Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

S-Ş'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 22 Ekim 2024 ]
itibariyle 9910 başlık/FaRk ile birlikte,
11318 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(2/10)


- [Ar.] SANDIK ile SANDUKA

( İçine türlü şeyler konulan, tahtadan, dört köşe, kapaklı ev eşyası. | Bir kurumda, para alınıp verilen yer. | Banka. | Yapılarda, kum, çakıl gibi şeyleri ölçmek için kullanılan, üstü ve altı açık, dört köşeli tahtadan ölçü. | Mahalle tulumbacılarının, omuzda taşıdıkları, sandık biçimi tulumba. İLE Mezarın üzerine yerleştirilmiş, tabut büyüklüğünde tahta ya da mermer sandık. )


- [Ar.] ŞEVK Ü TARÂB ile ŞEVK Ü TARÂB

( Makam. İLE Neşe, sevinç ve coşkunluk. )


- [ASLOLAN] DÜZÜŞMEK SEVİŞMEK!


- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")


- [DELETE] TUŞUYLA SİLMEK ile/+ [SHIFT + DELETE] TUŞUYLA SİLMEK

( Çöp kutusuna atar. Geri alma şansı vardır. İLE Bilgisayara bir kayıt bırakmaksızın siler. Geri alma şansı yoktur. Çok dikkatli olunması gerekir. )


- [Fr.] SANTİAR ile/ve/<> SANTİGRAM ile/ve/<> SANTİGRAT ile/ve/<> SANTİLİTRE ile/ve/<> SANTİM ile/ve/<> SANTİMETRE

( Bir ar'ın, yüzde biri, bir metrekare. İLE/VE/<> Bir gramın, yüzde biri, bir desigramın onda biri. İLE/VE/<> Suyun, buz olma noktasını sıfır, buharlaşma noktasını 100 sayarak, arası, derece olarak adlandırılan yüz eşit kısma bölme yoluyla bulunan ısı ölçeği. İLE/VE/<> Bir litrenin, yüzde biri. İLE/VE/<> Herhangi bir birimin, yüzde biri. İLE/VE/<> Bir metrenin, yüzde biri. )


- [Fr.] SORTİ ile SORTİ

( Elektrik tesisatında, lamba ya da fiş konacak kolların her biri. İLE [askeriye] Çıkış. )


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- [İng.] SANTRFOR ile SANTRHAF

( [ayaktopunda] gol atmakla görevli, ortada oynayan oyuncu. İLE Üç kişilik haf düzleminin ortasında yer alan oyuncu. )


- [KANT'TA] KRİTİK:
ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< SINIR ÇİZMEK


- [METİN >]ŞERH:
HÂŞİYE ile/ve/||/<>/> TÂLİKÂT

( Büyük bölüm. İLE/VE/||/<>/> Küçük bölüm. )


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK

( [kişileri] Geçimsiz yapar. İLE/VE/||/<> Birbirine düşman eder. İLE/VE/||/<> Güzellikleri yok eder. )

( [ne yazık ki] Bireyleri sevemeyenler, "insanlık" kavramına sığınır... )


- [ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK

( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )


- [ne yazık ki]
KONULARI/AYRINTILARI/OLAYLARI/SORUNLARI:
ABARTMAK ile SAPTIRMAK ile TIRMANDIRMAK


- [ne yazık ki]
!ELİT/İST değil/yerine/= SEÇKİN/Cİ


- [ne yazık ki]
!GENOSİT[İng./Fr. < GENOCIDE] değil/yerine/= SOYKIRIM


- [ne yazık ki]
!HİLE[Ar.] ile !ŞİKE[Fr. CHIQUE]

( Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika. | Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma. İLE Bir spor karşılaşmasının sonucunu değiştirmek için maddi ya da manevi bir çıkar karşılığı varılan antlaşma. | Bir çıkar karşılığı, uzlaşarak bir iş yapma, aldatma. )

( MADİK ile ... )


- [ne yazık ki]
!MÜSKİRAT[Ar. < SEKR] değil/yerine/= SARHOŞ EDEN ŞEYLER


- [ne yazık ki]
!MÜSTEMLEKE[Ar.] değil/yerine/= SÖMÜRGE


- [ne yazık ki]
!MÜTECÂVİZ[Ar.] değil/yerine/= SALDIRGAN/SALDIRICI/SATAŞKAN


- [ne yazık ki]
!SABOTAJ[Fr.] ile !KOMPLO[Fr. COMPLOT] ile !KUMPAS/KOMPAS[Fr. COMPAS] ile !MANİPLE[Fr.]

( Baltalama. [Fransa'daki işçilerin, haklarını almak/savunmak üzere tepki olarak ayaklarındaki saboları[tahta ayakkabı], makinelerin içine atmasıyla] İLE Birine, bir kuruluşa karşı, toplu olarak alınan, gizli karar. | Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir tasar. İLE Dizicilerin, harfleri, satır durumuna getirirken, içine yerleştirdikleri ayarlanabilir demir yuva. | Gizli bir iş, düzen hazırlamak. İLE Telgraf imlerini göndermek için bir devredeki akımı kesmekte ya da yeniden vermekte kullanılan aygıt. | Roma ordusunda, 60 ya da 120 erden ibaret bölük. | Bazı papazların ayinlerde sol kolun bileğine yakın taktıkları süslü şerit. )

( !SABOTAGE vs. !CONSPIRACY vs. !PLOT vs. !MANIPLE )


- [ne yazık ki]
!SALDIRI ile/ve/||/<>/>/< !ŞİDDET

( Şiddet, saldırganlığın da ötesinde onun, nefret, düşmanlık gibi duygu ve etkinlik kazandığı biçimi ya da çeşit ve derecesidir. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA

( POLEMOS ile STAZIS )


- [ne yazık ki]
!SUÇ ve/||/<>/> CEZA


- [ne yazık ki]
!SUÇLAMA ile !KARALAMA


- [ne yazık ki]
"ALIŞKANLIK":
ÖNCE HAFİF ve/||/<>/> SONRA GÜÇLÜ

( Duyumsanılamayacak kadar. VE/||/<>/> Kırılamayacak kadar. )


- [ne yazık ki]
"FORMÜL" ile/ve/<> "SLOGAN"

( [ne yazık ki] İlkesizlerin aradıkları/başvurdukları. İLE/VE/<> Düşün(e)meyenlerin aradıkları/başvurdukları. )


- [ne yazık ki]
"KEYFİYET" ile/ve/değil/yerine/||/<> "SONUÇ ODAKLILIK"


- [ne yazık ki]
"ÖZGÜVENLİ" CAHİL ile/ve/||/<> GÖRGÜSÜZ VARSIL ile/ve/||/<> SIMARTILMIŞ APTAL ile/ve/||/<> ÇOCUK DAVRANIŞLI "YETİŞKİN"


- [ne yazık ki]
"TEDBİR" ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( Her konuda tedbirli olabiliriz; ancak, "severken/sevdiğimize karşı tedbirli olmak", gerçek mutluluk için en zararlısıdır. )


- [ne yazık ki]
"YARGILAYAN" SAVUNMA ve/||/<> SAVUNULAN "YARGILAMA"


- [ne yazık ki]
"YÜZEYSEL/LİK" ile/ve/||/<> "SIĞ/LIK"


- [ne yazık ki]
(")VATAN("):
BARIŞTA ve/||/<> SAVAŞTA

( Varsılların. VE/||/<> Yoksulların. )


- [ne yazık ki]
ACELE İŞ = ŞIPIN İŞİ

( Özensiz, acele yapılan iş. )


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK


- [ne yazık ki]
BENCİL/LİK ile/ve/<>/değil SORUMSUZ/LUK


- [ne yazık ki]
BEZDİRİDE/YILDIRMADA/MOBBING'DE:
AMAÇLILILIK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> DÜZENLİLİK


- [ne yazık ki]
DAĞITMAK/DAĞILMAK ile/ve/||/<> SAVURMAK/SAVRULMAK


- [ne yazık ki]
DEĞERSİZLEŞTİRME ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> SUÇLAMA


- [ne yazık ki]
DİLSİZ ve/||/<>/< SESSİZ ve/||/<>/< BİLGİSİZ

( Haksızlıklara karşı. VE/||/<>/< Hukuksuzluklara karşı. VE/||/<>/< Devletin hukuki denetiminde. )


- [ne yazık ki]
ENAYİ[Ar.] ile/ve/||/<> SERSERİ[Fars.]

( Kendini düşünen. | Fazla bön, avanak, budala. İLE/VE/||/<> Başı, başında[ser: baş > ser-seri]. | Kendinden başkasını dikkate almayan, önemsemeyen, saygı göstermeyen. Kendince ve ölçüsüzce davranan ve/ya da konuşan. )


- [ne yazık ki]
GELİR ADÂLETSİZLİĞİ ile/ve/||/<>/> "SERVET" ADÂLETSİZLİĞİ


- [ne yazık ki]
GEMİNİN BATMASI ile/ve/değil/||/<>/> SULARIN ÇEKİLMESİ

( Her zaman gemiler batmaz. Bu kez sular çekildi. )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"

( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )

( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )


- [ne yazık ki]
GÖRÜNÜŞTE ile/ve/||/<> SÖZDE


- [ne yazık ki]
GÜRÜLTÜ ÇIKARMAK/KORNA ÇALMAK ile/değil/yerine/>< SUSMAK/SESSİZLİĞİ YEĞLEMEK

( [ne yazık ki] Bilgisizlik ne kadarsa o kadar çok ve yüksektir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilgelik ve zarâfet ne kadar derinse/yüksekse. )


- [ne yazık ki]
İSRAF ile/ve/||/<> ŞİDDET


- [ne yazık ki]
İSTÎLÂ ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ


- [ne yazık ki]
KAYIRMA ile/ve/||/<> ŞIMARTMA

( NEPOTISM vs. SPOIL )


- [ne yazık ki]
KAZF-İ ...:
Bİ-TARÎK-İL KİNÂYE ile MUALLAK ile MUZÂF ile SARÎH

( Birine, kinâyî bir tâbir ile zinâ isnâd etmek.[Hadd cezasını gerektirmez.] İLE Bir koşula talik sûretiyle gerçekleşen hakaret.[Hadd cezasını gerektirmez.]["şuraya giden zânîdir" denilmedikçe] İLE Bir vakte izâfe sûretiyle gerçekleşen hakaret.[Hadd cezasını gerektirmez.]["şu hâneye girerse zânîdir" denilmedikçe] İLE Sarâhâtten zînâya müşir bir söz ile gerçekleşen hakaret.["Şu kişi, zânîdir" gibi.] )


- [ne yazık ki]
MUTSUZLUK:
"SAHİP OLAMADIKLARIMIZA ULAŞAMADIĞIMIZDAN DOLAYI" değil SAHİP OLDUKLARIMIZI UNUTMAKTAN DOLAYI


- [ne yazık ki]
ÖZENSİZ ÜRETİM ve/||/<>/> SINIRSIZ TÜKETİM


- [ne yazık ki]
ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<> SAYGISIZ/LIK


- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ


- [ne yazık ki]
SAHTE[Fars.] değil/yerine/= YAPAY/YAPMA, DÜZMECE

( Sahte olan, zaman ve uzay ile sınırlıdır ve koşulların ürettiğidir. )

( Bir an gerçek gibi görünmek, sahte olanın doğasıdır. )

( Sahte olanı yıkamazsınız, çünkü onu durmadan yaratıyorsunuz. )

( Sahtenin sahteliği anlaşıldığında, o, kendi kendine erir gider. )

( Sahte olanı sahte olarak görmek ve sahte olanı terk etmek, gerçeği getirecektir. )

( Sahte olduğunu gördüğünüz her ne ise o eriyip kaybolur. )

( Sahte olandan vazgeçin, doğru olan kendi yerini bulacaktır. )

( Sahte olanın zamana gereksinimi olduğunu ve zamana gereksinimi olanın sahte olduğunu bir kez anlarsanız, zaman ötesi ve hep şimdi'de olan Gerçek'e yakınlaşmış olursunuz. )

( Gerçeğin görülmesini o kadar zorlaştıran, sahte olana tutunup ondan kopamamaktır. )

( Gerçek, sahtenin reddi ve inkârı ile ifade edilebilir -eylemle. )

( Gerçek, herkes için birdir, ancak sahte olan kişiseldir. )

( Sahte olanı fark edip onu reddetmek, gerçeğe giden yolu açar. )

( Sahte olanlar gittiğinde, geride kalan, gerçek olandır. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin, sahte olan tarafından kör edilmişken, doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( Sahte olanın keşfedilip terk edilmesi, gerçek olanın zihne girişini sağlar. )

( Sahte olanın yıkımı, şiddet değildir. )

( Sahte olanın reddi, özgürleştirici ve enerji vericidir. )

( Sahte olan "Ben-im" duygusu değil, fakat kendinizi ne sandığınızdır. )

( The false is limited in time and space and is produced by circumstances.
It is the nature of the false that it appears real for a moment.
You cannot destroy the false, for you are creating it all the time.
To see the false as false and abandon the false brings reality into being.
It is the discarding the false that opens the way to the true.
What you see as false, dissolves.
Once you understand that the false needs time and what needs time is false, you are nearer the Reality, which is timeless, ever in the now.
It is the clinging to the false that makes the true so difficult to see.
Reality is common to all. Only the false is personal.
The false dissolves when it is discovered.
The discovery and abandonment of the false remove what prevents the real entering the mind.
The destruction of the false is not violence.
Renunciation of the false is liberating and energizing.
It is not the "I am" that is false, but what you take yourself to be. )

( KALP )

( ARTIFICIAL vs. FAKE )


- [ne yazık ki]
SAVAŞ DÖNEMLERİNDE:
RİTÜELLEŞMİŞ ile SINIRLAMACI OLAN ile FETİH ile MUTLAK AMACI OLAN ile SINIRI OLMAYAN


- [ne yazık ki]
SAVAŞTAN GERİYE KALANLAR:
ÖLÜLER "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> YAS TUTANLAR "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> HIRSIZLAR "ORDUSU"


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK


- [ne yazık ki]
ŞİDDET ve/||/<> TERBİYESİZLİK


- [ne yazık ki]
ŞİDDETİN MEŞRÛLAŞTIRILMASI ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- [ne yazık ki]
ŞİDDETTE:
"YASA" ile "SUÇ"

( "Devlet uygularsa". İLE Kişi işlerse. )


- [ne yazık ki]
ŞİKÂYET ile İSRAF ile SIRADÜZENSİZLİK[ANARŞİ] ile BASKI/İSTİBDÂD ile İFRÂD-TEFRÎT
değil/yerine/><
KANAAT ile İNFAK ile HUZUR/SELÂMET ile ADÂLET ile İSTİKÂMET

( [ne yazık ki]
Bilgisizlik + Yoksulluk >= Şikâyet İLE
Bilgisizlik + Varsıllık >= İsraf İLE
Bilgisizlik + Özgürlük >= Anarşi İLE
Bilgisizlik + Güç >= Baskı/İstibdâd İLE
Bilgisizlik + Din >= İfrâd - Tefrit İLE

DEĞİL/YERİNE/><

Bilgi/(b)ilim + Yoksulluk >= Kanaat İLE
Bilgi/(b)ilim + Varsıllık >= İnfâk İLE
Bilgi/(b)ilim + Özgürlük >= Huzur, Barış/Selâmet İLE
Bilgi/(b)ilim + Güç >= Adâlet İLE
Bilgi/(b)ilim + Din >= Yön/İstikâmet )


- [ne yazık ki]
SIKIYA ile/ve/||/<> SIKILMAYA GELEMEMEK


- [ne yazık ki]
SİYASAL KAYIRMACILIKTA:
PATRONAJ(BOSISM) ile/ve/||/<> KLIENTALIZM ile/ve/||/<> HİZMET KAYIRMACILIĞI


- [ne yazık ki]
SİYASET İLE ve/||/<> DİN İLE ve/||/<> FUTBOL İLE ve/||/<> SAVAŞ İLE

( Yanıltılırız. VE/||/<> Avutuluruz. VE/||/<> Uyutuluruz. VE/||/<> Korkutuluruz. )


- [ne yazık ki]
SÖZCÜĞÜ/TERİMİ: ANLAMAMAK ile/ve/değil/||/<>/> BAŞKA ANLAM/LAR "YÜKLEMEK"


- [ne yazık ki]
SÖZDE, ÖLÇÜ BİLMEMEK/BİLMEYEN ve/||/<> EDEPSİZLİKTE SINIR TANIMAMAK/TANIMAYAN


- [ne yazık ki]
STK ile/değil "SDK"

( Sivil Toplum Kurumu İLE/DEĞİL "Sivil Devlet Kurumu" )


- [ne yazık ki]
SUÇLAMA ile/ve/<> DIŞLAMA


- [ne yazık ki]
SUİKAST ile/ve/||/<> GASP


- [ne yazık ki]
SÜRÜ ile/ve/değil/||/<>/> SÖMÜRÜ


- [ne yazık ki]
SUSKUNLUĞU/NU ANLAMAMAK ve/||/<>/> SÖZLERİ/Nİ DE ANLAMAMAK


- [ne yazık ki]
TEDBİRSİZ TEVEKKÜL ile/ve/||/<> İCRAATSIZ DUA ile/ve/||/<> SÜFLÎ İNZİVÂ


- [ne yazık ki]
TEHDİT ile ŞANTAJ[Fr. CHANTAGE]

( Gözdağı. İLE Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma ya da açığa çıkarma tehdidiyle korkutma. )


- [ne yazık ki]
TEMBELLİK ile/ve/değil/||/<>/< "SONRA YAPARIM" (ÖLÇÜSÜZLÜĞÜ)


- [ne yazık ki]
YÜZSÜZ/LÜK ile/ve/||/<> SIRNAŞIK/LIK

( ... İLE/VE/||/<> Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan, birinden, sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen kişi. | Sıkıntı veren, rahatsız eden, musallat olan. )


- [ne] "YERELCİLİK" ne de SALT "EVRENSELCİLİK"


- [not] SAME vs. SIMILAR


- [not] SATISFACTION vs./and TO (GET) IMPRESS


- [not] SCIENCE vs./and PARADIGM


- [not] SENSES vs. AWARENESS


- [not] SHARING vs./and TO LIVE/FEEL THE SHARING


- [not] SINGLE SIDED vs. MAINLY SINGLE SIDED


- [not] SOON vs. LATER

( LATER instead of SOON )


- [önce] DÜŞMEYİ BİLMEK ve/<> [sonra] AYAKTA/BİSİKLET ÜSTÜNDE DURMAK/OLMAK


- [önce] İÇ YÜZ(Ü) ve/<> [sonra] SON SÖZ(Ü)

( [önce] Öğren/bil. VE/<> [sonra] Söyle. )


- [SEVGİ] DAHA ÇOK ile/değil AYRI (AYRI)


- [SEVGİLİNLE/EŞİNLE] TEK KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK ile ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK


- [SEVİŞİRKEN/DÜZÜŞÜRKEN] YATAĞI:
DİKİNE KULLANMAK ile/ve/yerine YATAY KULLANMAK

( Yatak gıcırtısından kurtulmak için. )


- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ

( IMMANUEL KANT )


- [ya] TÂLİP OLMA! ya da ŞİKÂYET ETME!


- [ya] YALAN BEYAN ile/değil/yerine/ya da SUSMA HAKKI

( Sanık, yalan söylese bile sözlerinde çelişkiye düşer ve onlardan ipuçları elde edilebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/YA DA Sanığı, doğru söylemeye zorlamak, insanın varoluşuna, onuruna ve kişi haklarına aykırı olur. [Kişinin, kendini, ceza tehdidi altına sokması olanaklı değildir.] )


- "SAHİBİSİ" değil SAHİBİ


- TESTİ ile/ve/> SU KABAĞI/SUSAK


- SURLAR ve SUR KAPILARI


- ÖNCESİ ile SONRASI

( BEFORE vs. AFTER )


- SERAMİK ile/ve ÇİNİ


- Sus-pus oturacağına KONUŞ!!!


- | KAÇMAK ile/ve/ya da/||/<>/> SAVAŞMAK |
ile/ve/ya da/||/<>/>
DONAKALMAK

( [Olanaklar(ımız)/koşullar(ımız)/araçlar(ımız)]
| Yetmiyorsa, uygun değilse. İLE/VE/YA DA/||/<>/> Yetiyorsa, uygunsa. |
İLE/VE/YA DA/||/<>/>
İkisi arasında kalmış ya da hiçbir karar veremiyorsak. )

( | Sempatik. VE Sempatik. |
İLE/VE/YA DA/||/<>/>
Parasempatik. )


- | KARMAŞIKLIKTA ve/||/<> UYUŞMAZLIKTA ve/||/<> ZORLUKTA | ve/||/<>
SÜREKLİLİKTE

( Yalınlığı bulmak. VE/||/<> Uyumu bulmak. VE/||/<> Çözümü bulmak. VE/||/<> Kendini bulmak/tanımak! )


- | KORKU ile/ve/||/<> KIZMA/ÖFKE ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜ/ÜZÜLME ile/ve/||/<> UTANMA/UTANÇ[>< AÇGÖZLÜLÜK] ile/ve/||/<> İĞRENME/TİKSİNTİ | ile/ve/||/<> SEVİNÇ(NEŞE)/COŞKU ile/ve/||/<> ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK/HAYRET

( Farklı coğrafyalarda yaşayıp farklı dilleri konuşsa da yeryüzünde yaşayan tüm bireyler, şu 6 ya da 7 duygu-durum için aynı yüz ifadesi ve mimikleri kullanıyor. )

( )

( )


- | SICAK >< SOĞUK | ile/ve/||/<>/> ILIK

( ... ve/||/<>/+ ... ve/||/<>/> Hem ortak, hem de sonuç. )

( | HOT >< COLD | vs./and/||/<>/> WARM )


- | SİSTEME AİDİYET ile SİSTEMSİZLİK | ile/yerine/değil SİSTEMLİ ÖZGÜRLÜK


- | SODYUM ve/<> KLORÜR | ile/ve/||/<>/> TUZ


- 1. TAAYYÜN ile/ve/> 2. TAAYYÜN ile/ve/> SEHER(/EZAN) ile/ve/> ZUHÛR

( Ruh. İLE/VE/> Beden. İLE/VE/> ... İLE/VE/> ... )

( [MUHAMMED] I. mim ile. İLE/VE/> II. mim ile. İLE/VE/> ... İLE/VE/> ... )


- 4S:
SPOR ve/ SEKS[UYKU / GÜNEŞ] ve/ SANAT ve/ SEYAHAT

( SPORT and SEX and ART and TRAVEL )


- 60 TABANLI SAYIDA:
DEĞER ve/= ŞEKİL/LER

( )


- 99 ESMÂ ile/ve/değil SONSUZ ESMÂ

( GEL! EY SÛFÎ!
KO ESMÂ'YI
MÜSEMMA'YI BULA GÖR )


- A-[Yun.] ile ANTİ-[Yun.] ile ANTE-[Lat.] ile -SIZ[Tr.]

( "Olumsuzluk/bulunmazlık" ön eki. İLE "Karşıtlık" anlamı veren ön ek. İLE "Öncelik" anlamı veren ön ek. İLE Türkçe'de "olumsuzluk/bulunmazlık" ön eki. )


- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]

( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]

İLE/||/<>

Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]

İLE/||/<>

Çift, tekrar. [binok | bisiklet]

İLE/||/<>

Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]

İLE/||/<>

Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]

İLE/||/<>

Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]

İLE/||/<>

Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]

İLE/||/<>

Üzerinde. [epiderm | epigrafi]

İLE/||/<>

Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]

İLE/||/<>

Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]

İLE/||/<>

Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]

İLE/||/<>

Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]

İLE/||/<>

Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]

İLE/||/<>

Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]

İLE/||/<>

Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]

İLE/||/<>

-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]

İLE/||/<>

Ara, arası. [internasyonal | interpol]

İLE/||/<>

Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]

İLE/||/<>

Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]

İLE/||/<>

Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]

İLE/||/<>

Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans

İLE/||/<>

Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]

İLE/||/<>

Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]

İLE/||/<>

Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]

İLE/||/<>

Yeni. [neolitik]

İLE/||/<>

Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]

İLE/||/<>

Bütün, birlik. [panorama | pankreas]

İLE/||/<>

Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]

İLE/||/<>

Çok. [poliandri | poliklinik]

İLE/||/<>

İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]

İLE/||/<>

İleride, önde. [prolog | prova | prototip]

İLE/||/<>

Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]

İLE/||/<>

Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]

İLE/||/<>

Süper, üstünlük. [sürmenaj]

İLE/||/<>

Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )

( ANTİ-...

- Antiaging/anti-aging: Genç kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici.

- Antialerjik: Duyarca önleyici/giderici.

- Antidepresan: Çökkünlük giderici.

- Antidiüretik: Sidik/idrar kesici.

- Antidiyabetik: Şeker düşürücü.

- Antidot(e): Panzehir.

- Antiemetik: Kusma önleyici.

- Antienfeksiyöz/antienfektif: Bulaş önleyici/giderici.

- Anti-enflamatuvar: Yangı giderici.

- Antiflojistik: Yangı giderici.

- Antifungal: Mantar giderici/karşıtı.

- Antihelmintik: Solucan kıran/giderici.

- Antihemorajik: Kanama kesici/önleyici.

- Antihipertansif: Kan basıncı düşürücü.

- Antikoagülan: Pıhtı önleyici/çözücü.

- Antikodon: Karşıt şifre.

- Antikonsepsiyonel: Gebelik önleyici.

- Antikonvülzif: Nöbet önleyici.

- Antimalarial: Sıtma ilacı.

- Antimikotik: Mantar ilacı/karşıtı.

- Antineoplastik: Kanser ilacı.

- Antinevraljik: Sinir ağrısı dindirici.

- Antiparaziter: Asalak karşıtı/ilacı.

- Antipiretik: Ateş düşürücü.

- Antiproliferatif: Çoğalım önleyici.

- Antiprüritik: Kaşıntı giderici.

- Antisekretuvar: Salgı önleyici.

- Antisepsi: Arıtım, bulaş giderici.

- Antiseptik: Arıtkan, bulaş gideren.

- Antispazmodik: Kasılım çözücü.

- Antistres: Gerilim giderici/önleyici.

- Antite: Özgün durum.

- Antite morbid: Sayrılıklı özgün durum.

- Antitermik: Isı/sıcaklık düşürücü.

- Antitussif: Öksürük kesici/önleyici.

- Antivertijinöz: Baş dönmesi önleyici. )


- ABAKÜS[Fr.] değil/yerine/= SAYIBONCUĞU (ÇÖRKÜ)


- ABERASYON değil/yerine/= SAPINÇ/SAPMA


- ABİYE[Fr.] değil/yerine/= ŞIK, SÜSLÜ, GÖSTERİŞLİ GİYİM BİÇİMİ


- ABONE/SUBSCRİBER değil/yerine/= SÜREKÇİ


- ABONELİK değil/yerine/= SÜRDÜRÜMCÜ OLMAK


- ABONMAN/ABONE değil/yerine/= SÜRDÜRÜM/CÜ


- ABSİSİK ASİT ile/||/<> AMİNO ASİT ile/||/<> KOLİK ASİT ile/||/<> NÜKLEİK[DNA/RNA] ASİT ile/||/<> SÜLFÜRİK ASİT/ZAÇ YAĞI[H2SO4]

( Bitkilerin büyüme, gelişme ve stres yanıtlarının düzenlenmesinde önemli rolü olan bir bitki hormonu.[Tohum ve tomurcuk dormansisi, filizlenme, stomaların kapanması, yaprakların dirimsel yaşlanması, ozmotik düzenleme, büyümenin engellenmesi gibi çoğu fizyolojik durumda etker.] İLE/||/<> Proteinleri oluşturan temel yapıtaşları.[Bilinen, beşyüz amino asit vardır. Bunların yirmiikisi canlıların yapısına katılır ve yirmisi temel amino asit olarak bilinir.][Her amino asit, DNA tarafından kodlanır. Amino asitler, hem amin, hem de karboksil öbeği içeren moleküldür.] İLE/||/<> Yağ sindirimine yardım eden ve safrada bulunan asit. İLE/||/<> Canlılardaki en büyük molekül türü. Proteinleri kodlayan ve nükleotit zinciri. İLE/||/<> Güçlü ve tehlikeli bir mineral asidi. [Akü sıvısı üretiminde kullanılır.] )


- ABSORB/SİYON[Fr.] değil/yerine/= SOĞURUM

( ABSORBE: Emilmiş, soğurulmuş. )


- ABSTRAKSİYONİZM değil/yerine/= SOYUTÇULUK


- ABSÜRD değil/yerine/= SAÇMA


- ABÛS[Ar.] ile SOMURTKAN | ÇATIK/ASIK YÜZ | GARİP, ACAYİP


- ACELE ETMEK ile SABIRSIZLANMAK

( TO HASTEN vs. TO GROW IMPATIENT )


- ACI ile SIZI

( PAIN vs. SORROW )


- ACI ile/ve/<>/değil/yerine SUSKU/SÜKÛT


- AÇIK SEÇİK = CLEAR-CUT, CLEAR AND DISTINCT[İng.] = CLAIR(E) ET DISTINCT(E)[Fr.] = KLAR/DISTINCTEKLARE UND DEUTLICH(E)[Alm.] = CHIARO E DISTINTO[İt.] = CLARO Y DISTINTO[İsp.] = CLARUS/CLARE ET DISTINCTUS[Lat.] = SAF?S[Yun.] = VÂZIH VE MÜTEMÂYİZ[Ar., Fars.] = KLAAR EN DUIDELIJK[Felm.]


- AÇIK ile/ve SEÇİK

( Doğal, Duyusal. İLE/VE Zihne. )

( Üçgenin iç kenarı. İLE/VE Hipotenüs. )

( Descartes )


- AÇIK ile SÖNÜK

( OPEN vs. DIM/FAINT )


- AÇIKLAMA = İZÂH/AT, TAFSİLÂT, BEYÂN = EXPLANATION[İng.] = EXPLICATION[Fr.] = ERKLÄRUNG[Alm.] = SPIEGAZIONE[İt.] = EXPLICACIÓN[İsp.] = EXPLENATIO[Lat.] = HO EKS?G?SIS[Yun.] = İZÂH, BEYÂN[Ar.] = BEYÂNKÂRÎ(far.) = VERKLARING[Felm.]


- AÇIKLAMA ile SAVUNMA

( TO EXPLAIN vs. TO DEFENCE )


- ACIKMA/AÇLIK ve/<> SUSAMA/SUSUZLUK

( MECÂ', MECÂE/MECÂET ve/<> ATŞ, BEHAS
TELAKKUM: Lokma lokma yutma. | Karın gurultusu. )

( TO BE HUNGRY, HUNGER and/<> TO BE THIRSTY )


- AÇILMAYAN MEYVE = SİMÂR-I GAYR-İ MÜNFETİHA = FRUIT INDÉHISCENT


- ACIMA ile/ve/||/<>/> SEMPATİ ile/ve/||/<>/> EMPATİ ile/ve/||/<>/> ŞEFKÂT

( Sana acıyorum. İLE/VE/||/<>/> Acını anlıyorum. İLE/VE/||/<>/> Acını paylaşıyorum. İLE/VE/||/<>/> Yardım etmek için yanındayım. )

( )


- AÇIMLANAN ile/ve SERİMLENEN


- AÇLIK ile ŞİDDETLİ AÇLIK

( Aç kalan kişi, herşeye tenezzül eder. )

( Aç köpek, fırın yakar. )

( HUNGER vs. STARVATION )

( GÜRS ile ... )


- AÇLIK ve SOĞUK

( Kişiyi, çok ciddi yıpratanlar. Yaşamımıza bulaşmamasını sağlamak için elinizden gelen yapılmalıdır. )

( HUNGER and COLD )


- AÇMAK ile/ve SAÇMAK

( TO OPEN vs./and TO SCATTER )


- AD DOLUNAN"/ADL OLUNMAK/ADLOLUNMAK ile/değil ADDOLUNMAK/ADDOLUNAN[Ar. + Tr.]

( Saymak, sayılan. )


- AD TAMLAMASI ile SIFAT TAMLAMASI


- AD/İSİM ile/ve/||/<> ÖNAD/SIFAT ile/ve/||/<> EDİM/FİİL

( İşaret. İLE/VE/||/<> Nitelik. İLE/VE/||/<> Gerçekleşme. )


- AD/IM/IZ ile/ve UNVAN[ÜNVAN değil!]

( NAME vs. TITLE (OF DIGNITY) )

( MING ile ... )


- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


- ADAK ile/ve/||/<>/> SUNAK


- ADALAR ve/> ÜSKÜDAR ve/> BEYOĞLU ve/> SURİÇİ


- ADÂLET:
SUÇU/"SUÇLU"YU ARAMAK ile/ve/değil/||/<>/< (SONUNA KADAR) MÂSUMU/MASUMİYETİ ARAMAK


- ADÂLET ile/ve/+/<> KUDRET ile/ve/+/<> HİKMET ile/ve/+/<> SEVGİ

( [Simgeleri/Sûretleri] Aslan. İLE/VE/+/<> Boğa. İLE/VE/+/<> Kartal. İLE/VE/+/<> İnsan. )


- ADÂLET ve/<> NİYET ve/<> SÜREKLİLİK

( JUSTICE and/<> INTENTION and/<> CONTINUITY )


- ADÂLET ile/ve/<> SAADET

( JUSTICE vs./and/<> HAPPINESS )


- ADÂLET ve/<> SEVGİ

( Toplumda. VE/<> Bireyde. )

( JUSTICE and/<> LOVE )


- ADÂLET ile/ve/değil/||/<>/< SINIRLAR


- ADÂLET ve/||/<>/>/< SÜKÛN/SÜKÛT


- ADÂVET[Ar.] ile ŞENEÂN[Ar.]


- ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK


- ÂDEM[ADM]:
ELİF-DAL-MİM [yazılışı] | ALLAH <> DÜNYA <> MUHAMMED | KIYAM <> RÜKÛ <> SECDE [Remz'i/Simgesi/Anlamı]


- ADET ile SAYI


- ÂDET ile SÜNNET

( Âdetleri âdet etme, âdeti terk etme! )


- ADİ ŞİRKET değil/yerine/= SIRADAN ORTAKLIK


- ADİPSİ[Fr.] değil/yerine/= SUSAMA DUYUSUNUN AZALMASI/YOK OLMASI


- ADVENTICE[Fr.] değil/yerine/= SONRADAN VE DIŞARININ ETKİSİYLE OLUŞAN


- ADVICE vs. ADVISE vs. OFFER vs. PROPOSE vs. RECOMMEND vs. SUGGEST


- AFET >< SİRET

( Sîret[yürüyüş, yol alış, iş tutuş], âfete[belaya, musibete, sıkıntıya, derde] kalkandır... )


- AFFEDEBİLMEK ile/ve/||/<> SABREDEBİLMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇEBİLMEK

( [Kişiyi] Farklı kılar. İLE/VE/||/<> Güçlü kılar. İLE/VE/||/<> Kendi kılar. )


- ÂFİYET/SIHHAT değil/yerine/= SAĞLIK/ESENLİK


- AFRİKA:
SAHRA ÜSTÜ ile/ve/||/<> SAHRA ALTI


- AĞAÇ ile/ve SAC

( ... İLE Hindistan'a özgü bir ağaç. )


- AĞAÇ ile/ve ŞATOK/ŞADOK

( ... İLE Bir tür ağaç ve meyvesi. )


- AĞAÇ yerine ŞECER


- AĞAÇ ile/ve SIĞLA

( ... İLE Günlük ağacı. )


- AĞAÇ ile ŞİMŞİR/ŞEMŞÎR[Fars.]

( En sert ağaç. )

( ... İLE Şimşirgillerden, yaprakları her mevsimde yeşil kalan, taşlık, çorak bölgelerde kendiliğinden yetişen ya da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, odunu sarımsı renkli ve çok sert olan bir ağaççık. | Bu ağaççığın sert, düzgün sarı renkte kerestesi. | Bu keresteden yapılan. )


- AĞAÇ ile SÜTAĞACI

( ... İLE Isırgangillerden, Güney Amerika ormanlarında yetişen, sütlü öz suyu çok olan bitki. )

( ... cum GALACTODENDRON )


- AĞAÇKAKAN ile SİYAH/KARA AĞAÇKAKAN

( ... vs. BLACK WOODPECKER )

( ... cum DRYOCOPUS MARTIUS )


- AĞAÇKAKAN ile SURİYE/ALACA AĞAÇKAKANI ile GÖKNAR AĞAÇKAKANI ile GRİ AĞAÇKAKAN ile KIZIL AĞAÇKAKAN ile ORMAN AĞAÇKAKANI ile SARI AĞAÇKAKAN ile TEPELİ AĞAÇKAKAN

( ... vs. SYRIAN WOODPECKER vs. GREAT SPOTTED WOODPECKER vs. GREY-FACED WOODPECKER vs. REDHEADED WOODPECKER vs. GREAT-SPOTTED WOODPECKER vs. WOODPECKER vs. PILEATED WOODPECKER )

( ... cum PICOIDES TRIDACTYLUS cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum DRYOCOPUS PILEATUS )


- AGALAKSİ[Yun.] değil/yerine/= SÜT YOKLUĞU [MEMELİLERDE]


- AĞDA/AKÎDE[Ar.] ile/ve ŞERBET[Ar.]

( Koyu. İLE/VE Sulu. )

( Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez ya da limonlu şeker eriyiği. | Şekerle yapılan ürünlerin hazırlanması ya da beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk. İLE Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek. | Belirli törenlerde, konuklara sunulan şekerli içecek. | Bazı maddelerin suda eritilmişi. | Sözlenmek ya da nişanlanmak üzere, tarafların antlaşması durumunda, tören yapılarak içilen içecek. )


- AĞI AĞACI ile/ve AVİZE AĞACI ile/ve BAN AĞACI ile/ve ÇUBUK AĞACI ile/ve DANTEL AĞACI ile/ve IĞ AĞACI ile/ve KÂĞIT AĞACI ile/ve LÂLE AĞACI ile/ve LÂSTİK AĞACI ile/ve MANTAR AĞACI ile/ve MERCAN AĞACI ile/ve ÖD AĞACI ile/ve PELESENK AĞACI[Lat. GUAIACUM OFFICINALE] ile/ve PORSUK AĞACI ile/ve SAKIZ AĞACI ile/ve SÜT AĞACI ile/ve TESPİH AĞACI/ÇALISI, ÇİN LEYLAĞI[Lat. MELIA AZEDARACH] ile/ve KÖR AĞAC


- AĞIR ALAŞIM ile HAFİF ALAŞIM ile SERT ALAŞIM

( Tungsten asıllı alaşım. İLE 1939 yılından beri kullanılmakta olan alüminyum ya da magnezyum alaşımları. Alüminyum alaşımlarının yoğunlukları, ortalama 2,7; magnezyum alaşımlarınki ise 1,8'dir. İLE Demir ailesinden, bağlayıcı bir maden ya da alaşım[kobalt, nikel] yardımı ile meydana gelen alaşım. )


- AĞIR YUVAR ile DÜZLEM YUVAR ile HAVA YUVARI ile IŞIK YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YARI YUVAR ile YARIM YUVAR


- AĞIR ile/ve/||/<> SAĞIR

( Baş. İLE/VE/||/<> Kulak. )


- AĞIRBAŞLILIK/AYIKLIK = SOBRIETY[İng.] = SOBRIÉTÉ[Fr.] = NÜCHTERNHEIT[Alm.] = SOBRIEATAS[Lat.]


- AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET:
ADLÎ ile SİYASÎ


- agit.[Lat. < AGITA] değil/yerine/= SALLAYINIZ, ÇALKALAYINIZ


- AĞIT = SAĞU


- AĞIZ UCUYLA SÖYLEMEK ile SÖYLEMEK


- AĞLAYAN SÖĞÜT, SALKIMSÖĞÜDÜ ile SULTÂNÎ SÖĞÜT ile KEÇİSÖĞÜDÜ ile KIZILSÖĞÜT ile SEPETÇİSÖĞÜDÜ/SORKUN

( BÎD-İ GİRYÂN/MECNÛN/NÂLÂN/PİYÂDE/REVÂN/SERNİGÛN ile BÎD-İ MÜŞK ile BÎD-İ ... ile BÎD-İ SÜRH ile BÎD-İ ... )

( SALIX BABYLONICA cum ... cum SALIX CAPREA cum ... cum SALIX VIMINALIS )


- AĞNAM[Ar.] değil/yerine/= SAYIM VERGİSİ


- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN


- AGRESİF değil/yerine/= SALDIRGAN


- AGRESYON/AGGRESSION[İng.] değil/yerine/= SALDIRI


- AĞRI ile SANCI

( BALKI: Güzel, süslü, parlak. | Sancı, ağrı. )

( VECA' )

( ACHE vs. STITCH )


- AĞZINI AÇMAK ile/ve SAVUNMA

( Bazı durum ya da sorularda, doğrudan/gerçeklikten ne kadar bahsedecek olsan da ağzını açtığın anda haksız olduğun algısı oluşabilir. )

( Hiçbir şey söylenmemesi gereken durumlar vardır ve buna göre davranmak gerekir. )

( "TO OPEN THE MOUTH" vs./and DEFENCE )


- AHDE VEFÂ değil/yerine/= SÖZEBAĞ


- AHDETMEK değil/yerine/= SÖZ VERMEK


- AHFEŞ:
ABDÜLHAMÎD ile/ve/||/<> SAİD BİN MES'ADE ile/ve/||/<> ALİ BİN SÜLEYMAN

( AHFEŞ[Ar.]: Küçük gözlü. | Zayıf bakışlı. | Yalnız gece gören kişi. | Bu üç büyük Arap âliminin takma adı. )


- AHIMSA ile/ve SATYA ile/ve ASTEYA ile/ve BRAHMAÇARYA ile/ve
APARIGRAHA ile/ve DAYA ile/ve KŞAMA ile/ve
DHRITI ile/ve MITAHARA ile/ve ARCAVA

( Şiddet denetimi. [Şiddetsizlik] Zararsızlık; başkalarını düşünce, söz ve hareketle incitmemek. İLE/VE Yalan denetimi. [Dürüstlük] İLE/VE Benimseme denetimi. [Çalmama] İLE/VE Eşeysel enerji denetimi. İLE/VE Biriktirme denetimi. [Biriktirmemek] İLE/VE Nefret denetimi. [Merhamet] İLE/VE Kızgınlık denetimi. [Affetme] İLE/VE Güçsüzlük denetimi. [Dayanıklılık] İLE/VE Aşırılık denetimi. [Ilımlılık] İLE/VE Yanlışlık denetimi. [Doğruluk] )


- ÂHİRET değil/yerine/= SONRALIK


- AHLÂK ile/ve/<> SİYASET

( Kuramsal tüze(hukuk). İLE/VE/<> Uygulamalı tüze. )

( Olması gereken(ler)e dayanır. İLE/VE/<> Olan(lar)a dayanır. )

( MORALS vs./and/<> POLITICS )

( ... ile/ve/<> ZHENG )


- AHLÂK ile/ve/<> SÖZ

( MORALS vs./and/<> WORD/PROMISE )


- AİLE/AĞIL/AVUL ile/ve SÜLÂLE[< SÜR-AİLE]/AKRABA

( Ateşten esen yel, aileyi simgeler. )

( ... ile/ve ÂL [Âl'i Sultan: Sultan çocukları. | Âl-i Osman: Osmanoğulları.] )

( OIKIA ile/ve ... )

( FAMILY vs./and RELATIVE )

( AİGA ile/ve ... )


- AİT OLMA ve/||/<>/>/< SORUMLULUK

( MENSÛBİYET ve/||/<>/>/< MESÛLİYET )


- AKAK ile/ve ŞEV[Fars.]

( Eğimi ve inişi fazla olan yer. İLE/VE Yokuş, bayır, meyilli yer. )


- AKALAZİ[Fr.] değil/yerine/= SİNDİRİM BORUSUNDAKİ BİR BÖLÜMÜN, ÖTEKİ BÖLÜMLERLE UYUŞAMAMASI


- AKATAFAZİ[Fr.] değil/yerine/= PARAFAZİ/PARAPHASIA[İng.] değil/yerine/= SİNTAKTİK AFAZİ/SYNTACTIC APHASIA[İng.]

( Sözsel anlatım bozukluğu. İLE Sözcük bulma güçlüğü. İLE Sözdizimsel dil yitimi. )


- AKBABA ile SAKALLI AKBABA

( ... İLE Etiyopya'da, Semien Dağları'nda [4500 m. yükseklikte] yaşarlar. )

( ... İLE Leşlerin kemik iliğiyle beslenirler. [Yüksekten atıp kırarak] )

( ... İLE Türkiye’deki dört akbaba türünden biridir. 125 cm.'ye varan boyuyla Türkiye'de görülebilecek en büyük yırtıcıdır. Özellikle uçuşta, dar ve uzun kanatları, uzun ve kama biçimli kuyruğuyla rahatlıkla ayırt edilebilir. Uçuşta, çok iri bir doğan gibidir. Sakallı akbabanın, erişkin eril ve dişil tekleri arasında, görünüş farkı yoktur. Erişkinlerde kanat üstü, sırt ve kuyruk üstü, oldukça koyu renklidir. Alt bölümler turuncudur. Göz çevresi siyah olup göz pınarından gaga altına doğru siyah tüyler (sakallar) sarkar. Sakallı akbaba, yüksek dağlarda bulunur.

Kapalı orman bölgeleri dışında, dağların yüksek kesimlerindeki kayalık vadiler, çıplak ya da seyrek ağaçlı ve taşlık yamaçlar, yaşam alanlarıdır. Yuvalarını, büyük kaya kovuklarına yaparlar. Sakallı akbabanın, besininin tamamına yakınını, leşlerden arta kalan kemikler oluşturur. Kurt, Boz ayı ve öteki akbabalardan kalan leşlerdeki kemiklerin küçük olanlarını doğrudan yutarlar. Büyük kemikleri ise pençeleriyle alıp havalanır ve belirli bir yükseklikten kayaların üzerine bırakarak parçalarlar. İnerek, kemik parçalarını yutarlar. Son derece asitli midesi sayesinde, kemikleri, kolaylıkla sindirebilirler. )

( ... vs. LAMMERGEIER )

( ... cum GYPAETUS BARBATUS )


- AKBABA ile SARKIK YANAKLI AKBABA

( ... İLE Çok geniş ve kahverengi kanatlıdır. [Kuyruğu uzun ve kamalı, kanatları dar ve sivri ucludur.] )

( ... İLE Normal akbabaların gagaları yeni ölmüş hayvanların derisini delemez. Akbabalar sürüsü, büyük, uzun ve sivri gagalı sarkık yüzlü akbabanın gelip başlamasını beklerler. )

( ... vs. LAPPED-FACED VULTURE )

( ... cum TORGOS TRACHELIOTOS )


- AKD-İ MEBHUSÜNANH/AKD-İ MEZBUR değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN ANTLAŞMA/SÖZÜ EDİLEN BAĞIT


- AKD ile ŞİBH AKD

( Sözleşme (yapmak.) İLE Sözleşme benzeri.[Fr. QUASI-CONTRAT] )


- AKDOĞAN ile ŞÂHBÂZ[Fars.]

( ... İLE İri bir tür akdoğan. | Çevik ve becerikli. | Yiğit, kahraman, mert kişi. )


- AKICI/LIK ile/ve/değil SÜREKLİ/LİK


- AKICILIK ile SÜRÜKLEYİCİLİK

( DRAVATRA ile ... )


- AKIL İLE ...:
ŞİİR YAZILMAZ ve/fakat ŞİİRE DÜZEN VERİR


- AKIL:
SESİN YÜKSEKLİĞİNDE değil SÖZÜN İNCELİĞİNDE


- AKIL ile/ve/<> SEZGİ

( Dışı kavrar. İLE/VE/<> İçi kavrar. )

( Varolana düzen verir. İLE/VE/<> ... )

( Açıklayıcı, düzenleyici. İLE/VE/<> Yaratıcı. )


- AKIL ile/ve STRATEJİ

( REASON vs. STRATEGY )


- AKINTI ile SIZINTI

( FLOW vs. LEAK/OOZE )


- AKIŞKANLIK ile/ve SÜREKLİLİK

( FLOWNESS vs./and CONTINUOUSNESS/CONTINUITY )


- AKIŞTA (OLMAK) ile/ve/||/<> SÜREÇTE (OLMAK)


- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ


- AKKÖY ÇİLEĞİ ile SULTANHİSAR ÇİLEĞİ


- AKL-I SÂLİM ile/ve/> KALB-İ SELÎM ile/ve/> SEKÎNE


- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU


- AKL-I SELİM değil/yerine/= SAĞDUYU / SAĞDUYULU/SAĞLAM USLU


- AKLA BÜRÜME ile/ve/değil/||/<> SORUMLULUK ALMAYI REDDETME


- AKLÎ BELİRLENİM (İLE) ile/değil SEZGİSEL DENEYİM (İLE)


- AKLÎ BİRLİK ile/ve SİYASÎ BİRLİK

( LOGICAL UNITY vs./and POLITICAL UNITY )


- AKLÎ İLÂHİYAT ile/ve SEM'Î İLÂHİYAT


- AKLÎ KAİDELER ile/ve ŞER'İ KAİDELER


- AKLIN NİTELİKLERİ:
HİKMET ve KUDRET ve SEVGİ/ŞEFKÂT ve ADÂLET

( Bunları içermeyen hiçbir söz, davranış/tutum, akılsal değildir/olamaz. )


- AKOLİK değil/yerine/= SAFRASIZ


- AKÖZ değil/yerine/= SULU, SUDAKİ


- AKRONİM[İng. < ACRONYM] ile SÖZCÜKLEŞTİRİLMİŞ KISALTMA/KISALTILMIŞ BAŞLIK/KISMA AD

( ACRONYM )


- AKŞAM YEMEĞİ ile/değil/yerine SABAH YEMEĞİ

( Yoksul gibi ye. İLE/DEĞİL/YERİNE Zengin gibi yap. )

( )


- AKŞAM YILDIZI ile SABAH YILDIZI

( Aslında ikisi de bir! Zühre/Venüs )


- AKŞAMIN "HAYR"I ile/değil/yerine SABAHIN "ŞER'İ"


- AKSE[Fr.] değil/yerine/= SAYRILIK NÖBETİ


- AKSON[Fr. AXONE < Yun.] ile/ve/||/<> DALLANTI/DENDRİT[Yun. < DENDRON: Ağaç.] ile/ve/||/<> SİNİR KAVŞAĞI/SİNAPS[İng. < SYNAPSE]

( Her bir sinir gözesinde 10.000'e kadar dendrit olabilir fakat sadece bir akson vardır. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Akson ve dendritler arasındaki sinirsel iletilerin gerçekleştiği yerler. )

( İnsan beyninde yaklaşık 5.000.000 km. akson, 1 katrilyon sinaps vardır. )

( Akson, küçük bir nöron hücresinden binlerce kat daha uzun olabilir. [Bazı kişilerde aksonların uzunluğu 1.5 metreyi bulabilmektedir.] [Zürafalarda bulunan en uzun akson 4.5 metre uzunluğundadır.] )

( Sinir gözelerinin uyarımını ileten plazma uzantısı. İLE/VE/||/<> Sinir gözesinin öteki sinir gözesinden alınan elektrokimyasal uyartının ve verinin gövdeye iletilmesini sağlayan, kısa, dal benzeri yapılar. İLE/VE/||/<> Sinir gözelerinin öteki sinir gözelerine, kas ya da salgı bezleri gibi sinir gözesi olmayan gözelere iletim olanağı tanıyan özelleşmiş bağlantı noktaları. İki sinir gözesi arasındaki iletişim bölgesi. )


- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ


- AKUSTAT[Fr.] değil/yerine/= SU ISI DENETİRİ


- AKUSTİK EMPEDANS/ACOUSTIC IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKUSTİK değil/yerine/= SESSEL | EMPEDANS SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKVAREL[Fr.] değil/yerine/= SULUBOYA RESİM


- ALA ile SAMYELİ

( Ala hastalığında da lekeler vardır ancak kepeklenme yoktur. İLE Bazen beyazımsı, bazen de farklı tonlarda olabilir. Lekelerin üzerinde ince kepeklenme vardır. )

( Her yaş öbeğinde görülebilir. İLE Daha çok 15 ile 30 yaş aralığındakilerde görülür. )

( ... cum TINEA/PITYRIASIS VERSICOLOR )


- ALAKART[Fr.] değil/yerine/= SEÇİMLİ YEMEK

( Lokantada yemek dizininden seçilen yemek. )


- ALALİ[Yun.] değil/yerine/= SÖZ OLUŞTURMA YETİSİNİN YOK OLUŞU


- ALÂMET[Ar.] ile SİMET[Ar.]


- ALÂMETTE:
MAHZ ile/ve/||/<> İLLET ANLAMINDA ile/ve/||/<> ŞART MAKAMINDA ile/ve/||/<> MECÂZEN


- ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR

( ZÜMRE[Ar.]: Alttakım. )

( LEOPAR: Eukarya alanının, Hayvan/Animalia âleminin, Chordata şubesinin, Memeli/Mammalia sınıfının, Etobur/Carnivora takımının, Felidae ailesinin, Panthera cinsinin, Panthera Pardus türündendir. )

( Taksonomi Nedir? Sınıflandırma Biliminin Temel Kuralları )

( DOMAIN vs./and/||/<>/< REGNUM vs./and/||/<>/< FILUM vs./and/||/<>/< CLASSIS vs./and/||/<>/< ORDO vs./and/||/<>/< FAMILIA vs./and/||/<>/< GENUS vs./and/||/<>/< SPECIES )


- ALANTOPU/TENİS ile SQUASH


- ALÂT-I CÜRMİYE değil/yerine/= SUÇ ELGESİ


- ALAVOTR SANTE[Fr.] değil/yerine/= SAĞLIĞINIZA! / ŞEREFE!


- ALAY (ETME) = DERISION[İng.] = DÉRISION[Fr.] = SPOTT[Alm.] = IRRISIO[Lat.]


- ALAYCI TUTUM/LAR yerine SAYGI GÖSTERMEK


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK(TEVÂZÛ GÖSTERMEK) ile/ve/<>/değil/yerine/hem de SUSMAK


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK ile/ve ŞANS


- ALÇI:
ADİ/STÜK ile ANHİDRİT ile DÖŞEME ile GÖZENEKLİ ile İNCE İNŞAAT ile KABA İNŞAAT ile KALIP ile KATKILI ile MERMER ile PARİS ile PİYASA ile SIVA ile ŞAPLI ile YÜKSEK DİRENÇLİ

( ANHİDRİT[Fr. < ANHYDRITE]: Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat. )


- ALDANMA ile/ve SORUMLULUK

( Dünyayı bileceksin, aldanmamak için! Sonrayı/ahireti bileceksin, aldatmamak için! )


- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE


- ALELÂDE[Ar.] değil/yerine/= SIRADAN


- ALENÎ[Ar.] ile ÂŞİKÂR[Ar.] ile ÂYÂN[Ar.] ile BÂRİZ[Ar.] ile BEDİHÎ[Ar.] ile DEFİSİTER ile MUBÎN ile MÜNHAL[Ar.] ile MÜSTEHCEN[Ar.] ile SARÎH[Ar.] ile ÜRYÂN[Ar.] ile VÂZIH[Ar.]

( Açık. )


- ALFRED PRUFROCK'UN AŞK TÜRKÜSÜ[T S ELIOT] ŞİİRİNİN ÇEVİRİSİNDE:
CAN YÜCEL ile SUPHİ AYTEMUR ile NURDAN SÜMER


- ALGILAMA SÜRECİNDE:
BELİRGİNLİK ile/ve/> KONUM ile/ve/> ŞİDDET ile/ve/> SÜRE


- ALICI BAKIŞ ile/ve/değil ŞAŞKIN BAKIŞ


- ALİL[Fr.] değil/yerine/= SARIMSAKTA SÜLFÜR BİÇİMİNDE BULUNAN TEK DEĞERLİ KÖK


- ALIN TERİ/TERLEMESİ ile SIRT TERİ/TERLEMESİ ile KIÇ TERİ/TERLEMESİ

( Sadece fiziksel çalışmaktan kaynaklanan durum/ter. İLE Çalışırken ciddi zorlanmadan kaynaklanan durum/ter. İLE Sıkıntıdan/zorluktan kaynaklanan durum/ter. )

( BASÎ[çoğ. BUSU'], NETH )


- ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA


- ALIŞKANLIK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK


- ALIŞKANLIK ile SÜNNET


- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE


- ALKOL ile STEROL[Fr.]

( ... İLE Hayvanlarda, bitkilerde ve D vitamininde bulunan, genellikle karbon atomlarından oluşan, alkol niteliğinde organik bir madde. )


- ALLAH'IN SIFATLARI:
SELBÎ/TENZİHÎ ile/ve/||/<>/> SUBÛTÎ

( - Vucud
- Kıdem
- Bekâ
- Vahdâniyet
- Muhâlefetün lil-Havadis
- Kıyam bi-nefsihî

İLE/VE/||/<>/>

- Hayat
- İlim
- Semi
- Basar
- İrâde
- Kudret
- Kelâm
- Tekvin )


- ALLAIS AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> ST. PETERSBURG AÇMAZI


- ALMAK ile SATIN ALMAK

( ... ile ŞİRÂ' )

( TO TAKE vs. TO BUY )


- ALMANDİN[Lat.] değil/yerine/= SEYLAN TAŞI


- ALOJİ/ALOGIA[İng.] değil/yerine/= SÖZ YOKSULLUĞU


- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK


- ALT DUDAK = ŞEFE-İ SÜFLÂ = LÈVRE INFÉRIEURE


- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )


- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )

( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile SEMENDER[Fars. < Yun.]/SALAMANDRA[Fr.]

( ... İLE Kurbağagillerin kuyruklu takımından bir hayvan. | Ateşte yaşar [ateşte yanmadığına hatta ateşi söndürdüğüne inanılan] bir masal hayvanı. )

( ... cum SALAMANDRA MACULOSA )


- ALTIN:
SAF ile/ve/değil/<> SOM

( Sade(ce) altın. İLE/VE/DEĞİL/<> Altınla dolu. )


- ALTIN(PARA) ile/ve/değil/yerine/||/<> SÖZ/KELÂM

( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Kişide. )


- ALTIN ile/ve/||/<> SEZYUM


- ALTYAPI ile/ve/||/<> SÜREÇ


- ALÜN[Fr.] değil/yerine/= ŞAP[AR. < ŞABB]


- ÂM[Ar.] ile SENE[Ar.]


- AMAÇ ile/ve SONUÇ

( AIM vs./and CONSEQUENCE/RESULT )


- AMBAR ile SARPIN

( ... İLE Tahıl kuyusu, zahire ambarı. )


- AMBARGO[Fr. < EMBARGO] ile SANSÜR[Fr. < CENSURE]

( Bir nesnenin serbest sürümünü engellemek için konulan yasak, engelleyim. | Bir devletin, gemilerin kendi limanlarından ayrılmasını yasaklama buyruğu, engelleyim. | Bir ülkenin dış dünyayla ilişkilerini engelleme, engelleyim. | Bir kişinin başka kişilerle ilişkilerini engelleme, engelleyim. İLE Her türlü yayının, sinema ve tiyatro yapıtının hükûmetçe önceden denetlenmesi ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim. )

( EMBARGO vs. CENSORSHIP )


- AMBERBARİS[Lat.] ile SARIÇALI/KADINTUZLUĞU/ÇOBANTUZLUĞU

( Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, çiçekleri sarı, meyvesi ekşi ve kırmızı renkte, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ilaç olarak kullanılan bir bitki. )

( BERBERIS VULGARIS )


- AMBİSYON[Fr.] değil/yerine/= ŞAN, ÜN, VARSILLIK DÜŞKÜNLÜĞÜ


- AMBLEM[Fr. < EMBLEME] değil/yerine/= SİMGE, BELİRTGE/BELİRTKE


- AMD/KAST ile/ne yazık ki ŞİBH-İ AMD/KAST/ŞİBH-ÜL-HATÂ

( Niyet, kasıt, karar. İLE Birini kasten öldürme.[âlât-ı cârihadan olmayan bir şeyle] )


- AMEL[Ar.] ile SUN'[Ar.]


- AMELÎ FELSEFELER:
HULKÎ SAN'AT ile/ve SİYÂSET


- AMENTIFÈRES = SEBLÎYE


- AMETİST ile/||/<> SİTRİN

( Mor renkte bir kuvars türü. İLE/||/<> Sarı renkte bir kuvars türü. )

( Mohs Sertlik Derecesi: 7 İLE/||/<> 7
Işık Kırma İndisi: 1.54-1.55 İLE/||/<> 1.54-1.55
Rengi: Mor İLE/||/<> Sarı
Molekül yapısı: SiO² İLE/||/<> SiO² )


- AMOROSO[İt.] değil/yerine/= SEVECENLİKLE, SEVGİYLE [MÜZİK]


- AMPİLASYON[Fr.] değil/yerine/= SOLUK ALIP VERİRKEN, GÖGÜS ÇEVRESİNİN ÇAPINDA OLUŞAN DEĞİŞİKLİK

( AMPLİYOMETRE[Fr.]: Göğüs çevresini ölçerek, solunum hareketlerinin genliğini belirtmeye yarayan araç. )


- AMUR[Fr.] değil/yerine/= SEVGİ, AŞK


- Ana nüsha, aynen kopye edilmelidir. Satır satır, ana nüshaya uygun olarak bu istinsah işi yapılmalıdır. ve/> Sonra ana nüsha öteki nüshalarla yaprak yaprak kontrol edilmeli, farklılıklar çıkarılmalıdır.


- ANAHTARLAR:
SOL ile/ve/<> DO ile/ve/<> FA

( )

( Dizenin ikinci çizgisi üzerine konulan ve çizgiye adını veren ve ince sesleri göstermeye yarayan bir anahtardır. İLE/VE/<> Portenin üzerine çizilen ve o çizgideki notaya adını veren anahtar. İLE/VE/<> Portedeki notaların, "Fa" yüksekliğinde olacağını gösteren im. )


- ANALEPSİ[Fr.]/NEKAHAT/NEKAHET[AR.] değil/yerine/= SAYRILIKTAN YENİ ÇIKMA


- ANALİTİK KİMYA ile/||/<> SENTETİK KİMYA

( Nesnelerin bileşimini ve yapısını analiz eden bilim dalı. İLE/||/<> Yeni bileşiklerin sentezini yapan bilim dalı. )


- ANALİTİK KİMYA ile/||/<> SPEKTROSKOPİ

( Nesnelerin bileşimini ve yapısını analiz eden bilim dalı. İLE/||/<> Işık ve nesne etkileşimlerini inceleyen bilim dalı. )


- ANALİTİK YARGI ile/ve SENTETİK YARGI

( A, A'dır. İLE/VE A, B'dir. )


- ANALİTİK ile/ve/||/<>/> SENTETİK

( İkili. İLE/VE/||/<>/> Üçlü. )

( [bilgiyi] Genişletmiyorsa. İLE/VE/||/<>/> Genişletiyorsa. )

( Apriori. İLE/VE/||/<>/> Aposteriori. )


- ANAPLASTİ[Fr.] değil/yerine/= SAKATLANMIŞ BİR ÖRGENİN, GÖVDENİN BAŞKA BİR YERİNDEN ALINMIŞ PARÇAYLA ONARILMASI


- ANÂSIR-I CÜRMİYE[Ar.] değil/yerine/= SUÇ ÖĞELERİ


- ANAYASA HUKUK BİLİMİNDE:
KLASİK DÖNEM ile SİYASAL BİLİM YAKLAŞIMI ile YENİ ANAYASA HUKUKU

( 1800 - 1950 arası. İLE 1950 - 1980 arası. İLE 1980 ve sonrası. )


- ANAYOL(CADDE) ile SOKAK

( MAIN ROAD vs. STREET )


- ANDEZİN ile/||/<> SUNSTONE

( Plajiyoklaz feldspat mineralidir ve kırmızı-yeşil renktedir. İLE/||/<> İçindeki hematit ya da götit pulları nedeniyle parlayan bir feldspat. )

( Mohs Sertlik Derecesi: 6-6.5 İLE/||/<> 6-6.5
Işık Kırma İndisi: 1.54-1.55 İLE/||/<> 1.54-1.55
Rengi: Kırmızı-yeşil İLE/||/<> Altın parıltılı
Molekül yapısı: (Na,Ca)(Si,Al)4O8 İLE/||/<> (Na,Ca)(Si,Al)4O8 )


- ANESTEZİ[Fr. < ANESTHESIE]:
EPİDURAL ile SPİNAL

( )

( Canlı gövdesinin tümünde ya da bir bölgesinde ağrı, ısı, ışık ve dokunma gibi tüm duyuların ortadan kaldırılması, duyu yitimi. | Belirli bir sinirin hasarına bağlı olarak gövdedeki ilgili bölgesinde ortaya çıkan duyu olmaması. )


- ANESTEZİ ile/değil/||/<> SEDASYON


- ANGUT ile/ve SÜNE

( Yaban ördeği. İLE/VE Bir tür yaban ördeği. )


- ANHÂ MİNHÂ : ŞUNDAN BUNDA, ŞU BU, ÖTEBERİ, ŞÖYLE BÖYLE EDEREK


- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ŞİMDİ\'YE/ŞU AN\'A GETİRME


- ANJİN DÖ PUVATRİN[Fr.] değil/yerine/= SOLUK DARLIĞI


- ANKARA KEÇİSİ ile/ve YABAN KEÇİSİ(NÄFE[Fars.]) ile/ve AKDAĞ KEÇİSİ ile/ve MARKOR ile/ve ŞAMİ ile/ve ŞAMUA ile/ve TAR ile/ve TİFTİK


- ANKET[Fr. < Lat. INQUIRERE] değil/yerine/= SORMACA/SORUŞTURMA


- ANKET değil/yerine/= SORMACA


- ANKETÖR değil/yerine/= SORMACI


- ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK


- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL

( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )


- ANLAM/LI = MEAN/ING[İng.] = SIGNIFICATION[Fr.] = BEDEUTUNG[Alm.] = SIGNIFICATO[İt.] = SIGNIFICACION[İsp.] = SIGNIFICATIO[Lat.] = HE DIANOIA, HE DÜNAMIS[Yun.] = MEDLÛL, DELÂLET[Ar., Fars.] = BETEKENIS[Felm.]


- ANLAM ile/ve/<> SORUMLULUK

( MEANING vs./and/<> RESPONSIBILITY )


- ANLAMA ile/ve/=/||/<>/> SOYUTLAYABİLME


- ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN / ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN değil SANIRIM ANLATAMAMIŞIM / ANLATAMAMIŞIMDIR BELKİ/SANIRIM


- ANLAMBİLİM = SEMANTICS[İng.] = SÉMANTIQUE[Fr.] = WORTBEDEUTUNGSLEHRE, SEMANTIK[Alm.] = SEMANTICO[İt., İsp.] = İLM el-DELÂLET[Ar.] = NAMÛGÂRŞİNASÎ[Fars.] = SEMANTIEK[Felm.]


- ANLAMIYORSUN! / BENİ ANLAMIYORSUN! ile/değil/yerine SÖYLEDİKLERİMDE ANLAŞILMAYAN NEDİR?

( İkisi de, çok yanlış "ifade"lerdir! İkisinin yerine de,
"Söylediklerimde, anlaşılmayan nedir?" / "Söylediklerimde, anlaşılmayan neyse onu açayım..." vb.,
kişiyi hedef almayan, konuşulan konunun üzerinde durulacak kavramları ve ifadeleri kullanmak gerekir! )


- ANLAMSAL ÖLÇÜT ile BİÇİMBİLİMSEL ÖLÇÜT ile SESBİLİMSEL ÖLÇÜT

( SEMANTIC CRITERIA vs. MORPHOLOGICAL CRITERIA vs. PHONOLOGICAL CRITERIA )


- ANLAMSIZ ile SAÇMA

( Saçma/abes olan bir şeye yönelmek, felsefî olarak olanaksızdır! )

( VÂHİ[< VEHY]: Anlamsız, yararsız, önemsiz.
TÜRREHÂT: Saçmasapan sözler. )

( MEANLESS/NON-SENSE vs. ABSURD )


- ANNE SÜTÜ ve/=/<> ŞEFKÂT


- ANNE ile/<> SÜTANNE/SÜTNİNE


- ANNUİTE[Fr.] değil/yerine/= SÜREKLİ GELİR | BİR BORCUN DÖRT YIL İÇİNDE FAİZİYLE BİRLİKTE ÖDENMESİ GEREKEN TUTARI


- ANOMALİ/ANOMALY[İng.] değil/yerine/= SAPAKLIK


- ANOMİ/ANOMIA[İng.] değil/yerine/= SÖZCÜK BULAMAMA | DEĞER YOKSULLUĞU


- ANTEP/ŞAM FISTIĞI ile SİİRT FISTIĞI ile ÇAM FISTIĞI


- ANTESEDAN/ANTECEDENT[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK/HASTALIK GEÇMİŞİ


- ANTİBİYOTİK değil/yerine SAĞLIK

( Bitkilerde, özellikle küf mantarlarında bulunan ya da sentezle elde edilen, birçok mikroba karşı kullanılan, penisilin, streptomisin vb. nesnelerin ortak adı. DEĞİL/YERİNE Uyku, oksijen, hareket/spor, doğru beslenme. )


- ANTİDİYABETİK değil/yerine/= ŞEKER DÜŞÜRÜR


- ANTİDİYAREİK değil/yerine/= SÜRGÜN KESER


- ANTİLOP ile SAMURANTİLOPU


- ANTİLOP ile SAYGA ANTİLOBU/CEYLANI

(
)


- ANTİLOP ile SİTATUNGA


- ANTİPATİ değil/yerine/= ANTİPATİK

( Sevimsiz, sevilmeyen, itici, soğuk. )


- APAÇIK/LIK = SELFEVIDENCE/SELFEVIDENT[İng.] = ÉVIDENCE/ÉVIDENT[Fr.] = OFFENKUNDIG/OFENKUNDIGKEIT[Alm.] = EVIDENZA[İt.] = EVIDENCIA[İsp.] = EVIDENTA, PERSPICUITAS[Lat.] = ANERGEIA[Yun.] = BEDEHA(T)/BEDİHÎ, BEYYİN[Ar.] = HODPEYDÂ[Fars.] = KLAARBLIJKELIJK/HEID[Felm.]


- APOLYONT KİRAZ[< ZİRAAT 0900][NAPOLYON değil!] ile/ve/||/=/<> AKŞEHİR APOLYONTU ile/ve/||/=/<> SALİHLİ | ALLAH DİYEN ile/ve/||/=/<> DALBASTI ile/ve/||/=/<> FISFIS ile/ve/||/=/<> SCHNEIDERS SPAETKNORPEL | ZEPPELIN | NORDWUNDER ile/ve/||/=/<> FERRORIVA

( Genel ve ziraat terimi. İLE/VE/||/=/<> Afyon bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Manisa bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Malatya bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Çanakkale bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Almanya'daki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> İtalya'daki adı/türü. )


- APOSTERİORİ değil/yerine/= SONSAL/DENEYİME DAYALI


- APTAL CESARETİ ile/değil/yerine/>< STRATEJİ


- APTAL/LIKTA ile/ve/<> SAF/LIKTA |
ile/değil/yerine/><
AKILLI/LIKTA

( Ne affeder/affedilir, ne de unutur/unutulur. İLE/VE/||/<> Affeder/affedilir ve unutur/unutulur.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Affeder/affedilir ama unutmaz/unutulmaz. )

( Öğretmeyi sever.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Öğrenmeyi sever. )


- APTAL ile ŞAPŞAL/ŞAPŞİK

( ... İLE Aptalca davranışlarda bulunan, alık kişi. | Üstüne başına önem vermeyen, özen göstermeyen. | Bol, dökük ve biçimsiz (giyecek). )


- aq. ferv.[Lat. < AQUA FERVENS] değil/yerine/= SICAK SU


- ARA İNANIŞLARDA:
TUTUM ile/ve/||/<> KURAL ile/ve/||/<> SAYILTI


- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX

( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )


- ARAÇLARDAN İNERKEN VE KAPILARINI AÇARKEN:
SOLDAN ile/ve/değil/yerine SAĞDAN

( Araç yolcularının, inecekleri zaman, sol kapıyı değil sağ kapıyı kullanmalarına özen gösterelim. Sürücülerin de özellikle bisikletliler, motorsikletliler ve hatta yayaları düşünerek, aniden çıkış yapmamaları gerektiğini her zaman için anımsatalım ve birbirimizi uyaralım. Aniden açılan kapılar yüzünden yaşanılan gereksiz ve büyük kazaları, bilinçli ve dikkatli davranarak önlemek olanaklıdır. Lütfen araçtan ani çıkışlar yapmadan ayna kullanarak kapıları açalım! )


- ARAMADIĞIMIZI BULAMAMAK ile/ve/||/<> DOLDURMADIĞIMIZI BOŞALTAMAMAK ile/ve/||/<> SAHİP OLMADIĞIMIZDAN VAZGEÇEMEMEK ile/ve/||/<> BULUNMADIĞIMIZ YERİ TERK EDEMEMEK


- ARAMAK = SEARCH/SEEK/LOOK FOR[İng.] = CHERCHER[Fr.] = SUCHEN[Alm.] = CERCARE[İt.] = BUSCAR[İsp.]


- ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ile/ve/||/<>/> SUNUM YÖNTEMİ

( Tarihsel. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )


- ARAYIŞ ile/ve SORGULAMA

( SEEKING vs./and TO INTERROGATE )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- AREOMETRE[Yun. ARAIOS: Sulu, az koyu. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= SIVIÖLÇER

( Bir sıvının, özgül ağırlığını ölçmeye yarayan aygıt. )


- ARHAT ile/ve/||/=/<> TATHAGATHA ile/ve/||/=/<> SIDDHA ile/ve/||/=/<> MUKTA

( Caynacılık'ta/Jainizm'de, sonsal aydınlanmaya ulaşan kişilere verilen adlar. )


- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK

( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )


- ARİTMETİK/İLM-İ HİSAB değil/yerine/= SAYIŞBİLİM


- ARK/KANAL değil/yerine/= SU YOLU


- ARK değil/yerine/= SU YOLU


- ARKADAŞ ve/||/<> SAĞLIK

( İkisinin değeri ve önemi de kaybedilince anlaşılıyor ne yazık ki. )


- ARMA:
DİREK ve/||/<> SEREN ve/||/<> HALAT ve/||/<> TEL MAKARA ve/||/<> YELKEN

( ARMA: Teknede, güverteden yukarı bölümde bulunan donanımların genel adı. )


- ARMAĞAN ile SAÇI

( ... İLE Gelinin başından saçılan çiçek, şeker, arpa, para gibi şeyler. | Düğün armağanı. )


- ARMAĞAN ile SUNGU

( ... İLE Bir büyüğe sunulan armağan. | Bir tanrıya ya da tapınağa yapılan bağış. )


- ARMAĞAN ile SÜRRE

( ... İLE Osmanlı sultanlarının, her yıl, Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar. )


- ARP ile/ve SAUNG GZUK

( ARP: Dostluğun simgesi. [İki arkadaş, her fırsat bulduğuklarında, biri arp çalar öteki de dikkatli bir biçimde dinlermiş. Dinleyen arkadaşı, bir gün beklenmedik bir biçimde erkenden ölmüş. Bunun üzerine, arp çalan arkadaşı, arpın tellerini koparmış ve bir daha hiç arp çalmamış. O gün bugündür, arp, dostluğun simgesi olarak kalmış. ] )

( ... İLE/VE Myanmar(Burma) çalgısı. Yay-arpların en zarifi. )


- ARSENİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= SIÇANOTU

( Atom numarası 33 ve atom ağırlığı 74.91, yoğunluğu 5.7 olan, atmosfer basıncı altında, 450 °C'de süblimleşen, maden filizlerinde çok yaygın bulunan, metal görünümünde, basit öğe. Simgesi: As )


- ARŞİMET BURGUSU/VİDASI değil/yerine/= SU BURGUSU/VİDASI

( Eskiden kullanılan, su yükseltme düzeni. [Bir ucu suya daldırılan eğik bir borunun, içindeki burgu döndükçe, suyu yükseltir.] )


- ARÛZ:
DİL değil SADÂ


- ARZ-TALEP değil/yerine/= SUNUM İSTEM


- ARZÎ(/FERŞÎ) MELEK(E) ile SEMÂVÎ(/ULVÎ) MELEK(E)

( Bedensel güç. İLE Zihinsel güç. )


- ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzu ve korkuyla hareket etmek bağımlılıktır, sevgiyle hareket etmek ise özgürlüktür. )

( Sevgi seçici değildir, arzu seçicidir. )

( Arzu geçmişe, korku geleceğe yöneliktir. )

( Arzulardan ve korkulardan kurtulun, görüşünüz birdenbire berraklaşacak ve herşeyi olduğu gibi göreceksiniz. )

( Arzunun sahte olarak tanınması ile arzudan kurtulmuşluk kendiliğinden gelir. )

( Unutmak zorunda değiliz; arzu ve korku son bulunca, tutsaklık da biter. )

( İç değerinizi bilmelisiniz, ona güvenmelisiniz ve günlük yaşantınızda arzu ve korkularınızı feda ederek bunu belirgin kılmalısınız. )

( Arzuladığınız şeyde mutluluk yoktur. [Mutluluk sizdedir!] )

( Gerçek olmayanı yaratan imgelemedir, onu devam ettiren ise arzudur. )

( İmgeleme ve arzunun son bulmasıyla birlikte varlık da sona erer ve şu ya da bu oluş saf varoluşla kaynaşıp birleşir, ki onu tarif olanaklı değildir, o ancak yaşanabilir. )

( Kişisel arzularınızı terk edin ve böylece tasarruf edilen gücü dünyanın değişmesi yolunda kullanın! )

( Eğer isteklerimiz güçlü ve gerçeklerse, gerçekleşmek üzere yaşamımızı yoğurup şekillendireceklerdir. )

( Kendini-bilmek için, herşeyin, arzudan doğmuş imgeleme olduğunu fark etmek gereklidir. )

( Zihin arzudan azade ve rahat olmalıdır. )

( Anlayan bir zihin, arzulardan ve korkulardan azâdedir. )

( Arzudan ve korkudan kurtulmak sizi öyle korkutmasın. Bu hepinizin bildiğinden öylesine farklı, çok daha yoğun ve ilginç bir hayat yaşayabilmenizi sağlayacaktır; öyle ki siz her şeyi kaybetmekle, gerçekten her şeyi kazanmış olursunuz. )

( To act from desire and fear is bondage, to act from love is freedom.
Love is not selective, desire is selective.
Desire is of the past, fear is of the future.
Be free of desires and fears and at once your vision will clear and you shall see all things as they are.
Desirelessness comes on its own when desire is recognised as false.
You need not forget; when desire and fear end, bondage also ends.
You must know your inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear.
No happiness in what you desire. [It is you!]
The innards created by imagination and perpetuated by desire.
With the cessation of imagination and desire, becoming ceases and the being this or that merges into pure being, which is not describable, only experienceable.
If your desires are strong and true, they will mould your life for their fulfilment.
To see everything as imagination, born of desire, is necessary for self-realisation.
Mind must be free of desires and relaxed.
An understanding mind is free of desires and fears.
Do not be afraid of freedom from desire and fear. It enables you to live a life so different from all you know, so much more intense and interesting, that, truly, by losing all you gain all. )

( DESIRE/WANT vs. CHOOSING FREEDOM )

( CUPIDITAS cum ... )

( YU ile ... )


- ÂSÂB değil/yerine/= SİNİRLER


- ASABİ[Ar.] değil/yerine/= SİNİRLİ

( Sinirli. | Sinirsel. | Sinirli bir biçimde. )


- ASABÎ değil/yerine/= SİNİRLİ


- ASABİYE/NÖROLOJİ değil/yerine/= SİNİRBİLİM


- ASABİYET değil/yerine/= SİNİRLİLİK


- ASALAK ile/değil SIĞINTI


- ASÂLAR:
KAŞAĞ ile MU'ÎN/İTTİKÂ ile DESTECÛB ile ŞEŞBER ile MÜTTEKÂ ile ZERDESTE ile CEVGÂN


- AŞAMA ile/ve SIRA

( TERETTÜB[Ar. < RÜTÛB]: Sıralanma, sırasında olma, sırası gelme. | Ait olma, icab etme, gerekme. )

( Dün, ben sizin gibiydim; yarın, siz de benim gibi olacaksınız! )

( PHASE/GRADE vs./and ORDER )


- ASDIC ile SONAR


- ÂŞIK VEYSEL ve/<> SELMAN EFENDİ


- ÂŞIK/ÂNE değil/yerine/= SEVGEN/CE / SEVGENCİL


- ÂŞIK ile/ve/||/<> SÂDIK ile/ve/||/<> LÂYIK


- ÂŞIK ile ŞIPSEVDİ

( ... İLE Görür görmez seven, âşık olan kişi. )


- AŞILA(N)MA/MAYALA(N)MA:
SÖZLE ile/ve/değil/|| SES İLE


- AŞILAMA ile ŞEKİLLENDİRME


- ASİMPTOT[Fr. < ASYMPTOTE] değil/yerine/= SONUŞMAZ


- AŞIRI SEVGİ ile/yerine SEVGİ

( GARÂM ile/yerine MUHABBET )


- AŞIRI ŞÜPHECİ/LİK ile/ve/> SALDIRGAN/LIK


- AŞIRI/LIK ile/ve/değil SIRADIŞI/LIK

( [not] "EXCESSIVE/NESS" vs./and/but EXTRAORDINARY/INESS )


- AŞK:
"SÖZCÜK" değil SÖZLÜK


- AŞK:
SİN ile/ve/||/<>/> ŞIN

( | HİPOTALAMUS ve/||/+ HİPOFİZ ve/||/+ EPİFİZ | ile/ve/||/<>/>
| İYİ/LİK ve/||/+ DOĞRU/LUK ve/||/+ GÜZEL/LİK | )


- AŞK[Ar.] değil/yerine/= SEVİ


- AŞK ile/ve/> SEVGİ

( İçine girme isteği/coşkusu ile. İLE/VE/||/<>/> İçine alma isteği/coşkusu ile. )

( Dudaklarından öpme/öpülme isteği/coşkusu ile. İLE/VE/||/<>/> Yanaklarından öpme/öpülme isteği/coşkusu ile. )

( Gönüldeki durum, kişiye hâkim oluyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kişi, gönlündeki duruma hâkim olabiliyorsa. )

( Aşk, düzenliyi ve güzeli, akla ve mûsikî eğitimine uygun bir biçimde sevmektir. )

( Aşk, bilincin kaymasıdır. )

( Özne ile nesnenin, sarmal birliği. )

( Kişinin, aslını bulma zevki. )

( Muhabbet Yolu, Aşk Apartmanı, No.1, o kapıdan gir! )

( Aşkta, herşeyin mânâsı var, davası yok. )

( Aşkta, özün yanmaya, gözün ağlamaya başlar. )

( Meyl edip muhabbet ettiğin şeyin, olmaması durumu. )

( Aşk/Âşık! Ölümden ne korkarsın? Korkma! Ebedî varsın! )

( Dün olmayan. | Güzelliğe duyulan özlem. İLE/VE/||/<>/> ... )

( Bağımlılık gibidir.[Kaybedince/kaybedersek, kendini kaybetmiş gibi oluruz/olabiliriz.] İLE/VE/||/<>/> Bağlılık gibidir.[Kaybedince/kaybedersek, bir parçamızı kaybetmiş gibi oluruz/olabiliriz.] )

( İTİLÂK: Birinin sevgisine yakalanma, tutulma. )

( Aşk ehline, önce dert düşer, aşk değil! )

( Yakıcı. İLE/VE/||/<>/> Isıtıcı. )

( "Seni seviyorum..." [Çünkü sana gereksinimim var.] İLE/VE/||/<>/> Sana gereksinimim var. [Çünkü seni seviyorum...] )

( Coşkulu, tutkulu yaşanır. İLE/VE/||/<>/> Farkındalıklı, derinlikli, dingin ve doyurucudur. )

( Başımızı döndürür. İLE/VE/||/<>/> Dünyayı döndürür. )

( FALL IN LOVE vs./and/> LOVE )


- AŞK ve/||/<>/> ŞAİR/ŞİİR

( Aşkın dokunuşlarıyla herkes şair olur. )


- AŞK ve/<> SAVUNMASIZLIK


- AŞK ile/ve/> SAYGI

( FALL IN LOVE vs./and/> RESPECT )


- AŞK ile/ve/||/<> SEVDÂ

( Hevesin geçene kadar. İLE/VE/||/<> Soluğun yetene kadar. )

( ... İLE/VE/||/<> Kalbin ortasındaki kararmaya yüz tutmuş kan. | Aşk, sevgi. | Aşırı sevgiden doğan bir çeşit hastalık. | İstek, heves, arzu. | Çok kara/siyah. | Eskilerin, insan mizâcında kabul ettikleri dört hılttan biri. )


- AŞK ile/ve/> SIDKIYET

( Birinde kül olduysan, başkasını ısıtamazsın. )


- AŞK ile/ve/||/<>/> ŞİİR

( ... İLE/VE/||/<>/> Birinin unuttuğunu, öbürüne unutturmayan söz. )

( Aşk (bile), şiirin bahanesidir. )


- AŞK ile/ve ŞÜKÜR

( FALL IN LOVE vs./and GRATITUDE )


- AŞK ile/ve ŞÜKÜR


- ASKER ile SEKBAN[Fars.]

( ... İLE Osmanlılar'da, sınır boylarında görev yapan bir sınıf asker. | Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. )


- ASKER ile/ve/||/<>/>< SİVİL

( Kep ile postal arasında sıkışıp kalma(!) İLE/VE/||/<>/>< Cüzdan ile vicdan arasında sıkışıp kalma(!) )


- ASKER değil/yerine/= SÜER/SÜ


- ASKERÎ ATAŞE değil/yerine/= SÜEL ELÇİGE


- ASKERÎ CEZA KANUNU değil/yerine/= SÜEL KIZIT YASASI


- ASKERÎ HAREKAT/OPERASYON değil/yerine/= SÜEL EYLEMGE


- ASKERÎ ŞAHISLAR değil/yerine/= SÜEL KİŞİLER


- ASKERÎ/SİLAHLI KUVVETLER/ASKERİYE değil/yerine/= SÜEL GÜÇLER/ORDU


- ASKERÎ değil/yerine/= SÜEL


- ASKERİYE/ASKERLİK (ŞUBESİ) değil/yerine/= SÜERLİK (BİRİMİ)


- ASKI ile SAP


- AŞKIN(TRANSANDANTAL) ile SOYUT

( AŞKIN: Farklılıkları birliğe getiren ilkeler. )


- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> AŞKINSAL VE ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ESTETİK İDEALİZM ile/ve/||/<> SALTIK İDEALİZM

( Kant ve Schelling. İLE/VE/||/<> Fichte. İLE/VE/||/<> Schleiermacher. İLE/VE/||/<> Schiller. İLE/VE/||/<> Hegel. )


- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<>/> SANAT


- AŞKLA ve/||/<> SEVGİYLE ve/||/<> MUHABBETLE

( Doğ(ur)mak. VE/||/<> Büyü(t)mek. VE/||/<> Geliş(tir)mek. )


- AŞKTA:
"YANMAK" ile/>< "SÖNMEK"

( Var. İLE/>< Yok. )


- AŞKTA:
SAÇMALAMAK ve/ya da SUSMAK


- ASL[Ar.] ile SİNH[Ar.]


- ASLA/ZİNHAR değil/yerine/= SAKIN/SAKIN OLA/KESİNKES


- ASLAN ile SİYAH ASLAN


- ASLANLI YALI = SAİD HALİM PAŞA YALISI


- ASMA KAT ile/||/<>/> ŞİRVÂNÎ

( ... İLE/||/<> Çatı arasında ya da dükkanların üstünde yer alan alçak tavanlı asma kat. )


- ASPARAGAS[İng. < ASPARAGUS] değil/yerine/= ŞİŞİRME HABER


- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ

( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )


- ASSOLİST ile SOLİST


- AŞÛRE ile SARAY AŞÛRESİ


- AT SİNEĞİ ile CIZ SİNEĞİ ile ÇEÇE SİNEĞİ ile ET SİNEĞİ ile EV SİNEĞİ/KARASİNEK[Lat. STOMOXYS CALCITRANS] ile MEYVE SİNEĞİ ile SIĞIR SİNEĞİ ile SİRKE SİNEĞİ[Lat. DROSOPHILA] ile SU SİNEĞİ ile UYUZ SİNEĞİ

( Çiftkanatlılardan, uzunluğu 8 mm. kadar olan, kanatları büyük ve küt, at, sığır, domuzların bacak, kuyruk aralarında yaşayan, eklembacaklı bir sinek türü. İLE Kişiye, uyku aşılayan sinek. İLE ... İLE ... İLE Uzaya çıkmış ilk hayvan. İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )

( HORSE FLY vs. TSE-TSE FLY vs. ... vs. HOUSE FLY vs. FRUIT FLY vs. ... vs. ... vs. ... vs. ... )

( HIPPOBOSCA EQUINA cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... )


- AT:
"BÜYÜK" değil ŞİŞMİŞ/ŞİŞİRİLMİŞ

( İnsan, atla olan ilk ilişki dönemlerinde, bugünkü fiziksel özelliklerine sahip değildi. [Zamanla, kişiler tarafından şişirilmiş/büyütülmüşlerdir.] )


- AT:
SEÇEN ve/<> SEÇİLEN

( O, sizi seçer. VE/<> Siz, onu seçersiniz. )


- AT ile SÜT KIRI

( ... İLE Beyaz renkli at donu. | Bu renkte olan at. )


- ATAK ile/değil/ne yazık ki !SALDIRGAN


- ATAK ile/ve SERİ

( ATTACK vs./and SWIFT )


- ATAKÖY ile/ve/<> ŞİRİNEVLER


- ATAKSİ değil/yerine/= SARSAKLAMA


- ATARAK ile/değil/yerine SOYUTLAYARAK


- ATASÖZÜ = PROVERB[İng.] = PROVERBE[Fr.] = SPRICHWORT[Alm.] = PROVERBIO[İt.] = PROVERBIO[İsp.]


- ATERİNA[Yun.] ile SARDALYE[İt.]

( Gümüşbalığı. İLE Ateşbalığı. )

( ... cum CLUPEA PILCHARDUS )


- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]


- ATEŞ ile/ve/||/<> YAZI ile/ve/||/<> FELSEFE-BİLİM ile/ve/||/<> SANAYİ

( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki dört önemli eşik. )

( 70.000'lerde. İLE/VE/||/<> 3500'lerde. İLE/VE/||/<> [M.Ö. ve M.S.] 1000'lerde. İLE/VE/||/<> 1800'lerde. )


- ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]


- ATEŞE:
BENZİN değil/yerine/>< SU


- ATF-I BEYÂN[Ar.] ile SIFAT[Ar.]


- ÂTIL değil/yerine/= SÜREDURAN


- ATILMAZ/LAR ile/ve/<> SATILMAZ/LAR


- ATİNA ve/<>/>< SELANİK

( ... VE/<>/>< Ege'nin en güzel yarımadalarından biri olan Halkidıkide'de bulunmaktadır. [Adını, Büyük İskender'in üvey kızkardeşi olan Thessalonica'dan almıştır.] )

( ... VE/<>/>< "Thermaikos körfezinin gelini" olarak da bilinen Vardar[Aksios] ırmağının ağzında, Yunan tanrılarının dağı Olympos'un karşısında kurulan Selanik, Bizans döneminde, İstanbul'dan sonra, bölgenin en önemli kentiydi. Bugün de, Yunanistan'ın ikinci büyük kenti olan Selanik'in tek rakibi, adını, tanrıça Athena'dan alan başkent Atina'dır. )

( ... VE/<>/>< Selanik, Kordon sefalarının benzerliği ile İzmir'in küçük kardeşi olarak da tanınır. )


- ATİNA ve/<> SYNTAGMA MEYDANI

( Syntagma[Anayasa] Meydanı, Atina'nın merkezi kabul edilmektedir. )


- ATİPİK/ATYPICAL[İng.] değil/yerine/= SIRA/ÖRNEK DIŞI


- ATIYORUM değil/yerine SESLİ DÜŞÜNÜYORUM!

( Örnek vermeden önce ya da bir bağlantı kurmadan önce iyi düşünmek ve bunu doğru/iyi belirtmek gerek! )

( Benzetmede/teşbihte, hata olmaz/olmamalı! [Yanlış/yetersiz örnekle istenilen aktarılamaz, amaca ulaşılamaz(maksat hâsıl olmaz)!] )


- ATKI AÇIKLIĞI ile/<> ETKEN/EFEKTİF/HESAP AÇIKLIK ile/<> SERBEST AÇIKLIK

( İki anakiriş arasındaki kirişleme açıklığı. | Atkı[lenot] boyu. İLE/<> Bir strüktür öğesinin dayanaklarının, eksenden eksene uzaklığı. İLE/<> Bir kirişin iki dayanağı arasındaki kesintisi açıklık ya da yatay uzaklık. )


- ATLAS OKYANUSUNDA:
[KUZEY AMERİKA] LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BELLE ADASI BOĞAZI ile/ve/||/<> FUNDY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CHESAPEAKE KOYU ile/ve/||/<> SARGASSO DENİZİ ile/ve/||/<> FLORİDA BOĞAZI ile/ve/||/<> APALACHEE KOYU ile/ve/||/<> CAMPECHE KOYU ile/ve/||/<> YUCATAN KANALI ile/ve/||/<> HONDURAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> COLON KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VENEZUELA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MONA BOĞAZI ile/ve/||/<> ANEGADA BOĞAZI ile/ve/||/<> AMAZON AĞZI ile/ve/||/<> MARAJO KOYU ile/ve/||/<> MARCOS KOYU ile/ve/||/<> BLANCA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> S. MATIAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> S. JORGE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GRANDE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MACELLAN BOĞAZI


- ATLI KARINCA ile/ve SİYAH KARINCA ile/ve HUBUBAT YİYEN KARINCA

( Tatlı, yağ ve peynir yerler. İLE/VE Üzümün ve meyve ağaçlarının suyunu emerler. Yuvalarındaki çöpler, yapraklar üzerine kusar, katılaşan bu usâreyi kışın emerler. İLE/VE Buğdayın, arpanın sürgün yapacak yerini kesip yerler. )

( PONERA GRANDIS cum ... cum ... )


- ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( En küçük tür avcı. Cepten çıkarılıp avın üzerine fırlatılmasından dolayı atmaca adını almıştır. İLE Kartalgillerden, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarında yaşayan, 50-55 santimetre uzunluğunda yırtıcı bir kuş. [Atmacadan biraz daha büyük.][En hızlı yırtıcı kuş.]]Çok kısa sürede 120 km. hıza ulaşabilir.] İLE En gösterişli avcı kuş. )

( BAVLI: Doğan yavrusu. )

( ŞEVÂHÎN[Ar.]: Şahinler/doğanlar. )

( Atmaca ile Şahin ile Doğan )

( ... İLE Sahibi için avlanır. İLE Kendi için avlanır. )

( ... İLE Avının bir parçasını, sahibinin pişirip vermesiyle yer. İLE Avını, doğrudan çiğ olarak yer. )

( [ağzında] ... İLE Kan yoktur. İLE Kan vardır. )

( Daha fazla ayrıntılı bilgi için burayı tıklayınız... )

( TAYR-İ HÜR ile ŞAHİN ile ... )

( İCÎ, BÂŞE/BEŞE ile ŞÂHÎN, ŞEHBÂZ ile BÂZ )

( GOSHAWK/SPARROW HAWK vs. HAWK, SPARROWHAWK, BUZZARD vs. FALCON )

( ACCIPITER CENTILIS/NISUS cum ACCIPITER, BUTEO BUTEO, PERNIS, FALCO PEREGRINUS cum FALCO (COLUMBARIUS) )


- ATMAK ile SALLAMAK


- ATMAK ile SATMAK


- AUGUST COMTE ve ST. SIMON


- AUM:
SOLUK ve/||/<> SESSİZLİK


- AVNÎ ile/ve/||/<> SELİMÎ ile/ve/||/<> MUHİBBÎ ile/ve/||/<> ADLÎ ile/ve/||/<> MURÂDÎ ile/ve/||/<> NECİB ile/ve/||/<> İLHÂMÎ

( [şiirlerinde kullandığı takma ad/mahlas]
Fatih Sultan Mehmet'in. İLE/VE/||/<> Yavuz Sultan Selim'in. İLE/VE/||/<> Kanunî Sultan Süleyman'ın. İLE/VE/||/<> II. Bayezit'in. İLE/VE/||/<> III. Murad'ın. İLE/VE/||/<> III. Ahmed'in. İLE/VE/||/<> III. Selim'in. )


- AVUKAT[Ar.] değil/yerine/= SAVUNMAN


- AVUKAT ile SAVCI

( [yarısı dolu bir bardağın] Dolu ve boş bölümlerini ayrı ayrı görebilen ve savunabilen. İLE Boş bölümün, dolu olan bölümünden öncelikli olmadığını gösterme sorumluluğu ve yetkisiyle "iddia etmesi" ve/ya da "savunabilmesi" gereken. )


- AVUNMA ile/ve/değil/yerine/|| SAVUNMA


- AYAKKABI ile SAYA

( ... İLE Ayakkabının, yumuşak olan üst bölümü. )


- AYAKLARINIZI:
ÜŞÜTMEYİN! ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAK TUTUN!


- AYASULUK =/< SELÇUK

( ... =/< Selçuk'un eski adı. )


- AYDINLANMA ve/=/<> SEVİNÇ


- AYDINLANMA ile/ve/||/<>/> SÜKÛNET

( ENLIGHTENMENT vs./and/||/<>/> QUITENESS )


- AYDINLANMAK ve/||/<>/>/< ŞEFKÂT


- AYDINLARIN BİLGİSİZLİĞİ ile/ve/||/<> SANATÇILARIN SATKINLIĞI


- ÂYET ve/||/<>/< SİMGE


- AYIKLAMA ile/ve SINIFLANDIRMA

( SELECTION vs./and CLASSIFICATION )


- AYIKLAMA ile SOYUTLAMA

( EXTRACTION ile ABSTRACTION )

( İNTİZÂ ile TECRİD )


- AYIKLAMAK ile SÜZMEK

( Araçsız. İLE Araçlı/araçla. )

( SELECTION vs. TO FILTER )


- AYIP OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA


- AYIP ile/ve/değil/yerine SAÇMA


- AYIRMA ile ŞİFLEME

( ... İLE Pamuğu, kozasından ayırmak. | Mısırı, koçanından ayırmak. )


- AYIRMA ile/ve/||/<>/> SINIFLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SONSAL SINIFLAMA

( TO SEPARATE vs./and/||/<>/> CATEGORIZE )


- AYIRMAK ile/değil SIYIRMAK

( [not] TO SEPERATE vs./but TO PEEL OFF )


- AYNA/LA(N)MAK ile/ve/değil/||/<>/< SAHİPLENMEK/MUSAHİPLİK


- AYRI ile/ve GAYRI ile/ve ŞEBİH


- AYRIK DÜZENLER/SİSTEMLER ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ DÜZENLER/SİSTEMLER


- AYRILIK/İKİLİK ile/değil SALINIM

( [not] DISTINCT vs./but OSCILLATION )


- AYRILIK ile/ve/<> SAYRILIK/HASTALIK ile/ve/<> ÖLÜM


- AYRILIK ile/ve SON

( SEPERATENESS vs./and THE LAST/FINAL/END/RESULT )


- AYRIM:
MAHİYETİ GEREĞİ ile/ve/||/<> SURETİ GEREĞİ


- AYRIM ile/ve SINIR

( DISTINGUISH vs./and BOUNDARY )


- AZAR ile SAPARTA/ZAPARTA[İt.]

( ... İLE Gemi bordasındaki top çıkarılan dört köşe boşluk ve açıklık. | Bir batarya topun, birden ateş etmesi. | Azar, tersleme. )


- AZARLAMA ile/ve/değil/<> SORGULAMA


- AZARLAMA ile/değil SÖYLENME


- AZİM ve/||/<>/> SEBAT ve/||/<>/> SABIR

( Başlarken. VE/||/<>/> Sürdürürken. VE/||/<>/> Bitirirken. )


- AZINI AZIMSAMA!:
ATEŞ ve/||/<> DÜŞMAN ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> BİLGİ


- AZOT = NITROGENE[İng.] = AZOTE[Fr.] = STICKSTOFF[Alm.] = AZOTO[İt.] = NITROGENO[İsp.] = NİRÛCÎN, AZÛT[Ar.] = NÎTRÛJEN, AZOT[Fars.] = STIKSTOF[Felm.]


- BABA TATLISI = ŞAMBABA

( Bir tür hamur tatlısı. )


- BABA:
EVE, "EKMEK" GETİREN ile/ve/değil/||/<> SEVGİSİNE, EMEK VEREN


- BABADAĞI ile/ve SANDAK DAĞLARI


- BADEM:
AK ile/||/<> KAYA ile/||/<> RÜŞTÜ ile/||/<> NURLU ile/||/<> DİŞ ile/||/<> KARABAĞ ile/||/<> SIRA


- BAĞ ile SAKANDIRIK

( ... İLE Başlıklarda, çene bağı. )


- BAĞDAŞTIRMACILIK, SENKRETİZM = SYNCRETISM[İng.] = SYNCRÉTISME[Fr.] = SYNKRETISMUS[Alm.] = SINCRETISMO[İt.] = SYNCRETISMUS[Yeniçağ Lat.] = SÜNKRATISMOS[Yun.]


- BAĞIMLILIK ile/ve SAPLANTI

( DEPENDENCE vs./and OBSESSION )


- BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK


- BAĞIRMAK ile/değil SESLENMEK


- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP

( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )


- BAĞIRSAK:
GEÇİRGEN/SIZDIRAN ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI

( image )


- BAĞIRSAKLAR:
BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ değil SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ


- BAĞIŞIKLIK:
MUTLAK ile/değil/yerine/<>/>< SINIRLI


- BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK


- BAHARİYE ile/ve/||/<> ŞITAİYE

( Baharı anlatan şiirler. İLE/VE/||/<> Kışı anlatan şiirler. )


- BAHİS[Ar.] değil/yerine/= SÖZEÇ


- BAHS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖZ ETMEK


- BAKİ[Ar.] değil/yerine/= SÜREKLİ


- BAKIŞIK = SYMMETRICAL[İng.] = SYMÉTRFIQUE[Fr.] = EBENMÄßIG, SPIEGELGLEICH[Alm.] = SIM(M)ETRICO[İt., İsp.] = ÆQUALIS ET CONGRUENS, CONVENIENTER COMPOSITUS[Lat.] = SÜMMETROS, EMMETROS, EURÜTHMOS[Yun.] = MAVÂZİ, MUTEVÂZİ[Ar.] = MUTEKÂRON[Fars.] = SYMMETRISCH[Felm.]


- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/||/<> SÜPER BAKIŞIM/SİMETRİ


- BAKIŞIM = SYMMETRY[İng.] = SYMÉTRIE[Fr.] = EBENMAß, SPIEGELGLEICHHEIT, SYMMETRIE[Alm.] = SIMMETRIA[İt.] = SIMETRIA[İsp.] = CONVENIENTIA PARTIUM[Lat.] = SÜMMETRIA, EMMETRIA, EURÜTHMIA[Yun.] = el-TENÂSUK, el-TAMÂSUL, TAVÂZİ, MAVÂZÂT[Ar.] = TEKÂRON, SÂZOVÂRÎ[Fars.] = SYMMETRIE[Felm.]


- BAKKA, KÜÇÜK ÇEKİRDEKLİ ETLİ MEYVE = SİMÂR-I TUFFÂHÎYE-İ MATMÛRETÜ'N-NEVÂT = MÉLONIDE À PÉPINS, BAIE


- BAKLAVA ile SAMSA[Fars.]

( ... İLE Baklavaya benzeyen, bir tür hamur tatlısı. )


- BAKLİYE MEYVESİ, LEGÜMEN = SİMÂR-I BAKLÎYE = GOUSSE, LÉGUME


- BAKMAK ile/ve "SÜZMEK"


- BAKMAK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK


- BAKTERİ ile/ve/||/<>/< SİYANOBAKTERİ

( )

( BACTERIA vs./and/||/<>/< CYANOBACTERIA )


- BAKTERİ ile SPİRİL[Fr. < Lat.]

( ... İLE Sarmal biçiminde uzun ve kıvrık, bazıları titrek tüylerle kaplı, iplik biçimindeki bakterilerin genel adı. )


- BAKTERİYEMİ ile/||/<> SEPSİS

( Kanda bakteri bulunması. İLE/||/<> Gövdenin bulaşa karşı aşırı tepki vermesi ve örgen işlevlerinin bozulması. )


- BALIKÇIL ile SIĞIR BALIKÇILI


- BALİNA ile SEİ BALİNASI


- BALKON değil ŞEREFE

( Yazarım diye geçinene! )


- BANA NE? ile/ve/||/<>/> SANA NE?

( Başkasınaysa. İLE/VE/||/<>/> Banaysa. )


- BANAL[Fr.] değil/yerine SIRADAN

( Herkesin kullandığı/anladığı. | Bayağı, sıradan. İLE ... )


- BAOBAB AĞACI = ŞİŞE AĞACI = TERSYÜZ AĞACI = ŞEYTAN AĞACI

( )

( Anavatanı Madagaskar olan Baobab ağaçları, Mali'de de bulunmaktadır. [İçinin su dolu olması, çöl koşullarında ayakta kalmalarını sağlamaktadır.][Beyaz çiçeklerinden sos yapılmaktadır.] )

( image )

( ADANSONIA GRANDIDIERI )

( ADANSONIA (TREE) )


- BAOBAB AĞAÇLARI:
AFRİKA ile/ve/<> BÜYÜK ile/ve/<> AVUSTRALYA ile/ve/<> MADAGASKAR ile/ve/<> PERRIER ile/ve/<> FONY ile/ve/<> SUAREZ ile/ve/<> ZA

( )

( ADANSONIA DIGITATA cum/et/<> ADANSONIA GRANDIDIERI cum/et/<> ADANSONIA GREGORII cum/et/<> ADANSONIA MADAGASCARIENSIS cum/et/<> ADANSONIA PERRIERI cum/et/<> ADANSONIA RUBROSTIPA cum/et/<> ADANSONIA SUAREZENSIS cum/et/<> ADANSONIA ZA )


- BARAKA ile SALAŞ[Macarca]

( ... İLE Sebze, meyve vb. satmak için kurulmuş, eğreti, derme çatma dükkan. | Tahtadan yapılmış baraka. )


- BARAKA ile/ve SIĞINAK/PENÂH[Fars.]/MELCE'[Ar. < MELÂCİ]

( ... İLE/VE Sığınılacak, iltica edilecek yer. | Hâmî. )


- BARDAK ile SAĞRAK/KADEH


- BARDAQ[Azr.] = SÜRAHİ[Tr.]


- BARFİKS[Fr. < BARRE FIXE] ile BARPARALEL[Fr. < BARRE PARALLÈLE]

( Çeşitli gövde hareketleri yapmaya elverişli 1 - 1,5 metre yüksekliğinde, kendi ağırlığınızı yukarı çekmenizi sağlayan, iki ayak üzerine tutturulmuş çubuklu jimnastik aracı. İLE Dikey direkler üzerine paralel olarak tutturulmuş iki tahta çubuktan oluşmuş jimnastik aracı. )


- BARIŞ ve TUTKU =/||/<>/> SAADET


- BARIŞ = SULH = PEACE[İng.] = LA PAIX[Fr.] = DER FRIEDEN[Alm.] = LA PACE[İt.] = LA PAZ[İsp.] = PAX[Lat.] = HE EIRENE[Yun.] = SELÂM, SULH[Ar.] = ÂŞTÎ[Fars.] = VREDE[Felm.]


- BARIŞTA ile/ve/ne yazık ki/<>/>< "SAVAŞTA"

( Çocuklar, anne-babasını toprağa verir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/<>/>< Anne-babalar, çocuklarını toprağa verir. )


- BÂRİZ (OLAN) ile SABİT (OLAN)

( CLEAR/OBVIOUS vs. CONSTANT )


- BAŞ GÖZÜ ile/ve KALP GÖZÜ ile/ve SIR GÖZÜ

( "SUYUN AKMAYA BAŞLADIĞI KAYNAK" )


- BAŞ = HEAD[İng.] = TÊTE[Fr.] = HAUPT[Alm.] = TESTA[İt.] = CABEZA[İsp.] = CAPUT[Lat.] = HE KEFALE[Yun.] = REİS[Ar.] = SER[Fars.] = HOOFD[Felm.]


- BAŞAK, SPİKA = SÜNBÜLE = ÉPI


- BAŞAK ile SAKSIGÜZELİ

( ... İLE Damkoruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi. )

( ... cum COTYLEDON UMBILICUS )


- BAŞARI:
ZEKÂ ve/değil/||/<>/< SORUNLARLA UĞRAŞMAKTAN VAZGEÇMEYEREK


- BAŞARI ile/değil/ne yazık ki SONUÇ MERKEZLİLLİK/ODAKLILIK

( Bir şeyin/durumun, "çoğunluk" tarafından istenmesi, kabul görmesi, başarı değildir/olamaz! )


- BAŞARI = SUCCESS[İng.] = SUCCÈS[Fr.] = ERFOLG[Alm.] = SUCCESSO[İt.] = ÉXITO[İsp.]


- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


- BAŞARISIZLIK ile/ve/değil ŞANSSIZLIK

( Düşmek, başarısızlık değil düştüğün yerde kalmaktır. )


- BASI/RİFÂDE[Ar. çoğ. REFÂİD]/KOMPRES[Fr. < COMPRESSE] ile SIKMAÇ/KOMPRESÖR[Fr. < COMPRESSE]

( Yaraların bakımında ya da başka bir amaçla kullanılan katlı bez. İLE Bir akışkanı ya da gazı, gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan araç. | Yol yapımında, dökülen çakılları, kumları bastırıp sıkıştırmak için kullanılan ağır silindirli araç. | Sert nesneleri kırmak ve delmek için kullanılan makine. )


- BASIN = PRESS[İng.] = PRESSE[Fr.] = PRESSE[Alm.] = STAMPA[İt.] = PRENSA[İsp.]


- BASÎRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. )


- BASİRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/SAĞ/DOĞRU GÖRÜ


- BASİT BAŞAK/SPİKA = SÜNBÜLE-İ ÂDÎYE = ÉPI SIMPLE


- BASİT ile/ve/<> SABİT


- BASİT ile SIRADAN


- BASİTLİK ile/değil SIĞLIK


- BASKETBOL değil/yerine/= SEPETTOPU


- BASKETBOL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SİLEMBOL

( [not] BASKETBALL vs./and/but/||/<>/> SLAMBALL
SLAMBALL instead of BASKETBALL )


- BASKILAYICI TUTUM ile/değil/yerine SINIRLAYICI TUTUM


- BASKIN/HAKİM GEN ile/ve/<> SAKLI GEN

( Kişinin geni olduğu gibi, dünyanın da geni, insandır. )

( DOMINANT GENE vs./and/<> RECESSIVE GENE )


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> SON


- BAŞLANGIÇ ile/ve SÜREÇ(VETÎRE)

( ... İLE/VE Bir öncekini içeren, bir sonrakine yol açan gelişim. )

( Ancak başlangıçta sizin olan sonda da sizin olarak kalır. )

( Başlangıç ile son arasındaki fark ancak zihinde vardır. )

( Only what is your own at the start will remain your own in the end.
The difference between the beginning and the end lies only in the mind. )

( BEGINNING vs./and PROCESS )


- BAŞTAN ANLATMAK ile/yerine SORULURSA ANLATMAK

( EXPLAINING AT THE BEGINNING vs. EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS
EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS instead of EXPLAINING AT THE BEGINNING )


- BAŞTAN SONA, SONDAN BAŞA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLDAN SAĞA, SAĞDAN SOLA / YUKARIDAN AŞAĞI, AŞAĞIDAN YUKARI


- BASTIR(IL)MAK ile SİNDİR(İL)MEK

( TO (GET) SURPASS vs. TO (GET) CROUCH DOWN )


- BATKI, DÜŞ KIRIKLIĞI/HÜSRAN[Ar.] ile SUKÛT-U HAYAL


- BATKI/HÜSRAN[Ar.] ile/değil/yerine ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK


- BATKI/SİTEM[Fars.] ile YAKINMA/SERZENİŞ[Fars.]


- BAYİ değil/yerine/= SATÇI


- BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]

( Bir ulusun, belirli bir topluluğun ya da bir örgütün simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş. | Öncü. | Simge. İLE/VE/||/<>/< Bayrak. | Çoğunlukla askeri birliklere verilen, yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak. | Osmanlı yönetim örgütünde, illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık. | Gemilerin sağ yanı. )

( Vatanı simgeler. İLE/VE/||/<>/< Dili(mizi) simgeler. )

( Simgelerin işlevi, anlamı ve değeri çok büyüktür. Bayrak ve Sancak gibi.

Bayrağımız, toprağımızı, vatanımızı ve özgürlüğü simgeler! Sancağımız ise o topraklardaki varlığımızın/birliğimizin göstergesi olan dilimizi!

Bayrak düşerse vatan kaybedilmiş sayılmaz ama Sancak düşmüşse herşey kaybedilmiş demektir! )

( )

( RÂYET/ALEM )


- BAYRAM:
SEVİNDİĞİN KADAR ile/ve/değil/||/<>/< SEVİNDİRDİĞİN KADAR


- BAZA ile SOMYA[Fr. < Yun.]

( ... İLE Şilteyi taşımaya ve ona esneklik vermeye yarayan, yaylarla donatılmış kerevet. )


- BAZI "YEL"LERİN, ...:
KAVURMADIĞI GÜL ile/ve/||/<> SAVURMADIĞI KÜL
BIRAKMAMASI


- BAZI BÖCEK TAKIMLARI'NDA:
ANOPLURA ile COLEOPTERA ile DERMAPTERA ile DIPTERA ile HEMIPTERA ile HYMENOPTERA ile ISOPTERA ile LEPIDOPTERA ile ODONATA ile ORTHOPTERA ile SIPHONAPTERA ile TRICHOPTERA

( Kanatsız dış parazitlerdir. Ağız parçaları emici tiptedir. Küçük, yassılaşmış gövdeleri vardır. Gözler indirgenmiştir. Bacakların tarsus bölümleri, deriye tutunmak için tırnak şeklindedir. Yarı-başkalaşım geçirirler. Konağa özgü parazitlerdir. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti kalın ve derimsi, bir çifti zarsı]. Zırh şeklinde dış iskeletleri vardır. Ağız parçaları ısırıcı ve çiğneyicidir. Tam başkalaşım görülür. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti derimsi, bir çifti zarsı] ya da kanatsızlardır. Ağız parçaları ısırıcı tiptedir. Gövdenin arkasında kıskaç şeklinde uzantılar vardır. Yarı-başkalaşım görülür. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti kısmen derimsi, bir çifti zarsı]. Ağız parçaları delici ya da emici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. İLE Zarsı iki çift kanatları vardır. Baş hareketlidir. Ağız parçaları çiğneyici ya da emicidir. Dişillerin arkasında zehir iğnesi vardır. Tam başkalaşım vardır. Birçoğu sosyal yaşam sürer. İLE İki çift zarsı kanatları vardır [bazı evreleri kanatsız]. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. Oldukça sosyal hayvanlardır. İLE Küçük pullarla kaplı iki çift kanatları vardır. Dil şeklinde olan uzun ve kıvrık ağız parçası emici tiptedir. Tam başkalaşım görülür. İLE İki çift zarsı kanatları vardır. Ağız parçaları çiğneyici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. İLE İki çift kanatları vardır [bir çifti derimsi, bir çifti zarsı]. Ağız parçaları ısırıcı ve çiğneyici tiptedir. Yarı-başkalaşım görülür. İLE Gövde yanlardan basık ve kanatsızdır. Erginleri, kuşlardan ve memelilerden kan emerler. Ağız parçaları delici ve emici tiptedir. Bacakları sıçrayıcı tiptedir. Tam başkalaşım görülür. İLE İki çift, kıllı kanatları vardır. Ağız parçaları çiğneyici ya da yalayıcı tiptedir. Tam başkalaşım görülür. Sucul larvaları ipek ağ örerler ya da ipekle kum, çakıl ve odun parçalarını birleştirerek evcik inşa ederler. )

( Bit. İLE Kıt kanatlılar. İLE Kulağa kaçanlar. İLE Sinekler, sivrisinekler. İLE Gerçek tahtakurusu, kati tahtakurusu. İLE Karıncalar, arılar, eşekarıları. İLE Beyaz karıncalar. İLE Kelebekler, güveler. İLE Kızböcekleri, Teyyare böcekleri. İLE Cırcırlar, Çekirgeler, Peygamberdeveleri. İLE Pireler. İLE Evcikli böcekler. )

( Yaklaşık Tür Sayıları: 2.400 ile 500.000 ile 1.000 ile 120.000 ile 55.000 ile 100.000 ile 2.000 ile 140.000 ile 5.000 ile 30.000 ile 2.000 ile 7.000 )

( Amazonlar'da, 200.000'in üzeri çeşit, böcek bulunmaktadır. )

( ABC Adaları Mercan kayalıklarında, 800 balık türü, 8000 kabuklu ve omurgasız türü bulunmaktadır. )

( Böcekler Belgeseli )


- BAZI SEBZELER:
TARLADA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SAKSIDA

( saksıda yetiştirebileceğiniz bazı sebzeler )


- BEBEK/LİK EVRELERİ/NDE:
OTİSTİK ile/ve/> SİMBİYOTİK ile/ve/> AYRIŞMA VE BİREYLEŞME

( 0-2 ay. İLE/VE/> 2-5 ay. İLE/VE/> 6-30 ay. İLE/VE/> 30 ay sonrası. )

( [bkz.] Margaret Mahler )

( NORMAL AUTISTIC PHASE vs./and/> NORMAL SYMBIOTIC PHASE vs./and/> SEPERATION-INDIVIDUATION PHASE )


- BEÇ[Macarca < BÉCS] TAVUĞU ile DAĞ TAVUĞU ile ORMAN TAVUĞU ile SUDAN TAVUĞU

( ile ... ile ... ile ... )

( Anavatanı, Afrika'dır. Boyları, 40 – 71 cm. ve ağırlıkları 700 - 1600 gram arasında değişir. İLE ... İLE ... İLE ... )

( Osmanlılar döneminde, Viyana'dan getirildiğinden dolayı Viyana tavuğu anlamına gelen "Beç Tavuğu" denilmiştir. "Beç", Osmanlı Türkçesi'nde, Viyana'nın adı olup Türkçe'ye, Macarca Bécs adından geçmiştir. İLE ... İLE ... İLE ... )

( NUMIDA MELEAGRIS cum ... cum ... cum ... )


- BECERMEK ile SAĞLAMAK


- BEDÎİYYÂT/ESTETİK ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< SANAT FELSEFESİ


- BEĞEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SARIL

( Facebook'ta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< www.Good4Trust.org 'da. )


- BEĞENİ ile SAĞBEĞENİ

( ... İLE Güzeli, çirkinden ayırt edebilme yetisinin en yükseği. )


- BEĞENMEK ile/ve/<> SEVMEK

( TO LIKE vs./and/<> TO LOVE )


- BEİS[Ar. < BE'S]/MAHZUR[Ar.] değil/yerine/= SAKINCA/DOKUNCA


- BEJ[Fr. < BEIGE] = SARIYA ÇALAN KAHVERENGİ


- BEKLEME:
GEVŞEK ile/ve/||/<> SIKI ile/ve/||/<> SAF


- BEKLEMEK ve/> SORGULAMA


- BEKLENİLEN ile/ve/değil/yerine SONUÇ


- BEKLENMEDİK ile/ve/<> SIRADIŞI


- BEKLENTİYE YANIT ARAMAK ile/yerine (SADECE ANLAMAK İÇİN) SORU SORMAK

( Yeter ki, soru sormasını bil! Taşlar bile seninle konuşur. )

( TO SEARCH FOR EXPECTATION vs. TO ASK [JUST TO UNDERSTAND]
TO ASK [JUST TO UNDERSTAND] instead of TO SEARCH FOR EXPECTATION )


- BELAGAT/RETORİK değil/yerine/= SÖZDEM


- BELEDİYE ile/||/<> İHTİSAB ile/||/<> ŞEHR EMİNİ

( ... İLE/||/<> Osmanlı döneminde belediyenin işlevini yerine getiren yönetim birimi. İLE/||/<> Belediye başkanı. )


- BELIEF vs./and SUBMISSION

( İNANÇ ile/ve TESLİMİYET )


- BELİRGİN/LİK ile/ve SABİT/LİK

( CLARITY vs./and CONSTANCY )


- BELİRGİN/LİK ile/ve SÜREKLİ/LİK

( CLARITY vs./and CONTINUITY )


- BELİRLEME ile/ve SINIRLAMA

( DESIGNATION vs./and LIMITING )


- BELİRLEME ile/ve/>/<> SONSUZ DEĞİLLEME

( TO DETERMINE vs./and/>/<> INFINITE NEGATION )


- BELİRLEMEK/BELİRLEYİCİ ile SONSAL SINIFLAMA / SONSALLIK / KATEGORİZASYON

( DESIGNATION vs. CATEGORIZE )


- BELİRLENMİŞLİK ile/ve SEÇİLMİŞ/LİK

( DETERMINED vs./and SELECTED/NESS )


- BELİRLENMİŞLİK ile/ve/||/<> SONSUZLUĞUN OLANAKSIZLIĞI


- BELİRLİ BİR YERDELİK ile/ve/||/<>/> SIRALILIK


- BELİRLİ BİR:
SÜREYLE ile/ve/||/<>/>/< SIRAYLA


- BELİRSİZ ile/ve/||/<>/> SONSUZ ile/ve/||/<>/> TEK

( Tek aynada. İLE/VE/||/<>/> Karşılıklı aynanın arasında. İLE/VE/||/<>/> Birbirine bakan üç aynanın[üçgen içinde] ortasında. )


- BELKİ OLABİLİR" değil [sadece] "BELKİ" ya da "OLABİLİR"

( Hem "belki", hem de olasılık yanyana ifade edilmez. Olasılık, "belki"yi kapsar! )


- BELKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANIRIM


- BELLEK YİTİMİ ile DUYUM YİTİMİ ile ACI YİTİMİ ile SÖZ YİTİMİ ile HAREKETLERDEKİ DÜZENSİZLİK

( ZIYÂ-İ HÂFIZA ile ZIYÂ-İ HİSS ile ZIYÂ-İ ELEM ile ZIYÂ-İ KELÂM ile ZIYÂ-İ İNTİZÂM )

( AMNÉSIE avec ANESTHÉSIE avec ANALGÉSIE avec APHASIE avec ATAXIE )


- BELLEK:
GEÇMİŞ ve/||/<>/> ŞU AN ve/||/<>/> GELECEĞİ (BELİRLER)


- BELLEK:
SEMANTİK ile/ve/||/<> EPİZODİK

( Olgusal. İLE/VE/||/<> Özgeçmişe dayalı. )


- BELLEMEK ile/yerine SORGULAMAK/DÜŞÜNMEK

( Sormaz ki bilsin, sorsa bilir; bilmez ki sorsun, bilse sorar. )

( TO MEMORIZE vs. INTERROGATE/TO THINK
INTERROGATE/TO THINK instead of TO MEMORIZE )


- BEN İSTEDİM DİYE değil SEN İSTER İSEN


- BEN/SEN ile/ve/değil/yerine/||/=/<>/< ZEN

( [bir şey] Yaptığımızda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/=/<>/< Yapmadığımızda/yapmayabildiğimizde[yapmamayı yeğleyebilmemizde)]. )


- BEN ile/ve/<> SEN

( Varlığım sensin, bilincin ben-im. )

( ME vs./and/<> YOU )


- BEN ile/ve SEN


- BENCE/BANA GÖRE/BENİM İÇİN değil/yerine SANIRIM


- BENCİL/LİK ile/ve/> SAHTEKÂR/LIK


- BENCİL/LİK ile/ve/> SORUMSUZ/LUK


- BENDE YOK, SENDE DE OLMASIN ile/değil/yerine SENDE VAR, BENDE DE OLSUN


- BENİMSEMEK ile "SAHİP ÇIKMAK"


- BENİMSEMEK ile/ve/<> SAVUNMAK


- BENLİK:
EMİR ALTINDA ile/ve/> SORGULAYAN ile/ve/> SEZGİSEL ile/ve/> BEKLENTİSİZ ile/ve/>
RIZÂ SAHİBİ ile/ve/> RÂZI OLUNAN ile/ve/> SAFLAŞMIŞ


- BENLİK:
GERÇEK ile/ve/||/<>/> İMGESEL ile/ve/||/<>/> SİMGESEL


- BERE ile ŞAPKA


- BEREKET ile/ve SIR


- BEREKET ile/ve ŞÜKÜR

( BEREKÂT[< BEREKET]: Bolluklar, hayırlar. | Meymenetleri saâdetler, mutluluklar, hayırlar. )

( Geleneğin, içsel etkiyle verilmesi ve içselleştirilmesi.İLE/VE ... )


- BERKİMEK ile/ve/||/<> SAĞLAMLAŞMAK, PEKİŞMEK, GÜÇ KAZANMAK


- BEŞ İNCELİK/LETÂİF-İ HAMSE[Ar.]:
KALB ile/ve/||/<>/> RUH ile/ve/||/<>/> SIR ile/ve/||/<>/> HAFÎ ile/ve/||/<>/> AHFÂ


- BESİDOKU, ENDOSPERMA = SÜVEYDÂ = ENDOSPERME


- BESİNLER:
KIRMIZI ve/||/<> SARI ve/||/<> YEŞİL ve/||/<> MOR

( Sağlıklı bir kalp için. VE/||/<> Eklemler için. VE/||/<> Saflaşmak ve arınmak için. VE/||/<> Daha uzun yaşam için. )

( For healthy heart. AND/||/<> For joints. AND/||/<> To purify and detox. AND/||/<> For a longer life. )

( FOODS: RED and/||/<> YELLOW and/||/<> GREEN and/||/<> PURPLE )


- BESLE(N)ME ile/ve/||/<>/> SESLE(N)ME


- BESLENEN = SÖNÜMSÜZ

( Genliği hiçbir zaman sıfıra yaklaşmayan, her devirde beslenen salınım hareketi. )


- BESLENME ve/> SESLENME

( Ancak, hem zihinsel, hem fiziksel olanakları karşılanan kişi bir şey söylemeye, seslenmeye, hakkını aramaya olanak(güç/fırsat) bulur. )


- BESLENMEDE, ...:
YEŞİL ve/||/<> SARI ve/||/<> TURUNCU ve/||/<> KIRMIZI ve/||/<> MOR

( Zehir atıcı. VE/||/<> Güzellik. VE/||/<> Kanserden koruyucu. VE/||/<> Kemik sağlığı. VE/||/<> Uzun yaşam. )

( )


- BESMELE ile/ve/<> HAMDELE ile/ve/<> SALVELE


- BESTE ile/ve/değil/||/<>/< SÖZ


- BETİK/KİTAP ile SUPARA[Fars. SÎ+PÂRE]

( ... İLE Osmanlı Devleti'nde, okul kitaplarının genel adı. )


- BEYAN ile SAVUNMA


- BEYÂN ile/ve/<> ŞEHÂDET


- BEYAZ (TÜYLÜ) KUĞU ile/ve SİYAH (TÜYLÜ) KUĞU

( ... İLE Bilim Tarihi'ni altüst eden ve Karl Raimund Popper'ın tespitiyle, bilimselliğin "Doğrulanabilirlik İlkesi" ile değil "Yanlışlanabilirlik İlkesi" ile sağlam zemine oturmasına vesile olan ve örnek olarak kullanılan siyah kuğu. )

( Siyah Kuğu | Siyah ve Beyaz Kuğu )


- BEYAZ KARE FİLİ ile SİYAH KARE FİLİ


- BEYAZ KARE ile SİYAH KARE


- BEYAZ NİLÜFER ile/ve SARI NİLÜFER


- BEYAZ PAPATYA ile SARI PAPATYA


- BEYİN ANEVRİZMASI ile/||/<> SUBARAKNOİD KANAMA

( Beyin damarlarının zayıf bir noktasında balonlaşma. İLE/||/<> Beyin yüzeyindeki damarların yırtılması sonucu beyin zarları arasında kanama. )


- BEYİT ile/ve ŞAH BEYİT/BEYTÜ'L GAZEL

( ... İLE/VE Gazelin, en güzel beyiti. )


- BEYNİN/ZİHNİN GELİŞİMİNDE:
SAĞ YARIMKÜRE ve/||/<>/> SOL YARIMKÜRE (ÖZELLİKLERİ)

( İlk iki yılda. VE/||/<>/> İkinci iki yılda. )


- BEYZİ/OVAL değil/yerine/= SÖBE


- BEZ ile SALAŞPUR[Hindistan'daki Şalpur kentinin adından]

( ... İLE Seyrek dokunmuş, astarlık, ince bez. )


- BEZ ile SOĞUK BEZ

( ... İLE Keten ipliğinden yapılmış, tülbende benzeyen bir tür ince, seyrek bez. )


- BEZL değil/yerine/= SAÇMAK, DAĞITMAK


- BEZLERDE:
EKRİN ile/ve/||/<> HOLOKRİN ile/ve/||/<> APOKRİN ile/ve/||/<> SERÖMÜKÖZ ile/ve/||/<> MÜKÖZ ile/ve/||/<> SERÖZ


- BHEL = ŞİŞME, KABARMA


- BİBERDE:
ÇARLİSTON ile ACI ÇARLİSTON ile İNCE SİVRİ ile KALIN SİVRİ ile KIL SİVRİ ile KILÇIK SİVRİ ile DOLMA ile KAPYA ile ÜÇBURUN ile KIRMIZI ŞİLİ ile YEŞİL ŞİLİ ile MACAR ÇARLİ ile MACAR DOLMA ile JELAPENO ile KAMPARİ ile SARI KALİFORNİYA ile KIRMIZI KALİFORNİYA ile CİN


- BIÇAK ile/ve/||/<> BİTKİ ile/ve/||/<> SÖZ

( Hem olumlu, hem de olumsuz yönde kullanılabilir. )


- BİÇİM = SÛRET = FORM[İng.] = FORME[Fr.] = FORM[Alm.] = FORMA[Lat.] = MORPHE, EIDOS[Yun.] = FORMA[İsp.]


- BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR

( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )


- BİD'AT değil/yerine/= SONRADAN MEYDANA ÇIKAN | PEYGAMBER ZAMANINDAN SONRA DİNDE MEYDANA ÇIKAN


- BİDÂYET ve SONRASI

( Kelime-i Tevhid ile. VE Fatiha-i Şerîfe ile. )


- BİGUDİ değil/yerine/= SARMAÇ


- BIKKIN/LIK ile/ve SIKKIN/LIK


- BIKMAK/USANMAK ile/ve SIKILMAK

( GINA ile/ve ... )

( TO BE FED UP vs./and TO BE/GET BORED )


- BİL BAKALIM ...:
BEN KİMİM? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEN KİMSİN?


- BİLÂHARE[Ar.]["BİLÂHERE" değil!] değil/yerine/= SONRADAN/DAHA SONRA/SONRALARI


- BİLDİĞİN GİBİ ve/||/<> SEVDİĞİN GİBİ ve/||/<>
DİLEDİĞİN GİBİ
... OLSUN!:

( AS ...:
YOU WISH and/||/<> YOU LIKE and/||/<> YOU WISH )


- BİLFARZ/MİSAL/MESELÂ[Ar.]/ÖRNEĞİN/YANİ ile/değil/yerine SÖZGELİMİ/SÖZGELİŞİ


- BİLGELİK ve/<> SANAT

( Sıradan insanı, "etik insan"a dönüştürür. VE/<> Sıradan insanı, "estetik insan"a dönüştürür. )


- BİLGELİK ve/||/<> SEVGİ

( Hiçbir şey(liğ)i gördüğümüzde deneyimlenilen. VE/||/<> Herşey olduğumuzu gördüğümüzde deneyimlenilen. )

( Yaşam(ımımız), bu ikisi arasında akar/akmalı! )


- BİLGİ ile/ve SEÇENEK

( KNOWLEDGE vs./and ALTERNATIVE )


- BİLGİ ile/ve/> SEÇİM

( INFORMATION vs./and/> CHOICE )


- BİLGİ ve/<> SEVGİ


- BİLGİ ve/||/<> SEVGİ ve/||/<> ŞEFKÂT ve/||/<> MERHAMET


- BİLGİ ve/> SEVGİ ve/> VERGİ

( Bilmeyen sevemez. )

( KNOWLEDGE and/> LOVE and/> DUTY
Whom cannot love if does not know. )


- BİLGİ ile/ve/değil/||/<>/>< SÖYLENTİ


- BİLGİLİ/LİK ile/ve/||/<>/> SOĞUKKANLI/LIK


- BİLGİLİK/ANSİKLOPEDİ[Yun.] ile SÖZLÜK


- BİLGİNİN:
BAŞLANGICI ile/değil/yerine SÜRECİ

( Uzmanlaştığını ve doruğa çıktığını sanmak. İLE/DEĞİL/YERİNE İşin başında olduğuna inanır. )


- BİLGİYE ERİŞİM:
GÖZLEM ve/+/||/<>/>/< SEZGİ ve/+/||/<>/>/< FARKINDALIK


- BİLİM:
EKLEMLİ ile/ve/değil/<> SIÇRAMALI


- BİLİM/İLİM ile SİYASET

( İlim artıran, dert artırır. )

( İlmin en yükseği, aczini ve özrünü bilmektir. )


- BİLİM ile/ve SU

( Bilim, Su ile simgelendirilmiştir. )


- BİLİM = İLİM = SCIENCE[İng., Fr.] = WISSENSCHAFT[Alm.] = SCIENZA[İt.] = CIENCIA[İsp.]


- BİLİM ve/<> SANAT

( Nesneler için. VE/<> İnsan için. )

( Bir kuşun, iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar, uçar ve özgür olur. Uçamayanlar ise "tavuk" olur... "Tavuk toplum", önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz. )

( Bilim/ilim olmaksızın, sanat, bir hiçtir!
[Lat.][Ars sine scienta nihil est!] )


- BİLİM ile/ve/<> SANAT (VE HAYAL ETME (YETİSİ)[MUHAYYİLE])

( Olanı kavramak. İLE/VE/<> "Olmayanı" getirmek. )


- BİLİM ile/ve/||/<> SANAT ile/ve/||/<> FELSEFE

( İnsan olmayan her şeyden söz eder. İLE/VE/||/<> İnsanı anlatır. İLE/VE/||/<> Kişinin varoluşunu anlatır. )

( Varolan. İLE/VE/||/<> Var olması gereken. İLE/VE/||/<> Hayal ettiğini/n gerçekleştir(il)me(si). )

( Herhangi bir işi: Bilimsellikle başlat, sanatsallıkla destekle, felsefeyle tamamla! )

( Sanatın özü, içsel bir deneyimi iletebilmek için dış formları kullanmaktır. )

( Sanatı olmayan millet, her zaman dilencidir. )

( Sanat: Mekânı/zamanı iyi kullanmak. | Görüp göstermek. )

( Birleştirmek/birlikte tutmak gerekiyor. )

( MİFTÂHÜ'S-SAÂDE ve MİSBÂHÜ'S-SİYÂDE )

( FELSEFE: Aklı kullanma sanatı. )

( The essence of art is to use the outer form to convey an inner experience. )

( Sanat, dekoltedir. )

( Sanatın yolu, sanattır. )

( SANAT: Ben'in, yaratıcı gücünü keşfetmek. )

( Sanat, bir şeyi, başka bir şey olarak görme çabasıdır. | Başka bir şey olma olanağı tanımaktır. )

( Felsefe, kimsenin, itibar edip etmemesine, itibar etmeyendir/etmemektir. )

( Felsefe, olan ile olması gereken arasındaki kavramsal düzendir. )

( Felsefe, düşüncenin merdiveni ve mirâcıdır. )

( Felsefe, ekinin/kültürün bilincine varmaktır. )

( ya, ya da[0 / I] İLE/VE/||/<> hem, hem de İLE/VE/||/<> hem, hem de | ne, ne de )

( "Öğrenilmiş sanat" olmaz! )

( Felsefenin en büyük özelliği, hakikat dışındaki herşeyden uzak tutabilmesidir. )

( Felsefe, üçlülük üzerinedir/üzerindendir. )

( Felsefe, mantık bilimidir. )

( FELSEFE = MUHABBET'ÜL/İSÂR'ÜL HİKMET )

( BİLİM~FELSEFE~SANAT )

( PHILO SOPHOS:
BİLGELİĞİ SEVMEK değil TANRI'YI SEVMEK )

( Her şeyi kaybetmiş sayılmayız. Her şeyi gösteren müziğimizi/sanatımızı kaybetmediğimiz sürece... )

( Verinin/bilinin/bilginin iyileşmesi/iyileştirilmesi/geliştirilmesi. İLE/VE/||/<> Zekânın iyileşmesi/iyileştirilmesi/geliştirilmesi. İLE/VE/||/<> Aklın iyileşmesi/iyileştirilmesi/geliştirilmesi. )

( SCIENCE vs./and/||/<> PHILOSOPHY vs./and/||/<> ART )


- BİLİM ile/ve SEVGİ


- BİLİM ve/||/<> ŞİİR

( Aklın şiiri. VE/||/<> Kalbin bilimi. )


- BİLİM ile/ve/||/<> SÖZDE BİLİM ile/ve/||/<> BİLİM OLMAYAN


- BİLİMDEN/İLİMDEN YARARLANANLAR:
SORAN ile/ve/||/<> YANITLAYAN ile/ve/||/<> DİNLEYEN ile/ve/||/<> SEVGİSİ/İLGİSİ OLAN


- BİLİMSEL DEĞER:
KONUSUYLA ile/değil SORUSUYLA


- BİLİMSEL TUTUM/DURUŞ ve/||/<> FELSEFÎ ANLAYIŞ ve/||/<> SANATSAL/ESTETİK DUYARLILIK ve/||/<> HAREKETLİ(SPORCUL) YAŞAM

( Hayret. VE/||/<> Hayranlık. VE/||/<> Aşk. VE/||/<> Coşku. )


- BİLİMSEL/LİK YANINDA/KARŞISINDA:
[ne] SALTANAT ne de SANAT


- BİLİMTEY'DE:
SANATÇI YETİŞTİRMEK ve/||/<>/< SANATÇININ DEĞERİNİ BİLMEK


- BİLİNÇ/ŞUUR ve/||/<>/>/< SORUMLULUK


- BİLİNÇ ile/ve/<> SEZGİ

( Bilinç-ötesi bir hal vardır fakat bu bilinçsizlik hali değildir. )

( Bilinç ötesinde deneyim olamaz. )

( Kendinizi içinde her şeyin olduğu ve oluştuğu bilinç okyanusu olarak idrak edin. )

( Kişi durumun doğasını sezmeli ve kendini ona göre ayarlamalıdır. )

( SEZGİ: Aklın çalışma hızının artması. )

( CONSCIOUSNESS vs./and/<> INTUITION
There is a state beyond consciousness, which is not unconscious.
There can be no experience beyond consciousness.
Realise yourself as the ocean of consciousness in which all happens. )

( ... ile/ve/<> NOESIS )

( ... ile/ve/<> ZHIJUE )


- BİLİNÇ ve/=/:/||/<>/>/< ŞU ANDA VE BURADA


- BİLİNÇ = ŞUUR = CONSCIOUSNESS[İng.] = CONSCIENCE[Fr.] = BEWUSSTSEIN[Alm.] = CONSCIENTIA[Lat.] = SYNEIDESIS[Yun.] = CONCIENCIA[İsp.]


- BİLİNEMEYEN ile/ve/değil SÖYLENİLEMEYEN

( [not] AGNOSTIC vs./and/but NOT ABLE TO BE EXPRESSED )


- BİLİP DE:
SUSMAK ile SAKLAMAK


- BİLME ile/= EYLEME ile/= SEYİR(TEMÂŞÂ)

( Tanrı'yı seyir = İrfan; - Evren'i seyir = Estetik )


- BİLMEK/TANIMAK ve/<> SEVMEK

( TO KNOW and/<> TO LOVE )


- BİLMEK ile/ve/> BULMAK ile/ve/> SUSMAK

( Çabuk iyileşmek istiyorsan ağzını kapalı tut! )

( Bilinmeden bulunmaz, bulduktan sonraki biliş de apayrıdır. )

( Kişi, ne kadar bilirse bilsin, bilmediği çok şey vardır. )


- BİLMEK ile/ve/<> SEVGİ

( Hakkında ne kadar çok bilirsen o kadar çok seversin. )


- BİLMEK ve/> SEVMEK ve/> VERMEK ve/> BULMAK

( İlmimizce bilinir, ikramımızca ihsan görür, sevdiğimizce seviliriz. )


- BİLMEK ve/> SEVMEK ve/> VERMEK ve/> BULMAK

( Ne kadar geç verirse o kadar çok verir. )


- BİLMEK ile/ve/<> SEZMEK

( TO KNOW vs./and/<> TO SENSE )


- BİNDİM yerine SÜVÂR OLDUM


- BİPOLAR BOZUKLUK ile/||/<> ŞİZOFRENİ

( Duygu durumunda aşırı dalgalanmalar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. İLE/||/<> Gerçeklikten kopma, halüsinasyonlar ve sanrılar ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- BİR OLAY/DURUM:
ÖNCESİNDEKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM ile/değil/yerine SONRASINDAKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM


- BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAK DA OLUR ve/||/<> SÖYLEMESEK DE OLUR

( Yapmayalım! VE/||/<> Söylemeyelim! )


- BİR ŞEYİN, ...:
[ne] SADECE BAŞINA ne de SADECE SONUNA İNAN


- BİR'DEN/BİRDEN DOĞMA ve ŞEKK'SİZ-ŞÜPHESİZLİK


- BİR ile/ve/||/<>/> BİN ile/ve/||/<>/> MİLYON ile/ve/||/<>/> MİLYAR ile/ve/||/<>/> TRİLYON ile/ve/||/<>/> KATRİLYON ile/ve/||/<>/> KENTİLYON ile/ve/||/<>/> SEKSTİLYON ile/ve/||/<>/> SEPTİLYON ile/ve/||/<>/> OKTİLYON ile/ve/||/<>/> NONTİLYON

( ... ile~> 3 ile~> 6 ile~> 9 ile~> 12 ile~> 15 ile~> 18 ile~> 21 ile~> 24 ile~> 27 ile~> 30 [0/Sıfır] )


- BİR ile SADECE

( UNIQUE vs. ONLY )


- BIRAKMAK ile/ve "SALMAK"


- BIRAKMAK ile SALMAK

( TO RELINQUISH vs. TO LET GO )


- BİREŞİM/TEVHİD ve/||/<>/> SEVDİĞİNİ ÖZLEMEK


- BİRİKTİRMEK ile SAKLAMAK

( TO SAVE UP vs. TO PRESERVE )


- BİRİNE:
UZUN UZUN BAKMAK ile SIK SIK BAKMAK

( Belirli/kısa bir süreden sonrası rahatsız edicidir. İLE Rahatsız etmeyecek kadar/biçimde, belirli aralıklarla takipte olmak. )


- BİRİNİN:
"EŞİ/SEVGİLİSİ/DOSTU/ARKADAŞI/KARDEŞİ VS." OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< (SADECE VE YETERİNCE) SEVİYOR(/SEVGİNİ GÖSTERİYOR/YAŞIYOR/YAŞATIYOR) OLMAK

( [ne yazık ki] "Yetersiz" gelebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herşey için yeterlidir. )


- BİRLİK ile/ve/<> SINIR/HADD/DEN

( UNITY vs./and/<> LIMIT )


- BİRLİK ile/ve SÜREKLİLİK

( UNITY vs./and CONTINUITY )


- BİRR[Ar.] ile SADAKA[Ar.]


- BİRR[Ar.] ile SILA[Ar.]


- BİSİKLET ve/<> SAĞLIK


- BİSİKLET ve/<> SANAT


- BİSİKLET ve/<> SAYGI


- BİSİKLET ve/<> SEVGİ


- BİSİKLET ile/ve/değil/<> SİKLO

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Vietnam'da, bisikletten yapılma çek-çekler. )


- BİSİKLET ve/<> SÖRF


- BİSİKLET ve/<>/= SPOR


- BİSİKLET ve/<> SÜREKLİLİK


- BİSİKLET ve/<> SÜS


- BİSİKLETİ:
HIZLI KULLANIM değil/yerine SAKİN/YAVAŞ KULLANIM


- BİSİKLETTE:
EVRİM ile/ve/değil/<> SÜREÇ

( Bisikletin sürecini izlemek için burayı tıklayınız... )


- BİT ile/ve/değil SİRKE

( ... İLE/VE/DEĞİL Bit yumurtası. )


- BİT ile SU BİTİ/PİRESİ


- BİTİRMEK ile SONLANDIRMAK

( TO FINISH vs. TO BRING TO END )


- BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK ile SOYU TÜKENMEKTE OLAN TÜRLER

( Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. İLE Doğada doğal yaşam alanlarında var oluşunu sürdürebilecek kadar az sayıda kalan ve yakın gelecekte yok olma riski altında olan türleri tanımlar. )


- BİYOMİMETİK KİMYA ile/||/<> SENTETİK KİMYA

( Doğadaki biyolojik süreçleri taklit eden kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Laboratuvar ortamında yapay olarak oluşturulan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )


- BİYOMÜHENDİSLİK ile SENTETİK BİYOLOJİ

( Canlı düzenleri ve biyolojik molekülleri mühendislik ilkelerini kullanarak tasarlama ve modifiye etme bilimi. İLE Yeni biyolojik düzenler ve işlevler yaratmak için doğal ve yapay bileşenleri birleştiren bir alt dal. )


- BİZİ/SENİ İSTEMEYENE:
SABIR GÖSTERME! ile/ve/||/<> FEDÂKÂRLIK GÖSTERME! ile/ve/||/<> SEVGİ/ANLAYIŞ GÖSTERME!

( Adı, "yüzsüzlük" olur. İLE/VE/||/<> Adı, "eziklik" olur. İLE/VE/||/<> Adı, "kişiliksizlik" olur. )


- BLUZ[Fr. BLOUSE] ile ŞÖMİZYE[Fr. CHEMISIER]

( Gövdenin üst bölümüne giyilen, genellikle ince kumaştan yapılan ya da iplikten örülen kadın giysisi. İLE Yakası erkek gömleğini andıran, uzun kollu, manşetli kadın bluzu. )


- BÖBREK TAŞI ile/||/<> SAFRA TAŞI

( Böbreklerde mineral ve tuz birikimi ile oluşan sert kitleler. İLE/||/<> Safra kesesinde kolesterol ya da bilirubin birikimi ile oluşan sert kitleler. )


- BOCALAMAK ile/ve SAÇMALAMAK


- BÖCEK ile SEPET YILDIZI BÖCEĞİ

( )


- BÖCEK ile SUBÖCEĞİ/HİDROFİL

( Kınkanatlılardan, küçük su birikintilerinde yaşayan, 18 milimetre uzunluğunda, kahverengi bir böcek. )

( ... cum HYDROPHILUS CARABOIDES )


- BÖCEK ile SUDA KOŞAN BÖCEĞİ


- BÖCEK ile SUİKASTÇI BÖCEK

( ... İLE İğnemsi gagaları vardır ve kendi boyundan uzun, antenleri vardır. )


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOĞUMLU GÖVDE = SÂK-I UCZÎ = TIGE NOUEUSE


- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR

( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )

( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )


- BÖLÜMLEME ile/ve SINIFLANDIRMA

( Nesneleri, ilişkilendirdiğimiz belirli amaçlara göre düzenleme. İLE/VE Nesnelerin, kendilerine özgü özellikleri üzerine kurulur. )

( CLASSIFICATION vs./and CATEGORIZATION )


- BOMBE değil/yerine/= ŞİŞKİNLİK/KABARIKLIK


- BORÇLU/LUK ile/ve SORUMLU/LUK


- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ


- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)

( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )


- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT


- BORU ile/değil/yerine/>< SORU


- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]


- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA


- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]

( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )


- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU


- BOYA ile SUBOYASI

( ... İLE Su ile eriyebilen ağaç boyası. )


- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE


- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI

( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )

( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )


- BOYUNCUK, STİLUS = İBRE = STYLE


- BOYUT ile/ve SOYUT

( DIMENSION vs./and ABSTRACT )

( PARİMANA ile/ve DHYANA, CH'AN[Çince], ZEN[Jap.] )


- BOZAYI ile SURİYE BOZAYISI


- BOZUK ile SORUNLU


- BOZULMA ile/değil SAPMA


- BRAHMANLAR ile/ve KŞATRİYALAR ile/ve VAYSYALAR ile/ve SUDRALAR ile/ve PARYALAR

( Brahma'nın ağzından yaratılmış rahipler sınıfı. İLE/VE Brahma'nın kolundan yaratılmış soylular ve savaşanlar sınıfı. Krallar, savaşçılar ve soylular. [Tenleri kırmızımsıdır.] İLE/VE Brahma'nın kalçasından yaratılmış çiftçi ve tüccar sınıfı. İLE/VE Brahma'nın kalçasından yaratılmış hizmetkâr ve işçi sınıfı. İLE/VE Bu dört sınıf dışında kalanlar. )


- BU ... ile ... (/BU ŞEY ile ŞEY)

( Betimleme/Tasvir/Tasavvur. İLE Kavram. )


- BU SEFER DE ... ile ŞİMDİ DE ...


- BU/ŞU:
"TABLO" ile "SAHNE"


- BU/ŞU/O NE/DİR? ile/ve BU/ŞU/O NE İŞE YARAR?

( Çocukların sorusu. İLE Yetişkinin sorusu. )

( "WHAT (IS) THIS?" vs./and "WHAT WORTH OF THIS?
Children's question. WTIH/AND Adult's question. )


- BU ile ŞU ile O

( THIS vs. THAT vs. IT )


- BUDİZM'DE/Kİ TARİKATLAR:
SARI ile/ve SİYAH ŞAPKALILAR ile/ve KIRMIZI GRUP ile/ve ŞAPKASIZLAR

( Dalay Lama'nın başkanlığındadır. İLE/VE Karmapalar yönetir. İLE/VE ... İLE/VE ... )


- BUHARA HALISI ve/<> SÜZANE KİLİMİ

( ... VE/<> Genç kızlar, çeyizleri için üç parça olarak kendileri hazırlamaktadır. )


- BUHARLAŞMA ile/<>/>< SIVINMA

( Sıvı durumdan, buhar ya da gaz durumuna geçmek. İLE/<>/>< Gaz ya da buhar durumundan, sıvı durumuna geçmek. )


- BÜHTAN ile SÛ-İ ZANN

( Zan bir kafese benzer, biz de bülbüle. O zan kafesi, bizi gül dalına kondurtmaz. )


- BÜLBÜL ile ŞEB-HÂN[Fars.]

( ... İLE Gece öten bir cins bülbül. )


- BÜLBÜL ile SÖĞÜT BÜLBÜLÜ


- BULBUS değil/yerine/= SOĞANCIK | OMURİLİK SOĞANI | YUMRU


- BULGUR ile SİYAZ BULGURU


- BULUT BİLİŞİM'DE(CLOUD COMPUTING):
IAAS ile/ve/+/<>/> PAAS ile/ve/+/<>/> SAAS

( Infrastructure as a service. İLE/VE/+/<>/> Platform as a service. İLE/VE/+/<>/> Software as a service. )


- BULUT ile SAÇAKBULUTU

( ... İLE İnce, tüy gibi, saçaklı görünüşü olan, buz parçalarından oluşmuş beyaz bulut. )

( ... cum SIRRUS )


- BUNALIM/BUNGUN ile/ve SIKINTI/LI

( DEPRESSION vs./and DISTRESS/BOREDOM )


- BURGULU KAZIK ile ÇAKMA KAZIK ile FORE KAZIK ile KUM KAZIK ile MİNİ KAZIK ile SÜRTÜNME/ADERANS KAZIĞI

( Ucundaki burgu aracılığıyla burularak yere sokulan kazık. İLE Bir şahmerdan ile başına vurularak yere çakılan, ucu çelik çarıklı kazık. İLE Zemine çakılan bir kılıf borusunun içindeki toprağı boşaltıp çelik donatı indirdikten sonra yerinde beton dökülerek yapılan kazık.[Beton döküldükçe, kılıf, yukarıya çekilir.] İLE Çok çürük zeminlerde, delinen zemine kum doldurarak yapılan bir çeşit kazık. İLE Geçici toprak işleri için kullanılan, çapı 25 cm. kadar olan ve yanyana çakılarak ya da açılan deliklere beton dökülerek uygulanan kısa boylu kazıklara verilen ad. İLE Sağlam zemine ulaşılması olanaksız durumlarda, beton dökülerek yapılan ve yanlarak sürtünerek duran kazık. )


- BURNU BÜYÜK/LÜK ile/değil/yerine SEÇKİN/LİK


- BURNUN AKMASI ile/ve/değil/yerine SÜMKÜRMEK

( MÜTEMAHHIT: Sümküren, temahhut eden. )


- BÜRÜNME ile/ve/||/<> SARINMA


- BÜŞRÂ, MÜJDE değil/yerine/= SEVİNÇLİ HABER


- BÜTÜNLÜK ile/ve/<> SÜREKLİLİK


- BÜTÜNSELLİK ile/ve/<> SEVGİ

( INTEGRITY vs./and/<> LOVE )


- BUYRUK/EMİR ile/ve/değil SINAV


- BÜYÜK ÇÖKÜŞ/LER ile/ve/<> !SAVAŞ


- BÜYÜK OKYANUS [KUZEY]:
DOĞU ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> KORE BOĞAZI ile/ve/||/<> SARI DENİZ ile/ve/||/<> KORE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JAPON DENİZİ ile/ve/||/<> LA PEROUSE BOĞAZI ile/ve/||/<> TERPENİYA BOĞAZI ile/ve/||/<> OHOTSK DENİZİ ile/ve/||/<> TTATAR BOĞAZI ile/ve/||/<> UDSKAYA KOYU ile/ve/||/<> ŞELİHOV KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PENJUNA KOYU ile/ve/||/<> KURİLSKİYE BOĞAZI ile/ve/||/<> BERING DENİZİ ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI ile/ve/||/<> ANADIR KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU


- BÜYÜK OKYANUSTA:
[AVUSTRALYA'DA]
TAZMANYA DENİZİ ile/ve/||/<> BASS BOĞAZI ile/ve/||/<> HALIFAX KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PRENSEN CHARLOTTE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PAPUA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CARPENTERIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MERCAN DENİZİ ile/ve/||/<> BISMARCK DENİZİ ile/ve/||/<> ARAFURA DENİZİ ile/ve/||/<> FLAMINGO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BANDA DENİZİ ile/ve/||/<> MOLUK BOĞAZI ile/ve/||/<> MAKASSAR BOĞAZI ile/ve/||/<> TİMOR DENİZİ ile/ve/||/<> JOSEPH BONAPART KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CLARENCE BOĞAZI ile/ve/||/<> FLORES DENİZİ ile/ve/||/<> JAVA DENİZİ ile/ve/||/<> SELEBES DENİZİ ile/ve/||/<> SULU DENİZİ ile/ve/||/<> BALABAC BOĞAZI ile/ve/||/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> TAYLAND KÖRFESİ ile/ve/||/<> VİETNAM KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİLİPİNLER DENİZİ ile/ve/||/<> LUZON BOĞAZI
ile/ve/||/<>
[G. AMERİKA'DA]
PENAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORCAVADO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GUAYAQUIL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> TETUANTEPEC KOYU
ile/ve/||/<>
[K. AMERİKA'DA]
KALİFORNİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KRALİÇE CHARLOTTE BOĞAZI ile/ve/||/<> HECATE BOĞAZI ile/ve/||/<> COOK KOYU ile/ve/||/<> SHELIKOF BOĞAZI ile/ve/||/<> BRISTOL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUSKOKWIM KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI


- BÜYÜK PATLAMA ve/||/<>/> SİMETRİ KIRILMASI ve/||/<>/> KÜTLE


- BÜYÜMEK ile SEMİRMEK (MEYVE VERME)

( TO GROW vs. TO GIVE FRUIT )


- BUZ ile/<> "SİYAH BUZ"

( Genellikle, kara fırtınası biter bitmez, yollar, asfaltın çıplak yüzüne kadar temizlenir. Bu temizlikten sonra, yollar, ıslakmış gibi görünür ama gerçekte, yol, "siyah buz" olarak adlandırılan ince bir buz tabakası ile kaplanmıştır. Siyah buz, her zaman görülemeyen, şeffaf ama çok kaygan bir buz tabakasıdır. )


- BUZ ile/ve SU

( Üzerine damga yapılmaz! İLE/VE Üzerine yazı yazılmaz! )


- BUZ ile/ve/<> SU ile/ve/<> BUHAR

( Sıfırın altında. İLE/VE/<> Sıfırın üstünde. İLE/VE/<> 100 °C'nin üstünde. )


- BUZUL DAĞLARI ile/değil SAYDAM BUZUL DAĞLARI

( ... İLE/DEĞİL En tehlikeli olan buzul dağları. [Eğer buzul içindeki su erir ve çatlaklar da tekrar donarsa saydam buzul oluyor.] [Titanik, saydam buzul dağlarından birine çarparak batmıştır.] )


- ÇADIR ile/ve SÂYE-BÂN[Fars.]

( ... İLE/VE Büyük çadır. | Gölgelik, tente, sayvan. )


- ÇAĞ ile/ve/değil/yerine SÜREÇ

( [not] AGE vs./and/but PROCESS
PROCESS instead of AGE )


- ÇAĞLAYAN ile SIZAK

( ... İLE Dağ sırtlarından, kayalardan sızan su. )


- CAGRATA-AVASTHA ile/ve SVAPNA-AVASTHA ile/ve SUŞUPTA-AVASTHA ile/ve TURİYA-AVASTHA

( Uyanık-lık/uyumama durumu. İLE/VE Uyku durumu. [rüya görerek] İLE/VE Uyku durumu. [rüyasız] İLE/VE Aşkın durum. )


- CAHİL/LİK ile/ve SARHOŞ/LUK


- CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.] ile HARÎK[Ar.]


- ÇALI ile SARIÇALI/KADINTUZLUĞU


- ÇALI ile SINCAN

( ... İLE Sakızlı, bir tür dikenli çalı. )

( ... cum ASTRAGALUS )


- ÇALINMASIN DİYE değil/yerine SAHİP ÇIKMAK ÜZERE


- ÇALIŞMA ile SALT ETKİN-LİK

( WORKING vs. PURE ACTIVITY/ACTIVE-NESS )


- ÇALIŞMAK/ÇALIŞAN ve/||/<>/> SESSİZ/LİK

( Çalışanın sesi çıkmaz. )


- ÇALIŞTIĞIN YERİ/İŞİ SEVMEK ile/ve/ya da/||/<> SEVDİĞİN YERDE/İŞTE ÇALIŞMAK

( Sevdiğin işi yaparsan, çalışmış sayılmazsın. )


- ÇALIŞTIRICI/ANTRENÖR SPORCU


- ÇALKALA(N)MAK ile/ve/<>/değil SALLA(N)MAK


- CAM | CAMDAN YAPILMIŞ değil/yerine/= SIRÇA


- ÇAM AĞACI/KÖKNAR ile/ve SÖĞÜT AĞACI ile/ve KAVAK AĞACI

( Sağlığı simgeler. İLE/VE ... İLE/VE ... )

( ... ile/ve BÎD ile/ve ... )

( FIR vs./and WILLOW vs./and POPLAR )

( ABIES cum/et SALIX cum/et POPULUS )


- CAM değil/yerine/= SIRÇA


- CAMİ ile/ve SARAY

( Rum mimarlar tarafından inşa edilmiştir. İLE/VE Ermeni mimarlar tarafından inşa edilmiştir. )


- ÇAMUR ile SALSÂL[Ar.]

( ... İLE Kumla karışık, ince çamur. | Lüleci çamuru. )


- ÇAMUR ile SERT ÇAMUR/KURUTKA


- ÇAMUR ile SULU ÇAMUR

( MUD/MIRE vs. OOZE )


- CAN = TİRİM = PSYCHY[İng.] = ÂME[Fr.] = ANIMA, VITA[Lat., İt.] = LEBENSHAUCH, DAS BELEBENDE[Alm.] = TO PNEUMA, HO ZÕN[Yun.] = ALMA[İsp.] = ZIEL[Fel.] = SJÆL, İLDSJÆL[Dan.] = DUH[Rus.]


- CANLILIK = TİRİGLİG = SERZENDEGÎ[Fars.] = el-HAYAVİYE/T[Ar.] = LIVELINESS[İng.] = VITALITÉ[Fr.] = VITALITAS[Lat.] = DIE BELEBUNG, DIE BELEBHEIT, DIE LEBENDIGKEIT, DAS LEBENDIGSEIN[Alm.] = HË EMPSÜKHË[Yun.] = VITALITA[İt.] = VIDALIDAD[İsp.] = LEVENDIGHEID[Fel.] = LIVLIGHED[Dan.] = JIVAYO SUŞŞESTVO[Rus.]


- ÇAPUT BAĞLAMA ile/ve/<> SALAMA

( ... İLE/VE/<> Sahalar'ın, çaput bağlamaya verdikleri ad. )


- ÇAR =/< SEZAR

( Rusça. =/< Latince. )

( Rus imparatorlarına ve Bulgar krallarına verilen san. =/< ... )


- ÇARESİZLİK ile/ve/değil/yerine/<> SABIR


- CARİ HESAP değil/yerine/= SÜREN SAYIŞ


- ÇARPICI ile/ve/değil/yerine/<> ŞAŞIRTICI


- ÇARPIKLIK ile SAPTIRMA


- ÇARPIŞMA ile/ve/||/<>/> ŞINGIRDAMA

( ... İLE/VE/||/<>/> Küçük şeylerin, bir yere çarpıp düşerken ya da birbirine değerken çınlama sesi çıkarması. )


- ÇARPITMAK ile SAPTIRMAK


- CÂRÛ/CÂRUB[Fars.] değil/yerine/= SÜPÜRGE


- ÇATI ile SUNDURMA/SONDURMA

( ... İLE Sundurma eylemi. | Yağmurdan, güneşten korunmak için yapılan ve arkası bir duvara verilen çatı. | Üstü kapalı balkon, evlerin önündeki taşlık. )


- ÇATMAK ile SATAŞMAK


- CAYAMBE ile/ve SARA URCU ile/ve ANTISANA ile/ve COTUPAXI ile/ve CHIMBARAZI ile/ve TUNGURAHU ile/ve EL ATAR ile/ve SANGAY

( Yanardağlar ülkesi Ekvador'da bulunan etkin yanardağlar. )


- ÇAYDANLIK ile SEMAVER[Rus.]

( ... İLE Özellikle çay demlemekte kullanılan, kömür yakacak ocağı kendi içinde bulunan, elektrikle de çalışabilen, bakır, pirinç gibi metallerden yapılmış, musluklu kap. )


- cc[Lat. < CENTIMETRUM CUBICUM] değil/yerine/= SANTİMETRE KÜP


- CEBİRE[Ar.]/KOAPTÖR[Fr.] = SÜYEK

( Kırık ve çıkık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta, mukavva ya da tenekeden yapılmış, üzeri sargıyla kaplanan levha. | Rayları, iki ucundan birbirine bağlamak için kullanılan delikli metal çubuk. )


- CEBR-ÜL es-SÂM:
MATEMATİKTE ile/ve/<> MANTIKTA ile/ve/<> ŞİİRDE

( İrrasyonel [sonu olmayan, aşkın] sayı. İLE/VE/<> Açmaz/çıkmaz[paradoks]. İLE/VE/<> Aşk. )

( CEBR: Kök/köken. | SÂM: Duymak/işitmek. )


- CEHÂLET ve/> SABIRSIZLIK

( IGNORANCE and/> IMPATIENCE )


- CEHÂLET ve/<> ŞİDDET ve/<> BAĞNAZLIK


- CEHÂLET ile SIDKİYET(SÂDIK OLMA)


- CEHÂLET ile/ve ŞİRK


- ÇEKAP/CHECK-UP[İng.] yerine SAĞLIK TARAMASI/YOKLAMASI, TÜM/TAM BAKIM


- ÇEKİÇ ile ŞAHMERDÂN[Fars.]

( ... İLE Vurucu ağırlığın, mekanik olarak yükselmesi ve düşmesi sonucu dövme işlemi yapan makine. | Bir yapının, temel kazıklarını çakmakta kullanılan bir çeşit araç. | Çok ağır bir çeşit tokmak ya da çekiç. )


- ÇEKİNCE ile SAKINCA

( DRAWBACK vs. INCONVENIENCE )


- ÇEKİNCE ile/değil/yerine SAYGI

( [not] AVOID vs./but RESPECT
RESPECT instead of AVOID )


- ÇEKİNCE ile SIKINTI


- ÇEKİNİLMESİ GEREKEN:
SALDIRGAN/LIK ile/ve/||/<>/> ŞIMARIK/LIK

( [Çekinilmesi gereken ...]
İyi birinin aç kaldığındaki saldırganlığı. İLE/VE/||/<>/>Kötü birinin doyduğundaki şımarıklığından. )


- ÇEKİNMEK ile SAKINMAK

( AVOID vs. TO PROTECT )


- ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> GÖZE SIVISI/SİTOPLAZMA[Fr. < CYTOPLASME]/CYTOPLASM[İng.] ile/ve/||/<> PROTOPLAZMA[Fr. < PROTOPLAZMA < Yun.]

( Bir gözenin merkezini oluşturan nesnecik. | Atom çekirdeği. İLE/VE/||/<> Çekirdek dışta kalmak üzere, protoplazma yığını. İLE/VE/||/<> Yapı bakımından, çekirdek ve sitoplazmadan oluşan, yarı sıvı, saydam ve canlı gözenin metabolizma olaylarının oluştuğu yer. )


- ÇEKİRDEK ile SIMIŞKA


- ÇEKİŞMEK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK"

( Akıllı kişi, kimseyle yarışmaz. Böylece, kimse, onunla yarışamaz. )


- ÇELEBİ ile/> ŞEHZÂDE[Fars.] ile/> VELİAHD

( Görgülü, terbiyeli ve olgun. | Bay. | Bektâşî ve Mevlevî Pîr'lerinin, en büyüklerine verilen san. İLE/||/<> Sultanların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san. İLE/||/<> Bir hükümdarın ölümünden ya da tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kişi. | Herhangi bir göreve ya da makama geleceği beklenilen kişi. )


- ÇELİŞKİYE/ÇATIŞKIYA İŞARET (ETMEK) ile/ve/değil/<> SERZENİŞ


- CEM'İN:
ÖNCESİ ile/ve SONRASI

( "Musevî'lik". İLE/VE "Muhammedî'lik". )


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FEVC[Ar.] ile SÜLLE[Ar.] ile ZÜMRE[Ar.] ile HİZB[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile ŞİRZİME[Ar.]


- CEMÂL[Ar.] ile SERV[Ar.]


- CEMİYETÇİ BAKIŞ/ANLAYIŞ ile/ve/<> STRATEJİK BAKIŞ/ANLAYIŞ ile/ve/<> FARKLI BAKIŞ/ANLAYIŞ


- ÇENGELKÖY'DE:
AYVA ve/||/<> ŞEFTALİ ve/||/<> SALATALIK)


- CENNE CAMİİ ve/<> SYA CAMİİ

( Mali'de. İLE Burkina Faso'nun en eski yerleşim yeri Sya'da. )

( Dünyanın en büyük kerpiç yapısı. VE/<> Dünyanın ikinci en büyük kerpiç yapısı. )


- ÇER değil/yerine/= SATRANÇ


- ÇERÇEVE ile SÖVE/SÖĞE ile SÖVE[Fr. SEUIL]

( ... İLE Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve. | Eşik. | Avlu kapısının iki yanına konan uzun taşlar. İLE Pencere ve kapı kenarlarındaki süs kalıpları. )


- CESÂRET ile/değil/ne yazık ki SAYGISIZLIK


- CESÂRET = ŞECÂ'AT, CESÂRET[Fars., Ar.] = COURAGE[İng., Fr.] = FORTITUDO[Lat.] = MUT[Alm.] = HË ANDREIA[Yun.] = CORRAGIO[İt.] = VALOR[İsp.] = MOED[Fel.] = MOD[Dan.] = MUJYESTVO[Rus.]


- CESÂRET ile/ve/değil/yerine ŞEHÂMET

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Akıllıca olan cesâret. )

( [not] COURAGE vs./and/but REASONAL COURAGE
REASONAL COURAGE instead of COURAGE )


- ÇEŞME ile/değil/< ŞADIRVAN/ŞÂDURVÂN[< Fars. ŞÂDÂB-I REVÂN: Akıcı, çok su. (REVÂN: Akıcı.)]

( ... İLE/DEĞİL Daha çok cami avlularında bulunan, etrafı çok musluklu duvarla çevrili su haznesi. )


- ÇEŞME ile/ve SEBİL


- ÇEVİRİ:
SPONTANE değil SİMULTANE


- CEZA:
SUÇ İŞLEDİĞİNDEN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SUÇ İŞLENMEMESİ İÇİN


- CEZEL[Ar.] ile SÜRÛR[Ar.]


- CHATBOT değil/yerine/= SOHBET ROBOTU


- CHRYSOBERYL ile/||/<> SPİNEL

( Sarı-yeşil renkte ve sert bir mineral. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir mineral. )

( Mohs Sertlik Derecesi: 8.5 İLE/||/<> 7.5-8
Işık Kırma İndisi: 1.74-1.75 İLE/||/<> 1.71-1.73
Rengi: Sarı-yeşil İLE/||/<> Kırmızı, mavi, yeşil
Molekül yapısı: BeAl²O4 İLE/||/<> MgAl²O4 )


- ÇIBAN/APSE[Fr. < ABCES]/F(U)RONKÜL ile SULUK

( Gövdenin herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateş ile kendini gösteren irin birikimi. İLE Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı. )

( TEKAZZU': Çıbanın irinlenmesi. )

( ÇİRKÎN, ÂBİLE ile ... )

( ABCES avec ... )


- ÇİÇEK ile SARMAŞIK/LEBLÂB[Ar.]


- ÇİÇEK değil SUÇİÇEĞİ


- CİDDİYET ve SÜREKLİLİK

( SERIOUSNESS and CONTINUITY )


- ÇİFT ile/ve/||/<>/> SONSUZLUK


- ÇİFTE "STANDART" değil/yerine/= STANDART


- ÇIĞ ile SERAK[Fr. < Lat.]

( ... İLE Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar nedeniyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi. )


- ÇİĞNEMEK ile/ve/||/<>/> SİNDİRMEK


- ÇIKARIM ile/değil/yerine (SADECE) DÜŞÜNME

( [not] INFERENCE vs./but (ONLY) THINKING
(ONLY) THINKING instead of INFERENCE )


- ÇIKARIM = İSTİDLÅL = INFERENCE, ILLATION[İng.] = INFÉRENCE[Fr.] = SCHLUSS[Alm.] = ILLATION, CONCLUSIO[Lat.]


- ÇIKARIM ile/değil SOYUTLA(N)MA


- CİKLET[İng.] değil/yerine/= SAKIZ


- CİLÂ ile SAYKAL[Ar.]

( ... İLE Maden, ayna gibi nesneleri parlatmak için kullanılan cilâ. | Cilâlamakta kullanılan araç. | Bu cilâyı yapan kişi. )


- CİLBAN ile ÇALI FASULYESİ ile MÂŞ FASULYESİ[Fars., Sans.] ile MEKSİKA FASULYESİ ile SIRIK FASULYESİ ile SOYA[Mançuca] FASULYESİ

( Küçük taneli fasulye. İLE ... İLE Börülceye benzeyen fasulyenin iki türü. İLE ... İLE ... )

( ... cum ... cum PHASEOLUS OUREUS cum ... cum SOLA HISPIDA )


- ÇILDIRI/PSİKOZ ile SİNİRCE/NEVROZ


- ÇİLE değil/yerine/= SIKINTI/KIRKÇA


- CILIZ/ENEZE/İNEZE ile SISKA


- CİLTTE:
YEK-ŞAH ile/ve/||/<> YAZMA ile/ve/||/<> GÖMME(ŞEMSE)[SOĞUK ve MÜLEMMÂ] ile/ve/||/<> CİHAR ile/ve/||/<> EBRU ile/ve/||/<> ZER-DUA ile/ve/||/<> SİM-DÜZ ile/ve/||/<> LAKE ile/ve/||/<> ZİLBAHAR[BAKLAVA] ile/ve/||/<> MEMLÛK(KAHVERENGİ) ile/ve/||/<> SELÇUK


- ÇINAR AĞACI YAPRAĞI ile/değil SIĞLA AĞACI YAPRAĞI


- CİNS[Ar.] ile SINIF[Ar.]


- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]


- ÇIPLAK/LIK(") ile/ve/değil/||/<>/< (")ŞEFFAF/LIK(")

( BÜREHNEGÎ/BEREHNEGÎ ile/ve ... )


- ÇIPLAK ile/= ŞALLAK

( ... İLE/= Çıplak. | Giyimine, özen göstermeyen kişi. )


- ÇİRKİN ile/değil/yerine ŞEKLEN ÇİRKİN


- ÇIRPMAK ile/ve/değil/||/<> SİLKELEMEK


- CİSİM ile/ve/<>/< MEKÂN ile/ve/<>/< HEY'ET ile/ve/<>/< SÛRET-İ VEHMİYE(CİSM-İ MEVHUM) ile/ve/<>/< TEŞEKKÜL/TAHAYYÜL/TAŞAHHUS ile/ve/<>/< SÛRET-İ NEV'İYE(İSTİDAD/TAAYYÜN İSTİDADI) ile/ve/<>/< SÛRET-İ CİSMİYE ile/ve/<>/< UNSUR(TAHAYYÜL) ile/ve/<>/< HEYULA


- CİSİM ile/ve/değil SERT CİSİM


- CİSM[Ar.] ile ŞAHS[Ar.]


- CİSM[Ar.] ile ŞEY'[Ar.]


- ÇITALI UÇURTMA/BATPİREK ile/ve ŞEYTAN UÇURTMASI


- ÇİZME ile SOKMAN

( ... İLE Bir çeşit, uzun konçlu çizme. )


- COAP/CONSTRAINED APPLICATION PROTOCOL değil/yerine/= SINIRLI UYGULAMA PROTOKOLÜ


- ÇOCUĞA İFADEDE/HİTAPTA:
"KIRARSIN/KIRACAKSIN" / "DÖKERSİN/DÖKECEKSİN" / "DÜŞERSİN/DÜŞECEKSİN" değil/yerine SIKI TUT! / DİKKAT ET!


- ÇOCUK DÜŞÜNCESİ ile/değil/yerine ŞİZOİD DÜŞÜNCE ile/değil/yerine BİRLİK DÜŞÜNCESİ


- ÇOCUK GELİŞİMİNDE:
OTİSTİK EVRE ile/ve/||/<>/> SİMBİYOTİK EVRE

( bkz. MAHLER )


- ÇOCUK:
SUÇA SÜRÜKLENEN değil SUÇA SÜRÜKLENDİĞİ İDDİA EDİLEN


- ÇOCUK/TA, "SAYGISIZ/LIK":
[ya] YILIŞIK/LIK ya da ŞIMARIK/LIK

( Aşırı baskıdan dolayı. YA DA Aşırı "sevgi"den dolayı. )


- ÇOCUK ile/ve SABÎ[Ar.]

( ... İLE/VE Henüz memeden kesilmemiş erkek çocuk. | Üç yaşını tamamlamayan erkek çocuk. )

( SABÎ-İ MUABBİR: Söyleyen ve söylediğini bilen çocuk. )


- ÇOĞUNLUK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> SÜRÜ


- ÇOK ... ile SON DERECE ...


- ÇOK GÜZELSİN! DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI

( )

( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... )


- ÇOK SEVMEK değil/yerine SEVMEK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )


- ÇOK SEVMEK ile/değil/yerine SEVMEK


- ÇOK ile SIK SIK

( A LOT vs. OFTEN )


- ÇOK ile/ve/||/<>/> ŞOK


- ÇOK ile SÜREKLİ

( A LOT vs. CONTINUAL )


- ÇOKLU MANTIK ile/ve SAÇAKLI MANTIK


- ÇOKLUK ile SÜREKLİLİK

( ABUNDANCE vs. CONTINUITY )


- col.[Lat. < COLA] değil/yerine/= SÜZ



(2/10)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 425 kez incelenmiş/okunmuştur.