MAZDEKÇİLİK

 

Mazdak, Zerdüşti mobedlerin mobedi, yani en büyük rahibi idi. Dolayısıyla kraldan sonra devletin en büyük adamıydı. Mutlak eşitliğin(tam komünism) savunucusu olarak, bunun uygulanmasının peşine düşmüştü.

Kral Kavad I (488-531)'in saltanatının 11. yılında öğretisine başladı. Kendisini peygamber ilân etti. Ülkeyi kıtlık kasup kavuruyordu. Mazdak halkın acılarını görerek, mevcut durumun toplumun adalet ilkesine, dolayısıyla tanrısal iradeye ters düştüğünü ilân etti. Herşey Tanrı' ya aittir dedi. Tanrı herşeyi herkese vermiştir. Madem ki O'nun katında ayırım gözetmeksizin herkes kardeştir, o halde herkes O'nun verdikleri üzerinde eşit hakka sahiptir. Böylece tüm malların -kadınların da- ortaklığını istedi. Tarlalardan, hayvanlara, hasattan tüm evlere kadar tüm mallar eşit olarak dağıtılacaktır ve kadınlar herkesin olacaktır.

Kadınların da bu ortaklığa katılmaları özellikle günümüzden bakıldığında pek iyi görünmeyebilir. Ancak bu ortaklık kadınları kurtarmayı amaçlıyordu. Şöyle ki; kadınlar babalarının, erkek kardeşlerinin, kocalarının ve oğullarının malı olarak düşünülüyorlardı. Zorla birilerinin malı olmaktansa, herkesin malı olmak daha iyi değil miydi? Ayrıca soyluların haremlerinde zorla ya da borçlar karşılığında toplanmış yüzlerce kadın bulunuyordu. İnsanlar bu yolla kızlarını ve kadınlarını kurtarabileceklerdi.

Mazdak'ın bu kökten ekonomik değişiklikleri önerdiği yeni din Mazdakism, başlangıçta Kral Kavad tarafından önemsenmedi. Ancak memlekette baş gösteren kıtlık kralı çareler aramaya itti. Bir yandan zengin soyluların ambarları buğday vb. ile doluyken, halk açlıktan kırılmak üzereydi. Mazdakism tam bir kurtarıcı idi. Kral yeni dini kabul etti. Tüm mallar, kadınlar halka dağıtıldı. Mazdakism resmi din oldu.

Ancak yerleşik güçler, Mazdakism'i kolay kabul edecek gibi görünmediler. Kısa zamanda toparlandılar ve Kral Kavad'ı tahttan indirdiler. Kavad kaçıp Heftali Hunlarına sığındı. Hunların desteğiyle dönüp, tekrar tahtına oturdu ama Mazdakism'i terkederek. Yerine veliaht olarak, Mazdakism'i benimsemiş büyük oğlu Kaus'u değil, Zerdüştiliğe sıkıca bağlı üçüncü oğlu Hüsrev'i tayin etti.

Kavad'ın bu tavrıyla Mazdakism uygulama alanından çekildi. Zerdüştlük tarafından en büyük heretic ilân edildi. Gerçekten de heretic bir tarikat olarak varlığını sürdürdü. Ardından Anadolu'da Hıristiyanlığın içinde, ardından İslam'ın içinde üst yapısını değiştirerek ama özünde varlığını sürdürerek heretic bir tarikat olarak devam etti.

Kral Kavad'ın ismi ise, halk ağzında varlığını sürdürdü ve bugün de Anadolu'da hâlâ kullanılmaktadır. Karısını -ya da kadın- satan anlamında!

 

Kaynak: Burhan Oğuz, Türk Halk Düşüncesi ve Hareketlerinin İdeolojik Kökenleri, Simurg Yayınları, III Cilt, 1997