Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
K'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 5991 başlık/FaRk ile birlikte,
6908 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(7/7)
- KRİSTALOİT[Fr. < CRISTALLOIDE] değil/yerine/= BİLLURSU
- KRİTER ile/ve BİLGİ BİRİKİMİ
( CRITERION vs./and KNOWLEDGE )
- KRİTİK[Fr./İng. < CRITIQUE] değil/yerine/= ELEŞTİRİ
- KRITİK/CRITICAL[İng.] değil/yerine/= CİDDİ | TEHLİKELİ
- KRİYOSKOPİ[Fr. < CRYOSCOPIE] değil/yerine/= TUZLU ERİYİK DONMASI BİLİMİ
( Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını inceleyen fizik kolu. )
- KRİYOTERAPİ/CRYOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK SAĞALTIM
- KRİZ YOK değil/ne yazık ki KERİZ ÇOK
- KRİZ ile/ve/||/<>/> "FABRİKA AYARLARI"NA DÖNÜŞ
- KRİZ değil/yerine/= BUNALIM
- KRİZ ile/ve/||/<>/>/>< KERİZ
( "Yok" saymak. İLE/VE/||/<>/>/>< Çok. )
- KRİZ ile SENDROM
( CRISIS vs. SYNDROME )
- KRİZALİT[Fr. < CHRYSALIDE] ile KELEBEK
( Kelebek olmadan önce bir böceğin, koza ya da kozasız olarak geçirdiği başkalaşma durumu. İLE ... )
( DÛD-İ HADÎS ile FERÂŞE )
( PUPA vs. BUTTERFLY )
( CHRYSALIDE avec PAPILLON )
- KRİZANTEM[Fr. < CHRYSANTHÈME] değil/yerine/= KASIMPATI
- KRİZOKOL ile/||/<> RODONİT
( Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. İLE/||/<> Pembe ve siyah renkli bir mineral. )
- KRİZOKOL ile/||/<> TURKUAZ
( Mavi-yeşil renkte bir bakır silikat minerali. İLE/||/<> Mavi-yeşil renkte bir fosfat. )
- KROKİ[Fr. < CROQUIS] değil/yerine/= TASLAK
- KROM[Fr./İng. CHROME] ile/ve/||/<>/> KROMAJ[Fr./İng. CHROMAGE]
( Atom numarası 24, atom ağırlığı 52,01, yoğunluğu 6,92 olan, 1514 °C'de eriyen, ısıya dayanıklı, havada oksitlenmeyen bir öğe. [simgesi Cr] | Bu öğeden yapılmış olan. İLE/VE/||/<>/> Metal yüzeyleri kromla kaplama işlemi. | Bu işlemle kaplanmış yer. )
- KROM değil/yerine/= YİNİT
- KROMATİK değil/yerine/= RENKSER
( Renkser. | Kromozomlarla ilgili. | Yarım tonlardan oluşan ses dizisi. )
- KROMATİN[Fr. < CHROMATINE] ile/||/<> KROMATİT[Fr. < CHROMATITE] ile/||/<> KROMOZOM[Fr. < CHROMOSOME]
( Göze çekirdeğinde küçük tanecikler, düzensiz kitleler ya da ağ biçiminde bulunan, soya çekim olaylarını sağlayan, bazı boyalarla hemen boyanabilen nesne. İLE/||/<> Bir kromozomun uzunlamasına iki yarısından her biri. İLE/||/<> Göze çekirdeğinde bulunan DNA ve protein yapısı. )
- KROMATİN ile KROMOZOM
( Göze çekirdeğindeki DNA ve protein kompleksi. İLE Göze bölünmesi sırasında yoğunlaşan ve belirginleşen DNA ve protein yapısı. )
- KROMATOFOR[Fr. < CHROMATOPHORE] ile/ve/||/<> KROMOPLAST[Fr. < CHROMOPLASTE]
( Plazması pigment tanecikleriyle dolu, çokgen ya da yıldız biçiminde, belirli uzunlukta ya da kısalabilir uzantıları bulunan göze. İLE/VE/||/<> Değişik renkler taşıyan kromatofor. )
- KROMATOGRAFİ ile SPEKTROSKOPİ
( Nesnelerin bileşenlerine ayrılması yöntemi. İLE Nesnelerin ışıkla etkileşimini inceleyen yöntem. )
- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR
- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ
- KROMOSFER[Fr. < CHROMOSPHERE] değil/yerine/= RENK YUVARI
( Güneşin ışıkyuvarını saran, yaklaşık olarak 10.000 km. kalınlığındaki küre kabuğu. )
- KROMOTROPİZM[Fr. < CHROMOTROPISME] değil/yerine/= CANLI YÖNELİMİ
( Canlı bir var olanın, belirli renkte bir nesneye doğru yönelme hareketi. )
- KROMOZOM[Fr. < CHROMOSOME] ile AKROMATİN[Fr. < ACHROMATINE]
( Karyokinez bölünme sırasında göze çekirdeğinin içinde beliren ve kromatinin parçalara ayrılmasıyla oluşan, canlılarda bazı özelliklerin bireyden bireye aktarılmasında görevli olan, DNA içeren, kıvrık çubuk biçimindeki kalıtımsal yapı. İLE Göze çekirdeği içindeki ince iplikçiklerden yapılmış, kromatin ile boyanmamış kromozomları oluşturan bölüm. )
- KROMOZOM ve/<> KİNETOKOR
( )
- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN
- KRONER değil KORONER
- KRONİK/VAKAYİNÂME değil/yerine/= OLAYLIK/SIRADİZİMLİK
- KRONİK ile KALIP
( CHRONIC vs. PATTERN )
- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN
- KRONOLOJİ/CHRONOLOGY[İng.] değil/yerine/= TARİH SIRASI
- KRONOLOJİ değil/yerine/= SÜREDİZİM
- KRONOMETRE[Fr. < CHRONOMETRE] değil/yerine/= SÜREÖLÇER
- KRONOTROPİK/CHRONOTROPIC[İng.] değil/yerine/= HIZ ETKİLER
- KROS[İng. < CROSS] değil/yerine/= DOĞADA KOŞU
( Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu. )
- KROZOL ve AŞK MEYVESİ
( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bulunan ve tatmanız önerilen iki tropikal meyve. )
- KŞ/BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ
- KSANTİ ile ...
( Kaçınma, tahammül, sabır. )
- KSE/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ
- KSENOFANES ile/<>/> KSENOFON
( [M.Ö.] 475 ile/<>/> 431 - 354 )
( XENOPHANES vs./<>/> XENOPHON )
- KSK/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI
- KTB/PERSONAL IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ
- KU ile ...
( Köy, mesken, mahalle. )
- KUALA LUMPUR ile ...
( Çamurlu kavşak. )
- KUARK ile ACAYİP KUARK
( ... İLE Elektrik yükü -1/3, baryon sayısı 1/3 ve acayipliği -1 olan kuark. )
( QUARK vs. STRANGE QUARK )
( QUARK mit MERKWÜRDİGES QUARK )
( QUARK avec QUARK ÉTRANGE )
- KUARK ile/ve/||/<>/>< KARŞI KUARK
- KUARK ile/ve NÖTRİNO
- KUARKLAR ile/ve/||/<>/> LEPTONLAR ile/ve/||/<>/> BOZONLAR ile/ve/||/<>/> HIGGS BOZONU
- KUART ile ...
( Amerika ve İngiltere'de kullanılan katı ve sıvı oylum/hacim ölçüsü. )
- KUARTET[Fr. < QUARTETTE] değil/yerine/= DÖRTLÜ
- KUARTET değil/yerine/= DÖRTLÜ
- KUASAR ile ...
( Bir ışık noktası gibi görülen galaksi dışı nesne. )
- KÜBA ARALI:
GENÇLİK ADASI ile/ve/<> 1600 ADA
( Küba adası, 110.000 km²'lik bir alanla, Büyük Antiller'in en büyük adasıdır. )
( 5500 km. sahil şeridine sahiptir. Ünlü bir kumsal olan Varadero, Havana'ya 140 km. uzaklıkta bulunan, 11.5 km. uzunluğunda, ince bir yarımadadır. )
- KÜBÂD[Ar.] ile KÜBBÂD[Ar.]
( Karaciğer yangısı/iltihabı. İLE Ağaç kavununu andıran, iri ve yumuşak bir limon. )
- KUBARMAK ile KUBARMAK
( Hindi ya da güvercinin, tüylerinin kabarması. İLE Çalımlı bir tavır takınmak. )
- KUBBE/KÜMBET değil/yerine/= YUVARDAM
- KUBBET-üs-SAHRA ve/<> MESCİD-İ AKSÂ
( Sekizgen olarak inşa edilmiştir. VE/<> ... )
( Caminin 52 penceresinin vitrayları da birbirinden farklıdır. VE/<> ... )
- KUBH[Ar.] ile SEMÂCE[Ar.]
- KÜBİK[Fr. < CUBIQUE] değil/yerine/= KÜP BİÇİMLİ
( Küp ve kesme biçiminde olan. | Kübizm akımına uyularak yapılan. | Küp biçiminde olan. )
- KÜBİT = 45 cm.
- KUBUR ile KUBUR[Ar. < KABİR/KABR]
( Tuvalet deliğinden lağıma inen boru. | Boru biçiminde kap. | Bir tür tabanca, dolma tabanca. İLE Gömüt, sin, mezar/lık, kabristan. )
- KÜÇ ile KÜÇ ile KÜÇ
( Güç. İLE Şiddet, zulüm. İLE Susam. )
- KUCAK KUCAK
( Malların bolluğunda. )
- KUCAK ile DİZ ÜSTÜ
( Göğüs bölgesi. İLE Oturma durumunda dizin üstü. )
- KUCAK ile KUCAKLAŞMAK/KOÇMAK
( Kişinin, göğüs ile diz arasındaki alana verilen ad. İLE İki gövdenin, sevgi ve coşkuyla sarılması. )
- KUCAKLAMAK/KUCAĞA ALMAK ile KUCAĞINA OTURTMAK
( Bir bebeği/çocuğu kollar aracılığıyla/yardımıyla göğüs bölgesinde tutmak. İLE Bir bebeği/çocuğu üst bacaklar üzerinde oturtmak. )
- Kucakta KONUŞ!!!
- KUCHING:
KUZEY ile/ve/<> GÜNEY
- KUÇMAK ile ...
( Kucaklaşmak. )
- KUÇU KUÇU
( Birden parlayan, kızan kişilere söylenilen. | Köpekler için söylenilen. )
- KÜÇÜĞÜN, BÜYÜĞE SELÂM VERMESİ ile/ve/değil/yerine BÜYÜĞÜN, KÜÇÜĞE SELÂM VERMESİ
- KÜÇÜK AK BALIKÇIL ile BÜYÜK BALIKÇIL
( İki kat büyüktür. )
- KÜÇÜK AKICI MARTI ile PENGUEN
- KÜÇÜK ATARDAMAR ile ATARDAMAR
( ARTERIOLE vs. ARTERY )
- KÜÇÜK CEDEL ile/ve BÜYÜK CEDEL
- KÜÇÜK DELİKLER = MESÂMMÂT = PORES
- KÜÇÜK DERT ile/ve/||/<> BÜYÜK DERT
( Konuşur/konuşturur. İLE/VE/||/<> Dilsizdir. )
- KÜÇÜK EFENDİ KÜLLİYESİ ile ...
( Kocamustafapaşa'dadır. [Nakşibendi Tekkesi olarak kullanılırdı.] )
- KÜÇÜK GÖRMEK ile/ve/<> KÜÇÜK DÜŞÜRMEK
- KÜÇÜK GÜNAH ile BÜYÜK GÜNAH
( Allah'ın, adâletiyle muamele edeceği zaman küçük günah yoktur. İLE Allah'ın, faziletiyle muamele edeceği zaman büyük günah yoktur. )
- KÜÇÜK GÜVENCELİK/KASKO ile/ve/||/<> DAR GÜVENCELİK/KASKO
( Küçük güvencelik/kasko, araçlarda oluşan küçük ölçekli kayıpların sigorta şirketi tarafından üstlenilmesi için hazırlanan bir üründür. Dolayısıyla güvence kapsamları sınırlıdır. Güvenceleri, sigorta şirketi bazında değişiklik gösterse de çoğunlukla boyasız araç kaportası onarımı, döşeme tamiri, göçük kurtarma, leke çıkarma gibi küçük onarımları kapsar. Bu tür, araçta farklı nedenlerle oluşan kozmetik sorunların poliçe kapsamında giderilmesini olanaklı kılar. İLE/VE/||/<> İçerdiği güvenceler nedeniyle genelde yoğun trafikte uzun süre araç kullanan sürücüler tarafından yeğlenir. Boyada ya da çamurlukta oluşan hafif çizikler de dâhil olmak üzere küçük hasarlarda devreye girmesi sayesinde aracın hasarsızlık oranı bozulmamış olur ve araç sahipleri bir sonraki yenileme döneminde avantajlı fiyatlarla kasko poliçelerini devam ettirebilme olanağına kavuşur. [Standart kasko paketleriyle beraber kullanımı sık karşılaşılan bir uygulamadır.] )
- KÜÇÜK HESAP ile/değil/yerine/>< AYRINTI
( "Küçük/güdük zihin"liler "uğraşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Profesyoneller uğraşır. )
( Gözü, tanede olan kuşun, ayağı, tuzaktan kurtulmaz. )
( FERİ[Ar.]: Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci derecede/n olan. )
- KÜÇÜK HÜCRELER = HÜCERÂT-I SIĞÂR = PETITES LOGES
- KÜÇÜK İŞ ile/ve/<> BÜYÜK İŞ
( [iş/çalışma/etkinlik] Kent içindeyse. İLE/VE/<> Kent dışındaysa. )
( Küçük çocuklara, işe gitmenin ve geri dönüşün ne kadar süreceğini anlatmak üzere kullanılabilecek sözler. )
- KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI ile/ve/<> BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
( Sağ karıncıktan çıkan akiğer atardamarı kalbin hemen üzerinde ikiye ayrılarak biri sağ öbürü sol akciğere ider. Akciğerde kan temizlendikten sonra her akciğerden bir çift toplardamar halinde çıkarak sol kulakçığa dört koldan dökülür. Kalple akciğer arasındaki bu dolaşıma "Küçük Dolaşım" denir. İLE/VE/<> Sol karıncıktan çıkan aort, sola doğru kıvrılarak bir yay yapar. Bu yaydan başa ve kollara damarlar ayrılır. Daha sonra aort aşağı doğru kıvrılarak diyaframı deler ve karın boşluğuna geçer; kalça hizasında ikiye ayrılarak bacaklara uzanır. Bu aralıkta, iç organlara ve kaslara dallar verir. Gövdenin alt kısımlarında oksijensiz kan al ana toplardamarı ile gövdenin üst kısmından toplanan oksijensiz kan ise üst ana toplardamarı ile kalbin sağ kulakçığına dökülür. Bu dolaşım sistemine de "Büyük Dolaşım" denir. )
( KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI - İBN. NEFİS, FAZIL b. NÂTIK ve HARVEY )
( Kanımızın, gövdemizi dolaşması, yalnızca 22-23 saniye sürmektedir. )
( )
- KÜÇÜK KEDİLERDE:
SİNGAPUR ile MUNCHKIN ile CORNISH REX ile DEVON REX ile AMERİKAN KIVIRCIĞI/AMERICAN CURL
- KÜÇÜK KOL ÖRTÜLERİ ile/ve/<> ORTA KOL ÖRTÜLERİ
- KÜÇÜK OLASILIK değil DÜŞÜK OLASILIK
- KÜÇÜK PARÇA ile KIYMIK
( ... İLE Çok küçük ve sivri tahta, demir ya da kemik parçası. )
- KÜÇÜK ROK ile BÜYÜK ROK
- KÜÇÜK ŞALGAM = YAĞ ŞALGAMI
( Turpgillerden, çiçekleri kokulu, tohumlarından ışık araçlarında ve sabun yapımında kullanılan bir yağ çıkarılan, kolzaya benzeyen bir bitki. )
( BRASSICA RAPA )
- KÜÇÜK ŞEYLER ve/||/<>/> BÜYÜK ŞEYLER
( Yaşam, küçük şeylerden oluşur. VE/||/<>/> Eğer seversek, büyük olurlar. )
- KÜÇÜK ÜNLÜ(LER) ile BÜYÜK ÜNLÜ(LER)
- KÜÇÜK YEŞİL AĞAÇKAKAN ile YEŞİL AĞAÇKAKAN
( ... İLE Avrupa'da bulunur. )
( ... İLE "Yağmur kuşları" olarak da bilinir. [kahkahaya benzeyen farklı bir sesi duyuluyorsa yağmur geliyor demektir.] )
( ... İLE Bir zamanlar İngilizce'de 40'a yakın bölgesel adı vardı. [Hewhole, Wudewale, Galley Bird, Yaffle(halen kullanılmaktadır! [anlamı: "doymak bilmeden yemek"tir. Bir oturuşta 2000 karınca yiyebildiği için])]
GREY-HEADED WOODPECKER vs. HEWHOLE )
( PICUS CANUS cum PICUS VIRIDIS )
- KÜÇÜK ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> ORTA ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> İLERİ ZİHİN
( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )
( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )
( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )
( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )
- KÜÇÜK-MÜÇÜK
- KÜÇÜK/BÜYÜK(MİKRO/MAKRO) EVREN(KOZMOS)
- KÜÇÜK ile GÜDÜK
- KÜÇÜK ile/ve/<> KÜÇÜLTÜLMÜŞ
- KÜÇÜKÇEKMECE ile/ve KÜÇÜKÇEKMECE GÖLÜ
( Büyükçekmece - Florya arasında bir semt. [1987] [Adını "Çekdiri" adlı gemilerin çekildiği yer olmasından dolayı almıştır.] İLE/VE Küçükçekmece'de, Marmara Denizi kıyısında bulunan kıyı ve baraj gölüdür. [Suyu tuzludur.] [Yüzölçümü 16 km2, derinliği 20 m., denizden yüksekliği 3 m.] [28 Ocak 1969'da donmuştur.] )
- KÜÇÜKKEN/KÜÇÜKLÜĞÜNDE değil HÂL-İ SABÂBETLERİNDE
- KÜÇÜKTEN BERİ ile/değil KÜÇÜKLÜKTEN BERİ
- KUÇUKUÇU ile KUÇU KUÇU
( Köpek. İLE Ünlem. )
- KÜÇÜLME ile/ve/||/<> BÜZÜŞME/SIKIŞMA
- KÜÇÜLMEK ile/değil/yerine İNCELMEK
- KÜÇÜLMEK ve RAHATLIK
- KÜÇÜLTMEK ile ...
( DIMINUTIVE )
- KÜÇÜLTMEK ile/ve/||/<> BÖLMEK
- KÜÇÜMSEME = DISDAIN, CONTEMPT[İng.] = MÉSESTIME[Fr.] = UNTERSCHÄTZUNG[Alm.] = DESPECTUS[Lat.]
- KÜÇÜMSEMEK ve/||/=/<> ABARTMAK/"BÜYÜLTMEK"
- KÜÇÜMSEMEK ile HOR GÖRMEK
( Kimseyi küçümseme! Nokta da küçüktür fakat bitirir tümceyi. )
( "Karıncayı bile incitmem" deme! "Bile"den incinir karınca. Söz söylemek, İrfân ister; anlamak, İnsan! )
( TO DESPISE vs. TO BELITTLE )
( CONTEMPTUS cum DEDIGNATIO )
- KÜÇÜMSEMEK ile ÖNEMSEMEK/ÖNEMSEMEMEK
( "Sahip olduklarını/olduklarında." İLE "Sahip olamadıklarını/olamadıklarında." )
- KÜÇÜMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖTEKİLEŞTİRMEK
- KÜÇÜREK ile KÜÇÜMEN
( Biraz küçük. İLE Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük. )
- KÜDÂS ile ...
( Hayvan aksırığı. )
- KUDRET[Ar.] ile MÜNNET[Ar.]
- KUDRET[Ar.] ile SIHHAT[Ar.]
- KUDRET[Ar.] ile TÂKAT[Ar.]
- KUDRET ile/ve/||/<>/> "ÜSTÜNLÜK"
( Elimizde kudret olmadığı sürece, özgürlük isteriz.
Kudreti ele geçirince üstün olmak isteriz.
Ama başaramazsak, adâlet isteriz. )
- KUDRET ve DEHÂ
( CAPABLE and GENIUS )
- KUDRET ile/ve EDEB
- KUDRET ile/ve ENERJİ
( CAPABLE vs./and ENERGY )
- KUDRET değil/yerine/= ERKÜÇ
- KUDRET ve/<> HİZMET
( CAPABLE and/<> TO SERVE )
- KUDRET ve İRÂDE
( CAPABLE and WILL[POWER] )
- KUDRET ve/> KİBİR
( Süreklilik ve kalıcılık vehmine yol açar/açabilir. )
( CAPABLE and/> ARROGANCE )
- KUDRET yoksa ÖZGÜRLÜK
( Elimizde kudret olmadığı sürece, özgürlük isteriz.
Kudreti ele geçirince üstün olmak isteriz.
Ama başaramazsak, adâlet isteriz. )
- KUDRET ile/ve SÜNNET
- KUDRET ile TASARRUF
( CAPABLE vs. SAVING )
- KUDÜM[Ar.]/SMALL DRUM OTTOMAN[İng.] ile ...
( Uzak bir yerden gelme, ayak basma. | Türk müziğine ait usûl vurma aletlerinden. Mehter takımlarında~tekkelerde kullanılmış, metal kâseli bir çift küçük davuldan oluşan çalgı. )
- KUDUMİYE ile/||/<> CAİZE ile/||/<> DÎVÂNÎ
( Sultan ve devlet ileri gelenlerinin seferden dönmesi dolayısıyla yazılan şiire verilen ad. İLE/||/<> Şairlerin, şiirlerinde övdüğü büyük kişilerden aldığı bahşiş. İLE/||/<> Yaygınlık kazanmış bir yazı türü. )
- KUDUR(T)MAK ile ÇILDIR(T)MAK
- KUDURGAN = AZGIN
- KUDURMAK ile FITIK OLMAK
- KUDURUK ile/ve AZGIN
- KUDZU[Lat. PUERARIA MONTANA] ile ...
( Amerika'nın güney bölgelerinde. )
- KUELA ile KIRMIZI GAGALI KUELA
( ... İLE Dünya üzerindeki en geniş nüfusa sahip kuş türüdür. )
( )
- KÜF ile PAS
( ... ile ÂJÎH )
( MOULD/MILDEW vs. RUST )
- KÜFE[Ar.] değil/yerine/= SEPET
( Genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet. | [argo] Kaba et, kıç. | Bir küfenin alabileceği miktar. )
- KÛFÎ(ÜMMÜ'L-HUTÛT) ile ÂKLÂM-I SİTTE([Ar.] Altı kalem, altı yazı.])
( * MUHAKKAK * REYHÂN(Î) * SÜLÜS * NESH/NESİH * TEVKÎ' * RİK'A/REKAA' )
( HÂFIZ OSMAN (Ö. 1642) )
- KÛFİ ile/ve SATRANÇ KÛFÎ
- KÜFR[Ar.] ile ŞİRK[Ar.]
- KÜFRÂN ile/değil/yerine ŞÜKRÂN
- Küfür edeceğine SUS!!!
- KÜFÜR ETMEK/EDEN/ŞATİM[Ar. < ŞETM] ile/değil/yerine/>< ŞÜKÜR ETMEK/EDEN
- KÜFÜR ETMEK ile/değil/yerine "BU DA VAR(MIŞ)" DEMEK
- KÜFÜR-KAHIR
- KÜFÜR[Ar. KFR/KÂFİR: Örten. | Çiftçi.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖVGÜ/SÖVMEK
- KÜFÜR ile AÇIK AÇIK SÖYLENİLEMEYENLER(EUPHEMISM)
- KÜFÜR ile/ve/= AŞIRI ABARTI
( SEBBETMEK ile/ve/= ... )
- KÜFÜR değil/yerine/>< FİKİR
( Gerçeğin üstünü örtmek. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçeğin örtüsünü açmak. )
- KÜFÜR ile GİZ/SIR
- KÜFÜR ile HÂCİRE[Ar. | çoğ. HEVÂCİR]
( ... İLE Terbiye sınırlarını aşan küfür. | Günün en sıcak zamanı. )
- KÜFÜR ile/ve/<> İDDİA
( Küfürlerin büyük çoğunluğu aynı zamanda birer iddialardır. )
- KÜFÜR ile İGLÂZ[< GALÎZ, çoğ. İGLÂZÂT]
( ... İLE Kaba, kötü "söz" söyleme. )
- KÜFÜR ile/ve/||/<> LİBAS
( Örtme/örten. İLE/VE/||/<> Giysi[< elbise], örten. )
- KÜFÜR ile PİS
- KÜFÜR ve/= SİHİR
- KÜFÜR ile/ve/||/<> SİLAH ile/ve/||/<> BİAT ile/ve/||/<> YALAN
( Küfürden medet uman fikir,
Silahtan medet uman cesâret,
Biattan medet uman haysiyet,
Yalandan medet uman inanç, YOKSULDUR/FAKİRDİR... )
- KÜFÜR ile ŞİRK
( Allah'ı tanımamak. İLE Allah'ın yerine (birşey/kavram) koymak. )
( Gaflet. | Örtmek. [Kâfir: Çiftçi.] | Siyahlık, karalık. İLE Bile bile inkâr. "Ben de varım!" )
( Küfür, bilmek, anlamak istediğimiz şeyle bizim aramızda olan perdelerdir. )
- KÜFÜR değil/yerine/>< ŞÜKÜR
- KÜFÜR ile ZULÜM
- KÜFÜRBAZ[Ar. + Fars.(-bâz)] değil/yerine/= SÖVGEN/SÖVÜCÜ/AĞZI BOZUK/KARA
- KUĞU:
Güzelliğini sergilemekten, su içmeyi bile boşvererek/unutarak susuzluktan ölmüş.
- KUĞU ile KOSKOROBA
- KUĞU ile/değil ÖTÜCÜ KUĞU
- KUĞU ile/ve/değil TURNA
( Anadolu'da, kuğuya turna denilir. )
( ... ile/ve/değil KÜLENG )
- KUİNTET[Fr. < QUINTETTE] değil/yerine/= BEŞLİ
- KUKLA SANATINDA:
TALAT-SÜREYYA DUMANLI ile/ve/<>/> NEVZAT AÇIKGÖZ ile/ve/<>/> DUYGU-OYA TANSI
( )
- KUKLA ile/ve ROBOT
- KÜKREMEK ile "KÜKREMEK"
( Aslanın bağırması. | Denizin, ırmağın kabarması, taşması. | Mayalanıp kabarmak. | Gür bir biçimde yetişmek. İLE Coşkuyla saldırmak. | Coşmak, taşkınlık göstermek. | Kızgınlık ve öfke ile yüksek sesle bağırmak. )
( Aslan kükremesi, 8 km. öteden duyulabilir. )
- KUKU[Fr.] = GUGUK
- KUKUMAV ile TAPERA
( ... İLE Bir tür küçük kukumav. )
- KÜKÜRT ile/ve/<> SÜLFÜR ile/ve/<> GALENİT[Yun.]
( Atom numarası 16, atom ağırlığı 32.06 olan, doğada, arı ya da başka cisimlerle bileşik olarak bulunan, sarı renkli, 113 °C2de ergiyen ve 444 °C'de kaynayan öğe. İLE/VE/<> Kükürdün, başka bir öğeyle yaptığı bileşik. İLE/VE/<> İçinde doğal kurşun bulunan sülfür. )
- KÜKÜRTATAR ile KÜKÜRTÇİÇEĞİ
( Kükürtlü buhar çıkaran ve üzerinde kükürt biriken alan. İLE Kükürt buharının birdenbire soğutulmasıyla elde edilen kükürt. )
- KÜL OLMAK" ile/ve/||/<> "GÜL OLMAK"
( Nefsini yakarak. İLE/VE/||/<> İyilik yaparak. )
- KUL OLMAK ile/ve/<> KÜL OLMAK
- KÜL RENGİ ile GÜL RENGİ
( Odunun yanmasıyla oluşan, külün akla kara arasındaki rengi, gri. | Bu renkte olan. İLE Gül çiçeğinin rengi. | Bu renkte olan. )
- KÜL SERMEK ile/ve/||/<> GÜL SERMEK
( Bin kere gelenin önüne. İLE/VE/||/<> Bir kere gelenin önüne. )
- KUL:
"DE Kİ ..." değil "KAVRA Kİ ..."
- KUL ile ...
( Sürekli değişim içinde olan kişi. | Abd. )
- KUL ile/ve/||/<> KÜL
( Neye "inanıyorsak". İLE/VE/||/<> Neye "yanıyorsak". )
- KÜL ile KÜL(L)[Ar.]
( Yanan şeylerden artakalan toz nesne. İLE Bütün, tüm. )
- KÜL ve/<> KURŞUN ve/<> SİRKE
( Herhangi bir nesnenin, bir sonraki aşaması bulunmayan, fiziksel ve/ya da kimyasal sonları/eşikleri. )
- KUL ile/ve/<>/|| SABIR EHLİ
- KULA/KULAA" değil KULAĞA
- KULA ile Kula
( Gövdenin sarı ya da kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu. | Bu renkte olan at. İLE Manisa iline bağlı ilçelerden biri. )
- KULAĞAKAÇAN BÖCEĞİ ile ...
( EARWIG[İng. Kulak yaratığı], PERCE-OREILLE[Fr. Kulak delen], OHRWURM[Alm. Kulak solucanı], CONTRAPLUMAS[İsp. Çakı], TİJERETA[İsp. Makas darbesi], FORBICINA[İt. Küçük makas] )
- KÜLÂH ile KALENSÖVE[Ar. < KALENSUVE]
( Başa giyilen. | Mevlevî sikkesi. İLE Sivri tepeli külah. | Yüksük. )
- KULAK ASMAK ile KULAK KABARTMAK
- KULAK ÇUKURU ile KULAK DIŞ BOŞLUĞU ile KULAK KEPÇESİ ile ...
( SADEFE-İ ÜZN[Ar.] ile SAHN[Ar.] ile SEDEFE[Ar.] )
( ... vs. ... vs. PINNA )
( CONQUE avec ... avec ... )
- KULAK KABARTMAK ile/değil/yerine SORMAK
( Ağız aramak, ya da kulak kabartmak yerine doğrudan öğrenmeye yönelik soru sormak gerek. [her ne kadar sorulamayacak/konuşulamayacak şeyler olsa da] )
- KULAK KEPÇESİ ile/ve KULAK MEMESİ
( EARLAP, AURICLE vs./and EAR LOBE )
- KULAK KİRİ ile KULAK YANGISI ile KULAK ZARI
( WAX vs. OTIT vs. TABL[Ar.]' )
- KULAK SALYANGOZU ile/ve KULAK SALYANGOZU KANALI
( COCHLEA vs./and COCHLEAR DUCT )
- KULAK ile/değil !GULAG
- KULAK ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> BOĞAZ
- KULAK ile/ve/<> İÇ KULAK
( ... İLE/VE/<> Kulağın işitme sinirlerinin bulunduğu bölümü. )
- KULAK ile/ve/||/<>/> KALBİN KULAĞI
- KULAK ile/ve KALP KULAĞI/KULAKCIK
- KULAK ve/<> TÜM ÖRGENLER
- KULAK ve/= VAJİNA
( Düşüncenin başlangıcı/girişi. VE/= Gövdelenmenin başlangıcı/girişi. )
( İkisi de varoluşun başlangıcıdır. )
( SIMÂH ve/= FERÇ )
- KULAK ve VAJİNA:
Var oluş/ediş eşikleri.
- KULAKLIKLA KULLANMALI!
- Kulaklıkla DİNLE!!!
- KULAKSIZ ile ...
( Hasköy'dedir. )
- KULAKTA/İŞİTMEDE (OKTAV):
9 ve/||/<> 11
- KÜLBE-İ AHZÂN ile ...
( HÜZÜNLER, GAM, KEDER, TASA EVİ | HZ. YAKUB'UN EVİ )
- KULE/KALE ile BELEM KULESİ
( ... İLE Lizbon-Portekiz. )
- KULE ile MENAR
( ... İLE Fener kulesi. )
- KULE değil/yerine/= SUYRAN
- KULELER'İ
( TOWER'S )
- KÜLFET[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜLFET[Ar.]
( Zahmet, sıkıntı, zorluk, yorgunluk, zorlu iş. | Tören, merasim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )
( Külfetsiz ülfet olmaz. )
- KÜLFET değil/yerine/= YÜKEÇ
- KÜLHANBEYİ/KÜLHANÎ ile KABADAYI
( Eskiden, geceleri, sokağa fenersiz çıkmak yasaktı. Gece vakti sokakta fenersiz gezenlerden şekil ve kıyâfeti kendinden şüpheyi davet ettiren kişiler, kollu kuvvetlerince çevrilir, sabaha kadar çalıştırılmak suretiyle cezalandırılmak üzere külhanlara hapsedilirlerdi. Külhancılar, devriye gezen zabitin emriyle kabahatlıları sabaha kadar odun taşımak, külhan ocaklarını temizlemek gibi işlerde kullanır ve sabahleyin üstleri başları kurum ve kir içinde olduğu halde salıverilirlerdi. Bu gibi kişilerin üst ve başlarının pisliği, elbiseleriyle ve kişilikleriyle uygun olmadığından külhandan çıkıp evlerine giderken, herkes bunları görür ve geceleyin bir yerde basılıp kollular tarafından çevrilerek külhana hapsedilmiş olduğunu anlar ve bunlara alay yoluyla "Külhanbeyi" derlerdi. "Külhanbeyi" ya da "Külhânî" denilmesi bundan ileri gelmiştir. [İstanbul Argosu ve Halk Tabirleri - Mehmet Halit Bayrı / Argo Kitabı - Mehmet Arslan] İLE ... )
( Çok sevgili Şener Şen'imizin, "Kabadayı" adlı filmini özellikle izlemenizi salık veririz. )
( LOLO[argo]: Gösteriş, kabadayılık )
- KÜLL[Ar.] ile CEM'[Ar.]
- KÜLL ile/ve/||/<> KÜNH
( Bütün, tüm. İLE/VE/||/<> Bir şeyin aslı, hakikati, temeli. | Kök, dip. | Esas, öz. )
- KULLANAN ile/ve/değil/||/<>/< KULLANMIŞ
- KULLANICI ADI ile ŞİFRE
( USERNAME vs. PASSWORD )
- KULLANICI DEĞİŞTİR ile OTURUMU KAPAT
- KULLANILABİLİR/LİK ile/ve/değil UYGUN/LUK
( [not] USEFULNESS vs./and/but APPROPRIATENESS )
- KULLANILMIŞ ile/ve İKİNCİ(2.) EL
- KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<> DEĞİŞİM DEĞERİ ile/ve/<> SİMGESEL/GÖSTERİM DEĞERİ
( THE VALUE IN USE vs./and/<> THE VALUE IN CHANGE vs./and/<> SYMBOLICAL VALUE )
- KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<> UYGULANIM DEĞERİ
( THE VALUE IN USE vs./and/<> THE VALUE IN APPLYNESS )
- KULLANIM/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEV/SEL
- KULLANIM ile MANİPÜLASYON
( USING vs. MANIPULATION )
- KULLANMA (KILAVUZU) ile/ve/||/<>/>/< KILLANMA (KILAVUZU)
- KULLANMA ile/ve/değil/yerine İŞLEME
- KULLANMA ile/ve/değil/<> YARARLANMA
- KULLANMAK ile DEVREDE TUTMAK
- KULLANMAK ile/ve/değil/yerine UYGULAMAK
- KULLANMAK ve/<> YAŞA(T)MAK
( TO USE and/<> TO REALIZE )
- KULLANMAK ile/değil YAŞAMAK
- KULLANMALI!
- KULLANMAMA ile YADSIMA
( Nasıl kullandığınıza bağlıdır. )
( NOT TO USE vs. TO DENY )
- KULLARI İKNÂ ile VİCDÂNI İKNÂ
- KULLETEYN ile ...
( 1200 Irak ratlı[2564 gr. ağırlığında bir ölçü] su alan iki büyük küp. )
- KÜLLÎ-İ MÜŞEKKEK ile KÜLLÎ-İ MÜTEVÂTI
( Kavramın kendi cüzlerine eşit olarak dağılmaması. İLE Kavramın kendi cüzlerine eşit olarak dağılması. )
- KÜLLÎ-İ TABİÎ ile KÜLLÎ-İ MANTIKÎ ile KÜLLÎ-İ AKLÎ
- KÜLLÎ ile CÜZ'Î
( Tümel.(Anlamın düşünülmesi ona olan ortaklığı engellemez). (Mefhum'u olan.) İLE Tikel.(Anlamın düşünülmesi ona olan ortaklığı engeller. )
( İnsan. İLE Zeyd[/Ad/İsim]. )
( Zâtî. İLE Arazî. )
( Metafizik ve ... İLE Doğa bilimleri. )
( 1. CEVHER ile/ve 2. CEVHER )
- KÜLLÎ ile KÜLL
( Zihnî. İLE Vücudî. )
- KÜLLİYE ile CÜZZİYE(İSNAD'A BAĞLI)(NİCELİĞE/KEMMİYET'E GÖRE)
( Tüm bireyler ölümlüdür. İLE Bazı bireyler hekimdir. )
- KÜLLİYEN[Ar.] değil/yerine/= TAMAMEN, TÜMÜYLE
- KULLUK İÇİN değil İNSANLIK İÇİN/İNSANLIĞINDAN DOLAYI
- KULLUK ile ESÂRET
- KULP[Yun.] ile Kulp
( Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri. | Uydurma neden, bahane. İLE Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri. )
- KÜLT[Fr. < Lat.] değil/yerine/= TAPINÇ/TAPMA | DİN | DİNSEL TÖREN
- KÜLT ile/değil/yerine/<> KÜLTÜR
( Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> ... )
- KÜLTE ile KÜLTE ile KÜLTE ile KÜTLE[Ar. < KUTLE]
( Külçe. İLE Kayaç. İLE Demet, bağlam. İLE Katı nesnelerin büyük parçası. | Kitle. | Bir nesneye uygulanan güçle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı ya da nesne niceliği. )
- KÜLTÜR EKONOMİSİ ve/||/<> KÜLTÜR POLİTİKASI ve/||/<> KÜLTÜR YÖNETİMİ
( Grafiklerle Türkiye'nin Kültür Ekonisi 2016 için burayı tıklayınız... )
- KÜLTÜR MANTARI ile ZEHİRLİ/ŞAPKALI MANTAR
( ... vs. TOADSTOOL )
- KÜLTÜR ORTAKLIĞI ve/||/<> ORTAMI
- KÜLTÜR YAPITI ile/ve/||/<>/< BARBARLIK YAPITI
- KÜLTÜR:
BİLİNÇDIŞINI ile/ve BİLİNÇALTINI ile/ve BİLİNÇLE
( Örgütler. İLE/VE Besler. İLE/VE Gelişir. )
- KÜLTÜR:
İÇGÜDÜ ve/>/+ İÇTEPİ ve/>/+ DÜŞÜNCE ve/>/+ İNANÇ
- KÜLTÜR:
İNANÇ ile/ve/> DEĞER ile/ve/> KURAL ile/ve/> YASA
( ... İLE/VE/> ... İLE/VE/> ... İLE/VE/> Yaptırımı. )
- KÜLTÜR:
KÂĞIT ÜZERİNE ile/ve/||/<>/< KÂĞIT DIŞINDAKİ NESNELERLE
- KÜLTÜR değil/yerine/= EKİN, ÖZGEN
- KÜLTÜR ile/ve/||/<> GELİŞİM ODAKLI DEĞERLER KÜLTÜRÜ
- KÜLTÜR ile/ve/değil/yerine İNSANLIK/İNSANLIĞIN KÜLTÜRÜ
( [not] CULTURE vs./and/but CULTURE OF HUMANITY
CULTURE OF HUMANITY instead of CULTURE )
- KÜLTÜR ile/ve TERBİYE
- KÜLTÜR ile/ve/değil/||/<>/< TOPLULUK
- KÜLTÜR ve/||/<> TUTKU/COŞKU
- KÜLTÜREL GELENEK ile/ve/<> FELSEFÎ GELENEK
( CULTURAL TRADITION vs./and/<> PHILOSOPHICAL TRADITION )
- KÜLTÜREL GELENEK ile/ve FELSEFÎ GELENEK
( CULTURAL TRADITION vs./and PHILOSOPHICAL TRADITION )
- KÜLTÜREL KOŞULLANMIŞLIKLAR ile/değil/yerine KÜLTÜREL COŞKULAR
- KÜLTÜREL(DÖNEMSEL) "DEĞER YARGILARI"NI "ÖĞRETMEK" değil/yerine/>< EĞİTİLENİ, DEĞER(LER)İN DÜŞÜNSEL BİLGİSİYLE DONATMAK
- KÜLTÜREL[İng. < CULTURAL] değil/yerine/= EKİNSEL
- KÜLTÜREL ile/ve/değil/yerine/||/<> DÖNEMSEL
- KÜLTÜRLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- KÜLTÜRLERARASI/LIK ile/ve/<> UYGARLIKLARARASI/LIK
- KULÛB[< KALB] ile ...
( KALPLER, GÖNÜLLER )
- KULÜBE ile KÜMÜLTÜ
( ... İLE Kırlarda, ormanlarda eğreti olarak yapılmış bekçi ya da kulübesi. )
- KULUÇKA[Bulgarca]/GURK ile KULUÇKA[Bulgarca]
( Civciv çıkarmak amacıyla yumurtaya yatmış ya da yatmak üzere olan dişi kuş ya da kümes hayvanı. İLE Bilim ve teknolojide araştırma, geliştirme ve uygulama için hazırlık dönemi. )
- KÜLÜNG ile ...
( TAŞÇI KAZMASI )
- KULUNLUK = DÖL YATAĞI
( Kısrak, eşek vb. hayvanlarda döl yatağı. )
- KULÜP değil/yerine/= DERGEN
- KÜLÜSTÜR[Yun.] değil/yerine/= YIPRANMIŞ, ESKİ, BAKIMSIZ
- KULVAR AÇMAK ile KULVAR YARATMAK
- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- KUM ÇÖLÜ ile/ve TAŞ ÇÖLÜ ile/ve KAYA ÇÖLÜ
- KUM KAPLANI KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI
( Boyu 1.8 ile 3.6 metre arasında değişmektedir. Ahtapot ve küçük balıklarla beslenir. Yüzeye çıkıp hava yutarak, suda hareket etmeden süzülebilen tek köpek balığıdır. İLE En tehlikeli köpekbalığı. )
- KUM KÖPEKBALIĞI ile KUMKAPLANI KÖPEKBALIĞI
( Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )
- KUM ile GÖKKUMU
( ... İLE Göktaşlarında görülen, küresel tanecikler. )
- KUMAN = KIPÇAK
- KUMANDA[Fr. < COMMANDE] ile KUMANDA[Fr. < COMMANDE]
( Komuta. İLE Elektronik araçları, belirli bir uzaklıktan yönetmeye yarayan kablosuz araç. )
- KUMAR BAĞIMLILIĞI DÖNEMLERİ/NDE:
BALAYI ve/||/<>/> DURAKLAMA ve/||/<>/> ÇÖKÜŞ ve/||/<>/> YIKILIŞ
( Genellikle kısa sürer ve "kazançlı" geçen bir dönemdir. Daha sonraki süreçte, sürekli bu dönem anımsanarak oynanmaya devam edilir. VE/||/<>/> Kazanma ve kaybetme dönemleri, ardışık bir biçimde birbirini takip eder. VE/||/<>/> Kayıplar artmaya başladığından dolayı bahis miktarları çoğalır ve borçlanmalar başlar. İş ve aile, boşlanmaya başlanır. Alkol ve madde tüketimi artar/başlar. VE/||/<>/> Ekonomik kaynaklar tamamen tükenmiştir. Yalan, yasadışı maddî kaynak kullanma, yasal sorunlar, aile parçalanması, depresyon ve intihar görülür. )
- KUMAR[Ar. < KİMÂR]/KERİZ[argo < KERES] ile/ve/<>/değil MEYSİR
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kişiyi, Allah'ın zikrinden alıkoyan her şey. )
- KUMAŞ DESENİNDE:
PÖTİKARE[Fr.][PİTİKARE değil!] ile/ve/değil/<> KAZ AYAĞI
( )
- KUMAŞ İPLİKLERİNDE:
30'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 40'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 50'ye 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 60'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 70'e 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 80'e 1
- KUMAŞ ÖRME BİÇİMLERİNDE:
SÜPREM ile KAŞKORSE ile RİBANA ile İNTERLOK
- KUMAŞ PANTOLON İZİ ile KOT PANTOLON İZİ
( Kot pantolona, kumaş pantolon izi yapılmaması daha yerinde olur. )
- KUMAŞ/DANTEL ile FİSTO[Fr.]
( ... İLE Elde ya da makinede işlenmiş, süslü şerit. | Dantele benzer süsleri olan bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan gömlek/bluz. )
- KUMAŞ ile/değil (BULUNMAZ) HİNT KUMAŞI
( ... İLE/DEĞİL Kumaş, defalarca boya tankına daldırılıp güneşte kurutulur ve bu işlem, kumaşın rengi, güneşte solmayana kadar edermiş. Böylece, rengi solmayan, değerli bir kumaş elde edilirmiş. )
( Değerli ve "değersiz"[kinâyeli olarak kullanılan] nesneler/"şey"ler için, "Bulunmaz, Hint Kumaşı" (mı?) deyimi de, kumaşın elde edilmesindeki bu sürecin kolay ve kısa olmamasındaki gibi, bazı değerli eşyaların/olanakların da hiçbir uğraş göstermeden, kolaylıkla edinilemeyeceğine/erişilemeyeceğine "gönderme" olarak da kullanılmaktadır. )
- KUMAŞ ile/ve/||/<> ABANİ
( ... İLE/VE/||/<> Üzeri turuncu iplikle işlenmiş, daha çok sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapılan sarımtırak bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile ALPAKA
- KUMAŞ ile BÂKEND
( Renkli ipeklerle dokunmuş kumaş. )
- KUMAŞ ile BENG[Fars.]
( Atlas zemin üzerine işlenmiş sırma çiçekli bir tür kumaş. )
- KUMAŞ ile BEŞME
( ... İLE Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, bir çeşit yollu kumaş. | Çıkrıkçı tezgâhının kütüğü. )
- KUMAŞ ile BEZ
- KUMAŞ ile CANFES[< Fars.]
( ... İLE Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile DASTAR
- KUMAŞ ile EMTİA[Ar. < METÂ]
( ... İLE Ticaretin konusu olan her türlü taşınır mallar. Satılacak şeyler. | Kumaşlar. )
- KUMAŞ ile GOBLEN[Fr.]
( ... İLE Kanaviçe ya da telleri sayılabilecek türde kumaş üzerine renkli iplikle yapılan özel bir işletme. | Özel iğneler kullanılarak bir kumaş üzerine renkli ipliklerin işlenmesi ile resim oluşturma sanatı ya da bu şekilde oluşturulan sanat yapıtına verilen ad. | Bu tür işlenmiş kumaş. )
- KUMAŞ ile/ve/||/<> HAMUR
- KUMAŞ ile HASSE
( ... İLE Bir çeşit pamuklu kumaş. )
- KUMAŞ ile HASSE
( ... İLE Bir çeşit pamuklu kumaş. )
- KUMAŞ ile JARSE
( ... İLE Esnek dokunmuş bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış ya da esnek örülmüş giyecek. )
- KUMAŞ ile JORJET[Fr.]
( ... İLE Bürümcük görünümlü, çok bükümlü, genellikle pamuk iplikleri ile dokunmuş bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan giyecek. )
- KUMAŞ = KÂLÂ, BÂFT[Fars. BÂFTE: Dokunmuş.]
- KUMAŞ ile KÂLE
( ... İLE Desenli kumaş. )
- KUMAŞ ile KALİKO
( ... İLE Bir tür pamuklu kumaş. )
- KUMAŞ ile/ve/||/<> KAPİTONE
( ... İLE/VE/||/<> İçi pamuk ya da vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik ya da giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş. | Bu kumaştan yapılmış ya da bu biçimde dikilmiş olan. )
- KUMAŞ ile KARAMANDOLA[Yun.]
( ... İLE Genellikle ayakkabı yüzü yapılan bir tür sağlam ve parlak kumaş. | Bu kumaştan yapılmış. )
- KUMAŞ ile KARYAĞDI
( ... İLE Üstünde beyaz benekler bulunan kumaş. )
- KUMAŞ ile KUTNU
( ... İLE Pamuk dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü. )
- KUMAŞ ile LASTİKOTİN[İng.]
( ... İLE İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü, parlak bir kumaş. )
- KUMAŞ ile MARKİZET[Fr.]
( ... İLE Bir çeşit ince ve çoğu çiçekli, pamuklu kumaş. )
- KUMAŞ ile MATAH[Ar.]
( ... İLE Ticaret malı. [Daha çok kumaş cinsinden kâr getiren mal] ["Çok matah bir şey sanki"] )
- KUMAŞ ile MERMERŞAHİ[Fars. < Yun.]
( ... İLE Tülbent ile patiska arasında, ince bir tür pamuklu kumaş. )
- KUMAŞ ile MERSERİZE[Fr.][John Mercer'in adından]
( ... İLE Kimyasal bir yöntemle parlaklık verilmiş pamuk ipliği. | Bu iplikten yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile MUARE[Fr.]
( ... İLE Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile MÜFLONLU[Fr.]
( ... İLE İçinde keçe bulunan, çok kalın, yumuşak, parlak tüylü kumaş. | Bu kumaş geçirilerek yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile MUSLİN[Fr. < Musul kentinin adından]
( ... İLE Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile NİLA
( ... İLE Bir tür Hint kumaşı. )
- KUMAŞ ile ORGANTİN[Fr.]
( ... İLE Seyrek dokunmuş, ince, sert bir kumaş. )
- KUMAŞ ve/<> PASTAV[Macarca]
( ... VE/<> Çuha kumaşının sarıldığı top. )
- KUMAŞ ile PAZEN[Fr.]
( ... İLE Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez. )
- KUMAŞ ile PENYE
( ... İLE Dokumacılıkta, özel aygıtla apresi yapılmış olan kumaş. )
- KUMAŞ ile/ve/<> POLİSAJ[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Dokunmuş kumaşlardaki tarak izlerini yok etmek için bu kumaşları bir bıçaktan geçirme işlemi. | Parlaklık verme. )
- KUMAŞ ile POPLİN[İt.]
( ... İLE Pamuk ya da ketenden dokunmuş, ince bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile SATEN[Fr. < Çince]
( ... İLE Atlas. | Atlas gibi parlak, pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- KUMAŞ ile ŞİLE BEZİ
( Gecelik, gömlek, peçete yapımında kullanılan, bir tür ince, yıkanabilir pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılan. )
- KUMAŞ ile TARAZLAMAK
( ... İLE Tezgâhtan çıkan kumaşın tarazlarını ayıklamak. )
- KUMAŞ ile TELES[Ar. TALLİS]
( ... İLE Yıpranmış, tel tel iplikleri çıkmış kumaş. )
- KUMAŞ ile TİRİZ
( Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası. | Ensiz tahta. | Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan ya da halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı. )
- KUMAŞ ile TOKUZ
( ... İLE Sık ve kalınca, tok kumaş. )
- KUMAŞI FARKLI ile BAMBAŞKA BİR RENGİ VAR
- KÜMBET ile TÜRBE
( Silindir ya da çokgen gövdeli, konik ya da piramit çatılı olanlar. İLE Dört duvarının üzeri kubbe ile örtülenler. )
- KUMCUL ile KURAKÇIL
( Kumlu toprakta yetişen, kumlu toprağı seven bitki. İLE Kurak yerde yetişen, kurak yerden hoşlanan bitki. )
- KÜME KURAMI ile/>< AÇMAZ(PARADOKS)
- KÜME ile/ve/||/<> ALT KÜME
- KÜME ile/ve/||/<>/> GÜÇ KÜMESİ
- KÜME ile KÜLÇE[Fars. < KÜLİÇE]
( Birbirine benzer ya da aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün. | Tümsek biçimindeki yığın. | Tomar. | | Bir sınıfta öğrencilerin, belirli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım ya da öbek. | Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belirli sayıdaki takımdan oluşturulan alt öbek. | Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı öbeklerinden her biri. İLE Eritilerek kalıba dökülmüş maden ya da alaşım, külte. | Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme. )
- KÜMELEŞME/AGLOMERASYON[Fr.] ile KÜMELEŞİM/AGLÜTİNASYON[Fr.]
- KUMKAPI NİŞANCASI ile/ve FATİH NİŞANCASI ile/ve EYÜP NİŞANCASI
- KÜMMEL[ÎN][< KÂMİL]: KÂMİLLER
- KUMRU ile ÜSKÜDAR KUMRULARI
- KUMRULU ÇEŞME ile ...
( Fatih'tedir. )
- KUMSAL ile/||/<> KUMLA
( Kumu olan yer. | Denize, göle vb. yerlere girilebilen genellikle kumluk alan. İLE/||/<> Kumluk yer, geniş kumsal. )
- KUMUÇ ile KUMUÇ
( Sivrisineğe benzer çok küçük bir tür sinek. İLE Bir tür börek. )
- KUMUL LODGE ile ...
( Papua Yeni Gine'nin tropikal ve endemik kuşlarının görülebileceği bölge. )
- KÜMÜLASYON/CUMULATION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM
- KÜMÜLATİF/CUMULATIVE[İng.] değil/yerine/= TOPLU
- KÜMÜLÜS değil/yerine/= KÜME BULUT
( Üst bölümleri bembeyaz ve küme durumunda, tabanı da çoğu kez yatay ve esmer bulut. )
- KÜMÛN[Ar.] >< ZUHÛR[Ar.]
( Gizlenme. >< Açığa çıkma, görünme, dışlaşma. )
- KÜNÂM[Fars.] ile ...
( Kuş yuvası. | Vahşi hayvan ini. )
- KUNDALİNİ YOGA = LAYA YOGA
( Hinduizm, Şaktizm ve Tantra okullarından etkilenen bir yoga okuludur. Adını, meditasyon, pranayama, mantraların söylenmesi ve yoga duruşlarıyla/asanalarıyla kundalini enerjisini uyandırma üzerine odaklanarak üretir. Uygulayıcılar, "farkındalığın yogası" olarak adlandırır. Kundalini Yoga, "bir kişinin, yaratıcı olanaklarının, yeteneklerini değerlendirebilmek, gerçeği konuş(tur)mak ve başkalarına hizmet et(tir)mek, iyileş(tir)mek için gerekli merhamet ve bilinç üzerinde yoğunlaş(tır)mayı" amaçlar. )
- KUNDUZ/SUİTİ/KASTOR[< Fr. < CASTOR] ile DUCKBILL
( Yorkshire'da bulunan Beverly kasabası [< Beaver], adını kunduzlardan almıştır. [Bazı bilimkişileri Pennine ormanlarının yok olarak yerini Fens ormanlarına bırakmasını, XIII. yüzyılın başına kadar İngiltere'de yaşayan kunduzların varoluşuna bağlar.] )
( KUNDÜS, KAZIME-İ ZÂT-ÜT-TERKOVA ile ... )
( BÎDESTER/BÂDESTER, SEG-ÂBÎ ile ... )
( BEAVER vs. DUCKBILL )
( CASTOR FIBER cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS )
- KUNDUZ ile/ve DAĞKUNDUZU
( Avrasya kunduzu. İLE/VE Kuzey Amerika'da yaşar. )
( Bu iki tür, 24.000 yıl önce ayrılmıştır ve artık çiftleşememektelerdir. )
( Kunduzlar 15 dakikaya kadar suyun altında kalabilirler. [Suyun altındayken su girmemesi için dudakları ön dişlerinin arkasında sımsıkı kapanır] )
( Öndeki dört kesici dişleri açık turuncu renktedir. [Büyümesi hiç durmayan bu dişlerin minelerinde, fazladan kuvvet sağlayan demir bulunur] )
( İlkbahar ve sonbahar aylarında kunduzların kuyruk boyu ikiye katlanır. [Enerjilerini kuyruklarında depoladıkları için, yağın kullanıldığı kış aylarında hacmini kaybeder] )
( CASTOR FIBER cum CASTOR CANADENSIS )
- KUNDUZ ile/ve DEV KUNDUZ
( ... İLE/VE 10.000 yıl önce nesli tükenmiştir. )
( Kunduzlar düşünebileceğinizden çok daha büyüktür. [Gelişimini tamamlamış bir kunduz 8 yaşındaki bir çocuğun boyundadır] )
( ... cum CASTOR OHIOENSIS )
- KUNDUZ ile/değil KAPİBARA
( ... İLE/DEĞİL Amazon ormanlarında yaşarlar. )
( ... İLE/DEĞİL 5 dk.'ya kadar, suyun altında kalabilirler. )
( ... İLE/DEĞİL Yavrularının, ancak %5'i, yaşamda kalır. )
( ... İLE/DEĞİL En büyük kemirgendir. )
- KÜNEFE ile KÜNEFİ
( Tatlı. İLE Bir tür üzüm. )
- KUNİK ile ...
( Eskimolar, burnunu birbirine sürtmez! Şefkatli koklaşmadır. [Eşeysel değildir!] )
- KUNPİR değil KUMPİR
- KUNT/KUND[Fars.] değil/yerine/= DAYANIKLI, SAĞLAM, KALIN, AĞIR
- KUNÛ'[Ar.] ile SUÂL[Ar.]
- KÜNYE değil/yerine/= SANLIK
- KUNZİT ile/||/<> AMETRİN
( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Ametist ve citrin karışımı. )
- KUNZİT ile/||/<> MORGANİT
( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Pembe ila turuncu renkte bir beril. )
- KUNZİT ile/||/<> SPİNEL
( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir mineral. )
- KUNZİT ile/||/<> SUGİLİT
( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Mor renkli nadir bir mineral. )
- KUNZİT ile/||/<> TANZANİT
( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Mavi ve mor tonlarında bir zoisit türü. )
- KÜP:
KÖP ETMEK[Eski Türkçe]/KOP[Kofti] ile HUMBARA/HUM-PÂRE[Fars.]
( Ayrıca "Copy"[İng.] sözcüğünün de köp ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. İLE Küçük küp. Kumbara. )
( Hititler döneminde kapalı bir alanda büyük küpler yere gömülürdü. Yiyeceklerin aynı ısı ortamında uzun zaman, bozulmadan kalmasını sağlayan bu yöntemde ne kadar çok küpünüz varsa o kadar zenginsinizdir. Baysınız, beysinizdir. En çok küpü olan yani köpetli/kuvvatlı olan şüphesiz ki devletin başı, aynı zamanda Tanrı vekili olan kraldır. )
- KÜP[Ar.] ile KÜP[Fr./ing. CUBE]
( Su, pekmez, yağ vb. sıvıları ya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap. | Sarhoş. İLE Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen. | Altı yüzü birbirine eşit kareden oluşan dik prizma. | Bu biçimdeki nesne. | Bir cismin hacim hesabında kullanılan ölçü birimi. | Bir sayının üçüncü kuvveti. [4³ = 4 x 4 x 4 = 64] )
- KUP[Fr. < COUPE] ile KUP[Fr. < COUPE]
( Giysi kesimi, kesimle verilen biçim. İLE Dondurma ve tatlıların konulduğu kap. )
- KUPA[Yun.] ile KUPA[Fr. < COUPE]
( Cam ya da seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak. | Bu bardağın alabileceği miktarda olan. | Altın, gümüş, bronz ya da kristalden yapılmış, yarışma ödülü olarak verilen ayaklı kap. | Yarışma ödülü olarak verilen herhangi bir sanat yapıtı. | İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, kalp biçiminde olanı, yürek. İLE Kapalı ve yalnız arkada oturulacak yeri olan dört tekerlekli araba. | İki kapılı bir tür spor otomobil. )
- KUPA ile ÇELENÇ[< İng.]
( ... İLE Sporda rekor kıranlar arasında, elden ele geçen kupa ve bu kupayı kazanmak için yapılan yarışma. )
- KUPA ile/ve/||/<>/> MAÇA ile/ve/||/<>/> KARO ile/ve/||/<>/> SİNEK
( [simgeledikleri] Asiller. İLE/VE/||/<>/> Ordu. İLE/VE/||/<>/> Orta sınıf. İLE/VE/||/<>/> (Yoksul) Halk. )
( İskambil kartları, tarım takvimi düzenlemesidir. Bir yılda 52 kart olduğundan, her kart, bir haftayı simgelemektedir.[Kart renkleri de dört mevsimi simgeler.]
Her rengin, onüç olması, bir mevsimde, onüç haftanın olmasına karşılık gelir.
Her rengin kartlarının değerini topladığımızda 91 eder.
[1 + 2 + 3 + 4 + 5 + 6 + 7 + 8 + 9 + 10(Vale) + 11(Dam/kız) + 12(Rua/Papaz) + 13 = 91]
(Bu da bir mevsimdeki gün sayılarını simgeler.)
Yılda dört mevsim olduğundan, 91 x 4 = 364 gün olarak bir yıla karşılık gelir.
İki "Joker"den biri, yılı tamamlar.[364 + 1]
İkinci "Joker" de dört yılda bir gelen "artık yıl"ın gün sayısını tamamlar.
Her mevsim, Rua/Papaz ile simgelenir. Mevsim değişikliğini de "As" sağlar. )
( )
( HEARTS vs./and/||/<>/> SPADES vs./and/||/<>/> DIAMONDS vs./and/||/<>/> CLUBS )
- KÜPE:
SAĞ KULAKTA ile SOL KULAKTA
( Sadece sağ kulağa takılan küpenin anlamı, o kişinin eşeşeysel(homoseksüel) bir tercihi olduğunu belirtir. İLE Sadece sol kulakta ise çeşitli anlamları/mesajları olabileceği gibi, herhangi birinin ikisine birden küpe takmak istememesi durumunda tercih ettiği/etmesi gereken kulak. İLE İkisine de takılmışsa, tamamen takan kişinin tercihiyle/beğenisiyle ilgili. )
- KÜPE ile HIZMA
( Küpe kulak memesine takılan. İLE Hızma kulak memesinde ikinci ve/ya da kulak memesi dışında kulağın herhangi bir yerine takılan. Yüzün ve gövdenin her yerine takan görülmektedir. )
- KÜPE ile/ve/değil MENGUŞ
- KÜPEŞTE[Yun.]/PARAPET[İt. < PARAPETTO] değil/yerine/= KORKULUK
( Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )
- KÜPƏ[Azr.] = KİREMİT KAP[Tr.]
- KUPLE değil/yerine BEYİT
- KUPON[Fr. < COUPON] ile KUPON[Fr. < COUPON]
( Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça. | Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri. | Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz ya da kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça. | İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş. İLE Yalnız bir giysilik dokunmuş ya da kesilmiş, üstün nitelikte kumaş parçası. )
- KUPÜR[Fr. < COUPURE] ile KUPUR
( Giyside kesim. | Kesik. İLE ... )
- KÜPÜR değil KUPÜR
- KUR'A[Ar. çoğ. KURÂ'] ile KURÂ[Ar. < KARYE] ile KURRÂ'[Ar. < KARİ]
( Sadece tesadüfe ve şansa bağlı bir ayırma yapmak üzere başvurulan her türlü araç, ad çekme. İLE Köyler, kasabalar. İLE Kur'ân'ı, Yedi Kırâet ve On Rivâyet dahilinde okuyan üstad hafızlar. )
- KUR'AN HAFIZLIĞI ile/ve/<>/değil KURRÂ' HAFIZLIĞI
- KUR'AN OKUMAK:
"AĞLAMAK İÇİN" değil ANLAMAK İÇİN
- KUR'AN OKUMAK değil KUR'AN'I TİLÂVET ETMEK
- KUR'AN-I KERÎM AHKÂMINDA:
İBÂRET-İ NASS ile/ve İŞÂRET-İ NASS ile/ve DELÂLET-İ NASS ile/ve MAZMÛN-İ NASS ile/ve İLTİZÂM-İ NASS ile/ve İKTİZÂ-İ NASS
( Her âyette, ibâret, işâret, delâlet, iltizâm, iktizâ ve tazammün bakımından çeşitli anlamlar ve hükümler vardır. )
( NASS: Anlamları açık ve meydanda olan ayet ve hadislere denilir. )
- KUR'ÂN-I KERÎM:
"MEKKE'de ve İSTANBUL'da ve MISIR'da"
( "Nâzil oldu." VE "Yazıldı." VE "Okundu." )
- KUR'ÂN-I KERÎM:
BAŞAT TAVIR ile/ve/<> REVNAK[Fars.][: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.]
- KUR'AN-I KERÎM:
EMİR ile/değil/yerine NASİHAT/ÖĞÜT
- KUR'ÂN-I KERÎM:
FELSEFE değil BİLİM
- KUR'ÂN-I KERÎM:
HİTAB ve/<> MUHATTAB
( Hitâb: Muhattabı olursan. )
- KUR'ÂN-I KERÎM:
KİTAB ile/ve/||/<>/< HİTAB
- KUR'AN-I KERÎM:
TEVHİD ile/ve/<> HAŞR/ÂHİRET ile/ve/<> NÜBÜVVET ile/ve/<> İBÂDET ve ADÂLET
- KUR'ÂN-I KERÎM'İ:
ARAPÇA'SINDAN OKUMAK ile/ve/= YÜZÜNDEN OKUMAK
- KUR'ÂN-I KERÎM'İN LAFZI değil KUR'ÂN-I KERÎM'İN NAZMI
- KUR'ÂN-I KERÎM ve/<> AYET/LER [âfâk'taki]
( Doğa. VE/<> Doğa nesneleri.[bitki/ler, hayvan/lar ve olaylar] )
- KUR'AN-I NÂTIK ile KUR'AN-I SÂMİT
( Âşıklar, Kur'ân'ı, canlı Kur'ân'dan okur. )
- KUR'ÂN'DA ÇEVİRİLER:
SATIRARASI ile/ve/||/<>/> TEFSİRLİ
- KUR'AN'DA ÇOĞULU OLMAYANLAR
- KUR'ÂN'I TEFSİR ile/ve/<> KENDİNİ TEFSİR
( Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir etmeye kalkışmadan önce kendini tefsir etmelisin. )
- Kur'ân[Ar.] ile KÛRÂN[Fars. < KÛR] ile KÜRÂN[Ar.]
( Kur'ân-ı Kerîm. [FURKAN] İLE Körler. İLE Kırmızı/al renkli at. )
- KUR'ÂN ile/ve KADÎM ÖĞRETİLER
- KUR'AN ile/ve/değil MUSHAF
( BELÂG-UL-MÜBÎN: İlâhî teblîgat. Kur'an-ı Kerim. )
- KUR[Fr. < COURS] ile KUR[Fr. < COUR]
( Yabancı paraların, ulusal para cinsinden değeri. | Düzey. İLE Öteki cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. | Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onun zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. )
- KÜR[Fr. < CURE] ile KÜR
( İyi bakım ve ilaç tedavisi. | Özel tedavi yöntemi. İLE İnatçı, hırslı kişi. )
- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM
- KÜR ile/ve REJİM
( CURE vs./and REGIMEN )
- KURA ÇEKMEK değil/yerine/= ÇEKİ YAPMAK
- KURA KURA (KURUMAK)
- KURA değil/yerine/= ÇEKİ
- KURABİYE[Ar. < QUREYBİYYE] değil/yerine/= ÇÖREK
( Şekerli ya da tuzlu küçük çörek. )
- KURÂDA[Ar.] değil/yerine/= İŞE YARAMAZ, YIPRANMIŞ/ESKİMİŞ/BOZULMUŞ, CILIZ
- KURAK/LIK ile/ve KIT/LIK
- KURAL GÜDÜMLÜ YAPI İLKESİ ile ...
( STRUCTURE DEPENDENCY PRINCIPLE )
- KURAL KOYMAK ile/ve/değil/yerine KURAL/LARI BELİRLEMEK
( Bilenler kurallar koyar, bilmeyenler kurallara uyar. )
( Kuraldan çok kuralcı, kraldan çok kralcı olmamak gerek! )
( [not] "TO MAKE THE RULE" vs./and/but "TO DETERMINE THE RULE/S"
"TO DETERMINE THE RULE/S" vs./and "TO MAKE THE RULE" )
- KURAL KOYUCU/LUK ile/ve/değil/yerine KURAL BULUCU/LUK
- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)
- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR
- KURAL ile AMAÇ
( RULE vs./and AIM )
- KURAL ile/ve İZLENCE
- KURAL = KAİDE = RULE[İng.] = RÈGLE[Fr.] = REGEL[Alm.] = REGULA < REGERE[Lat.] = MANDO, REGLA[İsp.]
- KURAL ile KAPRİS
( Kuraldan çok kuralcılığın, kraldan çok kralcılığın anlamı yoktur. )
( RULE vs. CAPRICE/WHIM )
- KURAL ile/ve/değil KARAR
( [not] RULE vs./and/but DECISION )
- KURAL ile/ve/değil KURAM
( [not] RULE vs./and/but THEORY )
- KURAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURUL
- KURAL ile/ve OLURLUK
( RULE vs. LAW )
- KURAL ile/ve/> YASA
( İnsanda/yaşamda. İLE/VE/> Doğada. )
( Tüzel/hukukî kabullere/kararlara her ne kadar "yasa" denilmişse de "kural"lardır. )
( SOLON [M.Ö. 640 - 559/8] )
( [Uyulmadığında ...] Cezası yoktur. İLE/VE/> Cezası vardır. )
( RULE vs./and/> LAW )
- KURALA UY/MAK ile/ve/||/<> KUR'AN'A UY/MAK
- KURALCI/LIK ile/ve BİLGİSİZ/LİK
- KURALCILIKTA:
AKILSIZLAŞMA >< ROBOTLAŞMA
- KURALLAR ile/ve/||/<>/> KURALLILIK
- KURALLARA/YASALARA UYMALI!
- KURALSIZLIK ile/değil/yerine/>< KURALLILIK
( En kötü "kurallılık", en iyi kuralsızlıktan iyidir. )
- KURAM" ile/değil TEMENNİ
- KURAM/GÖRÜNCE/TEORİ ile "SENARYO"
( THEORY vs. SCENARIO )
- KURAM/TEORİ[İng. THEORY] ile ...
( Hareket halinde olan şeyin dışına çıkıp, dışarıdan incelemek. )
- KURAM/TEORİ ile/ve/<> UYGULAMA/PRATİK
- KURAM ile/ve/||/<> AMAÇ
( TEORIA vs./and/||/<> TELOS )
- KURAM ile/ve/değil ANLAYIŞ
- KURAM ile/ve/< GÖZLEM
( THEORY vs./and/< OBSERVATION )
- KURAM ile/ve/||/<>/> İNANÇ
( ... İLE/VE/||/<>/> Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. )
- KURAM ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> SAYRILIK/HASTALIK ve/||/<> KİŞİLİK BOZUKLUĞU
( Davranışçı Terapi | Benedict | Paraonoid Bozukluk | Depresif Kişilik
Bilişsel Kuram | Beck | Obsesif Kompulsif Bozukluk | Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Bireysel Psi.(Adler) | Adler | Karşı Olma, Karşı Gelme Bozukluğu | Şizotipal
Ego state | Ecstein | Paylaşılmış Psikotik bozukluk | Pasif Agresif
Psikotoplumsal Gelişim | E.Erickson | Eşeysel İşlev Bozukluğu | Antisosyal
Kendilik Psikolojisi | Kohut | Uyku Bozukluğu | Mazoşistik
DDDT | Ellis | Özgül Fobiler | Çekingenlik
Evrimsel Psikiyatri | Maslow | Vajinismus | Paranoid
Roger'cı Sağaltım | Rogers | Yaygın Kaygı Bozukluğu | Histriyonik
Ego Psikolojisi | Anna Freud | Travma Sonrası Stres Bozukluğu[PTSB] | Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Varoluşçu Terapi | Yalom | Yaz Etkileşimi | Self-defeating
Bireysel Psikoloji(Adler) | Bandura | Somatizasyon Bozukluğu | Pasif Agresif
Ayrılma-Bireyleşme | Mahler | Panik Bozukluk | Çekingenlik
Masterson Kuramı | Masterson | Şizofreni | Narsisistik
Transpersonel Psi. | Jung | Depresyon | Şizoid
Fenomenolojik Kuram | Kernberg | Sosyal Fobi | Borderline
Dürtü-Savunma Kuramı | Fairbairn | Madde Bağımlılığı | Şizoid
Biyolojik Kuram | E. Fromm | Egodistonik | Eşeşeysellik | Antisosyal
T.A | Watkins | Tikler | Sadistik
Oyun ve Gerçeklik | Winnicott | Kimlik krizi | Paranoid
Dürtü-Savunma Kuramı | Freud | Fobiler | Antisosyal
Logoterapi | Frankl | Dürtü Kontrol Bozukluğu | Pasif agresif
Hümanistik Psi. | Otto Rank | Konversiyon Bozukluğu | Histriyonik
Nöropsikanaliz | Schore | Hiperaktivite | Karışık tip
Nesne ilişkileri | Sullivan | Yeme Bozukluğu | Depresif Kişilik
Varoluşçuluk | Rollo May | Bipolar Bozukluk | Bağımlı
T.A. | Jacobson | İntihar | Self-Defeating
Gestalt | Bowlby | Davranım Bozukluğu(Ergen) | Narsisistik
Toplumsal Travama | Vamık Volkan | Toplumsal Travmanın Çözümü | Onarıcı ve Yıkıcı Önder
Şema Terapi | Risley | Parafidiler | Borderline )
- KURAM ile KURAN ile KURAL
- KURAM = NAZARİYE = FUAD = THEORY[İng.] = THEÉORIE[Fr.] = THEORIE[Alm.] = THEORIA, THEOREIN[Yun.] = TEORIA[İsp.]
- KURAM ile/ve/değil TEKLİF
- KURAM ile/ve/değil/||/<> YAKLAŞIM
- KURAM ile/ve/değil/yerine YARAR
( [not] THEORY vs./and/but BENEFIT
BENEFIT instead of THEORY )
- KURAMDAN KOPUK UYGULAMA ile/ve/<> UYGULAMADAN KOPUK KURAM
( Kördür. İLE/VE/<> Topaldır. )
- KURAMIN:
DOĞRULUĞU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYGUNLUĞU
- KURAMLAR/TEORİLER ile VARSAYIMLAR/HİPOTEZLER
( -- ABBE KURAMI(ABBE'S THEORY):
( Gerçek bir görüntü elde edilecek bir mercek, cismin tüm kırınım saçaklarını geçirecek kadar büyük olmalıdır. )
-- BATLAMYUS KURAMI(PTOLEMIAN THEORY):
( Yerküre, evrenin merkezidir ve güneş ile ay, yer çevresinde döner. )
-- BÜYÜK PATLAMA KURAMI(BIG BANG THEORY):
( Evren başlangıçta tıkız bir madde kitlesi (kozmik yumurta) halindeydi. Daha sonra bu patladı ve gaz kırıntılarından oluşan bir kitle haline dönüştü. Bu kırıntılar da yoğunlaşarak yıldızları meydana getirdi. )
-- DALTON'UN ATOM KURAMI(ATOMIC THEORY OF DALTON):
( 1) Tüm maddeler yok edilemez, küçücük, bölünmez taneciklerden oluşmuştur.
2) Fiziksel ve kimyasal değişimlerde atomlar, varoluşlarını korur. Parçalanamaz ya da yeniden oluşturulamaz.
3) Aynı elemetin atomları büyüklük, biçim, kütle ve daha başka özellikleri bakımından birbirinden ayırt edilemez. Ancak bir element atomları başka elementlerin atomlarından farklıdır.
4) Kimyasal olaylar atomların birleşmesi ya da ayrılması sonucudur. Atomlar birleşerek molekülleri oluşturur. Bu bileşik moleküller tamamen birbirinin aynıdır. )
-- DARWIN KURAMI(DARWIN'S THEORY):
( Organizmalar tümünün yaşaması olanaksız sayıda yavru ürettiklerinden, yavrular sağ kalabilme savaşına girerler ve içlerinden ancak yeterince gelişmiş olanlar yaşamlarını sürdürebilirler. Sağ kalmalarını sağlayan özellikler kalıtım yoluyla bir sonraki kuşağa geçtiğinden, bu kuşağın canlıları da bir önceki kuşağın başarılı yönlerini edinirler. )
-- FLOJİSTON KURAMI(THEORY OF PHLOGISTON):
( Yanıcı maddelerde bir akışkan madde vardır ve bunun içinde bulunduğu maddeden ayrılması yanma olayına rol açar. )
-- GEZEGENLERİN OLUŞUMU KURAMI(PLANETESTIMAL THEORY):
( Bir yıldız güneşe yaklaşarak gaz kütlelerini çeker ve soğuyarak ufak gezegenleri oluşturur. )
-- GÖRELİLİK/İZAFİYET KURAMI(THEORY OF RELATIVITY):
( Einstein'ın açıkladığı, enerji ile kütle arasında bir eşdeğerliğin bulunduğu, herhangi bir enerji kaybının bir kütle kazancına kütle kaybının da enerji kazancına yol açacağı ilkesi. )
-- HÜCRE KURAMI(CELL THEORY):
( 1) Tüm organizmalar hücrelerden oluşur.
2) Yaşamsal etkinliklerin tümü hücrelerde gerçekleşir.
3) Tüm canlı hücreler öteki hücreler tarafından bölünme ya da üreme yolu ile oluşturulur. )
-- IŞIĞIN DALGA KURAMI(WAVE THEORY OF LIGHT):
( Işık dalgalar halinde yayılır. )
-- IŞIĞIN PARÇACIK KURAMI(PARTICLE THEORY OF LIGHT):
( Işık çok küçük hızlı taneciklerden oluşur. )
-- KENDİLİĞİNDEN OLUŞ KURAMI(THEORY OF SPONTANEUS GENERATION):
( Abiyogenez; cansız maddelerin birden ve kendiliğinden bir canlı oluşturması kuramı. )
-- KOPERNİK KURAMI(COPERNICUS THEORY):
( Yerküre de dahil olmak üzere gezegenler eksenleri etrafında döner ve güneş etrafında bir yörünge üzerinde hareket ederler. )
-- KUVANTUM KURAMI(QUANTUM THEORY):
( Işın-enerji, "kuanta" denen belirli, küçük birimler verir ve emer; bir nesne, enerji verirken de alırken de içindeki atomların durumu bozulur, titreşmeye başlar; atomların bu titreşimi ışık şeklinde ortaya çıkar, bu ışık da bize renk şeklinde görünür. )
-- LAMARK'IN EVRİM KURAMI(LAMARC'S THEORY OF EVOLUTION):
( 1) Kullanılan her organ büyür ve ve kuvvetlenir. Kullanılmayanlar da zayıflar, küçülür ve sonuçta körelir.
2) Gereksinim, yeni organların oluşmasına neden olur. Ve böylece canlının ortama uyması olanaklı olur.
3) Sonradan kazanılan bu karakterler, dölden döle geçerek canlının ortama daha iyi uymasını sağlar ve yeni türler meydana gelir. )
-- AVOGADRO VARSAYIMI(AVOGADRO'S HYPOTHESIS):
( Aynı basınç ve sıcaklık koşulları altında bulunan tüm gazların eşit hacimleri, aynı sayıda molekül içerir. [6.02 x 10 üssü 23] )
-- NEBULA VARSAYIMI(NEBULA HYPOTHESIS):
( Güneş sistemi dönen bir Nebula(bulutsu), gazdan iç içe halkalar oluşturmuş daha sonra bu gaz halkalar soğuma sonucu yoğunlaşarak gezegenleri ve bunların uydularını; nebulanın çekirdek bölümü ise güneşi meydana getirmiştir. ) )
- KURAMSAL BİLGİ ile/ve ESTETİK BİLGİ ile/ve DEĞER/AKSİYOLOJİK[Fr.] BİLGİ
( THEORICAL KNOWLEDGE vs./and AESTHETICAL KNOWLEDGE vs./and AXIOLOGICAL KNOWLEDGE )
- KURAMSAL(NAZARÎ) TASAVVUF ile/ve UYGULAYIMSAL/KILGISAL/AMELÎ TASAVVUF
- KURAMSAL(TEORİK) BİLGİ ile TEKNİK BİLGİ
( Kuram, yanlışlanamadığı sürece geçerlidir. İLE Kullanımdaki/uygulamadaki başarılı yansıması oranında geçerlidir. )
- KURAMSAL(TEORİK) FELSEFE ile UYGULAYIMSAL(PRATİK) FELSEFE
- KURAMSAL/TEORİK AHLÂK(MORAL) ile/ve UYGULAYIMSAL/KILGISAL/PRATİK AHLÂK
( THEORICAL MORALS vs./and PRACTICAL MORALS )
- KURAMSAL/TEORİK FİZİK ile MATEMATİKSEL FİZİK
- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> DENEYSEL KİMYA
( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kimyasal süreçleri deneylerle inceleyen bilim dalı. )
- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> KUVANTUM KİMYASI
( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kuvantum mekaniği ile kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )
- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> MOLEKÜLER MODELLEME
( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Moleküler yapıların bilgisayar modellerini inceleyen bilim dalı. )
- KURAMSAL = NAZARÎ = THEORETIC[İng.] = THÉORIQUE, THÉORETIQUE[Fr.] = THEORETISCH[Alm.] = THEORIKOS, THEORETIKOS[Yun.]
- KURAMSALLIK ile/ve/<> YARATICILIK
( Aklın mâbedi. İLE/VE/<> Kalbin mâbedi. )
- KÜRATİF/CURATIVE[İng.] değil/yerine/= SAĞALTICI | İYİLEŞTİRICİ
- KURB-U FERAİZ ile/ve KURB-U NEVÂFİL
( Özün aşkı. İLE/VE Kabuğun aşkı. )
( Farz olan yakınlık. İLE/VE Nafile olan yakınlık. )
( Düşünce ve kararların emir olarak organlara ulaştırılması. İLE/VE Sinirler aracılığıyla dış uyarıların beyne iletilmesi. )
( Kabuk öze, öz de kabuğa âşıktır. )
- KURB-U SULTÂN ve/||/<>/> ATEŞ-İ SÛZÂN
- KURB/İYET ile ...
( YAKIN, YAKINLIK )
- KURBACIK ile/ve/||/<> TUNÇ ile/ve/||/<> İĞ
( )
( Kaynak: "ANADOLU'DA KAYBOLMAKTA OLAN BİR MADDİ KÜLTÜR UNSURU: SU DEĞİRMENLERİ (BEYPAZARI ÖRNEĞİ)" - Reşide Gürses, E. Banu Karababa Taşkın )
- KURBAĞA ADAM = DALGIÇ
- KURBAĞA OTU ile KURBAĞAZEHRİ
( Düğün çiçeğigillerden bir bitki. İLE Kurbağazehrigillerden, tatlı sularda yaşayan, beyaz çiçekli, yaprakları yürek biçiminde olan bir süs bitkisi. )
( BUFONIA cum HYDROCHARIS )
- KURBAĞA ile (BUSHWELT) YAĞMUR KURBAĞASI
- KURBAĞA ile (KIÇI) KILLI KURBAĞA
( FROG vs. ... )
- KURBAĞA ile (ZEHİRLİ) CAM KURBAĞA
( )
- KURBAĞA ile AFRİKA YAĞMURU KURBAĞASI
( )
- KURBAĞA ile ALASKA KURBAĞASI
( ... ile )
( )
- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA
- KURBAĞA ile BREZİLYA ZEHİRLİ KURBAĞASI
- KURBAĞA ile ÇOÇUİ(KUKU)
( ... İLE Ufak bir ağaç kurbağası.[Porto Riko'nun simgesidir.] )
- KURBAĞA ile ÇÖL KURBAĞASI
- KURBAĞA ile ÇÖL YAĞMURU KURBAĞASI
( ... İLE )
- KURBAĞA ile DOMATES KURBAĞASI
- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI
( )
( ... cum BUFOTES VIRIDIS )
- KURBAĞA ile HİNT KURBAĞASI
( ... İLE Muson yağmurlarıyla birlikte ortaya çıkan Hint kurbağalarının yeşil olan rengi, üreme döneminde sarıya döner.[Renk değişiminin nedeni, dişileri etkilemektir.] )
- KURBAĞA ile KAFESLİ AĞ KURBAĞASI
- KURBAĞA ile KARA KURBAĞA/OTLUBAĞA
( 5000'in üzerinde kurbağa türü vardır. [Sri Lanka'da, 2002 yılında, 100 yeni tür daha bulunmuştur] )
( 2.600 değişik cins kurbağa vardır. Türkiye'de ise 29 kurbağa türü bulunmaktadır. )
( Ne yazık ki, kurbağaların nesli, hızla tükenmektedir. :( [Kurbağalar, derileri aracılığıyla soluk alan canlılar olduklarından, tüm türlerin üçte biri tehlike altındadır.][Zehirleri, bizim için tehlikeli olabilir fakat kişilerin etrafa saçtığı zehirler, onlar için çok daha öldürücüdür.] )
( ile )
( MUKNİA: Kurbağa yavrusunun, yumurtadan çıktığı ilk durumu.
VAKVAKA: Kurbağa sesi. )
( BÜRKE, DIFDEA/DIFDA'[DIFDAİYYE: Kurbağagiller] ile ... )
( GÛK ile ... )
( FROG vs. TOAD )
( RANUCULA cum BUFA )
( LA RANA con ... )
- KURBAĞA ile KAZICI KURBAĞA
- KURBAĞA ile KÜÇÜK ZEHİRLİ KURBAĞA
- KURBAĞA ile KURBAĞA BALIĞI
( )
( FROG vs. FROG FISH )
- KURBAĞA ile KURBAĞACIK
( ... İLE Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa. | Küçük İngiliz anahtarı. | Ayarlanabilir somun anahtarı. | Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen nesnelerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak. | Ağız tabanında çıkan sıvı içeren bir tür küçük kist. )
- KURBAĞA ile LİOPELMA
- KURBAĞA ile MANTELLA KURBAĞASI
- KURBAĞA ile MAYMUN KURBAĞASI
( FROG vs. MONKEY FROG )
( ... cum PHYLLOMEDUSA CAMBA )
- KURBAĞA ile MİKROHİLİD KURBAĞA/NOKTALI VINLAYAN KURBAĞA
( ... İLE Peru, Hindistan ve Sri Lanka'da yaşarlar. )
( ... cum CHIASMOCLEIS VENTRIMACULATA )
- KURBAĞA ile NİNJA KURBAĞA
- KURBAĞA ile ÖKÜZ KURBAĞASI
( ... İLE Güney Afrika'da yaşar. )
( )
- KURBAĞA ile OVA KURBAĞASI
- KURBAĞA ile TOROS KURBAĞASI
( ... İLE Dünyanın, vraklamayan tek kurbağa türü. [Bolkar Dağları'nda, Karagöl-Ulukışla-Niğde'de yaşar.] )
- KURBAĞA ile YEŞİLBAĞA
( ... İLE Yeşil renkli bir tür küçük kurbağa. )
- KURBAĞA ile ZÂT-ÜL-GALSAME-İ DÂİME[Ar.]
( ... İLE Biçimini değiştirme özelliği eksik olan bir tür kurbağa. )
- KURBAĞALAMA ile KURBAĞALAMA
( Kurbağanın yüzmesine benzer yatay hareketler yaparak yüzme. İLE Birbirine paralel iki tırmanma sırığına baldırları ve ayak sırtlarını kenetleyerek ya dışarıdan diz altına sıkıştırarak tırmanma. )
- KURBAĞANIN ile KURBANIN
- KURBAN BAYRAMI değil/yerine/= YAKINLIK BAYRAMI
- KURBAN KESMEK değil KURBAN/YAKINLIK KESBETMEK[: Çalışarak kazanma.]
- KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR
- KURBAN ile/değil/yerine/>< SORUMLU
( )
- KURBAN ile/<> SUÇLAYICI/ZORBA ile/<> KURTARICI
( Kendine değer vermeyen ve başkalarının kararlarını kabul eden, yönlendirici, sürekli yakınan ve kendine ötekileri koltuk değneği gibi arayan.[Çaresizlik, onun için bir "sığınak" olmuştur.] İLE/<> Başkalarının görüş ve değerlerine önem vermeyen, öfkeli, saldırgan ve yargılayıcı bir tutum içinde olan. İLE/<> Ötekilerin yardım etme kapasitesini önemsemeyen, fedâkâr görünen ama gereksiz yere işlere karışan.[Zehirli bir "kendine yetme" ve başkalarına adanma durumu vardır. Bu kadar iyilik sonrası alacaklarını sağlayamayınca bir zorbaya dönüşmesi de hiç şaşırtmaz.] )
- KURBANIN ... ile/değil KURBAĞANIN ...
- KURBİYET ile/ve KUTBİYET
( Görebilme hali. İLE/VE Yapabilme hali. )
- KURBİYET ile RÂBITA
( Bir râbıta, bin zâbıtaya yeter. )
- KURÇATOVYUM = RUTHERFORDYUM
( ... = Amerika'lıların verdiği ad. [Simgesi: Rf.] )
- KURD ile BİDRE
( ... İLE Ağaç kurdu. )
( Zİ'B[çoğ. ZU-BÂN] ile ...
Zİ'B-İ BAHRÎ: Deniz kurdu denilen bir cins yırtıcı büyük balık. )
- KURD ile İPLİCİK
( ... İLE Sığırların soluk borularına yerleşen ve arakonakçısız bulaşan, en çok 8 cm. uzunluğunda, akciğer kılkurdu. )
( ... cum DICTYOCAULUS VIVIPARUS )
- KURD ile TENYA(SOLİTER SOLUCAN)/TENYA[Fr.]/DÎDÂN-I EM'A[Ar.]
( ... İLE Bağırsak kurdu. )
- KURD yerine YIRTICI
- KURDA KUŞA (YEM ETMEMEK)
- KÜRDAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HILTAN
( ... İLE/VE/||/<> Top durumundaki çiçekleri kuruduktan sonra sapları kürdan olarak kullanılan yabani bir bitki. )
- KURDELA değil KURDELE
- KURDELEBALIĞI/FLANDRA ile FLANDRE
( Kurdelebalığıgillerden, uzun, yassı gövdeli, pulları çok küçük, kuyruk yüzgeci ipliğe benzeyen, kemikli bir Akdeniz balığı. İLE Bir tür çoban köpeği. )
( CEPOLA RUBESCENS cum ... )
- KURDU KUZUYU (BİR TUTMAK)
- KÜRE[çoğ. KÜRÂT] ile ...
( BEKTÂŞİYE'DE MEYDAN OCAĞI )
- KÜRE/MÜDEVVER[Ar. < DEVR] ile/ve YUVARLAK/DEĞİRMİ
( Bir noktaya eşit uzaklıkta. İLE/VE Bir daireye eşit. )
- KÜRE ile/ve/<> DAİRE
( Daire, bir küre kesitidir. )
- KÜRE ile/değil ELİPS
- KÜRE ile/ve KARE
( Tanrıyı simgeler. İLE/VE Halkı ve doğayı simgeler. )
( Zorunluluk aranır/aranabilir. İLE/VE Zorunluluk aranamaz. )
( Bir düzlemin içinde, aynı anda iki noktaya birden temas edemez. İLE/VE ... )
( Hacim. İLE/VE Alan. )
( 2³ İLE/VE 2² )
- KÜRE ile/ve KÜME
- KÜRE ile KÜRE ile Küre
( Tüm noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı nesne. | Yeryüzü, dünya. İLE Madenci ocağı, maden fırını. İLE Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. )
- KÜRE ile SAHTE KÜRE
( SPHERE vs. PSEUDO SPHERE )
- KÜRE ile YARIKÜRE
( ... İLE Yer ya da gökküresinin, ekvatorla bölünmüş iki yarısından her biri. )
- KÜRE ve YÖNETİM
( Bir ülke iyi yönetiliyorsa, yoksulluk ve düşkünlüğün varlığı utanç verici bir şeydir. Bir ülke kötü yönetiliyorsa, zenginlik ve onur gibi şeylerin varlığından utanç duyulmalıdır. )
- KÜRE değil/yerine/= YUVAR
- KÜRE ile/ve ZORUNLULUK
( SPHERE vs./and COMPULSORY )
- KÜREK ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<>/>< LAVA[İt.]
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herhangi bir yere yanaşmış filikanın, kürek çekmeden ilerlemesi için söylenilen söz/emir. )
- KÜREK ile/ve/||/<>/> FIRIN
( Düzgün. İLE/VE/||/<>/> Kızgın. )
- KÜREK ile ISIRAN
( ... İLE Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. | Fırında, ekmek, börek çörek çevirmeye yarayan, bir tür kürek. )
- KÜREK ile SIYIRGA
( ... İLE Harmanda, samanı, bir yere toplamaya ya da damlardan, karı küremeye yarayan araç. )
- KÜREMEK/KÜRÜMEK = KÜRELEMEK
( Kürekle atıp temizlemek. )
- KÜRESEL AYNA ile DÜZLEM AYNA
( Işığı bir noktada toplayan ya da dağıtan eğimli ayna. İLE Işığı düz bir biçimde yansıtan düz ayna. )
- KÜRESEL ile/ve/değil/||/<>/< BASKIN YEREL
- KÜRESEL ile/ve/değil DAİRESEL
- KÜRESELLEŞ(TİR)ME ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)ME
( )
- KÜRESELLEŞME:
[ne yazık ki]
"ULUSLARARASILAŞMANIN GENİŞLEMESİ" ile/ve/||/<> KURUMSAL ZORBALIK
- KÜRESELLEŞME ve/||/<> YOKSULLUK
- KÜRESELLEŞMENİN ARTMASI ile/ve/değil/||/<> SINIRLARIN AZALMASI
- KÜREYVE değil/yerine/= YUVAR
( Organizmadaki çeşitli sıvılarda[kan, lenf, süt] bulunan, genellikle yuvarlak ya da oval küçük cisim.[Alyuvar, akyuvar.] | Yeryuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim. )
- KÜRƏK[Azr.] = BEL[Tr.]
- KURFORSE ile ...
( Bir paraya, hükümetçe verilen (belirtilen) değer. )
- KURGU-BİLİM değil BİLİM-KURGU
- KURGU/LAMAK ile/ve/<> VURGU/LAMAK
- KURGU/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURAM/SAL
- KURGU ile "MİMARİ"
- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM
- KURGU ile/ve DİLE GETİRME
( Madem ki o olaylara/durumlara elimiz bulaşmadı, öyleyse dilimizi de bulaştırmayalım. )
- KURGU ile/ve HAYAL GÜCÜ
( Olduğu haliyle görün, olduğunu hayal ettiğiniz gibi değil. )
( Şeyleri hayal ettiğiniz gibi görmek yerine, onları oldukları gibi görmeyi öğrenin. )
( See your world as it is, not as you imagine it to be. Instead of seeing things as imagined, learn to see them as they are. )
( FICTION vs. IMAGINATION )
- KURGU ile KABUL
- KURGU ile KURUNTU
- KURGU ile/ve/değil/yerine/></< OLGU
( [not] FICTION vs./> FACT instead of FICTION )
- KURGUDA:
KESMEK ile/ve/||/<>/> YONTMAK ile/ve/||/<>/> EKLEMEK
- KURGUL ile/ve/değil/yerine SİMGESEL
- KURGULU değil KURULU
- KURGUSAL TARİH FELSEFESİ ile/ve ELEŞTİREL TARİH FELSEFESİ
- KÜRİYUM[Fr. < CURIUM] ile KÜRİT[Fr. < CURIDE]
( Atom numarası 96, atom ağırlığı 248 olan, aktinitlerden, plütonyum 239'un helyum çekirdekleriyle bombardımanından elde edilen radyoaktif bir öğe. [simgesi: Cm] İLE Atom numaraları, 96 - 103 arasında bulunan öğelerin genel adı. )
- KÜRKAS[Fr. < CURCAS] değil/yerine/= HİNT FISTIĞI
( Sütleğengillerden, meyve çekirdekleri zehirli bir bitki. )
- KURMACA AÇMAZI ile/ve/||/<> TRAJEDİ AÇMAZI
- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK
- KURMACA ile DOĞAÇLAMA
- KURMACA ile DÜZMECE
- KURMACA ile KURGULAMA
( Nesne. İLE Olay. )
- KURMAK ile/ve/değil DİZGELEŞTİRMEK/SİSTEMLEŞTİRMEK
( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )
- KURMAK ile/yerine DÜŞÜNMEK
( Kuruntu/vesvese ile zihne düşenler düşünme değildir! [kuruntulardan vazgeçebilmeli!] )
( Bırak, farklı düşünce/duygu kuşları başının üzerinden uçsunlar. Sen ancak başının üzerinde yuva yapmamalarını sağlayabilirsin! )
- KURMAK ile/ve/> GELİŞTİRMEK
- KURMAK ve/> KORUMAK
- KURMAK ile ÖNCÜLÜK ETMEK
( TO ESTABLISH vs. PIONEERING )
- KURMAK ile/ve/||/<> ÖRMEK
- KURMAK ile UYDURMAK
- KURMAK ile/ve YAPILANDIRMAK
( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )
- KURMAK ile/ve YÜRÜ(T)MEK
- KURNA[Ar. < KURNE] ile/ve/||/<> ZURNA[Fars. < SURNÂY]
( Hamama gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. İLE/VE/||/<> Düğüne gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. )
( Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş ya da plastik tekne. İLE/VE/||/<> Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla ya da dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı. )
- KURNAZ/LIK ile/değil/=/<>/>/< APTAL/LIK
( İkisinin de hiçbir "kazanımı", kalıcı değildir/olamaz. )
- KURNAZ/LIK ile BENCİL/LİK
- KURNAZ/LIK ile/değil CERBEZE
( ... İLE/DEĞİL İyi konuşma. | Beceriklilik, girginlik. | Kurnazlık, hilekârlık. )
- KURNAZ/LIK ile SİNSİ/LİK
- KURNAZ/LIK ile/değil/yerine ZEKİ/LİK
- KURNAZLIK ile/değil/yerine AKIL
- KURNAZLIK ile/değil/yerine ZEKÂ/ZEKİ
- KURS[Ar. < KURŞ] ile KURS[Fr.]
( Ağırşak. | Bir gök cisminin teker biçimde görülen yüzü, çörek. İLE Resmî ve özel kuruluşlarca ilgililere belirli bir konuda bilgi, beceri ve davranış kazandırmak amacıyla düzenlenen derslere dayanan ve belirli bir süresi olan eğitim etkinliği. )
- KURS[Fr. < COURS] değil/yerine/= ÖĞRETİ/ÖĞRENEK
- KURS[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRENEK
- KURS değil/yerine/= ÖĞRENEK
- KÜRSÎ ile ...
( OTURULACAK YÜKSEKÇE YER | TAHT | MAKAM, VAZİFE )
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSİ] değil/yerine/= KONUŞAK
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] ile PODYUM
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] değil/yerine/= SEKİ
( Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. | Ana bilim dalı. | Sandalye. | Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. )
- KÜRSÜ ile AMBON[Fr.]
( ... İLE İlkel bazilikaların sahnında vaaz yeri ya da kürsüsü. | Çağdaş Balkan ve Yunan kiliselerinde büyük kürsü. )
- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ
- KÜRT BÖREĞİ değil KÜT BÖREK
- KURT ile AMERİKA BOZKURDU
( ... İLE ABD ve Kanada ormanlarında yaşar. )
( WOLF vs. TIMBER WOLF )
( CANIS LUPUS vs. CANIS LUPUS OCCIDENTALIS )
- KURT ile ASENA
( ... İLE Dişil kurt. )
- KURT ile ETİYOPYA KURDU
- KURT ile/ve GÜRBÜZ
( ... İLE/VE Davar şeklinde kurt.[GURK: KURT, BUZ: DAVAR] )
( BİHÂK/BUHAK[Ar.]: Eril kurt. )
- KURT ile KESELİ KURT
( ... İLE Genellikle omurgalılarda, kasların içinde gelişen şerit kurtçuklarının genel adı. )
- KURT ile KIR KURDU
- KURT ile KIZIL KURT
( ... İLE Amerika'da yaşarlar. )
( Gebelik süreleri 63-70 gündür. İLE ... )
( KELBİYYE-İ ZENEBİYYE, SİRHÂN[çoğ. SERÂHÎN], Zİ'B ile ... )
( GÜRG ile ... )
- KURT ile KURT ile KANCALI KURT
( Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan (Canis lupus). | Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. | İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz. İLE Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız ya da çok ilkel ayaklı küçük hayvan. | Bazı böceklere ya da bazı böcek kurtçuklarına verilen ad. İLE İpsiler familyasından, 10 milimetre boyunda, ağzı çift çengelli, ince bağırsakta yaşayan asalak solucan. )
- KURT ile KURT ile KURT
( Köpekgillerden, Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika'da yaşayan, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil memeli hayvan. | Bir yeri, bir şeyi iyi bilen. | İşini iyi bilen, aldanmaz, kurnaz. İLE Yumuşak ve uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız ya da çok ilkel ayaklı küçük hayvan. | Bazı böceklere ya da bazı böcek kurtçuklarına verilen ad. İLE Güney gök küresinde, Akrep ile Boğa arasında bulunan takımyıldız. )
( )
( WOLF vs. WORM vs. ... )
( CANIS LUPUS cum ... cum ... )
- KURT ile MOĞOL KURDU
- KURT ile SİYAH KURT
( ... İLE Bozkurtun melanistik bir renk çeşididir. Kuzey Amerika dağlarında ve Asya'nın yüksek kesimlerinde yaşar. )
- KURT ile/ve/||/<> TEL KURDU
( ... İLE Ekin ve sebze köklerini kemirerek büyük zararlara yol açması nedeniyle tarım için çok zararlı tarla böceği kurtçuklarına verilen ad. )
- KURT ile YELELİ KURT
( WOLF vs. MANED WOLF )
- KURTAĞZI ile KURTAYAĞI ile KURTBAĞRI
( Gemi ve sandallarda halatın geçmesi için teknenin kenarına tutturulmuş, açık ağız biçiminde metal parça. | Doğramanın birbirine geçen dişleri. | Çatıdaki dışa açılan küçük pencere. İLE Damarlı çiçeksizlerden, küçük yapraklarla örtülü ince bir sap görünüşünde olan bir bitki. İLE Zeytingillerden, yaprakları mızrağa benzer, çiçekleri beyaz, kokulu ve salkım durumunda olan, çit yapmakta kullanılan bir süs bitkisi. )
( ... cum LYCOPODIUM CLAVATUM cum LIGUSTRUM VULGARE )
- KURTARMAK" ile "DOĞRULTMAK"
- KURTARMAK ile TOPARLAMAK
- KURTBOĞAN = BOĞAN OTU
( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )
( ACUNITUM NAPELLUS )
- KÜRTÇE değil [Doğu Anadolu] OSMANLI TÜRKÇESİ
- KURTÇUK ve/||/<>/> KURTÇUL
( Bazı hayvanların, özellikle böceklerin yumurtadan çıktıktan sonra, krizalit ya da ergin karakterlerini kazanmadan önceki evresi. VE/||/<>/> Kurtçuklarla beslenen hayvan. )
- KURTLU ile "KURTLU"
( İçinde kurt bulunan, kurtlanmış. İLE Yerinde rahat duramayan, sürekli kıpırdanan kişi. )
- KURTLUCA/MEŞECİK/YERMEŞESİ/YERPALAMUDU/SUSARMISAĞI ile KURTMANTARI
( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarmısağı andıran, göl ve akarsu kıyıları gibi nemli yerlerde yetişen bir bitki. İLE Tazeyken yenebilen, olgunlaştığında, basılınca sporlar saçan, beyaz renkli, yuvarlak biçimli, bazitli bir mantar. )
( ARISTOLOCHIA cum LYCOPERDON )
- KURTPENÇESİ = KURTTIRNAĞI
( Karabuğdaygillerden, 20-50 cm. yüksekliğinde, pembe çiçekleri salkım biçiminde, sap ve kökünde bol tanen bulunan çok yıllık otsu bir bitki. )
( POLYGONUM BISTORTA )
- KURTULMA ile TERK
- Kurtulmak için SUS!!!
- KURTULMAK ile ÖZGÜRLEŞMEK
( Özgürleşme, kişinin kendi kendine empoze etmiş olduğu yanlış fikirlerden kurtulmasıdır. )
( Bir canlı varolan, kurtuluşun onun ulaşabileceği bir yerde olduğunu bir kez işitir ve anlarsa, asla unutmayacaktır. )
( Liberation is of the self from its false and self-imposed ideas.
Once a living being has heard and understood that deliverance is within his reach, he will never forget, for it is the first message from within. )
( DELIVERANCE, EXTRICATION vs. TO BECOME FREE )
( PRAJNA ile ... )
( NECÂT ile HÜRRİYET )
- KURTULMAK ile REDDETMEK
( Kurtulmak, reddetmekle olanaklı değildir. )
( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş, halas olmuş. )
- KURTULMAK ile SIYRILMAK
- KURTULUŞ SAVAŞI'MIZDA:
KAĞNI ve/||/<>/> UÇAK
( )
- KURTULUŞ ve/< ÖZEN/İMTİNÂ
- KURTULUŞ ve/> PAKLIK
- KURU ÇİÇEK ile BAŞAK
- KURU FASULYE ile/< ŞİŞERKA
( ... İLE/< Yaşken toplanıp, yaş olarak saklanan fasulye. )
- KURU GÜRÜLTÜ, KAVARA ile/ve KAKOFONİ
- KURU KURU "ÜZÜLMEK" / "ÜZÜLÜYORUM" DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAPABİLECEĞİN BİR ŞEY/LER
( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Var. )
- KURU KURU (DÜŞÜNMEK)
( Bir şey yapmak yerine sadece düşünerek zaman geçirmek, işe yaramamak. )
- KURU MEYVE ile/ve TAZE MEYVE
( KAK: Meyve kurusu, dilimlenmeden kurutulmuş meyve. )
- KURU OT ile/ve/değil/||/<>/< TAZE OT
- KURU SARIMSAK ile/ve TAZE SARIMSAK
( ... İLE/VE Yedikten sonraki ağız kokusu daha fazla olabilir. )
- KURU ile KUPKURU
- KURUÇEŞME ile KURUÇEŞME ile KURUÇEŞME
( Ortaköy - Arnavutköy arasında. İLE Üsküdar, Fıstıkağacı - Bağlarbaşı arasında. İLE Acıbadem'de, Küftüncü Sokağı başında. )
( XV. yüzyılda, Tezkereci Osman tarafından, Kuru Çeşme Camisi ile birlikte yapılmıştır. İLE ... İLE 1845'te, Kızlarağası Tayfur Ağa tarafından yaptırılmıştır. )
- KURUCU BAĞLILIK ile NEDENSEL BAĞLILIK
- KURUCU İKTİDAR ile "KURULMUŞ İKTİDAR"
( POUVOIR CONSTITUANT avec POUVOIR CONSTITUE )
- KURUCU KLÂSİK ile BÜYÜK SENTEZ KLÂSİĞİ ile MEDENİYETLERİ YATAY/DİKEY(/HEM YATAY, HEM DİKEY) KESEN KLÂSİKLER
( FOUNDER CLASSIC vs. BIG SYNTHESIS CLASSIC vs. CLASSICS IN, TO CEASE THE CIVILIZATIONS VERTICAL/HORIZONTAL(/BOTH) )
- KURUCU/LUK ile/ve KALICI/LIK
- KURUCU/LUK ile/ve/||/<>/< KURGUCU/LUK
- KURUCU/YAPICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUKAVVİME) ile TAMAMLAYICI SURETLER(ES-SUVERU'L-MUTEMMİME)
( Nutkiyet/düşünmenin kişinin faslı/ayrımı olması gibi. İLE ... )
- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI
- KURUCU ile/ve SAVUNUCU
- KURUL/HEYET[Ar.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL]/ASAMBLE[ASSEMBLEE] ile KURULTAY/KONGRE[Fr. < CONGRES]
( Bir işi yapmak, yönetmek ya da bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türklerde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclis. )
- KURUL/HEYET ile/||/<> HEYET-İ TEMSİLİYE
( ... İLE/||/<> Temsil kurulu. Sivas Kongresi sonucu oluşturulan ve Anadolu'yu temsil eden kurul. )
- KURUL/KONSEY ile/ve/||/<>/> ALT KURUL/KOMİSYON
- KURUL ile/ve/||/<> KOL
- KURUL ile/ve/yerine/değil KOORDİNASYON
( [not] COMMITTEE vs./and/but COORDINATION
COORDINATION instead of COMMITTEE )
- KURULMA ile/ve/||/<> KIRILMA
- KURULTAY ile/||/<> KABİNE ile/||/<> KURIA
( Genel toplantı, kurul/meclis. İLE/||/<> Bakanlar kurulu. İLE/||/<> Roma'da kurul. )
- KURULU ile KURGUL
- KURULUŞ ile/ve/||/<>/> KURTULUŞ
- KURULUŞ ile/ve YIKILIŞ
- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL
- KURUM ile KURUM ile KURUM
( Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı ya da birlik. İLE Bacalarda biriken kalın is. İLE Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. )
- KURUM ile/ve/||/<>/> KURUN!
- KURUM ve/<> TÖREN(MERÂSİM)
( Her kurum, törenleri ile yaşa(tılı)r. )
- KURUMLU ile KURUMLU
( Kurum tutmuş olan [yer/nesne]. İLE Gururlanarak kasılan, mağrur, dikbaşlı. )
- KURUMSAL BİR KARARI(/A):
BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> UYMAK
- KURUMSAL DEVLET ile KİŞİ DEVLET
- KURUMSAL DİN ile/ve BİREYSEL DİN
- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ
( )
- KURUMSALLAŞMALI!
- KURUNTU/YANILSAMA = VEHİM = ILLUSION[İng., Fr.] = ILLUSION, TÄUSCHUNG[Alm.] = ILLUSIO[Lat.] = DOXA[Yun.] = ILUSIÓN[İsp.] = MAYA[Sansk.]
- KURUNTU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİ
- KURUNU ULÂ ile/ve KURUNU VUSTA ile/ve KURUNU UHRA
( İlkçağ. İLE/VE Ortaçağ. İLE/VE Sonçağ. )
- KURUŞ[Alm. < GROSCHEN] ile KURUŞ
( Liranın yüzde biri değerinde Türk parası. İLE Kurma işi, durumu. )
- KURUSIKI ile KURUSIKI
( Yalnız barut doldurulmuş, çekirdeksiz tüfek ya da tabanca mermisi. | Bu mermiyi patlatan bir tür tabanca. İLE Korku. | Blöf. )
- KURUTAÇ ile KURUTMAÇ
( Kurutma kabı. İLE Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç. )
- KURUTAN ile ...
( Bir tür hayvan hastalığı. )
- KURUTULMUŞ MEYVE ile ÇEMİÇ
( ... İLE Dut/üzüm kurusu. )
- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI
( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )
- KUŞ DİLİ ile ...
( HAKÎKAT DİLİ, ÂRİFLER DİLİ )
- KUŞ GRİBİ ile PSİTTAKOZ
- KUŞ TÜYÜ ile/ve ŞEH-PER[Fars.]
( ... İLE Kuş kanadının en uzun tüyü. )
- KUŞ TÜYÜ ile/ve YONDA
( ... İLE Kuşun tüyleri altındaki ince kıllar. )
- KUŞ TÜYÜNÜN BİR KILI ile TÜY
( BARB vs. FEATHER, PLUME, PILE )
- KUŞ ÜZÜMÜ ile KURU ÜZÜM
- KÛS[Fars.] ile KÜS[Fars.]
( Savaşlarda, alaylarda deve ya da araba üstünde taşınarak çalınan büyük davul. Kös. İLE Dişillik örgeni, vajina. )
- KUŞ/LAR ile/ve/değil/||/<>/< DİNOZOR/LAR
( Kuşların ataları, dinozorlardır. )
- KÜS/LÜK ile/ve/||/<> DARGIN/LIK
- KUŞ ile "PAÇALI"
( ... İLE Tüyleri, ayaklarına kadar uzanan kuş. )
- KUŞ ile AK BAŞLI BUFALO DOKUMACI KUŞU
( ... vs. DINEMELLIA DINEMELLI )
- KUŞ ile ARIKUŞU
( Arıkuşugillerden, sırtı sarı, karnı mavimsi yeşil, Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Asya'da, az ağaçlıklı, açık yerlerde yaşayan bir kuş.[Lat. MEROPS APIASTER] )
( ... İLE Boyu, 25-29 cm.; kanat açıklığı, 36-40 cm. arasındadır. Ağırlıkları ise 50-70 gr. arasındadır. Parlak sarı, kızıl-kahve, mavi-yeşil renklerdedir. Ülkemizde görülen, en renkli kuşlardan biridir. Eşsiz bir avcıdır. Adından da anlaşılacağı gibi, başta arı olmak üzere, her türlü uçan böceği yer. Her gün, yaklaşık 250 arı tüketirler. )
- KUŞ ile BEYAZ ÇAM KUŞU
- KUŞ ile BOKİ BOKİ
- KUŞ ile BURUŞUK BOYNUZ GAGA KUŞU
( ... ile )
- KUŞ ile BÜYÜK KUM KUŞU
- KUŞ ile ÇAVUŞKUŞU/İBİBİK
( ... İLE Çavuşkuşugillerden, uzun yay biçimli gagalı, güvercinden küçük, başı sorguçlu, kısa kanatlı bir kuş. )
( ... ile HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHÎD], EBÛ-R-REBÎ' )
( ... ile BÜDBÜDEK )
( ... cum UPUPA EPOPS )
- KUŞ ile ÇAYIRKUŞU/TARLAKUŞU
( ... İLE Tarlakuşugillerden, tarlalarda yuva yapan, uzunluğu 20 santimetre, sırtı kahverengi, karnı beyaz olan, küçük, ötücü kuş, çayır kuşu, toygar. )
( ... cum ALAUDA ARVENSIS )
- KUŞ ile ÇELTİKÇİ KUŞU
( )
- KUŞ ile CENNET KUŞU
( Papua Yeni Gine'nin bayrağında yer alan, upuzun kuyruk tüyleri bulunan, siyah, endemik kuş.[Kumul Lodge'da, doğal ortamında görülebilir] [Lat. PARADISEA APODA] )
( ... ile )
- KUŞ ile DEMİRCİ KIZ KUŞU
( )
- KUŞ ile DOKUMACI KUŞU
( ... İLE Afrika, Avustralya ya da Avustralya çevresinde bulunan adalarda yaşar. Yapmış oldukları yuvaların sanatsal olmasından dolayı, "Dokumacı Kuşu" olarak adlandırılırlar. )
( ... İLE Özellikleri:
Büyüklükleri ve ağırlıkları, bir serçe kadardır.
Erillerin kafasının üzerinde kırmızı renk bulunmaktadır.
Dişilin kafası üzerinde sarı renk bulunmaktadır.
Yuvanın dışını eril kuş yapmaktadır. Dişi kuş, sadece iç kısmını yapmaktadır. )
( )
( )
- KUŞ ile FAREKUŞU
( ... İLE Afrika'ya özgü bir kuş. )
( TAYR ile ... )
( MÜRG ile ... )
- KUŞ ile FERÎD[Fars.]
( ... İLE Avcı kuş. )
- KUŞ ile FREGA KUŞLARI
( ... İLE Karayipler'de yaşarlar. )
- KUŞ ile FREGAT/MANOWAR KUŞU
( ... İLE Tropik Atlantik bölgesinde yaşarlar. )
- KUŞ ile GRANDALA
( ... İLE Himalayalar’ın yüksekliklerinde yaşar. )
(
)
- KUŞ ile GÜMÜŞ YANAKLI BOYNUZ GAGALI KUŞ
- KUŞ ile/ne yazık ki HUBARA KUŞU
( ... İLE/NE YAZIK Kİ Soyu tükenmiştir. :( (((((( )
- KUŞ ile İSPİNOZ
( Hawaii Adaları'nda, 60 tür ispinoz bulunmaktaydı. )
( BIRD vs. CHAFFINCH )
( ... cum FRINGILLA COELEBS )
- KUŞ ile İSTİRİDYE KUŞU(AFRİKA KARA İSTİRİDYE AVCISI)
- KUŞ ile JAKAMAR
( Bir tür kuş. )
- KUŞ ve/||/<> KARİNALILAR
( ... VE/||/<> Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının hemen hemen tüm kuşları içine alan büyük bir bölümü. )
- KUŞ ile KAUAİ KUŞU
( Ne yazık ki, soyu tükenmiş/tüketilmiş kuşlardandır. Hawaii adalarından Kauai adasında yaşardı. En son 1985 yılında görülmüştür. )
- KUŞ ile KIRMIZI GAGALI BUFALO DOKUMACI KUŞU
- KUŞ ile KIRMIZI KNOUS
- KUŞ ile KİVİ/APTERİKS
( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşar. )
(
)
( BIRD vs. KIWI )
( ... cum APTERYX AUSTRALIS )
- KUŞ ile KİVİGİLLER
( ... İLE Omurgalı hayvanlardan, kuşlar sınıfına giren bir aile. )
- KUŞ ile KIZKUŞU
( ... İLE Yağmurkuşugillerden, uzunluğu 34 santimetre olan, başı sorguçlu, koyu yeşilimsi renkte esmer, küçük bir kuş. )
( ... cum VANELLUS VANELLUS )
- KUŞ ile KOLİBRİ[Fr. < COLIBRI]
( ... İLE Kolibrigillerden, Amerika'da yaşayan, çok renkli, geriye doğru uçma özelliği olan, uzun gagalı, küçük göçmen kuş. )
- KUŞ ile/değil MULAN/YULAN MANOLYASI
( )
( ... cum MAGNOLIA LILIIFLORA )
- KUŞ ile/değil ORMANTAVUĞU
( ... DEĞİL Ormantavuğugillerden kuşların, özellikle Avrupa ve Asya'da yaşayan, siyah tüylü türlerinin ortak adı. )
( ORMANTAVUĞUGİLLER: Dünyanın, soğuk ve ılıman bölgelerinde yaşayan, orta ya da büyük yapıda, mat ya da parlak renkli, ormantavuğu, çil ve çayırtavuğunu içine alan bir aile/familya. )
- KUŞ ile PALA BIYIKLI KUŞ
( ... İLE Şili ve Peru sahillerindeki kayalıklarda görülürler. )
- KUŞ ile PERİ KUŞU
( ... İLE Eril peri kuşu, her yıl mat kahverengi tüylerini dökerek, göz alıcı parlak mavi tüylere kavuşur ancak bu kadar küçük bir kuş için göz alıcı tüylere sahip olmak, çok tehlikelidir. Parlak, üstelik mavi olmak, onları yırtıcıların hedefi durumuna getirir. )
( )
( ... cum MALURUS CYANEUS )
- KUŞ ile PO'OULİ KUŞU
- KUŞ ile SAKSONYA KRALI CENNET KUŞU
( ... İLE Batı Yeni Gine'de görülürler. )
- KUŞ ile SARIASMA/SARICIK
( ... İLE Ötücü kuşlar takımının, sarıasmagiller ailesinden, parlak sarı tüylü kara kuyruklu bir kuş. )
( ... cum ORIOLUS ORIOLUS )
- KUŞ ile ŞEKER/NEKTAR KUŞU
( ... İLE Yalnızca, Cape Town'un Finbos flora bölgesinde yaşarlar. )
- KUŞ ile ŞEMSİYE KUŞU
( ... İLE Orta ve Güney Amerika'daki yağmur ormanlarında yaşarlar. )
- KUŞ ile TARAGOZ KUŞU
( El Salvador'un simgesi olan yeşil-mavi kuyruklu bir kuş. )
- KUŞ ile UÇAR KUS KUS
- KUŞ ile UZUN KUYRUKLU DUL KUŞU
( ... İLE Güney Afrika'da yaşarlar. )
- KUŞA ile ...
( Buda'cı felsefe okulu. )
- KÜŞÂD ile AÇILIŞ
- KÜŞADE[Fars. < GUŞÂDE] değil/yerine/= AÇIK, AÇILMIŞ
- KUŞAK = NESİL = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]
- KUŞAK ile ZÜNNÂR[Ar. çoğ. ZENÂNÎR]
( ... İLE Papazların, bellerine bağladıkları, ucları sarkık, ipten örme kuşak. )
- KUŞANMA ile/ve/değil/yerine BÜRÜNME
- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK
- KUŞATAN ile/ve/||/<> KAPSAYAN
- KUŞATILMIŞLIK ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK
- KUŞATMA/KUŞATICI ile KAPSAMA/KAPSAYICI
- KUŞATMAK ile/ve KİLİTLEMEK
- KUŞÇU ile KUŞÇU
( Kuşlarla ilgilenen. | Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kişi. İLE Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı. )
- KUŞDİLİ ile KUŞ DİLİ
( Dişbudak. İLE Çocuk dili. )
- KÜSEĞEN ile KÜSEĞEN/KÜSKÜN/KÜSTÜM OTU
( Çabuk ve sık sık küsen kişi. İLE Baklagillerden, dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki. )
( ... cum MIMOSA PUDICA )
- KUŞEKMEĞİ = ÇOBANDAĞARCIĞI
( Turpgillerden, çorak yerlerde yetişen, beyaz ya mor çiçekli, eskiden hekimlikte kullanılmış olan otçul bir bitki. )
( THLASPI )
- KUŞEVLERİNDE:
CAMİ BİÇİMİNDE OLANLAR ile/ve MEDRESE BİÇİMİNDE OLANLAR ile/ve KERVANSARAY BİÇİMİNDE OLANLAR
( Camilerde, köprülerde ve çeşitli eski mimari yapılarda yer verilmiştir. )
( Ayazma Camisi örnekleri birarada görebilmek açısından önerilir. )
( Özellikle Kayseri'de geniş alanlarda ve çokça ayrılmış alanlar vardır. )
( UŞŞ/AŞŞ, VEKR, VEKN: Kuş yuvası. )
( ÂŞİYÂN/E, LÂNE/LÂNE-İ MÜRG: Kuş yuvası. | Mesken, ev. )
- KUŞEVLERİNDE:
TAŞTAN OLANLAR ile/ve TUĞLADAN OLANLAR ile/ve CEPHE GİYDİRME OLANLAR
- KUŞKANADI ile KUŞ KANADI
( Göz akı zarının göz bebeğine doğru bir ok ucu biçiminde ilerlemesi. İLE Kuşların kanadı. )
- KUŞKONMAZ CAMİİ ile KUŞKONMAZ MESCİDİ
( Üsküdar iskelesi yakınındadır. İLE Haliç - Hasköy'dedir. )
( 1580'de, Beylerbeyi Ahmed Şemsi Paşa emriyle, Mimar Sinan yapıtı olarak inşâ edilmiştir. [1940'ta onarım görmüştür.] İLE Handan Ağa tarafından. )
( Boğaziçi'nden eser rüzgâr nedeniyle kuşların bu camiye konamamaları nedeniyle Kuşkonmaz Camisi ve kubbe alemindeki güneş[şems] şeklinden dolayı da Şems Camisi, Şemsi Paşa Camisi adıyla da bilinir. İLE Handan Ağa Mescidi adıyla da bilinir. )
- KUŞKONMAZ ile ENİŞ
( Tarlada yetiştirilen. İLE Dağlarda yetişen. )
- KUŞKONMAZDA:
YEŞİL ve/||/<> MOR ve/||/<> "BEYAZ"
( ... VE/||/<> ... VE/||/<> Yeşil ve morun, herhangi birinin ışık görmemiş toprakaltı sürgünlerinin hasat edilmesiyle, “beyaz kuşkonmaz” elde edilir. )
- KUŞKU SORUSU ile/yerine ANLAMA SORUSU
( Yanıtlarını bildiğiniz, boş sorular sormamalısınız. )
( [Felsefede] BED-GÜMÂN[Fars.]/SEPTİK[İng.]: Şüpheci, her şeyden şüphe eden. )
( QUESTION IN DOUBT vs. COMPREHENSION QUESTION
COMPREHENSION QUESTION instead of QUESTION IN DOUBT
You must not ask idle questions, to which you already know the answers. )
- KUŞKU/ŞÜPHE [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- KUŞKU/ŞÜPHE [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]
- KUŞKU/ŞÜPHE ile ŞEKK[çoğ. ŞUKÛK]
( Olumsuz emin olmama. İLE %50 - %50 | Ne o, Ne o. )
( LA REYB: Şüpheyi kaldıran ne ise. )
( Haram ya da helâl olduğu hakkında kesin yargı verilemeyen durum. | Doğru ya da yanlış olduğu tespit edilemeyen durum. [Cezada şüphe, sanık lehine yorumlanır.] İLE ... )
- KUŞKU/ŞÜPHE ile/ve/değil/yerine TERK
- KUŞKU değil/yerine/>< BİLGİ
( BİLGİ: Kuşkuyu yok eden neyse, o! | Kuşkunun giderildiği kavrayış. )
- KUŞKU ile ÇELİŞKİ
( DOUBT vs. CONTRADICTION )
- KUŞKU ile/değil/yerine ÇÖZÜMLEME
( DOUBT vs. ANALYSIS )
- KUŞKU = DOUBT[İng.] = DOUTE[Fr.] = ZWEIFEL[Alm.] = DUBITATIO[Yun.]
- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< EMİN OLMA[İMAN]
- KUŞKU ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU
- KUŞKU ile/ve/<> İKİRCİK
( ŞÜPHE ile/ve/<> TEREDDÜD )
- KUŞKU ile/ve/<> İNKÂR
( SUSPICION vs./and/<> TO DENY | DISAVOWAL )
- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/>< İYİMSERLİK ve DAYANÇ/SABIR
( Hastalıkların yarısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< İlâçların yarısı. VE/||/<> İyileşmenin ilk adımı. )
- KUŞKU ve/||/=/<>/> KARANLIĞA KOŞMAK
- KUŞKU ile/ve/||/<> KAYGI
( SUSPICION/DOUBT vs./and/||/<> ANXIETY )
- KUŞKU ile/ve KORKU
( Eğer kuşku varsa korku da var olacaktır. )
( SUSPICION/DOUBT vs./and FEAR )
- KÜSKÜ ile KÜSTERE/KÖSTERE[Yun.]
( Taşa ya da duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir. | Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk ya da basit, ağaçtan kaldıraç. İLE Değirmen taşı yapılan taş. | Bileği çarkı. )
- KUŞKU ile PSİKASTENİ[Fr.]
( ... İLE Aşırı kuşku. | Düşünce kararsızlığı. )
- KUŞKU ile SANI
( DOUBT vs. SURMISE )
- KUŞKU ile/yerine SORGULAMA
( Sorgulamak ve reddetmek gereklidir. )
( Gerçek soruşturma bir şeyin içine doğru yapılır, dışa doğru değil. )
( Sorgulanmamış bir yaşam, yaşamaya değmez. )
( Bilinecek/bilinebilecek şeye yaklaşmanın biricik yolu soru sormaktır. )
( Kuşkuculuğumuz hakkında bile kuşkucu olmalıyız. )
( Temel sorun, aptalların kendilerinden son derece emin, akıllıların ise sürekli kuşku içinde olmalarıdır. )
( SUSPICION vs. INTERROGATE
INTERROGATE instead of SUSPICION
To question and deny is necessary.
True enquiry is always into something, not out of something. )
- KUŞKUCULUK ile/değil/yerine GÖRELİLİK
- KUŞKUCULUK = HİSBANİYE, REYBİYE = SCEPTICISM[İng.] = SCEPTICISME[Fr.] = SKEPTIZISMUS[Alm.] = SKEPTESTHAI[Yun.]
- KUŞKULANMA ile İŞKİLLENME[Fars.]
- KUŞKULANMAK ile/değil/yerine/>< YAPMAK
( )
( [not] DOUBT vs./but/>< DO
DO instead of DOUBT )
- KUŞKULU SEVGİ yerine KOŞULSUZ SEVGİ
( UNCONDITIONAL LOVE instead of SUSPICIOUS LOVE )
- KUŞKULU SEVGİ yerine KOŞULSUZ SEVGİ
( UNCONDITIONAL LOVE instead of SUSPICIOUS LOVE )
- KUŞKULU/ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI ile/değil KUŞKULU/ŞÜPHELİ'NİN İFADE TUTANAĞI
- KÜSKÜN/LÜK ile/ve/+/||/<>/> BIKKIN/LIK
( Yaşama değil yanlış kişilere. İLE/VE/+/||/<>/> Yanlış/yetersiz "zihinliler"in, yüzlerine bakmak zorunda kalmaktan. )
- KUŞKUSUZ SEVGİ ile/ve/||/<>/>/< KOŞULSUZ SEVGİ
( UNSUSPECTING LOVE vs. UNCONDITIONAL LOVE )
- KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN
( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )
( CUSCUTA )
- KUŞLAR ile/ve/||/<> KARS KUŞLARI
( )
( Türkiye'de 400'ün üzerinde kuş çeşidi bulunmaktadır. Sadece 276'sı Kars'ta görülebilmektedir. )
( Sayın Ahmet Yılmaz'ı, çalışmalarından dolayı tebrik eder ve katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz...
instagram.com/ahmdylmz36
500px.com/ahmdylmz36
youtu.be/dL5SOT1jpPw )
- Kuşları DİNLE!!!
- KUŞLU ve/||/<>/> TAKVİM
( 2021 yılı Kuşlu Takvim için burayı tıklayınız... )
( )
- KUŞLUK (ZAMANI) ile/ve KABA KUŞLUK (ZAMANI)
- KUŞLUK ile/ve/> ÖĞLE
- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK
( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )
- KUSMAK ile/ve KUSAR GİBİ OLUP KUSAMAMAK
( TEHVÎ: Kusturma, kusturulma. )
( ... ile/ve TAKAYYÜ' )
- KUSMAK ile/ve SIÇMAK/YESTEHLEMEK
( Fiziksel ve psikolojik hastalıklarda/uyumsuzluklarda. İLE/VE Doğal ve zorunlu. )
( İSTİFRAĞ[< FERÂG], GASEYAN, TEHVÎ'[: Kusturma, kusturulma.], KAY' ile/ve DEF'İ-HÂCET, ITRAH, TEGAVVUT[< GAİTA] )
( BİŞKÛFE ile/ve ... )
( VOMIT/EXCRETE vs./and TO SHIT/DEFECATE/EGESTION/EXCRETION/PUPE )
- Küsme! KONUŞ!!!
- Küsmeden KONUŞ!!!
- KÜSMEK ile/değil/yerine KONUŞMAMAK
( "Görüşmemek, birarada olmamak üzere". İLE/DEĞİL/YERİNE Görüşme, birarada olma durumu söz konusudur. )
- KUSMUK ile KARA KUSMUK
( ... İLE İçinde bol miktarda kara kan bulunan kusmuk. )
- KÜŞNE = KARABURÇAK
( Baklagillerden, hayvan yemi ve gübre olarak kullanılan bir tür. )
( ERVUM ERVILLA )
- KÜSPE[Fars. < KUSBE] ile KÖFTÜN
( Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı ya da suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı. İLE Sığırlara yedirilen susam ya da keten küspesi. )
- KÜSTAH/LIK ile FODUL/LUK[Ar.]
( ... İLE Üstünlük taslayan, kibirlenen. )
- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI
- KÜSTAH ile HARFENDAZ[Ar., Fars.]
( ... İLE Onur kırıcı söz söyleyen. )
- KÜSTAHLIK YAPMAMALI!
- KÜSTAHLIK:
EMEK YOKSA ile/ve/||/<>/< BİLGİ YOKSA
- KÜSTAHLIK değil "GÜÇLÜ OLMA(/GÖRÜNME)" TAKLİDİ
( Küstahlık, zayıf kişinin, güçlü olma çabasıdır/taklididir. )
- KUŞTÜYÜMSÜ YAPRAK, PİNNAT YAPRAK = VARAK-I RÎŞÎ = FEUILLE PENNÉE
- KÜSÛD[Ar.] ile KÜSÛD[Ar.]
( Kesad. İLE Çekilme, amaca ulaşmadan geri dönme. [RİC'AT] )
- KÜSÛL[Ar.] ile KÜSÛR[Ar.]
( Tembel, üşenici. İLE Parçalar, artan parçalar, atıklar. | Kesirler. )
- KUSUNTU = KUSMUK
- KUSÛR[Ar. < KASÎR < KASR] ile KUSÛR[Ar. < KASR]
( Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. )
- KUSURA BAKMA AMA ... değil/yerine YANLIŞ ANLAMA AMA ...
- KUSURA BAKMA(MA)K ile/ve GÖNÜL KOYMA(MA)K
- KUSURLARI/NI ÖRTMEK ve/||/<> EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK
( 54097, 54098 )
- KUSURLU SORUMLULUK(/HİZMET ve GÖREV) ile/ve/||/<> KUSURSUZ SORUMLULUK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL OLASILIK
- KUSURLU ile/değil/yerine/>< HUZURLU
( [kişi/kul hakkına] Dikkat etmeyenin "yaşamı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dikkat edenin yaşamı. )
- KUSURSUZ DİL ARAYIŞI ile TEK KÖKEN VARSAYIMI
( KUSURSUZ DİL ARAYIŞI (UMBERTO ECO - LİTERATÜR) kitabını okumanızı salık veririz. )
- KUSURSUZ DİL ile/ve EVRENSEL DİL
( Nesnelerin doğasını yansıtabilecek bir dil aramak. İLE/VE Herkesin konuşabildiği ve konuşmak zorunda olduğu bir dil aramak. )
( Kusursuz bir dili az sayıda kişinin kullanmaması ve evrensel olarak kullanılan bir dilin kusurlu olmaması için hiçbir neden yoktur. )
- KUSURSUZ ile DÜZGÜN
( FLAWLESS vs. PROPER )
- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME
- KUSURSUZLUK ile/ve/<>/||/>< UYUMSUZLUK
( Yaşam, kusursuzluk ile/ve uyumsuzluk arasında bir yerlerde akıp gider. )
- KUŞYEMİ ile KUŞ YEMİ
( Buğdaygillerden, durgun sularda yetişen bir bitki. | Bu bitkinin taneleri. İLE Kuşlara verilen yem, buğday, arpa, darı. )
( PHALARIS CANARIENSIS cum ... )
- KÜT KÜT (VURMAK)
- KÜT ile KÜT ile KÜT
( Kısa ve kalınca. | Keskin olmayan. İLE Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses. İLE Smaç. )
- KUT ve/||/<> KUTSAL/KUTSÎ[Ar.]
( Yaşamak için yenilen şey. | Yiyecek. | Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç. | Mutluluk. | İlâhî bir kaynaktan gelen rahmet, bereket. )
- KUTB-I İRŞÂD ile/ve/<> KUTB-I MEDÂR
( Manevi alanda/kilerin. İLE/VE/<> Dünyada/kilerin. [İkisinin de tâbi oldukları imama GAVS denilir.] )
- KUTB-ÜL İRŞÂD ile KUTB-ÜL TASARRUF
( KUTB: Aramayı kesen. )
- KUTB[çoğ. AKTÂB | KUTÛB] ile ...
( BİR GRUBUN, BİR KAVMİN BAŞI, BİR TARÎK'İN ULU'SU, [GAVS'DEN SONRA GELİR] | KUTUPLARIN KUTBU, DEVRİN KUTBU | ALLAH'IN, O KİŞİYE, TASARRUF KUDRETİ VERMİŞ OLDUĞU VELÎ )
- KUTB ile/ve KUTB-U ÂLEM
- KUTBİYET ile/ve UHUDİYET
- KUTCHING [BORNEO'nun başkenti, (Sarawak Eyaleti'nde)] ile ...
( Kedi. )
- KÜTİKÜL[Fr. < CUTICULE] ile KÜTİN
( Yaprakların iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmamasıla bitkinin kurumasına engel olan ince zar. | Kabukluların ve böceklerin örteneğinin koruyucu, kitinli katmanı. İLE Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında nesne. )
- KÜTİKÜL[Fr.] ile ...
( Yaprakların iki yüzünde de bulunan ve suyu sızdırmadığı için bitkinin kurumasına engel olan ince zar. )
- KUTİKULA ile EPİDERMİS
( Bitkilerin yapraklarında su kaybını önleyen mumlu tabaka. İLE Bitkilerin ve hayvanların dış yüzeyini kaplayan göze tabakası. )
- KUTLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ANMA
- KUTLAMA ile/ve BAYRAM
( [Tatarlar'da] "Beyremi bar balık, bay balık"[Bayramı olan halk, zengin halktır.] )
- KUTLAMA ile/ve KUTSAMA
- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )
( )
( )
( )
- KÜTLE ile/ve/||/<> AĞIRLIK
( Bir nesnenin miktarı.[Kavram] İLE/VE/||/<> Bir nesnenin yerçekimi gücü ile çekilmesi. )
( )
( 1 gram [g] = 0.001 kilogram [kg]
1 milligram [mg] = 1.0E-6 kilogram [kg]
1 ton (metric) [t] = 1000 kilogram [kg]
1 pound [lbs] = 0.45359237 kilogram [kg]
1 ounce [oz] = 0.0283495231 kilogram [kg]
1 carat [car, ct] = 0.0002 kilogram [kg]
1 ton (short) [ton (US)] = 907.18474 kilogram [kg]
1 ton (long) [ton (UK)] = 1016.0469088 kilogram [kg]
1 Atomic mass unit [u] = 1.6605402E-27 kilogram [kg]
1 exagram [Eg] = 1.0E+15 kilogram [kg]
1 petagram [Pg] = 1000000000000 kilogram [kg]
1 teragram [Tg] = 1000000000 kilogram [kg]
1 gigagram [Gg] = 1000000 kilogram [kg]
1 megagram [Mg] = 1000 kilogram [kg]
1 hectogram [hg] = 0.1 kilogram [kg]
1 dekagram [dag] = 0.01 kilogram [kg]
1 decigram [dg] = 0.0001 kilogram [kg]
1 centigram [cg] = 1.0E-5 kilogram [kg]
1 microgram [µg] = 1.0E-9 kilogram [kg]
1 nanogram [ng] = 1.0E-12 kilogram [kg]
1 picogram [pg] = 1.0E-15 kilogram [kg]
1 femtogram [fg] = 1.0E-18 kilogram [kg]
1 attogram [ag] = 1.0E-21 kilogram [kg]
1 dalton = 1.6605300000013E-27 kilogram [kg]
1 kilogram-force square second/meter = 9.80665 kilogram [kg]
1 kilopound [kip] = 453.59237 kilogram [kg]
1 kip = 453.59237 kilogram [kg]
1 slug = 14.5939029372 kilogram [kg]
1 pound-force square second/foot = 14.5939029372 kilogram [kg]
1 pound (troy or apothecary) = 0.3732417216 kilogram [kg]
1 poundal [pdl] = 0.0140867196 kilogram [kg]
1 ton (assay) (US) [AT (US)] = 0.02916667 kilogram [kg]
1 ton (assay) (UK) [AT (UK)] = 0.0326666667 kilogram [kg]
1 kiloton (metric) [kt] = 1000000 kilogram [kg]
1 quintal (metric) [cwt] = 100 kilogram [kg]
1 hundredweight (US) = 45.359237 kilogram [kg]
1 hundredweight (UK) = 50.80234544 kilogram [kg]
1 quarter (US) [qr (US)] = 11.33980925 kilogram [kg]
1 quarter (UK) [qr (UK)] = 12.70058636 kilogram [kg]
1 stone (US) = 5.669904625 kilogram [kg]
1 stone (UK) = 6.35029318 kilogram [kg]
1 tonne [t] = 1000 kilogram [kg]
1 pennyweight [pwt] = 0.0015551738 kilogram [kg]
1 scruple (apothecary) [s.ap] = 0.0012959782 kilogram [kg]
1 grain [gr] = 6.47989E-5 kilogram [kg]
1 gamma = 1.0E-9 kilogram [kg]
1 talent (Biblical Hebrew) = 34.2 kilogram [kg]
1 mina (Biblical Hebrew) = 0.57 kilogram [kg]
1 shekel (Biblical Hebrew) = 0.0114 kilogram [kg]
1 bekan (Biblical Hebrew) = 0.0057 kilogram [kg]
1 gerah (Biblical Hebrew) = 0.00057 kilogram [kg]
1 talent (Biblical Greek) = 20.4 kilogram [kg]
1 mina (Biblical Greek) = 0.34 kilogram [kg]
1 tetradrachma (Biblical Greek) = 0.0136 kilogram [kg]
1 didrachma (Biblical Greek) = 0.0068 kilogram [kg]
1 drachma (Biblical Greek) = 0.0034 kilogram [kg]
1 denarius (Biblical Roman) = 0.00385 kilogram [kg]
1 assarion (Biblical Roman) = 0.000240625 kilogram [kg]
1 quadrans (Biblical Roman) = 6.01563E-5 kilogram [kg]
1 lepton (Biblical Roman) = 3.00781E-5 kilogram [kg]
1 Planck mass = 2.17671E-8 kilogram [kg]
1 Electron mass (rest) = 9.1093897E-31 kilogram [kg]
1 Muon mass = 1.8835327E-28 kilogram [kg]
1 Proton mass = 1.6726231E-27 kilogram [kg]
1 Neutron mass = 1.6749286E-27 kilogram [kg]
1 Deuteron mass = 3.343586E-27 kilogram [kg]
1 Earth's mass = 5.9760000000002E+24 kilogram [kg]
1 Sun's mass = 2.0E+30 kilogram [kg] )
- KÜTLE ile/ve/||/<> ELEKTRİK YÜKÜ ile/ve/||/<> AKIM/SPIN
( p = 0
ile/ve/||/<>
J = 0 )
- KÜTLE ve/||/<> ERİM/ETKİ ALANI
- KÜTLE ile SPIN
- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM
- KÜTLE değil/yerine/= YIĞIN
- KÜTLEÇEKİM ile ELEKTROSTATİK
( Kütlelerin birbirine uyguladığı çekim gücü. İLE Elektrik yüklerinin birbirine uyguladığı çekim ya da itme gücü. )
- KUTR ve KADR
( Boy. VE Çap. )
- KUTSAL NESNELERİ TUTMADA:
ELLE ile/ve/değil/yerine KUMAŞLA
- KUTSAL OLMAZ/DEĞİLDİR!:
DİN ve DİYÂR ve DEM
- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ
- KUTSAL/LIK ile/ve/||/<> GİZLİ/LİK
- KUTSAL/MUKADDES[Ar.] ile/ve/değil İDUK/MÜBÂREK
( Kutsallık, herşeye verilmez. )
- KUTSAL ile/ve/<>/değil DEĞERLİ
- KUTSAL ile KUTSAL OLMAYAN
( Ölümsüz. İLE Ölümlü. )
- KUTSAL = KUTSİ, MUKADDES = SAINT, HOLY[İng.] = SAINT[Fr.] = HEILIG[Alm.] = SANCTUS[Lat.] = SANTO/TA[İsp.]
- KUTSAL ile/ve/<> MUKADDES
( Kişi, inanırsa. İLE/VE/<> Kişiler/toplum, kişiye inanırsa. )
- KUTSALLAŞTIRMA ile KUTSAMA
- KUTSALLAŞTIRMA ile/ve/<> VAAZ (ETME)
- KUTSALLIĞIN AŞKINLIĞI ile/ve KUTSALLIĞIN İÇKİNLİĞİ
( KUTSALLIK: İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )
( TRANSCENDENCE OF THE HOLINESS vs./and IMMANENCE OF THE HOLINESS )
- KUTSALLIK ile ...
( İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )
- KUTSALLIK ile/ve/değil DUYGU YÜKLÜLÜK
- KUTSAMA ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA
- KUTSAMA ile TANRISALLAŞTIRMA
- KUTSAMAK ve/<> TEMİZLEMEK
- KÜTTEDEK = BİRDEN BİRE
( "küt" diye ses çıkararak. )
- KUTÛ'[Ar.] ile KUTU
( Kuşların göç etmesi. )
- KUTÛ'[Ar.] ile KUTÛ'[Ar.]
( Kesintiler. İLE Bir yoldan ya da sudan geçme. | Kuşların göç etmesi. )
- KUTU[Yun.] ile KOLİ[Fr. < COLIS]
( İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap. | Bu kabın alabildiği miktarda olan. | Elektrik ya da telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap. | Birinde, bir yerde, bir şeyde iyi ya da kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz. İLE Posta paketi. | İçinde türlü nesne bulunan çeşitli büyüklükte paket. )
- KUTUB ile/ve/< EBRÂR[Ar. < BERR]
( ... İLE/VE Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar. | Kutub'dan sonra veliler arasında 300 ahyâr, 40 abdal, 7 ebrâr, 4 nakîb vardır. )
( Bu dönen dünyanın üzerinde dönmeden durmak. )
- KÜTÜK ile (")KÜTÜK(")
( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. | Asma fidanı. | Kütük demir. İLE Resmî kayıt defteri. | Nüfus kütüğü. | Birarada işlenen ve birbiriyle ilgili olan kayıtların tümü. | Görgüsüz, kaba kişi. )
- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< FİDE/FİDAN
( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İnce ve "zayıf". )
( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Canlıdır. )
- KUTUP IŞIKLARINDA:
KIRMIZI VE YEŞİL ile/ve MAVİ
( Oksijenden. İLE/VE Azottan. )
- KUTUP TİLKİSİ ile KUTUP AYISI
- KUTUP YILDIZI ile/ve "KUYRUKLU YILDIZ"
( DEMİRKAZIK ile/ve KOMET )
( POLARIS vs./and COMET )
- KUTUP ile/ve/değil EŞİK
- KUTUP ile KUTUP ENGEL
( ... İLE Bir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan kimyasal nesnelerden her biri. )
- KUTUP değil/yerine/= UC
- KUTUP değil/yerine/= UCAY
- KÜTÜPHANE ile/ve/değil/||/<> EŞEKLİ KÜTÜPHANE
( Mustafa Güzelgöz - Videoyu izlemek için burayı tıklayınız... )
- KUTUPLAŞMA ile/ve/||/<>/> ÇOKLU BÖLÜNME
- KUTUPLAŞMA ile KAMPLAŞMA
- KUTUPLAŞMA değil/yerine KUCAKLAŞMA
- KUTUPLU/POLAR BAĞ ile/>< KUTUPSUZ/APOLAR BAĞ
( Elektronların eşit olmayan biçimde paylaşıldığı kovalent bağ. İLE/>< Elektronların eşit biçimde paylaşıldığı kovalent bağ. )
- KUTUPSUZ/LUK ile TEK KUTUPLU/LUK
- KÜTÜR KÜTÜR (YEMEK)
- KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr./İng. < DIAGONAL/E] değil/yerine/= KÖŞEGEN
( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )
- KUTUR değil/yerine/= ÇAP
- KUVÂ[çoğ. KUVVET]:
KUVÂ-YI TABİİYE ile/ve KUVÂ-YI HAYVÂNİYE ile/ve KUVÂ-YI NEFSÂNİYE
- KUVÂDİYYE[Ar.] ile SIÇANGİLLER
( Sıçangiller. )
- KUVANTUM KİMYASI ile/||/<> KLASİK KİMYA
( Kuantum mekaniği prensiplerine dayanan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Klasik fizik prensiplerine dayanan kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )
- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ
( )
( )
( )
- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK
- KUVANTUM MEKANİĞİ ile/ve/||/<> KUVANTUM TÜNELLEME
- KUVANTUM NOKTALARI ile/||/<> KUVANTUM KÜMELERİ
( Kuvantum noktalarının kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kuvantum kümelerinin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- KUVANTUM NOKTALARI ile/||/<> NANO TÜPLER
( Kuantum noktalarının kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Nanotüplerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- KUVANTUM'DA:
PARİS "ÇEVRESİ"/YORUMU ile/ve/>< KOPENHAG "ÇEVRESİ"/YORUMU
- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"
- KUVANTUM ve/||/<> FEYNMAN PATH İNTEGRALİ
( h = 6.626070040 x 10-³4 J s
h > 0 olduğunda: Klasik mekanik, yeniden kurulur.
^x = 0 ise ^p > ~ olur. Konumu biliyor isek momentumu ya da başka bir tanım ile hızı, sonsuz olur.[<> Işık hızının "saltık/mutlak"lığı ve bu sonuç ilişkisi] )
- KUVANTUM ile/ve/||/<>/> SİCİM KURAMLARI
- KUVANTUMDA:
JOHN STEWART BELL ve/||/<> BELL EŞİTSİZLİKLERİ
- KUVANTUMDA:
KUVANTUMLANMA ile DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile TÜNELLEME ile SÜPERPOZİSYON ile KUVANTUM GİRİŞİMİ ile DOLAŞIKLIK
- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile MOR YAKUT/AMETİST[Fr. < AMETHYSTE]
( Türlü silislerin genel adı. | Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü. İLE Süs taşı olarak kullanılan, mor renkte bir kuvars türü. )
- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile YILDIZTAŞI
( ... İLE İçinde, ışık altında parlayan mika tanecikleri bulunan, sarı esmer renkte bir kuvars türü. )
- KUVARSİT[Fr. < QUARTZITE] değil/yerine/= KUM TAŞI
( Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit. )
- KÜVET[Fr. < CUVETTE] ile JAKUZİ[< Jacuzzi]
( İçinde bazı şeyler ya da el yıkanan kap. | Banyoda içinde yıkanılan tekne. İLE Sağlık havuzu. )
- KUVÖZ[Fr. < COUVEUSE] değil/yerine/= YAŞANAK
- KUVÖZ/INCUBATOR[İng.] değil/yerine/= YAŞANAK
- KUVVE-İ ÂKILE ile KUVVE-İ ÂMİLE
- KUVVE-İ GAZABİYYE ile/ve KUVVE-İ ŞEHVİYE
- KUVVE-İ HÂFIZA ile/ve/<> KUVVE-İ ZÂKİRE
- KUVVE ile/ve/||/<> FİİL
- KUVVET[Ar.] ile METÂNET[Ar.]
- KUVVET[Ar.] ile ŞEHÂMET[Ar.]
- KUVVET[Ar.] ile ŞİDDET[Ar.]
- KUVVET/KUDRET ile/ve İSTÎDÂD
( İki uca da açık olan. İLE/VE Birinde kararlılık. )
- KUVVET/LER ve/<> BÜTÜN/LÜK
- KUVVET ile/ve/||/<> AĞIRLIK
- KUVVET ve/<> AYRIŞMA
( Uclar arasındaki enerjetik, çelişik yapı. VE/<> ... )
- KUVVET ile/ve CEMÂL
- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK
( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )
- KUVVET ile GÜÇ
- KUVVET ile/ve KUDRET
- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA
- KUVVETLER AYRILIĞI ve/> AŞILMIŞ BİRLİK
- KUVVETLER AYRILIĞI değil/yerine KUVVETLER AYRILIĞI VE BİRLİĞİ
- KUVVETLER AYRILIĞI ile/ve/<>/|| KUVVETLER BİRLİĞİ
- KUYRUĞU DİK TUTMAK" ile/değil "OMURGALI" DURMAK/DAVRANMAK
- KUYRUK KEMİĞİ ile KUYRUK SOKUMU
( Omurganın alt ucunda bulunan, kuyruk sokumu kemiği ile eklemlenen, önden arkaya doğru yassı, üçgen biçiminde kemik. İLE/VE/||/<> İnsanda omurganın alt ucunun bitim yeri. )
- KUYRUK SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZ KIRPMAK
- KUYRUK UCU BEYAZ ÇAKAL ile/||/<> ALTIN RENGİ ÇAKAL ile/||/<> MAVİ TÜYLÜ ÇAKAL ile/||/<> KARA SIRTLI ÇAKAL ile/||/<> ÇİZGİLİ ÇAKAL
( Orta Afrika'da yaşar. İLE/||/<> Kuzey Afrika'da, Hindistan'da ve çeşitli kıtalarda görülürler. İLE/||/<> Afrika'da yaşar. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )
( Herbiri kendine ait 30 km.lik bir bölgede avlanırlar. )
( Görme ve işitme kapasiteleri çok yüksek olduğundan avın kokusunu 1 km. öteden alabilirler. )
( Yılda 500-1500 kadar kemirgen avlarlar. )
( Avlanmanın yanısıra çöplerden de yararlanırlar. )
( Genellikle aile olarak yaşar ve avlanırlar. )
( Avlarının %35'i leştir. )
( 6 yıldan uzun yaşayanı pek yoktur. )
( Haklarında çok fazla efsane yazılmıştır. )
( ... cum CANIS AUREUS cum ... cum CANIS MESOMELAS cum CANIS ADUSTUS )
- KUYRUK ile/yerine SIRA
( QUEU vs. TURN
TURN instead of QUEU )
- KUYRUKLU YILDIZDA:
İYON KUYRUĞU ile/ve/||/<> TOZ KUYRUĞU
- KUYRUKLU YILDIZLAR ile/ve/||/<> NÖTRON YILDIZLARI ile/ve/||/<> MAVİ SÜPER DEV YILDIZLARI
- KUYRUKSOKUMU KEMİĞİ ile ...
( UCA, PÖÇ, SACRUM )
- KUYTU ile/ve/<> İZBE[Rusça]
( ... İLE/VE/<> Basık, loş, nemli yer. )
- KUYTU ile KUYTULUK
( Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha yer. | Uğrak olmayan, içerlek, sapa yer. | Güneş ışığı ya da rüzgâr almayan yer. İLE Kuytu olma durumu. | Kuytu, sessiz yer. )
- KUYU ile ARTEZYEN[Fr. < ARTÉSIEN]
( Su katmanına varıncaya kadar derinliğine kazılan, genellikle silindir biçiminde, çevresine duvar örülen, suyundan yararlanılan çukur. | Toprağa kazılan derince çukur. | İçinden çıkılamayan durum ya da yer. | Yer altındaki iş yerlerine ulaşmak için açılmış ve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey ya da düşeye yakın bağlantı yolu. İLE Burgu ile delinerek açılan ve suyu yükseğe fışkırtan kuyu. )
- KUYU ile BİRBÂS[Ar.]
( ... İLE Derin kuyu. )
- KUYU ile DÜDEN
( ... İLE Kireçli bölgelerde, kirecin erimesi ya da yeraltındaki kartlı bir çukur tavanının çökmesiyle oluşan doğal kuyu. )
- KUYU ile GAYYA[Ar.]
( ... İLE Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun ya da derenin adı. )
- KUYU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İP
( Derin olan, kuyu değil kısa olan, iptir. )
- KUYU ile KAK
( ... İLE Ağaç ve kaya kovuklarındaki su birikintisi. | Su birikmiş çukur. )
- KUYU ile/ve KAYNAK/KÜZ
- KUYU ile/değil KÖR KUYU
( ... İLE/DEĞİL Suyu kurumuş, su çıkmayan, susuz kuyu. )
- KUYU ile TİLMA
( ... İLE İlk kuyunun başı. )
- KUYUDAT = KAYITLAR
- KUYUMCU ile SARRÂF
( ... İLE Mesleği, kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kişi. )
( ZERGER ile ... )
( JEWELLER vs. GOLD DEALER )
- KUYUNUN DERİNLİĞİ değil İPİN KISALIĞI
- KUYUNUN:
DERİN OLMASI ile/ve/değil/||/<>/< DOLU OLMASI
- KÛZ[Ar.] ile KÛZ[Ar.]
( Bardak. | Tas, çanak. İLE Kanbur. )
- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU
- KUZEY KUTBU ile/ve GÜNEY KUTBU
( Düzlük değildir. Tepeler ve engebeler bulunur. İLE/VE Düzlüktür. )
( Antarktika'da kaydedilmiş en soğuk derece -89,2°C'dir. )
( Güneş sistemindeki en düşük sıcaklık Neptün'ün uydularından Triton'un yüzeyinde -235°C'dir. [Voyager II, 1989] )
- KUZEY KUTUP IŞIKLARI ile/ve/<> GÜNEY KUTUP IŞIKLARI
( NORTHERN LIGHTS vs./and/<> SOUTHERN LIGHTS )
( AURORA BOREALIS cum/et/<> AURORA AUSTRALIS )
- KUZEY YARIMKÜREDE GECELERİ GÖKYÜZÜNDE GÖRÜLEN RENKLİ IŞIKLAR GÜNEY YARIMKÜREDE GECELERİ GÖKYÜZÜNDE GÖRÜLEN RENKLİ IŞIKLAR
( BERÎK, ZİYÂ': Işık, parıltı, aydınlık. )
( PERTEV: Işık, parlaklık, yalım. )
( AURORA AUSTRALIS vs. AURORA BOREALIS )
- KUZEY YEMEN('LİLER) ile/ve/<> GÜNEY YEMEN('LİLER)
( [1990 öncesinde] İslâm'a sıkı sıkıya bağlıydı. İLE/VE/<> İlk ve belki de son Marksist bir Arap ülkesiydi. )
( Kuzey ve Güney Yemen'in sınırında bulunan bölgenin adı Dala'dır. )
- KUZEY YERUCU/ANTARTIC değil/yerine/= GÜNEY YERUCU
- KUZEY YERUCU/ARKTİK[Yun./İng.] ile GÜNEY YERUCU/ANTARTİKA
( Kuzey. İLE Güney. )
( ... İLE Hava, -93 °C'ye kadar düşebilir. )
( ARCTIC vs. ANTARCTICA
North. VS. South. )
- KUZEY-GÜNEY ile ALT-ÜST
( Yön. İLE Konum. )
- KUZEY ile/ve GÜNEY/KÜNEY
( Ekvatorun üstü. İLE/VE Ekvatorun altı. )
( ŞİMAL ile/ve CENUP )
( NORTH vs./and SOUTH )
- KUZGUN ile GÖKKUZGUN
( ... İLE Gökkuzgunumsular takımının, gökkuzgungiller ailesinden, başı, kanatları mavi, boynu ve karnı yeşil göçücü kuş. )
( ... cum CORACIAS GARRULUS )
- KUZGUNCUK ile Kuzguncuk
( Hapishane kapılarındaki demir kafesli pencere. İLE Üsküdar'da bir semt. )
- KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN
- KUZU DİŞİ = SÜT DİŞİ
( İlk çıkan, geçici dişler. | İleri yaşlarda çıkan diş. )
- KUZU KESTANESİ ile AT KESTANESİ ile HİNT KESTANESİ
( TOPUR: Kestanenin dikenli dış kabuğu. )
( ... ile BİRNÎS ile ... )
( ... cum AESCULUS HIPPOCASTANUM cum ... )
- KUZU KUZU (KABUL ETMEK/GİTMEK, BOYUN EĞMEK)
- KUZU KUZU ile/ve SS / S.KE S.KE
- KUZU ile EKDİ/İKTE
( ... İLE Öksüz kuzu. | Anası ölüp de başka bir koyuna alıştırılan ya da elde beslenilen kuzu. )
- KUZUKULAĞI = EKŞİKULAK
( Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki. )
( RUMEX ACETOSA )
- KUZULU ile KUZULU
( Kuzusu olan koyun. İLE Kendine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan meyve/sebze. )
- KVAA/WİRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI
- KVKK/PERSONAL DATA PROTECTION LAW[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU
- KVKK ile/ve/||/<> GDPR
- KWACHA ile EMALANGANİ ile METİKEŞ
( Malawi'nin para birimi. İLE/VE/<> Swaziland'ın para birimi. İLE/VE/<> Mozambik'in para birimi. )
- KYDAROS ile ...
( ALİBEYKÖY )
- KYOTO PORSELENİ ile KUTANI PORSELENİ
- KYOTO ile/ve/||/<> TOKYO ile/ve/||/<> FUKUOKA ile/ve/||/<> HİROŞİMA ile/ve/||/<> İNOKAŞİRA ile/ve/||/<> GİNZA
( [Japonca'daki anlamı/karşılıkları]
Başkent. İLE/VE/||/<> Doğu başkenti. İLE/VE/||/<> Mutlu tepe. İLE/VE/||/<> Büyük ada. İLE/VE/||/<> Kuyubaşı. İLE/VE/||/<> Darphane. )
- LEYLEK ile AYAKKABI GAGALI LEYLEK
( )
( ... cum BALAENICEPS REX )
- MAHZEN[Ar.] ile/ve/||/<> KİLER[Fars. < KİLÂR]/ARDİYE[Ar. < ARZİYE] ile/ve/||/<> DEPO[Fr. < DÉPÔT]/DEBBOY ile/ve/||/<> ANTREPO[Fr. < ENTREPOT] ile/ve/||/<> SAKLAK/AMBAR[Fars. < ANBAR]
( Yapılarda yer altı sakla[n]ma/koru[n]ma alanı. İLE/VE/||/<> Evlerde saklanılabilecek yiyecek ve içeceğin [Ar. erzak] saklandığı oda, ambar ya da dolap. İLE/VE/||/<> Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için nesnelerin konulduğu/saklandığı yer. | Nesnelerin toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu nesne ve araçlarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer. İLE/VE/||/<> Vergileri ödenmemiş, gümrüğe ait nesnelerin korunması için kurulan alan. İLE/VE/||/<> Genellikle tahıl saklanılan yer. | Yiyecek ve bazı nesnelerin saklanıldığı yer. | Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. | Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. | Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. | Nesne taşıma işleri yapan kurum ya da ortaklık. )
- MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN
- MUHAFAZAKÂR[Ar.]/KONSERVATİF/CONSERVATIVE[İng./Fr.] değil/yerine/= | TUTUCU
- ÖYKÜSEL KENDİLİK'TE:
KURGUSAL ile TÖZSEL
( [ÖYKÜSEL KENDİLİK: Zamana yayılmış, geçmiş ve geleceğe sahip kendilik.]
Öznenin ve ötekilerin özne hakkında anlattığı öykülerden oluşan "soyut" kendilik. İLE/VE/||/<> Öznenin ve ötekilerin özne hakkında anlattığı öykülerin toplamından oluşan "gerçek" kendilik. )
( DAVID HUME: "Kendilik, anlık izlenimler demetidir. Fakat bu izlenimler demetinin bir gerçekliği yoktur."
DANIEL DENNETT: "Kendimiz hakkında anlattığımı öyküler, bizi inşâ eder. Kendilik, bu öykülerin soyut bir kesişim noktasıdır. Fakat öykülerimizin inşâ ettiği kendilik, boş bir soyutlamadır."
ile/ve/||/<>
RICOEUR: "Öznenin, kendi hakkında anlattığı öykülerin toplamıdır. Bu öyküler, kendi aralarında çelişki, kararsızlık ve kendini aldatmayı içerse de bütünlüklü ve gerçek bir yaşamı oluşturur." )
- PAMBIK[Fars. < PANBUK]/KOTON[Fr./İng. < COTON] değil/yerine/= PAMUK/LU
- PSİKANALİZ:
KLASİK ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL
- RİSK YÖNETİMİ ile/ve/||/<>/> KRİZ YÖNETİMİ
( Hem kişisel, hem de kurumsal/şirket yönetimimizde, öncelikli olarak risk yönetimimizi, planlamalarımızı yapmak, daha sonra da olası büyük sorunlarda nasıl düşünebileceğimizi ve hareket edebileceğimizi iyi hesaplamak ve öngörmek durumundayız/zorundayız! )
- RÖLE[Fr. < RELAIS]/KONVERTİSÖR[Fr. < CONVERTISSEUR] değil/yerine/= DEĞİŞTİRGEÇ
( Bir cismin ya da bir gücün biçimini değiştirmeye yarayan aygıt. )
- SAĞRAK/KADEH:
TOPRAK ile/ve METAL ile/ve CÂM
( XV. yy.'da. İLE/VE XVI. yy.'da. İLE/VE XVII. yy.'da. | İçi şarap dolu kadeh. )
- ŞEFKÂT:
KORUYUCU ve BAKICI ve YETİŞTİRİCİ
- TESLİMİYET:
"KİŞİ"YE ile/ve/değil/||/<>/< YOL'A
- TIRNAK:
KUTUP AYISINDA ile BOZ AYIDA ile KARA AYIDA
- YIĞIN ile KÜRTÜN
( ... İLE Rüzgârın biriktirdiği kar yığını. )
- YILDIZLAR:
KÜÇÜK KÜTLELİ ile/ve/||/<>/> BÜYÜK KÜTLELİ
( Sessiz. İLE/VE/||/<>/> Büyük bir patlama ile. )