON/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN


- MANTAR[Azr.] = TIPA[Tr.]


- MANTIKEN değil/yerine/= ESTEMCE


- MANTIKÎ/MANTIKSAL değil/yerine/= ESTEMLİ


- MANTRA[Sansk.] = SHINGON[Jap.]

( İlâhi, bir düşünce aracı, harfler halinde göz önüne getirilen ve telaffuz edilen ideal sesler. Mantra, sürekli tekrarlanışı kendine özgü sonuçlar doğuran bir sözcükler topluluğudur. Sihirli bir gücü olduğuna inanıldığı için ya da zihinde etkin bir değişim yapmak amacıyla aralıksız tekrarlanan bir sözcük, bir hece ya da bir harf. (Tasavvuf'ta ile ABCDEF ( Zikir) )


- MANUEL/MANUAL[İng.] değil/yerine/= EL KITABI | ELLE YAPILAN


- MANYETİK[Fr. < Yun.] =/<>/< MANYETİT[Fr. < Yun.] =/<>/< MIHLADIZ/MIKNATIS[Yun.]

( Mıknatısla ilgili., kendinde mıknatıs özellikleri bulunan. =/<>/< Mıknatıs özelliği olan doğal demir oksidi. [Fe3O4] =/<>/< Demiri ve daha başka bazı metalleri çeken demir oksit. | Demiri çekme özelliği taşıyan ya da sonradan bu özelliği kazanan her türlü madde. )


- MANYETİK değil/yerine/= KAPGILI


- MANYETİZMA değil/yerine/= KAPGIBİLİM | KAPGILAMA/KAPGILIK


- MANYEZİ[Fr. < Yun.] = MÜSHİL[Ar. < SEHL]

( Tıpta, iç sürdürücü olarak kullanılan, beyaz renkli, suda az eriyen, hiçbir tadı olmayan, magnezyum oksidinin başka bir adı. = Kolaylaştıran. | İshal veren, bağırsakları temizleyen, dışkıyı kolaylıkla dışarı çıkarttıran ilâç. )


- MANYEZİT[Fr. < Lat.] = LÜLETAŞI/ESKİŞEHİRTAŞI/DENİZKÖPÜĞÜ

( Doğal magnezyum silikat. = Kolayca yontulup işlenen, beyaz renkli doğal magnezyum silikat. )


- MANZARA değil/yerine/= GÖRÜNÜM/GÖREY


- MARABA/RENÇBER[Fars.]/IRGAT[Yun.] değil/yerine/= ÇİFTÇİ/ORTAKÇI


- MARAQLI[Azr.] = İLGİNÇ[Tr.]


- MARASMUS[İng.] değil/yerine/= ZAFİYET, ARIKLIK


- MARATON değil/yerine/= UZUN KOŞU


- MAREŞAL/MÜŞİR değil/yerine/= SAVAŞHAN


- MARİFETİYLE değil/yerine/= ELİYLE/ARACILIĞIYLA


- MARJ[Fr.] değil/yerine/= PAY

( Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan pay. | Yazılmış ya da basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk. )


- MARJ/MARGIN[İng.] değil/yerine/= SINIR


- MARJİNAL FAYDA değil/yerine/= SONBİRİM YARARI


- MARJİNAL/MARGINAL[İng.] değil/yerine/= SINIRDA | SIRA DIŞI


- MARJİNAL değil/yerine/= AYKIRI/SIRADIŞI


- MARKAJ[Fr.] ile/=/<> MARKE[Fr.]

( Bazı takım oyunlarında, ayakla ya da gövdeyle, karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma. İLE/=/<> Bazı takım oyunlarında, karşı takımdaki oyuncuyu yakından izlemek, tutmak. )


- MARKER[İng.] değil/yerine/= BELİRTEÇ


- MARKER değil/yerine/= BELİRTİCİ


- MARMALAD[Azr.] = ŞEKERLEME[Tr.]


- MARN[Fr.] değil/yerine/= PEKMEZTOPRAĞI

( Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç. | Üzüm şırasının tortularını çöktürmek için kullanılan, kil ile karışık kireçli toprak. )

( MARNLAMAK: Kireci az olan toprağın içine marn katarak daha iyi duruma getirmek. )


- MARON[Fr. < MARRON] değil/yerine/= KESTANE RENGİ


- MARŞ[Fr. < Cerm.] değil/yerine/= ÇIĞIRI


- MARS değil/yerine/= MERÎH[Ar.]/SAKIT[Ar.]

( Güneşe olan uzaklığı, Yer'in Güneş'e olan uzaklığından daha çok olan dış gezegenlerin ilki. )

( Mars gezegeninde bulunan Olympus Mons, Güneş Sistemi'nde bilinen en yüksek volkan ve dağdır. Dağın yüksekliği, 26.4 km. olup Everest ile karşılaştırılırsa üç kat daha yüksektir. )

( el-KAHİRE[Ar.](al-QAHIRAH )


- MARUF değil/yerine/= SANLI


- MÂRUZ[Ar.] değil/yerine/= EDİK


- MÂRUZAT[Ar.] değil/yerine/= SUNUŞLUK


- MAS[Ar.] değil/yerine/= SOĞURMA/EMME


- MASAL/SI değil/yerine/= DÜŞÇE/MSİ


- MAŞERÎ[Ar.] değil/yerine/= ORTAK US/AKIL

( Topluluğun olan, ortaklaşa. )

( Hiçkimse, birlikte olduğumuz kadar akıllı değildir/olamaz. )


- MASİF[Fr.] değil/yerine/= SOM

( Kütlesi, görünürdeki tüm oylumu kaplayan, kaplama ya da doldurma olmayan. )


- MASKE değil/yerine/= YAPAY YÜZ

( Boyalı karton, kumaş, plastikten yapılmış olan, tanınmamak için kullanılan yapma yüz. | Korunmak için özel olarak yapılmış, yüze geçirilen şey. | Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. | Gerçek duyguları ya da bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen, aldatıcı görünüş, davranış. | Kişinin oynadığı rol ya da hem kendine, hem de çevresine yönelik takındığı davranış. )


- MASKOT[Fr.] değil/yerine/= "UĞURLU" EŞYA

( Uğur getireceğine inanılan şey. | Uğur sayılan kişi ya da hayvan. )


- MASLAHATGÜZAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= İŞGÜDER

( Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda ya da o ülkeye gelmesinden önce, ona vekâlet eden diplomat. )


- MASLAHATGÜZAR değil/yerine/= İŞGÜDER


- MASRAF[Ar.] değil/yerine/= GİDER


- MASRAF değil/yerine/= GİDER


- MASTAR değil/yerine/= DÜZCÜ


- MASTER değil/yerine/= UNGAN


- MASTIÇİÇEĞİ = ÖKÜZGÖZÜ


- MASUMİYET KARİNESİ/PRESUMPTION OF İNNOCENCE değil/yerine/= SUÇSUZLUK İLKESİ


- MAT değil/yerine/= DONUK


- MATAFYON[İt.] değil/yerine/= DELİK

( Yelkenlere ve tentelere açılan delik. )


- MATBAA[Ar.] değil/yerine/= BASIMEVİ


- MATBÛ[Ar.] değil/yerine/= BASILI/BASILMIŞ


- MÂTEM[Ar.] değil/yerine/= YAS


- MATEM değil/yerine/= YAS


- MATEMATİK ve/=/||/<>/: BİLGELİK

( "Matematiğin Aydınlık Dünyası" (- Sinan Sertöz - TÜBİTAK) adlı kitabı özellikle okumanızı salık veririz. )


- MATEMATİK ve/=/||/<>/>/< BÜTÜN/LÜK


- MATERNAL[İng.] değil/yerine/= ANADAN | ANNEYE AIT


- MATERYAL/MATERIAL[İng.] değil/yerine/= GEREÇ | MADDE


- MATHESIS UNIVERSALIS = MATHESIS:BİLME, BİLİM[Yun.] - UNIVERSALIS:EVRENSEL[Lat.]


- MATİTE/MATITY[İng.] değil/yerine/= TOK SES


- MATKAP değil/yerine/= DELGİ


- MATLUB ile/ve/<>/= MEÇHUL


- MATRAH[Ar.] değil/yerine/= TEMEL ALINAN DEĞER

( Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer. )


- MATRİKS/MATRIX[İng.] değil/yerine/= GÖZELER ARASI DOLGU


- MATÛF[Ar. < ATF] değil/yerine/= YÖNELTİLMİŞ

( Bir yöne eğilmiş. | Yöneltilmiş. )


- MATÛH[Ar. < ATEH] değil/yerine/= BUNAMIŞ/BUNAK


- MATUH[Ar.] değil/yerine/= BUNAK


- MATÜR/MATURE[İng.] değil/yerine/= OLGUN


- MATÜRASYON/MATURATION[İng.] değil/yerine/= OLGUNLAŞMA


- MATÜRITE/MATURITY[İng.] değil/yerine/= OLGUNLUK


- MÂVERÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖTE

( Ard, geri, bir şeyin ötesinde, arkasında bulunan. | Türk müziğinin eski bir mürekkep makamı.[Biri, devr-i kebir, öteki, fahte usûlünde, iki tane müellifi belirli olmayan peşrev ile bir tane, yine müellifi bilinmeyen saz semaisi, bu makama örnektir.] )


- MAVİ[Ar.] değil/yerine/= GÖK, GÖKÇE


- MAVİ değil/yerine/= GÖKÇE


- MAVİMTIRAK değil/yerine/= GÖKÇEMSİ/GÖKÇEMTIRAK/GÖKÇÜL/GÖKŞİN


- MAYA[Hintçe]/İLÜZYON[İng. < ILLUSION]/DOXA[Yun.] değil/yerine/= YANILSAMA


- MAYİ[Ar.] değil/yerine/= SIVI


- MAYİ/LİKİT değil/yerine/= SIVI


- MAYİ/LIQUİD, FLUİD[İng.] değil/yerine/= SIVI


- MAYSTRO/MAESTRO değil/yerine/= UNGAN

( Besteci. | Orkestra şefi. )


- MAYTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= HAVAİ FİŞEK

( Yandığında renkli ve parlak ışıklar saçan, şenlik gecelerinde yakılan havai fişek. )


- MAZBATA[Ar.] değil/yerine/= TUTANAK


- MAZBUT VAKIF[Ar.] değil/yerine/= KAMUSAL TURGU


- MAZERET KAĞIDI değil/yerine/= NEDENLİK BELGESİ


- MAZERET-İ SAHİHA değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK


- MAZERET değil/yerine/= NEDENLİK


- MAZERET değil/yerine/= ÖZÜR


- MAZERETSİZ değil/yerine/= NEDENLİKSİZ


- MAZGAL[Yun.] değil/yerine/= DELİK

( Kale duvarlarında, iç yanı geniş, dış yanı dar delik. )


- MAZHARİYET değil/yerine/= ERGİ


- MÂZÎ değil/yerine/= GEÇMİŞ


- MAZLUM[Ar.] değil/yerine/= KIYILGIN


- MAZMUN değil/yerine/= İÇANLAM


- MAZNÛN[Ar. < ZANN] değil/yerine/= SANIK


- MAZNUN değil/yerine/= SANIK


- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK


- MAZRUB değil/yerine/= ÇARPAN


- MAZRUBÂT-I TEFRİK değil/yerine/= ÇARPANLARA AYIRMA


- MAZRÛF[< ZARF] değil/yerine/= ZARFLANMIŞ, ZARFA KONMUŞ | KALIPLI, KILIFLI | ZARFLI KÂĞIT


- MAZUR değil/yerine/= NEDENLİ


- MBIS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARITA TABANLI BİLGİ DÜZENİ


- MBS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MEKANSAL BİLGİ DÜZENİ


- MCI/MILD COGNITIVE IMPAIRMENT[İng.] değil/yerine/= HAFİF BİLİŞSEL BOZUKLUK


- MCS/MECHANICAL CIRCULATORY SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MCSD/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MD/DOCTOR OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIP DOKTORU


- MDC/MECHANICAL ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK (KALP) DESTEK AYGITI


- MDD/MICROWAVE DİATHERMY | MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MİKRODALGA DİYATERMİSİ, MİKRODALGAYLA SICAKLIK UYGULAMASI | MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MDDC/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ


- ME'YÛS[< YE'S]/NEVMÎD[Fars. < NÂ-ÜMÎD] değil/yerine/= ÜMİTSİZ


- MEA/COST EFFECTIVENESS ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET ETKINLİK ÇÖZÜMLEMESİ


- MEBLAĞ değil/yerine/= TUTAR


- MEBÛS[Ar.] değil/yerine/= SAYLAV/MİLLETVEKİLİ


- MECÂZ-I MÜRSEL değil/yerine/= DÜZÖZGEÇ/AD AKTARMASI


- MECÂZ/Î / METAFORİ/K değil/yerine/= ÖZGEÇ/Lİ


- MECAZ değil/yerine/= DEĞİŞMECE


- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK


- MECBUREN değil/yerine/= GÜCÜNLÜCE


- MECBURİ HİZMET değil/yerine/= GÜCÜNLÜ İŞGÖRÜ


- MECBURÎ/ZARURÎ değil/yerine/= GÜCÜNLÜ


- MECBURİYET değil/yerine/= GÜCÜNLÜK


- MECHÛL[Ar. < CEHL] değil/yerine/= BİLİNMEYEN[BELİRSİZ değil!]


- MEÇLEŞME/MATCHLEŞME değil/yerine/= EŞLEŞME/"ÖRTÜŞME"


- MECMÂ[Ar.] değil/yerine/= YIĞINAK

( Bir şeyin biriktiği yer. | Bir şeyin, bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt. | Birgözeli bitkilerin biraraya gelerek oluşturdukları küme. )


- MECMUA değil/yerine/= DERGİ


- MECRÂ değil/yerine/= YÖNEY


- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ

( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )


- MECÛSÎ[Ar.] = ZERDÜŞTÎ[Fars.]

( Zerdüşt dininde olanlar. )


- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI, ÖVÜNÇLÜK, KIVANÇLIK


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK


- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT


- MEDED[Ar.] değil/yerine/= YARDIM


- MEDENÎ(YET) değil/yerine/= UYGAR/LIK


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDİKAL ETİK/MEDICAL ETHİCS[İng.] değil/yerine/= TIP ETİĞİ


- MEDİKAL ONTOLOJİ/MEDICAL ONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= TIBBİ VARLIKBİLİM


- MEDİKAL/MEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIBBİ


- MEDİKASYON/MEDICATION[İng.] değil/yerine/= İLAÇ SAĞALTIMI | İLAÇ


- MEDITASYON/MEDITATION[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL YOĞUNLAŞMA


- MEDIUM[İng.] değil/yerine/= ORTA | BESİYERİ


- MEDİYAL/MEDIAL[İng.] değil/yerine/= İÇ YAN


- MEDİYAN DÜZLEM/MEDIAN PLANE[İng.] değil/yerine/= ORTA HAT DÜZLEMI


- MEDİYAN/MEDIAN[İng.] değil/yerine/= ORTANCA


- MEDİYASTİN[Fr.] değil/yerine/= GÖĞÜS

( Göğsün, yanlardan akciğerle, önden göğüs kemiği, arkadan omurga ile sınırlanan orta bölgesi. )


- MEDİYATÖR/MEDİATOR[İng.] değil/yerine/= ARACI


- MEDİYOLATERAL/MEDIOLATERAL[İng.] değil/yerine/= ORTA-DIŞ YAN


- MEDJACKING/MEDJACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME GİRİŞİMİ


- MEDLÛL[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MEDYA/MEDIA[İng.] değil/yerine/= ORTA KATMAN | ORTAM, | BESİYERİ


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM


- MEFKÛRE[Ar.]/IDEAL[İng., Alm., İsp.]/IDÉAL[Fr.] değil/yerine/= ÜLKÜ/SEL


- MEFRUĞUNBİH değil/yerine/= GEÇİRİ KONUSU


- MEFRUĞUNLEH değil/yerine/= GEÇİRİ ALICI


- MEFRUŞAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEME

( Ev döşemek için gerekli eşya. )


- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ


- MEFTÛH[< FETH] değil/yerine/= AÇILMIŞ, AÇIK, FETHEDİLMİŞ | ELE GEÇİRİLMİŞ


- MEFÛL[Ar.] değil/yerine/= TÜMLEÇ

( Yapılmış, işlenmiş. | Bir eylemin etkisinde olan. | Tümleç. )


- MEH/KAMER(AKMÂR)[Ar.] değil/yerine/= AY


- MEHDÎ[Ar. < HEDY] değil/yerine/= DOĞRU YOLU TUTAN, HİDÂYETE EREN/ERDİREN


- MEHİL değil/yerine/= ÖNEL


- MEHL/MEHİL[Ar.] değil/yerine/= ÖNEL

( Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre. | İş sözleşmesine göre, işçinin, işten çıkarılması durumunda tanınan süre. )


- MEHTAP[Fars.] değil/yerine/= AY IŞIĞI


- MEHTAP değil/yerine/= IŞILAY


- MEKÂN değil/yerine/= UZAY


- MEKANİK MÜHENDİSLİĞİ değil/yerine/= İŞLEYBİLİM ÖLÇMENLİĞİ


- MEKANİK/Çİ/LİK/MEKANİZM değil/yerine/= İŞLEYSEL/Cİ/LİK


- MEKANİK değil/yerine/= DÜŞÜNMESİZ


- MEKANİK değil/yerine/= İŞLETSEL


- MEKANİK değil/yerine/= İŞLEYBİLİM


- MEKANİZMA/MECHANISM[İng.] değil/yerine/= DÜZENEK



(7/7)




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 137 kez incelenmiş/okunmuştur.