Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... değil ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 27 Ekim 2024 ]
itibariyle 18655 başlık/FaRk yer almaktadır.

- KRESENTİK/CRESCENTIC[İng.] değil/yerine/= HİLALIMSİ


- KRETASE[Fr. < CRETACE] değil/yerine/= İKİNCİ ÇAĞIN SON DÖNEMİ

( Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağ'ın son dönemi. )


- KRETON[Fr. < CRETONNE] değil/yerine/= KETEN/BASMA

( Bir tür keten, patiska ya da basma. )


- KRİBRİFORM/CRİBRİFORM[İng.] değil/yerine/= ELEKSİ


- KRİKO[İt. < CRICCO] değil/yerine/= KALDIRICI

( Ağır bir yükün kaldırılmasını ya da alt tarafında yapılacak bir çalışmada otomobil vb. taşıtların yerden yükseltilmesini sağlayan araç. )


- KRİKO değil/yerine/= KALDIRICI


- KRİMİNOLOG değil/yerine/= SUÇBİLİMCİ


- KRIPTOGRAFİ/CRYPTOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= ŞİFRELEME BİLİMİ


- KRİSTAL[Fr. < CRISTAL] değil/yerine/= BİLLUR


- KRİSTALOİT[Fr. < CRISTALLOIDE] değil/yerine/= BİLLURSU


- KRİTİK[Fr./İng. < CRITIQUE] değil/yerine/= ELEŞTİRİ


- KRITİK/CRITICAL[İng.] değil/yerine/= CİDDİ | TEHLİKELİ


- KRİYOSKOPİ[Fr. < CRYOSCOPIE] değil/yerine/= TUZLU ERİYİK DONMASI BİLİMİ

( Tuzlu eriyiklerin donma yasalarını inceleyen fizik kolu. )


- KRİYOTERAPİ/CRYOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK SAĞALTIM


- KRİZ YOK değil/ne yazık ki KERİZ ÇOK


- KRİZ değil/yerine/= BUNALIM


- KRİZANTEM[Fr. < CHRYSANTHÈME] değil/yerine/= KASIMPATI


- KROKİ[Fr. < CROQUIS] değil/yerine/= TASLAK


- KROM değil/yerine/= YİNİT


- KROMATİK değil/yerine/= RENKSER

( Renkser. | Kromozomlarla ilgili. | Yarım tonlardan oluşan ses dizisi. )


- KROMOFİL/CHROMOPHIL[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTAR


- KROMOFOP/CHROMOPHOBE[İng.] değil/yerine/= BOYA TUTMAZ


- KROMOSFER[Fr. < CHROMOSPHERE] değil/yerine/= RENK YUVARI

( Güneşin ışıkyuvarını saran, yaklaşık olarak 10.000 km. kalınlığındaki küre kabuğu. )


- KROMOTROPİZM[Fr. < CHROMOTROPISME] değil/yerine/= CANLI YÖNELİMİ

( Canlı bir var olanın, belirli renkte bir nesneye doğru yönelme hareketi. )


- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN


- KRONER değil KORONER


- KRONİK/VAKAYİNÂME değil/yerine/= OLAYLIK/SIRADİZİMLİK


- KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN


- KRONOLOJİ/CHRONOLOGY[İng.] değil/yerine/= TARİH SIRASI


- KRONOLOJİ değil/yerine/= SÜREDİZİM


- KRONOMETRE[Fr. < CHRONOMETRE] değil/yerine/= SÜREÖLÇER


- KRONOTROPİK/CHRONOTROPIC[İng.] değil/yerine/= HIZ ETKİLER


- KROS[İng. < CROSS] değil/yerine/= DOĞADA KOŞU

( Kırlarda ve ormanlarda, hendeklerden, yükseltilerden, çukurlardan ve akarsulardan geçerek yaya yapılan koşu. )


- KŞ/BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ


- KSE/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ


- KSK/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI


- KTB/PERSONAL IDENTIFIABLE INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL TANIMLANABİLİR BİLGİ


- KUARTET[Fr. < QUARTETTE] değil/yerine/= DÖRTLÜ


- KUARTET değil/yerine/= DÖRTLÜ


- KUBBE/KÜMBET değil/yerine/= YUVARDAM


- KÜBİK[Fr. < CUBIQUE] değil/yerine/= KÜP BİÇİMLİ

( Küp ve kesme biçiminde olan. | Kübizm akımına uyularak yapılan. | Küp biçiminde olan. )


- KÜÇÜĞÜN, BÜYÜĞE SELÂM VERMESİ ile/ve/değil/yerine BÜYÜĞÜN, KÜÇÜĞE SELÂM VERMESİ


- KÜÇÜK HESAP ile/değil/yerine/>< AYRINTI

( "Küçük/güdük zihin"liler "uğraşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Profesyoneller uğraşır. )

( Gözü, tanede olan kuşun, ayağı, tuzaktan kurtulmaz. )

( FERİ[Ar.]: Ayrıntılarla ilgili, ayrıntı niteliğinde olan. | İkinci derecede/n olan. )


- KÜÇÜK OLASILIK değil DÜŞÜK OLASILIK


- KÜÇÜK ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> ORTA ZİHİN ile/değil/yerine/<>/> İLERİ ZİHİN

( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )

( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )

( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )

( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )


- KÜÇÜKKEN/KÜÇÜKLÜĞÜNDE değil HÂL-İ SABÂBETLERİNDE


- KÜÇÜKTEN BERİ ile/değil KÜÇÜKLÜKTEN BERİ


- KÜÇÜLMEK ile/değil/yerine İNCELMEK


- KÜÇÜMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖTEKİLEŞTİRMEK


- KUDRET değil/yerine/= ERKÜÇ


- KÜFE[Ar.] değil/yerine/= SEPET

( Genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet. | [argo] Kaba et, kıç. | Bir küfenin alabileceği miktar. )


- KÜFRÂN ile/değil/yerine ŞÜKRÂN


- KÜFÜR ETMEK/EDEN/ŞATİM[Ar. < ŞETM] ile/değil/yerine/>< ŞÜKÜR ETMEK/EDEN


- KÜFÜR ETMEK ile/değil/yerine "BU DA VAR(MIŞ)" DEMEK


- KÜFÜR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST

( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )

( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )


- KÜFÜR[Ar. KFR/KÂFİR: Örten. | Çiftçi.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖVGÜ/SÖVMEK


- KÜFÜR değil/yerine/>< FİKİR

( Gerçeğin üstünü örtmek. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçeğin örtüsünü açmak. )


- KÜFÜR değil/yerine/>< ŞÜKÜR


- KÜFÜRBAZ[Ar. + Fars.(-bâz)] değil/yerine/= SÖVGEN/SÖVÜCÜ/AĞZI BOZUK/KARA


- KUĞU ile/değil ÖTÜCÜ KUĞU


- KUĞU ile/ve/değil TURNA

( Anadolu'da, kuğuya turna denilir. )

( ... ile/ve/değil KÜLENG )


- KUİNTET[Fr. < QUINTETTE] değil/yerine/= BEŞLİ


- KUL:
"DE Kİ ..." değil "KAVRA Kİ ..."


- KULA/KULAA" değil KULAĞA


- KULAK KABARTMAK ile/değil/yerine SORMAK

( Ağız aramak, ya da kulak kabartmak yerine doğrudan öğrenmeye yönelik soru sormak gerek. [her ne kadar sorulamayacak/konuşulamayacak şeyler olsa da] )


- KULAK ile/değil !GULAG


- KULE değil/yerine/= SUYRAN


- KÜLFET[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜLFET[Ar.]

( Zahmet, sıkıntı, zorluk, yorgunluk, zorlu iş. | Tören, merasim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )

( Külfetsiz ülfet olmaz. )


- KÜLFET değil/yerine/= YÜKEÇ


- KULLANAN ile/ve/değil/||/<>/< KULLANMIŞ


- KULLANILABİLİR/LİK ile/ve/değil UYGUN/LUK

( [not] USEFULNESS vs./and/but APPROPRIATENESS )


- KULLANIM/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEV/SEL


- KULLANMA ile/ve/değil/yerine İŞLEME


- KULLANMA ile/ve/değil/<> YARARLANMA


- KULLANMAK ile/ve/değil/yerine UYGULAMAK


- KULLANMAK ile/değil YAŞAMAK


- KÜLLİYEN[Ar.] değil/yerine/= TAMAMEN, TÜMÜYLE


- KULLUK İÇİN değil İNSANLIK İÇİN/İNSANLIĞINDAN DOLAYI


- KÜLT[Fr. < Lat.] değil/yerine/= TAPINÇ/TAPMA | DİN | DİNSEL TÖREN


- KÜLT ile/değil/yerine/<> KÜLTÜR

( Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> ... )


- KÜLTÜR değil/yerine/= EKİN, ÖZGEN


- KÜLTÜR ile/ve/değil/yerine İNSANLIK/İNSANLIĞIN KÜLTÜRÜ

( [not] CULTURE vs./and/but CULTURE OF HUMANITY
CULTURE OF HUMANITY instead of CULTURE )


- KÜLTÜR ile/ve/değil/||/<>/< TOPLULUK


- KÜLTÜREL KOŞULLANMIŞLIKLAR ile/değil/yerine KÜLTÜREL COŞKULAR


- KÜLTÜREL(DÖNEMSEL) "DEĞER YARGILARI"NI "ÖĞRETMEK" değil/yerine/>< EĞİTİLENİ, DEĞER(LER)İN DÜŞÜNSEL BİLGİSİYLE DONATMAK


- KÜLTÜREL[İng. < CULTURAL] değil/yerine/= EKİNSEL


- KÜLTÜREL ile/ve/değil/yerine/||/<> DÖNEMSEL


- KULÜP değil/yerine/= DERGEN


- KÜLÜSTÜR[Yun.] değil/yerine/= YIPRANMIŞ, ESKİ, BAKIMSIZ


- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- KUMAR[Ar. < KİMÂR]/KERİZ[argo < KERES] ile/ve/<>/değil MEYSİR

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kişiyi, Allah'ın zikrinden alıkoyan her şey. )


- KUMAŞ DESENİNDE:
PÖTİKARE[Fr.][PİTİKARE değil!] ile/ve/değil/<> KAZ AYAĞI

( )


- KUMAŞ İPLİKLERİNDE:
30'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 40'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 50'ye 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 60'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 70'e 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 80'e 1


- KUMAŞ ile/değil (BULUNMAZ) HİNT KUMAŞI

( ... İLE/DEĞİL Kumaş, defalarca boya tankına daldırılıp güneşte kurutulur ve bu işlem, kumaşın rengi, güneşte solmayana kadar edermiş. Böylece, rengi solmayan, değerli bir kumaş elde edilirmiş. )

( Değerli ve "değersiz"[kinâyeli olarak kullanılan] nesneler/"şey"ler için, "Bulunmaz, Hint Kumaşı" (mı?) deyimi de, kumaşın elde edilmesindeki bu sürecin kolay ve kısa olmamasındaki gibi, bazı değerli eşyaların/olanakların da hiçbir uğraş göstermeden, kolaylıkla edinilemeyeceğine/erişilemeyeceğine "gönderme" olarak da kullanılmaktadır. )


- KÜMÜLASYON/CUMULATION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM


- KÜMÜLATİF/CUMULATIVE[İng.] değil/yerine/= TOPLU


- KÜMÜLÜS değil/yerine/= KÜME BULUT

( Üst bölümleri bembeyaz ve küme durumunda, tabanı da çoğu kez yatay ve esmer bulut. )


- KUNDUZ ile/değil KAPİBARA

( ... İLE/DEĞİL Amazon ormanlarında yaşarlar. )

( ... İLE/DEĞİL 5 dk.'ya kadar, suyun altında kalabilirler. )

( ... İLE/DEĞİL Yavrularının, ancak %5'i, yaşamda kalır. )

( ... İLE/DEĞİL En büyük kemirgendir. )


- KUNPİR değil KUMPİR


- KUNT/KUND[Fars.] değil/yerine/= DAYANIKLI, SAĞLAM, KALIN, AĞIR


- KÜNYE değil/yerine/= SANLIK


- KÜPE ile/ve/değil MENGUŞ


- KÜPEŞTE[Yun.]/PARAPET[İt. < PARAPETTO] değil/yerine/= KORKULUK

( Gemide güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siper, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölüm, korkuluk. | Duvarların üzerine, balkon ya da pencerelerin içine çimento ve mozaik karışımı ile yapılan dolgu set. )


- KUPLE değil/yerine BEYİT


- KÜPÜR değil KUPÜR


- KUR'AN HAFIZLIĞI ile/ve/<>/değil KURRÂ' HAFIZLIĞI


- KUR'AN OKUMAK:
"AĞLAMAK İÇİN" değil ANLAMAK İÇİN


- KUR'AN OKUMAK değil KUR'AN'I TİLÂVET ETMEK


- KUR'AN-I KERÎM:
EMİR ile/değil/yerine NASİHAT/ÖĞÜT


- KUR'ÂN-I KERÎM:
FELSEFE değil BİLİM


- KUR'ÂN-I KERÎM:
OKUNAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞİTİLEN


- KUR'ÂN-I KERÎM'İN LAFZI değil KUR'ÂN-I KERÎM'İN NAZMI


- KUR'AN ile/ve/değil MUSHAF

( BELÂG-UL-MÜBÎN: İlâhî teblîgat. Kur'an-ı Kerim. )


- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM


- KURA ÇEKMEK değil/yerine/= ÇEKİ YAPMAK


- KURA değil/yerine/= ÇEKİ


- KURABİYE[Ar. < QUREYBİYYE] değil/yerine/= ÇÖREK

( Şekerli ya da tuzlu küçük çörek. )


- KURÂDA[Ar.] değil/yerine/= İŞE YARAMAZ, YIPRANMIŞ/ESKİMİŞ/BOZULMUŞ, CILIZ


- KURAL KOYMAK ile/ve/değil/yerine KURAL/LARI BELİRLEMEK

( Bilenler kurallar koyar, bilmeyenler kurallara uyar. )

( Kuraldan çok kuralcı, kraldan çok kralcı olmamak gerek! )

( [not] "TO MAKE THE RULE" vs./and/but "TO DETERMINE THE RULE/S"
"TO DETERMINE THE RULE/S" vs./and "TO MAKE THE RULE" )


- KURAL KOYUCU/LUK ile/ve/değil/yerine KURAL BULUCU/LUK


- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR


- KURAL ile/ve/değil KARAR

( [not] RULE vs./and/but DECISION )


- KURAL ile/ve/değil KURAM

( [not] RULE vs./and/but THEORY )


- KURAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURUL


- KURALSIZLIK ile/değil/yerine/>< KURALLILIK

( En kötü "kurallılık", en iyi kuralsızlıktan iyidir. )


- KURAM" ile/değil TEMENNİ


- KURAM ile/ve/değil ANLAYIŞ


- KURAM ile/ve/değil TEKLİF


- KURAM ile/ve/değil/||/<> YAKLAŞIM


- KURAM ile/ve/değil/yerine YARAR

( [not] THEORY vs./and/but BENEFIT
BENEFIT instead of THEORY )


- KURAMIN:
DOĞRULUĞU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYGUNLUĞU


- KÜRATİF/CURATIVE[İng.] değil/yerine/= SAĞALTICI | İYİLEŞTİRICİ


- KURBAN BAYRAMI değil/yerine/= YAKINLIK BAYRAMI


- KURBAN KESMEK değil KURBAN/YAKINLIK KESBETMEK[: Çalışarak kazanma.]


- KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR


- KURBAN ile/değil/yerine/>< SORUMLU

( )


- KURBANIN ... ile/değil KURBAĞANIN ...


- KÜRDAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HILTAN

( ... İLE/VE/||/<> Top durumundaki çiçekleri kuruduktan sonra sapları kürdan olarak kullanılan yabani bir bitki. )


- KURDELA değil KURDELE


- KÜRE ile/değil ELİPS


- KÜRE değil/yerine/= YUVAR


- KÜREK ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<>/>< LAVA[İt.]

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herhangi bir yere yanaşmış filikanın, kürek çekmeden ilerlemesi için söylenilen söz/emir. )


- KÜRESEL ile/ve/değil/||/<>/< BASKIN YEREL


- KÜRESEL ile/ve/değil DAİRESEL


- KÜRESELLEŞ(TİR)ME ile/ve/değil/yerine EVRENSELLEŞ(TİR)ME

( )


- KÜRESELLEŞMENİN ARTMASI ile/ve/değil/||/<> SINIRLARIN AZALMASI


- KÜREYVE değil/yerine/= YUVAR

( Organizmadaki çeşitli sıvılarda[kan, lenf, süt] bulunan, genellikle yuvarlak ya da oval küçük cisim.[Alyuvar, akyuvar.] | Yeryuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim. )


- KURGU-BİLİM değil BİLİM-KURGU


- KURGU/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURAM/SAL


- KURGU ile/ve/değil/yerine/&gt;&lt;/< OLGU

( [not] FICTION vs./> FACT instead of FICTION )


- KURGUL ile/ve/değil/yerine SİMGESEL


- KURGULU değil KURULU


- KÜRKAS[Fr. < CURCAS] değil/yerine/= HİNT FISTIĞI

( Sütleğengillerden, meyve çekirdekleri zehirli bir bitki. )


- KURMACA GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜNDELİK GERÇEKLİK


- KURMAK ile/ve/değil DİZGELEŞTİRMEK/SİSTEMLEŞTİRMEK

( TO ESTABLISH vs./and TO SYSTEMATIZE )


- KURNAZ/LIK ile/değil/=/<>/>/< APTAL/LIK

( İkisinin de hiçbir "kazanımı", kalıcı değildir/olamaz. )


- KURNAZ/LIK ile/değil CERBEZE

( ... İLE/DEĞİL İyi konuşma. | Beceriklilik, girginlik. | Kurnazlık, hilekârlık. )


- KURNAZ/LIK ile/değil/yerine ZEKİ/LİK


- KURNAZLIK ile/değil/yerine AKIL


- KURNAZLIK ile/değil/yerine ZEKÂ/ZEKİ


- KURS[Fr. < COURS] değil/yerine/= ÖĞRETİ/ÖĞRENEK


- KURS[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KURS değil/yerine/= ÖĞRENEK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSİ] değil/yerine/= KONUŞAK


- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] değil/yerine/= SEKİ

( Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. | Ana bilim dalı. | Sandalye. | Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. )


- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ


- KÜRT BÖREĞİ değil KÜT BÖREK


- KÜRTÇE değil [Doğu Anadolu] OSMANLI TÜRKÇESİ


- KURU KURU "ÜZÜLMEK" / "ÜZÜLÜYORUM" DEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAPABİLECEĞİN BİR ŞEY/LER

( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Var. )


- KURU OT ile/ve/değil/||/<>/< TAZE OT


- KURUCU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOLAYLAŞTIRICI


- KURUL ile/ve/yerine/değil KOORDİNASYON

( [not] COMMITTEE vs./and/but COORDINATION
COORDINATION instead of COMMITTEE )


- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL


- KURUMSAL BİR KARARI(/A):
BENİMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> UYMAK


- KURUNTU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİ


- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI

( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )


- KUŞ/LAR ile/ve/değil/||/<>/< DİNOZOR/LAR

( Kuşların ataları, dinozorlardır. )


- KUŞ ile/değil MULAN/YULAN MANOLYASI

( image )

( ... cum MAGNOLIA LILIIFLORA )


- KUŞ ile/değil ORMANTAVUĞU

( ... DEĞİL Ormantavuğugillerden kuşların, özellikle Avrupa ve Asya'da yaşayan, siyah tüylü türlerinin ortak adı. )

( ORMANTAVUĞUGİLLER: Dünyanın, soğuk ve ılıman bölgelerinde yaşayan, orta ya da büyük yapıda, mat ya da parlak renkli, ormantavuğu, çil ve çayırtavuğunu içine alan bir aile/familya. )


- KÜŞADE[Fars. < GUŞÂDE] değil/yerine/= AÇIK, AÇILMIŞ


- KUŞANMA ile/ve/değil/yerine BÜRÜNME


- KUŞKU/ŞÜPHE ile/ve/değil/yerine TERK


- KUŞKU değil/yerine/>< BİLGİ

( BİLGİ: Kuşkuyu yok eden neyse, o! | Kuşkunun giderildiği kavrayış. )


- KUŞKU ile/değil/yerine ÇÖZÜMLEME

( DOUBT vs. ANALYSIS )


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< EMİN OLMA[İMAN]


- KUŞKU ile/değil/yerine FELSEFİ KUŞKU


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/>< İYİMSERLİK ve DAYANÇ/SABIR

( Hastalıkların yarısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< İlâçların yarısı. VE/||/<> İyileşmenin ilk adımı. )


- KUŞKUCULUK ile/değil/yerine GÖRELİLİK


- KUŞKULANMAK ile/değil/yerine/>< YAPMAK

( )

( [not] DOUBT vs./but/>< DO
DO instead of DOUBT )


- KUŞKULU/ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI ile/değil KUŞKULU/ŞÜPHELİ'NİN İFADE TUTANAĞI


- KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN

( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )

( CUSCUTA )


- KÜSMEK ile/değil/yerine KONUŞMAMAK

( "Görüşmemek, birarada olmamak üzere". İLE/DEĞİL/YERİNE Görüşme, birarada olma durumu söz konusudur. )


- KÜSTAHLIK değil "GÜÇLÜ OLMA(/GÖRÜNME)" TAKLİDİ

( Küstahlık, zayıf kişinin, güçlü olma çabasıdır/taklididir. )


- KUSURA BAKMA AMA ... değil/yerine YANLIŞ ANLAMA AMA ...


- KUSURLU ile/değil/yerine/>< HUZURLU

( [kişi/kul hakkına] Dikkat etmeyenin "yaşamı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dikkat edenin yaşamı. )


- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME


- KUTLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> ANMA


- KÜTLE değil/yerine/= YIĞIN


- KUTSAL NESNELERİ TUTMADA:
ELLE ile/ve/değil/yerine KUMAŞLA


- KUTSAL OLMAZ/DEĞİLDİR!:
DİN ve DİYÂR ve DEM


- KUTSAL/LIK ile/ve/değil/=/< BÜTÜNSEL/LİK / BÜTÜNLÜKLÜ


- KUTSAL/MUKADDES[Ar.] ile/ve/değil İDUK/MÜBÂREK

( Kutsallık, herşeye verilmez. )


- KUTSAL ile/ve/<>/değil DEĞERLİ


- KUTSALLIK ile/ve/değil DUYGU YÜKLÜLÜK


- KUTSAMA ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA


- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< FİDE/FİDAN

( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>


- KUTUP ile/ve/değil EŞİK


- KUTUP değil/yerine/= UC


- KUTUP değil/yerine/= UCAY


- KÜTÜPHANE ile/ve/değil/||/<> EŞEKLİ KÜTÜPHANE

( Mustafa Güzelgöz - Videoyu izlemek için burayı tıklayınız... )


- KUTUPLAŞMA değil/yerine KUCAKLAŞMA


- KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr./İng. < DIAGONAL/E] değil/yerine/= KÖŞEGEN

( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )


- KUTUR değil/yerine/= ÇAP


- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ

( )

( )

( )


- KUVARSİT[Fr. < QUARTZITE] değil/yerine/= KUM TAŞI

( Kum tanelerinin kaynaşmasıyla oluşmuş bir tür tortul kayaç, kuvarsit. )


- KUVÖZ[Fr. < COUVEUSE] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVÖZ/INCUBATOR[İng.] değil/yerine/= YAŞANAK


- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA


- KUVVETLER AYRILIĞI değil/yerine KUVVETLER AYRILIĞI VE BİRLİĞİ


- KUYRUĞU DİK TUTMAK" ile/değil "OMURGALI" DURMAK/DAVRANMAK


- KUYRUK SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZ KIRPMAK


- KUYU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İP

( Derin olan, kuyu değil kısa olan, iptir. )


- KUYU ile/değil KÖR KUYU

( ... İLE/DEĞİL Suyu kurumuş, su çıkmayan, susuz kuyu. )


- KUYUNUN DERİNLİĞİ değil İPİN KISALIĞI


- KUYUNUN:
DERİN OLMASI ile/ve/değil/||/<>/< DOLU OLMASI


- KUZEY YERUCU/ANTARTIC değil/yerine/= GÜNEY YERUCU


- KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN


- KVAA/WİRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI


- KVKK/PERSONAL DATA PROTECTION LAW[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU


- LÂ İLÂHE:
PARÇA değil BÜTÜN


- LÂ İLÂHE:
REDDETMEK değil YÜKSELT(GEN)ME


- LÂ-YETEZELZEL[Ar.] değil/yerine/= SARSILMAZ | GÜVENİLİR


- LABIL/LABILE[İng.] değil/yerine/= OYNAK | DEĞİŞKEN


- LABORATUVAR/LABORATORY[İng.] değil/yerine/= DENEYLİK


- LACİVERT[Far.] değil/yerine/= KOVAK, KEVEK


- LACİVERT değil/yerine/= KOYUGÖK


- LÂF YETİŞTİRMEK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ YETİŞTİRMEK


- LAF-Ü GÜZAF değil LÂF Ü GÜZÂF[: Boş söz.]


- LÂF(Z) değil/yerine/= SÖZ


- LÂF ile/ve/değil/yerine ÖNERME


- LÂFIZ değil/yerine/= SÖZGE


- LÂFZÎ TEFSİR değil/yerine/= SÖZEL YORUM


- LAGÜN[Fr.] değil/yerine/= DENİZKULAĞI


- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]

( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )

( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )


- LÂHİKE/LÂHİKA[Ar. çoğ. LEVÂHİK] değil/yerine/= EK


- LÂİNLEŞMİŞ[Ar.] değil/yerine/= KOVULMUŞ, NEFRET KAZANMIŞ, İSTENİLMEYEN


- LÂKAP(/B) değil/yerine/= TAKMA AD | SAN/UNVAN["ÜNVAN" değil!]


- LAKONİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= DEYİM

( Kısa, özlü söz. )


- LAKTOZ İNTOLERANSI ile/ve/değil/||/<> SİBO

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnce bağırsaklarda aşırı miktarda bakteri üremesine bağlı olarak gelişen, yeni tanımlanmış bir hastalıktır. [Mide ağrısı, hazımsızlık, gaz, ishal ya da kabızlık başlıca belirtileridir. Zamanla beslenme bozukluğu gelişebilir. Hastalık, solukta hidrojen ve metan ölçümü ile teşhis edilir. Tedavide geniş spektrumlu antibiyotiklerden ve özel diyetten yararlanılır.] )

( )


- LAMA ile/ve/değil GUANAKO

( ... İLE/VE/DEĞİL Yabani lama. Lamaların atası. Güney Amerika ve özellikle Patagonya'da bulunur. )

( Lama ile Guanako )


- LAMBADER[Fr. < LAMPADAIRE] değil/yerine AYAKLI LAMBA

( Genellikle odanın köşelerine konulan. )


- LAMINA[İng.] değil/yerine/= KATMAN


- LAMİNAT değil LAMİNANT


- LAMINER KABİN/LAMINAR FLOW CABINET[İng.] değil/yerine/= ÇEKER OCAK


- LAMINER/LAMINARY[İng.] değil/yerine/= KATMANLI | TEK YÖNLÜ (AKIM)


- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI


- LANGUISHING[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA KARŞI "İSTEKSİZLİK"


- LANSE ETME değil/yerine/= TANITMA


- LANSE[Fr.] (ETMEK) değil/yerine/= ÖNE SÜRMEK


- LANSET/LANCET[İng.] değil/yerine/= DERİ DELICİ İĞNE


- LAP/LYMPHADENOPATHY LENFADENOPATİ[İng.] değil/yerine/= AKKAN BEZİ BÜYÜMESİ


- LASERASYON/LACERATION[İng.] değil/yerine/= PARÇALI YARALANMA/YIRTILMA


- LASIK/LASER ASSISTED İN SITU KERATOMILEUSIS[İng.] değil/yerine/= LAZER YARDIMLI YERİNDE KORNEA BİÇİMLENDİRME


- LASTİK değil/yerine/= SÜĞÜÇ


- LATEKS[Lat.] ile/değil LASTEKS[İng.]

( Bazı bitkilerin, genellikle süt görünüşünde olan özsuyu. İLE/DEĞİL Kauçuk ve pamuk karışımı bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- LATENT PERİYOT/LATENCY PERIOD[İng.] değil/yerine/= YANITSIZLIK DÖNEMI | GİZİLLİK DÖNEMI


- LATENT[İng.] değil/yerine/= GİZLİ | SESSİZ


- LATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ YAN


- LATERALİZASYON/LATERALIZATION[İng.] değil/yerine/= YANLAŞMA


- LATERODORSAL[İng.] değil/yerine/= SIRT-YAN


- LATEROLATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-YAN


- LATEROMEDİYAL/LATEROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-İÇYAN


- LATEROVENTRAL[İng.] değil/yerine/= ÖN-YAN


- LATİN ABECESİ ile/ve/değil/||/<>/> LATİN KÖKENLİ TÜRK ABECESİ


- LATİN RAKAMLARI ile/değil/< ARAP RAKAMLARI
ve/||/<>/<
ARAP RAKAMLARI ile/değil/< HİNT RAKAMLARI


- LÂÜBÂLİ/LİK değil/yerine/= YILIŞIK/LIK


- LAUBALİ değil/yerine/= SENLİ-BENLİ


- LAUBALİLİK (YAPMAK/YAPMAMAK) ile/ve/değil/yerine YÜZ GÖZ (OLMAK/OLMAMAK)


- LAUBALİLİK ile/değil/yerine/< SAMİMİYET


- LAVAJ/LAVAGE[İng.] değil/yerine/= YIKAMA


- LAVUK[argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN

( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )


- LAYETE GAYYER değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ/BOZULMAZ


- LAYİHA değil/yerine/= GÖRÜŞÇE


- LÂYIK değil/yerine/= YARAŞIK, YAKIŞIR


- LAYLON değil NAYLON


- LAZER ANJİYOPLASTİ/LASER ANGIOPLASTY[İng.] değil/yerine/= LAZERLE DAMAR AÇIMI


- LAZER/LIGHT AMPLIFICATION BY STIMULATED EMISSION OF RADIATION[İng.] değil/yerine/= UYARILMIŞ RADYASYON EMISYONLA IŞIK AMPLIFİKASYONU


- LAZER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BUZ LAZER


- LÂZIM GEREKEN değil LÂZIM GELEN


- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)


- LBS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ


- LDA/LATENT DİRICHLET ALLOCATION[İng.] değil/yerine/= OLASILIK DAĞILIMLARI TEMELLİ KÜMELEME


- LEB DEMEDEN, LEBLEBİYİ ANLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< LEB DEMEDEN LÜB'Ü ANLAMAK


- LED/LIGHT EMITTING DIODE[İng.] değil/yerine/= IŞIK YAYAN YARI İLETKEN KAYNAK, IŞIK YAYAN DİYOT


- LEGAL[İng.] değil/yerine/= YASAL


- Leh ile/değil LEH[Ar.]

( Polonya halkından olan kişi. İLE Onun için, onun tarafına, ondan yana. | Bir şeyden ya da birinden yana olma. | Yarar. )


- LEHÇE[Ar.]/DİYALEKT[Yun.] değil/yerine/= EYTİŞ


- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından] ile/değil/yerine KAYNAK

( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )


- LEJAND değil/yerine/= ALTYAZI


- LEJYON[Fr. < Lat.] ile/değil/yerine KARA KUVVETLERİ

( Eski Romalılar'da, piyade ve süvarinin oluşturduğu askeri birlik. | Birkaç takımdan oluşan asker birliği. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- LEKSİKOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZCÜKBİLİM/SÖZLÜKBİLİM


- LEKTÖR[Fr.] değil/yerine/= OKUTMAN


- LENGÜİST/FİLOLOG değil/yerine/= DİLBİLİMCİ/DİLCİ


- LENGÜİSTİK/LİSANİYAT/FİLOLOJİ değil/yerine/= DİLBİLİM


- LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK

( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )


- LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK


- LEŞ ile/değil/||/<> CESET


- LETAL/LETHAL[İng.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜ


- LEVÂZIM SINIFI değil/yerine/= SÜEL ARTGEREÇ


- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER


- LEVEL[İng.]/SEVİYE[Ar.] değil/yerine DÜZEY


- LEVREK ile/değil BARGAM

( ... İLE/DEĞİL Levreğe benzer bir balık. )


- LEYLA VE MECNUN değil/yerine NACİ VE/<> NACİYE


- LEYLEK ile/değil GRİ BALIKÇIL


- LEZYON[Fr.] değil/yerine/= DOKU BOZUKLUĞU


- LİBERAL[İng.] değil/yerine/= ERKİNSEL


- LİBERALİST/LİBERAL değil/yerine/= ERKİNCİ


- LİBERALİZM değil/yerine/= ERKİNCİLİK


- LİDER[İng.] ile/değil/yerine ÖNDER

( Bulunulan durumu, var olanı yönlendirir. İLE/DEĞİL/YERİNE Ufuk açar. )


- LİF değil/yerine/=/değil/yerine/= TELÇİK değil/yerine/=/değil/yerine/= KILCIK


- LIFO/LAST IN FIRST OUT[İng.] değil/yerine/= SON GİREN, İLK ÇIKAR


- LİG[Fr.,] değil/yerine/= KÜME


- LİGAMAN/LIGAMENT[İng.] değil/yerine/= BAĞ


- LİGANT/LIGAND[İng.] değil/yerine/= BAĞLANAN (MOLEKÜL, ATOM VB.)


- LİGASYON/LIGATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAMA


- LİKEFAKSİYON/LIQUEFACTION[İng.] değil/yerine/= SIVILAŞIM


- LİKİDİTE/LIQUİDITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞKANLIK


- LİKİT/LIQUİD[İng.] değil/yerine/= SIVI


- LİMİT[İng.] değil/yerine/= SINIR


- LIMITASYON/LIMITATION[İng.] değil/yerine/= SINIRLAMA | KISITLAMA


- LIMOUSINE ile/değil HUMVEE

( Uzun, konforlu araç. İLE/DEĞİL Çok uzun, konforlu araç. )


- LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( )

( Bisikletin konforu/artıları, limuzinde bile yoktur. )


- LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( Bisikletin konforu/artıları, limuzinde bile yoktur. )


- lin.[Lat. < LINIMENTUM] değil/yerine/= ETKİLİ NESNENİN YAĞ YA DA ALKOLDE ERİTİLMESİYLE HAZIRLANAN SIVI İLÂÇ


- LINAC/LINEAR ACCELERATOR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL HIZLANDIRICI


- LİNÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İFŞÂ


- LİNÇLEMEK değil LİNÇ ETMEK


- LİNEER/LINEAR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL


- LİNET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN


- LİNGUİSTİK değil/yerine/= DİL(SEL)


- LİNK[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- LİNOTİP[İng.] değil/yerine/= DİZGİ MAKİNESİ

( Basımevinde, harfleri dizen ve satırları, blok durumunda döken makine. )


- LİNYİT değil/yerine/= GÖYNÜK


- LİPOPROTEİNLER değil/yerine/= YAĞLI ÖNBESİ


- liq.[Lat. < LIQUOR] değil/yerine/= SIVI İLAÇ, LİKÖR


- LIS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ


- LİSAN-I MÜNÂSİP (İLE)[Ar.] değil/yerine/= UYGUN BİR DİL (İLE)


- LİSÂN[Ar.] değil/yerine/= DİL


- LİSAN/ZEBAN değil/yerine/= DİL/DİLDEM


- LÎSAN ile/değil LİSÂN

( İstanbul ağzı. İLE Anadolu ağzı. )


- LİSANS[İng. < LICENCE] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ / YETKİNLİK


- LİSE[Fr.] değil/yerine/= BİLGİTEY


- LİTERATÜR değil/yerine/= YAZINCA


- LİTOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= TAŞBİLİM


- LİTOSFER değil/yerine/= TAŞYUVARI/TAŞKÜRE


- LİYÂKAT değil/yerine/= DEĞİM/YARAŞIRLIK


- LİYOFİLİZASYON/LYOPHILIZATION[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK KURUTMA


- LİZOZOM değil/yerine/= SİNDİRGEN


- LOB ile/değil (YARIM)YUVAR


- LOB değil/yerine/= BÖLÜM


- LOBİ değil/yerine/= DALAN

( Bir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk. | Otel, tiyatro gibi yerlerde, girişe yakın, geniş yer. | Bazı çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk. )


- LOBUT[Ar. < NEBBUT]["LABUT" değil!] değil/yerine SOPA

( Kalın, kısa ve düzgün sopa. | Kol gücünü geliştirmek için kullanılan jimnastik aracı. [gürgenden] | Bovling oyununda devrilmesi amaçlanan, alt bölümü geniş, üst bölümü tek boğumlu, çeşitli malzemeden yapılmış hedef. )


- LOĞ/YUVAK/YUVGU/YUVGUZ ile/değil/yerine/= SİLİNDİR[Fr. < Yun.]/ÜSTÜVANE[Ar.]

( Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine koşut iki yüzeyin sınırladığı cisim. | Metalleri inceltmek, kumaşları parçalatmak, kâğıt üzerine baskı yapmak gibi işler için sanayide kullanılan merdane. | Motorlu taşıtların motorunda, pistona güçlü bir itiş sağlamak ve gaz karışımının yandığı ya da patladığı yer. | Yollarda, toprak damlarda, yeri bastırmak ya da tarlalarda, toprakları ezmek için gezdirilen taş silindir. )


- LOINC/LOGICAL OBSERVATION IDENTIFIERS NAMES AND CODES[İng.] değil/yerine/= MANTIKSAL GÖZLEM TANIMLAYICILARI ADLAR VE KODLAR


- LOJMAN[Fr. LOGEMENT] değil/yerine/= KURUM KONUTU

( Bir kuruluş ya da iş yerindeki çalışanlara, parasız ya da az bir kira karşılığında verilen konut. )


- LOKAL ANESTEZİ değil/yerine/= SINIRLI UYUŞTURMA


- LOKAL POTANSİYEL/LOCAL POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= YEREL GİZİL GÜÇ


- LOKAL değil/yerine/= DERNEKEVİ


- LOKAL değil/yerine/= YEREL


- LOKALİZASYON/LOCALIZATION[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİM


- LOKALİZE/LOCALIZED[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİMLİ


- LOKAVT değil/yerine/= İŞKAPAT


- LOKMA'NIN BEDELİ değil/yerine LOKMAN'IN TEDBİRİ(AKLI/BİLGİSİ)


- LOKMAYI ÇABUK YUTMAK ile/değil/yerine/><
YETERİNCE ÇİĞNEDİKTEN SONRA YUTMAK

( Yemek yerken bir sonraki lokmayı hazırlamak yerine ağızdaki lokmayı iyice çiğnemek, yavaş yemek ve yiyeceğin tadını/zevkini tam olarak almaya çalışmaktır doğru olanı! )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! )


- LOKOMOTİF[Fr. < LOCOMOTIVE] değil/yerine/= ÖNYEDEN


- LÖKOSIT FORMÜLÜ/DİFFERENTIAL BLOOD COUNT[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR DAĞILIMI


- LÖKOSİT/LEUKOCYTE[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR


- LOKÜLE/LOCULATED[İng.] değil/yerine/= YUVALI


- LOKÜS/LOCUS[İng.] değil/yerine/= KONUM, YER


- LONGITÜDİNAL ÇALIŞMA/LONGITUDİNAL STUDY[İng.] değil/yerine/= ZAMANA YAYILI ÇALIŞMA


- LONGITÜDİNAL/LONGITUDİNAL[İng.] değil/yerine/= UZUN EKSENDE, UZUNLAMASINA


- LÖNK ile/değil LÖK


- lot.[Lat. < LOTIO] değil/yerine/= İLAÇLI SU, LOSYON


- LOZAN ANTLAŞMASI ile/değil UŞİ ANTLAŞMASI

( ... İLE/DEĞİL Osmanlı'nın Afrika'daki son toprak parçasını kaybettiği antlaşma.[1912] )

( RUMİNE SARAYI: Lozan Antlaşması'nın yapıldığı saray. )


- LP/LUMBAR PUNCTION[İng.] değil/yerine/= LOMBER PONKSİYON


- LSTM/LONG-SHORT TERM MEMEORY[İng.] değil/yerine/= UZUN-KISA SÜRELİ BELLEK


- LÜFER ile/değil AKYA


- LÜFER ile/değil/<> SIRTIKARA

( ... İLE/DEĞİL/<> Lüferin bir türü. )


- LÛGAT[Ar.] değil/yerine/= SÖZLÜK


- LÜKS ile/değil/yerine TOKGÖZLÜLÜK

( Yapay yoksulluk. İLE/DEĞİL/YERİNE Doğal zenginlik. )


- LÜKSASYON/LUXATION[İng.] değil/yerine/= ÇIKIK


- LÜMEN/LUMEN[İng.] değil/yerine/= BORUMSU BOŞLUK


- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ


- LUSITROPİ/LUSITROPY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME GÜCÜ


- LÜTFEN değil/yerine/= KAYRADAN


- LÜTFETMEK değil/yerine/= KAYRALAMAK


- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM


- LÜTÛFKÂR/ÂNE değil/yerine/= KAYRALI/CA


- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER


- LVAD/LEFT VENTRICULAR ASSIST DEVICE SOL VENTRİKÜL[İng.] değil/yerine/= SOL KARINCIK DESTEK AYGITI


- M-HEALTH/MOBILE HEALTH[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK, M-SAĞLIK


- M-RNA MESSENGER RİBONUCLEİC ACİD[İng.] değil/yerine/= HABERCİ RİBONÜKLEİK ASIT


- m.[Lat. < MISCE] değil/yerine/= KARIŞTIR, BİRLEŞTİR


- M.Ö. ile/ve/değil/||/<>/< G.Ö.

( Milattan önce. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Günümüzden önce. )


- M/MOLAR[İng.] değil/yerine/= MOL


- MÜSİBET değil MUSİBET


- MA'KAD ile/değil MAK'AD[Ar.]

( Akd edilecek, sözleşilecek yer. İLE/DEĞİL Oturulacak yer, minder. | Oturak yeri, geri, kıç. )


- MAALESEF[Ar.]["MALESEF" değil!]/DERDÂ[Fars.] değil/yerine/= NE YAZIK Kİ


- MAARİF/Çİ[Ar.] değil/yerine/= EĞİTİM/Cİ


- MAAŞ/MAHİYE[Fars., Ar.] değil/yerine/= AYLIK


- MÂBED/MÂBET[Ar.] değil/yerine/= TAPINAK


- MÂBED ile/ve/değil EŞİK

( Mâbed, zamanın aşkınlaştırıldığı "ebedî şimdi"dir. )


- MÂBED ile/ve/değil/<> MİTOLOJİK MÂBED

( Fiziksel ve mekânsal. İLE/VE/DEĞİL/<> Zihinsel ve içsel merkezli. )

( İntisâb/inisiyasyon, içsel mâbedin oluşturulmasını başlatır/sağlar. )

( Mâbed, ferâgat ahlâkıyla kurulur. )


- MAÇ[İng. MATCH] değil/yerine/= KARŞILAŞMA/EŞLEŞME


- MACAR BURNU değil/< MA-İ CÂRÎ BURNU


- MACERA[Ar.]/SERÜVEN[Fars. SERVAN]/SERGÜZEŞT[Fars.]/AVANTÜR[Fr. AVENTURE | İng. ADVENTURE] değil/yerine/= OLAYCA


- MACERAPEREST değil/yerine/= OLAYCASEVER


- MADDE/(î) değil/yerine/= ÖZDEK/(SEL)


- MADDE değil/yerine/= EY/ÖZDEK/NESNE


- MADDE ile/değil MADDÎ

( Görünmez. İLE/DEĞİL Görünür. )


- MADDELERE:
BAĞLILIK değil BAĞIMLILIK


- MADDEN değil MADDETEN[Ar.]/EYCE


- MADDÎ EDİM değil/yerine/= EYCİL EDİM


- MADDÎ KEYİFLER/ZEVKLER ile/ve/değil/yerine MANEVÎ ZEVKLER

( Başta istek, sonrasında bıkkınlık verir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Başta isteksizlik, sonrasında şevk verir. )


- MADDİ MALLAR değil/yerine/= EYCİL TAVARLAR


- MADDÎ değil/yerine/= EYCİL


- MADDÎ ile/ve/değil/>&lt; MÜCERRED

( ... İLE/VE/DEĞİL/>< Maddî olmayan. )


- MADDİYAT değil/yerine/= EYCİLLİK


- MADEM EĞER ÖYLEYSE" değil ÖYLEYSE (ya da MADEM ÖYLE)


- MADEM Kİ ÖYLE "SÖYLÜYORSA/YAPIYORSA" değil MADEM Kİ ÖYLE SÖYLÜYOR/YAPIYOR


- MADEN İŞÇİSİ İÇİN:
YERÜSTÜ değil/ne yazık ki/<>/>< YERALTI

( Açlık var ve kesin. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/<>/>< Ölüm var ve olasılık. )


- MADEN/TAŞ/LİNYİT[Fr. < Lat.] KÖMÜRÜ ile/değil ODUN KÖMÜRÜ

( Madenleri odunla, maden kömürüyle ya da linyit kömürüyle eritmek olanaklı değil/di. İLE/DEĞİL Maden, ancak odun kömürüyle eritilebilir/di. )

( Bileşimindeki karbon oranı %60-70 olan, kahverengi ya da siyah, taşıl kömür. İLE Odunun kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür, mangal kömürü. )

( Jeolojik dönemler boyunca dönüşüme uğrayarak büyük bir kalori gücü kazanan, bitki fosillerinden oluşan doğal yakıt. İLE/DEĞİL Odunun, kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür. )

( ... ile/değil ÂLÂS )


- MADERŞAHİ[Fars.]/MATRİARKAL[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ANAERKİL


- MADUR değil MAĞDUR


- MAFSAL[Ar.] değil/yerine/= EKLEM


- MAĞARA[Ar.] değil/yerine/= İN

( Bir yamaca ya da kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu. | Karst bölgelerinde, kireçtaşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yeraltı kovukları. )


- MAĞAZA değil/yerine/= KEPİTEY


- MAĞDUR/HASTA EDEN/ETMEK ile/ve/değil/||/<>/< MAĞDUR/HASTA OLAN/OLMAK


- MAĞDUR/İYET[Ar.] değil/yerine/= KIYGIN/LIK

( Haksızlığa uğramış kişi. )


- MAĞDUR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>< ZÂLİM


- MAĞDURİYET:
TARİHSEL ile/değil EKİNSEL/KÜLTÜREL


- MAĞLOVA SU KEMERİ değil MUALLAK SU KEMERİ

( Alibeyköy Barajı, Taş Ocağı Mevkii'ndedir. )

( 1563'te inşâ edilen, Mimar Sinan yapıtıdır. )

( Kemerlerin Süleymaniye'si denilir. Muallak[boşlukta duran] adıyla bilinmelidir. )

( Uzunluğu 260 m., yüksekliği 36 m.dir. )


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAGMA[Yun.] değil/yerine/= ISI/SICAK YUVARI

( Yerin içinde, sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik. )


- MAGNETOSPHERE değil/yerine/= KAPARYUVAR


- MAGNETOTELLURICS değil/yerine/= KAPARBALKI


- MAGNİFİKASYON/MAGNİFICATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜLTME


- MAGNİTÜT/MAGNİTUDE[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK | ÖNEM


- MAĞRUR[Ar.] değil/yerine/= GURURLU


- MAĞRUR ile/ve/değil/yerine/||/>< MAĞDUR

( Mağdur olan, mağrur olur. )

( "Mağrurun" değil mağdurun yanında olmayı yeğleriz/yeğlemeliyiz... )


- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MAHAL/MEVZİ[Ar.] değil/yerine/= YER/YÖRE


- MAHALLE BASKISI ile/değil ÖRGÜTLÜLÜK


- MAHALLİ[Ar.] değil/yerine/= YÖRESEL/YEREL


- MAHÂRET değil/yerine/= BECERİ


- MÂHÂZÂ/MAAHÂZÂ değil/yerine/= BUNUNLA BİRLİKTE, BÖYLEYKEN, BÖYLE İSE DE


- MAHCUBİYET[Ar.] değil/yerine/= UTANGAÇLIK/SIKILGANLIK


- MAHCUR[Ar.] değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUR değil/yerine/= KISITLI


- MAHCUZ değil/yerine/= ELKOYLU


- MAHDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIRLANMIŞ


- MAHDUT değil/yerine/= DAR


- MAHFAZA[Ar.] değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFAZA değil/yerine/= KORUNCAK


- MAHFİL-İ KAZÂ değil/yerine/= ADÂLET MEYDANI


- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= SAKLANMIŞ/KORUNMUŞ

( MAHFUZEN: Gözaltında olarak. )


- MAHFUZ değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI


- MAHFUZ değil/yerine/= SAKLI/KORUNUK


- MAHİR[Ar.] değil/yerine/= USTA/BECERİKLİ

( MÂHİRÂNE[Ar., Fars.]: Becerikli bir biçimde, becerikli olarak, ustaca. )


- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= İÇYÜZ


- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖZLÜK/İÇYÜZ

( Bir şeyin durumu. | Kişi. )


- MAHİYET ile/ve/değil/= VARLIK

( Hiçbir nitelik ve nicelik, mahiyete yüklen(e)mez. )

( [not] QUIDITY/ESSENCE vs./and/but/= EXISTENCE )


- MAHKÛK[Ar.] değil/yerine/= KAZILMIŞ


- MAHLÛK[Ar.] değil/yerine/= YARATIK


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= ÇÖZÜLMÜŞ/DAĞILMIŞ


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= HALLOLMUŞ/ÇÖZÜLMÜŞ | ERİYİK


- MAHLUL/SOLÜSYON değil/yerine/= ERİYİK/ÇÖZELTİ


- MAHLUT[Ar.] değil/yerine/= KATIŞIK | KARIŞIM


- MAHMUL değil/yerine/= YÜKLETİLMİŞ/YÜKLÜ/DOLU


- MAHMUZ[Ar.] değil/yerine/= ÇIKINTI

( Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı. | Eski tür savaş gemilerinde, su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı. | Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı. )


- MAHPUS[Ar.] değil/yerine/= KAPATILMIŞ

( Kapatılmış, hapsedilmiş. | Bir çeşit tavla oyunu. )


- MAHPUS değil/yerine/= KISINIK


- MAHREC değil/yerine/= PAYDA


- MAHREK[Ar.] değil/yerine/= YÖRÜNGE

( Yürüyen bir noktanın izlediği ya da çizdiği yol. | Bir gökcisminin, devinme süresince aldığı yol. )


- MAHREM değil/yerine/= GİZLİ


- MAHREM değil/yerine/= İÇREK, GİZLİ


- MAHREMİYET değil/yerine/= GİZLİLİK


- MAHRUKAT[Ar.] değil/yerine/= YAKIT/YAKACAK


- MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN


- MAHRUM/İYET değil/yerine/= YOKSUN/LUK


- MAHRUT[Ar.] değil/yerine/= KONİ


- MAHSUBEN değil/yerine/= SAYILCA


- MAHSUL[Ar.] değil/yerine/= ÜRÜN/VERİM


- MAHSUL/HASILAT değil/yerine/= ÜRÜN


- MAHSUM" değil MASUM


- MAHSUP değil/yerine/= SAYIŞIK


- MAHSUR[Ar.] değil/yerine/= KISIĞ


- MAHSUS[Ar.] değil/yerine/= ÖZELLİKLE


- MAHSUS ile/ve/değil/yerine MÂKUL

( Elimizle/gözümüzle, duyularımızla. İLE/VE/DEĞİL Beyin, akıl ile. )


- MAHÛLE[Ar.] değil/yerine/= DUL

( Kocası ölmüş kadın. İLE Eşi ölmüş ya da eşinden boşanmış kadın ya da erkek. )


- MAİ[Ar.] değil/yerine/= MAVİ


- MAİN[Ar.] değil/yerine/= KARE/EŞKENAR DÖRTGEN


- MAİŞETİ TEMİN[Ar.] değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK


- MAJOR CROSS MATCH[İng.] değil/yerine/= MAJOR ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA


- MAJÖR/MAJOR[İng./Fr.] değil/yerine/= BÜYÜK/ÖNEMLİ

( Büyük, önemli. | Bir makam, bir akort ya da bir aralığın oluşma biçimi. | Büyük önerme. )


- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM


- MAKALE değil/yerine/= YAZI


- MAKAM ŞÖFÖRÜ değil/yerine/= ORUN SÜRÜCÜSÜ


- MAKAM TAZMİNATI değil/yerine/= ORUN ÖDENEĞİ


- MAKAM/MANSIP/MESNET/MEVKİ değil/yerine/= ORUN


- MAKAMDA BULUNMA:
MÂRİFET'TEN ile/ve/değil/||/<>/< TÂLİP ÇIKMAMIŞ OLMASINDAN DOLAYI


- MAKAMDA OLMAK ile/ve/değil MAKAMDAN GÖRÜNMEK


- MAKAMDA OLMAK ile/ve/değil MAKAMDAN GÖRÜNMEK


- MAKAMDA YÜKSELİŞ ile/ve/değil/yerine HİZMETTE YÜKSELİŞ

( Allah'ın kudretiyle bitişen kişi, hepimize ücretsiz ve menfaatsiz olarak hizmet eder. )

( Bir meyve ağacı, uzaktan hep yaprak görünür. Yanına yaklaşınca meyveleri görünmeye başlar. Yaprak olmasa meyve yetişemez. O kadar yaprağın hizmeti o meyveler içindir. )

( Keşkül Dergisi'nden: Hizmet I, Hizmet II )


- MAKARA değil/yerine/= SARDIRAÇ


- MAKBUZ[Ar.] değil/yerine/= ÖDENDİ BELGESİ


- MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< MAKİNA YAPAN MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< "YAPAY ZEKÂ" ÜRÜNLERİ/ARAÇLARI GELİŞTİRMEK/OLUŞTURMAK


- MAKİNA ile/ve/değil MEKANİZMA


- MAKİNE ÖĞRENMESİ:
GÖZETİMSİZ ile/ve/değil/||/<>/< GÖZETİMLİ


- MAKİNE değil/yerine/= İŞLERGE


- MAKİNİST değil/yerine/= İŞLERGECİ


- MAKOSEN değil MOKASEN


- MAKSAT[Ar.] değil/yerine/= AMAÇ


- MAKSAT/MAKSAD[Ar.] ile/ve/değil/||/<> MURAT/MURAD[Ar.]


- MAKSIMAL[/MAXIMAL[[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK


- MAKSİMİZASYON/MAXIMIZATION[İng.] değil/yerine/= EN ÇOKLAMA, EN ÇOKLAYIM, EN ÇOKLATIM


- MAKSIMUM/MAXIMUM[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK


- MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÇOK/YÜKSEK


- MAKSİMUM değil/yerine/= SON SINIR / EN FAZLA


- MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN


- MAKTUL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜLEN


- MÂKÛLÂT ile/ve/değil/||/<>/> MEKÛLÂT(DENKÖBEKLER/SONSAL SINIFLAR/KATEGORİLER)

( Akıllar/akledilirler. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Sonsal sınıflar/kategoriler. )


- MAKYAJ[Fr.] değil/yerine SÜSLEM / YÜZ BOYAMA


- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA

( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )


- MAKYAJ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜLÜMSE/MEK

( Kişinin en güzel/iyi/büyüleyici/olmazsa olmaz/değerli/etkili/sınırsız/sürekli makyajı, gülümsemesidir. )


- MAL/META ile/değil/yerine CAN


- MAL/MÜLK/MADDİ ZENGİNLİK değil/yerine/= OD, OCAK


- MALA[Fars.] değil/yerine/= SÜRGÜ

( Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, tahta saplı, duvarcı ve sıvacı aracı. )


- MALABSORPSİYON/MALABSORPTION[İng.] değil/yerine/= EMİLİM BOZUKLUĞU


- MALADJUSTMENT[İng.] değil/yerine/= UYUM BOZUKLUĞU


- MALAKİT[Fr. MALACIHTE < Yun.] değil/yerine/= BAKIRTAŞI

( Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat. )


- MÂLÂYÂNÎ ile/değil LÂTÎFE(MİZAH)


- MALEZYA'DA:
KENT değil/yerine KÖY

( Malezya halkı, (daha çok) yerleşim ve yaşamak için kent yerine köyleri tercih etmektedir. )


- MALFORMASYON/MALFORMATION[İng.] değil/yerine/= OLUŞUM BOZUKLUĞU | BİÇİM KUSURU


- MALI SEVME ile/değil/yerine KENDİNİ SEVME

( Kendini sevemeyenin sevdiği. İLE ... )


- MALİGNANSİ/MALİGNANCY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MALİGNİTE/MALIGNITY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK


- MÂLİK[< MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile/ve/değil/yerine/||//<>/>/< SÂLİK[< SÜLÛK]

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bir tarikata girmiş bulunan. | Yolcu, Allah'a giden yolu tutana, seyr hâlinde bulunduğu sürece verilen isim. )


- MÂLİK ile/ve/değil MUHÂFIZ


- MÂLİYET ile/ve/değil BEDEL


- MALNÜTRİSYON/MALNUTRITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ BESLENME


- MALOZ değil MOLOZ[Yun.]

( Toprak ve kireçle karışık taş kırıntıları, yapı döküntüsü. | Değersiz, işe yaramaz şey ya da kişi. )


- MALPOZİSYON/MALPOSITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ KONUM


- MALPRAKTİS/MALPRACTICE[İng.] değil/yerine/= HATALI TIBBİ UYGULAMA


- MALROTASYON/MALROTATION[İng.] değil/yerine/= KUSURLU DÖNÜŞ


- MALUL GAZİ değil/yerine/= SÖKEL BATUR


- MALÛL[Ar.] değil/yerine/= SÖKEL/SAKAT | GÜÇSÜZ


- MALUL değil/yerine/= SÖKEL


- MALULEN değil/yerine/= SÖKELCE/SÖKELLİKTEN


- MALUM/AKTİF değil/yerine/= ETKEN


- MALÛMÂT ile/ve/değil HAL

( Hâlsiz ilim, ihyâ edeyim derken imhâ eder. )


- MALÛMAT ile/ve/değil HAL


- MALUMUN ...:
İLÂNI değil İLÂMI


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> ANIMSARSANIZ ...


- MALUMUNUZ ... ile/ve/değil/yerine/<> BİLDİĞİNİZ GİBİ


- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME ile/ve/değil/||/<> BAHARAT


- MAMÜL değil MAMUL


- MAMUR[Ar.] değil/yerine/= BAYINDIR

( Gelişip güzelleşmesi, yaşayış koşullarının uygun duruma getirilmesi için üzerinde çalışılmış olan. )


- man. pr.[Lat. < MANE PRIMO] değil/yerine/= SABAH ERKENDEN


- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM


- MÂNÂ[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MANASTIR[Yun.] ile/ve/değil/>< KİLİSE

( Bazı kesin kurallara bağlı rahip ya da rahibelerin, dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı. İLE ... )


- MANCA[İt.] değil/yerine/= YİYECEK


- MANCANA[İt.] değil/yerine/= FIÇI

( Gemilerde, içme suyu konulan, büyük, yassı fıçı. )


- MANDALİNA / PORTAKALDA:
ÇÖP/FAZLALIK değil LİFLERİ

( Sırtlarındaki lifleri ayırmayıp/atmayıp meyvenin şekerini dengeleyici işlevleri nedeniyle dış kabuğun içindeki mandalina ya da portakalın tamamını yemek gerekmektedir. )


- MANDREN/MANDRİN[İng.] değil/yerine/= DALGI KILAVUZU


- MANEN değil/yerine/= ÖZCE


- MANEVİ TAZMİNAT değil/yerine/= ÖZCÜL ÖDENCE


- MANEVİ değil/yerine/= ÖZCÜL


- MANEVÎLEŞTİRİLMİŞ ŞEY ile/ve/değil MANEVÎ ŞEY


- MANEVİYAT değil/yerine/= ÖZCÜLLÜK


- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET

( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )


- MANHATTAN ile/değil SANHATTAN

( ... İLE/DEĞİL Şili'nin başkenti Santiago'da, yüksek binaların bulunduğu bölgeye verdikleri ad. )

( İLE/DEĞİL )


- MÂNİ OLMAK değil/yerine/= ÖNLEMEK


- MÂNİ[Ar.] değil/yerine/= ENGEL


- MANİ ile/ve/değil/||/<>/< HİPOMANİ


- MÂNİ değil/yerine/= ÖNLEYİCİ/ENGEL


- MANİFATURA[İt. < Lat.] değil/yerine/= KUMAŞ/DOKUMA

( Fabrika yapımı her türlü kumaş ve bez gibi dokumalar. )


- MANİFESTASYON/MANIFESTATION[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNÜR BELİRTİ-BULGU


- MANİFESTO[İt. < Lat.] değil/yerine/= BİLDİRİ


- MANİK ATAK/MANIC EPISODE[İng.] değil/yerine/= TAŞKINLIK DÖNEMİ


- MANİK-DEPRESİF PSİKOZ değil/yerine/= TAŞKIN-ÇÖKÜMLÜ ÇILDIRI


- MANİKA[İt. < MANICA] değil/yerine/= BACA[Fars. < BÂCE]

( Gemilerde, ambarlara ve makine bölümüne hava vermek için güverteye açılan baca. )


- MANİKÜR[Fr.] değil/yerine/= EL/TIRNAK BAKIMI


- MANİPÜLASYON/MANİPULATION[İng.] değil/yerine/= YÖNLENDİRME | GÜDÜMLEME | HİLEYLE YÖNLENDİRME | KARŞIDAKİYLE OYNAMA, KARŞIDAKINİ ÇIKARI İÇİN KULLANMA. | ELLE KULLANMA


- MANİPÜLASYON değil/yerine/= YÖNLENDİRİM


- MANİPÜLATİF değil/yerine/= YÖNLENDİRİMLİ


- MANİPÜLATÖR/MANİPLE değil/yerine/= YÖNLENDİREÇ/YÖNLENDİRİMCİ/YÖNLENDİREÇÇİ


- MANİVELA[İt.] değil/yerine/= KALDIRAÇ

( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )


- MANİVELA değil/yerine/= KALDIRAÇ


- MANOMETRE[Fr. < Yun. MANOS: Seyrek, yumuşak. | METRON: Ölçü.] değil/yerine/= BASIÖLÇER


- MANŞET değil/yerine/= ÖNBAŞLIK


- MANSİYON[Fr.] değil/yerine/= ÖZENDİRME ÖDÜLÜ

( Bir yarışmada, konulan ödüle yeterli nitelikte görülmemekle birlite, anılmaya değer bulunan kişiye ya da yapıta verilen derece. )


- MANŞON/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN


- MANTAR ile/değil ESMERKÜF

( ... İLE Esmerküfler ailesinin asalak yaşama uyabilen örnek türü. Özellikle arılarda öldürücü gelişmeler doğuran, ilkel mantar. )

( ... cum MUCOR MUCEDO )


- MANTAR ile/ve/değil PİŞİK

( ... İLE/VE/DEĞİL Apış yeri, koltukaltı gibi tenin birbirine sürtünen yerlerinde, terin yakmasıyla oluşan kızartı. )


- MANTAR ile/değil PİYAN

( ... İLE/DEĞİL Mantara benzeyen kabarcıklarla ortaya çıkan, ciltte yaralar yapan, bulaşıcı sıcak bölge sayrılığı. )


- MANTIK EYTİŞİMİ ile/ve/değil/yerine YAŞAM EYTİŞİMİ


- MANTIK HATASI ile/ve/değil/||/<>/< YAKLAŞIM/YÖNTEM HATASI


- MANTIK KALIPLARI ile/ve/değil/yerine MANTIK


- MANTIK, MANTIKLI/LIK ile/ve/<>/değil/yerine TUTARLI/LIK

( LOGIC, LOGICAL/NESS vs./and/<> CONSISTENCY
CONSISTENCY instead of LOGIC, LOGICAL/NESS )


- MANTIK'TA:
ARİSTOTELES ile/ve/değil KANADA

( Yunan. İLE/VE/DEĞİL Hint. )


- MANTIK ile/ve/değil/||/<>/< MANTIKSAL ZORUNLULUK


- MANTIK ile/değil OLASILIK


- MANTIK ile/değil/yerine UYGULAMA


- MANTIKEN değil/yerine/= ESTEMCE


- MANTIKEN ile/ve/değil KURAMSAL/TEORİK OLARAK

( [not] "LOGICALLY" vs./and/but "THEORICALLY" )


- MANTIKÎ/MANTIKSAL değil/yerine/= ESTEMLİ


- MANTIKLI ile ANLAMSIZ DEĞİL


- MANTIKLI ile/ve/değil/<> UYGUN


- MANTIKSIZ" ile/değil/yerine TUHAF


- MANUEL/MANUAL[İng.] değil/yerine/= EL KITABI | ELLE YAPILAN


- MANYAK/LIK ile/ve/değil ÜMİT/UMUT


- MANYAK ile/değil GÜVENİLİR "MANYAK"


- MANYETİK değil/yerine/= KAPGILI


- MANYETİZMA değil/yerine/= KAPGIBİLİM | KAPGILAMA/KAPGILIK


- MANZARA değil/yerine/= GÖRÜNÜM/GÖREY


- MARABA/RENÇBER[Fars.]/IRGAT[Yun.] değil/yerine/= ÇİFTÇİ/ORTAKÇI


- MARASMUS[İng.] değil/yerine/= ZAFİYET, ARIKLIK


- MARATON değil/yerine/= UZUN KOŞU


- MAREŞAL/MÜŞİR değil/yerine/= SAVAŞHAN


- MARİFETİYLE değil/yerine/= ELİYLE/ARACILIĞIYLA


- MARJ[Fr.] değil/yerine/= PAY

( Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan pay. | Yazılmış ya da basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk. )


- MARJ/MARGIN[İng.] değil/yerine/= SINIR


- MARJİNAL FAYDA değil/yerine/= SONBİRİM YARARI


- MARJİNAL/MARGINAL[İng.] değil/yerine/= SINIRDA | SIRA DIŞI


- MARJİNAL değil/yerine/= AYKIRI/SIRADIŞI


- MARKER[İng.] değil/yerine/= BELİRTEÇ


- MARKER değil/yerine/= BELİRTİCİ


- MARN[Fr.] değil/yerine/= PEKMEZTOPRAĞI

( Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç. | Üzüm şırasının tortularını çöktürmek için kullanılan, kil ile karışık kireçli toprak. )

( MARNLAMAK: Kireci az olan toprağın içine marn katarak daha iyi duruma getirmek. )


- MARON[Fr. < MARRON] değil/yerine/= KESTANE RENGİ


- MARŞ[Fr. < Cerm.] değil/yerine/= ÇIĞIRI


- MARS değil/yerine/= MERÎH[Ar.]/SAKIT[Ar.]

( Güneşe olan uzaklığı, Yer'in Güneş'e olan uzaklığından daha çok olan dış gezegenlerin ilki. )

( Mars gezegeninde bulunan Olympus Mons, Güneş Sistemi'nde bilinen en yüksek volkan ve dağdır. Dağın yüksekliği, 26.4 km. olup Everest ile karşılaştırılırsa üç kat daha yüksektir. )

( el-KAHİRE[Ar.](al-QAHIRAH )


- MARTAVAL (OKUMAK) ile/ve/değil/yerine MASAL (ANLATMAK)


- MARTI ile/değil SUMRU


- MARUF değil/yerine/= SANLI


- MARUZ KALMAK ile/değil/yerine TÂBÎ OLMAK


- MÂRUZ KALMAK ile/ve/<>/değil TÂBİ TUTULMAK


- MÂRUZ[Ar.] değil/yerine/= EDİK


- MÂRUZAT[Ar.] değil/yerine/= SUNUŞLUK


- MAS[Ar.] değil/yerine/= SOĞURMA/EMME


- MASA ile/ve/değil EŞİK


- MASADA ile/ve/değil/yerine YERDE

( Daha çok yenilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yeterince, gerektiği kadarı yenilir. )


- MASAJ[Fr.] ile/değil/yerine/||/<> OVMAK

( ... ile/değil/yerine/||/<> DELK )


- MASAL[Ar. < MESEL] ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> MAVAL[Ar. < MEVVÂL]

( Genellikle toplumun oluşturduğu, düşe dayanan, sözlü gelenekte yaşayan, çoğunlukla insan, hayvan ile "cadı, cin, dev, peri" vb. başından geçen olağanüstü olayları anlatan edebî tür. | Boşuna söylenmiş söz. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Yalan, uydurma söz. )


- MASAL/SI değil/yerine/= DÜŞÇE/MSİ


- MASALLAR:
ÇOCUKKEN ile/değil/yerine BÜYÜYÜNCE

( Uyuyana kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE Uyanana kadar. )


- MAŞERÎ[Ar.] değil/yerine/= ORTAK US/AKIL

( Topluluğun olan, ortaklaşa. )

( Hiçkimse, birlikte olduğumuz kadar akıllı değildir/olamaz. )


- MASİF[Fr.] değil/yerine/= SOM

( Kütlesi, görünürdeki tüm oylumu kaplayan, kaplama ya da doldurma olmayan. )


- MASKARA[Ar., İt.] (OLMAK/ETMEK) ile/ve/değil/||/<>/< MADARA[Fars.] (OLMAK/ETMEK)


- MASKARALIK ile/değil/yerine/>< REKÂBET


- MASKE değil/yerine/= YAPAY YÜZ

( Boyalı karton, kumaş, plastikten yapılmış olan, tanınmamak için kullanılan yapma yüz. | Korunmak için özel olarak yapılmış, yüze geçirilen şey. | Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. | Gerçek duyguları ya da bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen, aldatıcı görünüş, davranış. | Kişinin oynadığı rol ya da hem kendine, hem de çevresine yönelik takındığı davranış. )


- MASKOT[Fr.] değil/yerine/= "UĞURLU" EŞYA

( Uğur getireceğine inanılan şey. | Uğur sayılan kişi ya da hayvan. )


- MASLAHATGÜZAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= İŞGÜDER

( Bir büyükelçinin temsilci olarak bulunduğu ülke dışına çıkması durumunda ya da o ülkeye gelmesinden önce, ona vekâlet eden diplomat. )


- MASLAHATGÜZAR değil/yerine/= İŞGÜDER


- MASRAF[Ar.] değil/yerine/= GİDER


- MASRAF değil/yerine/= GİDER


- MASTAR değil/yerine/= DÜZCÜ


- MASTER değil/yerine/= UNGAN


- MASUM ile/değil DOKUNULMAMIŞ


- MASUMDUR! ile/ve/değil/yerine/||/<> SUÇLU DEĞİL!

( "Suçlu değil!" demek, her zaman, zemin ve koşulda "Masumdur!" anlamına gelmez. )


- MASUMİYET KARİNESİ/PRESUMPTION OF İNNOCENCE değil/yerine/= SUÇSUZLUK İLKESİ


- MASUMLAR APARTMANI ile/ve/değil/||/<>/< MADALYONUN İÇİ (KİTABI)


- MAT değil/yerine/= DONUK


- MAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİŞME YATAK


- MATAFYON[İt.] değil/yerine/= DELİK

( Yelkenlere ve tentelere açılan delik. )


- MATAH değil BATAK


- MATAMATİK değil MATEMATİK


- MATBAA[Ar.] değil/yerine/= BASIMEVİ


- MATBÛ[Ar.] değil/yerine/= BASILI/BASILMIŞ


- MÂTEM[Ar.] değil/yerine/= YAS


- MATEM değil/yerine/= YAS


- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL


- MATEMATİK ile/değil MATHEMATA


- MATEMATİKSEL ile/ve/değil VEKTÖREL


- MATERNAL[İng.] değil/yerine/= ANADAN | ANNEYE AIT


- MATERYAL/MATERIAL[İng.] değil/yerine/= GEREÇ | MADDE


- MATİTE/MATITY[İng.] değil/yerine/= TOK SES


- MATKAP değil/yerine/= DELGİ


- MATRAH[Ar.] değil/yerine/= TEMEL ALINAN DEĞER

( Bir verginin miktarını belirtmek için temel olarak alınan değer. )


- MATRİKS/MATRIX[İng.] değil/yerine/= GÖZELER ARASI DOLGU


- MATÛF[Ar. < ATF] değil/yerine/= YÖNELTİLMİŞ

( Bir yöne eğilmiş. | Yöneltilmiş. )


- MATÛH[Ar. < ATEH] değil/yerine/= BUNAMIŞ/BUNAK


- MATUH[Ar.] değil/yerine/= BUNAK


- MATÜR/MATURE[İng.] değil/yerine/= OLGUN


- MATÜRASYON/MATURATION[İng.] değil/yerine/= OLGUNLAŞMA


- MATÜRITE/MATURITY[İng.] değil/yerine/= OLGUNLUK


- MÂVERÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖTE

( Ard, geri, bir şeyin ötesinde, arkasında bulunan. | Türk müziğinin eski bir mürekkep makamı.[Biri, devr-i kebir, öteki, fahte usûlünde, iki tane müellifi belirli olmayan peşrev ile bir tane, yine müellifi bilinmeyen saz semaisi, bu makama örnektir.] )


- MAVİ[Ar.] değil/yerine/= GÖK, GÖKÇE


- MAVİ değil/yerine/= GÖKÇE


- MAVİMTIRAK değil/yerine/= GÖKÇEMSİ/GÖKÇEMTIRAK/GÖKÇÜL/GÖKŞİN


- MAYA[Hintçe]/İLÜZYON[İng. < ILLUSION]/DOXA[Yun.] değil/yerine/= YANILSAMA


- MAYALANMA:
KELÂM (İLE) ile/ve/değil HÂL (İLE)


- MAYDONOZ değil MAYDANOZ


- MAYİ[Ar.] değil/yerine/= SIVI


- MAYİ/LİKİT değil/yerine/= SIVI


- MAYİ/LIQUİD, FLUİD[İng.] değil/yerine/= SIVI


- MAYIS/mayıs ile/değil Mayıs

( Taze sığır gübresi. | Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır dışkısı. İLE/DEĞİL Yılın beşinci ayı. )


- MAYISTRA[İt.] ile/değil/yerine RÜZGÂR/YELKEN

( Grandi direğinin en alt sereni ve bu serene çekilen yelken. | Kuzeybatı rüzgârı. İLE ... )


- MAYMUN İŞTAHLI/LIK ile/değil/yerine ÇOK YÖNLÜ/LÜK


- MAYMUN ile/değil İNSAN


- MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( Koatilerle akrabadır. Güney Meksika ve Güney Brezilya'daki Matto Grosso arasındaki tropikal bölgelerde yaşarlar. )

( )

( ... İLE/DEĞİL Görünüşü maymuna benzese de rakun türüdür. Orta ve Güney Amerika'nın yağmur ormanlarında yaşar. Çoğunlukla otçul beslenir. Çok nadir de olsa böcek, kuş ve küçük memelileri yer. )

( Hayvana adını veren Güney Amerika'nın Tupi yerlileridir. Bazı kabileler, bu hayvana Potto adını taksa da, Potto ayrı bir türdür. Kinkajou ile bağlantısı yoktur. )

( ... İLE/DEĞİL 7 alt türü vardır.

Potos flavus flavus
Potos flavus chapadensis
Potos flavus chiriquensis
Potos flavus megalotus
Potos flavus meridensis
Potos flavus modestus
Potos flavus nocturnus )

( ... cum POTOS FLAVUS )


- MAYMUNLAR ile/ve/değil BONOBOS MAYMUNLARI

( Gaia dergisindeki haberi için burayı tıklayınız... )


- MAYSTRO/MAESTRO değil/yerine/= UNGAN

( Besteci. | Orkestra şefi. )


- MAYTAP[Fars. < MAHTÂB] değil/yerine/= HAVAİ FİŞEK

( Yandığında renkli ve parlak ışıklar saçan, şenlik gecelerinde yakılan havai fişek. )


- MAZBATA[Ar.] değil/yerine/= TUTANAK


- MAZBUT VAKIF[Ar.] değil/yerine/= KAMUSAL TURGU


- MAZERET KAĞIDI değil/yerine/= NEDENLİK BELGESİ


- MAZERET-İ SAHİHA değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK


- MAZERET ile/ve/değil AÇIKLAMA


- MAZERET değil/yerine/>< EYLEM

( İstemiyorsak. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçekten istiyorsak. )


- MAZERET değil/yerine/= NEDENLİK


- MAZERET değil/yerine/= ÖZÜR


- MAZERETSİZ değil/yerine/= NEDENLİKSİZ


- MAZGAL[Yun.] değil/yerine/= DELİK

( Kale duvarlarında, iç yanı geniş, dış yanı dar delik. )


- MAZHARİYET değil/yerine/= ERGİ


- MÂZÎ değil/yerine/= GEÇMİŞ


- MAZLUM[Ar.] değil/yerine/= KIYILGIN


- MAZMUN değil/yerine/= İÇANLAM


- MAZNÛN[Ar. < ZANN] değil/yerine/= SANIK


- MAZNUN değil/yerine/= SANIK


- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK


- MAZRUB değil/yerine/= ÇARPAN


- MAZRUBÂT-I TEFRİK değil/yerine/= ÇARPANLARA AYIRMA


- MAZRÛF[< ZARF] değil/yerine/= ZARFLANMIŞ, ZARFA KONMUŞ | KALIPLI, KILIFLI | ZARFLI KÂĞIT


- MAZUR GÖRÜN ile/değil/yerine KUSURA BAKMAYIN


- MAZUR değil/yerine/= NEDENLİ


- MBIS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARITA TABANLI BİLGİ DÜZENİ


- MBS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MEKANSAL BİLGİ DÜZENİ


- MCI/MILD COGNITIVE IMPAIRMENT[İng.] değil/yerine/= HAFİF BİLİŞSEL BOZUKLUK


- MCS/MECHANICAL CIRCULATORY SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MCSD/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MD/DOCTOR OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIP DOKTORU


- MDC/MECHANICAL ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK (KALP) DESTEK AYGITI


- MDD/MICROWAVE DİATHERMY | MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT[İng.] değil/yerine/= MİKRODALGA DİYATERMİSİ, MİKRODALGAYLA SICAKLIK UYGULAMASI | MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ


- MDDC/MECHANICAL CIRCULATION SUPPORT DEVICE[İng.] değil/yerine/= MEKANİK DOLAŞIM DESTEĞİ AYGITI


- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ


- ME'YÛS[< YE'S]/NEVMÎD[Fars. < NÂ-ÜMÎD] değil/yerine/= ÜMİTSİZ


- MEA/COST EFFECTIVENESS ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET ETKINLİK ÇÖZÜMLEMESİ


- MEBLAĞ değil/yerine/= TUTAR


- MEBÛS[Ar.] değil/yerine/= SAYLAV/MİLLETVEKİLİ


- MECÂZ-I MÜRSEL değil/yerine/= DÜZÖZGEÇ/AD AKTARMASI


- MECÂZ/Î / METAFORİ/K değil/yerine/= ÖZGEÇ/Lİ


- MECAZ değil/yerine/= DEĞİŞMECE


- MECBÛR(İYET) değil/yerine/= YÜKÜMLÜ/LÜK, ZORUNLU/LUK


- MECBUR ile/ve/değil/||/<> MÜKELLEF


- MECBUREN değil/yerine/= GÜCÜNLÜCE


- MECBURİ HİZMET değil/yerine/= GÜCÜNLÜ İŞGÖRÜ


- MECBURÎ/ZARURÎ değil/yerine/= GÜCÜNLÜ


- MECBURİYET/LE ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< MUHABBET/LE


- MECBURİYET değil/yerine/= GÜCÜNLÜK


- MECBURİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MEMNUNİYET


- MECHÛL[Ar. < CEHL] değil/yerine/= BİLİNMEYEN[BELİRSİZ değil!]


- MEÇLEŞME/MATCHLEŞME değil/yerine/= EŞLEŞME/"ÖRTÜŞME"


- MECMÂ[Ar.] değil/yerine/= YIĞINAK

( Bir şeyin biriktiği yer. | Bir şeyin, bir yerde çokça birikmesi, tecemmu, tahaşşüt. | Birgözeli bitkilerin biraraya gelerek oluşturdukları küme. )


- MECMUA değil/yerine/= DERGİ


- MECRÂ değil/yerine/= YÖNEY


- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ

( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )


- MECZ değil MEZC

( ... DEĞİL Birbirine katmak, katıştırmak. )


- MECZUB OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine CÂZİB OLMAK


- MECZÛB[Ar. < CEZB] ile/değil/< MECNÛN[Ar. < CİNN]

( Çekilmiş, cezb olunmuş. | Allah sevgisinden dolayı cezbeye tutularak kendinden geçmiş olan. | Deli, divâne. İLE/DEĞİL Çıldırmış, deli, divâne. | Delice seven, tutkun, âşık. )

( Âşıklar, meczûb değil mecnûndur. )


- MECZUB ile/değil MECZUB MEŞREP


- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI, ÖVÜNÇLÜK, KIVANÇLIK


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- MEDÂR[Ar. < DEVR] değil/yerine/= DÖNENCE | DAYANAK


- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT


- MEDED[Ar.] değil/yerine/= YARDIM


- MEDENÎ(YET) değil/yerine/= UYGAR/LIK


- MEDENİYET DİLİ ile/ve/değil KÜLTÜR DİLİ


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDİKAL ETİK/MEDICAL ETHİCS[İng.] değil/yerine/= TIP ETİĞİ


- MEDİKAL ONTOLOJİ/MEDICAL ONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= TIBBİ VARLIKBİLİM


- MEDİKAL/MEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIBBİ


- MEDİKASYON/MEDICATION[İng.] değil/yerine/= İLAÇ SAĞALTIMI | İLAÇ


- MEDITASYON/MEDITATION[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL YOĞUNLAŞMA


- MEDIUM[İng.] değil/yerine/= ORTA | BESİYERİ


- MEDİYAL/MEDIAL[İng.] değil/yerine/= İÇ YAN


- MEDİYAN DÜZLEM/MEDIAN PLANE[İng.] değil/yerine/= ORTA HAT DÜZLEMI


- MEDİYAN/MEDIAN[İng.] değil/yerine/= ORTANCA


- MEDİYASTİN[Fr.] değil/yerine/= GÖĞÜS

( Göğsün, yanlardan akciğerle, önden göğüs kemiği, arkadan omurga ile sınırlanan orta bölgesi. )


- MEDİYATÖR/MEDİATOR[İng.] değil/yerine/= ARACI


- MEDİYOLATERAL/MEDIOLATERAL[İng.] değil/yerine/= ORTA-DIŞ YAN


- MEDJACKING/MEDJACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME GİRİŞİMİ


- MEDLÛL[Ar.] değil/yerine/= ANLAM


- MEDRESE ile/ve/değil/||/<>/> KÜLLİYE

( İlk medrese: NİZÂMİYE MEDRESESİ [1066] )

( OSMANLI MEDRESELERİ - CAHİT BALTACI kitabını okumanızı salık veririz. )

( Genellikle İslâm dini kurallarına uygun bilimlerin okutulduğu, müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese sözcüğü, "ders" kökünden gelir. [Ders verenlere müderris, yardımcılarına muid, okuyanlara danışmend, sohta ya da talebe adı verilir] | Kendine özgü bir mimarisi olan, üstü açık ya da kapalı geniş bir avlu çevresinde talebelerin yatıp kalkması, ders çalışması için inşâ edilmiş odalardan oluşan yapı. | Fakülte. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir caminin çevresinde, cami ile birlikte kurulmuş medrese, imâret, sebil, kütüphane, hastane gibi yapıların tümü. )


- MEDYA/MEDIA[İng.] değil/yerine/= ORTA KATMAN | ORTAM, | BESİYERİ


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM


- MEFKÛRE[Ar.]/IDEAL[İng., Alm., İsp.]/IDÉAL[Fr.] değil/yerine/= ÜLKÜ/SEL


- MEFRUĞUNBİH değil/yerine/= GEÇİRİ KONUSU


- MEFRUĞUNLEH değil/yerine/= GEÇİRİ ALICI


- MEFRUŞAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEME

( Ev döşemek için gerekli eşya. )


- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ


- MEFTÛH[< FETH] değil/yerine/= AÇILMIŞ, AÇIK, FETHEDİLMİŞ | ELE GEÇİRİLMİŞ


- MEFTÛN[Ar. < FİTNE] ile/değil MEDFÛN[Ar. < DEFN]

( Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. İLE/DEĞİL Gömülmüş, defnolunmuş. )


- MEFÛL[Ar.] değil/yerine/= TÜMLEÇ

( Yapılmış, işlenmiş. | Bir eylemin etkisinde olan. | Tümleç. )


- MEĞERSE/M değil MEĞER


- MEH/KAMER(AKMÂR)[Ar.] değil/yerine/= AY


- MEHDÎ[Ar. < HEDY] değil/yerine/= DOĞRU YOLU TUTAN, HİDÂYETE EREN/ERDİREN


- MEHENG, MEHEKK değil MİHEKK


- MEHİL değil/yerine/= ÖNEL


- MEHL/MEHİL[Ar.] değil/yerine/= ÖNEL

( Bir işin tamamlanması için tanınan ek süre. | İş sözleşmesine göre, işçinin, işten çıkarılması durumunda tanınan süre. )


- MEHTAP[Fars.] değil/yerine/= AY IŞIĞI


- MEHTAP değil/yerine/= IŞILAY


- MEKÂN ile/ve/değil MAHAL

( ... İLE/VE/DEĞİL Söz ve halin buluşmasında bulunan/oluşan. )


- MEKÂN değil/yerine/= UZAY


- MEKANİK MÜHENDİSLİĞİ değil/yerine/= İŞLEYBİLİM ÖLÇMENLİĞİ


- MEKANİK/Çİ/LİK/MEKANİZM değil/yerine/= İŞLEYSEL/Cİ/LİK


- MEKANİK değil/yerine/= DÜŞÜNMESİZ


- MEKANİK değil/yerine/= İŞLETSEL


- MEKANİK değil/yerine/= İŞLEYBİLİM


- MEKANİZMA/MECHANISM[İng.] değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA/SİSTEM/TERTİBAT/MAKİNE değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA değil/yerine/= DÜZENEK


- MEKANİZMA değil/yerine/= İŞLEYİŞ


- MEKANİZMA ile/değil METABOLİZMA[Fr. < Yun. METABOLE: Değişme.]

( ... İLE/DEĞİL Canlı organizmada ya da canlı gözelerde, hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, dirimbilimsel ve kimyasal değişimlerin tümü. )


- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH


- MEKNÛZ[< KENZ] değil/yerine/= YERE GÖMÜLÜ, HAZİNEDE SAKLI


- MEKRÛH[Ar. < KERH] ile/ve/değil/||/<>/< METRUK

( İğrenç. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Terk edilmiş. )


- MEKRUH[Ar.] değil/yerine/= İĞRENÇ

( İğrenç, tiksindirici. | İslâm'da, dince yasaklanmadığı halde yapılmaması istenilen. )


- MEKTEP[Ar.] değil/yerine/= OKUL


- MEKTUP/NÂME değil/yerine/= İLETE


- MEKTUP değil/yerine/= BİTİ/BETİK


- MEL-ANKOLİK" değil MELANKOLİK


- MELÂİKE-İ KERUBİYUN[Ar.] değil/yerine/= MELEKLERİN EN BÜYÜKLERİ


- MELÂL[Ar.] / GAM/M[Ar.] değil/yerine/= SIKINTI


- MELÂMÎ ile/değil/yerine MELÂMET NEŞELİ/NEŞESİ OLAN (BİRİ)


- MELANKOLİ[Fr. < Yun. melan/kara + khole/safra] değil/yerine/= KARASEVDÂ/MALİHULYA[Ar. < Yun.]

( Kara Sevdâ/Safra. | Kuruntu. )


- MELANKOLİ değil/yerine/= KARAKAYGI


- MELEKE[Ar.] değil/yerine/= YETİ

( TEKRARLAYA TEKRARLAYA MEYDANA GELEN ALIŞIKLIK, YATKINLIK, YORDAM | YETİ )


- MELEKLERDE:
"KANAT" değil İLİŞKİ


- MELEVÂN değil/yerine/= GECE VE GÜNDÜZ


- MELEZ[Ar. < MELES]/METİS[Fr.] değil/yerine/= KIRMA/AZMA/ARADA


- MELHÛZ[Ar.] değil/yerine/= UMULAN/BEKLENEN

( Düşünülebilen, olabilen, hatıra gelen, mülâhaza edilen. )


- MELİSA[Yun.] değil/yerine/= OĞULOTU


- MELİSSA/MALISSA[Lat.] değil/yerine/= OĞULOTU


- MELODİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= EZGİ


- MELODİ/NAĞME değil/yerine/= EZGİ


- MELODİK değil/yerine/= EZGİLİ/EZGİSEL


- MELUN[Ar.] değil/yerine/= İLENÇLİ/KARGINMIŞ/KARGIŞLI


- MEMÂT[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜM

( ÖLÜM )


- MEMBA/MENBA değil/yerine/= BULAK/KAYNAK/PINAR

( MENBA'[< NEBEÂN: Kaynama.]: Kaynağın görünmeyen bölümü. Kaynak. )


- MEME KANSERİNDE:
GENETİK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEVRESEL/DIŞ KOŞULLAR

( %27 ile/ve/değil/||/<>/< %73 )


- MEME KANSERİNDE:
İLERİ EVRE / ÖLÜM değil/yerine TARAMA

( Memedeki olası kanserleri hücrelerin, 2., 3., 4. evrelerde tespit edilmesi ya da ölümle sonuçlanabilecek çok geç evrelerde tanı koymak. DEĞİL/YERİNE Mamografinin, 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yaptırılması ve elle takip edilmesiyle gecikmiş olmamak için tarama ve korunmanın önemi/farkı çok büyüktür. )


- MEMLEHA[Ar.] değil/yerine/= TUZLA

( Kıyılarda, tava denilen havuzlara deniz ya da göl suyu akıtıldıktan sonra kurutularak tuz çıkarılan yer. | Tuzlak. )


- MEMLEKET[Ar. çoğ. MEMÂLİK] değil/yerine/= YURT/ELİ


- MEMNUN (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RÂZI (OLMAK)


- MEMNUN OLMA ile/ve/değil UYGUN OLMASI


- MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANIKLIK


- MEMUR/İYET değil/yerine/= İŞYAR/LIK


- MEMUR ile/değil/yerine AHBAB


- MEN (ETMEK) değil/yerine/= YASAK(LAMAK)


- MEN-İ MUARAZA DÂVÂSI değil/yerine/= SATAŞMANIN ÖNLENMESİ ARANCI


- MENAFİ-İ UMUMİYE değil/yerine/= KAMU YARARI


- MENAFİ[Ar.] değil/yerine/= YARARLAR


- MENAJER[Fr. < MENAGE] ile/değil MENEJER[İng. < MANAGER]

( Yemek düzeninde [menaj], masada bulunması gereken araçların genel adı ve/ya da yedeklerinin bulundurulduğu küçük dolaplar. İLE/DEĞİL Yürütücü, yönetici, işgüder. )


- MENAPOZ/MENOPOZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= YAŞDÖNÜMÜ


- MENBA değil MEMBA


- MENDİL HEDİYE ETMEK değil/ve İÇİNDEKİNİ GİZLEMEK

( Hediye edilen mendiller içindeki altın ya da paranın görünmemesini sağlamak içindi(r). )


- MENDİL[Ar.] değil/yerine/= SUVLUK


- MENDİL/ULATU ile/ve/değil DESTMÂL

( ... İLE/VE/DEĞİL Nakışlı, süslemeli mendil. )


- MENEMEN["MELEMEN" değil!] ile Menemen

( Domates, soğan ve yeşil biber ile yapılan bir yemek. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. )


- MENEND/MÂNEND değil/yerine/= GİBİ, EŞSİZ, ÖRNEKSİZ


- MENFA[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN YERİ


- MENFAAT[Ar. < NEF] ile/ve/değil/yerine/> MASLÂHAT[Ar. < SULH]

( Yarar, kâr, çıkar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> İş, emir, husus, madde, keyfiyet. | Önemli iş. | Barış, dirlik-düzenlik. )

( Toplumun maslâhatı, bireyin menfaatı düşünülür. )

( Bir yığın olmaktan çıkıp ulus olmak, toplumsal maslahatı, kişisel menfaate yeğlemekle başlar. )


- MENFAAT[Ar.] değil/yerine/= ÇIKAR/YARAR


- MENFAATPERESTLİK değil/yerine/= ÇIKARCILIK


- MENFAATPERVER değil/yerine/= ÇIKARCI


- MENFUR/MÜSTEKREH değil/yerine/= İĞRENÇ/TİKSİNÇ


- MENGENE[Yun.]/CENDERE[Fars.] değil/yerine/= KISKIÇ


- MENKUL değil/yerine/= TAŞINIR


- MENŞE/ORİJİN değil/yerine/= KÖKEN


- MENSUBİYET[< NESEB] ile/değil/yerine AİDİYET

( Soy, ırk üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE Uygarlık ve tarih üzerinden. )

( En "üst/son" noktalar üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE En geri gidilemez, en alt/temel/ortak noktalar üzerinden. )

( Hayvanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE İnsanda. )


- MENSUBİYET değil/yerine EHLİYET


- MENSUBİYET değil/yerine/= KATNAŞLIK


- MENSÛCÂT[Ar.]/TEKSTİL[Fr.] değil/yerine/= DOKUMA/LAR / KUMAŞ/LAR


- MENSUP[Ar.] değil/yerine/= ÜYE


- MENSUP değil/yerine/= KATNAŞ


- MENŞÛR[< NEŞR]/NEŞREDİLMİŞ değil/yerine/= AÇILMIŞ, YAYILMIŞ, DAĞITILMIŞ | PRİZMA


- MENŞUR/PRİZMA değil/yerine/= ...


- MENTAL[İng.] değil/yerine/= ZİHINSEL


- MENTALİTE[Fr.]["MANTALİTE" değil!] değil/yerine/= ANLAYIŞ, BAKIŞ, ALGILAMA


- MENTEŞE değil/yerine/= EKLEMEÇ


- MENZİL-İ CÂN değil/yerine/= İNSAN GÖVDESİ | ULVÎ ÂLEM


- MENZİL[Ar.] değil/yerine/= ERİM


- MERA değil/yerine/= OTLAK


- MERAK EDİYORUM değil DÜŞÜNÜYORUM


- MERAK ETME(!) ile/ve/değil/yerine ENDİŞELENME(!)


- MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN


- MERAK ile/ve/değil/< CEHÂLET

( [not] CURIOSITY vs./and/but/< IGNORANCE )


- MERAKLI/LIK ile/ve/değil/yerine HEVESLİ/LİK


- MERAKLI ile/ve/değil/yerine İLGİLİ


- MERAKSIZ/LIK ile/ve/değil KAYITSIZ/LIK


- MERAM (ETMEK) değil/yerine/= İSTEK (İSTEMEK)


- MERAM ANLATMAK değil/yerine/= İSTEĞİ BİLDİRMEK


- MERASİM[Ar.]/SERAMONİ/CEREMONY[İng.] değil/yerine/= TÖREN


- MERÂTİB ile/ve/değil/||/<>/< VETÎRE


- MERDÂNE[Fars.] değil/yerine/= DÖNDÜRE


- MERDİVEN ile/ve/değil EŞİK


- MERDİVEN ile/değil/yerine ÖRCİN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İp merdiven. )


- MEREC-EL-BAHREYN değil/yerine/= İKİ DENİZİN BULUŞTUĞU YER/NOKTA/ALAN


- MEREMMET/Çİ[Ar.] değil/yerine/= TAMİR/Cİ


- MERHAMET:
ACIMAK değil/yerine/< ACITMAMAK


- MERHEM[Ar.]["MELHEM" değil!] ile POMAT[İt.]

( Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı ya da yağsız ilâç. | Çözüm/çare. İLE Genellikle saça sürülen, yağlı ve kokulu merhem. )


- MERİSTEM[Fr.] değil/yerine/= SÜRGEN DOKU

( Bitkilerde, kök ve sapların, gelişebilecek durumda olan uc bölümlerindeki, çok yüzlü, kolay üreyebilir hücrelerden oluşan bir doku türü. )


- MERİYET[Ar.] değil/yerine/= YÜRÜRLÜK, GEÇERLİLİK

( Gereğinin yapılır olması durumu. )


- MERİYET değil/yerine/= YÜRÜRLÜK


- MERKEZ[Ar.] değil/yerine/= ORTAY


- MERKEZ/SANTRAL/SENTIR[İng. < CENTER] değil/yerine/= ÖZEK


- MERKEZ ile/ve/değil BAŞKENT


- MERKEZ ile/ve/<>/değil SEMTLER/İLÇELER


- MERKEZÎ değil/yerine/= ÖZEKSEL/ÖZEKLİ


- MERKEZİN:
KAYMASI ile/değil YER DEĞİŞTİRMESİ


- MERKEZİYET değil/yerine/= ÖZEKLİK


- MERKEZKAÇ/SANTRİFÜJ[Fr. < Yun. KENTRON: Merkez. | SOOMA: Gövde.] değil/yerine/= ÖZEKKAÇ

( Merkezden uzaklaşan. )


- MERMİ[Ar.] değil/yerine/= KURŞUN


- MERS CORONAVİRUS/MİDDLE EAST RESPIRATORY SYNDROME CORONAVİRUS MERS-COV ORTA DOĞU SOLUNUM YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ NEDENLİ KORONAVİRÜS


- MERS-COV/MIDDLE EAST RESPIRATORY SYNDROME CORONAVIRUS[İng.] değil/yerine/= ORTA DOĞU SOLUNUM YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ NEDENLİ KORONAVİRÜS


- MERS/MİDDLE EAST RESPIRATORY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= ORTA DOĞU SOLUNUM YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ


- MERSİYE[Ar.] değil/yerine/= AĞIT

( Birinin ölümü üzerine duyulan etkilenimi anlatmak için yazılan şiir. )


- MERT[Fars. < MERD] değil/yerine/= YİĞİT/ALP/KAHRAMAN

( CELÂDET: Yiğitlik, kahramanlık, bahadırlık. )


- MERTEK[Erm.] değil/yerine/= SIRIK

( Yapıda kullanılan, dört köşe ya da yuvarlak, kalınca sırık. )

( "Elif'i görse, mertek zanneder.": Bilgisizleri ve en alt seviyedeki bilgisizliklerinin derecesini tanımlamak üzere kullanılan deyim. )


- MESAA/MESA değil MESELA


- MESÂBE[Ar.] değil/yerine/= DERECE

( Derece, rütbe. | Kadar. | Konum, durum. )


- MESAFE KATETMEK değil/yerine/= YOL ALMAK


- MESAFE[Ar.] değil/yerine/= ARALIK

( [not] DISTANCE vs./and/but ... )


- MESAFEYİ:
"ARTIRMAK" değil AÇMAK


- MESÂHA ETMEK[doğrusu MİSÂHA/T] değil/yerine/= YERİ ÖLÇME | YÜZÖLÇÜMÜ

( Ölçmek. )


- MESAİ[Ar.]/VARDİYA[İt. < GUARDIA] değil/yerine/= ÇALIŞMA/EMEK

( Çalışma, emek. | Gemilerde, beklenen nöbet. | Gemide, nöbet yeri. | Nöbetleşe çalışma, posta. )

( TO WORK OVERTIME vs. SHIFT )


- MESAJ değil/yerine/= İLETİ


- MESAJ değil/yerine/= İLETİ/BİLDİRİ

( Bir devlet büyüğünün, bir sorumlunun, belirli bir nedenle ilgililere gönderdiği bildiri. | Yazı ya da sözle verilen, gönderilen bilgi. | Yazı ya da sözle anlatılması amaçlanan duygu ya da düşünce. )


- MEŞAKKAT[Ar.] değil/yerine/= ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK

( ZAHMET, SIKINTI, GÜÇLÜK, ZORLUK )


- MEŞAKKATLİ değil/yerine/= İNCE İŞLİ/EMEK İSTEYEN


- MESAME[Ar. çoğ. MESAMAT] değil/yerine/= GÖZENEK/LER


- MESANE[Ar.] değil/yerine/= KAVUK/SİDİK TORBASI


- MESCİD-İ AKSÂ ile/değil AKSÂ CAMİİ

( Bir bina değil bir yer/alandır. İLE/DEĞİL Kudüs'te, Mescid-i Aksâ'da bulunan camii. )


- MESELE ile/ve/değil/||/<>/< MEVZÛ


- MESELE değil/yerine/= SORUN


- MESERRET[Ar. < SÜRÛR] değil/yerine/= SEVİNÇ, ŞENLİK


- MEŞFÛ[Ar.] değil/yerine/= ÖNALIMLIK


- MEŞGALE[Ar.] değil/yerine/= UĞRAŞI/İŞUĞRAŞ

( İŞ, İŞ GÜÇ, UĞRAŞILAN İŞ )


- MEŞGUL OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ETKİN OLMAK

( 13 Fark için burayı tıklayınız... )


- MEŞGUL OLMAK değil/yerine/= İŞLENMEK/OYALANMAK/UĞRAŞMAK


- MEŞGUL/İYET değil/yerine/= İŞLİ/LİK


- MEŞGUL ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN


- MESH/MEDICAL SUBJECT HEADING[İng.] değil/yerine/= TIBBİ KONU BAŞLIKLARI


- MEŞHUR" ile/değil MEŞRÛ


- MESİH/HIZIR ile/değil/yerine DÜŞÜNCE(MİZ)


- MEŞİME/PLASENTA değil/yerine/= ETENE/SON/DÖLEŞİ

( Memelilerde, ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan örgen. | Meyya daprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm. )


- MESİRE[Ar.] değil/yerine/= GEZİNTİ/DİNLENME YERİ


- MESİRE değil/yerine/= GEZİYER


- MESKENET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK

( Miskinlik, beceriksizlik. | Yoksulluk. )


- MEŞKUL değil/< MEŞGUL[< ŞUGL]["gu" uzun okunur]

( MEŞKÛL[Ar.]: Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. DEĞİL Bir işle uğraşan. )


- MESKÛN değil/yerine/= OTURUMLU


- MESLEK YÜKSEK OKULU(MYO) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> FAKÜLTE


- MESLEK değil/yerine/= İŞGE


- MESLEKÎ değil/yerine/= İŞGESEL


- MESLEKTAŞ değil/yerine/= İŞGEDEŞ


- MESNET/MESNED değil/yerine/= DAYANAK/ORUNÇ


- MESNEVÎ değil MESNEVÎ-İ MANEVÎ


- MEŞRUT/ŞARTLI değil/yerine/= KOŞULLU


- MEŞRUTİYET değil/yerine/= KOŞULLULUK


- MESUL MÜDÜR değil/yerine/= SORUMLU YÖNETÇİ


- MESUT/BAHTİYAR değil/yerine/= MUTLU/KIVANÇLI


- MESUT/MESUD[Ar.] değil/yerine/= MUTLU


- MEŞVERET[Ar.] değil/yerine/= DANIŞMA

( Danışma, bir iş üzerinde konuşma. )

( CONSULTATION )


- MET değil/yerine/= KABARMA


- META:
ÖTE ile/ve/değil ÜST


- METAANALİZ/META-ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= TOPLU ÇÖZÜMLEME


- METABOLİK/METABOLIC[İng.] değil/yerine/= ÖZÜMLEME-YADIMLAMA (İLİŞKİLİ)


- METABOLIT/METABOLITE[İng.] değil/yerine/= ARA ÜRÜN


- METAFİZİK:
FİZİK ÖTESİ ile/ve/değil/||/<>/< SONRASI


- METAFİZİK/METAPSYCHICS[İng.] değil/yerine/= FİZİK ÖTESİ


- METAFİZİK değil/yerine/= DOĞAÖTESİ/ÖTEDOĞA


- METAFİZİK ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM


- METAFOR/METAPHOR[İng.] değil/yerine/= EĞRETILEME


- METAKOGNİTİF değil/yerine/= ÜST BİLİŞ


- METALİK/METALOİT[Fr.] değil/yerine/= MADENSEL


- METALURJİ değil/yerine/= METALBİLİM


- METAMORFOZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= BAŞKALAŞMA


- METAMORFOZ/METAMORFİZM değil/yerine/= BAŞKALAŞIM/BAŞKALAŞMA


- METAMORFOZ/METAMORPHOSIS[İng.] değil/yerine/= BAŞKALAŞIM


- METAN[Fr. < Yun.] değil/yerine/= BATAKLIK GAZI

( Çürümekte olan karbonlu maddelerden çıkan, havada sarı bir alevle yanan, renksiz bir gaz.[CH4] )


- METÂNET[Ar.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK

( Dayanıklılık, güçlü olma, metin olma, sağlamlık, muhkemlik. )


- METANET değil/yerine/= DAYANIKLIK/SAĞLAMLIK


- METAPLAZİ/METAPLASIA YOZ[İng.] değil/yerine/= DÖNÜŞÜM


- METAPSİŞİK/PARAPSİŞİK değil/yerine/= ÖTEYİNCİLİK/ÖTEYİNSEL



(12/13)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 399 kez incelenmiş/okunmuştur.